Bir Ermeni yurttaş kendini yaktı - ŞEHİR e

advertisement
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
T Ü R K -A B D SİLAH
TİCARETİNİN
İLK YÜZYILI
Doç. Dr. ORAL SANDER
Doç. Dr. KURTHAN FİŞEK
E D E R İ: 80 TL.
İstem « Adresi: Türkocağı Cad. »9/41
CAĞALOĞLÜ — İSTANBUL
Cumhuriyet
Kurucusu : Yunus NADİ
20 TL.
İstanbul Haber Servisi — Ermeni tedhiş örgütü ASALA’nm Türkiye’ye yö­
nelik saldırılarım protesto etmek amacıyla Artin Penik adında Ermeni bir va­
tandaş Taksim Cumhuriyet Anıtı önünde kendini yakarak öldürmek İstedi.
Dün
akşamüstü meydana gelen olaya, çevrede bulunanların müdahale etmesi ile 61
yaşındaki Ermeni vatandaş ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı ve Cerrahpa
pa Hastanesi Acil Servisi’nde özel bakıma alındı. Kendini yakmaya karar versonra. «Yeter artık ASALA cani- leri» başlığı ile bir de mektup yazan Ar­
tta Penik, mektubunda, «Zamanı gelince Türk ulusu sizin cezanızı verecek» dedi,
ienıkapı Değirmen Sokak 35 numaralı iki katlı evin alt katındaki
küçük tek
odada yalnız başına yaşayan Artta Penik saat 16’ya doğru üzerine daha önceden
gaz dökerek Taksim Cumhuriyet Anıtı’ nm önüne geldi. Çevrede
bulunanların
anlatığma göre yaşlı Ermeni, anıtın önünde, «Ey ahali..» diye bağırarak.
«Allah
ASALA’nm belasını versin. Bu millet ve bu memleket bize herşeyl verdi. Erme
nfleri dünyalım gözünde kan içen canavarlar haline getirenleri lanetliyorum. İste­
dikleri hepimizin böyle yanması mı?» dedi ve elindeki kibriti yakarak kendisi
ni tutuşturdu. Çevrede bulunanların hiç beklemedikleri bir anda kendini
yakan
Artin Penik’e ilk müdahaleyi Anıt önündeki nöbetçi askerler ve trafik polisleri
yaptılar ve ceketini çıkarttılar. Bu arada olay yeri yakınında bulunan bir İE TT
otobüsünün şöförü aracının kö
püklü yangın
söndürücüsünü
Penik’in üzerine sıktı ve alev­
leri söndürdü. Taksim Alanı ta­
da görevli polislerin de olaya
müdahale etmesi ile Artta Pe­
nik, yolda duran özel bir oto­
mobile bindirilerek Taksim İlk­
yardım Hastanesitae kaldırıldı.
Burada ilk tıbbi bakımının ya­
pılmasından sonra ambulansla
ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) — ASALA
Cerrahpaşa’ya getirildi ve özel
üyesi Ermeni teröristlerin Ankara Esenboğa Ha
bakım odasına alındı.
vaalanı’na düzenledikleri saldırıda şehit düşen
kamu görevlileri ile yurttaşların cenazeleri dün
Cerrahnaşa Hastanesi nöbetçi
devlet töreni ile kaldırıldı. Törende bir konuşma
şefi Dr, Ahad Andıcan, İlk mua
yapan İçişleri Bakam Sellahattta Çetiner, «bir
yeneden sonra Artta Penik’ta
rün gelecek, bu kanlı silah onu kullanan ve
aağhk durumuna üisldn olarak
kullandıranlara dönecektir... Biittin ülkeleri te«Vücudunun yüzde 45-50’st civa­
ıöre karşı ciddi mücadeleye çağırıyoruz» dedi.
rında. özellikle göğüs, sırt ve
Ermeni teröristlerin saldırılan sırasında öldü­
baraklarında 1-2’nc) derece yarülen Emniyet Müdür Muavini Hamdı Yabvaoğ
(Arkası Sa. 11., Sü. S de)
)u, polis memurları Atilla Bahşi, Celal Btrol Us
Tilrkocağı Cad. 39/41
ANKARA,
(Cumhuriyet
Bürosu) — M illi Güvenlik
Konseyi Anayasa
Tasarı­
sın ın geniş ve serbest tar
tışılabilmesi am acıyla
ya
yınladığı 70 sayılı
kararla
ilgili bir açıklama
vaptı
M G K ’nin konuyla ilgili bil
bildirisinde, kovuşturma ya
da soruşturma nedeniyle ifadelerine
başvurulan eski
parlam enterlerin
Anayasa
görüşlerini açıklayabilecek
leri duyuruldu.
11 eylül 1980 tarihinde si­
yasi parti üyesi olan
kişi( Arkası 9 Sayfada)
Le M o n d e :
ASALA K ATİLLE R İN İ PROTESTO — 61 yaşındaki Ermeni yurttaş Artin Penik, evinden üzerine
gaz dökerek çıktı ve Taksim Alanı’na geldi. Burada önce kısa bir konuşma yaptı,
ardından
elindeki kibriti çaktı ve kendini ateşe verdi. Çevredeki güvenlik görevlileri ve bir otobüs şoförü
derhal koştular. Artin Penik’i saran alevleri söndürdüler. Ama yaşlı Ermeni yurttaş ağır yara­
lanmıştı. Derhal hastaneye kaldırılarak tedavi altına alındı. Hastanede kendine gelir gelmez de,
«ASALA katillerini protesto ediyorum», dedL
(Fotoğraf: Erdoğan KÖSEO ğ LU)
Şehitler törenle toprağa verildi
Sefahattin Çetiner: Bu kanlı silah bir gün kullananlara dönecek
Esenboğa Havaalanı nöbetçi müdürü Erdoğan
Batısmır ve Rıza Murat Şahin, Ruhiye Aslan
adındaki yurttaşların cenazeleri Ankara Üniver­
sitesi Tıp Fakültesi Hastanesi 1 morgundan alı
narak saat ll.45’de Başbakanlık önüne getiril
dı. Başbakanlık önünde düzenlenen törene. Dev
let Başkam Orgeneral Kenan Evren adına MGK
üyesi Kara Kuvvetleri Komutam Orgeneral Nıı
rettin Ersin, MGK üyeleri Orgeneral Tahsin Şa
hlnkaya, Oramiral Nejat rUmer, Orgeneral Se
dat Olasım tls Danışına, Meclisi Başkam Sadi
İrmak Bakanlar Kurulumun ban üyeleri. Genel
kurmay İkinci Başkam Orgeneral Necdet
Öztorun, YÖK Başkam Prof. İhsan Doğramacı,
yüksek rütbeli subaylar ölenlerin aileleri ile ka
labalık bir halk topluluğu katıldı. Ankara’daki
yabancı misyon şeflerinin büyük bir çoğunluğu
da törende yeraldı.
öldürülen öğrenci Rıza Murat Şahinin ba­
bası oğlunun Türk bayrağına sanlı tabutu ba­
şında bir süre ağladı. Bu sırada öldürülen Emrü
yet Müdür Muavini Hamdi Yahyaoglu’nun km
,1a fenalık geçirdi, öldürülenlerin ailelerinin töl A r kası 9, Sayfada)
Esenboğa
katliamının
amacı askeri
rejimi
sertleştirmek
PARtS,
(Cumhuriyet)
—
Fransız Le Monde gazetesinin
dünkü başyazısında Ermeni t8
rortstlerin Esenboğa’da giriştik
leri katliam konu alındı ve
yazıda Ermenllerta resmi ki­
şi ve kuruluşları hedef almayıp
Uk kez bir katliama girişmeleri
ni «yeni bir gelişme» olarak
nitelendirdi.
Ermeni hareketinin dünya t«
rör hareketinin bir parçası ol
duğu belirtilen başyazıda. E r­
meni Cemaatinin genelde bu
hareketleri desteklemediği öne
şUrüldU.
Başyazıda, 1970lerden bu ya­
na Türkiye'yi çökertmeye ve ba
tı İttifakı içindeki rolünü azalt­
mayı
hedefleyenlere hizmet
eden Ermeni terörizminin hiç
(A rkası 9. Sayfada)
f l AKİF ERGİN AY:
A Doğu Karadeniz’de üreticilerle, yetki­
lilerle konuştu, yaş çay üretimindeki
gelişmeyi, sorunları, önerileri yazdı
tşçi haklarını kısmaya kal­
karsanız, bu zümre pasif mü
dafaya çekilir, lokavt dün­
yanın hiçbir anayasasında
yer almamıştır.
yarın Cumhuriyet
m SIRRI KIRÇ ALI:
1980 öncesi olaylara gelin­
mesinde benim kusurum yok
77 varalı var
K a ra yolların da
dün f e c i bir
gündü: 38 ölü
Adıyaman da aşırı hızdan freni patlayarak ça­
ya uçan bir kamyonda 19 kişi boğularak öldü.
Hububat
üreticisi
12 milyar
alacaklı
Türkiye önemli günler ya­
şıyor, toplumun çeşitli ke­
simlerinde ortaklaşa davra­
nışlar hemen belirginleşi­
yor. Sözgelimi Ermeni terö­
rüne karşı «Bütünlük için­
de. duyarlı v e etk ili» tepki­
de hemen
bütünleşiyoruz.
Anayasa tasarısının da «top­
luma dar g eld iğin i» kısa sü­
re içinde yaygın bir top­
lumsal kam olarak dile ge­
tirebiliyoruz.
Bir de toplumun çeşitli
Cağiayangil:
Demokraside
T B M M -ikinci
plana atılamaz
ANKARA, (Cumhuriyet Bürosu) —
Eski Senato Başkam, Dışişleri eski Ba­
kanlarından
Ihsan Sabri Çağlayangil,
yeni Anayasa Taslağı ile İlgili görüşle­
rini sorularımıza verdiği ayrıntılı yanıt­
larla açıkladı, ÇağlayangU’in yanıtlan
şöyle:
(Arkan 7. sayfada)
Anayasa tasarısındaki
Atatürkçülük tartışıldı
Şükran KETEN Cİ
Haber Merkezî — Yurdun çeşitli yerlerinde dün meydana
gelen trafik kazalarında 19’u Adıyamanda, 6’si Nevşehir'de 4’ü
Amasyada olmak üzere 38 kişi öldü 77 kişi yaralandı. Adıya­
man'da 19 kişinin öldüğü kaza, yolcu taşıvan bir kamyonun
aşın hızla freninin patlaması ve Ziyaret çayına uçması sonucu
meydana geldi.
Adıyaman’da, Abuzer
Yiğit
yönetimindeki 01 E L 803 piakaıl kamyonun Beşpmar nıev
kiinde aşın hızdan freni patla
dı. Ziyaret cayma yuvarlanan
kamyondaki 19 kişi boğularak
öldü. 30 kişi de yaralandı. Sa­
at 14.30’da meydana gelen kaza
da ölenlerden Kazını Demir,
ANKARA. (Cumhuriyet
.Mustafa Demir, Sedat Demir,
Bürosu) — T op ra k Mahsûl
Ahmet Aydın, Osman Tat. Gül­
leri O fisin in
1982 ürünü
lü Altın, Fethi Altın’ın kimlik­
leri saptanabildi.
hububat alım ları İçin üre­
ticiye borcu 12 m ilyar li
Nevşehir’de Hacıbektaş llçe( Arkası Sa. 11. Sü. 1 de)
(Arkası 9. Sayfada)
ESKl SENATO B AŞKAM ELEŞTİRİ­
YOR — «Tedbirlerin ölçüleri aşılmıştır.»
Pomak: Atatürk milliyetçiliği olmaz
“Bu çay
çok buruk „
iskambilden
Şatolar,..
EDERİ: 180 L İR A
İsteme Adresi:
7 0 sayılı k ... ra
açıldık getirildi
Üzerine gaz dökerek Taksim Anttı önüne gelen
61 yaşındaki Artın Penik, kısa bir konuşmadan
sonra kibriti çaktı. Penik, güvenlik görevlilerin­
ce ağır yaralı halde hastaneye kaldırıldı..
GERÇEK
Yepyeni açıklam alar getiren bu yapıtı
ligiyle okuyacaksmus,
Sanık olmayan eski parlamenterler
anayasa görüsü bildirebilecek
Bir Ermeni
yurttaş
kendini yaktı
« b fia n n
BELGELERLE KURTULUŞ
S A V A Ş I AN ILARI
11 Ağustos 1982 Çarşamba
A SA LA 'yı protesto etti
B
Ebubekir Hazım TEPEYRAN
C A Ğ A L O Ğ L Ü — İS T A N B U L
50. Yıl: Sayı: 20841
•
ÇAĞDAŞ YAYINLARI
BABA YÜ REĞ İ — a s a l a üyesi Ermeni teröristlerin Esenboğa Havaalam’na düzenledikleri
saldırıda havalım kaybeden kaınıı görevlileri ve yurttaşlar için Ankara’da yapılan devlet tören)
sırasında, ölenlerin yakınlan sık sık fenalık geçirdiler. Cenaze törenine katılan görevliler
ve
öteki yurttaşlar, ölen Murat Şahin in bahası Nevzat (şahini yatıştırmakta güçlük çektiler...
sınıf veya katmanlarına yönelih
sorunlarım ız
var.
Cumhuriyet’in,
Zonguldak
bölgesinde
görevlendirdiği
arkadaşımız Fatih Cûllapoğlıı b ir yarayı deşti. O rta­
ya dökülen bilgilere göre
kıdem tazminatlarının an­
cak yüzde 10'unu nakit ola­
rak alabilen emekli maden
işçilerinin yaklaşık 1,5 m il­
yar liralık tahvili fstanbul( Arkası Sa. 11., Sü. 7 de)
★ ★ ★
İsrail, ABD planını
prensipte kabul etti
Dış Haberler Servis) — İs­
rail, ABD’nin Batı Beyrut'ta İs­
rail kuşatması altında bulunan
Filistinli gerillaların çekilme­
lerine ilişkin planmı «prensip»
olarak kabul etti.
Hükümet sözcüsü Don Mnridor İsrail askeri radyosundan
yaptığı açıklamada, buna kar­
şın, hükümetin bıı olanda hazı
değişiklikler yapılmasını İste­
yeceğini söyledi. Sızan haber­
lere göre İsrail’in planda ya­
pılmasını istediği değişiklikler
şöyle:
■ Fitistin kuvvetlerinin bü­
yük bir bölümü Beyrut'u terketmedikçe hiçbir uluslararası
kuruluş ve BAI gözlemcisinin
(Arkası Sa. İL . Sü. 2 de.)
ANKARA. (Cumhuriyet Bü­
rosu) — Danışma Meclisi Ge­
nel Kurulutaun dünkü oturu­
munda üyeler. Anayasa Tasa­
rısının tümü üzerindeki göriış
lerini açıklamaya devam etti­
ler.
Türk bayrağına, İstiklâl Mar
şına ve Dil Akademisi’ne Anayasa’da yer verilmesinin son
derece önemli olduğunu belir­
ten Mehmet Pamalt. Danıştay
ile ilgili düzenlemeler, DGM’ler ve yurt dışındaki Tiirk iş­
çilerinin Anayasa teminatı altı­
na alınmasını çok yerinde bul­
duğunu söyledi.
Tasarının olumlu taraflarına
rağmen, millilik vasfına gölge
düşürebilecek önemli hataların
düzeltilmemesi halinde Anaya­
sanın reddine sebep olabile­
cek tehlikeli bir ckırum ortaya
çıkarabileceğini belirten
Pamak, bu hatalı hükümleri şöy­
le sıraladı:
«1961 Anayasasında yeralan
ibadet hürriyeti tasarıda kaldı­
rılmıştır. Anayasa Tasarısında
din hürriyeti değil, diıı’c konan
yasaklar ve dinsizlik hürriyeti
veralmış bulunmaktadır. Eği­
timin ilk. orta ve lisede mec­
buri olması engellenmek isten­
miştir. Sosyalist partilerin ku­
rulması yasaklanmamıştır. Es­
naf ve sanatkârlarımız. Anaya­
sa teminatı altına alınmamışlavdır. Cumhurbaşkanına ge­
niş yetkiler tanınmıştır. Dev­
let Danışma Konseyi
yerine,
Cumhurbaşkanlığı Danışma He­
yeti teşekkül ettirilerek, üye sa.
yısı 9’da dondurulmalıdır. Milictvckiliği için 8 yıllık eğitim
şartı aranması son derece anti-demokratiktir. Atatürk mil­
leti olmadığına ve büyük Ata­
türk’ün çok büyük gördüğü ve
mensubu olmakla gurur duy­
duğu Türk millet! bulunduğu­
na göre, Atatürk Milliyetçiliği
do olamaz. Tür1: Milliyetçiliği
olur. At a,ürk Milliyetçiliği ta­
biri. hem büyük Atatürk’ün il­
kelerine ve sözlerine^ hem de
bilim ve mantığa aykırıdır. İl­
le de Atatürk He bağ kurul­
mak istenivorsa. Atatürk’ün bc(A rkası 9. Sayfada)
MEHMET PAMAK:
#
TÜLAY ÖNEY:
İlle de Atatürk ile bağ ku­
rulmak
isteniyorsa,
Ata­
türk'ün benimsediği,
Türk
m illiyetçiliği denilmelidir
Hiç olmazsa 20-25 yıl
çerll olabilecek bir Anaya*
sa ortaya çıkarmalıyız.
& C. TERCAN:
C RIFAT BEYAZIT:
Bayram, hafta tatili ve ge­
nel tatil günleri yıllık izin
içinde sayılmalı
M G K üyeleri tabiî üye ola*
rak Devlet Danışma Konseyinde yer almalıdır.
■ ¡İZ L E N İM L E R lllll i l i l —
MIHI
Milliyetçilerin ihtiyacı
Betül UNCULAR
ANKARA — Danışma Mecli­
si Genel Kurulunda alman ba
zı kararlarla çalışmalar hızlan­
dırıldı. Anayasa tasarısının tü­
mü üzerinde görüşmelerin sür­
dürüldüğü 4. günde bu tem­
po ile gidilmesi halinde tasarı­
nın maddeleri için çok az za­
man kalacağı gerçeği
ortaya
çıktı. Bu durumu görüşen Baş
kanlık Divanı bir dizi kararla
önceki gün Genel Kurul'a gel­
di ve tartışmalar sonunda ko­
nuşma süresi yarım saatle sı­
nırlandırıldı. Anayasa Komis­
yonu Başkanı Prof. Orhan AJdıkaçtı’nın «Biz tasarının Ge­
nel Kurııl'da özgürce sınırsız şe
kilde tartışılmasını istiyoruz»
sözlerine karşın Genel Kurul
maddelere daha fazla zaman
ayırabilmek amacıyla Prof. Alcükaçtı’nın sözlerini kulak ar­
kasına attı...
Konuşma sürelerinin yarım
G Ö Z L E M
UĞUR
» MUMCU
saatle sınırlanmasına üişkın olarak 2 üyeyle birlikte verdiği
önergesini savunan Kars üyest
Abbas Gökçe, yarım saat için­
de herşeyin ifade edilebileceği­
ni belirterek, «Yalvarıyorum
yarım saatlik süreyi uygulaya­
lım » dedi. Üyeler kendisini
kırmadılar ve önergeyi kabul
ettiler. 3 üyenin gece 20.00 —
23.00 saatleri arasında oturura
yapılması önergesine Genel Ku
rul itibar etmedi. İzm ir üyesi
Prof. Türe Tuııçbav önerge aleyhihde söz alarak, bilimsel
olarak bir dikkatin 30 dakika
tutulabileceğini, gece çalışması
nm üyeleri sağlıklı tartışma­
dan uzaklaştıracağını,
bunun
sakıncalı olacağım söyledi. Üyeler daha önce
Anayasanın
Genel Kurul'da görüşülme usu
lünlta tartışılması sırasında St
yaraı Ersck’in «Gece çalışılın»*
(Arkası Sa. İL , Sü. 7 de)
Bir
Başka
141...
Anayasa
tartışm alarına kaldığımız yerden
devam ediyoruz.
Onüç muhalifll. İki muvafıklı «A İdi kaçtı A n a ­
yasası» nedense Merkez Bankası konusuna an a­
yasa metninde yer vermiş.. Anayasa hukukçuları
İçin bunu anlam aya pek olanak yoktur.
Çünkü.
(Arkası Sa. 11, Sü. S. de)
OLAYLAR
Cumhuriyet 2
asınımızda yıllardan beri çeşitli tartış­
malara konu olmasına karşın, Haç so­
runu henüz yörüngesine oturtulama­
mıştır. Dünya piyasalarında, etken madde
fiyatlarının yükselmesi, ilaçlara zam yapıl­
masını ortaya çıkarmış, bu durum da ka­
muoyunda yeni bir ilaç tartışmasına yolaçm ıştır.
İlaç sorunu aslında çok yönlü bir so­
rundur. Ve nedenleri de, sanayii gelişmiş
veya az gelişmiş ülkelere göre farklıdır.
Öyle ki ayni ülkede bile, kişilerin gelir dü­
zeylerine göre, farklı bir biçimde beliren
ilaç gereksinimi, değişik sağlık sorunları­
nın doğmasına yolaçmaktadır.
Sokaktaki adama «İlaç nedir?»
diye
sorsak, kuşkusuz «hastalıkları iyi etmek
için kullanılan bir nesnedir» diye cevap
verecektir. Nitekim, insamn yaratıldığı gün­
den beri hastalıklar vardır. Ayni şekilde,
hastalıklardan kurtulmak, uzak kalmak öz­
lemi de, insanın yaradılışı ile ortaya çıkan
en önemli bir yaşam sorunu olarak süre­
gelmiştir.
Başlangıçta, insanlar sızılarını dindir­
mek için, büyü ve inanç yolunu denemiş­
lerdir. Böylece, bazı cisimlere dokunur, ve­
ya üzerlerinde taşırlarsa kötü ruhlardan
ve hastalıklardan arınacaklarına inanıyor
lardı. Bugünkü ilaçların kaynağı gibi ka­
bul edilen bu ilkel çarelere, insanüstü ve
tanrısal bir güç atfediliyor, ancak bu güç
yardımı ile hastalıkların iyileştirilebileceğine inanılıyordu.
Neden sonra, ondokuzuncu yüzyılda
birçok maddenin, Tanrısal güç ve dua ol­
maksızın da, hastalıkları iyi edebileceği ve
ilaçların bu etkilerinin kendi yapılarına
bağlı özelliklerden ileri geldiği ortaya çıka­
rıldı.
B
İlâç Sanayiinin Doğuşu
VE
GÖRÜŞLER
Can Pazarı
Ülkemizde çok yönlü bir ilâç sorunu vardır. Bir yanda ilâç alma gü­
cü bulunmayan yoksul halk, öte yanda sağlık konforu için gereksiz
ilâç tüketen varlıklı katlar sorunla rrn başlıcasıdır.
Prof. Dr. Kemal OZAN
olarak, ilaçlara bir büyü kudreti atfedilme­
si inancının payı büyüktür. îlaç sanayiinin
modern pazarlama yöntemleri ve İnsanla­
rın eğilimleri sonucu, günümüz toplumlarında, yepyeni bir ilaç kavram ve gerek­
sinmesi ortaya çıkmıştır.
Yeni Bir Put
Nitekim günümüz toplumlannda, özel­
likle gelişmiş ve zengin toplumlarda İlaç
gereksinimi ve kullanılışı çok daha deği­
şik bir anlayış şeklinde belirmektedir. Ni­
tekim, basın, sinema, radyo ve televizyon
gibi modern yayın araçları ile büyülenmiş
çağımız insani: Eğlence spor, moda v.b.
tutkuları için yorulmak, ama çalışmak İçin
ise, mümkün olduğu oranda az yorulmak
isteyerek makinalan yaratmış bulunmak­
tadır.
İlaç sanayiinin modern pazarlama yön­
temlerinden de etkilenen günümüzün zen­
gin toplumlannda, ekonomik yönden güç­
lü fertler, yanlış bir anlayış ve alışkanlık­
la, kişisel bir sağlık konforu sağlamak ka­
nısı ve dürtüsüyle, ilacı yeni bir put veya
mabut gibi karşılamakta: ölçüsüz kullan­
ma sonucu da ilaç düşkünlüğüne tutulmak­
tadırlar.
Yapılan bilimsel ve sistematik araştır­
malar, hayvansal, bitkisel, madensel veya
sentetik nitelikte yeni yeni bazı ilaçların
keşfedilmesine yolaçtı. İşte bu buluşlar so­
nucunda, 1900 yıllarına doğru bugün ilaç
üretim ve satışının astronomik rakamlar­
la artmasına neden olan ilaç sanayii ku­
ruldu.
Gerçekten, İlaç sanayiinin hızla geliş­
mesinde, bugün bile bilinçli veya bilinçsiz
öyle ki, çağdaş insan, nerdeyse ilaçla
canının istediği gibi yaşamak istemektedir,
örneğin: Bazı preparatlarla, şişmanlamak
veya hazımsızlıktan korkmaksızın tstediği
kadar yiyip içmek istemektedir. Sabahlan
doping veya uyancı ilaçlar alarak da, İşin­
de sporda ve çeşitli ilişkilerinde dinç ve
güçlü olmayı denemektedir. Uyku ilaçlan
kullanarak, akşamlan istediği an, istediği
şekilde uyuyup, teskin edici ilaçlar yardı­
mı He de, günlük sıkıntı ve kuşkularından
kurtulabilmektedir.
Ayni şekilde, cinsel
performansım bile istediği gibi yönlendirip:
gebelik önleyici İlaçlar yardımıyla da, ço­
cuk yapmak kaygısı olmaksızın, seks İş­
levlerini yapabilmektedir, öteki bazı ilaç­
larla da, istediği ölçüler kadar şişmanla­
mak veya herhangi bir rejim yapmaksızın,
günün modasma göre
zayıflayabilmektedir.
Hekim Yerine Üfürükçü
Şu halde, yaşam düzeyi ve satın alma
gücü yüksek zengin toplumlarda ilaç, hastalıklan sağaltım bir öge olmakla birlikte,
hiç gereği yokken sırf günlük yaşantının
bir konforu olarak da yer silmiş bulunmak­
tadır.
Oysa, öte yandan, günlük
aşını bile
sağlamaktan yoksun;
bilgisizlik ve ilkel
İnançlarından kurtulamamış yoksul halk
İse, üfürük, muska, okunmuş su, örümcek
ağı, tütün, dere kumu deve kılı, gübre gi­
bi Ukel unsurları, İlaç adı altında kullana­
bilmektedir. Genellikle, bu gibi yoksul in­
sanlar, modem Haç sanayiinin çok yüksek
fiyat sisteminin de zorlamasiyle, hekim,
operatör yerine kırıkçı, çıkıkçı, üfürükçü
veya kurşun dökücü gibi kimselere yönel­
mektedir. Çok kez de, her derde deva sa­
tan şarlatanların bile tuzağına düşebilmektedirler.
11 AĞUSTOS 1982 A
kuşkusuz son yıllarda yapılan buluşlar sa­
yesinde, tedavi biliminin geliştirilmesi so­
nucu kişi, dolayısile toplum sağlığının düzeltilmesidir,
Sağbk alanındaki gelişmenin olumsuz
yönleri ise, ekonomik bakımdan, devlet ve
aile
bütçesinde
sağlık harcamalarının
önemli bir paya erişmesidir, özellikle İlaç
fiyatlarının doludizgin durmaksızın artma­
sı, dar gelirliler İçin sürekli bir tedirginlik
kaynağı oluşturmaktadır. Canından olma­
mak için, bu gibi kişiler en önemli gerek­
sinmelerinden; hatta beslenmesinden ayır­
dığı parayı, pahalı çok kez etkisi bile tar­
tışma konusu olmuş Haçlara yatırmak zo­
runda kalmaktadırlar.
özellikle çokuluslu
şirketlerin teke­
linde olan ilaç sanayii büyük kâr getiren
bir endüstri kolu olması nedeniyle, büyük
yatırımlar yapılan bir alan olup, modern
pazarlama yöntemleriyle
çalışmaktadır.
Yani sadece iyi üretimin yeterli olmayıp,
iyi satmanın gerektiği görüşüyle hareket
etmektedir. Bu görüş İse, ilaç fiyatlarının
olduğundan daha fazla artmasına yol aç­
maktadır. Ayni zamanda, fazla ilaç israfı­
na yönelik olarak oluşturulan kişi davra­
nışları, hayali hastalıklar yaratarak, kendi
kendini ilaçlamak sonucu yersiz bir ilaç
kullanımı ile toplum ve fertlerin sağlığım
bile tehdit edici sorunlar yaratabilmekte­
dir.
Olumlu - Olumsuz Yönleri
Çağımız uygarhğmda İnsanların
ya­
şam düzeyi ve anlayışı gelişmekte; değer
yargıları değişmektedir. Bu değişim olum­
lu yönleriyle birlikte, olumsuz yönleri de
olan, bazı sağlık sorunları ortaya çıkar­
mıştır.
Sorunların olumlu olanlarından biri,
Çok Yönlü Bîr Sorun
Kuşkusuz, ülkemizde çok yönlü bir
İlaç sorunu vardır. Bu sorun yoksul halk
kesiminde, bireylerin ilaç satın alamaması
ve acılarının pençesinde kıvranması; ge­
çim düzeyi yüksek katlarda ise, bir sağlık
konforu bulmak düşüncesiyle, gereksiz bir
ilaç kullanımı
biçiminde belirmektedir.
Özellikle İlaç sanayiinin modem pazarlama
yöntemleriyle bu savurganlık daha da faz­
la kışkırtılabilmektedir.
Artık, ilacın ne bir çamaşır tozu, ne
de bir elektrik süpürgesi olmadığının dik­
kate alınması zamanı gelmiştir. İlaç sana­
yiinin, ürünlerini adil bir kazanç zihniye­
tiyle. makul fiyat sınırlan İçinde satışa
sunması sağlanmalıdır. Yerli dışa bağım­
lı olmayan, ulusal ilaç sanayimizin gelişti­
rilmesi için de, her türlü önlem vakit geçi­
rilmeksizin alınmalıdır.
a ıT T ııır j ,? 7
,3
“ilacın Ekonomisi,,
Arkadaşımı»
M eral Tam er’in
gazetemizde
yayınlanan «ilacın ekonomisi» adlı yazı dizisini
hem İlgiyle hem üzülerek okudum. İlgiyle okudum,
çünkü yazı dizisi gerçekten «mantıklı-kapsam lıgerçekci» bir incelemeydi. Üzülerek okudum, çün­
kü ilaç sorunu 1960’lardan beri gündemdedir ve
tartışmalara bakılırsa körebe oyunu
sürmek­
tedir. İlaç sorunu konusunda ilk yazıyı 17-18 yıl
önce yazmış bir kişi olarak diyorum ki:
«Benim oğlum bina okur
döner döner yine okur»
1961-1962 yılında tartışma gündeminde
ne
varsa bugün de var. «patent hakkı»
tartışması
bir ara ra fa kaldırılmıştı. Şimdi yine piyasaya sü­
rüldü. Sağlık hizmetlerinin sosyalleştirilmesi yo­
lunda tüm dünyada büyük adımlar atıldı, Türkiye
gibi yoksul bir ülkede İlaç konusu «alım-satım,
para kazanma, kâr etme» zenaatımn mantığı İçin­
de tartışılıyor. Devlet dışsatım (İhracat) yapan
İşadamına hazîneden olağanüstü destekler sağlı­
yor da ilaç konusunda «serbest piyasa» koşulları
geçerli olsun isteniyor. Hacın ticaret değil sağlık
konusu olduğunu yirmi yıla yakın bir süre yaz­
dık çizdik öğretemedik, Öğrenemedik.
★
İlâç konusunda alınacak ilk önlem
şudur:
Devlet soruna «tüccar» gibi değil, halkın devleti
gibi yaklaşmalıdır. Bu mantık devlet katında ge­
çerli olmazsa kapitalist dünyaya dayanarak maz­
lum ülkeleri ahtapot gibi saran İlaç tekellerinin
oyuncağı olmaktan kurtulamayız. Çoğu yerli Haç
şirketlerinin yabancı kumpanyaların
uzantıları
olduğunu bilmeyen var mı? Bu ortam İçinde sür­
dürülecek İlaç tartışması bir çözüme ulaşamaz..
Ama çözüme ulaşmak çok mu zor?.. Eğer siyasal
iktidar halkın sağlığına dönük kararlar alabilecek
güçte İse çözüme ulaşmak kolay... Eğer siyasal ik­
tidar dışa bağımlı bir ekonomide kökü dışarda
İşadamlarının etkisinden kurtulamıyorsa çözüme
ulaşmak olanaksız... Bu söylediğim formül
so­
yut bir yaklaşımı dile getirmez, bir gerçeği vur­
gular.
Bugün bile ilaç konusunda (eğer kimi çevre­
leri ürkütmek göze alınırsa) yapılacak işler var­
dır.
★
flıcıdcı Bir
okurlardani anayasa için...
9 Esnafa Sağlık
Sigortası
sağlanmalı
Dil-Düsünce ve Anayasa
Rüştü ERGUN
nsanlar düzenli bir toplum yapısına kavuşa­
bilmek için sürekli savaşım İçindedirler. Deği­
şen yaşam koşullan, düşüncelerdeki gelişmeler,
bu savaşımın ürünü olan kurallan değiştirmekte­
dir. Biz kurallann Devletçe konulmuş olanlarına
Y A SA diyoruz. Yasaların tümüne ışık tutan, kay­
nak olanına da: A N A Y A S A
İ
İ
Toplum olaylan Dil İle çok sıkı bağlantılıdır.
Düşünce gelişmesinin temeli olan dili, Anayasa’nın önemli bir öğesi olarak ele almamak olanak­
sızdır. Toplum, dili İle ileriye doğru gitmekte ol­
duğundan, Anayasa’nın da Dil bakımından İler­
leme göstermesi zorunludur.
Yeni Anayasa’m n kimi bölümlerinde gözlem­
lenen olumlu geUşme, örneğin: özgürlük, güven­
lik, önlem, gözetim, nitelik, yargılama, siyasa, ki­
şisel, kutsal vb. sözcüklerin kullanılmış
olması
sevindiricidir.
Bunun yanında, toplumda kullanılmakta olan
pek çok öz Türkçe sözcüğün Anayasaya alınm a­
mış olması da üzüntü yaratmaktadır. Bu sonun­
cu kümeden birkaç örnek göstermek yararlı ola­
caktır.
DEVRİM sözcüğü: 1961 Anayasa’sında yer al
mış bulunmasına karşın 1982 A nayasalında İn ­
kılâp sözcüğüyle değiştirilmiştir. Bilindiği gibi bu
sonuncu sözcük, ters-yüz etmek, döndürmek an ­
lamlarına gelen Arapça kökenli KALB sözcüğün­
den türetilmiştir. Devrim gibi, anadilimizin ürü
nü olan, toplumca benimsenmiş,
bundan önceki
Anayasa’ya alınmış olan bir sözcüğü bırakıp, yeri­
ne inkılâp’ı almak üzücüdür.
Y ASA sözcüğü: Yeni Anayasa’da Y ASA söz­
cüğünün kullanılmadığı göze çarpmaktadır. Oysa
yeni Türk toplumunda, K anun’un yerini Y ASA a l­
mıştır. Şu gelişim nasıl gözden kaçar?
Uyanmış
Dil bilinci ile, «Teşkilât-ı Esasiye» kanunu yeri­
ne, konumuz olan ANAYASA sözcüğü benimsen­
miştir. Cumhuriyetin temel organlarının başında,
yasalarla ilgili çalışmaları yapacak olan Y A S A ­
M A organı bulunmaktadır. Bu iki İlginç örneğin,
Anayasa’ya Yasa sözcüğünün alınması
için dü­
şündürücü olacağı umulur.
Y A R G IÇ sözcüğü: Toplumda genellikle hakim
sözcüğüne yeğlenmektedir. Eski ve yeni Anayasa’
larda Yargı kökünden türetilmiş Yargıtay bulun­
maktadır.
Yeni
Anayasa’nın üçüncü bölümü.
Y A R G I’ya ayrılmıştır. Maddeleri arasında: Yargı
yetkisi, yargılama, bv. öz Türkçe sözcükler bulu­
nurken, Hakim yerine Yargıç sözcüğünün benlm senmeıresl şaşırtıcı olmaz mı?
U LUS sözcüğü: Yeni Türkiye’de Millet yerine
benimsenmiş olan bu sözcüğün gücünü, uygunlu­
ğunu anlamak çok kolaydır.
Bir yazarın dil devrimi karşısında Atatürk’ün
durumunu belirtmek için gösterdiği belgede «F a ­
kat meselâ ‘millet’ yerine, 'ulus’u, 1934'te kullan­
mış, 35, 36, 37’de ‘millet’ kelimesini tercih etmiş­
tir» satırları bulunmasına karşın, yazıs/nda ulu­
sal,
uluslaşma,
ulusallaştırılması,
ulusallaşma
sözcüklerini yirminin üstünde kullanması İlginç­
tir. Ulus ve türevlerinin gücünün ve ulusça ne öl­
çüde benimsendiğinin kanıtıdır.
Prof. Dr. Coşkun Üçok’un 21 Tem. 1982 günlü
Cumhuriyet'te yayımlanmış olan:
«Millet, Ü m ­
met, Ulus» başlıklı güzel bir İnceleme yazısından
öğrendiğimize göre: Türkçe bir sözcük olan U L U S ;
kavim, aşiretin büyüğü, ümmet, anlamına gelmek­
tedir. (Şemsettin Sami’nin 1901 basımlı Kam us-u
Türkî’si).
Millet sözcüğü İse din veya bir dine bağlı İn­
sanlar topluluğu anlamına gelmektedir.
Bugüne dek yanlış kullanılagelmiş olan M il­
let sözcüğü yerine U L U S ’U kullanmak, hem bu yan
lışı ortadan kaldıracak, hem de Cumhuriyet yö­
netiminde egemenliğin ulusta olduğunu
vurgu­
layan, eski adı ‘Hakimiyet-! Milliye' İken dil bi­
linci sonucu: ULUSAL E G E M E N LÎK ’e dönüştürü­
len Bayramımın askıda kalmamış olacaktır. Yeni
Anayasa’da Millet İçin ULUS. Milli İçin Ulusal söz
cüklerinln yer alması, Devletin Ulusla özdeşleşme­
sinin kanıtlığ. bakımından da önem) büyüktür.
Sonuç: Yeni Anayasa, dil özleşmesi doğrultu­
sunda değiştirilerek çıkarılmalıdır, ö z ’ürlıçe söz­
cüklerin ve Osmanlıca’nm karışımı olmamalıdır.
«200 maddelik Anayasa Tasarısında
esnaf ve sanatkarların sorunlarına iliş­
kin en küçük bir madde yok. Taslak­
ta esnaf ve sanatkarların adı bile geç­
miyor. Kaldı kİ bugün çalışan nüfus
içinde biç de azımsanmayacak sayıda
esnaf ve sanatkar bu ülkenin kalkın­
ması doğrultusunda ter döküyor, emek
veriyor. Buna karşın devletçe esnaf ve
sanatkarın sağlık sigortası sorunu bile
çözümlenmiş değü... Biz bu konunun
Anayasa Taslağında yer almasını, yal­
nız esnaf ve sanatkarların değil, bütün
yurttaşların sağlık hizmetleri kapsamı­
na alınmasını İsterdik. Anayasayı yar
panlann çalışan, emek veren insana
bir saygısı varsa bu konunun mutlaka
Anayasada yer alması gerekir.
Bu Anayasa İle devlet, vatandaşın
burnunun bir deliğini tıkayarak soluk
almasını İstiyor. Çalışanlar olarak ve
herşeyden önemlisi çağdaş uygarlığa
inanan İnsanlar olarak bu Anayasa Tas
lağma karşı en büyük eleştirimizi san­
dık başında yapacağız.»
Milas Esnaf ve Sanatkarlar
Derneği Başkanı
Mehmet YÜKSELEN
9
Özgürlüklere
kulp takılıyor
Aldıkaçtı'm n Anayasa taslağı­
na bakıyorsunuz. Şöyle bir başlık­
lara göz gezdirdiğinizde adeta bir
özgürlükler
Anayasası He karşı
karşıya olduğunuzu sanıyorsunuz.
Örnek mi? Kişi özgürlüğü, haber­
leşme özgürlüğü, düşünceyi açıkla­
m a ve yaym a özgürlüğü, basın öz­
gürlüğü. dem ek kurma özgürlüğü,
hak aram a
özgürlüğü vs.... Am a
m addelerin herbirini okuduğumuz­
da tüm özgürlüklere b irer kulp ta­
kıldığını, özgürlük diye başlayan
her maddenin altından b ir yasak,
b ir kısıtlama çıktığını görüyorsu­
nuz. Bu Anayasa taslağı ile 1961
Anayasasının başlıkları alınmış, İçe­
riğ i ise kabaca yok edilmiş.
Bizden bu yasaklar Anayasası­
na «Evet» oyu yoktur.
Selami ANDIÇ (Esnaf).
9
Atatürk
devletçiliği
yok ediliyor mu?
Yeni Anayasa Tasarısı İle en de­
mokratik hak olan seçme ve seçilme
hakkı için sekiz yıllık eğitim koşulu
aranıyor. Bugün Türkiye
nüfusunun
çoğunluğu ilkokul mezunu veya okur­
yazar bile değil. Bu durumda olan
yurttaşları kim temsil edecek, okumayazma bilmeyenler bu tasarıya nasıl
evet diyecekler. Atatürk
ilkelerinden
devletçiliği tasanda göremedik.
Atattirkün devletçiliği ne sosyalist sistem­
deki devletçilik ne de kapitalist dü­
zendeki çok uluslu şirketlere destek
veren müdahalecilik idi. O Türk top­
lum yapışma uygun mülkiyet hakkına
dokunmadan devletin yapacağı İşlerle
kişilerin yapacağı İşleri ayırmıştı. Halböyle İken elektrik, su, kömür, demir
gibi kaynakların özel sektöre devredil­
mesi Atatürk devletçiliğini yok etmi­
yor mu?
Dursun GÜNEŞ
Etlik / ANKARA
9 Sendikalar güçsüz
kılınmak isteniyor
Öncelikle belirtelim ki. tasarı­
nın getirdiği hükümler İşverenle­
rin ve işveren örgütlerinin bugüne
değin
savundukları
görüşlerinin
aynasıdır.
Yeni Anayasa tasarısı
işçiler
İçin «üye aida’mı sendikaya doğ-
rudan öder» hükmünü içermekte­
dir. Oysa 274 sayılı Sendikalar Ya­
sasının yürürlükteki 23.
maddesi
uyarınca; işveren, sendika tüzüğü­
ne göre işçilerin ödemeyi kabul et­
tikleri üyelik ödentilerini, işçi üc­
retlerinden keserek sendikaya öde­
mekle yükümlüdür. Uygulamada
« Check-Off»
denilen bu sisteme
göre, üye ödentileri ücret ödemesi
sırasında kaynaktan kesilmekte ve
ilgUi sendikamn banka
hesabına
yatırılmaktadır. Bu sistemin ama­
cı sendikaların güçlenmelerini; İş­
verenler karşısında bağımsız ya­
pılanın
kazanmalarını, böylelik­
le de İşçi haklarının daha İyi ko­
runmasını sağlamaktır. Açıktır kİ
maddi açıdan güçlü olmayan sen­
dikalar üyelerini yeterli ölçüde eğitemeyecek, örgütlenme çalışmala­
rını yürütemeyecek, İşveren karşı­
sında toplu pazarlık gücünden yok­
sun kalacaktır. Sonuç olarak İşve­
renler toplu sözleşme hükümlerini
diledikleri gibi dikte ettirecekler­
dir. Üye ödentilerinin kaynaktan
kesilmesinin kaldırılması bu sonu­
cu doğuracaktır.
Tasan tümüyle
değerlendiril­
diğinde, tamamen baskıcı, otoriter
bir düzen yaratma amacına yöne­
lik olduğu açıktır. Bunun İçin tüm
demokratik haklar, en başta da
örgütlenme hakkı yok edilmiş, kul­
lanılmaz hale getirilmiştir.
________ Sabahattin ŞEN — POLATLI
9 Memurlara
toplu sözleşme
hakkı tanınmalı
Anayasa Taslağı konusundaki öne­
rilerim: Parlamenter demokratik sis­
tem esas alınmalıdır. Çok partili sis­
temin getireceği istikrarsız hükümetle­
rin sakıncaları partiler kanunuyla en­
gellenmelidir. TBMM üye sayısı 400’
den 500’e çıkarılmalıdır. Üniversiteler
tamamen özerk olmalıdır.
Seçmen yaşı 18’e İndirilmelidir. Lo­
kavt hakkına İşverenin
gereksinimi
yoktur. Memurlara sendika ve toplu
sözleşme hakkı tanınmalıdır. Yerinden
yönetime işlerlik kazandıracak ve yay­
gınlaştıracak düzenlemeler yapılmalı­
dır.
Mehmet ÖZÇELÎK
_______________________ Memur, öğrenci
9 Demokrasi yalnız
olumsuzlar için mi?
«Tasandaki milletvekili seçilebil­
mek için ortaokul mezunu olma koşu­
lunu anlama olanağımız yoktur. Ata­
türk «Egemenlik Kayıtsız Şartsız Mil­
letindir» demiştir. Bu kayıtsız ve şart­
sız egemenliğe ülkemiz gibi okuma yazma oram yüksek olmayan bir ülke­
de, seçilmek için ortaokul mezunu ol­
ma sınırının getirilmesi anlaşılır gibi
değil. Yeni Anayasa Tasarısına göre
demokrasi, yalnız okumuşlar İçin mi
olacaktır?
Bizler bir grup TARÎŞ işçisi ola­
rak bu tasarıya karşı düşüncelerimizi,
tepkilerimizi sandık başında dile geti­
receğiz...»
Bir grnp TARİŞ Üzüm İşletmesi
işçisi
9 Yeni bir
komisyon
önerisi
Atatürk, önem verdiği İngiliz ta­
rihçisi ve düşünürü WELLS’e yalnız
Büyük Döylev’de yer vermemiştir, (Söy
lev - H . V. Velldedeoğlu, S. 387 ve
388) ayni zamanda Dışişleri Bakam T.
Rüştü Aras’ı Kültür Bakam gibi, Wells
Ue İlişkide bulundururdu.
Atatürk’ün ölümünden sonra İkin­
ci Dünya Savaşının son savaş olması­
nı İsteyen Wells, On Emir gibi,
10
maddelik bir İnsan Haklan Bildirisi
yayınlamıştır. San Franslsko bildirisi­
ne teme) olan bu bildirinin 10 madde­
sinin başlıklan sıra İle şöyledir: Uy­
garlık Ortak Mirası — Düşünce özgür-
lüğü — Çalışma özgürlüğü — Ticaret
özgürlüğü — Taşınmaz Haklan — Do­
laşma özgürlüğü — Saldırıya karşı Sa
vunma — Yargı Usulleri — Gizli Kanıt
lama yollarına karşı korunma — ve
Temel Yg_sa,
Wells’in bu İnsan Haklan Bildiri­
sinde, On maddenin İkincisinde orta­
ya koyduğu Düşünce özgürlüğü şöyle­
dir: «İnşam faydalı ve ilgili bir hemşerı yapmak için yeterli nicelikte ay­
dınlatmaya değerli kılmalı ve başkaca
alacağı kültür o biçimde olmahdır kİ,
ona insanlığın hizmetinde, kendiliğinden olan yeteneklerini geliştirmek ola­
naklarım verebilsin. Yaşamı süresince
tüm ortak bilgi üzerine kolay bilgi ala
bilsin. Ve bolca tartışma, toplanma ve
tapınma özgürlüğüne sahip olsun.»
İmdi Atatürk, bu sevdiği, değerlen­
dirdiği Wells’in düşünce özgürlüğü an­
layışım yadsıyamazdı.
Geçen savaşların kavruk bıraktığı
Türk toplumu bireylerinin şimdiki fi­
ziksel gelişmesi olumlu olmasına kar­
şın beyinleri bu gelişme oranında de­
ğildir. Satın alınma ve anarşi buradan
kaynaklanmadadır.
Eğer düşünce özgürlüğü bir kaç
bağnazın güdümünde olursa anarşiden
daha kötü durumlara, örneğin homo­
seksüellik bataklığına düşebiliriz.
Bir Ulusun ciğeri olan
anayasa,
zorlama ve ayrıntılara düşmeden bir
bütünlük amtı ve de kusursuz bir sa­
nat yapıtı olmalıdır. Kısa ve öz bir
Mecelle’yi kaleme alan, deneyli Devlet
anlayışı olan bir Ulus topluluğundan
geldiğimizi unutmayalım.
Tüzük niteliğindeki kimi maddeler
Anayasaya koyulmayabilir. Kısa bir za
mana sığdırılmaya çalışmak doğru de­
ğildir. Aldıkaçtı’mn yerine alıpkaçma»
yan birinin başkan olduğu yeni bir ko
misyonun oluşturulması ve çalışmala­
rın sürdürülmesi doğru olur.
Yusuf AHISKALI
Florya Menekşe İstasyonu karşısı
No. 18
9
Eleştirilerden
kısa... kısa...
• «Sağ görüşü ve liberalizmin her tür
lüsüne evet, sol görüşe, ilericiliğe, sos­
yal demokratik hukuk görüşüne hayır
diyen bir taslak... Yani, tek kanatb ve
yalnız sağ kanadı olan bir kuşa benze­
mektedir 82 Anayasa taslağı...»
İhsan İNAL - Reyhanlı
■ «Bu Anayasa taslağı emekçilerden
yana değildir.»
Abbas TATLI - Petrol emekçisi
• Seçmen yaşının kaç olması gerek­
tiğini yıllardır tartışıyoruz.
Büyilklemiz 38 yaşındaki bir insanın henüz ak­
lı başında olamayacağını, yanlış karar­
lar alabileceğini savunuyorlar.
(Ama
bazı durumlarda 18’likleri 50-70Tiklerle
bir tutuyorlar.) O halde bir çocuk ni­
çin 18 yaşma gelince reşit oluyor? Bu
onun artık, aklı başına geldiğini kanıt­
lamaz mı? Öyle sanıyorum ki, ana baba kucağından ayrı yaşamını düzen­
leyebilecek bir birey politik sorunlar
konusunda da yeterli bilgiye sahiptir.
Dileğimiz sayın büyüklerimizin «Cum­
huriyeti emanet ettikleri» biz Atatürk
gençliğine biraz daha fazla güvenmele­
ri.»
Piliz BEZEN - şişli/îstanbul
■ «Yeni Anayasa’da basın İçin konan
maddeler ile artık ünlü Johnson mek­
tubu misali işler. Anayasa suçu sayı­
lacak demek ki .»
A. Rıza DEMİRDÖVEN
Emekli Assubay • Balıkesir
• «İşverenler lehine olan bu tasarı­
nın 2. maddesinde belirtilen «Türkiye
Cumhuriyeti sosyal bir hukuk devleti­
dir.» ibaresi kemik duruyor. Dünyada­
ki Anayasaların en gerici örneklerinden
birini vermiş olan bu tasarının hedef­
lendiği söylenen
demokratik rejimi
gerçekleştireceğini düşünmek hayalden
öteye gitmez.»
Aynur SOYDAS
Memur • Ankara
■ «196i Anayasasının suçlu Han edil­
miş olması halen havada kalan bir İd­
dianın ötesine gidemez. Böyle bir id­
diayı temel alan bir Anayasanın İse, top
lumsai gerçeklere ne denli uyum sağ­
ladığının gösterdiği ise başbbaşma bir
tartışma konusudur.»
Necml ÇAKICI
Mi: ıar . Ankara
Bu İşler nelerdir?...
1) Önce İlaç hammaddesi dışalımı devlet eliy­
le yapılmalıdır. Bugünkü dünya iletişim ağı İçin­
de ve bilgisayarlar döneminde en «ucuz-etkin-gerekli» İlaç dışalımını devlet yapabilir. Bugün en
İyi sağlık ve hekimlik hizmeti devletin yüksek ih­
tisas hastanelerinde ve kamu kuruluşu olan Tıp
Fakültelerinde verilmiyor mu? Sağlık hizmetleri
ticaret ve kâr güdüsüyle bir arada
yürüyemez..
Çağdışı bir yaklaşımdır bu..,
2) İlâç üretmek yolunda ciddi adımlar atan
özel kuruluşları desteklemek (bugünkü düzende)
akıllıca bir yoldur ve ulusal bir politikadır. Bu
kuruluşlar ilacı pahalıya üretseler bile Türkiye’ye
yabancı tekellerin paravan şirketlerinden
daha
pahalıya gelmezler.
3) İlâç konusu genel sağlık sigortasının kap­
samı İçinde düşünülmeli, bu yolda ek adımlar atı­
lıp hazırlık yapılmalıdır. D ün Türkiye’de
yalnız
memurların emeklilik düzeni vardı, sonra İşçiler,
ardından esnaf bu kapsama girdi. Bugün sağlık
hizmetleri (hastane, hekim, İlaç) toplumun bazı
kesimlerine parasızdır.
Amaç Türkiye genelinde
parasız sağlık hizmeti olmalıdır. Arkadaşımız M e­
ral Tam er’in yazı dizisinde yayınlanan
bilgilere
göre 1979 yılında Türkiye’nin adam başına ulu­
sal geliri 1330 dolar, kişi başına düşen İlaç tüke­
timi 3,5 dolardır. Yunanistan’dan altı kez daha
düşük düzeydeyiz...
Böyle bir ülkede İlaç konusu «k âr mantığı»
nın dışında düşünülürse kolay çözüm bulunabl
lir.
—
r
ı
ı
m
i ı n
k
v
m
\
f
Sahibi: Cum huriyet M atbaacılık ve G a ze te cilik
Î . A . Ş . a d ı n a ................. ................N A D İR N AD İ
G e n e l Y a y ın M ü d ü r ü .........
M ü e s s e s e M ü d ü r ü ............ .........
Y a z ı İşle ri M ü d ü r ü ............
E M İN E U Ş A K L IG İL
O
Y a z ı İşle ri M ü d ü r Y a r d ım c ıs ı ......... A H M E T K O R U L S A IM
H a b e r M e r k e z i M ü d ü r ü ......
M i z a n paj Y ö n e t m e n i .........
T E M S İL C İL E R
«
• A N K A R A : .........................
• İZ M İR
: ........................
•ADANA
: ......................
S E R V İS Ş E F L E R İ
•
İs t a n b u l H a b e r le r i : S e fa h a ttin G Ü L E R -— Dış H a b e rle r •
E rgu n B A L C I — E k o n o m i ’ O s m a n U L A G A Y — Y u rt
H a b e r le r i : B a rb a r o s G E N Ç A K — K ü lt ü r : A y d ı n E M E Ç
M a g a z i n : Y a lç ın P E K Ş E N _ - S p o r : M e h m e t T E Z K A N
A r a ş t ır m a : Ş a h in A L P A Y — D ü z e l t m e : K o n u r E R T O p
BÜ RO LAR
•
K o n u r S o k a k No. 24/4 Y en işe h ir _ A N K A R A
Tel: 17 58 2 5 - 1 7 58 66 İdare: 18 33 35
H a lli Ziya B u lv sn No: 65/3 _ İZ M İR
Tel: 2 5 4 7 0 9 - 1 3 1 2 3 0
Atatürk C addesi, T .H .K Işhanı Kat 2/13 _ A D A N A
Tel: 1 4 5 5 0 - 1 9 731
B a sa n »e Yayan:
C U M H U R İY E T M atbaacılık ve Gazetecilik T. A.Ş.
Halkevi S o k . N o: 3 9 -4 1 , C ağ alo ğlu - İS T A N B U L
P.K.: 246 - İstanbul, Tel: 20 97 03 (5hat)
TAKVİM
İM S A K
4.06
11 A ğ u s t o s 1982
GÜNEŞ
ÖĞ LE
İK İN D İ
6.04
13.19
17.10
AKŞAM
20.13
YATSI
21.57
J
4
•
»
11 AĞUSTOS 1982
Cumhuriyet 11
GÖZLEM
(Baştarafı 1. Sayfada)
Merkez Bankası gibi bir büyük kuruluşun görev
alanı İki anayasa maddesine sıkıştırılamaz. Sıkıştırılamaymca,
anayasa maddelerinde yazılı söz­
lerin uygulamada hiçbir değeri olmaz. Üstelik, bu
maddeler devlet hayatında kargaşa yaratır.
Alın şu maddeyi:
Üstadımız Aldıkaçtı, taslağın 140’ıncı madde­
sinde «Hâzinenin nakit ihtiyacım karşılamak İçin
doğrudan doğruya, Türkiye Cumhuriyeti Merkez
Bankası kaynakları kullanılamaz» demektedir. Bu
maddeye bir de «aynı kaynaklar, batan bankalar
İçin de kullanılam az» diye bir ek yapılması düşü­
nülür mü, bilemeyiz!
Bilebildiğimiz, bu gibi hükümlerin anayasada
değil, Merkez Bankası Yasasında -H adi bilemedi­
niz- hükümet program larında yeralması
gerek­
tiğidir.
Ekonominin
plana
bağlandığı
düzenlerde,
Merkez Bankaları saptanan
amaç ve hedeflere
ulaşılması İçin kredilerin «hacim, nitelik ve sağ­
lanm a konularını» düzenler ve «kredi sistemi için­
de genel likidite ihtiyacım» karşılarlar, para ve
kredi
politikası, kalkınma planlan
ve yıllık
program lar çerçevesinde yürütülür.
Bütün bunları. Merkez Bankası Yasası
bir
bir saptamıştır. Görev ve yetkiler, ayrıntılı bi­
çimde. bu yasada yeralmıştır.
Bu görev alanını,
Anayasada ayrıntılı biçimde çizmenin olanağı
yoktur. Bunun yeri anayasa değil, Meıkez B a n ­
kası Yasasıdır.
«Aldıkaçtı Anayasası» bakın ne yapıyor?
140’ıncı madde. Merkez Bankasının «H azîne­
nin nakit ihtiyacını karşılayamıyacağını» açıkça
yazıyor. Bununla yetinmiyor aynı madde «dolay­
lı olarak» yapılacak «nakit yardım larım » da en­
gelliyor. Bir sonraki madde de tasarı, Merkez B an
kasının görevini şöyle belirtiyor:
— Bakanlar Kurulu tarafından tesbit edilen
para ve kredi İlkelerini, kalkınma planları ve yıl­
lık planlara
uygun tarzda yürütmek,
Türkiye
Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın görevidir...
Bu durumda hükümet, kamu kesiminin para
gereksinmesini karşılamak üzere Merkez Bankası
kaynaklarını kullanamayacaktır;
Çünkü 140’mcı
madde bu yasağı açıkça öngörmektedir.
Ancak,
son zamanlarda «K astelli olayı» sonrasında tanık
olduğumuz gibi,
özel bankalara Merkez Bankası
kaynaklarım seferber etmeye anayasada bir en­
gel yoktur! Tasarı metnine böyle bir kayıt düşülmemiştir.
141’inci maddede (görüldüğü gibi bu 141*11 mad
deler hep başımıza bela oluyor!) ayrıca, Merkez
Bankasının «Devlet, iktsadi kamu teşebbüsler! ve
özel idarelerce çıkarılmış tahvilleri» satın alama­
yacağı belirtilmektedir. Oysa, yürürlükteki Mer­
kez Bankasınca alınıp, satılacağı belirtilmektedir,
örneğin «sanayi ve maden işleriyle uğraşan gerçek
ve tüzel kişilerin bir banka tarafından İbraz edi­
lecek ticari senetleri»nin İle «devlet iç istikrazı,
kamu idare ve müesseseler! tahvil ödenmiş serma­
yesi en az 10 milyon olan anonim şirketlerin tanvUlerinin ve ayrıca» hâzinece gerekil provizyon­
ların tesisi karşılığında devlet tahvillerinin. M er­
kez Bankasınca alınıp, satılcağı belirtilmektedir.
Öngörülen 141'incl madde ile
yürürlükteki
Merkez Bankası Yasası çelişmektedir.
Kayıtlayıcı hükümlerin kamu kesimi İçin özen
dlrlci hükümlerin de özel kesim için öngörülmesi,
Aldıkaçtı Anayasasının temel doğrultusunu göster
inektedir.
Bu taslak, olduğu gibi.
Aldıkaçtı’ya hemen
am a hemen geri verilmeli ve yerine hiç zaman yi­
tirilmeden yenisi yazılmalıdır. Yoksa, bu tasarı
kabul edilirse, devlet hayatım, İçine sürüklene­
ceği serüvenden kurtarmak
hiç kolay olmayayacaktır.
Aldıkaçtı. kaş yaparken, göz çıkarmıştır-
Bursa Mali
Şube eski şefi
rüşvetten
tutuklandı
BURSA, (a.a.) — Rüşvet su­
çundan hakkında sorgu haklmliği’nce gıyabi tutuklama ka­
rarı çıkartılan eski Bursa Ma
li Şube Şefi Başkomiser Se
lahattin Kokkulunk, dün Bursa’da yakalanarak Adliyeye sev
kedildi ve tutuklanarak ceza­
evi'ne kondu.
Eski
Mail Büro Şefi Selahattin Kokkulunk
hakkında
Bursa’da
çeşitli
kişilerden
rüşvet aldığı iddiasıyla
dava
açılmış ve gıyabi tevkif kararı
verümişti. Eski polis şefi,
Adliye’de yapılan
sorgulama­
sından sonra tutuklanarak cezaevi’ne gönderildi.
Amasya’dan Tokat yönüne gi
den, Kaya Yüdınm yönetimin
deki 58 AK 06i plakalı yolcu
otobüsünün Haydar Akdoğan
yönetimindeki 06 K L 774 pla
kail taksi ile çarpışması so­
nucu, şoför Akdoğan ile oto­
büs yolcularından İnıet Özde
mir,
Hüseyin
Ayvar, özderalr Serdar öldüler, otomobil­
de bulunan Ali Şahin Üzdemir
ağır yaralandı.
Konya Beyşehir karayolunda
devrilen otomobilde
Mehmet
Sunar öldü, 4 kişi yaralandı.
Konya merkezinde Süleyman
Ulutaş kamyon
altında kala­
rak can verirken Çumra ilçesi
yatanlarında yurt dışında ça
lışan Bilal Karataş yönetimin
deki kamyonun şarampole dev
rilmesi sonucu yaralanan 11
kişi tedavi altına alındı Malat
ya’da Tayyar Özdemir, Bursa’
da: Nurcan Fergene ile 11 aylık
bebeği Engin Fergene otomo­
bil çarpması sonucu öldüler.
Yenişehir ilçesinde devrilen
traktörde Mehmet Ok, Cemal
Nadir
caddesinde; otomobil
altında kalan Fatma Akadilerdem,
kamyonet altında ka­
lan Doğan Bektaş,
Elağızm
Baskil ilçesinde otomobil altın
da kalan Fethi Ahmet Çetinka-
FENNİ SÜNNETÇİ
Ali K A N D EM İR
Sağlık Memuru
Ağrısız acısız Modem
Sünnet
Tel.: 43 40 52
■ Türk asıllı Afgaııh mültecilerden oluşan 6. kafile dün T llY ’na
bağlı bir uçakla Adana’ya geldi.
• Gümüşhane şehirlerarası tam otomatik telefon görüşmelerine
açıldı. Gümüşhanenin kod numarası 0531.
■ Kartal tren İstasyonu yakınlarındaki demiryolunda Cindi Da­
yar adlı kişinin cesedi bulundu. Cindi Bayar’ın Maltepe Yap­
rak tütün bakım atölyesinde işçi olarak çalıştığı belirlendi.
+ Fatih Horhor caddesi Tayyareci Orhan Sokakta Kadir Yeşilkaya, kötü yola düştüğü mahalle komşularınca söylenen kardeşi
Zahide Uğur’u (evli) başına çekiçle vurarak öldürmek istedi,
sanık yakalandı.
■ Kartal Belediye Şube MüdürlUğU’nce yeniden onarılan Ata­
türk Kültür Parkı bugün törenle hizmete açılıyor.
# Çubuklu Engürübağı Geçici sokakta 10 numaralı evin mut­
fağında tüp parlaması sonucu yangın çıktı. Rahime ve Ahmet
Kütükçü yangım kendi imkânlarıyla söndürmek isterken ya)
ralandılar.
■ Şehir hatlarının Kadıköy Moda seferini yapan Inclburun va­
puru Moda iskelesinden 500 metre açıkta demirli bulunan
Yasemin adlı kotraya çarptı, olayda denize düşen ve yarala­
nan kotra kaptanı Ali Kutlu deniz polisince kurtarıldı.
"Kaçakçılık
Mahkemesinin
ilk sanıkları
Abuzer Uğurlu
ve arkadaşları
ANKARA, (TH A ) — Yeni çı­
kan kanunla kurulan «Kaçak­
çılık Mahkemesinin ilk sanık­
ları Abuzer Uğurlu ve arkadaş­
ları oldu.
«Teşekkül halinde
gümrük
kaçakçılığı, rüşvet vermek ve
rüşvet almak» suçlarından An­
kara Sıkıyönetim Komutanlığı
(4) Numaralı Askeri Mahkeme
si’nde yargılanacak sanıklardan
tutuklu bulunanlar, Abuzer Uğurlu, Örfi Çetfnkaya, Mehmet
Balabanlı ve Mustafa Uğurlu.
GARANTİ BANKASI N IN
«Evladiyelik Garanti Geliri»
Size ödenir... çocuğunuza, torununuza ödenir.
Nesilden Nesile Geçer.
Garanti Bankasının “Evladiyelik Garanti Gelinene
kayıt olup, “aylık” bağlatın.
Kendinizin, ailenizin, sevdiklerinizin
yarınını sağlama bağlayın.
Neslinizi paralı yaşatın.
İŞTE KAZANÇ TABLOSU ...
H e sa b ın ız a
p e ş in
y a tırd ığ ın ız
ana p a ra *
2500
5000
7500
10000
12500
15000
DM
DM
DM
DM
DM
DM
6. y ı l sonunda
e lin iz e
g e çe c ek
t o p lu para
80.000
160.000
240.000
320.000
400.000
480.000
6. y ı l sonunda
îla le b e t
ödenecek n e t
a y l ık g e l i r
TL
TL
TL
TL
TL
TL
9.000
18.000
27.000
36.000
45.000
54.000
TL
TL
TL
TL
TL
TL
6 y ı l boyunca
sağlanan
s ig o r ta
imkanı
500.000
1.000.000
1.500.000
2.000.000
2.500.000
3.000.000
B ir ik e n
p a ra n ıza g ö re
a la b ile c e ğ in iz
k r e d i ora n ı
TL
TL
TL
TL
TL
TL
%60
%60
%60
%60
%60
%60
...VE İŞTE SAĞLADIKLARI
BİLEŞİK F A tZ PE N YARARLANIRSINIZ
Ana paranızı bir kere yatırıp, başka
ödeme yapmazsınız. Hemen faiziniz
işlemeye başlar. Yıl sonunda, faiziniz
ana paranıza eklenir. Bu sefer, hem ana
paranıza hem de faizinize faiz işlemeye
başlar. Böylece, paranız hızla çoğalır,
kat kat artar.
& SİGORTALI OLURSUNUZ
Garanti Bankası “ Evladiyelik Garanti
Geliri’'ne kayıt olan herkese, 6 yıl
süresince “ Vefat ve Maluliyet Sigortası”
yaptırır. Bunun için hiçbir ek ücret
ödemezsiniz.
& İHTİYAÇ K R ED İSİ ALABİLİRSİNİZ
Siz veya bir yakınınız 6 yıl boyunca,
dilediğinizde, biriken paranızın %60’ı
oranında “İhtiyaç Kredisi” alabilirsiniz.
H
ı
İLELEBET AYLIK GELİR ALIRSINIZ
'
'
6. yılın sonunda aylığınız hemen bağlanır.
Size ve sizden sonrakilere ilelebet, ödenir.
Aylığınız kesilmez, faiz oranları düşse
bile miktarı azaltılmaz.
9 » ELİNİZE PEŞİN PARA GEÇER
Aylığınıza ek olarak ayrıca size peşin
ödeme de yapılır. Elinize toplu para
geçer. Peşin ödeme, 6. yıl sonunda
ve bir kere yapılır..
& AYRICA
i
‘
Hesabınızdaki parayı, istediğiniz her an
birikmiş faiziyle birlikte geri alabilirsiniz.
İsterseniz, kendi adınıza olduğu gibi, eşiniz,
çocuklarınız, anne-baba ve kardeşleriniz
adına da hesap açtırabilirsiniz.
D aha kısa sürede aylık bağlatabilmek
için, “ Evladiyelik Garanti Geliri”nin
“ 4 Y ILLIK ” uygulamasına katılabilirsiniz.
Yukarıda belirtilen miktarlar hiçbir zaman azalmaz,
ancak artabilir. Bu konuda Garanti sözü veriyoruz.
297 Garanti Bankası Şubesi hizmete hazır, görev başında...
gelin, bilgi edinin. Siz de yararlanın.
Garanti Bankasından
“Evladiyelik Garanti Geliri” alın.
Neslinizi paralı yaşatın.
Ö z g ü n S a n a t Y a p erıY ö n etlm / M u s t e f » O ğ u z »u n a r
tIMUR
SELÇ
RESİTALLERİ
18 A ğ u s t o s t a n r t ib a r a n yalnız
1 h a f t a içinizi!*K*.■^
I-I'n d a .
B il e t l e r Ş a n S i n e m a s ı g i ş e le r in d e ,
R e s i t a l g ü n le r i d e a a a t I S ' d e n
it i b a r e n R u m e lih is a r ı'n c la
s a t ı lm a k t a d ı r Teli A O 6 7 9 2
a y fM e O iK is ı
G ERÇEK
(Baştarafı 1. Sayfada)
lu bankerlerin elinde top­
lanmıştır. tşçi emeklileri bir
yıl vadeli yüzde 34 faizli
tahvillerini düşük oranlar­
da kırdırıyorlar. Banker­
ler zor durumdaki emekli­
lerin devlet tahvillerini ucu­
za kapatıyorlar.
Tarım kesiminde benzeri
bir durumla karşı karşıyayız. Devlet üreticinin ürünü­
nü alıyor, bedelini peşin
olarak ödeyemiyor. TZOB
(Türkiye Ziraat Odaları Bir­
liği) Genel Sekreteri Zeki
Yücetürk «Soruna acil bir
miş ve tarımda artan gir­
dilerin çiftçiyi çok zor du­
ruma düşürdüğünü de be­
lirtmiştir.
Geniş kesimleri ilgilendi­
ren bu zorlukların kayna­
ğında «24 ocak k a ra rla n »
bulunmakta, Özal ekonomi­
sinin sonuçlan toplumsal
alana sorunlarını dağ gibi
yığmaktadır. Kötü ekonomik
yönetim Türkiye'yi enflas­
yonla birlikte durgunluk
kıskacına almıştır.
Şöyle de düşünülebilir:
«Serbest piyasa ekonom i­
si geçerlidir. Emekli işçi tah­
vilin i istediği fiy a ta satar,
ta n m üreticisi de ürününü
devlete değil tüccara peşin
parayla satsaydı, dara düş­
m ezdi.»
Böylesine saçma yaklaşım­
lar Türkiye’yi içinden zor
çıkılır bir yola sokmuştur'.
Serbest piyasa ekonomisin­
de tam uygulama düşündü­
ğümüzde, devlet ne maden
işçisi çalıştırır, ne de tanm
ürünleri piyasasına düzenle­
yici olarak girer. Türkiye'­
nin ekonomik yapışını hiçe
sayarak serbest piyasa ha­
yalleri kurmak, iskambilden
şatolar kurmaktır.
Ne var ki iskambilden şa­
tolar yıkıldığı zaman ne
olacak? Türkiye'de insanlar
iskambil kağıdı değil ki...
-*-*-★
İsrail
□ Ü I^ Ü E N B U G Ü N E
olayların
çare bulunmazsa çiftçiler
günde bir öğün yemek zo­
runda kalacaklardır»
de­
ys can verdiler, Erzincan’dan
Kemah’a giderken uçuruma yu
varlanan minübüsten Alişan To
kay ölü 16 kişi İse yaralı ola­
rak çıkarıldı.
Kazalarda ayrıca 15 kişi de
yaralandı .
(Baştarafı 1. Sayfada)
Beyrut’a girmemesi,
■ Beyrut’u terkedecek Filis­
tinlilerin tüm listesinin veril­
mesi,
■ İsrail kuvvetlerinin Filis­
tinliler Beyrut’tan ayrıldıktan
sonra geri çekilmesi,
■ Filistin Kurtuluş örgütü’nün anlaşma maddelerinden bi­
rini ihlâl etmesi halinde ulus­
lararası gücün Lübnan’dan der­
hal çekilerek,
İsrail’e askeri
kuvvet kullanma hakkının sağ­
lanması,
■ Kenti terkedecek gerilla
sayısının, tahmin edüen gerilla
sayısına eşit olması...
fsraü’in ayrıca tutuklu bu­
lunan İsra illi bir pilotun salı­
verilmesini ve 1978 yılında Lüb
nan işgali sırasında ölen 9 İs­
rail askerinin kemiklerini iste­
diği de söyleniyor.
İsrail Bakanlar Kurulu Ame­
rikan planım ilke olarak ka­
bul ettiğini açıklarken Batı
Beyrut'taki Filistin
mevzüeri
ile Suriye’ye ait
üsleri yine
bombaladı. İsrail, Suriye yapı­
sı
bir uçaksavar bataryası
(Sam-9) tahrip ettiğini öne gür
dü. Uçaksavar füzeleri İsrail
saldırısı üzerine Bekaa Vadisi’n
den Daharülbeyda’ya taşınmış­
tı
İsrail jetlerinin dünkü sal­
dırısında 16 kişinin öldüğü, ya
da yaralandığı bildirildi. A A .’nın haberine göre Kuzey ve Gü­
ney Yemen Devlet Başkanları
Füistinlilerden bir kısmını ka­
bul edeceklerini bildirdiler.
Bu arada
İsrail Başbakanı
Begin, Paris’te
bir Yahudiye
ait lokanta ile Sinagog’a ya­
pılan saldırıyla ilgili olarak;
«Fransız hükümeti Neo-Nazilerin Yahudilere karşı giriştikleri
saldırılara bir son vermezse,
Fransadaki genç Yahudlleri ha
rekete geçirebilirini» dedi.
I r a K IS A
•
K a ra yollarında
(Baştarafı 1. Sayfada)
«inin Balbara köyü yakının­
da Yener Yılmaz’m kullandığı
KRP 621 yabancı plakalı oto­
mobil, Feyzullah Oktay yöne­
timindeki 50 DC 140 plakalı
traktörle çarpıştı. 6 kişinin öl
düğü kaza sonrasında, Alman­
ya’da işçi olarak çalışan Yener
Yılmaz, Semim Yılmaz ve Men
sur Yılmaz’m kimlikleri sapta­
nabildi.
k
$t
Balen yürürlükte olan
fa iz oranları t
1 Ay vadeli hesaplara *’25 Brüt
2 Ay vadeli hesaplara “¡35 Brüt
3 Ay vadeli hesaplara X45 Brüt
6 Ay va daha uzun
vadeli hesaplara
%50 Brüt
(Yurt d ış ı iş ç i hesaplarına
* 5 fazla fa iz ödenir. )
d te TÜRKİYE
m s garanti
\w BANKASI
Milliyetçilerin
(Baştarafı 1. Sayfada)
m halinde sağlığınızı
garanti
edemem» sözlerini de hatırladı
lar ve önerge reddedildi.
Divan’ın «Cumartesi günleri
de toplanılması» karan tartış­
malara yol açtı. Merkez üyesi
Abdullah Pulat Gözübüyük «Bu
günlerde çalışamayacağı* da
hangi gün ciddi çalışma yapa­
cağız. Cumartesi • pazar mutla
ka çalışalım. Anayasayı şerefi­
mize namusumuza uygun şekil­
de çıkaralım», derken, Amasya
üyesi Talat Saraçoğlu «B ir haf
ta cumartesi günü toplanalım,
diğer hafta toplanmayalım» bi­
çiminde konuştu. Urfa üyesi
veüd Korut da söz alarak şöy­
le dedi:
«Cumartesi - pazar günleri
kendi evimizde veya bir başka
yerde ana çatının çatılması için özel çalışma yapalım. İcabederse gece de burada yata­
rız. Hele 30 Ağustos günü ça­
lışmayı ben şahsen tasvip et­
miyorum.»
Tartışmalardan sonra cumar­
tesi günü de toplanılması önergssi kabul edilirken, 30 Ağustos günü toplantı yapılma­
ması benimsendi. Asker köken­
li üyelerin 30 Ağustos günü
çalışılmasına karşı
çıktıkları
görüldü..
Haftanın 5 günü (günde 8
saat süreyle) toplanan Danış­
ma Meclisi Genel Kumlu bun­
dan böyle 6 gün 10 saatlik bir
çalışma içine girdi.
önceki günkü birleşimin ikin
ci oturumunda bu kararların
alınması üzerine üyeler daha
önceden hazırladıkları metinle­
ri özetlemek zorunda kaldılar.
Sendikacı kökenli merkez üye­
si Mustafa Alpdiindar, daha ön
ceden hazırladığı 18 sayfalık
konuşmayı özetlemesine karşın
bitiremeyince Başkanla ikazı
üzerine «Arkadaşlarım
acaba
bana konuşmalarından
biraz
veremezler mi?» diye sordu.
Bunun üzerine başkanvekill
Fenni îsllmyeli’nin Genel Kurul’a «Sayın Alpdündar’a süre
veren yok mu?» diye sorması
üzerine Turgut Yeğenağa 10,
Alaaddln Aksoy da 5’er dakika­
larım Alpdündar’a
bağışladı­
lar, tasarıya sert eleştiriler yö­
nelten Mustafa
Aipdündar’ın
konuşması sırasında en
çok
not alanın Anayasa Komisyonu
üyesi Rafet
İbrahunoğlu'nun
olduğu görüldü.
Aynı oturumda Gaziantep üyesi Bekir Sami Dace en çok
kutlanan üye oldu. Tasarıyı ge
nelinde savunan, bazı yönlerine
eleştiri getiren Dace yerine oturduktan sonra çevresindeki­
ler tarafından tebrik edildi. Ye
rinden kalkan Danışma Mecli­
si Başkam Sadi Irmak, Dace
yerine yanlışlıkla Dace’nin önündeki sırada oturan Aydemir öşkm’ı kutladı. Aştan’ın
uyarısı üzerine, Dace’nin yara­
na gelerek kendisini kutladı.
Anayasa Komisyonu üyesi Hüs
nü Göksel de yerinden kalka­
rak Dace’yi kutlayanlar arasın
da bulunuyordu.
K ar, üyesi Fuat Azgür İse,
konuşmasında Anayasa Komisyonu’ndan bir istekte bulundu.
Azgür «Komisyonumuz, faşiz­
mi tarif ederek maddelere n»
çıklık getirmek suretiyle, ger­
çek rejim düşmanı komünistle
rln elinden yalan yere İtham
İmkanım, tehlikeyi saptırma olanağmı almalıdır. Böyle bir
açıklamaya vatanım, mületinl,
bayrağını, rejimini korumak is
teyen bütün milliyetçilerin hu­
zur ve güvenliği bakımından
büyük ihtiyaç vardır,» dedi.
•
İzmir, Uşak
ve Antalya'da
gece sokağa
çıkma yasağı
kaldırıldı
İZMİR,
(Cumhuriyet Ege
Bürosu) — İzmir, Antalya
ve Uşak illerinde
sokağa
çıkma yasağı bugünden iti«
baren kaldırıldı.
Ege Ordu v 0 Sıkıyönetim.
Komutanlığının bu konudaki
açıklamasına göre, bugüne
kadar bölgede dağıtılan her
türlü müsade belgeleri a*
lındıklan makama iade edi­
lecekler.
Bir Ermeni
(Baştarafı 1. Sayfada)
ııık var. Hayati tehlike söz ko­
nusu. 48 saat içinde durumu
belli olacak» dedi.
Daha sonra
Artin Penik’e
doktorlar tarafından bir de kon
sültasyon yapıldı ve plastik cer
rah Doç. Dr. Fethi Bağat şu
açıklamayı yaptı:
«Akut bir yanık vakası .İlk
büyük tehlike hastanın 48 sa­
at içinde gireceği şoktur. Bu
şok fazının rahat atlatüması
için şok tedavisine
başladık,
hastaya sıvı tedavisi uyguluyo­
ruz. Daha sonra da yanık cil­
din tedavisi yapılacaktır. Has­
tanın yaşlı oluşu ve vücudu­
nun yüzde 50 civarında yamk
oluşu hayati tehlikeyi
arttır­
maktadır. Hastanın göğsü, sır­
tı, yüzü ve kısmen bacakla«
yüzde 45-50 civarında
ikine!
derece ve kısmen birinci dere­
ce yanmıştır.»
Büinci yerinde olan acı dindirici ilaçlara karşın sürekli in
leyen Artin Penik, özel tedavi
uygulanan
yatağından basın
mensuplan ile de konuştu ve
şöyle dedi:
«Amacım ASALA
canilerini
protesto etmek İçin kendimi
yaktım. Ben dedelerimden doğ­
ma Türkiyeliyim.. Türkiye’de
doğmuşumdur. Kendi vatanımdayım. Bu olaylar için kendi­
mi yaktım. İntihar etmeye kalk
tun. Olayı protesto etmek için.
Ben terzilik yapıyorum ama iş
yok. Seyyar satıcılık filan da
yapıyorum ara sıra. Yaşlıyım,
almıyorlar. Şimdi bir arkada­
şın yaranda yardım ediyorum.
Çalışıyorum işte.. AlUah onların
belalarını versin İnşallah.. Al­
lahım masum lnsanlan öldürü­
yorlar. Onun için birkaç gün­
dür çok moralim bozuktu.. Bu­
na karar verdim İntihar etmek
İçin.. Fakat ölseydlm daha İyi
olurdu» 1922 doğumluyum..»
Çevresindekilere sık «ık bı­
raktığı mektubun bulunup bu­
lunmadığım da soran Artin Pa­
nik, «Herşey o mektuptadır..»
şeklinde konuştu.. «Allah» diye
rek inleyen ve Ermeni terö­
ristler için «pezevenkler..», «ca­
niler..» deyimini kullanan Ar­
tin, 10.8.1982 tarihini taşıyan ve
«Yeter artık ASALA canileri»
başlıklı mektubunda, «Patrik­
hane ve Türkiye’deki
bütün
Ermenller namına sizi protes­
to edip kendimi
yakıyorum*
dedi. Ermeni vatandaş Artin
Penik mektubunda şunları ya»dı:
«Size sesleniyorum ASALA ca­
nileri, masum insanla« arka­
dan kahpece öldürmekte bu iş­
ler halledilemez. Siz emperya­
listlerin
oyununa geliyorsu­
nuz. Size, tarihi yanlış anlatı­
yorlar. O zaman da emperya­
listlerin oyunu ile yüzbinlerce
insanlar kayıp oldu. Kendinize
gelin, sizi kandırıyorlar. Şurada
kirkaç bin Ermeni kaldı. Bunlanda mı yok etmek İstiyorsu­
nuz. Fakat buna asla muvaffak
olamayacaksınız. Bugün nasıl
kardeşçe geçiniyorlarsa bundan
sonra aynen devam edecek. Fa­
kat siz kahpece günahsız İnsan
lan öldürmeye devam ederseniz
size yeminle söylüyorum kökü­
nüz kazınacak. Kendinize gelin
Bizim
bildiğimiz
Ermenller
mert olur. Kahpece arkadan
masum insanları öldürmez. Si­
zi bir Ermeni olarak asla ka­
bul etmiyoruz. Naletliyor ve
Fransa’nın eski Reisicumhuru
Giscard D’ Estaing sizi de Erbunlar çımarmazdt. (Bu hale
meni olarak naletliyoruz. Za­
manında rey avcıbğı için yap­
tıklarına göz yuraulmasaydı bu
duruma gelmezlerdi. Yazacak
çok var. Lüzum görmüyorum.
Zamanı gelince Türk ulusu si­
zin cezanızı verecek. O zaman­
dan bugüne kadar ölenlerin ca­
nına rahmet diler, yakınlarına
sabırlar ve başsağlığı dilerim.
Bütün Türkiye’deki vatandaş
laruna sabırlı olmalarını Allah­
tan dilerim.
Saygı ve hürmetle hepinize
elveda.
Artin P E N tK »
Artin Penik bıraktığı mektu­
bunun altını da imzaladı.
Yenikapı’da Ermeni Patrikhanesi’ne ait «fakirhane»de ka­
lan Artin Penik’in
boşandığı
eşi ve iki oğlunun Fransa’da
yaşadığı, gözleri görmeyen an­
nesinin de Yedikule Hastanesi’nde yattığı öğrenildi.
Pe­
nik’in «fakirhane» komşusu 70
yaşındaki Makruyi Hanes «İk i
yıldır burada birlikte kalıyor­
duk. Hiç kimseye zararı dokun
mamıştır. Fransa’daki oğulları
ve eski eşinden söz etmeyi sev
mezdi» dedi.
TR T’N ÎN YORUMU
Türkiye Radyoları ve Televiz
yonu dün akşam Ermeni tero
rizmi ile ilgili olarak bir yo­
rum yayınladı. Radyonun 19.
televizyonun 20.30 bülteninde
yayınlanan yorumda «Ermeni
canileri bundan sonra Tiirki
ye Cumhuriyetini karşılarında
çok farklı bulacaklardır» denil
di.
Cumhuriyet 12
11 AĞUSTOS
Istanbul TKP davası
D c n i/ .d ih i
\
Sorgusu tamamlanan 10
sanıktan 4’ü tahliye edildi
Mahkeme, kardeşinin yurt dışına kaçması
için, sahte pasaport sağlamak amacıyla, araba
sini satarak para verdiği iddia edilen Tankut
Gürsoy hakkında suç duyurusunda bulundu.
İstanbul Haber Servisi — 98
«anığın 20 yıla kadar ağır ha­
pis cezası İstemiyle yargılan­
dığı İstanbul TKP davasında
sorgusu yapılan 10 sanıktan 4’tinttn talıliyesi kararlaştırılır­
ken 2 sanık hakkında yetki­
sizlik kararı verildi. Mahkeme
kardeşinin yurt dışına kaçması
İçin gerekli sahte pasaport sağ
lamak amacıyla arabasım sa­
tarak para verdiği
iddiasıyla
Adana Barosu’na kayıtlı
bir
avukat hakkında suç duyuru­
sunda bulundu.
İstanbul Sıkıyönetim Komu­
tanlığı 1 Nolu Askeri Mahkeme­
sinde görülen davanın dünkü
duruşmasında tutuklu olaraa
yargılanan 10 saıugm sorgula­
rı yapıldı. Sanık Aykut (.Lirsov, ağabeyi Ali Baykal Gürsoy'un Türkiye Maden-İş Sen­
dikası Seydişehir Bölge
Baş­
kanlığı yaptığım, sendikal faali­
yetleri nedeniyle arandığı sıra­
da yurt dışına çıkması
için
sahte pasaport alabilmesi için
kendisinin de çalıştığım bu du
rumdan diğer kardeşi avukat
Tankut Gürsoy’un da haberi ol
duğunu söyledi. Gürsoy TKP
ile ilgili kendisine
yöneltilen
suçlamaları kabul etmedi.
Eyüp Ticaret Lisesi 3. Sınıf
öğrencisi sanık
f’enitı Kara,
iddia edildiği gibi İLD içinde
örgütsel faaliyetlerde
bulun­
madığım. bu derneğin
Eyüp
sorumlusu olmadığını söyledi.
Kara, evinde yapılan
arama­
da ele geçtiği bildirilen yasak
yayınlarla ilgili olarak; «Bunlar
zamanında kitapçılarda açıkça
satılmaktaydı» dedi.
Sorguları yapılan
sanıklar
Leyla Dalkıran, Faruk Genccr,
AH Osman Şen, Hayrı Çifter,
Besim Karaali, Bülent Gözünke. Hakkı Kurtal ve
Kemal
Gürbüz suçlamaları
reddetti­
ler. Eu sanıklar emniyet ¡ia­
delerinin baskı altında alındığı­
nı öne sürerek kabul etmedi­
ler.
Savcı görüşünü açıklar­
ken sorgusu yapılan sanıklar­
dan Ali Osman Şen, Hayri Çif( Arkası 9. Sayfada)
Esas hakkındaki mütalaa okundu
Sefahattin Kılıç’m 6 ayla
3 yıl arasında hapsi isteniyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
Bayındırlık eski bakanların­
dan .Selahattin Kılıç davasında
esas lıakkında mütalaasını o
Yuyan Cumhuriyet Başsavcısı,
Selahattin K ılıç’m görevini kö­
tüye kullandığı gerekçesiyle 6
ayla üç yıl arasında hapsini is­
tedi. Savcı 4 sanık İçin çeşitli
hapis cezalan talep ederken, 5
«anığın beraatini istedi.
K ılıç davasına dün tanıkla­
rın dinlenmesiyle devam edil­
di. Dünkü duruşmada
dinle­
nen Hava Meydanlan Akarya­
kıt Tesisleri Genel Müdürlü­
ğünde Mühendis Atılgan Yü­
cel, «Demiryollan İnşaat Genel
Miidürlüğü’nün Istilıkakı, müteaahitin istediği doğrultusun­
da düzelttiğini» söyledi.
Tanıkların
dinlenmesinden
sonra dunışmada sanık
avukatlan tahkikatın
genişletil­
mesi
isteminde bulundular.
Mahkemenin tahliye istemleri­
ni reddetmesinden sonra Cum­
huriyet Başsavcısı Füruz Çilingiroğlu esas hakkındaki
mütalaşım okudu.
Esas hakkında mütalaada Ba
jındırlık eski Bakanlarından Se
Işıklar: DGMlere
karsı tavrımız
devlete' karşı değildi
•
DİSK Genel Sekreteri, 1 Mayıs’ın işçi bay­
ramı olarak kutlanmasının Atatürk'ün de
katıldığı iktisat kongresinde kararlaştırıldığını
anlattı
İstanbul Haber Servisi — DÎSK davasında, 30 Temmuz gün­
lü sorgusunda. Genel Sekreter Fehmi İşıklar, DGM’lere karşı
konan tavrın, devlete karşı olmadığını, yargı özerkliğüıe sahip
çıkışlarının ürünü olduğunu söyledi. İddianamenin aksine, iş­
çiler ve toplu sözleşme düzeni ile yakından ilişkili olduğunu büdirdl. Işıklar 15-16 Hazlıan olaylarının değerlendirilmesine iliş­
kin bir soruyu yanıtlarken de işçüerin haksızlığa uğradıkların­
da sendikal düzeyde olduğu gibi kendiliğinden işi bırakarak gre­
ve gidebileceklerini belirtti. Bu gibi olayları zabıta vakası şek­
linde değerlendirmek yerine, toplumsal olaylar olarak değerlen­
dirmek gerektiğini açıkladı.
Duruşma Yargıcı Çetin Oüvener’in
«D ÎS K ’in eylemlerinin
günün koşullarından kaynaklanan eylemler olmadığı. DİSK’çe ar­
zulanan düzenin kurulması İçin programlanmış eylemler olduğu
İddiasına karşı diyeceği» sorusunu yanıtlarken Işıklar, bu eylem­
lerin nedenlerini tek tek özetledi ve bu eylemlere ilişkin dava­
ların görülmüş olduğunu hatırlattı. Özetle şöyle devam etti: «id ­
dianamede DİSK'in DGM ile doğrudan hiçbir münasebeti yok­
tur denmektedir. İşveren Sendikaları Konfederasyonu Genel
Sekreteri de DGM’nin işçi haklarına dokunan yanı olmadığını
söylemiştir. 275 sayılı yasanın 9. maddesi DGM yasa tasarısı kap­
samına alınmıştı: Tabii hâkimlik müessesesl ortadan kaldırılı­
yordu. Yargıma bağımsızlığı böylece zedeleniyordu. Böyle bir
durura işçileri ve tüm yurtaşları ilgilendirir.»
Işıklar DİSK’in DGM’lere sadece 16 Eylül 19?6’da karşı çık­
madığım, daha önce 5 Temmuz tarihinde DGM’lenn eksiklikleri­
ni anlatan 1 milyon dolayında basılan açıklamanın kamuoyuna
dağıtıldığım, iktidarın, parlamenterlerin uyarıldığım, bütün uya­
nlara rağmen iktidar yasa tasarısını meclislere sevk edince,
Başkanlar Konseyi karan ile iktidar oyla düşürülene kadar ge­
nel yas ilan edildiğini anlattı. «Maksadımız kargaşa yaratmak
değildi. Genel yas kararımız Türkiye çapında idi ve MC iktidar­
dan düşene kadar geçerli.vdi. MC iktidarının ballıdan yana ol­
madığı şeklindeki yaklaşımı yaparken suç işlediğimizi kabul et­
mediğimiz gibi bu iktidarın halktan yana olduğunu ileri süren
iddianamenin o kısmına da saygılıyız. DGM’lere yaklaşımımız
devlete karşı değildi. Devletin bir erld olan yargıya sahip çı­
kışımızın davranış biçimidir.» dedi.
20 Mart faşizme ihtar eyleminin, ülkemizi 12 Eylül’e geti­
ren anarşi ve terör olaylarına karşı çıkmak, cinayetlerin önlen­
mesini istemek amacına yönelik olduğunu söyledi. «Faşizme ih­
tar eylemi nedeni ile kesinleşmiş 6 aylık cezamı çektim. Seve
»eve yattım. 20 Mart faşizme ihtar eylemi ile ilgili halkımıza baş­
lıklı imzamın yer aldığı bildiri iddianamenin çeşitli kısımlarında
suçlama konusu yapılmıştır. Oysa bu bildiri hakkında takipsiz(A rk ası 9, Sayfada)
r
lahattin Kıhç’ın Ayaş Tüneli
yüklenicisi olan Nurol firma­
sı ile bakanlık arasındaki uyuş
mazlığı bilmemesinin müm­
kün olmadığını belirterek «Nu
rol firması lehine yapılan iş
leıulere müdahale etmemiştir»
denildi. Selahattin Kılıç’ın iş
lemleri idare yararına yönlen
dirmesl gerektiği belirtilen mü
talaada Kılıç’ın Nurol firması
nın isteği doğrultusunda firma
ya yakınlık gösterdiği ve ceza
sorumluluğu olduğu belirtildi
Bu nedenlerle eski Bakan Se­
lahattin Kılıç hakkında TCK’240. maddesine göre karar
verilmesi istendi.
Cumhuriyet Başsavcısı.
es­
ki Müsteşar Teoman Tüzey’in
Bayındırlık Kurulu karanın
elinde tuttuğu, böylece firma
lehine ödeme yapılması için
emir verdiği, Demiryollan İn­
şaatı eski Genel Müdürü Okay
Fehmi Kurtceren'in Nural fir­
ması lehine davranışlarda bu­
lunduğu gerekçesiyle 6 ayla 3’er yıl, demiryollan
İnşaatı
eski Genel Müdürü
Erdo­
ğan Suat Taftalı hakkında
yüklenici Nurol firması
lehi­
ne iararlı tutumunu
sürdür­
düğü ve müteahhit
Nurettin
Çarmıklı'dan 500 bin lira rüş­
vet aldığı gerekçesiyle 4 — 10
yıi, müteahhit Nurettin Çarmış
lı’ııın ise Suat Taftalı’ya rüş­
vet vermekten 1—3 yıl arasın­
da değişen hapis cezasına çarp
tınlmalanıu talep etti.
Cum­
huriyet Başsavcısı Furur Çilingiroğlu sanıklardan Tuğrul li­
kan, Nurettin Aksu, Ahmet Erçin. Edip Tııranlı ve Feridun
Önen'in ise Genel Müdürlüğün
görüşüne uygun olarak hare­
ket ettiklerini belirterek beraat
lerini istedi.
Duruşma daha sonra sanık­
ların savunmalarım
yapması
için 14 eylül gününe bırakıldı.
hatlıyla
Zeytinburııu'na
su yerilecek
Ekimde
suya
zam
geliyor
• İstanbul Su ve Ka­
nalizasyon
İdaresi
( İ SKİ ) , devlet destefjiyle hu yıl alınma­
yan kanalizasyon üc­
reti 1983'den itibaren
su parasına eklenecek
İstanbul Haber Servisi —
İstanbul Su ve Kanaliz­
asyon İdaresi (İS K İ) Ge
nel Müdürü Vlımet Ölçer,
düzenlediği
basın toplan­
tısı ile kuruluşun çalışma
larına ilişkin bilgi verdi
ve eltim ayında suya zam
yapılacağım açıkladı.
Genel Müdür Ölçer, bu­
gün 25 liraya maledilip ay­
nı fiyattan satılan 1 met­
reküp suyun ekim aynıda
toplanacak
İS K İ
Genel
Kurulu’nda 36 — 37 li­
raya
çıkartılmasını öne­
receklerini
söyledi.
800
milyon liralık devlet des
teği ile bu yıl alınmayan
kanalizasyon
ücretinin
1983 yılında alınmaya baş
lanacagı
ve tüketilen su
miktarına ekleneceği de
öğrenildi. İS K İ çevresin­
den edinilen bilgiye göre,
suyun metreküpüne 7 — 8
lira da kanalizasyon üc­
reti eklenecek ve 1 met­
reküp
suyun fiyatı 43 —
45 ’ İradan satılacak.
İS K İ Genel Müdürü Ahmet Ölçer, kentin su ve
kanalizasyon hizmetleri ko
nusunda bilgi verirken sağ­
lıklı altyapının kurulabil­
mesi için 400 milyar
li­
raya ve 10 yıllık bir zamana
gereksinim olduğunu açık
ladı. İstanbul’da günde 1
milyon 50 bin
metreküp
su
tüketildiğini ve kişi
başına 220 litre su düştü­
ğünü bu dağılımın dengeli
olmadığını, özellikle Surdışmdaki semtlerle yüksek
kesimlere haftada bir gün
su verilebildiğini söyledi,
ölçer, çalışmalar sonun<Arkası 9. Sayfada)
ijE K K R VE Y A Ğ D A N H EYKELF.ER — M engen F estivall’ ne katılan ünlü aşçılar ustalıklarını ortaya koyan bir ser­
gi düzenlem işler. Aşçılık Okulu'nun tem eli atıldıktan sonra festiva le katılanlar şeker ve yağdan yapılan h e y k e li««
rin sergilendiği salonu gezdiler.
Aşçılar Festivali'rıde
kötü bir makarna yedik
■ G Ü Z E L İM M E N G E N Y E M E K L E R İ K A Z A N L A R D A DU
K U R K E N F E S T İV A L E P A R A Y A R D IM I Y A P A N M A ­
K A R N A F A B R İK A S I K E N D İ Y E M E K L E R İN İ SUNDU.
Y E M E Ğ İN A R D IN D A N M E N M E N L İ
A Ş Ç IL A R Y E ­
M E K L E R İN İN T A R İF İN İ D A Ğ IT T IL A R .
Deniz SOM
«tilmiz Bolu’da, özellikle il­
çemiz Mengen’de öteden
be­
ri, aşçı yetişmekte ve aşçılık
babadan oğula geçmektedir.
Bir başka deyimle aşçılık baba
mesleği olmuştur.»
Bolu Vailst Adnan Darendeliler, Mengen Aşçılık Meslek Li.sesi’nin temel atma töreninde
konuşurken böyle dedi..
180
milyon lira keşif bedelli oku­
lun iki yıl içinde tamamlanıp
öğrenime başlaması
planlam­
ıyor. Bir Mengenli «Eğer Vali
bey başka bir yere atanmazsa
inşaatı iki yılda mutlaka bitir­
tir.» dedi.
Temel atma töreninde proto
kolu mikrofona çağırma göre­
vini üstlenen fakat konuşmacı­
lardan daha çok konuşan Düz­
ce Halk Eğitim
Müdürü’nün
yine uzunca bir çağrısını fır­
sat bilip Mengen Belediye Baş­
kanı Ziya Dinçer'le söyleştik,
ilçe Kaymakamlığı
Yazıişlerı
Müdürlüğünden emekli
Mengenll Belediye Başkanı Aşçılık
Meslek Okulu’nu şöyle değer­
lendirdi:
«Aşçılık mesleği,
atalardan
kalma, bilinçsiz işlenen bir
meslektir. Bir dernek çatısı al
tında büe
toplanamamışlar­
dır. Bu okul, aşçılarımızı Tür­
kiye ve dünya çapında daha bi
llnçli hale getirecektir. Genel
kültür ve yabancı dil sahibi olacaklar. turizme daha yararlı
olabileceklerdir.»
Ve Mengenli aşçıların genel­
likle şeker ve yağdan yaptıkla­
rı maket cami, insan - hayvan
heykellerinin yeraldığı serginin
gezilmesinden sonra sıra öğle
yemeğine geldi... Dünya çapın­
da linlü aşçılarımızın hünerli
ellerinden çıkmış Mengen'e öz­
gü kuzu güveç ve pilav servi­
sini beklemek üzere masalara
oturuldu... Ve servis başladı;
h a r a p o la n h a ra b e le r 1İsmail GÜLGEÇj
r
G E M F E - G E M Lt-G EM iL. \1B
K o k s a n a d a s i ...
B .Z E N C o K 8 D A D I
S & V D .K Ü Z E R İ N D E
B .Z A N S H A R A B E LE R .
©U LU NAN) B U A D A
Y A T L A R I N D O Ö »A L
L.M A N M . B U V A T L A R I
n t R o l j S.u x
B iR A K M A K TA T A M 8 .R
_
KUL-TUR. Kö R S A N U o I . -
Ko
Sınav iptal
davasında
ÖSYAAnin
savunması
alınacak
ANKARA,
(Cumhuriyet
Bürosu) — Danıştay, üniver
site yerleştirm e sınavının ip
tali istem iyle
açılan dava­
da. öğrenci seçme ve y er­
leştirme m erkezinin savun­
masının alınmasına karar
verdi.
ÜSS sınavına giren M eh­
met Yula'nm 1980
öncesi
mezunu olması
dolayısiyle
sınav puanının hesaplanma­
sında orta öğretim
başarı
puanının
eklenmemesi g e ­
rekçesiyle açtığı davayı Da­
nıştay 8. Dairesi e]e
aldı.
Danıştay Savcısı Harun Çetinel,
2577 sayılı
yasanın
27. maddesinde
öngörülen
koşulların gerçekleşm ediği­
ni
belirterek, yürütmenin
durdurulması isteminin red­
dedilmesi gerektiği görüşü­
nü savundu.
D avayı görüşen Danıştay
(Arksın 9, Sayfada)
Yeni rektörler
ilk kez bugün
toplanıyor
ANKARA,
(Cumhuriyet
Bürosu) — Yeni rektörlerin
yeni seçilecek dekan adayla­
rını bu hafta içerisinde Y ü k
»ek Ö ğretim
Kurulu’na önerm eleri bekleniyor. Y en i
rektörler bugün Y Ö K 'ta bir
toplantı yapıyor.
Devlet Başkanı O rgeneral
Kenan Evren tarafından atanan yeni üniversite rektör
lerl 1 ağustostan itibaren gö
revlerine başladılar. G öreve
başlayan
yeni
rektörler.
Y Ö K ’e h er fakülte için üçer
dekan adayı önermek için
çalışm alar yürütüyorlar. Y e
n i rektörlerin, dekan aday­
larını önümüzdeki b ir . iki
gün içerisinde belirleyerek,
listeleri bu
hafta
içinde
Y Ö K 'e sunmaları
bekleni­
yor.
/ '
ur
89 kişilik ortaklık
alımı sürdürüyor
FE TH iV E 'D E Ö L Ü D E N ,Z 8 , R D O Ğ A R A R K A S l
F A K A T IK .S .N .N A R A S I N D A S u U U N A N
A D A S A M B A Ş K A 8 .R G ü Z E L l .K T E U Z E R .N D E 6 R 6 A R a V 6 ,R K ,L
VB
S u «Ü
H A K A 6 E k A l 'i n t i & i B u l u n u y o r
8 ,l g . y o k
VOL y o k
.N S a t n û £ m , l , A D A S I N I
GORuNCE
B O Z U L M A M IŞ * D ,Y E IL K E L U Ğ - S E V .Y o R
FAKAT
SûZM ADAN
K ü U - A M A Z M I V I - Z D>' 7B.
D u SU N U V O R uZ - ...
AM AN,
M Or L 8 A S A
a n r im l
D oSM U G
\
\ G u v E N L ıbı
J x~>
ARAM ALI
Fatih GÜLLAPOĞLU
PATARA’DA
M Y R A 'D A
Y A G A M I& V E O R A D A
8 ;C * K .L'.S & fc. V A R
MU
Bende
K U C A Ğ IN A
Ot u r s a m
\ b e n , yetr
\
m ,
P R O P A G A N D A D EY.N C E A K L IM A N O E L 8 A 8 A G E l DI
N o e l B A B A ’ NIN B U R A L A R D A V A S A D I& in i O S îP E N .N C E
t u r k ;y £ 'D e t ü r , z m ,n
G a c .p Y O N E T D L B R L E
Y o N E T . l D pĞ .N
8 , R KEJ2 D A L A G o R D U k t
k im
koydu
BUNLARI
Ç O R A B IM A
YAH U —
NöEL g A g û ’NlN
Ç O R A B IM IZ A
KOYDUKLARIN)
A N L A M A M IŞ IZ
~ -/ ı
K Ö K L E R İM .
/
/C|
\
KOKLUVAyiM
BMB|ü
b
E Ğ E R t ü m T i i g ı Z M ılG ıü LE R .
T R T
G -8 , Ç A L IŞ IY O R S A
F IR S A T L A R I K A Ç I R M A Y A
D AM A U Z U N Z A M A N DEVAM
& D E C & 6 . Z D E -M E .K T / R
;z
AVUSTRALYA
A u lii
i
{
(T ek ir­
nede
nlyle önceki gün satışına
başlanan 10.600 dekarlık a razlnin 9129 dekarlık bölil
m ünün satışı sona erdi ve
bu bölüm Hacıllı köylüleri­
n in oluşturduğu 89 kişilik
ortaklık tarafından
290
milyon 813 bin liraya alın ­
dı.
89 kişilik ortaklığın İçin­
de bulunan ve ayın zam an­
d a bu kişilerin vekâletini
yürüten avukat Bekir G ün
gör, ortaklığın 10 bin 600
dekarın tümüne birden ta ­
lip olduğunu ve arazinin tü
münü alm aya kararlı o l­
duklarını söyledi.
Arazinin en büyük bölüm
lerinin satışı önceki gün
Hayrabolu
Asliye Hukuk
Mahkemesinde 11 saat a ralıksız süren bir açık artır
m a sonucunda gerçekleşti.
TrakyalIlara özgü «konuş­
m a ve bağrışm alann» ara­
sında
gerçekleşen
satışı,
mahkemeler başkâtibi
Fe
.rami Avcıoğlu yürüttü. B e­
lediyeden bir memurun ise
«tellallık» görevini üstlendi
ği satış cuma gününe k a­
dar sürecek ve arazinin tü
mü bu süre içinde satıla­
cak.
Satışın İlk günü sabahu
artırmaya katılacak olan ­
lar yaklaşık yedişer milyon
liralık teminatlarını, baş­
kâtibin «hadiyin be kızan­
lar yatm verin paracıklann ız ı» tümcesi üzerine İmza
karşılığı teslim ettiler. Bas
kâtip de daha emniyetli o lacağım düşünmüş olacak
kt teminatların oluşturdu­
ğu zarfların
İçindeki yak
laşık 70 milyon lira p a ra ­
yı ayağının dibine aldı
d ağ) — Arazi ihtilafı
A D A S IN IN g ,R 8 E K C .S .
B ,l e y o k
¡n s a n S u d o ğ a d a
G ö n ü l l ü B E K A . B ıL E O L A S 'U R
D ü S A . D E N İ Z T A K .M S u
Ü Ç L Ü D E N ,Y, P R O P A G A N D A
O l u r m u ,v e B u n l a R S lz.
T u B Z M O LU R
7
Satılan
toprak tutarı
290 milyonu
buldu
H A YR A B O LU ,
KORDAN A D A B I
ACABA
kayış gibi döner ve berbat bir
makarna... Olacak şey
degtl
ama güzelim Mengen yemekle­
ri kazanların içinde dururken
Festival’e para yardımı yapan
makarna fabrikası konuklara
kendi yemeğini sundu... Yeme­
ğin ardından da Mengenli aşçı
lar kendi yemeklerinin tarifini
dağıtmakla yetindiler. Mengen’
e kadar gidip yiyemediğimiz
ünlü Mengen Kuzu Gliveç’in 6
kişilik yapılışı şöyleymiş:
«Malzemesi; i kilo 209 gram
kıızu kuşbaşı et, 300 gram arpacık soğanı, 5 diş sarımsak,
4 adet dolmalık biber, 1 kah­
ve kaşığı kekik, varsa mantar,
1 adet yufka. I kepçe marga­
rin yağı ve tuz.
Yapılışı; Kuşbaşı etleri güve­
ce koyup içine arpacık soğan­
ları, yağı, sanmsağı koyup or­
ta hararetli ateşte sulanıp su­
yunu çekinceye kadar ara ara
karıştırılmalı, suyunu çekine*
bir bardak su ilave edip ağır
ateşe alınmalı, hafif hafif pi­
şirmeye bırakılmalı, suyu ve­
rince dolmalık biberleri ufak
parçalara bölüp mantarla bera
her ilave etmeli, şayet snyu aa
geHp de etler pişmezse
bir
miktar daha su ilave edip piş­
meye bırakılmalı. Pişeceğine
yakın kekik ilave edip üzerine
yufka ilave edilip fırına veril­
meli, üzeri kızanncaya kadar
pişirip servisi yapılmalı. Yuf­
kanın üzeri bir yumurta sarısı
ile ynmurtalanmah.»
Mengeniilerin yazılı tarifi ay
nen böyle... Nasıl bir tadı ol­
duğunu ise yiyemediğimiz için
bilemiyoruz... Ancak, dış görü( Arkası 9. Sayfada)
T E M E l D E B ,Z A N A D O L U U Y G A R L I K L A R IN A YABANCI
K A L M I Ş I Z . B E N İM S E M E Mi 5,Z
S U N U N ıR K C lLU K
TARIM O L M A D IĞ I "'N & A N L 'ıK
T A R İH . O l D u Ğ u
H A L K IM IZ A A N L A T I L M A M IŞ
L .K Y A U . K A O A , VS V£>
L E P S N .N " A N A D O L U ıN S A N ı /, O L D U Ğ U U N U T U L '
M AM Ali
___________________________________________
(SÜRECEK.
Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği
Taha Toros Arşivi
Download