tc gazi üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü kamu yönetimi anabilim

advertisement
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI
KENTLEŞME VE ÇEVRE SORUNLARI BİLİM DALI
KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINDA
BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİNİN ROLÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan
Şamil GÖKMEN
Tez Danışmanı
Prof. Dr. Kemal GÖRMEZ
Ankara-2011
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
KAMU YÖNETİMİ ANABİLİM DALI
KENTLEŞME VE ÇEVRE SORUNLARI BİLİM DALI
KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINDA
BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİNİN ROLÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan
Şamil GÖKMEN
Tez Danışmanı
Prof. Dr. Kemal GÖRMEZ
Ankara-2011
ÖNSÖZ
“Kentsel Çevrenin İnşasında Belediyelerin planlama Hizmetinin Rolü”
adındaki bu çalışma, belediyeler tarafından gerçekleştirilen planlama
hizmetinin kentsel çevre açısında oynadığı rol üzerine odaklanmaktadır. Bu
çerçevede kentsel çevrenin inşasında en önemli aktör olan belediyelerin,
kentsel hareketlerin daha yakından kontrol edilmesi, kentsel alanda
meydana gelen gelişmelerin daha iyi görülmesi ve analiz edilmesinde
avantajları vardır. Bu çalışmada belediyelerin, bu avantajlı konumu
çerçevesinde, sundukları planlama hizmetinin kentsel çevre üzerindeki
baskıları
azaltmak
yanında,
onun
sağlıklı
bir
şekilde
inşasının
sağlamasında etkin olduğu üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, her ne kadar
kentsel çevre açısından bakıldığında olumsuz yönleri olsa da, planlamanın
kentsel çevrenin inşasında vazgeçilmez bir araç olduğu ve bu aracın
belediyeler tarafından kullanılması durumunda planlamanın rolünün daha
da artacağı belirtilmektedir.
Belediyelerin yaptığı planlama uygulamalarında da, genel anlamda
kentsel çevre gözetildiğine dair somut verilere ulaşılamamıştır. Bu
eksikliklerin yanında, kentsel çevre konusunun öneminin yeni kavranmaya
başlamasının da etkisi ile bu konuda çok fazla çalışma ve kaynağa
ulaşılması mümkün olmamıştır. Buna rağmen mevcut durum çerçevesinde,
teorik temelli bir yöntem izlenen çalışmada; belediyelerin planlama
hizmetinin asıl amacının, kentleşme sürecinde gözardı edilen kentsel
çevrenin inşası olduğu belirtilmek istenmiştir. Ayrıca belediyelerin planlama
hizmetinin, kentsel çevrenin inşasında oynadığı rol tespit edilerek, bunun
daha iyi sonuç vermesi için değerlendirmeler yapılarak, çözüm önerilerinin
sunulması hedeflenmiştir.
Ayrıca çalışmanın yapılması süresince değerli yardım ve katkıları ile
birlikte beni yönlendiren tez danışmanım sayın Prof. Dr. Kemal Görmez’e ve
hiçbir zaman desteğini esirgemeyen eşime teşekkürü bir borç bilirim.
ii
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ……………………………………………………………………..i
İÇİNDEKİLER……………………………………………………………..ii
SİMGELER VE KISALTMALAR………...…………………………......viii
GİRİŞ………..……………………………………………………………..1
BİRİNCİ BÖLÜM
KENTSEL ÇEVRE VE KENTSEL ÇEVREYE YÖNELİK PLANLAMA
KAVRAMI
1.1. ÇEVRE…………………………………………………………….…..6
1.1.1. Doğal Çevre…………………………………………….….7
1.1.2. Yapay çevre…………………………………………….….9
1.1.3. Sosyal ve Kültürel Çevre…………………………….....10
1.1.4. Kentsel Çevre……………………………………………..11
1.2. KENTSEL ÇEVRE YÖNETİMİ……………………………………..12
1.2.1. Kentsel Çevre Yönetiminin Kapsamı…………….....14
1.2.2. Kentsel Çevre Yönetiminin Belediye
Teşkilatı İçerisindeki Yeri……………………………...16
1.2.2.1. İdari Yönü………………………………………..18
1.2.2.2. Ekonomik Yönü…………………………………18
1.2.2.3.Teknik yönü……………………………………... 20
1.3. KENTSEL ÇEVRE YÖNETIM ARACI: PLANLAMA…………… 21
1.3.1. Kentsel Çevreyle İlgili Planlama…………………….... 23
1.3.2. Kentsel Çevrenin İnşasında Planlama
iii
Yaklaşımları……………………………………………… 24
1.3.2.1. Klasik Kent Planlaması………………………… 25
1.3.2.2. Stratejik Planlama Yaklaşımı………………….. 26
1.3.2.3. Bütünleşik Planlama Yaklaşımı……………….. 28
1.3.2.4. Sürdürülebilir Kent Planlaması………………... 29
1.3.2.5. Çevreye Duyarlı Kent Planlaması…………….. 30
1.3.3. Kent Planlamasının Temel Gerekçeleri……………… 31
1.3.3.1. Kentsel Genişlemenin Kontrolü……………….. 32
1.3.3.2. Kentin Yenilenmeye İhtiyaç Duyması………… 34
İKİNCİ BÖLÜM
BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİ İLE KENTSEL ÇEVRENİN
İNŞASI ARASINDAKİ İLİŞKİ
2.1. BELEDİYELERİN KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINA
YÖNELİK PLANLAMA HİZMETİ…………………………………. 39
2.1.1.Yerel Düzeyde Kentsel Planlamanın Amaçları……… 41
2.1.2. Belediyelerin Plansız Alanlara Yönelik
Planları ve Plan Değişiklikleri………………………….45
2.1.2.1. Belediyelerin Plansız Alanlara
Yönelik Planları………………………………... 46
2.1.2.2. Belediyelerin Plan Değişiklikleri……………….47
2.2. BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİNİN
KENTSEL ÇEVRE ELAMANLARI İLE İLİŞKİSİ……………….. 50
2.2.1.Doğrudan Planlama ile Şekillenen ilişki Alanları…... 50
2.2.1.1. Doğal ve Yapay Yeşil Alanlar ve Planlama….. 51
2.2.1.2. Belediyelerin Altyapı Hizmetleri ve Planlama…53
2.2.2. Planlamadan Etkilenen İlişki Alanları…………….......55
iv
2.2.2.1. Çevre Kirliliği ve Planlama…………………….. 56
2.2.2.2. Aktivite Alanlarının Seçimi ve Planlama………58
2.2.2.3. Düzenli Konut İhtiyacının
Sağlanması ve Planlama…………………….....59
2.2.2.4. Enerji Tasarrufu Sağlanması ve Planlama…... 62
2.2.3.Sağlıklı Kentsel Çevre
Üzerinde İlişkilerin Birleştirilmesi…………………….. 64
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINDA BELEDİYELERİN
PLANLAMA HİZMETİ
3.1. TÜRKİYE’DEKİ BELEDİYELERİN KURUMSAL YAPISI……… 68
3.1.1. İdari Yönden……………………………………………… 69
3.1.2. Teknik Yönden…………………………………………… 70
3.1.3. Ekonomik Yönden……………………………………… 71
3.2. TÜRKİYE’DE BELEDİYELERİN PLANLAMA YAKLAŞIMI…... 72
3.3. PLANLAMA HİZMETİNİN HUKUKİ TEMELLERİ……………… 74
3.3.1. Planlamaya Yönelik Düzenlemeler………………….. 75
3.3.1.1. 3194 Sayılı İmar Kanunu Öncesi…………... 76
3.3.1.2. 3194 Sayılı İmar Kanunu ve Sonrası……….. 78
3.3.1.2.1. Belediye Kanunlarında
Yapılan İlgili Düzenlemeler……………… 78
3.3.1.2.1.1. 5393 Sayılı
Belediye Kanunu…………………………. 79
3.3.1.2.1.2. 5216 Sayılı Büyükşehir
Belediye Kanunu…………………………. 80
v
3.3.1.2.2. Kentsel Çevre İle
İlgili Diğer Düzenlemeler……………….... 82
3.3.1.2.2.1. 2872 Sayılı Çevre Kanunu… 83
3.3.1.2.2.2. 3194 Sayılı İmar Kanunu….. 84
3.3.1.2.2.3.Plan Yapımına Ait Esaslara
Dair Yönetmelik……………... 86
3.3.1.2.2.4. İmar Kanununun 18’nci
Maddesi Uyarınca
Yapılacak Arazi ve
Arsa Düzen. İle İlgili Esas
Hakkında Yönetmelik…….. 87
3.3.1.2.2.5. 2985 Sayılı Toplu Konut
Kanunu………………………..88
3.3.1.2.2.6. Belediye Arsaları
Üzerinde Toplu Konut ve
Kentsel Çevre Üretimi
ve Kredilendirilmesine
Dair Yönetmelik…………..... 89
3.3.1.2.2.7. Diğer İlgili Hukuki
Düzenlemeler……………….. 90
3.4. BELEDİYELERDE ÇEVREYE YÖNELİK PLANLAMA………. 92
3.4.1. Türkiye’de Planlama ve Uygulamaları………………. 92
3.4.2. Belediyelerin Doğrudan Yetkisinde
Olmayan Planlar………………………………………… 93
3.4.3. Doğrudan Belediyelerin Yetkisindeki
Kentsel Planlar…………………………………………. 95
3.4.4. Özel Nitelikli Kentsel Plan:
Kentsel Dönüşüm Projeleri…………………………... 96
3.4.5. Arazi ve Arsa Düzenlemeleri…………………………. 98
vi
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINA YÖNELİK PLANLAMADA
SORUNLARIN TESPİTİ VE YÖNTEMLER
4.1. KENTLEŞMENİN KENTSEL ÇEVRE ÜZERİNE
ETKİLERİNİN TESPİTİ…………………………………………....104
4.1.1. Plansız Kentleşmenin Kentsel Çevre
Üzerine Etkilerinin Tespiti……….…………………….…105
4.1.2. Planlı Kentleşmenin Kentsel Çevre
Üzerine Etkilerinin Tespiti………......…………………....106
4.2. BELEDİYELERİN PLANLAMA İLE İLGİLİ
KARŞILAŞTIKLARI SORUNLAR…………………………..…..108
4.2.1. Planların Güncelliği Sorunu…………………………..110
4.2.2. Planların Uygulanması Sorunu……………………….110
4.2.3. Planlamanın Etkinliği Sorunu……………………...... 111
4.2.4. Planlamada Eşgüdüm Sorunu……………...……….. 111
4.2.5. Planlamada Müdahale Sorunu…………....................112
4.3. KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINDA YÖNTEMLER……………113
4.3.1. Planlamanın Yapıcı Özelliklerinden
Yararlanılması……………………………………………114
4.3.1.1.Toplumsal Dinamiklerin Sürece
Dâhil Edilmesi…………………………………. 114
4.3.1.2. Kentsel Planlamanın Yaptırım
Gücünden Yararlanılması……………………. 115
4.3.1.3. İmar Planlamasının Öngörüsel
Özelliğinden Yararlanılması………………….. 115
4.3.2. Kentsel Çevrenin İnşasıyla ilgili Yöntemler............116
4.3.2.1. Yerel Yönetim Teşkilatının güçlendirilmesi….116
vii
4.3.2.2. Yeni planlama Yaklaşımlarının
Kullanılması……………………………..…….. 119
4.3.2.3. Planlamada Kentsel Bilgi Birikimi
Sağlanması……………………………………. 120
4.3.2.4. Gereken Şartlar ve Ölçülerde Planların
Yapılması……………………………………….121
4.3.2.5. Katılımın ve İşbirliğinin Sağlanması………….122
4.3.2.6. Bilimsel Temelli Planlamaya Geçilmesi…….. 124
4.3.2.7. Kentsel Çevrenin Sosyal ve Ekonomik
Yönünün Dikkate Alınması…………………….126
SONUÇ…………………………………………………………………………...127
KAYNAKÇA……………………………………………………………………...131
TÜRKÇE ÖZET………………………………………………………………….139
ABSTRACT ……………………………………………………………………..141
viii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
a.g.e. : Adı Geçen Eser
a.g.m. : Adı Geçen Makale
a.g.t. : Adı Geçen Tez
CBS : Coğrafi Bilgi Sistemleri
ÇED : Çevresel Etki Değerlendirilmesi
Çev. : Çeviren
DPT. : Devlet Planlama Teşkilatı
Ed.
: Editör
KÇYP : Kentsel Çevre Yönetim Planı
OECD: Organisation for Economic Co-operation and Development
RG
: Resmi Gazete
s.
: Sayfa
SÇD : Stratejik Çevresel Değerlendirme
STK : Sivil Toplum Kuruluşu
TMMOB : Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği
TODAİE : Türkiye ve Ortadogu Amme İdaresi Enstitüsü
Vd..
: Ve Diğerleri
www : world wide web
GİRİŞ
İnsanların yoğun olarak varlıklarını sürdürdükleri kentlerin iç ve dış
dinamiklerinden kaynaklanan genişleme eğilimleri ve buna bağlı olarak
kentlerdeki sürekli yenilenen yaşam şekilleri ve yoğunlaşan ilişkiler kentin
genel üretimden ve kaynaklardan daha fazla pay almasını beraberinde
getirmiştir. Bunların içinde en önemlilerden birtanesi de kentlerin doğal
kaynaklardan talep ettikleri paydır. Kentin sürekli artan arazi taleplerini kısa
sürede yerine getirmek bazen doğal ortam açısından mümkün olmamaktadır.
Bunu karşılamaya çalışan çevrenin kendi iç dengesine yapılan müdehaleler
sonucu mevcut yapısına tekrar şekil verilmesi ile karşı karşıya kalan doğa da
bozulmaya uğramaktadır. Bu da sadece doğal yapı açısından değil, kentsel
çevrenin ve sonuçta insanların sürdürdüğü yaşamın kalitesi açısından uzun
dönemli sorunları beraberinde getirmektedir.
Kaynakların dengesiz tüketilmesinin yanında çevreyi korumaya yönelik
olarak kullanılan yetersiz hukuki yapılar kentlerin kontrolsüz şekilde
büyümesine neden olmaktadır. Düzensiz kentsel genişlemeden dolayı
meydana gelen sorunları gidermeye yönelik sistemli bir planlama mantığı
gereklidir. Kentsel genişleme sürecinde kentin kaldırma kapasitesinin dikkate
alınmadığı durumda meydana gelen sonuçlar kentsel çevrenin inşasını
olumsuz etkilemektedir. Bu çerçevede belediyelerin sunduğu planlama
hizmetinin yapıcı ve düzenleyici fonksiyonu devreye girse de bazen kentsel
çevreyi inşa eden yapıya dönüşememektedir.
Hızlı ve kontrolsüz kentleşme sürecinde, belediyelerin sunduğu
planlama hizmeti daha çok insanların ihtiyaç duyduğu arsanın üretilmesine
odaklanmaktadır. Oysa bu yaklaşım, kentsel çevrenin inşası ve kentsel
sürdürülebilirliği amaç edinmekten uzaklaşmaktadır. Bu nedenle planlama
hizmetinin asıl amacının kısa dönemli beklentilere cevap vermek değil, uzun
dönemli kentsel sürdürülebilirliğin sağlanması, kentsel çevrenin inşası ve
belediyelerin bu süreçte en etkin yönetim birimi olduğunun vurgulanması
gerekmektedir.
2
Planlamanın
kısa
dönemli
sorunlara
odaklanmasından
dolayı
uygulamaya konulan planlar kentsel ve doğal sürdürülebilirliği ortadan
kaldıran bir anlayışa yol açmaktadır. Öyle ki bu yapılaşma sonrasında
kentsel geri kazanılma ya mümkün olmamakta ya da hasarın azaltılması çok
maliyetli olmaktadır. Bütün bu problemlerin kaynağı olarak gözüken klasik
planlama
yaklaşımı,
uzun
yıllardır
Türkiye’de
uygulanan
planlama
sistematiğine egemen olmuştur. Bu yüzden kentsel alanlarda meydana gelen
değişim de bu anlayış çerçevesinde yönetilmiştir.
Oysa planlamanın asıl
amacının kentsel çevrenin inşası olduğu ve kentsel sürdürülebilirlik açısından
bunun gerekli olduğu anlaşılmalıdır. Ayrıca kentsel çevrenin sadece doğal
unsurlar içermediği, düzensiz kentsel genişlemenin bu çerçevede sadece
doğaya zarar vermediği, aynı zamanda doğrudan insan üzerinde etkisi
görülen, başta yaşam olmak üzere kentsel unsurları etkilediği bilinmelidir.
Temel olarak yerel yönetimlere verilen, planlamanında içinde olduğu,
görev ve yetkilerin çoğu doğrudan ya da dolaylı olarak kentsel çevreyi ve
inşasını ilgilendirmektedir. Buna rağmen planlamanın bu yönü Türkiye’deki
belediyelerin faaliyetlerinde, planlarında, ve yapılan diğer araştırmalarda çok
fazla konu edilmemiştir. Bu nedenle, daha önce doğrudan konu ile ilgili
kapsamlı bir çalışma yapılmamış, benzer konuları işleyen çalışmalarda
dolaylı olarak konuya değinilmiştir. Bu çalışmada da sınırlı kaynak ve veriye
ulaşılabilmesine
rağmen
çalışma
tamamlanarak
sonuca
gidilmesi
hedeflenmiştir.
Yapılan bu çalışma: kentsel gelişmelerin çevre üzerindeki etkileri
nelerdir? Kentsel çevrenin unsurları ve bunların planlama ile ilişkili oldukları
noktalar nelerdir? Planlamanın kentsel çevreyle ilişkilendirilmesi sürecinde
belediyeler hangi konumdadır? Bu konuların Türkiye’deki düzenlemelere ve
uygulamalara yansımaları nasıldır? Belediyelerin ve planlama hizmetinin
kentsel çevrenin inşası sürecindeki rolü ve bu rolün oynanmasında etkinliği
nedir ve nasıl olmalıdır? Gibi sorulara cevap vermeye yönelik olarak
hazırlanmıştır. Bu sorular çerçevesinde yapılan çalışmanın amacı, kentleşme
3
sürecinde gözardı edilen ve insanlar için en önemli unsurlardan olan kentsel
genişlemenin çevre boyutunun da önemli olduğu ve planlamanın asıl
amacının kentsel çevrenin inşası olduğunu ortaya çıkarmaktır. Ayrıca, bu
sonuca ulaşmak için gerekli ilişkilerin kurulması ve bu ilişkilerin başarıya
ulaşması için değerlendirmeler ve önerilerde bulunmaktır.
Etkin bir belediye yönetiminin kapsamında sunulan planlama hizmeti,
sağlıklı kentsel çevrenin inşasına yönelik olarak, kısa ve uzun dönemli
değişkenleri dikkate almalıdır. Kentsel planların yapılma amaç ve hedefleri
kentsel sürdürülebilirliği uzun dönemli olarak konu edindiği takdirde kentsel
çevrenin inşasına yönelik olarak tüm kentsel yapılanmayı ve hareketleri
şekillendiren ve etkileyen temel bir yöntem olarak kullanılabilir.
Bu çalışmada da, bu öngörülere dayanılarak, belediyelerin planlama
hizmeti kentsel çevrenin inşası açısından değerlendirilmektedir. Bu şekilde
kentsel planların kentsel çevre açısından olumlu ve olumsuz yönlerine dikkat
çekilse de kentsel ve çevresel sürdürülebilirlik ile birlikte değerlendirildiğinde
kaçınılmaz olan kentsel genişleme sürecinde, planlamanın yaşanılabilir
kentsel çevrenin inşası açısından temel araç olduğu öne sürülmektedir.
Hukuki, idari ve teknik yönden kentsel çevreye en yakın olan belediyeler
tarafından hazırlanan ve uygulanan bir kentsel planın kentsel çevrenin
inşasında önemli rol oynayacağı belirtilmektedir. Çalışma bu bütünlülüğün ve
ilişkinin fark edilmesi, planlamanın bu açılardan öneminin kavranması ve
belediyelerin bu konuda en önemli aktör olduğundan ortaya çıkarılmasına
yardımcı olacaktır.
Çalışmada, kentsel çevrenin inşasının en etkin ve verimli şekilde,
belediyelerin planlama hizmeti ile sağlanacağı öngörülmektedir. Bu nedenle
kentsel çevre, belediye ve planlama arasındaki ilişkinin doğru yollarla
kurulması gerekmektedir. Hazırlanan bu çalışma, sözkonusu bu ilişkilerin
kurulmasına yönelik değerlendirmeler ve sonuçlar içeren dört bölümden
oluşmaktadır. İlk bölümde kentsel çevre ile ilgili kavramların yanında
4
planlama yaklaşımları ve belediyelerin kentsel çevreyi ilgilendiren özellikleri
üzerinde durulmaktadır. İkinci bölümde ise belediyelerin planlama hizmeti ile
kentsel çevre ve unsurları arasındaki ilişki kurulmaktadır. Üçüncü bölümde
Türkiye’deki belediyelerin planlama yaklaşımları, hukuki düzenlemeler
çerçevesinde kentsel çevre ile ilişkilendirilmektedir. Son bölümde ise konu ile
ilgili değerlendirilmelere gidilerek çözüm önerileri sunulmaktadır.
BİRİNCİ BÖLÜM
KENTSEL ÇEVRE VE KENTSEL ÇEVREYE YÖNELİK PLANLAMA
KAVRAMI
Kentlerin sağlıklı ve yaşanabilir büyümelerinin kentsel çevrenin
varlığına bağlanması nedeniyle son yıllarda çevre ile ilgili söylemler artmaya
başlamıştır.
Kentsel büyümenin kontrolünde en önemli paya sahip olan
planlamada
bu
söylemlerin
etkisindedir.
Kentin
oluşturulması
ve
genişletilmesi sürecinde ortaya çıkarılan yapılı çevrenin, doğal çevre ile
uyumlu bir şekilde büyümesinin sağlanmasında planlama önemli bir rol
oynamaktadır. Bu çerçevede kentsel genişlemenin yükünü hafifletmek ya da
eksikliklerini gidermeye yönelik olarak farklı şehir önerilerinden planlama
karşıtı gibi gözüken “Bahçe kent”lerde1 bile, kentsel genişlemenin olumsuz
sonuçları karşısında, belirli bir plan olmadıkça sağlıklı kentsel çevre
oluşturmak artık mümkün olmamaktadır. Diğer kent modelleri ise planlama ile
birlikte şekillendirilen, sanayi kenti, turizm kenti, ekolojik kent, doğal kent gibi
isimlerle ortaya atılmıştır. Bunların temelinde, doğal ve kültürel yapıya sahip
çıkılarak sosyal ve ekonomik aktivitelere, kentin sürekliliğine yönelik kentsel
politikalara ağırlık verilen kentsel planlar etkin olmaya başlamıştır.
Kent planlarının uygulanması sürecinde sadece yapay çevre ortaya
çıkarılmamakta, ayrıca planlama eylemlerinin doğal çevre üzerinde kısa ve
uzun vadede etkileri de olmaktadır. Bu çerçevede planlama sürecinde ve
sonrasında bu etkilerin nedenleri değerlendirilmek suretiyle hem yapay hem
de doğal çevre üzerinde planlamanın yapıcı sonuçları ortaya çıkarılabilir.
Aynı süreçte kentsel genişlemenin kentsel çevrenin üzerindeki olumsuz
etkileri giderilirken, inşasının da gerçekleştirilmesi sağlanabilir. Bu anlamda,
karmaşık yapıları yönlendiren, İnsana özgü sistematik eylemlerden olan “
Planlama kelimesi şaşırtıcıdır, Çünkü bütün aktivitelere uygulanabilir aynı
zamanda kent yapımı için en önemli kavram olarak ve onunla eş anlamlı
1
Rutherford H. Platt, Toward Ecologıcal Cities, s.12-27, Environment; Jun 2004; 46, 5;
ABI/INFORM Global. 2004, s.17.
6
genel nitelikte ifade edilir.”2 Planlama ve kent arasındaki bu yakın ilişkiye
bağlı olarak kentsel planlama yapılırken çevre boyutu soyutlansa ya da ikinci
planda değerlendirilse de planlama ile çevre ve dolayısıyla kentsel çevre bir
bütünlük oluşturmaktadır.
Belediyelerin sunduğu planlama hizmeti ve Kentsel çevre arasında
ilişkinin kurulmasında, çevre, doğal çevre, yapay çevre, kentsel çevre ve
kültürel çevre bütünlük içinde ele alınırken, planlama yaklaşımı ve türleri
kentsel çevrenin inşası açısından ilişki içerisindedir.
1.1.
ÇEVRE
Çevre, kavram olarak geniş anlamlıdır ve bu yüzden içerisinde birçok
unsuru
barındırır.
Çevre,
“canlıların
yaşamları
boyunca
ilişkilerini
sürdürdükleri ve karşılıklı olarak etkileşim içinde bulundukları biyolojik,
fiziksel, sosyal, ekonomik ve kültürel ortamı”3 ifade etmektedir. Çevreyi
tanımlarken bu unsurlar arasındaki ilişkilerin belirtilmesi gerekmektedir.
Kentsel çevre analiz edilirken fiziki çevre ve onun üzerinde oluşturulan beşeri
çevre ve bu ikisinin ilişkisi üzerinde durulmaktadır. Çevre bir birine yaşamsal
olarak bağlı birçok sistemi içerir. Bu sistemler arasındaki denge uyumlu bir
şekilde
kurulmuştur.
Çevre
sorunlarının
birçoğunun
çözülmesi
ve
yönetilmesinde, biyokimyasal döngülerin gerçekleştiği ölçek dengelerinin
analizi önemlidir.4
2
Charles Landry, The Art of City Making, UK, Earthscan, 2007, s. 298.
3
Çevre Kanunu Kanun, Numarası: 2872, Kabul Tarihi: 09/08/1983, R.G. Tarihi: 11/08/1983, R.G.
Sayısı: 18132, madde:4.
4
Mehmet C. Marın, “Sistem yaklaşımıyla Ekosistemde Enerji ve Maddenin Dönüşümü ve Ekolojik
Sorunlar”, s.31-57, Ed: Mehmet C. Marın, Uğur Yıldırım, Çevre Sorunlarına Çağdaş Yaklaşımlar
(Ekolojik, Ekonomik, Politika ve Yönetsel Perspectifler), İstanbul, BETA Yayın, 2004, s.47.
7
İnsandan soyutlanamayan, kimyasal hareketlerin olduğu belirli bir
denge içindeki şehirsel arsaları da kapsayan, fiziki çevre üzerinde kentsel
yaşam şekillenmektedir. “Bir şehirsel arsa yapısında üç unsuru bulundurur.
Bunlar 1) Şehirsel toprak, 2) Bu toprak üzerinde belirlenmiş bir imar ya da
kullanma hakkı, 3) Şehirsel arsa üstünde yer alacak faaliyetlerin görülmesi
için gerekli altyapı”dır.5 Çevre ile ilişkiler yönünden bu üç unsur birlikte
değerlendirildiğinde bu unsurların yaşanılabilir bir çevre için başarılı bir
şekilde yönetilmesi sonucunda kentsel çevreyi inşa etmek mümkündür.
Kentsel çevrenin kurulduğu alanda “insanları ve diğer canlıları
etkileyen birçok etken vardır. Bazıları içsel ve doğuştandır, diğerleri ise
dışsaldır. Bu içsel ve dışsal etkenlerin karışımı “çevre”yi oluşturur.”6 Kentsel
çevre sadece insanlar tarafından içsel oluşumların ürünü değildir. Onu doğal
çevreden bağımsız düşünmek mümkün değildir. Çevre insanları da içine
alan, canlı organizmaların etkileşim içerisinde bulunduğu bir yapı olduğundan
çok yönlü sistemler bütünüdür. Bu nedenle öncelikle çevre, doğal ve yapay
olarak, kültürel olarak ayrı ayrı ve bunlarla bağlantılı olarak kentsel çevre
tanımlanabilir.
1.1.1. Doğal Çevre
Doğal çevre, belirli bir alan üzerindeki doğal yapıları, toprak, taş,
yaşamsal organizmalar, yeşil alanlar gibi birçok unsurun dağılımını
içermektedir. Kentsel çevre açısından en önemli doğal çevre unsuru, açık ve
yeşil alanlardır. Kentsel genişleme sürecinde çoğu olumsuz olmak üzere
sürekli
etki
altındadır.
Oysa
kentsel
yaşamın
sürdürülmesinde
ve
düzenlenmesinde en önemli kentsel çevre unsurudur.
5
İlhan Tekeli, Kentsel Arsa, Altyapı ve Kentsel Hizmetler, İstanbul, Tarih Vakfı Yurt Yayınları,
2009, s.120.
6
Erol Uluğ, Çevre Kirlenmesinin Boyutları s.41-50, İnsan Çevre Toplum Ed. Ruşen Keleş, Ankara,
İmge Kitabevi, 1997, s.41-42.
8
Açık ve yeşil alanlar kentin yoğunlaşma stresini azaltmakta kentin
kendi bünyesinde taşınabilirliğini artırmaktadır. Bu şekilde açık ve yeşil
alanlar “kentlinin ruhsal ve fiziki gereksinmelerini karşılamaktan, doğal
zenginliklerin korunmasına, turizmin gelişmesinden, oturma alanlarıyla ticaret
ve sanayi alanları arasında tampon bölgeler oluşturmaya, yaya ve taşıt
dolaşımını kolaylaştırmaya”7 kadar birçok konuda kentsel yaşama yardımcı
olmaktadır. Bu nedenle öncelikle kentsel genişleme sağlanırken, gelişme
bölgelerindeki yeşil alanların tahribatının en aza indirilmesi gereklidir. Açık ve
yeşil alanların diğer kentsel çevre unsurları ile birlikte kentin doğal ikliminin ve
dengelerinin korunmasında önemli olduğundan bütün olarak kentin ekolojik
sisteminin yapısı planlamada göz önünde bulundurulması gerekmektedir.
Kentsel çevre içerisindeki ve kentsel çevreye destek olan doğal
çevreler, kentsel etkinlikler sonucunda ortaya çıkan, gürültü, hava kirliliği,
toprak ve su kirliliği gibi durumların doğmaması için kendi bünyelerinde doğal
dengenin sürdürülmesi için mücadele eder. Öyle ki “Bütün doğal sistemler
insan etkinlikleri sonucunda ortaya çıkan sıvı, gaz, duman, ses, ışık gibi
atıkları kendi döngüleri içinde özümsemeye çalışan sistemlerdir ancak, bu
özümsemenin bir sınırı vardır.”
8
Hızlı ve kontrolsüz kentleşme sonucunda
doğal çevre tahribata uğramakta ya da doğal ortamın kaldırma kapasitesinin
üzerinde
meydana
gelen
müdahale
karşısında
etkin
olmakta
zorlanabilmektedir. “Doğal çevreler kentsel alanların önemli bir parçasıdır. Bir
bölge olarak ticari olarak gelişir ve onun nüfusu ve altyapısı gelişir, onun
doğal yeryüzü alanı daralır.”9 Bunun sonucunda kentsel alandaki yaşamsal
denge bozulur.
7
8
Ruşen Keleş, Kentleşme Politikası, Ankara, İmge Kitabevi, 2008, s. 238-239.
DPT, Yerel Yönetimler Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı,
DPT: 2538 . Öik: 554, Ankara, 2001, s.147.
9
Jones, Lovell, “Rebuilding the Unity of Health and the Environment” (Editor); Porretto, John
(Editor); Coussens, Christine M. (Editor). The Greater Houston Metropolitan Area: Workshop
Summary” Washington, DC, USA: National Academies Press, 2005, (Erişim)
http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10075867&ppg, 26 Nisan 2011, s.33.
9
1.1.2. Yapay çevre
Kent bir kurgulamanın ve müdahalenin ürünü olduğundan asıl olarak
yapay unsurlarla tanımlanmıştır. Kenti oluşturan doğal çevre üzerinde insan
unsurunun müdahalesi ile birlikte doğal çevrenin dönüşümü gerçekleşmekte
ve kentsel yapı doğmaktadır. Yapay çevre, doğal çevrenin bulunduğu arazi
ve arsalar üzerinde kurulmuş olan tüm bina ve özel nitelikli tesisleri ve bunlar
için gerekli alt yapıları ve donatıları kapsamaktadır.
Yapay çevrenin ilk unsuru bina ve özel nitelikli tesisler genel olarak
değerlendirildiğinde özel amaçlar için kurulan ve başta barınma ve ekonomik
ihtiyaçların giderilmesine yönelik yapılardır. Kentsel çevre açısından, onun
oluşumu sürecinde doğal çevre karşısında bir direnç olarak görülmektedir. Bu
nedenle kentsel çevre açısından sorunlara yol açmaması için kontrol edilmesi
gereken bir unsur olarak değerlendirilir.
Yapay
çevrenin
ikinci
unsuru
olan
“altyapı,
bir
kentte
yapı
yapılabilmesi veya yapılan yapının içinde oturanlara yeterli bir barınma
sağlayabilmesi için bulunması gereken yol, su, elektrik, gaz, atık su, yağmur
suyu ve benzeri yapılardır.”10 Alt yapı anlam olarak; kentin bir üst yapı olarak
düşünüldüğü yerde, onun kurulması için öncelikle tamamlanması gereken ve
kent için temel teşkil eden yapılar olarak görmek mümkündür. Bunlar, yollar,
parklar, kanalizasyon su ve haberleşme, enerji iletim hatları başta olmak
üzere kenti ilgilendiren her alanda yapılan düzenlemeleri içerir. Bir kentin
kurulması ya da kentin sağlıklı olarak gelişmesini (genişlemesini) sürdürmesi
için öncelikle alt yapının kurulması gerekmektedir. “Bir şehrin alt yapısı farklı
donanımlar ve özellikte olsa da mutlaka mevcuttur. Her kentsel müdahale ile
ona uyumlaştırılır ya da genişletilir.”11 Öyle ki kentsel çevre açısından alt yapı
10
Hüsamettin Koçak, “Kentsel Yaşam Kalitesinin Geliştirilmesi İçin Stratejik Çalışma Alanları”
Yerel Siyaset, (erişim) http://www.yerelsiyaset.com/pdf/temmuz2008/12.pdf, 26 Mart 2011, s.43.
11
Matthev Carmona, Tim Health, Taner Oc, Steven Tiesdell, Public Places- Urban Spaces, The
Dimensions of Urban Design, UK, .Architectural Pres, 2003, s.191
10
vazgeçilmez bir unsur olarak öne çıkmakta çoğu mevzuatta yapılaşma için alt
yapının öncelikle sağlanması, ya da alt yapının mümkün olduğu alanlara
yapılaşmanın izin verilmesi öngörülmektedir.
Yapay çevrenin bir unsuru da sosyal donatılardır. Her ne kadar bir alt
yapı gibi görünse de toplumsal ve kullanılma şekli ile farklılaşan “Sosyal
donatı, kentte yaşayan nüfusun sosyal hayatının devamını sağlamak için
gerekli olan; okul, sağlık ve spor tesisleri, kütüphane, kreş, sinema, tiyatro,
konferans salonu, karakol, postane, ibadethane, ticaret ve hizmet tesisleri ve
benzeri sosyal tesisler ile çocuk parkları, eğlendinlen alanları, kent
mobilyaları, meydan düzenlemeleri ve benzeri çevre düzenlemesi işlerinin
bütünüdür.”12 Kentsel hayatı sosyal ve kültürel açıdan sağlıklaştıran, insanlar
açısından yaşamı kolaylaştıran bu donatılar toplumsal nitelikleri ile öne
çıktıkları için kentsel çevrenin en önemli unsurların bir bölümünü oluşturur.
1.1.3. Sosyal ve Kültürel Çevre
Kentsel çevreyi ve unsurlarını tanımlarken kentsel çevre için sadece
doğal ve yapay yapıların değil aynı zamanda kentsel çevrenin sosyal kültürel
yönlerinin de hesaba katılması gerekmektedir. “Sosyal çevre bir toplumun
mirası, mücadelesi, gelişmeleri ve ortaya çıkardıkları insanlarının sağlığı,
doğal ve yapılı çevrelerinin kalitesi üzerinde derin etkileri vardır.”13 Öyle ki
kentsel çevre ve kent dinamik özellikler içermektedir çünkü kentsel çevrenin
ortaya çıkmasının temel nedeni kentsel yapılanmayı sağlayan insan ve onun
meydana getirdiği eserlerdir. Kentsel çevrenin fiziksel yapısı yanında, kent
içerisindeki sosyal yapılanmalar, kültürel ve ekonomik hareketler, bu
hareketlerin şekillendiği örgütlenme biçimlerinin meydana getirdiği kentsel
içerikli
12
13
sosyal
KOÇAK, a.g.m., s.44.
Lovell, a.g.e., s.45.
çevre
kentsel
çevrenin
altında
bir
başlık
olarak
11
değerlendirilebilir. İnsanlar bu sosyal çevre içerisinde farklı davranış kalıpları
ile kentsel çevreye adapte olmakta ya da onu değiştirebilmektedir.
Kentlerin kurulması ile birlikte kazandığı kültürel mirasları kültürel
çevreyi
oluşturmaktadır.
Bu
kültürel
kazanımlar
kentin
kimliğini
oluşturmaktadır. Özellikle kenti oluşturan ve onu sürdürmekle yükümlü
olanların kent bilincine sahip olmasında ve kente sahip çıkmada ihtiyaç
duyulan önemli veriler sağlamaktadır. Kent ile bir bütünlük sağlaması
açısından önemli olan tarihi ve kültürel miras da kentsel çevrenin bir öğesidir.
Bu alanların dokusunun korunması amacına yönelik olarak da planlama
yapılmaktadır. Bu planlardan en önemlisi koruma amaçlı imar planlarıdır.
Koruma amaçlı imar planları kentsel çevrenin geçmişi geleceğe taşıyacak
şekilde inşa edilmesinde ayrıcalıklı bir yere sahiptir.
1.1.4. Kentsel Çevre
İnsan faktörü ile birleşen doğal ve yapay çevre etkileşimi sonucunda
meydana gelen kentsel çevre temelinde iki unsuru barındırır. Bunlardan ilki
kentsellik diğeri ise çevredir. Bu bir birinden belirli bir çizgi ile ayrılan, insan
ve
doğaya
has
karakterlerin
ve
her
ikisinin
ürünlerinin
bir
birine
yaklaştırılması ve olabildiğince birleştirilmesi üzerine yapılandırılmış bir
tanımlama içerir. Bu tanımlama çerçevesinde kentsel çevre doğal ve yapay
alanların belirli planlamaların ve uygulamaların sonucunda düzene sokulması
neticesinde ortaya çıkmaktadır. Diğer bir yönden kentsel çevre kavramı,
kentin öncelikle doğal yapısı olmak üzere, kentin kimliğini veren insan
yerleşmelerinin ve bunların ayrıntılarının yaşam olanaklarını sağlayan tüm
unsurlar olarak değerlendirilebilir. Kentsel çevre, kent ve çevre kavramlarını
birleştiren bir kavram olarak, kentsel çevreye bakış açısı olumlu yönde, bu
bileşimin dengeli bir şekilde gerçekleştirilmesi şeklinde algılanır. “Kentsel
kavramı sabit, basit bir kavram değil, zaman ve mekân boyutunda hareketli
12
ve oldukça karmaşık bir kavramdır, bir sistemdir. Yukarıda da betimlendiği
gibi aynı zamanda, çok-etmenli, çok-boyutlu çok-disiplinli kavramdır.”14
Kentsel çevrenin inşası süreci, belirli bir alanının coğrafik yapısıyla ve
yerleşme karakteri ile bunlar arasındaki ilişki çerçevesinde kentsel alanda
yapay yapıların oluşumu, dizilişi, büyüklüğü, bunların planlanması ve
tasarlanması, yerleşmesi ve bunların doğal çevre ile ilgili konumu ve bir
birileri ile etkileşimini kapsar. Bu yüzden kentsel çevrenin uygun şekilde
oluşturulabilmesi için bu kentsel çevrenin oluşumunda doğal ve yapay
arasındaki dengenin kurulması ve alanın kentleşmeyi kaldırma kapasitesinin
iyi ölçülmesi gerekmektedir. Bu şekilde sağlıklı ve yaşanabilir kentsel çevre
için; insanların kullanımındaki kentsel açık ve yeşil alanların korunmasının
yanında kentsel yeşil alanların artırılmasına yönelik olarak gerekli önlemlerin
alınması gerekmektedir.
1.2. KENTSEL ÇEVRE YÖNETİMİ
Kentsel çevre sadece yapay şekilde oluşturulmuş yapılar ve sadece
çevre üzerinden doğal ortama odaklanan bir kavram değildir. Kentsel çevre
doğal ortama yapay çevrenin entegrasyonu ile ortaya çıkmaktadır. Bu
nedenle kentsel çevrenin başarılı bir şekilde inşası doğal çevreye yapay
çevrenin ne kadar uyumla ve birbirine ne kadar entegre edildiğine bağlıdır.
Genel itibariyle doğal çevre basit ve gelişmesi yavaş olurken yapay çevre
insan faktörü ile birlikte daha aktif ve yayılmacıdır. Bu nedenle bu uyum ve
entegrasyon sürecinde yayılımcı konumdaki yapay çevrenin kontrolü ve
yönetimi önemlidir.
Kentsel Çevre Yönetimi, bütüncül bir yaklaşımla, idarenin elindeki
bütün donanımları kullanılarak gerçekleştirdiği çok yönlü eylemleri kapsayan
14
Erkan Polat, “Planlamada Yeni bir Paradigma Baskısı: Stratejik Mekansal Planlama (SMP)”
Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, S. 31-49, Cilt:19, Sayı:4, TODAİE, Öncü Basımevi, 2010, S.36.
13
bir süreçtir. Bu süreçte idare bütün görev ve yetkilerini bir biri ile ilişkili olarak
kentsel çevre yönetimi içinde değerlendirir. Kentsel çevre yönetim süreci,
bütüncül bir yaklaşımla, stratejik hedefler doğrultusunda gerçekleşir, bu
süreçte iş birliğine ve katılımcılığa açıktır. Bu yönetim sürecinin, daha açık
ve adaletli bir yönetimle çevresel değerlerin artırılmasını destekleyen,
stratejik planlama, fiziki planlama, bütçe sağlama ve katılım anlayışı
çerçevesinde görülmesi esastır.
Kentsel çevre yönetimi belirli bir plan çerçevesinde gerçekleştirilir. Bu
plana kentsel çevre yönetim planı (KÇYP) denir. “Var olan çevre mevzuatının
uygulanmasının ötesine geçen bir Kentsel çevre yönetim Planı’nın genel
amacı; kentsel alanda çevresel performans anlamında sürekli, ölçülebilen bir
gelişme sağlamak, şehirlerdeki yaşam standardı üzerinde somut pozitif bir
etki yaratmak ve kendi çevreleri ile bölgesel ve küresel çevrede şehirlerin
ekolojik ayak izlerinde bir azalma yaratmak olmalıdır. Kentsel Çevre Yönetimi
Planı, daha kapsamlı ya da bütünsel bir kentsel politikayı desteklemeli,
böylelikle sektörel politikaların bölünmesine bağlı olarak çelişkileri de ele
almalıdır. Bu planlama; çevre bölümü, ekonomi bölümü, fiziksel planlama ve
arazi geliştirme arasındaki gerekli diyalog için bir platform yaratmaktadır.”15
KÇYP Herhangi bir kentsel bölgede uzun vadeli çevreye yönelik amaç ve
stratejileri de içeren bir uygulamaya yönelik bir belgedir. KÇYK, kentsel
çevreye yönelik, politikalar, hedefler ve amaçlar ile birlikte,
bu hedef ve
amaçlara ulaşmak için kullanılacak yöntemler, mekanizmalar ve kaynakların
da planlanmasını içermektedir.
Kentsel çevre yönetiminin kentsel çevre üzerinde de çok boyutlu
etkileri vardır. Bir kentsel çevre elamanı olan açık ve yeşil alanların
sağlanması yanında kent hayatının daha sağlıklı hale getirilmesini, ulaşım,
haberleşme gibi alt yapı ihtiyacının giderilmesini, hava ve su kirliliğinin
önlenmesini, atıkların depolama alanlarına taşınmasını ve bertarafı gibi çevre
15
Fatma Nuran Talu, Avrupa Birliği Kentsel Çevre Tematik Stratejisinin Türkıye’de Yerel Çevre
Politikalarıyla Uyumu, Doktora Tezi, T.C.Ankara Üniversitesisosyal Bilimler Enstitüsü Kamu
Yönetimi ve Siyaset Bilimi (Kent Ve Çevre Bilimleri) Anabilim Dalı Ankara, 2007, s.47-48
14
ve kentle ilişkili olan birçok konuyu kapsar. Kentsel çevre yönetimi kenti
ilgilendiren çevresel değerlerin korunması, kentin ihtiyaçlarını da göz önüne
alınarak geliştirilmesini amaç edinen bir yönetim anlayışıdır. Kentsel çevre
yönetiminde kentsel unsurların belirlenen çevresel değerlerle uyumlu amaçlar
doğrultusunda planlanması beklenir. Bu itibarla arazi ve arsa kullanım
planlamasının çevresel kriterleri gözeterek kentsel çevreyi geliştirici,
koruyucu ya da oluşturucu şekilde gerçekleştirilmesi hedeflenir.
1.2.1. Kentsel Çevre Yönetiminin Kapsamı
Nüfus hareketleri sonucunda meydana gelen kentsel genişleme
kentsel yapılanmayı ve kentsel çevreyi etkilemektedir. Bu yüzden var olan ve
kentin etkisi altında olan doğal dokuların ortadan kaldırılması yerine bunların
düzenlenmesi ve daha sağlıklı bir yapılanmaya sokulması gerekmektedir. Bu
şekilde bir politika geliştirmek doğal yapının yok edilmeden çevresi ile uyumlu
bir kentin doğmasını sağlayacaktır. Bu şekilde çevre faktörünün öne
çıkarıldığı kentsel planlamaya çevresel unsurların da dâhil edilmesi farklı
şekillerde sağlanmaktadır.
Yerel yönetimlerden biri olan belediyeler kent yönetiminde temel
hizmetleri gerçekleştirerek kentsel yaşamı ve sağlıklı kentsel çevreyi
sağlarlar. Belediyelerin görevleri arasında bulunan en önemli hizmetlerden bir
bölümü de sağlıklı ve yapılı kentsel çevrenin inşası ve sürekliliğinin
sağlanmasına yönelik çevre düzenleme, koruma ve planlama hizmetleridir.
Çevre düzenleme kentsel yaşamın sağlıklı ve daha verimli olmasına yönelik
olarak yapılan geniş kapsamlı alt yapı düzenlemeleri, arazi ve arsa
düzenlemeleri ile açık ve yeşil alan oluşturmaya yöneliktir. Çevre koruma
hizmetleri de farklı araç ve yöntemlerle gerçekleştirilen çok yönlü görev ve
yetkilerden oluşmaktadır. Birçok ayrıntılı alanla ilgili olmasına rağmen
temelde çevre koruma, “kentlerde doğal çevrenin, kentteki yaşam için gerekli
15
olan hava ve su gibi fiziksel bileşenleri ile kentteki yaşamın çevre kirliliği
yaratan atık su ve katı atık gibi unsurları ile ilgilidir.” 16
Bu çerçevede belediyeler tarafından sunulan kentsel çevre düzenleme
ve çevre koruma hizmetlerini; kent planlama, sosyal donatı, alt yapı, katı ve
sıvı atık yönetim hizmetleri ile hava ve gürültü kirliliğinin önlenmesi hizmetleri
şeklinde sıralamak mümkündür. Belediyeler tarafından sunulan ve yönetimini
belediyelerin üstlendiği bu hizmetler, belirli bir kentsel planla bir birine
entegre edilerek kentsel çevre yönetimi sürecinde birleştirilmektedir. Bu
çerçevede kentsel çevre yönetiminde ilk olarak var olan doğal dokunun
yapılandırılması ve korunarak gelişiminin sağlanması düşünülürken, ikinci
olarak da doğal ortama zarar vermeyecek ve onunla bütünleşecek yeni
yerleşim alanlarının oluşturulması yönünde planlama ile düzenlemenin
yapılması beklenir. Kentsel çevre yönetimiyle ilgili planlama kentsel çevrenin
düzenlenmesi ve korunmasında doğrudan ya da dolaylı rol oynayan önemli
bir kentsel çevre yönetimi aracıdır.
Kentsel çevre yönetiminde kullanılan politika ve araçlar çok çeşitli
olmasına rağmen temelde belirli teknik üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu
teknikleri temel olarak aşağıdaki gibi ele almak mümkündür.
“1-Kentleşmeyi belirli bir dengede yönetilebilecek duruma sokan
kentsel planlama,
2-Kentleşme sürecinde kent içi yönetim,
3-Katılım, işbirliği, yönetişim”17 şeklinde belirlemek mümkündür.
16
Feral Eke, Aslı Gürel Üçer, Yerel Hizmetlerin Değerlendirilmesi İçin Bir Çerçeve: Kentsel Yaşam
Kalitesi Rehberi, s.1175-1190, Ulusal Kalkınma ve Yerel Yönetimler, A. Ulusal Yerel Yönetimler
Sempozyum Bildirileri 2, Ankara, TODAİE, 2009, s.1183.
17
Masakazu Ichimura, “Urbanization, Urban Environment and Land Use:
Challenges and Opportunities”, Asıa-Pacıfıc Forum For Envıronment And Development
Expert Meetıng, Apfed3/Em/03/Doc.5, 10 January 2003, (erişim) http://www.apfed.net, 12 Nisan
2011, S.6,
16
1.2.2. Kentsel Çevre Yönetiminin Belediye Teşkilatı İçerisindeki
Yeri
Çevresel değerlerin öneminin fark edilmesi ile birlikte kentsel çevrenin
başarılı bir şekilde kurulmasının ya da korunmasının ne kadar önemli olduğu
ve
uzun
dönemli
getirilerinin
kentsel
yaşama
katkıları
anlaşılmaya
başlanmıştır. Bununla birlikte uluslararası ve ulusal alanda olduğu gibi en alt
seviyede yerel alanda da alınan kararlarda önemli bir yere sahip olmuştur.
Çevresel problemlerin birçoğu kentsel çevre yönetimini de içeren
alanlardaki yönetim başarısızlıklarıdır. Öte yandan, şehirleşme ile birlikte
çevresel değerlerinde artırıldığı ve önemli bir yere oturtulduğu örnekler de
vardır. Bu yüzden kentleşme kendi başına kentsel çevre açısından olumsuz
sonuçlar doğurmamakta asıl sorunlar planlamanın gerektiği gibi yapılmaması
ve planlama sürecinde yeterli çok yönlü koordinasyon ve işbirliğinin
sağlanmamasından kaynaklanmaktadır. Son yıllarda her ne kadar çevresel
sorunlar ulusal ya da evrensel gibi görülse de aslında çevresel bozulmaların
temelinde yerel nitelikteki kentsel hareketler bulunmaktadır. Kent planlaması
da buna bağlı olarak yerel nitelikte ve “yerleşme amacıyla arazilerin
kullanılmasında
limitlerin
varlığı
açık
olduğundan
gelecekteki
kent
planlamasındaki gelişmeler kent içine odaklanmak zorunda olacaktır”18
Belediyeler yerel yönetim alanlarında aktif rol oynayan yönetim
birimidir. Hukuki düzenlemelerle kendilerine tanınan görevleri, kaynakları ve
yetkileri ölçüsünde gerçekleştirmeye çalışır. Belediyeler, yönetim alanında ve
gelişme bölgelerinde, değişime neden olacak birçok görev, yetki ve araca
sahiptir. Bunlardan biri olan planlama ile kendi yönetim alanlarında genişleme
şekillerini oluşturabilir ve yönlendirebilir. Bu çerçevede belediyeler açısından
da bakıldığında doğrudan ya da dolaylı olarak belediyenin önemli görevleri
arasında kentsel çevre kendine yer bulmuştur. Bu sonuca bağlı olarak idari
18
Schuster, Dill, Local Environmental Policy, s.132-166, Ed. Josef Thesing and Wilhelm Hofmeıster,
Druckerei Franz Paffenholz GmbH, Bornheim, 1996, s.142.
17
ve ekonomik anlamda önemli bütçeler ayrılarak kentsel çevreye yönelik
amaçlar gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır.
Planlama, ekonomik sosyal ve daha dar kapsamda özel nitelikli olmak
üzere çeşitli açılardan bir biri ile bağlantılı bir çok karmaşık unsurun
birleşiminden oluşmaktadır. Planlama, bütüncül olarak değerlendirildiği
zaman genelde daha büyük bir planın parçası olarak onu kendi alanında
daha ayrıltılı olarak işlemek ve geliştirmek için yapılmaktadır. Bu durum
belediyeler açısından değerlendirildiğinde hiyerarşiyi görmek mümkündür.
Planlama bu hiyararşi bağlamında değerlendirildiğinde, stratejik ve belediye
açısından genel amaçlara yönelik olarak uzun dönemli ya da yıllık olmak
üzere hazırlanan amaçlar yönünden değerlendirilmektedir. Buna ekonomik
sosyal ve kültürel beklentiler de girmektedir. Öncelikle kurulma amaçlarına
yönelik
bütçesel
planlama,
faaliyet
raporları ve
staratejik
planlama
yapılmaktadır. Daha sonra plan türleri ve sonuçlar içeren bu belgeler kentsel
çevreyi ilgilendiren bölümlerine yönelik olarak değerlenidirilmektedir. Öte
yandan, stratejik planlarda yer verilen amaçların gerçekleştirilmesi için
çevreye yönelik hangi planlamaların yapılması amaçların hangi konulara
eğilinmesi ile gerçekleştirileceği üzerinde durulmakta, çevreyi etkileyen
planlar ortaya konulmaktadır.
Planlama politikalarında piyasa koşullarının ihtiyacı da dikkate
alınmaktadır. Planlama çevresel ve sosyal ekonomik durumu da dikkate alan
kentsel genişlemeyi daha net bir şekilde yansıtır. Bu şekilde planlama
aslında bu durumlarda karşılaşılan sorunlara cevap verebilecek niteliktedir.
Bu politik planlama uygulamada ve sonrasında da takip edilmelidir.
Belediyelerin bu gelişmeleri izleyecek çeşitli birimleri vardır. Bu birimlerin
etkin çalışması, yeri ve zamanında müdahale edilmesi ve kaynakların
yeterliliği gerekmektedir. Çünkü kentsel çevreyle ilgili kaynak ve teknik
ihtiyaçlar bazen önemli ölçülerde olmakta ve bunu da her belediyenin
karşılaması mümkün olmamaktadır.
18
1.2.2.1. İdari Yönü
Başarılı bir planlamanın sağlanması için güçlü bir yönetim iradesi
gerekmektedir. Genellikle kent planlamasının pozitif rol oynaması, güçlü sivil
toplum yanında istikrarlı, etkili ve hesap verebilir yerel yönetimle büyük
oranda ilgilidir.19
Bu yüzden kentsel çevrenin inşasına yönelik hedef ve
stratejiler doğrultusunda gerçekleştirilen kentsel çevre yönetimi yapılıyorsa iyi
bir planlama örneğini de beraberinde getirdiği söylenebilir.
Yasal düzenlemeler ve uluslararası yönetim teamülleri ile belediyerin
yetkileri genişletilmiş ve belediyelere her alanda olduğu gibi kentsel çevre ve
planlama konusunda geniş yetki ve görevler verilmiştir. Belediyeler bu yetki
ve görevlerle kentsel çevrenin inşasını ve korunmasını önemli ölçüde kontrol
edebilmektedir. Belediyelerin mali ve teknik imkânlar doğrultusunda esnek ve
katılımcı yönetim anlayışıyla ile sağlıklı kentsel çevrenin inşası mümkün
olabilmektedir.
1.2.2.2.
Ekonomik Yönü
Belediyeler yerel yönetim anlayışı içerisinde temelinde kendi kaynkları
ile ayakta duran, kendine ait bütçesi ile hizmetlerini gerçekleştiren
yönetimlerdir. Belediyelerin sunduğu bu hizmetlerin birçoğu kentsel çevreyi
ilgilendirmektedir. Belediyelerin kentsel çevrenin inşasında kullandıkları
kaynaklar doğrudan kendi bütçelerinden ayrılmakta ya da kentsel planlama
sürecinde arazi ve arsa düzenlemelerinden kaynaklanan düzenleme ortaklık
payları, ya da kentsel çevreyi düzenlemek üzere yapılan alt yapı
yatırımlarından
kaynaklanan
değer
artışları
ve
harcamalara
katılma
paylarından oluşmaktadır. Kentsel planlamanın da dâhil olduğu “çevre
yönetiminin etkin ve verimli bir biçimde çalışması için tutarlı ve rasyonel bir
19
United Nations Human Settlemets Programme, UN HABITAT, Plannıng Sustainabla Cities, Global
Report on Human Settlements, USA, Earthscan, 2009, s.7.
19
çevre finansman politikasının oluşturulması gerekmektedir. Bu doğrultuda, iç
ve dış kaynakların etkin kullanılması için planlamaya gidilmelidir.”20
Belediyeler tarafından yapılan düzenlemeler ve sağlanan alt yapılar
sayesinde arazi ve arsaların değerlerinde artışlar meydana gelmektedir. Bu
tür bir düzenleme ile arazi ve arsa sahiplerinin bir kısmı sunulan kamu
hizmetinden aşırı şekilde rant elde etmektedir. Bu rantın bir kısmına kamusal
hizmeti
sunan
otorite
tarafından
el
konulması
kararlaştırılmaktadır.
Düzenleme ortaklık payı ve harcamalara katılma payı alınarak rantın kamuya
aktarımı sağlanmaktadır. Bunlardan düzenleme ortaklık payı planlama
hizmetinin sunumu ile ilgili iken harcamalara katılma payı kentsel çevrenin
inşasına yönelik diğer hizmetlerden özellikle alt yapı hizmetlerin sunumuna
yönelmektedir.
Aslında
rant
sahiplerine
yönelik
bir
yatırımdan
kaynaklanmaktadır.
Kentsel rant belediyelerin hizmetleri sonucunda oluşan ve kamu
gücünün ürünü olan artı değerdir. Ancak bu ranttan düzenleme alanında yer
alan toprak sahipleri yararlanmaktadır. Temel sorun planlama gibi kamusal
hizmet sunumu sonucunda kamusal fayda üretmesi beklenen belediyelerin
kişisel fayda üretmesidir. Bu nedenle ortaya çıkan içsel ve dışsal fayda
arasında dengenin kurulması gereklidir. Bunlardan en önemlisi ve kentsel
planlamayla doğrudan ilgili olan düzenleme ortaklık payı, belediyelerin
planlama hizmetinin sağlaması neticesinde belirli bir rant elde eden
arsalardan ve dolayısıyla sahiplerinden alınan paydır. Düzenleme ortaklık
payı arsa sahiplerinin de razı olduğu ve belediyelerden herhangi bir doğrudan
kaynak ayırmayı gerektirmeyen, kentsel çevrenin inşası için kullanılması
amaçlanan önemli bir kaynaktır. Öyle ki düzenleme ortaklık payı ile arsa ve
arazi düzenlemesine tabi tutulan yerlerde meydana gelen yerleşmelerin
20
DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013 Çevre Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara, 2007,
s.89
20
ihtiyacı olan açık ve yeşil alan, eğitim kurumları, aktivite alanları gibi kamusal
ihtiyaçları karşılanır.
1.2.2.3.
Teknik yönü
Planlama temelinde teknik bir içeriğe sahiptir. Ölçümler, deneyler ve
çıkarımlar içerir. Toprak yapısından, binaların inşaat düzeninden, bitkilerin
yaşam alanlarına kadar ayrıntılar içerir. Kent planlamasında yapılması
gereken;
çevresel,
ekonomik
ve
sosyal
analizler,
çevresel
stratejik
değerlendirmeler ile planlama sürecinde ve sonrasında denetimdir. Kontrol
süreçleri, kent planlarının istenilen amaçta gerçekleştirilmesi için gereklidir ve
her bir aşama içerisinde uzman kişilere ihtiyaç vardır.
Kentsel planlamaya basit bir mantıkla arazinin ölçüm ve dağıtımı
şeklinde bakılmamalıdır. Kentsel planlama, yerleşmeye (gerekli konut
ihtiyacının ve ek sosyal alt yapının sağlanması) doğal yapıya ( iklim, bitki
örtüsü zemin yapısı, rüzgâr yönüne kadar inen ayrıntılardır) yönelik analizler
sonucunda verilere uygun şekilde yapılmaktadır. “Plancılar sadece analitik
problemleri değil- çevresel tehlike olup olmadığını ya da ulaşım ya da
barınma talebi- ayrıca içinde sorun olacak meseleleri açıkça belirtikleri politik
ve uzaysal içerik içinde yapmaya ihtiyaç duyarlar.”21 Bütün bunların
gerçekleştirilmesi belirli teknik konuları gerektirmektedir. Bu yüzden kentsel
planlamada yeterince teknik elamanın belediyelerde istihdamı gerekmektedir.
Belediyeler özerk idari yapıya sahip olduklarından kendi maddi durumları ve
ihtiyaçlarını göz önünde tutarak bu konularla ilgili istihdama gitmektedir.
21
John Forester, “International Planning Studies, Reflections on the Future Understanding of Planning
Practice ” s. 175-193, Edit: Tüzin Baycan Levent, Peter Batey, Kenneth Button, Peter Nijkamp,
Urban Planning Classıcs in Planning 9, Vol. 4, No. 2, Edward Elgar Publishing Limited. UK, 2008,
s.175,
21
1.3. KENTSEL ÇEVRE YÖNETiM ARACI: PLANLAMA
Planlama herşeyden önce bir kent inşasıdır.22 Kentsel çevrenin yapay
unsurlarınının kendi içinde ve çevre ile etkileşim sürecinde kontrolünde en
önemli araç kentsel planlardır.
Kentsel planların başarılı bir şekilde
yapılması, uygulanamsı kentsel çevre yönetimi ile sağlanmaktadır. Kentsel
planlar kentsel çevre yönetiminin temel araçlarından bir tanesidir. Planlamayı
ve planlanan alanı sadece fiziksel olarak ele almamak gerekmektedir, zira
“şehir alanını fiziksel sınırlar veya idari sınırlar olarak tanımlamak yerine
insan eylemlerinin günlük kalıplarını yansıtacak şekilde”23
tanımlayıp bu
kapsamda elde edilen verilere dayanarak yapmak gerekmektedir.
Temelde kentsel çevreyi etkileyen ilişki alanları üzerinde duran tutarlı
çalışma teknikleri özellikle kentsel varlığı ortaya çıkaran sürekliliğini sağlayan
unsurlarla doğal çevre üzerinde meydana gelen değişiklikleri ortaya çıkarmak
ve sonuçları önceden görmeye çalışarak önlemler almaya odaklanmaktadır.
Bu tekniklerden bir tanesi de kentsel planlamadır. Kentsel planların temelini
oluşturan imar planı “Belde halkının sosyal ve kültürel gereksinimlerini
karşılamayı, sağlıklı ve güvenli çevre oluşturmayı, yaşam kalitesini artırmayı
hedefleyen ve bu amaçla beldenin ekonomik, demografik, sosyal, kültürel,
tarihsel, fiziksel özelliklerine ilişkin araştırmalara ve verilere dayalı olarak
hazırlanan, kentsel yerleşme ve gelişme eğilimlerini alternatif çözümler
oluşturmak suretiyle belirleyen, arazi kullanımı, koruma, kısıtlama kararları,
örgütlenme ve uygulama ilkelerini içeren pafta, rapor ve notlardan oluşan
belgedir.”24 Bu tanımdan da görüleceği üzere imar planı, temelde bölge
halkının yaşam kalitesine yönelik gereksinim duyduğu sağlıklı ve güvenli
çevreyi oluşturmaya yönelik hazırlanmaktadır.
22
Charles Landry, The Art of City Making, Earthscan, London, (Erişim) www.planning.org/careers ,
26 Nisan 2011, s. 299.
23
Hugh Barton and Catherine Tsorou, Sağlıklı Şehir Planlaması, Çev. Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği,
Dünya Sağlık Örgütü, Spon Pres, 2000, s.93.
24
Ferruh Yıldız, İmar Bilgisi, Planlama, Uygulama, Mevzuat, Ankara, Nobel Yayın Dağıtım,
2007, s.108.
22
Bazı ekonomik, sosyal veya kültürel saikler ile oluşturulan kentsel
planlar bir biri ile bağlantılıdır. Kentsel planlama ulusal düzeyden yerel
düzeye doğru bir birini tamamlayan planlar şeklinde sıralanmaktadır. Bu tür
planlar belediyenin tüm faaliyetleri, gelir ve giderlerini dikkate alarak bu
gelirlerin harcanması suretiyle, yerel halkın belediyeden olan beklentilerine
cevap vermek üzere yapılmaktadır. Bu planlardan temel olanlar, bütçe
planlaması, yıllık, orta ve uzun dönemli yapılmaktadır. İkincisi ise bütçenin
doğrultusunda temel amaç ve hedeflerin ne olduğunu ve bunlara nasıl
ulaşılacağının planlandığı stratejik faaliyet planlamasıdır. Öte yandan, çoğu
arazi üç hareket modelinin kombinasyonuna bazıları ise biraz derecede
müdahaleye ihtiyaç duyar. Koruma, yönetim ve planlama dengesinin doğru
olarak aranmasında amaç koruma veya arazi parçasını belirli bir noktada
onun uzun dönemli döngüsünde dondurmak değildir. Yeryüzü parçası hem
doğal yollarla hem de insan davranışları ile çoğunlukla değişir ve değişmeye
devam edecektir. Gerçekte amaç gelecek değişimleri, büyük çeşitliliği ve
yeryüzü parçasının kalitesini tanıyan bir yolla yönetmek olmalıdır.25
Arazi ve arsa düzenlemeye yönelik planlara temel teşkil edecek olan
temel nitelikli ve başka alanlarda da strateji belirlemede etkin kullanılabilen
temel amaç ve hedeflere kolay etkin ve verimli bir şekilde ulaşılmasına
yardımcı olan yöntemlerde kullanılmaya başlanmıştır. Kentsel Planlama
bilimsel bir zemine oturtulmaya ve değişkenler arası ilişkiler tespit edilmeye
çalışılmıştır. Bu şekilde çeşitli yöntemler geliştirilmiş ve kentsel planlamaya
bilimsel derinlik verilmeye çalışılmıştır. Örneğin “Ekolojik Döngülere Bağlı
Eşikler ve Arazi Kullanımı Etkileşimi” matrisi ile farklı arazi kullanım türleri,
ekolojik döngüler doğal çevre arasındaki etkileşim niteliğinin belirlenmesi
amaçlanmakta ve yarı kalitatif matrisler geliştirilmektedir.”26 Bu yöntemle
kentsel planlamaya yönelik amaçları içeren temel beklentiler oluşturulmakta
25
Maguelonne Déjeant-Pons, “Landscape Convention and Ecological Corridors” s. 170-173,
Environmental Policy and Law, 39/3, 2009, IOS Pres, s.172.
26
İTÜ GRUBU, Ekolojik Dengenin Korunması ve Sürdürülebilmesi Açısından Kentsel Sistemlerin Planlaması,
TÜBİTAK DEBAG-86/G, İTÜ GRUBU 1992 RAPORU, s.4.
23
bu şekilde planlamaya yönelik “parametreler” bulunmaktadır. Kentsel
planlamada konut ihtiyacının giderilmesi, alt yapı ve kullanımı ve sosyal
ihtiyaçlara cevap verip verememesi ve bununla birlikte kentsel çevrenin
korunması ve geliştirilmesi ile sürdürülebilirliği parametreleri öne çıkmaktadır.
1.3.1. Kentsel Çevreyle İlgili Planlama
Ülkelerin ve yerel yönetimlerin durumu ve hukuki mevzuatına göre
fiziki sınırlar içerisinde çeşitli planlar yapılmakta bu şekilde, çeşitli amaçlar
doğrultusunda toprak parçaları ayrıştırılmaktadır. Bu ayrıştırmalarda, şehrin
artan nüfusunun barınma ihtiyacının karşılanması öne çıkmaktadır.
Oysa
arazilerin yerleşme amacıyla kullanımının artması yerel çevresel politikaların
temel problemlerinden birisi olagelmiştir.27 Böyle olmasında en büyük sebep
de kent planlamasının sadece barınma ihtiyacını karşılamaya yönelik olarak
yapılması, kentsel genişlemenin diğer sorunlarının planlamada göz ardı
edilmesi olmuştur. Ancak kentsel çevrenin inşasında en önemli rolü planlama
oynamaktadır. Bu rolü sosyo-ekonomik planlamaya dayalı bir fiziksel plan
üstlenebilir. Bu plan bir kent planı olabilir.28 Kent planlaması temelinde fiziki
planlama olan ve fiziki planlama ile birlikte kent oluşturulmasına yönelik
olarak tüm sosyo kültürel değerleri içine katan bir planlamadır. Kentsel
çevrenin
üretilmesinde
fiziki
planlama,
hem
ilk
yapılmasında
hem
değiştirilmesinde hem de uygulanamsında ilk olarak doğal çevre üzerinde
etki doğurmakta bu da kentsel çevreyi doğrudan etkilemektedir.
Diğer taraftan, belediyelerce yapılan kentsel planlama hizmeti çevresel
faktörlerden soyutlanamamaktadır. Kent planlama sisteminin işlemesinde bir
çok çevresel meselenin uygulaması vardır. İlk olarak arazinin nasıl
kullanılacağını
27
28
belirleyen
planlama
süreci
vardır.
İkinci
olarak
Dill, a.g.e., s.141.
Ayten Çetiner, Kentbilimci Gözüyle Çevre, s.142-149, Ed. Ruşen Keleş, İnsan Çevre Toplum,
Ankara, İmge Kitabevi, 1997, s.143.
yeni
24
gelişmelere hangi spesifik alanlarda izin verileceğine karar verme prosedürü
vardır.”29 Bu şekilde hem kentsel genişlemenin kontol edilerek yerleşim
alanlarının yönlendirilmesine hem de yaşanılabilir kentsel çevrenin inşasına
yönelik sonuçlar elde edilebilmektedir.
Belediyelerin kentsel çevre konusunda amaç ve stratejisini belirleyen
diğer planlarda çevreyi yakından konu edinen planlardır, Burada belediyeler
tarafından yapılan planlar yanında belediyelerin kentsel çevre üzerindeki
hareketlerini etkileyen planların ve belediyelerin kentsel çevreye yönelik
planlama yapmasında bağlayıcı olan diğer üst ölçekli planların da dikkate
alınması gerekmektedir.
1.3.2. Kentsel Çevrenin İnşasında Planlama Yaklaşımları
Kentsel çevrenin unsurları planlama sürecinde çoğu zaman ihmal
edilmiştir. Ancak bunun yanında çevre sorunlarının fark edilmeye başlanması
ile birlikte planlama sürecinde çevresel konular gözetilmeye başlanmıştır.
Bunun sonucunda ya klasik planlama anlayışının içerisine entegre edilmek
gibi bir yöntem uygulanmış yada klasik planlamanın yanında tamamen
kentsel çevreyi ilgilendiren konulara odaklanan planlama anlayışları ortaya
atılmaya başlanmıştır. “Kent planlamanın sorunu sadece fiziksel alanı
düzeltmek ve geliştirmek değil, aynı zamanda kentsel gelişmenin sosyal,
ekonomik ve çevresel durumları karşısında politika üretmektir.”30 Bu nedenle
belirli bir yerel alan üzerinde etkin rol oynayan belediye idaresi kentsel çevre
ve sorunlarına daha yakın olmakta ve kanunlar tarafından kendine verilen
çevresel görevleri de yerine getirmekle yükümlü kılınmaktadır.
29
Stephen C. Young, The Politics of The Environment, UK, Baseline Book Company, 1993, S.61.
Kadir H. Yazar, “Sürdürülebilir Kent: Göstergeleri, Formu ve Planlama Süreci”, S.115-122, Edit:
Nilüfer Taş, Murat Taş, Doğa Kent ve Sürdürülebilirlik, Bursa, Cihan Matbacılık Sanayi, 2009, s.117.
30
25
Piyasanın ve kısa dönemli politik fikirlerin isteklerini temel alan
günümüz politikaları eşitliği artıran uzun dönemli risklerle mücadelede
yetersizdir. Planlama sosyal mutabakat içinde kabul edilmesi için geniş
düzeyde çıkarları karşılamaya yeterli olan stratejik bir yaklaşım gerektirir. Bu
yaklaşımla planlama geniş bir çerçevede açıkça dile getirilmiş sosyal
amaçlarlar temelinde uzun dönemli politika yapımı olarak adlandırılabilir.31
Yeni planlama söylemi süreç tasarımını, devamlılığı, geri beslemeyi ve
gerektiğinde amaç ve hedeflerde değişimi ön plana çıkarmaktadır. Plan, bir
takım faaliyetler sonucunda elde edilmesi gereken “nihai bir belge” olarak
değil, uygulamayı yönlendiren bir yol haritası olarak, ele alınmaktadır. Bu
nedenle, gerçek dünyadaki başarı ve başarısızlığa göre plan stratejileri
değişmektedir.32 Son yıllarda gelişme her yönetim alanında olduğu gibi
“doğal kaynakların kaybı ve çevre kirliliği gibi problemlerin azaltılması ya da
önlenmesinde oldukça önemli role sahip olan yeşil ya da ekolojik yaklaşımlar
kent planlama ve tasarımı gündeminde öncelikli konulardır.”33 Bu şekilde
kentsel çevreye olan duyarlılık yeni geçerli planlama yaklaşımının kentsel
çevre yönetiminde aktif olarak kullanımını beraberinde getirmiştir.
1.3.2.1. Klasik Kent Planlaması
Klasik yönetim anlayışının yansıması olan klasik kent planlaması
yaklaşımında kenti standart bir şekle sokmak bu şekilde kentsel yaşamı
düzenlemek temel amaçtır. Klasik planlama yaklaşımının hızlı kentsel
genişleme karşısında esneklikten uzak ve katı düzenleme kuralları içermesi
31
Blowers, A., İnequality and Comminity: the missing dimension of sustainable development, s.235251, Local Environmental sustainabilty, Ed. Susan Buckingham, Kate Theobald, İngiltere, Woodhead
Basım Ltd. Şti, 2003, s.247.
32
T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Mekânsal Planlama Sistemi Ve Kurumsal Yapılanma Komisyon Raporu,
Mekânsal Planlama Sistemi Ve Kurumsal Yapılanma 1, Kentleşme Şûrası 2009, Ankara, 2009, s.24.
33
Aysel Uslu, Çevreye Dost Mezarlık (Ekolojik Mezarlık) Planlama Yaklaşımları ve Dünya Kentlerinden
Örnekler, 5. Uluslararası ileri Teknolojiler Sempozyumu (IATS’09), 2009, Karabük, s.13
26
nedeniyle başarı elde edememiştir. Bu nedenle daha çağdaş planlama
yaklaşımları kullanılmaya başlanmıştır.
Klasik görüş kentsel gelişme üzerinde durmakta ve çevresel değerleri
fazla
olan
bölgelerde
kentsel
genişlemenin
durdurulması
gerektiğini
savunmaktadır. Öyle ki bu görüşe göre çevre durağandır, pasiftir ve her türlü
kentsel gelişmeden olumsuz etkilenmektedir. Bu nedenle kentsel genişleme
ve kentsel çevre bir birine bağlıdır ve bu bağ kentsel genişleme adına
negatiftir. Kentsel genişleme sürecinde klasik kent planlama anlayışı, imar
aflarına, düşük yoğunluklu yerleşim yaklaşımına ve gecekondulaşmanın
yasallaştırılmasına odaklandığı bir durumda kentsel genişleme daha hızlı ve
kolay olmaktadır. Bunun sonucunda hızlı alansal kentleşme ve düzensizliği
kentsel çevre oluşum sürecini zayıflatmakta ve doğal çevreden elde edilecek
imkânları yok etmektedir. Bunun sonucunda hem kentsel hizmetlerin sunumu
zorlaşmakta hem de kentsel çevre üretim maliyeti yükselmektedir.
1.3.2.2. Stratejik Planlama Yaklaşımı
Klasik kent planlamasının uygulanmasında karşılaşılan sorunların
aşılması amacıyla yeni planlama yaklaşımları kullanılmaya başlanmıştır. Bu
yaklaşımların en önemlilerinden birisi stratejik planlama yaklaşımıdır.
Stratejik planlama yaklaşımı planlanması mümkün olan her alanda
uygulanabildiğinden kentsel planlama açısından da uygulanabilen bir
yaklaşımdır. Bu şekilde yapılan kent planlaması çok fonksiyonlu ilişkiler
üzerine kurulmakta arazi kullanımı ile birlikte,
alt yapı, enerji, ulaşım, su
kullanım ve nakli, katı ve sıvı atık yönetimi gibi yönlerle birlikte, planlamaya
konu edilen alanın optimum düzeydeki kaldırma kapasitesinin dikkate
alınarak kentsel çevrenin kurulması ve geliştirilmesi bu şekilde kentsel yaşam
kalitesinin artırılması üzerine odaklanmaktadır.
27
Stratejik planlama yaklaşımı doğrudan fiziki planlamaya entegre
edilmeyen ama fizikli planlamayı yönlendirici nitelikte olan geleceğe yönelik
olarak alternatiflere göre geliştirilmesi ve uygulanması gereken yöntemleri
içinde barındırır. Bu şekilde kentsel çevre üretim sürecinde planlama ile
şekillenen tüm değişkenler kontrol edilmekte ve birlikte değerlendirilmektedir.
Kentsel planlamaya yeni bir boyut katarak bütün bu gelişmeler takip edilip
planlama sürecinde değerlendirilmesine rağmen “stratejik planlama arazi
kullanım planlamasının bir alternatifi değildir. Aksine fiziksel gelişimi de
gösteren ve sektörel kararları içeren bir belgedir.” 34
Bütüncü planlama ile birlikte ele alınan stratejik planlama yöntemi
temelinde geliştirdiği sistemli planlama projeleri ile uyumlu bir kentsel çevre
ortaya çıkarmayı hedefler. Temelde geniş kapsamlı bir bakış açısı ile
planlamanın stratejik amaç ve hedefleri, kentsel çevre açısından kentsel
alanların temel potansiyelleri belirlenerek bu alanlar için en uygun şartlar
ortaya çıkarılırken, halkın bu yönlendirmeye katılımı amaç edinilerek kentsel
çevrenin üretimi hedeflenir.
Kentsel planlamaya yönelik “stratejik planlama kentsel, tarihsel
koruma alanları, doğal çevre koruma alanları, verimli tarım toprakları, orman
alanları ve su kaynakları gibi öğelerin belirlenerek, yaşayanlarda biosentrik
bir kültür yaratmak üzere koruma koşulları ve nüfus yoğunlukları belirlenmiş
yeşil ulaşım sistemli planlardır.”35 Stratejik planlamanın kentsel genişleme ve
buna bağlı oluşan kentsel yapıyı ilgilendiren kentsel arazi ve çevre
planlamasını konu edinen bölümlerde genel olarak belirlenen temel
amaçlardan ilki çevreyi ilgilendiren konularda öncelikle araştırma ve
geliştirmenin yolunu açmak amacıyla bilgi ve bilgiye erişim sağlayıcı
sistemler oluşturmaktır. Bu bilgiler çerçevesinde, kentsel çevrenin yapısını
34
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, Yeni İmar Kanununa Doğru, Şehircilik,
Planlama ve İmar Üzerine Yaklaşımlar Sempozyum Kitabı, 18 Şubat 2005, Kardelen Ofset,
Ankara, 2005, s.93
35
Mehmet Tuncer, “Gelecek Yüzyılda Biyolojik Yaşam Odaklı Kültür Nasıl Oluşturulabilir? Kent
Planlamasının Önemi”, Dünya Şehircilik Günü 24. Kolokyumu, Dokuz Eylül Üniversitesi, y.y.y.,
S.335
28
boyutlarını belirleyerek, kentsel çevrenin oluşturulmasına ve korunmasına
yönelik olarak gerekli önlemleri almak ve çalışmaları yapmak stratejik
planların çevreyle ilgili diğer bir amacıdır.
1.3.2.3. Bütünleşik Planlama Yaklaşımı
Bütün planlama çevresi, planlama otoriteleri aynı zamanda kentsel
çevrenin bir parçasıdır. Bu nedenle planlamanın her türlü sonucundan dolaylı
ya da doğrudan etkilenir. Bu nedenle kentsel alanın etki alanında bulunan
her şey planlamada bütünlük içinde değerlendirilir. Bütünleşik planlama
yaklaşımı yerel yönetimler, merkezi yönetimin taşra teşkilatı sivil toplum
kuruluşları ve yerel ekonomik girişimciler kentsel planlamada birlikte hareket
etmeleri amaçlanmaktadır. Ortak akıl sayesinde kentsel çevrenin tüm
dinamiklerini hesaba alan, bir birine bağlı birçok değişkenle ilgili planlama
politikaları üretilerek
uyumlu bir kentsel çevre oluşturmak mümkün
olmaktadır. Bu yolla kent planlamasında herkes tarafından onaylanan bir
yapıya ulaşılması söz konusu olmaktadır. Diğer taraftan tüm faktörlerin
gözönüne alındığı bir planlama yöntemini de içinde barındırır.
Kent
planlaması kent gelişiminin sağlanmasında ekonomik, sosyal ve kültürel
etmenleri de birlikte değerlendiren bu şekilde sadece fiziki olarak arazi ve
arsa düzenlemesine odaklanmayan buna ekonomik sosyal ve kültürel yönleri
karşılıklı etkileşimleri ile birlikte değerlendiren bir yaklaşım içerisindedir.
Sağlıklı bir yerleşme veya kent planlamasında yöntem, çok yönlü yöresel
araştırma,
değerlendirme,
plan
yapma
ve
uygulama
aşamalarını
içermektedir.36
Kent planlama kentsel değişimin yönetimini içinde barındırır sadece
planlama değil kentin tüm yapısını ilgilendiren bir yönetim anlayışıdır. Bu
nedenle planlama yapılırken, ekolojik yapıyı, kültürel ve ekonomik yapıyı,
36
Ayten Çetiner, a.g.m., s.146.
29
çevre üzerindeki etkilerini sürdürülebilirliği tam olarak hesaba katmak gerekir.
Bu şekilde sadece öngörülür bir kentsel gelişme sağlanabilir. Bu yaklaşımla
bütüncül planlamada iki temel hedefe yönelerek; ilki planlamanın yapılması
ve yeni planlama ihtiyaçlarının eskiye uyumlu bir şekilde gerçekleştirilmesi
diğeri doğal, yapay, kültürel, kentsel çevreye yönelik politikaların bütünlük
içerisinde ele alınarak aktif bir iletişimle kaynakların etkin ekonomik ve verimli
kullanılmasını amaçlamaktadır.
1.3.2.4. Sürdürülebilir Kent Planlaması
Sürdürülebilirlik her alanda gözetilen bir amaç olmuştur ve bu yönde
stratejiler geliştirilmiştir. Kentlerin uzun dönemli beklentiler doğrultusunda
fonksiyonlarını yerine getirebilmesi açısından sürdürülebilir kent planlaması
Önemli bir araçtır. Sürdürülebilir kent planlaması “doğal ve yapılı çevrede
sürdürülebilir gelişmeyi sağlayan
ve
çevre
kalitesinin
yükseltilmesini
amaçlayan; çevre kirliliğinin ve kaynakların tahribatının önleyen, yapılı
çevrenin; insan sosyal ihtiyaçlarıyla uyumlu gelişmesini sağlayan planlama
anlamına gelmektedir.”37
“Sürdürülebilir gelişme ve sürdürülebilir kentsel planlama, bir kaynak
olarak çevrenin tüketilmesi ve yitirilmesine önem vermeden kullanımına karşı
geliştirilen bir planlama anlayışıdır. Böylece çevrenin sadece o dönem
kullanıcılarına hitap edecek ve en çok yarar sağlayacak değil, fakat aynı
zamanda çevresel kaynakların gelecek nesiller tarafından da kullanım
hakkını gözeten çağdaş bir değerlendirmedir. Sürdürülebilirlik, ekolojik
boyutunun yanı sıra ekonomik ve toplumsal boyutlara sahip bir olgudur.”38
37
Deniz Tam, “Çevre Duyarlı Planlamanın ve Deprem Duyarlı Planlamanın Bütünleştirilmesinin
Sağlayacağı Faydalar” s.67-74, Al; Yıldırım, F. B., (1993) “Çevre ve Yerel Yönetim”,
T.C. Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Planlama Dergisi, Sehir Plancıları Odası, 2004/3,
2004, s.67
38
Özge Yalçıner Ercoşkun, İmar Planları Yerine Sürdurulebilir Kent Planları, ( erişim)
http://www.nuveforum.net/700-mimarlik-bolumu/171993, 23 Aralık 2010.
30
Kentsel genişlemenin sürdürülebilirliği açısından da önemli olan bu
yaklaşımla aynı zamanda sürdürülebilir kentsel yönetim, ulaşım, tasarım,
inşaat anlayışına odaklı bir kentsel genişleme hedeflenmiştir. Kentsel
sürdürülebilirlik anlayışı bir birine bağlı kentsel genişleme kentsel planlama
ve çevre ile yakından ilgilidir. Bu sayede kentsel doğal dokunun korunması
ve geliştirilmesinde kentsel çevreyi kırsal çevre ile bütünleştiren ve birlikte
değerlendiren kent yerleşmelerini doğal ve yapay yapıların entegresi şeklinde
düşünen, kentin mevcut ekolojik yapılarının korunarak kentsel çevre için
kullanılması üzerinde duran bir yaklaşım içindedir.
Son yıllarda özellikle Türkiye’nin ilişki içerisinde olduğu Avrupa Birliği
de
yerel
yönetimlerin
çevresel
düzenlemeleri
oluşturmasını,
yerine
getirmesini, onların planlama kapasitelerini ve performanslarını artırmak için
daha çağdaş planlama teknikleri geliştirmek, yerel alanlarda çevrenin
korunması çalışmalarını planlamaya entegre etmek böylece “bütünsel çevre
yönetimi”nde yardımcı olmaya çalışmaktadır. Avrupa Birliği sürdürülebilirlik
yaklaşımı içerisinde çevreyi de değerlendirmiş ve düzenlenmiştir. Çevre
içerisinde insanların sağlıklı bir şekilde yaşayabilmesinin yanında çalışması
için imkânlar olan ve sosyal aktivitelerini gerçekleştirebileceği kadar iyi şartlar
sağlayan kentsel alanların sağlanması ancak bu aşamada kentsel çevreyi
zedeleyecek sonuçların ortaya çıkmaması gerektiği anlayışı içerisinde
hareket etmektedir. Ayrıca doğal ve biyolojik yapının korunmasının
sağlanması için kentsel arazilerin uygun şekilde kullanılmasının kentsel
planlamada dikkate alınması, kentsel genişleme sağlanırken doğal çevrenin
ve biyolojik özelliklerinin göz ardı edilmemesi gerektiği üzerinde durmaktadır.
1.3.2.5. Çevreye Duyarlı Kent Planlaması
Kentsel planlamada çevre faktörünün planlama içerisinde gözetilmesi
ve planlamanın her aşamasında çevresel değerlerin göz önüne alınarak
31
planlamanın gerçekleştirilmesi anlayışı egemendir. Bu nedenle planlamada,
kentsel
alanların
değerlendirmelerinin
yerleşme
yapılması,
baskısını
arazi
kaldırabilmesi,
ve
arsaların
çevresel
çevre
etki
açısından
analizlerinin yaptırılması veya yapılması, muhtemel gelişmeler karşısında
çevreye en az zarar verilecek şekilde alternatif plan bölümlerinin yapılması ve
planlamanın çok yönlü değerlendirilmesi temel alınır. Planlama sonucunda
kentsel
çevrenin
en
uygun
şekilde
inşasına
yönelik
uygulamanın
gerçekleştirilmesi esastır.
Kentsel çevrenin inşası için çevreye duyarlı kent planlaması; öncelikli
olarak kendinin otokontrolünü sağlayan, meydana gelen sorunları kendi
içinde ortadan kaldıran, asgari enerji tüketimi sağlayan ve yeniden dönüşümü
ön planda tutan, kentin taşıyabileceği optimum kapasite oranında kentsel
büyüklüğü tutan ve bu yönde kentsel genişlemeyi öngören plandır. Çevreye
duyarlı kent planlarından beklentilerden biri de kişisel kullanımları azaltarak
toplumsal alana daha çok pay bırakmak ve bu şekilde hem yer tasarrufu
sağlamak hem de doğal kaynaklardan daha az tüketmektir. Doğru yapılıp
uygulandığı takdirde hiçbir olumsuz etkisi olmayan kent planlamasında
planlama otoriteleri yerel yaşamı korumak, planlama politika ve amaçlarını
gerçekleştirmek, kamu ihtiyaçlarını karşılamak, çevresel etkileri minimize
etmek gibi sonuçlar amaçlamaktadır.
1.3.3. Kent Planlamasının Temel Gerekçeleri
Belirli bir yerleşim yerinde meydana gelen hızlı nüfus artışı ve
dolayısıyla barınma sorunları gibi temel ihtiyaçların karşılanması sorunlarının
çözümüne yönelik yerleşim alanlarının düzenlenmesine ihtiyaç duyulmuştur.
Kentsel planlama öncelikli olarak mevcut yerleşimin düzenlenmesi, ikincisi
geleceğe dönük karşılaşılacak sorunlara önlem almak, üçüncü olarak da
planlama
alınmasıdır.
içerisin
alınamamış
bölgelerin
planlı
kentleşme
içerisine
32
Kentsel genişleme ile birlikte kentin yeni yerleşim yerlerine ve aktivite
alanlarına ihtiyaç duyması sonucunda, kentsel planlama ile kentin gelişiminin
en uygun seviyede ve mevcut dengelere zarar vermeyecek şekilde
gerçekleştirilmesinin sağlanarak arzu edilen yaşamsal koşulların sağlanması
yanında,
zamanında
plansız
şekilde
gerçekleşen
ya
da
planlarda
öngörülmeyen sonuçların bertarafının sağlanmasına yönelik eğilimler kentsel
planlamanın yapılmasında temel güdüler olmuştur. Bu yüzden kentsel
planlamanın temel gerekçeleri kentsel genişlemenin kontrol edilmesi ile
kentin yenilenmeye ihtiyaç duyması şeklinde belirlenir.
1.3.3.1. Kentsel Genişlemenin Kontrolü
Kentsel genişleme içinde barındırdığı nedenlerle kentsel çevre
üzerinde en önemli etkiye sahiptir. Bu yüzden kentsel genişlemenin
büyüklüğü, yönü ve hızı kentsel çevrenin inşası açısından iyi irdelenmelidir.
“Kentlerin nüfusu arttıkça alanları da genişliyor. Doğal sınırlar, hassas
alanlar, eşikler hiçe sayılıyor. Yapılaşma tarım topraklarını, su havzalarını,
ormanları ve yaşam için kritik birçok alanı tüketiyor.”
39
Bu yüzden kentsel
genişlemeye neden olan faktörler kentsel çevre açısından da belirleyici
olmaktadır. Öyle ki kentsel genişlemenin düzenli olup olmaması kentsel
çevreninde sağlıklı kurulup kurulmaması ile doğrudan ilişkilidir.
Bu nedenle “Kentsel gelişmeyi yönlendirmede en önemli araç olarak
kabul edilebilecek olan kent planlaması, bu özelliği ile kentleşme sürecinde
belirleyici bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda kent planlaması ile çevre
arasındaki ilişki, aslında kentleşme ile çevre arasındaki ilişkiye dönük olarak,
39
Duygu Başoğlu, Bir Şehir Nasıl Çevreci Olur? s.38-42, Çevre Ekoloji ve Yaşam Rehberi, İstanbul, Doğan
Burada Dergi Yay. Ve Paz. A.Ş, 2010, s.38.
33
kent planlamasının ortaya koymuş olduğu eylem ve politikaların bütününden
oluşmaktadır.”40
“Kentsel planların önemi kentsel gelişmede daha çok ön plana
çıkmaktadır. Kentlerin sıçramalı olarak ve saçaklanarak büyümesinin, kent
dışında yer seçen ticaret, konut, eğitim vb. tesislerin, çevreye zarar vermesi,
ulaşım maliyetlerini ve kentsel servis sağlama maliyetlerini arttırması söz
konusudur. Kentsel saçaklanmanın bir diğer çok önemli olumsuz sonucu ise,
kentlerin merkezlerinin boşalması, kentlilerin birbirinden soyutlanması ve
kentsel yaşamın rengini ve zenginliğini kaybetmesidir. Bu nedenle de bu tür
bir büyüme biçiminin engellenmesi gerekmektedir.”41 Bu yüzden öncelikle
kentsel genişlemenin nedenleri ve ileriye dönük konumu ve yoğunluğu tespit
edilerek, bunun çevre üzerindeki muhtemel etkileri tespit edilmeli ve bu
ilişkinin kurulması sonrasında kent planlamasının bu ikisi arsındaki
bağlantının kurulmasında hangi yönde etki edeceği tespit edilerek kentsel
genişlemenin kentsel çevre üzerindeki olumsuz etkileri giderilerek planlama
ile bütünleşik bir kentleşme olgusu ortaya çıkarılması gerekmektedir.
Öte yandan, kentleşmenin ortaya çıkması sonrada kentleşme ile
birlikte kentsel çevre üzerinde etkili olan yerleşim yerleri bina ve benzeri suni
yapılar, sanayi bölgeleri seçimi, gecekondulaşma, arazi kullanım paylaşımı,
biyolojik yapı ve çeşitlilik üzerinde meydana getirdiği değişimler ve bunların
kentsel planlama ile yönlendirilmesi gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu ilişkiler
bağlamında
kentsel
genişlemenin
kentsel
alanlarda
birçok
sorunu
beraberinde getirmektedir. Bunlardan en önemlilerinden ilki artan nüfusun
ihtiyaç duyduğu temel yaşamsal gereklerden olan barınmaya ayrılan, sosyal
ve kültürel alanların, temel alt yapı sistemlerinin yetersizliğidir. Diğeri ise bu
40
Kadir Hakan Yazar, Sürdürülebilir Kentsel Gelişme Çerçevesinde Orta Ölçekli Kentlere Dönük Kent Planlama
Yöntem Önerisi T.C.Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü kamu Yönetimi Ve Siyaset Bilimi (Kent Ve
Çevre Bilimleri) Anabilim Dalı Doktora Tezi, Ankara, 2006, s.252.
41
T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Mekânsal Planlama Sistemi Ve Kurumsal Yapılanma
Komisyon Raporu, Mekânsal Planlama Sistemi Ve Kurumsal Yapılanma 1, Kentleşme Şûrası 2009 ,
Ankara, 2009, s.24.
34
eksikliklerin yerine getirilememesi sonucunda ortaya çıkan,
toplumsal
sorunlar, hava ve su, gürültü kirliliği gibi sorunlardır. Bütün bunların kentsel
çevrenin,
artan
nüfusa
oranla
inşasının
sağlanamamasından
kaynaklanmaktadır. Planlamanın bu süreçte etkinliğinin artırılarak bu
sorunların çıkışını engelleyici nitelikte olmalıdır.
Özellikle kentsel alanlarda ihtiyaçlar dolayısıyla meydana gelen
taleplerin karşılanması amacıyla, yetersiz kalan imar planlarının yerine yeni
alan ihtiyacının giderilmesine yönelik “mevzi imar planları” ve genel nitelikteki
planların
yeterli
esneklikte
olmadığı
durumlarda,
bireysel
nitelikteki
beklentileri karşılamak üzere yapılan “plan değişiklikleri” kentsel genişleme
sürecinde önemli araçlar olarak kullanılmış ve kentsel genişlemenin hukuki
zeminini oluşturmuştur. Bu bağlamda özellikle mevzi ve ıslah imar planlarının
(plan değişikliklerinin) kentsel çevre üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri
olmaktadır.
1.3.3.2. Kentin Yenilenmeye İhtiyaç Duyması
Günümüzde, kentlerin büyümesi, yeni yerleşim alanlarının açılması
planlamayı
önemli
kılmaktadır.
Kentsel
genişleme
ile
birlikte,
kent
merkezlerinde, kentsel çevrenin yokluğu kentsel alanlarda yaşamı tehtid
etmeye başlamıştır. Şehir merkezlerinde yaşayan insan sayısı büyük oranda
geriledi. Daha çok hizmet ve ticari sektör, büyük kiralar ve rant yoluyla
merkezleri işgal etti. Birçok eleştirel gözlemci kentsel geleceği karamsar
tablolarla ifade etti. Amerikalı planlama kuramcısı John Friedmann bile “şehir
öldü“ tanımıyla oluşumun geriye dönülemezliğini ifade etti.”42
42
Christa Reıcher, , “Almanya’da Kentsel Planlama: Şehri ve Çevresini Yeniden Dönüştürmek!” s.5665, Planlama Dergisi, 2005/3, Sayı:33, Çev. Hasan Sinemillioğlu, Tmmob Şehir Plancıları Odası
Yayını, Ankara, Kardelen Ofset, 2005, s.59.
35
Özellikle kent planlarının sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından
kentsel yenileme ve dönüşüm önemli bir araçtır. Planlamanın kentsel çevre
üretimini sağlayarak uzun dönemli olumlu sonuçlar doğurması açısından
sürekliliğin sağlanmasında ve planlamanın aksaklıklarının giderilmesinde
kentsel yenileme ve dönüşüm planları önemli bir araçtır. Kentsel yenileme ve
dönüşüm sayesinde kentsel alan içerisindeki çöküntü bölgelerinin ve geri
kalmış bölgelerin düzenlenerek tekrar kentsel çevreye kazandırılması bu
şekilde kentsel güvenliğin, kent estetiği ve kentsel arazi ve arsalarının etkin
kullanımının ve işlevselliğinin sağlanması mümkündür.
Hukuk dışı yerleşimler oluşturulan kentsel alanlarda farklı planlama
stratejileri geliştirilerek, hem yerleşimlerin hukuki zemine alınması için hem
de kentsel çevreye yönelik düzenlemeye yönelik planlama yapılmalıdır. Bu
tür planlamanın en iyi örneği kentsel dönüşüm projeleri şeklinde yapılan
planlardır. Kentsel dönüşüm, çökmekte ve bozulmakta olan kentsel mekânın
ekonomik, toplumsal, fiziksel ve çevresel koşullarını kapsamlı ve bütünleşik
yaklaşımlarla iyileştirmeye yönelik olarak uygulanan strateji ve eylemler
bütünüdür.43 Bir çeşit kentsel plan şeklinde oluşturulan kentsel dönüşüm
projeleri, daha önce yerleşime açılmış planlı ya da plansız alanlarda mümkün
olabilir. Ancak özellikle yoğun nüfuslu ve sürekli göç olan gecekondu alanları
için uygulamasını bulduğundan Türkiye gibi kentsel yapının sonradan
şekillendirildiği ülkelerde “ıslah imar planından kentsel dönüşüm projeciliğine
geçiş”44
son
donatılarının
yıllarda
önemini
yerleştirilmesinin
artırmaya
yüksek
başlamıştır.
maliyetinin
Kentsel
düşmesini
çevre
sermaye
ihtiyacının giderilmesi içinde alternatifleri kendi içinde barındıran sitemlerdir.
43
Sırma R.Turgut, Eda Ç. Ceylan, “Gecekondu Alanalrında Kentsel Dönüşüm Uygulamasına Bir
Örnek: Küçükçekmece/ Ayazma-Tepeüstü Kentsel Dönüşüm Projesi” s.23-53, Çağdaş yerel
Yönetimler Dergisi, TODAİE, Ankara, Desen Ofset A.Ş., Cilt:18, Sayı:3, 2009, S.26
44
Menaf Turan, Başkentin Gecekonduları: Kentsel Dönüşüm Projelerinin Arka Bahçeleri s.389–404,
Ed. Ayşegül Mengi, kent ve Planlama, Ankara, İmge Kitabevi, 2007, s.396
İKİNCİ BÖLÜM
BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİ İLE KENTSEL ÇEVRENİN
İNŞASI ARASINDAKİ İLİŞKİ
Kentlerde yaşayan insanları da kapsayan canlılar ile çevre arasındaki
ilişkilerden kaynaklanan eylemler kentsel çevrenin en önemli belirleyicisidir.
Kent planlamasında çevrenin öne çıkmasının en önemli nedenlerinden biri
dinamik süreçler çerçevesinde sözkonusu ilişkilerin yönlendirilebilmesidir.
Planlamanın kentsel çevrenin inşasında etkin olmasının asıl nedeni budur.
“Bizim hala bağlı olduğumuz doğal dünya ile kentsel aktiviteleri bir birine
bağlamak için, plancılar, politikacılar ve halk, şehri ekosistem olarak tekrar
kavramlaştırmalılardır. Diğer bir kelimeyle kent doğal dünya ile uyum içinde
işlemelidir.”45 Bu değerlendirmede önemli olan kentsel alanda sadece
insanların varlıklarını sürdürmesi değil çevre bütünü içerisinde diğer
organizmalarla
birlikte
bunu
başarmasını
gerektirecek
bir
ortamın
oluşturulması gerekmektedir. Bütün çevresel değerleri ve varlıkları hesaba
katmadan sadece kısa dönemli insan isteklerine odaklanan bir kentsel
planlama, dinamik ve değişken süreçler içerisinde özellikle uzun dönemde
insana da zarar vermektedir.
Kentsel planlama, yapılmasında ve uygulanmasında doğal varlıkları
(özellikle toprak, arazi ve arsa, su, hava) temel girdi olarak kabul etmektedir.
Her ne kadar kentsel planlama sadece doğal kaynakların korunmasına
yönelik yapılsa ve koruma yöntem ve içerikleri değişkenlik gösterse de
sonuçta kentsel çevrenin oluşturulmasında bir bütün olarak etkilidir. Son
derece karmaşık, bir birine bağlı bir yapılanma içerisinde bulunan bu
kavramlar, kendi içinde de bir biri arasında sürekli değişkenlik içerdiğinden,
durağan bir yaklaşım ve yöntemle ele alınmaması gerekmektedir.
“Yapılaşma sırasında alınan, alan ve elementlerin biçimlerinin seçimi
ve bunların birlikte yerleştirilmesi, kararları, fiziksel site yapısının ötesine,
45
Rodney R. White, Building Ecological City, USA, CRS Pres, 2002, s.13
37
çevreye ulaşır ve çevreyi etkiler. Hızlı nüfus artışı nedeniyle bizim yapılı
formlar için isteklerimiz artıyor. Yapılaşma ve yapılı çevre diğer daha büyük
komplekste insan ve insan dışı sistemlerle iç içe olan karmaşık insan yapımı
sistemleri temsil eder. Yapılı çevre karşılıklı bağımlılığın ve yapılaşmanın ve
doğal çevrenin birbirine etkisinin çalışmasıdır.”46 Kentsel yapı da yapay ve
doğal unsurlar ile canlı ve cansız varlıklar bir arada bulunur ve etkileşimi
kaçınılmazdır. Kentsel çevre etkileşim ile birlikte enerji akışının en yoğun
gözlendiği yerlerdendir. Hızlı kentleşmenin ve insanların aktivitelerinden
kaynaklanan müdahalelerin yoğunluğu, kentsel alandaki kaynakların insanlar
tarafından hızlı bir şekilde kullanılmasını da beraberinde getirmiştir. Kentsel
planlama ise bütün hareketliliği hesaba alarak enerji akışını dengeleyecek
şekilde ilişkili olduğu unsurlar arasındaki dengeyi gözetir. Bu dengenin
başarılı şekilde kurulması en optimum kentsel çevrenin inşasını ve
sürekliliğini de sağlar.
Değişen
dinamikleri
içerisinde
barındıran
ve
meydana
gelen
gelişmeleri yerel toplumun çıkarları doğrultusunda karşılamakla görevli olan
belediyeler, yerel yönetim birimleri olarak, daha az çevresel bozulmayı
garanti edecek şekilde politikalarını değiştirmelidir çünkü alınan kararlar
gelecek nesiller üzerinde daha fazla etkiye sahiptir.47 Belediyeler bu beklenti
içinde yerel yönetim sınırları içerisinde birçok hizmeti doğrudan ya da dolaylı
olarak
sunmaktadır.
Bunlardan
bir
tanesi
de
planlama
hizmetidir.
Belediyelerin planlama hizmeti belediyenin çeşitli hizmetleri ile bağlantılıdır
ve belediyelerden görünür de olmasa da beklenen en önemli hizmetlerden
biridir ve kentsel çevre ile de doğrudan ilişkilidir. Diğer taraftan kentsel
planlama hizmeti ile bağlantılı olarak belediyelerin yaptığı bu çevre
hizmetlerini önleme, koruma, iyileştirme ve geliştirme şeklinde belirtmemiz
46
Peter Graham, Building Ecology First Principles for A Sustanable Built Environment, UK,
Blackwell Science. Ltd. 2003, s.7.
47
Nancy M. Jackson, Goal Diggers, s. 24-31, The American City and Country, Mar 2009, (Erişim) The
americancityandcountry.com, Mart 2011, s.25.
38
mümkündür.”48 Belediyeler bu tür hizmetleri içine alan kentsel çevre
yönetimini kendi sınırları içerisinde kendi teknik ve idari alt yapısı ile
gerçekleştirmektedir.
Belediyelerin planlama alanı sınırları kapsar gibi görünse de
planlamanın etkisi daha fazla alanda yaygındır. Belediyelerin aktif olduğu
kent sınırları ile var olan bir bağımsız olgu ve oluşum olmadığından kentsel
çevreyi tanımlar ve kentsel çevreyi oluştururken sadece kentin sınırları
kapsamında değerlendirilmez. Kentin hareket alanında yer alan her şeyi
kentle bütünleştirmek ve kenti bu ilişkilerle birlikte planlamak esastır. O
yüzden belediyelerin kent planlamasında kentin ilişki içerisinde olduğu tüm
alanlar kentsel planlama içerisinde değerlendirilmelidir. Çünkü bu alanlar
kenti etkilediği ve şekillendirdiği gibi kentsel çevrenin de yapılanmasında
önemli ve belirleyici rol oynar.
“Yerinden yönetim anlayışı ile yerel yönetimler gelişme projelerinde
önemli role sahip oldu. Çünkü yerel yönetimler proje sağlayıcılarına en
yakındır ve çoğunlukla yerel konularda daha fazla bilgiye sahiptir ve bu
konulara adres olacak daha fazla opsiyona sahiptir.”49 Bu özellikleri ile
belediyelerce sunulan planlama hizmeti kentsel çevrenin geleceği açısından
yakın ilişkilidir. “Kentsel yapılı çevrenin üretimi ve biçimlendirilmesi planlama
sistemine bağlı olarak yürütülmekte ve denetlenmektedir. Kent planlama
sisteminin
omurgasını
belirli
bir
kademelenmede
düzenlenmiş
farklı
düzeylerdeki ve amaçlardaki planlar oluşturmaktadır. Buna göre, kent planları
farklı ölçeklerde, bir kentteki ve yakın çevresindeki tüm yapılaşma
faaliyetlerinin yönlendirilmesi ve denetlenmesi için bir çerçeve sunmaktadır.
Bu
çerçeve,
planlama
sisteminin
bir
bileşeni
olan
‘yasal
alanı’
oluşturmaktadır. Planlama sisteminin diğer bileşenleri ise kentsel yapılı
48
Zeynep Doğan, Yerel Yönetimler ve Çevre, Türk Belediyeciler Derneği- Konrad Adenauer Vakfı,
Ankara, Erk Yayıncılık, 1993, s.81
49
Bigio, Anthony G, Dahiya, Bharat. “Urban Environment and Infrastructure:Toward Livable Cities”,
USA,WorldBankPublications,2004.(erişim)http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10053614&ppg
, 25 Nisan 2011, s.65.
39
çevrenin biçimlendirilmesi sürecindeki aktörlerin eylem ve davranış biçimlerini
tanımlayan ‘sosyo-politik alan’ ile süreçteki aktörlerin katılım biçimlerinin ve
planlar ile ilgili yapılacak tartışma biçimlerinin tanımlandığı sürece ilişkin
alan’dır. Planlama sisteminin bileşenlerinin birbirleriyle etkileşimi sonucu
kentsel yapılı çevredeki değişiklikler ve dolayısıyla kentsel mekândaki
değişim yönetilmektedir. Diğer bir deyişle, planlama sisteminin bileşenlerinin
etkileşimi en somut haliyle kentsel yapılı çevrede gerçekleşen değişiklikler ile
görülebilmektedir. Bu değişiklikler kentsel yapılı çevrenin özelliklerine göre
işlevsel, morfolojik, bağlamsal, görsel vb. olabilmektedir”50
2.1. BELEDİYELERİN KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINA YÖNELİK
PLANLAMA HİZMETİ
Temelinde kentsel sınırlar içerisinde yaşayan insanlar ve onların
etkileşim ve aktivitesinin sonucu kentsel çevre üzerinde etkili olmaktadır. Bu
alan içerisinde etkin olan belediyeler de kent ile birlikte tanımlanan ve doğal
çevreden daha karmaşık olan kentsel çevrenin inşasını temel görevlerinden
biri olarak görmektedir. Bu nedenle belediyelerin birçok hizmeti gibi planlama
hizmeti de belediyeler tarafından planlamada temel amaç olarak algılanmasa
da sağlıklı kentsel çevreler oluşturmak için önemli bir araçtır. Bu nedenle
Kentlerin planlarının var olması tek başına yeterli değildir. Asıl olan planların
doğru yapılmasının sağlanmasıdır. Kentlerin imar planlarında öngörülen
şartlara uygun olarak gelişimini temin etmek için; belediyeler, belediye
sınırları içerisindeki yapıların projelerinin ve bina yapılarının denetlenmesi,
onaylanması,
yapıların
ruhsata
bağlanması,
imara
aykırı
yapıların
yıktırılması, yıkılması gibi imar uygulamalarında yetkili ve görevlidirler. 51 Bu
görev ve yetkilerle birlikte belediyelerin planlama hizmeti sadece kentsel
çevreyi korumaya yönelik değildir. Bunun dışında, sağlıklı kentsel çevre
50
Tolga Ünlü, Kentsel Mekânda Değişimin Yönetilmesi (1), ) 63-92,sayı 2006/2, METU JFA, 2006,
s.63.
51
Koçak, a.g.m. s.42.
40
oluşturulmasına yönelik olarak, kentsel alanları sağlıklaştırma, yeniden
canlandırma ve kentsel yenilemeyi de içermektedir.
Belediyelerin kuruluş amaçları yönüyle değerlendirildiğinde kentsel
planlama kentin geleceği açısından vazgeçilmezdir. Kentle ilgili her şey;
ekonomik aktiviteler, sağlık, eğitim, kültür gibi kentsel yaşamın her alanı kent
planlaması ile şekillenmektedir. Planlama çok yönlü ve gelecekle geçmişi bir
birine bağlayan geniş fiziki ve sosyal değerlendirmelerin sonucunda bütün
kentsel
unsurlar
gözetilerek
elde
edilen
bilgilerden
yararlanılarak
gerçekleştirilir. Bu nedenle “Yerel yöneticiler kentlerinin bilgi ekonomisi,
kentin
imajının
geliştirilmesinin
denenmesinde
ve
yardımcı
elin
sağlanmasında yerel yönetimlere şans veren, içerisinde kentlerine bir yer
verilmesini arzu ederler.”52 Bu çerçevede yapay çevrenin genişlemesi genel
itibariyle doğal çevre üzerine doğru gerçekleşmektedir. Bu nedenle kentsel
alanlarda açık ve yeşil alanların azalmasını da beraberinde getirmektedir.
Yeşil alanların azlığı sorunu “ belediye yönetimlerinin bizzat dahil olduğu ve
çözümü için de çevresel planlama yapma, toplu konut alanlarına ve imara
açılacak yerlere “ağaçlandırma zorunluluğu” ile şehir etrafında, kentin
akciğeri sayılacak “yeşil kuşak” oluşturma şeklindeki uygulamalar gereklidir.”
53
Belediyelerin kentsel çevrenin inşasına ve korunmasına yönelik
görevleri ve yetkileri öncelikle hukuki düzenlemelerde yer almıştır. Hukuki
düzenlemeler belediyelerin kurulması açısından önemli olduğu gibi görev ve
yetkilerinin belirlenmesi ve uygulanması açısından da kentsel çevre
hakkındaki doğrudan veya dolaylı görevleri ve özellikle planlama konusunda
belediyelere verilen yetki ve görevlerin yapılması noktasında birleşmekte ve
52
Gert-Jan Hospers, “Governance İn İnnovative Cities And The İmportance Of Branding”, 224–234 ,Volume 10,
Issue 2–3, Innovatıon: Management, Polıcy & Practıce, 2008, S.233.
53
İhsan Keleş, Belediyeler ve Çevre Sorunları, s.339-363 Ed. Veysel K. Bilgiç, Değişik Yönleriyle
Yerelleşme, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2009, s.358.
41
bütünlük oluşturmaktadır. Hukuki düzenlemelerde yer alan söz konusu görev
ve yetkilerin çoğu doğrudan kentsel çevrenin inşasına yönelik olmasının
yanında bir kısmı da dolaylı olarak kentsel çevreyi etkilemektedir. Bu yüzden
kentsel çevrenin inşasında, belediyelerin planlama hizmeti ile belediyelerin
görevleri içerisinde olan ve planlamayla doğrudan ilişkili olan ve planlama
hizmetine bağlı olan unsurların da planlama hizmetinin bir sonucu ve
tamamlayıcısı olarak göz önünde bulundurulmaktadır.
Hukuki düzenlemeler planlamanın temel kaynağıdır. Bunun yanında
hukuki düzenlemelerin bazıları da kentsel çevre açısından doğrudan
düzenleyici ve yönlendirici niteliğe sahiptir. Bu yüzden hukuki düzenlemeler
gösterilen
alanı
içerisinde
faaliyet
gösteren
otoriteler
açısından
yönlendiricidir. Hem plan açısından hem de görev ve yetkilerle direk kentsel
çevre ile ilgili çalışma gerektirecek nitelikte zorunlu ya da rızaya dayanan
yönlendirmeler yapmaktadır. Bu bağlamda kentsel çevrenin inşasında ve
korunmasında önemli bir yaptırım kaynağı olarak görünmesinin yanında uzun
dönemli kentsel çevre oluşturulmasında en temel dayanak oluşturmaktadır.
Öyle ki değişen yönetim ve değişen doğa ve insan anlayışında ve yaşamı
içerisinde sürekliliğin ve istikrarın sağlanmasında ve kararların hayata
geçirilmesinde önemlidir.
2.1.1. Yerel Düzeyde Kentsel Planlamanın Amaçları
Planlama dar kapsamda, kent merkezinin genişleme sırasında ihtiyacı
olan alanların bu merkeze uyumlu yeni yerleşmeler eklenmesini temin etmek
için yapılan sistemli düzenlemelerdir. “Şehir planlaması fiziksel, sosyal ve
ekonomik çevrelerin organizasyonu ve şehirlerin yönetimi konularında çözüm
üreten bir alandır ve bu sebeple sorunların ortaya konulmasında ve hayat
kalitesinin artırılmasında anahtar bir role sahiptir.”54 Ancak sadece kentsel
54
Handan Türkoğlu, “Sağlıklı Şehir ve Şehir Planlaması” (erişim) www.skb.org.tr, 18 Aralık.2010.
42
genişlemenin ihtiyaç duyduğu alanın ortaya çıkarılması yönündeki eğilim
doğal çevreyi tahrip etmekte bu da kentsel çevrenin inşasını olumsuz
etkilemektedir.
Kentsel
çevrenin
inşasının
istenilen
düzeyde
gerçekleşememesinin ardında öncelikle doğal çevrenin, tahrip edilerek
kentleşme sürecinde doğanının kendini yenileyecek güçlerinin yok edilmesi
ve kentsel çevrenin inşasına yönelik olarak değerlendirilmemesi yatmaktadır. Dinamik bir şekilde değerlendirilen kentsel planlama, süreklilik
niteliğinden dolayı geleceği ilgilendiren eylemlerde bulunulması, muhtemel
aksaklıklara karşı önlemlerin alınması süreçlerini içeren bir bütündür. Bu
şekilde geleceği tahmin etmek ve uygulamak planlamanın ana unsurlarıdır.
Bu çerçevede “karar alma biçimi olarak arazi kullanım planlamasının amacı,
çevresel değişimin ve kentsel genişlemenin etkili yönetimidir. Vurgulanan
planlamanın kontrol ve yönetme gücüdür.”
55
Arazilerin kullanılmasını
düzenleyen kentsel planlar ile kentsel çevre açısından meydana gelen
sorunların ortaya çıkarılarak çözüm bulunması ve planların kentsel çevre
oluşumu üzerinde denetiminin sağlanması açısından önemlidir. Kentsel
alandaki çevresel değişmeler, planlama yaklaşımları ve uygulamaları ile
kolayca ilişkilendirilmekte ve kentsel planlamanın kentsel çevre üzerinde
meydana getirdiği etkiler tespit edilebilmektedir.
Kentsel planlamanın öncelikli görevi doğal çevrenin korunması ve
kentsel çevrenin inşasına yönelik olarak kullanılmasının sağlanmasıdır.
“Çevre sorunları insan hayatını tehdit eden etkenlerdir. Kent Planlaması ise
huzurlu yaşam ortamının mekânda düzenlenmesidir. Bu halde, kent planlama
ile çevre sorunları iç içedir ve iyi bir düzenleme ile bu sorunlar yok
edilebilir.”56 İkinci aşamada ise sistematik bir mantık çerçevesinde belirli bir
amaç için geleceğe dönük eylemleri içeren bir gösterge olarak kentsel
55
Yvonne Rydin, “Urban and Environmental Planning in the UK”, USA, Palgrave Macmillan, 2003,
(erişim) site::http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10076815&ppg,27 Nisan 2011, s.322
56
Ayten Çetiner, a.g.m., s.143
43
planlamalar da kentin toplu olarak yaşam seviyesini yükseltmek ve gerekli
tüm kaynakların sürekliliği doğrultusunda kentin ihtiyaçları için kullanılmasını
sağlayacak kente yönelik bütüncül eylemler içermektedir.
Öncelikli ve ikincil amaçlar birlikte değerlendirildiğinde Belediyelerin
çevresel açıdan temel işlevleri “Yapay Çevre”nin (Kentin) doğal çevreyle en
uyumlu olabilecek biçimde yapılandırılmasını ve işlemesini sağlamaya
çalışmak olarak özetlenebilir.”57
Kentsel planlamanın işlevinin başarısı, planlamanın temel amaçlarını
gerçekleştirmesi ile mümkündür. “Kent planlaması rekreasyonel, sosyal
estetik ve ekolojik gereksinimler ve tercihlerin bir dengesidir.”58 Bu yüzden
kentsel planlamanın gerçekleştirilmesinde kentin doğal yapısı ve iklimi
üzerinde etkili olan unsurların göz önünde tutularak, aşağıdaki amaçlar
çerçevesinde kentsel alanların kullanımına yönelik olarak planlamanın
yapılması gerekmektedir.
“Bunlar özellikle özel arazi kullanımını kontrol eden aşağıdaki amaçlardır.
 Kentsel genişlemeyi yönetmek ve kontrol etmek ve en uygun yerlere
yönlendirmek,
 Nüfus dağılımını kontrol etmek,
 Kirlenme seviyesini kontrol etmek,
 Tarımsal alanları özellikle temel tarım alanlarını korumak,
 Kritik doğal alanları özellikle sulak alanları korumak,
 Güvenli ve ulaşılabilir seviyede barınma sağlamak,
 Daha mantıklı ulaşım sistemi sağlamak,
57
Mihriban Şengül, “Yerel Düzeyde Çevre Yönetimi ve Belediyeler”, s. 91-102,
Yönetimler, Cilt 8 Sayı 3, Ankara TODAİE, 1999, s.96.
58
Çağdaş Yerel
Barış M.Emin, “Kent Planlaması Kent Ekosistemi ve Ağaçlar” s.156-163, Planlama, TMMOB
Yayını, 2004/5, 2004, s.160.
44
 Yeterli ekonomik temel ve iş fırsatları sağlamaktır.”59
Kentsel planlamanın kentsel çevreye yönelik olarak düşünülen bu
amaçları kısa ve uzun dönemli beklentilerle karşılanmaktadır. Kentsel
planlamanın temel bakış açısı kısa dönem içerisinde meydana gelen
gelişmeler ile uzun dönemde meydana gelen değişmeleri kontrol etmek ve bir
biri ile bağlantısını kurmaktır.
Yerel düzeyde planlama mikro düzeyde bir binanın yapılış şeklini,
büyüklüğünü, kullanım alanını etkilediği gibi, makro düzeyde insanların
yerleşim yerlerinin, endüstri ve ticaret alanlarının, yapılaşmaya açık olmayan
alanların konumlandırılmasında belirleyicidir.
Planlama kentsel yaşamı
birçok yönden etkilediğinden, kentliler planlamadan kısa ve uzun dönemli
beklentiler içine girmektedir. Geleceğe dönük olarak bir tahmini içinde
barındıran kentsel planların, uygulanmasındaki yüzeysel temel beklenti,
kentsel alanların hukuki düzenlemelere uygun bir şekilde üzerine inşaat
yapılacak arsalara dönüştürülmesidir.
Bu beklentiye bağlı olarak, kentsel
planlar daha çok, bireysel çıkarların kısa dönemde karşılanmasına
odaklanmaktadır. Bunun sonucunda kamusal bir amaç olan kentsel çevrenin
inşası göz ardı edilmektedir. Oysa uzun dönemde, yapılaşmanın ve artan
nüfusun ihtiyaç duyduğu alt yapı ve sosyal donatıların karşılanması
amaçlanmaktadır. Bunun yanında çevresel değerlerin korunması ve
geliştirilmesi için insan aktivitelerinin yönlendirilerek, sağlıklı kentsel çevrenin
oluşturulması amaçlanır.
Bu şekilde geniş bir çerçevede kentsel yaşam ve yapıyı etkileyen kent
planları kentsel çevreyi gözeterek uzun dönemli kentsel beklentilere
odaklandığında öncelikle doğal çevrenin bozulmasını azaltır. Bunun yanında
kentsel açık ve yeşil alanları koruyarak, güçlü alt yapı ve sosyal donatılarla
kentsel yaşamı daha düzenli ve sağlıklı şekle sokar. Ayrıca bozulmaya
59
G. Cornelis van Kooten, Henk Folmer, Land and Forest Economics, UK, Edward Elgar Publisng
Limited, 2004, s.247.
45
uğramış kentsel alanları kentsel çevreye entegre ederek, kentsel çevre
açısından kaybedilmiş alanların geri kazanılmasını sağlar.
2.1.2. Belediyelerin Plansız Alanlara Yönelik Planları ve Plan
Değişiklikleri
Belediyelerin planlama hizmetleri kentsel alan içerisinde kalan planı
mevcut olmayan alanların plan içerisine alınarak düzenlemeye tabi tutulması
şeklinde olabileceği gibi, daha önce planlanmış alanların güncelliğini
kaybeden planlar sonucundaki gelişmeler doğrultusunda işlevini görememesi
gibi nedenlerle kentsel dönüşüm, iyileştirme gibi amaçlarla düzenlemeye
tekrar tabi tutularak kentsel çevrenin sağlıklı bir şekilde inşasını sağlamaya
yönelik olarak planlanmasıdır.
Genel olarak düşünüldüğünde kentsel alanlar daha önce yapılmış bir
plana sahiptir ve kent bu plan üzerinde şekillenir. Ancak zamanla kentsel
genişleme ile birlikte doğal alanlara doğru bir yönelme olur. Bu yüzden
kentsel planlama kapsamında olmayan yerler için de planlamaya gerek
duyulabilmekte böylece plansız alanlar planlamaya tabi tutularak planlama
içerisine alınmaktadır. “Bireysel eylemler ve bireyselleşen şehircilik, yasal
alanda kendini plan değişiklikleri yoluyla ortaya çıkarmaktadır. Bunun
sonucunda, plan değişiklikleri imar planlarının yerine geçerek, kentsel
mekândaki değişimi yönetmenin en etkin aracı olarak gündeme gelmektedir.
Plan değişiklikleri ile gerçekleşen kentsel yapılı çevredeki değişikliklerin
niceliksel birikimi, kentlerin karakterlerinin de niteliksel olarak değişmesine
neden olmaktadır.”60
İmar hukuku açısından bakıldığında ise Türkiye’de “ilave imar hakları
taleplerini karşılamada, ruhsatsız alanların yasallaştırılmasında, kamu
kullanımlarının rant getirici bir kullanıma dönüştürülmesinde, yoğunluk
60
Ünlü, a.g.e., 77
46
artırımı yapılmasında, yeşil alanların yapılaşmaya açılmasında önemlidir. Bu
amaçlarla özellikle yerel yönetimlerin elinde önemli araç haline gelen
planlama, kamu yararı ile çatışma sürecine girmektedir.”61
2.1.2.1. Belediyelerin Plansız Alanlara Yönelik Planları
Sağlıklı bir kentsel çevrenin inşasında arazi kullanım planlamasının
rolü büyüktür. “Karar alma biçimi olarak arazi kullanım planlamasının amacı,
çevresel değişimin ve kentsel genişlemenin etkili yönetimidir.”62 Ancak arazi
kullanım planlamasının uygulanması sürecinde kentsel çevre açısından
ortaya çıkabilecek sorunların iyi analiz edilmesi gerekmektedir. Özellikle arazi
kullanım planlamasının yapılmasındaki amaçlar ve belediyelerden beklentiler
göz önüne alındığı zaman kişisel ekonomik beklentiler, eşitlik ve kentsel
çevreyle
ilgili
beklentiler
arasında
önemli
bir
dengenin
kurulması
gerekmektedir. Örneğin dinamik kentsel yapıdaki değişmelere kentsel
planlamanın ayak uydurmasına yönelik olarak yapılırken kentsel konut
alanlarının genişletilmesi sırasında açık ve yeşil alanların yapılaşmaya
yönelik olarak imarlı alanlara dönüştürüldüğü de görülmektedir.
Arazi kullanım planlaması sürdürülebilir kentsel planlama ve gelişme
çerçevesinde değerlendirildiğinde, arazi kullanımının kentsel çevredeki
değişimle doğrudan ilgili olduğu görülmektedir. Arazi kullanım planlaması bu
anlamda, kentsel çevre ile ilgili düşünce ve amaçlarla doğrudan ilgilidir. Öte
yandan arazi kullanım planlaması kentsel sürdürülebilirlikle ilgili hedeflerin,
politikaların gerçekleştirilmesinde bir araçtır denilebilir.
Burada dikkate alınması gereken en önemli konulardan bir tanesi de,
arazi kullanım planlaması yapılırken, bu arazilere kaliteli yaşam sağlayacak
olan kentsel alt yapı düzenlerinin de kurulması gerekmektedir. Burada da
büyümenin sağlıklı olması enerji ve ulaşım hizmeti, su hizmeti gibi tüketim
61
62
Aras, a.g.e, s.115
Rydin, a.g.e, s 305.
47
ihtiyacının karşılanması gerekmektedir. Bu yüzden planlama kentsel nüfus
hareketliliğini karşılar nitelikte olmalıdır.
Arazi kullanım planlamasına kentsel çevre açısından bakıldığında
kentsel alt yapının kurulması ve ihtiyaçlara göre genişletilmesi için olanaklar
sağladığı da görülmektedir. Bu yüzden ulaşım ağının, boyutlarını, büyüme
enerji ihtiyacı, kentsel nüfusun hareket alanı tarafından belirlenmektedir. Öte
yandan planlama bu unsurları kontrol eden bir araçtır. Kentsel planlama
tarafından oluşturulan ileriye dönük kalıpları ile birlikte zayıf ve verimsiz
arazilerin kullanılması, risk bölgelerinin sel deprem gibi doğal afetlere açık
alanların yerleşim bölgeleri yerine kentsel çevreye yönelik ihtiyaçları
karşılamaya dönük olarak kullanılması, bu şekilde kent ve çevresel
unsurların dengesinin kurulması açısından önemlidir.
2.1.2.2. Belediyelerin Plan Değişiklikleri
Plan değişiklikleri çeşitli sebeplerle mevcut plan üzerinde yapılan
niceliksel ve niteliksel değişmelerdir. Plan değişiklikleri, kentsel koşulların
gerektirdiği şekilde, kentsel çevreye ve hiyerarşik olarak üst seviyede yapılan
plan gereklerine uyum sağlamak ve gerekli yapısal ihtiyaçları gidermek ve
planların sürdürülebilirliğini sağlamak gibi amaçlarla yapılmaktadır.
Plan değişikliklerinin kentsel çevre üzerindeki etkisini belirlemek için
öncelikle plan değişikliklerinin çevresel yapıyı etkileyen nedenlerinin
belirlenmesi gerekmektedir. “Plan değişiklikleri, çoğunlukla emsal, yoğunluk
kararlarının değişimini içeren yapılaşma koşullarının değişimi ile mekâna
yansımıştır. Böylelikle, mekânda yoğunluk artırımında plan değişiklikleri araç
olarak kullanılmıştır. Özellikle yeşil alanların yapılaşmaya açılması, konut
alanından ticaret alanına dönüşüm, sosyal donatı alanlarında ticaret
alanlarının eklemlenmesi gibi arazi kullanım değişiklikleriyle sonuçlanan
planlar olduğu gibi hem arazi kullanım kararlarının değişimi hem de
48
yapılaşma koşullarının değişiminin bir arada yaşandığı değişiklikler de
mevcuttur.”63
Arazi
kullanım
planlaması,
belediyelerin
kentsel
genişlemeyi
yönetebilecek yeterli alt yapıya sahip olması, arazi kullanım planlamasının
yapılması, uygulanması ve gerekli düzenleme ve değişikliklerin yapılması
sağlıklı kentsel sürdürülebilirlik açısından önemlidir. Bütün bu kentsel çevreyi
etkileyen arazi düzenlemelerinin hedefler doğrultusunda sonuçlandığının
denetimini sağlamak için yerleşmiş bir kurumsal çevre yönetimi ile
mümkündür.
Kentsel alanlar ile bu alanların etrafındaki çevre alanların en önemli
sağlayıcılarından biri olan arazi düzenlemesi, kentlerin çevreyi ilgilendiren
hizmetlerin sunumunda da etkindir. Arazi düzenlemelerinin kenti çevreleyen
alanlarda özellikle kent açısından çevresel anlamı olan yerlerde kentsel
çevrenin eksikliklerini giderici şekilde yapmak mümkündür. “Kent planlarının
uygulanması sürecinde rol alan idareler ve diğer aktörlerin “düzenlemelerin
en zahmetlisi” olarak nitelendirdikleri bu süreçte, alışılagelmiş imar parseli
üretme anlayışını aşmaya yönelik müdahaleler ortaya konmaktadır. Saha
araştırması kapsamında incelenen uygulamaların sadece % 5’ini oluşturan
sürece ilişkin temel amaç, taşınmaz sahiplerinin rızaya dayanarak bir yapı
adası içerisinde hisselendirilmesi ve bu yapı adasında oluşacak fiziksel çevre
üzerinde
uzlaştırılmasıdır.
Parsel
üretme
anlayışı
içerisinde
üretilen
uygulamalardan çok daha fazla zaman ve emek gerektiren bu sürece ilişkin
en önemli kazanım fiziksel çevrenin oluşumunun bir tasarım sorunsalına
dönüşmesidir.”64
63
Münevver Ö. Aras, Metropoliten Çevreye Yayılım Sürecinde Mevzi İmar Planları Ve Plan Değişikliklerinin
Kentsel Mekan ve Kentsel Rant Etkileri Ankara Çayyolu Örneği, Gazi Üniversitesi Fen bilimleri, Şehir ve Bölge
Planlama, 2008, s.98.
64
Mehmet Çağlar Meşhur, “Arazi Ve Arsa Düzenlemesi (18.Madde Uygulaması) Sürecinin Kentsel Mekân
Oluşumu Açısından İrdelenmesi”, s. 21-38, METU JFA 2008/2, ANKARA,2008, s.31
49
Plan değişiklikleri kentsel planlamada önemli işleve sahiptir. Özellikle
dinamik kent olgusunun egemen olduğu bir durumda hızlı büyüyen kentin
değişen ihtiyaçlarına karşılık vermek için sürekli kentsel arazi ve arsalara
yönelik mevcut planların değişikliğe uğratılması bir zorunluluk olarak
doğmuştur. Plan değişikleri aşağıdaki nedenlere dayanılarak yapılmaktadır.
Kentsel genişleme ile birlikte ortaya çıkan ihtiyaçların giderilmesi,
kentsel uyum ve düzenin sürekliliğinin sağlanması, özellikle de alt yapı
eksikliklerinin giderilmesi, park ve yeşil alan ihtiyaçlarının, yol, meydan, okul,
sağlık ve sosyal tesis ve benzeri ortak kullanım alanlarının oluşturulması
amacıyla plan değişiklikleri yapılabilmektedir. Arazilerin kullanılması ile ilgili
planlarda meydana gelen gelişmelerle özellikle yeşil ve açık alanların konut
ve ticaret alanları olarak kullanılması amacıyla dönüşüm sağlanmaktadır.
Değişen ihtiyaçlara göre ihtiyaçların giderilmesi bu ihtiyaçlara göre kentsel
yapıların yönlendirilmesi temel nedenlerden biri olmaktadır.
Özellikle kentsel temel planlarda değişiklik içerek planlar, kentsel
genişleme ile birlikte meydana gelen yapılaşmanın düzenlenmesi ve bu
şekilde çevreye ve üst düzeydeki politika ve planlara uyumu sağlayıcı rol
oynamaktadır. Bunun yanında üst düzey kentsel planların baştan yapılması
mümkün olmadığı ya da uygulamadan kaldırılması gerekmediği durumlarda
yeterli esnekliğin sağlanması ve değişen ihtiyaçlara cevap verebilmesi için de
önemli bir araçtır.
Plan değişiklikleri öncelikle imar haklarının belirlenmesi amacıyla
yapılmaktadır. Bu imar hakkı düzenlemeleri hak sahiplerinin daha fazla rant
elde etmek istemelerinden kaynaklanmaktadır. Bu amaçlar doğrultusunda
ruhsatsız yerlerin planla hukuki çerçeve içerisine alınması sağlanmaktadır.
Özellikle kentsel çevre açısından burada önemli olan noktalardan bir tanesi
çekme mesafelerinin kısaltılması ya da uzatılmasını düzenleyen yapılar
arasındaki mesafelerin değiştirilmesi ve planlarda dikkate alınmayan yapısal
eksikliklerin giderilmesi amaçlarına odaklanmaktadır.
50
Bunun dışında Kanunlar ve diğer yasal düzenlemeler doğrultusunda
yapılması zorunlu olanlar, mahkeme kararları, ayrılmış bölgelerin alanlarının
değiştirilmesi gibi nedenlerin yanında üst ölçekli planlarla uyum sağlamak,
planlama hatalarının
düzeltilmesi,
uygulamada
karşılaşılan
sorunların
giderilmesi içinde değişikliğe uğratılabilmektedir. Ayrıca sınır ve bölge
değişikliklerini temin etmek için plan değişiklikleri yapılabilir.
2.2. BELEDİYELERİN PLANLAMA HİZMETİNİN KENTSEL ÇEVRE
ELAMANLARI İLE İLİŞKİSİ
Belediye çok yönlü bir örgütsel yapıdır. Bu yüzden gerçekleştirdiği her
bir eylem diğer yönleri ile ilişkili olduğu gibi kent ve kentsel çevre ile de
ilgilidir. Kentsel çevreyi oluşturan ya da onu tamamlayan ya da oluşumunu ve
gelişimini etkileyen, alt yapı, atıklar, konut, yeşil alanlar, gürültü kirliliği ve
hava kalitesi gibi çeşitli unsurlar, belediyelerin planlama hizmetinden
etkilenmekte ya da planlama açısından yönlendirici olmaktadır.
“Şehir
planlaması
fiziksel,
sosyal
ve
ekonomik
çevrelerin
organizasyonu ve şehirlerin yönetimi konularında çözüm üreten bir alandır ve
bu
sebeple
sorunların
ortaya
konulmasında
ve
hayat
kalitesinin
artırılmasında anahtar bir role sahiptir.”65 Bu çerçevede planlama ve kentsel
çevreyi ilgilendiren alanlar arasındaki ilişkiyi iki türlü ele almak mümkündür.
Bunları doğrudan planlama ile şekillenenler ve planlamadan etkilenenler
şeklinde ayrıma tabi tutmak mümkündür.
2.2.1. Doğrudan Planlama ile Şekillenen ilişki Alanları
Kentsel planlama sürecinde boyutları ve özelliklerine yer verilen ve
kentsel çevreyi etkileyen bazı faktörler kentsel alanların fiziki ve beşeri olarak
65
Handan Türkoğlu, Sağlıklı Şehir ve Şehir Planlaması, 2010, (erişim) www.skb.org.tr, 17 Nisan 2011.
51
şekillenmesini sağlamaktadır. Bu faktörler kentsel çevre üzerinde doğrudan
etkili olmaktadırlar.
2.2.1.1. Doğal ve Yapay Yeşil Alanlar ve Planlama
Açık ve yeşil alanlar çevresel boyutu ağır basan kentsel unsurlardır.
“Açık ve Yeşil Alanlar Ana Planı doğrultusunda ele alınacak, kentsel yeşil
sistem parçalarının; kent bütünü açık-yeşil alanlar sisteminin bütünleri
olması, kent makro formunun bir parçası olarak, farklı kentsel bölge ve kent
parçalarını bir birinden ayıran kuşak ve koridorlar tanımlaması, olası bir afet
durumunda afet tehlike ve risklerini azaltacak biçimde işlev görebilecek bir
bütünlük sunması, kentsel riskleri içeren stratejik yapı ve tesislerin, açık ve
yeşil alan sistemine komşu bir biçimde yer seçmesinin sağlanması, bütünlük
ve kentsel yaşam kalitesini artıran nefes alma noktaları olarak tanımlanması
esastır.”66
Doğal ve yapay yeşil alanlar kentsel çevrenin temel unsurudur.
Yüksek kalitede, iyi düzenlenmiş ve yönetilmiş parklar ve kamusal alanlar
kişisel huzurun geliştirilmesi ve pozitif sosyal, ekonomik ve çevresel değerler
için önemli rol oynar. Bir yerleşim alanı için kentsel yeşil anların yoğunluğu
kentteki sağlıklı çevre açısından önemlidir. Öyle ki kentsel çevrenin
gelişmişliği genel olarak yeterli yeşil alanın varlığı ile ölçülür. Bu yüzden
planlamanın öncelikle var olan yeşil alanları tahrip etmemesi, ikinci olarak da
yeşil alanların geliştirilmesi ve artırılması için olanaklar içermesi ve
uygulanması gerekmektedir.
Açık ve yeşil alanlar olarak bilinen kentsel alanlar kentlerin sağlıklı bir
şekilde büyümesini sağlamak açısından önemlidir. Bu alanlar pasif gibi
66
Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar ve şehircilik Dairesi Başkanlığı, 2023 Başkent Ankara Nazım İmar Planı
Uygulamaya Yönelik Çevre Plan Koşulları, 2006, s.48.
52
görünse de, kentlilerin birçok ihtiyaçlarını görmektedir. Özellikle regresyon
alanları açısından vazgeçilmezdir. Öyle ki ister pasif olsun isterse aktif olsun
kentsel çevre elamanı olarak, insanların hareketi ile şekillenen ya da pasif
durumda önemli ihtiyaçların giderilmesinde etkindir. Açık ve yeşil alanlar
çevresel yönü ile doğal temiz hava ihtiyacının giderilmesinde ve kötüleşen
hava şartlarının dengelenmesinde, kentin stres oluşturacak bölgelerinin
rahatlamasına yardımcı olur. Kentsel çevre açısından önemli ”67 bu alanların
elde edilmesi ya da korunması kentsel planlama yoluyla arazi ve arsaların
yönetilmesi ile mümkündür. “Planlama, uygun yerlerde, uygulanan hizmet ve
erişebilirlik seviyesi açısından iyi bir standart sağlayarak, meydanlar, küçük
parklar ve oyun alanları yeni kamusal alanlar yaratılmasına yardımcı olabilir.
Bu ise, hem eski alanlarda yenileme canlandırma planları kanalıyla hem de
yeni gelişen alanlarda düzenleyici planlama süreçleri kanalıyla yapılabilir.”68
Doğal çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve bunların sosyal ve
ekonomik alanda katkıları kentsel planlamada gözetilmelidir.
Planların
yapılmasında “doğal bitki örtüsünü etkileyecek alanın mümkün olduğu kadar
sınırlı tutulmasıdır. Arazi temizleme eylemlerinin sınırlandırılması, ağaç
kesiminde ekolojik bakımdan olumlu işletme yöntemlerinin geliştirilmesi,
araçların kullanacağı alanların kısıtlanması, park alanlarında asfalt ve beton
yerine, kırılmış taş kaplama yapılması, ilaçlamayı minimize etmek”69
gibi
amaçlar güdülmelidir.
Kentsel genişleme kentsel sınırları da genişletirken öncelikle doğal
yapısı ile anılan kırsal alanlara doğru yönelmektedir. Bu nedenle “Arazi
kullanım planlaması kentsel ve kırsal kullanımların dağılımı ile de ilgilidir.”70
Bu çerçevede kentsel ve kırsal alanlar arasında denge kurulurken bu
67
Helen B. Cabe, “Linking the quality of public spaces to quality of life” s. 240-248, Journal of Place
Management and Development, Vol. 2 No. 3, Emerald Group Publishing Limited, London, UK, 2009, s.240.
68
Barton, Tsorou, a.g.e., s.151
69
İTÜ GRUP, a.g.e., 85
70
Alan W. Evans, Economics and Land Use Planning, UK, Blackwell Publishing, 2004, s.59.
53
genişlemenin
öncelikle
kenti
tamamlayan
arazi
parçaları
üzerinde
gerçekleştirilmesinden dolayı kentsel çevre üzerinde doğrudan etkilidir. Bu
yüzden
genişlemenin
gerçekleştirilmesi
sırasında
kentsel
çevre
de
düzenlenmekte, çoğu zaman doğal ortam üzerinde değişiklikleri de
beraberinde getirmektedir. Bu düzenlemenin kentsel çevreyi yapılandıracak
şekilde yapılması ve yoğun yeşil alan oluşturulmasına öncelik verilmesi
gerekmektedir. Öyle ki olumlu müdahale olmadığı takdirde kentsel genişleme
mutlaka kırsal alanlara doğru olmakta ve kırsal alanlardaki yeşil kuşağın
daralmasını beraberinde getirmektedir.
2.2.1.2. Belediyelerin Altyapı Hizmetleri ve Planlama
Bir kentsel yapı içerisinde, kentin çeşitli bölgeleri ile bağlantı noktaları
ve kanalları, açık ve yeşil alan bölümleri, ulaşım ağları ve hizmet sunulan
tesislerin dağılımı, aktivite alanları, katı ve sıvı atık tesisleri ve hizmetleri,
iletişim ve enerji ağları gibi birçok ayrıntı içeren unsurlar vardır. Bu unsurların
var olması yerleşim için gerekli olanakların önünü de açmış olmakta ve kent
mevcut olan alanlara doğru genişleme göstermektedir. Bütün bunların
kentsel planlama ile belirlendiği durumda kentsel genişlemenin yönü ve çekici
unsurları da bu alt yapı niteliğindeki hizmetlerin sunumu ile ilişkisi de ortaya
çıkmaktadır.
Kentsel alt yapı unsuru “Yer altı alanları; arazi kullanma, yapılanma ve
çevre ile ilgili olarak çok geniş bir planlama (problem) alanına, kentte,
potansiyel (alternatif) çözümler sunar. Yer altı planlaması, kent planlaması
bütünü ile birlikte ele alınmalıdır ki, yer altı kaynağından yeteri kadar
54
faydalansın ve bu alanlar ziyan edilmesin, yer altı planlaması sırf gaye
olmayıp, bütün kentsel çevrenin geliştirilmesi için araçtır.”71
“Altyapıların kentsel gelişmeyi yönlendirmekte kullanılması, özellikle
büyük kentlerde stratejik kent planlaması yapıldığında önem kazanmaktadır.
Stratejik planlarla altyapı planları arasında dinamik bir ilişki bulunmalıdır.
Stratejik planlara dayanılarak kentsel gelişmenin denetim altına alınmasının
en önemli araçlarından biri altyapı projeleri ve bunların yenilikçi finansman
biçimleri olacaktır.”72
Alt yapı planlamasında dikkate alınması gereken en önemli unsur
ulaşıma yönelik yapılan düzenlemelerdir. “Her şehir bölgesi tüm ulaşım
şekillerini koordine eden ve politika güçlenmesine olanak sağlayacak arazi
kullanım planlarına bağlantı kuran sağlıklı bir ulaşım stratejisine gereksinim
duymaktadır.”73 Bu yolla ihtiyaçların kolektif karşılanması çevreye verilen
zararı
azaltacaktır.
Öyle
ki
yollar,
mesken
planlamaları,
kuralları,
kanalizasyon sitemleri, otopark alanlarının aktif kullanımı temelli altyapı
yatırımları enerji ve alan tüketimini azaltacaktır.
Kentsel hayatın sürdürülebilirliği ulaşımın sürekliliği ile ilgilidir ve
ulaşım sağlıklı bir şekilde gerçekleşmediği takdirde kentsel çevre her yönü ile
yaşanılırlığını kaybeder. Alt yapı açısından gerekli olan en kısa ve sürekli
ulaşım ağı hem yapısal olarak kentsel yaşamın sürdürülebilirliği için önemlidir
hem de diğer taraftan enerji tasarrufu sağlanması ve kirliliğin önlenme
açısından da gereklidir. Bu nedenle kentsel çevrenin inşasında öncelikle
ulaşım alt yapısının planlamada belirlenerek kapasitesine uygun diğer konut,
işyeri ve sanayi alanlarının şekillendirilmesi gerekmektedir.
71
Aykut Hokkacı, Sürdürülebilir Planlama ve Bazı Planlama Stratejileri, s.39-51, ed. Güner Gezim,
Hakan Alp, Kent Planlama Çevre Koruma Semineri Bildirileri, İller Bankası Genel Müdürlüğü, 1998,
s.46.
72
Tekeli, a.g.e., s.118.
73
Barton, Tsorou, a.g.e., s.113.
55
Hızla artan nüfusun meydana getirdiği kentsel genişleme ve
yoğunlaşmanın ihtiyacı olan sosyal ve teknik alt yapıların karşılanması için
büyük ekonomik değeri olan planlamanın yapılması gerekmektedir. Özellikle
ileriye dönük, nüfus artışı ve kentsel büyüme faktörleri göz önüne alınarak
yapılan bir planlama bu alt yapı ihtiyacını en optimum düzeyde en uygun
şartlarla sağlanmasına yardımcı olacaktır. Çünkü özellikle ulaşım, enerji nakli
ve katı ve sıvı atık nakli ile su hizmetlerinin sağlanması açısından önemlidir.
Kent planlaması ile belirlenen ulaşım sistemleri yerleşim bölgelerine
en uygun şekilde iletişimi sağlamak temellidir. Bu şekilde kentsel
hareketliliğin sağlanmasına yönelik olarak aktivite bölgeleri ile yerleşme
alanları arasındaki bağın da kurulması sağlanmaktadır. Bu şekilde kentsel
çevreye en az zararı veren, modern ulaşım teknikleri kullanılmasına yönelik
metro, raylı sistemler gibi toplu taşıma yönelik alternatifler değerlendirilebilir.
Ayrıca motorlu kişisel taşıtların kullanılması yerine, yaya ve bisiklet ağırlıklı
kullanımlara yönelinmesini sağlayacak imkânlar kentsel planlama ile ortaya
çıkarılabilmektedir.
2.2.2. Planlamadan Etkilenen İlişki Alanları
Planlama sonrasında dolaylı olarak kentsel çevre üzerinde etkili olan
ve belediyenin aktiviteleri ile de ilgili olan hizmet gerektiren alanlardır. Çevre
kirliliği, aktivite alanlarının seçimi, düzenli konut ihtiyacının ve enerji
tasarrufunun sağlanmasında belediyelerin planlama hizmeti önemli katkılar
sağlayacak potansiyeldedir.
56
2.2.2.1.
Çevre Kirliliği ve Planlama
Kentin oluşum ve gelişiminde etkin olan insanların kullanımından
kaynaklanan atıkların kentsel çevre ve belediyeler açısından en önemli sorun
olduğu ve kentsel alanın temizliği açısından en fazla bütçe ayrılan ve
belediyeyi temel olarak gören hizmet temizlik ve alt yapı sistemidir. Alt yapı
sisteminin kurulması ve işlerliği açısından planlama vazgeçilmez bir
unsurdur. Öyle ki alt yapının kentsel alanlara ulaştırılması ve kentsel çevreyi
tamamlaması düzenli bir alt yapı ve üst yapı planlaması ile mümkündür.
Diğer yandan katı ve sıvı atıkların kontrolü ve taşınması ve muhafazası yok
edilmesi anlamında da kullanılacak kentsel bölgelerin önceden planlanması
ve kentsel çevreye zarar vermemesi esastır.
Kentsel genişlemede karşılaşılan sorunların bir tanesi de içme
suyunun temin edilmesi ve atık suyun tahliyesidir. Artan nüfus ile birlikte
kentlerde tüketiminin artması kentsel genişlemenin alt yapı sorununu
beraberinde getirmesi ve kaynakları kirletmesi planlamada bu konuların
önemli kabul edilmesini beraberinde getirmiştir.
Planlamanın
kentsel
genişlemeden
geride
kaldığı
durumlarda
kanalizasyon sisteminin hizmet sınırı yerleşmelerin gerisinde kalmaktadır.
Oysa sağlıklı kentsel çevrenin inşasında bu iki genişlemenin beraber gitmesi
gerekmektedir.
Bu
nedenle
“İmar
planları
yapılırken
içmesuyu
ve
kanalizasyon tesisleri dikkate alınmalı, imar planları bu hizmetlerin ucuz ve
kolay olmasını sağlayacak şekilde yönlendirilmelidir. İmar planları çalışmaları
sürdürülürken içmesuyu ve kanalizasyon konusunda uzman kişilerin
görüşlerine başvurulmalıdır”74
Katı atıklar ile ilgili bütün işlemlere ilişkin görev ve sorumluluklar
belediyelere verilmiştir. Kent planlama ile temiz suyun sağlanması ve atık
74
Birinci Çevre ve Ormancılık Şurası Kararları, Antalya, 22-24 Mart 2005.
57
suyun
tahliyesinin
sağlanmasına
yönelik
alt
yapı
düzenlenmesi
yapılmaktadır. Ancak özellikle küçük ölçekli belediyelerde alt yapı sorununun
yoğun yaşandığı bilinmektedir. Sürekli düzensiz şekilde genişleyen kentin
herbir yeni birimine bu hizmetin sağlanması mümkün olamayabilmektedir.
Ancak Türkiye gibi ülkelerde belediyelerin çoğunda genelde kentin yakın
çevresindeki alanlarda her hangi bir arıtma dönüşüm sistemi olmadan
depolanmaktadır. Oysa kentsel çevre açısından önemli olan açık ve yeşil
alanların atık sularla kirletilmesi, yeterli alt yapının kurulmayarak açık tahliye
sisteminin kullanılması önemli çevresel sorunlar ortaya çıkarmaktadır.
Kentlerin hayatın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilirliği için, katı ve sıvı
atıkların toplanması nakliyesi ve kontrolü önemlidir.
Kent planlamasında
uygulanmasında da göz ardı edilecek bir konu değildir ve bu yüzden kent
planlamasında düzenlenebilecek konular arasındadır. Kentlerin sosyal ve
ekonomik hayatının sürdürülebilirliği açısından önemsiz gibi görünen içme
suyu ve kirlenmiş suyun nakliyesi, katı atıkların toplanması ve imhası ya da
dönüştürülmesi kentsel planlama da mutlaka göz önünde bulundurulması
gereken konulardandır.
Kentsel genişleme sürecinin kentsel çevrenin bir elamanı olan hava
kalitesi üzerinde de olumsuz etkileri vardır. Özellikle kentsel yerleşmenin
oluşturulduğu alanın toprak yapısı, hava durumu, güneş açıları, doğal ulaşım
olanakları, rüzgâr yönleri analiz edilerek, kentleşme aktivite alanlarının tespit
edilmesi gerekmekte nüfus hareketleri ve kentsel gelişme yönü bu çerçevede
kontrol edilmelidir. “İmar ve nazım planlarının hazırlanması sırasında arazi
kullanım kararları verilirken, gürültü kaynaklarının konut, eğitim sağlık, ve
rekreasyon alanlarından uzak olması sağlanmalıdır.”75
75
Sücaattin Kırımhan , Çevre Yönetimi: Nüfus Kaynak ve Çevre İlişkisi, Ankara, Turhan Kitabevi,
2005, s.223.
58
2.2.2.2.
Aktivite Alanlarının Seçimi ve Planlama
Kent içerisinde ve çevresinde yer alan ve kentsel çevreye katkıları
olabilecek unsurların temel özelliklerinin korunarak kullanılması ve bu şekilde
diğer aktivite bölgeleri ile uyumlaştırılması ve çapraz etki oluşturacak şekilde
bağlantının oluşturulması mümkündür. Bu şekilde hem kentsel yeşil alanlar
oluşturulurken
bu
alanların
aynı
zamanda
aktivite
bölgeleri
olarak
kullanılmasının yanında doğal veya yapay olarak elde edilmiş aktivite
alanlarının etkinliğinin artırılması açısından kentsel planlamanın politikaları
içerisinde değerlendirilmesi mümkündür.
Planlama yapılırken tarım alanları ve yeşil alanlar göz önünde
bulundurulmalıdır. Çünkü kentsel büyümenin başlangıcında, ilk yerleşmeler
tarımsal ve sağlıklı yaşanabilirlik gerekçesi ile yapıldığından kentte genelde
bu düzenli ve koşulları daha uygun alanlar üzerinde genişlemektedir. Bu
yüzden doğrudan kentsel çevre ile ilgili görülmese de düşük yoğunluklu
tarımsal sektör ile iç içe olan kentlerde tarım alanları kentsel alanlarla
bütünleşebilmektedir. Burada kentsel genişleme ile birlikte artan yapay
alanlar tarımsal alanları azaltmakta böylece tarımsal yapısı ağırlıklı olan
kentsel bu özelliğini kaybedebilmektedir. Kentleşmenin bir sonucu olarak
gözüken verimli tarım alanlarının kentsel ihtiyaçlar doğrultusunda yapılaşma
alanı olarak kullanılması tarımsal alanları dolayısıyla açık ve yeşil alanları da
yok etmektedir.
Kentsel genişlemeden kentin yerleşim yerine yakın ormanlar da
olumsuz etkilenmektedir. Tarım alanlarından sonra en fazla yerleşim için
kullanılan alanlar ormanlardır. Ormanların tercih edilmesinin en önemli
nedenlerinden birisi de çoğunluğunun şahıs arazisi olmadığından rantının
daha yüksek olmasıdır. Yerleşmenin yanında turizme yönelik amaçlar öne
sürülerek yasa dışı amaçlarla ayda turizm teşvikleri ile özel yapılı planlar ya
da istisnalar yolu ile de ormanlar tahrip edilmektedir.
59
Aktivite alanlarının belirlenmesi sırasında her ne kadar geniş
kapsamda toprağın verimlilik analizleri yapılsa ve yerleşme bölgeleri buna
göre belirlenmesi gerekse de kentleşme sürecinde en fazla tahrip edilen
hazır ve kolay inşaata müsait alanlar olarak kullanılmakta ve çabuk
vazgeçilmektedir.
Kentsel dönüşüm ya da yenilenme yapılan alanlarda çeşitli yapılanma
stratejileri uygulanmaktadır. Bunlar planlama alanının durumuna göre
değişmektedir. Duruma göre düşük yoğunluklu yada çok katlı (açık ve yeşil
alan
miktarını
artırmaya
odaklanan)
planlama
şekillerinden
birisi
seçilmektedir. Bu yöntemlerden birisi seçilerek, düzenli kentsel yapılanma ve
çevre açısından sorun olarak gözüken gecekondu alanları da planlamaya
dâhil edilmektedir. Özellikle düşük yoğunluklu nüfus yapısı ve bahçe alanı ile
dönüşüm sürecinde kentsel çevre oluşumuna katkı sağlayacak şekle
dönüştürülmesi mümkün olmaktadır.
Kentsel planlar kentsel alanların her yönü ile şekillendirilmesine
yönelik olduğundan özellikle sanayi kuruluşlarının kentsel yapı içinde
yerlerinin belirlenmesini de içermektedir. Bu nedenle sanayi alanlarının
kentsel çevre ile uyumlu ve sıkı kontrol altında tutulması ve kentsel
duyarlılığa uygun planlanması esastır. Özellikle doğal çevre üzerinde daha
sonra kentsel çevre konusunda önemli olan sanayi bölgelerinin seçiminde
daha çok sadece işletme maliyetleri ve kar maksimizasyonu dikkate
alınmakta, kısa ve uzun dönemli kentsel çevre üzerindeki dışsal maliyetler
göz ardı edilmektedir.
2.2.2.3. Düzenli Konut İhtiyacının Sağlanması ve Planlama
Kentsel çevreyi ilgilendiren en önemli yapay unsur binalar ve
tesislerdir. Hızlı büyüyen kentlerde barınma ve aktivite ihtiyacının sağlanması
başta konut ve tesis üretilmesi ile sağlanmaktadır. Ancak özellikle üzerinde
60
durulması gereken ihtiyaçlara göre düzenli olarak konut ihtiyacının
giderilemediği durumlarda hızlı ve düzensiz kentleşmenin sonucu olan
gecekondulaşma- kaçak yapılaşma kentsel çevre açısından önemli bir sorun
olarak ortaya çıkmaktadır. Şehirsel görünüm açısından olumsuz sonuçları
beraberinde getirmesi yanında havanın, suyun ve ortamın kirlenmesinde
önemli nedenlerden bir tanesidir. Bu yüzden önceden yapılmış ve
uygulamaya konmuş olan kentsel planlar gecekondulaşmayı önleyecek ve
çarpık
kentleşmenin
neden
olduğu
kentsel
çevrenin
gelişimine
ve
bozulmasına engel olan etmenlere de engel olmuş olacaktır. Ancak kent
planları kentsel yapılanmayı kontrol edeceği ve şekillendireceği yere kaçak
yapılaşmayı teşvik edici ve onaylayıcı nitelik kazanabilmektedir. Bunun
sonucunda kentsel çevre üretmek ve onu geliştirmek yerine kentsel çevrenin
mevcut durumunun yok edilmesinde bir araç olarak da kullanılabilmektedir.
Düzgün işleyen bir şehirleşme süreci yaşanması için doğal alanların,
hak
sahibelerinin
belirlenerek,
buralarda
düzenli
kentleşmenin
sağlanamaması için sağlam bir planlama ve ihtiyaç duyulan alt yapıların
yerleştirilmesi
gerekmektedir.
Bu
süreçte
de
planlama
özellikle
gecekondulaşmanın önlenmesi, düzenli kentsel yapılanma için önemlidir.
Öte yandan, kentsel genişlemeye bağlı olarak kentsel planlamadan en
önemli beklenti artan konut ihtiyacının karşılanmasına yönelik düzenlemeler
içermesi ve yeni alanların yerleşime açılmasıdır. Yalnız bu şekilde bir
planlama yaklaşımı uzun dönemde kentsel çevresel düzenin dengelerini
olumsuz yönde değiştirmektedir. Tamamen konut ihtiyacına yönelik olarak
belediyeler tarafından yapılan arazi ve arsa üretmeyi hedefleyen bir planlama
doğrudan kentsel çevre ile ilgili dinamikleri etkilemektedir. Çünkü arazi ve
arsa üretilmesi sürecinde sadece konut ihtiyacına yönelik olmayan ve kentsel
çevre açısından da olumlu gelişmelere yol açabilecek şekilde düzenlemeler
yapılması gerekmektedir. Bu iki ihtiyaç arasındaki dengenin bozulmaması
planlamanın temel mantığı olarak görülmesi gerekmektedir. Öyleki arazi ve
arsa düzenlemesi aynı zamanda kentsel çevrenin de düzenlenmesi
61
demektedir. Çünkü alanların fonksiyonel olarak ayrılması da bu aşamada
gerçekleşmektedir.
En önemli sorun bu dengenin planlamada yeterince gözetilip
gözetilmediğidir.
Çünkü
kentsel
planlamada
karşılaşılan
en
önemli
sorunlardan bir tanesi de kamusal hizmet olarak görülen planlama hizmetinin
kamusal yarar yerine planlama rantı ile ilişkili olarak baskı ve çıkar
gruplarının beklentilerine karşı duyarsız kalamamasıdır. Çünkü planlamayla
kamusal hizmetler çoğu zaman uzun dönemli ve kamusal alanlara yönelik
faydalar beklenerek yapıldığından daha çok kısa dönemli kişisel beklenti ve
hedeflerle çelişmektedir. Kentsel planlama ve kentsel çevrenin inşası
arasındaki olumlu bağın kopmasında en büyük sebep de budur. Bu şekilde
kent insanla uyumlu kentsel çevre inşası yerine doğal çevrenin yok edilerek
kentin yapaylaşması dolayısıyla planlama hizmetinin kamusal yarar bağının
koparılmasını beraberinde getirmektedir.
Kaçak yapılaşmanın temel nedenlerinden birisi kentsel plan içerisinde
olmama
eğilimidir.
Bu
eğilim
çoğu
zaman
belediyeler
tarafından
desteklenmese de engel olunmaması nedeniyle artmaktadır. Örneğin
gecekondulaşma kentsel planlardan bir tanesi olan ıslah imar planları ile
yasallaştırılmakta
ve
daha
genel
nitelikte
yapılan
imar
planları
gecekondulaşmaya sebep olanların istekleri doğrultusunda değiştirilmekte
kısacası kamusal hizmet ve kamusal yarardan kişisel yasa dışı hareket
edenlerin beklentileri doğrultusunda vazgeçilmektedir.
Kent planlamasının yoğun yerleşme modelini kullanarak aşırı arazi
tüketiminin önüne geçebilecek şekilde yapılması mümkündür. Bu şekilde
hem doğal ortama müdahale azaltılırken hem de kentsel çevrenin inşası
kolaylaştırılmış olmaktadır. Özellikle kullanım açık ve yeşil alanları limitlerinin
daha yüksek tutulduğu ve binalar arasındaki mesafelerin daha uzak olduğu
bu yerleşim biçimleri, kentsel genişlemenin neden olduğu önemli sorunların
62
azaltılmasını ya da yok edilmesini de beraberinde getirdiği için kentsel
çevrenin inşasında önemli yere sahiptir.
2.2.2.4.
Enerji Tasarrufu Sağlanması ve Planlama
Kentsel genişleme ya da hareketler, doğal kaynaklar üzerinde sürekli
baskı oluşturan etmenlerdendir. Planlama yapılırken tüm enerji kaynakları
olabildiğince verimli kullanılırken bazıları az kullanılarak bazıları da çok
kullanılarak bu verimlilik seviyesinin yakalanılması konusunda analizler
yapılabilmektedir. Bu durumlar göz önüne alındığı takdirde doğal çevre
üzerindeki baskı azaltılırken, yüksek enerji kullanımının yol açtığı kentsel
olumsuzluklar; hava ve su kirliliği, verimli toprakların ve açık ve yeşil alanlar
gibi doğal kaynakların kullanımı gibi azaltılarak sağlıklı kentsel çevrenin
inşasına katkıda bulunulur.
Kentsel yapay yapılar ile bağlantılı olduğu çevre arasındaki uyum
kentsel çevrenin kalitesini de doğrudan etkilemektedir. Yapay çevre etrafında
şekillenen açık ve yeşil alanlar alt yapılar, sokaklar ulaşım ağları ve diğer
kamusal alanlar beraberinde kentsel çevreyi oluşturmaktadır. Bu nedenle
kentsel çevre yapay çevreye dinamik katan ve onu yaşanabilir kılan temel
unsurdur. Yapay çevrenin ihtiyaç duyduğu kamusal alanları, açık ve yeşil
alanları, korunmuş kentsel akış, canlılık ve zenginlik ancak kentsel çevre ile
mümkün olduğundan inşası bir gereklilik olmuştur.
“Bir bölgenin planlaması aşamasında, tasarımcı, binaların genişlik ve
yükseklikleriyle, açık alanlar ve yürüme yollarıyla ilintili olarak farklı geometrik
formlarla denemeler yapmaktadır. Bina çevresindeki rüzgâr akışının dağılımı,
bina geometrisiyle doğrudan ilgilidir. Dolayısıyla, bir binanın geometrisinin
değiştirilmesi diğer binaların çevresindeki rüzgâr akışını da değiştirmektedir.
Yeni binalar farklı mikro iklimler, değişik rüzgâr akışları ve gölgeleme alanları
63
yaratmaktadır.”76 Örneğin, rüzgâr yönü düzenlemesi mikro bir yapısı olması
ve kentsel çevre ile doğrudan ilişkisi olmaması nedeniyle planlama da çok
fazla dikkate alınmasa da rüzgâr yönleri dikkate alınarak yerleşme
planlanmasının
yapılması,
bu
çerçevede
bina
yükseklikleri
ve
konumlandırılması planlamanın ayrıntısında yer alabilmektedir.
Kentsel çevre açısından önem arz eden konulardan birisi de ısıtma
sistemlerinin çağdaş koşullarda planlanarak kullanılmamasıdır. Özellikle hava
kirliliği ile önemli olmasının yanında kentsel çevrenin tüketilmesi konusunda
da önemlidir. Bu yüzden kent planlamasında kentsel çevre ile uyumlu enerji
tüketim
planlaması
yapılarak
çevreye
zarar
vermeyen
kaynaklara
yönelinmesini sağlamak gerekmektedir.
Enerji tasarrufu ve enerjisinin sağlıklı kullanımı yani dönüşümü olan
enerji kaynaklarına yönelinmediği takdirde kentsel çevre üzerinde kirletici rol
oynayacaktır. Bu da kısa ve uzun vadede önemli çevresel sorunları
beraberinde
getirecektir.
Bu
şekilde
sürdürülebilir
kentsel
çevrenin
sağlanması mümkün olmayacaktır. Ulaşım yönü değerlendirildiğinde kent içi
ulaşım alt yapısı ve ağı enerji tasarrufu ve çevre kirliliği açısından
bağlantılıdır. Bu nedenlerle hem kirlilik açısından hem tasarruf açısından
şehir içindeki aktivite bölgelerine ulaşımın en kolay sağlanması yanında özel
araç ulaşımını azaltacak yönde kent planlaması gereklidir.
Planlamada, yapılan inşaatların yükseklikleri, ara mesafeleri enerji
tasarrufu sağlayacak ve enerji etkinliğini sağlayacak şekilde belirlenmesi
gerekmektedir. Bu nedenle kentsel planlama ile belirlenen bu kıstaslar bu
amacı gerçekleştirecek yeterlilikte olmalıdır. Ayrıca düzenlemelerde kişisel
hak olarak bunu kentsel alanda yaşayanlara vermiştir. Hem planlama hem
de haklar noktasında önemli olduğundan planlama ile güneş ve rüzgâr
76
M. Halis Günel, H. Emre Ilgın, Güneş ve Rüzgâr (Erişim) Haklarının Analizi ve Kentsel Planlama
Kriterleri Bağlamında Türkiye Önerisi, TÜBİTAK Mühendislik Araştırma Grubu, 2007, s.66.
64
hakları dikkate alınarak “kentsel planlama için tasarım kriterleri oluşturabilir;
ancak güneş ve rüzgâr hakları, oluşturdukları kriterlerin sağlanması için
planlama sürecinde kullanılacak yöntemi ve tasarım araçlarını da plancıya
doğrudan sunar.”77
2.2.3. Sağlıklı Kentsel Çevre Üzerinde İlişkilerin Birleştirilmesi
Kentsel çevre yapılanmış, yapay çevre ve doğal çevrenin bileşimi
şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yalnız bu ilişkiyi etkileyen ikincil konumda
iklimsel şartlar, doğal yaşam, nüfus, enerji, su ve hava bileşenlerinin farklı
noktalardan bu üç çevre üzerinde etkisi vardır.
“Kent planlamanın temel hedeflerinden birisi çevresi ile birlikte
kentlerdeki yaşam kalitesini (ki burada yalnızca insanların (Toplumun
anlaşılmasın fulara ve faunayı içerecek şekilde tüm canlıların yaşam
çevresini kastedilmektedir) iyileştirmek ve yükseltmektir.”78 Yalnız kentsel
planlama bu amaçtan uzaklaşarak, imarsız alanları imar planına alarak, bazı
kesimlere rant sağlamak, bu şekilde kentsel genişleme ile birlikte doğal
alanları azaltmak, ya da plan değişiklikleri ile kentsel yapıyı bozmak, daha
fazla nüfus için konut alanları üretmek ve kentsel çevreye yönelik alanları
azaltmak işlevini görmüştür.
Sorunun temel çıkış noktalarının bir tanesi de konut ya da kişi başına
gerekli alt yapı ihtiyacı belirlenmesine rağmen bunların plan yapma sırasında
ne kadar dikkate alındığıdır. Çünkü planlama ile yeterli alanın ayrılması ve
bölgelerin tespit edilmesi gerekmektedir. Ayrıca kentsel planlama ile ilişkili
olan alanlarda yapılan planlamanın belediyeler tarafından eşgüdüm halinde
gerçekleştirilmesi ve bir birini tamamlar nitelikte zamanında plan dâhilinde
77
78
Günel, Ilgın, a.g.e., s.29.
Perihan Kiper, “İmar Planlama Sürecinde Çevre Boyutu” s.51-87, Kent Planlama Çevre Koruma
Seminerleri Bildirileri, 1998, s.68.
65
gerçekleştirilmesi beklenmektedir. Kentsel planlamanın başarısı içinde
önemli olan bu işbirliği sonucunda sağlıklı kentsel çevrenin inşasını
sağlayacaktır.
“Yerel stratejiler ve planlar hazırlanırken, eşitlik, yoksunluk ve
kırılganlığa özel ilgi gösterilerek her yaş grubundan, her çeşit sosyal koşulda
ve şehrin farklı bölümlerinde yaşayan insanlar için fiziksel aktivitenin
desteklenmesi amacına önem vermelidir. Fiziksel aktivite olanakları, yerleşim
alanlarına yakın yerlerde yaratılmalı ve aynı zamanda daha temiz, daha
güvenli, daha yeşil ve daha aktivite dostu yerel çevreler oluşturulmalıdır.
Ortaklığa dayalı stratejiler farklı mekânlarda (mahalleler, sağlık hizmetlerinin
verildiği yerler, işyerleri, okullar ve ulaşım sistemleri gibi) fiziksel aktivitenin
desteklenmesine
ve
aktif
seçimin
daha
kolay
hale
getirilmesine
odaklanmalıdır”79
Kentleşmeden etkilenen en önemli konulardan birisi de biyolojik
yapıdır.
Kent planlaması toprağın kullanımına ve görünürdeki değerlere
önem verdiğinden biyolojik yapı çoğu zaman göz ardı edilebilmektedir. Bu
nedenle kent planlaması aşamasında biyolojik çeşitliliğine yönelik olarak
ulusal
park
alanları,
koruma
bölgeleri,
gibi
özel
yapılı
alanlar
oluşturulmaktadır.
İyi kurulmuş kent, tüm vatandaşlar tarafından erişilebilir olan, esenliği,
güvenliği ve kolay erişilebilirliği destekleyici fiziksel ve yapay bir çevre sunar.
Konut çevresinin fiziksel ve sosyal özellikleri, sağlık üzerindeki doğrudan ve
dolaylı etkileri bağlamında ele alındığında, akla konut çevresinin hem
mekânsal hem de işlevsel bir bileşeni olan kentsel yeşil alanlar gelmektedir.
Konut çevresindeki kentsel yeşil alanlar diğer bir deyişle mahalle parkları,
hem çevresel, hem sosyal, hem de rekreasyonel işlevleriyle sağlık açısından
79
Peggy Edwards, Agis Tsouros , “Kentsel Çevrede Fiziksel Aktivite ve Aktif Yaşamın Desteklenmesi, Yerel
Yönetimlerin Rolü”, Dünya Sağlık Örgütü, (erişim) Http://Www.Skb.Org.Tr/Wp
Content/Uploads/2010/07/Kentsel Çevrede Fiziksel A.Pdf, 13 Mart 2011, s.9.
66
bütüncül bir fayda ortaya koymaktadır. Bu çerçevede parklar, yapı
yoğunluğunu dengelemekte, içerdiği doğal alanları ile hava kalitesi ve gürültü
kirliliği gibi olumsuz çevre koşullarını iyileştirmekte ve bulunduğu çevreye
estetik olarak katkıda bulunmaktadır. Bu özellikleriyle parklar hem konut
çevresinin kalitesini yükseltmekte hem de o çevrede yaşayanların yaşadıkları
çevreden
memnuniyetlerine
bulunmaktadır.
80
ve
genel
yaşam
kalitelerine
katkıda
Ancak kentsel çevrenin temel unsuru açık ve yeşil alanlar
olsa da kentliler açısından yaşamı kolaylaştıran aynı zamanda sağlıklaştıran
tüm unsurları ile bütünlük oluşturması gerekmektedir.
80
Elif K. Koramaz, Handan Türkoğlu, “Konut Çevresi Tasarımının Sağlıklı Yaşama Etkileri”, (erişim)
Http://Www.Skb.Org.Tr/WpContent/Uploads/2010/07/Konut Cevresi Tasarimlarinin Saglikli Yasama
Etkileri.Pdf, 4 Nisan 2011,
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
TÜRKİYE’DE KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINDA BELEDİYELERİN
PLANLAMA HİZMETİ
Türkiye’de belediyeler bir yönetim birimi olarak yetki ve görev
alanlarında birçok hizmeti kendi personel ve araçları ile doğrudan ya da
başka kişi ve kurumlar aracılığı ile dolaylı olarak gerçekleştirmektedir.
Belediye hizmetlerin bir kısmını ilgili kanunlarından dolayı zorunlu olarak
gerçekleştirirken bir kısmını imkânlarına göre gerçekleştirmektedir. Her ne
kadar kentsel çevre ile doğrudan ilgili görülen belediyelere açıkça hukuki
düzenlemede görev ve yetkiler verilmesine rağmen, belediyeler dışındaki
bazı kurum ve kuruluşlara da bu konuları ilgilendiren alanlarda görev ve
yetkiler verilmiştir. Her durumda genel olarak bakıldığında belediye sınırları
çerçevesinde belediyelerin de mutlaka katkısı olmaktadır. Sunulan hizmetin
kaynağı ne olursa olsun belediyeler tarafından sunulan bu hizmetlerin çoğu
doğrudan ya da dolaylı olarak sağlıklı kentsel çevrenin inşasına ve
sonrasında korunmasına yöneliktir.
Türkiye’deki “Hızlı ve büyük ölçüde kontrolsüz kentsel büyüme kent
alanlarındaki yaşam kalitesi ve çevre için önemli engeller sunar.”81 Hızlı ve
kontrolsüz kentsel büyümenin sonuçları sadece kentsel alanlar ile sınırlı
değildir. Kentin çevresindeki alanlarda sürekli olarak kentsel genişlemenin
olumsuz sonuçlarına maruz kalmaktadır. Bu nedenle kentsel alanlar ve
çevresine doğrudan insanların yaşam şartlarında etkiye sahip olduğundan
belirgin fark edilmektedir. Bu nedenle kentsel genişlemenin meydana
getirdiği sorunlar Türkiye’deki büyük kentlerde insan yaşamını etkileyen
boyutlara gelmesi ile daha da açık olarak fark edilmeye başlanmıştır.
Türkiye’de hızlı kentleşmeyi yönlendirecek nitelikte kentsel planların
uygulamaya konulamaması uzun sürede büyük kentsel çevre sorunlarını da
beraberinde getirmiştir. Özellikle gecekondu sorunu, sonradan yapılmaya
çalışılan altyapı hizmetleri ve kentlerdeki aşırı yoğunlaşmayı karşılayacak
81
OECD, Environmental Performance Reviews Turkey, Fransa, 1999, s.106.
68
sosyal donatı alanlarının yetersizliği ve sonucunda hem doğal ortamın tahrip
edilmesi hem de yerleşime ayrılan alanların optimum kullanılması sorunu
kentsel planlamanın gözden geçirilerek sağlıklı kentsel çevreler oluşturmaya
yönelik yaklaşımlarla yapılması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede
belediyelerin kurumsal yapısı ile birlikte kentsel planlamaya yönelik hukuki
düzenlemelerin kentsel planlama ve kentsel çevrenin inşası karşısındaki
durumunun tespit edilmesi gerekmektedir.
3.1. TÜRKİYE’DEKİ BELEDİYELERİN KURUMSAL YAPISI
Türkiye’deki planlama yaklaşımı ve bunun uygulanmasında görev alan
yetkili kurumlar genelde birbirinden bağımsız çalışmasının yanında planlama
hiyerarşisi içinde kurumsal yetkilendirilmede ve görevlendirilmede işbirliği ve
karşılıklı bilgi alışverişi zayıftır. Bunun sonucunda üst ölçekli planlar ve ona
bağlı alt planlar arasında amaç ve hedeflerde bütünleşik bir strateji yoktur.
Öyle ki üst planları yapanla alt planları yapanların farklı kurumlar olması da
işbirliğini zorlaştırmaktadır. Bunun sonucunda da kentsel çevreyi yaşanabilir
kılarak kentleşmeyi hedefleyen planlama amaçlarına ulaşmakta yeterli
olanak bulamamakta ve yanlış amaç ve hedeflere yönlendirilmekte sonuçları
da dolayısı ile farklı olmaktadır.
Türkiye idari yapısında belediyeler merkezi yönetim dışında yerel
yönetim şekli içerisinde yer alan kendi teşkilatı olan ve hizmetlerini kendi
bütçeleri ile yerine getiren kuruluşlardır. Türkiye’de belediyeler; büyükşehir, il,
ilçe belediyeleri ve belde belediyeleri şeklinde 5393 ve 5216 sayılı Kanunlara
göre kurulmakta ve devamını sağlamaktadır. Türkiye’de yerel anlamda ilgili
kanunlarla birçok görev verilen belediyelerin görevlerinden çoğu doğrudan ya
da dolaylı olarak kentsel çevrenin planlaması, inşası ve devamı ile ilgilidir.
Belediyeler bu görevlerini, idari, teknik ve ekonomik kapasitelerine göre
hukuki çerçevede gerçekleştirmektedir.
69
3.1.1. İdari Yönden
Büyükşehir belediyeleri dışında kalan il belediyeleri ve ilçe belediyeleri
nispeten daha az nüfus yoğunluğuna sahip olan yerler olmasının da etkisiyle
daha az kentsel sorunla karşılaşmaktadırlar. Bunun sonucunda daha az
kentsel ve çevresel problemlerle karşılaşmaktadırlar. Buna rağmen 5393
Sayılı Belediyeler Kanununa göre idari olarak yapılandırılan bu belediyeler
aynı Kanunla kentsel çevreyi ilgilendiren hizmetleri yapmakla görevli ve yetkili
kılınmıştır. Türkiye’ de hızlı ve kontrolsüz kentleşmenin sonucunda nüfusun
en fazla konumlandığı, kentsel ve çevresel sorunların en fazla görüldüğü ve
nüfusun en fazla konumlandığı yerler olarak büyükşehir belediyelerinin doğal
özellikleri ve hukuki yönleri itibariyle kentsel planlama hizmetinde özel
durumları vardır. Çünkü kentsel sorunlarının en yoğun yaşandığı, en fazla
nüfus hareketlerinin olduğu alanlarda kurulmuştur. Ayrıca büyükşehir
belediyesi sınırları içindeki diğer belediyeler üzerinde diğer başka konularda
olduğu gibi kentsel planlama alanında yönlendirme ve koordinasyon görevini
de üstlenmektedir. Ayrıca “büyükşehir belediyesi, ilçe ve ilk kademe
belediyelerinin imar uygulamalarını denetlemeye yetkilidir. Denetim yetkisi,
konu ile ilgili her türlü belge ve bilgiyi istemeyi, incelemeyi ve gerektiğinde
bunların örneklerini almayı içerir.”82 Büyükşehir Belediyelerinin görev ve
yetkileri 5216 sayılı Kanunun 7’inci maddesinde sayılmaktadır. Yine aynı
Kanunun 11 inci maddesinde sınırları dâhilindeki diğer belediyelerin yaptığı
imar hizmetlerini denetleme yetkisi de verilmiştir.
Türkiye’de belediyeler büyüklüklerine ve personel durumuna göre ilgili
kanunlarına dayanarak planlama ile ilgili birimler oluşturmakta ya da birkaç
hizmetle beraber planlama hizmetini de gören birimler ile kentsel planlama
hizmeti sunulmaktadır. Büyükşehir belediyeleri daire başkanlığı ve ona bağlı
müdürlükler şeklinde örgütlenirken, diğer belediyeler müdürlük şeklinde
82
Ferruh Yıldız, İmar Bilgisi Planlama Uygulama Mevzuat, Ankara, Nobel Yayın Dağıtım, 2007, s.
38.
70
örgütlenmektedir. Ayrıca kentsel çevre ile ilgili alanlarda da aynı şekilde
hizmet birimleri kurulabilmektedir.
3.1.2. Teknik Yönden
Planlama Türkiye’de kanunlar ile belediyelere verilmiş bir görevdir
ancak belediyelerin kanunla verilen bu görevleri yerine getirebilecek teknik
personel ve araçlara sahip olduğu tartışmalıdır. Özellikle küçük ölçekteki il ve
ilçe belediyelerinin bazıları genel nitelikteki idari işlemleri bile gerçekleştirmek
için yeterli personel bulamadığından teşkilatlanmaya bile gidememektedir. Bu
nedenle bazı belediyelerde planlama ile ilgili teşkilatlanmaya gidilmediği gibi,
mimar, şehir planlamacı, harita mühendisi gibi kadrolara yer de verilemediği
olmaktadır.
Bunun dışında ölçek olarak yeterli kapasitesi olan belediyelerde en
azından kentsel planlama ile ilgili personel istihdamı sağlanmıştır. Kentsel
sorunların en çok yaşandığı alanlar olan metropol alanlarında büyükşehir
belediyeleri teknik yeterlilik sorununu büyük personel ve bütçe varlığı ile
aşmış durumdadır. Öyle ki Büyükşehir Belediyesi Kanunu başta olmak üzere
ilgili
kanunlarda
büyükşehir
belediyelerine
ekstra
yetki
ve
görevler
yüklenmiştir. Örneğin “5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi yasası ile metropol
olarak tanımlanan yerleşmelerde planlama ölçekleri yeniden tanımlanmış ve
metropoliten yerleşimlerde stratejik planların hazırlanması zorunlu hale
gelmiştir.”83 Ayrıca aynı Kanunla nazım imar planı hazırlama, imar planının
uygunluğunu ve uygulanmasını denetleme gibi birçok görev ve yetki
büyükşehir belediyelerine verildiği için nüfusla orantılandığı zaman Türkiye’de
belediyelerin genel anlamda teknik elaman açısından yeterli olduğu
düşünülebilir.
83
Ayşe Tekel, “Planlama Kuramları ve Metropoliten Planlamaya Yansımaları”, s.1-17, Çağdaş
yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 18, Sayı 2, TODAİ, Desen Ofset A.Ş., 2009, s.13
71
3.1.3. Ekonomik Yönden
Kaynak, Kentsel çevreden bağımsız olarak doğrudan belediye
bütçesinden meclis kararına istinaden ayrılan miktarlar ile çevresel konuları
ilgilendiren kaynaklar ve planlama alanlarının düzenlenmesinden elde edilen
paylardır. Belediyenin gelirleri 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununda
düzenlenmiştir. Bu kanunda ilan ve reklam vergisi, eğlence vergisi,
haberleşme, elektrik ve doğal gaz tüketim, çevre temizlik vergisi, tellalık
harcı, çalışma ruhsat harcı, işyeri açma, temizlik ve aydınlatma, bina inşaat
harçları gibi gelir kaynakları belirlenmiştir. Belediyeler planlama ve diğer
çevre hizmetleri dâhil bütün hizmetlerini bu kaynakları ölçüsünde yerine
getirmektedir.
3194 sayılı İmar Kanununda belediyelerin kentsel çevrenin inşası
açısından en önemli kaynak olan düzenleme ortaklık payına yer vermiştir.
Kanunun 18. maddesinde;
“Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve
arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha,
düzenleme
dolayısıyla
meydana
gelen
değer
artışları
karşılığında
"düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre
alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve
arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.
(Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları,
düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı
ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil
saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili
tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.” denilmek suretiyle düzenli ve
sistemli bir planlama yapıldığı takdirde kentsel çevrenin inşası açısından en
önemli kaynak elde edilmiş olmaktadır.
72
Planlama ile birlikte kentsel çevrenin alt yapısı da kurulmuş
olmaktadır. Bu Kanun maddesi ile kentsel çevrenin inşası birlikte
değerlendirildiğinde imara açılmış bir alanda sağlıklı kentsel çevrenin inşası
açısından gerekli kaynaklar sağlanmış olmaktadır. Belediyeler önemli bir
harcama kalemi için kaynak sıkıntısını bu şekilde aştıklarından geri kalan
harcamalarına yönelme fırsatları doğmuştur. Öyle ki düzenleme ortaklık
payının alınması pasif olarak değerlendirilse bile diğer yönden önemli bir
sorun olan geleceğe dönük ihtiyaçlar için yatırım alanı ya da açık ve yeşil
alanlar için doğrudan alan da üreterek önemli bir kentsel sorunu da çözmüş
olmaktadır.
3.2. TÜRKİYE’DE BELEDİYELERİN PLANLAMA YAKLAŞIMI
Türkiye’de sergilenen planlama yaklaşımında, planlamada yetkili ve
görevli olan kurumlar değişse de planlama yaklaşımında çok fazla değişiklik
olduğu söylenemez. Yine de son zamanlarda kentlerdeki aşırı nüfus artışının
kentsel yapıyı ve kentsel dengeleri değiştirmesinin yanında doğal kaynaklar
üzerinde olumsuz etkilerinin daha fazla fark edilmeye başlanmasıyla
planlama yaklaşımlarında da değişiklikler görülmeye başlanmıştır.
Türkiye’deki klasik planlama anlayışının egemenliğinde bulunan kent
planlamasında temel olarak parsel göz önüne alınmakta ve planlama parsele
dayalı olarak gerçekleşmektedir. Bunun sonucunda da planlama, genelin
dikkate alınması suretiyle değil parçalar dikkate alınarak yapılmaktadır.
Genel olarak izlenmesi gereken ve değişimlerle yönetilmesi gereken kentsel
çevre bu şekilde parsele dayalı planlamanın parçalı yapısı arasında inşa
edilmeye çalışılmaktadır. Kısacası “Tek tek parsellerin üretimine yönelik imar
anlayışı, yapıların çevresiyle ilişkileri üzerinde durmazken kentsel mekân
oluşturmaktan da uzak kalmaktadır.”84 Özellikle 3194 Sayılı İmar Kanunu’nda
84
Recai Bademli “Plan Uygulamaları”, Ed. Mimarlar Odası Genel Merkezi; İmar Hukukunda
Toplum ve Mimarlık, İstanbul, 2002, s.n.y.
73
üzerinde
durulan
bu
konu,
aynı
zamanda
kentsel
çevrenin
şekillendirilmesinde katı ifadelere yer verilmesine neden olmuştur. “Kentsel
yapılı çevrenin üretilmesinde, Türkiye kent planlama sisteminde egemen olan
‘imar anlayışı ve uygulaması’ esneklikten uzak ve katı bir çerçeve sunmakta,
öte yandan, toplumsal alan içinde yer alan aktörlerin eylemleri, değişen
öncelikleri ve beklentileri doğrultusunda dinamik bir yapı oluşturmaktadır.
Toplumsal alanın devingenliği karşısında imar planlarının katı ve durağan
çerçevesi kentsel mekân üretilmesi konusunda yetersiz kalabilmektedir.
Durağan yapı (imar planları) dinamik yapıdan (toplumsal alan) gelen
değişiklik taleplerine ve müdahalelere açık bir konuma gelmektedir.”85
Esneklikten uzak bir planlama anlayışının egemen olduğu bu planlama
yaklaşımı ile kentsel çevrenin ihtiyaçları ve geleceği imar planlarının bu
şekilde gerçekleştirebileceği olumlu sonuçlara bağlanmış olmaktadır. Oysa
“Kent ölçeğinde ‘nazım imar planları; alana yönelik olarak ‘uygulama imar
planları’ ile sunulmuş olan imar anlayışı, yukarıda da belirtildiği gibi
esneklikten uzak ve katıdır.”86 Bu da kentsel çevrenin değişkenliği ve çok
yönlülüğünü karşılamamaktadır.
Türkiye’de planlama genellikle artan nüfusun ihtiyaç duyduğu arsanın
üretilmesine yöneliktir. Planlamada kentsel çevreyi ilgilendiren diğer
yaşamsal ihtiyaçlar, doğal ve kültürel değerler ikinci plana atılmakta yada hiç
hesaba katılmamaktadır. İmar planları giderek yalnızca arazi ve arsa
düzenlemesi ve yapılanma koşullarının belirlenmesi düzeyine indirgenmiştir.
Oysa mekânsal planlama; sosyal, ekonomik, kültürel gelişmenin ve doğal ve
kültürel değerlerin korunması süreçlerinin, kısaca toplumsal gelişmenin bir
bileşeni olarak gerçekleştirilmelidir.87 Diğer önemli etmen de, Türkiye’de
sadece belediyeler açısından değil tüm plan yapımına katılan aktörler
tarafından meydana getirilen planlarda sistemli ve bütüncül bir yaklaşımla
hareket edildiği söylenemez. Ayrıca oluşturulan planlar arasında bir birine
85
Ünlü, a.g.e., s.64.
Ünlü, a.g.e., s.75.
87
T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, a.g.e. s.31.
86
74
bağlı olan ve destekleyen kademeli ilişkilerde kurulamamıştır. Belediyelerin
yetki ve sorumluluğunda yapılan bu planlar çoğu zaman üst ölçekli planları
ikinci plana almakta ülke bölge ve kent ölçeğinde hazırlanan planlardan
kopmaktadır. Öyle ki bu planlama yaklaşımında kentin bütününü içine
almayan ve karşılıklı ihtiyaç ve durumları göz ardı edilmektedir. Kentsel
genişlemenin kontrol altına alınması doğal, ekonomik ve sosyal alanda
meydana getirdiği etkilerin olumlu şekilde gerçekleşmesinin sağlanmasına
yönelik “İmar planlama süreci, bazı yazılı belgelerde yer alan farklı içeriğine
karşın fiziksel boyutu ön planda tutan bir yaklaşımdır. Bu yapısı üst ölçek
planlara da yansımıştır. Bu yaklaşım planlı alanları yaşanabilir kılmamakta,
sürdürülebilir mekân üretilememektedir.
Türkiye’de son yıllarda karşılaşılan bu sorunları aşmaya yönelik olarak
parsele dayalı sıkı hukuki kurallara bağlı planlama yanında esnek planlama
anlayışını taşıyan çalışmalar da mevcuttur. Özellikle 3194 Sayılı Kanun ve
diğer özel nitelikteki Kanunlar ile her ne kadar imar planları sıkı kurallara
bağlansa da gerek yeni arazi ve arsa düzenlemeleri revize planlarla belirli bir
esneklik sağlanmakta bunun yanında hassas kabul edilen bölgeler için esnek
planlar geliştirilebilmektedir. Ancak bu düzenlemeler bir birinden bağımsız
olduğu gibi imar planlarının genelini kapsayan katı kurallarının etkisi ile
bütüncül yapı kazanamamakta sadece ilgili alanda parçalı bir düzenleme
içermektedir.
3.3. PLANLAMA HİZMETİNİN HUKUKİ TEMELLERİ
Belediyeler çevre ilgili çalışmalarını kendi kuruluş düzenlemeleri
yanında diğer yasal düzenlemelere dayandırır. Çevrenin düzenlenmesi ile
ilgili en önem araç olan planlama ve imar hizmetleri Türkiye’ de asıl olarak
belediyenin yerine getirmekle mükellef oldukları temel hizmetlerdendir.
“Yürürlükte olsun veya ilga edilmiş olsun, bugüne kadar, tüm imarla ilgili
75
kanunlarda genellikle imar hizmetlerinin “yerel hizmet” ve bu nedenle bu
görevlerin “ yerel yönetim görevi” olduğu görülmektedir.”88
Belediyelerin planlama hizmeti öncelikle Belediyelerin hukuksal
temellerini oluşturan Belediye Kanunlarının ilgili maddelerinde bir görev ve
yetki olarak verilmiştir. Belediyeler planlama ile bağlantılı hizmetlerin
sunumundan da sorumlu tutulmuşlardır. Özellikle 3194 Sayılı Kanunla da
açıkça bu görevlerin belediyede olduğu belirtilerek belediyeler planlamada
önemli temel görevleri üstlenmiştir. Belediyeler kentsel çevre konusunda hem
yapıcı hem de koruyucu nitelikte görevlere sahiptir. “Belediyelerin çevre
korumasındaki temel görev ve yetkileri yönetsel kolluk hizmeti niteliğindedir.
Bunun yanı sıra, yerel ortak gereksinimleri karşılamakla görevli olan
belediyenin, çevreye yönelik, gerekli tüm hizmetleri görmesine de hukuk
sistemi olanak sağlamaktadır.” 89
3.3.1. Planlamaya Yönelik Düzenlemeler
Planlamada hukuki düzenlemeler, Cumhuriyetten önceki yıllarda
yapılmaya başlanmıştır. Türkiye’de planlama ile ilgili ilk kanun 1956 Yılından
Çıkarılan İmar Kanunu90’dur. Türkiye’deki nüfus artışı kentlerin taşıma
kapasitesini çok fazla zorlamadığından kentsel sorunların çok fazla
görülmediği için 3194 Sayılı İmar Kanunu’nun yapılması için saiklerin
oluşması öncesi dönemlerde sistemli, esnek ve organize bir planlama
yaklaşımı sergilenmesine çok gerek görülmemiştir.
88
Halil Kalabalık, “İmar faaliyetlerinin Yerel Hizmet Niteliği ve Yerelleşme Süreci”, s.251-285, Ed.
Veysel K. Bilgiç, Değişik Yönleriyle Yerelleşme, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2009, s.251
89
90
Ruşen Keleş, Can Hamamcı, “Çevre Politikası”, Ankara, İmge Kitabevi Yayınları, 2005, s. 234
6785
Sayılı
İmar
Kanunu, RG.
Tarihi:
16.07.1956, Sayısı:9359.
http://tekyap.com/mevzuat/kanunlar/73-6785-sayili-imar-kanunu.html, 8 Nisan 2011.
(erişim)
76
“1980’lerin ortalarında başlayan yerelleşme politikalarının sonucu
olarak, belediyeler arazi kullanım planlamasında olduğu gibi çevresel koruma
önlemlerinin uygulanmasında da önemli rol oynar”91 duruma gelmiştir.
Özellikle 1980’li yıllarda kentsel sorunların artmasının yanında, mevcut
sorunların algılanmaya başlanması ile yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulmuş
ve 3194 Sayılı İmar Kanunu çıkarılmıştır. Bu Kanunla belediyelere kentsel
planlamada önemli görevler verilmiş ve daha sonra çıkarılan Belediye
Kanunları ile kentsel çevre konusunda belediyelere verilen görev ve yetkiler
artırılmıştır. Bu iki temel kanun dışında başka düzenlemelerde de kentsel
planlama ve çevre konularına yer verilmiştir.
3.3.1.1. 3194 Sayılı İmar Kanunu92 Öncesi
3194 Sayılı İmar Kanunu öncesine ait kentsel planlama ile ilgili ilk
hukuki çalışmalardan birisi Cumhuriyet dönemi öncesinde çıkarılan “Yollar ve
Binalar Tüzüğü” adında yapılan düzenlemedir. Düzenlemede alt yapıların
sağlanması
hedeflenmiş
bu
doğrultuda
sokakların,
kentsel
yapının
ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde genişletilmesi hedeflenmiştir.
Belediyelerin planlama hizmetindeki etkinliğini belirleyen en önemli
kanuni altyapı 1930 tarihinde Belediye Kanunu93’nun çıkarılmasıdır.
Bu
Kanun ile birlikte belediyelerin kentsel çevre ile ilgili görevleri de belirlenmiş,
belediye sınırları içerisinde açık ve yeşil alanların kurulması planlanması ve
bunların kentsel genişleme ile ortadan kalkmamasının sağlanmasında büyük
ölçüde
belediyeler
yetkili
kılınmıştır. Özellikle 1930 Sayılı Belediye
Kanunu’nun 15’inci maddesinde kentsel çevre ile ilgili hükümler özellikle açık
91
OECD, a.g.e., s.42.
3194 Sayılı İmar Kanunu, Kabul Tarihi: 03/05/1985, R.G. Tarihi: 09/05/1985, Sayısı: 18749,
(erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011.
92
93
1580 Sayılı Belediye Kanunu, R.G: Tarihi 20/05/1930, Sayısı:1498, (erişim)
http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 6 Nisan 2011.
77
ve yeşil alanlar yönü ile ele alınmıştır.
Kentsel çevre ile ilgili olarak bu
maddenin 21’inci bendinde orman, koru, bağ, bahçe, çayır ve meraları
zarardan korumak; 31’inci bendinde beldenin sokak ve meydanlarını plana ve
programa uygun olarak düzenlemek, sınıflarını, isimlerini, numaralarını
belirlemek, buna göre ağaçlandırmak, döşemek, aydınlatmak, süslemek,
duracak, sığınacak, dinlenecek yerler yapmak ve iyi bir halde bulundurmak;
33’üncü bendinde belediye bahçeleri, fidanlıkları, çocuk bahçeleri, oyun ve
spor yerleri yapmak, belediye koruları yetiştirmek, bunları korumak ve
işletmek, 59’uncu bendinde ise hayvanat ve botanik bahçeleri kurmak,
devam ettirmek ve işletmek şeklinde belirlenmiştir.
Belediyelerin planlama çalışmalarının düzenlenmesine yönelik olarak
2290 Sayılı “Belediye Yapı ve Yollar Yasası94” çıkarılmıştır. Yasaya göre
uzmanlarca hazırlanan imar planı belediye meclisince kabule dildikten sonra
mülki amirin uygun görmesi üzerine Ankara İmar Müdürlüğünce (ancak daha
sonraki tarihte Bayındırlık Bakanlığınca) onaylanarak yürürlüğe gireceği
belirtilmiştir. Bu kanunun kentsel çevreye ilişkin en önemli konularından bir
tanesi de kentsel arazi gereksiniminin kişi başına miktarı üzerinde durulmuş
ve her birey için gerekli miktarın planlamada tespit edilmesi gerektiği
üzerinde durulmuştur. Bu şekilde gerekli açık ve yeşil alanların o yerleşimin
durumuna göre bağımsız olarak tespit edilmesi de düşünülmüştür.
İmar ile ilgili olarak 6785 Sayılı İmar Kanunu 1956 yılında çıkarılmıştır.
Yasa da imar ile ilgili temel hükümlerin yanında belediyelere imar planlarının
yapılası ile ilgili görev verilmiştir. Yasa ile birlikte nüfusları 5.000’i geçen
belediyelerin imar planı yaptırması zorunlu getirilmiş. Ancak daha sonra
belediyelerin idari ve teknik yeterlilikleri göz önünde bulundurularak nüfus
kriteri 10000 olarak değiştirilmiştir.
94
2290 Sayılı Belediye Yapı Ve Yollar Kanunu, RG. Tarihi: 21.06.1933, Numarası: 2433, (erişim)
http://www.milliemlak.org/cmevzuat/detay/1240/, 6 Nisan 2011
78
3.3.1.2. 3194 Sayılı İmar Kanunu ve Sonrası
1984 yılında Yürürlüğe giren 3194 Sayılı İmar Kanunu Türkiye’ de
planlamaya yeni bir boyut kazandırmıştır. Daha esnek ve çözüm odaklı
planlamaya yönelik ve kentsel genişlemenin ihtiyaçlarına daha yakından
çözüm bulma noktasında yerel yönetimlere Özellikle Belediyelere ve il özel
idarelerine kentsel planlama konusunda en önemli görevler verilmiştir. Daha
sonra çıkarılan belediye kanunları ile bu görevler daha da belirginleşmiş ve
görev ve yetki açısından tamamlanmıştır.
Kentsel çevrenin inşasında
belediyelerin rollerini planlamaya bağlı olarak şekillendiren ve planlama ile
bütünleştirilen görevler öncelikle belediyelerin kuruluş kanununda sonra
planlama
ile
ilgili
kanunlar
ve
bağlı
düzenlemelerle
netleştirilmesi
sağlanmıştır.
Türkiye’deki belediyelere birçok ulusal ve yerel konuda olduğu gibi
çevre konusunda da yetkilendirilmiş ve eylem konusunda görevlendirilmiştir.
Belediyeler ile ilgili bu konuda birçok yasa tüzük ve yönetmelik ya maddeler
halinde ya da tümden belediyeleri ilgilendirecek şekilde çıkarılmıştır.
Belediyelerin kentsel çevre ve inşası konusundaki yetki ve görevleri hukuki
dayanaklardan gelmektedir bunlardan en önemli üç tanesi 5393 Sayılı
Belediye Kanunu ve 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu ve 3194 Sayılı
İmar Kanunudur. Bunun dışında birçok Kanun ve Yönetmelikte belediyelere
doğrudan ya da dolaylı olarak kentsel çevreyle ilgili görev ve yetkiler
verilmektedir.
3.3.1.2.1. Belediye Kanunlarında Yapılan İlgili Düzenlemeler
Belediyeler
görev
kanunlardan almaktadır.
ve
yetkilerini
öncelikle
bağlı
olduğu
temel
Belediyelerin yapmakla yükümlü olduğu ya da
durumuna göre yapabileceği hizmetler ayrıntılı olarak ilgili kanunlarda
sıralanmıştır. Bunlardan çoğu doğrudan ya da dolaylı olarak kentsel çevre ile
79
ilgilidir. Ayrıca kentsel çevreyi doğrudan şekillendiren planlama hizmeti ile
ilgili kanuni düzenlemelerde de belediyeler ya yalnız başına ya da başka
kurumlarla birlikte bu hizmeti gerçekleştirmektedir.
Belediyelerin kuruluş kanunları olan 5393 Sayılı Belediye Kanunu ve
5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu belediyelerin bütün görev ve
yetkilerini belirlerken, kentsel çevre ile ilgili düzenlemelerde içermektedir.
3.3.1.2.1.1. 5393 Sayılı Belediye Kanunu95
Türkiye’deki belediyeler bir yerel yönetim olarak sınırları içerisinde
birçok hizmeti sunmak üzere kurulmuş, geniş yetkiler ve görevlerle
donatılmıştır. “Gerçekten Belediyeler Kanununun birinci maddesinde de
tanımlandığı
biçimde,
bulundukları
belde
halkının
ortak
ve
çağdaş
ihtiyaçlarını yerine getirmekle yükümlü bir tüzel kişiliktir. Bu görevi başarı ile
yürütmelerinde, imar planlarını yapma ve uygulama yetkileri önemli bir araç
ve etkendir. Diğer hizmetlerin başarısı büyük ölçüde imar planlarının iyi
nitelikte ve geleceğin ihtiyaçlarına yanıt verecek biçimde hazırlanmalarına
bağlıdır.” 96
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 14 üncü maddesinde belediyenin
kentsel çevre ile ilgili görevleri sayılmıştır. Bunlar;
a) İmar, su ve kanalizasyon, ulaşım gibi kentsel alt yapı; coğrafî ve
kent bilgi sistemleri; çevre ve çevre sağlığı, temizlik ve katı atık; şehir içi
trafik; mezarlıklar; ağaçlandırma, park ve yeşil alanlar; konut; turizm
hizmetlerini yapar veya yaptırır. Büyükşehir belediyeleri ile nüfusu 50.000'i
95
5393 Sayılı Belediye Kanunu, Kabul Tarihi: 3/7/2005, R.G. Tarih:13/7/2005, Sayı : 25874 (erişim)
http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011.
96
Nuri Tortop, v.d., Mahalli İdareler, Ankara, Nobel Yayın Dağıtım, 2008, s.479
80
geçen
belediyeler,
kadınlar
ve
çocuklar
için
koruma
evleri
açar.
Denilmektedir.
Kentsel dönüşüm ve gelişim projelerine yönelik olarak da Kanunun
73’üncü maddesinde; “Belediye, kentin gelişimine uygun olarak eskiyen kent
kısımlarını yeniden inşa ve restore etmek; konut alanları, sanayi ve ticaret
alanları, teknoloji parkları ve sosyal donatılar oluşturmak, deprem riskine
karşı tedbirler almak veya kentin tarihî ve kültürel dokusunu korumak
amacıyla kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri uygulayabilir.” Denilmek
suretiyle kentsel çevre oluşumu ve ıslahında önemli görevler verilmiştir.
Belediye kanununda belediyelere kentsel çevre ile ilgili konularda yetki
veren ve gerçekleştirilmesine yönelik yöntemler ile ilgili aynı Kanunun
69’uncu maddesinde; “Belediye; düzenli kentleşmeyi sağlamak, beldenin
konut, sanayi ve ticaret alanı ihtiyacını karşılamak amacıyla belediye ve
mücavir alan sınırları içinde, özel kanunlarına göre korunması gerekli yerler
ile tarım arazileri hariç imarlı ve alt yapılı arsalar üretmek; konut, toplu konut
yapmak, satmak, kiralamak ve bu amaçlarla arazi satın almak, kamulaştırma
yapmak, bu arsaları trampa etmek, bu konuda ilgili diğer kamu kurum ve
kuruluşları ve bankalarla iş birliği yapmak ve gerektiğinde onlarla ortak
projeler
gerçekleştirmek
yetkisine
sahiptir.”
denilmek
suretiyle
görevlendirilmiş ve yetkilendirilmiştir
3.3.1.2.1.2. 5216 Sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu97
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu büyükşehir belediyesi
sınırları içerisinde faaliyette bulunun büyükşehir belediyesi hakkında diğer
kanunlarda yer almayan düzenlemeleri içermesi yanında ilçe belediyeleri ile
ilk kademe belediyeleri hakkındaki ilişkileri de düzenlemektedir. Büyükşehir
97
5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Kabul Tarihi: 10/7/2004, R.G.: Tarih : 23/7/2004, Sayı
:25531, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011.
81
Belediyesi Kanunda kentsel çevre ile ilgili düzenlemelerden bir kısmı
doğrudan planlama ile ilgili iken diğerleri planlama ile şekillenen görev ve
yetkilerdir.
Bu görev ve yetkiler Kanunun 7’nci maddesinde bentler halinde
sayılmıştır. Bu bentler sırasıyla;
“b) Çevre düzeni plânına uygun olmak kaydıyla, büyükşehir
belediye ve mücavir alan sınırları içinde 1/5.000 ile 1/25.000 arasındaki
her ölçekte nazım imar plânını yapmak, yaptırmak ve onaylayarak
uygulamak; büyükşehir içindeki belediyelerin nazım plâna uygun olarak
hazırlayacakları uygulama imar plânlarını, bu plânlarda yapılacak
değişiklikleri, parselasyon plânlarını ve imar ıslah plânlarını aynen veya
değiştirerek onaylamak ve uygulanmasını denetlemek; nazım imar
plânının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde uygulama imar
plânlarını ve parselasyon plânlarını yapmayan ilçe ve ilk kademe
belediyelerinin uygulama imar plânlarını ve parselasyon plânlarını yapmak
veya yaptırmak.
c) Kanunlarla büyükşehir belediyesine verilmiş görev ve hizmetlerin
gerektirdiği proje, yapım, bakım ve onarım işleriyle ilgili her ölçekteki imar
plânlarını, parselasyon plânlarını ve her türlü imar uygulamasını yapmak ve
ruhsatlandırmak, 20.7.1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununda
belediyelere verilen yetkileri kullanmak.
f) Büyükşehir ulaşım ana plânını yapmak veya yaptırmak ve
uygulamak; ulaşım ve toplu taşıma hizmetlerini plânlamak ve koordinasyonu
sağlamak; kara, deniz, su ve demiryolu üzerinde işletilen her türlü servis ve
toplu taşıma araçları ile taksi sayılarını, bilet ücret ve tarifelerini, zaman ve
güzergâhlarını belirlemek; durak yerleri ile karayolu, yol, cadde, sokak,
meydan ve benzeri yerler üzerinde araç park yerlerini tespit etmek ve
işletmek, işlettirmek veya kiraya vermek; kanunların belediyelere verdiği trafik
düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmek.
82
h) Coğrafî ve kent bilgi sistemlerini kurmak” şeklinde sıralanabilir.
Kanunun 7’nci maddesi uyarınca çevre düzeni planına uygun olmak
kaydıyla 1/5000 ile 1/25000 arasındaki her ölçekte nazım imar planını
yapmak, yaptırmak ve onaylayarak uygulamak Büyükşehir belediyesinin
görev, yetki ve sorumlulukları arasında sayılmaktadır. Büyükşehir içindeki
belediyelerin nazım plana uygun olarak hazırlayacakları uygulama imar
planlarını bu planlarda yapılacak değişiklikleri, parselasyon planlarını ve imar
ıslah planlarını aynen veya değiştirerek onaylamak ve uygulamasını
denetlemek Büyükşehir belediyesinin yetkisindedir. Büyükşehir belediyesi
nazım imar planının yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde uygulama
imar planlarını ve parselasyon planlarını yapmak ve yaptırmakla da
yetkilendirilmiştir.
5216 sayılı kanunun alt yapı ve ulaşım hizmetleri ile ilgili 8’inci
maddesinde büyükşehir belediyesi bünyesinde alt yapı koordinasyon
merkezinin kurulacağı ve merkez tarafından yapılacak alt yapı yatırımları için
program
hazırlayacağı
belirtilmiştir.
Yine
alt
yapı
planlanmasının
koordinasyonu için diğer idareler tarafından yapılması düşünülen alt yapı
yatırımları
program
içine
alınacağı,
idarelerin
bütçelerine
ayrılan
ödeneklerde alt yapı yatırım hesabına aktarılacağı belirtilmiştir. Belirlenen alt
yapıları gerçekleştirecek idareler yeterli ödeneği ayıracağı eğer yeterli
ödeneğe
sahip
olmadığı
durumda
kaynak
aktarması
yapılabileceği
belirtilmiştir. Bedeli bütçede ayrılmadan idareler yeni yatırım yapamayacağı
da belirtilmiştir.
3.3.1.2.2. Kentsel Çevre İle İlgili Diğer Düzenlemeler
Kentsel çevrenin inşasında belediyelerin planlama hizmeti ile kentsel
çevre ile ilgili görev ve yetkilerinin birleştirilmesinde yukarda bahsi geçen
belediye kanunları ile özel nitelikli düzenlemeler bütünlük oluşturmaktadır.
83
Belediyelerin konuyla ilgili görev ve yetkilerini tamamlar nitelikte olan kentsel
çevre ile ilgili karar ve uygulamalara yönelik önemli görülen diğer
düzenlemelerde de başta planlama hizmeti olmak üzere buna bağlı özellikle
açık ve yeşil alanlara, yapılaşmaya, aktivite bölgelerinin seçimine, kentsel
çevrenin finansmanına, diğer kurum ve kuruluşlarla ilişkilere yönelik olmak
üzere kentsel çevre konusuna değinilen birçok hüküm mevcuttur. Türkiye’de
çevresel konuların temelini 2872 Sayılı Çevre Kanunu oluştururken,
planlamanın temelini oluşturan 3194 Sayılı İmar Kanunu oluşturmaktadır.
Ayrıca bu temel düzenlemeler dışında bir çok kanun ve yönetmelikte kentsel
çevre ve planlama ile ilgili hükümler bulunmaktadır.
3.3.1.2.2.1. 2872 Sayılı Çevre Kanunu98
2872 Sayılı Çevre Kanunu çevre ile ilgili konularda temel teşkil eden
bir Kanundur. Tüm kurum ve kişileri bağlayan çevre ile ilgili hükümler
içermektedir. Kanunun 2. maddesinde;
Çevre yönetimi “İdarî, teknik, hukukî, politik, ekonomik, sosyal ve
kültürel araçları kullanarak doğal ve yapay çevre unsurlarının sürdürülebilir
kullanımını ve gelişmesini sağlamak üzere yerel, bölgesel, ulusal ve küresel
düzeyde
belirlenen
politika
ve
stratejilerin
uygulanmasını”
şeklinde
tanımlanmıştır.
“Stratejik çevresel değerlendirme: Onaya tâbi plân ya da programın
onayından önce plânlama veya programlama sürecinin başlangıcından
itibaren, çevresel değerlerin plân ve programa entegre edilmesini sağlamak,
plân ya da programın olası çevresel etkilerini en aza indirmek ve karar
vericilere yardımcı olmak üzere katılımcı bir yaklaşımla sürdürülen ve yazılı
bir raporu da içeren çevresel değerlendirme çalışmalarını” belirtmektedir.
98
2872 Sayılı Çevre Kanunu, Kabul Tarihi: 09/08/1983, Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi:
11/08/1983, Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 18132, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr.
18 Nisan 2011.
84
Çevresel etki değerlendirmesi: Gerçekleştirilmesi plânlanan projelerin
çevreye olabilecek olumlu ve olumsuz etkilerinin belirlenmesinde, olumsuz
yöndeki etkilerin önlenmesi ya da çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza
indirilmesi için alınacak önlemlerin, seçilen yer ile teknoloji alternatiflerinin
belirlenerek değerlendirilmesinde ve projelerin uygulanmasının izlenmesi ve
kontrolünde sürdürülecek çalışmaları olarak tanımlanmıştır.
Bütün bu tanımlamalar çevre yönetiminin ve planlamanın stratejik bir
bakış açısı ile çevresel değerler üzerinde meydana getirdiği etkileri hesaba
alması gerektiğinin bir göstergesidir.
Kanunun 9 uncu maddesinin b fıkrasında “nazım ve uygulama imar
plânlarına esas teşkil etmek üzere çevre düzeni plânlarının Çevre ve Orman
Bakanlığınca yapılacağı belirtilmiştir. Aynı maddenin c fıkrasında ise ekolojik
değeri olan alanların planlarda koruma altına alınacağından bahsedilmiştir.
3.3.1.2.2.2. 3194 Sayılı İmar Kanunu
3194 Sayılı İmar Kanunu ile imar planları çerçevesinde kentlerin
gelişmelerine yönelik olarak belediye tasarrufuna bırakılan yerler ve bu
sınırları kapsayan alanlarda planlama bir bütünlük içinde ele alınmıştır.
Kentsel genişlemenin sağlanmasında hukuki düzenlemelere ve ketsel ilkelere
uygun şekilde, yerinde etkin ve hızlı olarak sağlanması için belediyelerin
kentsel planlar üretmesi bir gereklilik olarak ortaya çıkmıştır.
Kanunun 18. maddesinde;
“Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve
arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha,
düzenleme
dolayısıyla
meydana
gelen
değer
"düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. ….
artışları
karşılığında
85
Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı
olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan,
park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî
hizmetlerden
ve
bu
hizmetlerle
ilgili
tesislerden
başka
maksatlarla
kullanılamaz.” Denilmektedir.
Arazi ve arsa düzenlenmesi açısından önemli olan Kanunun 18’inci
maddesi
klasik
kent
planlamasına
esneklik
kazandırmakta,
kentsel
genişlemenin ihtiyaç duyduğu arazi ver arsanın sağlıklı bir şekilde
karşılanmasını sağlamaktadır.
İmar kanunun, kentsel çevrenin bir unsuru olan açık ve yeşil alanlar
ilgilendiren, 11’inci maddesinde;
“İmar planlarında; meydan, yol, park, yeşil saha, otopark, toplu taşıma
istasyonu ve terminal gibi umumi hizmetlere ayrılmış yerlere rastlayan
Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ait gayrimenkuller ile askeri yasak bölgeler,
güvenlik bölgeleri ile ülke güvenliği ile doğrudan doğruya ilgili Türk Silahlı
Kuvvetleri’ne ait harekât ve savunma amaçlı yerler hariç Hazine ve özel
idareye ait arazi ve arsalar belediye veya valiliğin teklifi, Maliye ve Gümrük
Bakanlığı’nın onayı ile belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeye;
belediye ve mücavir alan hudutları dışında özel idareye bedelsiz terk edilir ve
tapu kaydı terkin edilir. Ancak, bu yerlerin üzerinde bina bulunduğu takdirde,
arsası hariç yalnız binanın hali hazır kıymeti için takdir edilecek bedel ödenir.
Bedeli ve ödeme şekli taraflarca tespit olunur. Bu suretle mal edilen arazi ve
arsalar belediye veya özel idare tarafından satılamaz ve başka bir maksat
için kullanılamaz....” denilmektedir.
Madde 15’de;
“İmar planlarına göre yol, meydan, yeşil saha, park ve otopark gibi
umumi hizmetlere ayrılan yerlere rastlayan gayrimenkullerin bu kısımlarının
ifrazına veya tevhidine izin verilmez. İmar parselasyon planı tamamlanmış
olan yerlerde yapılacak ifraz veya tevhidin bu planlara uygun olması şarttır.
86
İmar planlarında parsel cepheleri tayin edilmeyen yerlerde yapılacak
ifrazların, asgari cephe genişlikleri ve büyüklükleri yönetmelikte belirtilen
esaslara
göre
tespit
edilir.
İmar
planı
dışında
kalan
alanlarda
yönetmeliklerinde tayin edilecek miktarlardan küçük ifrazlara izin verilmez.”
denilmektedir.
Madde 37’de;
“İmar planlarının tanziminde planlanan beldenin ve bölgenin şartları ile
müstakbel ihtiyaçlar göz önünde tutularak lüzumlu otopark yerleri ayrılır.
Otopark ihtiyacı bulunan bina ve tesislere lüzumlu otopark yeri tefrik
edilmedikçe yapı izni, otopark tesis edilmedikçe de kullanma izni verilmez.
Kullanma izni alındıktan sonra otopark yeri, plana ve yönetmelik hükümlerine
aykırı olarak başka maksatlara tahsis edilemez. Bu fıkra hükmüne aykırı
hareket edildiği takdirde ilgili idarece yapılacak tebligat üzerine en geç üç ay
içerisinde bu aykırılık giderilir. Mülk sahibi tebligata rağmen müddeti
içerisinde gerekli düzeltmeyi yapmaz ise, belediye encümeni veya il idare
kurulu kararı ile bu hizmet ilgili idarece yapılır ve masrafı mal sahibinden
tahsil edilir.” denilmektedir.
3.3.1.2.2.3. Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik99
Yönetmelikte, plan değişikliği, plan ana kararlarını sürekliliğini
bütünlüğünü, teknik ve sosyal donatı dengesini bozmayacak nitelikte bilimsel
teknik ve nesnel gerekçelere dayanan, kamu yararının zorunlu kılması
halinde yapılan plan düzenlemeler olarak tanımlanmaktadır.
Bahsi geçen Yönetmeliğin Ek bent: 17/03/2001 ve 24345 sayılı R.G.
Yön./4. maddesinde “İmar Planı: Belde halkının sosyal ve kültürel
gereksinimlerini karşılamayı, sağlıklı ve güvenli bir çevre oluşturmayı, yaşam
99
Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik, Resmi Gazete Tarihi: 02.11.1985 Resmi Gazete
Sayısı: 18916 Mükerrer, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr, 18 Nisan 2011.
87
kalitesini artırmayı hedefleyen ve bu amaçla beldenin ekonomik, demografik,
sosyal, kültürel, tarihsel, fiziksel özelliklerine ilişkin araştırmalara ve verilere
dayalı olarak hazırlanan, kentsel yerleşme ve gelişme eğilimlerini alternatif
çözümler oluşturmak suretiyle belirleyen, arazi kullanımı, koruma, kısıtlama
kararları, örgütlenme ve uygulama ilkelerini içeren pafta, rapor ve notlardan
oluşan belgedir” denilmek suretiyle imar planının içeriği açıklanmaktadır.
Yönetmelik kentsel çevre ve özellikle açık ve yeşil alanlarla ilgili
hükümler içermektedir. Bu konu ile ilgili yönetmelikte kentsel çevre ile ilgili
tanımlamalara da yer verilmiştir. Bunlardan en önemlileri, sosyal alt yapı,
aktif yeşil alan olarak sırlanabilir.
Yönetmelik planlamanın hangi amaçlar güdülerek yapılacağını bu
yönetmeliğin 1’inci maddesi; insan, toplum, çevre münasebetlerinde kişi ve
aile mutluluğu ile toplum hayatını yakından etkileyen fiziksel çevreyi sağlıklı
bir yapıya kavuşturmak, yatırımların yer seçimlerini ve gelişme eğilimlerini
yönlendirmek ve toprağın korunma, kullanma dengesini en rasyonel biçimde
belirlemek şeklinde sıralanmıştır.
3.3.1.2.2.4.
İmar Kanununun 18’nci Maddesi Uyarınca Yapılacak
Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik100
Bu yönetmelik İmar Kanununun 18’nci maddesine göre yapılacak olan
arazi ve arsa düzenlemelerini içermektedir. Yönetmelik, kentsel çevrenin
inşasına yönelik olarak çıkarıldığından kentsel çevre açısından önemli
hükümler içermektedir. Bu hükümlerden bir tanesi Yönetmeliğin 12’inci
maddesinde “Düzenleme sahasında bulunan okul, hastane, kreş, belediye
hizmet veya diğer resmi tesis alanı gibi umumi tesislere ayrılan alanların
100
İmar Kanununun 18’nci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa Düzenlemesi İle İlgili Esaslar
Hakkında Yönetmelik, RG. Tarihi: 02/11/1985, RG. Numarası: 18916 Mük, (erişim)
http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/20359.html, 18 Nisan 2011.
88
parselleri düzenlemeye giren parsellerin alımları oranında pay verilmek
suretiyle hisselendirilir.” Denilmek suretiyle belirtilmiştir.
Umumi hizmetlere ayrılan miktar ise “bir düzenleme sahasında Milli
Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve orta öğretim kurumları, yol meydan, park
genel otopark, yeşil saha gibi umumi hizmetlere ayrılan ve tescile tabi
olmayan alanlar ile cami, karakol yerleri ve ilgili tesisler için ayrılan alanların
tümüdür.”101 Şeklinde tanımlanabilir.
Yönetmeliğin 6’ncı maddesinde “Düzenleme Sınırı; a) İskân sahasının
bittiği yerlerde iskân sınırlarından, b) İskân sahası içindeki yollarda yol
ekseninden, c) Cami ve karakol yerlerinin dış sınırından, yeşil alan ve genel
otopark alanlarının düzenleme ortaklık payı oranı ve uygulamaya alınan
parsel sınırına göre uygun görülecek yerinden geçirilir” denilmek suretiyle
belirlenmektedir.
3.3.1.2.2.4. 2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu102
Özellikle kentsel dönüşümün sağlanması ve daha düzenli bir kentsel
yapının oluşturulmasında önemli katkılar sağlayan bir kanundur. Yeni arazi
düzenleme yaklaşımı ve geniş kapsamlı yapılaşma mantığı ile beraber
değerlendirildiğinde kentsel çevre açısından önemli sonuçlara varmayı
hedefleyen bir kanundur.
2004 tarihinde yapılan değişiklikleri de içeren 4’üncü madde de;
“Başkanlık, gecekondu dönüşüm projesi uygulayacağı alanlarda veya
mülkiyeti kendisine ait arsa ve arazilerden konut uygulama alanı olarak
belirlediği alanlarda veya valiliklerce toplu konut iskan sahası olarak
101
Develioğlu, a.g.e., s.32.
2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu, Kabul Tarihi: RG. Tarihi: 17/03/1984, RG. Sayısı: 18344,
(erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/672.html, 21 Nisan 2011.
102
89
belirlenen alanlarda çevre ve imar bütünlüğünü bozmayacak şekilde her tür
ve ölçekteki imar planlarını yapmaya, yaptırmaya ve tadil etmeye yetkilidir.
Bu planlar, Büyükşehir belediye sınırları içerisinde kalan alanlar için
Büyükşehir belediye meclisi tarafından, il ve ilçe belediye sınırları ile mücavir
alanları içerisinde kalan alanlar için ilgili belediye meclisleri tarafından,
beldelerde ve diğer yerlerde ilgili valilik tarafından, planların belediyelere
veya valiliğe intikal ettiği tarihten itibaren üç ay içerisinde aynen veya
değiştirilerek onaylanması suretiyle yürürlüğe girer.
3.3.1.2.2.6. Belediye Arsaları Üzerinde Toplu Konut ve Kentsel Çevre
Üretimi ve Kredilendirilmesine Dair Yönetmelik103
Yönetmelik belediye arsaları üzerinde toplu konut ve kentsel çevrenin
üretiminin daha kapsamlı ve iyi şartlarda yapılmasına olanak sağlamak için
çıkarılmış bir yönetmeliktir. Söz konusu Yönetmeliğin 1. maddesinde;
“Konut üretiminde teşvik edilecek kentsel alanların ve önceliklerinin
şehircilik ilkelerine ve bilimsel gereklere dayalı olarak saptanması,
Çağdaş kentsel çevreleri oluşturmak üzere, planlama, projelendirme
ve uygulama süreçlerinde rasyonellik ve bütünlük içinde koordinasyon
sağlanması,
Nitelikli ve ekonomik konut ve kentsel çevre üretimini sağlamak için,
konut üretiminde standardizasyonun desteklenmesi, ihale sistemlerinin,
sözleşmelerin, iş ve finansman programlarının yönlendirilmesi, yurttaşların
zaman ve kaynak kayıplarına yol açan plansız ve yüksek maliyetli
uygulamaların önlenmesi,
103
Belediye Arsaları Üzerinde Toplu Konut ve Kentsel Çevre Üretimi ve Kredilendirilmesine Dair
Yönetmelik, R.G. Tarihi: 14/11/1992, R.G. Sayısı: 21405 (erişim)
http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/21274.html, 21 Nisan 2011.
90
Sonuçta, konut sorununa, arsa, teknik altyapı, sosyal tesisler, çevre
düzenlemesi,
konut
üretimi
bütünlüğü
içinde
yaklaşan
bir
sistem
oluşturularak, Toplu Konut İdaresi'nin yönlendirme ve kredilendirme yoluyla
destek vermesi ve belediyeler, konut yaptıranlar ve Bankaların işbirliği ile
çağdaş kentsel çevrelerin üretilmesi amaçlanmıştır.” Denilmektedir.
Aynı yönetmelikte işbirliğinin önemi vurgulanmakta, konut açığından
meydana gelen sorunların kentsel çevre ile bütünlüğü dikkate alınarak,
arsalar üzerinde tüm alt yapılar, sosyal ihtiyaçların giderilmesine yönelik
tesisler, kentsel çevreyi tamamlayıcı nitelikte ve uyumlu düzenlemeler bir
bütünlük
içinde
planlanarak
gerçekleştirilmesi
bu
yönde
amaçlar
doğrultusunda gerekli teşviklerin sağlanması ve belediyeler, teşebbüsler ve
ilgili kamu kuruluşları ile işbirliğinin sağlanarak kentsel çevrelerin üretilmesini
amaçlamaktadır.
3.3.1.2.2.7. Diğer İlgili Hukuki Düzenlemeler
Yukarıda sayılanlar dışında bazı diğer hukuki düzenlemelerde de
kentsel çevre ve planlama ilgili konulara değinilen maddeler bulunmaktadır.
Bunlardan ilki 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu104’dur. Kanunda bina
yapımına yönelik olarak oluşturulan projelerin ne kadar alanı bina arası boş
alan ve bahçe olarak bırakılacağı düzenlenmektedir. Kanunun bu konu ile
ilgili maddeleri 19, 42 ve 43’dür. Bu Kanun insanların konut üretimi sırasında
kullandığı arsalarının bir kısmının kentsel çevre üretimine ayrılmasını
amaçlamaktadır. Ayrıca Kanunun 2007 tarihinde yürürlüğe giren ek
maddesinin toplu yapılara ilişkin özel hükümler yer almaktadır
104
634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, RG. : Tarihi : 2/7/1965 Sayısı : 12038 (erişim)
http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 21 Nisan 2011,
91
İkincisi
775
Sayılı
Gecekondu
Kanunu105
temelde
izinsiz
yapılaşmanın düzenlenmesine yönelik olarak çıkarılmış ve kentsel sistem ile
uyumsuz olan bu yapıların kentsel dokuya entegrasyonunu sağlamayı
amaçlamıştır. Bu çerçevede gecekonduların kentsel yapıya göre ıslahının
gerçekleştirilmesi,
daha
iyi
koşullarda
konuta
dönüştürülmesi
ve
gecekondulaşmanın önüne geçilmesini hedeflemektedir.
Gecekondu bölgelerinin dönüşümü sırasında elde edilen arsaların
Kanunun
10.
maddesine
göre
“Bu
kanun
hükümlerine
dayanılarak
belediyelere devrolunan arazi ve arsalardan yapılacak imar veya ıslah
planlarına göre, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi ve yeşil saha gibi
genel hizmetlere ayrılması gerekenleri hakkında ayrıca tahsis kararı
alınmadığından” bahsedilmekte bu şekilde kentsel çevre üretimi açısından
belediyelere yetki vermektedir.
Üçüncüsü
ise
Plansız
Alanlar
İmar
Yönetmeliği106
plansız
alanlardaki kentsel yapıların teknik olarak fen, sağlık ile kentsel çevreyle
uyumlu şekilde yapılmasını gerçekleştirmeye yönelik olarak çıkarılmıştır.
Yönetmeliğin 18 inci maddesinde “Ayrık yapı nizamına tabi olan yerlerde, bu
yönetmelik hükümlerine dayanılarak tayin edilen azami bina alanını
aşmamak, asgari bahçe mesafelerini muhafaza etmek şartı ile yapı yerini
tayine ve daha uygun çözüm yolları bulmak amacı ile bir kaç dar parseli
birlikte mütalaa ederek toplam bina cephesi (20.00) m’yi geçmemek şartı ile
ikili veya üçlü blok tertibine belediye yetkilidir. Bu işlem dolayısıyla civarın
yapı karakterinin bozulmamasına dikkat edilmelidir” Şeklindeki ifade
belediyelerin bu alanlardaki yapılaşmayı kontrol etmesini ve kentsel çevre
105
775 Sayılı Gecekondu Kanunu, RG.: Tarihi : 30/7/1966 Sayısı : 12362 (erişim)
http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 28 Nisan 2011.
106
Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği, RG. Tarihi: 02/11/1985, RG. Numarası: 18916 (Mükerrer),
(erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/20354.html, 18 Nisan 2011.
92
açısından
beklenen
gereklerin
yerine
getirilmesini
sağlamakla
görevlendirilmiştir.
3.4. BELEDİYELERDE ÇEVREYE YÖNELİK PLANLAMA
Türkiye’de planlama hizmeti hem belediyelerin kuruluş kanunlarında
hem de diğer düzenlemelerde ağırlıklı olarak belediyeler tarafından
sunulmaktadır. Bu durum belediyelerden özellikle çevresel konularda
beklenen hizmetlerin eşgüdüm sağlanarak daha verimli şekilde sunulmasına
katkı sağlamaktadır. Türkiye’de bu beklentiler çerçevesinde planlama hukuki
bir zemine oturtularak uygulanmaya çalışılmıştır.
3.4.1. Türkiye’de Planlama ve Uygulamaları
Planlama ulusal düzeyden başlamak üzere yerel düzeye kadar ve
yerel düzeyde de farklı amaçlar edinen ve amaçlarla bağlantılı olarak farklı
ölçülerde ve her biri ile ilişkili ve bağlantılı olmak üzere çok çeşitli olarak
gerçekleştirilmektedir. En üst düzeydeki plan olarak uygulanan kalkınma
planları aktivite bölgelerinin belirlenmesi açısından temel plandır.
“Türkiye’de Planlama öncelikle bölge planları ile başlamakta bunu
çevre düzeni planları izlemektedir. Çevre düzeni planları bölgenin hangi
alanları ne amaçla kullanılacağına ilişkindir öyleki, kentsel kırsal alanlar,
konut sanayi turizm faaliyetlerinin gösterileceği alanlar tespit edilir. Çevre
düzeni planı planlamada doğal kaynakların kullanılmasını gözeten bir
aşamadır.”107 Uygulanmakta olan kentsel planlardan en geniş kapsamlısı
olan çevre düzeni planlarında belediyeler kısmen yetkilidir ama belediyelerin
yaptığı kentsel planlar açısından bağlayıcıdır.
107
Bu planlar diğer alt ölçekli
Aslı Akay, Çevre Düzeni Planları ve Yetki Sorunları, s.113-148, Amme İdare Dergisi, Cilt 40,
sayı:3, 2007, s.116.
93
planlar açısından bağlayıcı olduğundan yerel ölçekli planlarda da yer
almaktadır. Yerel düzeyde yapılan planların bazılarında belediyeler tek
başına bazılarında ise diğer yönetimler ile birlikte yetkilidir. Belediyeler
tarafından yapılan kent planları da İmar Planları, Nazım İmar Planları ve
Uygulama İmar planları olarak belirlenmiştir.
Bu genel planların yanında özel amaçlı olarak yapılan kentsel
planlarda vardır. Bunlar Çevre Koruma Bölgelerine yönelik yapılan planlar,
Turizm bölgeleri için yapılan planlar, Kıyı bölgeleri ve tarihi sit alanları için
yapılan planlardır. Planların bazıları belediye sınırları içerisinde olması
sebebiyle belediyeleri ilgilendirmektedir.
3.4.2. Belediyelerin Doğrudan Yetkisinde Olmayan Planlar
Bir ya da birden fazla belediye sınırlarını da içine alabilen ve
belediyelerin asıl yetkili olmadığı ama hem içeriği bakımından hem de yetki
ve görev anlamında hem sürecinde hem de hükümlerinde belediyelerin ilgili
olduğu planlardır. Ancak belediyelerin bu planlarda aldıkları sorumluluklar ve
katkılarıyla kent planları konusunda bütünlük ve eşgüdümün sağlanmasının
yolu açılmaktadır. Belediyelerin doğrudan yetkili olmadığı bu planların en
önemlileri çevre düzeni planları, koruma amaçlı imar planlarıdır.
A-Çevre Düzeni Planları: Ülke fiziksel yerleşim düzeni planlaması ve
bölge planlaması genel içerikli konulara değinmekte ve doğrudan kentsel
çevre
ile
ilgili
konulara
değinmemekte
ya
da
uygulamaya
yönelik
olmamaktadır. Kentsel çevre ile doğrudan ilgili planlar kentsel planlardır.
Bunlardan en geniş kapsamlısı ve doğrudan çevre ile ilgili konular içeren
çevre düzeni planıdır. “Çevre düzeni planı sınırları, yönetsel mekânsal ve
işlevsel bütünlük arz eden bir veya birden fazla il sınırları bütünü veya bir
94
kısmını kapsayacak şekilde belirlenir.”108 Çevre düzeni planı hem geniş
perspektifte bölgesel ve yerel düzeylerde yapılması ve bir biri ile bağlantılı
olması gerekmektedir.
“3194 Sayılı İmar Yasası’nın 5. maddesine göre çevre düzeni planı; “
ülke ve bölge plan kararlarına uygun olarak konut, sanayi, tarım, turizm,
ulaşım gibi yerleşme ve arazi kullanılması kararlarını belirleyen plan” olarak
tanımlanmaktadır. Buna karşın çevre düzeni planları kent planlamada diğer
planlama aşamalarını yerine getirmeksizin tek bağımsız plan türü olarak kent
çevrelerini denetleme aracı olarak işlev görmüştür.109 Çevre düzeni
planlarında
“Yapılan
potansiyellerine
göre
toplam
nüfus
kestiriminin
dengeli
dağılımının
bölgelerin
sağlanamaması,
gelişme
sanayinin
kurulması, sanayinin çevre korunması açısından denetim altında tutulması,
arıtma tesisi zorunluluğunun getirilmesi gibi ilkeler yer almaktadır.”110
B-Koruma Amaçlı İmar Planları: Koruma Amaçlı İmar Planları Ve
Çevre
Düzenleme
Projelerinin
Hazırlanması,
Gösterimi,
Uygulaması,
Denetimi Ve Müelliflerine İlişkin Usul Ve Esaslara Ait Yönetmeliğin 6.
maddesinde “Koruma amaçlı imar planlarının hazırlanması aşamasında;
tarihi çevre, kültürel ve doğal miras, sosyal, kültürel ve ekonomik yapı, teknik
altyapı, sosyal donatı, yapı ve sokak dokusu, mülkiyet yapısı, ulaşım,
dolaşım sistemi, örgütlenme biçimi ve benzerlerine ilişkin gerekli etütler kent
bütünü ile ilişkilendirilerek yapılır. Tespit edilen sorunların çözümü ve tarihi,
kültürel, doğal çevrenin yaşanabilir ve sürdürülebilir biçimde korunabilmesi
için alana özgü stratejiler belirlenir.”111 Denmektedir. Koruma altına alınan
108
Yıldız, a.g.e. 108.
Halil Akdeniz, “Kentsel Planlama Sürecinde Haritacılığın Yeri ve İşlevi”, (erişim)
http://www.hgk.msb.gov.tr/dergi/makaleler/125_2.pdf, 2 Şubat 2011, s.25.
109
110
Yücel Ünal, Türk Şehir Planlama ve İmar Mevzuatının kentsel Dönüşüm ve Deprem ağırlıklı
İncelenmesi, Yetkin Basımevi, 2008, s.72.
111
Koruma Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması, Gösterimi,
Uygulaması Hakkında yönetmelik RG. Tarihi : 26/07/2005, Sayısı : 25887, (erişim)
http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/23263.html, 6 Haziran 2011.
95
bölgelerde, kentsel arkeolojik, doğal, tarihi sit alanları ile ören yerlerinden
bahsedilmiş ve kentsel yapının doğal ve yapay değerleri ile korunarak
gelişmesinin ve zenginleştirilmesinin üzerinde durulmuştur.
3.4.3. Doğrudan Belediyelerin Yetkisindeki Kentsel Planlar
Kentsel planların bazıları doğrudan belediye sınırları içerisindeki
kentsel
alanların
düzenlenerek,
birinci
dereceden
alanların
kentsel
fonksiyonlar açısından değerlendirilmesine yöneliktir. Bunlar nazım imar
planları,uygulama imar planları ve mevzi imar planlarıdır.
A-Nazım İmar Planları: Belediyelerin yapımında ve uygulanmasında
yetkili olduğu İmar planları nazım imar planları ve uygulama imar planları
olarak ikiye ayrılır. Bunlardan ilki nazım imar planları “Onaylı hali hazır
haritalar üzerine varsa kadostral durumu işlenmiş olan varsa bölge ve çevre
düzni planlarına uygun olarak hazırlanan ve arazi parçalarının; genel kullanış
biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını,
gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli gelişme alanlarının gelişme yön ve
büyüklüklerini ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi
hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas
olmak üzere 1/2000 veya 1/5000 ölçekte düzenlenen, detaylı bir raporla
açıklanan ve raporu ile bir bütün olan planlardır.”112
Belediye ve mücavir alanları kapsayacak şekilde uygulama imar
planlarına esas olmak üzere hazırlanan “nazım planlarda genel kullanış
biçimleri ve başlıca bölge tipleri saptanırken, yerleşme alanlarının gelişme
yönleri ve büyüklükleri de belirlenir. Ayrıca yeni gelişme alanlarının hangi
koşullarda kullanıma açılacağı, bunun ilkeleri de nazım planda belirlenir.”113
112
113
Yıldız, a.g.e, 110.
Ünal, a.g.e., s.76.
96
B-Uygulama İmar Planları: “Uygulama imar planı, yapı adalarını
bunların yoğunluk ve yapı düzenini, yolların ayrıntıları ile gösterir.”114
Arazilerin nasıl kullanılması gerektiği konusunda yönlendirici rol oynayan
uygulama imar planları belediyeler tarafından yapılan ve kentsel çevre
unsurlarını barındırması gereken önemli bir planlama türüdür. Uygulama imar
planlarında yollar yapı alanı ayrımları, meydanlar hakkında ayrıntıları içerir.
C-Mevzi İmar Planları: 1984 yıllarından sonra yaygınlık kazanan
mevzi
imar
planları,
Türkiye’de
üst
ölçekli
planların
yokluğunda
yönlendirilmelerine etkisinde yapılmıştır. Parçacı planlama anlayışına göre
yapılan mevzi imar planları bir biri ile ilişkilendirilmemiş planlardır bu da
kentsel
yapılanmayı
ve
bir
birinden
bağımsız
merkezler
şeklinde
değerlendirmiştir. Her ne kadar planlama bölgesi için tüm ihtiyaçlar düşülse
de kendi içinde değerlendirildiğinden sonuçta kentsel çevrenin gelişimini
olumsuz olarak da etkilemiştir.
3.4.4. Özel Nitelikli Kentsel Plan: Kentsel Dönüşüm Projeleri
Belirli bir alanda diğer genel nitelikli planlardan bağımsız, esnek
uygulamalar içeren, planlardır. Türkiye’de kentsel dönüşüm projeleri özel
nitelikli hukuki düzenlemelerde zemin bulmaktadır. Yapılma sebepleri de
kentin tekrar yaşanabilir bir konuma sokulmasıdır. Kentlerin çoğunda var
olan, sosyal çöküntüler, ekonomik hareketlerde zayıflama, fiziksel çevrelerde
bozulmalar, düzensiz yapılaşma ve sonucunda kentsel çevre için gerekli
kentsel öğelerin yok olması gibi sebepler kentsel dönüşüm projelerinin temel
gerekçeleridir. Özetle bu projelerin temelindeki amaç kente daha yaşanabilir
bir kentsel çevre sağlamaktır. Kentsel dönüşüm projeleri aynı zamanda özel
nitelikte imar planları da gerektirmektedir. Özellikle Büyükşehir belediyeleri
114
Ünal, a.g.e., s.72.
97
açısından son derece önemli bir hizmet olarak sunulan kentsel dönüşüm
projeleri
temelinde
belediyelerin
planlama
hizmetini
barındıran
imar
planlarıdır.
Bu planları diğer planlardan ayıran en önemli özellik, uygulamaya
yönelik olması başka projelerle desteklenmektedir. Kentsel dönüşüm projeleri
özel bir yasa ile çıkarılmakta ve yapılması ve uygulanması diğer planlardan
ayrışmakta ve amaca ulaşmak için esnekleştirilmektedir. Bu konuda yapılan
“ilk önemli yasal düzenleme, 05.07.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5366 sayılı
“Yıpranan Tarihi ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek Korunması ve
Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun” olmuştur. 12.3.2004 tarih ve
25400 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5104 sayılı
Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu” bu konudaki
örneklerin bir diğeridir. Bu Kanun, Kuzey Ankara Girişi ve çevresini kapsayan
alanlarda kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde fiziksel durumun ve çevre
görüntüsünün geliştirilmesi, güzelleştirilmesi ve daha sağlıklı bir yerleşim
düzeni
sağlanması
ile
kentsel
yaşam
düzeyinin
yükseltilmesini
amaçlamaktadır. Kanunun bir önemli özelliği, ilçe belediyelerinin planlama
yetkilerinin, bu alan özelinde Büyükşehir Belediyesine devrine ilişkindir.”115
Bu planlama belirli bir bölgede sadece gecekonduların dönüşümünü
sağlamamakta aynı zamanda, buralarda oluşturulacak yerleşim bölgelerinin
daha düzenlenebilir, kentsel çevre sosyal donatı da sağlamak amacıyla
ortaya atılmaktadır. Bu yüzden son yıllardaki kentsel dönüşüm projelerinin
amaçlarını iki türlü değerlendirmek gerekmektedir. Öncelikle konut ihtiyacının
doğal çevreye zarar vermeden düzenli bir şekilde sağlanması, ikinci olarak,
gecekondulaşma ve imarsız yapılanma ile bozulmuş alanlarda yapılı bir
kentsel çevre oluşturmak hedeflenmektedir.
115
T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, a.g.e., s.20.
98
3.4.5. Arazi ve Arsa Düzenlemeleri
İmar Kanunun 18’nci maddesine dayanılarak yapılan özel bir
düzenlemedir. Arazi ve arsa düzenlemesi, bir yerleşmeye ilişkin planın
uygulanması amacıyla taşınmazların sahiplik durumlarına bakılmaksızın
birleştirilmesi ve planın gerektirdiği kamusal hizmet alanlarının oluşturulması
sonrasında eski taşınmaz sahiplerine yeniden dağıtılmasına yönelik bir
süreçtir. Yöntem daha teknik bir tanımlama ile imar planı sınırları içerisinde
mevcut durumu ile yapı yapmaya elverişli olmayan binalı ya da binasız
kadastro parsellerinin, imar planları ile öngörülen kullanım ve yoğunluk
kararları açısından yapılanmaya elverişli duruma getirilmesi şeklinde de
tanımlanabilir.
Kentsel
araziler,
kentsel
genişleme
sürecinde
ihtiyaç
duyulan
mekânların sağlanmasında kullanılmaktadır. Bu dönüşüm arazi ve arsa
düzenlemeleri ile gerçekleştirilmektedir. Kentsel arazilerin değerlendirilmesi
sürecinde önemli bir yer içeren kamusal araziler veya planlama ve uygulama
sürecinde kamusal arazi niteliği kazanan (kamusal ihtiyaçlara ayrılan) alanlar
kentsel çevre açısından önemli bir kaynak olması yanında kentsel çevrenin
inşasında önemli derecede esneklik ve uygulama kolaylığı sağlamaktadır.
Çünkü belirli bir alanın kamusal ihtiyaçlarının sağlanması eğitim, sağlık,
kültürel alanlar ile açık ve yeşil alanlar, kısacası tüm sosyal ve fiziki alt yapı
ihtiyaçlarını gidermeye yöneliktir.
Türkiye’de arazi ve arsa düzenlemeleri ifraz ve tefhid yöntemleri
kullanılarak yapılmaktadır. İfraz kelimesinin anlamı; daha önce imar yapılmış
belirli bir alanın, yapılmış olan imar planına uygun olması şartıyla birden fazla
parsele ayrılmasıdır. İfrazın yapılmasındaki temel amaçlar yapılaşmanın
daha sağlıklı ve verimli olması, düzenleme alanının daha aktif kullanılması ve
bu şekilde daha modern bir kentsel yapı için dönüşümün sağlanmasıdır.
99
Tefhid bölünmüş ve yapılaşmaya uygun olmayan arazi parçalarını
birleştirmenin yanında ifrazın olumsuzluklarını gidermek üzere yapılan
düzenlemelerdir. “Tefhid: Arsa ve Arazi Toplulaştırılması genel olarak arsa ve
arazi düzenlemesi arsa ve arazi parçalarının, tarım alanlarında verimi
artırmak, imar alanlarında ise, imar planına uygun ada ve inşaata elverişli
parsel oluşumunu sağlamak
birleştirilmesidir.”
116
amacıyla
yeniden
ifraz edilmek
üzere
Tefhid tek başına yapılaşmaya uygun olmayan ve
planlama ile uygun görülen yerlerin birleştirilmesini böylece daha uygun
yapılaşma şartlarının kazandırılmasını amaçlamaktadır.
Kentsel planlamada önemli bir yer tutan İmar Kanununun 18’inci
maddesine göre yapılan arazi ve arsa düzenlemeleri ile çoğu zaman sadece
bina yapmak niyetiyle imarlı parseller üretilmesine odaklanılmaktadır. Bunun
dışındaki çevresel alanların ya da bundan öteye binaların ihtiyacı olan
kamusal alanların bırakılması ise göz ardı edilmekle kalınmamakta bazen
yapılar arasındaki minimum mesafe bırakılmasına bile uyulmamaktadır.
“Türkiye bu bakımdan ilginç örnekler içeren kentlerle doludur. Kent çevresi ve
kent kapsamandaki alanlar, kente değer katan doğal ve tarihi alanlar olarak
işlem görmedi. Modern kentleşme ile birlikte doğrudan doğruya ticari bir
değer olarak görüldüler. Mesela tarihi camilerin, sarayların ve kent
meydanlarının yakın çevresine baktığımızda irili ufaklı birçok dükkânın tarihi
eserin girişlerini kapattığını devasa ticari binaların tarihi dokuyu gölgelediğini,
bütün kentlerimizde gözlemlemek mümkündür. İkinci olarak kent arsaları ve
yakın çevreleri sadece ticari birer değer olarak işlem gördüğü için sokakların,
caddelerin çok daraltıldığını, yeşil alanların ve ortak kent mekânlarının sürekli
imha edildiğini ve ticari merkezlere dönüştürüldüğü de gözlemlenmektedir.”
117
Bu tür uygulamalara engel olmada arazi ve arsa düzenlemelerinin payı
büyüktür.
116
Celal Develioğlu, İmar Kanunu 18. madde uygulaması, Ankara, Sizkesen Matbacılık Ltd. Şti,
2007, s.n.y.,
117
Hacı Duran, “Çevre Sorunu Söylemi Metaforu ve Birleşik Büyük Kentlerde Gündelik Çevre
Krizleri”, s. 18-21, Yerel Siyaset Dergisi, , 2008, s.20.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINA YÖNELİK PLANLAMADA
SORUNLARIN TESPİTİ VE YÖNTEMLER
Çevre, kentsel çevre ve üretimi çoğu zaman başka unsurların bir
parçasıdır, bu nedenle göz önünde tutulmamakta ve doğrudan mevcut hayat
şartlarını kötüleştirmedikçe dikkate alınmayan kavramlar olmaktadırlar.
Kentsel gelişmelerin, çevresel değerler üzerinde sonuçlarına odaklanılmak
istenmemektedir. Çevre, ikinci planda değerlendirilen ve soyutlaştırılmaya
tabi tutulan gerçeklerdir. Bu durumda çoğu zaman kentsel çevrenin inşasına
yönelik
planlama,
eylemsel
nitelikten
uzak
kalmaktadır.
Bu
durum
planlamanın gerçekte hayata geçirilmesini zorlaştırmaktadır. Ancak son
yıllarda çevresel değerler üzerinde durulmaya başlanmış ve bu değerlerin
korunmadığı takdirde, sonuçlarının sağlıklı yaşam, sosyal ekonomik şartlarda
kötüleşmeye neden olduğu fark edilmeye başlandığından bu kavramların
ciddiyetle ele alınmaya başlanmasıyla samutlaştırmaya yönelik dolaylıda olsa
çalışmalara rastlamak mümkün olmuştur.
Kentsel çevre, insan ve doğanın (yapay ve doğal olanın) etkileşiminin
kentsel alanlardaki ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Kentsel planlamada
kentsel alandaki doğal yapının insanların yararlanmasına yönelik olarak
planlanmasını içermektedir. Bu nedenle bu iki unsur arasındaki ilişkilere
odaklanarak, insanların doğal kaynağı tüketmeden, ondan en iyi şekilde uzun
süreli yararlanmasını temin etmek üzere kentsel planlar yapılmaktadır.
Günümüzde çevreyle ilgili düzenlemeler ve bunların planlara yansıtılması
hukuki bir gereklilik olarak ortaya çıktığı durumların da katkısıyla planlamanın
kentsel çevre açısından önemi daha kolay kabul edilebilmektedir. Bu tür
gelişmelerin sonucunda da kentsel çevrenin gerekliliği üzerinde durulmaya
başlanmış ve kentsel çevre elemanlarının korunmadığı ve geliştirilmesi
gerekmesinin yanın da doğal haline bırakıldığı zaman kentsel çevrenin doğal
çevre
ile
bütünleşik
gelişiminin
mümkün
olmadığı
ortaya
çıkmıştır.
Belediyelerin yaptığı imar çalışmaları bütüncül olmadığı için ana konuları ve
101
bütünü etkileyen durumları göz ardı etmektedir. Kent sadece kendi
sınırlarındaki yapılaşmayı ve insan kalabalığını temsil eden binalardan
oluşmamaktadır. Çok sayıda bina sisteminin tutarlılık içinde yerleştirildiği
zemin tek tek binalara bütünlük kazandırmaktadır. Yoksa belediyeler
tarafından yapılan ve bir birinden bağımsız olarak verilen inşaat izinleri bir
birine bitişik, yaşanabilirlilikten uzak yerleşim alanları oluşturmaktan ötesinde
bir sonuç doğurmamaktadır.
Diğer taraftan kentsel oluşum sürecinde kentsel çevreye yönelik
yapılanlar parçalı olsa da birleştirildiğinde kentsel çevrenin inşası açısından
önemli bir gelişme ortaya koyabilmektedir. Kentsel yapıdaki değişiklikler
yapılı ve yapısız çevreyi doğrudan etkilemektedir. Kentsel yapıda meydana
gelen bu değişikliklerle de kentsel çevre şekillenmektedir. Değişikliklerden
öncelikle doğal çevre etkilenmektedir. “Sorun genel anlamda, değişen kent
dokusunun, kentin tarihi ve kültürel mirası, doğal ve yapay çevresi ile olan
uyum ilişkisi olduğu görülmektedir.”118
Burada doğal kentsel çevrenin
öncelikle korunmasını hedef alan planlamalar üzerinde durulurken yapılı
çevre oluşturulurken bu doğal çevreden olabildiğince yararlanılmasını
öngören iyi bir kentsel çevre yönetim planı ile kentsel çevre inşasındaki
olumsuzluklar bertaraf edilebilir.
Bu bakış açısı ile yapılan planlar insanlar için sağlıklı ve sürdürülebilir
kentsel çevreler inşa edebilmektedir. “Başarılı kentsel çevreler, farklı
uzmanlık alanlarının bir araya getirildiği ve sürecin planlama, tasarım,
mimarlık ve kentsel peyzaj boyutlarının birlikte ele alındığı bir yapılanma
içerisinde gerçekleşebilmektedir.”119 Öyle ki kentsel çevrenin bozulmasına
neden olan ya da gelişimine olumsuz yönde etki eden unsurların ortaya
çıkmadan önlenmesi anlamında planlama sadece yapıcı değil aynı zamanda
negatif oluşumların ve engellemelerin de önüne geçmiş olmaktadır. Bu
118
Kadir Güner, Kentsel Estetik ve İmge Sürekliliği, s.269-283, 2002 Kentleşme ve Yerel Yönetimler
Sempozyum Bildirileri, Edit. Mustafa Yeğin, Mimarlar Odası Adana Şubesi, s.269
119
Günay, a.g.e., s.19.
102
şekilde kentsel çevre açısından olumsuzlukları önleyici politika örneğini de
sunmaktadır.
Toplumsal yaşamın sağlanması için toplumsal alanlar, parklar,
yürüme yerleri, yollar ve kaldırımlar, altyapılarla, kentin ihtiyaçları için
kullanım alanları, estetiği, çevresi ile ilgili tüm düzenlemeler planlama
sürecinde
yapılmalıdır.
Geneli
ilgilendiren
bu
ihtiyaçların
yerine
getirilmesinden uzaklaşan kentsel planlama bina kat sayısı, yerleştirilebilecek
maksimum bina, imar hakkı, emsal gibi konulara odaklanmaktadır. Kent
planlamasına bu şekilde yaklaşıldığı süreçte çevreye, teknik özelliklerin ihmal
edilmesi sonucunda ekonomiye ve sosyal hayata verdiği zararlar ve
maliyetleri göz ardı edilmiştir. Bunun sonucunda da planlama amaç ve
hedeflerinden sapmış olması bütün olarak kentsel genişlemeyi sağlarken
çevreye de telafi edilmesi zor zararlar vermiş olması büyük bir olasılık
olmuştur.
Seçilen
yerleşim
yerlerinin
nüfus
hareketleri
sonucunda
genişlemesi, belirli bir noktaya kadar sorun teşkil etmemektedir. Kentin
kaldırma kapasitesi olan sınır aşılmaya başladığında kentsel dengelerde
olumsuz etkilenmeye başlamaktadır. Bunun sonucunda yapay çevrenin aşırı
büyümesi doğal çevre aleyhine olmakta ve buda kentsel çevrenin nüfusa
oranla inşasını zorlaştırmakta ve kentsel çevre bozulmaya uğramaktadır.
Türkiye’deki kentleşme olgusu başlarken planlı bir temelde gelişme
göstermemiştir. Gelişmeler daha çok ekonomik ve sosyal nedenlerden
kaynaklanmakta ve bu süreçlerde genelde öngörülebilir şartlarda meydana
gelmemektedir. Hızlı ve plansız kentleşmeyi beraberinde getiren bu durum
sonucunda kentsel genişleme de kontrol altına alınamamıştır. Daha çok
artan kentsel nüfusa kısa dönemli çözümler olarak idare etme manasında
kalacak yerler bulunmasının ilerisine gitmemiş ve sonucunda kentlerin en
önemli sorunlarından biri gecekondulaşma meydana gelmiştir. Ayrıca düzenli
planlama alanlarında da aşırı yoğunlaşma da kaçınılmaz olmuştur. Özellikle
Türkiye’de meydana gelen kentleşme sürecinde, hızlı kentleşme egemen
olmuştur. Bu süreçte en fazla sorun karşılaşılmasında sıkıntı çekilen alt yapı
103
ihtiyacının giderilmesi olmuştur. Özellikle finansal açıdan gerekli kaynakların
aktarılamamasının yanında plansız kentleşme ile alt yapının göz ardı
edilmesi de önemli rol oynamıştır. Özellikle kentin yeni gelişen bölümleri ile
küçük belediyelerde bu sorun daha belirgin olarak ortaya çıkmaktadır.
Kent planlamasında önemli bir yere sahip olan arazi ve arsa
düzenlemeleri kentsel planlarda meydana gelen tıkanıkların giderilmesi,
planın sürdürülebilirliğinin sağlanmasına yönelik olarak karşılaşılan uygulama
problemlerinin giderilmesi için yapılmaktadır. Yapılaşma koşullarının değişimi
ile kentsel mekâna yansırken, gereksinimler ve çevreye uyum nedeni,
çoğunlukla
altyapı
servislerinin
sağlanması
ile
yasal
düzenlemeler,
değişiklikler ve eşikler nedeniyle yapılan plan değişiklikleri ise sınır değişikliği
ve bölgeleme kararları ile tasarım revizyonları, parselasyon planı değişikliği
gibi diğer nedenler arazi kullanım kararlarının ve yapılaşma koşullarının
değişimi ile sonuçlanmaktadır. 120
Türkiye’de kentsel çevrenin inşası ve korunması çeşitli planlama
yöntemlerinin yanında planlamadan bağımsız ya da birlikte ifraz, tevhid,
terkin gibi çeşitli yöntemlerle gerçekleştirilebilmektedir. Ancak çoğu zaman
kentsel açıdan gelişmeci ve korumacı bir bekleyiş içinde olunan özellikle imar
planlarları daha düzenli bir kent ve çevre açısından ele alındığında
Türkiye’de
çoğu
zaman
olumsuz
sonuçlar
doğuran
bir
anlamda
algılanmaktadır. Oysa başarı ile uygulanması durumunda planlamanın hukuki
temelini oluşturan İmar Kanunu ve özellikle bu Kanunun 18. maddesi kentsel
çevre ile uyumlu yerleşim alanları elde etmeyi amaçlar. Planlamadan
beklenen bu amaçların gerçekleştirilememesinin temel nedeni kentleşme
sürecinde
düzenli
bir
planlama
yapılmamış,
planlar
kentleşmenin
yönlendirilmesinden çok, kentin kendi bünyesinde büyümesini karşılamak
amacıyla
ıslah
imar
planları
şeklinde
gerçekleştirilmemiştir.
sonucunda da planlama kentsel gelişme tarafından yönlendirilmiştir.
120
Aras, ag.t., s.98.
Bunun
104
4.1. KENTLEŞMENİN KENTSEL ÇEVRE ÜZERİNE
ETKİLERİNİN TESPİTİ
Kentsel genişlemenin meydana getirdiği kentleşme sürecinin planlı
veya plansız bir şekilde gerçekleştirilmesi kentleşmenin sürdürülebilirliği aynı
zamanda kentsel çevre açısından önemlidir. Belirli bir plan ve stratejiden
yoksun olarak meydana gelen kentsel gelişmeler kentsel çevre ile ilgili
ekolojik dengeler üzerinde değişiklikler meydana getirmektedir. Bu da kentsel
çevrenin inşasında önemli aksaklıkları da beraberinde getirmektedir.
Kentsel genişlemenin kendi haline bırakılması halinde doğal çevreyi
azaltarak ya da yok ederek sürecini tamamlamaktadır. Kentsel planlamada
çevresel anlamda önemli düzenlemelerin yapılması önlemlerin alınması
özellikle kentin genişlemesi ile birlikte kırsal alandaki arazi kullanımları ile
birlikte söz konusu olmaktadır. Bu yüzden kentsel planlama temelinde ilk
olarak kente yönelik planlama ikinci olarak da şehrin genişletilmesine yönelik
olarak ortaya çıkmakta ve kentsel çevre de içsel olarak kentsel çevre
üretimine odaklanırken, dışsal olarak ta kentsel çevrenin korunması ve
üretilmesine odaklanmaktadır.
Kentsel genişlemenin etkisi altında kalan
“Çoğu arazi parçası üç
eylemin birleştirilmesine ihtiyacı vardır ve bazıları müdahaleye ihtiyaç duyar.
Arazinin koruma, yönetim ve planlanması arasındaki doğru dengenin
araştırılmasında amacın araziyi uzun dönüşüm sürecinde belirli bir noktada
korumak ya da dondurmak olmadığı hatırlanmalıdır. Arazi doğal gelişmeler
ve
insan
müdahaleleriyle
çoğunlukla
değişir
ve
değişmeye
devam
edecektir.”121
121
Maguelonne Déjeant-Pons, “Landscape Convention and Ecological Corridors”, s.170-175,
Environmental Policy and Law, sayı. 39/3, 2009, s.172.
105
4.1.1. Plansız Kentleşmenin Kentsel Çevre Üzerine Etkilerinin
Tespiti
Dolaylı ya da doğrudan kentsel çevre ile ilgili amaç ve hedefleri içeren
uzun dönemli kent planları genelde arazilerin fiziki planını yaparak, arazilerin
kullanım amaçlarını belirlemek, yoğunlukları tespit etmek, ulaşım ağlarını
belirlemek gibi amaçlarla kentsel genişlemeyi yönlendirilebilmektedir. “Pasif
rekreasyon alanları ve kültürel olgular için doğal alanların etkin kullanımını
sağlamak amacına dönük olarak kültürel ve rekreasyon fırsatlarının
sağlanması; böyle bir yaklaşım bütünleşmiş ve birbirine bağlı açık ve yeşil
alan sisteminin oluşmasını sağlayacağı gibi doğal habitatları ve kaynakları da
koruyacaktır. Kentsel gelişmenin sağlıklı olmasını hedefleyen kent planlama
birbirleri ile bağlantılı bu karmaşık sorunların çözümü için politikalar
geliştirmelidir.”122 Ancak öngörülemeyen, plansız kentleşmenin sonucunda
kentsel çevreye yönelik olarak sistemli bir yaklaşım sergilenememiştir.
Hızlı nüfus artışı ve sonucunda gerçekleşen düzensiz kentleşme
neticesinde, genelde ekonomik açıdan güçlü olmayan kesimin kent
çevresinde
yerleşmesi,
gecekondulaşmaya
ve
arsaların
kontrolsüz
kullanımına neden olmuştur. Bunun sonucunda kentsel çevre açısından
önemli olan arazi ve arsalar düzensiz gecekondu yapıları tarafından
kullanılmıştır.
Hızlı nüfus artışı sonucunda tek katlı gecekondu yöntemi çözüm
olmamış, eski gecekondular üzerine kat çıkılmasının yanında daha yüksek
katlı kaçak yapılaşma yaygınlaşmış, kentsel çevrenin ihmal edildiği bu
yapılaşmada aşırı yoğunlaşma meydana gelmiştir. Bunun neticesinde insan
ve yapı yoğunluğunun ihtiyaç duyduğu donatı alanları dengesi bozulmuştur.
122
J. Rotmans, M. Van Asselt, P. Vellınga, “An Integrated Planning Tool For Sustainable Cities”,
Environmental Impact Assesment Review, April-May, 2000, s.386.
106
Plansız kentleşme ve sonucunda meydana gelen dengesiz yapılaşma
karşısında belirli bir kentsel çevre politikası geliştirilemediği için, gecekondu
alanlarındaki alt yapı ihtiyacı, sosyal ve kültürel donatı alanları ile açık ve
yeşil alan ihtiyaçları karşılanamamıştır. Doğaçlama bir çözüm niteliğindeki,
yapılardan kalan boş alanlar bu ihtiyaçlar için kullanılma yolu güdülmüştür.
Her şeyden önce düşünülmesi gereken planlama olmadan ortaya
çıkan kentsel yapının meydana getireceği kargaşanın ve tahribatın
ölçülemeyecek kadar büyük bir soruna neden olacağıdır. Daha sonra
belediyeler tarafından yapılan planların kalitesi ve uygulanırlık derecesine
göre kentsel çevre üzerindeki olumlu etkisi ortaya çıkacaktır. Planlama
olmadığı
durumlarda
ortaya
çıkan
plansız
bölgelerdeki
gecekondu
probleminin kentsel çevre üzerinde ne tür olumsuz sonuçlara yol çatığı
Türkiye’nin her bölgesinde kentin nüfusu ne kadar az olursa olsun
ortadadır.
“Özellikle kentlerin karşı karşıya kaldığı imarsız yapılanma,
tarihsel dokuyu koruma, hava kirliliği, içilebilir ve kullanılabilir temiz sular,
kent kaynaklı hava kirliliği, gıda maddelerinin üretilmesinde ve tüketiciye
sunumundaki hijyen sorunu, katı atıkların toplanması ve bertarafı, çevre ve
insan sağlığını koruma, ses, görüntü kirliliği gibi bir çok sorun öncelikli olarak
kentte yaşamalarını olumsuz yönde etkilemektedir.”123 Bunun sonucunda
kaçınılmaz olarak, her düzeydeki kentte, kentsel çevrenin yeterliliğinin
sorgulanması gerekmiştir.
4.1.2. Planlı Kentleşmenin Kentsel Çevre Üzerine Etkilerinin
Tespiti
İmar planları yapılırken çevre ile ilgili bölümlere bazen hukuki
zorunluluk olsa da yer verilmesine ve planlama sonucunda kentsel çevre
üzerinde
meydana
gelecek
değişikliklerde
öngörülmesine
rağmen
uygulamada çok fazla göz önüne alındığı söylenemez. Kentsel genişleme
123
İsmail Başaran, “Belediyeler ve Sağlıklı Bir Çevre”, s.51-54, Yerel Siyaset, Kasım, 2008, s.51.
107
sürecinde belediyelerin çok fazla aktif bir rolü olmamakta, kısa dönemli
yerleşme sorunlarına bir çözüm olarak gözüken gecekondulaşma hareketini
onaylar nitelikte, önceden meydana gelen gecekondu alanları için imar planı
çıkartmakta bu şekilde gecekondu alanlarının hukukiliği sağlanmaktadır.
Kısacası planlama amacı gibi geleceğe dönük kentsel genişlemenin yönünü
ve yoğunluğunu belirlemekten çok, gecekondulaşmanın önündeki engelleri
kaldırarak çarpık kentleşmeyi yasallaştırdığı da görülmektedir.
Ayrıca imar planlarının kentsel çevre üzerindeki olumsuzluklardan bir
tanesi de imar planlarıyla kentsel gelişme alanı olarak planlanmış alanlar,
kentin gelecek yirmi yıllık nüfus kestirimlerinin iki katı büyüklükte nüfusun
yaşayabileceği kadar büyük alanlara ulaşmıştır. Kentsel gelişme alanı olarak
planlanmış alanlarda hızla imar uygulamaları yapılmış, kentlerin yerleşik
alanlarının dışında sıçramalı ve tekil yerleşim biçimi desteklenmiştir. Bu denli
büyük kentsel gelişme alanları, ne yazık ki çoğunlukla nitelikli tarım alanları,
zeytinlik, bağ vb. alanlar üzerinde planlanmıştır. Böylesi bir uygulama ise
çevreye çok büyük zararlar vermekte, kentleşme maliyetleri çok yüksek
olmakta ve kaynakların israfına neden olmasıdır.124
Planlama hiyerarşisindeki tüm planlar hangi birim yada kurumca
yapılsada uzun dönemli, tüm değişkenleri dikkate almadan ve üst ölçekli
bütünleşik planlara göre yapılmadığından kentsel çevre üzerinde olumsuz
etkileri olacağı açıktır. Türkiye’de “Üst ölçek, yönlendirici bir plan olmaksızın
piyasa mekanizmalarınca oluşturulmuş, parçacı uygulamalar olan mevzi imar
planları, sosyal donatıları ile bir bütün olarak planlanan alanlar olarak
düşünüldüğünde olumlu olarak değerlendirilse de, birbirinden bağımsız
olarak planlandıkları için sorunları bünyesinde barındırmaktadır. Bu sorunlar
kentsel mekânda kendini göstermiş ve kentsel çevrede sonu olmayan bir
yayılım sürecine zemin hazırlamıştır.”125
124
125
T.C. Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, a.g.e., s.33.
Aras, a.g.t., s.98.
108
Her ne kadar planlama kentsel çevre açısından bu tür olumsuzlukları
beraberinde getirse de daha kötüye gitmeyi her durumda engellemektedir. Bu
nedenle
hızlı
kentleşmenin
kentsel
çevre
açısından
olumsuzlukları
azaltmakla da kalsa plansız bir gelişmeden her zaman daha iyidir. Diğer
taraftan kentsel çevrenin inşasının da tek seçeneği planlamadır. Önemli olan
planlamanın bir yöntem olarak bu yünde kullanılmasıdır. Kentsel çevreye
yönelik
problemlerin
temel
çıkış
noktası
olarak
gözüken,
kentsel
genişlemenin kontrolünde en etkili araç kentsel planlamadır. Kentsel
planlamada, kentsel genişlemede analiz edilerek sebepleri, gelişmesi ve
sonuçları arsında bağ kurulması ve kentsel planlamada göz önünde
bulundurulması yanında yönetimde meydana gelen aksaklıklar bir bütün
olarak değerlendirilmelidir.
4.2. BELEDİYELERİN PLANLAMA İLE İLGİLİ KARŞILAŞTIKLARI
SORUNLAR
Kentsel planlama sürekli olarak var olan kaynakların kullanılmasına
yol açan bir girişim olarak değerlendirilmesi hem kaynakların verimli
kullanılması hem de sürdürülebilirlik açısından önemli sorunları beraberinde
getirir.
Kentsel
planlamanın
stratejisi
ve
hedefleri
kentsel
çevrenin
sürdürülebilirlik çerçevesinde doğal kaynakları kullanması üzerine bir
planlama yapılması için aynı zamanda belediyelere fırsat tanıdığında kabul
etmemiz gerekir.
Türkiye’deki belediyeler farklı nüfus ve alanlarda farklı şartlarda
birbirinden bağımsız olarak örgütlenmişlerdir. Bu da belediyelerin kanunlarla
ortak olarak yapmakla yükümlü kılındıkları görevleri başarma derecelerini ya
da üstesinden gelme başarısını etkilemektedir. Bu yüzden belediyeler kentsel
çevre yönetiminde ve üretiminde farklı aşamalarda bulunmakta ve farklı
sorunlarla karşılaşmaktadırlar.
109
“İmar yetkileri yerel yönetimlerdeyken, aslında yine imar kavramının
bir öğesi olan “ koruma” görevi merkezi yönetimde kalınca, belediyeler de “
kendilerine ait olmayan” bu sorumluluğa gereken önemi vermemekten
uzaklaşmışlardı…”126 Bu yüzden belediyeler imar planlarını ve bunlara bağlı
uygulamaları yaparken doğal çevrenin korunmasına yönelik bir cabadan uzak
kalmışlardır. Yapay çevre oluşturmaya odaklanan ve her ne kadar yasalarda
çevre faktöründe planlamada dikkate alınmasının gerektiği vurgulansa da
koruma konusunda görev ve yetki açısından merkezi hükümete göre uzak
kalan yerel yönetimler, planlamada çevresel faktörleri bu derece göz ardı
edebilmektedirler. Kent planlamasında kentselsel çevrenin ne kadar dikkate
alındığı, meydana gelen çevresel olumsuzlukların planlamada bu konuya
yeterince
önem
verilmemesinden
mi
yoksa
uygulamanın
planlama
sürecindeki beklentilere göre yapılmamasından mı kaynaklandığının ortaya
çıkarılması gerekmektedir.
Yerel yönetim anlayışının yeterince yerleşmemesinin de etkisiyle,
belediyeler çevresel değerleri ikinci plana atarak, kısa dönemli sonuçlar
alabilecek şekilde planlamaya gitmektedir. Bunun sonucu olarak yerel
düzeylerde yapılan planlar çevresel konularla doğrudan ilgilenmemektedir.
Bütüncül yaklaşımdan uzak planlama anlayışı ile çevresel değerler planlama
ile ilişkilendirilmemekte, böylece çevre konusunda etkin olabilecek bir aracın
kentsel
çevre
üretiminde
değerlendirilememektedir.
Bütün
bunların
sonucunda kentsel planların “ rant yaratma, rantın denetimi dışında ekolojik,
toplumsal, mekansal ve çevresel açıdan yaşanabilir ve sürdürülebilir mekan
üretmede yetersiz kalması”127 sonucuyla karşı karşıya kalınabilir.
126
Oktay Ekinci, Kültürel Miras, İmar ve Belediyelerimiz, Ed. Ayşegül Mengi, Kent ve Planlama
Geçmişi Korumak Geleceği Tasarlamak, Ankara, İmge Kitabevi, 2007, s.32.
127
Semehat Özdemir, T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Kentleşme Şurası 2009 Genel Kurul
Çalışmaları, 2009, s.40.
110
4.2.1. Planların Güncelliği Sorunu
Kentsel çevrenin inşasında planlamanın yeterince aktif olmamasının
nedenlerinden bir tanesi kentlerin planlarda öngörülerinden hızlı büyümesidir.
Bunun sonucunda da planların, kentsel genişlemenin ihtiyaç duyduğu
olanakları sağlayacak esneklikte ve gelişmelere açık olmaması ve önemini
kaybetmesidir. Planların güncelliğinin kaybedilmesinin diğer bir nedeni de
planların öngördüğü gibi hareket edilmemesi sonucunda kentsel planların
uygulama bütünlüğüne zarar verilmesidir.
Birçok düzeyde farklı bölgeler için planlar yapılmış olmasına rağmen,
planların kentsel çevre inşası açısından verimliliği tartışmalıdır. Söz konusu
kentsel planlar hızlı nüfus artışını ve kentsel değişmelere cevap verecek
durumda değildir. Özellikle kentsel değişmelerin sadece fiziki yapısına
odaklanan bu planlar, değişkenlerle ve beklentilerle bütünlük içinde
olmadığından sürekli olarak değişikliğe uğramaktadır.
4.2.2. Planların Uygulanması Sorunu
Türkiye doğrudan ya da dolaylı olarak hem hukuki düzenlemeler de
hem de kentsel politikalarda kentsel çevreye yönelik hükümler ve amaçlar
bulunmaktadır. Buna kamuoyu anlamında da bilinçlenme eklenmiştir.
Özellikle kentsel alanlarda fark edilen kentsel çevreye yönelik eksiklikler
insan hayatında da sorunları beraberinde açık olarak getirince önlem
alınmasının gerekliliği önem kazanmıştır. Ancak bu düzenlemeler, politikalar
ve bilinçlenmeye rağmen planlamanın uygulanmasında kentsel çevrenin
inşasına yönelik hassasiyetler göz ardı edilebilmektedir.
Uygulamanın eksikliğinin
arkasında düzenlemelerin uygulamaya
yönelik eksiklikleri, belediyelerin planlama konusunda pratikte karşılaştıkları
tepkiler ve siyasi baskılar altında yönlendirildikleri ve kişisel beklentilerin
111
toplumsal nitelikteki kentsel çevreden ağır gelmesi, planlamanın genel yapısı
itibari ile esneklikten uzak olması genelde kapsayıcı niteliği ile her düzenleme
alanı için aynı nitelikler ve ölçülerde yapılması gibi nedenlerle uygulamaya
başlanamaması gibi nedenler yatmaktadır.
4.2.3. Planlamanın Etkinliği Sorunu
Çoğu zaman belediyelerce yapılan imar planlarına göre kentsel
genişlemenin sağlanması özellikle dışsal faktörler tarafından kesintiye
uğratılmaktadır. Bunlar illegal kentsel genişleme yönünde irade belirleyen
yerleşmeler ile bunları legal hale getiren merkezi yönetimler tarafından
çıkarılan af kanunları ve benzeri düzenlemelerdir. İmar planlarının önünü
kesen veya amaçları doğrultusunda sonuçlanmasını engelleyen imar
aflarının ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Bu
anlamda,
kent
planlamasında
kamu
yararı
ilkesinin
yeri
sağlamlaştırılmalı ve kentte yaşan insanların tümüne yönelik bir planlamada
genelde kişisel nitelikte fayda sağlarken kamuya zarar getiren imar afları
durdurulmalıdır. Bu şekilde imar planları kamu yararı önceliğinde kentsel
rantın kamuya aktarılmasını sağlayan ve doğal çevrenin korunmasına
odaklanmalı ve imarla gelen kentsel rantın imar afları ile gecekondu
sahiplerine bırakılması önlenmelidir. Bu şekilde kentsel çevrenin oluşumu için
ihtiyaç duyulan sermayelerin gerek ekonomik olarak gerek arazi olarak
sağlanması kolaylaşacaktır.
4.2.4. Planlamada Eşgüdüm Sorunu
Planlamada eş güdüm iki şekilde algılanmaktadır. Bunlardan ilki plan
yapımında yetki ve göreve sahip kişilikler ve yapılan planlar arasındaki
112
eşgüdümdür. İkincisi ise planlamanın konusunu oluşturan düzenleme alanları
yada planlamanın etkilediği alanlar arasındaki eşgüdümdür.
Türkiye’de sadece hızlı ve düzensiz kentleşmenin getirdiği sorunlar
değil planlama sistemi ve yaklaşımları da sorunludur. Bunun arkasında daha
büyük ölçek de sosyal ekonomik nedenler ile bu nedenlerin yönlendirdiği
yönetim ve denetim sorunları da vardır.
“Ulusal ve uluslar arası
yükümlülükler ve bilimsel veriler dikkate alınarak uzmanlarca ülke genelinde
hazırlanacak olan çevre düzeni planları, ulusal, bölgesel ve alt ölçekli planlar
ile uyumlu olmalı, karar alma sürecinde sürdürülebilir kalkınma ilkesi
çerçevesinde kamu, özel sektör, STK’ların (sivil toplum kuruluşlarının) birliği
sağlanmalıdır. Çok başlılık sorunu, yalnızca yönetim birimleri ve yetkilerinde
gözlemlenmemekte
yönetim
alanları
arasında
da
önemli
çakışmalar
bulunmaktadır; aynı alanda çok sayıda yönetim birimi sorumlu kılınabilmekte,
aynı alanda birden fazla statü içinde yer alabilmekte ya da birden fazla plan
bölgesinin içinde bulunabilmektedir.”128
4.2.5. Planlamada Müdahale Sorunu
Seçimle gelmiş yerel yönetim organlarının, bazı çıkar grupları
karşısında bağımsız politika üretmesi zorlarlaşmakta bu durumda dışsal
fayda ağırlıklı kamusal hizmetlere yönelimleri zayıflamaktadır. Ayrıca aynı
kaygıya bağlı olarak,
kısa süreli çözümler üretilmesi, belediyelerin halkın
gözü önündeki yatırımlara ağırlık vermeyi tercih etmesi, kentsel çevrenin
inşasını bütün olarak zorlaştırmanın yanında sürekliliğin de sağlanmasında
etkinliğini azaltmaktadır.
Ayrıca özellikle kentsel planların yapılması, onaylanması ve yürürlüğe
konması sırasında, belediye başkanlarının ve meclislerinin seçilmiş olması,
128
DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013 Çevre Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara,
2007, s.78.
113
bu süreçlere kişilerin ve çıkar gruplarının müdahalesini kolaylaştırmaktadır.
Bunun sonucunda da kentsel planları asıl amaçlarına aykırı sonuçlar
doğrulabilmekte, toplumsal yönü ağırlıklı olan hizmetler aksatılabilmektedir.
4.3.
KENTSEL ÇEVRENİN İNŞASINDA YÖNTEMLER
Kentsel çevrenin inşasında önemli olan doğal çevrenin korunarak
yapay çevre ile uyumlu ortamlar oluşturmak temel amaçtır. Doğal çevre ile
uyumlu kentsel büyüme ise ancak düzenli ve sürdürülebilir bir planlama ile
mümkündür. Yeni planlama anlayışının egemen olduğu katılımcı ve çok
yönlü bütüncül planlama, bilimsel temellerle çalışabilen yeterli kapasitede bir
belediye yönetimi ile sağlıklı kentsel çevrenin üretilmesi mümkün olacaktır.
Planlama ile elde edilen kentsel çevre,
* Kentlerin sağlıklı yaşam şartlarını tehlikeye sokan genişlemesine
engel olunmasında,
*
Kentsel
alanlar
ile
barışık
uyumlu
yapılanmanın
meydana
getirilmesinde,
* Ekonomik ve sosyal hayatın daha verimli bir şekilde kullanılmasının
sağlanmasında önemli katkı sağlayacaktır.
Kentsel Planlamanın sadece doğal ve yapay çevreyi belirli bir alanla
sınırlı olarak şekillendirmediği, aynı zamanda tüm sosyal ve ekonomik
yaşamı ilgilendiren karar olduğunun farkında olarak hareket edilmelidir.
Kentsel Planlamanın basit bir arazi düzenlemesi ve bu araçlarla artan kentsel
nüfusun barınma ve yaşam ihtiyaçlarını kısa dönemde karşılamaya yönelik
olmadığı anlaşılmalıdır. Uzun dönemli sağlıklı bir kentsel yaşam için gerekli
olan kentsel çevreyi inşa etmek amaçlıyorsa; her yönden kentsel beklentileri
karşılayan bir yapı ve uygulama içinde olmalıdır. Bu da işbirliği katılımcılığı
gözeten teknik ve bilimsel verilere dayalı olarak, geniş çerçeveli çok boyutlu
bir planlama gerektirir.
114
Bu çerçevede kentsel çevrenin inşasında planlama vazgeçilmez bir
seçenektir. Planlamanın başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesi, kentsel
çevreninde başarılı bir şekilde inşası ile doğru orantılıdır. Bu nedenle
planlamanın kentsel çevrenin inşasını gerçekleştirilmesinde istenilen katkıyı
sağlaması için hem kendi yapıcı özelliklerinden yararlanılması hem de,
planlamanın başarılı bir şekilde gerçekleştirilmesine yönelik önlemlerin
alınması gerekmektedir.
4.3.1. Planlamanın Yapıcı Özelliklerinden Yararlanılması
Planlama temelinde, insanları ilgilendiren bir konunun düzenlenmesine
yönelik olarak yapılmaktadır. Bu nedenle insanlar üzerinde belirli oranda
etkisi
vardır
ve
bunlar
insanların
bireysel
iradelerinin
dışında
gerçekleşmektedir. Bu noktada, bütün kentsel yapıyı şekillendiren ve
etkileyen planlara o çevredeki insanlar planlama sürecine zorunlu olarak
katılmak ve planların yönlendirmelerini kabul etmek zorundadırlar. Bu
nedenle kentsel çevreye odaklanmış bir planlamanın, her hangi bir
müdahaleye maruz bırakılmadığı durumda toplumsal olarak kentsel
çevreninde inşasını gerçekleştirilmesine katkısı büyük olacaktır.
4.3.1.1. Toplumsal Dinamiklerin Sürece Dâhil Edilmesi
Kentsel çevre yapısı gereği dinamiktir ve kent içerisindeki tüm
faktörlerden etkilenmektedir. Bunun yanında planlama doğrudan kentin
nedeni olan insanları ilgilendirmekte ve dolayısıyla kentsel çevrenin yapısı
üretimi ve devamı da insanların dolaylı yâda doğrudan ilgili olduğu alandır ve
yaşamaları açısından önemlidir. Bu yüzden kentsel çevrenin inşasında ve
kentsel sağlıklı yaşam koşulları sağlamasında bir yatırım gibi ortaya çıkan
maliyetlerin bu koşullardan etkilenen tarafından karşılanması esastır.
115
Bu çerçevede planlama ile insanların kentsel çevre üzerindeki
yükümlülükleri de belirlenmiş olmaktadır. Planlamanın bir hukuki otorite
olarak norm olarak değerlendirildiği durumda kentsel çevre açısından
vazgeçilmez bir yönünde ortaya çıktığı görülür. Öyle ki kentsel alanlarda
kentsel çevreye karşı insanların yükümlülükleri ve sorumlulukları düzene
sokulmakta, insanlarda belirli bir miktarda kaynak aktarmak yanında bazı
sınırlamaları kabul etmesi de beklenmektedir.
4.3.1.2. Kentsel Planlamanın Yaptırım Gücünden Yararlanılması
Planlamada kamusal otoritenin gücünden yararlanılmalıdır. Planlama
yapılması itibariyle kamusal niteliği olan ve kamu çıkarları doğrultusunda
şekillenen bu doğrultuda yaptırıma sahip kanuni dayanağı olan belgedir. Bu
nedenle planlamanın etkinliği için kamusal gücünün varlığı öne çıkarılmalıdır.
Türkiye’de kentsel planlar temelini Kanunlardan almakta ve ilgili birimlerde
kabul edildikten ve onaylandıktan sonra, kentte yaşayan herkesi bağlayan bir
hukuki belge niteliği kazanmaktadır. Bu nedenle belediyelerin kamusal
nitelikteki çevresel hizmetlerin sunumunu kolaylaştırmada ve kentsel hayatı
kentsel çevrenin inşası doğrultusunda yönlendirme de etkin bir araçtır.
Belediyelerin kentsel çevre unsurlarını dikkate alarak yaptıkları planları, uzun
süre belirlenmiş amaçlar doğrultusunda sürdürmelerinde önemli bir güçtür.
Bu gücün sürekliliğinin sağlanması, planların uygulanmasının istikrarının
kentsel çevrenin sağlıklaştırılması amacı dışında daha başka hukuki
düzenlemeler ve plan değişiklikleri ile bozulmamasına bağlıdır.
4.3.1.3. İmar Planlamasının Öngörüsel Özelliğinden Yararlanılması
Bütün plan türleri geleceğe yönelik belirsizliklerin giderilmesi için
oluşturulur ve planların uygulanması durumunda o konu ile ilgili gelecekte
yapması gerekenler önceden belirlenmiş olmaktadır. “Arazi kullanım
planlaması sistemlerinin hangisi olursa olsun avantajlarından biri de
116
belirsizlikleri ortadan kaldırmasıdır.”129 Bu şekilde kentin muhtemel genişleme
alanı tespit edilirken, kentsel çevre açısından gerekli alt yapılar kurulurken
diğer taraftan doğal ortamın tahribatı engellenmiş olacak ve kaçak
yapılaşmanın önceden önüne geçilmiş olacaktır. Burada planlamanın kentsel
genişleme öncesinde yapılması inandırıcılığı ve uzun dönemli uygulanması
sağlıklı bir genişleme için vazgeçilmezdir.
4.3.2. Kentsel Çevrenin İnşasıyla ilgili Yöntemler
Planlamanın kendinden gelen olanaklardan yararlanılmansın yanında,
planlamanın kendi yapısından ya da dışsal etmenlerden kaynaklanan
sorunlarda mevcuttur. Planlama güçlü etkilere sahip ekonomik, sosyal ve
kültürel boyutu olan unsurları içinde barındırır bu nedenle yapılması ve
uygulanmasında önemli sorunlarla karşılaşılmaktadır. Bu sorunların ortadan
kaldırılarak,
sürdürülebilir
kentsel
yapı
ve
çevre
oluşturulmasına
odaklanılmasının sağlanması gerekmektedir. Bu çerçevede ortaya çıkan
sorunlara karşı çözüm önerileri geliştirilmiştir.
4.3.2.1. Yerel Yönetim Teşkilatının güçlendirilmesi
Kanunlarla planlama ve kentsel çevre konusunda belediyelere önemli
görev ve yetkiler verilmiştir. Bunun sonucunda belediyeler planlama ve çevre
politikalarında teşkilat olarak güçlü bir pozisyonda bulunmaktadır. Kent
planlamasında temel yapıcı ve uygulayıcı otorite konumundaki belediyeler
her düzeyde farklı görev ve sorumluluklara sahipken bu görev ve
sorumlulukların üstesinden gelecek yeterli kapasiteleri olup olmadığı
tartışmalıdır. İdari açıdan ele alınması gereken önemli bir konu, belediyelerin
iç kurumsal yapısındaki çevre ile ilgili birimlerin kapasiteleri ve teknik
129
Alan W. Evans, Economics and Land Use Planning, UK, Blackwell Publishing, 2004, s.171.
117
altyapılarının yerel çevre hizmetleri açısından değerlendirilmesi konusudur.
Belediyelerin bünyesinde yer alan söz konusu idari birimlerin (çevre daireleri,
sağlık daireleri, İmar daireleri vb.) etkin olarak çalışabilmeleri için kapsamlı ve
bütünleşik bir çevre programına ihtiyaç duydukları bilinen bir gerçektir.130
Özellikle idari, maddi, teknik açıdan bu uyumluluğu değerlendirilerek her
düzeyde belediyelerin görev ve sorumluluklarını yerine getirecek derecede
güçlendirilmesi gerekmektedir.
İdari açıdan bakıldığında, Türkiye’de sadece idareler ve yerel idareler
farklı
kamusal
kimlik
altında
teşkilatlanmamış
aynı
zamanda
yerel
idarelerden biri olan belediyelerde kendi içinde farklı birimler oluşturmuştur.
Bu yüzden bu farklı idareler tarafından farklı ya da aynı nitelikte planlar
yapılmaktadır. Bu nedenle farklı düzeyde ve nitelikte planlar arası eş
güdümün sağlanması hem idareler arasında hem de belediye içerisindeki
birimler arasında iş birliğinin sağlanması gereklidir.
Belediyelere kentsel planlama alanında hemen hemen tüm görev ve
yetkiler verilmiştir. Ancak belediyeler açısından bu önemli görevlerin
üstesinden gelebilecek teşkilatının olması da gerekmektedir. Bu nedenle
belediyenin planlama ve çevre ile ilgili görevler üstlenen birimlerinin idari
kapasitelerin yeterliliği gerekmektedir. Bu tür teşkilatlara sahip olan
belediyelerde ise yeterli sayı ve donanımda mimar, inşaat mühendisi, şehir
plancısı, çevre mühendisi gibi planlama, tasarım ve kentsel çevre ile ilgili
yetişmiş personelin olması gerekmektedir.
Kentsel planların sadece yapımı ve uygulaması değil aynı zamanda
uygulama ve sonuçlarının denetlenmesi çıktılarının beklentiler doğrultusunda
sonuç verip vermediğinin bu şekilde tespit edilmesi gerekmektedir.
Planlamanın amaçlar doğrultunda gerçekleşmesine yönelik bir önleme
130
Nuran Talu, Avrupa Birliği Uyum Sürecinde Türkiye’de Çevre Politikaları, TMMOB Çevre
Mühendisleri Odası, Ankara, Kardelen Ofset, 2006, s.124
118
mekanizmasıdır. Bu nedenle belediyeler denetim birimleri kurarak, planlama
sürecinde alınan sonuçlara göre beklentilerden sapmalar tespit edebilmelidir.
Ekonomik açıdan bakıldığında planlama kentsel çevrenin inşasına
yönelik önemli finansman kaynakları (düzenleme ortaklık payı ve katılım
payı) sunmaktadır. Planlama ve alt yapı çalışmaları sonucunda meydana
gelen rantın da kentsel çevre ye yönelik olarak kullanılması ve yöneltilmesi
de kentsel çevre açısından doğal kaynak oluşturacaktır. Bu bağlamda
belediyeler tarafından üretilen arazi ve arsalar kentsel çevre oluşumu
gözetilerek yapılanmalıdır.
Özellikle kent planlarının yapılmasında uygulanan düzenleme ortaklık
payı doğrudan kentsel planlamadan elde edilen ve mutlaka kentsel çevre için
uygulanması gereken bir ekonomik kaynaktır. Belediyelerin arazi ve arsa
düzenlemeleri için yaptığı kentsel planlar sonucunda elde edilmesi gereken
payların önemli bir kısmı arsa sahibi ya da aracı konumundaki kişilere gittiği
ortadadır. Kentsel çevrenin inşasına yönelik olarak yapılan kentsel planlar
sonucunda bu amaca yönelik olarak ortaya çıkan ranttan gerekli payı
almakta katı davranması gerekmektedir. Düzenlenen alanlar için ihtiyaç
duyulan alt yapı ihtiyaçlarının, parkların, sosyal donatı alanların karşılanması
için en önemli olan bu kaynak kentsel genişleme açısından da orantılı olduğu
için kentsel genişlemede meydana gelen aksanlıkları da çözecek niteliktedir.
Teknik yeterlilik açısından bakıldığında belediyeler önemli kapasite
sorunları ile karşı karşıyadır. Hızlı bir şekilde gelişme gösteren bilişim
teknolojileri ile karmaşık planlama yöntemleri kullanılabilmekte ve ihtiyaç
duyulan her türlü bilgi sayısal olarak edinilebilmekte ve kayıtlama sistemleri
geliştirilebilmektedir. Bu sonuçlara hızlı ve kolay şekilde düşük maliyetlere
ulaşılması da önemli olmaktadır. Planlamada sürdürülebilirliğin sağlanması
açısından ihtiyaç duyulan bilgi birikimi sağlanırken bu bilgilere düzenli bir
depodan ulaşılması da mümkün olduğundan eskiye göre önemli avantajlar
119
oluşturmaktadır. Aynı zaman da bilgi alışverişi planlama birimleri ve
kademeleri arasında uyum ve işbirliğini de güçlendirecektir.
Belediyelerin bazılarının da ölçek sorunu yaşadığı ve personel ve araç
gereç yetersizliği ile karşılaştığında veya planlamanın daha geniş alanda
yapılması kentsel çevre açısından faydalı olduğu durumlarda, birlikler
kurması
ve
beraber
çalışması
uygundur.
Türkiye
açısından
değerlendirildiğinde ilgili düzenlemeler de işbirliği ve yardımlaşmaya açıktır.
4.3.2.2. Yeni planlama Yaklaşımlarının Kullanılması
Nüfus artışı, kentsel genişleme ve büyüme sürecinde ortaya çıkan
kentsel çevre sorunları, insan ve onun oluşturduğu çok ilişkili toplum ve
bunun doğal çevre ile ilişkisi ve etkileşimi bütün değişkenler ve etkileşimi
içerisinde değerlendirilerek, kentsel çevreyi oluşturma geliştirme ve koruma
için meydana getirilen düzenlemelerin gelişmeye açık ve katılımcı olması
gerekmektedir. Bu faktörler arasındaki ilişkilerin tekrar tanımlanması
güncellenmesi ve farklı bir bakış açısı ile değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle yeni dönemde planlamanın temelinde kentsel dengelerin
kurulması ekolojik dengeler gözetilerek doğal kaynakların değerlendirilmesi
yer almalıdır. “Dengeli ve sağlıklı bir kentsel gelişimi ülke çapında
yaygınlaştırmak için imar planları uzun vadeli bir bakış açısıyla, yerel
ekonomik ve çevresel koşullar göz önünde bulundurularak hazırlanmalı ve
siyasal baskılardan uzak biçimde uygulanmalıdır. Plan yapım sürecinde yer
alan aktörler teknik yönden desteklenmeli, halkın sağlıklı kentsel yaşam
konusunda bilgi sahibi olması sağlanmalıdır. Dengesiz kentleşmenin olumsuz
etkileri ile ilgili çalışmalar desteklenmeli, bu konuda bilgi düzeyini artırıcı
çalışmalarda bulunulmalıdır.”131
131
DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013, Çevre Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Ankara,
2007, s.78.
120
Klasik planlama anlayışının toplumsal dinamiklerin hareketlerine tepki
verebilecek esneklikten ve duyarlılıktan uzak kalması, bilimsel verilere
dayanılarak değişken unsurların kentsel çevre üzerindeki etkisini ölçmemesi
sonucunda sürekli olarak kentsel çevrenin inşasını engelleyici konuma
bürünmesi, planlamanın mantığına aykırıdır. Bu nedenle çok yönlü, bütüncül,
stratejik yaklaşım içerisinde bulunan bir planlama yaklaşımının takip edilmesi
böylece kentsel çevrenin inşasının daha planlama aşamasında dikkate
alması ve uygulanması sürecinde bu yönde sonuçlar üretilmesinin önünü
açmaktadır.
Yeni planlama yaklaşımlarının reel olarak planlara yansıtılması zordur.
Ancak söylem ya da amaç olarak kentsel planları yönlendirmekte, kentsel
çevreye odaklanılmasına en azından konunun içine katılmasına yardımcı
olmaktadır. Yapısal sonuçlar açısından bakıldığında da olumlu sonuç
alınabilecek hukuki zemin ve planlama konusu ve halkın ve yöneticilerin, plan
yapıcıların bilinçli yaklaşımları birlikte değerlendirildiğinde kısa ve uzun
dönemde kentsel çevre açısından katkısı büyük olabilmektedir. Özellikle
Türkiye açısından değerlendirildiğinde bir çeşit plan olan ve uygulamaya
yönelik olan arazi ve arsa düzenlemeleri, kentsel yapıyı şekillendiren ve
mevcut yapıyı değiştirebilecek güce sahiptir. Bu yüzden doğru değerlendirilip
uygulandığında kentsel çevre oluşumu açısından belirleyici olabilir.
4.3.2.3. Planlamada Kentsel Bilgi Birikimi Sağlanması
Kentsel bilgi sitemi kurularak kentsel bilgi ve verilerin saklanması ve
bu şekilde kentsel değişme yönünün ve ihtiyaçlarının tespit edilmesi
sağlanmalı ve bu tespitlere göre envanter oluşturulmalıdır. Bu çerçevede yeni
kullanılmaya başlanan coğrafi bilgi sistemleri kentsel planlama ve çevrenin
yönetimi açısından önemli veriler sağlayabilmektedir.
121
Kentsel planlama yapılırken kullanılacak verilerin ve analizlerin doğru,
tutarlı ve karşılaştırılabilir şekilde elde edilmesi için coğrafi bilgi sistemleri
(CBS), kentsel bilgi bankası, alt yapısı sağlanarak, planlama süreci uzun
dönemli gelişmelerin değerlendirilmesi ve kentsel hareketlerin bir biri üzerine
etkilerinin tespit edilmesinin sağlanması gerekmektedir. “Yerel yönetimler
karar
verme,
planlama,
tasarım,
araştırma,
uygulama,
arşivleme
çalışmalarında coğrafi bilgi sistemleri kullanarak veri toplama, bilgisayar
ortamına aktarma, depolama, veri tabanı olarak yapılandırma işlemlerini
gerçekleştirilmesine yardımcı olmaktadır.”132
4.3.2.4. Gereken Şartlar ve Ölçülerde Planların Yapılması
Kentsel planlama ölçütleri, kentsel genişlemenin ve hareketlerin
yönleri ve hızları önceden tahmin edilerek gelişmelerle uyumlu ve kentsel
dengeleri bozmadan kentsel çevrenin kalitesini artıracak şekilde olmalıdır.
Ayrıca kentsel planlama ölçütlerinin her kentsel yapılanma ve gelişmelere
göre farklı değerlendirilmesi gerekmektedir. Kentsel planlama her ne kadar
ulusal ya da bölgesel düzeyde planlara bağlı olsa da temelinde yerellik
olduğundan, yerel özelliklere karşı duyarlı olmalıdır. Her kentin yapısı
diğerinden farklıdır bu nedenle sağlıklı bir kentsel çevre inşası için, kentlerin
yapıları doğru analiz edilmeli, her kentin kendine özgü sorunları ve yapısına
göre farklı ölçekte ve içerikte planlamaya gidilmelidir.
Türkiye’de kentsel çevre açısından önemli planlardan olan uygulama
imar planları 1/1000 ölçüsünde yapılmaktadır. Ancak bu ölçekte planların
kentsel çevreye yönelik olarak yapılması gerekenler için yeterli açıklık ve
ayrıntıda olmamaktadır. Daha yüksek ölçekli planlar yapılarak kentsel çevreyi
ilgilendiren konularında kentsel planlara alınması gerekmektedir. Ayrıca
132
Türksel K. Bensghir, Aslı Akay, Yerel Yönetimlerde Çoğrafi Bilgi Sistemleri Türkiye
Uygulamaları, TODAİ, Ankara, 2007, s.94
122
büyükşehir belediyelerince yapılan ve kentsel çevrenin şekillenmesinde en
önemli role sahip nazım İmar planları hem kent içi çevreyi hem de ilişkili
alanları düzenlediği için bütünleşik bir planlama anlayışı sergilemelidir.
Belediyeler planlama yapılmadan önce kentsel gelişmenin boyutlarının
uzun dönemli olarak tespit edilerek, yeterli alanın planlama kapsamına
alınması, böylece planlama dışı kentsel genişlemenin önüne geçilmesini
sağlamaktadır. Ayrıca kentsel planlar içerik olarak, tüm kentsel ve çevresel
unsurları dikkate alan stratejik bir yaklaşımla bütünleşik planlama anlayışına
odaklandığı takdir de, büyük kentsel alanlarda kentsel çevrenin inşası için
gerekli ihtiyaçları karşılayan, ölçü ve şartlarda bir planın yapılması
sağlanacaktır.
4.3.2.5. Katılımın ve İşbirliğinin Sağlanması
Belediyelerin katılımcı özelliği sayesinde daha kolay uygulamaya
konulabilecek ve uzlaşı ile oluşan bir kentsel yapılanmada hem kentsel
çevrenin inşası hem de korunması açısından önemli bir planlama tekniğidir.
Bu şekilde yerel sorunların üzerine gidilirken diğer taraftan küresel anlamda
değişmelerle birlikte belediye sınırları dışı ile de iletişim içinde olmak
hedeflenir. İletişimsel planlama düşüncesinin temelinde kentsel yaşam alanı
içerisinde yer alan tüm bireylerin fikirlerinin göz önüne alınması yatmaktadır.
Bu şekilde kentsel çevre konularında, mahalle ve konuta kadar inen bir
kolektif düşünce meydana gelmektedir.
Bu şekilde kentsel çevre ve
planlama ile ilgili geniş pratiği olan bir kaynak sağlanabilmektedir. Bu şekilde
yerel olarak potansiyellerin o alandaki kentsel çevre oluşumunda kullanılması
da mümkün olmaktadır.
Kentsel planlama kentsel çevrenin şekillenmesini sağladığı için, yerel
düzeydeki tüm aktörleri de bağlamaktadır. Bu nedenle halkın sivil toplum
kuruluşlarının da planlama sırasında fikirlerinin ve onaylarının alınması
123
planlamanın halkın geneline yönelik olan kentsel çevrenin daha sağlıklı
inşasında önemli rol oynayacaktır. Bu şekilde halkın planlama ve uygulama
ve denetim sürecinde katılımı da sağlanmış olacaktır. Kentsel çevre
konusunda katılım önemli bir gelecek ve bilgilendirme ve bilinçlenme kaynağı
olduğundan kentsel çevrenin geleceği açısından da yeni kuşaklara aktarılan
önemli bir bilgi ve miras olacaktır. Demokratik yapılı bir planlama anlayışı ile
kamusal alan olan kentsel çevrenin kurulması kolaylaşacak kişisel çıkar ve
rantların önüne geçilmiş olacaktır.
Kentsel planların yapılmasında uzmanlaşmış olan odalar, meslek
birlikleri, üniversiteler bilimsel katılımcılıkta önemlidir. Çünkü meslek
odalarına
bağlı
çalışan
kent
plancıları
peyzaj
mimarları,
mimarlar,
mühendisler ve onarlın kentsel çevre üzerine yaptığı çalışmalar ve yayınları
sürekli araştırmaların ürünüdür. Bu yüzden deneyimli ve çevre konusunda
bilgi ve düşünceleri olan bu gruplarında kentsel planlamada yeri olması
gerekmektedir.
Sanayi alanlarının seçilmesi Türkiye açısından ülke düzeyinde dengeli
dağıtılmaya çalışılmış olsa da çoğu zaman göz ardı edilmiş ve aktivite
bölgeleri ekonomik öncelikler gözetilmeden sektörel verimlilik ikinci planda
değerlendirmekten kaçınılmamış bu şekilde bazen tarım alanları bazen
turizm alanları sanayi alanları olarak uygulanabilmiştir.
Kentsel yapılanma sırasında sağlıklı yaşam koşullarının sağlanmasına
yönelik olarak çevresel değerlerinde hesaba katılması, tek yönlü çalışmalarla
mümkün değildir. Bu nedenle her konuda kentsel yaşama iştirak eden kurum
ve kişilerin işbirliğine gerek vardır. Bu şekilde kentsel çevre oluşturma
maliyetleri azaltılabildiği gibi, kaynakların sosyal sorumluluk çerçevesinde
kullanımı da sağlanır.
Sağlıklı kentsel çevrenin elde edilmesi, süreklilik gerektiren belirli bir
program çerçevesinde, kentsel planlamanın yapılması sırasında kentsel
124
çevre ile ilgili olan tüm kurum kuruluş ve kişiliklerin işbirliği içerinde hareket
etmesi ve uyumlu olması gerekmektedir. Çünkü kentsel planlamada hem
sadece belediyeler arasında işbirliği gerekirken, belediyeler dışındaki merkezi
idareler ve diğer yerel idareler arasında da karşılıklı bilgi alış verişi de
gerekmektedir. Ayrıca ekolojik bilincin artırılması ve ekolojik yapının
desteklenmesi
için
kentsel
hayatın
temel
unsuru
olan
insanlardan
yararlanılması da işbirliğinin başarısı için bir gerekliliktir.
4.3.2.6. Bilimsel Temelli Planlamaya Geçilmesi
Çevre konusunun karmaşıklaşması çok yönlü boyut kazanması ve
toplumun daha fazla ilgilendiği durumda bunların kanunlara da yansıyan
duyarlılığı artmış ve daha fazla üzerinde çalışılması gereken bir konu
konumuna gelmiştir. Tüm ekonomik ve sosyal etkilerin çevre üzerinde
meydana getirdiği etkiler belirlenmeye ve bu şekilde sorunlar tespit edilerek
önlemler alınmaya çalışılmaktadır. Kentsel çevreyi doğrudan etkileyen
planlama yönünden de bilimsel temelli araştırma ve analizlerle planlama
eyleminin çevre üzerindeki etkileri tespit edilmeye başlanmış ve ona göre
düzenlemeler yapılması yönünde irade ortaya çıkmıştır.
Kentsel planlamanın aşamasında planlama bileşenleri ve seviyeleri
belirlenirken bunların hangi alanlarda etkin olduğu alt yapı, çevre ulaşım
belirlenmesi için etkinlik değerlendirilmesi yapılması gerekmektedir. İmar
planına konu edilen alanlar ve arazi parçaları ve çevrelerindeki ekolojik
değerlerin, doğal kaynakların ve diğer değerlerin analizleri yapılması
gerekmektedir. Kentsel planlama da sadece çevre üzerinde doğrudan
ilişkilerle bağlantılı bir araştırma da yapmak yeterli değildir. Bunun yanında
dolaylı olarak da çevreyi etkileyen değerlerin analizlerinin de yapılması olası
denge değişiklikleri tespit edilerek bunarlın kentsel çevre üzerinde meydana
getireceği
etkilerin
tespit
edilmesi
ve
sonuçlarının
değerlendirilmesi
gerekmektedir. Bu değerlendirme yöntemlerinde birisi olan “SÇD (Stratejik
125
Çevresel Değerlendirme) arazi kullanım planlamasının amaçları, stratejileri
ve politikaları arasında potansiyel bağlantıları, çatışmaları ve kesişimleri gün
yüzüne çıkararak, süreklilik ve uyumluluk meydana getirebilir. SÇD çevresel
etkilere duyarlılığı, içeriklerini inceltmek suretiyle, artırarak planlama
politikalarının çevresel kalitelerini iyileştirebilir. SÇD arazi kullanım planlarının
hazırlanması sürecinde karar vericilere bu konularda bilgi sağlanmasına
yardımcı olur.”133
Çevre birbirine bağlı konuları içine alan bir bütünlük içerisinde
değerlendirilmelidir. Basit bir yaklaşımla bu ilişkileri ortaya çıkarmak mümkün
değildir. Bu nedenle çevre tüm ilişkileri ile planlamaya katılmalı ve
planlamanın
bu
ilişkiler
üzerinde
meydana
getirdiği
değişiklikler
saptanmalıdır. Bunu ortaya çıkaran yöntemlerden bir tanesi“ Çevresel Etki
Değerlendirilmesi” kısa adıyla ÇED’dir. Bu şekilde arazi ve arsaların daha
verimli ve yerinde kullanılmasına yönelik olarak planlamanın yapılması
düşünülmektedir.
ÇED’in
kullanılması
sonucunda
özellikle
planlama
kapsamına alınan arazi ve arsaların kentsel alanlara dönüştürülmesi
durumunda
doğal
çevrede
meydana
getireceği
etkilerin
tespitini
sağlamasıdır. Kent planlamasına konu edilen alanlar ve arazi parçaları ve
çevrelerindeki ekolojik değerlerin, doğal kaynakların ve diğer değerlerin
analizleri yapılması gerekmektedir Ancak analizlerle elde edilen ÇED
kararlarının bilimsel yaklaşımlarla belirlenmesi ve böylece kent planlarının
kentsel çevre üzerindeki etkisinin belirlenmesi gerekmektedir.
133
Christopher Wood,. “Strategic Environmental Assessment and Land Use Planning:
An International Evaluation”, London, Earthscan, 2005. (erişim)
http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10129279&ppg, 27 Nisan 2011, s.42.
126
4.4.2.7. Kentsel Çevrenin Sosyal ve Ekonomik Yönünün Dikkate
Alınması
Bu yüzden kentsel çevre ve belediyelerin kentsel çevre üretimindeki
rolü belirlenirken sosyal çevrenin göz ardı edilmemesi ve asıl kentsel çevreyi
oluşturan ve şekillendirenin etkenlerin sosyal çevreden etkilendiğini göz ardı
etmemek gerekmektedir. Çoğu zaman bu ilişki karşılıklı etkileşim sonucunda,
genel itibariyle sosyal çevrenin fiziki çevre üzerinde meydana getirdiği
sonuçlar dikkate alınmakta ve kentsel çevrede meydana gelen değişmeler
izlenmektedir. Planlama basit bir profesyonel çizim değildir. Sosyal
ekonomik, fiziki, biyolojik, kültürel değerlerin hesaba alındığı, mikro ve makro
değerlerin dikkate alındığı, geçmiş ve mevcut bilgilerin analizi ile geleceğe
yönelik kentsel değerlerin belirlenmesine yönelik çok yönlü uygulamaya
yönelik yaptırımı olan bir projedir.
Beşeri bir iradenin sonucu olan kentsel planlarla, insanların ekonomik
ve sosyal ilişkilerinin doğal çevre ile etkileşimi sonucunda oluşturulan kentsel
çevrenin, sosyal ve ekonomik yönünün iyi irdelenmesi gerekmektedir. Aksi
takdirde bu unsurların hesaba katılmadığı bir kent planı, bu unsurların
beklentileri tarafından daha sonra yönlendirilmeye ya da değiştirilmeye açık
olduğundan
engelleyebilir.
kentsel
çevre
açısından
istenilen
sonucun
alınmasını
SONUÇ
Kentsel alanda insanlara temel hizmetleri sunmakla görevli kılınan
belediyeler planlama hizmetinin yanında kentsel çevreyi ilgilendiren birçok
hizmeti de birlikte sunmaktadır.
Yaşanabilir bir kentsel çevrenin inşasına
yönelik olan bu görevler bir biri ile ilintilidir. Kentsel yapının kurulduğu
yeryüzü parçasına yön veren planlama, başından itibaren kente ve kentsel
çevreye de yön vermektedir. Bu süreçte, belediyeler diğer idari birimlerden
daha fazla görev ve yetkiye sahiptir. Bu görev ve yetkilerden birisi olan
belediyelerin planlama hizmeti, hızlı kentsel genişleme ve arazi, arsa
taleplerini doğal çevreye zarar vermeden, kent için en uygun şartlarda
sağlayacak bir fonksiyona bürünmektedir.
Her ne kadar Türkiye gibi
ülkelerde çeşitli hukuki düzenlemeler ya da hukuka karşı eylemlerle
planlamanın istenilen sonuca ulaşması zorlaşsa da planlama kentsel çevre
açısından her durumda plansız bir kentleşmeden daha iyi sonuçlar
vermektedir.
Diğer taraftan belediyeler asli görevlerinden olan, çevre oluşturma,
koruma ve geliştirmeye yönelik, doğrudan ya da dolaylı olarak sahip olduğu
başta planlama olmak üzere görev ve yetkileri yerine getirmede sorunlarla
karşılaşmaktadırlar. Kentsel çevreyi ilgilendiren planlar hiyerarşik bir bağla bir
birine bağlıdır ve belediyeler arasında olduğu gibi diğer kurumlarla da farklı
plan türleri ve görev ve sorumluluk vardır. Planlamanın doğası gereği uzun
dönemli olması, esnekliliğinin görece zayıf olması ve belediyelerin idari,
ekonomik ve teknik yapısı birlikte değerlendirildiğinde planlamanın güncelliği,
etkinliği, uygulanması ve eşgüdümü sorunları ile karşı karşıya kalınmaktadır.
Bu da kentsel çevrenin inşası açısından istenilen sonucun alınmasını
zorlaştırmaktadır.
Kentsel çevrenin inşasında belediyelerin karşılaştıkları sorunların
ortadan kaldırılması ve daha iyi bir sonucun elde edilmesi için bazı önlemlerin
128
alınması gerekmektedir. Bu konu ile ilgili çevre bilincinin arttırılarak, insanlar
açısından kentsel çevrenin oluşturulmasının kentlerin sürdürülebilirliği
konusunda şart olmasının gerekliliği anlatılmalıdır. Ayrıca planlamanın kısa
dönemli beklentilerden çok uzun dönemli beklentileri karşılamaya dönük
yapılması gerekmektedir.
Bu yönde hareket etmenin önünde önemli engellerden biri, Türkiye’de
uzun dönemden beri geçerliliğini sürdüren, klasik planlama yaklaşımıdır.
Uzun dönemde planlamanın değişmeyeceği öngören bu yaklaşım, çoğu
zaman çeşitli nedenlerden dolayı planların değişikliğe uğraması sonucunda
asıl
amacından
kaybetmiştir.
bilimsel
veri
sapmasıyla
kentsel
çevrenin
inşasında
geçerliliğini
Planlamayı daha esnek gören, stratejik bir bakış açısıyla
ve
tekniklerden
yararlanan,
tüm
değişkenleri
birlikte
değerlendirerek muhtemel sonuçları katılımcı bir bakış açısı ile göz önünde
tutan yeni planlama yaklaşımları, kent planlamasına egemen olmaya
başlamıştır.
Türkiye’de de özellikle stratejik, bütüncül, sürdürülebilir planlama gibi
yaklaşımlarla, planlama kentsel çevreye daha duyarlı uzun dönemli hedefler
içermeye başlamıştır. Ancak planlamanın özünde kentsel çevre hala temel
teşkil etmemektedir. Buna rağmen özellikle kentsel alanların yenilenmesi,
dönüşümü gibi çalışmalarla birlikte, hem kentin sürdürülebilirliğini zedeleyen
kalıntılar ortadan kaldırılarak kentsel çevreye uyumlulaştırılmasını sağlamak,
hem de kentsel arazilerin daha etkin ve verimli kullanılmasına yönelik
amaçlara odaklanarak, doğa ile bütünleşik bir kentleşme hedeflenmektedir.
Bu çok yönlü planlama anlayışı, yaşanabilir ve sürdürülebilir kentsel çevrenin
kurulmasında önemli bir yer tutmaktadır.
Belediyelerin planlama hizmeti, kentsel çevrenin inşasında oynadığı
rol, kentsel planlamanın kanuni gücü de düşünüldüğünde öncelikle yaptırıma
sahip bir düzenlemedir. Tüm kentsel yapılar ve yaşayanlar açısından kabul
edilmesi
zorunluluktur.
Bu
nedenle
kentsel
planlamanın
bu
rolünü
129
oynayabilmesi için aynı zamanda tüm toplumsal dinamiklerin planlama
içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca planlamanın temel yapıcısı
ve uygulayıcısı konumunda olan belediyelerin, planlama konusunda hizmetin
sunumunu daha verimli ve etkin yapabilmesi için idari, ekonomik ve teknik
olarak kapasitelerinin güçlendirilmesi gerekmektedir. Belediyelerin yönetimsel
ve kuruluş özellikleri birlikte değerlendirilerek idari, mali ve teknik yapıları
bakımından yeterli büyüklüğe sahip olmaları sağlanmalıdır. Belediyelerin
hizmetleri sunmadaki etkinliği, idari, mali ve teknik olanaklarının yeterliliği,
planlamanın baştan itibaren kentsel çevre açısından işlevsel olmasını
sağlamaktadır. Öyle ki belediyeler, planlamada bilimsel teknik ve ölçümleri
kullanarak, analizlere dayalı ve çok yönlü ilişkileri hesaba kattıkları zaman
kentsel çevrenin inşasında önemli rol alabileceklerdir.
Çalışmada,
belediyelerin
planlama
hizmetinin
kentsel
çevrenin
inşasında oynadığı rol teorik olarak ortaya konmuş, aralarındaki ilişkiler tespit
edilmiş ve bu ilişkilerin daha iyi kurulması ve sonuç vermesi için ne tür
konular üzerinde durulması gerektiği, hangi önlemlerin alınması ve hangi
konulardan,
araçlardan
yararlanılması
gerektiği
üzerine
önerilerde
bulunulmuştur. Bu çalışmada bu durumun etkisi altında, belediyelerin
planlama hizmeti ve kentsel çevrenin inşası arasındaki bağı kurmaya yönelik
kısıtlı çalışma, değerlendirmeler ve bilgiler içeren kaynakların taranması
sonucunda yapılmıştır. Kentsel çevrenin inşasını amaçlayan bir planlamanın
başarıya ulaşmasında katkı sağlayacak bilgiler içerdiğinden, çalışmada bir
örnek uygulama yer almasa da bu bağlamda yapılacak çalışmalar için teorik
çerçeve oluşturmuştur.
Çevre ve insanların eksikliğini yakından hissettiği kentsel çevre her ne
kadar son zamanlarda önem kazanmaya başlasa da, sistematik bir
yaklaşımla kentsel çevre üzerinde durulmaya başlanması yenidir. Özellikle
kentsel çevreyi ilgilendiren konuların bu açıdan değerlendirilmesi göz ardı
edilmektedir. Bu çalışmada da konu ile ilgili belediyelerin genel olarak rolü
saptadıktan sonra önemli bir belediye hizmeti olan planlamanın rolünü çeşitli
130
açılardan değerlendirerek, bu rolün daha aktif ve etkin oynanması için
yapılması gerekenlere açıklık getirmektedir. Ancak kentsel çevrenin sürekli
olarak inşası ve yenilenmesinin sağlanması, sadece belediyelerin planlama
hizmetinin sonucuna değil, birçok kentsel aktiviteye bağlı ilişkilerin etkisi
altındadır. Bunlardan biri olan insanların ekonomik aktivitelerinin, kentsel
çevre üzerinde önemli olumlu ve olumsuz etkileri vardır.
Ekonomik
aktivitelerden kaçınılamayacağından, kentsel çevrenin, kentle bütünleşik bir
şekilde inşası ve sürdürülebilirliği açısından çevreye uyumlu, ekonomik
sektörlerden (sanayi, tarım, turizm gibi) birinin ya da bir kaçını öne çıkaran
kentsel planlar oluşturulabilir. Bu planların uygulanmasını içeren bir örnek
projenin geliştirilmesine yönelik çalışma yapmak da mümkündür.
131
KAYNAKÇA
AKAY, Aslı; “Çevre Düzeni Planları ve Yetki Sorunları”,
Dergisi, Cilt: 40, sayı:3, 2007, s.113–148.
Amme İdare
AKDENİZ, Halil; “Kentsel Planlama Sürecinde Haritacılığın Yeri ve İşlevi”,
(erişim) http://www.hgk.msb.gov.tr/dergi/makaleler/125_2.pdf, 2 Şubat 2011.
ALAN, W. Evans; Economics and Land Use Planning, UK, Blackwell
Publishing, 2004.
Ankara Büyükşehir Belediyesi İmar ve şehircilik Dairesi Başkanlığı, 2023
Başkent Ankara Nazım İmar Planı Uygulamaya Yönelik Çevre Plan Koşulları,
2006.
ARAS, Münevver Ö; Metropoliten Çevreye Yayılım Sürecinde Mevzi İmar
Planları Ve Plan Değişikliklerinin Kentsel Mekân ve Kentsel Rant Etkileri
Ankara Çayyolu Örneği, Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri, Şehir ve Bölge
Planlama, Ankara, 2008.
ARAS, Münevver Özge; Metropoliten Çevreye Yayılım Sürecinde Mevzi İmar
Planları Ve Plan Değişikliklerinin Kentsel Mekan ve Kentsel Rant Etkileri
Ankara Çayyolu Örneği, Gazi Üniversitesi Fen bilimleri, Şehir ve Bölge
Planlama, Ankara, 2008.
Asıa-Pacıfıc Forum For Envıronment And Development Expert Meetıng,
“Challenges and Opportunities”, Apfed3/Em/03/Doc.5, 10 January 2003,
(erişim) http://www.apfed.net, 12 Mart 2011.
BADEMLİ, Recai; “Plan Uygulamaları”, Ed. Mimarlar Odası Genel Merkezi;
İmar Hukukunda Toplum ve Mimarlık, İstanbul, 2002.
BARIŞ, M. Emin; “Kent Planlaması Kent Ekosistemi ve Ağaçlar”, Planlama,
TMMOB Yayını, 2004/5, 2004, s.156-163.
BARTON, Hugh, TSOROU, Catherine; Sağlıklı Şehir Planlaması, Çev.
Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği, Dünya Sağlık Örgütü, Spon Pres, 2000.
BAŞARAN, İsmail; “Belediyeler ve Sağlıklı Bir Çevre”, Yerel Siyaset Dergisi,
Kasım, 2008, s.51-54.
BAŞOĞLU, Duygu; “Bir Şehir Nasıl Çevreci Olur?”, Çevre Ekoloji ve
Yaşam Rehberi, İstanbul, Doğan Burada Dergi Yay. Ve Paz. A.Ş, 2010, s.
38-42.
132
Belediye Arsaları Üzerinde Toplu Konut ve Kentsel Çevre Üretimi ve
Kredilendirilmesine Dair Yönetmelik, R.G. Tarihi: 14/11/1992, Sayısı: 21405
(erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/21274.html, 21 Nisan 2011.
BENSGHİR, Türksel K., AKAY, Aslı; Yerel Yönetimlerde Çoğrafi Bilgi
Sistemleri Türkiye Uygulamaları, TODAİ, Ankara, 2007.
BİGİO, Anthony G, DAHİYA, Bharat; “Urban Environment and Infrastructure :
Toward Livable Cities”, USA, World Bank Publications, 2004. (erişim)
http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10053614&ppg, 25 Nisan 2011.
Birinci Çevre ve Ormancılık Şurası Kararları, Antalya, 22-24 Mart 2005.
BLOWERS,
A; İnequality and Comminity: the missing dimension of
sustainable development , Local Environmental sustainabilty, Ed. Susan
Buckingham, Kate Theobald, İngiltere, Woodhead Basım Ltd. Şti, 2003,
s.235-251.
CABE, Helen B; “Linking the quality of public spaces to quality of life” ,
Journal of Place Management and Development, Vol. 2 No. 3, Emerald
Group Publishing Limited, London, UK, 2009, s. 240-248.
CARMONA, Matthev, v.d. Public Places- Urban Spaces, The Dimensions
of Urban Design, UK, .Architectural Pres, 2003.
Asıa-Pacıfıc Forum For Envıronment And Development Expert Meetıng,
“Challenges and Opportunities”, Apfed3/Em/03/Doc.5, 10 January 2003,
(erişim) http://www.apfed.net, 12 Nisan 2011.
ÇETİNER, Ayten; Kentbilimci Gözüyle Çevre, Ed. Ruşen Keleş, İnsan Çevre
Toplum, Ankara, İmge Kitabevi, 1997, s.142-149.
DÉJEANT-PONS, Maguelonne; “Landscape Convention and Ecological
Corridors”, Environmental Policy and Law, 39/3, 2009, IOS Pres, s. 170175.
DEVELİOĞLU, Celal; İmar Kanunu 18. madde uygulaması, Ankara,
Sizkesen Matbacılık Ltd. Şti, 2007.
DİLL, Schuster; Local Environmental Policy, Ed. Josef Thesing and Wilhelm
Hofmeıster, Druckerei Franz Paffenholz GmbH, Bornheim, 1996, s.132-166.
DOĞAN, Zeynep; Yerel Yönetimler ve Çevre, Türk Belediyeciler DerneğiKonrad Adenauer Vakfı, Ankara, Erk Yayıncılık, 1993.
DPT, Dokuzuncu Kalkınma Planı 2007-2013 Çevre Özel İhtisas Komisyonu
Raporu, Ankara, 2007.
133
DPT; Yerel Yönetimler Özel İhtisas Komisyonu Raporu, Sekizinci Beş Yıllık
Kalkınma Planı, DPT: 2538 . Öik: 554, Ankara, 2001.
DURAN, Hacı; “Çevre Sorunu Söylemi Metaforu ve Birleşik Büyük Kentlerde
Gündelik Çevre Krizleri”, Yerel Siyaset Dergisi, 2008, s.18-21.
EDWARDS, Peggy, TSOUROS, Agis; “Kentsel Çevrede Fiziksel Aktivite ve
Aktif Yaşamın Desteklenmesi, Yerel Yönetimlerin Rolü”, DSÖ, (erişim)
Http://Www.Skb.Org.Tr/Wp
Content/Uploads/2010/07/Kentsel
Çevrede
Fiziksel A.Pdf13 Mart 201.
EKE, Feral, ÜÇER Aslı Gürel; Yerel Hizmetlerin Değerlendirilmesi İçin Bir
Çerçeve: Kentsel Yaşam Kalitesi Rehberi, Ulusal Kalkınma ve Yerel
Yönetimler, A. Ulusal Yerel Yönetimler Sempozyum Bildirileri 2, Ankara,
TODAİE, 2009, s.1175-1190.
EKİNCİ, Oktay; Kültürel Miras, İmar ve Belediyelerimiz, Ed. Ayşegül Mengi,
Kent ve Planlama Geçmişi Korumak Geleceği Tasarlamak, Ankara, İmge
Kitabevi, 2007.
ERCOŞKUN, Özge Yalçıner; İmar Planları Yerine Sürdurulebilir Kent
Planları, ( erişim) http://www.nuveforum.net/700-mimarlik-bolumu/171993, 23
Aralık 2010.
FORESTER, John; “International Planning Studies, Reflections on the Future
Understanding of Planning Practice ” Edit: Tüzin Baycan Levent, Peter
Batey, Kenneth Button, Peter Nijkamp, Urban Planning Classıcs in Planning
9, Vol. 4, No. 2, Edward Elgar Publishing Limited. UK, 2008, s. 175-193.
GRAHAM, Peter; Building Ecology First Principles for A Sustanable
Built Environment, UK, Blackwell Science. Ltd. 2003.
GÜNEL, M. Halis. ILGIN, H. Emre; Güneş ve Rüzgâr (Erişim) Haklarının
Analizi ve Kentsel Planlama Kriterleri Bağlamında Türkiye Önerisi, TÜBİTAK
Mühendislik Araştırma Grubu, 2007.
GÜNER, Kadir; Kentsel Estetik ve İmge Sürekliliği, , 2002 Kentleşme ve
Yerel Yönetimler Sempozyum Bildirileri, Edit. Mustafa Yeğin, Mimarlar Odası
Adana Şubesi, s. 269-283.
HOKKACI, Aykut; Sürdürülebilir Planlama ve Bazı Planlama Stratejileri, ed.
Güner Gezim, Hakan Alp, Kent Planlama Çevre Koruma Semineri Bildirileri,
İller Bankası Genel Müdürlüğü, 1998, s.39-51.
134
HOSPERS, Gert-Jan; “Governance İn İnnovative Cities And The İmportance
Of Branding”,Volume 10, Issue 2–3, Innovatıon: Management, Polıcy &
Practıce, 2008, s.224–234.
ICHİMURA, Masakazu; “Urbanization, Urban Environment and Land Use:
Challenges and Opportunities”, Asıa-Pacıfıc Forum For Envıronment And
Development Expert Meetıng, Apfed3/Em/03/Doc.5, 10 January 2003,
(erişim) http://www.apfed.net, 12 Nisan 2011.
İmar Kanununun 18’nci Maddesi Uyarınca Yapılacak Arazi ve Arsa
Düzenlemesi İle İlgili Esaslar Hakkında Yönetmelik, R.G. Tarihi: 02/11/1985,
RG. S: 18916 Mk, (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/20359.html,
18 Nisan 2011.
İTÜ GRUBU, Ekolojik Dengenin Korunması ve Sürdürülebilmesi Açısından
Kentsel Sistemlerin Planlaması, TÜBİTAK DEBAG-86/G, İTÜ GRUBU 1992
RAPORU, 1992.
JACKSON, Nancy M; “Goal Diggers”, The American City and Country, Mar
2009, (Erişim) The americancityandcountry.com, Mart 2011, s. 24-31.
KALABALIK, Halil; İmar faaliyetlerinin Yerel Hizmet Niteliği ve Yerelleşme
Süreci, Ed. Veysel K. Bilgiç, Değişik Yönleriyle Yerelleşme, Ankara, Seçkin
Yayıncılık, 2009, s.251-285.
KELEŞ, Ruşen, HAMAMCI, Can; “Çevre Politikası”,
Kitabevi Yayınları, 2005.
KELEŞ,
2008.
Ankara,
İmge
Ruşen; Kentleşme Politikası, 10. Baskı, Ankara, İmge Kitabevi,
KELEŞ, İhsan; “Belediyeler ve Çevre Sorunları”, Ed. Veysel K. Bilgiç, Değişik
Yönleriyle Yerelleşme, Ankara, Seçkin Yayıncılık, 2009, s.339-363.
KIRIMHAN, Sücaattin; Çevre Yönetimi: Nüfus Kaynak ve Çevre İlişkisi,
Ankara, Turhan Kitabevi, 2005.
KİPER, Perihan; “İmar Planlama Sürecinde Çevre Boyutu”, Kent Planlama
Çevre Koruma Seminerleri Bildirileri, 1998, s.51-87.
KOCAK, Hüsamettin; “Kentsel Yaşam Kalitesinin Geliştirilmesi İçin Stratejik
Çalışma
Alanları”
Yerel
Siyaset
Dergisi,
(erişim)
http://www.yerelsiyaset.com/pdf/temmuz2008/12.pdf 26 Mart 2011.
KOOTEN, G. Cornelis van, FOLMER, Henk; Land and Forest Economics,
UK, Edward Elgar Publisng Limited, 2004.
135
KORAMAZ, Elif K, TÜRKOĞLU, Handan; Konut Çevresi Tasarımının Sağlıklı
Yaşama Etkileri, (erişim) Http://Www.Skb.Org.Tr/WpContent/Uploads/
2010/07/ Konut CevresiTasarimlarinin Saglikli Yasama Etkileri, 4 Nisan 2011.
Koruma Amaçlı İmar Planları ve Çevre Düzenleme Projelerinin Hazırlanması,
Gösterimi, Uygulaması Hakkında yönetmelik R.G. Tarihi: 26/07/2005, Sayısı:
25887, (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/23263.html, 6 Haziran
2011.
LANDRY, Charles; The Art of City Making, UK, Earthscan, 2007.
LOVELL, Jones; “Rebuilding the Unity of Health and the Environment: The
Greater Houston Metropolitan Area: Workshop Summary” Ed; Porretto, John,
Coussens, Christine M. Washington, DC, USA: National Academies Press,
2005, (Erişim) http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10075867&ppg, 26
Nisan 2011.
MARIN, Mehmet C; “Sistem yaklaşımıyla Ekosistemde Enerji ve Maddenin
Dönüşümü ve Ekolojik Sorunlar”, Ed: Mehmet C. Marın, Uğur Yıldırım,
Çevre Sorunlarına Çağdaş Yaklaşımlar (Ekolojik, Ekonomik, Politika ve
Yönetsel Perspectifler), İstanbul, BETA Yayın, 2004, s.31-57.
MEŞHUR, Mehmet Çağlar; Arazi Ve Arsa Düzenlemesi (18.Madde
Uygulaması) Sürecinin Kentsel Mekân Oluşumu Açısından İrdelenmesi ,
METU JFA 2008/2, ANKARA,2008, s. 21-38.
OECD, Environmental Performance Reviews Turkey, Fransa, 1999.
Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmelik, R.G. Tarihi: 02.11.1985 Resmi
Gazete Sayısı: 18916 Mükerrer, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr,
18 Nisan 2011.
Plansız Alanlar İmar Yönetmeliği, R.G. Tarihi: 02/11/1985, Sayısı: 18916
(Mükerrer), (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/20354.html, 18
Nisan 2011.
PLATT, Rutherford H.; Toward Ecologıcal Cıtıes, Environment; Jun 2004;
46, 5; ABI/INFORM Global. 2004, s.12-27.
POLAT, Erkan; “Planlamada Yeni bir Paradigma Baskısı: Stratejik Mekansal
Planlama (SMP)” Çağdaş Yerel Yönetimler Dergisi, Cilt:19, Sayı:4,
TODAİE, Öncü Basımevi, 2010, S. 31-49.
REICHER, Christa; “Almanya’da Kentsel Planlama: Şehri ve Çevresini
Yeniden Dönüştürmek!”, Çev. Hasan Sinemillioğlu, Planlama Dergisi,
2005/3, Sayı:33, Tmmob Şehir Plancıları Odası Yayını, Ankara, Kardelen
Ofset, 2005, s.56-65.
136
ROTMANS, J., VELLINGA, M. Van Asselt, P; “An Integrated Planning Tool
For Sustainable Cities”, Environmental Impact Assesment Review, AprilMay, 2000.
RYDIN, Yvonne; “Urban and Environmental Planning in the UK”,USA,
Macmillan,2003,(erişim)http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10076815&
ppg, 27 Nisan 2011.
ÖZDEMİR, Semehat;T.C. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Kentleşme Şurası
2009 Genel Kurul Çalışmaları, 2009.
ŞENGÜL, Mihriban; “Yerel Düzeyde Çevre Yönetimi ve Belediyeler”,
Çağdaş Yerel Yönetimler Cilt 8 Sayı 3, Ankara TODAİE, 1999, s. 91-102.
T.C. Bayındırlık Ve İskân Bakanlığı, Mekânsal Planlama Sistemi Ve
Kurumsal Yapılanma Komisyon Raporu, Mekânsal Planlama Sistemi Ve
Kurumsal Yapılanma 1, Kentleşme Şûrası 2009, Ankara, 2009.
TALU, Fatma Nuran; Avrupa Birliği Kentsel Çevre Tematik Stratejisinin
Türkıye’de Yerel Çevre Politikalarıyla Uyumu, Doktora Tezi,T.C.Ankara
Üniversitesisosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi (Kent
Ve Çevre Bilimleri) Anabilim Dalı Ankara, 2007.
TALU, Nuran; Avrupa Birliği Uyum Sürecinde Türkiye’de Çevre Politikaları,
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası, Ankara, Kardelen Ofset, 2006.
TAM, Deniz; “Çevre Duyarlı Planlamanın ve Deprem Duyarlı Planlamanın
Bütünleştirilmesinin Sağlayacağı Faydalar” s.67-74, , Al; Yıldırım, F. B.,
(1993) “Çevre ve Yerel Yönetim”, T.C. Başbakanlık TOKİ, Planlama
Dergisi, Sehir Plancıları Odası, 2004/3, 2004.
TEKEL, Ayşe; “Planlama Kuramları ve Metropoliten Planlamaya
Yansımaları”, Çağdaş yerel Yönetimler Dergisi, Cilt 18, Sayı 2, TODAİ,
Desen Ofset A.Ş., 2009, s.1-17.
TEKELİ, İlhan; Kentsel Arsa, Altyapı ve Kentsel Hizmetler, İstanbul, Tarih
Vakfı Yurt Yayınları, 2009.
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, Yeni İmar Kanununa Doğru,
Şehircilik, Planlama ve İmar Üzerine Yaklaşımlar Sempozyum Kitabı,
Kardelen Ofset, Ankara, 2005.
TORTOP, Nuri v.d.; Mahalli İdareler, Ankara, Nobel Yayın Dağıtım, 2008.
137
TUNCER, Mehmet; “Gelecek Yüzyılda Biyolojik Yaşam Odaklı Kültür Nasıl
Oluşturulabilir? Kent Planlamasının Önemi”, Dünya Şehircilik Günü 24.
Kolokyumu, Dokuz Eylül Üniversitesi Yayını, y.y.y.
TURAN, Menaf; Başkentin Gecekonduları: Kentsel Dönüşüm Projelerinin
Arka Bahçeleri, Ed. Ayşegül Mengi, kent ve Planlama, Ankara, İmge Kitabevi,
2007, s.389–404.
TURGUT, Sırma R. CEYLAN, Eda Ç.; “Gecekondu Alanlarında Kentsel
Dönüşüm Uygulamasına Bir Örnek: Küçükçekmece/ Ayazma-Tepeüstü
Kentsel Dönüşüm Projesi”, Çağdaş yerel Yönetimler Dergisi, TODAİE,
Ankara, Desen Ofset A.Ş., Cilt:18, Sayı:3, 2009, s.23-53.
TÜRKOĞLU, Handan;
“Sağlıklı Şehir ve Şehir Planlaması” (erişim)
www.skb.org.tr, 18 Aralık 2010.
ULUĞ, Erol; Çevre Kirlenmesinin Boyutları İnsan Çevre Toplum Ed. Ruşen
Keleş, Ankara, İmge Kitabevi, 1997, s. 41-50.
United Nations Human Settlemets Programme, UN HABITAT, Plannıng
Sustainabla Cities, Global Report on Human Settlements, USA, Earthscan,
2009.
USLU, Aysel; Çevreye Dost Mezarlık (Ekolojik Mezarlık) Planlama
Yaklaşımları ve Dünya Kentlerinden Örnekler, 5. Uluslararası ileri Teknolojiler
Sempozyumu (IATS’09), Karabük, 2009.
ÜNAL, Yücel; Türk Şehir Planlama ve İmar Mevzuatının kentsel
Dönüşüm ve Deprem ağırlıklı İncelenmesi, Yetkin Basımevi, 2008.
ÜNLÜ, Tolga Kentsel Mekânda Değişimin Yönetilmesi (1), ), sayı 2006/2,
METU JFA, 2006, s.63-92.
WHITE, Rodney R; Building Ecological City, USA, CRS Pres, 2002.
WOOD, Christopher; “Strategic Environmental Assessment and Land Use
Planning: An International Evaluation”, London, Earthscan, 2005. (erişim)
http://site.ebrary.com/lib/sayistay/Doc?id=10129279&ppg, 27Nisan 2011.
YAZAR, Kadir H.; Sürdürülebilir Kent: Göstergeleri, Formu ve Planlama
Süreci, Ed. Nilüfer Taş, Murat Taş, Doğa Kent ve Sürdürülebilirlik, Bursa,
Cihan Matbacılık Sanayi, 2009, s.115-122.
YAZAR, Kadir H.; Sürdürülebilir Kentsel Gelişme Çerçevesinde Orta Ölçekli
Kentlere Dönük Kent Planlama Yöntem Önerisi T.C.Ankara Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü kamu Yönetimi Ve Siyaset Bilimi (Kent Ve Çevre
Bilimleri) Anabilim Dalı Doktora Tezi, Ankara, 2006.
138
YILDIZ, Ferruh; İmar Bilgisi Planlama Uygulama Mevzuat, Ankara, Nobel
Yayın Dağıtım, 2007.
YOUNG, Stephen C.; The Politics of The Environment, UK, Baseline Book
Company, 1993.
1580 Sayılı Belediye Kanunu, R.G: Tarihi 20/05/1930, Sayısı:1498, (erişim)
http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 6 Nisan 2011.
2290 Sayılı Belediye Yapı Ve Yollar Kanunu, RG. Tarihi: 21.06.1933,
Numarası: 2433, (erişim) http://www.milliemlak.org/cmevzuat/detay/1240/, 6
Nisan 2011
2872 Sayılı Çevre Kanunu,
Kabul Tarihi: 09/08/1983, R.G. Tarihi:
11/08/1983,
Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 18132, (erişim)
http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011.
2985 Sayılı Toplu Konut Kanunu, Kabul Tarihi: R.G. Tarihi: 17/03/1984,
Sayısı: 18344, (erişim) http://www.mevzuat.adalet.gov.tr/html/672.html, 21
Nisan 2011.
3194 Sayılı İmar Kanunu, Kabul Tarihi: 03/05/1985, R.G. Tarihi: 09/05/1985,
Sayısı: 18749, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011.
5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Kabul Tarihi: 10/7/2004, R.G.
Tarihi: 23/7/2004, Sayı:25531, (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18
Nisan 2011.
5393 Sayılı Belediye Kanunu, Kabul Tarihi: 3/7/2005, R.G. Tarihi:13/7/2005,
Sayı: 25874 (erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 18 Nisan 2011.
6785 Sayılı İmar Kanunu, RG. Tarihi: 16.07.1956, Sayısı:9359. (erişim)
http://tekyap.com/mevzuat/kanunlar/73-6785-sayili-imar-kanunu.html, 8Nisan
2011.
634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu, R.G.Tarihi: 2/7/1965 Sayısı: 12038 (erişim)
http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 21 Nisan 2011,
775 Sayılı Gecekondu Kanunu, R.G. Tarihi : 30/7/1966
(erişim) http://mevzuat.basbakanlik.gov.tr. 28 Nisan 2011.
Sayısı : 12362
139
ÖZET
GÖKMEN Şamil, Kentsel Çevrenin İnşasında Belediyelerin Planlama
Hizmetinin Rolü, Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2011
Yapılan çalışma, kentsel çevrenin inşasında belediyelerin planlama
hizmetinin rolü üzerine odaklanmaktadır. Çalışmada planlama hizmetinin, bazı
açılardan doğal ve kentsel çevre üzerinde olumsuz sonuçları olsa da, doğru
yöntemlerle kentsel alandaki dengeleri ve ilişkileri gözettiğinde kentsel
çevrenin inşasında vazgeçilmez bir araç olduğu vurgulanmak istenmiştir.
Ayrıca çalışma ile kentsel çevrenin inşasında belediyelerin planlama
hizmetinin daha verimli ve aktif kullanılmasına yönelik değerlendirmelerde
bulunarak çözüm önerileri üretilmesi hedeflenmiştir.
Çalışma kentsel çevreyi şekillendiren ve belediyelerinde görev ve yetki
sahibi olduğu fiziki planları kapsamaktadır. Ayrıca, kentsel çevrenin unsuru
niteliğinde olan ve kentsel çevrenin inşasında önemli olan etkileşim alanlarını
konu edinmektedir. Bunun yanın da Türkiye’deki durum çerçevesinde
değerlendirmeler içermektedir. Çalışma teorik bir yaklaşımla, ilgili çalışma,
araştırma ve bilgilere yönelik toplanan yazılı kaynaklar çerçevesinde
oluşturulmuştur.
Belediyenin, görev ve yetkileriyle birlikte değerlendirildiğinde, sunduğu
planlama hizmetinin elindeki en önemli araçlardan biri olduğu sonucuna
ulaşılmıştır. Belediye bu aracı kullanarak kentsel çevrenin inşasında önemli rol
üstlenmektedir. Belediyenin kentsel çevrenin inşasında, planlama hizmetini
aktif olarak kullanabilmesi için; idari, ekonomik ve teknik açılardan güçlü,
olumsuz etkilenmeden uzak bir yönetim şeklinde örgütlenmesi gerekmektedir.
Ayrıca planların da katılımcılığa ve işbirliğine dayalı, bütüncül, çok yönlü
ilişkileri hesaba alan, stratejik ve bilimsel verilerden yararlanan bir yaklaşımla
hazırlanması gerektiği anlaşılmıştır.
140
Anahtar Sözcükler
1.
2.
3.
4.
5.
Kentsel Çevre
Planlama
Belediye
İmar
Kentsel Genişleme
141
ABSTRACT
GÖKMEN Şamil, Role of the Municipalities Planning Service on
Constructing of Urban Environment, Master Thesis, Ankara, 2011
The study focuses on the role of municipal planning services in
construction of urban environment. In the study, it has been emphasized that,
although planning service has negative consequences in some ways on the
natural and urban environment, it is an indispensable tool when supervise
with correct methods in urban areas balances and relations in the
construction of the urban environment. Also with the study, municipalities in
the construction of urban environmental planning services for more efficient
and active use of the assessment are to produce solutions.
The study covers physical planning, Shaping the urban environment
and municipalities’ owner of the duties and powers. Which are the elements
of urban environment and urban environment interaction is important in the
construction fields. Also includes the point that the situation in Turkey within
the framework of this evaluation. A theoretical approach to the study,
relevant work, research and information collected for was created within the
framework of written sources. The study has been created by theoretical
approach within the framework of written sources that are related with
relevant work, research and information
As a result, municipality as the unit of government closest to the
urban environment has an important role in the construction of the urban
environment. Municipality, its duties and privileges are considered together,
as one of the most important tools in the hands of its planning service has
been concluded. Municipality plays an important role in the construction of
urban environment using this tool. Municipality's urban environment,
construction, planning to use the service actively, administrative, economic
and technical aspects of a strong, far from being affected negatively in the
142
form of a government should be organized. In addition, it has been
understood that plans based on participation and cooperation should be
prepared according to a approach which account a holistic, multi-faceted
account
of
the
relations,
Key Words
1. Urban Environment
2. Planning
3. Municipality
4. Reconstruction
5. Urban Sprawl
use
strategic
and
scientific
data.
Download