Ogoni ve Çernobil

advertisement
Çevre Koruma Önlemlerine Bir Bakış ve İki Örnek
Ogoni ve Çernobil
Dr.
i. Erdem
SOFRACI
kentleşme
AB5TRACT
This study originates from the fact that environmenta/
is a main liability for the society; and it
. protectian
gibi
nedenlerle
artarken,
uygulamadaki girişimler gerekse bilimsel çevrelerde
konunun
anlaşılması
ve
çözümler
artan
ilgi
odağı
üretilmesi
should be treated within the system of sustainab/e
bakımından
growth. The purpose of the research is to examine not
Özellikle kamusal mallarteorisindeki
only two special
çevrenin, ortak kamusal bir malolduğu
examp/es
behavior but alsa consider
re/ated
with protection
it's social and economic
effects intensively.
gerek
ekonomiler
bir
analizi
göstermiştir.
g e i i Ş m e ler,
ile yakından
Çevre kirliliğinin
oluşturmuştur.
ve dışsal
ilgili olduğunu
bölünmez
niteliği,
bazen sadece bir kent, bir bölge, hatta bir ülke ile
GiRiş
sınırlı
5 Haziran
tarafından
1972'de,
Birleşmiş
düzenlenen
ana teması,
Milletler
Stockholm
evrensel
bir boyut
Konferansının
kazanan
sorunlarının, tüm insanlığın ortak
üzerinde yoğunlaşmıştır.
Teşkilatı
çevre
sorunu olduğu
Çok genel ve esnek bir
kalmayıp
ilgilendiren
ülkeler,
evrensel
kıtalararası
bir boyuta
dünyayı
ulaşmaktadır.
Bu
özelliğinden dolayı çevre kirliliğinin giderilmesi ülke
bazında
Devlet
politikaları
ve
önlemleri
ile
uluslararası planda ortak politikaların belirlenmesini
gerekli kılmaktadır (Öncel;1993, 170).
biçimde çevre; " insan ve diğer canlıların yaşamları
boyunca ilişkilerini sürdürdükleri
tanımlanabilir.
gelişmesine
Bu
ortam
dış ortam" olarak
canlıların
imkan veriyorsa
doğal
sağlıklı
denge
veya
ekolojik denge vardır. Ancak, insan çevresiyle
üretim
ilişkisine
doğal
kaynakları
üretmekte
ve
başladığından
oluşturmak1adır.
kadar,
kendini
kendi
Ekolojik
içinde
yenileme
için
üzerinde
teknolojiler
düzenleyici
bir
belli
çevre
bir sınıra
mekanizmalarla
sahiptir.
Bununla
beraber bu sınır aşıldığında, çevre sorunları ve çevre
kirlilikleriyle karşılaşılmaktadı r.
Çevre kirliliği, özellikle 1950'1i yıllardan sonra hızlı
sanayileşme,
teknolojik
madenier, su, gıda maddeleri,
yeni
yapay
gelişme,
nüfus
artışı,
gelmektedir.
artışının doğal çevre üzerindeki
tarım
sistem,
kapasitesine
artışı ve hızlı kentleşme
bu yana, sürekli
kullanmakta,
kendisi
ilk
Çevre sorunlarını yaratan nedenlerin başında nüfus
alanları
ilk önemli etkisi,
oturulabilir
ve
diğer
sınırlı
oluşacak
talep
baskısıdır.
kaynakların
dağılımı
önemli
Hızlı nüfus
doğal
bir
alanlar,
kaynaklar
Sınırlı ve kıt
sorun
haline
gelmekte, hava ve su gibi doğal kaynakların insan ve
sanayi
artıklarından
temizlenerek
yeniden
kullanılabilir hale gelmesi hem teknik hem de iktisadi
bir problem yaratmaktadır.
Doğal çevrenin tahribini önlemek ve mümkün
üretimine etkileri gibi devletlerin günlük yaşamlarını
olduğu kadar onu eski haline dönüştürmek, çevre
birinci derecede etkileyen olgular devletleri şimdiye
politikasının temel amacıdır.Bu anlamda:
dek tarihin hiçbirdevresinde görülmemiş bir hızdave
uyumda (I) biraraya getirmiştir.
-Toplumsal ve siyasal sistem ne olursa olsun
insanlara sağlıklı ve huzur içinde yaşamaları için
Genelde
gerekli olan çevreyi sağlamaya,
-Doğal kaynakları, örneğin toprağı, havayı,suyu bitki
uluslararası örgütlenmeler son yıllarda oidukça etkin
Kuzey ülkelerinin
eylemlere
öncülük
ve hayvan dünyasını insanların üretim ve tüketim
örgütleri,
resmi devlet kurumlarından
faaliyetleri sırasındakizararlı etkilerden korumaya ve
-Doğaya
yapılan
beşeri müdahaleierden
kuruluşlara dek yaygınlaşmıştır. Özellikle gönüllü
kaynaklanan zararları ya da sakıncaları ortadan
küçümsenmeyecek
kaldırmaya yönelik önlemlerin tümü çevreyi koruma
Devletin normal yürütme görevleri ile sorumlu
politikasının kapsamınagirer.
olmayan gönüllü kuruluşlar bu özellikleri ile çevre
sebebiyet veren kişi ya da kurumlara yüklenmeyen,
aksine topluma yüklenilen sosyai veya iktisadi
maliyeti
ifade etmektedirier.
Doğal çevrenin
elmişlerdir.
çektikleri
Çevre koruma
gönüllü
kuruluşların kamuoyunun bilinçlenmesindeki payı
duyarlılığını
çevreye ilişkin zararlar, doğrudan doğruya ona
başını
ölçüde
geliştirmekte
büyük
olmuştur.
çok açık ve cesur
davranmışlardır. Sonuçta gönüllü kuruluşlar çevre
politikaların.ın
tartışıldığı
platformlarda
ve
belirlendiği
kendilerine bir yer kazandırmayı
başarmışlardır.
kalitesini azaltıcı nitelikte olan malların üretim
maliyeti içerisinde bu tür sosyal masrafların yer
Çevre sorunu ile ilgili ilk uluslararası boyut, çevre
aimaması, çevreye verilen zararların bu güne değin
sorununun bütün insanlığın sorunu olduğu anlayışı
etkin
etrafında belirginleşmektedir. Çevre konusundaki
bir
biçimde
önlenememesinin
temel
nedenlerinden birini oluşturmaktadır. Uzun süre
global yaklaşım ve temel stratejiler ilk defa 1972'de
hava ve suyun serbest malolarak kabul edilmesi
Birleşmiş Milletler'in girişimi ve 113 ülkenin katılımı
doğadaki biyolojik ve ekoiojik dengenin sınırsız bir
ile toplanan
biçimde
göz ardı
konulmuştur. Konferansıntemel sloganı olan "Bir tek
edilmesine yol açmıştır. Eğer bu sosyal malların
dünyamız varı" ifadesi sorunun dünya ölçeğinde ele
sınırlı kaynak olduğu gerçeğinden hareket edilerek
alınması
fiyatiandırılmasına
sanayileşmiş ülkelerin çevre politikalarında sıkça
zorlanmayacağı
hesaplarına
gerçeğinin
gidilip
dahil edilmiş
iktisadi
maliyet
ve böylece
Stockholm
gerçeğini
Konferansı ile ortaya
vurguluyordu.
Ancak
sosyal
görülen çifte standartlar bu gereğin kavranışındaki
olsaydı,
yaygınlık konusunda kuşku uyandırıcı niteliktedir.
çevreyi koruyucu nitelikte üretim ve tüketim yapma
Örneğin kendi çevre standartları konusunda çok titiz
yönünde bir teorik unsur yaratılmış olunurdu. Bu
olan Batılı ülkeler atıklarını yoksul ülkelere bırakma
itibarla, çevrenin korunmasına yönelik davranışlar
konusunda aynı titizliği göstermemektedir. Diğer
şeklinde teknik gelişmenin uyarılması, günümüzde,
taraftan
çevre politikasının önemli amaçlarından birisi olarak
sanayiler'in yoksul ülkelere devredilmesi ise "kirlilik
kabul edilmektedir (Turhan;1993,125-127).
ihracı"
maliyetlerin içselleştirilmesine
gidilmiş
i
uluslararası
nın
iş bölümü
ekonomik
ilişkiler
içinde
aracılığıyla
gerçekleştirilmesinden başka bir şey değildir.
1. Çevre Koruma
Önlemlerio~ln Uluslararası
Boyutu
Kirlilik ithali! ihracı, bunun doğurduğu
dışsal
nedenlerin
besin
yaşam
kalitesine,
sağlığa,
" kirli
Uluslararası planda ikinci boyut işbirliği, ortak eylem
refahın sonucu olan kirliliğin ve bu kirliliği ortadan
ve politikalardır.
kaldırma çabalarının bedelini
Uluslararası işbirliği
başlıca iki
paylaşmak
yoksul
Güney tarafından bir haksızlık olarak görülmekte,
nedene dayanmaktadır:
çevre koruma programlarının maliyetini esas olarak
A. Çevre kirliliği sınırtanımamaktadır. Kirlilik yanlızca
Kuzey'in yüklenmesi istenmektedir.
doğduğu ülkeyi değil, komşularını, aynı kaynağı
kullanan diğer ülkeleri de etkilemektedir. Bu özelliğin
Yoksulluk, uluslararası eşit olmayan bölüşüm ilkeleri
yanı sıra çözümlerin büyük mali yükler getirmesi,
ve ağır borç yükü Güney ülkelerini kaynaklarını aşırı
karşılıklı teknolojik
kullanıma
gerektirmesi
destek
ve bilği
uluslararası
alışverişini
işbirliğini
zorunlu
zorlayarak
çevre
sorununu
ağırlaştırmaktadır. Örneğin ağır borç yükü altındaki
kılmaktadır. Barcelona ve Kyoto Sözleşmesi, uzun
Brezilya'dan
menzilli Sınırlarötesi Hava Kirliliği, Avrupa'da Yaban
beklemek ne adil ne de gerçekçi bir yaklaşım olarak
Hayatı ve Doğal Yaşam Ortamlarının Korunması vb.
görülmemektedir. Ne var ki Amazan'un yok edilmesi
pek çok sözleşme bu işbirliğinin belgeleridir.
ve Güney'in yoksulluğu sonucu ortaya çıkan benzeri
Amazon
ormanıarını
korumasını
ekolojik sorunlar yalnız Güney'i değil bütün dünyayı
B.Uygulanacak
iktisadi
ve mali
politikaların
tehdit
etmektedir.
Bu ikilem
etkin çözüm
için
ortaklaşa saptanması ve eşgüdümün sağlanması
Kuzey'den
gerekmektedir. işbirliği girişimleri somut önlem ve
kaçınılmazlığını da ortaya koymaktadır. Sorunun
politikalara dönüştüğü. ölçüde bu gereklilik kendini
dünya ölçeğinde
Güney'e
servet
transferinin
ele alınması için bu boyutun
açıkca göstermektedir. işbirliği günümüzde özellikle
dikkate alınması gereği son on yıldan bu yana
Kuzey ülkeleri
yaygınlık kazanmıştır. "Yoksulluğun en önemli çevre
arasında
görülmektedir.
AB'nin
ekonomik bütünleşme ve buna bağlı olarak mali
sorunu
politikaların
Raporu'nun
uyumunun
sağlanması
"kirleten öder" ilkesi gereği kirletici
vergileri
uygulamalarının,
hedefleri
harçları ve
ayrıca
standartlarının uyumlu hale getirilmesini
olduğu"
nu vurgulayan
bu gelişmedeki payı büyüktür. 1990
Mayısında 34 Avrupa ülkesinin katılımı ile Bergen'de
kirlilik
yapılan
zorunlu
toplantısında dünyada başlıca kirleticilerin (Avrupa
kılmaktadır.
"Ortak
Geleceğimiz
ve Kuzey Amerika)
sorumlulukları
Farklı çevre politikaları - özellikle sübvansiyonlarla
vergi ve harçlar gibi zıt mali araçların eşgüdümsüzve
uyumsuz kullanılmaları-
Brundtlant
uluslararası ticaretin yanlış
yönlendirilmesine de neden olmaktadır. 1970 yılında.
OECD'ye bağlı bir Çevre Komitesi'nin kurulması,
maddelerinden
için
Eylem"
gelişmekte olan ülkelere karşı
konusu
gündemin
en önemli
biri olmuştur. 1992'de Brezilya'da
toplanan Dünya Çevre Konferansı'nda da ana tema,
çevre sorumluluğunun Güney ve Kuzeyarasındaki
paylaşımı sorunu olmuştur (Kuleli - Sonat; 1994,2629).
1972'de de Paris Zirvesi'nde ortak Avrupa çevre
politikasının saptanmasıyla Avrupa ülkeleri arasında
Bu noktada, uluslararası çevre koruma önlemlerini
bu nitElllkteişbirliğinin temelleri atılmış ve bu işbirliği
ve bunların sonuçlarını örneklerle değerlendirmek
hızla geliştirilerek kurumsallaştırılmıştır.
sorunun boyutları açısından yararlı olabilir.
Uluslararası ilişkilerin bir başka boyutu, Kuzey -
2.Uluslararası
Güney,
büyük bir
Örnek: Shell ve 090nl Karşı Karşıya
1995 yılı sonlarında Nijerya'dan gelen haberler
bölümünü sanayileşmiş Kuzey ülkeleri kullanmakta
dünya kamuoyunda şok etkisi yaratmıştır. Her ne
ve bunun sağladığı refahtan yararlanmaktadırlar. Bu
kadar, bu ülkedeki askeri yönetim ve uygulamaları
zengin
gelişmektedir.
- yoksul
ülke
Dünyadaki kaynakların
ekseninde
Çevre Koruma Önlemlerine
33
Bir
zaman zaman kamuoyunda yer almışsa da, yaşanan
yönetimin
son olaylar gerek niteliği gerekse de tarafları
tepkileri bölmek ve bertaraf edebilmek için idamlara
karar vermiştir. "
açısından uluslararası kamuoyunun tüm dikkatini bu
bölgeye
çekmiştir.
Yaşanan
yerinde
olacaktır:
olayları
başındaki
General
Sani Abacha
bu
kısaca
petrol
Soyinka'nın, ülkede en büyük petrol üreticisi şirket
kaynaklarına sahip bir ülkedir ve bu ülkede bulunan
konumunda olan Shell'in bu olaylar karşısında
rezervlerin büyük bir bölümü ülkenin güneyinde yer
tutumu hakkında ki
alan Ogoni
bölgesindedir.
'Shelrin
endüstrisi
ihracat
özetlemek
Nijerya
Nijerya'nın
gelirlerinin
petrol
%90'lnınl
görüşleri şöyle özetlenebilir;
kusurlan ortadadır, Ogoni bölgesindeki
temsilcilerle
iletişim
sağlamanm
yerine,
askeri
karşılamaktadır. Nihayet, Shell Nijerya'daki petrol
yönetimin bu bölgedeki etkinliğini arttırmasına göz
üretiminin yarısını karşılamaktadır ve en büyük
yummuştur. Çünkü, Shell'in çıkarları,
üretici şirket konumundadır. Ogoni bölgesinin
üretimine
özelliği sadece petrol rezervlerine sahip bir bölge
slVllaştlrllmış
devam
edebi/mesi
doğal
olması değildir. Ogoni Nijer Deltasına kıyısı olan bir
geçirebi/mesi
bölgedir. Nijer Deltası, kıyi boyunca uzanan yağmur
gerektirmektedir. "
(Sayinka; 1996,64-65)
ormanlarıyla , az bulunan türden
hayvanların
için
gaz
askeri
hemde
hem petrol
yeni
projesini
yönetimle
bir
hayata
uzlaşmayı
barındığı ve ılıman nemli ekosistemiyle dünyanın
sayılı nehir deltaları arasındadır. Burası, yaklaşık 40
yıldır petrol üretimi ve bunun sonucunda oluşan
çevre kirliliği
nedeniyle,
Birleşmiş
Milletler
tarafından en çok tehlikeye atılmış nehir deltası
olarak ilan edilmiştir. Bir birikimin sonucu olarak ve
bu çevre kirliliğinden en çok zarara uğrayan kesim
olarak, Ogoni halkıtepkilerini bölgenin ileri gelenleri,
aydınları aracılığıyla duyurmaya çalışmışlardir. işte
bu noktada, bölgenin temsilcileri konumunda olan
kişiler harekete.geçmiş, yaşanan çev[e kirliliğinin
boyutlarını
gözönüne
sermek ve hem askeri
yönetimle hemde Shell şirketiyle iletişim kürmak için
harekete geçmişlerdir. Sonuç olarak,I OKasım 1995
tarihinde bu aydınlardan Nobel Barış ödülüne aday
Ken Saro-Wiwa ve sekiz arkadaşı askeri yönetim
tarafından idam edilmişlerdir.
Bütün bu yaşananları, 1986 yılında Nobel ödülünü
kazanmış olan Nijeryalı yazar Wole Soyinka şöyle
yorumlamaktadır:
Nijeryada meydana gelen olayları protesto eden
gruplar Shell, Chevron ve Mobil şirketlerine karşı bir
koalisyon oluşturmuşlardır. Bu koalisyana dahil aian
üyeler
şuniardır;
AFSCME,
Coalition
TransAfrica,
Greenpeace,
The AFL-CIO,
The Teamsters,
of Black Trade Unionists,
The
The Oil,
Chemical and Atomic Workers Union ve diğer AfrikaAmerika işgücü, insan hakları ve çevre korumacı
gruplar.
Koalisyon bu şirkeHere şu şartları sunmuştur:
Nijerya'daki üretimlerini ve diğer tüm girişimlerini
ertelemeleri; yeni bir demokratik hükümet işbaşına
gelene dek askeri hükümetle finansal alışveriş
yapmamaları, tüm yeni yatırımları durdurmaları,
Nijerya'daki askeri rejime karşı oluşan yaptirımları
desteklemeleri
ve çevresel
zararlara
son
vermeleridir. Aynı zamanda oluşturulan bu koalisyon
şu nokta üzerinde de durmaktadır; eğer bu şirketler
özellikle Shell koalisyon şartlarını yerine getirirse
Nijerya'daki askeri hükümetin gelir kaynakları büyük
'Ogoni bölgesinde yaşayan halk kirlilik tehdidiyle
oranda azalacaktır. Çünkü daha öncede belirtildiği
karşı karşıyadır ve Ogoni halkının tepkisi, Nijeya'dan
üzere, Nijerya ihracat gelirlerinin büyük bir kısmı
petrol geliri elde eden kesimlere karşı, kendi yaşam
petrol endüstrisinden sağlanmaktadır ve Shell tüm
haklarını koruma çabasıdır. Ve bunun içindir ki askeri
petrol üretiminin yarısını' karşılamaktadır ( Kupper;
1996,13).
Burada bir nokta önem taşımaktadır. idamlardan
dolar
birkaç gün sonra Shell bir açıklama yaparak,
Shell'in buradan elde ettiği petrol geliri ise 35.5
sıvılaştırılmış doğal gaz projesi'nin devam edeceğini
milyar dolar'dır. Bu rakamlar, Shell'in her ne şekilde
belirtmiştir. Daha da çarpıcı olan konu, bu projenin
olursa olsun hükümetlerle
boru hattının Ogoni bölgesinden geçeceği daha
ilişkiler kurma ve sürdürme
doğrusu bu hattın tercih edildiğinin açıklanmasıdır.
(Pypke; 1996, 16).
harcamıştır.
Geçtiğimiz
30 yıl içerisinde,
veya yönetimlerle
iyi
nedeni olabilir mi?
Bu açıklamalar ardından, çevre korumacı ve insan
hakları savunucusu gruplar Shell şirketine, ortaya
Nijerya'da 1982-1992 yılları arasında 6.4 milyon litre
çıkan kirlilik ve insan hakları ihlalleri ile ilgili olarak
petrol çeşitli şekillerde çevreyeyayılmıştır. Bu miktar,
kamuoyu nezdinde sert suçlamalar getirmişlerdir.
Exxon Waldez'de belirlenen oranlardan %40 daha
Ancak, bugün dahi Shell üretim faaliyetlerine devam
fazladır. Petrol şirketlerinin üretiminin çevre kirliliğini
etmektedir.
arttıran en önemli etken olduğu çeşitli kesimlerce
dile getirilmektedir. Örneğin, ingiltere'nin önemli bir
Konunun
daha iyi anlaşılması
açısından
noktaları
vurgulamakta
vardır.
yarar
bazı
Ogoni
çevre kuruluşu ( WWF), Nijerya'da her yıl 34 milyon
ton
karbondioksidln
gazların
yanması
sonucu
bölgesinde yaşayan halkın büyük bir kısmı fakirdirve
çevreye yayıldığını belirtmektedir. Yine Nijerya'da
bu bölgenin küçük olmasına rağmen aşırı bir nüfusu
petrol yanması sonucu %75 oranında gaz çevreye
barındırdığı belirtilmektedir. Halen askeri rejim bu
yayılırken, bu oran Libya, iran ve Saudi Arabistan'da
bölgedeki
%20, Amerika
halka
uygulamalara
karşı
devam
anti-demokratik
etmekte,
köyleri
yakıp
Birleşik
Devlet'lerinde
ise %1'in
altındadır (Shelby; 1996, 28).
insanları başka bölgelere göç etmeye zorlamaktadır.
Ken Saro - Wiwa ve arkadaşları
Diğer taraftan, Ogoni bölgesi,
Nijerya'nın gerek
sadece Nijer
Deltasını etkiliyor görünen aslında tüm dünyanın
kamu gerekse de özel ekonomisi için büyük önem
çevre koşullarını olumsuz etkileyen
taşımaktadır. Bu bölgeden
yansımalarını, hapishanede geçirdikleri günlerde,
sağlanan
30 milyar
dolarlık petrol geliri minumum oranda kalkınmaya
maksimum oranda yolsuzluğa
cebine
girmektedir.
Üstelik
çevre
kirliliğinden etkilenen kesimierin, zararlarının tazmin
edilmesi
yönünde
bulunulmamaktadır.
hiçbir
Bölgede
şiirsel bir biçimde şöyle ifade etmişlerdir;
gitmektedir. Daha
açık bir deyişle, petrolden elde edilen gelir küçük bir
azınlığın
bu kirliliğin
girişimde
yaşayan
kişiler,
içtikleri suyun kirlenmesi sebebiyle birçok hastalıkla
karşı karşıya kalmaktadır (The Observer; 1996, 14-
Ogoni bölgesi ve halkının yaşam hakkı
Can çekişen devasa ağaçlar
Geçmişten kalan tarım alanları'nın uğradığı zarar
Kirlenen su kaynakları
Pislik içerisinde isli nehir
Zehirlenmiş havave bunun sonucu kansertehlikesi
Kirlilik sonucu ölen çocukveyaşlılar.
Ogoni benim rüyam ...(Kupper; 1996, 13).
15).
3. Uluslararası Çevre Koruma Önlemlerine ikinci
Shell, her gün, bu bölgeden 3800 mil uzunluğunda
boru
hatlarıyla
290.000
varil
hampetrol
Örnek: Çernobil Nükleer Kazası
26 Nisan 1986'da Ukrayna'daki
Çernobil
güç
pompalamaktadır. Bu miktar, yaklaşık olarak Shell'in
santralinin
toplam
tekabül
patlama meydana geldi; 1000 ton ağırlığında ve 64
etmektedir. Ayrıca, Shell 1987-1992 yıllan.arasında
cm kalınlığındaki çelik kapak ve onu çevreleyen
Nijer Deltasında projelerini geliştirmek için 14 milyon
reaktörün
dünya
üretiminin'
%17'sine
4 numaralı
hafif
reaktöründe
konstrüksiyon
şiddetli
çatısı
bir
patladı.
Patlamaya birlikte, reaktörün çevresine uranyum ve
bu tip reaktörlerde, gücü , 700 MWth'in altında
grafit parçaeıkiarı saçıldı. Aynı anda, reaktördeki
çalıştırmak güvenlik açısından yasaktır. Gücün
grafit, içeri dolan. havayla temas ederek yanmaya
kontrolsüz bir şekilde yükselmesi sonucu yakıt
başladı.
parçalanması ve çok hızlı buhar oluşması reaktör
korunun çok ciddi hasar görmesine neden olmuştur.
Kazadan sonraki birkaç gün boyunca, santralin
Buhar patlamasının meydana getirdiği şok 1000
çevresindeki 30 km çaplı alanda yaşayan yaklaşık
tonluk reaktör kapağını kaldırmıştır.Tüm kanallar bu
135.000 kişi tahliye edildi, toprağı ve çevreyi etkisi
kapağa bağlı olduğundan, sağlam kalan kanallarda
altına alan kirlenmenin
parçalanmış, kontrol çubukları kordan dışarıya
çalışmalara
başlandı.
kontrol
edilmesi
Tüm bunlar
için
olurken,
fırlamıştır. Kor içindeki yakıtın yaklaşık %30 kadarı
reaktördeki yangının söndürülmesi ve daha fazla
eriyip parçalanmıştır. Birinci patlamanın ardından.
radyoaktif maddenin sızmaması için reaktörün
birkaç saniye sonra ikinci bir patlama olmuştur.
kapatılması işlemleri sürdürülüyordu.
Yapılan hatalar zincirine
kadar
boron,
do lo mit, kum,
5000 ton
kil ve kurşun,
radyoaktivitenin daha fazla yayılmasınıönlemek için
helikopterlerle
yanmakta
tarafından dünya kamuoyuna hemen açıklanmamış
olması da eklenmiştir. 28 Nisan 1986 günü isveçliler
üzerine
kendi nükleer güç reaktörlerinde bulunan radyasyon
boşaltılmıştır. Takvimler 6 mayıs'ı gösterdiğinde,
erken uyarı sistemleri ile normal düzeyin üzerinde
korun sıcaklığı oldukça düşmüş ve radyoaktif
radyasyon ölçmeye başlamışlar ve bu durumun
malzeme yayılması büyük ölçüde azaımıştı. Sovyet
kendi
yetkilileri, 30-50 milyon Ci radyoaktif maddenin
kaynaklanmadığını
yayıldığını
reaktörlerinde herşeyin normalolduğunu görünce,
belir.miştir;
olan korun
kazanın eski SSCB
ki bu da, reaktörün
reaktörlerinden
kontrol
kaynaklanıp
etmişlerdir.
Kendi
çekirdeğindeki toplam miktarın ancak yüzde bir
bu
kaçınadenkgelmek1edir (Çetin; 1996,10).
kaynaklandığını araştırmaya başlamışlar ve bu
radyasyon
yükselmesinin
nereden
durumu diğer ülkelere haber vermişlerdir. Sovyet
Bu noktada, önemli bir konuda Çemobil reaktör
kazasındaki ihmallerdir. Çemobil nükleer reaktör
yetkilileri 30 Nisan 1986 günü Çemobil'de bulunan
ve elektrik
üretiminde
kullanılan
nükleer
kazası,tasarımdan gelen eksiklikler, reaktör kontrol
reaktörlerinde kaza meydana geldiğini açıklamak
sistemlerinin yetersizliği ve bir dizi operatör hatası
zorunda kalmışlardır (Akkurt; 1996, t 2-13).
sonucu meydanagelmiştir.
Radyoaktif maddelerin insan ve diğer canlılar
Çemobil'de bulunan nükleer güç santralının 4.
üzerinde doğrudan ve dolayli olarak meydana
ünitesi yıllık bakım için durdurulduğu zaman !ürbin
getirdiği etkiler artık herkesçe bilinmektedir. Bu tür
jeneratörü ile ilgili bir deneyin yapılmasına karar
kazaların meydana getirdiği zararın ülke sınırlarını
verilmiştir. Bu deney hatalı ve işletme kuralları ihlal
aşarak, kıta ölçeğine ulaşması, insan hatasının
edilerek yapılmış ve bunun sonucunda
böylesine geniş çapta ve uzun dönemde nelere
kaza
olmuştur. Deneyin amacı 4. üniteyi besleyen gücün
malolduğunu
kaybıveya reaktörün durdurulması esnasında !ürbin
Birleşmiş Milletler Atomik Radyasyonun Etkileri
jeneratöründeki
Bilimsel Komitesinin 1988 yılında yayınladığı resmi
motorun
mekanik
enerjisinin
ünitenin kendi ihtiyacını karşılayabilirliğini
etmektir.
Deney sırasında
reaktörün
göstermesi
açısından
çarpıcıdır.
test
bildirimlerde, Türkiye başta olmak üzere isveç ve
işletme
Almanya'nı·netkilenmiş ülkeler kategorisinde olması
talimatlarının ihlal edilmiş olması ile kastedilen,
reaktör gücünün 200 MWth'e indirilmesidir. Aslında
kaygıvericidir.
Günümüzde
bazı
ülkeler
faydalanmazken,
bugün
nükleer
üretilen
güçten
tüm
yaklaşık % 15'ini nükleer reaktörlerden
hiç
elektriğin
etkilerini
yanlış
edebileceklerini
yorumlayarak
radyosyona
mal
belirtmiştir.
kazanan bir
grup ülke vardır. Kabaca dünyadaki ülkelerin dörtte
Diğertaraftan,
Çernobil kazası meydana geldiğinde,
birinde reaktör bulunmaktadır.
radyonuklid
kontaminasyonuna
önlemler
konusunda
karşı
kapsamlı
1987 sonlarında 417 çalışan reaktörün 26 ülkede ki
uluslararası
kapasitesi 298 GW'dir. Bu rakam Birleşmiş Milletler
sağlığı, çevre, tarım ve ticaretten
Atomik Radyasyonun
makamlar
1982
Etkileri Bilimsel Komitesinin
raporundaki
144
GW'nin
%100
artması
anlamına gelmektedir. 2000 yılı projeksiyonu
GW olarak
görülmektedir.
Bugün
11500
Avrupa'daki
kılavuzlar
alınacak
ve
ayrıntılı
bulunmadığından,
besin maddelerindeki
insan
sorumlu
yetkili
kontaminasyonu
denetim altında tutacak etkin ve uyumlu önlemler
almak
ve
bunları
uygulamakta
başarııı
olamamışlardır (Göksel- Yaşar - Alkan; 1989,400).
kapasitenin hemen hemen %75'ine sahip olan Batı
Avrupa ve Kuzey Amerika'da
enerjinin
üçte biri
1991 'de IAEA ( Ulualararası Atom Enerjisi Kurumu)
nükleer reaktörlerden sağlanmaktadır, ki bu oran 10
tarafından yapılan ve 1OO'denfazla uzmanın katıldığı
yıl öncesi için öngörülmüştü.
araştırmanın
bazı ülkelerin
değişmeler
Çernobil'in
nükleer tutumlarında
olmuştur.
Çeşitli
ardından
kayda değer
ülkeler
başta
Çin,
sonuçları,
daha önceden
oranla oldukça güvenilir olarak görülmektedir.
araştırma
sırasında,
1986
Almanya, Fransa, Japonya, Polonya, ingiltere, ABD
bulunmadığı
ilk nükleer politikalarını korumuşlar.
kalanlar la karşılaştırılabilecek
politikasını
savunan
Danimarka,
Nükleere hayır
Avusturalya,
Lüksemburg,
Avusturya,
Yeni Zelanda,
Norveç,
hiçbiri
gibi ülkelere Yunanistan ile Filipinler de katılmıştır.
Bu arada Finlandiya,
yapılan
isviçre
çocuklar
incelemekte
yahut
doğrulamaktadır.
büyümesini
ve
ihracını/ithalini,
nükleer
enerjinin
daha fazla
arasında
verilerin
maruz
kontrol
grubu
her iki grupta da belirli
baglı
Ukrayna,
araştırmalar,
nükleer emniyeti ve nükleer karşıtım savları yeniden
bir
Bu
rastlanılmış ancak o aşamada
radyasyana
beri
öncesi
radyasyona
Sonuçta,
sağlık bozukluklarına
zamandan
Hollanda,
durumlarda,
oluşturulmuştur.
isveç'in yanısıra nükleer karşıtı konum alan irlanda
italya,
yapılanlara
radyosyana
görülen
WHO,
nükleer
reaktör
teknolojisi
arasında
görülen
radyoaktif
atıkların
yokedilmesi
Çernobil
kazası arasında
°
görünmemiştir.
Rusya
tiroid
çucuklar
700 tiroid
ve
Belarus'da
maruz
kanseri
kalan
artışını
ve yetişkinler
kanseri
bir bağlantı
vakası ile
kurmuş ve
sorununun yeterince çözülmesine bağlayan yasalar
bunların arasında görülen 10 kadar ölüm vakasını,
koymuşlardır.
kaza sırasında alınınan radyasyana bağlanmıştır.
Çeşitli
ülkeler
ilişkin kamu görüşünü
düzenlemişlerdir
ise nükleer
enerjiye
almak için referandumlar
Yapılan araştırmalar patlamayla birlikte 100 milyon
(Yöntem; 1989,61-63).
tehlikeli radyoaktif
Birçok organizasyon,
Çernobil kazasının sağlık ve
göstermektedir.
maddenin atmosfere yayıldığını
Dünya
Sağlık
Örgütü,
Ukrayna,
çevre üzerindeki etkileriyle ilğili rapor hazırlamıştır,
Belarus ve Rusya'da yaşayan 4.9 milyon insanın
ancak 1986'dan önceki sağlıkla ilgili doğru istatiksel
radyoaktiviteden
bilgilerin azlığı yüzünden,
Ancak bu sonuçların
güvenilir
olmadığı
1989'da
Dünya
doktorların
bu raporların yeterince
konusunda
Sağlık
radyasyonun
tecrübeli olmadıkları
görüşler
Örgütü
etkileri
(WHO),
tahmin
etmektedir.
çok trajik olsada tamamen
vardır.
açıklığa kavuşmuş olduğu söylenemez. Kazadan on
yerel
yıl sonra, günümüzde, radyasyonun insan ve çevre
konusunda
ve çeşitli biyolojik
etkilendiğini
ve sağlık
sağlığı üzerindeki
gelmemiştir.
etkileri tamamen
görünür
hale
Bu etkilerin on yıllar sonra tamamen
ortaya çıkması beklenmektedir. Şimdiye kadar
ortayaçıkanları ise şunlardır:
SONUÇ
Ulusal düzeydeki uyum ve gerçekleştirilen eylem
hızının uluslararası düzeyde gerçekleştirilebildiği
-Akut radyasyon hastalığıve yaklaşık 200 kişide beta
söylenemez. Aynı sorundan şikayetçi olan komşu
radyoaktivitesine bağlı olarak görülen beta yanıkları;
-Belarus, Ukraynanın kuzey kesimleri ve sınır
devletler kirlilik kaynağında uzlaşmış olsalar bile,
bölgeleri ile Rusyada yaşayan çocuklarda görülen
kolay anlaşamamaktadırlar. iyi niyet genelde var
tiroid kanseri;
-Yaşam tarzındaki
olabilir, ancak çoğunlukla çifte standartla birlikte,
zorunlu
değişikliklerin
eylem planlarında ve maliyetlerin paylaşılmasında
ve
Kuzey ve Güney ülkeleri arasında var olan mevcut
radyasyona bağlı hastalıklardan birine yakalanma
çelişkiler ve gerilimler çevre konusunda da aynen
olasılığının yarattığı gergin ortamdan kaynaklanan
yansımaktadır.
psiko - sosyal etkiler.
kirliliğinin
Özellikle
büyük
yeryüzünün
ölçüde
mevcut
sanayileşmiş
Kuzey
ülkelerinden kaynaklanıyorolması ve şimdi herkesin
Direkt olarak Çernobil nükleer kazasıyla ilgili olmasa
dahi, nükleer santralların ortaya çıkardığı bir
çevresel boyuta daha dikkat çekmekte yarar vardır.
bunu - hak etmemiş olsa da - paylaşmak zorunda
kalması
çözüm
yollarında
büyük
tıkanmalar
yaratmaktadır.
işletme süresinde yeterli denetime tabi tutulabilse
bile nükleer santralların proje ömrünün yok ötesine
Bu çalışmada özetlenmeye çalışılan iki örnek de
uzanan bir radyoaktif atıklar sorunu vardır. Örneğin
kanımızca var olan gerilim ve tıkanmaların bir
bu faaliyet doğada hemen hiç bulunmayan bir
sonucudur. Elbette yapılan değerlendirmelerde
Plutonyum izotopu üretmektedir ve radyasyon
ülkelerin
tehdidi
edilmemesi bir gerekliliktir. Ancak, canlı bir yaratık
yanında
ayrıca
bilinen
en toksik
kendine
özgü
koşuliarının
gözardı
maddelerden birisi olan bu çekirdeğin yarı ömrü
olan insan türü, doğayla yaşamsal gerekliliklerle
24000 yıldır. Bir radyoaktif maddenin pratik olarak
bağımlı kılınmıştır. Ve çevrecilik
ortadan kalktığınısöyleyebilmek için yaklaşık 10yarı
olduğunda, kendisi için olduğu gibi, diğer canlılar
ömürlük süre geçmesi gerektiğine göre, nükleer
için de bu yaşamsal
santrallerden elektrik enerjisi üretiminin ortaya
zorundadır
söz konusu
gereklilikleri
ya da diğer
bir deyişle
gözetmek
bununla
koyduğu aktif zararlı atıkların kontrol ve denetim
yükümlüdür. Bireyin var olup yaşar kalma gereği
altında tutulması gereken potansiyel etki süresi
olarak, çevrecilik yapısından gelen bir izgecilik ya da
yaklaşık 250 bin yıldır. Esas ciddi endişe kaynağı
diğerlerini de düşünür olma sistemidir. Yaşanan
olabilecek süre yanlızca ilk 10 bin yılolmakla
birtakım gerçeklikler, çıkarlar sözkonusu olduğunda
beraber, ancak bu süre sonunda, bugün üretilen
kişi ve kurumların canlıların yaşam hakkını dahi
1024 gramlık Pu kütlesi bozunarak hala birkaç
gözardı ettiğini göstermektedir. Nijerya'da binlerce
kasabaya felaket yağdırabilecek 1 grama inecektir.
kişinin çevresel kirlenmeden dolayı maddi - manevi
Dolayısıyla, insan bu girişimiyle belki de ilk kez 250
zarar görmesi, çevresel duyarlılığı ön plana çıkaran
bin yıl uzak geleceği bugüne bağlamış, çeyrek
anlayışları sonucu idam edilen Ken Saro' Wiwa ve
milyon yıllık bir ize imzasınıatmış ve bir asırlık insan,
sekiz arkadaşı, idamların hemen ardından Shell'in
birkaç bin yıllık toplum, yaklaşık yüzbin yıllık
projeye aynı bölgede devam edeceğini açıklaması,
cinslerin Wreyip kaybolması anlamında biyolojik
Çernobildeki nükleer kaza sonrası Sovyet yetkililerin
zaman ölçeklerini aşarak jeolojik sürece girmiştir.
kazayı dünya kamuoyundan saklama istekleri,
ArtıkPandora'nınkutusu açılmıştır(Altın; 1989,14).
Nükleer kaza sonrası Ukrayna, Belarus Rusya'da
tiroid kanserine yakalanan çoçuklar, Çernobildeki
"-
CQr1Fuıfull~-':O
kaza sonrası
radyoaktiviteden
etkilenen
ülkeler,
yapılan
çalışmadan
Yeni Yüzyıl Kitaplığı'na
Alıntı,
bizler için canlı birer örnek oluşturmaktadır.
Türkiye'nin Sorunlan Dizisi - 13.
Kupper, D. (1996), "Worldwide Shell Boycott", Progressive,
Kömür, petrol, gaz, nükleer enerji ile ilgili kaynak ve
Vol. 60, fssue. I.
Oncel, i (1993),
teknolojiler
üzerinde
ısrar edenler,
bir anlamda
karlarını, düzenlerini sözkonusu sürece bağlayanlar
olarak görünmektedir.
Bunun yanında,
dünyada,
doğaya "en az zarar veren" enerji üretim şeklini
araştıran kişi ve kurumlar vardır. Güneş enerjisini
elektriğe çeviren fotovotaik
hindistan
bataryalar yapılmakta,
cevizi atıklarından
elektrik
üretilmekte,
dalga gücünden
daha fazla yararlanmanın
araştırılmaktadır.
Bu gelişmeler
yolları
dünyanın
enerji
"Çevre Koruma Önfemlerine Genel Bir
Bakış", Ma/iye Araştırma Merkezi Konferans/an, 34. Seri,
iki. Fak. YayınNo. 541, ist.
Pypke, D. (1996), 'Partners In erime?", World Press Rewiev,
Vol. 43, Issue. I.
Shelby, B. (1996), 'Shell Under Fire', World Press Rewiev,
Vol. 43, Issue. 2.
Soyinka, W. (1996),
"A Frankenstein
In Lagos",New
Perspectives Quarterly, Vol. 13,lssue. 1.
The Observer, (1996), "A State's Weıı-oiled Iniustice",
tabanının giderek artan bir hızda değişmekte
ve
World Press Rewiev, Vol. 43,1ssue. I.
Turhan, S. (1993), "Maliye Politikası Ve Çevre Kirliliği",
çeşitlenmekte olduğunun somut göstergeleridir.
Bu
Maliye Araştırma Merkezi Konferans/an, 35. Seri, iki. Fak.
tip
enerji
kaynakları
kullanılmakla
bitmeyen
yenilenebilen enerji kaynaklarıdır; sınırlı yöntem ve
kaynağa, bir merkezde toplanmış teknolojiye değil,
çeşitlilik içeren dağınık üretime dayanan yeni enerji
tipleridir.
Doğa
ve
insan
için
geleneksel
üretim
zorunluluk
halini
maliyetleri
sürecinin
giderek
sona
almaktadır.
artan
erdirilmesi,
Yaşanan
olaylar,
doğrudan bireyleri ekolojik sorunlara daha duyarlı
hale getirmelidir.
insanlar
gelecek istemektedir.
insani
gerekçeleri
toplumların
bir yaşam ve
Yaşanan sürecin
budur.
geleceği
sağlıklı
Sorunun
ile ilgili
çözüm
kararların
sürecinin demokratikleşmesinden
doğal ve
yolu
alınması
geçmektedir.
KAYNAKÇA
Akkurt, H. (1996), "Çemobil Güç Reaktörünün Tamtılması",
Bilim ve Teknik,Sayı. 341, Tübitak.
Altın, i' (1989), "insan, Çevre Ve Radyoaktif Atıklar",
Radyoaktif Atıklar, Çevre ve Sağlık
Sempozyumu
Bildirileri, Boğaziçi Üniv., isı'
Çetin, B. (1996), "Nükleer Kabus Çemobil', Bilim ve Teknik,
Sayı. 341, Tübitak
Göksel, S.- Yaşar,S.- Alkan, H. (1989), "Nükleer Kazalardan
Sonra Halkın
Korunması
için
Müdahale
Kriter/eri",
Radyoaktif Atıklar, Çevre ve Sağ/ık Sempozyumu Bildirileri,
BoğaziçiÜniv., isı'
Kuleli, O. - Sonat, A. (1994), Türkiye'de Çevre, Tüses adına
YayınNo. 542, isı'
Yöntem, Z. (1989),
Sorunlar",
"Nükleer Enerii ve Çözüm Bekleyen
Radyoaktif
Atıklar,
Çevre
SempozyumuBildirileri, Boğaziçi Üniv., isı'
ve Sağ/ık
Download