Untitled - Devrimci Proletarya

advertisement
Zengine, patrona demokrasi var.
Eee hani demokrasi, nerede?
konuştuk:
yok. Kullandığımız maskeler çok
-
Adım Yılmaz. Kaynakçıyım. Bu
saat 11’lere kadar çalışıyorduk. Daha
-
-
alıyorum.
duyurusunda bulunmuş. 29 Eylül’de
-
Daha çok OSTİM’de çalıştım. Bazı
- Daha önce çalıştığın ama paranıEylül’de referandum yapılacak. Bu
yım. Çalışmak zorundayım sonuçta.
rek çoğalması. Ben oy kullanmıyacağım bu yüzden.
-
maaşlarımızı alamıyorduk. İşten ay-
- Bugüne kadar çalıştığın atelye
-
söylüyorlar. Bazı arkadaşlar da ‘evet’
falan söylüyorlar.
hem patron tarafından saldırıya uğ-
-Sen ne düşünüyorsun?
-
-
Kimin için
demokrasi?
OSTİM de orta büyüklükte bir
metal işletmesinde CNC opretarörü
olarak çalışıyorum. Yaptığım işin
ismi büyük olsa da ben de OSTİM
de çalışan binlerce işçi gibi 700 tl
almaktayım. Her sabah ayakta bile
zor yer bulduğum otobüsle giderim
işe.Yolda çeşit çeşit bilbordlar tüm
aylığımı ayırsam bile alamayacağım
ürünlerin reklamlarıyla doludur.
Bakmam bile çoğu zaman. Ama
şimdi o bilboardlarda referandumla
ilgili reklamlar var. Yargıyla ilgili
düzenlemeler olacağını söylüyorlar.
İvedik te Yunus Dönmez isimli bir
işçi var. Ciğerlerinin yüzde kırkını
yemiş çalıştığı makinalar. İşçi
Meclisi gazetesinden arkadaşlara
soruyorum durumu nedir diye. İş
mahkemelerinin hantallığını ve
genellikle patron yararına kararlar
aldığını söylüyor. Çevremde bir çok
arkadaşım var ki eski çalıştıkları
işyerlerinde maaş, mesai mutlaka bir
alacağı kalıyor.Yargı düzelecekmiş
ama bizi ölüm kusan makinalarında
çalıştıran, alacaklarımızı bile
doğru düzgün ödemeyen patronlar
yargılanacak ve cezalandıracak mı
? Hayır! Biliyorum ki ön kapıdan
alınıp arka kapıdan bırakılmaya
devam edecekler. Bir arkadaş vardı
alacağını almaya gidince patronun
kardeşleri tarafından dövülmüş.
Oda bir yumruk vurmuş ve o
yargılanıyor şimdi, işyerini bastı
diye. Ekmek çaldı diye yıllarca ceza
yatanlar var. İşçisini öldürdü diye
yıllarca ceza alan duydunuz mu?
Bunlar değişmeyecekse bu referandum benim için bir şey içermiyor
diye düşünüyorum. Size bir olay
anlatayım. Bu yaz Ankara çok sıcak
geçti. Biz kapalı bir yerde, fırın
kadar sıcak bir yerde çalışıyoruz.
Çalışırken 3-4 litre su içiyorum ve
5-6 litre içen arkadaşalr bile var.
Böbrekler için zararlı diyor bir
arkadaş ve yıllar sonra böbreklerde
sorun yaşayınca bu meslek hastalığı
olmayacak biliyorum. Klima istedik,
takmadılar. Sonra ne oldu biliyormusunuz. Mühendisler «bu kadar
sıcak bir ortam 150 bin liralık
maiknalara zarar verir» deyince hemen ertesi gün klimalar takıldı. Yani
anlayacağınız patronun gözünde
makineler kadar değerimiz yok. Bu
ülke patronların ülkesi. Yasaları da
mahkemeleri de hep onlar için var.
Ben referandumda gitmeyeceğim
sandığa. Bizim patron “evet” verecek
yandaki patron “hayır” diyecekmiş.
Ben ortak olmayacağım onların referandumuna. Anlıyorum ki iki ayrı
demokrasi var. Hep bizi yargılayan,
aç hasta sokaklarda bırakan,
işçiler ağır ağır ölürken OSTİM
i özel güvenlikleriyle çevreleyen
patronların demokrasisi birincisi.
İkincisi işçilerin haklarının en temel
hak olduğu, hiçbir iş yapmayıp
maaşımızı para yok diye vermezken
Kıbrıs a tatile giden patronların
olmadığı, aslında patron diye bir
şeyin de olmadığı, işçi demokrasisi.
İşçi Meclisi okuru bir Metal işçisi
İşçi sınıfının
e
l
e
d
a
c
ü
m
i
s
i
s
a
r
k
o
dem
-
saygısını kazanmış, sınanmış öncü
-
-
sınıfın bu, büyüyen özörgütlenme
-
-
-
-
-
me, karar alma, hedef koyma, eylem
dür.
şangırtıyla tuz buz olur.
-
-
-
-
-
-
-
-
olduğu alçakça yalanını yüzüne çar-
-
büyütürler.
Madde Madde
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
-
engellere takılıyorlardı. Bu
maddeyle sermayeye, parası
olana hareket özgürlüğü arta-
Madde 10:
Kadın işçi okurlarımız bilmeyebilir,
anayasada “Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin
yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.” diye bir madde vardır. Referandumla buna bir ek hüküm getirilerek “Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik
ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.” deniyor. İşte “kadınlara haklar
tanıyoruz” denilerek şaşaalı biçimde sunulan madde değişikliği sadece bu
yeni muğlak ifadeden ibarettir. Peki burjuvazinin kadın ve erkek arasındaki
bu biçimsel “eşitlik ilkesi” aslında nedir? Kapitalizmde kadınlar sömürüde
bile eşit olamazlar, iki kat daha fazla sömürülürler ve ezilirler. Daha düşük
ücretle, daha rahat sömürülürler, ilk işten atılan olurlar, tacize uğrarlar, aile
içi eziyet de cabasıdır. Bu maddedeki pozitif ayrımcılık aslında emekçi
kadınların daha ucuz işgücü, tüketici ve pazar olmaya çekilmesidir. Emekçi
kadının kurtuluşu, burjuvazinin kendisine iltimas geçer görünmesinde değil,
ücretli kölelik düzeninin kaldırılmasındadır.
soruşturması veya kovuşturbu madde “Vatandaşın yurt
suç soruşturması veya ko-
uluslararasılaşan sömürüsü ve
yaç vardır. Elbette bu proleter
seyahat özgürlüğü anlamına
kararına bağlı olarak sınırla-
borcu olan burjuvalar, ön-
-
“Aynı
za-
-
yürürlülükten kaldırılıyor. Ancak bu
12 Eylül’den tam 30 yıl sonra ger-
budur.” Bu aynı zamanda ve asıl olarak,
-
-
görüşme” hakkı olan memur-
bu madde temelde korunuyor. Bur-
grev ve lokavt, dayanışma grev ve
yaptığı toplusözleşmede pat-
-
-
arasında ayrım
noktasını oluşturan
ve tartışmanın
da burasıdır. Ordu,
ğunda burjuva devlet bu grev
-
yapmayı alışkanlık
yap, uyuşmazlık zaptı tut,
grev başvurusunda bulun,
Bu maddeyle memurlara uyarma
ve kınama cezalarına da yargı
yolu açılıyor. Mahkemeye başvu-
-
çıkmaktadırlar. Bugün
laştırmak amaçlı bu madde
-
-
yürütme gücünün oluştu-
fazla kurumsallaşması,
bulmasıyla olacak.
-
katırla mı, kırk satırla
-
-
seçmekten farksız.
Sosyalist
demokrasi
işçi konseyleri
demokrasisidir
-
-
-
-
-
kurar.
rücü azınlığın sömürülen çoğunluk
-
-
Yaşam ve çalışma koşullarının hızla
-
-
-
-
-
karşımıza çürüyen
-
-
konumu ve dokunalmazlığı yoktur.
-
-
yöneten olmasını kolaylaştırır. Bur-
şeyle uğraşmaya mecal bırakmaz.
-
-
özgürlüğünün
kötünün
-
olmasını sağlar.
-
üstünde olamaz.
-
-
büyüyen kabusu
-
-
-
aldatıcı burjuva
caklardır.
-
çıkamayacaklardır.
ANAYASA AYRIMLARI
sosyalist işçi demokrasisi anayasası
burjuva demokratik anayasa
-
üstü görünen kavramlarla burjuva-
araçlarının toplumsal
2- Burjuva anayasalar, sermaye ege-
-
-
-
-
-
-
rücü sınıfın ve her türlü sömürünün
ortadan kaldırılmasını düzenler. Sı-
özgürlüğünü, haklarını düzenleyen
nu bu kadar doğrudan koyar.
oluşturanların toplumun büyük çoanlayışı, sömürüsünün önünde engel olan ayrıcalıkların kaldırılmasını
nun, yargının, vb ayrıcalıklarının
adalet, hukuk vb. de bununla ta-
te, özgürlüğü sermaye ve meta ege-
mümkün olacağını, anayasasının en
başına yazar.
-
-
-
-
İŞÇİLER NASIL BİR
A
S
İSTİYOR?
A
Y
A
N
A
Biz işçiler, işçilerin işten çıkartılmadığı , işçileri
işten atan kapitalistlerin cezalandırıldığı bir
anayasa istiyoruz.
Biz işçiler, güvencesiz çalışmanın-taşeron
sisteminin- yasaklandığı bir anayasa istiyoruz.
Biz işçiler, varolan işlerin sağlıklı çalışabilir
herkese dağıtıldığı herkesin çalışma hakkının
güvence altına alındığı bir anayasa istiyoruz.
Biz işçiler, emek üretkenliğimizin artışına uygun olarak 6 saat çalışma ve insanca yaşayacak
ücret istiyoruz.
Biz işçiler, 8 saatin üstündeki çalışmanın
yasaklanmasını, günün geri kalan zamanında
dinlenebileceğimiz, sosyal yönden kendimizi
kunulmayacak bu haklarımızı güvence altına
alacak bir anayasa istiyoruz.
Biz işçiler, Kuzey Kürdistan’ da askeri
operasyonların
durdurulmasını,
savaş
birliklerinin çekilmesini, kürt ulusunun özgür
iradesiyle karar vermesini engelleyen yasaların
değiştirilmesini, ırkçı ve inkarcı politikalardan
vaz geçilerek isterse ayrılma ve ayrı devletini
ermesini, kadının erkekle her alanda tam
olarak eşitliğinin güvence altına alınmasını,
cinsiyet ayrımcılığının sona erdirilmesini
ve cinsiyet özgürlüğünü, kimsenin cinsel tercihinden dolayı suçlanmaması ve
aşağılanmamasını istiyoruz.
Ülke bütçesinin tekellerin teşviki ve kasalarının
şişirilmesine, silahlanlanmaya ve diyanete
değil işsizliğin ve yoksulluğun önlenmesine, sağlığın, eğitimin parasızlaştırılmasına
harcanmasını istiyoruz. Vergilerin işçilerden,
memurlardan değil servete göre artan oranlı
olarak burjuvaziden, tekellerden alınmasını,
işçi ve memurlar tüm vergi yükünü çekerken,
tekelleri teşvik eden sermaye düzeninin sona
ermesini istiyoruz.
anayasası!”
kurma dahil kendi kaderini tayin hakkının
anayasal bir hak olarak tanınmasını istiyoruz.
Biz işçiler devletin din işlerinden elini çekmesini, dinin politika aracı haline getirilmesinin, din yoluyla sömürünün ve halkın
kandırılmasının sona erdirilmesini, hiç bir
dinin ya da mezhebin diğerleri üzerinde
üstünlük kurmamasını, dinin bireyin vicdan
özgürlüğü ile sınırlandırılmasını istiyoruz.
Kadınlara dönük her türlü baskı ve ayrımcılığın,
şiddetin, taciz ve küçük düşürmenin sona
Biz işçiler, beslenme, konut, eğitim, sağlık,
ulaşım, iletişim ve kültürel gelişimin temel hak
olarak tannmasını ve bunların anayasa maddesi haline gelmesini istiyoruz.
Biz işçiler sömürünün yasaklandığı, insanın
insan üzerinde sömürüsünün ve baskı
kurmasının suç sayıldığı bir anayasa istiyoruz.
Biz işçiler, bilim ve teknolojinin gücünün sermayenin gücünü artırmak, işsizleri çoğaltmak,
sömürüye yeni kanallar açmak, yatak
odalarımıza kadar dinlemek ve gözetlemek,
bizi
soluksuz bırakmak ve
karanlığa boğmak için değil işsizliği ve
yoksuluğu önlemek, sömürüyü ortadan
kaldırmak, çalışma saatlerini azaltmak,
yaşam koşullarımızın iyileştirilmesi, tüm
zorunluluklarından kurtulmuş olarak emeğin
özgürleşmesiyle yetenek ve becerilerimizi bir
çok yönden geliştirebilmek için istiyoruz.
Biz işçiler, sermaye için doğanın tahribinin,
büyük kent rantları için kentlerin yıkımı ve
yağmalanmasını, emekçilerin kentlerin dışına
kovulmasının sona erdirilmesini, doğayı ve
insan-doğa ilişkilerini tahrip etmeyen bir
toplumsal sistemi istiyor ve özlüyoruz.
Biz işçiler, sadece sermaye sahiplerinin
özgür işçilerin ise ücretli köle olduğu, daha
çok tüketmenin özgürlük sayıldığı, insanal
ilişkilerin alım satım ilişkisine çevrildiği
ve parayla ölçüldüğü, bütün yaşammızla
köleleştirildiğimiz bu düzeni değil bunların
geri gelmeyecek biçimde yokolduğu bir düzeni
istiyor ve özlüyoruz.
Özel mülkiyeti değil toplumsal mülkiyeti
temeline yerleştiren bir anayasa istiyoruz.
Bundan dolayı burjuva partilerin “EVET”
ine de “HAYIR” diyoruz, burjuva partilerin
“HAYIR” ına da hayır diyoruz. İşçilerin tercihi ne kırk katırın arkasından sürüklenmeyi,
ne de kırk satırla doğranmayı kabul etmek
olamaz. Biz burjuva partileri ve burjuva demokrasisi karşısında kendi sınıf tercihimizi
yapıyor “Yaşasın sosyalist işçi demokrasisi!”,
“Yaşasın sosyalist işçi anayasası!” diyoruz.
Öncü İşçiler Deklarasyonu
Download