ÖZET:647 sayılı Kanuna göre hakkındaki mahkumiyeti tecil

advertisement
ÖZET:647 sayılı Kanuna göre hakkındaki mahkumiyeti tecil edilenlerin atanmaları
hk(13/01/2015-168)
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun Ek 1 inci maddesi gereğince Bakanlığınız
Diyarbakırİl Müdürlüğünde hizmetli kadrosuna ataması yapılan …'in adli sicil kaydının bulunduğu
belirtilerek, ilgilinin göreve başlatılıp başlatılamayacağı hakkında Başkanlığımız görüşünün talep
edildiği ilgi ve yazı ve ekleri incelenmiştir.
İlgi yazı ve eklerinin incelenmesinden; söz konusu şahsın eyleminin, suç tarihi itibarıyla 765
sayılı Türk Ceza Kanuna göre tanımlanan elektrik hırsızlık suçunu oluşturduğu, 765 sayılı Kanunun
ilgili hükümlerinin esas alınarak hüküm tesis edildiği, ilgilinin işlemiş olduğu elektrik hırsızlık
suçundan dolayı yapılan yargılama sonucunda 24.12.2003 tarihinde 2 ay hapis cezası ile
cezalandırıldığı, ancak verilen bu cezanın 647 sayılı Kanunun 4 ve 6 ncı maddeleri gereğince paraya
çevrilerek tecil edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48/A-5 maddesinde "Türk Ceza
Kanununun 53 üncü maddesinde belirtilen süreler geçmiş olsa bile; kasten islenen bir suçtan dolayı
bir yıl veya daha fazla süreyle hapis cezasına ya da affa uğramış olsa bile devletin güvenliğine karşı
suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık,
dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına
fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçlarından
mahkum olmamak." hükmüne yer verilmiştir.
Mülga 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun "Cezaların ertelenmesi" başlıklı 6 ıncı
maddesinde "Adliye mahkemelerince para cezasından başka bir ceza ile mahkum olmayan kimse,
işlediği bir suçtan dolayı ağır veya hafif para veya bir yıla kadar (bir yıl dahil) ağır hapis veya iki yıla
kadar (iki yıl dahil) hapis veya hafif hapis cezalarından biriyle mahkum olur ve geçmişteki hali ve suç
işleme hususunda eğilimine göre cezanın ertelenmesi ileride suç işlemekten çekinmesine sebep
olacağı hakkında mahkemece kanaat edinilirse, bu cezanın ertelenmesine hükmolunabilir. Bu halde
ertelemenin sebebi hükümde yazılır..." hükmüne ve mülga 765 sayılı Kanunun "tecil" ile ilgili 95/II
maddesinde "...Cürüm ile mahkum olan kimse hüküm tarihinden itibaren beş sene içinde işlediği
diğer hir cürümden dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya yahut hapis veya ağır hapis
cezasına mahkum olmazsa, cezası tecil edilmiş olan mahkumiyeti esasen vaki olmamış sayılır. Aksi
takdirde her iki ceza ayrı ayrı tenfiz olunur." hükmüne yer verilmiştir.
Danıştay 1 inci Dairesinin E:2009/221 sayılı Kararında da "....5237 sayılı Türk Ceza
Kanununun 51 inci maddesi (erteleme) ile 765 sayılı Ceza Kanununun 95/II maddesi (tecil)
hükümleri karşılaştırıldığında, doğurduğu sonuç açısından bu iki müessese arasındaki en önemli fark;
ertelemede, belirlenen denetim süresinin yükümlülüklere uygun veya iyi halli olarak geçirilmesi
durumunda "cezanın infaz edilmiş sayılması", tecilde ise hüküm tarihinden itibaren beş yıl içinde
evvelce verilen ceza cinsinden veya hapis cezasını gerektiren yeni bir suç işlenmediği takdirde tecil
edilen "mahkumiyetin esasen vaki olmamış sayılması" dır. Ayrıca, ertelemede denetim süresi içinde,
5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmü uyarınca, hak ve yetki
yoksunluğu sürmekte; tecilde ise deneme süresi içerisinde mahkumiyete bağlı ehliyetsizlikler, askıya
alınmaktadır. Bu nedenle, hukuki menfaat yönünden tecil, ertelemeye kıyasla kişinin lehinedir....
Bu bağlamda .... 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin A bendinin 5 inci alt bendinde
belirtilen hapis cezaları ve sayılan suçlarla ilgili olarak 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun
6 ncı maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 95 inci maddesinin yürürlükte bulunduğu
dönemde verilmiş mahkumiyetin teciline ilişkin kararlar karşısında; tecil süresi sonunda mahkumiyet
esasen vaki olmamış sayılacağından, 765 sayılı Kanunun 95 inci maddesi uyarınca deneme süresinin
beklenmesi gerektiğinden, halen görevde bulunan personelin, 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin
A bendinin 5 inci alt bendi ile 98 inci maddesinin b bendi hükmü uygulanmak suretiyle görevine son
verilemeyeceği sonucuna varılarak dosyanın Danıştay Başkanlığına sunulmasına 25.3.2009 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi." ifadelerine yer verilmiştir.
Ayrıca, 25/01/1991 tarihli ve 20766 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Danıştay İçtihatları
Birleştirme Kurulunun 15/11/1990 tarihli ve E:1990/2; K:1990/2 sayılı Kararında 647 sayılı Kanunun
6 ncı maddesi uyarınca ertelenmiş bulunan bir mahkumiyet hükmü nedeniyle, 657 sayılı Devlet
Memurları Kanununun 48/A-5 ve 98/b maddeleri gereğince devlet memurunun görevine son
verilemeyeceği ifade edilmiş; Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 29/03/1991 tarihli ve
E:1991/15; K:1991/8 sayılı Kararında ise ihtilasen zimmet suçundan 5 ay 25 gün ağır hapis ve
müebbeten memuriyetten men cezası ile cezalandırılan davacının, bu cezası 647 sayılı Kanunun 6
ncımaddesi uyarınca tecil edilmiş bulunduğundan devlet memurluğuna son verilemeyeceği ifade
edilmiştir.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, ilgilinin elektrik hırsızlık suçunu
işlemiş olduğu tarihte yürürlükte bulunan 647 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi gereğince cezasının
paraya çevrilerek ertelenmiş olması sebebiyle, bu durumunun memuriyete girişte engel teşkil
etmeyeceği mütalaa edilmektedir.
Download