Anadolu Rock, Popçuların elinde alet oldu

advertisement
On5yirmi5.com
Anadolu Rock, Popçuların elinde alet oldu
"Arda Kalan" albümünü çıkaran Cahit Berkay ve albümün solisti Derya Petek ile
Anadolu Rock ve yeni albümü üzerine konuştuk…
Yayın Tarihi : 30 Kasım 2012 Cuma (oluşturma : 10/10/2017)
Röportaj: ZUHAL ERKEK
Kaliteli müzik denince akla ilk gelen isimlerden biri Cahit Berkay. O, Türk filmlerine yaptığı müzik ile
hayatımızda 7’den 77’ye üç kuşağın önemli izler bırakan bir sanatçı. Anadolu Rock devrimini
başlatan, yaptığı film müzikleriyle koca bir toplumu tek bir noktada birleştirmeyi başarabilen
Moğollar gurubunun Cahit Berkay’ı... Aslında Cahit Berkay’ı uzun uzun anlatmaya gerek yok. Yaptığı işler, dinleyici kitlesi, aldığı ödüller her şey ortada… Cahit Berkay'ın son çıkardığı albümde
birlikte çalıştığı Derya Petek ise kendine özgü tınısı, sesindeki sadeliği ile Cahit Berkay’ın ilk kadın
solisti olmayı başaran vokalisti…
Bizler de On5yirmi5 olarak “Arda Kalan” albümünü çıkaran Cahit Berkay ve albümün solisti Derya
Petek ile Anadolu Rock ve yeni albümü üzerine konuştuk…
Bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Cahit Berkay müzik yaparken nelerden besleniyor?
Bu toprakların kültüründen besleniyorum. Kültürüm benim için çok değerli ve olabildiğince bu
kültüre sahip çıkmaya çalışıyorum, kültürümü öğrenmeye çalışıyorum. Elimde mevcut olan ile
yetindim demeyip daha da fazlasını özümsemeye çalışıyorum. Eğer Cahit Berkay seviliyor, tanınıyor,
beni başarılı sayıyorlar ise sebebi budur. Ben bu topraklardan Anadolu’dan besleniyorum. Ve
beslendiğim şeyleri kendi içimde özümseyip kendimce yani müzik olarak dışarı vuruyorum.
Yalnızca kültürümden beslenmek ile yetinmiyorum. Yabancı ülkelerin, farklı kültürlerin müziklerinde
de besleniyorum. Batı müziğini de Rock müzikleri de dinlerim. Yaptığım müzik ise kendi kültürüm
ve rock müziğinin harmanlamasından oluşur. Zaten Moğollar’ın karakteristik soundu da buradan
gelmektedir.
MÜZİĞİM FİKİR DEĞİL, SEVGİ ÜZERİNE KURULU
Sizin müziğiniz söze dayalı olmamasına rağmen pek çok sözlü parçadan daha çok şey anlatıyor.
Bunu nasıl başarıyorsunuz?
Onu kelimeye dökemem. O duygu, yoğunluk ile alakalı bir durum. Fikir değil de sevgi üzerine
sevginin türevleri üzerine kuruludur benim müziğim. Sevginin türevleri, negatif görüntüleri vardır.
Yani o dramatik kurgular; aşkın, sevginin karşılık bulamaması veya sürüncemede kaldığı için. Bunlar
değişik heyecanlardır.
Özellikle sinemada çok film müziği yaptığım için bu duyguları çok iyi yakalayıp, iyi
mozaiklendirdiğimi düşünüyorum. Tamamıyla hayal gücüyle ilgili. Müzikte beste yaparken bir hayal
kuruyorsun. O hayalindeki kurduğun dünyadaki duygu neyse notalar o duyguyu ifade eden, o
duyguyu besleyen dizilimler halinde veyahut tempolar halinde geliyor. Dolayısıyla bu çok
anlatılabilecek bir şey değil. Bu kadar açıklayabilirim.
TİRAJ VE REYTİNG KAYGIM YOK
Kırk yıla yakın bir süredir müzik yapıyorsunuz, o yılların tek kanallı medyasının desteğini almadan
tüm ülkede tanınmak nasıl oldu? 3 kuşağa hitap etmek nasıl bir duygu?
Her şeyden önce işimi doğru yapmak için yapıyorum. İkincisi, doğru yaptığın bir şeyin de samimiyeti
içermesi gerekiyor ve içerdiğini sanıyorum. Böyle yapmacık, suni; bunu böyle yaparsam çok para
kazanırım, çok satar gibi duygular olmadan sadece içimdeki müziği en doğal haliyle, en saf haliyle
yansıtıyorum. Yansıttıktan sonra önce kendim dinliyorum, beğenirsem başkası dinliyor. Bir de Derya
Petek Hanım dinler 8-10 senedir. Onun müzikal değerlendirmesi benim için önemlidir. Derim ki bu
güzel, etrafta yakınlarım da dinlerler, onlar da beğendiyse bu çıkar. Ama hiç tiraj ve reyting kaygısı
yoktur.
ESKİDEN ÖNÜNE GELEN MÜZİSYEN OLAMIYORDU
Günümüz müziğini nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle pop egemen bir hali var…
Müziğin kurgularında, müziğin üretildiği teknolojide yahut toplumsal içerikli hareketlerin yıllar içinde
sürekli değişkenliği var. Mesela ben müziğe başladığım yıllarda müzik tamamıyla analog aletlerle
yapılıyordu. Ama şimdi her şey dijitale döndü. O yıllarda duygu ağırlıklı bir müzik vardı. Önüne gelen
müzisyen olamıyordu. Kendi içinde açık ya da gizli kapılar vardı, setler vardı bir nevi imtihan gibi.
Onlardan geçme şartı vardı, geçemezsen müzisyen, şarkıcı olamıyordun. Kendini müzik adına çok iyi
donatman gerekiyor.
GÜNÜMÜZ MÜZİK ALGISI MEKANİK KURGUYA DÖNÜŞTÜ
Ama o yıllardan bugüne geldiğim zaman bunu kötü anlamda söylemiyorum, belki bu çok daha iyi
gençler için herkes müzik yapabiliyor. O zaman zordu, stüdyo yoktu, çalgı aleti yoktu, o yoktu, bu
yoktu… Ama şimdi her şey var. Müzik caziptir, herkesin yapmak istediği bir şeydir. Müzik yoluyla da
çok zengin, popüler olan insanlar var. Ben de onun gibi olabilirim duygularıyla çok genç müzik
dünyasına girmeye çalışıyor. Kötüleri de giriyor. Ama bugünkü gençliğin büyük çoğunluğunun müzik
algısı daha bir dijital teknolojinin ilerlemesiyle birlikte çok daha mekanik birtakım kurgulara dönüştü.
Şarkıların sözleri çok zayıfladı. Maksat kafiye tutsun, o zaman şarkı olur hesabıyla şarkı sözü yazılı
oldu.
Şarkının içeriği, şarkının sözlerinin taşıdığı anlamlar bizim döneme göre çok da özenli olmadığını
düşünüyorum. Hepsini kastetmiyorum ama büyük çoğunluğu böyle. Bu özellikle popçular arasında
çok yaygın. Biri bir parça yapıyor, o parça hit oluyor. Bakıyorsun o tarzda en az 15-20 kişi çıkıyor.
Ben popçuların mesela kadın olsun, erkek olsun çoğunun seslerini ayırt edemiyorum. Hepsinin
sesleri birbirine benziyor, şarkıları da birbirine benziyor.
MÜZİSYENDE EĞİTİM ŞART
Bir müzisyen bence okumalı. Konservatuara git, öğren müziği gel. Neyle donatacaksın, hangi
duyguyla donatacaksın? Kendi edebiyatınla, kendi şiirinle, kendi toplumundaki ve dünyadaki
yaşamın oluşturduğu mutlu, mutsuz tablolar, insan ilişkileri, insan ilişkilerindeki sevginin yoğunluğu
ya da yoğunsuzluğu bunlar seni yoğuracak, oradan da müzik çıkacak. Bunlara inanmadan böyle bir
şey yapıyorsan bakıyorsun müzik iki gün sonra kayboluyor. Medyanın da korkunç bir şekilde talebi
var. Yüzlerce televizyon, yüzlerce radyo var, ne yapacaklar müzik kullanacaklar. Medya bu konuda
açık bir ortam.
MÜZİKTE ELEKTRONİK ÖGELER DOĞRU KULLANILMALI
Günümüz müziğine çok fazla elektronik ögenin karıştığını düşünüyor musunuz?
Karışsın bence bir mahsuru yok. Elektronik hangi elde nasıl yapılıyorsa, onun estetik kurgusu güzel
mi değil mi? Benim için o önemli. Elektronik müzik o da bir şeydir. İyi ve doğru kullanılırsa müziğe
albeni katar. Ona ben karşı değilim. Ama doğru kullanılması gerekiyor.
ÜLKEMİZDE ELEKTRONİK MÜZİK YAPAN YOK
Elektronik ögenin bu kadar çok müziklerde yer almasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Doğru
kullanıldığını düşünüyor musunuz?
Bugün ülkemizde rock da pop da hepsi birbirine girdi, çorba gibi ortalık. Ama elektrogitar bugün
vazgeçilmez bir müzik enstrümanıdır. Ben hem elektro çalarım, akustik de çalarım. Bağlamayı
elektrikli de yapıyorum, akustik de yapıyorum. Ama eğer ki siz bir meydan konseri yapıyorsanız ister
istemez elektroniğe başvuruyorsunuz. işin bu tarafı da var. Akustik ama yine elektronik bir
ortamdan geçip seyirciye, dinleyiciye ulaşma durumu var. Bir de elektronik müzik var. Tamamen
sizin dediğiniz enstrümanlarla çok daha sentetik seslerle müzik yapma var. Suni davullar, suni flüt
sesi, hatta suni insan sesine kadar giden sesler var. Bir de o tarafı var. Çok güzel şeyler de
çıkabiliyor bazen. Ama ülkemizde o tarz müzik yapan insan yok.
ANADOLU ROCK POPÇULARIN ELİNDE ALET OLDU
Anadolu Rock’un gelişimini nasıl buluyorsunuz?
Anadolu Rock’ı bizim kuşak başlattı ve de bugüne kadar geldi. Kimi kötü niyetliler Anadolu Rock’ı
kullandılar, türküleri kullandılar, arabeski kullandılar, sanat müziğini kullandılar. İşte o arada Anadolu
Rock da popçuların, pop zihniyetlilerin elinde bir alet oldu. Hala daha devam ediyor. Çünkü bugün
şöyle bir şey var, “Rock lafını koyduğun yerde, rocker felsefesinin kendi içinde olması lazım. O
felsefesi, o inancı, o duruşu olmadan yapılan Rock değildir, suni bir duygu oluşturur. ” Rock’ın
özünde bir başkaldırı, bir muhalif duruş vardır. İsim söylemeyeyim ama Rock grubu diye dolaşıyorlar,
“Ey sevgilim, gel seninle Boğaz’da el ele dolaşalım” diye Rock parçaları yapıyorlar. Bu rock değildir.
GENÇLER KENDİ KÜLTÜRÜNE UZAKLAR
Gençlerin müziğinize ilgisini nasıl buluyorsunuz?
Yeterli bulmuyorum. Gençlerin bir kısmıyla iyi bir ilişkimiz var, bir kısmı tanımıyor bile. Ben bu
anlamda da üzülmüyorum yani. O adam Nazım Hikmet’i de tanımıyor. Kendimi o kefeye de
koymuyorum, sakın yanlış anlaşılmasın. Ruhi Su’yu tanımıyor, Pir Sultan’ı tanımıyor… Daha kaç sene
oldu Mahsuni Şerif öleli… Neşet Ertaş öldü, 2 sene sonra onu da tanımayacaklar… Kendi kültüründen
o kadar uzak yaşıyorlar ki... Hepsi değil tabi, bir kısmı... Amerikan-İngiliz kültürüne yaslanmışlar,
oradan besleniyorlar. Hâlbuki Amerikan, İngiliz gençlerinin çoğu kendi kültürlerini çok iyi biliyorlar.
Ve de yeryüzünde sayılı medeniyetlerden bir tanesi Anadolu’daki o birikim. Korkunç bir kültür
birikimi var, onu görmüyor adam. Ben hep şunu derim mesela; Joe Satriani gibi gitar çalmaya
çalışıyor. Joe Satriani yaşıyor orada, ağzınla kuş tutsan Joe Satriani’nin yerine geçemezsin. Ama bir
Erdal Erzincan virtüözdür bağlamada, onun o tekniğini, o armonik, ritmik kurgularını al gitarda çöz,
klavyede çöz, bas gitarda çöz dünya çapında olursun. Adın Ali, Veli neyse sen tek olursun.
GENÇLİĞİMDE TÜRKÜLERİ ARKA PLANA ATMADIM
Siz gençken hangi grupları dinlerdiniz?
Ben zaten türkülerle büyüdüm. Ama yabancı gruplar dersen Cliff Richard Shadows ile başladım. Daha sonra Traffic, Beatles, Stones, Deep Purple, Led Zeplin daha sonra Pink Floyd falan böyle
geldi. Ama türküleri hiçbir zaman arka plana atmadım, hep dinledim.
DİZİ MÜZİĞİ YAPMIYORUM
Yakın zamanda yeni bir film-dizi müziği yapmayı düşünüyor musunuz?
Birkaç teklif var. Bir Hikayem Var filminin müziğini yapacağım yakında. Ama dizi çalışmak
istemiyorum. Çünkü çok yorucu. Bir dizi 35’lik film uzunluğunda. Sana gece saat 9’da veriyorlar,
ertesi sabah saat 9’da istiyorlar. 1,5 saatlik bir filmin müziğini düşün. Bunu dizi olarak yapıyorsun.
Çok yorucu ve dizi yapımcıları da haklı. 1,5 saati doldurmak için bir sürü içi boş sahneler koyuyorlar.
Boş alanları müzikle doldurman gerekiyor. Ve o zamanda kendi kalitenden ödün veriyorsun.
Sonunda hiç kimse anlamıyor. Bak Cahit Berkay kötü müzik yapmış diyebilirler. O yüzden de
yapmıyorum.
ARDA KALAN ALBÜMÜNÜN HİKAYESİ 5 YILA DAYANIYOR
Biraz da Derya Petek’le çıkardığınız albümden bahsetmek istiyorum.
Arda Kalan albümü nasıl oluştu? Bundan kısaca bahsedebilir misiniz?
DERYA PETEK:
Arda Kalan albümünün hikayesi 5 seneye kadar dayanıyor. 6. yılı oldu albümün çıkışıyla beraber.
Cahit Berkay’ın yaptığı her müziği dinlemek isteyen bir insanım. Bir bütünlük oluştu sonrasında, bu
biraz enerjiyle ilgili, sesime daha iyi gideceğini düşündük. Şarkıların demolarını da ben seslendirdim,
ben vardım ve kurgu biraz öyle gelişti yani. Biz direkt bir albüm yapalım diye çıkmadık yola.
Kendiliğinden, spontane gelişti şarkılar oluştukça.
DERYA İLE İKİNCİ BİR GRUP KURDUK
Cahit Bey bildiğim kadarıyla hep erkek vokalle çalışıyorsunuz?
CAHİT BERKAY:
Yok öyle bir şeyim yok ama Moğollar zaten maskülen bir grup. Kuruluşunda da öyleydi, şimdiye
kadar da hep bir erkek grubu oldu. Hatta ben şaka yollu Derya da Moğollar’da olsun dedim. Acayip
tepki alacağımızı biliyorum. Fanatik Moğol hayranları karşı çıkacaklar ona eminim. Bu yüzden biz
ikinci bir grup daha kurduk. Derya ile aynı kulvarda, Moğollar yine devam ediyor.
DERYA PETEK:
Bu albümde benim yer almamın nedeni galiba şarkıların benim sesimle duygu olarak da örtüşmesi.
Yoksa ben çok özel olduğumdan seçilmedim bu albüme. Sadece güzel bir buluşma, güzel bir enerji
oluştu. CAHİT BERKAY:
Derya’nın sesine uygun şarkılar oluştu bu albümde. Ben Derya’nın sesini düşünerek bu kurguyu
kurdum. Keyifli bir şey ortaya çıktı. İyi ki Arda Kalan albümünü yaptık. Benim için gurur vesilesi.
SUYA SABUNA DOKUNMAYALIM DEDİK, GENE DOKUNDUK
Moğallar Grubu üyelerinin Derya Hanım’a tepkisi ne oldu?
CAHİT BERKAY
Moğollar’ın mı? Hiç tepki yok. Öyle bir şeyimiz yok ki… Moğollar grubu kendini zaten ifade ediyor.
Bizim bu çalışmamız Moğollar’ı engelleyen bir şey değil. Zaten burada
yaptığımız parçalar Moğollar’a uygun parçalar değil.
video yukleniyor
var s1 = new
SWFObject('http://i.onbesyirmibes.org/swf/player.swf','ply','500','360','9','#ffffff');s1.addParam('allo
wfullscreen','true');s1.addParam('allowscriptaccess','always');s1.addParam('wmode','opaque');s1.add
Param('play','true');s1.addParam('flashvars','file=http://i.onbesyirmibes.org/video/2012/11/29/318
889.FLV&image=http://i.onbesyirmibes.org/image/2012/11/29/318891.jpg');s1.write('VideoPlayer
InDetail');
DERYA PETEK:
Moğollar ve bizim albüm çalışmamız iki ayrı farklı konsept, birbiriyle bağımsız iki ayrı proje.
CAHİT BERKAY
Moğollar hala protest duruşunu koruyor. Hala bir şey yapmalı diye bağırıyoruz biz.
Arda Kalan albümü protest duruştan çok aşk üzerine kurulu bir albüm…Derya Petek…
Bizim albümümüzde çok protest bir duruş yok. Biraz daha aşk üzerine insana dair bir albüm.
CAHİT BERKAY:
‘Filmlerden tanır aşkı’ mesela protest değil, ama insan üzerine bir kurgu var.‘Ben Bir Roman Kızıyım’
adlı parça da bizim Romanlar’a ikinci sınıf insan muamelesi yapılmasına eleştiri anlamında yazılmış
bir şarkıydı. Suya sabuna dokunmayalım dedik, yine dokunduk.
Moğollar’la çıkarmayı düşündüğünüz bir albüm çalışması var mı şu anda?
Moğollar’la en son albüm 2009’da çıkmıştı. 2013’te Moğollar’la yaparız. Bir tane daha Derya ile
albüm yapacağız. Yapabildiğimiz kadar yaparız yani.
On5yirmi5
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Anadolu Rock, Popçuların elinde alet oldu
Download