İRAN`IN VİETNAM`I SURİYE`DE TÜRKİYE Mİ İRAN MI KAZANÇLI

advertisement
İRAN'IN VİETNAM'I SURİYE'DE TÜRKİYE Mİ İRAN MI KAZANÇLI ÇIKACAK?
Dr. Yeşim DEMİR
2011 Arap Baharı sonrasında Suriye’de yaşananlar sadece bir iç savaş değil, aynı
zamanda bölgedeki ve dünyadaki güçlerin çıkar çatışmalarıdır.
11 Eylül 2001’den sonra ABD yönetimi terörizmle mücadele adı altında Ortadoğu’ya
yeniden şekil verme arayışına girmiştir. ABD yönetiminin yeni Ortadoğu politikası içinde İran
ve Suriye "şer ekseni" ne dahil edilmişti. 11 Eylül sadece ABD'nin politika değişikliğine değil
Türkiye ve İran'ın da politika değişikliğine neden olmuştur. Bölge ülkelerinde domino etkisi
yaratan Arap Baharı, Türkiye-İran İlişkilerini de etkilemiş; Suriye’de meydana gelen iç
savaşta İran’ın Suriye rejimini desteklemesi, iki ülke arasındaki rekabetin sürekliliğinin de bir
göstergesi olmuştur.
İran'ın ekonomik ve askeri yardım yapması ve bu yardımların maliyetlerinin yüksek
olması bazı uzmanların Suriye’yi, "İran’ın Vietnamı" olarak değerlendirmesine yol açmıştır.
Yapılan bu değerlendirme karşısında İran neden Esad yönetimini desteklemeye devam
etmektedir?
İran’a göre Suriye'ye müdahale, bölgesel ve güvenlik politikaları açısından önemli olan
İran, Suriye, Lübnan Hizbullahı ve Filistinli İslami direniş örgütleri ile ilişkileri kesmeye
yöneliktir.
Arap Baharından sonra İran ile Suriye yakınlaşması her ne kadar Şiilik ortak
paydasında buluşmuş olsa da aslında İran İslam Devriminden (İran devrimini ilk tanıyan
ülkelerden birisi de Suriye’dir.) sonra İran’ın dış politikada karşılaştığı sorunlarda yanında
destek olacak devletlere ihtiyaç duymasıdır. Yani bölgesel güç arayışı zorunluluğu ön plana
çıkmaktadır. Suriye krizi öncesi bölgede İran ve Suudi Arabistan destekli bloklar arasında
mücadele zaten bu zorunluluğu doğurmuştu. Bu açıdan Suriye stratejik önemdedir.
Esad rejiminin devrilmesi, İran’ın bölgedeki diğer müttefiklerini de olumsuz etkileyecek
ve Irak'taki Şii ağırlıklı hükümetin düşebileceği gibi Hizbullah aracılığıyla Lübnan
siyasetindeki etkisi de azalacaktır. Bu durum İsrail'in lehine bir hal alacaktır. Aslına bakılırsa
İran için Esad rejimi değil, Suriye'deki konumu ve buna bağlı olarak bölgesel güç olması
önemlidir. İran'ın Suriye'de askeri varlığını güçlendirme çalışmaları bu durumu
doğrulamaktadır.
Türkiye için Suriye'nin önemi nedir?
Türkiye, İran ve Suriye bir anlamda Ortadoğu ve Avrupa arasındaki geçiş noktasıdır.
Suriye, Türkiye için büyük önem taşıyan bir sınır komşusudur. Suriye’deki siyasi istikrarsızlık
ve Kürt devleti kurulması fikri endişe yaratmaktadır. Son dönemde, ülke içinde etnik ve
mezhepsel ayrışma ile çatışmaların artarak bölge geneline yayılmaya başlaması özellikle
sınıra yakın yerleşim bölgelerimize olumsuz yansımaları olmuştur.
Suriye, sadece siyasi olarak değil aynı zamanda Türk ekonomisinin Mısır, Ürdün ve
Körfez ülkeleri başta olmak üzere, bölgenin diğer ülkelerine açılan kapısıdır.
Suriye krizinin uzaması Türkiye’deki Kürt sorununu da olumsuz olarak etkilemektedir.
Şöyle ki, Esad'ı devirmek için Suriye muhalefetine verilen desteğin, hiçbir zaman
istemeyeceğimiz şekilde ters etkiyle Türkiye'ye dönme ihtimali tehlikeli olacaktır. Ayrıca İran,
her ne kadar PKK’nın İran’daki uzantısı olan PJAK’la mücadele ediyor olsa da Suriye’de
etkin olabilme adına PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD ve YPG’ye yönelik sert bir tutumu
görülmemektedir. Zaman zaman PYD’ye verdiği destekle muhaliflerin etkisini
zayıflatmaktadır. Diğer taraftan da İran’ın PJAK’la ateşkes sürecine girmesi PKK’nın bölgede
elini rahatlatarak bir yandan Türkiye’de eylem kapasitesini artırmıştır.
Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden (AB) yönünü Ortadoğu'ya çevirmesinin doğal olarak
bölgede rakibi olan İran tarafından hoş karşılandığını söyleyemeyiz. İki ülke arasında ki
ilişkilerde zaman zaman yumuşamalar olsa da bölgesel güç olma mücadelesi her zaman var
olmuştur. Suriye krizi de İran ve Türkiye için, güçlerini göstermeleri konusunda önemli bir
alandır.
İran ile Türkiye arasında bölgesel güç olma mücadelesi olsa da karşılıklı çıkar
bağımlılığı göz ardı edilemez. Türkiye, hızla gelişen ekonomisi için gerekli olan doğalgaz ve
petrol ihtiyacının büyük bir kısmını İran’dan karşılarken, nükleer programı nedeniyle
Uluslararası arenada tecrit edilmiş ve ekonomik yaptırımlar altında boğulan İran’ın ise
Türkiye ile ilişkilerini koparma lüksü yoktur. Her ne olursa olsun bünyesinde önemli bir Kürt
nüfuzu barındıran İran, Büyük Kürdistan Devleti kurulması ihtimaline karşı Türkiye ile aynı
hassasiyeti taşımaktadır.
Suriye'de kazanç edinimine baktığımızda ise Esad yönetiminin ülkenin bir kısmında
hala kontrolü elinde tutması ile kazananın İran olduğu şimdilik açıkça görülmektedir.
Download