onur işeri inkılap tarihi 1

advertisement
ONUR İŞERİ
İNKILAP TARİHİ 1
TOKAT/SULUSARAY ANADOLU LİSESİ
TOKAT/SULUSARAY ANADOLU LİSESİ
İNKILAP TARİHİ
TOKAT/SULUSARAY ANADOLU LİSESİ
ONUR İŞERİ
 ĠNKILAP TARĠHĠNE GĠRĠġ
Ġnkılap(Devrim):Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için
siyasi,ekonomik,sosyal alanlarda ileriye dönük yapılan çağdaş ve köklü değişiklik
 ĠNKILABIN ÖZELLĠKLERĠ
 Bir halk hareketi olan inkılap,ihtiyaçların ve aydınların yönlendirmesi ile
oluşur
 İhtiyaçlara cevap veremeyen mevcut düzeni yıkma olayıdır
 Çağın gerisinde kalmış kurumları kaldırarak yeni düzen kurmayı amaçlar
 Demokratik düzen amaçlanır
 ĠNKILABIN AġAMALARI
I.EVRE:Fikri Hazırlık(Örgütlenme-Halkı Aydınlatma) AĢaması: Aydınların
yenilik fikrini topluma aşıladığı dönemdir
II.EVRE:Aksiyon (Ġhtilal) AĢaması:Eski düzenin silah zoruyla değiştirilmesi
aşamasıdır.
III.EVRE:Yeni Düzenin Kurulması AĢaması:Yenilikler ve hukuki düzenlemenin
olduğu aşamadır

Yapılan hareket ileriye dönük bir düzeni getiriyorsa inkılap,geriye dönük bir
düzeni getirmeyi amaçlamışsa irtica olarak nitelendirilir.
 TÜRK ĠNKILABINI DĠĞER ĠNKILAPLARDAN AYIRAN ÖZELLĠKLER




Ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik aynı anda gerçekleşmiştir.
Türk inkılabının hazırlığını yapanlar ve başarıya ulaştıranlar aynı kişilerdir
Yıkılan devletin yerine yeni bir devlet kurulmuştur
Kültürel alanda çağdaş batı kültürüne geçiş sağlanmıştır
Ġhtilal:Mevcut düzene karşı hukuki kurallara başvurmaksızın güce dayalı olarak
yapılan halk hareketidir.Fransız İhtilali,Rusya’daki Bolşevik ihtilal örnek olarak
gösterilebilir.
Hükümet Darbesi: Demokratik bir düzende,meşru olmayan yöntem ve araçlarla
yürütme gücüne zorla el koymaktır.Türkiye’De 1960 ve 1980’de ordunun yönetime el
koyması hükümet darbesi olarak gösterilebilir.
Reform (Islahat):Islah etme düzeltme anlamındadır.Mevcut düzenin devamı için
yapılan iyileştirme çabalarıdır.Köklü bir değişiklik gerektirmez.Osmanlı tarihindeki
yenilik çalışmaları buna örnektir.
Evrim: Zaman içerisinde meydana gelen değişikliktir.
MonarĢi:Yönetme yetkisinin tek bir kişide toplanmasıdır.
OligarĢi:Egemenliğin kaynağının,yönetme yetkisinin belirli biz zümreye ait
olmasıdır.İlkçağda Yunanistan’da görülen ilk demokrasi örneklerinde sadece asillerin
veya belirli bir gelir düzeyine sahip kişilerin seçme seçilme hakkına sahip olması gibi.
Teokrasi:Dini ve siyasi yetkilerin tek bir elde toplandığı yönetimlerdir.Devlet başkanı
aynı zamanda din başkanıdır.(Halifelik gibi).Egemenliğin kaynağının dini temelli
olmasıdır.
Demokrasi:Gücünü halktan alan yönetim anlayışıdır.Yönetime halk iradesi
egemendir.Eşitlik,özgürlük,insan hak ve hürriyetlerine saygı prensibine dayanır.
MeĢrutiyet:Hanedanın yanında halkında yönetime katıldığı sistemdir.Hükümdarın
yanında halkın seçmiş olduğu temsilcilerden oluşan bir meclis yer alır.
Cumhuriyet:Halkın kendi kendisini yönetmesidir.Yönetim,halkın belirli süreler için
seçtiği kişiler tarafından gerçekleştirilir.
Evrensellik:Bir ulus yada ülkeye ait olmayıp,dünya için geçerli olan değerler.
Örneğin,demokrasi,insan hakları gibi.
ÇağdaĢlık:Dünyanın gelişmiş toplumları ile uyum içinde olma durumu
Hukuken Tanıma:Muhatap kabul etme,yazılı belgeye dayalı olmayan görüşme
Resmen Tanıma:Yazılı belgeyle ya da sözleşmeyle sonuçlanan
görüşmeler,devletlerin karşılıklı olarak hukuki varlıklarını resmi yazılı açıklamayla
kabullenmesi
Fiilen(eylemsel) sona erme: Bağımsızlığın yitirilmesi,egemenliğin işgalcilerin eline
geçmesi
Hukuki malvarlığın resmen sona ermesi:Bir devletin yetkililerinin yasal muhatap
kabul edilmemesi durumu
Resmen sona erme:Bir devletin başkenti,hükümeti,devlet başkanlığı gibi temel
belirtilerinin ortadan kaldırılması
Devlet:Bir insan topluluğunun,bir toprak parçası üzerinde teşkilatlanarak varlığını
diğer toplumlara kabul ettirmesiyle ortaya çıkan siyasi organizasyondur.
Egemenlik (Hakimiyet): Bir devlette yönetme hakkına sahip güç
Millet (Ulus):Aralarında dil birliği bulunan ve bir arada yaşama arzusunda olan insan
topluluğudur.
Bağımsızlık:Devletin veya milletin yabancıların güdümünde veya işgalinde olmada
varlığını sürdürmesi durumudur.
Ulusal egemenlik: Ulusun,yönetme yetkisine sahip olmasıdır.
Liberalizm: Siyasi,sosyal,ekonomik ve bireysel özgürlüklerin benimsendiği
anlayıştır.
Ġmparatorluk:Çok uluslu devlet
Emperyalizm: Ekonomik, siyasi, kültürel alanda sömürü.
Kapitalizm: Kapital, ana mal, sermaye anlamındadır. Kapitalist sitemde temel amaç
kardır.Bütün teşebbüsler özel sektör tarafından gerçekleştirilir.Gelir dağılımında
dengesizlikler görülür.
Liberalizm: Siyasal, sosyal ve ekonomik alanda serbestliği savunan sistemdir. Liberal
ekonomilerde teşebbüsler özel sektör tarafından gerçekleştirilir. Rekabeti ve kaliteyi
ön plana çıkartmaya çalışır.
Sosyalizm: Teşebbüslerin devlet tarafından gerçekleştirildiği, kar amacı gütmeyen
sitemdir. Özel mülkiyet hakkı, tamamen ya da büyük ölçüde kısıtlanmıştır. Gelir
dağılımında denge sağlamaya çalışır.
-XX.yy DA OSMANLI DEVLETĠ
1909
istibdat
1909
1911-12 1912-13 1914-18
31 Mart
Anayasa
Trablusgarp Balkan
Birinci
Olayı
Değiş.
Savaşı
Dünya Savaş.
Savaş.
1908
1877-78
II.MeĢrutiyet
Bu dönemlerde devlet ideolojisi olarak;
1876
1856
I.MeĢrutiyet
-1800’lerden itibaren OSMANLICILIK,
-İstibdat döneminde ĠSLAMCILIK
- II. Meşrutiyet’in akabinde TURANCILIK
1839
Islahat Fermanı
1808
Tanzimat fermanı
Sened-i Ġttifak
-II. MeĢrutiyet‟in ardından yapılan
1909 Anayasa değiĢikliği ile;
Padişah’ın yetkileri kısıtlandı, Meclis yetkileri arttı.
Türk tarihinde ilk kez çok Partili hayata geçildi.
DÖNEMĠN GELĠġMELERĠ
-Meşrutiyet’in İlanı
-Trablusgarp Savaşı
-Balkan Savaşları
-Birinci Dünya Savaşı
II. MEġRUTĠYET‟ĠN ĠLANINA ORTAM HAZIRLAYAN GELĠġMELER
 Reval GörüĢmeleri (1908)
 Genç Subayların saraya başkaldırısı ve ordu içerisinde isyan belirtilerinin ortaya çıkması
 Osmanlı hanedanından başka birinin tahta geçeceği söylentileri
-REVAL GÖRÜġMELERĠ (1908)
Reval GörüĢmeleri 9 Haziran 1908 tarihinde günümüzde Estonya'nın başkenti olan
Tallinn'de İngiltere Kralı VII. Edward ile Rus Çarı Nikola'nın yaptığı görüşmedir. Reval
Görüşmeleri'nde Osmanlı ile ilgili konular da konuşulmuştur. Bu görüşmelerin temelinde
Almanya’ya karşı izlenecek politika yer almaktadır. Ġngilizlerin bu görüĢmelerdeki temel amacı;
Almanya‟ya yaklaĢan Osmanlı Devleti‟ni Rusya karĢısında zor durumda bırakmaktır.
Görüşmeler hakkında net bir açıklama yapılmaması "Osmanlı devletin parçalanacağı
düĢüncesini" güçlendirdi. Jön Türkler, bu görüşmede sultanın pasif politikasından dolayı
imparatorluğun paylaşıldığı yönünde yoğun bir propagandaya başlamışlardır. Jön Türkler, bu
dönemde İttihat ve Terakki çatısı altında teşkilatlanıp, Sultan Abdülhamid’e karşı faaliyet
yürütüyorlardı. İttihatçılar, Reval görüşmesini yabancı postaneler aracılığıyla kendilerine
ulaşan Avrupalı gazeteler ile Makedonya’daki Avrupalı konsoloslardan öğrendiler. Avrupalı
gazeteler de iki hükümdarın görüşmelerinde çeşitli meselelerin yanı sıra Makedonya‟nın da
masaya yatırılıp, bu Osmanlı toprağında yapılacak ıslahatın ele alındığı yazıyorlardı.
Islahat demek, o bölgenin kısa bir süre sonra imparatorluktan koparılması demekti.
İttihatçılar, Reval’de Rusya ile İngiltere’nin Türkiye’ye son darbeyi vurmaya, hasta
adamın ölümünü erkene almaya, Makedonya’yı, hatta Osmanlı İmparatorluğu paylaşmaya
karar verdiklerine inandılar. Bu duruma da İkinci Abdülhamid’in yanlış dış politikasının
sebep olduğu kanaatindeydiler. Eğer meclis açılır, Osmanlı vatandaşlarına eşitlik verilirse
Makedonya elden çıkmaz, ülkenin bütünlüğü sağlanır diye düşünüyorlardı.
Not: II. MeĢrutiyet‟in ilanını hızlandıran gelişmelerden birisi de REVAL görüşmeleridir.
-II. MEġRUTĠYET‟ĠN ĠLANI SONRASI ÜLKEDE YAġANAN KARIġIKLIKLAR
SIRASINDA;
 Avusturya-Macaristan Bosna Hersek‟i topraklarına kattı.
 Yunanistan Girit‟i tam ele geçirdi.
 Bulgaristan bağımsızlığını kazandı
-31 MART OLAYI(13 NİSAN 1909)
 MeĢruti düzeni sonlandırmak amacıyla çıkmış bir isyandır.
 Meşrutiyetçi hareketin en güçlü kanadı olan Ġttihat ve Terakki Cemiyeti'nin iktidarı
tam olarak ele geçiremeyerek dolaylı bir denetim kurması ve Ġngilizlerin İttihat ve
Terakkicilere söz geçiremeyeceğini fark etmesi, politik istikrarsızlığa yol açmış,
halk arasında da yaygın çalkantılar doğurmuştu. Bu koşullar bazı muhalefet
gruplarının kısa sürede İttihat ve Terakki'ye karşı İngilizlerin de desteğiyle
birleşmelerine zemin hazırladı. politik istikrarsızlık ve çatışmalar, İttihat ve
Terakki'ye muhalefet eden tanınmış gazetecilerin ajanlar tarafından öldürülmesiyle
daha da şiddetlendi.
 İsyanın başını Taksim Kışlasındaki avcı taburları çekiyordu.
 İsyanı Selanik’ten gelen Hareket Ordusu bastırdı.
 Eski düzeni geri getirmek istediğinden „irtica‟ olarak nitelendirilir.
 Osmanlı Devleti’nde rejimi yıkmaya yönelik ilk isyandır.
Hareket ordusunun komutanı Mahmut Şevket Paşa; kurmay baĢkanı ise M.Kemal‟dir.
 M.Kemal ilk kez tarihi bir olayda karşımıza çıkmaktadır.
 Bu ayaklanmadan sonra Mebusan Meclisi II.Abdulhamid’i tahttan indirerek V.Mehmet
Reşat’ı tahta çıkardı.
 Meclis kararıyla tahttan indirilen ilk PadiĢah II.Abdulhamid‟dir.
OSMANLI DEVLETĠ‟NĠ DAĞILMAKTAN KURTARMA AMACIYLA ĠLE
ORTAYA ÇIKAN FĠKĠR AKIMLARI
FĠKĠR AKIMI
Batıcılık
SAVUNUCULARI
-Abdullah Cevdet
-Celal Nuri
Osmanlıcılık
-Genç Osmanlılar
Ġslamcılık
-Mehmet Akif
-Sait Halim Paşa
-Ziya Gökalp –İsmail Gasp.
-Yusuf Akçura -Ömer Seyf.
-Prens Sebahattin
Türkçülük
(Turancılık)
Adem-i
Merkeziyetçilik
AMAÇ
-Batının örnek alınarak
devletin kurtarılacağı
düşüncesi
-Osmanlı sınırları içinde
yaşayan tüm toplulukları
eşit hale getirmek
-Tüm Müslümanları tek
çatı altında toplama
-Bütün Türkleri tek
bayrak altında toplama
-Federal yönetim –liberal
ekonomi
AKIMIN ETKĠLĠ
OLDUĞU DÖNEM
-Lale Devri, Tanzimat
Dönemi
-I.Meşrutiyet
-İstibdat Dönemi
-II. Meşrutiyet Dönemi
-II. Meşrutiyet Dönemi
-TRABLUSGARP SAVAġI(1911-1912)
-İtalya ve Osmanlı Devleti arasında olmuştur.
-Trablusgarp bugünkü Libya’dır.
SavaĢın Sebebi:
 Siyasi birliğini geç tamamlayan İtalya’nın sanayisi için
hammadde ve pazar aramasıdır.(emperyalizm-sömürgecilik)
 Trablusgarp’ın siyasi konum olarak İtalya’ya yakın olması
 İtalya’nın Recconigi AntlaĢması ile Rusya’nın desteğini alması.(1909)
 İç karışıklıklar sebebiyle Osmanlı Devleti’nin bu bölgeyi savunacak durumda olmaması
Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’a kara ve denizden müdahale etme şansı yoktu. Çünkü;
-1882‟de Mısır Ġngiltere tarafından iĢgal edilmiĢti ve Osmanlı Devleti‟nin bölgeyle kara
bağlantısı kalmamıĢtı.
-Denizden müdahale yapılamazdı ve Osmanlı Donanması kullanılamaz haldeydi.
Bunun üzerine Osmanlı Genelkurmayı kendinden izin isteyen gönüllü subayların Trablusgarp’a
gitmesine izin verdi. Bu subaylar; Enver PaĢa, Fethi Bey, Fuat Bey, Nuri Bey ve Mustafa
Kemal‟di.
Burada yerli halkı örgütleyen Türk komutanlar başarılı savunma savaşları yaptılar. Enver Paşa
Bingazi’de;M.Kemal Derne ve Tobruk‟ta İtalyanlara karşı başarılar elde ettiler.
Bölgede istediği sonuca ulaşamayan İtalya Osmanlı Devleti’ni barışa zorlamak için Onikiada‟yı işgal
etmiştir.
Balkan Savaşları çıkınca Osmanlı Devleti İtalya ile UġĠ AntlaĢması’nı yaptı
UġĠ ANTLAġMASI(15 Ekim 1912)
İSVİÇRE’NİN Lozan kentinde imzalanan antlaşmaya göre;
-Trablusgarp ve Bingazi İtalyanlara bırakılacak.(Böylece Osmanlı Devleti Afrika‟daki
son toprağını da kaybetmiĢ oluyordu.
-Afrika‟da Osmanlı kayıpları;
1830 Cezayir (Fransa)
1881 Tunus (Fransa)
1882 Mısır (İngiltere)
1912 Libya (İtalya)
-Onikiada Balkan savaşları sonuçlanana kadar geçici olarak İtalyanlarda kalacak
-Trablusgarp dini bakımdan halifeye bağlı kalacak.
Ayrıca Trablusgarp SavaĢı;
-M.Kemal’in içinde yer aldığı ilk savaĢtır.
-Osmanlı Devleti’nin üç kıtaya yayılma özelliği sona ermiştir.
-Tarihte ilk kez uçakların kullanıldığı bir savaş olmuştur.
-M.Kemal bu savaşta emperyalizme karĢı ilk mücadelesini
vermiĢtir.
-BALKAN SAVAġLARI (1912–1913)
Nedenleri
-Milliyetçilik
-Rusya’nın Panslavizm düşüncesini hayata geçirmek isteme
-Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu durum savaşın çıkmasında etkili olmuştur.
-Avrupalı Devletlerin Osmanlı Devleti’nin Avrupa’daki varlığına son vermek istemesi.(Şark Meselesi)
-Balkan Devletlerinin Osmanlı’yı Balkanlardan atmak istemesi
-Kiliseler Kanunu‟nun çıkarılması(Bu kanuna göre Balkan topraklarında ihtilaflı kilise,
mektep ve mukaddes yerlerde hangi unsurun nüfusu çok ise ona aittir" esasını kabul etti.
Böylece ortaya çıkan sürtüşme ile kiliseler ve dolayısıyla bunlara bağlı olan gruplar
yıllarca birbirleriyle mücadele etti ve birbirlerini devamlı hasım olarak gördüler. İşte
Kiliseler Kanunu bu düşmanlığı sona erdirdi, o zamana kadar birbirleriyle mücadele
edenlerin birleşerek Osmanlı Devletine karşı mücadele etmelerine sebep oldu. Böylece
Balkan ittifakının gerçekleşmesi için en büyük problem ortadan kalkıyordu.)
BĠRĠNCĠ BALKAN SAVAġI
(8 Ekim 1912–30 Mayıs 1913)
Balkanlarda Osmanlı Kayıpları;
Bulgaristan
Yunanista
Sırbistan
Karadağ
OSMANLI DEVLETİ
Yunanistan-1829 Edirne Antlaşması
Sırbistan, Karadağ, Romanya(1878 Berlin Ant.)
Bulgaristan (1908 II. Meşrutiyet’teki karışıklar esn.)
Arnavutluk (I.Balkan savaşı sırası)
Not: Savaş devam ederken ARNAVUTLUK‟TA durumdan
yararlanarak bağımsızlığını kazanmıştır. Arnavutluk Osmanlı‟dan ayrılan son Balkan milletidir
Osmanlı Devleti‟nin I.Balkan SavaĢında
baĢarısız olmasının nedenleri:
-Ordudaki subaylar arasındaki siyasi çekiĢme
-Ordunun önemli bir bölümünün terhis edilmesi
-Düzenli bir haberleşme ağının olmaması
-Silah, cephane, gıda gibi lojistik unsurların yeterli
olmaması
Not:Balkan savaşları devam ederken M.Kemal
25 Kaım 1912’de Çanakkale ve Gelibolu’nun
savunulması için kurulan Çanakkale ve Boğazlar
Birleşik Kuvvetler Harekât Şubesi Müdürlüğüne
getirildi.
LONDRA ANTLAġMASI (30 MAYIS 1913)




Osmanlı Devleti Midye-Enez hattının doğusuna çekilecek. Edirne ve Kırklareli kaybedildi.
Kuzey ve Orta Makedonya Sırbistan’a kalmıştır.
Güney Makedonya Girit Yunanistan’a bırakılmıştır.
Arnavutluk ve Ege adalarının durumunu Avrupalı büyük devletler belirleyecek.
Batı Trakya:(Meriç ırmağının batısı ile Kavala arasındadır). Gümülcine, Dedeağaç, Yanya,Sofulu, İskeçe…
I.BALKAN SAVAġI‟NIN SONUÇLARI
-Rumeli’deki Osmanlı egemenliği sona erdi.
-Ege’deki Türk hâkimiyeti sona erdi
-Arnavutluk bağımsızlığını kazandı.
-BAB-I ALĠ BASKINI (23 Ocak 1913)
İttihat ve Terakkiciler Londra’da konferans devam ederken Kamil Paşa Hükümeti’ni Edirne’yi
düşmana teslim etmekle ve Balkan Savaşı’ndaki yenilgiyle sorumlu tuttular. Enver Bey önderliğinde
bir grup İttihat ve Terakki yöneticisi, Bâb-ı Âli'de bulunan Bakanlar Kurulu'nu toplantı
halindeyken bastı. Tarihte Bâb-ı Âli Baskını adıyla anılan bu askeri darbede Harbiye Nazırı
Nazım Paşa çıkan arbedede öldürüldü, başbakan Kâmil PaĢa silah tehdidi altında istifa
ettirildi. Erkân-ı Harbiye Reisi (genelkurmay başkanı) Mahmut ġevket PaĢa sadrazam ilân
edildi.
11 Haziran'da Sadrazam Mahmut Şevket Paşa makam arabasının içinde uğradığı bir
suikast sonunda hayatını kaybetti. Bu olay üzerine alınan baskı tedbirleriyle ülke yönetimi
oldukça baskıcı bir sürece girdi. Mahmut Şevket Paşa cinayetiyle ilgili 15 kişi idam edildi,
çok sayıda yazar ve aydın Sinop Kalesine sürgün edildi. Sait Halim PaĢa'nın sadrazamlığı
altında, ülke Mehmed Talat PaĢa, Enver PaĢa ve Cemal PaĢa'lardan oluşan üçlü tarafından
yönetildi. Bu üçlü Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na girmesinde de etkili oldu.
Not: Bab-ı Ali Baskını bir hükümet darbesidir. Rejimi değiştirmek için yapılmamıştır.
ĠKĠNCĠ BALKAN SAVAġI
(30Haziran 1913)
Nedeni: Birinci Balkan Savaşı sonunda Bulgaristan’ın en büyük payı alması.
Not: Birinci Balkan Savaşında yer almayan Romanya’da savaş katıldı.


Osmanlı Devleti Balkan Devletleri arasındaki mücadeleden faydalanıp,Edirne ve Kırklareli’yi
geri almıştır.
Savaş Bulgaristan’ın yenilgisiyle sona ermiş ve çeşitli antlaşmalar imzalanmıştır.
II. Balkan SavaĢı Sonunda:
-Balkan Devletleri kendi arasında BükreĢ AntlaĢmasını imzaladı.(10 Ağustos 1913)Buna göre;
 Dobruca’nın bir kısmı Romanya’ya
 Manastır,Üsküp ve Priştine Sırbistan’a
 Girit,Makedonya ve Selanik Yunanistan’a bırakıldı.
-Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasında ĠstanbulAntlaĢması imzalandı.(29 Eylül 1913)Buna
göre;
 Edirne, Dimetoka ve Kırklareli Osmanlıda kalacak; Dedeağaç ve Kavala Bulgaristana
verilecek, Meriç Nehri iki devlet arsında sınır olacak.
 Bulgaristan’daki Türkler Bulgarlarla eşit haklara sahip olacak.
 Türkler Bulgaristan’da azınlık statüsüne kavuştular
-Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında Atina AntlaĢması imzalandı.(1913) Buna göre;
 Yanya, Selanik, Girit Yunanistan’a ver. Meriç nehri sınır olarak belirlenecek.
 Yunanistan’dai Türklerin hakları güvence altına alınacak.
Not: Osmanlı Devleti sınırı olmamasına rağmen bölgedeki Türklerin haklarını korumak için Sırbistan
ile de Ġstanbul AntlaĢmasını yapmıştır.(1914)
Not: Osmanlı’nın imzaladığı her üç antlaşmada da; Balkan devletlerinin sınırları içinde kalan
Türk topluluğunun durumuna ilişkin hükümler bulunmakta, Balkanlardaki Türk halkının din
ve mezhep özgürlüğü, Türkçe öğretim yapan ilk ve ortaokulların açılması gibi hususlara yer
verilmektedir.
BALKAN SAVAġLARININ DEĞERLENDĠRĠLMESĠ
 Arnavutluk, bütün Makedonya, Batı Trakya, Ege Adaları (Bozcaada ve Gökçeada hariç)
Osmanlı Devleti’nin elinden çıktı.
 Batı Trakya Türkleri, Ege’de kıta sahanlığı ve karasuları gibi günümüze kadar gelecek
sorunlar ortaya çıktı.
 İttihat ve Terakki, yönetimi tamamen ele geçirdi ve orduda ıslahatlar başlatıldı. Bu amaçla
Almanya’dan çok sayıda subay getirildi.
 Osmanlı Devleti’nin güçsüzlüğü iyice ortay çıkmış oldu.
 Balkan topraklarından Anadolu’ya yapılan göçler sosyal, kültürel ve ekonomik sıkıntıların
artmasına neden oldu.
-BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġI
(1914-1918)
KONU BAġLIKLARI
-Savaşın Sebepleri
-Bloklaşmalar
-Osmanlı Devleti’nin Savaşa Girmesi
-Osmanlı Devleti’nin Savaştığı Cepheler
-Gizli Antlaşmalar
-ABD’nin savaşa girmesi-Wilson İlkeleri
-Savaşı Sona Erdiren Ateşkesler
-Paris Barış Konferansı
-Savaşı Genel Sonuçları
 SAVAġIN SEBEPLERĠ
GENEL SEBEPLER
 Milliyetçilik(ulusalcılık/nasyonalizm)
 Silahlanma yarışı(Militarizm)
 Ekonomik rekabet(sömürgecilik/emperyalizm)
ÖZEL SEBEPLER
 İngiltere ve Almanya arasındaki ekonomik ve siyasi rekabet
 Fransa’nın 1871 Sedan savaşıyla Almanya’ya kaptırdığı Alsas-Loren bölgesini geri almak
istemesi
 Rusya’nın Balkanlarda izlediği Panslavizm politikasının Avusturya’yı rahatsız etmesi ve
Almanya’nın Pangermenizm politikasıyla çatışması.
 Rusya’nın tarihi emellerini gerçekleştirme düşüncesi, sıcak denizlere inme isteği
 İtalya’nın Akdeniz’de hâkim olma isteği
 Japonya’nın Asya’da yayılma amacı
GÖRÜNÜR SEBEP: Avusturya-Macaristan Ġmparatorluğu Veliahtı Franz Ferdinand,28
Haziran 1914 günü Saraybosna'yı ziyaretinde bir Sırp Milliyetçisi olan 'Princip' tarafından
öldürüldü. İki devleti bir arada tutan tek unsur olan Habsbourg Hanedanı'nın tek veliahtı
öldürülmüştü. Avusturya Hükümeti'nin tepkisi çok sert oldu. Fakat Rusya'yı tek başına karşısına
almaya çekinen Avusturya, öncelikle Almanya'ya danıştı. Almanya'nın verdiği üstü kapalı desteğin
ardından, Avusturya Sırbistan'a 48 saat süreli ve bağımsız bir devletin kabul edemeyeceği ağır bir nota
verdi. Sırbistan bu notaya Rusya'nın desteğiyle, kaçamak yanıtlar verdi. Bunun üzerine Avusturya,28
Temmuz 1914'te Belgrad'ı bombalamaya başlayarak, Sırbistan’a savaş ilan etti
 BLOKLAġMALAR
Ġtilaf Devletleri
(AnlaĢma)
-İngiltere
-Fransa
-Rusya
-Sırbistan,Japonya,Romanya
ABD,Yunanistan,Belçika
Karadağ,Çin ve Hollanda
Ġttifak Devletleri
(BağlaĢma)
-Almanya
-İtalya
-Avusturya-Macaristan
-Savaş başladıktan sonra İtalya taraf değiştirdi
-Osmanlı Devleti ve Bulgaristan savaş girdi.
 OSMANLI DEVLETĠ‟NĠN SAVAġA GĠRMESĠ
-Bu sırada Padişah V.Mehmet ReĢat‟tır.3 Temmuz 1918’e kadar tahttadır.
-3 Temmuz 1918’de VI. Mehmet Vahdettin tahta çıktı.
-Sadrazam Sait Halim PaĢadır. Şubat 1917’ye kadar.
-Enver PaĢa: Harbiye Nazırı ve Genel Kurmay Başkanıdır.
-Cemal PaĢa: Bahriye Nazırıdır.
-Talat PaĢa: Dâhiliye Nazırı’dır. Şubat 1917’de Talat Paşa Sadrazam olacaktır.
SavaĢ BaĢlayınca Osmanlı Devleti‟nin Tutumu;
 Tarafsızlığını ilan etti
 Boğazları kapattığını açıkladı
 Kapitülasyonları tek taraflı kaldırdığını açıkladı
 Genel seferberlik ilan edildi.
-İtilaf devletleri, savaşın geniş bir alana yayılmasını engellemek ve savaş sonrası Osmanlı topraklarını
paylaşmak istemeleri gibi nedenlerle Osmanlı Devleti’nin tarafsız kalmasını istiyorlardı. İttihat-Terakki
Hükümeti, savaĢın kaçınılmaz olduğunu fark ettiği andan itibaren, İngiltere ve Fransa ile uzlaşmak
amacıyla çalışırken, Almanya ile de ilişkilerini aynı ölçüde sıkı tutmaya çalışmıştır. İtilaf Devletleri tarafsız
kalması karşılığında Osmanlı Devleti’ne kapitülasyonları kaldırmayı ve Osmanlı Devleti’nin borçlarını
silmeyi teklif ediyorlardı.
-Osmanlı Devleti İtilaf Devletleri’nin yaklaşımını samimi bulmadı. Rauf Orbay ve ekibi Londra'dan eli
boş döndü. Hatta bu sırada Osmanlı-Alman yakınlaşmasından rahatsız olan İngiltere Osmanlı Devleti'nin
sipariş ettiği iki zırhlıyı Osmanlı Devleti'ne teslim etmekten vazgeçti.
-Almanya‟nın Osmanlı Devleti’ne bakış açısı ise farklıydı. Almanya özellikle Osmanlı Devleti’nin kendi
yanında savaşa girmesini istiyordu. Almanya, Osmanlı Devleti’nin stratejik konumundan yararlanmak
istiyordu. Almanya‟nın, Osmanlı Devleti‟ni kendi yanında savaĢa sokarak ulaĢmak istediği
hedefler:




Savaşı geniş alana yayarak, kuşatma altına alınmaktan kurtulmak.
Yeni cephelerin açılmasını sağlayarak, İtilaf devletlerinin askeri gücünü bölmek.
Boğazları itilaf devletlerine kapatarak Rusya’ya yardım ulaşmasını engellemek.
Süveyş kanalını alarak İngiltere’nin sömürgeleriyle olan bağlantısını kesmek. Halifeye
“cihat” ilan ettirerek Müslümanları kendi yanına çekmek ve İngiltere’yi içten
çökertmek.
 Ortadoğu petrollerinden yararlanmak.
 Osmanlı’nın askeri gücünden (nüfus bakımından) yararlanmak.
Osmanlı Devleti‟nin Almanya‟nın yanında savaĢa girmesi ve ilgili hedefleri Ģunlardır;






İngiltere ve Fransa’ya duyulan güvenin yitirilmesi.
Kaybedilen toprakları geri alma düşüncesi. Siyasi yalnızlıktan kurtulmak.
İttihat ve Terakki’nin Almanya hayranlığı.
Almanya’nın yardımıyla bozulmuş olan ekonomiyi düzeltmek.
Kapitülasyonlardan ve dış borçlardan kurtulmak.
Ege Denizi’nde üstünlük kurarak Yunanistan’ın “Megalo Ġdea”sını engellemek ve
Anadolu kıyılarını güvenlik altına almak.
Osmanlı Devleti‟nin SavaĢa GiriĢine Sebep Olan GeliĢme;
-Osmanlı Harbiye nazırı Enver Paşa, Almanlarla gizli bir ittifak antlaĢması imzaladı.(2
Ağustos 1914)Bu anlaşmayla Osmanlı Devleti savaşa girmiş oluyordu. Ancak Osmanlı tarafsız
durumunu bir müddet daha sürdürdü. Seferberlik faaliyetleri ise devam ediyordu.
Öte yandan Ġki Alman savaĢ gemisi (Goben ve Breslav) İngiliz donanması önünden
kaçarak Osmanlı Devleti’ne sığınmıştı. Enver Paşa’nın talimatıyla Yavuz ve Midilli adı verilen
gemilerin Almanya’dan satın alındığı açıklanarak, gemilere Türk bayrağı çekildi. Daha sonra
Koramiral Souchon yönetimindeki gemiler Karadeniz’deki Rus limanı olan Sivastopol ve Odesa’sı
topa tuttular (28 Ekim 1914). Bunun üzerine,30 Ekim günü Rusya Osmanlı Devleti'ne savaş açmış,
bundan birkaç saat sonra Enver Paşa, Osmanlı Devleti'nin Rusya'ya savaş ilan ederek, savaşa İttifak
Bloğu yanında girdiğini duyurmuştur. Bu duyurudan sonra İngiltere ve Fransa, Osmanlı Devleti'ne
savaş ilan etmiştir.
 OSMANLI DEVLETĠ‟NĠN SAVAġTIĞI CEPHELER
CEPHELER
TAARRUZ
CEPHELERĠ
-Kafkasya
-Kanal

SAVUNMA
CEPHELERĠ
SINIRLARI DIġINDAKĠ
CEPHELER
(Müttefiklere yardım)
-Çanakkale
-Irak
-Hicaz-Yemen
-Suriye-Filistin
-Galiçya
-Romanya
-Makedonya
KAFKASYA CEPHESĠ
 Ruslara karşı savaşılmıştır. Taarruz amaçlı açılmış bir cephedir.
 Açılmasındaki amaç, Rus kuvvetlerini Kafkasya’da tutmak(Almanya’nın amacı),İran ve
Afganistan üzerinden Hindistan’a geçmek buradaki Müslümanları İngiltere’ye karşı ayaklandırmak,
Türkistan’a ulaşıp „Turan‟ idealini gerçekleştirmek, Bakü petrollerinin kontrolünü sağlamak
 Enver Paşa’nın emriyle 20 Aralık 1914’te harekete geçen Osmanlı ordusu bu cephede soğuk
hava ve salgın hastalıktan dolayı ağır kayıplar verdi (SarıkamıĢ harekâtı )
 Osmanlı ordusunun ağır kayıplar veresi üzerine, Rus ordusu önündeki engel kalktı ve
Erzurum, Erzincan, Muş, Bitlis ve Trabzon Rus işgaline uğradı. Rusların kışkırtmasıyla Ermeniler bu
bölgede isyan ettiler. Bunun üzerine “1915 Tehcir Kanunu” çıkarıldı. Tehcir; zorunlu göç
anlamındadır, Anadolu’daki Ermeniler Suriye ve Lübnan’a zorunlu göçe tabi tutulmuşlardır.
 Bu cephedeki tek baĢarı, Mustafa Kemal’in 16. Kolordu Komutanı olarak Muş ve Bitlis’in
Rus işgalinden kurtarması olmuştur. Bu başarısından dolayı Mustafa Kemal generalliğe terfi etti.
 Rusya’da çıkan Bolşevik İhtilali (1917) nedeniyle Rusya, barış istemek zorunda kaldı. 3 Mart
1918‟de Rusya ve Ġttifak Devletleriyle Brest-Litowsk AntlaĢmasını imzalandı. Bu antlaşma ile
savaştan resmen çekilen ilk devlet Rusya oldu. Berlin Antlaşması’nda Ruslara bırakılan; Kars,
Ardahan ve Batum (elviye-i selase) geri alındı.(Toprak kazanılan tek cephe)(Brest-Litowsk
AntlaĢması Sovyet Rusya ile Osmanlı Devleti arasındaki tek resmi anlaĢmadır)
 ÇANAKKALE CEPHESĠ
 Savunma amaçlı bir cephedir.
 Ġngiltere ve Fransa‟nın amacı Boğazı geçip, İstanbul’u ele geçirmek, Osmanlı’yı savaş dışı
bırakmak, Rusya’ya yardım etmek, henüz savaşa girmemiş Balkan Devletlerinin Almanya’nın
yanında savaşa girmesine engel olmaktı.
 1915’te yapılan deniz savaşlarını İngiltere ve Fransa kaybetti (18 Mart 1915). Nusret Mayın
gemisi bu başarıda etkili olmuştur.
 İngiltere ve Fransa Nisan 1915’te de kara savaşlarına giriştiler. General Hamilton
komutasındaki birlikler, Anafartalar, Arıburnu, Conkbayırı, Kireçtepe, Kumkale’de 9 ay süren
kara savaşlarını kaybettiler. Bu başarıda Anafartalar Grubu komutanı Albay M. Kemal Paşa’nın
Conkbayırı’ndaki ustaca manevraları etkili olmuştur. (Anafartalar Kahramanı)
 Ocak 1916’da İtilaflar Gelibolu yarımadasını tamamen boşalttılar. Böylece ilk kapanan cephe
de Çanakkale cephesi olmuş oldu. Mustafa Kemal Arıburnu’nda “Ben size savaĢmayı değil,
ölmeyi emrediyorum.” sözünü de burada söyledi.
 Bu baĢarı sonucun da;
-I.Dünya savaşının süresi uzadı. Rusya savaştan çekildi. Almanya doğu cephelerinde başarı elde
etti. Bulgaristan’ın İttifak grubuna katılmasına sebep olmuştur. Mustafa Kemal’in içte ve dışta
tanınmasına sebep oldu. Sömürgelerde milli ayaklanmalar başladı. İngilizler Irak cephesine daha
fazla önem verdiler. Bu cephe I.Dünya savaşında Osmanlı’nın başarılı olduğu tek cephedir. Çok
sayıda aydınımız ve eğitimli insanımızı kaybettiğimiz bir cephedir. Bundan dolayı Aydınlar
SavaĢı olarak geçer.

KANAL CEPHESĠ(SÜVEYġ-MISIR)
 Almanya’nın isteği üzerine Osmanlı Devleti tarafından açılan taarruz amaçlı bir cephedir.
 Amaç; Süveyş Kanalı’nı ele geçirmek ve İngiltere’nin sömürgeleriyle bağını kesmekti. Ayrıca
Osmanlı bu cephe vasıtasıyla Mısır’ı geri almayı düşünüyordu.
 Osmanlı ordusu iki kez taarruz etmesine karşın başarılı olamamıştır.
 Osmanlı Devleti bu cephede, Araplardan destek göreceğini düşünüyordu ama İngiltere’nin
bağımsız devlet kurma vaatlerine kanan Araplar, İngiltere ile işbirliği yaptılar. Bu durum hem
Osmanlı Devleti’nin yenilmesine neden oldu, hem de ümmetçilik fikrinin geçersizliğini ortaya
koydu.
 IRAK CEPHESĠ
 Savunma amaçlı bir cephedir.
 İngilizlerin, Ortadoğu (Abadan) petrollerini kontrol altına almak istemesi ve Ruslara yardım
göndermek amacıyla açılmıştır.
 1914’te İngilizlerin Basra’ya asker çıkarması ile başladı. Amaçları Abadan petrollerini
korumaktı. Ayrıca Ruslarla karadan da birleşmek istiyorlardı. 1915’te İngilizler Bağdat’ın 16O KM
güneyindeki Kutul-Amara‟ya girdiler. Kutul Amara’nın hemen kuzeyindeki Selman-ı Pakt’ta
Türk ordusu savunma kurmuştu. İngiliz General Towsent 18000 askeri ile teslim alındı. İngilizler
yeniden harekete geçtiler.1917 Martında önce Bağdat’a ve daha sonra da Musul’a kadar ilerlediler.
Bu cephe I.Dünya savaşında en uzun süre devam eden cephedir.
 FĠLĠSTĠN-SURĠYE CEPHESĠ
 Bu cephe Kanal cephesinin devamı sayılan bu cephede İngilizlere karşı savaşılmıştır.
Başarısızlık üzerine Liman Van Sanders yerine Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığı’na atanan
Mustafa Kemal bu cephede itilaf devletlerini Halep’in kuzeyinde durdurmayı başarmıştır.
 YEMEN-HĠCAZ CEPHESĠ
 Bu cephede de Suriye Filistin cephesindeki gibi Arap-İngiliz İttifakı ile savaşıldı.. Bu durum
ümmetçilik anlayışının önem kaybettiğini gösterir. Fahreddin PaĢa‟nın Medine‟de yaptığı Ģanlı
savunma da ateşkesin imzalanmasıyla son buldu.
 OSMANLI DEVLETĠ‟NĠN SINIRLARI DIġINDA SAVAġTIĞI
CEPHELER:
1- Galiçya Cephesi: Galiçya, Avusturya - Macaristan toprakları içerisindedir. Rusya’ya karşı savaşan
Almanya ve Avusturya’ya yardım edildi. Gönderilen kuvvet ise 1 kolordudur. Rusya’da İhtilal çıkınca
birliklerimiz de geri dönmüştür.
2-Makedonya Cephesi: Fransa ve Sırp İttifaklarına karşı Bulgarlara yardım edilmiştir.
3-Romanya Cephesi: Bu bölgede Bulgarları Romanya ve Rus ittifakına karşı desteklenmiştir.
Not: I.Dünya Savaşı’nda M.Kemal;
-1915’te Çanakkale;19.Tümen Komutanı
-1916’da Kafkas;16.Kolordu
-1917’de Suriye 7.ordu
-1918’de Suriye Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı
 I.DÜNYA SAVAġI DEVAM EDERKEN YAPILAN GĠZLĠ
ANTLAġMALAR
Bu antlaşmaların ortak amacı Osmanlı topraklarını paylaşmaktır başlayacaktır. Bu antlaşmalar
1915–1917 yılları arasında olmuştur.
ĠSTANBUL ANTLAġMASI: (Boğazlar AntlaĢması) (1915)
İngiltere, Fransa ve Rusya arasında Rusya’nın isteğiyle yapılmıştır.4 Mart–10 Nisan 1915 tarihlerinde
yapılan bu antlaşmaya göre;
 Ġstanbul ve Boğazlar Ruslara verilecek. Midye-Enez ile Sakarya arasındaki topraklar da
Rusya’ya verilecek. Rusya da İngiltere ve Fransa’nın Anadolu ve Orta doğudaki yayılma
alanlarını kabul edecek.
LONDRA ANTLAġMASI: (1915)
1915’te İngiltere, Fransa, Rusya ve İtalya arasında yapıldı.
On iki ada kesin olarak İtalya’nındır. Anadolu işgal edilecek olursa Antalya ve çevresi de İtalya’ya
verilecek. Ġtalya Ġttifak grubundan Ġtilaf grubuna geçti.
PETROGRAD PROTOKOLÜ: (1916)
 İngiltere ve Fransa'nın boğazlara ek olarak Doğu Karadeniz kıyıları ile Erzurum, Bitlis ve Van'ı
Rusya'ya bıraktıkları antlaşmadır.
SYKES - PĠCOT ANTLAġMASI: (1916)
İngiliz General Mark Sykes ve Fransız General Picot arasında 1916’da imzalandı. Ayrıca Rusya’dan
da onay alınmıştır. Buna göre;
Boğazlar ve Doğu Anadolu Rusya’ya, Suriye, Musul, Adana, Mersin, Harput, Kayseri Fransa’ya
Irak ve Akka,Hayfa Limanları İngiltere’ye bırakılacak.
MAC MAHON ANTLAġMASI: (1916)
 İngilizlerin Mısır valisi Mac Mahon ve Hicaz Emiri Şerif Hüseyin arasında yapılmıştır. Buna göre
Araplar bulundukları bölgede Türklere karşı ayaklanacak ve Türkleri bölgelerinden çıkaracaklar.
Bunun karşılığında Başkenti Hicaz olan büyük bir Arap İmparatorluğu kurulacak, başına da Şerif
Hüseyin geçecektir.
ST. JEAN DE MAURĠENNE ANTLAġMASI: (1917)
 Rusya savaştan çekilince İtalya’nın önemi de arttı. İngiltere, Fransa ve İtalya arasında yapıldı. (1917)
Buna göre; İzmir, Aydın ve Konya bölgeleri İtalyanlara verilecektir.
BOULFOUR DEKLERASYONU (1917)
 İngiltere Dış İşleri Bakanı'nın Filistin'de bir Yahudi devletinin kurulmasına destek vereceklerine
yönelik deklarasyonla ABD'deki Yahudi lobisinin desteği alınmak istenmiştir.
Not:I. Dünya SavaĢı sırasında yapılan gizli antlaĢmalar, Sovyet Rusya tarafından, BolĢevik
Ġhtilali ile beraber, dünya kamuoyuna açıklanmıĢtır.
 ABD‟nin SAVAġA GĠRMESĠ VE WĠLSON ĠLKELERĠ
ABD savaş sırasında tarafsızlığına ilan etmiş olmasına rağmen, İngiltere ve Fransa’ya silah
satıyordu. Bu gelişme karşısında Almanya’nın uyarılarına rağmen ABD silah satmaya devam edince
Atlas Okyanusu’nda Alman denizatlıları bazı ABD ticaret gemilerini batırdı. Aynı zamanda,
Almanya’nın kurmaya çalıştığı Alman-Meksika Ġttifakı‟da ABD’de büyük bir tepkiye yol
açmıştı.(Almanya ABD’nin savaşa girmesi durumunda Meksika’nın ABD’ye saldırmasını
istiyordu.)
Bu iki nedenin ABD’de kamuoyu oluşturmasıyla, Amerikan Kongresi 6 Nisan 1917‟de
Almanya‟ya savaĢ ilan etti. ABD’nin savaşa girmesi, aynı zamanda dönemin en büyük
ekonomik imkânlarına sahip olan bir devletin savaşa girmesi demekti. Bu da savaşın kaderine
çok önemli etkilerde bulunmuştur.
ABD,savaşa girdikten bir süre sonra ABD başkanı Woodrov Wilson kendi adıyla anılan ilkeleri
yayımladı. İtilaf devletleri de ABD’yi yanlarında tutmak istediklerinden dolayı bu ilkeleri kabul
ettiklerini bildirmişlerdir.
WĠLSON ĠLKELERĠ(8 Ocak 1918)
ABD savaşa girerken, dünya barışını teminat altına almak üzere bazı ilkeleri dünya kamuoyuna
duyurdu. 14 maddeden oluĢan Wilson Ġlkeleri‟nin temel ilkeleri Ģunlardır;
 Her millet, çoğunlukta olduğu topraklar üzerinde kendi bağımsız devletini kuracak (Self
Determination). Bu madde sömürgeciliğe ve imparatorluğa karşıdır.
 Galip devletler mağlup devletlerden savaş tazminatı ve toprak almayacak.
 Devletlerarası gizli diplomasiye ve silahlanmaya son verilecek.
 Cemiyet-i Akvam (Milletler Cemiyeti) devletlerarası anlaşmazlıklara çözüm bulmak için
kurulacak.
 Almanya Alsace Loren’i Fransa’ya verecek
 Polonya devleti kurulacak.
 Belçika’nın egemenlik hakları iade edilecek
 İtalya sınırları milliyetçi esaslara göre çizilecek

Wilson Ġlkeleri‟nin Osmanlı Devleti ile ilgili hükümleri;
 Osmanlı Devleti sınırları içerisinde, Türklerin çoğunlukta olduğu bölgelerde kesin olarak
Türk egemenliği tanınacaktır.
 Osmanlı Devleti’nin egemenliği altında yaĢayan diğer uluslara da (azınlıklar) kendi
geleceklerini belirleme hakkı verilecektir. (Ermeniler bu maddeye dayanarak bağımsızlık
mücadelesini hızlandırmışlarıdır.)
 Boğazlar bütün dünya ticaret gemilerine açık olacak ve bu durum, tüm devletlerin garantisi
altında olacaktır.
NOT: Ġtilaf devletleri savaĢtan sonra bu ilkelere uymadılar.
Sömürgeciliği manda ve himaye
yönetimi Ģeklinde devam ettirdiler.

ABD kendisine 1823‟te Monroe doktrini denilen bir dış politika belirlemiştir. Buna göre
Avrupa kıtasında ki herhangi bir olay ABD’yi ilgilendirmeyecek. ABD hiçbir ittifak ya da anlaşmaya
dâhil olmayacak. Dış politikadaki kendisi dışında gerçekleşen Avrupa olaylarına hiçbir zaman müdahil
olmayacaktı. I.Dünya savaşındaki durumu Monroe doktrinin geçersiz olduğunu gösterir. ABD başkanı
Woodrow Wilson 1917’de bu ilkeleri ilan ederek savaşa resmen girecektir. Amacı dünya siyasetinde
etkili olmaktır.
 BĠRĠNCĠ DÜNYA SAVAġINI SONA ERDĠREN ATEġKESLER





ABD’nin katılmasıyla güçlenen itilaf devletleri karşısında savaşın kaybedileceğini anlayan
Bulgaristan I. Dünya savaşından çekildi (29 Eylül 1918-Selanik AteĢkesi).
Bulgaristan’ın savaştan çekilmesiyle Müttefikleriyle kara bağlantısı kalmayan ve Alman
yardımlarını alamayan Osmanlı Devleti Mondros AteĢkes AntlaĢmasını imzalayarak
savaştan çekildi (30 Ekim 1918).
3 Kasım 1918’de de Avusturya-Macaristan, Willaquiste AteĢkesi ile savaştan çekildi.
11 Kasım 1918’de Rethandes AteĢkesi ile Almanya’da yenilgiyi kabul etmiş ve savaştan
çekilmiştir.
Bu sebeple savaşı hukuki olarak bitirmek üzere Paris’te Paris Barış Konferansı toplandı (18 Ocak
1919).

PARĠS BARIġ KONFERANSI (18 Ocak 1919)
 Konferansa 32 devlet katıldı. Wilson İlkeleri ihlal edilerek şartları çok ağır antlaşmalar imzalandı.
 İngiltere’nin girişimleriyle Yunanistan’a Anadolu’yu işgal hakkı tanındı. Yunanistan’ın devreye
sokulması İtalya’yı rahatsız etti ve itilaf devletleri arasındaki ilk görüş ayrılığı ortaya çıktı.
 Durumu en çok tartışılan devlet Osmanlı devleti oldu, bu nedenle Osmanlı Devleti ile yapılacak
antlaşma daha sonraya bırakıldı. Yapılan antlaşmalar;
 Almanya ile Versailles (Versay) Antlaşması (28 Haziran 1919)
 Avusturya ile Saint German (Sen Jermen) Antlaşması (10 Eylül 19199
 Bulgaristan ile Neuilly (Nöyyi) Antlaşması (27 Kasım 1919)
 Macaristan ile Trianon (Triyanon) Antlaşması (4 Haziran 1920)
 Osmanlı Devleti ile Sevres (Sevr) AntlaĢması (10 Ağustos 1920)
-VERSAY ANTLAġMASI: I. Dünya Savaşı sonunda İtilaf Devletleri ile Almanya arasında
imzalanan barış antlaşmasıdır. 18 Ocak 1919'da başlayan Paris Barış Konferansı'nda müzakere edilmiş, 7
Mayıs 1919'da son metin Almanlara deklare edilmiş, 23 Haziran'da Alman Parlamentosu'nca kabul edilmiş
ve 28 Haziran'da Paris'in Versay banliyösünde imzalanmıştır. Bu antlaĢma ile; Almanya, mecburi askerliği
kaldırıyor, en çok 100 bin kişilik bir ordu bulundurmak yetkisine sahip oluyordu. Ayrıca, Almanya denizaltı
ve uçak da yapamayacaktı. Bütün gemilerini de İtilaf Devletleri'ne teslim edecekti. Almanya, ödeme
kabiliyetinin çok üstünde bir tamirat borcu ile de yükümlü tutuluyordu. Almanya, ekonomik ve siyasi
bakımdan ağır yükümlülükler altında idi. Birçok Alman da yeni kurulan devletlerin sınırları içinde kalmıştı.
Bu durumun doğal bir sonucu olarak azınlık meselesi, Barış Antlaşmasının uygulanması ile ortaya çıkmıştır
İçerdiği ağır koşullardan ötürü Versay Antlaşması Almanya'da büyük tepkiye yol açmıştır. Birçok
tarihçi Almanya'da 1920'lerde yaşanan ekonomik ve siyasi istikrarsızlığa, Nazi Partisi'nin iktidara geliĢine
ve Ġkinci Dünya SavaĢı'na nihai olarak Versay Antlaşmasının neden olduğu düşüncesindedir.
-SEN-JERMEN ANTLAġMASI: İtilaf Devletleri ile Avusturya arasında imzalanan ve I.
Dünya Savaşı'nın ardından Avusturya-Macaristan İmparatorluğu topraklarının yeniden düzenlenmesini
açıklayan antlaşmadır. Bu antlaşmayla Avusturya-Macaristan İmparatorluğu toprakları içindeki
Avusturya, Macaristan, Yugoslavya ve Çekoslovakya'nın bağımsızlığı tanınmaktadır. Yine bu
antlaşmaya göre, Bukovina Romanya'ya, Galiçya Polonya'ya, Hırvatistan Yugoslavya'ya, Tirol ve Trieste
İtalya'ya bırakılmaktadır. Avusturya-Macaristan İmparatorluğu toplaklarının bu antlaşmayla yüzde 85'i
dağılmıştır.Ayrıca Versay Antlaşması'ndaki ana fikirlerden biri de bu antlaşmada yer almış, Avusturya
ordusu, 30 bin kişi olarak sınırlanmıştır
-NÖYYĠ ANTLAġMASI: İtilaf Devletleri'yle Bulgaristan arasında 27 Kasım 1919
tarihinde imzalanmıştır.Bu antlaşmaya göre Bulgaristan topraklarından bir kısmını Sırp-HırvatSloven Krallığına, Güney Dobruca'yı Romanya'ya, Gümülcine ve Dedeağaç'ı Yunanistan'a
bırakmıştır. Antlaşma ayrıca Bulgaristan ordusunun 20 bin kişiyi aşamayacağı hükmü
getirmektedir.
SAVAġA GENEL BAKIġ:
ĠTALYA:Savaş sırasında taraf değiştiren devlet
ABD:Savaşın süresini kısaltan devlet
ĠNGĠLTERE:Savaştan en karlı çıkan devlet
JAPONYA:Savaştan ilk çekilen devlet
RUSYA:Rejim değiştiren devlet-resmi olarak ilk çekilen
YUNANĠSTAN:İtilaf grubuna ve savaşa en son katılan devlet
JAPONYA-ABD: Ekonomisi en fazla gelişen devletler
 I.DÜNYA SAVAġININ GENEL SONUÇLARI

Ġmparatorluklar parçalandı;
-Bu İmparatorluklar Osmanlı Devleti, Almanya, Avusturya-Macaristan ve Rusya’dır. Yeni devletler
ortaya çıktı. Bunlar;
Polonya: Almanya ve Avusturya’dan da toprak alarak yeniden kuruldu.
Yugoslavya: Sırbistan-Karadağ’ın birleşmesiyle ve Bosna-Hersek’in de katılımıyla kuruldu.
Çekoslovakya: Avusturya - Macaristan topraklarında kuruldu.
Macaristan: Avusturya’dan ayrıldı.
Türkiye: Osmanlı’nın yerine kuruldu
Suriye, Lübnan ve Irak: Osmanlı’dan ayrıldı. Burada İngiltere ve Fransa Mandası kuruldu.
Arabistan: Şerif Hüseyin Osmanlı’dan ayrılarak kurdu.
Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan. Litvanya, Estonya, Ukrayna, Letonya:
Rusya’dan
ayrıldılar.(1918)
 Yeni rejimler ortaya çıktı.
-1917’de Rusya’da Lenin’in başlattığı Komünizmi 1924’te Stalin devam ettirdi.(1953’e kadar)
-1922’de İtalya’da Benito Mussolini ile FaĢist iktidar başladı
-Almanya’da ise Başta Cumhuriyet ilan edildi. 1933 de Hitler (Naziler) Almanya’da Şansölye
(Başbakan) oldu.
-1936’da İspanya’da FaĢist Franco iktidara geldi.

Almanya, Avusturya, Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı için sınır değişikliği, ekonomik
yaptırımlar ve askeri yaptırımlar getirildi.
 Yapılan ağır şartlı antlaşmalar, özellikle Versay, II. Dünya Savaşının çıkmasına sebep
olmuştur.
 Büyük Hanedanlar ortadan kalktı.
Rusya’da
Romanoflar
Avusturya’da
Habsburglar
Almanya’da
Hohenzoller
Osmanlı’da
Osmanoğulları
Bu savaştan en karlı çıkan devlet İngiltere ve Fransa ile ABD’dir. İngiltere ve Fransa dünyanın
yarısına egemen oldular. En zararlı çıkan devlet ise Osmanlı Devletidir.

Tank, kimyasal silah ve denizaltı ilk olarak I.Dünya savaşında kullanıldı. Sivil Savunma
örgütleri kuruldu.

Dünya barışını korumak için Milletler Cemiyeti kuruldu.

10 milyon insan hayatını kaybetmiştir

Bazı bölgesel Paktlar kuruldu. Bunlar: Kellog, Lokarno, Küçük Antant, Balkan Antantı,
Sadabat Paktı gibi paktlardır.

-MONDROS ATEġKES ANTLAġMASI (30 EKĠM 1918)
Limni adasının Mondros Limanında İngiliz Amiral Caltrophe ile Bahriye Nazırı Rauf ORBAY
arasında imzalanmıştır. Ġmzalayan hükümet ise Ahmet Ġzzet PaĢa Hükümetidir.
Osmanlı Devleti’nin Mondros’u Ġmzalama Nedenleri
 Wilson İlkelerinde yer alan maddelere güvenilmesi
 İngilizlerin „Biz Türkleri ne pay-i tahtlarından ne de meskun bulundukları Anadolu ve
Rumeli topraklarından mahrum bırakmak için savaĢıyoruz’ açıklamasına güvenilmiş olması
 Osmanlı Devleti‟nin lojistik açıdan tükenmiş durumda bulunması
 Bulgaristan‟ın savaştan çekilmesiyle Almanya ile kara bağlantısının kalmaması
Maddeleri:
1- Ġtilaf Devletleri güvenliklerini tehlikeye düĢürecek bir durum karĢısında gerekli gördükleri
herhangi bir yeri iĢgal edebileceklerdir (7. madde olup en tehlikeli maddedir).
2- Vilayet-i Sitte’de de (Erzurum,Elazığ(Harput),Diyarbakır,Sivas,Bitlis,Van) herhangi bir karışıklık
çıkarsa itilaf devletleri burayı da işgal edebilirler.(24.Madde)
3- Boğazlar İtilaflara teslim edilecektir.
4- Tüm haberleşme istasyonları İtilaflara teslim edilecektir.
5- Tüm liman, Tersaneler ve Demiryolları İtilaflara teslim edilecek.
6- Tüm kömür yatakları ve Akaryakıt benzeri maddeler itilafların emrine bırakılacak.
7- Sınır güvenliği ve iç güvenlik için gerekli birlikler dışındaki tüm Osmanlı orduları terhis edilecek
8- Yemen-Hicaz, Suriye, Irak, Filistin ve Trablusgarp‟taki tüm birlikler en yakın İtilaf
kumandanlıklarına teslim olacaklar.
9- Bütün itilaf esirleri serbest bırakılacak. Fakat itilafların elindeki Türk esirler serbest
bırakılmayacak.
10- İran ve Kafkasya‟daki Osmanlı birlikleri derhal savaş öncesi sınırlarına çekileceklerdir.
(Bu maddenin amacı, bu sırada Bakü‟ye kadar ilerlemiş olan Enver Paşa‟nın İslam Ordusunu
durdurmaktı.)
AteĢkes Ġle Ġlgili Açıklamalar:




7. Madde tüm Anadolu‟yu işgale açık hale getirmiştir.
24. Madde Doğu Anadolu‟da bir Ermeni devleti kurmayı amaçlamaktadır.
3. maddenin uygulanması Ġstanbul Hükümetinin fiilen bitiĢi demek olacaktır.
4, 5,7. ve 8. madde ile Mondros‟tan sonra başlayacak işgaller karşısında oluşabilecek direniş yok
edilmeye çalışılmıştır.
Mustafa Kemal Yıldırım Ordularını teslim etmemek için orduyu Suriye‟den tamamen çıkarıp
Anadolu‟ya sokmuştur.
 Türk halkı Mondros‟tan sonra başlayan işgallere karĢı ilk etapta cemiyetler kuracak, daha
sonra da Kuvay-ı Milliye ile silahlı direniĢe geçecektir.
 Mondros imzalandığı sırada işgal edilmemiş olan topraklar ve Türk Müslüman nüfusun
çoğunlukta olduğu topraklar asli Türk Yurdu yani Misak-ı Milli sınırları sayılmıştır.
 M. Kemal bu sırada Halep‟in kuzeybatısındaki VII. Ordu‟nun komutanıdır. Ateşkes imzalandıktan
sonra L. Von Sanders Yıldırım Orduları Grup komutanlığından ayrılınca yerine Mustafa Kemal
Gelecektir
-BU GELĠġEMELER ESNASINDA OSMANLI YÖNETĠMĠ
Mondros‟un imzalanmasından hemen sonra İttihat ve Terakki‟nin önde gelen isimlerinden Talat,
Enver ve Cemal Paşalar yurt dışına kaçtı.(1 Kasım 1918)Ardından Türk Harp Suçluları Tahkık
Komisyonu kuruldu. Bu konuda Padişahla görüş ayrılığına düşen Ahmet Ġzzet PaĢa Hükümeti istifa
etti.(9 Kasım 1918)
11 kasım 1918‟de Tevfık PaĢa hükümeti kurdu. İngilizlerin baskısıyla 21 Aralık 1918‟de
Mebusan Meclisi Padişah tarafından kapatıldı.İngiliz baskısına çok fazla dayanamayan Tevfık Paşa
Hükümeti 3 Mart 1919‟da istifa etti.4 Mart 1919‟da ise DAMAT FERĠT PAġA Hükümeti kurdu.
1.Kamil Paşa
2.Hüseyin Hilmi
3.Tevfik Paşa
4.Hüseyin Hilmi
5.Hakkı Paşa
6.Sait Paşa
7.Ahmet Muhtar
8.Kamil Paşa
9.Mahmut Şevket
10.Sait Halim
11.Talat Paşa
12.Ahmet İzzet
13.A.Tevfik Paşa
14.Damat Ferit
15.Ali Rıza Paşa
16.Salih Paşa
17.Damat Ferit
18.Ahmet Tevfik
8 Ağustos 1908
14 Şubat 1909
14 Nisan 1909
5 Mayıs 1909
12 Ocak 1910
3 Ekim 1911
21 Tem 1912
30 Ekim 1912
24 Ocak 1913
11 Haziran1913
21 Şubat 1917
14 Ekim 1918
11 Kasım 1918
4 Mart
1919
2 Ekim 1919
8 Mart 1920
5 Nisan 1920
21 Ekim 1920
MONDROS’TAN SONRA OSMANLI TOPRAKLARINDA YAġANAN ĠġGALLER










Ġlk iĢgal edilen yer Musul’dur. (3 Kasım 1918- İngilizler)
İngilizler daha sonra Maraş, Antep, Urfa, Samsun, Merzifon, Bilecik, Çanakkale, Kars ve
Ardahan‟ı işgal ettiler.
İngilizler Antep, Urfa, Maraş Bölgesini Suriye Ġtilafnamesi ile Fransa mandasına bıraktılar.
4–5 Kasım 1918‟de bu sefer Fransızlar Adana, Mersin, Hatay, İskenderun‟u işgal ettiler. İşgallere
karşı ilk direnişi Hatay-Dörtyol‟da gösterilmiştir.
6–7 Kasım 1918‟de İtalyanlar Antalya ve Konya çevresini işgal ettiler.
13 Kasım 1918’de Ġtilaf Donanması Ġstanbul’u fiilen iĢgal etti. Bu sırada İstanbul‟a gelen M.
Kemal İtilaf Devletleri Donanması için “Geldikleri gibi giderler” demiştir.
15 Mayıs 1919’da Yunanlılar Ġzmir’i iĢgal ettiler.
Yunanlılara ilk kurşunu İnsan Hakları (Hukuk-u Beşer) Gazetesi yazarı Hasan Tahsin (Osman
Recep Nevres) atmıştır.
Kuvay-ı Milliye ilk olarak İzmir‟in işgali üzerine Batı Anadolu‟da ortaya çıkacaktır.
ULUSLARARASI HEYETLER VE RAPORLARI
1- Amiral Bristol Raporu(11 Ekim 1919)
İzmir‟in işgali üzerine Dünya kamuoyunda büyük tepkiler yaşanacak. Bunun üzerine Paris‟te
bulunan büyük devletlerin temsilcilerinden oluşan Yüksek Komiserlik Makamı ABD’li Amiral
Bristol başkanlığında, İngiliz General Hare, Fransız General Bunoust ve İtalyan General Dall
Olio‟dan oluşan bir heyeti Batı Anadolu‟ya gönderdi. Komisyon yaptığı incelemeler sonucunda Ege
bölgesindeki karışıkların ve çatışmaların sebebinin Türkler değil Yunanlılar olduğunu bildirdi. “Ege
bölgesinde nüfus çoğunluğu dahi Türklerden oluşmaktadır. Yunan ordularının yaptığı işgal yanlıştır”
diyerek Türk Kurtuluş Savaşına destek veren uluslar arası bir belge olmuştur
NOT:Amiral Bristol Raporu,Milli Mücadele’nin haklılığını ortaya koyan ilk uluslar arası
belgedir.
2- General Harbourd Raporu (24 Eylül 1919)
ABD‟li General Harbourd başkanlığındaki heyet Türkiye‟de manda idaresi ve Ermeni meselesi ile
ilgili bir rapor hazırlamak üzere Anadolu‟ya geldi. Anadolu ve Kafkasya‟da bir aydan fazla araştırma
yapan heyet Doğu Anadolu‟daki Ermenileri tamamıyla haksız bulmuş ve Doğu Anadolu‟da nüfus
çoğunluğunun da Türklere ait olduğunu belirtmiştir .Bu rapor Doğu Anadolu Türk varlığını uluslar
arası alanda destekleyen bir belgedir.Bu raporda şunlara yer verilmiştir:
-Ermenilerle ilgili ortaya atılan katledikleri idiası doğru değildir.
-Anadolu,kaynakları yönüyle ABD‟nin ihtiyaçlarını karşılayabilecek zenginlikte değildir.
-Anadolu‟da mücadele verenler,yaptıkları iş konusunda kesin kararlıdırlar.
3- Milne Raporu ve Milne Hattı (3 KASIM 1919)
Batı Anadolu‟da başlayan Yunan işgali üzerine Kuvay-ı Milliye direnişe geçecek ve bu durum
karşısında kendi ilerleyişlerini durdurmaya çalışan Kuvay-ı Milliye‟den korunmak için İtilaf Devletleri
Yüksek Komiserliği‟ne müracaat edeceklerdir. İtilaflar bu amaçla General Milne’yi görevlendirdiler.
Milne Ayvalık‟ın kuzeyinden başlayarak doğudaki Akmaz Dağına ve oradan güneye dönerek
Umurlu‟ya kadar uzanan ve Selçuk hizasından Ege Denizine uzanan bir hat çizmiş ve Kuvay-ı
Milliye‟nin bu hattı geçemeyeceğini İstanbul Hükümetine bildirmiştir. Fakat Kuvay-ı Milliye bu
Milne Hattına uymamıştır. Bu hattın kurulma amacı Yunan birliklerinin güvenliğini
sağlamaktan baĢka bir Ģey değildir.
CEMĠYETLER
YARARLI(MĠLLĠ CEMĠYETLER)
-Trakya Paşaeli Cemiyeti
-İzmir Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
-İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti
-Tarbzon Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti
-Kars İslam Şurası
-Doğu Anad. Müdafaa-i Hukuk Cem.
-Kilikyalılar Cemiyeti
-Vahdet-i Milliye Cemiyeti
-Miili Müdafaa Cemiyeti
-Milli Karakol Cemiyeti
-Anadolu Kadınları Müdafaa-i Hukuk
-Menteşeliler Cemiyeti
-Milli Kongre Cemiyeti
ZARARLI
AZINLIKLARIN KURDUĞU
MĠLLĠ VARLIĞA DÜġMAN
-Pontus Rum
-İngiliz Muhipler Cemiyeti
-Mavr-i Mira Cemiyeti
-Wilson İlkeleri Cemiyeti
-Etnik-i Eterya Cemiyeti
-Kürt Teali Cemiyeti
-Musevi (Makabi-Alyans İsralit) -Teali İslam Cemiyeti
-Hınçak ve Taşnak Sutyun
-Sulh ve Selameti Osmaniye Cem.
-Ermeni İntikam Alayları
-Nigahban Cemiyeti
-Hürriyet ve İtilaf Fırkası
YARARLI(MĠLLĠ) CEMĠYETLER
-TRAKYA PAġAELĠ CEMĠYETĠ:2 Kasım 1918‟de I.Kolordu Komutanı Cafer Tayyar Bey‟in
yardımları ile kuruldu.Merkezi Edirne olan bu cemiyetin amacı Doğu Trakya bölgesinin Yunanlılara
verilmesini önlemek ve Mavri Mira Cemiyeti‟nin bölücü faaliyetlerini önlemektir.Bölgenin
tarih,ırk,kültür bakımından Türk olduğunu kanıtlamak için yayınlar çıkarmıştır.Yeni Edirne ve Ahali
gazetelerinde görüşlerini yayınlamışlardır.9-13 Mayıs 1919 tarihlerinde Edirne ve daha sonra
Lüleburgaz kongrelerini toplamışlardır.Mondros’tan sonra kurulan ilk milli cemiyettir.Osmanlı
Devleti’nin yıkılması durumunda Batı Tarkya ile birleĢerek bir Trakya devletide kurmayı
amaçlamıĢtır.
-ĠZMĠR MÜDAFAA-Ġ HUKUK CEMĠYETĠ:1 Aralık 1918‟de 17.Kolordu Komutanı Nurettin
Paşa‟nın desteği ile İzmirli vatanseverler tarafından kurulmuştur. Amacı ;İzmir‟in Türklere ait
olduğunu ilmi ve ikna edici yöntemlerle insanlığa kabul ettirmekti.Batı Anadlu‟yu savunan bu cemiyet
Balıkesir ve AlaĢehir Kongrelerinden sonra İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti adını almıştır.
-ĠZMĠR REDD-Ġ ĠLHAK CEMĠYETĠ: İzmir‟in işgalini önlemek ve buranın Türklere ait olduğunu
dünyaya duyurmak için kurulmuştur.Balıkesir ve AlaĢehir Kongrelerinin toplanmasında etkili
olmuştur.
-TRABZON MÜDAFAA-Ġ HUKUK CEMĠYETĠ:12 Şubat 1919‟da Trabzon merkezli kurulan bu
cemiyetin amacı Karadeniz‟de Pontus Rum Devleti‟nin kurulmasını önlemeye çalışmaktır.
-KARS ĠSLAM ġURASI: Merkezi Kars‟tır. Ermenilere karşı kurulmuştur.
-KĠLĠKYALILAR CEMĠYETĠ:1918‟de İstanbul‟da kuruldu. Daha sonra merkezini Adana‟ya taşımıştır.
Amacı;Çukurova bölgesinin Fransızlar ve Ermeniler tarafından işgalini önlemektir.Pozantı‟da Çukurova için
bir kongre toplandı.
-DOĞU ANADOLU MÜDAFAA-Ġ HUKUK CEMĠYETĠ:4 Aralık 1918‟de İstanbul‟da kurulan bu
cemiyet daha sonra merkezini Erzurum‟a taşımıştır. Cemiyetin amacı Doğu Anadolu‟da bir Ermeni
Devleti‟nin kurulmasını önlemekti. Bu amaçla;
 Doğu illerinden göç edilmesini ve bölgede Türk nüfusunun azalmasını önlemeye çalıştı
 Ekonomi, bilim ve tarihsel alanda örgütlenerek Doğu Anadolu‟nun Türk vatanı olduğunu
basın yayın yoluyla dünyaya duyurmaya çalışmıştır.
 Erzurum Kongresi’nin toplanmasında etkin rol oynamıştır.
Haklarını duyurmak amacıyla LEPAYS(VATAN) adında Fransızca gazete çıkarmışlardır.
VAHDET-Ġ MĠLLĠYE CEMĠYETĠ: Milli Cemiyetleri birleştirmeyi amaçlamıştır.
MĠLLĠ MÜDAFAA CEMĠYETĠ: Anadolu halkına silah temin etmeye çalışmıştır.
MĠLLĠ KARAKOL CEMĠYETĠ: İstanbul‟dan Anadolu silah ve insan sevkiyatı yapmıştır.
ANADOLU KADINLARI MÜDAFAA-Ġ HUKUK CEMĠYETĠ:5 Kasım 1919‟da Sivas‟ta
M.Kemal‟in isteğiyle kurulmuştur.
MENTEġELĠLER CEMĠYETĠ: Muğla‟da kurulan bu cemiyet Milli mücadeleyi desteklemiştir.
MĠLLĠ KONGRE CEMĠYETĠ:1918‟de İstanbul‟da kuruldu. Çeşitli parti, dernek, fakülte ocak ve
hayır kurumlarından kimselerin bir araya gelmesi ile ortay çıkmıştır. Diğer cemiyetlerden farklı bir
özelliğe sahiptir.Milli Mücadeleye bir bütün olarak bakmıĢ ve ulusal kurtuluĢu
amaçlamıĢtır.Milli Mücadelenin haklılığını dünyaya duyurmak için basın-yayın yolunu
kullanmıştır.Arapça,Fransızca ve İngilizce yayınlar hazırlamıştır.Kuvay-i Milliye sözü ilk kez bu
cemiyetin kurucularından olan Dr. Esat Işık tarafından kullanılmıştır.
YARARLI CEMĠTLERĠN ÖZELLĠKLERĠ
-Bir ihtiyaç ve zorunluluk sonucu ortaya çıkmıştır. Bölgesel olarak kurulmuşlardır.
-Genel olarak Müdafaa-i Hukuk (Hakları Savunma) Cemiyeti adını almışlardır.
-Sivas Kongresi’nden sonra daha da güçlenmişlerdir. Anadolu ve Rumeli’de kurulan bu cemiyetler
Sivas Kongresi’nde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti adı altında birleĢmiĢlerdir.
-Kaynakları Türk milliyetçiliğidir.
-Hem azınlıklara hem de işgallere karşı mücadele etmişlerdir.
AZINLIKLARIN KURDUĞU CEMĠYETLER
PONTUS RUM CEMĠYETĠ:Merkezi Trabzon‟dur.Pontus Rum İmp. Yeniden kurmayı amaçlamıştır.
İstanbul‟da bulunan Rum Patrikhanesi bu cemiyetin merkezidir.
MAVRĠ MĠRA (KARA GÜN) CEMĠYETĠ:1919 sonlarında Fener Rum Patrikhanesi tarafından
kurulan bir cemiyettir.Bizans İmparatorluğu‟nu yeniden canlandırma amacına sahiptir.(MEGOLA
İDEA) Doğrudan Yunanistan‟dan yönlendirilmiştir.Azınlıkların kurduğu cemiyetler içerisinde en
geniş kapsamlı faaliyet gösteren cemiyettir.Bu cemiyetin alt birimleri arasında;Yunan Kızılhaçı,Yunan
Göçmenler Komisyonu,Rum İzci Kolları,Fener Rum Patrikhanesi,Yunan ve Trakya Komiteleri,Kardos
Cemiyeti.
ETNĠK-Ġ ETERYA (BÜYÜK MĠLLET CEMĠYETĠ):Kökü Yunanistan‟ın bağımsızlığına kadar
gider. Rumlar tarafından kurulan ilk cemiyettir. Amacı Pontus Rum Cemiyeti kurmaktır.
MUSEVĠ (ALYANS) CEMĠYETĠ: İstanbul Yahudileri tarafından Gençlik Teşkilatı adıyla kurulan
bu cemiyet Makabi Yahudi Cemiyeti‟ne güç kattı. Fırsat bulduğunda İsrail birliğini kuracaktı.
HINÇAK CEMĠYETĠ: Ermeni Patriği Zevan Efendi öncülüğünde Cenevre‟de kuruldu.1918‟den
itibaren Doğu Anadolu‟da çalışmalara başladı.Pontusçularla beraber hareket ettiği durumlarda oldu.
TAġNAK CEMĠYETĠ:1890‟DA Tiflis‟te kuruldu. İstanbul, İzmir ve Halep‟te şubeler açtı.Amaçları
Çukurova‟da Vilayet-i Sitteyi içine alan bir Ermeni devleti kurmaktı.
MĠLLĠ VARLIĞA DÜġMAN CEMĠYETLER
ĠNGĠLĠZ MUHĠPLERĠ CEMĠYETĠ:1919‟da Said Molla tarafından İstanbul‟da kuruldu. Amacı
İngiliz mandasına girmekti.Bu cemiyetin üyeleri İngilizleri „seçkin millet‟ olarak görüyor ve
İngilizlerle olan dostluğun güçlendirilmesini istiyordu.
WĠLSON PRENSĠPLERĠ CEMĠYETĠ:Halide Edip Adıvar,Refik Halit ve Celalettin Muhtar‟ın d
aralarında bulunduğu aydın bir grup tarafından kurulmuştur.Ülkenin kurtuluşunu ABD mandasına
girmekte görmüşlerdir.
KÜRT TEALĠ CEMĠYETĠ:Wilson İlkelerinden yararlanarak İngilizlerin himayesinde
Erzurum,Diyarbakır,VAN,Bitlis ve Elazığ illerini kapsayan bir Kürt devleti kurma amacına sahipti
TEALĠ ĠSLAM CEMĠYETĠ:İstanbul‟da kurumuştur.Kurtuluşun Padişaha ve Halifeye bağlanmakla
olacağını savunlar tarafından kurulmuştur.
SULH VE SELAMET-Ġ OSMANĠYE CEMĠYETĠ: İngilizlerce desteklene bu cemiyet kurtuluşu
Padişaha bağlanmakta görmüştür.
NĠGAHBAN CEMĠYETĠ: Emekli Subaylar tarafından kurulmuştur. Milli Mücadeleye karşı çıkan
ayaklanmaları desteklemişlerdir.
HÜRRĠYET VE ĠTĠLAF FIRKASI:1911de İttihat ve Terakki Cemiyeti‟ne karşı kuruldu. Mondros
Ateşkesinden sonra ön plana çıktı. Milli mücadeleye zara vermek için çok çaba gösterdi. Manda fikrini
savunmuşlardır. ALEMDAR ve PEYAM-I SABAH gazetelerinde görüşlerini yayınlamışlardır.
KURTULUŞ SAVAŞI HAZIRLIK DÖNEMİ
KRONOLOJİSİ
19 Mayıs
22 Mayıs
25 Mayıs
28 Mayıs
22 Haziran
7/8Temmuz
23 Tem-5 Ağ
26/30Temmuz
16/25Ağustos
4/11 Eylül
30 Eylül
02 Ekim
20/22Ekim
27 Aralık
12 Ocak
1919
1919
1919
1919
1919
1919
1919
1919
1919
1919
1919
1919
1919
1919
1920
28 Ocak
16 Mart
1920
1920
M.Kemal’in Samsun’a çıkışı
Samsun Raporu
M.Kemal’in Havza’ya geçişi
Havza Genelgesi
Amasya Genelgesi
M.Kemal’in askerlik görevinden istifası
Erzurum Kongresi
Balıkesir Kongresi
Alaşehir Kongresi
Sivas Kongresi
Damat Ferit Hükümeti’nin istifası
Ali Rıza Paşa Hükümeti’nin Kurulması
Amasya Görüşmesi(Protokolü)
Temsil Heyeti’nin Ankara’ya gelmesi
Son Osmanlı Mebusan Meclisinin
toplanması
Misak-ı Milli’nin ilanı
İstanbul’un resmen işgali
 MĠLLĠ MÜCADELE HAZIRLIK DÖNEMĠ
(19 Mayıs 1919)
Milli Mücadele;
I. Dünya SavaĢı'ndan yenik çıkan Osmanlı Ġmparatorluğu'nun Ġtilaf Devletleri'nce iĢgali
sonucunda Misak-ı Millî sınırları içinde ülke bütünlüğünü korumak için giriĢilen çok cepheli
siyasi ve askeri mücadele. 1919-1922 yılları arasında gerçekleĢmiĢ ve 11 Ekim 1922'de
imzalanan Mudanya Mütarekesi ile fiilen, 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan
AntlaĢması ile resmen sona ermiĢtir.
Milli Mücadele‟de dört belirgin dönem;
1. I. Dünya SavaĢı sonrası dönemi: Mondros Mütarekesi'nin yürürlüğe girdiği 30 Ekim
1918'den, Mustafa Kemal PaĢa'nın 9. Ordu müfettiĢi olarak Anadolu'ya yola çıktığı 19 Mayıs
1919'a kadardır
2. Halkı Bilinçlendirme ve Örgütlenme dönemi: Mustafa Kemal'in Samsun'a çıkıĢından,
Ankara'daki Büyük Millet Meclisi'nin açıldığı 23 Nisan 1920'ye kadardır.
3. Hâkimiyetin sağlanması dönemi: 23 Nisan 1920'den, Mudanya AteĢkesi‟nin imzalandığı
Ekim 1922‟ye kadardır.
4. BarıĢın sağlanması dönemi: Ekim1922'den, Cumhuriyetin ilan edildiği 29 Ekim 1923'e
kadardır.
 SAMSUN‟A ÇIKIġ
M.Kemal, Mondros Mütarekesinden sonra 13 Kasım 1918‟de Ġstanbul‟a gelmiĢtir. O gün deniz
ortasında demirlenmiĢ düĢman donanmasını gördüğü zaman yaveri Cevat Abbas‟a „Geldikleri gibi
giderler „ demiĢtir. Ġstanbul‟da çeĢitli görüĢmeler yapan M.Kemal PaĢa kurtuluĢun halkın kendisine
gitmek, Anadolu‟da halkı teĢkilatlandırmak ve milli mücadeleyi baĢlatmakta olduğunu
düĢünmüĢtür.Ancak bunun için kendisine olumlu bir fırsatın gelmesi gerekiyordu.
Aynı günlerde ülkenin kurtuluĢu için ortay atılan diğer fikirler Ģunlardır:
-bölgesel direniĢle kurtulma,
-Ġngiliz mandası altına girme,
-ABD mandası altına girme,
-PadiĢah ve halife ile devam etme
Bu dönemde tüm Osmanlı topraklarında olduğu gibi Samsun'da da iĢgalciler ile Türk
halkı arasında silahlı çatıĢmalara yaĢanmaya baĢlamıĢtı. Bunun üzerine Ġngiliz Yüksek
Mütareke Komisyonu imzasıyla Ġtilaf Devletleri, Osmanlı hükümetine bir nota vermiĢ ve
bölgedeki karıĢıklıkların giderilmesini istemiĢ aksi halde Mondros AteĢkes AnlaĢması'nın 7.
maddesinin gerekçe gösterilerek bölgenin iĢgal edileceğini beyan etmiĢtir. Dönemin Harbiye
Nazırlığı ile Sadrazam Damat Ferid PaĢa karıĢıklıkların giderilmesi görevi için Mustafa
Kemal'i uygun görmüĢtür.(M.Kemal ismini öneren Dahiliye Nazırı Vekili Mehmet Ali
Bey‟di.Damat Ferit PaĢa biraz düĢündükten sonra kara verdi) Kendisine bu görev
Harbiye Nazırlığı tarafından bildirilmiĢ ve görev Mustafa Kemal tarafından kabul edilmiĢtir.
Kendisine 9. Ordu MüfettiĢliği verilmiĢ(15 Haziran 1919‟da 3.Ordu adını almıĢtır), görev
yetkilerinin bulunduğu ferman imzalanmıĢtır. Ayrıca Mustafa Kemal bu fermanda bulunan
bazı açıklamaları bizzat kendisi yazmıĢtır. Müfettişlik görev ve yetkilerinin yer aldığı
fermanın görevleri içeren maddeleri kısaca şu şekildedir:
 Bölgede düzenin kurulması, yerleĢtirilmesi ve olayların sebebinin araĢtırılması.
 Bölgede varlığı söz edilen silah ve cephanelerin toplanarak Osmanlı depolarına
yerleĢtirilerek korunması.
 Bölgede yer aldığı iddia edilen Türk direniĢ topluluklarının dağıtılması.
Ayrıca fermanda Mustafa Kemal'in 3. ve 4. kolordular ile Diyarbakır, Bitlis, Elazığ,
Ankara ve Kastamonu illerinin kolordu komutanlarına doğrudan emir verebileceği yetki
açıklamaları arasında yer almaktadır. Bu ferman ile 9. Ordu MüfettiĢi Mustafa Kemal,
Anadolu coğrafyasının tüm doğu kısmına emir verebilecek rütbeye eriĢmiĢtir.
M. Kemal‟in Samsun‟a çıkıĢı milli mücadelenin ilk adımıdır. Aynı zamanda NUTUK‟un ilk
cümlesi “19 Mayıs 1919‟da Samsun‟a çıktım” cümlesidir. Nutuk 1919–1927 yılları arasını kapsar ve
en çok da 1919–20 yıllarından bahseder. Nutuk 1927 yılında CHP parti kongresinde okunmuĢtur.
MüfettiĢlik görevini kendisini Ġstanbul'dan uzaklaĢtırmak için verilmiĢ bir görev olarak
düĢünen Mustafa Kemal kaleme aldığı NUTUK adlı eserinin 1. bölüm, Benim Kararım adlı
kısmında görevi kabul ediĢinin ardındaki düĢüncelerini Ģu Ģekilde kaleme almıĢtır.
“
Osmanlı ülkeleri bütün bütüne parçalanmıştı. Ortada bir avuç
Türkün barındığı bir ata yurdu kalmıştı. Son sorun, bunun da
paylaşılmasını sağlamak için uğraşılmaktan başka bir şey
değildi. Osmanlı Devleti, onun bağımsızlığı, padişah, halife,
hükûmet, bunların hepsi anlamını yitirmiş birtakım anlamsız
sözlerdi.
Neyin ve kimin dokunulmazlığı için kimden ve ne gibi yardım
istemek düşünülüyordu?
Öyleyse sağlam ve gerçek karar ne olabilirdi?
Baylar, bu durum karşısında bir tek karar vardı. O da ulus
egemenliğine dayanan, tam bağımsız yeni bir Türk devleti
kurmak.
İşte, daha İstanbul'dan çıkmadan önce düşündüğümüz ve
Samsun'da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz
uygulamaya başladığımız karar, bu karar olmuştur.
„
15 Mayıs 1919 tarihinde kendisi için hazırlanan ve onu Samsun'a götürecek olan Bandırma
Vapuru'nun kaptanı Ġsmail Hakkı Bey'i makamına çağırtarak yolculuk hakkında bilgi almıĢ ve
ertesi gün (16 Mayıs 1919) öğle üzeri hareket edeceklerini bildirmiĢtir. Yolculuk günü vapur,
Sirkeci Garı açıklarında Ġngilizler tarafından aramaya ve kontrole tabi tutulmuĢ ve Mustafa Kemal,
BeĢiktaĢ Ġskelesi'nden motor ile Kız Kulesi açıklarında vapura binmiĢtir. Vapur hareket etmeden
önce Rauf Bey Mustafa Kemal'e "yola çıkmamasını, işgal kuvvetlerine mensup bir torpido
tarafından takip edileceğini ve vapurun batırılacağını" haber aldığını belirtmiĢ fakat o,
yolculuğun plânlandığı gibi süreceğini söylemiĢtir.
Vapur Mustafa Kemal hariç 18 askerle beraber 16 Mayıs 1919 tarihinde öğle üzeri
Ġstanbul'dan Samsun'a doğru yola çıkmıĢtır. Rauf Bey'in belirttiği Ġngiliz gemisi, Bandırma
Vapuru'nu izlemeye baĢlamıĢ ancak Karadeniz'e açıldıktan sonra fırtınalı havada izlerini
kaybetmiĢtir. Mustafa Kemal, Ġsmail Hakkı Bey'e karaya yakın bir rota izlemesini ve düĢman
saldırısı halinde gemiyi en yakın sahile oturtmasını emretmiĢtir Sert havada, dalgalı bir denizde yol
alan gemi 17 Mayıs günü gece saat 23.00 civarında Ġnebolu Limanı'na girmiĢ,18 Mayıs 1919
tarihinde öğle üzeri 12.00'de de Sinop Limanı'na yanaĢmıĢtır Üsteğmen Hikmet Bey sandal ile
kıyıya çıkmıĢ ve yolda olduklarını Samsun Tümen Komutanlığı'na telgraf ile bildirmiĢtir.
Bandırma Vapuru, bu telgraftan bir gün sonra da 19 Mayıs 1919'da Samsun'a varmıĢtır
ĠZMĠR‟ĠN ĠġGALĠ: I. Dünya SavaĢı sonrasında Paris'te toplanan uluslararası barıĢ
konferansının kararıyla Ġzmir kentinin 15 Mayıs 1919'da Yunanistan tarafından iĢgali. 9 Eylül 1922'de
Türk Ordusunun kente girmesiyle iĢgal sona ermiĢtir. ĠĢgalin en büyük gerekçesi; hazırlanan sahte
raporlarla bölgedeki Rum sayısının Türk sayısından fazla olduğudur ve bu bölgenin Yunanlara
verilmesinin kararlaĢtırılmasıdır. ABD baĢkanı Wilson buna önce karĢı çıksa da sonradan daha
yumuĢak bir tavır göstermiĢtir. Ġzmir iĢgalinde, iĢgal güçlerine ilk somut tepkiyi Hukuk-u BeĢer
gazetesi baĢyazarı Hasan Tahsin gösterdi ve Yunanlılara ilk kurĢunu sıktı.
Ülkenin birçok yerinde iĢgali kınayan mitingler düzenlendi. ĠĢgali kınayan ilk toplantı
Darülfunun Konferans Salonunda yapıldı.19 Mayıs‟ta Fatih,22-23 Mayıs‟ta Türk kadınları
tarafından Kadıköy ve Sultanahmet mitingleri yapıldı.

SAMSUN RAPORU(20-22 MAYIS 1919)
M.Kemal bu raporda; Karadeniz‟deki Pontusçu faaliyetlerden bahsettikten sonra bölgedeki
karıĢıklıkların asıl sebebinin Türkler değil bölgedeki Pontusçu Rumlar ve onların destekçisi olan
iĢgalci Ġngilizler olduğunu Ġstanbul‟a bildirmiĢtir.

HAVZA GENELGESĠ(28-29 MAYIS 1919)
Havza‟da Ġzmir‟in iĢgalini protesto eden telgraflar çekildi. KurtuluĢ savaĢında iĢgallere ilk
tepkidir. M. Kemal‟in iĢgallere, itilaflar ve Mondros AteĢkesine resmen ve açıkça ilk defa karĢı
çıktığı geliĢmedir.
Ġçeriği:
 Her tarafta iĢgalleri proteste için mitingler yapılmasını ve Ġstanbul Hükümeti ve Ġitilaf
Devletleri‟ni iĢgalleri kınayan telgraflar çekilmesi istendi.
 Milli teĢkilatların halkı bilinçlendirmek için köylere kadar yayılması istendi.
 ĠĢgallere karĢı yapılan gösterilerde azınlıklara karĢı saldırgan tutumlar izlenilmemesi istendi
Havza Genelgesi kısa sürede etkisini hissettirdi ve yurdun çeĢitli yerlerinde mitingler
düzenlendi. Bu durum Ġngilizleri kızdırdı ve M.Kemal‟in geri çağrılmasını istediler.
Ġstanbul Hükümeti Havza Genelgesi‟nden sonra M.Kemal‟i Harbiye Nazırlığı aracılığıyla
ilk kez geri çağırdılar. Ancak M.Kemal bu çağrıya uymadı.12 Haziran 1919‟da Amasya‟ya
geçti.
 AMASYA GENELGESĠ (22 HAZĠRAN 1919)
Maddeleri;
1- Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir.
 Bu madde milli mücadelenin en önemli gerekçesidir.
2- Ġstanbul Hükümeti üzerine düĢen sorumluluğu yerine getirememekte, iĢgallere seyirci
kalmakta ve bu durum da milletimiz yok saymaktadır.
 Ġlk defa resmen ve açıkça ilk kez Ġstanbul Hükümetine karĢı çıkılmaktadır.
Bu madde aynı zamanda ikinci gerekçedir
3- Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

Milli mücadelenin yöntemidir. Bu maddeden; Ġlerde yönetim Ģeklinin değiĢeceği yorumu
çıkmakla birlikte genelgeye ihtilal beyannamesi özelliği kazandırmıĢtır. Ayrıca bu madde Milli
Mücadelenin evrensel yönünü de gösterir.
4- Milleti içinde bulunduğu durumdan kurtarmak ve sesini dünyaya duyurmak için her türlü
etki ve denetimden uzak milli bir kurul gereklidir.

Burada kast edilen Milli Kurul gelecekte TEMSĠL KURULU ve ondan sonra TBMM olacaktır.
5- Anadolu‟nun güvenli bir bölgesi olan Sivas‟ta Milli bir kongre toplanmalı, bu kongreye her
livadan halkın güvenini kazanmıĢ 3‟er delege katılmalı ve bu durum milli bir sır gibi
saklanmalıdır.

Bu maddeden amaçlanan milli mücadeleyi kiĢisel bir mücadele olmaktan çıkarıp halka mal etmek
böylece katılımları arttırmaktır.
6- Sivas‟a gelecek delegeler Müdafaa-i Hukuk ,Redd-i Ġlhak cemiyetleri ve belediyeler
tarafından seçilecektir.
7- Doğu illeri adına Erzurum‟a gidecek olan delegeler kongreden sonra dağılmadan derhal
Sivas‟a gelecekler.
8- Asker ve sivil yöneticiler görev yerlerini terk etmeyecek ve ordular kesinlikle
dağıtılmayacaktır. Silah ve Cephane elden çıkarılmayacak.(Bu madde 7 Temmuz‟da
Erzurum‟da eklenmiĢtir.)(Ali Fuat Cebesoy sonradan eklenen bu maddeye Mukaddes Ġttifak
ismini vermiĢtir)
AMASYA GENELGESĠ‟NĠN ÖZELLĠKLERĠ;
Bu genelgeye M. Kemal PaĢa, Albay Refet Bele, Albay Rauf Orbay, XX. Kolordu Komutanı Ali
Fuat PaĢa, Konya‟da bulunan II. Ordu müfettiĢi Cemal PaĢa (telgrafla), Erzurum‟da bulunan XV.
Kolordu Komutanı Kazım Karabekir PaĢa (telgrafla) imza koymuĢlardır.
Bunun üzerine Ġstanbul Hükümeti hem II. Ordu müfettiĢi Mersinli Cemal PaĢa‟yı (Konya‟da),
hem de III. Ordu MüfettiĢi M. Kemal PaĢayı ĠçiĢleri Bakanı Ali Kemal aracılığıyla Ġstanbul‟a tekrar
geri çağırdı (2 Temmuz). Mersinli Cemal PaĢa bu karara uymasına rağmen M. Kemal bu karara
uymamıĢtır.26 Haziran‟da Tokat‟a,27 Haziran‟da Sivas‟a geçen M. Kemal 8–9 Temmuz gecesi
görevinden alındığı mesajını alınca aynı gece kendisi de hem görevinden hem de askerlik
mesleğinden istifa ettiğini bildirecektir.
M. Kemal istifa ettikten sonra “Artık İstanbul Anadolu‟ya hâkim değil, tâbi olmak
zorundadır” demiştir.
AMASYA GENELGESĠ‟NĠN ÖNEMĠ:
 Ulusal egemenliğe dayalı yeni bir yönetim kurulması yolunda ilk adımdır.
 KurtuluĢ SavaĢı‟nın amacı, gerekçesi ve yöntemi ilk kez bu genelgede yer alır.
 KurtuluĢ savaĢı resmen baĢlamıĢtır.
Bu genelge bir ihtilal beyannamesidir.

ERZURUM KONGRESĠ(23 Temmuz-7 Ağustos 1919)
3 Temmuz‟da Erzurum‟a gelen Mustafa Kemal,7-8 Temmuz‟da aldığı geri dön çağrısına yine red
cevabı verince görevinden alındığı kendisine bildirilmiĢtir. Bunun üzerine M.Kemal hem ordu
müfettiĢliği görevinden ve hem de askerlik mesleğinden istifa etmiĢtir.
-Kongreyi Toplayanlar: ġark Ġlleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti ve Trabzon Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti.
-Kongrenin Toplanma Amacı: Doğu Anadolu‟daki Ermeni ve Doğu Karadeniz‟deki Pontus
faaliyetlerine karĢı önlem almaktır.
-Kongreye Katılan Ġller: Erzurum, Bitlis, Sivas, Van.
(Elazığ, Diyarbakır ve Mardin delegeleri valilerin engellemesiyle kongreye katılamamıĢtır)
-Kongredeki üye sayısı:54
Kongreyi geçici baĢkan olarak Erzurum delegelerinden Hoca Raif Efendi açmıĢ;
yoklamanın ardından yapılan oylamada Mustafa Kemal PaĢa kongre baĢkanlığına
getirilmiĢtir. Kongre aslında 10 Temmuz'da baĢlaması öngörüldü. Fakat delegelerin bir
bölümünün gelememesinden ötürü 23 Temmuz'a ertelendi.
Erzurum
Kongresi
ToplanıĢ ġekli Bakımından: BÖLGESEL
Alınan Kararlar Bakımından: ULUSAL
Kongre kararları:
1) Ulusal sınırlar içinde vatan bir bütündür, parçalanamaz.
 Ulusal sınırlardan ilk defa bahsedilmiĢtir.
 Misak-ı Millinin temeli atılmıĢtır
2) Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı, saltanat ve hilafetin korunması için Kuvay-ı
Milliyeyi amil ve irade-i milliyeyi hâkim kılmak esastır:
 Buradaki saltanatın ve hilafetin korunmasının ulusal egemenlikle çeliĢtiği görülmektedir. Bunun
sebebi ortamın henüz böyle bir değiĢikliğe hazır olmayıĢıdır.
 Bu madde aynı zamanda “esastır” kelimesi ile ulusal egemenliği kesinleĢtirmektedir.
3) Hıristiyan halka siyasi hâkimiyetimizi ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalıklar verilemez.
 Her türlü ayrıcalığa karĢı çıkılmıĢtır.
4) Ülkemizi istilâ emeli taĢımayan her devletin fenni, sanayi yardımı kabul edilecektir.
5) Manda ve Himaye kabul olunamaz.
 Kastedilen manda ABD mandasıdır ve ilk defa açıkça reddedilmiĢtir.
6) Mevcut merkezi hükümet vatanın bağımsızlığını sağlayamazsa geçici bir hükümet
kurulacaktır. Bu hükümetin üyeleri milli kongre
toplanmamıĢsa,seçimleri Temsilciler Kurulu yapacaktır.
 Ġlk defa yeni bir hükümetten bahsedilmektedir.
tarafından
seçilecektir.Kongre
 Bu karar ihtilalcı özellik taĢımaktadır.
7) Milli meclis derhal toplanmalı ve ülke yönetimine el koymalıdır.
 Osmanlı Mebusan Meclisinin toplanması istenmiĢtir.
8) Doğu illerindeki Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri “ġark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti” adı altında birleĢtirildi.
9) Sivas kongresinde Doğu Anadolu Bölgesini temsil edecek olan 9 kiĢilik Temsil Heyeti seçildi
ve baĢkanlığına da M. Kemal getirildi.
10) Doğu vilayetleri Osmanlının ayrılmaz bir parçasıdır.
ERZURUM KONGRESĠ‟NĠN ÖNEMĠ
 Bölgesel amaçlı toplanmıĢ fakat birçok ulusal karar da almıĢtır.
 Erzurum Kongresi bir yasama organı gibi hareket etmiĢ. Temsil heyeti de onun bir yürütme
(hükümet) organı Ģeklini almıĢtır. Temsil heyeti ilk olarak burada oluĢturulmuĢtur.
 Kongre ilkleriyle de dikkat çekmektedir:
-Milli sınırlar
-Geçici bir hükümet
-Manda ve himayeyi reddetme
-Cemiyetlerin birleĢtirilmesi
-Mebusan Meclisinin toplanması isteği
-Temsil Heyeti
 Sivas Kongresi kararları Erzurum Kongresi kararlarına dayanır.
 Milli sınırlar kavramı Son Osmanlı Mebusan Meclisi‟nde Misak-ı Milli kararlarına dayanak
oluĢturmuĢtur.
BALIKESĠR KONGRESĠ: Batı Cephesi'nde Yunan Ordusu karĢısında mücadele eden Kuvay-ı
Milliye'nin bir düzen altına alınarak sevk ve idaresini ve beslenmelerini sağlamak için 27 Haziran
1919'da Balıkesir'de bir kongre toplandı. Kongre'ye Ayvalık, Soma, Akhisar mıntıkaları ile Balıkesir'e
bağlı diğer ilçelerin temsilcileri katıldı. BaĢkanlığına Hacım Muhittin Bey seçildi. 30 Temmuza kadar
süren kongre ile Batı Cephesi oluĢturuldu. Ġngiltere, Amerika, Fransa ve Ġtalya siyasî temsilcilerine
telgraflar çekildi. Çekilen telgraflarda Anadolu'nun hemen yabancı iĢgallerinden kurtarılması ve
Türk'ün açık haklarının kabul edilmesi istendi. Bu kongrede PadiĢaha bağlılık bildirilmiĢtir.
ALAġEHĠR KONGRESĠ : 15–25 Ağustos tarihlerinde yapıldı. BaĢkanlığına yine Hacım
Muhittin Bey seçildi. Yunanlılara karĢı sonuna kadar savaĢılması gerektiği ifade edilmiĢtir.
Kongrenin ilginç yönü ise Yunanlılara karĢı, diğer Ġtilaf Devletleri ile görüĢülebileceği fikrinin ortay
atılmasıdır. Bu kongrede de Saltanata bağlılık bildirilmiĢtir.
NAZĠLLĠ KONGRESĠ: Celal Bey (Bayar) önderliğinde toplanmıĢtır. Çevreden gelen 20 kadar
delegenin katıldığı kongre 6-9 Ağustos tarihleri arasında sürmüĢ, Yunan iĢgal ve baskılarına karĢı
mücadele edilmesine ve bu konuda Hükümete yardımcı olunmasına karar verilmiĢti. Ayrıca Nazilli‟de
bir Yönetim Merkezi oluĢturularak, çevre ilçelerde buna bağlı Ģubeler açılmasına karar verilmiĢti.
DĠĞER BÖLGESEL KONGRELER;
-Edirne Kongresi: 10 Temmuz 1919
- Lüleburgaz Kongresi:31 Mart 1920
- Muğla Kongresi: 18 Ağustos 1919
-Afyon Kongresi: 2 Ağustos 1920 (M.Kemal baĢkanlığında)
-Pozantı Kongresi: 5 Ağustos 1920 (M.Kemal katılmıĢtır)

SĠVAS KONGRESĠ (4–11 Eylül 1919)
M.Kemal 2 Eylül‟de Sivas‟a gelmiĢtir. Kongre, Amasya Genelgesi‟nde alınan karar
gereği toplanmıĢtır.
Sivas Kongresi'nde alınan kararlar, daha önce gerçekleĢtirilen Erzurum Kongresi
kararlarını geniĢleterek tüm ulusu kapsar bir nitelik kazandırmıĢ ve yeni bir Türk Devleti'nin
kuruluĢuna temel olmuĢtur; bu nedenle Sivas Kongresi'nin Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki
önemi büyüktür.
Yurdun dört bir tarafından gelen 38 delegenin katılımı ile toplandı. Delegelerin tamamı
katılamadı. Bunda Ġstanbul Hükümetinin engellemeleri, Elazığ Valisi Ali Galip‟in kongreyi
dağıtacağı söylentileri, Ġngiliz BinbaĢı Noel‟in Ermenileri Türklere karĢı birlik olmaya çağıran
faaliyetleri etkili olmuĢtur.
Kongre BaĢlarken;
 ALĠ GALĠP OLAYI: Ġstanbul Hükümeti‟nin Sivas Kongresi‟nin toplanmasını engellemek
amacıyla Elazığ(Harput) Valisi Ali Galip‟i görevlendirmesi olayıdır. Ancak bu olay sonuçsuz
kalmıĢtır. Ayrıca Ankara Valisi Muhittin PaĢa‟da kongreyi engellemek istemiĢ ancak, o da baĢarı
sağlayamamıĢtır.
 BAġKANLIK SORUNU: Kongrenin ilk gününde BAġKANLIK SORUNU yaĢandı. Kongre
katılan delegelerden bazıları Mustafa Kemal‟in baĢkan seçilmesini önlemek istiyorlardı. Kendisine rakip
olarak da RAUF (Orbay) gösterilmiĢtir. Yapılan oylama sonunda oy çokluğuyla M.Kemal baĢkan
seçildi.(M.Kemal ilk muhalefetle Sivas Kongresinde karĢılaĢmıĢtır)
Kongre Kararları:
1) Tüm Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri tek çatı altında toplandı ve adı “Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” oldu (ARMHC)
 Milli güçler tek elde toplanmıĢtır.
2) Manda ve himaye kesin olarak reddedildi.
 Manda himaye fikri son kez ve kesin olarak reddedilmiĢtir.
3) “Temsil Heyeti Bütün Yurdu Temsil Eder” denildi ve üye sayısı 15‟e yükseltildi. M. Kemal
de baĢkan seçildi.
4) Erzurum Kongresi kararları aynen kabul edildi. Sadece yukarıdaki kararlarda değiĢiklikler
yapıldı. Bunun dıĢında Erzurum‟da kabul edilen diğer maddeler aynen kabul edildi.
SĠVAS KONGRESĠ‟NĠN ÖNEMĠ
-Kongreden sonra temsil heyeti ilk yürütme görevini yaparak Ali Fuat Cebesoy‟u Batı Cephesi
Kuvay-ı Milliye birlikleri komutanlığına atadı. Bu, Temsil Heyetinin artık resmen bir hükümet gibi
hareket ettiğini gösterir. Ayrıca Sivas‟ta Ġrade-i milliye adlı bir de gazete çıkarıldı. Daha sonra bu
gazete Ankara‟da Hâkimiyet-i Milliye olarak çıkarılmaya baĢlandı. Temsil Heyeti I.TBMM‟ye kadar
varlığını devam ettirmiĢtir.
-M.
Kemal tarafından Kongreden sonra tüm sivil ve askeri yöneticilere Ġstanbul‟la her
türlü haberleĢmenin kesilmesi emri verildi. Kongrenin toplanmasını engelleyemeyen Damat
Ferit Hükümeti istifa etti ve yerine Ali Rıza PaĢa Hükümeti kuruldu. Bu temsil heyetinin ilk
siyasal baĢarısıdır.
Sivas Kongresi Temsilciler Heyeti
 AMASYA GÖRÜġMELERĠ(protokolü)(20-22 Ekim 1919)
Damat Ferit Hükümetinin istifasının ardından göreve gelen Ali Rıza PaĢa Hükümeti‟nin en
önemli yönü; Kuvay-i Milliye‟ye sempati duyan üyelerinin de bulunmasıdır.
Ali Rıza PaĢa 9 Ekim 1919‟da Temsilciler Kurulu‟na görüĢme önerisinde bulunmuĢtur ve
görüĢmelerin Amasya‟da yapılmasına karar verilmiĢtir.
AMASYA GÖRÜġMELERĠ
TEMSĠL HEYETĠ
(M.Kemal)
ĠSTANBUL HÜKÜMETĠ
(Salih PaĢa)
-GörüĢmelerde üçü açık ve imzalı, ikisi gizli ve imzasız beĢ protokol tespit edilmiĢtir.
Birinci Protokol: Ordunun siyasetle uğraĢmaması, Hükümeti küçük düĢürücü müdahalede
bulunulmaması, Hükümet hakkında yazı yazılmaması(Salih PaĢa‟nın istekleri)
Ġkinci Protokol: Azınlıklara sosyal dengeyi ve siyasal egemenliği bozacak ayrıcalıkların
verilmememsi, Mondros AteĢkesi ile belirlenen sınırların kabul edilmesi ve Mebusan Meclisi‟nin
Ġstanbul‟da toplanmaması
Üçüncü Protokol: Temsil Heyeti'nin seçimlere doğrudan müdahale etmemesi, ancak
Ġttihatçıların ve tehcirle ilgili olanların seçilmemelerini telkin etmesi, Hıristiyanların seçimlere
katılmalarının sağlanarak temsil gücünün ülkeyi kapsadığının gösterilmesi kararlaĢtırılmıĢtı.
Dördüncü Protokol(Gizli):Bazı komutanların görevden alınması, Malta‟daki sürgünlerin
Ġstanbul‟a getirilip yargılanması, Zararlı Cemiyetlerin faaliyetlerinin durdurulması, Milli Mücadeleye
maddi kaynak aktarılması, Milli Mücadele yanlısı memurların görevlerine devam ettirilmesi
BeĢinci Protokol(Gizli): Temsil Heyeti‟nin rızası olmadan barıĢ görüĢmelerine gidilmemesi ve
BarıĢ Konferansı‟na gideceklerin listesi yer almıĢtır.
AMASYA GÖRÜġMESĠ‟NĠN ÖNEMĠ: Ġstanbul Hükümeti, Temsil Heyeti‟ni ve Anadolu hareketini
resmen ve hukuken tanımıĢ oldu. Ġstanbul Hükümeti Meclis‟in açılması ve seçimlerin yapılması
dıĢındaki kararları kabul etmemiĢtir.
Not: Mebusan Meclisi‟nin açılması kararı Temsil Kurulu, Ġstanbul Hükümeti ve Ġtilaf Devletlerince
farklı değerlendiriliyordu; Buna göre:
 Temsil Kurulu‟nun Amacı: Ulusal bağımsızlık hareketini meĢrulaĢtırmak, bunu
baĢaramazsa da Ġstanbul‟da sağlıklı kararlar alınamayacağını ispatlamaktır.
 Ġstanbul Hükümeti‟nin Amacı: Kendi otoritesini artırarak, Temsil Kurulu‟nu etkisiz ve
yetkisiz kılabilmektedir.
 Ġtilaf Devletleri‟nin Amacı: Toplanacak olan Mebusan Meclisi‟ne, iĢgalleri onaylatarak
resmileĢtirmektir.
M.KEMAL‟ĠN MEBUSLAR MECLĠS‟NĠN ĠSTANBUL‟DA TOPLANMASINA KARġI
ÇIKMA NEDENLERĠ:
-Ġstanbul‟un Ġtilaf Devletlerince fiilen iĢgal edilip baskı altında tutulması
-Ġstanbul‟da saltanat taraftarlarının çoğunlukta olması
-Bütün zararlı cemiyetlerin merkezinin Ġstanbul olması
-Ulusal iradenin özgürce tavır alamayacağı düĢüncesi
KOMUTANLAR TOPLANTISI (16-29 Kasım 1919)
16-29 Kasım 1919 tarihleri arasında Sivas‟ta toplanan Heyet-i Temsiliye üyeleri ve Komutanların
gündemindeki konular “Meclis-i Mebusan‟ın toplanma yerinin, Meclisin toplanmasından sonra Heyeti Temsiliye‟nin ve Millî teĢkilâtın alacağı Ģekil ve çalıĢma yönteminin, Paris BarıĢ Konferansı‟nın
bizim için olumlu veya olumsuz bir karar vermesi haline tutulacak yolun belirlenmesiydi”
Günlerce süren toplantılardan sonra Ģu kararlar alınmıĢtı:
1. Millî Meclis‟in Ġstanbul‟da toplanmasının sakınca ve tehlikelerine rağmen, Saltanat Hükümeti
Ġstanbul dıĢında toplanmayı kabul etmediği ve memleketi bir bunalıma sürüklemekten sakınıldığı için,
Meclis‟in Ġstanbul‟da toplanması zarureti kabul edildi.
2. Millî Meclis Ġstanbul‟da toplandıktan sonra, milletvekillerinin, tam bir güvenlik ve serbestlik içinde
yasama görevlerini yapmakta olduklarını açıklayacakları güne kadar, Heyet-i Temsiliye Ģimdi olduğu
gibi yine Ġstanbul dıĢında kalarak, millî görevine devam edecektir.
3. Paris BarıĢ Konferansı, bizim hakkımızda olumsuz bir karar verdiği ve bu karar hükümet ve Millî
Meclis‟ce kabul edilip onaylandığı takdirde, elveriĢli en kısa yoldan millî iradeye baĢvurulacak,
tüzükte açıklanmıĢ olan esasların gerçekleĢtirilmesine çalıĢılacaktır.

TEMSĠL HEYETĠ‟NĠN ANKARA‟YA GELMESĠ
(27 ARALIK 1919)
Meclis‟in Ġstanbul‟da toplanmasını istemeyen M.Kemal bu konuda çok çaba sarf etmesine
rağmen istediği neticeyi alamamıĢtır. Bunun üzerine Ġstanbul‟da toplanacak Osmanlı MEBUSAN
MECLĠSĠ‟NĠN çalıĢmalarını yakından takip edebilmek amacıyla Ankara‟ya gitmeyi uygun
bulmuĢtur.
Ankara‟nın merkez seçilme nedenleri;
 Konumu bakımından güvenli bir yer olması
 Burada Milli teĢkilatların örgüt yapısının kuvvetli olması
 Demiryolu ağının ortasında yer alması
 Ġstanbul ve diğer Ģehirlerle haberleĢme imkânlarının iyi olması
 Burada bir kolordunun bulunması
 Batı cephesine yakın olması
NOT: Temsil Heyeti‟nin Ankara‟ya gelmesi ile bu Ģehir fiili bir merkez haline geldi.
Ankara‟nın resmen baĢkent olması ise 13 EKĠM 1923‟te gerçekleĢecektir.

SON OSMANLI MEBUSAN MECLĠSĠ‟NĠN TOPLANMASI
(12
Ocak 1920)
-Osmanlı Mebusan Meclisi, PadiĢah Vahdettin tarafından 21 Aralık 1918‟de kapatılmıĢtı.
-Erzurum ve Sivas Kongresi‟nde Mebusan Meclisi‟nin tekrar açılması ve hükümet iĢlerinin meclis
denetimine girmesi istenmiĢti.
-Amasya görüĢmelerinde ise Ġstanbul Hükümeti ve Temsil Heyeti Mebusan Meclisi‟nin açılmasına
karar vermiĢti.
7 Kasım 1919‟da yurt genelinde seçimler yapıldı. Ülke genelinde seçimleri genelinde Milli
Cemiyetlere üye olanlar kazanmıĢtır. Bu seçimlerde M.Kemal Erzurum milletvekili olarak
seçilmiĢtir.
M.Kemal, Meclis‟e katılamadığı için Ġstanbul‟a gidecek milletvekillerinden Ģu isteklerde bulunmuĢtur:
 Kendisinin meclis baĢkanlığına seçilmesi,
 Meclis‟te Müdafaa-i Hukuk Grubu‟nun oluĢturulması,
 Misakı Milli‟nin kabulünün sağlanması.
 MĠSAK-I MĠLLĠ KARARLARI
Son Osmanlı Mebusan Meclisi 12 Ocak 1920‟de açıldı. Seçilen 142 milletvekilinden ancak
72‟sinin katılabildi. Meclis‟te ne M. Kemal baĢkan seçildi ne de Müdafaa-i Hukuk grubu kuruldu.
Bunun yerine Felah-ı Vatan grubu kuruldu. BaĢkan olarak da ReĢat Hikmet Bey seçildi.
Misak-ı Milli kararları 28 Ocak 1920‟deki gizli oturumda alındı. 17 ġubat 1920‟de de basına
duyuruldu.
Misak-ı Milli Kararları
a) Sınırlar
 Mondros AteĢkesi imzalandığı sırada iĢgal edilmemiĢ olan Osmanlı Toprakları bir bütündür,
parçalanamaz.
 ĠĢgal edilmiĢ olan Arap topraklarında da halk oylaması yapılmalıdır.
 Daha önce halk oylaması ile Anavatana katılan Elviye-i Selâse‟de (Kars, Ardahan ve Batum)
gerekirse tekrar halk oylaması yapılabilir.
 Batı Trakya‟nın geleceğine de yine halk oylaması ile karar verilmelidir.
b) Boğazlar
Saltanatın, Ġstanbul‟un ve Boğazların güvenliği sağlandığı takdirde boğazlar uluslar arası ticarete
açılabilir. Çanakkale ve Ġstanbul boğazlarının ticarete ve ulaĢıma açılması konusunda, ilgili devletlerin
oy birliği ile verecekleri karar geçerli olacaktır.
c) Azınlıklar
Azınlıklara komĢu ülkelerdeki Müslüman azınlığa verilen haklar nispetinde haklar verilebilir.
d) Kapitülasyonlar
Kapitülasyonlar bütün yönleri ile kaldırılacaktır.(Ġlk kez ve açıkça yabancılara tanınan imtiyazlara
karĢı çıkılmıĢtır.)
e) Osmanlı Borçları
Osmanlı Borçları uygun koĢullar içerisinde ödenecektir. Bunun için yeni bir borç ödeme planı
yapılmalıdır.
-Misak-ı Milli kararları Wilson ilkelerine de uygundur. Çünkü ulusal sınırları ve
halkoylamasını (plebisit) öngörmektedir.
MĠSAKIMĠLLĠ‟NĠNÖNEMĠ
-Milli ve bölünmez bir Türk ülkesinin sınırlarını çizmiĢtir.
-Erzurum ve Sivas Kongrelerince alınmıĢ kararlar Meclis tarafından onaylanmıĢtır.
-Milli mücadelenin siyasi programı çizilmiĢ ve ana hedefler belirlenmiĢtir.
-M.Kemal PaĢa askerlik görevinden kendisinin ayrıldığını açıklamıĢ ve 3 ġubat 1920‟de
madalyaları ve niĢanlarını geri vermiĢtir.

Misak-ı Milli Kararlarının Alınması Üzerine Ġtilaf Devletleri‟nin baskılarını
artırıp Ģu hareketlerde bulunmuĢlardır:
-Milli Mücadele‟ye taraftar gördükleri Harbiye Nazırı Cemal PaĢa ve Genel Kurmay BaĢkanı Cevat
ġakir PaĢa‟nın görevden alınmasına yol açtılar.
-Meclis BaĢkanını tutuklamaya kalktılar
-Baskılara dayanamayan Ali Rıza PaĢa Hükümeti istifa etti.(3 Mart 1920) 8Mart 1920‟de Salih PaĢa
hükümeti kuruldu.
-9 Mart‟ta Türk Ocağını bastılar
-15 Mart‟ta 150‟nin üzerinde Türk aydınını tutukladılar.
-16 Mart 1920 de Ġstanbul‟u resmen iĢgal ettiler.
-18 Mart‟ta meclis son toplantısını yaptı.20 Mart‟ta meclis Ġtilaf devletleri tarafından basıldı.
Milletvekilleri Malta adasına sürgüne gönderildi. Böylece Meclis fiilen kapanmıĢ oldu.
-Baskılara dayanamayan Salih PaĢa 2 Nisan 1920‟de istifa etti.5 Nisan 1920‟de tekrar Damat Ferit
Hükümeti kuruldu.
-11 Nisan 1920‟de Vahdettin bir daha açılmamak üzere Mebusan Meclisi‟ni resmen kapattı.

Ġtilaf Devletleri; Ġstanbul‟un iĢgalini Ģu gerekçelere dayandırmıĢtır;
-ĠĢgalin geçici olduğu ve ĠĢgalin amacının Saltanatı güçlendirmek olduğu
-Herkesin saltanatın verdiği emirlere uyması gerektiği
-TaĢrada isyan ya da katliam yapıldığı takdirde Ġstanbul‟un Türklerden alınacağı

Ġstanbul‟un ĠĢgaline Temsil Kurulu‟nun Tepkisi;
-Ġstanbul‟la her türlü haberleĢmenin kesilmesi
-Ġstanbul‟daki tutuklamalara karĢı Anadolu‟daki Ġtilaf subayları tutuklandı.
-Ġtilafların asker sevkiyatını engellemek için Geyve UlukıĢla civarındaki demiryolları tahrip edildi.
-ĠĢgalin protesto edilmesi istendi.
-Anadolu‟dan Ġstanbul‟a vergi gönderilmesi engellenmeye çalıĢılmıĢtır.
 Meclisi Mebusan‟ın iĢgalci güçler tarafından dağıtılması TBMM‟nin açılmasına zemin
hazırlamıĢtır.
MĠLLĠ MÜCADELEDEN YANA OLAN BASIN
MĠLLĠ MÜCADELEYE KARġI OLAN
BASIN
 Ġrade-i Milliye: Ulusal mücadelenin sözcülüğünü
yapan ilk gazetedir.84 Eylül 1919)
 Hâkimiyet-i Milliye: Milli Mücadele döneminde
TBMM Hükümeti‟nin yarı resmi yayın organı haline
gelmiĢtir.( 10 Ocak 1920)
Babalık:1910 yılında Konya‟da yayımlanmaya baĢla.
 Öğüt Gazetesi:20 Ocak 1918‟de Agdulgani Ahmet
Bey tarafından kurulan gazetede Yunan iĢgalini protesto
eden yazılar yazılmıĢtır. (Afyon-Ankara)
 Açıksöz Gazetesi: 15 Haziran 1919‟da
Kastamonu‟da çıkarılmaya baĢlanmıĢtır.
Mimber Gazetesi:21 Kasım 1918‟de M.Kemal ve
Fethi Okyar tarafından Ġstanbul‟da çıkarılmıĢtır.
 Albayrak Gazetesi: Erzurum‟da yayın hayatına
baĢlamıĢtır.
 Ġzmir‟e Doğru: Ġzmir‟de Vasıf Çınar tarafından
çıkarılmaya baĢlanmıĢtır.
 Yeni Adana: 25 Aralık 1918‟de Adana‟da
çıkarılmaya baĢlanmıĢtır.
 Ġstikbal: Faik Ahmet Barutçu tarafından çıkarılmaya
baĢlanmıĢtır.
 Emel: Amasya‟da çıkarılmıĢtır.
 Küçük Mecmua: 18 Haziran 1922‟den itibaren Ziya
Gökalp tarafından Diyarbakır‟da çıkarılmıĢtır.
 Sebilür-ReĢat: Mehmet Akif‟in baĢyazar olduğu
dergidir.
 Ahali: Samsun‟da Ġsmail Cenani tarafından çıkar.
 Vakit Gazetesi:1875 yılında Ġstanbul‟da çıkarılmaya
baĢlanan gazete Ahmet Emin Yalman baĢyazarlığında
yayın hayatına devam etmiĢtir.
 Tercüman Gazetesi: Ankara Hükümetince
yayımlanan resmi tebliğ ve cephe haberlerini yayımlayan
gazetelerden biridir.
AkĢam Gazetesi:1918‟de Falih Rıfkı ve Ali Naci
Karacan tarafından Ġstanbul‟da çıkarılmıĢtır.
Hukuk-u BeĢer Gazetesi:1918-1919 yılları arasında
Ġzmir‟de yayımlanmıĢtır Yunan güçlerine ilk kurĢunu atan
Hasan Tahsin baĢyazarıdır.
Yeni Gün Gazetesi:1918‟de Yunus Nadi tarafından
Ġstanbul‟da yayımlanmaya baĢlanmıĢtır.
 Alemdar Gazetesi
 Peyamı Sabah Gazetesi
 Güleryüz Gazetesi
 Aydede Gazetesi
 Ümit Gazetesi
 Tan Gazetesi
 Yeni Dünya Gazetesi
 ġarkın Sesi Gazetesi
 ĠrĢad Gazetesi
 Zafer Gazetesi
 Zincirbent Gazetesi
Türkçe Ġstanbul Gazetesi
TBMM’NİN AÇILMASI VE KURTULUŞ SAVAŞI
MUHAREBELER DÖNEMİ KRONOLOJİSİ
23 Nisan
10 Ağustos
3 Aralık
5 Aralık
6/10 Ocak
20Ocak
23 Şub-12Mart
1 Mart
12 Mart
16 Mart
23 Mar-1Nisan
10/24 Tem.
5 Ağustos
7/8 Ağustos
23 Ağu-12Eylül
19 Eylül
1920
1920
1920
1920
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
13 Ekim
20 Ekim
26 Ağustos
30 Ağustos
9 Eylül
3/11 Ekim
1921
1921
1922
1922
1922
1922
TBMM’nin açılışı
Sevr Antlaşması
Gümrü Antlaşması
Bilecik Görüşmesi
I.İnönü Muharebesi
Teşkilat-ı Esasiye (Anayasa)
Londra Konferansı
Afgan Dostluk Antlaşması
İstiklal Marşı’nın kabulü
Moskova Antlaşması
II.İnönü Muharebesi
Eskişehir-Kütahya Muharebeleri
M.Kemal’in Başkomutan olması
Tekâlif-i Milliye emirleri
Sakarya Meydan Muharebesi
M.Kemal’e Gazilik unvanı ve Mareşallik
rütbesinin ver.
Kars Antlaşması
Ankara Antlaşması
B.Taarruzun başlaması
Başkomutanlık Meydan Muharebesi
İzmir’in kurtuluşu
Mudanya Ateşkes Antlaşması
 I.TBMM DÖNEMĠ(23 Nisan 1920-11 Ağustos 1923)
Mustafa Kemal, Ġstanbul‟un iĢgali ve Mebusan Meclisi‟nin dağıtılmasıyla Milli Mücadele‟yi
PadiĢah adına da yürüttüğünü söyleme fırsatı bulmuĢtur. M.Kemal, Temsil Kurulu BaĢkanı Sıfatıyla
19 Mart 1920‟de valilere ve kolordu komutanlıklarına göndermiĢ olduğu bir bildiri ile olağanüstü
yetkilere sahip bir meclisin açılması gerektiğini bildirmiĢtir. Meclise katılabilmek için yeni seçimler
yapılmıĢtır.
Mustafa Kemal, Mebusan Meclisi‟ne seçilen ve iĢgal üzerine Anadolu‟ya kaçarak Ankara‟ya
geçen milletvekillerinin de yeni meclise katılma haklarının saklı tutulacağını belirtmiĢtir. M.Kemal‟de
Ankara milletvekili seçilmiĢtir.
Not 1: TBMM‟nin açılmasını hızlandıran geliĢmeler:
 Ġstanbul‟un resmen iĢgali,
 Mebusan Meclisi‟nin kapatılması
Not 2: M.Kemal‟in Mebusan Meclisi‟ndeki milletvekillerine TBMM‟ye katılma hakkı tanıması mili
iradeye verdiği önemin kanıtıdır.
Ankara'ya gelebilen milletvekilleriyle birlikte meclisin 23 Nisan Cuma günü açılmasına karar
verildikten sonra bu karar Mustafa Kemal PaĢa tarafından 21 Nisan 1920'de çok acele kaydıyla
Kolordulara, Bütün Valiliklere, Bağımsız Sancaklara Müdafaa-i Hukuk Merkez Heyetlerine, Belediye
BaĢkanlıklarına bildirilmiĢti.
Bu telgrafın metni Ģöyledir:
1. „‟Allahın lütfuyla Nisan'ın 23'ncü Cuma günü, Cuma namazından sonra, Ankara'da Büyük
Millet Meclisi açılacaktır.
2. Vatanın istiklâli, yüce Hilâfet ve Saltanat makamının kurtarılması gibi en önemli ve
hayati görevleri yapacak olan Büyük Millet Meclisi'nin açılıĢ gününü Cumaya rastlatmakla, o günün
kutsallığından yararlanılacak ve bütün sayın milletvekilleriyle Hacı Bayram Veli Camii Ģerifinde
Cuma namazı kılınarak Kur'an'ın ve namazın nurlarından da feyz alınacaktır. Namazdan sonra,
sakalı Ģerif ve sancakı Ģerif alınarak Meclisin toplanacağı yere gidilecektir. Meclise girmeden bir dua
okunarak kurbanlar kesilecektir. Bu merasimde Camii Ģerif'ten baĢlayarak Meclis binasına kadar
Kolordu Komutanlığı'nca askeri birliklerle özel tören düzeni alınacaktır.
3. AçılıĢ gününün kutsallığını belirtmek için bu günden baĢlayarak vilâyet merkezinde, Vali
Beyefendi Hazretleri'nin düzenleyeceği Ģekilde, hatim indirilmeye baĢlanacak ve Hatmi Ģerif'in son
kısımları uğur getirsin diye Cuma günü namazdan sonra Meclis'in toplanacağı yerin önünde
tamamlanacaktır.
4. Kutsal ve yaralı vatanımızın her köĢesinde bu günden itibaren aynı Ģekilde Hatmi Ģerifler
indirilmesine baĢlanarak, Cuma günü ezandan önce minarelerde Salâ verilecek ve bütün vatan
topraklarının kurtuluĢu için giriĢilen Millî Mücadele'nin önemini ve kutsallığını, milletin her bir
ferdinin, kendi vekillerinden meydana gelmiĢ olan bu Büyük Millet Meclisi'nin vereceği vatani
görevleri yapmaya mecbur olduğunu anlatan vaazlar verilecektir. Daha sonra din ve devletimizin,
vatan ve milletimizin kurtuluĢu, selâmeti ve istiklâli için dua edilecektir. Bu dinî ve vatanî merasim
yapıldıktan ve camilerden çıkıldıktan sonra, Osmanlı vilâyetlerinin her tarafında, hükümet konağına
gelindikten sonra Meclis'in açılmasından dolayı resmî tebrikler yapılacaktır. Her tarafta Cuma
namazından önce uygun Ģekilde Mevlidi Ģerif okunacaktır.
5. Bu tebliğin hemen yayınlanarak, her tarafa ulaĢtırılabilmesi için her vasıtaya baĢvurulacak,
sür'atle en ücra köylere, en küçük askeri birliklere, memleketin bütün teĢkilat ve kuruluĢlarına
ulaĢtırılması sağlanacaktır. Ayrıca büyük levhalar halinde her tarafa asılacak ve mümkün olduğu
yerlerde bastırılıp çoğaltılarak parasız dağıtılacaktır.
6. Yüce Allah'tan tam bir baĢarıya ulaĢtırması niyaz olunur.
Heyet-i Temsiliye Adına
Mustafa Kemal"
- 22 Nisan 1920 tarihli bildiride ise M.Kemal; bütün vilayet ve bağımsız sancaklarla
birlikte çeĢitli ordu birliklerine komutanlıklarına gönderdiği telgrafta, 23 Nisan'da meclisin açılıp
çalıĢmalara baĢlamasından sonra bütün sivil ve askeri makamların bütün milletin tek baĢvuru yerinin
Büyük Millet Meclisi olacağını bildirmiĢti.
BĠRĠNCĠ TBMM‟NĠN AÇILIġI
-TBMM, Ġstanbul‟dan gelebilen Meclis-i Mebusan üyeleri ile yeniden milletvekili seçilenlerden
oluĢmuĢtu. Meclisin üye sayısı son yapılan araĢtırmalara göre 390‟dır.Meclis hiçbir zaman tam üye sayısı ile
toplanamamıĢtır. Çünkü milletvekillerinin kimileri komutan, subay hatta er olarak cephelere gitmesi, kimileri
de vali, müsteĢar, müdür olarak devlet iĢlerini yürütmeye devam etmekteydiler.23 Nisan 1920 günü meclis
115 milletvekili ile toplanmıĢtır.(Bazı kaynaklar faklı rakamlarda verebilmektedir)Ancak bu sayıda her
geçen gün artıĢ olmuĢtur. Meclis üyelerinin büyük çoğunluğunu hukukçu, asker, idareci, doktor, öğretmen,
gazeteci gibi aydınlar oluĢturmaktaydı. Onları din adamları izlemekteydi.
-Birinci TBMM ilk baĢkanı Sinop Milletvekili ġerif(Alkan) Bey‟in 23 Nisan 1920 saat
13.45‟teki açılıĢ konuĢmasıyla baĢlamıĢtır. AçılıĢ konuĢmasında Ģunu belirtmiĢtir:
„İstanbul'un geçici kaydıyla yabancı kuvvetler işgal olunduğu ve bütün temelleriyle
halifelik makamının ve hükümet merkezinin bağımsızlığının yok edildiği hepinizce bilinmektedir.
Bu duruma baş eğmek, milletimizin teklif edilen yabancı esaretini kabul etmesi demekti. Ancak
ezelden beri hür ve bağımsız yaşamış olan milletimiz esaret altına alınmayı büyük bir şiddet ve
kesinlikle reddetmiş ve hemen vekillerini toplayarak yüce meclisini meydana getirmiştir. Bu yüce
meclisin en yaşlı üyesi sıfatıyla ve Allah'ın yardımıyla milletimizin içte ve dışta tam bağımsız olarak
kaderini (geleceğini) bizzat üstlendiğini ve idare etmeye başladığını bütün dünyaya ilân ederek
Büyük Millet Meclisi'ni açıyorum."
-Ġlk TBMM‟ye Ankara milletvekili olarak katılan Mustafa Kemal, meclisin 24 Nisan‟daki
toplantısında TBMM‟nin ilk baĢkanı olarak seçilmiĢtir. Erzurum Milletvekili Celalettin Arif Bey
Ġkinci BaĢkanlığa, Konya Milletvekili ve Mevlana Dergâhı PostniĢini Abdulhalim Çelebi ile KırĢehir
Milletvekili Cemalettin Efendi de BaĢkan yardımcılıklarına seçilmiĢtir. Ardından 24 Nisan 1920
tarihli önerge verilmiĢtir.
Buna göre;
 Hükümet kurmak zorunludur.
Yorum: Ġstanbul Hükümeti dıĢında bir hükümetin kurulması gerekliliğinden bahsedilmiĢtir.
 Mecliste toplanan milli iradeyi, vatanın geleceğine iliĢkin en önemli güç olarak görmek, temel
ilkedir. TBMM‟nin üzerinde hiçbir güç ve makam yoktur.
Yorum: Osmanlı yönetimi(Ġstanbul Hükümeti) yok sayılmıĢtır.
 Geçici olarak bir padiĢah vekili ya da hükümet baĢkanı atamak uygun değildir.
Yorum: TBMM‟nin kararlarında bağımsız olma isteğini ve meclisin süreklilik arz edeceğini gösterir.
 TBMM yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplamıĢtır.
Yorum: Güçler birliği benimsenmiĢtir, bunun baĢlıca amacı karaların hızlıca alınması ve
Meclisi tek yetkili organ hainle getirmektir. Ayrıca bu madde Cumhuriyet yönetimine
geçileceğinin iĢaretlerini göstermektedir.
 Meclis tarafından seçilip vekil olarak görevlendirilecek bir kurul, hükümet iĢlerine
bakar; meclis baĢkanı bu kurulunda baĢkanıdır.
Yorum: Meclis Hükümet Sistemi benimsenmiĢtir.
 PadiĢah ve Halife, Ġtilaf Devletleri‟nin baskısından kurtulduğu zaman, Meclisin düzenleyeceği
yasaya göre hareket etmek durumundadır.
Yorum: Bu madde ile ilk amacın ulusal bağımsızlık olması gerekliliği ifade edilmektedir.
Aynı zamanda Saltanat taraftarlarının tedirgin olmaması amaçlanmaktadır.
I.TBMM‟nin Genel Özellikleri
Olağanüstü bir meclistir. Çünkü Güçler Birliği ilkesi vardır. Yasama, Yürütme ve Yargı
TBMM‟de toplanmıĢtır.
 Mecliste parti yoktur, gruplar vardır. Bunlar Halk zümresi, Ġstiklal, Tesanüd, YeĢilorducular,
Müdafaa-i Hukukçular ve Islahat gruplarıdır. Daha sonra Müdafaa-i Hukukçular dıĢında kalanlar
birleĢerek 2. grubu oluĢturdular ve grup sayısı 2‟ye düĢtü.(1.Grup-2.Grup)
 KurtuluĢ savaĢını yürüten meclistir. Süreklidir.
 Mecliste azınlık milletvekili yoktur. Bundan dolayı ulusal bir meclistir.
 Temsil heyetinin görevine son vermiĢtir. Çünkü artık buna ihtiyaç kalmamıĢtır.
 Kurucu meclistir. Çünkü 1921 TeĢkilâtı Esasiyeyi hazırlamıĢtır ve Hükümet kurmuĢtur.
 Bu meclis yetkilerini bir süre BaĢkomutanlık Yasası ile M. Kemal‟e devretmiĢtir.
 I.TBMM‟de belirgin bir Ģekilde güçler birliği ilkesi vardır
 Halkçıdır, çünkü halkın sorunlarıyla ilgilenmiĢ ve gücünü halktan almıĢtır.
 Ġhtilalcidir, Saltanatı ve Ġstanbul Hükümeti‟ni yok saymıĢtır.
 Çok sesli,geniĢ tabanlı ve demokratik özelliklere sahip bir meclistir.
 MeĢrudur;1921 Anayasası ile kendisine yasal bir nitelik kazandırmıĢtır.
3 Mayıs 1920‟de hükümet resmen kuruldu. Ġcra Vekilleri Heyeti Ģu bakanlardan oluĢmaktaydı:
 M.Kemal: Meclis BaĢkanı ve Hükümet BaĢkanı
 Cami (Baykut) Bey: ĠçiĢleri Bakanı
 Bekir Sami (Kunduh):DıĢiĢleri Bakanı
 Fevzi Çakmak PaĢa: Milli Savunma Bakanı
 Hakkı Behiç Bey: Maliye Bakanı
 Celalettin Arif Bey: Adalet Bakanı
 Mustafa Fehmi Bey: ġeriyye ve Evkaf Bakanı-Din Ġlleri ve Vakıflar Bakanı
 Dr.Adnan Adıvar: Sağlık Bakanı
 Ġsmail Fazıl PaĢa: Bayındırlık Bakanı
 Yusuf Kemal Bey: Ġktisat Bakanı
 Dr.Rıza Nur: Milli Eğitim (Maarif) Bakanı
Birinci TBMM birçok kanun çıkarmıĢtır:
Bunlar;
1- I. TBMM‟nin ilk çıkardığı kanun 24 Nisan‟da çıkarmıĢ olduğu Ağnam (Hayvan vergilerinin 4
katına çıkarılmasına dair) Kanunudur.
2- I. TBMM‟nin çıkardığı 2. Kanun ise Hıyanet-i Vataniye Kanunudur (29 Nisan 1920). Bu bir
ceza kanunudur. Bu kanun ile TBMM‟ye karĢı isyan edenler Vatan haini sayılmıĢ ve 11 Eylül
1920‟de kurulan istiklal mahkemelerinde cezalandırılmıĢtır. Ġstiklal mahkemeleri 1927‟ye kadar
devam etmiĢtir.
3- Yine 11 Eylül 1920‟de çıkarılan bir baĢka kanun olan Firariler Kanunu ile de asker kaçaklarının
önlenmesine çalıĢıldı.
4- 5 Eylül 1920‟de çıkarılan Nisab-ı Müzakere Kanunu ise Meclis iç tüzüğüyle ilgilidir.
Bu kanunda;
 Meclisin görev süresinin Ģartlara ve zamana bağlı olmadığı
 Mebusların yılda mazeretsiz olarak 2 ay toplantıya katılamazlarsa üyeliklerinin düĢeceği.
 Memuriyet ve mebusluğun aynı kiĢide olamayacağı (Askerler ve Sefirler ile Bakanlar Hariç)
 Karar yeter sayısı mebus toplamının yarısının 1 fazlası olacağı
 Mebus maaĢlarının yıllık 1250 lira olacağı ile ilgili maddeler vardır. Kısacası bu kanun meclis
iç tüzüğüdür.
5- 10 Eylül 1920 Men-i Müskirat Kanunu ile Milli Mücadeleye mali kaynak sağlamak amacıyla içki
ve tütün mamulleri yasaklandı. Yine aynı amaçla 25 Kasım 1920‟de Men-i Ġsrafat Kanunu ile her
türlü israfın önüne geçilmek istendi.
6- I. TBMM‟nin çıkardığı en önemli kanun Ģüphesiz ki 5 Ağustos 1921‟de M. Kemal‟e
BaĢkomutanlık yetkisini veren kanundur.
 I.TBMM‟YE KARġI ÇIKAN AYAKLANMALAR
Nedenleri








Uzun süren savaĢların halkı yıpratması ve asker kaçaklarının olması
Ġngilizlerin Boğazlarda etkin olmak istemesi
Osmanlı Hükümeti‟nin Milli Mücadelecileri, BolĢevik ve Ġttihatçı diye tanıtması
Ġstanbul Hükümeti ve Ġtilaf Devletlerinin kıĢkırtmaları
Kuvay-i Milliye birliklerinin disiplinsiz hareketleri
Azınlıkların bağımsız devlet kurma istekleri
Bazı çevrelerin manda ve himaye fikrini savunması
Düzenli ordunun kurulmasından rahatsızlık duyanların olması
 Doğrudan Ġstanbul Hükümeti tarafından Çıkarılan Ayaklanmalar
a) Ahmet Aznavur Ayaklanması
Susurluk, Gönen, Manyas ve Ulubat dolaylarında çıktı. Çerkez Ethem kuvvetleri tarafından
bastırıldı.
b) Kuvay-ı Ġnzibatiye (Halifelik Ordusu) Ayaklanması
Geyve‟de çıkan bir isyandır. Amacı Kuvay-ı Milliye birliklerini boğazlara yaklaĢtırmamak ve
uzaklaĢtırmaktı. Ali Fuat Cebesoy‟un emrindeki Kuvay-ı Milliye birlikleri tarafından bastırıldı.
 Ġstanbul Hükümeti‟nin
Ayaklanmalar:
ve
Ġtilafların
OrtaklaĢa
Çıkardığı
a) Bolu, Düzce, Hendek ve Adapazarı Ayaklanmaları:Ali Fuat Cebesoy ve Refet Bele
komutasındaki Kuvay-ı Milliye birlikleri tarafından bastırıldı.
b) Yozgat Ayaklanması (Çapanoğlu-Tokat Aynacıoğlu: Çerkez Ethem emrindeki Kuvay-ı Milliye
birlikleri tarafından bastırıldı.
c) Afyon Ayaklanması: Çopur Musa tarafından çıkarıldı. Kuvay-ı Milliye birlikleri tarafından
bastırıldı.
d) Konya Ayaklanması: Bozkır, DelibaĢ Mehmet ve Çumra isyanları adı altında 3 isyandan ibarettir.
Bu isyan da Kuvay-ı Milliye tarafından bastırıldı.
e) Milli AĢireti Ayaklanması: Urfa‟da milli aĢiretinin çıkardığı bir isyandır. Kuvay-ı Milliye
tarafından bastırıldı.
f)Ali Batı: Mardin, Midyat, Nusaybin bölgelerinde çıkmıĢtır18 Ağustos 1919‟da 5.Tümen
tarafından bastırılmıĢtır.
g)ġeyh EĢref: Bayburt‟ta çıkmıĢ, milli kuvvetlerce bastırılmıĢtır.
h)Koçgiri: Zara, SuĢehri, Erzincan, Refahiye bölgelerinde çıkmıĢ, milli kuvvetlerce bastırılmıĢtır.
ı)Cemil Çeto: Garzan Bölgesinde çıkmıĢ 12.Kolordu bastırmıĢtır.
i)ġeyh Recep Ġsyanı: Sivas‟ta çıkmıĢtır.
 AzınlıklarınÇıkardığı Ayaklanmalar
Doğu Anadolu ve Çukurova Bölgesinde Ermeniler, Karadeniz ve Ege Bölgesinde Rumların
çıkardığı isyanlardır. Bunlar iĢgalci güçlerden yardım alıyorlardı. Bunlar en uzun süre devam eden
ayaklanmalardır. 1918–1922 yılları arası sürmüĢtür.
 BaĢta Kuvay-i Milliyeci Olup Sonradan Ayaklananlar
Bunlar Demirci Mehmet Efe ve Çerkez Ethem isyanlarıdır. Birçok ayaklanmayı da bastırmıĢ olan bu
Kuvay-ı Milliyeciler, Ankara‟nın otoritesine girmek istememiĢ ve Düzenli ordunun emrine
girmemiĢlerdir. Demirci Mehmet Efe isyanını Refet Bele bastırdı. Çerkez Ethem isyanı ise I. Ġnönü
Zaferinin kazanılmasından sonra 20 Ocak 1921‟de de kesin olarak bastırıldı.
-TBMM‟nin Ayaklanmalara KarĢı Aldığı Tedbirler
29 Nisan 1920 tarihli Hıyanet-i Vataniye Kanununun çıkarılması. Bu bir ceza kanunudur.
Ġstanbul ile her türlü haberleĢme kesilecek.
11 Eylül 1920‟de Ġstiklal Mahkemeleri kuruldu. Bu tarihte kurulan toplam Ġstiklal Mahkemesi
sayısı 8 tanedir. Bu mahkeme üyelerinin milletvekillerinden oluĢması TBMM‟nin yargı
yetkisine sahip olduğunu gösterir.
Ġstiklal mahkemeleri 1927 yılına kadar görev yaptılar.
4ġeyhülislam Durizâde Abdullah Efendinin M. Kemal ve arkadaĢlarını Din ve Devlet düĢmanı
ilan eden fetvasına karĢılık, M. Kemal de Ankara müftüsü Rıfat Börekçi ve 150 müftünün karĢı
fetvasıyla Ġstanbul Hükümetini Vatan Haini ilan etti.
57 Haziran 1920‟de Matbuat ve Ġstihbarat Genel Müdürlüğü kuruldu. Anadolu Ajansı bu
kuruma bağlandı. Bu kurum sayesinde milli mücadele yanlısı propagandaya baĢlandı.
Bu ayaklanmalar TBMM‟ye zaman ve güç kaybettirdi. KurtuluĢ SavaĢının baĢarıya
ulaĢmasını geciktirdi ve düĢman ilerleyiĢlerini hızlandırdı.
123-
 SEVR BARIġ ANTLAġMASI
(10 Ağustos 1920)
Birinci Dünya SavaĢı‟ndan sonra toplanan Paris BarıĢ Konferansı‟nda Osmanlı Devleti ile
yapılacak barıĢ antlaĢmasının esasları belirlenmemiĢti. Ġtilaf Devletleri Osmanlı topraklarını paylaĢma
noktasında anlaĢmazlığa düĢtükleri için antlaĢmanın imzalanması gecikmiĢti. Esasında Ġtilaf
Devletleri‟nin gerçek manada antlaĢmanın imzalanması için aceleci davrandıkları söylenemezdi. Zira
Mondros AteĢkes AntlaĢması‟nın 7.maddesi hükmü gereği iĢgalleri baĢlatmıĢlardı ve bu ateĢkes
bir antlaĢma gibi uygulanıyordu.
Ġtilaflar en sona bıraktıkları Osmanlı BarıĢının taslağını ilk önce 12 ġubat-10 Mart 1920 tarihli
Londra Konferansı‟nda ele almıĢlardır. Ġkinci olarak ise Ġtalya‟nın San Remo ġehrinde
toplanılmıĢtır. Konferansa Ġngiltere, Fransa ve Ġtalya katılmıĢtı. Konferansa bir heyetle katılan Tevfık
PaĢa anlaĢma hükümlerini inceledikten sonra Damat Ferit PaĢa‟ya gönderdiği mektupta bu
antlaĢmanın ağır koĢullar içerdiğini ve kabulünün mümkün olmadığını ifade etmiĢtir.
Ġtilaf Devletleri Osmanlı Devleti‟nin antlaĢmayı imzalamada gecikmesi üzerine “SPA
Ültimatomu” ile 10 gün süre verdiler. Öte taraftan Yunanlılar, Trakya‟dan da saldırıya geçtiler.
Edirne‟de bulunan I.Kolordu komutanı Cafer Tayyar PaĢa esir düĢtü. Yunan saldırıları Ġstanbul‟un
gözünü korkuttu ve padiĢah barıĢ antlaĢmasının imzalanmasıyla birlikte iĢgallerin de sona ereceğini
düĢünmeye baĢladı.
Osmanlı yönetimi barıĢ projesini görüĢmek üzere 22 Temmuz‟da PadiĢah‟ın baĢkanlığında
„SALTANAT ġURASI‟nı topladı. Katılan üyelerden Rıza PaĢa dıĢında herkes antlaĢmanın
imzalanması yönünde oy kullandı. Bunun üzerine hükümet adına, Rıza Tevfık, Bağdatlı Hadi PaĢa
ve Bern elçisi ReĢat Halis Bey Paris‟in SEVRES kasabasında antlaĢmayı imzalayarak teslim
almıĢlardır.
SALTANAT ġURASINDA SEVR ANTLAġMASI‟NIN KABULÜ
Saltanat ġurası'nda yaĢananlar ise günümüzde hâlâ tartıĢılmaktadır. NUTUK'ta bu toplantıda Vahdettin'le
ilgili “Sevr Muahedesi'ni bizzat ayağa kalkmak suretiyle kabul etmiştir.” denmektedir. Saray BaĢmabeyincisi
Lütfi Simavi'ye göre ise Vahdettin açılıĢ nutkunu okuduktan sonra baĢkanlığı Damat Ferit PaĢa‟ya bırakarak
salonda durmamıĢ, çıkıp gitmiĢtir. Son Sadrazam Tevfik PaĢa‟nın oğlu Ġsmail Hakkı Okday'ın anlatımı ise
Ģöyledir:
“Nihayet Sevr‟i kabul edenler ayağa kalksın denildi. Damat Ferid Paşa bu sırada Padişah‟ın salonu terk
etmesi için işaret verdi. Vahdettin dışarı çıktı, yandaki odaya geçti. Padişah ayağa kalkınca da salondakiler
Hünkâr'a bir saygı eseri olarak ayağa kalktılar. Kendisini bu suretle selamladılar. Öyle ki, bu ayağa kalkışın
Sevr‟in kabulü anlamına mı geldiği, yoksa Padişah‟a hürmeten kıyam mı edilmiş olduğu açık olarak
belirmedi. Hatta Ayan'dan Topçu Feriki Rıza Paşa, „Biz Padişaha hürmeten ayağa kalktık, Sevr‟i kabul
ettiğimizden değil‟ diye haykırarak Damat Ferid‟in oyununu açıkça protesto dahi etti.”
Kimi tarihçiler bu olayı, Ģûrâda oy hakkı olmayan padiĢahın oylama yapılması çağrısı yapılınca dıĢarı çıkması,
fakat Damat Ferit'in olayı oldubittiye getirmesi olarak yorumlamaktadır. Kimileri toplantının Sevr‟i onaylatmak
üzere taraflı bir tarzda yürütülmesini protesto mahiyetinde, belki de biraz öfkeli bir Ģekilde ayağa kalktığını ve
çıkıp yan odaya geçmiĢ olduğunu iddia etmektedir. Kimi tarihçiler ise bunun, padiĢah ile Damat Ferit PaĢa'nın
antlaĢmayı kabul ettirebilmek için birlikte hazırladıkları bir plan olduğunu iddia etmektedirler.
SEVR ANTLAġMASI‟NIN MADDELERĠ
 SINIRLAR: Doğu Trakya ve Batı Anadolu Yunanistan‟a bırakılacak. Urfa, Mardin, Antep
ve Suriye Fransa‟ya bırakılacak. Ayrıca Adana, Kayseri, Malatya ve Sivas‟a kadar olan
bölgede Fransız denetiminde kalacak. Arabistan ve Musul dâhil olmak üzere Irak, Ġngiltere‟ye
bırakılacak. Aydın‟dan itibaren Batı Anadolu, Antalya ve Konya yöresi Ġtalya‟ya verilecek.
Rodos ve Onikiada Ġtalya‟ya, diğer Ege adalarının tamamı Yunanistan‟a bırakılacak. Ayrıca
Osmanlı Mısır üzerindeki haklarından tamamen vazgeçecek ve Hicaz‟da bağımsız bir devlet
kurulacaktı.
 BOĞAZLAR: SavaĢ ve barıĢ zamanında bütün devletlerin gemilerine açık olacak; boğazların
yönetimi „Boğazlar Komisyonu‟ denilen bir kurula verilecekti. Bu Komisyonda Türk üye
bulunmayacaktı. Bu kurulun ayrı bir bayrağı, bütçesi olacaktı. Komisyon baĢkanlığının süresi
2 yıl olacak ve kararlar komisyonda oy çokluğu ile alınacaktı.
 AZINLIK HAKLARI: Türkiye‟de yaĢayan her topluluk dil, din ve mezhep özgürlüğünü
kullanabilecek ve herkes eĢit olacaktı. Azınlıklar her derece okul açabilecekti.
 VĠLAYET-Ġ SĠTTE: Osmanlı Ermenistan tanıyacak; Türk-Ermeni sınırını hakem
sıfatıyla ABD BaĢkanı belirleyecekti. Ayrıca antlaĢmanın imzalanmasından itibaren 6
ay içerisinde Ġstanbul‟da Ġngiltere, Fransa ve Ġtalya temsilcilerinden bir kurul
oluĢturulacak ve bu kurul Fırat nehrinin doğusunda, Ermenistan‟ın güneyinde, Türkiye
ile Suriye ve Irak arasında bir Kürdistan devletinin sınırlarını belirleyecekti.
 ORDU: Osmanlı ordusu 50.700 askerle sınırlandırılıyordu. Osmanlı kara kuvveti gönüllü
olarak askere yazılanlardan oluĢacaktı. Askere alımlarda dil, din vs. gibi farklılıklar göz önüne
alınmayacaktı. Ordunun subay ihtiyacını karĢılamak için açılacak subay okulları konusunda
izin alınacaktı. Orduda ağır silah bulunmayacaktı. Deniz kuvveti 13 savaĢ gemisini
geçemeyecekti.
 ĠSTANBUL: Ġstanbul Türklerde kalacak ve Osmanlı‟nın baĢkenti olmaya devam edecekti.
Ancak Osmanlı Devleti azınlık haklarını koruyamaz ise Ġstanbul‟da elinden alınacaktı.
 EKONOMĠ: Türkiye‟nin kaynakları savaĢ tazminatı ödemeye yeterli değildi. Bu nedenle
Türkiye‟nin kaynaklarını korumak ve artırmak için gerekli önlemleri almak üzere bir mali
komisyon oluĢturulacaktı. Osmanlı bütçesi parlamentoya sunulmadan önce bu komisyonun
onayından geçecekti. Bütçe ve mali yasların uygulanması bu komisyon tarafımdan
denetlenecekti. Komisyonun izni olmadan iç ve dıĢ borçlanma yapılmayacaktı.
 KAPĠTÜLASYONLAR: Osmanlı'nın 1914'te tek taraflı olarak fesh ettiği kapitülasyonlar
müttefik devletler vatandaĢları lehine yeniden kurulacaktı. Kapitülasyonlardan bütün
devletler faydalanacaktı. Yabancı postaneler yeniden açılacaktı. Türkiye‟nin kara ve
denizlerinden bütün Ġtilaf Devletleri serbestçe yararlanacaktı. Osmanlı topraklarından geçen
yabancı taĢıtlardan vergi alınmayacaktı. Ayrıca Osmanlı uyruğundaki bir kiĢi, Ġtilaf
Devletleri‟nin vatandaĢlığına geçebilecek, vatandaĢlığını değiĢtirdiği tarihten itibaren de
kapitülasyonlardan faydalanabilecekti.

Ayrıca, Osmanlı Hükümeti geçerli neden olmaksızın hiçbir ulusun bilgilerini kazı yapmaktan
yoksun bırakamayacaktı.
Sevr AntlaĢması‟na göre Osmanlı Devleti‟ne kalan topraklar: Tokat, Samsun, Ordu,
Giresun, Amasya, Sinop, Çorum, Çankırı, Ankara, EskiĢehir, Bolu, Zonguldak, Bilecik,
Kayseri‟nin doğusu.
SEVR BARIġ ANTLAġMASI‟NIN ÖNEMĠ
 Sevr AntlaĢması 433 maddeden oluĢmaktadır.
 Bu antlaĢmayı padiĢah imzalamamıĢ ve Osmanlı Parlementosundan geçmemiĢtir. Osmanlı
anayasası olan Kanun-u Esasiye göre bir antlaĢmanın yürürlüğe girmesi için Mebusan
Meclisince de onaylanması gerekir. Fakat Mebusan Meclisi 11 Nisan 1920‟de iĢgalciler
tarafından dağıtılmıĢtı. Bu yüzden bu antlaĢma Mebusan meclisince
onaylanmadığından dolayı yürürlüğe girmemiĢ ve geçersiz bir antlaĢma olmuĢtur.
 Geçersiz olmasının bir diğer sebebi de Türk KurtuluĢ SavaĢı‟nın baĢarıya ulaĢmıĢ
olmasıdır
 19 Ağustos 1920‟de TBMM bu antlaĢmayı imzalayanları ve onaylayanları vatan haini ilan
etmiĢtir.
 Bu antlaĢmadan sonra Damat Ferit Hükümeti düĢmüĢ ve Tevfık PaĢa Hükümeti kurulmuĢtur.
Not: Sevr AntlaĢması ile Ayestafanos AntlaĢmasının ortak yönü uygulanamamıĢ olmasıdır.
 Bilecik GörüĢmesi (5 Aralık 1920)TBMM adına Mustafa Kemal ile Ġstanbul‟daki
Tevfik paĢa hükümeti adına Ahmet Ġzzet PaĢa ve Salih PaĢa arasında yapılmıĢtır.
-Bu görüĢmede M.Kemal; Anadolu‟daki tek yetkili otoritenin TBMM olduğunu
vurgulamıĢtır.
SEVR ANTLAġMASI‟NA GÖRE ANADOLU‟NUN PAYLAġIMI
Sevr AntlaĢmasından önce 1800‟lerden itibaren Avrupa‟nın inatla üzerinde durduğu tek Ģey Türkleri
geldikleri yere, doğuya göndermekti.. Gelin o günlerin Avrupa basınında bu konunun nasıl iĢlendiğine Ģöyle bir
gözatalım:”ĠĢte Sevr AntlaĢması‟nın temelleri:
Aralık 1876 günlü Stanboul gazetesi Ģöyle yazıyordu. “Türkün artık Avrupa‟da hüküm sürmesine
daha fazla hoşgörü gösteremeyiz. Türklere her şeyden önce yüzünü doğuya çevirip boğazların
batısını tümüyle terk etmesi gerektiği anlatılmalıdır. Türkler Avrupa dan hemen çıkarılmalı,
Avrupa‟ dan hemen yok olmalıdır.”
2 yıl sonra 19 Eylül 1878 günlü Daily News gazetesinde Ģu sözler yer alıyordu: “Türk
yönetiminin üstün ırklar üzerindeki hâkimiyeti kaldırılmalıdır.
10 yıl sonra 18 Ekim 1888‟de bu kez Fransız Le Figaro gazetesinde bir makalede Ģu satırlar yer
alıyordu: “Türklerin Avrupa‟daki günleri sayılıdır. Türkler geldikleri yere Asya‟ya
yerleşmelidirler.”
ÖZET:
I.TBMM’NİN AÇILIŞI VE ÖZELLİKLERİ:
 -Yasama, yürütme yetkileri TBMM’nindir.(Bu Cumhuriyet yönetimine geçileceğinin kesin
göstergesidir)
(Bu uygulamaya Güçler birliği ya da Kuvvetler birliği denir)
(Güçler birliği ilkesi Meclisin Olağanüstü özelliklerini gösterir.)
-Temsil Heyeti’nin görevi bitmiş ve ‘İcra Vekilleri Heyeti’ oluşturulmuştur.
-Azınlıklara yer vermemiş, ulusal bir meclistir.
-Kurucu özelliğe sahiptir.(Devletin otoritesinin simgelerinden Anayasayı kabul
ettiği için)
-Parti yoktur, gruplaşmalar vardır.
Gruplar: Tesanüd,.Halk Zümresi,İstiklal,Islahat ve Yeşil ordu gibi.) (1921 Mayısında M.Kemal
öncülüğünde Müdafaa-i Hukuk grubu kuruldu.)
(Genel olarak: M.Kemal ve çevresindekiler I.GRUP
Muhaliflere ise II.GRUP adı verilir.)
-Fiili bir Cumhuriyet’in kurulduğunu gösterir.
-Milli Egemenlik tam manasıyla ilk kez gerçekleşmiştir.
-Meclis Hükümet sistemini benimsemiştir.(Yani Meclisin Başkanı, hem Meclisin hem Hükümetin Başkanı)
-En fazla harcamayı milli savunma için yani askeri alanda yapmıştır.
-Osmanlı yönetimi ve İstanbul hükümetini yok saydığı için ihtilalcidir.
-Yasalar önünde halkın eşitliği prensibini benimsediği için Halkçıdır.
-Geniş tabanlı bir özelliğe sahip olup, çok seslidir.
-Vatanın kurtuluşunu her şeyin üstünde tutmuştur.
-1 kasım 1922’de Saltanatı kaldırması inkılapçı özelliğini gösterir.
Not: TBMM açıldıktan sonra Ankara’da Hâkimiyet-i Milliye gazetesi çıkarılmış ve Anadolu Ajansı
kurulmuştur.
7 Şubat 1921’de CERİDE-İ RESMİ ( Resmi gazete ) çıkarıldı.
ĠLK TBMM’NĠN ÖNEMLĠ HĠZMET VE BAġARILARI:
-Hıyanet-i Vataniye Kanunu’nu kabul etti.
-Ġstiklal Mahkemelerini kurdu.(Yargı yetkisini üzerine aldığını gösterir.)
-Kaçaklar Kanunu’nu (firariler kanunu) çıkarttı.
-Ayaklanmaları dağıttı.
-Düzenli orduyu kurdu.
-TeĢkilat-ı Esasiye Kanunu’nu kabul etti.(1921 ANAYASASI)
-Ġstiklal MarĢı’nı kabul etti.
-BaĢkomutanlık Yasasını çıkardı.
-KurtuluĢ savaĢını yöneterek çok sayıda askeri ve siyasi zafer kazandı.
-Saltanatı kaldırdı.
-I.Ġzmir Ġktisat Kongresini topladı.
-Lozan BarıĢ Konferansına delege gönderdi.(NOT: LOZAN ANTLAġMASI 23
AĞUSTOS 1923’TE II.TBMM TARAFINDAN onaylandı.)
Download