Muhterem Müslümanlar

advertisement
TOKYO CAMİİ CUMA HUTBESİ
25 Eylül 2015
DÜNYA HIRSI
Değerli Müslümanlar!
İnsanoğlu dünyayı sevmeye ve
dünya
hayatına
ve
içindekilere
aldanmaya
meyilli
bir
fıtratta
yaratılmıştır. Bu hakikat Kuran-ı
Kerim’de “Kadınlar, oğullar, yük yük
altın ve gümüş, salma atlar, davarlar
ve ekinler gibi nefsin şiddetle
arzuladığı
şeyler
insana
süslü
gösterildi. Bunlar dünya hayatının
geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel
yer ancak Allah’ın katındadır..”(1)
şeklinde ifade edilmiştir. Bundan dolayı,
dünya nimetlerinin cazibesine kapılan,
bütün varını yoğunu sırf dünya uğruna
harcayanlar her zaman olmuştur. Oysa ki
İslam, madde ile manayı, ruh ile bedeni,
dünya ile ahireti mükemmel bir şekilde
dengelemiş, bütün inananlardan da bu
eşsiz dengenin korunmasını talep
etmiştir. Bu hususta Yüce Rabbimiz:
“Allah’ın sana verdiğinden (O’nun
yolunda harcayarak) ahiret yurdunu
gözet; ama dünyadan da nasibini
unutma! Allah’ın sana ihsan ettiği gibi
sen de (insanlara) iyilik yap…”(2)
buyurmuştur.
Günümüzde ne yazık ki bu denge,
dünya tarafına doğru kaymaktadır.
“Dünyevileşmek” veya “Sekülerleşmek”
dediğimiz bu hastalık, maalesef İslam
toplumlarında
da
hızla
artış
göstermektedir. Sırf dünya için çalışan,
tüketen, her zaman kendi çıkar ve
menfaatlerini
gözeten,
durmadan
dünyalığa yatırım yapan bir toplum,
küresel ölçekte yaşanan birçok dram ve
acıya çoğu zaman sessiz kalmaktadır.
Bir taraf, her türlü nimet içerisinde zevk
ve sefa yaşamakta iken öbür taraf, ne bir
lokma ekmek ne de bir yudum su
bulabilmektedir.
Tamamen dünya hayatına yönelik
böyle bir anlayış asla İslam’ın kabul
edebileceği bir hayat tarzı olamaz.
Nitekim Kuran-ı Kerim’de: “Birtakım
insanlar vardır ki ne ticaret ne de
alışveriş onları, Allah’ı anmaktan,
namazı
kılmaktan
ve
zekâtı
vermekten
alıkoymaz.
Onlar
kalplerin ve gözlerin allak bullak
olacağı bir günden (ahiretten)
korkarlar.”(3) buyrulmuştur.
Değerli Kardeşlerim!
Yüce Dinimiz İslam bizden, itidal
ölçülerine uyarak üretmeyi, ihtiyaç
duyulan kadar tüketmeyi, bundan arta
kalanı da muhtaç kimselerle paylaşarak
ahiret yurduna iyi bir hazırlık yapmayı
istemektedir. Unutmayalım ki bu
dünyadan ahirete götürebileceklerimiz
sadece amellerimizden ibarettir. Ne
kadar malımız ve mülkümüz olursa
olsun sonuçta hepimiz bir kefene
sarılacağız ve dünya malı da dünyada
kalacak. Hutbemi bu konuda Kuran’ı
Kerimden bir ayet-i kerime ile bitirmek
istiyorum: “(Resulüm!) De ki: “Eğer
babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz,
eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız
mallar,
kesada
uğramasından
korktuğunuz ticaret ve beğendiğiniz
meskenler
size
Allah’tan,
Peygamberinden ve O’nun yolunda
cihattan daha sevgili ise, artık
Allah’ın emri gelinceye kadar
bekleyin! Allah, fasık topluluğu
doğru yola erdirmez.”(4)
1-Al-i İmran 3/14.
2-Kasas 28/77.
3-Nur 24/37.
4-Tevbe 9/24
www.tokyocamii.org
Download