güneş pili parametrelerinin işletme koşullarıyla ilişkilendirilmesi

advertisement
EGE ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
(DOKTORA TEZİ)
GÜNEŞ PİLİ PARAMETRELERİNİN İŞLETME
KOŞULLARIYLA İLİŞKİLENDİRİLMESİ
Rüştü EKE
Güneş Enerjisi Anabilim Dalı
Bilim Dalı Kodu: 625.05.04
Sunuş Tarihi: 01.02.2007
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Metin ÇOLAK
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Şener OKTİK
Bornova-İZMİR
III
Rüştü Eke tarafından DOKTORA TEZİ olarak sunulan “Güneş Pili
Parametrelerinin İşletme Koşullarıyla İlişkilendirilmesi” adlı bu
çalışma, “Lisansüstü Eğitim ve Öğretim Yönetmeliği’nin” ve Öğretim
yönergesinin ilgili hükümleri uyarınca tarafımızdan değerlendirilerek
savunmaya değer bulunmuş ve 01 Şubat 2007 tarihinde yapılan tez
savunma sınavında aday oy birliği/oyçokluğu ile başarılı bulunmuştur.
İmza
Jüri Üyeleri
Başkan
: Prof. Dr. Metin Çolak
……………………
Raportör üye : Prof. Dr. Şener Oktik
……………………
Üye
: Prof. Dr. Sıddık İçli
……………………
Üye
: Prof. Dr. Mehmet Güneş ……………………
Üye
: Doç. Dr. Canan Varlıklı ……………………
V
ÖZET
GÜNEŞ PİLİ PARAMETRELERİNİN İŞLETME
KOŞULLARIYLA İLİŞKİLENDİRİLMESİ
EKE, RÜŞTÜ
Doktora Tezi, Güneş Enerjisi Enstitüsü
Tez Yöneticileri
Prof. Dr. Metin Çolak ve Prof. Dr. Şener Oktik
Ocak 2007, 203 sayfa
Bu çalışmada, farklı teknoloji ve malzemelerle üretilmiş tek
kristal silisyum (AS1206 m-Si), çok kristalli silisyum (S105 p-Si), amorf
silisyum (KA58 a-Si) ve kadmiyum tellür (ATF43 CdTe) modüllerin
Muğla iklim koşullarında göstermiş oldukları performans ve
performanslarını etkileyen parametrelerin değişimleri, bir yıllık süre
boyunca sürekli olarak izlenmiştir.
Ortam koşullarının performansa etkisinin belirlenebilmesi için
özel olarak tasarlanmış bir sistem ile akım-gerilim eğrileri elde edilmiştir.
Çokça bilinen tek diyot modelinin, eğri uydurma parametresi olarak da
bilinen, sıcaklığı içine alan düzeltilmiş idealite faktörü tanımıyla, her
çeşit güneş piline uygulanabilirliği gösterilmiştir. Kullanılan modelden
elde edilen akım, gerilim değerleri ile ölçüm sonuçlarının genellikle
%1’in altında hatalar içerdiği görülmüştür. Test edilen modüller için
temsili olarak seçilen açık günlerde seri direnç, paralel direnç ve
düzeltilmiş idealite faktörü, karanlık doyma akımı ve ışıkla üreyen akım
hesapları gerçekleştirilerek, bu parametrelerin işletme koşulları ile
değişimleri yıllık ve aylık olarak belirlenmiştir.
VI
Geniş band aralığına sahip güneş pillerinde günlük ve mevsimsel
değişimlerin fazla olduğu, a-Si güneş pilinde spektral etkilerin
büyüklüğünün c-Si ve CdTe güneş pillerinden oluşan modüllerde daha
fazla olduğu gösterilmiştir.
Anahtar kelimeler: güneş pili parametreleri, modül parametreleri, seri
direnç, paralel direnç, idealite faktörü, ışıkla üreyen akım,
karanlık doyma akımı, performans.
VII
ABSTRACT
CORRELATION OF OPERATING CONDITIONS AND
SOLAR CELL PARAMETERS
EKE, RÜŞTÜ
PhD in Solar Energy
Supervisors
Prof. Dr. Metin Çolak and Prof Dr. Şener Oktik
January 2007, 203 pages
The operational parameters of mono crystalline silicon (AS1206),
poly crystalline silicon (S105), amorphous silicon (KA58) and CdTe
(ATF 43) thin films modules and their variations in different atmospheric
conditions were investigated continuously for a period of a year in
Muğla.
In order to determine the effects of environmental conditions on
the performance of different solar modules, the current voltage curves
are obtained using a specially designed measurement system for this
purpose.
It is shown that well known one diode model, defining a modified
ideality factor which is known as curve fitting parameter covering
temperature, is applicable to all type of solar cells. Difference of the
current and voltage values between the measured and obtained with the
model is less than 1%. Monthly and yearly variation of cell parameters
namely, series resistance, shunt resistance, modified ideality factor, dark
saturation current and light generated current values in operating
VIII
conditions are calculated for solar modules under test in chosen clear sky
days representing seasons.
The influence of spectral effects on a-Si solar cells is higher than
those of c-Si and CdTe type solar modules. It is also shown that there is a
strong daily and seasonal variation for solar cells characteristics with a
larger band gap.
Keywords: solar cell parameters, module parameters, series resistance,
parallel resistance, ideality factor, light generated current, dark
saturation current, performance.
IX
Nagehan’a
X
XI
TEŞEKKÜR
Tez çalışmam sırasında gösterdiği sabırdan ve yazım-noktalama
düzeltmelerindeki yardımlarından dolayı eşim Nagehan’a, çalışma
konusunu belirleyen ve beni böyle bir çalışma için cesaretlendiren, yoğun
çalışma temposu içerisinde bana zaman ayıran birikim ve deneyimlerini
benimle paylaşarak, karşılaştığım güçlükleri aşmamda her zaman
yardımlarını en yakınımda hissettiğim, engin bilgilerinden her zaman için
yararlandığım ve yararlanacağım, fizikçi kimliği kazanmamda etkili rol
oynayan ve kendisini daima örnek alacağım danışmanım ve saygıdeğer
hocam Prof. Dr. Şener Oktik’e, bilgi ve deneyimlerini paylaşan
danışmanım saygıdeğer hocam Prof. Dr. Metin Çolak’a, deneylerim
sırasında tüm laboratuarlarını açarak yardımlarını esirgemeyen Muğla
Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Fizik Bölümü Öğretim Elemanları ve
Ege Üniversitesi Güneş Enerjisi Enstitüsü çalışanlarına ve tüm eğitimim
süresince yadımlarını esirgemeyen anneme ve babama teşekkür ederim.
XII
XIII
İÇİNDEKİLER
Sayfa
ÖZET..............................................................................................V
ABSTRACT ................................................................................VII
TEŞEKKÜR................................................................................. XI
İÇİNDEKİLER......................................................................... XIII
ŞEKİLLER DİZİNİ ................................................................XVII
ÇİZELGELER DİZİNİ ..........................................................XVII
SİMGELER VE KISALTMALAR...................................... XXIX
1 GİRİŞ..........................................................................................1
2 GÜNEŞ-ELEKTRİK DÖNÜŞÜMLERİ ...............................11
2.1 Güneş Pillerinin Yapısı ...................................................... 11
2.2 Güneş Pilleri İçin Malzemeler ........................................... 18
2.2.1 Tek Kristal Silisyum Güneş Pilleri (m-Si)................ 18
2.2.2 Çok Kristalli Silisyum Güneş Pilleri (p-Si) .............. 21
2.2.3 Amorf Silisyum Güneş Pilleri (a-Si)......................... 22
2.2.4 Kadmiyum-Tellür Güneş Pilleri (CdTe)................... 24
2.3 Güneş Pillerinde Hiyerarşi................................................. 26
2.4 Güneş Pilinin Akım-Gerilim Karakteristiği....................... 28
XIV
İÇİNDEKİLER (devam)
Sayfa
2.5 İşletme Koşullarına Performansın Etkisi ........................... 35
2.5.1 Termal Etkiler ........................................................... 36
2.5.2 Işınım Etkisi .............................................................. 39
2.5.3 Spektral Etkiler ......................................................... 41
3 DENEY DÜZENEĞİ............................................................... 49
3.1 Ölçüm Sistemi ve Ölçüm Programı ................................... 51
4 GÜNEŞ PİLİ MODELLERİ ................................................. 55
4.1 Phang Modeli ..................................................................... 58
4.2 de Blas Modeli ................................................................. 60
4.3 King veya Sandia Modeli................................................... 61
4.4 Luft-Barton-Conn Modeli .................................................. 62
4.5 Diğer Modeller ................................................................. 64
5 İŞLETME KOŞULLARINDA ÖLÇÜMLER...................... 67
5.1 Akım-Gerilim Ölçümleri.................................................... 67
5.1.1 AS1206 m-Si Modül ................................................. 70
5.1.1.1 AS1206 m-Si Modülün Ölçüm Sonuçları.... 71
5.1.2 S105 p-Si Modül ...................................................... 74
5.1.2.1 S105 p-Si Modülün Ölçüm Sonuçları.......... 75
5.1.3 KA58 a-Si Modül ................................................... 78
5.1.3.1 KA58 a-Si Modülün Ölçüm Sonuçları ........ 80
XV
İÇİNDEKİLER (devam)
Sayfa
5.2
5.3
5.4
5.5
5.6
5.7
5.8
5.1.4 ATF43 CdTe Modül .............................................. 83
5.1.4.1 ATF43 CdTe Modülün Ölçüm Sonuçları .... 84
Seri Direnç Değişimleri .................................................. 88
Paralel Direnç Değişimleri................................................ 99
Düzeltilmiş İdealite Faktörü Değişimleri ....................... 110
Karanlık Doyma Akımı Değişimleri .............................. 122
Işıkla Üreyen Akım Değişimleri..................................... 128
Dolum Çarpanı................................................................ 133
Verim .............................................................................. 141
6 SONUÇ VE ÖNERİLER ......................................................151
KAYNAKLAR DİZİNİ..............................................................165
EKLER ........................................................................................175
Ek 1 Temsili Günlerdeki Güneş Işığı Şiddeti Değişimi .........175
Ek 2 Modül Sıcaklığı ve Çevre Sıcaklığı Değişimi ...............176
Ek 3 Ölçüm Hızının Akım Gerilim Eğrisi Üzerine Etkisi......177
Ek 4 Açık Devre Gerilimin Mevsimsel Olarak Değişimi ......178
Ek 5 Yaz ve Kış Aylarındaki ISC-VOC Değişimi .....................182
Ek 6 VMPP VOC Oranının Yaz ve Kış Aylarındaki Değişimi ..184
Ek 7 I MPP I SC Oranının Yaz ve Kış Aylarındaki Değişimi ..188
Ek 8 Dolum Çarpanının Mevsimsel Olarak Değişimi............192
ÖZGEÇMİŞ ................................................................................197
XVI
XVII
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa
Şekil 1.1 1995-2005 arasında gerçekleşen ve 2010 yılına kadar
gerçekleşmesi beklenen toplam güneş pili üretimi ........................... 2
Şekil 1.2 Güneş pili teknolojisinin gelişimi.............................................. 3
Şekil 1.3 Dünya elektrik üretim kapasitesi gelişimi tahmini ve PV
elektrik üretimi.................................................................................. 4
Şekil 1.4 Avrupa’da elektrik üretim maliyetinin gelişimi ........................ 6
Şekil 1.5 1993-2006 zaman aralığında farklı yarı iletken malzemelerden
yapılmış güneş pillerinin veriminde olan değişimler........................ 7
Şekil 2.1 Bir yarı iletken malzemede elektron-boşluk çifti oluşumu ..... 12
Şekil 2.2 Işıma altındaki p-n eklemi (güneş pilinin çalışma prensibi) ..14
Şekil 2.3 Doğrudan geçişli band yapısına sahip bir yarı iletkende foton
soğurulması ..................................................................................... 15
Şekil 2.4 Dolaylı geçişli band yapısına sahip bir yarı iletkende foton
soğurulması ..................................................................................... 16
Şekil 2.5 c-Si, a-Si ve CdTe yarı iletken malzemelerin soğurma
katsayılarının dalga boyuna göre değişimi ..................................... 18
Şekil 2.6 c-Si güneş pilinde toplayıcı kanallar........................................ 20
Şekil 2.7 p-Si güneş pilinde farklı bir toplayıcı kanal tasarımı............... 22
Şekil 2.8 Amorf silisyum güneş pili yapısı............................................. 23
Şekil 2.9 CdTe güneş pili yapısı ............................................................. 25
Şekil 2.10 Güneş pilinin paketlenme şekli................................................ 2
XVIII
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)
Sayfa
Şekil 2.11 Güneş pillerinde hiyerarşi...................................................... 28
Şekil2.12 Bir güneş pilinin veya modülün basitleştirilmiş elektronik
eşdeğer devresi................................................................................ 28
Şekil 2.13 Bir güneş pilinin karanlıkta ve aydınlıkta akım-gerilim
karakteristiği ................................................................................... 31
Şekil 2.14 Yarı iletkenin band aralığına göre elde edilebilecek kısa devre
akım yoğunluğunun sınır değerleri ................................................. 33
Şekil 2.15 Güneş pilinin yapıldığı yarı iletken malzemenin band aralığına
bağlı olarak teorik verimin değişimi ............................................... 34
Şekil 2.16 Tek kristal silisyum bir modülün akım-gerilim eğrisinin güneş
pili veya modül sıcaklığı ile değişimi ............................................ 39
Şekil 2.17 Işık şiddetindeki değişimin tek kristal silisyum bir modülün
akım-gerilim eğrisi üzerindeki etkisi (TC =25ºC)............................ 41
Şekil 2.18 Test edilen modüllerin yapıldığı güneş pillerinin spektral
tepkileri ve güneş ışığının spektral dağılımı ................................... 42
Şekil 2.19 Hava Kütlesinin 0, 1, 2 ve 5 olduğu durumlarda doğrudan
güneş ışığının spektral dağılımındaki değişimler ........................... 44
Şekil 2.20 Toplam güneş ışığının spektral dağılımında bir gün
içerisindeki değişimler .................................................................... 45
Şekil 3.1 Güneş pili ölçüm sistemi.......................................................... 49
Şekil 3.2 Güneş pili ölçüm sisteminin bağlantı kutusu........................... 50
Şekil 3.3 SMS Programının ana menüsü ................................................ 51
Şekil 3.4 Ölçüm sonucunda elde edilen akım-gerilim ve güç-gerilim
değişimleri…................................................................................... 52
XIX
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)
Sayfa
Şekil 4.1 Bir modüle ait akım-gerilim eğrisi üzerinde RSO ve RSHO
değerleri .......................................................................................... 56
Şekil 5.1 Merkez kütüphane Üzerindeki 10kWp gücündeki şebekeye
bağlı PV sistem … .......................................................................... 67
Şekil 5.2 c-Si güneş pillerinin birbirine bağlanması … .......................... 70
Şekil 5.3 Yaz aylarındaki davranışı temsilen 12 Temmuz 2005 günü
farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve de Blas
modelleri ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması
......................................................................................................... 72
Şekil 5.4 Sonbahardaki davranışı temsilen 19 Ekim 2005 günü farklı ışık
şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve de Blas modelleri ile
hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması…………... 72
Şekil 5.5 Kış aylarını temsilen 8 Ocak 2006 günü farklı ışık şiddetlerinde
ölçülen değerler ile Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan akımgerilim değerlerinin karşılaştırılması ……………... ...................... 73
Şekil 5.6 İlkbahardaki davranışı temsilen 25 Nisan 2006 günü farklı ışık
şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve de Blas modelleri ile
hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması . ................ 73
Şekil 5.7 12 Temmuz 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler
ile Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan akım-gerilim
değerlerinin karşılaştırılması…………........................................... 76
Şekil 5.8 19 Ekim 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile
Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin
karşılaştırılması ............................................................................... 76
XX
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)
Sayfa
Şekil 5.9 8 Ocak 2006 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile
Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin
karşılaştırılması…… ....................................................................... 77
Şekil 5.10 25 Nisan 2006 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler
ile Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan akım-gerilim
değerlerinin karşılaştırılması…………........................................... 77
Şekil 5.11 a-Si ve CdTe ince film güneş pillerinin birbirine bağlanması
…………......................................................................................... 79
Şekil 5.12 12 Temmuz 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen
değerler ile Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan akım-gerilim
değerlerinin karşılaştırılması…………........................................... 80
Şekil 5.13 19 Ekim 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler
ile Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan akım-gerilim
değerlerinin karşılaştırılması………............................................... 81
Şekil 5.14 8 Ocak 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile
Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin
karşılaştırılması………… ............................................................... 81
Şekil 5.15 25 Nisan 2006 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler
ile Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan akım-gerilim
değerlerinin karşılaştırılması. ……................................................. 82
Şekil 5.16 12 Temmuz 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen
değerler ile Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan akım-gerilim
değerlerinin karşılaştırılması. ………............................................. 85
Şekil 5.17 19 Ekim 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler
ile Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan akım-gerilim
değerlerinin karşılaştırılması. ……................................................. 85
XXI
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)
Sayfa
Şekil 5.18 8 Ocak 2006 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile
Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin
karşılaştırılması. ……… ................................................................. 86
Şekil 5.19 25 Nisan 2006 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler
ile Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan akım-gerilim
değerlerinin karşılaştırılması. ………............................................. 86
Şekil 5.20 Akım Gerilim eğrisi üzerine (RS) seri direnç etkisinin
benzetişimi. …… ............................................................................ 88
Şekil 5.21 AS1206 m-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ölçülen ve
hesaplanan seri direnç değerlerinin karşılaştırılması ..................... 89
Şekil 5.22 AS1206 m-Si modülde 14 Mayıs 2005’te ölçülen ve
hesaplanan seri direnç değerlerinin karşılaştırılması… .................. 91
Şekil 5.23 S105 p-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan seri
direnç değerlerinin karşılaştırılması................................................ 93
Şekil 5.24 KA58 a-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan seri
direnç değerlerinin karşılaştırılması................................................ 95
Şekil 5.25 ATF43 CdTe modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan
seri direnç değerlerinin karşılaştırılması ......................................... 97
Şekil 5.26 Test edilen modüllerde yaz ve kış aylarında ölçülen ve
hesaplanan (RS) seri direnç değerleri ............................................ 99
Şekil 5.27 Akım Gerilim eğrisi üzerine (RSH) paralel direnç etkisinin
benzetişimi… ................................................................................ 100
Şekil 5.28 AS1206 m-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan
paralel direnç değerlerinin karşılaştırılması.................................. 101
XXII
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)
Sayfa
Şekil 5.29 AS1206 m-Si modülde 14 Mayıs 2005’te ölçülen ve
hesaplanan paralel direnç değerlerinin karşılaştırılması ............... 102
Şekil 5.30 S105 p-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan
paralel direnç değerlerinin karşılaştırılması.................................. 104
Şekil 5.31 KA58 a-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan
paralel direnç değerlerinin karşılaştırılması.................................. 106
Şekil 5.32 ATF43 CdTe modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan
paralel direnç değerlerinin karşılaştırılması.................................. 108
Şekil 5.33 Test edilen modüllerde yaz ve kış aylarında ölçülen (RSH)
paralel direnç değerleri................................................................. 110
Şekil 5.34 Akım gerilim eğrisi üzerine (a) düzeltilmiş idealite faktörü
etkisinin benzetişimi ..................................................................... 111
Şekil 5.35 AS1206 m-Simodülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan
düzeltilmiş idealite faktörü değerlerinin karşılaştırılması............. 112
Şekil 5.36 AS1206 m-Si modülde 14 Mayıs 2006’da ölçülen ve
hesaplanan düzeltilmiş idealite faktörü değerlerinin karşılaştırılması.
....................................................................................................... 113
Şekil 5.37 S105 p-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan
düzeltilmiş idealite faktörü değerlerinin karşılaştırılması............. 114
Şekil 5.38 KA58 a-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan
düzeltilmiş idealite faktörü değerlerinin karşılaştırılması............. 117
Şekil 5.39 ATF43 CdTe modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan
düzeltilmiş idealite faktörü değerlerinin karşılaştırılması............. 119
XXIII
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)
Sayfa
Şekil 5.40 Test edilen modüllerde yaz ve kış aylarında hesaplanan (a)
düzeltilmiş idealite faktörü değerleri ............................................ 121
Şekil 5.41 Akım-gerilim eğrisi üzerine (IO) karanlık doyma akımı
etkisinin benzetişimi ..................................................................... 122
Şekil 5.42 Test edilen ATF43 CdTe modül için kısa devre akımının açık
devre gerilimine göre değişimi...................................................... 125
Şekil 5.43 AS1206 m-Si modülde akım-gerilim eğrisi üzerine (IL) ışıkla
üreyen akım etkisinin benzetişimi ................................................ 129
Şekil 5.44 Test edilen modüller için bir yıl boyunca ışıkla üreyen akımın
ışık şiddetiyle değişimi ................................................................. 131
Şekil 5.45 Test edilen modüller için bir yıl boyunca ışıkla üreyen akımın
değişimi......................................................................................... 132
Şekil 5.46 AS1206 m-Si modülde VMPP VOC oranının I SC ’ye göre
değişimi......................................................................................... 134
Şekil 5.47 S 105 p-Si modülde VMPP VOC oranının I SC ’ye göre değişimi
....................................................................................................... 135
Şekil 5.48 KA58 a-Si modülde VMPP VOC oranının I SC ’ye göre değişimi
....................................................................................................... 135
Şekil 5.49 ATF43 CdTe modülde VMPP VOC oranının I SC ’ye göre
değişimi......................................................................................... 136
Şekil 5.50 Test edilen modüllerde I MPP I SC oranının I SC ’ye göre
değişimi......................................................................................... 138
XXIV
ŞEKİLLER DİZİNİ (devam)
Sayfa
Şekil 5.51 Test edilen modüllerde FF dolum çarpanının I SC ’ye göre
değişimi......................................................................................... 140
Şekil 5.52 Test edilen modüllerde ISC kısa devre akımının ışık şiddetine
göre değişimi................................................................................. 142
Şekil 5.53 Test edilen modüllerin Ocak ve Temmuz aylarında seçilen iki
gün için verimin modül sıcaklığıyla değişimi.............................. 143
Şekil 5.54 Nisan 2005-Temmuz 2006 arasında test edilen modüller için
öğle saatlerinde hesaplanan verimin aylara göre değişimi............ 148
XXV
ÇİZELGELER DİZİNİ
Sayfa
Çizelge 2.1. İki farklı güneş pili paketleme şekli için güneş pili veya
modül sıcaklığının belirlenmesinde kullanılan sıcaklık katsayıları 38
Çizelge 2.2 Test edilen modüllerin yapıldığı yarı iletken malzemelerin
band aralıkları ................................................................................. 42
Çizelge 2.3 Test edilen modüllerin yapıldığı yarı iletken malzemeler için
güneş ışınımının doğrudan bileşenlerinin dağılımı için katsayılar 46
Çizelge 2.4 Test edilen modüllerin yapıldığı yarı iletken malzemeler için
güneş ışınımının yayılı bileşenlerinin dağılımı için katsayılar ...... 46
Çizelge 2.5 Test edilen modüller için güneş ışınımının yerden yansıyarak
gelen bileşenlerinin dağılımı için katsayılar ................................... 46
Çizelge 5.1 AS1206 m-Si modülün STC’deki elektriksel özellikleri .... 70
Çizelge 5.2 AS1206 m-Si modülün STC’deki fiziksel parametreleri..... 71
Çizelge 5.3 S105 p-Si modülün STC’deki elektriksel özellikleri........... 75
Çizelge 5.4 S105 p-Si modülün STC’deki fiziksel parametreleri........... 75
Çizelge 5.5. KA58 a-Si modülün STC’deki elektriksel özellikleri......... 78
Çizelge 5.6. KA58 a-Si modülün STC’deki fiziksel parametreleri ........ 79
Çizelge 5.7. ATF43 CdTe modülün STC’deki elektriksel özellikleri .... 83
Çizelge 5.8. ATF43 CdTe modülün STC’deki fiziksel parametreleri .... 84
Çizelge 5.9 AS1206 m-Si modül için seri direnç katsayıların aylara göre
değişimi ve regresyon analizi.......................................................... 92
XXVI
ÇİZELGELER DİZİNİ (devam)
Sayfa
Çizelge 5.10 S105 p-Si modül için seri direnç katsayılarının aylara göre
değişimi ve regresyon analizi.......................................................... 94
Çizelge 5.11 KA58 a-Si modül için seri direnç katsayılarının aylara göre
değişimi ve regresyon analizi.......................................................... 96
Çizelge 5.12 ATF43 CdTe modül için seri direnç katsayılarının aylara
göre değişimi ve regresyon analizi.................................................. 98
Çizelge 5.13 AS1206 m-Si modül için paralel direnç katsayılarının aylara
göre değişimi ve regresyon analizi................................................ 103
Çizelge 5.14 S105 p-Si modül için paralel direnç katsayılarının aylara
göre değişimi ve regresyon analizi................................................ 105
Çizelge 5.15 KA58 a-Si modül için paralel direnç katsayılarının aylara
göre değişimi ve regresyon analizi................................................ 107
Çizelge 5.16 ATF43 CdTe modül için paralel direnç katsayılarının aylara
göre değişimi ve regresyon analizi................................................ 109
Çizelge 5.17 AS1206 m-Si modül için düzeltilmiş idealite faktörü
katsayılarının aylara göre değişimi ve regresyon analizi .............. 114
Çizelge 5.18 S105 p-Si modül için düzeltilmiş idealite faktörü
katsayılarının aylara göre değişimi ve regresyon analizi .............. 116
Çizelge 5.19 KA58 a-Si modül için düzeltilmiş idealite faktörü
katsayılarının aylara göre değişimi ve regresyon analizi .............. 118
Çizelge 5.20 ATF43 CdTe modül için düzeltilmiş idealite faktörü
katsayılarının aylara göre değişimi ve regresyon analizi .............. 120
XXVII
ÇİZELGELER DİZİNİ (devam)
Sayfa
Çizelge 5.21 Test edilen modüllerin 25ºC civarındaki modül sıcaklığında
yaz ve kış aylarında hesaplanan IO karanlık doyma akımı değer
aralığı............................................................................................. 126
Çizelge 5.22 Test edilen modüllerin 8 Ocak 2006 ve 12 Temmuz 2005
günü sıcaklık verim katsayıları. .................................................... 145
Çizelge 5.23 Test edilen modüllerin 1000±10W/m2 ışık şiddetlerindeki
sıcaklık verim katsayıları. ............................................................. 146
XXVIII
XXIX
SİMGELER ve KISALTMALAR
Simgeler
a
aref
a0,a1,a2
a
A
AM
α
a-Si
b
b
Beff
c
C0,1,..8
CdTe
CIGS
c-Si
Ct
DC
Deff
∆T
E1
E2
Eg,EG
EPIA
ERMS
ESTI
Açıklama
Düzeltilmiş idealite faktörü
STC’deki düzeltilmiş idealite faktörü
Düzeltilmiş idealite faktörü ışık şiddeti katsayıları
Spektral tepki bulanıklık katsayısı
Güneş pili yüzey alanı
Hava kütlesi
Soğurma Katsayısı (absorption coefficient)
Amorf silisyum
Rüzgar hızı-Güneş pili arasındaki sıcaklık katsayısı
Spektral tepki hava kütlesi katsayı
Etkin güneş ışığının doğrudan gelen bileşeni
Spektral tepki katsayı
King modeli katsayıları
Kadmiyum Tellür
Bakır, İndiyum/Galyum, Selenyum (CuInGaSe2)
Tek ve Çok Kristalli Silisyum
Işık şiddeti-güneş pili sıcaklığı arasındaki katsayı
Doğru akım (Direct Circuit)
Etkin güneş ışığının yayılı gelen bileşeni
Paketleme malzemesi sıcaklık aralığı
Değerlik Bandındaki Enerji Seviyesi
İletim Bandındaki Enerji Seviyesi
Yarı iletken malzemenin band aralığı
Avrupa Fotovoltaik Birliği
Akım hesabındaki hata
European Solar Test Installation
XXX
SİMGELER ve KISALTMALAR (devam)
Simgeler
Açıklama
f
fB
fD
FF
fR
Spektral tepki fonksiyonu
Spektral tepki fonksiyonu doğrudan gelen bileşeni
Spektral tepki fonksiyonu yayılı gelen bileşeni
Dolum çarpanı
Spektral tepki fonksiyonu yerden yansıyarak gelen
bileşeni
STC'deki ışık şiddeti
Toplam etkin ışık şiddeti
G*
Geff
Gref
h
I*SC
I
IEA
I0
IO,ref
IBD
ID
IL
IMPP
ISC
ISH
ITRW
IX
IXX
k1
k2
STC’deki ışık şiddeti
Planck Sabiti
STC’deki kısa devre akımı
Güneş pili veya modül çıkış akımı
Uluslararası Enerji Ajansı
Karanlık doyma akımı
STC’deki güneş pili veya modül karanlık doyma akımı
Arka diyot akımı
Diyot akımı
Işıkla üreyen akım
Maksimum güç noktasındaki akım
Kısa devre akımı
Kaçak akım
TRW modelindeki güneş pili veya modül akımı
VX durumundaki akım
VXX durumundaki akım
TRW modelindeki gerilim katsayısı
TRW modelindeki exponansiyel terim katsayısı
XXXI
SİMGELER ve KISALTMALAR (devam)
Simgeler
Açıklama
kB
K
Kt
λ
κ
m
MPP
m-Si
µc-Si
µISC
Boltzmann Sabiti
Kelvin
Bulanıklık
Dalga boyu
Orantı katsayısı
Karanlık doyma akımını sıcaklığa bağlayan üstel katsayı
Maksimum Güç Noktası
Tek kristal silisyum
Mikro kristal silisyum
µVOC
ν
n
NCS
NOCT
η
P
PMPP
PV
PVPS
PVSYST
P0
Pi
p-Si
q
Modülün kısa devre akımı sıcaklık katsayısı
Modülün açık devre gerilimi sıcaklık katsayısı
Frekans
Diyot idealite faktörü
Seri bağlı güneş pili/modül sayısı
Güneş pili/modül Normal Çalışma Sıcaklığı
(Normal Operating Cell Temperature)
Güneş pili veya modülün elektriksel güç çevrim verimi
Basınç
Maksimum güç noktasındaki güç
Fotovoltaik
Fotovoltaik Güç Sistemleri Programı
Fotovoltaik Sistem benzetişim programı
Deniz seviyesindeki basınç
Güneş pili veya modül yüzeyine gelen ışığın gücü
Çok kristalli silisyum
Elektron yükü
XXXII
SİMGELER ve KISALTMALAR (devam)
Simgeler
Açıklama
Reff
RL
RS
rS1, rS2
RSH , RP
RSHO
RSO
rSH1, rSH2
R2
Etkin güneş ışığının yerden yansıyarak gelen bileşeni
Yük direnci
Seri direnç
Seri direnç ışık şiddeti katsayıları
Paralel direnç
Kısa devre durumunda akım-gerilim eğrisinin eğimi
Açık devre durumunda akım-gerilim eğrisinin eğimi
Paralel direnç ışık şiddeti katsayıları
SMS
σ
STC
SWE
T1
T2
Ta
TC
TC,ref
Tm
θ
UF
V
VMPP
VOC
Belirleme katsayısı
Güneş pili ve modül karakterizasyon programı (Solar
Measuring System)
Standart sapma
Standart Test Koşulları (Standard Test Conditions)
Staebler Wronski Etkisi (Staebler Wronski Effect)
Düşük rüzgar hızlarında üst sıcaklık limiti
Yüksek rüzgar hızlarında alt sıcaklık limiti
Çevre sıcaklığı
Güneş pili sıcaklığı
STC’deki güneş pili sıcaklığı
Modül arka yüzeyinde ölçülen sıcaklık
(bu çalışmada TC =TM alınmıştır)
Güneşin geliş açısı
Yararlı oran (Useful Fraction, Utilisation Factor)
Güneş pili veya modül çıkış gerilimi
Maksimum güç noktasındaki gerilim
Açık devre gerilimi
XXXIII
SİMGELER ve KISALTMALAR (devam)
Simgeler
Açıklama
VX
VXX
Açık devre geliminin yarısı
Açık devre gerilimi ve maksimum güç noktasındaki
gerilimlerin toplamının yarısı
Global Değişim Alman Danışma Kurulu (German Advisory
WBGU
Council On Global Change)
Wp
ωs
STC’deki güç
Rüzgâr hızı
1
1 GİRİŞ
Güneş pilleri (güneş gözeleri) güneş enerjisini doğrudan elektrik
enerjisine çeviren fotovoltaik (PV) aygıtlardır. Güneş pilleri, mevcut
elektrik üretim tekniklerinin beraberinde getirdikleri olumsuz etkilerden
kurtulmada yardımcı olmaktadır. Güneş pilleri, çok geniş bir uygulama
sahası için çok geniş bir coğrafi alanda elektrik üretilebileceğini
göstermektedir.
Güneş pilleri, 50 yılı aşkın bir süredir uzay araçlarının güvenilir bir
güç kaynağı olmayı sürdürmektedir. Son yıllarda baş gösteren çevre
sorunları nedeniyle, mevcut elektrik üretim teknolojileri irdelenmeye
başlanmış ve çevre ile dost olabilen yeni sistemlerin geliştirilmesi üzerine
sürdürülen çalışmalar ivme kazanmıştır. Bunun neticesinde de, artan güç
çevrim verimleri ve geliştirilen elektronik yardımcı sistemler sayesinde
güneş pilleri sadece uzay araçlarının değil, yeryüzünde kullandığımız
elektrik gereksinimi olan her cihazın güç kaynağı olabilme özelliğini
kazanmıştır.
Güneş pillerini diğer elektik üretim sistemlerinden ayıran en önemli
özelliklerden birisi çevreye duyarlı olmasıdır. Ayrıca güneş enerjisi
adildir; çünkü herkesin güneşe ulaşabilme şansı vardır. Son yıllarda artan
araştırma ve geliştirme çalışmaları neticesinde ve ülkelerin temiz
enerjileri kullanmaya yönelik özendirici ve destekleyici politikaları ile
fotovoltaik çevrim verimi yükselmiş, üretim kapasiteleri artmış ve birim
maliyetler düşmüştür.
Dünyadaki güneş pili yıllık toplam üretimi, 1980 yılında 5MWp
(Wp, 1000W/m2 ışık şiddeti ve 25ºC güneş pili sıcaklığında ölçülen güç)
2
iken 2000 yılında 288MWp, 2004 yılında 1200MWp ve 2005 yılı
sonunda ise yıllık toplam 1700MWp olarak gerçekleşmiştir (Maycock
2006). Sektördeki mevcut büyüme oranları dikkate alınarak yapılan
öngörüde 2010 yılında üretilmesi beklenen toplam güneş pili gücünün
10,4GWp değerinin üzerinde olması beklenmektedir (Şekil 1.1).
Şekil 1.1 1995-2005 arasında gerçekleşen ve 2010 yılına kadar gerçekleşmesi beklenen
toplam güneş pili üretimi (Jäger-Waldau 2006; Rogol et al. 2006).
Üretilen güneş pillerinin çok büyük bir bölümü şebeke bağlantılı
sistemlerde kullanılmıştır. 2000–2003 arasında yıllık %30’larda gelişen
şebeke bağlantılı fotovoltaik sistem kurulumu 2005 yılı sonu itibariyle
2004 yılına göre %55’in üzerinde büyümüştür. Uluslararası Enerji Ajansı
(IEA) tarafından hazırlanan Fotovoltaik Güç Sistemleri Programı’nda
(PVPSP) 2004 yılında 50.000 kişi olarak belirtilen PV sektöründe çalışan
insan sayısı, 2005 yılında beklentileri aşarak 70.000’in üzerine çıkmıştır
(IEA-PVPS 2006). 2005 yılında gerçekleşen güneş pili üretimimin %65’i
sistem kurulumunda kullanılmıştır. Almanya başta olmak üzere
3
uygulanan destekleyici programlar neticesinde 2001–2005 yılları
arasında Avrupa’daki kurulu güneş pili kapasitesi altı kat artarak 2005
yılı sonunda 1,8GWp değerine ulaşmıştır. Avrupa’daki güneş pili
sistemlerinin %85’inden fazlası Almanya’da bulunmaktadır. 2,0GWp
olan dünyadaki şebeke bağlantılı fotovoltaik sisteme 2005 yılında
1,1GWp daha eklenerek toplam kurulu güç 3,1GWp seviyesine
ulaşmıştır (REN21 2006). Şekil 1.1’deki üretim artışından da görüleceği
üzere güneş pili pazarı da hızla artmaktadır. 2006 Ağustos sonu itibariyle
30 adet güneş pili üreten firmanın toplam pazar kapasitesi 20
milyar€’nun üzerindedir (Jäger-Waldau 2006).
2005 yılında üretilen güneş pillerinin %94’ünü tek ve çok kristalli
silisyum (c-Si) güneş pilleri oluştururken, ince film güneş pillerinin
dünya güneş pili üretimindeki payı sadece %6 oranında kalmıştır. 2010
yılında ise bu oranın iki katına çıkarak, dünya güneş pili üretiminin
%12’sinin ince film olması hedeflenmektedir. Bazı firmaların koydukları
hedeflerin gerçekleşmesi durumunda ise bu oranın %20’lere çıkması
beklenmektedir (Şekil 1.2).
MW
3500
GW
140
%25
%30
3000
120
c-Si
2500
100
ince film
2000
80
“yeni teknolojiler"
1500
60
1000
40
500
20
0
2002
2005
2010
2015
2020
2025
2030
0
Şekil 1.2 Güneş pili teknolojisinin gelişimi (Hoffmann 2005a).
4
2030 yılında ise ince film güneş pili üretiminin ve geliştirilecek
yeni teknolojilerle üretilecek güneş pillerinin kapasitesinin c-Si güneş
pillerinden daha fazla olması beklenmektedir (PV News 2006).
IEA tarafından yapılan öngörülere göre 2002 yılında 16,074TWh
olarak gerçekleşen dünya elektrik üretiminin her yıl %2,5 artarak 2030
yılında 31.657TWh değerine ulaşması beklenmektedir (IEA 2004).
2020’li yıllarda güneş pillerinden üretilen elektrik enerjisinin
konvansiyonel enerji kaynakları kullanılarak üretilen elektrik enerjisi ile
yarışabilir düzeye geleceği beklenmektedir. Dünya elektrik ihtiyacının
gelişimi ile yıllık 3.500 saatlik kapasite faktörüyle (toplam çalışma
süresi) güneş pillerinden üretilebilecek elektrik enerjisinin yıllara göre
beklenen değeri Şekil 1.3’te gösterilmektedir. 2020’li yılların hemen
başında dünya elektrik tüketiminin %1’inin ve 2040 yılında yaklaşık
%15’inin güneş pillerinden karşılanması hedeflenmektedir (Aulich et al.
2004; Hoffmann 2005b).
Şekil 1.3 Dünya elektrik üretim kapasitesi gelişimi tahmini ve PV elektrik üretimi
(Hoffmann 2005b).
5
Global Değişim Alman Danışma Kurulu (WBGU) tarafından
hazırlanan senaryolardan birine göre, 2100 yılında toplam 1.600EJ
(1EJ = 1018 J) olması beklenen dünya yıllık enerji dönüşümünün yaklaşık
900EJ’lik kısmının (yaklaşık %56) güneş pilleri ve güneş termal
(elektrik) ile karşılanabileceği belirtilmektedir (EPIA 2006; WBGU
2003).
Güneş pillerinden üretilecek elektrik enerjisinin konvansiyonel
kaynaklarla üretilen elektrik enerjisiyle yarışabilir konuma gelmesi,
güneş pillerinin üretim maliyetlerinin düşmesi ve güneş pillerinin
elektriksel çevrim verimlerinin artması ile mümkündür. Güneş
elektriğinin birim maliyetinde azalma beklenmesinin yanında
konvansiyonel kaynaklardan üretilecek elektriğin de birim maliyetinin
artması beklenmektedir.
1MW gücündeki bir güneş pili sistemi için 20 yıllık bir geri ödeme
süresi içerisinde, sistemin bakım maliyeti göz önüne alınarak 4€/Wp
güneş pili birim maliyeti ile beklenen enflasyonun %2 üzerinde faiz
uygulanan bir kredi kullanılarak sistemin kurulduğu düşünüldüğünde,
güneş kuşağında yer alan ülkeler için güneş pillerinden üretilebilecek
elektriğin maliyetinin, sosyal etkiler de dikkate alındığında, çok da
yüksek olmadığı Şekil 1.4’te görülmektedir (Oktik 2006; Hoffmann and
Teske 2006).
Avrupa’da kuzeyden güneye doğru gidildikçe birim alana düşen
güneş enerjisinin artması nedeniyle güneş pilleri daha fazla elektrik
üretebilmekte ve üretilen elektriğin birim maliyeti azalmaktadır. Şekil
1.4’te bu çalışmanın yapıldığı Güney Ege bölgesi dikkate alındığında
yıllık elektrik üretiminin kWp kurulu güç başına 1.250-1.450kWh
6
olacağı, elektriğin birim maliyetinin ise 17–19 ¢€/kWh olacağı
görülmektedir.
Şekil 1.4 Avrupa’da elektrik üretim maliyetinin gelişimi
(Oktik 2006; Hoffmann and Teske 2006)
Bilim insanları, yaklaşık yarım yüzyıldır laboratuarlarda güneş pili
verimini yükseltme çabası içerisindedirler. Farklı malzemelerden küçük
boyutlardaki güneş pilleri için 1993 yılından 2006 yılına kadar elde
edilmiş en yüksek güç çevrim verimindeki değişimler Şekil 1.5’de
gösterilmektedir. Son on yıl içerisinde organik ve katmanlı güneş pilleri
haricinde verimlerde çok büyük bir ilerleme kaydedilememiştir.
Laboratuar ortamında yapılan çalışmalardaki çeşitliğe rağmen ticari
olarak piyasada kristal silisyum (c-Si), amorf silisyum
(a-Si),
Kadmiyum-Tellür (CdTe) ve Bakır-Indiyum/Galyum-Diselenyum
(CIGS, CuInGaSe2) güneş pilleri bulunmaktadır ve modül bazında büyük
alanlarda elde edilen verimler, güneş pili boyutunda küçük alanlarda elde
edilen ve Şekil 1.5’de ifade edilen verimlerden %1–4 daha azdır. Güneş
pilleri genellikle üretici firmalar tarafından Standart Test Koşullarında
(STC: AM 1.5 koşullarında 1000W/m2 güneş ışığı şiddeti altında ve
7
25°C güneş pili sıcaklığı) test edilerek piyasaya sürülürler. Güneş
pillerinin işletme koşullarında ise bu koşullara çok az rastlanmaktadır. Bu
nedenle güneş pillerinin ortam koşullarındaki performansında görülen
değişimin araştırılması ve modellenmesi gerekmektedir. Bölüm 2’de
işletme koşullarının, performans üzerine etkisi detaylı olarak
tartışılmıştır.
Şekil 1.5 1993-2006 zaman aralığında farklı malzemelerden yapılmış güneş pillerinin
veriminde olan değişimler (a-Si ve µc-Si güneş pillerinin verimlerindeki düşüş
kararsızlıktan kaynaklanmaktadır) (Green et al. 2005).
Bu çalışmada, değişik teknolojiler kullanılarak üretilmiş
birbirinden bağımsız dört farklı güneş pilinin bir yıllık gözlem süresi
içerisinde, dış ortamda sergilemiş oldukları performans incelenmiş ve
güneş pillerinin iç parametrelerindeki değişimler elde edilen akımgerilim eğrileri kullanılarak seçilen bir model ile hesaplanmıştır. Bölüm
5’te özellikleri verilen incelenen güneş pilleri, dünya piyasasında çokça
8
kullanılan ve yeni teknolojilerle öne çıkmaya aday olan; tek veya mono
kristal silisyum (m-Si), çok kristalli silisyum (p-Si), amorf silisyum (a-Si)
ve Kadmiyum Tellür (CdTe) güneş pilleridir.
Güneş pillerinin akım-gerilim karakteristiklerini hassas, hızlı ve
kesintisiz belirleyebilmek için Aescusoft GmbH firmasına, Bölüm 4’te
özellikleri ve çalışma prensibi anlatılan, 20 kanallı bir “Güneş Pili
Ölçüm” ünitesi tasarlattırılmış ve ölçümler gerçekleştirilmiştir. Akımgerilim değerleri ölçülürken eş zamanlı olarak ışık şiddeti, çevre
sıcaklığı, rüzgâr hızı gibi meteorolojik değerler de kaydedilmiştir.
Bölüm 4’te güneş pillerinin matematiksel modellemesinde
kullanılan modellemeler tartışılmıştır.
Dünyanın farklı iklim koşullarına sahip birçok yerinde farklı
materyaller için performans belirleme çalışmaları yapılmış ve bu
çalışmaların çoğunda enerji üretim farklılıkları incelenmiştir. Daha önce
yapılan çalışmalarda, ortam koşullarında farklı güneş pillerinin iç
parametrelerinde olan değişim incelenmesine rağmen dört farklı teknoloji
kullanılarak üretilmiş güneş pilleri için değişimin incelenmesi eş zamanlı
olarak gerçekleştirilmemiştir. Genellikle benzetişim (simülasyon)
sonuçlarıyla elde edilen sonuçlar kullanılmış, enerji üretim değerlerinin
karşılaştırılmaları yapılmıştır.
Bölüm 5’te gerçek işletme koşullarında elde edilen akım-gerilim
karakteristikleri üzerine incelemeler yapılarak çevre koşullarının güneş
pili parametrelerindeki değişimi incelenmiştir. Seçilen modelin ölçülen
değerlerle uyum içerisinde olduğu görülene kadar benzetişimler
yapılmıştır. Benzetişimler sonucunda elde edilen değerlerden yola
9
çıkılarak performansı etkileyen parametreler dört farklı güneş pili için
hesaplanmıştır.
Nisan 2005-Temmuz 2006 arasındaki 16 aylık süre içerisinde
işletme koşullarında güneş pili parametrelerinde oluşan değişim tespit
edilmiştir.
Bu çalışmada, farklı malzemelerden ve farklı teknolojilerden
oluşan güneş pillerinin mevsimsel olarak göstermiş oldukları performans
farklılıklarının, kıyı ve Güney Ege bölgeleri için araştırılması
amaçlanmıştır. Ayrıca dünya pazarında öne çıkan silisyum (tek kristal,
çok kristalli ve amorf) ve CdTe güneş pillerinin performansları
incelenmiştir.
Bu çalışma ile çalışmanın gerçekleştirildiği Muğla iklim
koşullarında test edilen güneş pilleri içerisinde performans açısından ön
plana çıkan teknoloji belirlenebilecek ve bölgede güneş pili kullanılacak
sistemlerde tercih edilen teknolojiye göre elde edilebilecek performans
önceden kestirilebilecektir. Kullanıcılar ve enerji politikaları için yol
haritası çizilebilecektir.
10
11
2 GÜNEŞ-ELEKTRİK DÖNÜŞÜMÜ
Güneş-elektrik dönüşümü, optiksel ve elektriksel özellikleri bu
dönüşüme uygun olarak seçilen yarı iletken malzemelerden yapılmış
güneş pilleri ile gerçekleştirilir. Birim alana gelen güneş enerjisinin hangi
oranda elektrik enerjisine dönüştürülebileceğini belirleyen, güneş
pillerinin verimidir.
Bu bölümde, güneş pillerinin yapısı, çalışma prensibi ve
performansı etkileyen parametreler kısaca gözden geçirilmektedir.
Sonraki bölümlerde daha detaylı bir inceleme yapılacaktır. Standart
performans parametrelerinin tanımlanması ve işletme koşulları üzerinde
beklenen etkilerinin ifade edilmesi amaçlanmaktadır.
2.1 Güneş Pillerinin Yapısı
Yarı iletkenlerde değerlik elektronlarının bulunduğu enerji bandına
“değerlik bandı” ve elektronların bulunamayacağı “yasak enerji”
aralığından sonra elektronların yer alabileceği ilk enerji seviyelerinden
başlayan enerji bandına da “iletkenlik bandı” adı verilir. Yasak enerji
aralığının büyüklüğü maddenin yarı iletken ya da yalıtkan olarak
sınıflandırılmasının ölçüsüdür. Yasak enerji aralığı 3eV değerinden daha
büyük olan maddeler genellikle yalıtkan olarak sınıflandırılır.
Güneş ışınımında enerji taşıma birimleri olarak tanımladığımız
fotonların enerjisi, yasak enerji aralığına eşit ya da ondan büyük ise,
değerlik bandındaki bir elektrona enerjisini aktararak onu iletkenlik
bandına çıkarır (Şekil 2.1). Elektron, ait olduğu atomu terk etmiş
12
olacağından, geride dengelenmemiş bir artı yük kalacaktır. Değerlik
bandında kalan bu pozitif yüke “boşluk” adı verilir. Sonuç olarak, yarı
iletken üzerine düşen fotonun enerjisi, enerji aralığına eşit ya da büyük
ise, bir elektron-boşluk çifti yaratılmış olur. Yasak enerji aralığından
daha küçük enerjiye sahip enerjiler elektron-boşluk çifti yaratmaya
yetmez ve fotovoltaik dönüşüme katkıları yoktur (Oktik 2000).
Serbest elektron
Band aralığı
boşluk
Şekil 2.1 Bir yarı iletken malzemede elektron-boşluk çifti oluşumu.
İletkenlik bandına çıkmış elektronlar, burada saniyenin milyonda
biri basamağında (µs mertebesinde) bir süre kalıp, değerlik bandına geri
dönme eğilimindedirler. Elektronların iletkenlik bandında kaldıkları
süreye “ömür süresi” adı verilir. Eğer iletkenlik bandına çıkmış
elektronlar (eksi yükler) ömür süreleri içerisinde boşluklardan (artı
yükler) bir etki nedeni ile ayrılmazlar ise, elektriksel akıma ve sonuçta
güneş-elektrik dönüşüme katkısı olmayacaktır. Güneş pillerinde,
elektron-boşluk çiftlerinin birbirlerinden ayrılarak, akımın oluşumunu
sağlayacak kuvvet, elektriksel iletkenlik karakteristikleri farklı olan yarı
iletkenlerin bir araya getirilmesiyle yapılan yarı iletken diyotların ara
yüzey bölgesinde meydana gelen iç elektrik alanı ile gerçekleşir.
13
Saf yarı iletkenin yapısal özelliklerini bozmayacak tutarda ve
denetimli bir biçimde yarı-iletken kristale yerleştirilen yabancı atomlara
“safsızlık-atomları” ve bu işlemede “katkılama” (doping) adı verilir. Saf
silisyum kristali içerisine değerlik elektron sayısı beş olan fosfor atomu
katkılanırsa, fosfor atomu, silisyum atomunun yerine oturup dört değerlik
elektronu ile silisyumun daha önce kristal içerisinde yaptığı bağları sağlar
iken, fosforun beşinci değerlik elektronu açıkta kalacaktır. Fosfor
atomuna çok zayıf olarak bağlı olan bu elektron çok küçük bir enerji ile
atomundan ayrılarak silisyum kristalinin iletkenlik bandına çıkacaktır. Bu
şekilde katkılanmış yarı iletkenlerde elektriksel yük, elektronlar ile
iletkenlik bandında taşınır ve bu nedenle bu yarı iletkenler n-tipi olarak
sınıflandırılır.
Saf silisyum kristali içerisinde değerlik elektron sayısı üç olan bor
atomu katkılandığında: Silisyum atomunun yerini alan bor atomu,
silisyum kristalindeki üç atomla bağ yaparken dördüncü atomla
paylaşacağı elektronu olmadığı için, bir eksik bağ ortaya çıkacaktır. Bu
şekilde katkılanmış yarı-iletkenlerde değerlik bandındaki boşlukların
sayısı iletkenlik bandındaki serbest elektron sayısından daha çok
olduğundan, çoğunluk taşıyıcıları artı yükleri gibi düşünülen
boşluklardır. Boşlukların çoğunluk taşıyıcısı olduğu bu tür malzemelere
p-tipi yarı iletken adı verilir.
Fiziksel olarak n-tipi bir yarı iletken ile p-tipi bir yarı iletken
birleştirildiğinde p-n eklemi oluşturulmuş olur. Oluşturulan eklem
üzerine güneş ışığı düşürüldüğünde, p-tipi yarı-iletkende, iletkenlik
bandına çıkarılmış ve birleşme noktası etrafında oluşan boşaltılmış bölge
sınırına ulaşmış azınlık taşıyıcıları elektronlar, hızla n-tipi bölgeye
çekilirler (Şekil 2.2). Aynı yaklaşımla, n-tipi bölgede elektronların
iletkenlik bandına geçmesi ile değerlik bandında kalan azınlık taşıyıcıları
14
boşluklar boşaltılmış bölgenin kıyısına ulaştıklarında p-tipi bölgeye
geçerler. Bu biçimde birbirlerinden ayrılmış elektronlar ve boşluklar, bir
dış devre üzerinden birleştirildiğinde, dış devre elemanlarından akan
elektriksel yükler, doğrudan güneş enerjisinden elde edilen elektrik
enerjisinin kaynağıdır (Oktik 1999). Uyarılmış elektronlar dış devreyi
dolaşmadan yarı iletken içerisinde tekrar uyarıldıkları seviyeye geri
dönerler ise akıma katkıda bulunamazlar böyle durumlara da yeniden
birleşme veya rekombinasyon adı verilir.
Şekil 2.2 Işıma altındaki p-n eklemi (güneş pilinin çalışma prensibi).
Güneş pillerinde, farklı şekillerde katkılanmış aynı yarı iletken
malzeme (soğurucu tabaka n-tipi silisyum ve tabanda p-tipi silisyum)
kullanılabileceği gibi soğurucu tabakada farklı bir yarı iletken, n tipi CdS
(Kadmiyum sülfür), tabanda ise farklı bir yarı iletken, p-tipi CdTe
(Kadmiyum tellür) kullanılabilir. Aynı yarı iletken malzeme kullanılarak
eklem elde edilmiş ise homoeklem, farklı yarı iletkenler kullanılarak
eklem elde edilmiş ise oluşturulan ekleme heteroeklem adı verilir. Bir
güneş pilinde, yüzeye gelen güneş enerjisini daha iyi soğurabilmek için
15
farklı band aralıklarına sahip, her biri ayrı birer güneş pili gibi
düşünülebilecek üst üste yerleştirilmiş farklı eklemler de kullanılabilir.
Band aralığı geniş olandan dar olana doğru alt alta dizilmiş bu tür güneş
pillerine de çok eklemli güneş pilleri denir.
Bir güneş pilinin çalışması ışığın soğurularak elektron-boşluk
çiftinin oluşturulması esasına dayanmaktadır. Uyarılmış bir elektronun
(yerinde bir boşluk bırakarak) değerlik bandından doğrudan iletim
bandına geçişi temel soğurma (fundamental absorption) olarak
adlandırılır (Luque and Hegedus 2003). Soğurma işlemi esnasında enerji
ve momentum korunur. Foton momentumu kristal momentumuyla
karşılaştırıldığında çok düşüktür. Şekil 2.3’te gösterildiği gibi,
hν = E 2 − E1 enerjisine sahip bir fotonun soğurularak, değerlik bandında
E1 enerji seviyesinde bulunan bir elektronu iletim bandındaki E2 enerji
seviyesine çıktığı duruma doğrudan geçiş (direct transition), bu tür yarı
iletkenlere de doğrudan geçişli yarı iletkenler denir. hν enerjili bir foton
için soğurulma katsayısı α (hν ) olarak ifade edilir ve E1 enerji
seviyesindeki elektron yoğunluğu ve E2 enerji seviyesindeki uygun
durumların yoğunluğu ile orantılıdır.
Şekil 2.3 Doğrudan geçişli band yapısına sahip bir yarı iletkende foton soğurulması.
16
Bu tür yarı-iletkenlerde bir elektron boşluk çifti oluşturmak için
sadece band aralığı kadar veya enerji seviyeleri arasındaki fark kadar
enerji yeterlidir. Çünkü momentumda herhangi bir değişim söz konusu
değildir. Doğrudan geçişli bir yarı iletkende soğurma katsayısı, A* bir
sabit ve EG yarı iletken malzemenin band aralığı olmak üzere,
α (hν ) ≈ A* (hν − EG )1 / 2
(2-1)
şeklinde gelen foton enerjisine bağlı olarak yazılabilir.
Dolaylı geçişli yarı iletkenlerde ise değerlik bandının en üst enerji
seviyesi ile iletim bandının en düşük enerji seviyesi farklı kristal
momentumlarına karşılık gelmektedir. Bu tür yarı iletkenlerde foton
soğurulması esnasında enerji ile birlikte momentumun da korunması için
enerjisi düşük fakat momentumu yüksek fononlara ihtiyaç vardır. Dolaylı
geçişli band yapısına sahip bir yarı iletkende fonon soğurulmasına eşlik
eden fonon soğurulması ve fonon yayılması Şekil 2.4’te gösterilmektedir.
Şekil 2.4 Dolaylı geçişli band yapısına sahip bir yarı iletkende foton soğurulması.
17
Dolaylı geçişli band yapısına sahip yarı iletkenlerde soğurma
işleminin tamamlanabilmesi için bir elektron ve bir fonona ihtiyaç vardır.
Bu durumda soğurma katsayısı sadece iletim bandındaki elektronların
geçişi için uygun seviyelere değil aynı zamanda soğurulan ve yayılan
fononların uygun momentumlarına da bağlıdır. Bu nedenle soğurma
katsayısı, dolaylı geçişli band yapısına sahip yarı iletkenlerde doğrudan
geçişli band yapısına sahip yarı iletkenlere göre biraz daha düşüktür
(Luque and Hegedus 2003).
Şekil 2.5’te doğrudan geçişli (a-Si ve CdTe) ve dolaylı geçişli
(c-Si) band yapılarına sahip yarı iletken malzemelerin 300K’deki
soğurma katsayılarının dalga boyuna göre değişimi gösterilmektedir.
Buradan da görüleceği üzere doğrudan geçişli yarı iletkenlerin soğurma
katsayıları güneş ışığındaki enerjinin büyük bölümünü taşıyan görünür
bölgede daha yüksektir. Bu nedenle Bölüm 2.2’de özellikleri detaylı
şekilde tartışılacağı üzere güneş pili yapımında kullanılan yarıiletkenlerden dolaylı geçişli band yapısına sahip olan c-Si’da gelen güneş
enerjisinin yeterince soğurulabilmesi için 300µm ile 500µm arasında
değişen kalınlıkta malzeme kullanılması gerekmektedir. Yarı iletken
silisyum içerisindeki yapıtaşlarının gelişigüzel dizilişi ile malzemenin
elektriksel özellikleri de büyük ölçüde değişir ve düzenli yapıda dolaylı
geçişli olan c-Si düzensiz yapıda (a-Si), CdTe gibi doğrudan geçişli band
yapısına sahip olur. Doğrudan geçişli bir band yapısına sahip yarı iletken
görünür bölgede daha yüksek soğurma katsayısına sahip olduğu için
gelen güneş enerjisinin yeterince soğurulabilmesi için (dolaylı c-Si’a
göre çok ince) 3-5 µm kalınlığında bir malzeme kullanmak yeterlidir.
18
Şekil 2.5 c-Si, a-Si ve CdTe yarı iletken malzemelerin soğurma katsayılarının dalga
boyuna göre değişimi (van Overstraeten and Mertens 1986).
2.2 Güneş Pilleri İçin Malzemeler
2.2.1 Tek Kristal Silisyum Güneş Pilleri (m-Si)
Son zamanlara kadar üretilen güneş pillerinin çoğu tek kristal
silisyum yapısındadır. Bu türde silisyum çok düzenli bir örgü yapısına
sahip olup gerçekte kristal yapıda örgü kusurları ve safsızlıklar yoktur.
Tek kristal silisyum, ilk olarak elektronik endüstrisi için geliştirilmiş olan
19
iyi bilinen fakat pahalı bir yöntem olan Czochralski yöntemi ile
genellikle az saflıkta bulunan polikristal silisyum eriyiğinden yavaşça
çekilen küçük kristal çekirdeği üzerine büyütülür (van Overstraeten and
Mertens 1986).
Üretici firma tasarımına göre büyüme sırasında silisyum n-tipi ya
da p-tipi olarak katkılanır. Yaklaşık 0,5mm kalınlığında olan silisyum
tabakaları elde edildikten sonra, örneğin, p-tipi katkılanmış ise üzerine
1nm n-tipi yüzey tabakası oluşturarak eklem diyod oluşturulur. Güneş
pili yapısının tamamlanması, arka yüzeye metal kontak, ön yüzeye uygun
metal ağ kontak konulduktan sonra, ön yüzeye bir yansıtmaz yüzey
kaplanması (ARC, Antireflection Coating) ile gerçekleşir. Güneş
pillerinin ön yüzeylerinde oluşturulan yüzeydeki gölgelenme oranı %5’in
altında tutularak Şekil 2.6’da gösterilen ızgara tasarımı elde edilir (Oktik
1999).
Bugüne kadar tek kristal silisyum güneş pilinden elde edilen en
yüksek verim 4cm2 yüzey alanında %24,7 olarak gerçekleşmiş olup,
güneş pillerinin elektriksel olarak seri, paralel bağlanmasıyla elde edilen
778cm2 yüzey alanına sahip modülde ise verim ancak %22,7 oranında
gerçekleşmiştir (Green et al. 2007). Bu modülde New South Wales
Üniversitesi’nde Martin A. Green tarafından 1980’li yılların ortalarından
itibaren üzerinde çalışılan ve 1993 yılında gerçekleştirilen lazerle
işlenmiş gömülü ızgara teknolojisi kullanılmıştır (Green et al. 1994). Bu
teknolojinin getirmiş olduğu yenilik, gömülü kontak kullanılması nedeni
ile elektriksel direncin düşük olması ve gölgelenme kayıplarının
azaltılmasının yanında piramidimsi bir üst yüzey yapısı ile daha fazla
ışığın yakalanmasının sağlanmasıdır.
20
Şekil 2.6 c-Si güneş pilinde toplayıcı kanallar.
Bu şekilde elde edilen tek kristal silisyum güneş pillerinin
verimlerinin yüksek olmasına rağmen, elde edilen elektrik enerjisinin
maliyeti halen yüksektir. Bunun nedeni de, tek kristal silisyum güneş
pillerinin yavaş, zahmetli ve enerji yoğun bir işlem olan Czochralski
yöntemi kullanılarak elde edilmesidir (Fahrenbruch and Bube 1983).
Bununla birlikte güneş pilleri daha az saflıkta olan silisyumdan tek
kristale göre verimi biraz daha düşük olarak elde edilebilmektedir. Solargrade olarak adlandırılan bu grup silisyum hücreler elektronik
endüstrisinde kullanılan çok saf olan silisyumdan çok daha ucuz olup,
daha ucuz yöntemlerle elde edilebilir.
21
2.2.2 Çok Kristalli Silisyum Güneş Pilleri (p-Si)
Çok kristalli malzemede damarların kristal yapılarının birbirilerine
göre yönlenmeleri dışında elektriksel ve optiksel özellikleri özdeştir.
Damarların büyüklükleri kristalin kalitesi ile doğru orantılıdır. Damarlar
arasındaki süreksizlik, özellikle elektriksel yük taşıyıcılarının
aktarılmasında önemli ölçüde engelleyici rol oynar. Çok kristalli
malzemenin elektriksel özelliklerinin küçülen damar büyüklüğü ile
orantılı olarak bozulması, elde edilebilecek verimliliğin tek kristalle
karşılaştırıldığında küçük olmasına neden olur. Ancak çok kristalli
silisyum üretim teknolojileri daha az enerji yoğun ve daha kolaydır,
sonuç olarak çok kristalli silisyumun maliyeti önemli ölçüde düşüktür.
Çok kristalli silisyumun üretilmesinde en çok kullanılan yöntem
“dökme” yöntemidir. Çok kristalli silisyumda başlangıç malzemesi tekkristalli silisyumda olduğu gibi hazırlanır. Aranan saflık derecesi de
benzer basamakta olmalıdır. Erimiş yarı iletken kalitesindeki silisyum,
kalıplara dökülerek soğumaya bırakılır. Elde edilen bloklar daha sonra
kare şeklinde kesilir. Bu teknoloji ile üretilen malzemelerden üretilen
güneş pilleri verimliliklerinin daha az almasına rağmen, bu tür güneş
pillerinde maliyetler önemli ölçüde aşağıya çekilebilmektedir (Oktik
1999).
Güneş pillerinin üst yüzeyindeki akım toplayıcı kanallar, tek kristal
silisyum güneş pillerinde olduğu gibi ızgara şeklinde olabileceği gibi ön
yüzeyin daha az gölgelenmesini sağlamak amacıyla Şekil 2.7’de
gösterildiği gibi farklı yapılarında da tasarlanabilirler.
22
Şekil 2.7 p-Si güneş pilinde farklı bir toplayıcı kanal tasarımı.
Tek kristalli ya da çok kristalli silisyum güneş pilleri, verimlilikleri
ve kararlılıkları ile 1950”li yıllardan bu yana kendilerini ispatlamışlardır.
2.2.3 Amorf Silisyum Güneş Pilleri (a-Si)
Görünür bölgedeki soğurma katsayısı c-Si’ye göre çok büyük olan
a-Si, 250ºC dolayındaki sıcaklıklarda geniş yüzeylere düzgün bir şekilde
kaplanabilmektedir. Yarı iletken malzeme içerisindeki yapı taşlarının bu
gelişigüzel dizilişi a-Si’nin elektriksel iletim kalitesini düşürse de, uygun
yaklaşımlara yarı iletken içerisine %5-10 oranında hidrojen katılarak
elektriksel özellikler fotovoltaik çevirime uygun olan düzeyde
tutulabilirler (Oktik 1999).
a-Si yarı iletken kullanılarak oluşturulan güneş pillerinin yapısı
yaklaşık 300µm kalınlığında oluşturulan c-Si güneş pillerinde olduğu
gibi p-n eklemi şeklinde değildir. a-Si güneş pillerinde 0,5µm
kalınlığında bir katkılanmamış (i-intrinsic) tabakanın altı ve üstü 0,03µm
kalınlığında p-tipi ve n-tipi katkılanarak p-i-n eklem yapısı oluşturulur
23
(Şekil 2.8). a-Si’de fotovoltaik etki kristal silisyumdaki ile benzerdir
fakat a-Si’de yasak enerji aralığı biraz daha geniştir.
Şekil 2.8 Amorf silisyum güneş pili yapısı.
Ekonomik olarak değerlendirildiğinde kristal silisyuma göre amorf
silisyum güneş pilleri daha ucuza üretilebilirler. Aynı zamanda soğurma
katsayısı daha yüksek olduğu için çok daha ince tabakalar kullanılır.
Özellikle tek kristal silisyum üretiminde 800-900ºC sıcaklıklara ihtiyaç
duyulmasına rağmen, amorf silisyum üretimi 250ºC gibi nispeten daha
düşük sıcaklıklarda gerçekleştirilebildiği için daha az enerji
kullanılmaktadır. Sürekli üretime uygun olduğu için çelik, cam ve plastik
içeren çeşitli sert ve esnek zeminler üzerine döküm tekniği ile üretilebilir.
Diğer taraftan laboratuarda küçük alanlı güneş pillerinde %12’lere kadar
ulaşabilen verimler elde edilmiş olmasına rağmen daha geniş alanlı güneş
pillerinde %6-7 arasında gerçekleşen verimler tek kristal ve çok kristalli
silisyum güneş pillerine göre daha düşük kalmaktadır.
Amorf silisyum pillerinin ışık altında kaldıkları ilk birkaç yüz saat
içerisinde verimleri düşmektedir. Bu süre sonunda güneş pilinin verimi
kararlı hale gelse de verimi başlangıçtaki değere oranla %15-30 arasında
24
azalmaktadır. Bunun nedeni, güneş pili ışık altında kaldığında yapı
içerisindeki kopuk bağların sayısında bir artış meydana gelmesi
dolayısıyla azınlık taşıyıcılarının difüzyon uzunluğunu azalmasıdır. Her
ne kadar 160°C civarındaki sıcaklıklara kadar ısıtıldığında malzeme
elektriksel olarak tekrar eski haline dönse de, bu olay a-Si’nin pazarda
kullanım alanını kısıtlamaktadır. Üretici firmalar tarafından a-Si’de ışık
altında bir süre sonra meydana gelen ışıkla üreyen akımdaki azalma
etkisinin (Staebler-Wronski Effect, SWE) giderilmesi ve verimin
artırılmasına yönelik yoğun çalışmalar olmasına rağmen henüz tam
olarak başarılı olunamamıştır (Luque and Hegedus 2003). Bu konuda en
umut verici çalışmalar, çok eklemli a-Si’nin geliştirilmesi üzerine
yoğunlaşmıştır ki, bu şekilde verimin artırılması ve performans
düşüşünün azaltılması amaçlanmaktadır. Bununla birlikte yine de ticari
olarak a-Si hücreler hesap makinesi, saat gibi düşük akım gerektiren bazı
uygulamalarda güç sağlayıcı eleman olarak başarıyla kullanılmaktadır.
2.2.4 Kadmiyum-Tellür Güneş Pilleri (CdTe)
Kadmiyum ve Telleryum gibi iki yarı iletkenin birleştirilmesi ile
oluşturulmuş bir ince film güneş pili malzemesidir. CdTe güneş pillerinin
avantajlarından biri nispeten basit ve pahalı olmayan elektrokaplama
yöntemi ile elde edilebilmesidir. CdTe güneş pillerinde genellikle band
aralığı 2,42eV olan 0,05-0,15µm kalınlığında n-tipi CdS (kadmiyum
sülfür) ile band aralığı 1,44eV olan 3-5µm kalındığında p-tipi CdTe
kullanılarak heteroeklem bir yapı oluşturulur (Şekil 2.9).
25
Şekil 2.9 CdTe güneş pili yapısı.
CdTe’ün band aralığı güneş spekturumundan maksimum dönüşümü
elde etmek için gerekli olan değere oldukça yakındır. 1cm2 boyutunda
küçük alanlı CdTe güneş pilinde %16,5 verim elde edilmiştir (Green et
al. 2007). Ticari olarak piyasaya sürülmüş olan daha geniş alanlı CdTe
güneş pillerinin verimi ise %8-10 arasında değişmektedir (del Cueto
1998a; 1998b; Bubenzer and Luther 2003). CdTe, üzerine gelen
soğrulmaya uygun fotonların yaklaşık %90’ını 1µm kalınlıkta
soğurabilmekte, bu nedenle de fotovoltaik uygulamaları için 1-3 µm film
kalınlığı yeterli olmaktadır (Messenger and Ventre 2004).
Güneş pili yapımında başka yarı iletken malzemeler de
kullanılmaktadır. Özellikle 4cm2 boyutlarında %32,0 verim elde edilmiş
olan GaAs güneş pilleri, yüksek güç çevrim verimine rağmen yeryüzü
rezervleri çok fazla olmadığı için maliyetin ikinci planda olduğu uzay
araçlarının güç kaynağı olmayı sürdürmektedir. Periyodik tablonun
birinci, üçüncü ve altıncı guruptan elementlerin üçüncünün ya da daha
fazlasının bir araya gelmesi ile oluşan bakır indiyum diselenyum
(CuInSe2) bileşik yarı iletkenlerin soğurma katsayıları oldukça yüksek
olup, yasak enerji aralıkları güneşin spektrumu ile ideal bir şekilde
26
uyuşacak biçimde ayarlanabilir. Bu yarı iletken bileşiğe galyum da
katılmasıyla kısaca CIGS olarak bilinen 1cm2 boyutundaki güneş
pillerinde STC’de %18,8 verim elde edilmiştir. Yarı iletken malzemeler
kullanılarak üretilen güneş pillerinin yanında son yıllarda fotokimyasal
yöntemler kullanılarak “dye sensitised” olarak bilinen güneş pillerinde
STC’de1cm2 alanda %10,4 verim elde edilmiştir. Güneş piliyle kaplanan
alan 16cm2’ye çıkarıldığında ise verimin STC’de %6,3 değerine düştüğü
gözlenmiştir. Uzun süre başlangıçtaki elektriksel değerlerini
koruyamayan ve kararlığı henüz ispatlanmamış olan organik esaslı güneş
pillerinde ise STC’de1cm2 alanda %3,0 verim elde edilmiştir (Green et
al. 2007).
2.3 Güneş Pillerinin Derecelendirilmesi
Bir güneş pilinden elde edilebilecek akım ve gerilim değerleri
ancak küçük bir elektronik cihazı çalıştırmaya yetecek büyüklüktedir. Bu
nedenle güneş pilleri çıkış gerilimini artırmak için birbirine seri
bağlanırlar. Aynı şekilde elde edilecek çıkış akımını artırmak için de
birbirine paralel bağlanırlar. Elektriksel olarak birbirine seri ve paralel
bağlanan güneş pilleri genellikle Şekil 2.10’da gösterildiği gibi yüksek
geçirgenliğe sahip ıslah edilmiş (tempered) cam, EVA (Etil Vinil Asetat)
ve tedlar arasına paketlenirler.
Paketlenmiş güneş pillerinden oluşan diziye modül denir. Modüller
halinde paketlenmiş güneş pilleri genellikle 12V’luk veya 24V’luk bir
bataryayı şarj edebilecek çıkış gerilimine sahip olacak şekilde
tasarlanırlar. Dünya üzerinde elektrifikasyonun büyük ölçüde
tamamlanması nedeniyle az sayıda modülü birbirine seri bağlayarak daha
yüksek gerilimler elde etmek için çok sayıda güneş pilini birbirine seri
bağlayarak paketlenmiş modülleri de piyasada bulmak mümkündür.
27
Modüllerin verebilecekleri akım ise yüzeye düşen ışığın şiddetiyle
değişmekle birlikte modül içerisindeki paralel bağlı her bir güneş pilinin
kapladığı alana bağlıdır.
Şekil 2.10 Güneş pilinin paketlenme şekli.
Birkaç modülün birbirine elektriksel olarak bağlanmasıyla panel,
ve çok sayıda modül veya panelin elektriksel olarak birbirine
bağlanmasıyla da örgü elde edilir. Bir güneş pilinden örgüye kadar olan
hiyerarşi Şekil 2.11’de gösterilmektedir. Panel veya örgüden üretilecek
elektriği kullanılabilecek hale getiren düzenleyici elektronik yardımcı
sistemleri (DC/DC çevirici veya invertörler) de içeren gruba sistem denir.
28
Şekil 2.11 Güneş pillerinde hiyerarşi.
2.4 Güneş Pilinin Akım-Gerilim Karakteristiği
Güneş pilleri, elektronik bir devrede akım kaynağı olarak kabul
edilebilir. Şekil 2.12’de bir güneş pilinin veya birkaç güneş pilinin
birleşmesiyle oluşturulmuş bir modülün eşdeğer devresi gösterilmektedir.
Şekil 2.12 Bir güneş pilinin veya modülün basitleştirilmiş elektronik eşdeğer devresi.
Böyle bir devreden geçen akımın tespit edilebilmesi için beş
önemli parametrenin bilinmesi gerekmektedir. Bu parametreler: IL, ışıkla
29
üreyen akım (fotovoltaik akım), IO, karanlık doyma akımı, RS seri direnç,
RSH veya RP paralel direnç ve a, düzeltilmiş idealite faktörü olarak
adlandırılan bir katsayıdan oluşmaktadır. Düzeltilmiş idealite faktörü:
NCS seri bağlı güneş pili veya modül sayısı, n diyot idealite veya kalite
faktörü, kB Boltzmann sabiti, q elektron yükü, TC Kelvin olarak etkin
güneş pili sıcaklığı olmak üzere a=NCSnkBTC/q olarak hesaplanmaktadır.
Kirchhoff’un akım kuralına göre seçilen herhangi bir noktada
devreden geçen akım için; IL güneş pilinde ışıkla üreyen akımı; V sürülen
RL yükü üzerine düşen gerilimi, ID diyot akımını, ISH kaçak akım olmak
üzere devreden geçen akım için;
I = I L − I D − I SH
(2-2)
yazılabilir. ID diyot akımı ve paralel direnç üzerinden geçen ISH
kaçak akım Denklem 2-2’de yerine koyularak devreden geçen akım için;
⎧ ⎡ (V + IRS ) ⎤ ⎫ V + IRS
I = I L − I O ⎨exp ⎢
⎥ − 1⎬ − R
a
⎦ ⎭
⎩ ⎣
SH
(2-3)
ifadesi elde edilir. IO karanlık doyma akımı, PV diyot yapımında
kullanılan malzemelerin band aralığına ve sıcaklığa bağlıdır (Schröder
1990).
Işık altında herhangi bir besleme olmaksızın ve ideal durumda (seri
ve paralel direnç etkilerinin olmadığı durum) devreden geçen toplam
akım kısa devre akımı olarak ifade edilir ve ISC ile gösterilir. Kısa devre
akımı, ışıkla üreyen akım, I L değerine yaklaşıkça eşittir ve yüzeye gelen
ışığın karakteristiği ile orantılıdır.
30
Akımın olmadığı durumda devrenin uçları arasında ölçülen gerilim
açık devre gerilimi, VOC olarak ifade edilir ve ideal bir güneş pilinde
(ISC >> IO)olduğundan:
⎛ I + IO
VOC = a ln⎜⎜ SC
⎝ IO
⎞
⎛I
⎟⎟ ≈ a ln⎜⎜ SC
⎠
⎝ IO
⎞
⎟⎟
⎠
(2-4)
olarak gösterilebilir.
İdeal bir güneş pilinde seri direncin sıfır, paralel direncin de sonsuz
olması gerekir. Fakat gerçek bir güneş pilinde durum böyle olmayıp, seri
direnç sıfırdan büyük, paralel direnç de sonsuzdan küçük olmakta, bu da
güç kaybına neden olmaktadır. Taşıyıcıların dış devreye ulaştırılmasında
toplayıcı kanallardan kaynaklanan direnç, yarı iletken malzemenin
direnci, alt ve üst kontaklardaki direnç ve ızgara direnci seri direncin
bileşenlerini oluşturmaktadır. Sınırlardaki kaçaklar veya eklemdeki yerel
kusurlar nedeniyle kaçak akımlar oluşmaktadır. Kaçak akımlar,
uygulanan gerilim ile doğru orantılı olup eşdeğer devrede paralel bir
direnç RSH ile gösterilirler.
Güneş pili performansı genel olarak, kısa devre akımı ISC, açık
devre gerilimi VOC, maksimum güç noktası MPP ve akım-gerilim
karakteristiğinin düzgünlüğünün ölçüsü olan dolum çarpanı FF ile
açıklanır. Bu değerler bir güneş piline ait aydınlıkta ve karanlıktaki akımgerilim karakteristiği üzerinde gösterilmektedir (Şekil 2.13).
31
Şekil 2.13 Bir güneş pilinin karanlıkta ve aydınlıkta akım-gerilim karakteristiği.
Aydınlıktaki bir güneş pilinin Şekil 2.13’de verilen eğri üzerindeki
bir noktada çıkış gücü maksimum değerine ulaşmaktadır. Bu noktaya
maksimum güç noktası adı verilmektedir. Çalışma gerilimi V=VMPP ve
bu gerilime karşılık gelen çalışma akımı I=IMPP olan noktada akımgerilim eğrisi altında kalan alan maksimum değerindedir. Güneş
pillerinin akım-gerilim karakteristiğinde önemli olan bu noktada gücün
gerilime göre değişimi sıfırdır.
∂P
∂V
=
V =VMPP
∂ (IV )
∂I ⎤
⎡
= ⎢I + V
=0
∂V V =VMPP ⎣
∂V ⎥⎦ V =VMPP
(2-5)
Performansın belirlenmesinde önemli olan bir diğer parametre
maksimum güç noktasındaki alan ile ISC ve VOC çarpımından oluşacak
alanın birbirine oranı olarak ifade edilen FF (Fill Factor), dolum
çarpanıdır. Dolum çarpanı;
FF =
PMPP
V
I
= MPP MPP
VOC I SC
VOC I SC
(2-6)
32
şeklinde ifade edilir. Bu değer 1,00’dan küçüktür ve iyi bir güneş
pili için 0,70-0,85 aralığında değerler almaktadır. Dolum çarpanı ideal bir
tek kristal güneş pilinde sadece açık devre geriliminin bir fonksiyonu
olarak ifade edilebilir (Green 1982; Luque and Hegedus 2003).
VOC −
FF =
k B TC
ln[qVOC k B TC + 0,72]
q
VOC + k B TC q
(2-7)
Bir güneş pilinin en önemli özelliği güç çevrim verimidir ve η ile
gösterilir. PMPP maksimum güç noktasındaki gücün Pi güneş pili üzerine
düşen güneş ışığının gücüne oranı olarak ifade edilen verim, dolum
çarpanın bir fonksiyonu olarak da yazılabilir.
η=
PMPP VOC I SC FF
=
Pi
Pi
(2-8)
Burada Pi güneş pili üzerine düşen ışığın spektrumunun özelliği
tarafından belirlenmektedir.
Güneş pilinin yapıldığı yarı iletken malzemenin band aralığı,
sıcaklık ve ışınım etkisini anlayabilmek için çok önemli bir parametredir
(Gottschalg 2001). Yarı iletken malzemenin band aralığı teorik
maksimum verimi doğrudan belirlemektedir ve etkisi iki şekilde ifade
edilmektedir.
Birincisi: Band aralığı gelen ışık tarafından oluşturulacak elektronboşluk sayısını belirler çünkü bu bir elektron-boşluk çifti oluşturmak için
gereken minimum enerji değeridir. Band aralığına eşit ve bu değerden
yüksek enerjili fotonlar, elektron-boşluk çifti oluşturabilirler.
33
Şekil 2.14’ten de görüleceği üzere düşük band aralığına sahip yarı
iletkenler kullanılarak yapılmış güneş pillerinde birim alanda daha fazla
akım elde edilebilmektedir.
Şekil 2.14 Yarı iletkenin band aralığına göre elde edilebilecek kısa devre akım
yoğunluğunun sınır değerleri (Green 1982).
İkincisi: Bir güneş pilinde VOC güneş pili yapımında kullanılan yarı
iletken malzemenin band aralığı ile yaklaşık olarak doğru orantılıdır. Bu
da geniş band aralığının daha yüksek açık devre gerilimine neden
olacağını ifade etmektedir.
Şekil 2.15’te güneş pilinin yapıldığı yarı iletken malzemenin band
aralığına bağlı olarak tek eklemden oluşan bir güneş pilinden elde
edilebilecek teorik verimin değişimi gösterilmektedir. Maksimum
verimin, spektruma bağlı olmakla birlikte, teorik olarak 1,4eV
civarındaki band aralığına sahip yarı iletkenlerde elde edilebileceği
görülmektedir. Band aralığı 1,4eV olan bir yarı iletkenden yapılmış
34
güneş pili için, AM1.5 koşullarında %26 olan verimin AM0 koşullarında
maksimum %29 değerine ulaşacağı görülmektedir.
Şekil 2.15 Güneş pilinin yapıldığı yarı iletken malzemenin band aralığına bağlı olarak
teorik verimin değişimi (Green 1982).
Band aralığındaki daralma, açık devre gerilimini doğrudan
etkilemektedir. Dar bir band aralığı aynı zamanda bir elektron boşluk
çifti oluşumu için daha az enerji demektir ki, bu da kısa devre akımının
artışı anlamına gelmektedir (Şekil 2.15).
Akım ve gerilim üzerindeki etkiler toplam olarak teorik verim
üzerinde bir azalmaya neden olmaktadır. Bu durum Şekil 2.15 yardımıyla
kolaylıkla açıklanabilmektedir. c-Si’den yapılmış bir güneş pilinde band
aralığı verimin teorik tepe noktasından uzaklaşmakta bu durum da
verimde bir azalmaya neden olmaktadır. CdTe’den yapılmış bir güneş
pilinde ise band aralığındaki değişimin verime etkisi daha az şiddetli
35
görülmektedir çünkü CdTe Şekil 2.15’te verimin band aralığına göre
değişimin daha yavaş olduğu bir bölgeye rastlamaktadır. a-Si’de ise
bunların aksine band aralığı maksimuma yaklaştığı için güneş pilinde
görülen yeniden birleşme mekanizmasının büyüklüğüne bağlı olmak
üzere sıcaklık artışı verimi artırmaktadır.
Verimdeki hafif düşüşün; band aralığındaki daralmadan değil de,
malzemenin davranışı üzerinde daha belirgin bir etkisi olan, yeniden
birleşme akımlarından kaynaklandığı da ifade edilmektedir (Gottschalg
2001).
2.5 İşletme Koşullarının Performansa Etkisi
Güneş pilleri ve modüller üretici firmalar tarafından STC’de
ürettikleri güçlere göre piyasaya sürülmektedirler. Modüllerin test
edildiği STC olarak ifade edilen şartlar; açık bir yaz günündeki güneş
ışığı şiddetini, açık bir kış günündeki güneş pili sıcaklığını ve açık bir
bahar günündeki güneş ışığı spektrumunu bir araya getirmektedir.
İşletme koşullarında bu şartların oluşumu mümkün değildir. Ayrıca
ticari modüllerin 800W/m2 ışık şiddetinde 49°C güneş pili sıcaklığında
üretebilecekleri güç değerleri de üretici firmalar tarafından katalog
değerlerinde belirtilmektedir. Çalışma koşullarında ise daha düşük ışık
şiddetleri görülebilmekte, modüllerin arka yüzeylerinde ölçülen güneş
pili sıcaklıkları da belirtilen değerlerin üzerine çıkabilmektedir. Ayrıca
üretici firmalar tarafından güneş pillerinin ve modüllerin sadece STC
altındaki iç parametreleri verilmektedir. Çalışma koşullarında bu
parametrelerdeki değişim, güneş pillerinin ve modüllerin performansını
doğrudan etkilemektedir. Bu nedenle, STC’den sapmaların güneş pili
performansı üzerine olan etkisi incelenmelidir.
36
2.5.1 Termal Etkiler
Güneş pillerinin işletme koşullarındaki çalışma sıcaklıkları, geniş
bir aralıkta değişim göstermektedir. Bu nedenle sıcaklığın performansa
etkisinin anlaşılması gerekmektedir.
Güneş pillerinin çalışma sıcaklığı, güneş pilinin yapıldığı yarı
iletken malzemeye, güneş pilinin paketlenme şekline, çevresel etkilere ve
hava koşullarına bağlıdır. Güneş pili sıcaklığı için günümüzde sıkça
kullanılan model normal çalışma koşullarında güneş pili sıcaklığı
(NOCT: Normal Operating Cell Temperature) tanımına dayalı, ısı kayıp
katsayısını içeren ve yüzeye gelen ışık şiddetiyle güneş pili sıcaklığı
arasında (kararlı bir durumda) doğrusal bir ilişki olduğunu ifade
etmektedir. Ta, çevre sıcaklığını, Geff , yüzeye gelen etkin ışık şiddetini
göstermek üzere güneş pili sıcaklığı TC için,
TC = Ta + C t Geff
(2-9)
ifadesi yazılabilir. Burada, C t sabiti,
Ct =
NOCT (°C ) − 20
800 W / m 2
(
)
(2-10)
şeklinde ifade edilir (Luque ve Hegedus 2003) ve 42-46°C
arasındaki NOCT değerleri için 0,027-0,032 [°C/(W/m2)] aralığında
değerler alır. NOCT değeri bilinmiyorsa Ct=0,030°C/(W/m2) olarak
alınabilir. Her iki taraftan da hava dolaşımına izin veren modül
yerleşimleri için alınan değere karşılık gelmekte olan bu NOCT değeri;
37
Çatılara yerleştirilen hava akışının kısmen engellendiği sistemler için
uygun değildir.
Bu model, kolay uygulanabilir bir model olup modül ile çevre
arasındaki ısı transferini kabul etmekte ve rüzgâr etkisini ihmal
etmektedir. Kararlı olmayan bazı durumlarda, yüksek rüzgar hızlarında
bu model geçerliliğini kaybetmektedir.
Sandia laboratuarlarında güneş pillerinin çalışma sıcaklıklarının
belirlenmesi için ışık şiddeti ve çevre sıcaklığının yanında paketleme
şeklini ve rüzgâr hızını da içeren bir termal model geliştirilmiştir (King et
al. 1998).
Güneş pilleri modül oluşturmak üzere, Şekil 2.10’da gösterilen
cam/güneş pili/tedlar şeklinde bir sıra ile paketlenebileceği gibi
cam/güneş pili/cam şeklinde bir sıralama ile de paketlenebilir. Modülün
arka yüzeyinin kaplı olduğu malzemeye bağlı olarak ısı iletimi de
değişeceğinden modülün arka yüzeyinde oluşacak sıcaklığın
hesaplanmasında kullanılacak modeldeki katsayılar da değişecektir.
Tm (ºC), modülün arka yüzeyindeki sıcaklık, ωs (m/s), rüzgar hızı,
T1 (ºC), düşük rüzgar hızlarındaki üst sıcaklık limitini ifade eden bir
değer, T2 (ºC), yüksek rüzgar hızlarındaki alt sıcaklık limitini ifade eden
bir değer, b, rüzgar hızı ile modülün ark yüzeyindeki sıcaklığı arasındaki
ilişkiyi ifade eden bir katsayı ve ∆T (ºC), ise paketleme malzemesinin
sıcaklık aralığı olmak üzere, güneş pilinin çalışma koşullarındaki
sıcaklığı;
TC = Tm +
Geff
G*
∆T
(2-11)
38
olarak ifade edilir. Burada güneş pilinin arka yüzeyindeki sıcaklık;
Tm = Ta +
Geff
G*
[T1 exp(b.ωs ) + T2 ]
(2-12)
ifadesi ile verilmektedir. İki farklı güneş pili paketlenmesi için
katsayılar Çizelge 2.1’de verilmektedir.
Çizelge 2.1. İki farklı güneş pili paketleme şekli için güneş pili veya modül sıcaklığının
belirlenmesinde kullanılan sıcaklık katsayıları.
Paketleme şekli
Cam/güneş pili/cam
Cam/güneş pili/tedlar
T1(ºC)
T2(ºC)
b
∆T (ºC)
25,0
19,6
8,2
11,6
-0,112
-0,223
2
3
Bu modelde modülün arkasında ölçülen sıcaklık ile güneş pilinin
çalışma sıcaklığı farklı kabul edilmiştir. Bu model, gerçek değerlere
yakın sonuçlar verse de, hesaplanan sıcaklık değerlerinin rüzgâr hızına
bağlı olması ve rüzgâr hızının belirlenmesindeki güçlükler nedeniyle, çok
kullanışlı değildir. Buna rağmen bir güneş pilinin çalışma sıcaklığı 50ºC
civarında kabul edilirse, sıcaklığın belirlenmesinde %20 gibi bir hata
yapıldığı varsayıldığında (bu değer 10ºC ye karşılık gelmektedir) bu hata
güneş pilinin gücünün sadece %0,4 oranında bir hata ile hesaplanmasına
karşılık gelir (Luque and Hegedus 2003).
Artan sıcaklıkla birlikte güneş pillerinde kısa devre akımı hafif bir
artış eğilimi göstermektedir. Bu olay sıcaklık artışıyla, band aralığında
meydana gelen daralmanın da etkisiyle ışığın soğurulmasındaki artış ve
yeniden birleşmedeki artış ile açıklanabilir (Green 1982).
39
Sıcaklığın ISC üzerine etkisi küçük olmakla birlikte çoğu durumda
doğrusallık göstermektedir. Bunun yanında VOC ışıkla üreyen akıma ve
yeniden birleşme akımına logaritmik olarak bir bağlılık göstermektedir.
Sıcaklık artışı diğer güneş pili parametreleri; açık devre gerilimi ve
dolum çarpanının azalmasına neden olmaktadır. Güneş pilinin çalışma
sıcaklığının değişmesi ile modülün ISC, VOC ve FF değerlerinde meydana
gelen değişim Şekil 2.16’da gösterilmektedir.
Şekil 2.16 Tek kristal silisyum bir modülün akım-gerilim eğrisinin güneş pili veya
modül sıcaklığı ile değişimi.
2.5.2 Işınım Etkisi
Işıkla üreyen akım genellikle çalışma koşullarındaki etkilerin üst
üste gelmesi ile açıklanır (Tarr 1980). Buradaki üst üste gelme ilkesi
gerçekte çok kesin bir kabuldür çünkü Shockley’in diyot teorisinin
kullanılmasına ve ışık şiddetinin etkisinin gerilimden bağımsız bir ışıkla
üreyen akım ile modellenmesine imkân sağlamaktadır (Gottschalg 2001).
Açık devre gerilimi güneş pilinin veya modülün kısa devre ve diyot
karanlık doyma akımına logaritmik olarak bağlı olduğundan, artan ışık
şiddetiyle açık devre geriliminin de değeri akımdaki değişime göre daha
40
yavaş bir şekilde artmaktadır. κ bir katsayı, Geff yüzeye gelen ışığın
enerjisini göstermek üzere kısa devre akımı ve açık devre gerilimin ışık
şiddetiyle olan değişimi;
I SC ≅ I L = κGeff
VOC =
nk B TC ⎛ κGeff
ln⎜⎜
q
⎝ IO
(2-13)
⎞
⎛ κG
⎟⎟ = a ln⎜⎜ eff
⎠
⎝ IO
⎞
⎟⎟
⎠
(2-14)
şeklinde ifade edilebilir (Lasnier 1990). Işık şiddetindeki
değişimin, 25ºC çalışma sıcaklığındaki tek kristal silisyum güneş
pillerinden oluşan bir modülün akım-gerilim eğrisi üzerindeki etkisi Şekil
2.17’de gösterilmektedir.
*
I SC
, STC’de ölçülen kısa devre akımını ve G * da STC’deki ışık
şiddetini göstermek üzere, Geff güneş pili yüzeyine gelen etkin ışık
şiddetindeki kısa devre akımı aşağıdaki gibi ifade edilir (Luque and
Hegedus 2003).
I SC
*
I SC
= * Geff
G
(2-15)
41
Şekil 2.17 Işık şiddetindeki değişimin tek kristal silisyum bir modülün akımgerilim eğrisi üzerindeki etkisi (TC =25ºC).
2.5.3 Spektral Etkiler
Işığın spektral dağılımı, farklı atmosferik koşullarda ve farklı güneş
açılarında değişmektedir. Güneş ışığının spektral dağılımındaki
değişimlerin, güneş pillerinin performansına etkisi, güneş pillerinin
yapıldığı malzemenin band aralığından ileri gelmektedir. Bulanıklık (Kt)
ve hava kütlesindeki (Air Mass, AM) salınımlar, geniş band aralıklı
güneş pillerini, dar band aralıklı güneş pillerinden daha çok
etkilemektedir (Faine 1991). Bu çalışmada, ortam koşullarındaki
performans testleri gerçekleştirilen güneş pilleri için band aralıkları
Çizelge 2.2’de verilmektedir.
42
Çizelge 2.2 Test edilen modüllerin yapıldığı yarı iletken malzemelerin band
aralıkları.
Band aralığı (eV)
c-Si
a-Si
CdTe
1,12
1,75
1,45
Işığın spektral dağılımı üreyen akımın büyüklüğünü doğrudan
etkilemektedir. Bu nedenle güneş pillerinin AM 1.5 performans
sonuçları, diğer durumlardaki performansı temsil etmemektedir. İşletme
koşullarında güneş pillerinin performansının belirlenmesinde, farklı
materyallerin ortam koşullarındaki ışığın spektral değişimine duyarlılığı
öne çıkmaktadır (Nann and Emery 1992; Durisch et al. 1996). Test edilen
güneş pillerinin yüzeye gelen ışınların dalga boyuna göre göstermiş
oldukları spektral tepkiler Şekil 2.18’de gösterilmektedir. Buradan da
görüleceği üzere, a-Si, 800nm dalga boyuna kadar duyarlı iken CdTe,
900nm ve c-Si ise 1.200nm’ye kadar olan ışınlarda akım
üretebilmektedir.
Şekil 2.18 Test edilen modüllerin yapıldığı güneş pillerinin spektral tepkileri ve güneş
ışığının spektral dağılımı (Field 1997, Martin and Ruiz 1999).
43
Hava kütlesi, güneşin gökyüzündeki konumu ile belirlenmektedir.
θ , güneş pilinin yerleştirildiği eğik düzlemin normali ile güneş ışınları
arasındaki açı olmak üzere mutlak hava kütlesi;
AM =
P
1
×
P0 cos θ
(2-16)
olarak ifade edilebilir. Burada P ve P0 sırasıyla bulunulan
yükseklikteki ve deniz seviyesindeki (760mmHg) basınç değerleridir.
Sabah ve akşam saatlerinde güneş ışınlarının daha yüksek bir açı ile
düzlem yüzeyine geldiği durumlarda ise (θ>60º) hava kütlesi;
AM =
1
P
×
P0 cos θ + 0.15 × (93.885 − θ ) −1.253
(2-17)
ifadesi ile hesaplanır. Deniz seviyesinde güneş ışınlarının yüzeye
dik geldiği durumda AM=1, güneş ışınlarının yüzeyin normali ile 48º lik
açı yaparak geldiği durumda ise AM=1.5 dir. Güneşin doğuşu ve batışı
durumlarında ise hava kütlesi yaklaşık olarak 10’dur. Hava kütlesi
değiştiğinde güneşten doğrudan gelen ışığın dalga boyuna göre
dağılımındaki değişim Şekil 2.19’da verilmektedir.
44
Şekil 2.19 Hava Kütlesinin 0, 1, 2 ve 5 olduğu durumlarda doğrudan güneş
ışığının spektral dağılımındaki değişimler (Duffie and Backman 1991).
Hava kütlesi yükseldikçe güneş ışığının spektral dağılımı uzun
dalgaboylarına (kırmızıya) doğru kayar. Sabah ise, güneş doğduktan
sonra hava kütlesi öğleye kadar azalır ve spektrum maviye kayar.
Spektrumdaki yüksek foton enerjilerine olan kayma, mevsimsel olarak
yaza doğru ve gün içerisinde öğleye doğru (küçük hava kütlesi) olarak
ifade edilir. Bir gün içerisindeki güneş ışığının spektral dağılımındaki
değişimler Şekil 2.20’de gösterilmektedir.
Bulanıklık, Kt,
ölçülen ışık şiddetinin atmosfer dışındaki
(extraterrastrial) hesaplanan ışık şiddetine oranıdır (burada anlık ışık
şiddeti değerleri kullanılmaktadır). Bulanıklık ve hava kütlesi
kullanılarak güneş ışığının doğrudan (Direct, Beam), yayılı (Diffuse) ve
yerden yansıyarak gelen (Albedo) bileşenleri birbirinden bağımsız olarak
düşünülmüş ve güneş ışığı için spektral bir model geliştirilmiştir (Martin
and Ruiz 1999).
45
Şekil 2.20 Toplam güneş ışığının spektral dağılımında bir gün içerisindeki
değişimler (Kenny et al. 2006).
Bu modelde farklı malzemelerden yapılmış güneş pilleri için farklı
değerler alan a, b ve c katsayıları (Çizelge 2.3-5) bulanıklık ve hava
kütlesi yardımıyla spektral tepki (spektral response) katsayıları,
f = c × exp[a × (K t − 0,74) + b × ( A.M − 1,5)]
(2-18)
ifadesi ile hesaplanabilir. Bu ifadede yer alan 0,74 ve 1,5
katsayıları STC’deki bulanıklık ve hava kütlesi değerleridir.
Güneş pili yüzeyine gelen güneş enerjisi; Beff , doğrudan, Deff ,
yayılı, Reff , yerden yansıyarak gelen bileşenler ve f B , f D , f R sırasıyla bu
bileşenlere ait spektral tepki katsayıları olmak üzere Denklem 2-15 ile
verilen kısa devre akımı spektral etkiler dikkate alınarak,
I SC =
*
I SC
(Beff . f B + Deff . f D + Reff . f R )
G*
(2-19)
46
şeklinde hesaplanır (Luque and Hegedus 2003).
Çizelge 2.3 Test edilen modüllerin yapıldığı yarı iletken malzemeler için güneş
ışınımının doğrudan bileşenlerinin dağılımı için katsayılar (Martin and Ruiz 1999).
Malzeme
m-Si
p-Si
a-Si
CdTe
c
1,029
1,029
1,024
1,026
a
-0,313
-0,311
-0,222
-0,264
b
0,00524
0,00626
0,00920
0,00780
Çizelge 2.4 Test edilen modüllerin yapıldığı yarı iletken malzemeler için güneş
ışınımının yayılı bileşenlerinin dağılımı için katsayılar (Martin and Ruiz 1999).
Malzeme
m-Si
p-Si
a-Si
CdTe
c
0,764
0,764
0,840
0,804
a
-0,882
-0,929
-0,728
-0,824
b
-0,02040
-0,01920
-0,01830
-0,01873
Çizelge 2.5 Test edilen modüllerin yapıldığı yarı iletken malzemeler için güneş
ışınımının yerden yansıyarak gelen bileşenlerinin dağılımı için katsayılar (Martin and
Ruiz 1999).
Malzeme
m-Si
p-Si
a-Si
CdTe
c
0,970
0,970
0,989
0,980
a
-0,244
-0,270
-0,219
-0,243
b
0,01290
0,01580
0,01790
0,01690
47
Güneş ışığının spektral dağılımının belirlenmesi ve güneş pillerine
bunun etkisi konusunda ülkemizde detaylı bir araştırma yapılmamıştır.
Ülkemizin birçok bölgesi, bu tür araştırmaların yapılmış olduğu yerlere
göre iklimsel olarak farklılıklar göstermektedir. Buna bağlı olarak, Muğla
Üniversitesi Temiz Enerji Kaynakları Ar&Ge Merkezi’nde 6 kanallı bir
spektro radiometre geliştirilmiştir. Farklı zamanlarda spektral dağılımlar
Muğla iklim koşullarında alınmaya devam etmektedir.
48
49
3 DENEY DÜZENEĞİ
Güneş pillerinin ve modüllerin performansının incelenebilmesi için
akım-gerilim eğrilerinin belirlenebilmesi gerekmektedir. Bu amaç
doğrultusunda çok kanallı bir ölçüm sistemi Muğla Üniversitesi Temiz
Enerji Kaynakları Araştırma Geliştirme Merkezi bünyesinde bulunan
Güneş Pilleri Araştırma Laboratuarı’na kurulmuştur. AESCUSOFT
firması tarafından özel olarak güneş pillerinin ve modüllerin çeşitli
parametrelerinin ölçülmesi için geliştirilmiş olan “Solar Measuring
System for Characterisation of Solar Cells (SMS)” isimli bir kontrol
programı ile Şekil 3.1’de görülen H&H elektronik yük ve Agilent Switch
yardımıyla güneş pillerinin veya modüllerin akım, gerilim değerlerinin
ölçümleri ile ışık şiddeti ve ortam sıcaklığı gibi meteorolojik
parametrelerin ölçümü hızlı bir şekilde gerçekleştirilebilmektedir
(Spinner 2003).
Şekil 3.1 Güneş pili ölçüm sistemi.
50
Test edilen modüllerden elde edilen akım ve gerilim değerlerinden
yola çıkarak hesaplanan verim ve dolum faktörü gibi parametrelerin
doğru olması için, en az 150W/m2’lik bir ışık şiddetine ihtiyaç vardır.
Işık şiddetinin yeterince yüksek olması durumunda, test edilen
modüle ait akım ve gerilim değerleri ile sisteme bağlı bulunan
sensörlerce ölçülen ışık şiddeti, çevre sıcaklığı gibi meteorolojik
parametreler kaydedilmektedir. Maksimum güç noktası MPP, dolum
çarpanı FF ve güç çevrim verimliliği η gibi bazı istatistiksel değerler
hesaplanmaktadır. Sonuçlar ascii dosyaları halinde saklanabilmekte ve
Microsoft Excel programı kullanılarak incelenebilmektedir.
Şekil 3.1’de görülen metal kasa içerisindeki Agilent 34970A
Switch yardımıyla her bir taramada switch içerisindeki çoklayıcıya
(multiplexer) bağlı tüm sensörlerden eş zamanlı olarak değerler okunur.
Şekil 3.2’de bağlantı noktalarının bir kısmı görüldüğü gibi 20 farklı
kanala farklı modüller bağlanabilmektedir.
Şekil 3.2 Güneş pili ölçüm sisteminin bağlantı kutusu.
51
3.1 Ölçüm Sistemi ve Ölçüm Programı
Test edilecek modülleri belirlemek ve ölçümü kontrol edebilmek
için kullanılan SMS programının ana menüsü Şekil 3.3’te
gösterilmektedir.
Şekil 3.3 SMS programının ana menüsü.
SMS programında ölçüm alınacak modüllerin aktif hale getirilmesi
ve ölçülen değerlerin doğru bir şekilde saklanabilmesi için isim,
malzeme, üretici, yüzey alanı gibi modüllere ait bazı özellikler
belirtilebilir.
Test edilen modüle ait ISC kısa devre akımı ve VOC açık devre
gerilimi ile başlangıç anındaki G güneş ışığı şiddeti ölçülür. Daha sonra
VOC değeri, SMS programı yardımıyla kullanıcı tarafından
belirlenebilecek istenilen bir aralığa (60-80 gibi) bölünerek H&H
elektronik yükü yardımıyla modül sürülerek her bir gerilim değerine
karşılık gelen akım değerleri ölçülerek kaydedilir. VOC değeri ölçülerek
52
modülün tarama işlemi bittiği anda ışık şiddeti tekrar ölçülür. Ölçüm
işlemi tamamlandıktan sonra kullanıcı tarafından belirlenebilecek bir
aralıkta maksimum güç noktası MPP (Maximum Power Point) etrafında
IMPP ve VMPP belirlenir.
Ölçülmesi istenen ve aktif hale getirilmiş olan tüm modüllerin
istenilen zaman aralıklarında ışık seviyesi belirlenen düzeyin üzerinde
kaldığı sürece ölçümler gerçekleştirilir. Şekil 3.4’te 1. ve 2. tarama
sonucunda elde edilen akım-gerilim ve güç-gerilim eğrileri gösterilmiştir.
Şekil 3.4 Ölçüm sonucunda elde edilen akım-gerilim ve güç-gerilim değişimleri.
Ölçüm aralığı olarak ifade edilen değer aktif kanalın ilk
ölçümünden ikinci ölçümüne kadar geçen süredir. Belirtilen süre çok kısa
53
ise diğer tüm kanalların ölçülmesinden hemen sonra ölçüm tekrar
başlatılır.
20 kanalı bulunan Agilent çoklayıcıya ölçülmek istenen niceliğe
göre farklı sensörler bağlanabilir. SMS programı ile her birinin adresi
belirlenmiş olarak çoklayıcıya sıcaklık ölçümleri için 2 adet Pt 100
sıcaklık sensörü, doğrudan ışınımı ölçmek için 2 adet pirhelyometre,
toplam ışınım ölçümü için 2 piranometre, global ışınım ölçümü için 2
ESTI-sensör (ESTI-European Solar Test Installation) ve ayrıca 8 adet
farklı sensör bu tarayıcıya bağlanabilir.
Ölçüm sistemi, çok sayıda sensör kullanılabilecek şekilde
tasarlanmış olmasına rağmen şu anda sisteme sadece ölçüm alabilmesi
için referans alacağı ışık şiddeti ölçümü için kullanılan bir piranometre
bağlıdır.
Güç çevrim verimi hesabında, yüzeye gelen güneş enerjisini ölçen
referans sensörü olarak belirlenen ışınım sensörlerinden birisi
(piranometre veya ESTI sensör) kullanılır. Ölçümün başlangıcındaki ve
sonundaki güneş enerjisi değerleri ölçülerek bu değerlerin ortalaması
alınır. Ortalaması alınan değer, belirtilen modül alanı ile çarpılarak
yüzeye gelen aktif güç hesaplanır ve IMPP ile VMPP değerlerinin
çarpımının vereceği modülün gücü hesaplanarak modüle ait güç çevrim
verimi hesaplanır.
Sensörlerce ölçülen değerler, test edilen modüle ait ölçülen ISC ve
VOC değerleri ile hesaplanan IMPP, VMPP, dolum çarpanı FF, güç çevrim
verimi η ve ölçüm başlangıcındaki ve sonundaki ışık şiddeti ile bu iki
değerin, ölçüm süresindeki ortalama ışık şiddetinden olan sapması %
54
olarak bir dosyaya yazılır. Modüle ait akım ve buna karşılık gelen gerilim
değerleri de başka bir dosyaya kaydedilir.
55
4 GÜNEŞ PİLİ MODELLERİ
Güneş pillerinin akım gerilim karakteristiğini matematiksel olarak
modellemek için Şekil 2.9’da verilen elektronik eşdeğer devreyi
incelemek yeterlidir. Denklem 2-2 ile verilen ifade, tek bir güneş pili için
kullanılabileceği gibi, modüllerde ve örgülerde de kullanılabilir.
Bir güneş pilinin karakteristiğinin belirlenmesinde önemli olan ve
akım ifadesinde yer alan 5 parametre (a, IO, IL, RS ve RSH), güneş pilinin
açık devre durumunda, kısa devre durumunda ve maksimum güç
noktasındaki akım gerilim değerlerinin aldığı değerler Denklem 2-22’de
yerine koyularak tespit edilebilir.
Açık devre durumunda I = 0 ve V = VOC , kısa devre durumunda
I = I SC ve V = 0 olacağından akım denklemi sırasıyla;
0 = IL −
⎡ ⎛V ⎞ ⎤
VOC
− I O ⎢exp⎜ OC ⎟ − 1⎥
RSH
⎣ ⎝ a ⎠ ⎦
I SC = I L −
⎡ ⎛I R ⎞ ⎤
I SC RS
− I O ⎢exp⎜ SC S ⎟ − 1⎥
RSH
⎣ ⎝ a ⎠ ⎦
(4-1)
(4-2)
şeklinde yazılabilir. Denklem 4-1’den I L çekilerek Denklem 4-2’de
yerine yazılırsa;
⎡ ⎛V ⎞
⎛I R
0 = I O ⎢exp⎜ OC ⎟ − exp⎜ SC S
⎝ a
⎣ ⎝ a ⎠
ifadesi elde edilir.
⎛
R ⎞ V
⎞⎤
⎟⎥ − I SC ⎜⎜1 + S ⎟⎟ + OC
⎠⎦
⎝ RSH ⎠ RSH
(4-3)
56
Denklem 2-2 ile verilen akımın gerilime göre değişimi alınacak
olursa;
I
1
⎛ V + IRS ⎞
− O exp⎜
⎟
RSH
a
dI
⎝ a ⎠
=
R
I
dV
⎛ V + IRS ⎞
1 + S + O exp⎜
⎟ RS
RSH
a
⎝ a ⎠
−
(4-4)
ifadesinden hareketle açık devre gerilimi ve kısa devre akımı
civarında akım-gerilim eğrisinin eğimlerinden yararlanarak VOC
civarında, RSO , ISC civarında da, RSHO tanımlanarak seri direnç, RS ve
paralel direnç, RSH tespit edilebilir (Şekil 4.1).
Şekil 4.1 Bir modüle ait akım-gerilim eğrisi üzerinde RSO ve RSHO değerleri.
⎛ dV ⎞
RSO = −⎜
⎟
⎝ dI ⎠V =VOC
(4-5)
⎛ dV ⎞
RSHO = −⎜
⎟
⎝ dI ⎠ I = I SC
(4-6)
57
Denklem 4-4, Denklem 4-5 ve Denklem 4-6’da yerine koyularak
birleştirilirse;
⎡ 1
I
⎛V
+ O exp⎜ OC
a
⎝ a
⎣ RSH
⎞⎤
⎟⎥ − 1 = 0
⎠⎦
(4-7)
I
1
1
⎛I R ⎞
+ O exp⎜ SC S ⎟ −
=0
RSH
a
⎝ a ⎠ RSHO − RS
(4-8)
(RSO − RS )⎢
elde edilir.
Güneş pilinin akım gerilim eğrisinde önemli bir nokta olan
maksimum güç noktasında akım ve gerilim değerleri yerine yazılarak
I L yok edilecek olursa;
R ⎞
⎛ V ⎞ V − VMPP ⎛
0 = I O exp⎜ OC ⎟ + OC
− ⎜⎜1 + S ⎟⎟ I MPP
RSH
⎝ a ⎠
⎝ RSH ⎠
+ I MPP RS ⎞
⎛V
− I O exp⎜ MPP
⎟
a
⎝
⎠
(4-9)
Elde edilen Denklem 4-3, Denklem 4-7, Denklem 4-8 ve Denklem
4-9 yardımıyla bilinmeyen parametrelerden 4’ü; a, IO, RS ve RSH NewtonRaphson yöntemiyle (Charles et al. 1981), en küçük kareler yöntemiyle
(Braunstein et al., 1977; Teng and Wu 1989) sayısal olarak
hesaplanabilir.
58
4.1 Phang Modeli
Denklem 4-3, Denklem 4-7, Denklem 4-8 ve Denklem 4-9’un
Newton-Raphson yöntemiyle çözülmesi fazla hesap gerektirir ve yapılan
iterasyonların yakınsaması için çok iyi başlangıç değerlerine ihtiyaç
duyulur. Bazı durumlarda bu tahminlerin belirlenmesinde güçlükler
vardır (Braunstein et al. 1977). Bu nedenle güneş pilinin karakteristiğini
belirleyen 5 parametre olan IL, a, IO, RS ve RSH değerlerinin
belirlenmesinde analitik bir çözüme ulaşabilmek için, bazı yaklaşımlar
yapılması gerekmektedir.
Herhangi bir güneş pili için (örneğin AM1 koşullarında) IL< 10 A
⎛V ⎞
⎛I R ⎞
olduğu durumlarda exp⎜ OC ⎟ >> exp⎜ SC S ⎟ olduğu yaklaşımı
⎝ a ⎠
⎝ a ⎠
yapılacak olursa Denklem 4-3 (%10’un altında hatalara neden
R
olmaktadır) ve RS<<RSH olduğundan 1 + S ≈ 1 alınarak Denklem 4-7
RSH
yeniden yazılabilir. Paralel direnç değerinin akım-gerilim eğrisinin kısa
devre akımı civarındaki eğimin tersinin negatif işaretlisine eşit olduğu
kabul edilecek olursa, yeni bir denklem takımı elde edilir.
V
⎛V ⎞
I O exp⎜ OC ⎟ − I SC + OC = 0
RSH
⎝ a ⎠
(4-10)
(RSO − RS ) I O exp⎛⎜ VOC ⎞⎟ − 1 = 0
(4-11)
RSH = RSHO
(4-12)
a
⎝ a ⎠
59
+ I MPP RS ⎞
⎛ V ⎞ V − VMPP
⎛V
I O exp⎜ OC ⎟ + OC
− I MPP − I O exp⎜ MPP
⎟ = 0 (4-13)
RSH
a
⎝ a ⎠
⎝
⎠
Güneş pili için elde edilen akım-gerilim grafiğinden ve denklem
takımının çözümünden, düzeltilmiş idealite faktörü,
a=
⎛
V
ln⎜⎜ I SC − MPP
RSHO
⎝
VMPP + I MPP RSO − VOC
⎞
⎛
V
− I MPP ⎟⎟ − ln⎜⎜ I SC − OC
RSHO
⎠
⎝
⎞
I MPP
⎟⎟ +
⎠ I − VOC
SC
RSHO
(4-14)
karanlık doyma akımı,
⎛
V
I O = ⎜⎜ I SC − OC
RSH
⎝
⎞
⎛ −V ⎞
⎟⎟ exp⎜ OC ⎟
⎝ a ⎠
⎠
(4-15)
seri direnç,
RS = RSO −
a
⎛ −V ⎞
exp⎜ OC ⎟
IO
⎝ a ⎠
(4-16)
ve ışıkla üreyen akım,
⎛
R
I L = I SC ⎜⎜1 + S
RSHO
⎝
⎞
⎡ ⎛I R ⎞ ⎤
⎟⎟ + I O ⎢exp⎜ SC S ⎟ − 1⎥
⎣ ⎝ a ⎠ ⎦
⎠
(4-17)
şeklinde tek diyot modeli kullanılarak güneş pili parametreleri
analitik olarak belirlenmiş olur (Phang et al 1984).
60
4.2 de Blas Modeli
de Blas modelinde Denklem 2-2 ile verilen akım denklemi, bir
güneş pilinden geçen akımı ifade etmek için kullanılmıştır. Denklem 43, Denklem 4-7, Denklem 4-8 ve Denklem 4-9 güneş pilinin kısa devre
ve açık devre durumları ile maksimum güç noktasında elde edilen
denklemler olmak üzere de Blas modelinde paralel direnç için Phang
yaklaşımından farklı olarak;
RSH = RSHO − RS
(4-18)
olarak kabul edilmiştir (de Blas et al. 2002). Güneş pili
parametreleri seri direnç, RS, ve ışıkla üreyen akım, IL, hesaplandıktan
⎛V ⎞
⎛I R ⎞
sonra exp⎜ OC ⎟ >> exp⎜ SC S ⎟ yaklaşımı yapılarak, karanlık doyma
⎝ a ⎠
⎝ a ⎠
akımı IO ve düzeltilmiş idealite faktörü a değerleri;
⎛V
⎞
⎛ I R ⎞
RSO ⎜ OC − 1⎟ + RSHO ⎜1 − SC SO ⎟
a ⎠
⎝ a
⎠
⎝
RS =
VOC − I SC RSHO
a
(4-19)
ve
⎡ ⎛V
I L = I O ⎢exp⎜ OC
⎣ ⎝ a
⎞ ⎤ VOC
⎟ − 1⎥ +
⎠ ⎦ RSH
değerleri kullanılarak,
(4-20)
61
⎛
R ⎞ V
I SC ⎜⎜1 + S ⎟⎟ − OC
⎝ RSH ⎠ RSH
IO =
⎛V ⎞
exp⎜ OC ⎟
⎝ a ⎠
(4-21)
ve
a=
VMPP + I MPP RS − VOC
⎧
⎛
RS ⎞ VMPP
⎟−
⎪ (I SC − I MPP )⎜⎜1 +
RSH ⎟⎠ RSH
⎪
⎝
ln ⎨
⎛
R ⎞ V
⎪
I SC ⎜⎜1 + S ⎟⎟ − OC
⎪
⎝ RSH ⎠ RSH
⎩
⎫
⎪
⎪
⎬
⎪
⎪
⎭
(4-22)
şeklinde hesaplanabilir. Başlangıç değeri olarak seri direnç, RS, için
bir değer atanır. Paralel direnç değeri, RSH, ve Denklem 4-22 ile verilen
düzeltilmiş idealite faktörü, a, hesaplandıktan sonra Denklem 4-20 ile
verilen ışıkla üreyen akım, IL, hesaplanır ve Denklem 4-19 ile ifade
edilen seri direnç değeri, RS, tekrar hesaplanır. Hesaplanan yeni RS değeri
Denklem 4-21’de kullanılarak karanlık doyma akımı, IO’ın
hesaplanmasıyla güneş pili parametreleri belirlenmiş olur.
4.3 King veya Sandia Modeli
King modeli güneş pillerinin çalışma koşullarındaki performansının
modellenmesinde kullanılan ve çok iyi sonuç veren bir modeldir. Çok
sayıda parametrenin hesap yapılmaya başlanmadan önce bilinmesi
gerekir. Akım ve gerilim değerlerinin kısa devre durumunda, açık devre
durumunda ve maksimum güç noktasındaki sıcaklık değerleri ve bu özel
noktalardaki ışık şiddetine bağlı olan C0,C1,…C7 olan 8 farklı katsayı ve
hava kütlesi için de 3 farklı katsayının bilinmesi gerekmektedir (King
62
1997). Ayrıca güneş pili yüzeyine gelen ışık şiddeti ve güneş pilinin
sıcaklık değerlerinin hesaplamalara başlanmadan önce bilinmesi
gerekmektedir.
Bu modelde akım-gerilim eğrisi üzerinde 5 nokta önemlidir. Bu
noktalar: (I = I SC ,V = 0) kısa devre noktası, (I = I X , V = 0,5VOC ) kısa
devre
ile
MPP
noktası
arasında
kalan
bir
nokta,
(I = I MPP ,V = V X = VMPP )
maksimum
güç
noktası,
(I = I XX ,V = V XX = 0,5(VMPP + VOC )) MPP noktası ile açık devre
noktasının arasında bir nokta ve (I = 0,V = VOC ) açık devre noktasıdır.
Bu model ile elde edilen akım-gerilim eğrisi ile deneysel veriler çok iyi
uyum içerisindedir. Fakat eğrinin çizilmesinde ve parametrelerin
belirlenmesinde çok fazla değerin önceden bilinmesi gerekmektedir.
4.4 Luft-Barton-Conn Modeli
Luft ve arkadaşları tarafından Amerikan TRW şirketi için yapılan
çalışmada güneş pilleri için üretilen akım için;
⎧⎪
⎡ ⎛ V
I TRW = I SC ⎨1 − k 2 ⎢exp⎜⎜
⎪⎩
⎣ ⎝ k1VOC
⎞ ⎤ ⎫⎪
⎟⎟ − 1⎥ ⎬
⎠ ⎦ ⎪⎭
(4-23)
ifadesi önerilmiştir. Burada, k1 ve k2 şu şekilde tanımlanır:
VMPP
−1
VOC
k1 =
⎛ I
ln⎜⎜1 − MPP
I SC
⎝
⎞
⎟⎟
⎠
,
⎛ I
k 2 = ⎜⎜1 − MPP
I SC
⎝
⎞
⎛ V
⎟⎟ exp⎜⎜ − MPP
⎠
⎝ k1VOC
⎞
⎟⎟
⎠
(4-24)
63
Bu durumda akım denklemi:
⎡ ⎛ V + I TRW RS ⎞ ⎤ V + I TRW RS
I = I L − I O ⎢exp⎜
⎟ − 1⎥ −
a
RSH
⎠ ⎦
⎣ ⎝
(4-25)
şeklinde ifade edilir. Buradan ışıkla üreyen akım IL, karanlık
doyma akımı IO ve paralel direnç RSH için;
IL =
IO =
⎡ ⎛V
VOC
+ I O ⎢exp⎜ OC
RSH
⎣ ⎝ a
⎞ ⎤
⎟ − 1⎥
⎠ ⎦
I SC RSH + I SC RS − VOC
⎡ ⎛V ⎞
⎛I R
RSH ⎢exp⎜ OC ⎟ − exp⎜ SC S
⎝ a
⎣ ⎝ a ⎠
RSH =
(4-26)
(4-27)
⎞⎤
⎟⎥
⎠⎦
A1 + A2
B1
(4-28)
⎡ ⎛V ⎞
+ I MPP RS
⎛V
A1 = (I SC RS − VOC )⎢exp⎜ OC ⎟ − exp⎜ MPP
a
⎝
⎣ ⎝ a ⎠
⎞⎤
⎟⎥
⎠⎦
(4-29)
⎡ ⎛V ⎞
⎛I R
A2 = (VOC − VMPP − I MPP RS )⎢exp⎜ OC ⎟ − exp⎜ SC S
⎝ a
⎣ ⎝ a ⎠
⎞⎤
⎟⎥
⎠⎦
(4-30)
⎡ ⎛V ⎞
⎛I R
B1 = I MPP ⎢exp⎜ OC ⎟ − exp⎜ SC S
⎝ a
⎣ ⎝ a ⎠
⎞⎤
⎟⎥ +
⎠⎦
⎡ ⎛V
+ I MPP RS ⎞
⎛V
I SC ⎢exp⎜ MPP
⎟ − exp⎜ OC
a
⎠
⎝ a
⎣ ⎝
⎞⎤
⎟⎥
⎠⎦
(4-31)
64
ifadeleri yazılabilir (Barker and Norton 2003; de Soto 2004). Diğer
önemli parametreler olan seri direnç RS ve düzeltilmiş idealite faktörü a
bilinmemektedir. Fakat (I X , V X ) ve (I XX ,V X X ) noktalarından geçecek
en iyi eğri elde edilene kadar bu değerler değiştirilerek tespit edilebilirler.
En iyi eğrinin elde edilmesindeki kriter IX ve IXX tahmin edilen akım
değerleri olmak üzere, Denklem 4-25 kullanılarak hesaplanan akım
değerleri arasındaki hatanın en düşük değeri almasıdır. Hatanın
hesaplanmasında;
E RMS =
(I
− I X ,hesaplanan ) + (I XX ,tah min − I XX ,hesaplanan )
2
X ,tah min
2
2
(4-32)
ifadesi kullanılır.
4.5 Diğer Modeller
Bazı durumlarda güneş pillerinde diyot karanlık akımı ideal
Boltzmann yasasına uymaz. Bu durumlarda güneş pilleri, birbirine
paralel bağlı iki diyot ile ifade edilir. İlk diyot için idealite faktörü 1,
diğer diyot için 2 olarak kabul edilir. Birinci diyot, azınlık yük
taşıyıcılarının yarı iletken içerisindeki difüzyonundan oluşan karanlık
doyma akımını, ikinci diyot ise boşaltılmış bölgede yük taşıyıcılarının
üremesinden/yeniden birleşmesinden (generation/recombination) oluşan
karanlık doyma akımını ifade eder (Charles et al.. 1985; van Overstraeten
1986; Sharma 1993; van Dyk 2004). Düşük gerilimlerde 1. diyot aktifken
yüksek gerilimlerde (0,75 VOC nin üzeri) ikinci diyot aktiftir.
Amorf silisyum güneş pilleri için (Merten et al. 1998; Gottschalg
2001) katkılanmamış tabakada fazladan oluşan tekrar birleşme
65
kayıplarını ifade etmek için tek diyot modeline
µτ
d i2
olarak ifade edilen
yeni bir terim eklenmiştir. Burada µτ taşıyıcıların mobilitesi ve ömür
⎡ cm 2 ⎤
⎥ boyutunda olmak üzere
⎢
⎣ V ⎦
taşıyıcıların etkin ömür sürelerini ifade etmektedir. d i ise a-si malzeme
sürelerinin çarpımı olmak üzere
içerisindeki katkılanmamış tabakanın kalınlığını ifade etmektedir.
CdTe güneş pillerinde ise iki farklı şekillerde katkılanmış iki
bileşik yarı iletken, n-tipi CdS ile p-tipi CdTe, bir araya getirilmiştir.
CdTe tabakanın alt kontak ile birleşmesinde bir potansiyel engeli oluşur.
Bu engel akıma bir sınırlayıcı etki getirmektedir. Bu etkiye CdTe güneş
pillerinde olduğu gibi CIGS güneş pillerinde rastlanmıştır ve bir arka
diyot ile modellenmiştir (Gottschalg 2001).
Düşük çalışma sıcaklıklarında güneş pilinin davranışı daha çok
etkilenmektedir. Bu durum, arka diyot ile uyum içerisindedir. Bu etki,
seri direnç üzerinde gösterilmektedir. CdTe güneş pili için yeni bir
elektriksel eşdeğer devre ifade edilir ve seri direncin yanına devreden
geçen akıma ters yönlü bir arka diyot IBD ilave edilir.
Tek diyot modelinde amorf silisyum, CdTe güneş pilleri için
yapılan değişikliklerde ve çift diyot modelinde güneş pili
parametrelerinin hesaplanmasında güçlükler ortaya çıkmaktadır. Tek
diyot modelinde düzeltilmiş idealite faktörü tanımlamasıyla model ile
oluşturulan değerlerin deneysel olarak elde edilen değerlerle uyum
içerisinde olması sağlanmıştır. Güneş pili parametrelerinin
belirlenmesinde Bölüm 4.1 ve Bölüm 4.2 de detaylı olarak anlatılan
modeller kullanılmıştır.
66
67
5 İŞLETME KOŞULLARINDA ÖLÇÜMLER
Farklı
güneş pillerinin gerçek işletme
koşullarındaki
performanslarını izleyebilmek için; dünya piyasasında öne çıkan dört
farklı teknolojiye sahip modülden oluşan 10,07kWp (STC’de üretilebilen
maksimum güç) gücünde 4 farklı şebeke bağlantılı Fotovoltaik Güç
Sistemi, Muğla Üniversitesi Merkez Kütüphanesi çatısına kurulmuştur.
Her biri yaklaşık 2,5kWp olan bu dört sistemden birer adet modül test
edilmek üzere ölçüm sistemine bağlanmıştır.
Şekil 5.1 Merkez kütüphane Üzerindeki 10kWp gücündeki şebekeye bağlı PV sistem.
5.1 Akım-Gerilim Ölçümleri
Dört farklı teknoloji kullanılarak üretilmiş modüllerin Bölüm 4’te
detayları anlatılan deney düzeneği ile akım ve gerilim ölçümleri
gerçekleştirilmiştir. Elektronik yük yardımıyla 10-20s arasında alınan 60
68
adet gerilim ve buna karşılık gelen akım değerleri ölçülerek, modülün
karakteristiğini belirleyen akım-gerilim eğrisi oluşturulmuştur. Modüller
için kısa devre akımı ISC, açık devre gerilimi VOC, maksimum güç
noktasındaki akım IMPP ve maksimum güç noktasındaki gerilim VMPP
değerleri tespit edilmiştir. Phang Modeli ve de Blas Modeli kullanılarak
ölçülmüş gerilim değerlerine karşılık gelen yeni akım değerleri
hesaplanmıştır. Hesaplanan bu değerler, deneysel olarak ölçülen değerler
ile karşılaştırılmıştır.
Test edilen modüllerin işletme koşullarında meydana gelen
mevsimsel farklılıkların karakteristik akım gerilim eğrilerinde
oluşturduğu değişimi gözleyerek, modül parametrelerinin belirlenmesi
amacıyla Nisan 2005-Temmuz 2006 arasında gün içerisinde kesintisiz
olarak ölçümler gerçekleştirilmiştir. Mevsimleri temsilen dört ay, her ayı
temsilen de açık bir gün seçilerek farklı sıcaklık ve ışık şiddetlerinde
akım-gerilim eğrileri çizilmiştir. Seçilen günlerdeki ışık şiddetinin gün
içerisindeki değişimi Ek 1’de gösterilmektedir. Modülün akım-gerilim
değişimi, akım pozitif kabul edilerek kullanım kolaylığı nedeniyle akımgerilim ekseninin IV. bölgesinde I. bölgeye taşınır.
Modül yüzeyinde daha fazla ışık şiddeti elde etmek amacıyla,
Nisan-Eylül ayları arasında, yazlık konumda yatayla 15º, Ekim-Mart
ayları arasında, kışlık konumda yatayla 35º eğim açısı yapacak şekilde
yılda iki defa eğim açıları değiştirilmiştir. Belirtilen zamanlar içerisinde,
en fazla enerjinin elde edileceği yüzeylerin eğim açıları 5º ve 55º olarak
hesaplanmıştır. Test edilen modüllerin her biri, temsil ettikleri şebekeye
bağlı çalışan sistemlere ait örgü ile aynı konstrüksiyonda
bulunduklarından, gerek şebekeye bağlı sistemlerin performansını
olumsuz etkilememek, gerekse test edilen modül üzerindeki gölgelenme
etkilerini en aza indirmek amacıyla 15º ve 35º eğim açıları uygulanmıştır.
69
Işık şiddeti ölçümleri CM11 Kipp&Zonnen piranometre ile
modüllerin yerleştirildiği düzlemlerde gerçekleştirilmiştir. 12 Temmuz
2005, 19 Ekim 2005, 8 Ocak 2006 ve 25 Nisan 2006 olarak seçilen 4 gün
içerisinde gerçekleştirilen ölçümler ve kullanılan modeller ile farklı
malzemelerden yapılmış dört farklı modül için elde edilen akım- gerilim
eğrileri Şekil 5.1-10 ve Şekil 5.12-19’da gösterilmektedir. Kullanılan
modeller ile hesaplanan değerlerin ölçüm sonuçlarıyla çok iyi bir uyum
içerisinde olduğu görülmektedir. Sabah güneşin doğmasıyla başlayan
ölçümlerden parametre hesabı için çok sayıda akım-gerilim eğrisi
kullanılırken sadece 4 farklı zamana ait olan ölçüm ve hesaplama
sonuçları gösterilmiş olup, üretici firmalar tarafından testlerin
gerçekleştirildiği STC’deki akım ve gerilim değerleri de elde edilen
akım-gerilim eğrileriyle birlikte gösterilmiştir.
Sabah saatlerinde, güneş ışınları yeryüzüne yatay düzleme yakın
doğrultularda geldiğinden, bu zaman dilimlerinde ölçülen düşük ışık
şiddetlerinde 3,00’ın üzerinde hava kütlesi değerleri hesaplanmıştır. Öğle
saatlerine doğru ise güneş ışınları yüzey normaline yakın doğrultularda
geldiğinden 1,00’a yakın hava kütlesi değerleri hesaplanmıştır.
Bahar aylarında, öğle saatlerinde ışık şiddetinin 1.000W/m2
değerinden yüksek olmasına rağmen, güneş pili veya modül sıcaklığının
25ºC’den yüksek olması nedeniyle, modülden elde edilen güç modülün
katalog değerlerinin altında kalmaktadır.
70
5.1.1 AS1206 m-Si Modül
Muğla Üniversitesi Merkez Kütüphanesi çatısında bulunan test
sisteminde AS1206 tek kristal silisyum modülün Nisan 2005’ten itibaren
performansı izlenmektedir. STC’deki elektriksel güç çevrim verimi
%12,32 olarak belirtilen ve gücü 120W olan modülün, üretici firma
tarafından ölçülmüş elektriksel değerleri Çizelge 5.1’de verilmektedir.
Çizelge 5.1 AS1206 m-Si modülün STC’deki elektriksel özellikleri.
ISC (A)
VOC (V)
IMPP (A)
VMPP (V)
7,70
21,0
7,14
16,8
36 adet güneş pilinin Şekil 5.2’de gösterildiği gibi birbirine seri
bağlanmasıyla elde edilen modül 0,974m2 alan kaplamaktadır. n, diyot
idealite faktörü 1,3 olarak verilen AS1206 m-Si modülün STC’deki diyot
doyma akımı, I0,ref, açık devre gerilimin sıcaklıkla değişimini ifade eden
gerilim katsayısı , µVOC ve kısa devre akımının sıcaklıkla değişimini
ifade eden akım katsayısı, µISC de Çizelge 5.2’de verilmektedir.
Şekil 5.2 c-Si güneş pillerinin birbirine bağlanması.
71
Üretici firma tarafından AS1206 m-Si modülün maksimum güç
noktasında elde edilebilir gücünün çalışma sıcaklığına bağlı olarak her
bir °C sıcaklık artışı için %0,50 ile %0,57 oranında azalacağı ifade
edilmektedir (Güneş pillerine ait fiziksel parametreler PVSYST programı
Güneş pili kütüphanesinden alınmıştır).
Çizelge 5.2 AS1206 m-Si modülün STC’deki fiziksel parametreleri.
RS (Ω)
RSH (Ω)
I0,ref (nA)
µVOC
(mV/ºC)
µISC
(mA/ºC)
0,111
140,0
195,0
-76,7
0,6
5.1.1.1 AS1206 m-Si Modülün Ölçüm Sonuçları
AS1206 m-Si modül en iyi performansı kış ve bahar aylarında, en
düşük performansı ise yaz aylarında sergilemektedir. 60ºC’ye ulaşan
yüksek çalışma sıcaklıklarının görüldüğü yaz aylarında, Çizelge 5.2’de
verilen fiziksel parametrelerden de açıkça görüleceği üzere, -76,7mV/ºC
olarak verilen sıcaklık-gerilim katsayısı nedeniyle STC’de 21,0V olan
açık devre gerilimi öğle saatlerinde artan çalışma sıcaklığı nedeniyle
17,0V’a kadar düşmektedir.
72
Şekil 5.3 Yaz aylarındaki davranışı temsilen 12 Temmuz 2005 günü farklı ışık
şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve de Blas modeli ile hesaplanan
akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması.
Şekil 5.4 Sonbahardaki davranışı temsilen 19 Ekim 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde
ölçülen değerler ile Phang ve de Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin
karşılaştırılması.
73
Şekil 5.5 Kış aylarını temsilen 8 Ocak 2006 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen
değerler ile Phang ve de Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin
karşılaştırılması.
Şekil 5.6 İlkbahardaki davranışı temsilen 25 Nisan 2006 günü farklı ışık şiddetlerinde
ölçülen değerler ile Phang ve de Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin
karşılaştırılması.
74
Yaz aylarında ölçülen çevre sıcaklığı ve güneş pillerinin çalışma
sıcaklığının gün içerisindeki değişimi Ek 2’de gösterilmektedir. Gece
çevre sıcaklığından ışıma nedeniyle 3-4º’ye kadar daha düşük
sıcaklıklara sahip olan güneş pilleri, güneşin doğmasıyla birlikte elektrik
üretmeye başlamakta ve beraberinde çalışma sıcaklıkları da artmaya
başlamaktadır. Öğle saatlerinde, yüksek ışık şiddetlerinde güneş
pillerinden çekilen güç değerlerinin en yüksek değerine ulaşmasıyla
birlikte en yüksek çalışma sıcaklığı değerlerine ulaşılmaktadır. Öğleye
kadar hızlı gerçekleşen sıcaklık artışı, öğleden sonra ışık şiddetiyle
birlikte azalmaktadır. Sabah ve öğleden sonra ışık şiddetinin simetrik
olarak değişmesine rağmen, güneş pillerinde sabah hızlı bir ısınma,
öğleden sonra ise daha yavaş bir soğuma gözlenmektedir. Sıcaklıktaki bu
değişim, açık devre gerilimi ve dolum çarpanının gün içerisindeki
değişimine yansımakta olup, 12 Temmuz 2005 ile 8 Ocak 2006
günlerindeki değişim Ek 4 ve Ek 7’de verilmektedir. Kışın öğleden sonra
saat 14.40’tan itibaren modül üzerindeki gölgelenme etkisinden dolayı,
ölçülen açık devre geriliminde ve hesaplanan dolum çarpanında ani bir
düşüş meydana gelmektedir.
5.1.2 S105 p-Si Modül
Nisan 2005’ten itibaren performansı izlenmekte olan S105 çok
kristalli silisyum modülün STC’deki elektriksel güç çevrim verimi
%10,13 olarak belirtilmektedir. STC’deki gücü 105W olan modülün,
üretici firma tarafından ölçülmüş elektriksel değerleri Çizelge 5.3’de
verilmektedir.
75
Çizelge 5.3 S105 p-Si modülün STC’deki elektriksel özellikleri.
ISC (A)
VOC (V)
IMPP (A)
VMPP (V)
4,50
31,80
4,14
25,50
54 adet güneş güneş pilinin Şekil 5.2’deki gibi birbirine seri
bağlanmasıyla elde edilen güneş pili 1,037m2 alan kaplamaktadır.
Üretici firma tarafından S105 p-Si modülün maksimum güç noktasında
elde edilebilir gücünün çalışma sıcaklığına bağlı olarak her bir °C
sıcaklık artışı için %0,47 ile %0,53 oranında azalacağı belirtilmektedir.
S105 p-Si modül için; n, diyot idealite faktörü 1,35 olarak verilmekte
olup, STC’ deki bazı fiziksel parametreleri ve akım ile gerilimin
sıcaklıkla değişim katsayıları Çizelge 5.4’de verilmektedir.
Çizelge 5.4 S105 p-Si modülün STC’deki fiziksel parametreleri.
RS (Ω)
RSH (Ω)
I0,ref (nA)
µVOC
(mV/ºC)
µISC
(mA/ºC)
0,318
350,0
186,0
-114,1
2,0
5.1.2.1 S105 p-Si Modülün Ölçüm Sonuçları
S105 p-Si modül için dört mevsimi temsilen çizilen akım- gerilim
eğrileri Şekil 5.7-10’da verilmektedir. Yaz aylarında sıcaklığın yüksek
olmasından dolayı, açık devre gerilimi 30,0V’nin altına düşerken diğer
zamanlarda 30,0V’nin üzerinde gerçekleşmektedir. 8 Ocak 2006 için
76
çizilen akım-gerilim eğrisi haricindeki zamanlar için elde edilen akımgerilim eğrileri STC’deki akım-gerilim eğrilerinden çok büyük farklılık
göstermemektedir.
Şekil 5.7 12 Temmuz 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve
de Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması.
Şekil 5.8 19 Ekim 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve de
Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması.
77
Şekil 5.9 8 Ocak 2006 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve de
Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması.
Şekil 5.10 25 Nisan 2006 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve de
Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması.
78
S105 p-Si modülde, m-Si modülde olduğu gibi en yüksek verim
%11,0 ile kışın elde edilmekle beraber -114,1mV/ºC olarak verilen
yüksek gerilim-sıcaklık katsayısı nedeniyle gerilimin düşmesinden
dolayı, yaz aylarındaki verim %10’un altına düşmektedir. 12 Temmuz
2006’da 81,74W gücün çekildiği anda, güç çevrim verimi %9,4 olarak
hesaplanmıştır. Bahar aylarında (Şekil 5.8 ve Şekil 5.10) ölçülen akımgerilim eğrilerinin STC’deki eğriye çok yakın olduğu görülmektedir.
100.95W ile yıl içerisinde en yüksek gücün elde edildiği 25 Nisan 2006
günü S105 p-Si modül, 1.150W/m2 ışık şiddetinde, 41ºC’de çalışmasına
rağmen, STC’de verilen gücün %96’sına ulaşmaktadır. Açık devre
gerilimi ve dolum çarpanının gün içerisindeki değişimi Ek 4 ve Ek 7’de
verilmektedir.
5.1.3 KA58 a-Si Modül
Nisan 2005’ten itibaren performansı izlenmekte olan KA58 amorf
silisyum modül STC’deki elektriksel güç çevrim verimi %6,62 olarak
belirtilmektedir. STC’deki gücü 58W olan güneş pilinin, üretici firma
tarafından ölçülmüş elektriksel değerleri Çizelge 5.5’de verilmektedir.
Çizelge 5.5 KA58 a-Si modülün STC’deki elektriksel özellikleri.
ISC (A)
VOC (V)
IMPP (A)
VMPP (V)
1,10
85,0
0,92
63,0
100 adet güneş pilinin birbirine Şekil 5.11’deki gibi seri
bağlanmasıyla elde edilen modül 0,876m2 alan kaplamaktadır.
79
Şekil 5.11 a-Si ve CdTe ince film güneş pillerinin birbirine bağlanması.
Üretici firma tarafından maksimum güç noktasında elde edilebilir
gücün çalışma sıcaklığına bağlı olarak her bir °C sıcaklık artışı için
%0,34 ile %0,49 oranında azalacağı ifade edilmektedir. KA58 a-Si
modül için, diyot idealite faktörünün STC’deki değeri üretici firma
tarafından 2,21 olarak verilmektedir. STC’deki bazı fiziksel parametreleri
ve akım ile gerilimin sıcaklıkla değişim katsayıları Çizelge 5.6’da
verilmektedir.
Çizelge 5.6. KA58 a-Si modülün STC’deki fiziksel parametreleri.
RS (Ω)
RSH (Ω)
I0,ref (nA)
µVOC
(mV/ºC)
µISC
(mA/ºC)
8,390
1050,0
229,0
-331,0
0,8
80
5.1.3.1 KA58 a-Si Modülün Ölçüm Sonuçları
KA58 a-Si modülde, kristal silisyum modüllerin aksine sıcaklığın
yüksek olduğu yaz aylarında performans daha yüksektir. Sıcaklık-gerilim
katsayısının çok düşük olması nedeniyle (-331,0mV/ºC) yaz aylarında
düşen çalışma gerilimine rağmen üretilen akımın artmasından dolayı 12
Temmuz’da en yüksek güç 47,95W olarak elde edilmiş olup, verim %5,2
olarak gerçekleşmiştir (Şekil 5.12). 19 Ekim 2005’te %4,2 olarak
hesaplanan en yüksek güçteki verim, 25 Nisan 2006’da 45,97W güç
çekildiği durumda %4,6 olarak hesaplanmıştır. KA58 a-Si güneş pili en
düşük performansını kış aylarında sergilemekte ve 8 Ocak 2006 günü
STC’deki güç değerinin yalnızca %48,9’una karşılık gelen 28,38W
gücün üretilebildiği durumda verim %3,4 olarak gerçekleşmiştir.
Şekil 5.12 12 Temmuz 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve
de Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması.
81
Şekil 5.13 19 Ekim 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen ve değerler ile Phang ve
de Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması.
Şekil 5.14 8 Ocak 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve de
Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması.
82
Şekil 5.15 25 Nisan 2006 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve de
Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması.
Ölçüm sonuçlarının parametre analizinde kullanıldığı KA58 a-Si
modül, ilk defa Mayıs 2002’de güneş ışınlarına maruz kalacağı dış
ortama çıkarılmıştır. Modülün bağlı bulunduğu sistem çok kısa bir süre
(yaklaşık 2 hafta) şebekeye bağlı olarak çalıştıktan sonra elektronik
yardımcı sistemlerden kaynaklanan sorun nedeniyle Nisan 2005’e kadar
modülden güç çekilmemiş ve modül devre durumunda dış ortamda
bırakılmıştır.
Amorf silisyum güneş pillerinde SWE olayından dolayı üretilen
akımdaki azalma nedeniyle ölçümlerin alınmaya başlanmasından sonraki
aylarda daha önce güneş ışığına maruz bırakılmamış yeni bir KA58 a-Si
modülde de eş zamanlı olarak ölçümler alınmaya başlanmıştır. 24
Ağustos 2005’te 1.148W/m2 ışık şiddetinde yaklaşık iki yıl güneş ışınları
altında kalmış olan modülde %5,06 verimle 50,9W güç elde edilmişken,
83
sonradan güneşe çıkarılmış olan modülde %5,25 verimle 52,81W güç
elde edilmiştir. Bir yıl sonrasında, 24 Temmuz 2006’da 1.183W/m2 ışık
şiddetinde önceki modülde %4,73 verimle 49,02W güç elde edilirken,
yeni güneş pilinde %4,96 verimle 51,42W güç elde edilmiştir.
Bir yıl sonucunda, KA58 a-Si modülde verimin bir önceki yıla
göre ortalama %0,3 azaldığı görülmektedir.
KA58 a-Si modül için hesaplanan dolum çarpanı, kristal silisyum
modüllerin dolum çarpanından %10-15 daha düşüktür. Buna rağmen
dolum çarpanı sıcaklıktan fazla etkilenmemekle birlikte %52-55
aralığında değişmektedir. Kristal silisyum modüllerden farklı olarak
yazın hesaplanan dolum çarpanının değeri daha yüksektir. Açık devre
gerilimi ve dolum çarpanının gün içerisindeki değişimi Ek 4 ve Ek 7’de
verilmektedir.
5.1.4 ATF43 CdTe Modül
Nisan 2005’ten itibaren performansı izlenmekte olan ATF43 CdTe
modülün STC deki elektriksel güç çevrim verimi % 5,92 olarak
belirtilmektedir. STC’deki gücü 43W olan modülün, üretici firma
tarafından ölçülmüş elektriksel değerleri Çizelge 5.7’de verilmektedir.
Çizelge 5.7 ATF43 CdTe modülün STC’deki elektriksel özellikleri.
ISC (A)
VOC (V)
IMPP (A)
VMPP (V)
1,12
87,0
0,82
52,0
84
119 adet güneş pilinin Şekil 5.11’deki gibi birbirine seri
bağlanmasıyla elde edilen modül 0,720m2 alan kaplamaktadır. Üretici
firma tarafından maksimum güç noktasında elde edilebilir gücün çalışma
sıcaklığına bağlı olarak her bir °C sıcaklık artışı için %0,72 ile %0,87
oranında azalacağı ifade edilmektedir. ATF43 CdTe modülün test edilen
diğer modüllere göre sıcaklıktan daha fazla etkilendiği görülmektedir.
ATF43 CdTe modül için, diyot idealite faktörünün STC’deki değeri
üretici firma tarafından 3,24 olarak verilmektedir. STC’deki bazı fiziksel
parametreleri ve akım ile gerilimin sıcaklıkla değişim katsayıları Çizelge
5.8’de verilmektedir.
Çizelge 5.8 ATF43 CdTe modülün STC’deki fiziksel parametreleri.
RS (Ω)
RSH (Ω)
I0,ref (nA)
µVOC
(mV/ºC)
µISC
(mA/ºC)
23,867
500,0
152,41
-393,6
0,90
5.1.4.1 ATF43 CdTe Modül Ölçüm Sonuçları
Test edilen ince film teknolojisinin bir örneği olan ATF43 CdTe
modülde, bahar aylarındaki performansın yaz ve kış aylarındaki
performanstan daha iyi olduğu (Şekil 5.16-19) görülmektedir. Sıcaklıkgerilim katsayısının test edilen diğer modüllere göre daha düşük
(-393,6mV/ºC) olmasına rağmen düşük ışık şiddetlerinde ölçülen açık
devre gerilimi çok düşüktür. Sabah ve akşam saatlerinde açık devre
gerilimi çok hızlı değişmektedir. Bununla birlikte 500W/m2’den yüksek
ışık şiddetlerinde çok fazla değişim göstermemekte, hemen hemen sabit
kalmaktadır.
85
Şekil 5.16 12 Temmuz 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve
de Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması.
Şekil 5.17 19 Ekim 2005 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve de
Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması.
86
Şekil 5.18 8 Ocak 2006 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve de
Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması.
Şekil 5.19 25 Nisan 2006 günü farklı ışık şiddetlerinde ölçülen değerler ile Phang ve de
Blas modeli ile hesaplanan akım-gerilim değerlerinin karşılaştırılması
87
Üretici firma tarafından katalog değerlerinde STC’de 42,7W güç
ve %5,93 verim ifade edilmesine rağmen, yaz ve kış aylarında (12
Temmuz 2005 ve 8 Ocak 2006) 24,79W ve 20,57W olarak ölçülen en
yüksek güç değerlerinde verimin %3,15 olarak gerçekleştiği
hesaplanmıştır. Hesaplanan bu değer, üretici firma tarafından verilen
değerin yaklaşık yarısına (%53) karşılık gelmektedir.
Bir başka ATF43 CdTe modülün, ilk olarak test sistemine
bağlandığı 24 Temmuz 2005 günü alınan ölçümlerinde ise 1.145W/m2
ışık şiddetinde 40,6W güç elde edilmiştir. Katalog değerinin %95’ine
karşılık gelen güç değerinde hesaplanan verim ise %4,93 olarak
gerçekleşmiştir. 25 Nisan 2006’da ise 1.164W/m2 ışık şiddetinde 37,68W
güç elde edilmiştir. Test edilen ikinci ATF43 CdTe modülün güneşe
çıkarıldıktan 9 ay sonra hesaplanan verimi %4,45, bir yıl sonra ise
1.107W/m2 ışık şiddetinde (28,3W) verim %3.5 olarak hesaplanmıştır.
ATF43 CdTe modülün bir yıl ortam koşullarında devam eden
testlerinden sonra, başlangıçtaki veriminden yaklaşık %1,5 kayıp ile
mevsimlere göre %3,1–3,5 arasında değişen verimle elektrik üretiminin
gerçekleştiği görülmektedir.
Ölçümlerin gerçekleştiği zamanlarda hesaplanan dolum çarpanı
değerleri, sabah erken ve akşam geç saatlerde değişim göstermekle
birlikte, 09.00-15.00 saatleri arasında yaz ve kış aylarında birbirine çok
yakın değerler alarak %41-43 aralığında gerçekleşmektedir. Açık devre
gerilimi de düşük ışık şiddetlerinin görüldüğü sabah ve akşam saatlerinde
ışık şiddetiyle doğrusal olarak değişmekte, yüksek ışık şiddetlerinin
görüldüğü 09.00–15.00 saatleri arasında yaz ve kış aylarında 65-70V
aralığında değerler almaktadır. VOC açık devre geriliminin ve FF dolum
çarpanının gün içerisindeki değişimi Ek 4 ve Ek 7’de verilmektedir.
88
5.2 Seri Direnç Değişimleri
Seri direnç, bir güneş pilinde performansı etkileyen önemli
parametrelerdendir. Değerinin düşük olması istenir. İdeal bir güneş
pilinde seri direncin değeri 0Ω olarak kabul edilir. Seri direnç, bir güneş
pilinden veya modülden çekilebilecek en yüksek gücün belirlendiği akım
ve gerilim değerlerine karşılık gelen nokta olan, maksimum güç
noktasının belirlenmesinde etkindir. AS1206 m-Si modül için üretici
firma tarafından STC’de verilen değerlerden yola çıkarak seri direnç
değerinin artırılmasıyla modülün karakteristik eğrisinde meydana
gelebilecek değişim Şekil 5.20’de gösterilmektedir. Bu değişimden,
güneş pili veya modül için maksimum güç noktasının yerinin akımgerilim eğrisi üzerinde daha düşük akım ve gerilime sahip bir noktaya
kaydığını görmek mümkündür. Aynı zamanda, bu eğride seri direnç
değerindeki değişimin açık devre gerilimi üzerinde bir etkisinin olmadığı,
yüksek seri direnç değerlerinde ise kısa devre akımının azaldığı
görülmektedir.
Şekil 5.20 AS1206 m-Si modülde akım-gerilim eğrisi üzerine (RS) seri direnç etkisinin
benzetişimi.
89
Bir güneş pilinde veya modülde akım-gerilim eğrisinden yola
çıkarak seri direncin değeri Denklem 4-16 veya Denklem 4-19
kullanılarak hesaplanabilir. Test edilen modüllerde, farklı koşullarda
yapılan hesaplamalardan seri direnç RS değerinin ışık şiddeti G ve güneş
pili veya modül sıcaklığı TC değerlerine bağlı olduğu görülmektedir
(modülün arka yüzeyinde ölçülen sıcaklığın güneş pili sıcaklığına eşit
olduğu kabul edilmiştir). Seri direnç değerinde, m-Si ve p-Si modüllerde,
ışık şiddetiyle exponansiyel bir değişim gözlenirken ince film yapısında
olan a-Si ve CdTe modüllerde seri direnç değerinin ışık şiddetiyle
logaritmik olarak değiştiği görülmektedir. Şekil 5.21’de AS1206 m-Si
modül için bir yıl içerisinde farklı ışık şiddetlerinde hesaplanan seri
direnç değerleri gösterilmektedir.
Şekil 5.21 AS1206 m-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan seri direnç
değerlerinin karşılaştırılması.
90
Bu çalışmada seri direncin hesaplanmasında Phang ve de Blas
modellerinin her ikisi de birlikte kullanılmıştır. Phang modelinden elde
edilen değer (analitik bir model olması nedeniyle) de Blas modelindeki
benzetişimlerin durdurulmasında karar mekanizması olarak kabul
edilmiştir. Phang ve de Blas modeli kullanılarak hesaplanan paralel
direnç değerleri arasındaki fark %0,5 değerinin altındadır.
AS1206 m-Si modülde 200W/m2 ışık şiddeti değerinde 0,1Ω
civarında olan seri direnç değerinin artan ışık şiddetiyle;
RS = rS1 (1 − e − rS 2G )
(5-1)
ifadesine uyan exponansiyel bir değişim ile 1.000W/m2 ışık
şiddetine gelindiğinde seri direnç değrinin 0,25-0,30Ω’a yükseldiği
gözlenmektedir. Yaz ve kış mevsimlerinde günün birçok bölümünde
300W/m2’den daha yüksek ışık şiddetinin görüldüğü Muğla’da, AS1206
m-Si modül için hesaplanan seri direnç değerleri üretici firma tarafından
0,111Ω (Çizelge 5.2) olarak verilen değerden daha yüksektir. Yaz
aylarında ortam sıcaklığı ve modülün çalışma sıcaklığı da yüksek
olduğundan, seri direnç değerindeki artış, 600W/m2 ışık şiddetine kadar
hızlı olmakta daha sonra yavaşlamaktadır. Kış aylarında ise seri direnç
değeri, artan ışık şiddetiyle doğru orantılı olarak değişmektedir. Modülün
seri direnç değerinin daha kolay hesaplanması için yıl içerisinde elde
edilen tüm değerler kullanılarak yapılan regresyon analizi sonucunda
genel ifadenin,
RS = 0,260 × (1 − e −0, 0039 × G )
(5-2)
91
şeklinde olduğu görülmektedir. Şekil 5-21’den de görülebileceği
üzere, modülün seri direnç değerinin ışık şiddetiyle değişimini veren
Denklem 5-2 genel ifadesinden elde edilen değerler ile ölçülen değerler
arasında %50’ye kadar ulaşabilen farklılıklar vardır. Bunun nedeni,
yüzeye gelen toplam güneş ışığının şiddetinin aynı olabilmesine rağmen,
güneş ışığının spektrumunda ve çevre sıcaklığında oluşan farklılıklardır.
Mevsimsel olarak görülen farklılıklar nedeniyle her ay için seçilen açık
bir günde yapılan hesaplamalar sonucunda, Denklem 5-1’de verilen
katsayılar tespit edilmiştir. Şekil 5-22’de 14 Mayıs 2006’da alınan ölçüm
sonuçları ve bu sonuçlara uyan fonksiyonun değişimi görülmektedir.
Aylara göre rS1 ve rS2 katsayılarının aldığı değerler ve yapılan regresyon
analizi sonuçları Çizelge 5.9’da verilmektedir.
Şekil 5.22 AS1206 m-Si modülde 14 Mayıs 2005’te ölçülen ve hesaplanan seri direnç
değerlerinin karşılaştırılması.
92
Çizelge 5.9 AS1206 m-Si modül için seri direnç katsayıların aylara göre değişimi ve
regresyon analizi.
Ay
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
rS1
0,239
0,333
0,249
0,299
0,361
0,254
0,303
0,302
0,280
0,256
0,237
0,273
rS2
0,0044
0,0013
0,0093
0,0026
0,0015
0,0016
0,0030
0,0047
0,0024
0,0057
0,0031
0,0025
σ
0,05
0,03
0,02
0,04
0,03
0,05
0,03
0,05
0,05
0,03
0,03
0,02
R2
0,55
0,82
0,56
0,86
0,91
0,54
0,81
0,73
0,86
0,55
0,85
0,88
S105 p-Si modülün seri direnç değişimi, AS1206 m-Si modülün
seri direnç değişiminden farklı olarak artan ışık şiddetiyle azalmaktadır.
S105 p-Si modül için hesaplanan seri direnç değeri sahip olduğu çok
kristalli yapı nedeniyle, AS1206 m-Si modül için hesaplanan seri direnç
değerinden bazı durumlarda 2-3 kat fazla olup RS, 0,4-1,0Ω arasındadır.
Hesaplanan bu değerler, S105 p-Si modül için üretici firma tarafından
0,318Ω (Çizelge 5.4) olarak verilen değerlerden daha yüksektir. Şekil
5.23’de test edilen S105 p-Si modül için bir yıl boyunca farklı ışık
şiddetlerinde hesaplanan seri direnç değerleri gösterilmektedir.
93
Şekil 5.23 S105 p-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan seri direnç
değerlerinin karşılaştırılması.
Yapılan hesaplamalar sonucunda seri direnç değerinin S105 p-Si
modülde ışık şiddetiyle exponansiyel olarak,
RS = rS1 × e − rS 2G
(5-3)
şeklinde değiştiği ve S105 p-Si için genel ifadenin,
RS = 0,840 × e −0,00043 × G
(5-4)
olarak ifade edilebileceği tespit edilmiştir. Aylara göre rS1 ve rS2
katsayılarının aldığı değerler ve yapılan regresyon analizi sonuçları
Çizelde 5.10’da verilmektedir.
94
Çizelge 5.10 S105 p-Si modül için seri direnç katsayılarının aylara göre değişimi ve
regresyon analizi.
Ay
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
rS1
1,098
0,875
0,582
0,706
0,623
0,494
0,953
1,733
1,108
0,861
1,464
0,429
rS2
0,00099
0,00055
0,00025
0,00012
0,00015
-0,00022
0,00060
0,00131
0,00072
0,00044
0,00097
0,00013
σ
0,09
0,05
0,06
0,05
0,04
0,07
0,16
0,23
0,08
0,11
0,14
0,01
R2
0,79
0,91
0,60
0,46
0,54
0,53
0,64
0,85
0,89
0,60
0,84
0,88
KA58 a-Si ve ATF 43 CdTe ince film modüllerin seri direnç
değerleri, kristal silisyum modüllerin seri direnç değerlerinden daha
yüksek olup ışık şiddetiyle logaritmik olarak azalmaktadır. Seri direncin
değerinin düşük olmasının istenilen bir özellik olması nedeniyle yüksek
ışık şiddetlerinde artan modül sıcaklığının katkısıyla seri direnç değeri
düşmekte ve artan ışık şiddeti modülün performansına katkıda
bulunmaktadır. Şekil 5.24’de KA58 a-Si modül için bir yıl boyunca
seçilmiş açık günlerde hesaplanan seri direnç değerinin ışık şiddetiyle
değişimi gösterilmektedir. 500W/m2’ye kadar olan düşük ışık
şiddetlerinde 10Ω değerinden daha yüksek seri direnç değerleri
hesaplanmıştır. Kristal silisyum güneş pillerinin aksine KA58 a-Si
modülde 300W/m2’den yüksek ışık şiddetlerinde hesaplanan seri direnç
değerleri üretici firma tarafından 8,390Ω (Çizelge 5.4) olarak verilen
değerden daha düşüktür.
95
Şekil 5.24 KA58 a-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan seri direnç
değerlerinin karşılaştırılması.
KA58 a-Si modülün seri direnç değeri ışık şiddetiyle logaritmik
olarak,
RS = rS1 + rS 2 × ln(G )
(5-5)
ifadesine uygun bir değişim göstermektedir. Bir yıl içerisinde elde
edilen tüm değerler kullanılarak yapılan regresyon sonucunda genel
ifadenin,
RS = 57,658 − 7,58× ln(G )
(5-6)
96
şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Aylara göre rS1 ve rS2
katsayılarının aldığı değerler ve yapılan regresyon analizi sonuçları
Çizelde 5.11’de verilmektedir.
Çizelge 5.11 KA 58 a-Si modül için seri direnç katsayılarının aylara göre değişimi ve
regresyon analizi.
Ay
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
rS1
131,596
94,733
-3,777
2,510
37,445
96,240
75,370
28,236
37,445
63,357
137,038
-17,494
rS2
-19,002
-12,510
1,226
0,679
-4,766
-13,098
-10,577
-3,399
-4,746
-8,100
-19,087
4,007
σ
5,45
1,82
1,13
0,06
1,72
2,71
4,45
0,93
1,72
0,52
1,98
1,08
R2
0,88
0,97
0,43
0,99
0,90
0,95
0,86
0,90
0,90
0,99
0,97
0,89
ATF43 CdTe modülün seri direnç değişimi, bir diğer ince film
yapısında olan KA58 a-Si modülün seri direnç değişiminde olduğu gibi
artan ışık şiddetiyle Denklem 5-5 ile verilen ifadeye uyacak şekilde
logaritmik olarak azalmaktadır. Şekil 5.25’de ATF43 CdTe modül için
bir yıl boyunca seçilmiş açık günlerde hesaplanan seri direnç değerinin
ışık şiddetiyle değişimi gösterilmektedir. Bazı günlerde üretici firma
tarafından STC’de 23,867Ω (Çizelge 5.8) olarak verilen değerlerden
farklı olarak 35Ω’dan yüksek bazı günlerde de 15Ω’dan düşük seri
direnç değerleri hesaplanmış olmasına rağmen hesaplanan RS
değerlerinin büyük bir bölümü 20-30Ω aralığında yer almaktadır.
97
Şekil 5.25 ATF43 CdTe modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan seri direnç
değerlerinin karşılaştırılması.
ATF43 CdTe modül için seri direnç değerinin ışık şiddetiyle
değişimi çok yavaş olup bir yıl içerisinde elde edilen tüm değerler
kullanılarak yapılan regresyon sonucunda genel ifade;
RS = 36,905 − 2,132 × ln (G )
(5-7)
şeklindedir. Denklem 5-5’te verilen rS1 ve rS2 katsayılarının aldığı
değerlerin aylara göre değişimi ve yapılan regresyon analizi sonuçları
Çizelge 5.12’te verilmektedir.
98
Çizelge 5.12 ATF43 CdTe modül için seri direnç katsayılarının aylara göre değişimi ve
regresyon analizi.
Ay
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
rS1
16,665
102,195
62,338
94,547
38,049
81,195
95,904
164,367
49,361
-17,834
117,026
160,969
rS2
1,331
-11,457
-5,856
-10,178
-2,333
-8,595
-11,072
-20,946
-5,757
6,222
-13,808
-19,412
σ
6,63
1,30
1,30
2,67
1,43
2,15
1,34
2,76
0,87
3,38
4,17
2,05
R2
0,68
0,90
0,87
0,92
0,69
0,82
0,95
0,97
0,79
0,61
0,85
0,90
c-Si modüllerin RS değerlerinin kış mevsiminde göstermiş
oldukları davranışı incelemek için 20 Aralık 2005 günü alınan ölçümler
kullanılmıştır. AS1206 m-Si modül için Denklem 5-1 ve Çizelge 5.9,
S105 p-Si modül için Denklem 5-3 ve Çizelge 5.10’da Aralık ayı için
verilen seri direnç katsayıları kullanılarak belirlenen RS değişimi Şekil
5.26’da gösterilmektedir.
Test edilen ince film modüllerin RS değerlerinin yaz mevsiminde
göstermiş oldukları davranışı incelemek için ise 13 Ağustos 2005 günü
alınan ölçümler kullanılmıştır. KA58 a-Si ve ATF43 CdTe modüller için
Denklem 5-5 ve Çizelge 5.11 ile Çizelge 5.12’de Ağustos ayı için verilen
seri direnç katsayıları kullanılarak belirlenen RS değişimi de Şekil
5.26’da gösterilmektedir.
99
Şekil 5.26 Test edilen modüllerde yaz ve kış aylarında ölçülen ve hesaplanan (RS) seri
direnç değerleri.
5.3 Paralel Direnç Değişimleri
Paralel direnç (RSH), bir güneş pilinde kaçak akımları ifade
etmekte olup performansı etkileyen parametrelerdendir. Akım-gerilim
eğrisinin kısa devre akımı civarındaki eğiminden yola çıkarak paralel
direnç değeri, Phang modeli kullanılarak Denklem 4-12 veya de Blas
modeli kullanılarak Denklem 4-18 ile hesaplanabilir. Bu çalışmada
paralel direncin hesaplanmasında Phang ve De Blas modellerinin her
ikisi de birlikte kullanılmıştır. Phang modelinden elde edilen değer
(analitik bir model olması nedeniyle) de Blas modelindeki
benzetişimlerin durdurulmasında karar mekanizması olarak kabul
edilmiştir. Phang ve de Blas modeli kullanılarak hesaplanan paralel
100
direnç değerleri arasındaki fark %0,5 değerinin altındadır. Güneş pilinde
kaçak akımların olması istenmediğinden, paralel direnç değeri mümkün
olduğu kadar yüksek olmalıdır. İdeal bir güneş pilinde RSH = ∞ olarak
kabul edilir.
AS1206 m-Si modülün üretici firma tarafından STC’de verilen
değerlerinden yola çıkarak, modülün diğer iç parametreleri ve sıcaklık,
ışık şiddeti gibi diğer dış parametreler aynı kalmak üzere, 5Ω ile 1MΩ
aralığında değişen RSH değerleri için yapılan benzetişimler sonucunda
modülün karakteristik eğrisi üzerinde meydana gelebilecek değişim Şekil
5.27’de gösterilmektedir.
Şekil 5.27 Akım-gerilim eğrisi üzerine paralel direnç (RSH) etkisinin benzetişimi.
Paralel direncin değerinin azalmasıyla kısa devre akımı
civarındaki eğim artmaktadır. Şekil 5.27’den de görüleceği üzere çok
düşük RSH değerlerinde (STC’deki değerin %10’undan daha küçük)
101
modülden elde edilecek güç azalmaktadır. Düşük RSH değerlerinde
(yüksek RSH değerlerine göre) modülün IMPP değerinden düşük akım ve
VMPP değerinden düşük gerilim değerlerinde çalıştığı, dolum çarpanının
değerinin düştüğü ve modülün VOC açık devre gerilimin azaldığı
görülmektedir. AS1206 m-Si modül için RSH değerinin 10Ω olması
durumunda VMPP ve IMPP değerlerinin STC’de verilen değerlere göre %15
daha düşük olacağı, STC’de %74 olarak verilen dolum çarpanının da
%59 değerine düşeceği hesaplanmıştır (Şekil 5.27).
Test edilen modüllerde farklı koşullarda yapılan hesaplamalardan
üretici firma tarafından STC’de verilen RSH değerlerinin altında değerler
hesaplanmıştır. Test edilen modüllerde paralel direnç, değerinin ışık
şiddeti G ve güneş pili sıcaklığı TC değerlerine logaritmik olarak
Denklem 5-8’e uyan bir ifade ile bağlı olduğu görülmektedir.
Şekil 5.28’de AS1206 m-Si modül için bir yıl içerisinde farklı ışık
şiddetlerinde hesaplanan paralel direnç değerleri gösterilmektedir. Bir yıl
içerisinde hesaplanan değerlerin büyük bölümü 50-125Ω aralığındadır.
102
Şekil 5.28 AS1206 m-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan paralel
direnç değerlerinin karşılaştırılması.
Şekil 5.29’da 14 Mayıs 2006’da alınan ölçüm sonuçları ve bu
sonuçlara uyan fonksiyonun değişimi görülmektedir. Mayıs ayını
temsilen seçilen 14 Mayıs 2006 günü 500W/m2 ışık şiddetine kadar
hesaplanan paralel direnç değerleri, 250Ω değerinden yüksek olup diğer
tüm zamanlar için hesaplanan değerler üretici firma tarafından 140Ω
(Çizelge 4.2) olarak verilen değerden daha düşüktür. Şekil 5.28’deki
paralel direncin ışık şiddetiyle olan değişimi;
RS H = rSH 1 + rSH 2 × ln (G )
(5-8)
ifadesine uygundur. Şekil 5.29’da hesaplanan paralel direnç
değerlerinin Denklem 5-8 ile ifade edilen fonksiyon ile ne kadar uyum
içerisinde temsil edilebileceği gösterilmektedir.
103
Şekil 5.29 AS1206 m-Si modülde 14 Mayıs 2005’te ölçülen ve hesaplanan paralel
direnç değerlerinin karşılaştırılması.
AS1206 m-Si modül için bir yıl içerisinde farklı ışık şiddetlerinde
hesaplanan paralel direnç değerleri kullanılarak yapılan regresyon
sonucunda genel ifade;
RS H = 537,54 − 69,41× ln(G )
(5-9)
şeklinde olup aylara göre rSH1 ve rSH2 katsayılarının aldığı
değerler ve yapılan regresyon analizi sonuçları Çizelge 5.13’de
verilmektedir.
Çizelge 5.13 AS1206 m-Si modül için paralel direnç katsayılarının aylara göre
değişimi ve regresyon analizi.
Ay
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
rSH1
450,34
1.056,21
368,11
361,50
2.109,90
519,89
690,04
647,40
476,77
151,61
388,58
297,72
rSH2
-58,59
-146,10
-47,77
-44,51
-293,76
-61,31
-94,53
-87,56
-61,78
-13,16
-49,46
-37,30
σ
14
29
14
8
40
44
24
12
13
4
8
1
R2
0,91
0,93
0,89
0,96
0,98
0,68
0,94
0,98
0,97
0,92
0,96
0,99
104
S105 p-Si modül için hesaplamalar sonucunda 800W/m2 değerini
aşan ışık şiddetlerinde paralel direnç değerlerinin 100-250Ω aralığında
değiştiği görülmektedir. 500W/m2’nin altındaki ışık şiddetlerinde ise
hesaplanan değerlerde mevsimlere göre büyük farklılıklar görülmekle
birlikte, 150-600Ω aralığında bir değişim gerçekleşmektedir. S105 p-Si
güneş pili için üretici firma tarafından verilen paralel direnç değeri 350Ω
(Çizelge 4.4) olup bir yıl içerisinde farklı ışık şiddetlerinde hesaplanan
değerlerin değişimi Şekil 5.30’da görülmektedir. Mart ayında hesaplanan
paralel direnç değerleri en yüksek değerleri almakta olup düşük ışık
şiddetlerinde 700Ω’a kadar çıkmaktadır.
Şekil 5.30 S105 p-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan paralel direnç
değerlerinin karşılaştırılması.
Yapılan hesaplamalar sonucunda S105 p-Si modülde paralel
direnç değerinin ışık şiddetiyle değişimini gösteren genel ifadenin,
105
RS H = 1321,95 − 169,60 × ln(G )
(5-10)
şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Denklem 5-8 ile verilen rSH1 ve
rSH2 katsayılarının aylara göre aldığı değerler ve yapılan regresyon analizi
sonuçları Çizelge 5.14’de verilmektedir.
Çizelge 5.14 S105 p-Si modül için paralel direnç katsayılarının aylara göre değişimi ve
regresyon analizi.
Ay
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
rSH1
3.684,34
762,36
1.874,68
2.252,75
556,95
1.866,08
1.955,96
1.298,99
1.210,81
1.699,71
656,96
555,03
rSH2
-507,23
-89,75
-244,14
-311,11
-0,97
-244,05
-267,98
-159,76
-162,30
-233,30
-77,79
-60,68
σ
21
45
68
22
47
68
81
51
49
63
22
6
R2
0,99
0,78
0,92
0,99
0,92
0,91
0,92
0,91
0,93
0,92
0,92
0,99
KA58 a-Si modülde hesaplanan değerler, 400-1700Ω
aralığındadır. 400W/m2 ışık şiddetine kadar yapılan hesaplamalarda
paralel direnç değerinin 900-1.300Ω aralığında yoğunlaştığı
görülmektedir. 600W/m2’nin üzerindeki ışık şiddetlerinde ise hesaplanan
değerlerin 700Ω’un altında olduğu görülmektedir. KA58 a-Si modül için
üretici firma tarafından verilen paralel direnç değeri 1.050Ω (Çizelge 4.6)
olup bir yıl içerisinde farklı ışık şiddetlerinde hesaplanan değerlerin
değişimi Şekil 5.31’de görülmektedir. Çevre sıcaklığının 40ºC’ye, güneş
106
pili sıcaklığının 70ºC’ye ulaştığı Ağustos ayında hesaplanan paralel
direnç değerleri, en yüksek değerleri almakta olup düşük ışık
şiddetlerinde 1.700Ω’a kadar çıkmaktadır.
Şekil 5.31 KA58 a-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan paralel direnç
değerlerinin karşılaştırılması.
Yapılan hesaplamalar sonucunda KA58 a-Si modülde paralel
direnç değerinin ışık şiddetiyle değişimini gösteren genel ifadenin,
RS H = 2.455,18 − 280,31× ln(G )
(5-11)
şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Denklem 5-8 ile verilen rSH1 ve
rSH2 katsayılarının aylara göre aldığı değerler ve yapılan regresyon analizi
sonuçları Çizelge 5.15’de verilmektedir.
107
Çizelge 5.15 KA58 a-Si modül için paralel direnç katsayılarının aylara göre değişimi ve
regresyon analizi.
Ay
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
rSH1
2.512,46
4.671,27
3.394,59
3.771,98
1.901,45
4.646,02
4.315,14
4.609,49
1.901,45
6.185,00
2.742,38
6.530,82
rSH2
-249,68
-621,81
-408,28
-480,03
-220,02
-619,08
-542,58
-582,62
-220,02
-838,13
-336,57
-883,59
σ
67
182
114
103
45
68
112
149
45
263
66
116
R2
0,87
0,89
0,90
0,94
0,96
0,99
0,96
0,94
0,96
0,86
0,91
0,96
ATF43 CdTe modül için farklı ışık şiddetlerinde yapılan
hesaplamalar sonucunda paralel direnç değerlerinin büyük bölümünün
200-500Ω aralığında değerler aldığı görülmektedir. ATF43 CdTe modül
için üretici firma tarafından verilen paralel direnç değeri 500Ω (Çizelge
4.8) olup bir yıl içerisinde farklı ışık şiddetlerinde hesaplanan değerlerin
değişimi Şekil 5.32’de görülmektedir. 250W/m2’den düşük ışık
şiddetlerinde Ağustos ve Eylül aylarında hesaplanan paralel direnç
değerleri 600Ω’un üzerine çıkabilmektedir. Bununla birlikte 800W/m2’yi
aşan ışık şiddetlerinde 150Ω’un altında paralel direnç değerleri
hesaplanmıştır.
108
Şekil 5.32 ATF43 CdTe modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan paralel direnç
değerlerinin karşılaştırılması.
ATF43 CdTe modülde paralel direnç değeri ışık şiddetiyle
logaritmik olarak,
RS H = 2.061,30 − 266,96 × ln(G )
(5-12)
şeklinde değişmektedir. Denklem 5-8 ile verilen rSH1 ve rSH2
katsayılarının aylara göre aldığı değerler ve yapılan regresyon analizi
sonuçları Çizelge 5.16’da verilmektedir.
109
Çizelge 5.16 ATF43 CdTe modül için paralel direnç katsayılarının aylara göre değişimi
ve regresyon analizi.
Ay
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
rSH1
1.755,92
2.329,03
1.436,47
1.263,24
1.573,67
2.034,23
2.022,92
2.036,60
2.723,15
1.500,83
2.028,38
856,98
rSH2
-208,07
-312,89
-157,16
-153,24
-188,23
-262,69
-265,99
-271,76
-360,34
-186,77
-270,00
-83,82
σ
45
48
16
32
30
34
79
100
65
28
37
20
R2
0,89
0,97
0,99
0,95
0,98
0,94
0,88
0,89
0,97
0,96
0,95
0,87
c-Si modüllerin RSH değerlerinin kış mevsiminde göstermiş
oldukları davranışı incelemek için 8 Ocak 2006 günü alınan ölçümler
kullanılmıştır. İnce film modüllerin RSH değerlerinin yaz mevsiminde
göstermiş oldukları davranışı incelemek için ise 12 Temmuz 2005 günü
alınan ölçümler kullanılmıştır.
Test edilen tüm modüllerde RSH değeri G ışık şiddeti ile Denklem
5-5’e uyacak şekilde değişmektedir. RSH değeri hesaplanırken, AS1206
m-Si modül için Çizelge 5.13 ve S105 p-si modül için Çizelge 5.14’te
Ocak ayı için verilen, KA58 a-Si modül için Çizelge 5.15 ve ATF43
CdTe modül için de Çizelge 5.16’da Temmuz ayı için verilen paralel
direnç katsayıları kullanılmıştır. Ölçümlerden bulunan değerler ile
hesaplanan değerlerin ışık şiddetiyle değişimi Şekil 5.33’te
gösterilmektedir.
110
Şekil 5.33 Test edilen modüllerde yaz ve kış aylarında ölçülen (RSH) paralel direnç
değerleri.
5.4 Düzeltilmiş İdealite Faktörü Değişimleri
Düzeltilmiş idealite faktörü a, güneş pili ve modül performansını
etkileyen önemli parametrelerdendir. Bir güneş pilinde akım-gerilim
eğrisinden yola çıkarak düzeltilmiş idealite faktörünün değeri Phang
modeli kullanılarak Denklem 4-14 veya de Blas modeli kullanılarak
Denklem 4-22 ile hesaplanabilir. Phang modelinden elde edilen değer
(analitik bir model olması nedeniyle) de Blas modelindeki benzetişilerin
durdurulmasında karar mekanizması olarak kabul edilmiştir. Phang ve de
Blas modeli kullanılarak hesaplanan düzeltilmiş idealite faktörü değerleri
arasındaki fark %0,5 değerinin altındadır. AS1206 m-Si modülün üretici
firma tarafında STC’de verilen değerlerinden yola çıkarak düzeltilmiş
111
idealite faktörü değerinin %5 ve %10 artırılmasıyla modülün
karakteristik eğrisinde meydana gelebilecek değişim, Şekil 5.33’de
gösterilmektedir. Ayrıca Şekil 5.34’ten düzeltilmiş idealite faktörünün
değiştirilmesinin modülün ISC değerinde bir değişime neden olmadığı,
modülün VOC değerinin ise düzeltilmiş idealite faktörüyle birlikte arttığı
görülmektedir. Artan gerilime bağlı olarak maksimum güç noktasının
yerinin daha yüksek gerilimlere kaymasıyla birlikte yeni maksimum güç
noktasında elde edilecek akımın değerinin çok küçük bir miktar azaldığı
görülmektedir.
Şekil 5.34 Akım-gerilim eğrisi üzerine (a) düzeltilmiş idealite faktörü etkisinin
benzetişimi.
Test edilen modüllerin düzeltilmiş idealite faktörü a, değerlerinin
ışık şiddeti G ile Denklem 5-13’e uyan genel ifade ile exponansiyel
olarak değiştiği görülmektedir.
112
a = a1 × e a2 × G
(5-13)
AS1206 m-Si modül için Denklem 4-22 kullanılarak bir yıl
içerisinde farklı ışık şiddetlerinde yapılan hesaplama sonuçları, Şekil
5.35’de gösterilmekte olup genel ifade Denklem 5-14’te verilmektedir.
a = 2,011 × e −0.00016 × G
(6-14)
Şekil 5.35 AS1206 m-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan düzeltilmiş
idealite faktörü değerlerinin karşılaştırılması.
Üretici firma tarafından STC’de 1,3 olarak verilen diyot idealite
faktörü, sıcaklığı da içeren düzeltilmiş idealite faktörü tanımıyla AS1206
m-Si modül için 1,21 olarak hesaplamıştır. Bu hesaplamalara göre
113
düzeltilmiş idealite faktörünün, AS1206 m-Si modül için 1,50-2,25
aralığında değerler aldığı belirlenmiştir.
14 Mayıs 2006 günü ölçülen değerler kullanılarak yapılan
hesaplamalar sonucunda, düzeltilmiş idealite faktörünün artan ışık
şiddetiyle değişiminin bir yıl için gözlenen değişimden daha hızlı olduğu
Şekil 5.36’da görülmektedir. Nisan 2005-Temmuz 2006 arasında her ay
için seçilen temsili günlerde yapılan hesaplamalar sonucunda, a1 ve a2
katsayıların aylara göre değişimi ile standart sapma ve belirleme
katsayıları (R2) Çizelge 5.17’de verilmektedir.
Şekil 5.36 AS1206 m-Si modülde 14 Mayıs 2006’da ölçülen ve hesaplanan düzeltilmiş
idealite faktörü değerlerinin karşılaştırılması.
S105 p-Si modül için Denklem 4-22 kullanılarak bir yıl içerisinde
farklı ışık şiddetlerinde yapılan hesaplama sonuçları Şekil 5.37’de
gösterilmekte ve genel ifade de Denklem 5-15’de verilmektedir.
114
Çizelge 5.17 AS1206 m-Si modül için düzeltilmiş idealite faktörü katsayılarının aylara
göre değişimi ve regresyon analizi.
Ay
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
a1
2,060
2,416
1,752
1,931
2,407
2,058
1,892
2,082
2,068
1,683
2,068
1,834
a2
-0,00023
-0,00039
-0,00005
-0,00014
-0,00028
-0,00013
-0,00008
-0,00020
-0,00015
-0,00003
-0,00015
-0,00018
σ
0,08
0,17
0,10
0,07
0,08
0,11
0,13
0,09
0,11
0,06
0,14
0,05
R2
0,83
0,78
0,27
0,74
0,94
0,65
0,33
0,87
0,71
0,31
0,54
0,86
Şekil 5.37 S105 p-Si modül de bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan düzeltilmiş
idealite faktörü değerlerinin karşılaştırılması.
115
a = 1,436 × e 0.,0017 × G
(5-15)
Test edilen S105 p-Si modülde yapılan hesaplamalar sonucunda
düzeltilmiş idealite faktörünün ışık şiddetiyle olan değişimi, AS1206
m-Si modülde gözlenen azalmanın aksine artmaktadır. Üretici firma
tarafından STC’de 1,35 olarak verilen diyot idealite faktörü, sıcaklığı da
içeren düzeltilmiş idealite faktörü tanımıyla S105 p-Si modül için 1,89
olarak hesaplamıştır. Denklem 5-13 ile verilen a2 katsayısının pozitif ve
çok küçük olmasından dolayı, düşük ışık şiddetlerinde 1,50 civarında
hesaplanan düzeltilmiş idealite faktörü, yüksek ışık şiddetlerinde 2,00’ın
altında kalmaktadır. 600W/m2’den düşük ışık şiddetlerinde ve özellikle
Aralık, Ocak gibi çevre sıcaklığının ve beraberinde güneş pili çalışma
sıcaklığının düşük olduğu aylarda, 1,50’nin altında düzeltilmiş idealite
faktörü değerleri hesaplanmıştır. Ayrıca 25 Nisan 2006 tarihinde yapılan
hesaplamalarda genel ifadeden farklı olarak, düzeltilmiş idealite faktörü
değerinin 2,01 değerinden başlayarak artan ışık şiddetiyle 1,28 değerine
kadar azaldığı belirlenmiştir.
Nisan 2005-Temmuz 2006 arasında her ay için seçilen temsili
günlerde yapılan hesaplamalar sonucunda, a1 ve a2 katsayılarının aylara
göre değişimi ile standart sapma ve belirleme katsayıları Çizelge 5.18’de
verilmektedir.
116
Çizelge 5.18 S105 p-Si modül için düzeltilmiş idealite faktörü katsayılarının aylara göre
değişimi ve regresyon analizi.
Ay
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
a1
0,812
1,339
1,714
2,106
1,661
1,693
1,691
1,643
1,446
1,019
1,075
0,571
a2
0,00096
0,00028
0,00009
-0,00037
0,00015
0,00009
0,00009
0,00015
0,00018
0,00054
0,00047
0,00112
σ
0,30
0,09
0,08
0,12
0,07
0,07
0,11
0,18
0,13
0,09
0,08
0,25
R2
0,77
0,87
0,61
0,87
0,83
0,64
0,44
0,43
0,62
0,90
0,89
0,81
KA58 a-Si modülde yapılan hesaplamalardan, AS1206 m-Si
modülde olduğu gibi düzeltilmiş idealite faktörü değerinin ışık şiddetiyle
artma eğilimi içerisinde olduğu görülmektedir. Aylık olarak yapılan
regresyon analizlerinde, değişimin Denklem 5-13 ile uyum içerisinde
olduğu görülmektedir. Bununla birlikte tüm yıl için yapılan analizde,
düzeltilmiş idalite faktörü Denklem 5-16’ya uyan ve a0 değerinden
başlayarak değişen bir fonksiyona uymaktadır. KA58 a-Si modül için
genel ifade Denklem 5-17’de verilmektedir.
a = a 0 − a1 × e a2 × G
(5-16)
a = 11,083 − 6,174 ×e −0, 00199 × G
(5-17)
117
KA58 a-Si modül için üretici firma tarafından STC’deki değeri
2,21 olarak verilen diyot idealite faktörü kullanılarak düzeltilmiş idealite
faktörü 5,72 olarak hesaplamıştır. Bir yıl içerisinde 4-14 aralığında
değerler aldığı hesaplanan düzeltilmiş idealite faktörünün ışık şiddetiyle
değişimi, Şekil 5.38’de verilmektedir. Aralık, Ocak, Mart ve Nisan
aylarında hesaplanan düzeltilmiş idealite faktörü değerleri, ışık şiddetiyle
azalmakta (a2 <0) diğer aylarda ise artmaktadır (a2 >0).
Nisan 2005-Temmuz 2006 arasında her ay için seçilen temsili
günlerde yapılan hesaplamalar sonucunda a1 ve a2 katsayılarının aylara
göre değişimi ile standart sapma ve belirleme katsayıları Çizelge 5.19’da
verilmektedir.
Şekil 5.38 KA58 a-Si modülde bir yıl boyunca ölçülen ve hesaplanan düzeltilmiş
idealite faktörü değerlerinin karşılaştırılması.
118
Çizelge 5.19 KA58 a-Si modülde düzeltilmiş idealite faktörü katsayılarının aylara göre
değişimi ve regresyon analizi.
Ay
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
a1
16,313
6,266
14,424
12,592
8,007
6,114
6,165
7,612
8,007
6,581
3,600
10,360
a2
-0,00032
0,00047
-0,00012
-0,00014
0,00020
0,00019
0,00050
0,00029
0,00020
0,00025
0,00099
-0,00006
σ
0,33
1,39
0,69
0,74
0,63
0,21
0,88
0,54
0,63
0,32
0,85
0,62
R2
0,86
0,65
0,55
0,60
0,70
0,92
0,85
0,82
0,70
0,88
0,92
0,23
ATF43 CdTe modül için Denklem 4-22 kullanılarak bir yıl
içerisinde farklı ışık şiddetlerinde yapılan hesaplama sonuçları, Şekil
5.39’da gösterilmekte olup, yıllık değişimin genel ifadesi Denklem 518’de verilmektedir. Eylül ayı haricinde 5-16 aralığında değerler alan
düzeltilmiş idealite faktörü Eylül ayı içerisinde düşük ışık şiddetlerinde
20 ve yüksek ışık şiddetlerinde ise en düşük 16 değerini almaktadır.
a = 17,088 × e −0, 00077 × G
(5-18)
119
Şekil 5.39 ATF43 CdTe modülde bir yıl boyunca için ölçülen ve hesaplanan düzeltilmiş
idealite faktörü değerlerinin karşılaştırılması.
Test edilen bir diğer ince film modül ATF43 CdTe modülde
yapılan hesaplamalar sonucunda, düzeltilmiş idealite faktörünün
değerleri, AS1206 m-Si modül için hesaplanan değerlerden 4-20 kat
fazladır. Bununla birlikte düzeltilmiş idealite faktörünün ışık şiddetiyle
olan değişiminin AS1206 m-Si modülde gözlenen değişimle benzerlik
gösterdiği görülmektedir. Üretici firma tarafından STC’deki değeri 3,24
olarak verilen diyot idealite faktörü kullanılarak, düzeltilmiş diyot
idealite faktörünün değeri 9,98 olarak hesaplanmıştır.
Nisan 2005-Temmuz 2006 arasında her ay için seçilen temsili
günlerde yapılan hesaplamalar sonucunda, a1 ve a2 katsayılarının aylara
göre değişimi ile standart sapma ve belirleme katsayıları Çizelge 5.20’de
verilmektedir.
120
Çizelge 5.20 ATF43 CdTe modül için düzeltilmiş idealite faktörü katsayılarının aylara
göre değişimi ve regresyon analizi.
Ay
Ocak
Şubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
Ağustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
a1
22,811
20,576
14,901
11,052
13,752
18,213
13,286
7,459
18,852
15,285
17,664
60,151
a2
-0,00099
-0,00011
-0,00044
-0,00050
-0,00051
-0,00087
-0,00062
-0,00003
-0,00016
-0,00073
-0,00107
-0,00260
σ
1,44
1,69
0,73
0,64
0,83
1,60
0,70
0,12
0,75
1,39
2,03
2,97
R2
0,87
0,92
0,92
0,90
0,90
0,79
0,89
0,58
0,79
0,82
0,81
0,92
c-Si modüllerin düzeltilmiş idealite faktörü değerlerinin kış
mevsiminde göstermiş oldukları davranışı incelemek için 20 Aralık 2005
günü alınan ölçümler kullanılmıştır. İnce film modüllerin düzeltilmiş
idealite faktörü değerlerinin yaz mevsiminde göstermiş oldukları
davranışı incelemek için ise 14 Haziran 2005 günü alınan ölçümler
kullanılmıştır.
Test edilen tüm modüllerde a düzeltilmiş idealite faktörünün, G
ışık şiddeti ile değişiminde bir yıl boyunca hesaplanan değerler için genel
ifade Denklem 5-3’e uyacak şekilde olsa da test edilen modüllerden
sadece KA58 a-Si modül için aylara göre değişim Denklem 5-16’ya
uymaktadır.
121
a değerleri hesaplanırken, AS1206 m-Si modül için Çizelge 5.17
ve S105 p-si modül için Çizelge 5.18’de Aralık ayı için verilen, KA58
a-Si modül için Çizelge 5.18 ve ATF43 CdTe modül için de Çizelge
5.19’da Haziran ayı için verilen düzeltilmiş idealite faktörü katsayıları
kullanılmıştır. Ölçümlerden bulunan değerler ile hesaplanan değerlerin
ışık şiddetiyle değişimi Şekil 5.40’da gösterilmektedir.
Şekil 5.40 Test edilen modüllerde yaz ve kış aylarında hesaplanan (a) düzeltilmiş
idealite faktörü değerleri.
122
5.5 Karanlık Doyma Akımı Değişimleri
IO karanlık doyma akımı, güneş pili sıcaklığına TC, güneş pilinin
yapıldığı yarı iletkenin band aralığına Eg, ve NCS seri bağlı güneş pili
sayısına bağlıdır. Şekil 5.41’de AS1206 m-Si modül için üretici firma
tarafından STC’de verilen parametrelerin değerlerleri (Çizelge 5.2)
kullanılarak karanlık doyma akımın değişiminin akım-gerilim
karakteristiği üzerindeki etkisini belirlemek için yapılan benzetişim
sonuçları gösterilmektedir.
Şekil 5.41 Akım-gerilim eğrisi üzerine (IO) karanlık doyma akımı etkisinin benzetişimi.
Karanlık doyma akımının değeri artırıldığında VOC değeri
düşmekte ve akım-gerilim eğrisi düşük gerilimlere doğru kaymaktadır.
Şekil 5.41’den de görüleceği üzere karanlık doyma akımının değişimi
modülün kısa devre akımı üzerindeki etkisi ihmal edilecek kadar
küçüktür. Artan karanlık doyma akımı modülün daha düşük gerilimlerde
123
çalışmasına neden olmaktadır. Maksimum güç noktasındaki gerilim,
VMPP ve modülün açık devre gerilimi, VOC azalmaktadır. Dolum
çarpanının değişimi karanlık doyma akımındaki değişime logaritmik
olarak bağlıdır. Şekil 5.41’den de görüleceği gibi üretici firma tarafından
AS1206 m-Si modül için STC’de 195nA olarak verilen karanlık doyma
akımı için dolum çarpanının değeri 0,741 olarak hesaplanmıştır. Aynı
şartlarda 50nA karanlık doyma akımı için (üretici firma tarafından
STC’de verilen değerin %26’sı) dolum çarpanının değeri 0,755 (üretici
firma tarafından STC’de verilen değerler kullanılarak hesaplanan dolum
çarpanı değerinden %1,89 daha yüksek) olarak hesaplanmıştır. Karanlık
doyma akımının değerinin 10µA’e çıkarıldığında (üretici firma tarafından
STC’de verilen değerin 5 katı) ise dolum çarpanı 0,697 olarak
hesaplanmıştır (üretici firma tarafından STC’de verilen değerler
kullanılarak hesaplanan dolum çarpanı değerinden %4,4 daha düşük).
Karanlık doyma akımı, üretici firma tarafından STC’de verilen değerden
daha düşük olduğunda modülün VOC değeri ve dolum çarpanı STC’deki
değerine göre artmakta, karanlık doyma akımının STC’de verilen
değerden daha yüksek olduğunda ise modülün VOC değeri ve dolum
çarpanı STC’deki değerine göre azalmaktadır.
Modülü oluşturan güneş pilinin yapıldığı malzemeye bağlı olarak
sıcaklık bağımlılığı değişmekle birlikte, bir güneş pilinin veya modülün
karanlık doyma akımı, STC’deki değerlere göre,
IO
I O ,ref
⎛ T
=⎜ C
⎜T
⎝ C ,ref
m
⎞
⎡E
⎟ × exp ⎢ g
⎟
⎠
⎣⎢ a ref
⎛ TC ,ref
⎜⎜1 −
TC
⎝
⎞⎤
⎟⎟⎥
⎠⎦⎥
(5-19)
124
ifadesi ile verilmektedir. Burada, m 2-4 arasında farklı değerler
alabilen karanlık doyma akımının sıcaklık bağımlılığını gösteren bir
katsayıdır (de Soto 2004).
Test edilen modüller için karanlık doyma akımının değişiminin
kısa devre akımı üzerine etkisi ihmal edilebilir olduğundan karanlık
doyma akımı ışık şiddetine bağlı değildir. Karanlık doyma akımının
değeri bir güneş pilinin veya modülün akım-gerilim eğrisi kullanılarak,
Bölüm 4-1’de açıklanan Phang modelinde öngörülen Denklem 4-15 ve
Bölüm 4-2’de açıklanan de Blas modelinde öngörülen Denklem 4-21 ile
hesaplanabilir.
Herhangi bir güneş pili veya modül için açık devre durumunda
Denklem 4.1 ile verilen ifade kaçak akımlar ihmal edilerek ve ışıkla
üreyen akımın kısa devre akımına yaklaşık olarak eşit olduğunu kabul
ederek,
⎡ ⎛V
I SC = I O ⎢exp⎜ OC
⎣ ⎝ a
⎞ ⎤
⎟ − 1⎥
⎠ ⎦
(5-20)
şeklinde tekrar yazılabilir. Buradan açık devre gerilimi VOC,
⎛I
⎞
⎛I
VOC = a ln⎜⎜ SC + 1⎟⎟ ≈ a ln⎜⎜ SC
⎝ IO
⎠
⎝ IO
⎞
⎟⎟
⎠
(5-21)
olarak hesaplanabilir. ISC ışık şiddetine ve spektral dağılımına
bağlı olduğundan VOC de ışık şiddetine logaritmik olarak bağlıdır. VOC ile
ISC arasındaki bu ilişkiden yola çıkarak, farklı ışık şiddetlerinde ölçülen
ISC ve VOC değişiminden karanlık doyma akımı hesaplanabilir. Şekil
125
5.42’de ATF43 CdTe modül için 12 Temmuz 2005 günü yapılan
ölçümler sonucunda elde edilen ISC’nin VOC’ye karşı değişimi
görülmektedir. Gün içerisinde ışık şiddetine bağlı olarak modülün
sıcaklığı da artacağından sıcaklık etkisinden kurtulmak için, ATF43
CdTe modül için üretici firma tarafından verilen sıcaklık katsayıları
kullanılarak ölçülen ISC ve VOC değerleri STC’deki güneş pili veya modül
sıcaklığı olan 25ºC’ye taşınmıştır. Denklem 5-21’den de açıkça
görüleceği üzere Şekil 5.42’deki doğrusal bölgedeki eğimden düzeltilmiş
idealite faktörü belirlenebilir.
Şekil 5.42 Test edilen ATF43 CdTe modül için kısa devre akımının açık devre
gerilimine göre değişimi.
Düşük ışık şiddetlerinde (30V’un altındaki açık devre gerilimleri)
paralel direnç, yüksek ışık şiddetlerinde (50V’un üzerindeki açık devre
gerilimleri) de seri direnç etkisinden dolayı Şekil 5.42’de gösterilen
doğrusallıktan sapma ortaya çıkmaktadır. Şekil 5.42’den ATF43 CdTe
modülün karanlık doyma akımı 10mA ve düzeltilmiş idealite faktörü
126
değeri de 16,67 olarak hesaplanmıştır. Hesaplanan bu değerler Phang ve
de Blas modelleri ile hesaplanan değerlerle uyum içerisindedir.
Test edilen tüm modüller için dış ortamda 12 Temmuz 2005 ve 8
Ocak 2006 günlerinde farklı ışık şiddetlerinde ölçülen kısa devre
akımının açık devre gerilimine (ISC-VOC) göre değişimi Ek 5’de
verilmektedir. Spektral etkilerden ve çalışma sıcaklıkları arasındaki
mevsimsel farklardan dolayı test edilen tüm modüllerde yazın ve kışın
üretilen akım ve gerilim değerleri farklı olacağından hesaplanan karanlık
doyma akımı değerleri de farklıdır. Aynı modül için hesaplanan karanlık
doyma akımı değerleri arasındaki fark, ISC-VOC değişimindeki her bir
nokta için eğimin farklı olmasından kaynaklanmaktadır. Aynı şekilde
eğimden hesaplanan düzeltilmiş idealite faktörü değerleri de farklılıklar
gösterecektir. Ek 5’te verilen değişimlerden hesaplanan karanlık doyma
akımı ve düzeltilmiş idealite faktörü değerleri Phang ve de Blas
modelleri kullanılarak hesaplan değerler ile uyum içerisindedir. Test
edilen modüller için yaz ve kış aylarında ortam koşullarında 25ºC modül
sıcaklığı civarında yapılan hesaplamalar sonucu elde edilen karanlık
doyma akımı değer aralığı Çizelge 5.21’de verilmektedir.
Çizelge 5.21 Test edilen modüllerin 25ºC civarındaki modül sıcaklığında yaz ve kış
aylarında hesaplanan IO karanlık doyma akımı değer aralığı.
Modül
Kış
Yaz
4-66 µA
29-260 µA
S105 p-Si
0,2-27 µA
0,4-33 nA
KA58 a-Si
0,1-1 mA
5-29 µA
120-970 µA
6-17 mA
AS1206 m-Si
ATF43 CdTe
127
AS1206 m-Si modülde karanlık doyma akımı kış aylarında en
düşük değerini almaktadır. Yaz aylarında ise kışın ölçülen değerlerin 10
katına yakın bir oranda artmaktadır. Hesaplanan değerler üretici firma
tarafından STC’de verilen değerlerin çok üzerindedir. AS1206 m-Si
modül için, Şekil 5.3-6’da verilen akım-gerilim eğrilerinde, STC’deki
durum ile oluşan fark Çizelge 5.21’de verilen değerlerin STC’deki
değerler ile arasındaki farktan kaynaklanmaktadır.
S105 p-Si modülde hesaplanan karanlık doyma akımı değerleri,
AS1206 m-Si modülde hesaplanandan farklı olarak kışın yüksek (µA
mertebesinde), yazın ise daha düşük (nA mertebesinde) olarak
hesaplanmıştır. Karanlık doyma akımının değeri yazın nA mertebesinde
hesaplanmasına rağmen üretici firma tarafından STC’de verilen
değerlerden en az 50 kat daha yüksektir. Yaz ve kış aylarında hesaplanan
değerler arasında ise 1.000 kata ulaşan fark vardır.
Test edilen tüm modüller içerisinde KA58 a-Si modülde, üretici
firma tarafından STC’de verilen değere göre çok yüksek karanlık doyma
akımı değeri hesaplanmıştır. Kışın hesaplanan karanlık doyma akımı
değeri 1mA’e çıkabilmekteyken üretici firma tarafından STC’de verilen
karanlık doyma akımı değeri 222nA’dir. Karanlık doyma akımı
değerindeki değişimden dolayı, yazın ve kışın KA58 a-Si modülden elde
edilebilecek güç değerleri arasında aynı ışık şiddetinde %40 civarında
fark gözlenmiştir.
ATF43 CdTe modülde ise, kışın üretici firma tarafından STC’de
verilen karanlık doyma akımına yakın değerler (µA mertebesinde)
hesaplanmıştır. Yazın ise, test edilen diğer modüllerde üretici firma
tarafından STC’de verilen değerlere yakın, nA ve µA mertebesinde
128
karanlık doyma akımı değerleri hesaplanmışken, ATF43 CdTe modül
için mA mertebesinde karanlık doyma akımı değerleri hesaplanmıştır.
5.6 Işıkla Üreyen Akım Değişimleri
IL ışıkla üreyen akım, G modül yüzeyine gelen ışık şiddetiyle, TC
güneş pilinin çalışma sıcaklığıyla ve ışığın spektral dağılımına olan
etkisinden dolayı AM hava kütlesiyle orantılıdır. Şekil 5.43’de ışıkla
üreyen akımın değişiminin AS1206 m-Si modülün akım-gerilim eğrisi
üzerine etkisi gösterilmektedir. STC koşulları referans alınmak üzere,
herhangi bir G ışık şiddetinde ve TC çalışma sıcaklığında ışıkla üreyen
akım,
IL =
[
G
I L ,ref + µI SC (TC − TC ,ref
Gref
)]
(5-22)
şeklinde hesaplanabilir (Townsend 1989). Burada Gref STC’deki
ışık şiddetini, IL,ref STC’deki ışıkla üreyen akım değerini, µISC kısa devre
akımının sıcaklık katsayısını ve TC,ref STC’deki güneş pili veya modül
sıcaklığını ifade etmektedir.
Aynı ışık şiddetinde ve aynı sıcaklıkta ışıkla üreyen akımın
değiştirilmesiyle test edilen modüllerden AS1206 m-Si modülün akımgerilim eğrisinde meydana gelebilecek değişim Şekil 5.43’de
gösterilmektedir.
129
Şekil 5.43 AS1206 m-Si modülde akım-gerilim eğrisi üzerine (IL) ışıkla üreyen akım
etkisinin benzetişimi.
Şekil 5.43’te üretici firma tarafından STC’de 7,70A olarak verilen
ISC değerinden hareketle 7,74A olarak hesaplanan IL değerinin %20 ve
%40 azaltılması ve %10 ve %20 artırılması durumunda akım gerilim
eğrisinde meydana gelecek değişim gösterilmektedir.
Işıkla üreyen akım ışık şiddetiyle doğru orantılı olduğundan artan
ışık şiddetiyle güneş pilinin veya modülün ISC kısa devre akımı ve VOC
açık devre gerilimi artacaktır. Açık devre gerilimi akıma logaritmik
olarak bağlı olduğu için açık devre gerilimindeki artış, kısa devre
akımındaki artıştan daha az gerçekleşmektedir.
Akım-gerilim eğrisi elde edilmiş bir güneş pilinin veya modülün
ışıkla üreyen akımı Denklem 4-17 ve Denklem 4-20 kullanılarak
hesaplanabilir.
130
Testlerin gerçekleştirildiği Temmuz 2005-Haziran 2006 arasında
AS1206 m-Si, S105 p-Si, KA58 a-Si ve ATF43 CdTe modüllerinde
ışıkla üreyen akım değerleri binde 5’in altında bir hata ile hesaplanmıştır.
En yüksek akımın elde edildiği AS1206 m-Si modülde, kısa devre akımı
değeri ile ışıkla üreyen akım değeri arasındaki fark en fazla 41mA olarak
belirlenmiştir.
Genellikle hesaplamalarda IL ışıkla üreyen akım, güneş pilinin
veya modülün ISC kısa devre akımına eşit alınır. Bu kabul %1’in altında
bir hataya neden olmaktadır. Bölüm 5.5’te ifade edildiği üzere, test edilen
modüller için ISC-VOC değişimi (ISC ekseni logaritmik olmak üzere)
incelendiğinde çalışma sıcaklığının düşük olmasından dolayı kış
aylarında yaklaşık olarak aynı ışık şiddetinde daha yüksek VOC
değerlerinin elde edildiği görülmektedir (Ek 5).
Test edilen modüller için, bir yıl boyunca hesaplanan ışıkla
üreyen akımın ışık şiddetine göre değişimi Şekil 5.44’de verilmektedir.
Yıl içerisinde güneşten gelen ışığın spektrumu sürekli değişmektedir.
Birbirinden farklı band aralığına sahip yarı iletken malzemeler
kullanılarak üretilmiş modüllerin de gelen ışığın dalga boyuna göre
duyarlılıkları farklıdır. Bu nedenle modül yüzeyine gelen toplam ışık
şiddeti aynı olsa bile gelen ışığın spektrumu farklı olduğu için ışıkla
üreyen akımın değerinde de Şekil 5.44’deki dağılımdan da görüleceği
gibi farklılıklar oluşmaktadır.
1.75eV ile test edilen modüller içerisinde en geniş band aralığına
sahip yarı iletken kullanılarak üretilmiş olan KA58 a-Si modülde ışıkla
üreyen akımın ışık şiddetiyle değişiminde mevsimsel farklılıklar çok açık
bir şekilde görülmektedir. KA58 a-Si modülde aynı ışık şiddetinde yazın
ve kışın ışıkla üreyen akım değerleri arasında %40’ın üzerinde fark
131
hesaplanmıştır. Spektrumun yanında yazın artan çevre sıcaklığı nedeniyle
modülün çalışma sıcaklığı da artmaktadır ve artan sıcaklık nedeniyle
daralan band aralığı ile ışıkla üreyen akımın değeri de artmaktadır (de
Soto 2004; Gottschalg 2001).
Şekil 5.44 Test edilen modüller için bir yıl boyunca ışıkla üreyen akımın ışık şiddetiyle
değişimi.
Temmuz 2005-Haziran 2006 arasındaki bir yıllık süre içerisinde
hesaplanan ışıkla üreyen akım değerlerinin aylara göre değişimi Şekil
5.45’te verilmektedir.
132
Şekil 5.45 Test edilen modüller için bir yıl boyunca ışıkla üreyen akımın değişimi.
ATF43 CdTe modülde ışıkla üreyen akımın ışık şiddetiyle
değişiminde mevsimsel olarak görülen farklar yüksek akımların oluştuğu
yüksek ışık şiddetlerinde daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Işıkla
üreyen akım değerleri arasındaki fark spektrum farklılığının yanında, yaz
ve kış aylarındaki modülün çalışma sıcaklığındaki yaklaşık 30ºC’lik
sıcaklık farkından da kaynaklanmaktadır. ATF43 CdTe modül için yaz
ve kış aylarında yaklaşık aynı ışık şiddetlerinde hesaplanan ışıkla üreyen
akım değerleri arasında %10 civarında fark belirlenmiştir.
AS1206 m-Si ve S105 p-Si modüllerde ışıkla üreyen akım
mevsimsel olarak çok geniş bir değişim göstermemektedir. Yazın ve
133
kışın aynı ışık şiddetlerinde hesaplanan ışıkla üreyen akım değerleri
arasında %5 civarında farklı değerler hesaplanmıştır.
Test edilen modüller için hesaplanan en yüksek ışıkla üreyen
akım değerleri ince film yapısında olan KA58 a-Si ve ATF43 CdTe
modüller için sıcaklığın yüksek olduğu Temmuz ve Ağustos aylarında,
c-Si olan AS1206 m-Si ve S105 p-Si modüller için ise sıcaklığın düşük
olduğu ve beraberinde spektrumunda STC’deki spektruma en yakın ay
olduğu Nisan ayında hesaplanmıştır.
5.7 Dolum Çarpanı
FF, dolum çarpanı bir güneş pili veya modülden elde edilebilecek
gücün, ISC ve VOC değerlerinin çarpımına oranıdır. Geometrik olarak
akım-gerilim eğrisinin gösterildiği düzlemde maksimum gücün elde
edilebileceği alanın ISC ve VOC değerlerinin çarpımının oluşturduğu alanı
doldurma oranı olarak da ifade edilebilir.
Dolum çarpanı, VMPP VOC oranı ile I MPP I SC oranının çarpımı
şeklinde ikiye ayrılarak akım ve gerilim oranlarının çarpımı olarak
değerlendirilebilir. Bir güneş pilindeki ve modüldeki olası bozulmalar
VMPP VOC oranındaki değişimle açıklanabileceği gibi I MPP I SC oranı da
güneş pilinin ve modülün davranışı ve kalitesi konusunda bilgi verebilir.
Şekil 5.46’da AS1206 m-Si ve Şekil 5.47’de S105 p-Si
modüllerde bir yıl içerisinde yaz ve kış aylarında seçilen üç farklı günde
(12 Temmuz 2005, 8 Ocak 2006 ve 14 Temmuz 2006) VMPP VOC
oranının I SC kısa devre akımına göre değişimi gösterilmektedir. Spektral
etkileri ortadan kaldırmak için VMPP VOC oranının değişimi, G ışık
134
şiddeti yerine I SC kısa devre akımına göre çizilmiştir. Ayrıca yaz ve kış
aylarında VMPP VOC oranlarında meydana gelen değişim Ek 6’da
verilmektedir. Bu değişimlerden ışık şiddetinin 200W/m2 değerinden
yüksek olduğu günün büyük bölümünde VMPP VOC oranının AS1206
m-Si modülde %74-78, S105 p-Si modülde ise %76-90 aralığında olduğu
görülmektedir. c-Si modüllerde kışın 400W/m2 değerinden düşük ışık
şiddetlerinde, modülün çalışma sıcaklığı ortam sıcaklığının çok üzerine
çıkmadığı durumlarda yüksek VMPP VOC oranları hesaplanmıştır.
Şekil 5.46 AS1206 m-Si modülde VMPP VOC oranının I SC ’ye göre değişimi.
İnce film teknolojisi kullanılarak üretilmiş olan KA58 a-Si
modülde, 200W/m2 değerinden düşük ışık şiddetlerinde (düşük kısa
devre akımının ölçüldüğü durumlar) hesaplanan VMPP VOC oranının %2590 aralığında değiştiği, daha yüksek ışık şiddetlerinin görüldüğü günün
diğer zamanlarında ise hesaplanan VMPP VOC oranının yazın ve kışın çok
135
fazla değişmediği ve %68-74 arasında olduğu görülmektedir (Şekil 5.48
ve Ek 6).
Şekil 5.47 S 105 p-Si modülde VMPP VOC oranının I SC ’ye göre değişimi.
136
Şekil 5.48 KA58 a-Si modülde VMPP VOC oranının I SC ’ye göre değişimi.
ATF43
CdTe
modülde
yapılan
hesaplamalarda
ise
VMPP VOC oranının düşük ışık şiddetlerinde çok geniş bir aralıkta (%2080) olduğu ve VMPP VOC oranının kararlı bir değere ulaşması için ışık
şiddetinin 500W/m2 değerini aşması gerektiği görülmektedir. ATF43
CdTe modülde VMPP VOC oranının mevsimlere göre büyük farklılıklar
gösterdiği, yüksek ışık şiddetlerinde ise bu oranın %58-64 arasında
değiştiği görülmektedir (Şekil 5.49 ve Ek 6).
137
Şekil 5.49 ATF43 CdTe modülde VMPP VOC oranının I SC ’ye göre değişimi.
Test edilen tüm modüllerde yüksek kısa devre akımı değerlerinin
ölçüldüğü yüksek ışık şiddetlerinde, ışık şiddetinin neden olduğu sıcaklık
artışından dolayı VMPP VOC oranında azalma meydana gelmektedir.
Düşük ışık şiddetlerinde bir kararsızlık olmakla birlikte artan ışık
şiddetiyle mevsimlere göre değişen sabit sayılabilecek bir oran söz
konusudur.
Test edilen modüller arasında mevsimlere göre VMPP VOC
oranında %4 ile en az değişim AS1206 m-Si modülde %74-78 arasında
gerçekleşmektedir, en fazla değişim ise %8 ile ATF43 CdTe modülde
%58-64 arasında gözlenmektedir.
138
Güneş pillerinin ve modüllerin kalitesini belirleyen niceliklerden
birisi olan dolum çarpanının hesabında VMPP VOC oranının yanında
I MPP I SC oranının da bilinmesi gerekmektedir. Hesaplanan bu iki oranın
çarpımı dolum çarpanını vermektedir.
VMPP VOC oranının değişiminde olduğu gibi spektral etkilerden
mümkün olduğunca kurtulmak için I MPP I SC oranının değişimi de ISC
kısa devre akımına göre çizilmiştir. c-Si modüller için düşük ışık
şiddetlerinde I MPP I SC oranının artan ışık şiddetiyle hızlı bir şekilde
yükselerek %78-84 arasında değerlere ulaştığı ve yaklaşık olarak bu
değer aralığında sabit kaldığı görülmektedir (Şekil 5.50).
İnce film modüllerde hesaplanan I MPP I SC oranının c-Si
modüllerde hesaplanan I MPP I SC oranına göre daha düşük olduğu
görülmektedir. KA58 a-Si modül için 200W/m2 değerinin altındaki ışık
şiddetlerinde I MPP I SC oranında %60-90 aralığında bir saçılmanın olduğu
görülmektedir. Daha yüksek ışık şiddetlerinde ise I MPP I SC oranının
yazın %76-80, kışın ise %72-74 olmak üzere daha dar bir aralıkta olduğu
Şekil 5.50’den görülmektedir.
139
Şekil 5.50 Test edilen modüllerde I MPP I SC oranının I SC ’ye göre değişimi.
ATF43
CdTe
modülde
ise
hesaplanan I MPP I SC oranındaki
saçılma 500W/m2 ışık şiddetine kadar devam etmekte ve daha yüksek
ışık şiddetlerinde ise I MPP I SC oranı için %60-68 aralığında değerler
hesaplanmıştır.
KA58 a-Si ve ATF43 CdTe ince film modüllerde hesaplanan
I MPP I SC oranının geniş bir aralıkta olmasının nedeni modüllerin seri
direnç değerlerindeki yüksek dalgalanmadan kaynaklanmaktadır. c-Si
modüllerde hesaplanan en düşük ile en yüksek seri direnç değerleri
arasında 3-4 kat olan değişime karşılık ince film modüllerde 7 kata kadar
değişimler görülebilmektedir.
140
Test edilen tüm modüller için I MPP I SC oranının mevsimlere göre
değişimi Ek 7’de verilmektedir. Ayrıca CdTe güneş pillerinde tam bir
matematiksel ifadesi bulunmamakla birlikte CdTe yarı iletkeni ile alt
kontak arasındaki omik olmayan kontak (non-ohmic contact), seri direnç
etkisini artırmaktadır.
VMPP VOC ve I MPP I SC oranının test edilen modüller için yaz ve
kış aylarındaki değişimi incelendikten sonra bu iki oranın çarpımı olarak
ifade edilen ve güneş pilleri veya modüller için önemli bir kalite gösterge
parametresi olan FF dolum çarpanının da değişimi incelenmelidir.
VMPP VOC ve I MPP I SC oranlarının değişiminin incelenmesinde olduğu
gibi gün içerisindeki spektral etkilerden kurtulmak için FF dolum
çarpanının ISC kısa devre akımına göre değişimi Şekil 5.51’de
gösterilmektedir.
c-Si modüllerde sabah ışık şiddetiyle birlikte hızla artmakta olan
FF oranı yaklaşık olarak 200W/m2 ışık şiddetine ulaşıldığında, kışın
AS1206 m-Si modül için %65, S105 p-Si modül için %70 değerlerine
ulaşmaktadır (Şekil 5.51). Işık şiddetiyle birlikte modül sıcaklığının da
artmasıyla düşen VMPP VOC oranı nedeniyle yüksek ışık şiddetlerinde FF
dolum çarpanı oranı 2-5 puan düşmektedir (AS1206 m-Si için %65’ten
%60’a kadar, S105 p-Si için %70’ten %65’e kadar) . Yaz aylarında
öğleden sonra FF değişimleri ışık şiddetiyle birlikte kademeli olarak
değişmekte ve aynı ışık şiddetlerinde yaklaşık olarak aynı FF değerlerini
alarak günü tamamlamaktadır. Kışın ise hesaplanan FF değerleri sabah
ve akşam görülen gölgelenme etkileri haricinde yazın üretilen aynı akım
değerlerinde %2-4 aralığında daha yüksek olmaktadır.
141
Şekil 5.51 Test edilen modüllerde FF dolum çarpanının I SC ’ye göre değişimi.
KA58 a-Si ve ATF43 CdTe modüllerde düşük ışık şiddetlerinde
Şekil 5.47-49’da VMPP VOC
ve I MPP I SC oranlarında görülen
saçılmalardan dolayı hesaplanan FF dolum çarpanı değerleri de geniş bir
aralıktadır. KA58 a-Si modülde yazın %56-58 aralığında değişen ve artan
ışık şiddetiyle azalan bir FF dolum çarpanı oranı hesaplanmıştır. Kışın ise
%54 civarında bir FF dolum çarpanı oranı hesaplanmıştır. Şekil 5.51’deki
8 Ocak 2006 günü için KA58 a-Si modül için FF oranında 0,1-0,3A
aralığındaki kısa devre akımında görülen azalma, öğleden sonra modülün
gölgelenmesinden kaynaklanmaktadır (Şekil 5.51).
ATF43 CdTe modülde ise FF oranı yaklaşık 500W/m2 ışık
şiddetine kadar ışık şiddetiyle değişmekte, daha yüksek ışık şiddetlerinde
142
ise yazın %40 civarında kışın ise %30 civarında değerler almaktadır.
Modül üzerinde akşam gölgelenme etkisi olmadığı için sabah ve öğleden
sonra FF dolum çapanı aynı kısa devre akımı değerlerinde aynı değerleri
almaktadır (Şekil 5.51).
5.8 Verim
Güneş-elektrik dönüşümünde en önemli faktör verimdir. Bir
güneş pilinin veya modülün verimi hesaplanırken, A güneş pilinin yüzey
alanı olmak üzere, yüzeye gelen ışığın gücü Denklem 2-7 yeniden
düzenlenerek şu şekilde yazılabilir.
η=
PMPP VOC I SC FF
=
Pi
G× A
(5-23)
Buradaki verim, aktif olmayan yüzeyleri de içerisine alan modül
içerisindeki güneş pillerinin kapladığı yüzeye gelen toplam ışık şiddeti
üzerinden hesaplanmıştır. Ayıca güneş pillerinin spektral tepkilerine
göre, yararlı oran (UF, Useful Fraction veya Utilisation Factor) üzerinden
de verim hesabı gerçekleştirilebilmektedir. Örneğin, a-Si güneş pilleri
AM 1.5 spektrumunun %65’ini kullanabilirler (Gottschalg 2001). Bu
yöntemin kullanılması verim hesabında yüksek değerlerin bulunmasına
neden olur. Bu çalışmada yapılan incelemelerde ise güneş ışığı şiddetinin
belirlenmesinde 300-4200nm dalgaboyu aralığındaki geniş bir spektruma
duyarlı olan piranometre kullanılmış ve toplam ışık şiddeti dikkate
alınmıştır.
Verimin anlaşılabilmesi için Denklem 5-23’de verilen
parametrelerin ışık şiddetiyle değişimlerinin incelenmesi gerekmektedir.
Bir güneş pilinde veya modülde ISC kısa devre akımı, ışık şiddetiyle
143
doğrusal sayılabilecek bir şekilde değişmesine rağmen artan ışık
şiddetiyle birlikte I SC G oranında azalma söz konusudur (Şekil 5.52).
Şekil 5.52 Test edilen modüllerde ISC kısa devre akımının ışık şiddetine göre değişimi.
Şekil 5.52’de en büyük etki KA58 a-Si modülde olmakla birlikte,
ATF43 CdTe modülde yaz ve kış aylarındaki ISC kısa devre akımı
değerlerinin güneş ışığı spektrumundan dolayı aynı ışık şiddetlerinde
farklı olduğu görülmektedir. Güneş ışınlarının yeryüzüne daha yatay
geldiği kış mevsiminde modül yerleşimlerinden dolayı düşük ışık
şiddetlerinde (AFT43 CdTe modül hariç) gölgelenme etkileri
görülmektedir. Şekil 5.52’de görülen spektrum etkisi, Şekil 5.44’te bir yıl
boyunca seçilmiş açık günlerde hesaplanan IL ışıkla üreyen akımın G ışık
şiddetiyle değişiminden daha belirgin olarak izlenebilmektedir.
144
Şekil 5.53’te test edilen modüllerin yaz ve kış aylarındaki güç
çevrim veriminin sıcaklıkla değişimi gösterilmektedir. Yaz mevsimindeki
veriminin sıcaklıkla değişimini incelemek için 12 Temmuz 2005 günü
seçilmiştir. Gün içerisinde en yüksek 1.100W/m2 olarak ölçülen ışık
şiddetinde modüllerin çalışma sıcaklığı 61ºC’ye kadar yükselmiştir. c-Si
ve KA58 a-Si modüllerde hesaplanan güç çevrim verimi artan çalışma
sıcaklığıyla doğrusal olarak azalmaktadır. AS1206 m-Si modülde verim,
20ºC civarında modül sıcaklığının ölçüldüğü sabah saatlerinde %13,3
olarak hesaplanmışken, öğle saatlerinde 55ºC civarındaki çalışma
sıcaklığında verimin %8,8 değerine kadar düştüğü belirlenmiştir.
Şekil 5.53 Test edilen modüllerin Ocak ve Temmuz aylarında seçilen iki farklı
gün için verimin modül sıcaklığıyla değişimi.
145
AS1206 m-Si modül ile benzer çalışma sıcaklıklarının ölçüldüğü
S105 p-Si modülde, sabah saatlerinde %14,2 olarak hesaplanan verimin
ışık şiddetiyle ters orantılı bir şekilde azalarak öğle saatlerinde %9,2
değerine kadar düştüğü belirlenmiştir. KA58 a-Si modülde de c-Si
modüllere benzer bir şekilde 12 Temmuz 2005 günü artan ışık şiddetiyle
verimin ters orantılı bir şekilde azaldığı, sabah saatlerinde %7,6 olarak
hesaplanan verimin öğle saatlerinde 61ºC olarak ölçülen en yüksek
çalışma sıcaklığında %5,4 değerine kadar düştüğü belirlenmiştir.
ATF43 CdTe modülde ise test edilen diğer modüllerden farklı
olarak yaz mevsimindeki davranışı temsil eden 12 Temmuz 2006 günü
artan çalışma sıcaklığıyla verimin %1,9’dan başlayarak %4,1 değerine
kadar yükseldiği, 650-900W/m2 ışık şiddeti aralığında yaklaşık olarak
sabit kaldığı ve daha sonra azalarak 1.100W/m2 ışık şiddetinde %3,5
değerine düştüğü görülmektedir.
c-Si modüllerde kışın hesaplanan verim değerleri yaz aylarında
olduğu gibi artan sıcaklıkla azalmaktadır. AS1206 m-Si modül için
verim, sabah saatlerinde 5ºC civarında ölçülen düşük çalışma
sıcaklıklarında %13,5 olarak hesaplanmışken modül yüzeyinde 950W/m2
ışık şiddetinin ölçüldüğü öğle saatlerinde 30ºC olarak ölçülen modül
sıcaklığında %9,1 olarak hesaplanmıştır. Şekil 5.53’ten AS1206 m-Si
modül ile benzer çalışma sıcaklıklarının ölçüldüğü S105 p-Si modülde
ise sabah saatlerinde %10,9 olarak hesaplanan verimin öğle saatlerinde
%9,0 değerine kadar düştüğü görülmektedir.
KA58-a-Si modülde ise gün içerisinde 5-35ºC aralığında değişen
çalışma sıcaklığına karşı verimde değişimin çok fazla olmadığı %3,9
değerinden %3,5 değerine kadar düştüğü görülmektedir. ATF43 CdTe
modülde ise yaz aylarındaki davranışın aksine kışın artan çalışma
sıcaklığı ile verimin azaldığı tespit edilmiştir. Sabah saatlerinde 8ºC
146
civarındaki modül sıcaklığında %4,3 olarak hesaplanan verimin öğle
saatlerinde 35ºC civarındaki çalışma sıcaklıklarında %3,5 olduğu
hesaplanmıştır.
Şekil 5.53’deki değişimlerde ışık şiddetiyle birlikte modüllerin
çalışma sıcaklıklarının da artması nedeniyle ayrıca verim-sıcaklık etkisi
de incelenerek Çizelge 5.22’de verim-sıcaklık katsayıları verilmiştir.
ATF43 CdTe modülde 8 Ocak 2006 günü 40ºC’nin altındaki çalışma
sıcaklığı haricinde test edilen tüm modüllerde negatif verim-sıcaklık
katsayısı hesaplanmıştır. Çizelge 5.22’deki katsayılardan da görüleceği
üzere c-Si modüllerde ve 8 Ocak 2006 günü ATF43 CdTe modülde
55ºC’nin üzerindeki çalışma sıcaklıklarında verimin artan sıcaklıkla hızlı
bir şekilde azalmaktadır. KA58 a-Si modülde ise verimin sıcaklıkla
değişimi yazın kış aylarındaki değişime göre 6 kat daha hızlıdır.
Çizelge 5.22. Test edilen modüllerin 12 Temmuz 2005 ve 8 Ocak 2006 günü
sıcaklık verim katsayıları.
Modül
dη ⎛ % ⎞
⎜ ⎟
dT ⎝ K ⎠
12 Temmuz 2005
8 Ocak 2006
AS1206 m-Si
-0,19794
-0,15224
S105 p-Si
-0,17196
-0,11205
KA58 a-Si
-0,06417
-0,01853
0,01333
40ºC< TC
-0,00301 40ºC ≤ TC ≤ 55ºC
-0,12722
TC >55ºC
-0,02721
ATF43 CdTe
147
Çizelge 5.22’de hesaplanan değişimler Şekil 5.53’te gösterilen ve
çok geniş bir ışık şiddeti ve beraberinde modül çalışma sıcaklık
aralığında hesaplanan değerlerdir. Bu değişimin yanında 1000±10W/m2
olmak üzere çok dar bir ışık şiddeti aralığında bir yıl boyunca açık
günlerde yapılan hesaplamalarla da sıcaklık-verim ilişkisi araştırılmıştır.
Şekil 5.53’den de açıkça görüleceği üzere yazın ve kışın verim-sıcaklık
değişiminde özellikle ince film modüllerde farklılıklar görülmektedir.
Test edilen modüller için bir yıl içerisinde yaklaşık olarak aynı ışık
şiddetlerinde hesaplanan sıcaklık-verim katsayıları Çizelge 5.23’de
verilmektedir.
Çizelge 5.23. Test edilen modüllerin 1000±10W/m2 ışık şiddetlerindeki sıcaklık
verim katsayıları.
Kış
dη ⎛ % ⎞
⎜ ⎟
dT ⎝ K ⎠
deneysel
Yaz
Ortalama
AS1206 m-Si
0,00066
-0,07150
-0,04512
S105 p-Si
0,00717
-0,05308
-0,03081
KA58 a-Si
-0,05523
0,04200
-0,00080
ATF43 CdTe
-0,00262
0,00904
-0,00879
Modül
Çizelge 5.23’de verilen deneysel sıcaklık verim katsayıları, yaz ve
kış aylarında hesaplanan değerlerle bir yıl içerisinde hesaplanan
değerlerin ortalamasıdır. Yazın ve kışın hesaplanan verim-sıcaklık
148
katsayılarının birbirinden çok farklı olduğu görülmektedir. c-Si modüller
için hesaplanan katsayıların kışın, ince film modüller için hesaplanan
katsayıların ise yazın pozitif olduğu görülmektedir. Benzer bir şekilde
c-Si modüller için yazın, ince film modüller için de kışın negatif verimsıcaklık katsayıları belirlenmiştir. Hesaplanan bu değerler modüllerin
Şekil 5.53’deki yazın ve kışın gösterdikleri davranış farklılıklarını ifade
etmektir. Spektrumdaki değişim ile birlikte yaz aylarında yüksek olan
çalışma sıcaklıklarının (kış aylarındaki çalışma sıcaklığından yaklaşık
25-30ºC daha yüksek) ince film modüllerde verimin kış aylarındaki
değerden daha yüksek olmasını açıklamaktadır.
Sıcaklık-verim katsayısındaki farklılıklar, ancak modülleri
oluşturan güneş pillerinin yapıldığı malzemelerin band aralıklarını
dikkate alarak anlaşılabilir. Güneş pillerinin yapıldığı yarı iletkenlerin
band aralığı ve maksimum verim arasındaki ilişki Şekil 2.12’de
verilmektedir. Maksimum verimin CdTe’nin band aralığına çok yakın
olan 1,4eV civarında elde edilebileceği görülmektedir. c-Si’de ise band
aralığı 1,12eV civarındadır. Çalışma sıcaklığındaki artış, band aralığını
daraltacağından c-Si güneş pillerinde elde edilebilir verim de azalacaktır.
Sıcaklığın artmasıyla CdTe yarı iletken malzemenin band aralığında çok
fazla bir değişimin olmayacağından CdTe güneş pillerinin de
verimlerinin sıcaklıktan çok fazla etkilenmeyeceği ifade edilebilir.
Sıcaklık artışı ile 1,75 eV band aralığına sahip olan a-Si’de ise band
aralığının daralmasıyla verimin artacağı görülmektedir.
Sıcaklık artışıyla birlikte band aralıklarından kaynaklanan verim
değişimiyle, yeniden birleşme etkileriyle bu değişimin bir kısmı
karşılanmaktadır. Eğer yeniden birleşmedeki artış, band aralığından
kaynaklanan kazançtan daha az ise verim-sıcaklık değişimi için (+) bir
katsayı bulunur. Diğer taraftan, yeniden birleşmedeki artış, band
149
aralığının azalmasındaki artıştan fazla ise verim-sıcaklık değişimi için (-)
bir katsayı bulunur.
Test edilen modüller için, Nisan 2005-Temmuz 2006 arasındaki
her ay için seçilmiş açık bir günde, gün içerisinde en yüksek ışık
şiddetinin görüldüğü öğle saatlerinde hesaplanan verimin aylara göre
değişimi Şekil 5.54’te gösterilmektedir.
Şekil 5.54 Nisan 2005-Temmuz 2006 arasında test edilen modüller için öğle saatlerinde
hesaplanan verimin aylara göre değişimi.
Şekil 5.53’e göre AS1206 m-Si ve S105 p-Si modüller beklendiği
gibi, düşük sıcaklıklarda çalıştıkları kış aylarında en yüksek verime
ulaşmaktadır. Bu değişimde ilginç olan nokta S105 p-Si modülde
AS1206 m-Si modüle göre daha yüksek verim elde edilmiş olmasıdır.
150
AS1206 m-Si modül için üretici firma tarafından STC’de verilen verim
değeri %12,32 iken S105 p-Si modül için verilen değer %10,13’tür. S105
p-Si modülde aralık ayında %9,94 olarak gerçekleşen güç çevrim verimi
en düşük Ağustos ayında %7,63 olarak gerçekleşmiştir. AS1206 m-Si
modülde ise hesaplanan verim değerleri S105 p-Si ile aynı değişimi
göstermekle birlikte aralık ayında %9,29 Ağustos ayında ise %7,53
olarak hesaplanmıştır.
İnce film modüllerde de beklenildiği üzere yazın hesaplan verim
değeri kışın hesaplanan değerden daha yüksektir. KA58 a-Si modül
spektrum ve sıcaklıktan ATF43 CdTe modülden daha fazla
etkilendiğinden yazın ve kışın hesaplanan verim değerleri arasındaki fark
daha fazladır. KA58 a-Si modül için en yüksek verim Temmuz ayında
%4,67 olarak hesaplanmışken en düşük verim değeri aralık ayında %3,11
olarak hesaplanmıştır. Hesaplanan en yüksek ve en düşük verim değerleri
arasında 1,5 puan fark vardır. ATF43 CdTe modülde ise Temmuz ayında
%2,99 ve Aralık ayında %2,41 olarak hesaplanan verim değerleri
arasındaki fark yalnızca 0,58 puandır.
Buradan da açıkça görüleceği üzere, ince film modüllerin
verimleri sıcaklıktan c-Si modüllerden daha az etkilendiği için sıcak
bölgelerde kullanımları daha uygundur. c-Si modüllerin, özellikle düşük
sıcaklıkların görüldüğü yüksek bölgelerde kullanımı performansı olumlu
yönde etkileyecektir.
151
6 SONUÇ VE ÖNERİLER
Bu çalışmada, farklı teknolojiler ve değişik malzemelerle
üretilmiş AS1206 m-Si, S105 p-Si, KA58 a-Si ve ATF43 CdTe
fotovoltaik modüllerin Muğla iklim koşullarında göstermiş oldukları
performans ve performanslarını etkileyen a, IO, IL, RS ve RSH gibi iç
parametrelerin ortam koşullarına göre değişimleri, bir yıllık süre boyunca
izlenmiştir.
Güneşin doğuşundan batışına kadar her bir akım-gerilim ölçümü
için 60–80 nokta belirlenerek, AESCUSOFT tarafından özel olarak
tasarlanmış bir elektronik yük içeren sistem ile aydınlıkta ortam
koşullarındaki akım-gerilim eğrileri elde edilmiştir. Güneş pili
parametrelerinin işletme koşullarında doğru olarak belirlenebilmesi için,
analitik çözümlerden yola çıkarak, farklı yaklaşımlar yapan Phang ve de
Blas modelleri birleştirilerek, dört farklı teknolojiyle farklı
malzemelerden üretilmiş modüllere aynı akım-gerilim modeli
uygulanmıştır. de Blas modelinde parametreleri belirlemek için
hesaplamanın başlamasında gerekli olan başlangıç değeri olan RS, Phang
modeli ile hesaplanan IO değeri elde edilene kadar değiştirilmiş ve RS
değeri tekrar hesaplanmıştır. Phang ve de Blas modelleri kullanılarak
hesaplanan iç parametrelerin değerleri arasındaki farkın %1’in altında
olduğu görülmüştür.
Modellerden hesaplanan iç parametreler kullanılarak elde edilen
akım-gerilim değerleri ile ölçüm sonuçlarının genellikle %1’in altında
hatalar içerdiği görülmüştür. Test edilen modüller için temsili olarak
seçilen açık günlerde seri direnç, paralel direnç, düzeltilmiş idealite
faktörü, karanlık doyma akımı ve ışıkla üreyen akım hesapları
152
gerçekleştirilerek, bu parametrelerin aylık ve yıllık olarak işletme
koşulları ile değişimleri belirlenmiştir.
Test edilen modüllerin seri direnç değerlerinin, çevre
koşullarındaki değişime karşı gösterdikleri tepkilerde farklılıklar vardır.
AS1206 m-Si modülde seri direnç değerinin artan ışık şiddeti ve
sıcaklıkla üstel olarak artmasına rağmen S105 p-Si modülde seri direnç
değerinin üstel olarak azaldığı görülmektedir.
Farklı teknolojilerle üretilmiş güneş pillerinden oluşan modüllerin
hesaplanan seri direnç değerleri arasında büyük farklılıklar vardır.
AS1206 m-Si modül düzenli bir kristal yapısında olduğundan hesaplanan
seri direnç değeri 0,10Ω ile 0,32Ω arasında değişmekte iken S105 p-Si
modül için hesaplanan seri direnç değerleri 0,40Ω ile 1,00Ω arasında
değişmektedir. Yaklaşık olarak 1m2 yüzey alanına sahip her iki modül
için hesaplanan seri direnç değerleri arasındaki yaklaşık 3-4 kat olan fark
güneş pillerinin yapısından kaynaklanmaktadır.
KA58 a-Si modülde seri direnç değerinin artan ışık şiddetiyle
logaritmik olarak azaldığı görülmüştür. Bir yıllık ölçümler sonucunda,
Phang ve de Blas modelleri kullanılarak hesaplanan seri direnç
değerlerinin mevsimsel olarak ışık şiddetine göre farklı değişimler
göstermekle birlikte 2Ω ile 23Ω arasında değerler aldığı belirlenmiştir.
KA58 a-Si modülde hesaplanan seri direncin değerinin özellikle düşük
ışık şiddetlerinde yüksek olmasının nedeni modülü oluşturan güneş
pillerinin yapısından ve güneş pillerinin paketlenme şeklinden
kaynaklanmaktadır.
Test edilen diğer bir modül olan ATF43 CdTe modülde
hesaplanan seri direnç değerinin bir yıl boyunca mevsimsel olarak
153
değiştiği ve ışık şiddetiyle 6Ω ile 35Ω arasında değerler aldığı
belirlenmiştir. Hesaplanan seri direnç için genel ifadenin yaklaşıkça
sabit olmasına rağmen aynı gün içerisinde hesaplanan seri direnç
değerleri ışık şiddeti ve sıcaklıkla değişmektedir. Bu değişim
başlangıçtaki sabit bir değerden yavaşça ışık şiddetiyle logaritmik olarak
azalan bir değişimdir.
Güneş pilinin geometrik sınırları boyunca, güneş pilini oluşturan
yarıiletken tabakaların kenarlarında ve yarı iletken ile metal arasındaki alt
ve üst kontaklarda kaçak akımlar oluşabilmektedir. Kaçak akımlar güneş
pilinde ışık şiddetiyle doğru orantılıdır. Kaçak akımlar güneş pilinin
elektronik eşdeğer devresinde paralel bir direnç ile gösterildiğinden bu
değerin büyüklüğü kaçak akım hakkında bilgi vermektedir. Test edilen
tüm modüllerde Phang ve de Blas modelleriyle hesaplanan paralel direnç
değerinin ışık şiddetiyle logaritmik olarak değiştiği belirlenmiştir.
AS1206 m-Si modülde bir yıl içerisinde farklı ışık şiddetlerinde
hesaplanan paralel direnç değerlerinin büyük bölümü 50Ω ile 125Ω
aralığındadır. Düşük ışık şiddetlerinde modülde üretilen akım da düşük
olduğundan kaçak akımlar azdır. Bu nedenle, kaçak akımları temsil eden
paralel direncin değeri de büyüktür. Yüksek ışık şiddetlerinde yüksek
çalışma sıcaklıklarına ulaşılmakta ve modülde üretilen akım da
artmaktadır. Kaçak akımların artması nedeniyle paralel direncin değeri
küçülmektedir.
S105 p-Si modülde bir yıl içerisinde farklı ışık şiddetlerinde
Phang ve de Blas modelleri kullanılarak yapılan hesaplamalarda yüksek
ışık şiddetlerinde paralel direnç değerlerinin 100Ω ile 250Ω aralığında
olduğu belirlenmiştir. Düşük ışık şiddetlerinde hesaplanan paralel direnç
değerleri ile yüksek ışık şiddetlerinde hesaplanan paralel direnç değerleri
154
arasında 7 kata ulaşan farklar tespit edilmiştir. Bu iki değerin
hesaplandığı durumlarda üretilen akımlar arasındaki farkın da yaklaşık 6
kat olduğu göz önüne alındığında paralel direnç değeri ile akım
arasındaki ilişki ortaya çıkmaktadır.
KA58 a-Si modülde bir yıl içerisinde farklı ışık şiddetlerinde
Phang ve de Blas modelleri kullanılarak yapılan hesaplamalarda paralel
direnç değerlerinin 400Ω ile 1700Ω aralığında olduğu belirlenmiştir.
ATF43 CdTe modülde artan ışık şiddeti ve sıcaklıkla paralel
direnç değişimi bir yıl içerisinde farklı ışık şiddetlerinde 150Ω ile 1000Ω
aralığında değerler almak üzere R2=0,82 lik bir belirleme oranı ile
hesaplanarak logaritmik bir fonksiyona uymaktadır.
İdealite faktörünün c-Si güneş pillerinde sıcaklıkla çok yavaş bir
şekilde doğrusal olarak değiştiği varsayılmaktadır. c-Si üzerinde yapılan
çalışmalarda her bir derece sıcaklık artışı için idealite faktörünün
değerinin yaklaşık olarak binde 2 civarında azaldığı belirtilmektedir.
Farklı iklimlere sahip bölgelerde yapılan çalışmalarda elde edilen
sonuçlara göre a-Si ve CdTe güneş pillerinde sıcaklıkla idealite
faktörünün değişiminin c-Si güneş pillerinden 2-3 kat daha fazla olduğu
belirtilmektedir (Carr and et al. 2004; Gottschalg 2001). Aynı zamanda
sıcaklıkla idealite faktörünün her zaman doğrusal olarak değişmediği de
yapılan çalışmalara sonucunda ortaya koyulmuştur (de Soto 2004). Bu
çalışmada ise seri bağlı güneş pili sayısını, q elektron yükünü ve güneş
pilinin çalışma sıcaklığını da içerisine alan yeni bir tanımla düzeltilmiş
idealite faktörü değerlerinin test edilen her bir modül için ışık şiddetiyle
değişimi Phang ve de Blas modelleriyle hesaplanmıştır. Özellikle a-Si
güneş pillerinde yarı iletken malzemenin band aralığında çok sayıda
155
yeniden birleşme merkezlerinin olması nedeniyle idealite faktörü ile
sıcaklık arasında doğrusal bir ilişki bulunmamaktadır.
Bir yıl boyunca her ay için seçilmiş açık günlerde yapılan
hesaplamalar sonucunda düzeltilmiş idealite faktörü değerinin, test edilen
tüm modüller için ışık şiddetiyle üstel olarak değiştiği belirlenmiştir.
Artan ışık şiddetiyle düzeltilmiş idealite faktörü değerinin AS1206 m-Si
modül için 2,5 değerinden 1,5 değerine kadar azaldığı, doğrusal
değişimde belirleme oranının Mayıs ayı için R2=0,93 olduğu
hesaplanmıştır. Değişimin üstel bir fonksiyona uydurulmasında ise Mayıs
ayında R2=0,94 olarak ve diğer aylarda da doğrusal değişimde
olduğundan daha yüksek bir belirleme oranı tespit edilmiştir.
S105 p-Si modül için yapılan hesaplamalarda ise düzeltilmiş
idealite faktörünün değerinin 2,01 ile 1,28 değer aralığında değiştiği
belirlenmiştir. Mevsimsel değişimleri incelemek için hesaplamaların
yapıldığı ayları temsil eden 25 Nisan 2005 haricindeki günlerde,
düzeltilmiş idealite faktörün değerinin artan ışık şiddeti ve beraberinde
sıcaklıkla artmakta olduğu gözlenmiştir. 25 Nisan 2005 tarihinde ise
hesaplanan düzeltilmiş idealite faktörü değeri ışık şiddetiyle AS1206 mSi modülde tespit edilen davranışa benzer şekilde azalmaktadır.
KA58 a-Si modülde yapılan hesaplamalarda, düzeltilmiş idealite
faktörünün değerinin artan ışık şiddetiyle S105 p-Si modülde gözlenen
davranışa benzer şekilde arttığı tespit edilmiştir. Kış aylarında hesaplanan
düzeltilmiş idealite faktörü değerlerinin özellikle düşük ışık şiddetlerinde
daha yüksek olduğu görülmektedir. Hesaplanan bu değerler kışın yeniden
birleşme mekanizmasının daha baskın olduğunu göstermektedir.
Hesaplanan düzeltilmiş idealite faktörü değerlerinin yüksek olmasının
nedeni KA58 a-Si modül içerisinde 100 adet seri bağlı güneş pili olması
156
ve düzeltilmiş idealite faktörü tanımının içerisinde bu sayının da yer
almasıdır.
ATF43 CdTe modül için hesaplanan düzeltilmiş idealite faktörü
değerlerinin AS1206 m-Si modülde görülen değişime benzer şekilde
artan ışık şiddetiyle azaldığı, düşük ışık şiddetlerinde en fazla 20, yüksek
ışık şiddetlerinde ise en az 4 değerini aldığı tespit edilmiştir. Düzeltilmiş
idealite faktörünün ışık şiddeti ve sıcaklıkla üstel olarak değiştiği
belirlenmiştir. En yüksek düzeltilmiş idealite faktörü değerleri, çevre
sıcaklığının ve modülün çalışma sıcaklığının düşük olduğu Aralık ayında
hesaplanmışken, çevre sıcaklığının ve çalışma sıcaklığının en yüksek
oluğu Ağustos ayında en düşük düzeltilmiş idealite değerleri
hesaplanmıştır. Düzeltilmiş idealite faktörünün ışık şiddetiyle olan
değişimi test edilen diğer modüllerde olduğu gibi uygun katsayılar
belirlenerek üstel bir fonksiyona uygulanmış ve değişimler için aylara
göre farklı belirleme katsayıları hesaplanmıştır. Bir yıl boyunca
hesaplanan değerlerin uygulandığı fonksiyon için ortalama belirleme
katsayısı R2=0,85 değerinin üzerindedir.
Karanlık doyma akımının yaz ve kış mevsimlerinde yapılan
ölçümlerden hesaplanan değerleri arasında test edilen tüm modüllerde
1000 kata ulaşan farklar tespit edilmiştir. Hesaplanan değerler arasındaki
bu fark, modüllerin çalışma sıcaklıklarından ve hesaplamaların
gerçekleştiği gün içerisindeki ve mevsimlere göre güneş ışığının
spektrumunun farklı olmasından ileri gelmektedir. Karanlık doyma akımı
modül sıcaklığına ayrı ayrı m’inci dereceden ve üstel olarak bağlıdır.
Ayrıca modülün yapıldığı güneş pilini oluşturan yarı iletken malzemenin
band aralığı da sıcaklıkla değişmektedir. Karanlık doyma akımı yarı
iletken malzemenin band aralığına da üstel olarak bağlıdır (Townsend
1989).
157
Test edilen modüller için Phang ve de Blas modelleriyle
hesaplanan karanlık doyma akımı değerleri, modülün kısa devre akımının
açık devre gerilimine karşı değişiminden tekrar hesaplanmıştır. Aynı gün
içerisinde farklı ışık şiddetlerinde ölçülen ISC değerlerine karşılık gelen
VOC değerlerinin değişimi yarı logaritmik bir grafikte gösterilmiştir.
Değişimde ortaya çıkan doğrusal bölgede (seri ve paralel direnç
etkilerinin çok belirgin olmadığı orta düzeydeki ışık şiddetleri) çizilen
doğrunun ISC eksenini kestiği değer modülün karanlık doyma akımını
verirken çizilen doğrunun eğimi de düzeltilmiş idealite faktörünü
vermektedir. Doğrunun eğimi her ölçüm noktasında değişmekte
olduğundan Phang ve de Blas modelleri ile hesaplanan karanlık doyma
akımı değerleri ve düzeltilmiş idealite faktörü değerleri de grafikten
bulunan değerlerle küçük farklılıklar göstermektedir. Bununla birlikte
karanlık doyma akımı değerleri mA, µA veya nA olarak aynı smertebede
hesaplanmıştır.
AS1206 m-Si ve ATF43 CdTe modüllerde sıcaklık etkisi
nedeniyle yaz aylarında kış aylarına göre daha yüksek karanlık doyma
akımı değerleri hesaplanmıştır. S105 p-Si ve KA58 a-Si modüllerde ise
yaz aylarında kış aylarına göre daha düşük karanlık doyma akımı
değerleri hesaplanmıştır.
Mevsimlere göre güneş ışığının spektrumu değiştiğinden birim
yüzeye gelen toplam ışık şiddeti aynı olsa bile modüllerde hesaplanan
ışıkla üreyen akım değerleri arasında mevsimlere göre farklar vardır. En
büyük fark test edilen modüller içerisinde 1,75eV ile band aralığı en
geniş yarı iletken malzemeden yapılmış olan KA58 a-Si modülde
gözlenmiştir. 950W/m2 ışık şiddetinde ışıkla üreyen akım değeri Ağustos
ayında 1,00A olarak hesaplanmışken Ocak ayında 0,70A olarak
hesaplanmıştır. Aynı ışık şiddetinde, modülün çalışma sıcağı arasında
158
yaklaşık olarak 25ºC fark bulunduğu, güneş ışığının da spektrumunun
farklı olduğu yaz ve kış aylarında hesaplanan ışıkla üreyen akım
değerleri arasındaki fark yaklaşık olarak %30’dur.
Band aralığı 1,12eV olan silisyumdan yapılmış AS1206 m-Si
modülde ise 900W/m2 ışık şiddetinde ışıkla üreyen akım değeri Ağustos
ayında 6,44A olarak hesaplanmışken Ocak ayında 6,29A olarak
hesaplanmıştır. Ağustos ve Ocak aylarında aynı ışık şiddetlerinde
hesaplanan ışıkla üreyen akım değerleri arasındaki fark yaklaşık olarak
%2,3’tür. S105 p-Si modülde ise, 900W/m2 ışık şiddetinde ışıkla üreyen
akım değeri Ağustos ayında 4,18A olarak hesaplanmışken Ocak ayında
4,00A olarak hesaplanmıştır. Ağustos ve Ocak aylarında aynı ışık
şiddetlerinde hesaplanan ışıkla üreyen akım değerleri arasındaki fark
AS1206 m-Si modülde hesaplanandan daha yüksek olup yaklaşık olarak
%4,3’tür.
Band aralığı 1,45eV ile optimum güç çevrim veriminin
gerçekleşeceği band aralığına (1,4eV) çok yakın olan CdTe malzemeden
yapılmış olan ATF43 CdTe modülde ise 900W/m2 ışık şiddetinde ışıkla
üreyen akım değeri Ağustos ayında 0,89A olarak hesaplanmışken Ocak
ayında 0,87A olarak hesaplanmıştır. Ağustos ve Ocak aylarında aynı ışık
şiddetlerinde hesaplanan ışıkla üreyen akım değerleri arasındaki fark
yaklaşık olarak %2,3’tür.
Bir güneş pilinde veya modülde seri direnç değerinin yüksek
olması ve paralel direnç değerinin düşük olması, FF dolum çarpanının
değerini düşüreceğinden güneş pilinden veya modülden elde edilebilecek
güç değeri de düşecektir. Dolum çarpanı üzerinde yüksek ışık
şiddetlerinde RS etkisi, düşük ışık şiddetlerinde de RSH etkisi daha
belirgin olarak ortaya çıkmaktadır. Ayrıca CdTe güneş pillerinde açıkça
159
yazılabilen tam bir matematiksel ifadesi bulunmamakla birlikte ohmik
olmayan temas (non-ohmic contact), seri direnç etkisini artırmaktadır.
FF, dolum çarpanı, VMPP VOC
oranı ile I MPP I SC oranının
çarpımı şeklinde ikiye ayrılarak akım ve gerilim oranlarının çarpımı
olarak değerlendirilebilir. Bir güneş pilindeki ve modüldeki olası
bozulmalar VMPP VOC oranındaki değişimle açıklanabileceği gibi
I MPP I SC oranı da güneş pilinin ve modülün davranışı ve kalitesi
konusunda bilgi verebilir.
AS1206 m-Si modülde VMPP VOC oranı düşük ışık şiddetlerinde
%60’tan başlayarak artan ışık şiddetiyle birlikte hızla logaritmik olarak
%78’e kadar artmakta daha sonrada kademeli olarak artan çalışma
sıcaklığıyla birlikte azalan gerilimle birlikte öğle saatlerinde %72’ye
kadar düşmektedir. Öğleden sonra azalan ışık şiddetiyle birlikte yavaşça
azalan modülün çalışma sıcaklığıyla bu oran önce artmakta sonra akşam
saatlerinde de azalmaktadır. S105 p-Si modülde de davranış AS1206 msi modüldeki gibidir fakat oranlar %5 daha yüksektir. Bununla birlikte
AS1206 m-Si modülde yaz ve kış aylarında oranlarda çok büyük bir
farklılık olmamasına karşın S105 p-Si modülde Ocak ayında orta ışık
şiddetlerinde yüksek VMPP VOC oranları hesaplanmıştır.
İnce film modüllerde, mevsimlere göre VMPP VOC oranının %70–
%80 aralığında değiştiği, KA58 a-Si modülde artan ışık şiddetiyle
yaklaşık olarak sabit kaldığı gözlenmiştir. Düşük ışık şiddetlerinde,
paralel direnç değerlerinin ışık şiddetiyle logaritmik olarak azalmasından
dolayı, VMPP VOC oranında, KA58 a-Si modülde %40-%80 ve ATF43
CdTe modülde ise %20-%70 arasında değişimler gözlenmiştir. c-Si
modüllerde mevsimlere göre %2’lik dar bir aralıkta değişim gösteren
160
VMPP VOC oranı ince film modüllerde çok daha geniş olup %14’e kadar
çıkmaktadır.
I MPP I SC oranında ise c-Si modüllerde sadece düşük ışık
şiddetlerinde bir azalma etkisi olmakla birlikte diğer ışık şiddetlerinde
genellikle %90 civarında hesaplanmıştır. Mevsimlere göre de çok büyük
değişimler gözlenmemiştir. KA58 a-Si modülde ise yaz aylarında %76%82 kış aylarında ise %70-%76 arasında değişen bir I MPP I SC oranı
hesaplanmıştır. ATF43 CdTe modülde ise I MPP I SC oranının test edilen
diğer modüllerden farklı olarak ışık şiddetiyle yavaşça artan
exponansiyel bir şekilde değiştiği gözlenmiştir. Hesaplanan
I MPP I SC oranı %40-%70 arasında değişmekte olup yazın ve kışın
%10’luk bir değişim göstermektedir.
Veriminin sıcaklıkla değişimi incelenirken yaz mevsiminde
1.100W/m2 olarak ölçülen ışık şiddetinde modüllerin çalışma sıcaklığının
61ºC’ye kadar yükseldiği gözlenmiştir. Yazın, c-Si ve KA58 a-Si
modüllerde hesaplanan güç çevrim verimi artan çalışma sıcaklığıyla
doğrusal olarak azalmaktadır. AS1206 m-Si modülde verim, 20ºC
civarında modül sıcaklığının ölçüldüğü sabah saatlerinde %13,3 olarak
hesaplanmışken, öğle saatlerinde 55ºC civarındaki çalışma sıcaklığında
%8,8 değerine kadar düşmüştür.
S105 p-Si modülde ise sabah saatlerinde %14,2 olarak hesaplanan
verimin ışık şiddetiyle ters orantılı bir şekilde azalarak öğle saatlerinde
%9,2 değerine kadar düştüğü belirlenmiştir. KA58 a-Si modülde de c-Si
modüllere benzer bir şekilde yazın artan ışık şiddetiyle verimin ters
orantılı bir şekilde azaldığı, sabah saatlerinde %7,6 olarak hesaplanan
verimin öğle saatlerinde 61ºC olarak ölçülen en yüksek çalışma
sıcaklığında %5,4’e kadar düştüğü belirlenmiştir.
161
ATF43 CdTe modülde ise test edilen diğer modüllerin aksine
yazın artan çalışma sıcaklığıyla verimin %1,9’dan başlayarak %4,1
değerine kadar yükseldiği, 650-900W/m2 ışık şiddeti aralığında yaklaşık
olarak sabit kaldığı ve daha sonra azalarak 1.100W/m2 ışık şiddetinde
%3,5 değerine düştüğü belirlenmiştir..
c-Si modüllerde kışın hesaplanan verim değerleri yaz aylarında
olduğu gibi artan sıcaklıkla azalmaktadır. AS1206 m-Si modül için
verim, sabah saatlerinde %13,5 olarak hesaplanmışken en yüksek ışık
şiddetinin ölçüldüğü öğle saatlerinde 30ºC modül sıcaklığında %9,1
değerine kadar düşmüştür. S105 p-Si modülde ise sabah saatlerinde
%10,9 olarak hesaplanan verimin öğle saatlerinde %9,0 değerine kadar
düştüğü belirlenmiştir..
KA58-a-Si modülde ise gün içerisinde 5-35ºC aralığında değişen
çalışma sıcaklığına karşı verimde değişimin çok fazla olmadığı %3,9
değerinden %3,5 değerine kadar düştüğü görülmektedir. ATF43 CdTe
modülde ise yaz aylarındaki davranışın aksine kışın artan çalışma
sıcaklığı ile verimin azaldığı tespit edilmiştir. Sabah saatlerinde 8ºC
civarındaki modül sıcaklığında %4,3 olarak hesaplanan verimin öğle
saatlerinde 35ºC civarındaki çalışma sıcaklıklarında %3,5 olduğu
hesaplanmıştır.
Değişen ışık şiddetlerinde aynı gün içerisinde incelenen sıcaklıkverim ilişkisinin beraberinde, 1000±10W/m2 olmak üzere çok dar bir ışık
şiddeti aralığında bir yıl boyunca açık günlerde yapılan hesaplamalarla da
sıcaklık-verim ilişkisi ile birlikte verimin mevsimlere göre değişimi
araştırılmıştır. Yazın ve kışın hesaplanan verim-sıcaklık katsayılarının
birbirinden çok farklı olduğu belirlenmiştir. c-Si modüller için
hesaplanan katsayıların kış aylarında, ince film modüller için hesaplanan
162
katsayıların ise yaz aylarında pozitif olduğu belirlenmiştir. Benzer bir
şekilde c-Si modüller için yaz aylarında, ince film modüller için de kış
aylarında negatif verim-sıcaklık katsayıları belirlenmiştir. Spektrumdaki
değişim ile birlikte yaz aylarında yüksek olan çalışma sıcaklıklarının
ince film modüllerde verimin kış aylarındaki değerden daha yüksek (kış
aylarındaki çalışma sıcaklığından yaklaşık 25-30ºC daha yüksek)
olmasını açıklamaktadır.
Sıcaklık-verim katsayısındaki farklılıklar, ancak modülleri
oluşturan güneş pillerinin yapıldığı malzemelerin band aralıklarını
dikkate alarak anlaşılabilir. Sıcaklık artışıyla birlikte band aralıklarından
kaynaklanan verim değişimiyle, yeniden birleşme etkileriyle bu
değişimin bir kısmı karşılanmaktadır. Eğer yeniden birleşmedeki artış,
band aralığından kaynaklanan kazançtan daha az ise verim sıcaklık
değişimi için (+) bir katsayı bulunur. Diğer taraftan, yeniden
birleşmedeki artış, band aralığının azalmasındaki artıştan fazla ise verim
sıcaklık değişimi için (-) bir katsayı bulunur.
Test edilen modüllerin performansındaki mevsimsel değişimi
incelemek amacıyla, Nisan 2005-Temmuz 2006 arasındaki her ay için
seçilmiş açık bir günde, gün içerisinde en yüksek ışık şiddetinin
görüldüğü öğle saatlerinde hesaplanan verimin aylara göre değişimi
incelenmiştir. AS1206 m-Si ve S105 p-Si modüller beklendiği gibi,
düşük sıcaklıklarda çalıştıkları kış aylarında en yüksek verime
ulaşmaktadır. Bu değişimde ilginç olan nokta S105 p-Si modülde
AS1206 m-Si modüle göre daha yüksek verim elde edilmiş olmasıdır.
İnce film modüllerde de beklenildiği üzere yazın hesaplan verim
değeri kışın hesaplanan değerden daha yüksektir. KA58 a-Si modül
spektrum ve sıcaklıktan ATF43 CdTe modülden daha fazla
163
etkilendiğinden yazın ve kışın hesaplanan verim değerleri arasındaki fark
daha fazladır.
Verim-sıcaklık katsayılarından ve verimin mevsimsel olarak
değişimini incelemek için yapılan hesaplamalardan, ince film modüllerin
verimleri sıcaklıktan c-Si modüllerden daha az etkilendiği için sıcak
bölgelerde kullanımları daha uygun olduğu görülmektedir. c-Si
modüllerin ise özellikle düşük sıcaklıkların görüldüğü yüksek bölgelerde
kullanımı performansı olumlu yönde etkileyecektir.
Bu çalışma, STC’deki verim oranının herhangi bir modülden elde
edilecek enerjinin hesaplanmasında, her zaman iyi bir yöntem olmadığını
göstermiştir. Ayrıca STC’de verilen güneş pili ve modül parametrelerinin
işletme koşullarında büyük değişiklikler gösterdiği tespit edilmiştir.
Muğla iklim koşullarında Nisan 2005 ile Temmuz 2006 arasında
bir yıllık süre boyunca alınan ölçümler kullanılarak yapılan
hesaplamalardan, test edilen modüller içerisinde en fazla enerjiyi S105
p-Si modülün üretebileceği belirlenmiştir. KA58 a-Si ve AS1206 m-Si
modüllerin yıllık toplam enerji üretimlerinin birbirine çok yakın olarak
hesaplanmış olmasına rağmen, KA58 a-Si modülün yaz aylarında
AS1206 m-Si modüle göre daha fazla enerji üretebileceği belirlenmiştir.
Kış aylarında ise AS1206 m-Si modülün KA58 a-Si modüle göre daha
fazla enerji üretebileceği belirlenmiştir. ATF43 CdTe modülde ise
beklendiği üzere enerji üretiminin test edilen diğer modüllere göre daha
az olacağı belirlenmiştir.
Fotovoltaik sistem boyutlandırmasında Güney Ege Bölgesi’nde
çok kristalli silisyum güneş pillerinin kullanılması ile tek kristal silisyum,
164
amorf silisyum ve CdTe güneş pillerinden oluşacak sistemlerden daha
fazla enerjinin üretilebileceği belirlenmiştir.
Spektral değişimlerden kaynaklanan etkiler, güneş pillerinin ve
modüllerinin
modellenmesinde
ve
kurulacak
sistemlerin
boyutlandırılmasında kullanılabilir fakat oluşturulacak olan model,
bölgesel özellikler taşıyacağından, modellemelerde farklı iklimlere sahip
bölgeler kullanılması daha doğru sonuçlar verecektir.
Zaman içerisinde güneş pillerinin ve modüllerin performansında
görülecek değişikleri ve özellikle a-Si modülde görülen, üretilen
akımdaki zaman içerisindeki azalma etkilerini içerisine alacak
performans modellemeleri geliştirilmelidir.
Bu çalışmanın devamında, spektral etkilerinin seri direnç, paralel
direnç, idealite faktörü, karanlık doyma akımı, dolum çarpanı gibi
parametreler üzerine etkisinin araştırılması gerçekleştirilmelidir. İşletme
koşullarında elde edilen ölçümler en az iki yıl daha alınarak modül
parametrelerinin, sıcaklık, ışık şiddeti ve spektral etkileri de içeren
meteorolojik parametrelere bağlılığı araştırılmalıdır.
Test edilen dört farklı teknolojiyle üretilmiş modüllerin yanına
yeni modüller (çok eklemli a-Si, CIS gibi) eklenerek ölçümler
gerçekleştirilmelidir.
165
KAYNAKLAR DİZİNİ
Aulich H. A., Hoffmann W. and Viaud M., 2004, EPIA Road
Map, 19th EPVSEC, Paris, France.
Barker G. and Norton P., 2003, Building America System
Performance Test Practices: Part 1-Photovoltaic Systems,
Technical Report, NREL/TP-550-30301, National Renewable
Energy Laboratory, Colorado, USA, 32p.
Braunstein A., Bany J. and Appelbaum J., 1977, Determination of
Solar Cell Equation Parameters From Empirical Data, Energy
Conversion, 17: 1-6pp.
Bubenzer A. and Luther J., 2003, Photovoltaics Guidebook For
Decision Makers, Springer-Verlag Berlin Heidelberg, New
York, 266p.
Carr A. J., Pryor T. L., 2004, A Comparison of The Performance of
Different PV Module Types in Temperate Climates, Solar
Energy, 76: 285-294pp.
Charles J. P., Mekkaoui-Alaoui I. and Bordure G., 1981, A
Practical Method of Analysis of The Current-Voltage
Characteristics of Solar Cells, Solar Cells, 4: 168-178pp.
Charles J. P., Mekkaoui-Alaoui I. and Bordure G., 1985, A
Critical Study of The Effectiveness of The Single and Double
Exponential Models For I-V Characterisation of Solar Cells,
Solid State Electronics, 28 (8) 807-820pp.
166
KAYNAKLAR (devam)
de Blas M. A., Torres J. L., Prieto E. and García A., 2002,
Selecting A Suitable Model For Characterizing Photovoltaic
Devices, Renewable Energy, 25: 371-380pp.
de Soto W., 2004, Improvement and Validation Of A Model For
Photovoltaic Array Performance, MSc Thesis, University of
Wisconsin, Madison, USA, 155p (unpublished).
del Cueto, J. A., 1998a, Review Of The Field Performance Of One
Cadmium Telluride Module, Progress in Photovoltaics:
Research and Applications, 6: 433-446pp.
del Cueto, J. A., 1998b, Method For Analyzing Series Resistance
and Diode Quality Factors From Field Data of Photovoltaic
Modules, Solar Energy Materials and Solar Cells, 55: 291297pp.
del Cueto, J. A., 1999, Method For Analyzing Series Resistance and
Diode Quality Factors From Field Data Part II: Application to
Crystalline Silicon, Solar Energy Materials and Solar Cells,
59: 393-405pp.
Duffie J. A. and Backman W. A., 1991, Solar Engineering of
Thermal Processes, John Wiley & Sons Inc., New York,
USA, 919p.
167
KAYNAKLAR (devam)
Durish W, Urban J and Smestad G., 1996, Characterisation of
Solar Cells and modules Under Actual Operating Conditions,
World Renewable Energy Conference, 359-366pp.
EPIA, 2006, Solar Generation, Solar Electricity for Over One Billion
People and Two Million Jobs by 2020, Brussels, Belgium,
52p.
Fahrenbruch A. F. and Bube R. H., 1983, Fundamentals of Solar
Cells; Photovoltaic Solar Energy Conversion, Academic
Press, New York, USA, 559p.
Faine P., Kurtz S. R., Riordan C. and Olson J. M., 1991, The
influence of Spectral Solar Irradiance Variations On The
Performance Of Selected Single-junction and Multijunction
Solar Cells, Solar Cells, (31): 259-278pp.
Field H, 1997, Solar Cell Spectral response Measurement Errors
Related to Spectral Band Width and Chopped Light
Waveform, 26th IEEE Photovoltaic specialists Conference,
September 29 - October 3, Anaheim, California, USA, 471474pp.
Gottschalg R., 2001, Environmental Influences on The Performance
of Thin Film Solar Cells, PhD Thesis, Loughborough
University, England, 272p (unpublished).
168
KAYNAKLAR (devam)
Graßl H., Kokot J., Kulessa M., Luther J., Nuscheler F.,
Sauerborn R., Schellnhuber H. J., Schubert R. And
Schulze E. D., 2003, World in Transition: Towards Sustainable
Energy Systems, German Advisory Council On Global Change
(WBGU), London, England, 242p. http://www.wbgu.de
Green M. A., 1982, Solar Cells: Operating Principles, Technology
and System Applications, Prentice-Hall Inc., Englewood
Clifs, USA, 274p.
Green M. A., Emery K., King D. L., Hisikawa Y. and Warta W.,
2005, Solar Cell Efficiency Tables (Version 27), Progress in
Photovoltaics: Research and Applications, 14: 45-51pp.
Green M. A., Emery K., King D. L., Hishikawa Y. and Warta W.,
2007, Solar Cell Efficiency Tables (Version 29), Progress in
Photovoltaics: Research and Applications, 15: 35-40pp.
Green M. A., Wenham S. R., Honsberg C. B. and Hogg D., 1994,
Transfer of Buried Contact Cell Laboratory Sequences Into
Commercial Production, Solar Energy Materials and Solar
Cells, 34: 83-89pp.
Hirata Y. and Tani T.,1995, Output Variation of Photovoltaic
Modules with Environmental Factors-I, The Effect of Spectral
Solar Radiation on Photovoltaic Module Output, Solar
Energy, 55:6, 463-468pp.
169
KAYNAKLAR (devam)
Hirata Y., Inasaka T and Tani T., 1998, Output Variation of
Photovoltaic Modules with Environmental Factors-II,
Seasonal Variation, Solar Energy, 63:3, 185-189pp.
Hoffmann W., 2005a, PV solar electricity in Europe – competing
with Japan, USA and SEA (China, Taiwan, Korea, India,
etc.), Renewable Energy for Europe-Research in Action, 2123 November 2005, Brussels, Belgium (Unpublished).
http://www.epia.org
Hoffmann W., 2005b, European Status of PV Solar Electricity
Technology and Market, Semicon Japan 2005, December 9th,
2005, Tokyo, Japan (Unpublished). http://www.epia.org
Hoffmann W., 2005c, Future For PV Solar Electricity Industry- The
European Roadmap (EPIA), 31st IEEE Photovoltaic Specialist
Conference and Exhibition, 3rd-7th January, Orlando, USA.
Hoffmann W. and Teske S., 2006, (EPIA-Greenpeace) Solar
Generation-Solar Electricity for Over One Billion People and
Two Million Jobs by 2020, Sept 2006, Brussels, Belgium,
49p.
IEA 2004, World Energy Outlook 2004, IEA Publications, Paris,
France, 570p.
170
KAYNAKLAR (devam)
IEA-PVPS 2006, Trends In Photovoltaic Applications, Survey
Report of Selected IEA Countries Between 1992 and 2005,
Report IEA-PVPS T1-15:2006, Switzerland, 32p.
Jäger-Waldau A., 2006, PV Status Report 2006 “Research, Solar
Cell Production and Market Implementation of
Photovoltaics”, European Commission-Directorate General,
Joint Research Centre, August 2006, Switzerland, 121p.
Kenny R. P., Ioannides A., Müllejans H., Zaaiman W., Dunlop
E.W., 2006, Performance of Thin Film PV Modules, Thin
Solid Films, 511-512: 663-672pp.
King D. L., 1997, Photovoltaic Module and Array Performance
Characterization Methods for All System Operation
Conditions, Proceedings of NREL/SNL Photovoltaics
Program Review Meeting, November 18-22, 1996, Lakewood
CO, AIP Pres, New York, USA, 21p.
King D. L., Kratochvil J. A., Boyson W. E. and Bower W. I.,
1998, Field Experience With A New Performance
Characterization Procedure For Photovoltaic Arrays,
Proceedings of 2nd World Conference and Exhibition on
Photovoltaic Solar Energy Conversion, 6-10 July, Vienna,
Austria, 1947-1952pp.
171
KAYNAKLAR (devam)
Lasnier F. and Ang T. G.,1990, Photovoltaic Engineering
Handbook, Adam Hilger, Bristol, England, 548p.
Luque A. and Hegedus S., 2003, Handbook of Photovoltaic Science
and Engineering, John Wiley & Sons Ltd., West Sussex,
England, 1138p.
Markwart T., 1995, Solar Electricity, Unesco Energy Engineering
Series, John Wiley & Sons Ltd., West Sussex, England, 228p.
Martin N. and Ruiz M. 1999, A new Method ForThe Spectral
Characterisation of PV Modules, Progress in Photovoltaics:
Research and Applications, 7: 299-310pp.
Maycock P. 2006, PV News May 2006, Prometheus Institute for
Sustainable Development, Cambridge, MA, USA, 3p.
Maycock P., 2006, PV Industry Reports; World PV Market: 19752006, Energy Systems Inc., Cambridge, MA, USA, 133p.
Messenger R. A. and Ventre J., 2004, Photovoltaic Systems
Engineering, CRC Pres LLC, Florida, USA, 454p.
Merten J., Asensi J. M., Voz C., Shah A. V., Platz R. and
Andreu J., 1998, Improved Equivalent Circuit and Analytical
Model For Amorphous Silicon Solar Cells and Modules,
IEEE Transactions on Electron Devices, 45 (2) 423-429pp.
172
KAYNAKLAR (devam)
Meyer E. L. and van Dyk E. E., 2004, Assessing The Reliability
and Degradation of Photovoltaic Module Performance
Parameters, IEEE Transactions on Reliability, 53 (1) 8392pp.
Nann S. and Emery K., 1992, Spectral Effects on PV-Device
Rating, Solar Energy Materials and Solar Cells, 27:189216pp.
Oktik S. 2006, Vision For PV Technologies RTD For EU and
Turkey, German-Turkish, Science, Technology and Research
Cooperation-Workshop, 13–15 December, TUSSIEDE.
Gebze, Turkey (unpublished).
Oktik S. 2000, Fotovoltaik Güneş Pilleri ve Güç Sistemleri Dünü
Bugünü Yarını, Türkiye 8. Enerji Kongresi “21. Yüzyılda
Sürdürülebilir Kalkınma İçin Enerji ve Teknoloji”, 8-12
Mayıs 2000, Ankara, Türkiye, 47-62.
Oktik S. 1999, Güneş-Elektrik Dönüşümleri, Temiz Enerji Vakfı
Yayınları, Ankara, Türkiye, 40s.
Phang J. C.H., J. C. H., Chan D. S. H. and Phillips J. R., 1984,
Accurate Analytical Method for The Extraction of Solar Cell
Model Parameters, Electronics Letters, 20 (10) 406-408pp.
173
KAYNAKLAR (devam)
PV News 2006, The Future of Thin Film PV, August 2006,
Prometheus Institute for Sustainable Development,
Cambridge,MA, USA, 5p.
REN21 2006, Renewables Global Status Report 2006 Update,
Renewable Energy Policy Network for The 21st Century, 32p.
http://www.ren21.net
Rogol M., Choi P., Conkling J, Fotopoulos A., Peltzman K. and
Roberts S., 2006, Solar Annual 2006, Photon International,
7/2006, 8p.
Rüther R. and Livingstone J., 1994, Seasonal Variations In
Amorphous Silicon Solar Module Outputs and Thin Film
Characteristics, Solar Energy Materials and Solar Cells, 36
(1) 29-43pp.
Schröder D. K., 1990, Semiconductor Material and Device
Characterisation, John Wiley&Sons, New York, USA, 599p.
Sharma S. K., Samuel K. B., Srinivasamurthy N. and Agrawal B.
L.,1993, Determination of Solar Cell Parameters: An
Analytical Approach, J. Phys. D: Applied Physics, 26: 11301133pp.
Spinner D. M., 2003, Solar Measuring System for Characterisation
of Solar Cells (V 2.0 1/2003) manual, Attenheim,
Germany,16p.
174
KAYNAKLAR (devam)
Tarr N. G. and Pulfrey D.L.,1980, The Superposition Principle For
Homojunction Solar Cells, IEEE Transactions on Electron
Devices, ED-27 (4) 771-776pp.
Teng K.F. and Wu P., 1989, PV Module Characterization Using QR decomposition Based On The least Square Method, IEEE
Transactions On Industrial Electronics, 36 (1) 71-75pp.
Townsend T. U., 1989, A Method for Estimating the Long-Term
Performance of Direct–Coupled Photovoltaic Systems, MSc
Thesis, Mechanical Engineering, University of Wisconsin,
Madison, USA, 282p.
van Dyk E.E. and Meyer E.L., 2004, Analysis of The Effect of
Parasitic Resistances On The Performance of Photovoltaic
Modules, Renewable Energy, 9:333-344pp.
van Overstraeten R.J. and Mertens R. P., 1986, Physics,
Technology and Use of Photovoltaics, Adam Hilger Ltd.,
Bristol, England, 278p.
WBGU, 2003, World in Transition: Towards Sustainable Energy Systems,
German Advisory Council On Global Change (WBGU), London,
England, 242p.
175
EKLER
EK 1 Temsili Günlerdeki Güneş Işığı Şiddeti Değişimi
Performans analizlerinin gerçekleştirildiği ayları temsil eden günlerdeki güneş ışığı
şiddetinin değişimi.
176
EK 2 Güneş Pili ve Çevre Sıcaklığı Değişimi
6 Ağustos 2005
177
EK 3
Ölçüm Hızının Akım Gerilim Eğrisi Üzerine Etkisi
Ölçüm esnasında ışık şiddeti azalmıştır (değişim<0)
Ölçüm esnasında ışık şiddeti artmıştır (değişim>0)
178
EK 4 VOC ’nin Mevsimsel Olarak Değişimi
AS1206 m-Si
AS1206 m-Si
179
S105 p-Si
S105 p-Si
180
KA58 a-Si
KA58 a-Si
181
ATF43 CdTe
ATF43 CdTe
182
EK 5 Yaz ve Kış Aylarındaki ISC-VOC Değişimi
183
184
EK 6 VMPP VOC Oranının Yaz ve Kış Aylarındaki Değişimi
185
186
187
188
EK 7 I MPP I SC Oranının Yaz ve Kış Aylarındaki Değişimi
189
190
191
192
EK 8 Dolum Çarpanının Mevsimsel Olarak Değişimi
AS1206 m-si
AS1206 m-si
193
S105 p-si
S105 p-si
194
KA58 a-Si
KA58 a-Si
195
ATF43 CdTe
ATF43 CdTe
196
197
ÖZGEÇMİŞ
1.Genel
DÜZENLEME TARİHİ: 15.01.2007
SOYADI, ADI: EKE, RÜŞTÜ
YAZIŞMA ADRESİ:
MUĞLA ÜNİVERSİTESİ FEN EDEBİYAT FAKÜLTESİ FİZİK
BÖLÜMÜ 48170 MUĞLA
TELEFON:252 2111601-06
FAX: 252 223 8656
E-POSTA: [email protected], [email protected]
2. Eğitim
ÖĞRENİM
DÖNEMİ
Şubat 2001
Eylül 1997
Ağustos 2000
DERECESİ ÜNİVERSİTE
ÖĞRENİM ALANI
Doktora
EGE ÜNİV.
Güneş Enerjisi
Yüksek
Lisans
MUĞLA ÜNİV. Fizik
Eylül 1993
Haziran 1997
Lisans
ONDOKUZ
MAYIS ÜNİV.
Fizik
198
3. Akademik ve Mesleki Deneyim.
GÖREV
DÖNEMİ
Aralık 1997
Nisan 2001
Nisan 2001
ÜNVAN
BÖLÜM
KURULUŞ
Araştırma
Görevlisi
Fizik Bölümü
Muğla Üniversitesi
Araştırma
Görevlisi
Güneş Enerjisi
Ege Üniversitesi
4. Uzmanlık Alanları
UZMANLIK ALANI ANAHTAR SÖZCÜKLER
Güneş Enerjisi
Güneş Pili, PV, Temiz Enerji
5. Yayınları
5.1 Bu Çalışmadan Çıkan Yayınlar
R.Eke, Ş. Oktik, M. Çolak, 2006, Seasonal Variations in The
Outdoor Performance Of Four Photovoltaic Arrays With
Different Types of Modules, 21st EUPVSEC, 4-8 September,
Dresden, Germany, 2542-2545pp.
R.Eke, Ş. Oktik, M. Çolak, 2006, İşletme Koşullarında Güneş Pili
Parametrelerinin Belirlenmesi, I.Ulusal Güneş ve Hidrojen
Enerjisi Kongresi 21-23 Haziran, Eskişehir, Türkiye, 104-109.
199
5.2 SCI Tarafından Taranan Uluslararası Dergilerde Yayımlanmış
Makaleler
R. Eke, O. Kara, K. Ulgen, 2005, Optimization of a Wind/PV
Hybrid Power Generation System, International Journal of
Green Energy, 2: 57-63pp.
A. Hepbasli, K. Ulgen, R. Eke, 2004, Solar Energy Applications in
Turkey, Energy Sources, V 26, No 6 / May 2004, 551561pp.
5.3 Uluslararası Bildiriler
R.Eke, K.Ulgen, 2005, Şebekeye Bağlı 33 kW’lık Fotovoltaik Güç
Santralinin Tasarımı ve Uygulaması, 2005 Dünya Fizik Yılı
23. Uluslarası Türk Fizik Derneği Kongresi, 13–16 Eylül,
Muğla, Türkiye, 1183-1189.
R.Eke, K. Ulgen, O. Kara, 2003, Optimization Of A Wind/ PV
Hybrid System For Solar Energy Institute In Izmir,
Turkey, Proceedings of the First International Exergy,
Energy and Environment Symposium, 13-17 July, Izmir,
Turkey, 441-445pp.
Ş. Oktik, R. Eke, 2001, The 54kWp Grid Connected Rooftop
Photovoltaic System Installation at Mugla University
(TURKEY), 7th Arab Conference on Solar Energy &
Regional World Renewable Energy Congress, 19-22
February, Sharjah, United Arab Emirates, 178.
200
5.4 Ulusal Bildiriler
R.Eke, Ş. Oktik, Fotovoltaik Gerçek Bir Güç Kaynağı mıdır?
2005,
IV. Yenilenebilir Enerjiler Sanayi Sergisi ve
Sempozyumu, 9-10 Haziran, İzmir, Türkiye, 22-23.
Ş. Oktik, C. Tozlu, R. Eke, M. Eltez, 2005, Güneş Enerjisi ve
Muğla Üniversitesi Temiz Enerji Kaynakları Araştırma
Geliştirme Merkezi Uygulamaları, 24. Enerji Verimliliği
Haftası Etkinlikleri, 17-18 Şubat, Ankara, Türkiye.
R. Eke, Ö. Akdemir, Ö. Kara, E. Hancıoğlu, L. Özgener, Ö.
Özgener, K. Ülgen, A. Hepbaşlı, 2003, Üniversitelerde Yapı
Enerji Yönetim Sisteminin Oluşturulmasının Gerekliliği:
Ege Üniversitesi Uygulaması, I. Ege Enerji Sempozyumu ve
Sergisi, 23- 25 Mayıs, Denizli, Türkiye,108-113.
S. İçli, K. Ülgen, Ö. Kara, R. Eke, 2002, Güneş Enerjisinden
Yararlanarak İçme Suyu ve Saf Su Eldesi, EBİLTEM Proje
Sergisi 2002, 4-15 Kasım, İzmir, Türkiye.
R. Eke, Ş. Oktik, 2000, 54kWp Gücünde Şebeke Bağlantılı PV
Güç Sisteminin Modellenmesi, III. Ulusal Temiz Enerji
Sempozyumu, 15–17 Kasım, İstanbul, Türkiye,159–167.
R. Eke, Ş. Oktik, F. B. Alaçakır, 2000, 4kWp Gücünde Şebekeye
Bağlı PV Güç Sisteminin Performansının Simülasyon
Sonuçlarıyla Karşılaştırılması, TFD2000, Türk Fizik
Derneği 19. Fizik Kongresi, 26–29 Eylül, Elazığ, Türkiye, 95.
201
R. Eke, Ş. Oktik, 2000, Güneş-Elektrik Dönüşümleri ve PV Güç
Sistemleri, Enerji Kaynakları Sempozyumu, 15–17 Nisan, ,
Çanakkale, Türkiye, 136-143.
R. Eke, Ş. Oktik, 1999, Fotovoltaik Güç Sistemlerinde Kayıpların
Modellenmesi, Güneş Günü99, Kayseri, Türkiye, 138-144.
5.5 Kitap Editörlüğü
M. Eltez, A. Eltez, R. Eke, L. Erden, 2006, “III. Ege Enerji
Sempozyumu ve Sergisi Bildiri Özetleri Kitapçığı”, 24–26
Mayıs, Muğla, Türkiye, 124s.
O. Kara, R. Eke, 2001, “VI. Turk-Alman Enerji Sempozyumu:
Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Çevre Korunumu,
Bildiri Özetleri Kitapçığı”, 21-24 Haziran, Izmir, Türkiye.
5.6 Diğer Yayınlar
R.Eke, Ş. Oktik, 2005, Güneş Enerjisinden Elektrik Enerjisi
Üretmek ve Muğla Üniversitesi Yerleşkesindeki
Uygulamalar, Tesisat, , Ağustos 2005, 116: 122-138.
202
5.7 Ulusal ve Uluslararası Bilimsel Toplantılar: Organizasyona katkı
•
III. Ege Enerji Sempozyumu ve Sergisi, 24-25-26 Mayıs
2006, Muğla.
•
IV. Yenilenebilir Enerjiler Sempozyumu ve Sanayi sergisi, 910 Haziran 2005, İzmir Türkiye.
•
Fizik ve Fizik Eğitiminde Gelişmeler Çalıştayı, 13-14 Mayıs
2005, Muğla, Türkiye.
•
Organic Solar Cells Symposium, June 24-25 2003, Izmir
Turkey.
•
3. Ege Universitesi Güneş ve Diğer Yenilenebilir Enerji
Kaynakları Sanayi Sergisi, 2-3 Mayıs 2003, İzmir, Türkiye
•
2. Ege Universitesi Güneş ve Diğer Yenilenebilir Enerji
Kaynakları Sanayi Sergisi, 15-17 Mayıs 2002, Izmir Türkiye.
•
“VI. Turk-Alman Enerji Sempozyumu: Yenilenebilir Enerji
Kaynakları ve Çevre Korunumu” , Haziran 21-24, 2001, Izmir
Türkiye.
•
II. III. IV. Güneş ve Diğer Yenilenebilir Enerji Kaynakları
Sanayi Sergisi ve Sempozyumu, İzmir, Türkiye.
203
5.8 Araştırma Projeleri
•
“Güneş
Pili
Parametrelerinin
İşletme
Koşullarıyla
İlişkilendirilmesi” Ege Üniversitesi 02/GEE/003 Nolu Ege
Üniversitesi Araştırma Fonu Projesi, Proje Yürütücüsü.
•
54kWp Gücünde Şebekeye Bağlı PV Güç Sistemi, DPT
projesi, Yardımcı Araştırmacı.
•
“Alternatif Enerjiler Üretim Teknolojilerinin Geliştirilmeleri
ve Uygulamaları (Güneş, Rüzgar, Biyogaz ve Isı pompaları) “
03/DPT/006 Nolu DPT projesi, Yardımcı Araştırmacı.
•
“Güneş Enerjisinden Yararlanarak İçme Suyu ve Saf Su
Eldesi”, Ege Üniversitesi 2003/GEE/003 Nolu Araştırma
Fonu Projesi, Yardımcı Araştırmacı.
•
“Alternatif Enerjiler Üretim Teknolojilerinin Geliştirilmeleri
ve Uygulamaları (Güneş, rüzgar, biyogaz ve ısı pompaları)”
2003/DPT/006 Nolu Araştırma Fonu Projesi, Yardımcı
Araştırmacı.
•
“Bina Kabuğu Olarak Kullanılabilecek bir Hibrid PV&T
Toplayıcının tasarımı” Ege Üniversitesi 2003/GEE/007 Nolu
Araştırma Fonu Projesi, Yardımcı Araştırmacı.
•
“Güneş Arabası Tasarımı ve İmalatı”, Muğla Üniversitesi
Araştırma Fonu Projesi, Yardımcı Araştırmacı.
Download