Newsletter 4 - İnsan Hakları Derneği

advertisement
İNSAN HAKLARI BÜLTENİ
özel sayı
“(...)
İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinin 59. yılında bu 10
Aralık İnsan Hakları Gününün Hrant’ın ve Orhan’ın
savunuculuğunu yaptığı adalet ve vicdanın tesis edildiği,
barışın, dostluğun, dayanışmanın, insan yaşamının
ve insan onurunun korunduğu günlere ışık vermesini
diliyoruz.
İnsan Hakları Derneği
İnsanHakları Bülteni - Özel Sayı 2007
Yaygın Süreli Yayın (Aylık)- Özel Ek - Türkçe
Tunalı Hilmi Caddesi, 104, Kat4, Kavaklıdere ANKARA
www.ihd.org.tr ........ [email protected]
İnsan Hakları Derneği Adına Yayın Sahibi: Hüsnü Öndül, Genel Başkan
Yazı İşleri Müdürü:Nusret Doğruak, Genel Sekreter Yardımcısı
5000 adet basılmıştır. ÜCRETSİZDİR.
Orkide Basımevi
Hazırlanacak yeni anayasa, her biri birer
değeri ifade eden insan hakları ve özgürlüklerine dayanmalıdır. İnsan onuru,
eşitlik, özgürlük, barış ve dayanışma temel değerlerdir.Hukukun üstünlüğü ve
demokrasi bu değerleri yaşatacak sistemin
temel ilkeleri olmalıdır. İHD, insan
haklarının evrenselliğini, bölünmezliğini ve
bütünselliğini savunmaktadır. Tüm insan
hakları birbiriyle ilişkilidir, biri diğerine
tercih edilemez.
10 Aralık 1948 İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin Başlangıç’ında da ifade
edildiği gibi, insan haklarının korunması ve
geliştirilmesi için, ülkelerin sistemlerinin
Bildiri’de yer alan haklara ve özgürlüklere
dayanması ve hakların ve özgürlüklerin
hukuk düzeni tarafından güvence altına
alınması gerekir. Barışın, kalkınma ve
gelişmenin ve insan onurunu korumanın yolu
budur.
3 Ağustos 1949 tarihinde yürürlüğe giren
Avrupa Konseyi Statüsü’nün 3. maddesinde,
taraf ülkeler, insan hakları ve temel özgürlüklerinin hukukun üstünlüğü ilkesi uyarınca
yargısal koruma altında olduğu güvencesini
verirler.
20 Mart 1950’de Roma’da imzalanan Avrupa
İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 1. Maddesinde, Sözleşme’nin tarafı ülkeler, Sözleşme’de
yer alan hakları ve özgürlükleri yetki
alanlarındaki herkes için garanti ederler.
Görüldüğü gibi, ulusalüstü insan hakları
belgelerinde, insan haklarının hukuk düzeni
tarafından hukuki koruma altına alınacağı
vurgulanır.
10-17 Aralık
Bu yıl insan hakları haftasını, 19 Ocak 2007 tarihinde menfur bir silahlı saldırı sonucu kaybettiğimiz
arkadaşımız, dostumuz, insan hakları/barış ve demokrasi
savunucusu değerli yazar-gazeteci aydın Hrant DİNK
ve 29 Haziran 2007 tarihinde yaşamını yitiren üyemiz,
delegemiz, eski Cizre Temsilcimiz değerli dostumuz
Orhan Doğan aramızda olmadan gerçekleştiriyoruz.
Demokratik, yeni bir anayasa istiyoruz.
1
Rakel Dink,
“Sevgiliye
Mektup”, Ocak
2007
Demokratik Bir Anayasa
İstiyoruz!
İnsan Hakları Haftası
Bedellerin
ödendiği
gelecekler
Hrant’ları
severek,
Hrant’lara
inanarak
olur. Nefretle,
hakaretle, kanı
kandan üstün
tutarak olmaz.
Bu yükseliş
karşıdakini
kendin gibi
görerek, kendin
gibi sayarak,
kendin sayarak
olur. (...)”
10-17 Aralık 2007
İnsan Hakları Haftası
Yeni demokratik Anayasa, tüm insan
hakları ve özgürlüklerini:
İNSAN HAKLARI HAFTASI
a) kişisel ve siyasal hakları,
b) ekonomik, sosyal ve kültürel hakları, ve
c) dayanışma haklarını güvence altına
almalıdır.
2
10-17 ARALIK
Yeni anayasanın hazırlanmasında, TBMM
ve Hükümet yanında, üniversiteler, barolar,
meslek odaları, sendikalar ve sivil toplum
örgütlerinin katılımı sağlanmalı; toplumun tüm kesimlerinin maksimum ölçüde
uzlaşması gözetilmelidir.
Türkiye toplumunun çoğulcu etnik, dilsel, dinsel ve kültürel dokusu mutlaka göz
önünde bulundurulmalı, bu özelliklerin
ülke bütünlüğü içersinde korunması ve geliştirilmesi
için uygun önlemler alınmalıdır.
İHD, devlet-yurttaş ilişkisinin, “anayasal yurttaşlık”
ilkesine uygun olarak düzenlenmesini talep etmektedir.
Kadınlarla erkeklerin hayatın tüm alanlarında
eşitliği hüküm altına alınmalıdır. Kadın haklarıyla
ilgili Uluslararası Sözleşmelerde yer aldığı biçimiyle
kadınlara yönelik pozitif ayrımcılık, yeni anayasada
mutlaka yer almalıdır.
İnsan haklarıyla ilgili uluslararası sözleşmelerle
iç hukukun çelişmesi durumunda Sözleşmenin
uygulanması kuralı anayasal kural haline getirilmelidir.
Demokratik bir anayasada, Milli Güvenlik Kurulu; Diyanet İşleri Başkanlığı, Askeri Yargı gibi
kuruluşlar ile, zorunlu din dersleri ve sıkıyönetim
gibi uygulamalara kesinlikle yer verilmemelidir.
Yargının anayasadaki yeri yeniden düzenlenmelidir.
Yargı ile ilgili hükümler, yasamadan sonra, fakat
yürütme ve diğer kurumlardan önce yer almalıdır.
Hukukun üstünlüğü ve yargının bağımsızlığı/
tarafsızlığı ilkeleri uyarınca yargı yeniden
yapılandırılmalıdır. Yargıçlık mesleği ile savcılık
mesleği tümüyle birbirinden ayrılmalı; savcılık kurumu avukatlık kurumu ile paralel düzenlenmelidir.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da bu ilkeler ve
anlayış doğrultusunda yeniden düzenlenmelidir.
Üniversiteler, idari, mali ve bilimsel yönlerden özerk
kuruluşlar olmalıdır.
Gerçek bir
demokratikleşme,
yaşamın tüm boyutlarıyla
ilgili anayasal
güvenceleri gerektirir.
O nedenle biz insan
hakları savunucuları,
insan onurunun
korunması için, hakların
ve özgürlüklerin tümünü,
hemen talep ediyoruz.
Sendika ve grev hakları anayasa ile güvence altına
alınmalı, ancak lokavt anayasal bir hak olarak düzenlenmemelidir.
Kamu hizmeti, kamu yararı, sosyal güvenlik, sosyal
adalet gibi kavramlar, içeriği itibariyle, devletin
sosyal niteliğinde bir aşınmaya neden olmayacak
şekilde anayasada yer almalıdır.
Barışı Savunuyoruz!
Barış kültürünü tam olarak gerçekleşmesi,
Türkiye bütçesinin çok büyük bölümünün askeri harcamalara, silah almına ayrılmasına yine bu politikalar neden
olmaktadır.
Ülkemiz, on binlerce kişinin yaşamını yitirdiği, dört bine
yakın yerleşim yerinin boşaltıldığı, yakıldığı, üç milyondan
fazla insanın zorunlu göçe tabi tutulduğu büyük bir iç
çatışma yaşamıştır.
1999 - 2004 yılları arasında yaşanan çatışmasızlık döneminin ardından yeniden başlayan silahlı çatışma ortamı,
temel hak ve özgürlüklerin asıl anlamını bulacağı kalıcı bir
barış kültürünün yerleşmesine engel olmaktadır.
İnsan hakları ve temel özgürlüklerin yaşama geçirilmesi ve
iç barışın sağlanması ayrımcı, milliyetçi, ırkçı, militarist ve
şiddet eksenli politikaların terkedilmesiyle olanaklıdır. Bu
çatışan bütün taraflar için geçerlidir.
Hatırlamak gerekir ki, barış yalnızca çatışmasızlık
Bütün yurttaşların, diyalog, müzakere, uzlaşma ve
farklılıkların barışçıl çözümüne yönelik anlayışının
ve becerisinin geliştirilmesini;
•
Demokratik kurumların güçlendirilmesini ve
kalkınma süreçlerine tam katılımın sağlanmasını;
•
Yoksulluğun ortadan kaldırılmasını ve
eşitsizliklerin giderilmesini;
•
Sürdürülebilir ekonomik ve toplumsal kalkınmanın
geliştirilmesini;
•
Kadına karşı ayrımcılığın her biçiminin ortadan kaldırılmasını ve kadınların karar verme
mekanizmasına eşit katılımının sağlanmasını;
•
Çocuk haklarına saygı duyulması,
yaygınlaştırılması ve korunmasının sağlanmasını;
•
Bilginin her düzeyde serbestçe dolaşımının ve
erişiminin sağlanmasını;
•
Yönetimde şeffaflık ve sorumluluğun artırılmasını;
•
Irkçılık, ırk ayrımcılığı, yabancı düşmanlığı
ve hoşgörüsüzlüğün her biçimin ortadan
kaldırılmasını;
•
Etnik, dinsel ve dilsel azınlıklar da dahil olmak
üzere bütün insanlar arasında karşılıklı anlayış,
hoşgörü ve dayanışmanın geliştirilmesini gerektirir.
Birleşmiş Milletler, Barış Kültürü Bildirgesi ve Eylem
Programı (Madde 3), 6 Ekim 1999
olarak tariflenemez, aynı zamanda diyaloğun teşvik
edildiği ve karşılıklı anlayış ruhu temelinde çatışmaların
çözümlendiği pozitif, dinamik, katılımcı bir sürecin
işletilmesini de gerektirir.
Türkiye’nin geleceği, farklılıklara saygılı, tüm kimliklerin
eşit ve özgür biçimde kendini geliştirebileceği demokratik ve çoğulcu siyasal ve hukuksal sistemin yaşama
geçirilmesine bağlıdır.
Tüm etnik, dilsel, dinsel v.b. toplulukları eşit gören, öteki
kimliklere saygılı bir tutum hem değişik kimliklerin
ve grupların hem de evrensel düzeyde ulusların barış
ve uyum içinde birarada yaşamasının önünü açacaktır.
Türkiye’nin siyasal ve hukuksal sistemin bu gerçeğe
göre yapılandırılması, insan hakları ve demokratik
standartların yükseltilmesi, çatışma ve şiddet kültürünün
yerini barış kültürüne bırakması olanağını yaratacaktır.
10-17 ARALIK
Irkçı ve ayrımcı politikaların neden olduğu gerilim ve
çatışmalar, insan hakları ihlallerine kaynaklık eden en
önemli temel unsurlardır. Bu politikalar, Türkiye’nin
kalkınmasının, ekonomik gelişmesinin önündeki en
önemli engeli oluşturmaktadır.
•
3
Bu politika, bir yandan belli aralıklarla yüzlerce insanın
öldüğü, sakatlandığı, göç ve sürgünlere tabi tutulduğu
büyük insani dramlara neden olmuş, diğer yandan
doğanın, çevrenin, yer altı, yer üstü kaynaklarımızın heba
edilmesi sonucunu doğurmuştur.
Demokrasi, gelişme ve insan haklarına temel
özgürlüklerin korunması ve yaygınlaştırılmasını;
İNSAN HAKLARI HAFTASI
Farklı etnik, dilsel, dinsel, kültürel topluluklardan oluşan
Türkiye’de, tek ırk, tek dil, tek dinli homojen bir toplum
yaratma politikaları, toplumsal barışın sağlanmasını
engellemektedir. Ayrıca, Cumhuriyetin kuruluşundan beri
sürdürülen bu politika özellikle Ermeni, Rum, Yahudi
gibi müslüman olmayan toplulukları yok olmanın eşiğine
getirmiş ve “Kürt Sorununu” yaratmştır.
•
İnsan Hakları
Evrensel Bildirgesi - 1948
Madde 1: Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit
doğarlar. Akıl ve vicdanla donatılmışlardır, birbirlerine kardeşlik
anlayışıyla davranmalıdırlar.
İNSAN HAKLARI HAFTASI
Madde 2: (1.)Herkes ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal ya da başka
türden kanaat, ulusal ya da toplumsal köken, mülkiyet, doğuş veya başka
türden statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, bu Bildirgede
belirtilen bütün hak ve özgürlüklere sahiptir.
(2.) Ayrıca, bağımsız, vesayet altında ya da kendi kendini yönetemeyen ya da egemenliği başka yollardan sınırlanmış bir ülke olsun ya
da olmasın, bir kişinin uyruğu olduğu ülke ya da memleketin siyasal,
hukuksal ya da uluslararası statüsüne dayanarak hiçbir ayrım yapılamaz.
Madde 3: Herkesin yaşama hakkı ile kişi özgürlüğü ve güvenliğine
hakkı vardır.
Madde 4: Hiç kimse, kölelik ya da kulluk altında tutulamaz; her türden
kölelik ve köle ticareti yasaktır.
4
Madde 5: Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da
aşağılayıcı muamele ya da ceza uygulanamaz.
10-17 ARALIK
Madde 6: Herkesin, nerede olursa olsun, yasa önünde bir kişi olarak
tanınma hakkı vardır.
Madde 7: Herkes yasa önünde eşittir ve ayrım gözetilmeksizin yasa
tarafından eşit korunmaya hakkı vardır. Herkes, bu Bildirgeye aykırı
herhangi bir ayrımcılığa ve ayrımcı kışkırtmalara karşı eşit korunma
hakkına sahiptir.
Madde 8: Herkesin anayasa ya da yasayla tanınmış temel haklarını ihlal
eden eylemlere karşı yetkili ulusal mahkemeler eliyle etkin bir yargı
yolundan yararlanma hakkı vardır.
Madde 9: Hiç kimse keyfi olarak yakalanamaz, tutuklanamaz ve sürgün
edilemez.
Madde 10: Herkesin, hak ve yükümlülüklerinin belirlenmesinde ve
kendisine herhangi bir suç isnadında bağımsız ve yansız bir mahkeme
tarafından tam bir eşitlikle, hakça ve kamuya açık olarak yargılanmaya
hakkı vardır.
Madde11: (1.)Kendisine cezai bir suç yüklenen herkesin, savunması
için gerekli olan tüm güvencelerin tanındığı, kamuya açık bir
yargılanma sonucunda suçluluğu yasaya göre kanıtlanıncaya kadar
suçsuz sayılma hakkı vardır.
(2.)Hiç kimse, işlendiği sırada ulusal ya da uluslararası hukuka göre suç
oluşturmayan herhangi bir fiil yapmak ya da yapmamaktan dolayı suçlu
sayılamaz. Kimseye, suçun işlendiği sırada yasalarda öngörülen cezadan
daha ağır bir ceza verilemez.
Madde 12: Hiç kimsenin özel yaşamına, ailesine, evine ya da
yazışmasına keyfi olarak karışılamaz, onuruna ve adına saldırılamaz.
Herkesin, bu gibi müdahale ya da saldırılara karşı yasa tarafından
korunma hakkı vardır.
Madde 13: (1. ) Herkesin, her Devletin sınırları içinde seyahat ve
oturma özgürlüğüne hakkı vardır.
(2. ) Herkes, kendi ülkesi de dahil, herhangi bir ülkeden ayrılma ve o
ülkeye dönme hakkına sahiptir.
Madde 14: (1.) Herkesin, sürekli baskı altında tutulduğunda, başka
ülkelere sığınma ve kabul edilme hakkı vardır.
(2.) Gerçekten siyasal nitelik taşımayan suçlardan kaynaklanan ya da
Birleşmiş Milletlerin amaç ve ilkelerine aykırı fiillerden kaynaklanan
kovuşturma durumunda, bu hak ileri sürülemez.
Madde 15: (1.) Herkesin bir ülkenin yurttaşı olmaya hakkı vardır.
(2.) Hiç kimse keyfi olarak uyrukluğundan yoksun bırakılamaz, kimsenin uyrukluğunu değiştirme hakkı yadsınamaz.
Madde 16: (1.) Yetişkin erkeklerle kadınların, ırk, uyrukluk ya da din
bakımından herhangi bir sınırlama yapılmaksızın, evlenmeye ve bir aile
kurmaya hakkı vardır. Evlenmede, evlilikte ve evliliğin bozulmasında
hakları eşittir.
(2.) Evlilik, ancak evlenmeye niyetlenen eşlerin özgür ve tam oluruyla
yapılır.
(3.)Aile, toplumun doğal ve temel birimidir; toplum ve Devlet
tarafından korunur.
Madde 17: (1.) Herkesin, tek başına ya da başkalarıyla ortaklık içinde,
mülkiyet hakkı vardır.
(2.) Kimse mülkiyetinden keyfi
olarak yoksun bırakılamaz.
Madde 18: Herkesin düşünce,
vicdan ve din özgürlüğüne hakkı
vardır; bu hak, din veya inancını
değiştirme özgürlüğünü ve din
veya inancını, tek başına veya
topluca ve kamuya açık veya
özel olarak öğretme, uygulama,
ibadet ve uyma yoluyla açıklama
serbestliğini de kapsar.
Madde 19: Herkesin kanaat ve
ifade özgürlüğüne hakkı vardır; bu hak, müdahale
olmaksızın
kanaat taşıma ve herhangi bir yoldan ve ülke sınırlarını gözetmeksizin bilgi ve
fikirlere ulaşmaya çalışma, onları edinme ve yayma serbestliğini de kapsar.
Madde 20: (1) Herkes, barış içinde toplanma ve örgütlenme hakkına sahiptir.
(2.) Hiç kimse, bir örgüte üye olmaya zorlanamaz.
Madde 21: (1) Herkes, doğrudan ya da serbestçe seçilmiş temsilcileri aracılığıyla ülkesinin yönetimine katılma hakkına sahiptir.
(2.) Herkesin, ülkesinde kamu hizmetlerinden eşit yararlanma hakkı vardır.
(3.) Halk iradesi, hükümet otoritesinin temelini oluşturmalıdır; bu irade, genel ve eşit oy
hakkı ile gizli ve serbest oylama yoluyla, belirli aralıklarla yapılan dürüst seçimlerle belirtilir.
Madde 22: Herkesin, toplumun bir üyesi olarak, toplumsal güvenliğe hakkı vardır; ulusal
çabalarla, uluslararası işbirliği yoluyla ve her Devletin örgütlenme ve kaynaklarına göre
herkes insan onuru ve kişiliğin özgür gelişmesi bakımından vazgeçilmez olan ekonomik,
toplumsal ve kültürel haklarının gerçekleştirilmesi hakkına sahiptir.
Madde 23: (1.) Herkesin çalışma, işini özgürce seçme, adil ve elverişli koşullarda çalışma
ve işsizliğe karşı korunma hakkı vardır.
(2.)Herkesin, herhangi bir ayrım gözetilmeksizin, eşit iş için eşit ücrete hakkı vardır.
(3.)Çalışan herkesin, kendisi ve ailesi için insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayacak
düzeyde, adil ve elverişli ücretlendirilmeye hakkı vardır; bu, gerekirse, başka toplumsal
korunma yollarıyla desteklenmelidir.
(4.) Herkesin, çıkarını korumak için sendika kurma ya da sendikaya üye olma hakkı vardır.
Madde 24: Herkesin, dinlenme ve boş zamana hakkı vardır; bu, iş saatlerinin makul
ölçüde sınırlandırılması ve belirli aralıklarla ücretli tatil yapma hakkını da kapsar.
Madde 25: (1.) Herkesin, kendisinin ve ailesinin sağlığı ve iyi yaşaması için yeterli
yaşama standartlarına hakkı vardır; bu hak, beslenme, giyim, konut, tıbbi bakım ile gerekli
toplumsal hizmetleri ve işsizlik, hastalık, sakatlık, dulluk, yaşlılık ya da kendi denetiminin
dışındaki koşullardan kaynaklanan başka geçimini sağlayamama durumlarında güvenlik
hakkını da kapsar.
(2.) Anne ve çocukların özel bakım ve yardıma hakları vardır. Tüm çocuklar, evlilik içi ya da
dışı doğmuş olmalarına bakılmaksızın, aynı toplumsal korumadan yararlanır.
Madde 26: (1.) Herkes, eğitim hakkına sahiptir. Eğitim, en azından ilk ve temel öğrenim
aşamalarında parasızdır. İlköğretim zorunludur. Teknik ve mesleki eğitim herkese açıktır.
Yüksek öğrenim, yeteneğe göre herkese eşit olarak sağlanır.
(2.) Eğitim, insan kişiliğinin tam geliştirilmesine, insan haklarına ve temel özgürlüklere
saygıyı güçlendirmeye yönelik olmalıdır. Eğitim, bütün uluslar, ırklar ve dinsel gruplar
arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu yerleştirmeli ve Birleşmiş Milletlerin barışı koruma
yolundaki etkinliklerini güçlendirmelidir.
(3.)Ana-babalar, çocuklarına verilecek eğitimi seçmede öncelikli hak sahibidir.
Madde 27: (1.) Herkes, topluluğun kültürel yaşamına özgürce katılma, sanattan yararlanma ve bilimsel gelişmeye katılarak onun yararlarını paylaşma hakkına sahiptir.
(2. ) Herkesin kendi yaratısı olan bilim, yazın ve sanat ürünlerinden doğan manevi ve
maddi çıkarlarının korunmasına hakkı vardır.
Madde 28: Herkesin bu Bildirgede ileri sürülen hak ve özgürlüklerin tam olarak
gerçekleşebileceği bir toplumsal ve uluslararası düzene hakkı vardır.
Madde 29: (1.) Herkesin, kişiliğinin özgürce ve tam gelişmesine olanak sağlayan tek
ortam olan topluluğuna karşı ödevleri vardır.
(2.)Herkes, hak ve özgürlüklerini kullanırken, ancak başkalarının hak ve özgürlüklerinin gereğince tanınması ve bunlara saygı gösterilmesinin sağlanması ile demokratik
bir toplumdaki ahlak, kamu düzeni ve genel refahın adil gereklerinin karşılanması
amacıyla, yasayla belirlenmiş sınırlamalara bağlı olabilir.
(3.)Bu hak ve özgürlükler, hiçbir koşulda Birleşmiş Milletlerin amaç ve ilkelerine
aykırı olarak kullanılamaz.
Madde 30: Bu Bildirgenin hiçbir hükmü, herhangi bir Devlet, grup ya da
kişiye, burada belirtilen hak ve özgürlüklerden herhangi birinin yok edilmesini
amaçlayan herhangi bir etkinlikte ve eylemde bulunma hakkı verecek şekilde
yorumlanamaz.
Download