Danışma Meclisi mecburiyetinde kalır, Her iki sektör de iş

advertisement
Danışma Meclisi
B : 125
mecburiyetinde kalır, Her iki sektör de iş imkânları
yaratmak durumundadır. Üretime yardım edecek ve
destekleyeceklerdir. Dolayısıyla birbirine ters düşen,
hiçbirine rakip olan, birbirlerine kötülük yapmak is­
teyen iki hasım taraf değil, birbirlerine yardıma, be­
raber çalışmaya ve işbirliğine mecbur olan, dayanış­
ma içinde ülke ve millete iş ve hizmet sağlayan, kay­
naşması gereken entegre durumda iki taraf olarak
düşünülmelidir. Bu nedenle özel sektörü kötülemek,
karşımıza almak gibi bir düşünce olamaz. Ülke içe­
risinde çalışanların çoğu özel kesimdedir. Kaç dev­
let dairesi vardır, kaç devlet memuru varttır, kaç dük­
kân, özel işyeri, imalathane vardır?.. Kıyaslamaya bi­
le lüzum yok. Her vatandaş çalışıp hayatını kazan­
mak ister. Bunun için de işe ve dolayısıyla işyerine
ihtiyaç vardır. Şu halde, iş yaratan bir müessese ola­
rak özel sektör ve müteşebbis takdire layıktır. Ülke
ancak bunların sayısı arttıkça yükselir. Devlet ver­
gi almasını bilir, vergi adaletini ve iş güvenliğini - gü­
vencesini sağlarsa, özel ve kamu el ele beraberce yü­
rüyerek . ve birbirini destekleyerek ülke kalkınmasını
sağlarlar. Kamu sektörü de rasyonel çalışır ve kârlı­
lık esasına göre yönetilirse devletin yükü azalır. Şu
halde, Atatürk'ün ekonomik politikasında rakip iki
unsur yaratılmamış, birbirini tamamlayan ekonomik
birimler öngörülmüştür, tşte bu politika Anayasa ile
geçerlilik kazanmalıdır.
Şimdi Atatürk'ün dış politikasının Anayasada yan­
sıtılması gereğine de kısaca değinmek istiyorum.
Bugünkü dış politikalara bir göz atalım : Dünya­
nın en güçlü, müreffeh ve zengin ülkelerinden birinin
açık desteklediği Arap Birliği ve îslam Birliğinin se­
yirciliğinde, etrafındaki ülkelerden nüfus ve coğrafî
yer bakımından çok küçük olan bir ülke, Birleşmiş
Milletler ve insanlıkla alay edercesine komşumuz bir
devletin topraklarında ilerliyor, insanları vahşice öl­
dürüyor, gündüz ateşkes ilan edip gece bozuyor, deh­
şet saçıyor, dünyaya meydan okuyor; bütün bunlara
rağmen silah ve para yardımı görüyor ve bu devlete
müeyyide uygulamak sadece sözde kalıyor.
Bu arada bize gelince : Vatandaşlarımızın canını
kurtarmak, huzur içinde yaşamalarım sağlamak, yok
olmak üzere olan devleti korumak, ekonomisini if­
lastan kurtarmak çabasıyla elinden geleni yapmaya
çalışan bir idareye, «Sende demokrasi yoktur» diye
müeyyide uygulamaya kalkan, Avrupa Konseyinden
atmaya çalışan, taahhüt ettikleri kredileri vermemek
için nazlanan ve son yıllardaki o kara günler yaşan­
mamış ve her şey unutulmuş gibi bir an önce kendi-
11 . 8 . 1982
O :4
lerine benzer demokrasiye ve eski halimize geçmeye
zorlayan niyet ve düşüncelere ibretle bakmak lazım.
Bunların karşısında statik duran bir dış politika
Atatürk ilkeleriyle bağdaşamaz. Atatürk dış politikası
seyirci bir politika ıdleğilıdıir. Şimdi büyük devletlerin
uygulamaya koyuldukları uzalktan önleyici 'bir poli­
tikadır.,
Anayasada NATO'mun veya diğer uluslararası
kuruluşların yeri yoktur. Bu Anayasa Türic Devle­
tinin Anayasasıdır, millî Anayasadır. Devlet lüzumlu
gördüğü ikili veya çolk taraflı anlaşmalara ülkenin
yüksek mıillî menfaati balkımıından Ikaitılabtilü'r; fakat
bunlar miçbir zaman anayasa dile bağlayıcı olmaz.
Fransızlar ve Yunanlılar NATO'num Askerî Kana­
dından çekildiler. Yunanlılar tekrar dlönmıefc istedi.
Biz Anayasaya bunu koyarsak böyle manevralar
yapmak fırsatımdan bile yoksun oluruz.
Atatürk ilkelerinin ihir (kısmını Anayasa çençevesıinde ele alarak ikıyaslama yaptıktan sonra, şimdi
Anayasa genelinde 'bazı noktalara değiniyorum.
Devletin temel görevleri arasında en önemli bir
faktör, (insanları yaptıkları ve yapabilecekleri işe ve
işim önemime göre değerlendirecek, adil ve haklara
saygılı bir personel rejimi kurımalk ve geliştirmekle
yükümlüdür. Partiler ve koalisyonları politik amaçlı
devlet bakanlıMan kurmamalı, yaz boz tahtası gibi
bâkanlılk icat edip soınradan lağvetmeye kalkışmamıalı.
bakanlık sayısı Anayasada" belirtilmeli, kadrolarının
saptanması ise ıkadrolama prensiplerine göre ilgili
kanunlarla sağlanacağına işaret edilmeli, devlete bağ­
lı bütün kuruluşların randımanlı çalışması ve mer tür­
lü yolsuzluğun önlenmesi sağlanmalıdır.
IDevlet malarının muhafaza ve kontroluma Ana­
yasada yer 'verilmelidir. Millî emlakin temimi, balkı­
mı, geliştirilmesi ve suiistimallerden lanndırıiaralk
umumum yararlarına sunulması Anayasa teminatı al­
tında olmalıdır. Devlet malları yağma edilmemelidir.
Devlet /konut olan yerleri resmî daire olarak ıkuillanmamıalııdır.ı
Özgürlükler :
IBütun özgürlükler devletin varlığıyla kâimdir. Şu
halde, teme! özgürlük devlet ive toplu olarak bir bü­
tün ıhaünde milletin özgürlüğüdür. Diğer özgürlük­
ler bumun içindedir ve 'bunum elemanlarıdır. Dola­
yısıyla bütün diğer özgürlükler anaözgürlüğe karşı
bir davranış içine giremezlerH
Kamu kuruluşlarında, memurlarda olduğu gibi
işçilere de grev hakkı tanımmamalıdır. Böylece aynı
evsaftaki bir iş için sırf daha fazla ücret alabilmek
— 426 —
Download