Pozitif ayrımcılık, toplumdaki diğer kişiler ile eşit koşullarda

advertisement
Pozitif ayrımcılık, toplumdaki diğer kişiler ile eşit koşullarda yaşamadığı
düşünülen belli gruplara çeşitli ayrıcalıklar tanıyarak onların desteklenmesi
anlamına gelmektedir. Bu durum ve koşullar, insana doğuştan gelebileceği gibi;
sonradan da ortaya çıkabilmektedir. Her iki değişik kazanım yönünden de
mahrum kalan insanlar, toplum içerisinde ekonomik ve sosyal olarak
dezavantajlı bir duruma düşmektedir. Kadınların erkeklere, güçsüzün güçlüye,
engellilerin engelli olmayanlara, azınlıkların çoğunluğa göre fırsat önceliğine
sahip olmalarını içeren uygulamalar pozitif ayrımcılığın temelini teşkil
etmektedir. Bu uygulamaların amacı, dezavantajlı taraf lehine fırsat eşitliğini
sağlamaktır. Pozitif ayrımcılık, bir kişiye, gruba ya da zümreye başka bir
ayrımcılık ortaya koymamaktadır. Pozitif ayrımcılıkla getirilen sınırlamalar,
imtiyazlar, ayrıcalıklar veya benzer kurallar toplumun çoğunluğunu oluşturan
kesimde adaletsizlik ve eşitsizlik duygusu uyandırmamalıdır. Türk mevzuatında pozitif ayrımcılık ilkesi Anayasa’da düzenlenmiştir.
2004 Anayasa değişikliği ile Anayasa’nın, kanunlar önünde eşitliği düzenleyen
10. maddesine kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğu, devletin bu
eşitliği sağlamakla yükümlü olduğu ve bu amaçla alınacak tedbirlerin eşitlik
ilkesine aykırı sayılamayacağı eklenmiştir. 2010 Anayasa değişikliğinde ise
aynı maddeye eklenen fıkra ile çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife
şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirlerin de
eşitlik ilkesine aykırı sayılmayacağı belirtilmiştir. Yapılan bu düzenlemeler ile
toplumun dezavantajlı gruplarına pozitif ayrımcılık getirilmiştir ve 2004 ve
2010 yıllarında yapılan eklemeler ile olumlu ayrımcılık önlemleri anayasal
güvence altına almıştır.
Download