Antioksidanların yararına dair bir makale

advertisement
Antioksidanların yararına dair bir makale
Vücutta gerçekleşen ve oksidasyon denen bir grup kimyasal reaksiyon sonucunda ortaya çıkan
serbest radikaller, bilhassa DNA üzerinde hasara yol açarak yaklaşık 80 farklı hastalığa zemin
hazırlamaktadır. Enfeksiyon dışı olan bu hastalıkların başında kalp ve beyin damarlarının
tıkanmasına bağlı hastalıklar, kanserler ve artrit yer almaktadır. Reaktif oksijen türleri, vücutta
metabolik yolla oluşabileceği gibi UV ışınlar, virüsler, radyasyon, çevre kirliliği, sigara dumanına
maruz kalınması, enfeksiyon, stres, alkol ve bazı ilaçların alımı ile de oluşabilmektedir.
Antioksidanlar açısından zengin olan beslenme şekli bazı hastalıkların görülme sıklığını
düşürmektedir. Fransızlarda kalp hastalığının, Güneydoğu Asya’da yaşayanlarda meme
kanserinin az görülmesi gibi.
Sebze ve meyvelerde bulunan lifler, tüketilen besinlerle birlikte alınan çeşitli zararlı maddeleri
kendi yapısına bağlayarak dışkı ile vücuttan atmaktadır. İçerdikleri (özellikle flavonoidler ve
polifenoller gibi) doğal antioksidanların, reaktif oksijen türleri (ROS) aracılığı ile oluşan doku
hasarına karşı olası koruyucu etkileri bulunmaktadır. Bu nedenle
Dünya Sağlık Örgütü günde 5 - 9 porsiyon sebze ve meyve tüketilmesini önermektedir.
- Yeşil yapraklı sebzeler özellikle folat açısından çok zengin olduklarından kalp
hastalıklarından koruyucu etkiler içermekte, yeni DNA sentezlenmesi, DNA onarımı ve
ekspresyonu açısından son derece faydalıdır. Çiğ olarak veya buharda pişirilerek tüketilmesi
daha sağlıklı olacaktır.
- Brasika sebzeleri olarak tanımlanan lahanagiller (Brüksel lahanası, brokoli, turp,
karnabahar, hardal, şalgam, beyaz ve kara lahana) kanser ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu
etkilere sahiptir. Öte yandan lahananın kadınlarda östrojen düzeylerini artırıcı etkileri
bulunduğundan meme kanseri riskini azaltabileceği bildirilmektedir.
- Alyum sebzeleri olarak tanımlanan soğangiller (sarımsak, arpacık soğanı, Frenk soğanı,
taze soğan, kırmızı soğan, kuru soğan, pırasa) sülfür içeriklerinin yüksek olması sebebiyle
detoksifikasyon sistemine yardımcı olmaktadır. Güçlü birer antioksidan olduklarından serbest
radikallerin vücuttan uzaklaştırılmasında etkili rol oynarlar.
- Kurubaklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, soya fasulyesi, kuru bakla) ve yulafta
bulunan saponinler antioksidan etki göstererek hücrelerdeki DNA mutasyonlarını önlemektedir.
- Zeytinyağının bileşimindeki tekli doymamış yağ asitleri kolesterolü düşürmede etkilidir.
Aynı zamanda antioksidan etkisi de vardır. Ancak ışık almayan, serin bir yerde ve hava
almadan saklanması önerilmektedir.
- Yağlı tohumlar (ceviz, badem, yerfıstığı ve fındık) içerdikleri çoklu doymamış yağ asitleri,
E vitamini, B
6 vitamini ve magnezyum sayesinde kuvvetli birer antioksidan ve
detoksifikanlardır.
- İlave olarak yeşil çay, yumurtanın sarısı, domates, havuç, enginar, turunçgiller, elma, nar,
kepekli tahıllar ve su ürünleri sağlık açısında son derece faydalı besinlerdir.
1/1
Download