FAİZ HÜKÜMLERİ Soru 1587: Bir kamyon satın almak

advertisement
Sorular ve Fetvalar / FAİZ HÜKÜMLERİ
FAİZ HÜKÜMLERİ
FAİZ HÜKÜMLERİ
Soru 1587: Bir kamyon satın almak isteyen bir şoför kamyon satın almak için gerekli parayı başka birinden alarak
para verenin vekâletinde kamyonu onun için alır. Sonra bu adam kamyonu taksitle şoföre satar; bu muamelenin
hükmü nedir?
Cevap: Şoför eğer muameleyi mal sahibinin vekili olarak yapmış ve daha sonra mal sahibi de onu taksitle vekilin
kendisine satmışsa, her iki muamelede tarafların ciddî olarak alış veriş niyetleri olur ve bununla faizden kaçmak
amacıyla hile yapmayı amaçlamazlarsa böyle bir muamelenin sakıncası yoktur.
Soru 1588: Faizli borç nedir? Bankaya para yatıran mevduat sahiplerinin kâr olarak bankadan aldıkları yüz-delik,
faiz sayılır mı?
Cevap: Faiz, borçlunun alacaklıya -aldığı borçtan dolayı- borç olarak aldığı mala ilâveten verdiği fazlalıktır.
Bankaya yatırılan paranın kârı konusuna gelince; [İran'daki uygulamada] banka mevduat sahibinin vekili olarak
kendisine tevdi edilen (verilen) parayı şer'î sahih sözleşmelerden biri çerçevesinde çalıştırmak zorundadır ve bu
muameleden elde edilen kâr faiz değildir ve bu kârı almanın sakıncası yoktur.
Soru 1589: Faizli muamelenin ölçüsü nedir? "Faiz sadece borçta olur, başka durumlarda değil." sözü doğru mudur?
Cevap: Faiz borçta olduğu gibi bazen alış verişte de olabilir. Alış verişte faiz, tartı veya ölçekle satılan bir malı
kendisiyle aynı cinsten olan başka bir maldan daha fazla bir miktar karşılığında satmakla olur.
Soru 1590: Açlıktan ölmek üzere olan ve kendisini ölümden kurtarmak için murdardan başka bir şey bulamayan
kimsenin zaruret durumunda murdar yemesi şer'an caiz olduğu gibi, acaba çalışma gücü olmayan ve az bir sermayesi
bulunan bir kimse, kârla geçinmek için parasını faizli muamelede kullanmak zorunda kalırsa, zaruret hâline binaen
faiz alması caiz midir?
Cevap: Faiz haramdır ve bunu zaruret hâlinde murdar yiyen kişiyle kıyaslamak doğru değildir, bu ikisi arasında
fark vardır; çünkü birinci durumda kişi murdardan başka kendisini ölümden kurtaracak bir şey bula-mıyor. Oysa
çalışma gücü olmayan kimse kendi sermayesini kâr ortaklığı (mudarebe) gibi şer'î akitlerden biri çerçevesinde
çalıştırabilir.
Soru 1591: Ticarî muamelelerde bazen posta pulları değerlerinden yüksek bir fiyata satılmaktadır. Örneğin yirmi
riyallik bir pul yirmi beş riyale satılmaktadır; acaba bu muamele sahih midir?
Cevap: Bunun sakıncası yoktur ve bu fazlalık faiz sayılmaz. Çünkü faizli muamele, ölçü ve tartıyla satılan ve aynı
cinsten olan iki şeyin alış verişinde alınan veya satılan şeyin miktarının ötekisine oranla fazla olmasıdır ve bu tür
muamele batıldır.
Soru 1592: Faiz bütün özel ve tüzel kişilere eşit şekilde mi haramdır, yoksa bazı özel durumlarda istisna var mıdır?
Cevap: Faiz genel olarak haram olmakla birlikte babayla oğul ve karıyla koca arasındaki faizli borç ve Müslüman'ın
gayrimüslimden aldığı faiz müstesnadır.
Sayfa 1 / 3
Soru 1593: Alış veriş belli bir fiyatla tamamlandıktan sonra tarafların, müşteri vadeli bir çek verdiği takdirde
belirlenen fiyat üzerine bir meblağ eklenmesi hususunda anlaşmaları caiz midir?
Cevap: Alış veriş belli bir fiyat üzerinden gerçekleştikten sonra fazlalık asıl meblağı ödemedeki gecikme
dolayısıyla istenirse, bu durumda fazlalık şer'an haram olan faizdir ve sırf tarafların bu fazlalığın ödenmesi üzerine
anlaşmalarıyla o para helâl olmaz.
Soru 1594: Bir kimsenin bir miktar borç paraya ihtiyacı olursa ve kendisine borç verecek birini de bulamazsa,
ihtiyaç duyduğu meblağı temin etmek için bir malı fiyatından fazlasına veresiye olarak satın aldıktan sonra onu aynı
mecliste satıcıya daha az bir fiyata nakit olarak satması; örneğin bir kilo safranı parasını bir sene sonra vermek üzere
veresiye olarak satın aldıktan sonra aynı mecliste satıcının kendisine nakit olarak satın aldığı fiyatın üçte ikisine
satması caiz midir?
Cevap: Faizli borçtan kaçmak için gerçekte bir tür hile olan böyle bir muamele şer'an haram ve batıldır.
Soru 1595: Ben kâr elde etmek ve faizden kaçmak için değeri yüksek olan bir evi beş milyon riyale satın aldım.
Sözleşme esnasında, satıcının beş ay içerisinde muameleyi feshedebileceğini ve bu durumda benden aldığı parayı
geri vererek evi alabileceğini şart koştuk. Muamele bittikten sonra aynı evi satıcının kendisine aylık 150 bin riyale
kiraya verdim. Şimdi muamelenin üzerinden dört ay geçtikten sonra İmam Humeyni'nin (r.a) fetvasına göre bu işin
faizden kaçmak için olursa caiz olmadığını öğrendim. Sizin fetvanıza göre bunun hükmü nedir?
Cevap: Eğer bu muamele ciddî bir iradeyle gerçekleşmemiş ve sadece satıcının borç para elde etmek ve müşterinin
ise bir kazanç sağlamak amacıyla biçimsel olarak yapılmışsa, faizli borçtan kaçmak için bir hile olan böyle bir
muamele şer'an haram ve batıldır. Bu tür muamelelerde müşterinin sadece evin fiyatı olarak satıcıya vermiş olduğu
parayı geri alma hakkı vardır.
Soru 1596: Faizden kaçmak için mala başka bir şey eklemenin hükmü nedir?
Cevap: Faizli borcun caiz olması için bunun hiçbir etkisi yoktur ve mala bir şey eklemekle faizli borç helâl olmaz.
Soru 1597: İşçi ve memurların çalıştıkları yıllarda aylık maaşlarının bir bölümünü, yaşlandıklarında kullanmak için
emeklilik sandığına ödemeleri ve emekliye ayrıldıktan sonra o parayı devlet tarafından ona eklenen bir meblağla
birlikte almalarının bir sakıncası var mıdır?
Cevap: Emekli maaşı almanın sakıncası yoktur. Devletin emekliye aylık maaşından kestiği miktara ek olarak
verdiği para, onun maaşlarının kârı değildir ve faiz sayılmaz.
Soru 1598: Bazı bankalar tapusu olan evin onarımı için cüâle sözleşmesi(1) çerçevesinde ev sahibine borç
veriyorlar; bu durumda, borçlu kişi borcunu yüzdelik bir oran fazlalıkla birlikte belli bir zamana kadar taksitle
ödemek zorundadır. Acaba bu şekilde borç almak şer'-an caiz midir ve bu konuda cüâle sözleşmesi nasıl tasavvur
edilebilir?
Cevap: Eğer söz konusu meblağ ev sahibine evini onarması için borç olarak verilmişse bu durumda onun cüâle
olması anlamsızdır; borcun kendisi her halükârda sahih olmakla birlikte verilen borçtan fazla almak şartı caiz
değildir. Ancak ev sahibinin, evin onarımı için ban-ka için bedel kararlaştırmasının sakıncası yoktur. Bu durumda
cu'l (bedel) sadece bankanın evin tamiri için harcadığı miktar değil, bankanın evi onarma karşılığında taksit olarak
istediği şeylerin hepsidir.
Soru 1599: Eşyayı nakit değerinden fazlasına veresiye olarak satın almak caiz midir? Bu faiz sayılmaz mı?
Cevap: Eşyaları nakit fiyatından fazlasına veresiye olarak satmanı ve satın almanın sakıncası yoktur; nakit ve
veresiye arasındaki fiyat farkı faiz sayılmaz.
Sayfa 2 / 3
Soru 1600: Bir kimse evini muhayyerlik satışıyla satar. Fakat satışı feshetmek için belirlenen zamana kadar parayı
müşteriye geri veremez. Bu arada üçüncü bir kişi satıcının muameleyi feshetmesi için bu parayı müşteriye öder;
ancak verdiği paraya ilâveten kendi hizmeti karşılığı bir miktar para almayı da şart koşar; şer'an bu meselenin
hükmü nedir?
Cevap: Eğer üçüncü kişi parayı müşteriye geri vermek ve muameleyi feshetmek için satıcı tarafından vekil olarak
görevlendirilmişse, yani, önce satıcıya bir miktar borç verir ve sonra satıcı tarafından vekil olarak onu müşteriye
vererek satışı feshederse, onun bu işi ve bu vekâletinden dolayı ücret almasının sakıncası yoktur. Ama müşteriye
ödediği parayı satıcıya borç olarak vermişse, bu durumda satıcıdan taraf müşteriye mal değeri olarak vermiş olduğu
paradan fazlasını isteyemez.
1- [Cüâle: İnsanın yapılan bir hizmet karşılığında işi yapan kimseye belli bir ücret ve ödül vermeyi kararlaştırmasına denir. Birisinin kim
kaybettiğim şeyi bulursa, ona şu kadar ödül vereceğim demesi gibi.]
Sayfa 3 / 3
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download