M. Meclisi B : 114 12.`7.1963 0 : 1 — 512

advertisement
M. Meclisi B : 114 12.'7.1963
laştırmak. Eğer işçi sınıfı idareye, ve kâra işti­
rak ederse, bu istatistiklerle tesbit edilmiştir
ki, bu sınıfın istihsal kapasitesi, prodüktivitesi
artar ve netice itibariyle fabrikanın umumi is­
tihsali artmış olur. Bu ise hem millî geliri ar­
tırır hem de memleketin menfaati icabıdır.
ikinci mesele ise; işçi sınıfının gerek kâra
gerekse idareye iştiraki grevleri ortadan kaldı­
rır. Neticede işçi sınıfı manen tatmin edilmiş
olur ve idarenin bütün hesaplarını, bizzat ordaki idareye iştirak eden mümessilleri vasıtasiyle
kontrol etmek hakkını haiz olur, çünkü o zaman
işçi «Bu, artık bana maledilıniş, bir müessese, be­
nim de bunda hissem var, kârına iştirak ediyo­
rum, idaresine iştirak ediyorum, hesaplar, ki­
taplar olduğu gibi, önümde açık. Binaenaleyh,
grev yapmaya lüzum yoktur.» der. Eğer, haki­
katen bir fabrika zarar ediyorsa, işçi sınıfı o za­
man ücretini yükseltmek için fabrikatörü taz­
yik etmez ve netice itibariyle bu da grevlerin
önlemesine sebep olur ve, memlekette sosyal sulh
ve sükûn bu suretle temin edilmiş olur.
Binaenaleyh, bu iki ana meseleyi nazarı iti­
bara alan demokratik memleketler, ingiltere,
Fransa, Almanya, ve Amerika Hükümetleri bunu
tamamiyle demokratik bir sistem olarak kabul
etmişler ve bunu «Demokratik Endüstriyel»
ismi altında tavsif, etmişlerdir. Hattâ bunun bir
misalini de vermek icabederse, 1870 senesinde
Fransa'da Göden isminde birisi bir müessese
kuruyor ve daha 1870 senesinde böyle bir mües­
sesenin idaresine, bütün işçi sınıfını iştirak etti­
riyor ve netice itibariyle işçi sınıfı o müessese­
nin kârına da iştirak ettirilmiş oluyor. Bunu bü­
tün sosyologlar tetkik ediyor ve buna «Paradis
Social» yani «içtimai Cennet» ismini veriyorlar.
Her sosyolog Fransa'ya gittiği zaman muhakkak
ki burayı ziyaret ederler ve bunun iyi bir şekil­
de işlediğinde hepsi müttefiktirler. Bugün da­
hi Paris'e giderseniz, Netroımıı altında «Croden
Müessesesi» diye reklâmların mevcudolduğunu
görürsünüz. Müessesenin iştigal sahası da, sofaj
santral ve sobalar üzerinedir. Amerika'da ve in­
giltere'de de buna benzer birçok misaller var­
dır. Binaenaleyh, sistem tamamiyle demokra­
siye uygundur. VQ demokratik memleketlerde .
tatbik edilen bir usuldür.
Bu itibarla bizde de işçi sınıfının idareye iş­
tiraki tamamiyle doğrudur, yerindedir ve Çalış-
— 512
0:1
ma Bakanının bu husustaki izahatlarını tamamiyle tasvibeder mahiyettedir. Hepinizi hürmet­
lerimle selâmlarım. (Alkışlar.)
BAŞKAN — C. li. P. Millet Meclisi Grupu
adına Sayın Islimyeil.
C. H. P. GRUPU ADINA FENNÎ ÜSLİMYELÎ (Balıkesir) — 8 nci madde dizerinde ta­
mamen teknik istikamette durmak üstiyorum.
Muhterem arkadaşlarım, dünkü görüşmele­
rimizde de işaret ettiğimiz gibi, 8 nci madde
yönetim k u n t l a r ı n ı n terekküp tarzına işaret
etmektedir. Komisyondan gelen 8 nci madde;
yönetim 'kullularına teşekküllün bünyesinden
2 kişiyi, ilgili bakanlıktan ve Maliye Bakanlı­
ğından-3 kişiyi iltihak .ettirmek suretiyle, 5 ki­
şilik bir yönetim kurulu 'kurulmasını, esas iti­
bariyle öıiıgörm ektedir. Yönetim Ikurull'larının
bu şekilde teşekkül etmesi, âdeta bizi 3460 sa­
yılı Kanunun tatbikatına götürecek istikamet­
tedir. Filhakika, 3400 sayılı Kanunum tatbik
edildiği tarihte de İktisadi Devlet Teşekkül­
leri, teşekkül bünyesinden yaünız umum mü­
dürün iştiraki, diğerlerinin de ilgili bakarilık'lar tarafından tâyin edilmesi suretiyle- teşekkül
•eden 5 - 7 kişilik yönetim kurulları tarafından
idare ediliyordu.
Şimdi, Geçici Komisyon tarafından getiri­
len bu terki'bi aynen ka'bui edecek 'OÜursak,
3460 sayılı Kanunun.çıktığı tarihtenn itibaren
yönetim kurallarına arız olan
hastalıkların
tekrar nüksetmesi nnümkiün olacaktır.
Bu bakımdan 'biz esas itibariyle Geçici Ko­
misyonun, Ibu 'maddesinin muayyen fıkralarına
iştirak etmediğimizi 'ifade etmek isteriz. Şu
halde, buna nasıl bir istikamet vermek lâzım­
dır1? Zannediyorum, Hükümet tasarısı bu nok­
tada deride deva olacak bir istikamettedir.
Hükümet tasarısı dikkatle dkunduğu takdirde
görülecektir İki', fonksiyonel bir idare meclisi­
ni, esas itibariyle, kabul 'etmiş, fakat onun ya­
nında ilgili bakanlıklardan da iki kişiyi ilti­
hak ettirmek suretiyle, buna karma bir istika­
met vermiştir. Hakikatte, öyle zannediyorum
ki, Türkiye inin gerçeklerine uygun olan bir
sistem, bu istikamette teşekkül edecek: 'bir
idare meclisi veya bir yönetim kurulu ile müm­
kün hale gelecektir.
Muhterem arkadaşlarım, hatıralarınızı can­
landırmakta fayda mülâhaza ediyorum, İbize
Download