hz. muhammed. evrensel mesajı

advertisement
1l-G. l L/L
HZ. MUHAMMED.
VE
EVRENSEL MESAJI
SEMP02YUMU'
20-'22 NİSAN 2007
)'ayına Hazırlayari
Doç. Dr. Mahfuz Söylemez
·ruı' ·ı~e t11Vatıet
vmm
hılüm AN\~mm!\lim Maı·k@:ııi
Küt!.i!'lhi!Mfll
Tas. No:
2-C)J. . 5 2_
\,..-\ A :t_ . 'tl\
· İslami İlimler Dergisi Yayınlan
Aralık
2007
.
İsliimi İlimler Dergisi Yayınlan: 2
İslfuni İlimler Dergisi Yayınlan
Dizgi Kapak: İslfuni İlimler Dergisi
Baskı, kapak baskı, cilt: Özkan Matbaacılık
Birinci Basım: Aralık 2007
ISBN: 978-975-98073-3-7
İsliimi illm.ıer Dergisi Yayınlan
Yeniyol Mahallesi l.Gazi Sok. No:9/2 ÇORUM
Web: islamillimlerdergisi.com
Tif: o 364 224 81 18
'
e-posta: islami_ilimlerdergisi®yahoo.com
Her yazının dil ve bilimsel sorumluluğu yazarına aittir.
Vll. OTURUM:·HZ. PEYGAMBER VE TOPLUM
HZ. MUHAMMED (A.S.)'İN TOPLUM İÇİNDEKi HER SEVİYEDE İNSAN
İLE MÜKEMMEL İLİŞKİ KURMA ÖZELLİGİ VE ÖRNEKLİGİ
Ahmet KELEŞ'
•Allah'ın Resülünde sizin için en güzel bir örnek vardır. •ı
"Rabb'ine insanları, hilcmetle ve güzel sohbetlerle çağır. Onlarla tartıştığında bunu en
güzel şekUde yap." 2
·Beni Rabbim terbtye etti ve edebimi en güzel şekilde yaptı. "3
Sayın başkan, değerli meslektaşlanın ve kıymetli konuklar, öncelikle hepinizi en içten saygı ve sevgileİimle selaınlıyorum. Allah'ın selamı ve rahmeti
hepinizin üzerine olsun. Bizleri böylesine anlamlı bir sempozyumda bir araya
getirdikleri için, sempozyum düzenleme kuruluna ve emeği geçen herkese aynca minnet ve şükranlanını sunuyorum.
Hiç kuşkusuz insanlık tarihinde, bu tarihte yaşamış ve yer alınış insanlara
güzel örnek olmak ve onlan; iyiye, güzele ve doğru olana yönlendirecek rehberler, diğer bir ifadeyle peygamberler, hep var olagelmiştir. insanlan yer yüzünde, hangileri daha güzel arneller işleyip, güzele ve doğruya talip olacaklar,
hangileri de kötü arneller işleyip. çirkin olana ve yanlışa talip olacaklar diye
sınamak için yaratan4 yüce Allah, bu sınavda bize rahmetinin bir gereği, bizleri rehbersiz ve örneksiz hiç bırakmamıştır. "Biz her toplurrıa., onların içinden bir
uyancı mutlaka göndermişizdir. "5 Buyurarak bu gerçeği dile getirmiştir. Her
topluma onların içinde yetişmiş, onların örf ve adetlerini iyi bilen, onlan en iyi
aniayıp onlara rehber olacak peygamberler göndermek ve bu peygamberleri
devahiyle desteklemek, Allah'ın insanlık tarihinde gerçekleştirdiği -"SünnetuUah"-adetidir. 6
.Son peygamber olması;· mesajının evrenselliği ve kıyamete kadar bakiliği
Muhammed (a.s.}, insanlık tarihinde bu görevi üstlenen şanlı peygamberlerdi:m biri ve en öneınlilerindendir. Bu sempozyum ve daha nicelerinde
özelliğiyle Hz.
ı
2
3
4
5
·6
Doç. Dr .. Dicle Üniversitesi ilahiyat fakültesi Hadis Anab!l!ın Dalı Öğretim Üyesi.
Ahzab,33/21.
Nahl, 16/125.
Alau d din el-Muttaki b. H usameddin el-H!ndi, Kenzu'l-UITl1Tiiiifi Sürıeni'l-Aicudl ve'l-Efli~ Beyrutr
1989, XI. 406, (Hadis no: 31895). Müell!fbu rivayet! İbn Sernıinfn "Edebu'l-Jmld" adlı eserinden
almış o da bu rivayet! İbn Mesud'dan nakletrn!şt!r.
Mülk, 67/2.
İbrah!ın, 14/4.
"Sünnetullah" konusunda geniş bilg! !çin bkz. Ömer Özsoy, Sünnetullah, Fecr Y.. Ankara
2002.
Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı Sempozywnu
424
anlatmak ve incelemekle bitmeyecek çapta büyük ve
değerli
olan peygamberi-
miz, örnek alacağımız en mükemmel kişi ve rehberdir. Kur'an'ın teyidiyle onda
bulacağımız
tüm güzellikler Allah'ın da beğendiği ve hoşnut olduğu güzelliklerdir. Bu konuda Cenab-ı Allah; "De ki; eğer AUah'ı seviyorsanız o zaman bana
tabi olun lciAUah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasırı"7 buyurmuştur.
Hz. Muhammed; bir yönüyle kendisine inanan insanlar için en güzel örneği
ve modeli temsil ederken, diğer taraftan da Allah'ın sevip hoşlandığı "Model
İnsan"ı, yani "Prototip"i temsil etmektedir.
0, En Güzel Ahlak Üzere Yara~ılınıştır
Kuran-ı
Kerim, Hz. Muhammed (a.s.)'ın en güzel bir ahlak üzerine yaratıl­
mış olduğunu ifade etmektedir. 8 Bu İlahi tespit, Hz. Muhammed'in (a.s.) üstleneceği görev açısından son derece önemlidir. Zira yerine getirmek durumunda
olduğu görev; yaşadığı toplumun her kesimine İlahi hakikatleri ve kendisine
indirilen vahyi ulaştırmaktır. Bu son derece zor görevi yerine getirebilmek,
elbette üstün bir yaratılış ve ahlaki donanıını gerektirmektedir.
Sadece yaratılışındaki bu fevkaladelik değil, aynı Zaı:nanda risalet görevini
ifa ettiği süreç içerisinde de Allah onu kontrol etıniş ve gerektiği yerde uyarmak
suretiyle İlahi desteğini ondan esirgememiştir. İnsanlık tariht.ı:ıin şahit olduğu
en büyük toplumsal d~ğişim ve dönüşümü gerçekleştiren Hz. Muhammed'in
(a.s.) daveti başka türlü de gerçekleşemezdi. Bu açıdan bakıldığında Kur'an
metni, tamamen o günkü güncel/aktüel konulara değinen ve onlarla ilgili çözümler getiren İlahi cevaplar niteliğindedir.
Daha çoculc yaşta arıne ve babasını kaybetıniş ·olınası, bir yetim olarak vesa~
yet ile büyümesi, hayatın her türlü zorluklarını sıkıntılarını tatması, daha sonra
hayatına zengin ve tüccar bir Mekkeli aristokrat hanımın girmesi ve bu vesileyle
varlığı, zenginliği yaşaması, içinde yaşadığı toplumun hemen her kademesinde bulunup onları yalcından tanıması. adeta onun ileriye yönelik çok önemli
bir misyonu üstlenmesi için hazırlanması anlamına gelınektedir. Bir taraftan
Mekke toplumundaki az sayıdaki "Muvahhid'ler ile kurduğu yakıniıkla İbrah:iı:iı
(a.s.)'ın tevhid dinine dair bilgiler edinip putperestliğin batıl ve hak dinden bir
sapkınlık anlamına geldiğini öğrenirken, diğer yandan da putperestler ile olan
ilişkilerinde, puta tapıcılığın ne demek olduğunu ve çok tamıcılığın bir toplumu
ne hale getirdiğini yalcından ve çok iyi bir şekilde gözlemliyordu.
Kendisini Hıra Mağarası'nda uzlete verip, manevi tefeldcüre (tahannüs)~
vermesi, işte böyle bir ön hazırlığın sonucudur. Kendisine; "Olru." emriyle baş7
8
9
Al-i İrnran, 3/31.
Kalem, 68/4.
Hz. Aişe'den gelen bir rivayette, Hz. Peygamber vabiy öncesi, kendisini dinlemek ve tefekkür
etmek üzere uzun süren mağara hayatı yaşamıştır. Yani bir nevi uzlete çekilmiştir. Buna Arap
örfünde "tahannüs" denilmektedir. Bu konuda bkz. Buhfui, Bed'ü'l-Vahy, ı.
Hz. Peygamber ve Toplum
425
Iayan ilk ayetler indirildiğinde, Hz. Muhammed (a.s.) toplumunun her kesimini yakından tanıyan ve onlarla diyalog kurabilen olgun bir kişi konumunda
idi. Hira Mağarası'ndan insanlara ebedi İslam hakikatlerini anlatmak üzere .
dönen Hz. Muhammed, tebliğ etmekle görevlendirildiği "vahyi/İslam'ı" belli bir
züınreye veya topluluğa değil bütün insanlara ulaştırmakla taVZif edilmişti.
Kendi toplumundan diğer topluınlara kadar İslam Dini'nin davetini yaymakla
görevlendirilmişti. Kur'an Hz. Muhammed (a.s.)'a; "Biz seni bütün insanlara
müjde v~rici ve sakındırıcı olaraJc gönderdik' 10 diye seslenmektedir. Ayuca Hz.
Muhammed'in (a.s.), "bütün aleınlere/varlığa bir rahmet olduğu"nun da altı
çizilıııektedir.ıı
İşte
kendisini bu ağır ve büyük kutsal görevin altında gören Hz. Muhammed (a.s.), içinde bulunduğu toplumun her kesimiyle; köle-hür, kadın-erkek,
zengin-fakir, genç-yaşlı, dinli-dinsiz, putperest-muvahhid, Hıristiyan-Yahudi,
bedevi-şehirli hiç ayırt etmeden onlarla diyaloga girecek ve İslam'ı anlatacaktır. İrşat yelpazesi bu kadar geniş ve mozaiği bu denli çeşitli olan bir toplumda
başarılı olabilmek ancak bir peygamberin başarabiieceği bir görevdir.
Bir rivayette Hz. Peygamber; "Beni Rabbim terbiye etmiş ve eiı güzel şekilde
terbiye etmiştir" buyurmuştur. Bu rivayetten de anlıyoruz ki, Hz. Peygamber (a.s.) yaratılışı ve terbiye edilişi itibariyle özel bir göreve hazırlanmıştır.
"İ'cazu'l-Kuran ve Belcigatü'n-Nebf' adlı eserinde Mustafa Sadık er-Ra:f:ii; Hz.
Peygam~er'in muhataplarını ikna etmek ve onlara anlattığı konulan onların
anlayacağı düzeyde anl~tabilmek gibi çok harikulade bir kabiliyeti ve belagatı
vardı, tespitinde bulunmaktadır. 13
12
Şimdi
bu özel ve son derece büyük görevin nasıl ifa edildiğinin örneklerini
görelim.
İlk Tebliğe Aileden Başlıyor
Hz. Peygamber (a.s.) ilk tebliğine Hz. Hatice validemizden başlamıştır. O da
ve kendisinin güvenilirliğine işaret ederek, Allah'ın onu yanılt­
mayacağını ve yalnız bırakmayacağını söylemiştir. 14 Varaka b. Nevfel'e gitmiş­
ler, o da Hz. Muhammed' e; "sanagelenNômus-uElcber Cibril'dir, daha önce de
Musô.'ya ve isa'yagelmiş ve vahiy getirmiştif' demiştir. 15 Hz. Peygamber'in bu
davranışı, hayatını paylaştığı eşine gösterdiği güven ve verdiği değeri göstermektedir. Çünkü bir insanı en iyi ve yakından tanıyanlar hiç kuşkusuz aynı
evi ve aileyi paylaşanlardır. Şayet bir kimse kendisinin güvenilirliğini ailesine
eşine inanmış
10
ll
12
Sebe'. 34/ 28.
Enbiya, 21/105.
AHiuddln el-Muttaki b. H usameddin el-Hindi, Kenzu'l-Ummiilfi Süneni'l-Alcvtil ve'l-Ejal, Beyrut
1989, XI, 406, (Hadis no: 31895).
13 Mustafa Sadık er-Riüli, İ'ciizu'l-Kuran ve Beliigatü'n-Nebeviyye, Beyrut 1973,Daru'l-Kitabl'lArabi, s. 281-288.
·
14 Buhii.ri, Bed'ü'l-Vahy, 1.
15 Buhii.ri, Bed'ü'l-Vahy,l.
426
Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı Sempozywnu
ve hayat arkadaşına karutlayabilıniş ve onu inandırmış ise, başkalanın da çok
rahat bir şekilde inandırabilir. Hz. Muhammed (a.s.) da öyle yapmıştır.
Yakın Arkadaşianna Açılıyor ...
Daha önceden yakın arkadaşlan olan. ve birbirlerini çok iyi tanıyan kimselere, Hz. Ebu Bekir'e, Hz. Osman'a konuyu açarak onların destegini almıştır.
Bu da, bir insanın hayatında yapacagı önemli işlerde ve atılımlarda yakın
dostlanın ihmal etınemesi ve onların bu konuda ne düşündüklerini bilmesi-·
nin önemini gösterir. Bu, aynca, peygamberi bir davr~ş modelidir.
Kuran
larını
ona,~
davetine yakınlarından
başlamasını
tavsiye ediyor:
"Yakın­
ve kavmini uyar.. " 16
İslam'ın ilk teblig yıllarında ve Mekke Dönemi olarak tanımladıgmuz süreçte Hz. Peygamber'in kendi toplumu ile kurdugu ilişkide ortaya koydugu
davranış ve ilişkiyi; sabır ve hoşgörü olarak özetleyebiliriz. Kendisine ve iman
eden Müslümanlara reva görülen tüm nahoş hareketlere karşı, asla mukabele-i bilmisilde bulunmamış ve karşı şiddet eylemine izin vermemiştir. Ortaya
koydugu bu son derece önemli davranışta karşımıza çıkarı bir diger önemli
husus da; "kararlılık"tır. Yaklaşık on üç yıl süren Mekke döneminde ortaya
çıkan peygamberi duruş tam anlamıyla bir kararlılıgın ve kendinden emin
oluşun ifadesidir. Bu saglıklı ve saglam duruşun bir sonucu olarak ilk.hicretin
yapıldı@. Habeşistan'a Müslümanlar gittiginde, Hz. Muhammed (a.s.) onlara;
"Habeşistan'a gidin orada adil bir melik vardır, ona selam söyleyin o s_izi koruyacaktır" buyurmuştur. Bir Melik'e taraftarlanın göndermek, daha sonra
çevre topluluklara ve devletlere elçiler yollayarak onlan İslam'a davet etınek,
ancak bu ölçüde bir kararlılık ve kendinden eminlikle gerçekleşebilir.
Toplumsal
Sınıfları Birleştirip Bütünleştiriyor
Kur' an, "İnananlar kardeştir'' 17 buyurarak İslam Dini etrafında oluşan toplulugu, toplumiçindeki statü ve sınıffarklılıklarına bakmaksızın "kardeş" ilan
etıniştir. Hz. Muharinned (a.s.) da Medine'ye hicret ettikten sonra, Mekkeli ve
Medineli Müslümanlan kardeş'yaparak bu hayati ilkeyi pratik olarak da uygulamıştır. Bu durum, Hz. Peygamber'in, içinde yaşadı@. toplumu oluşturan
her düzeydeki insanı bir araya getirme, özellikle de beş vakit namazda camide
bir saf halinde birleştirme gibi gündelik ve her anı kapsayan bir uygulama ile
hayata, yaşama mal edilmiştir.
Hz. Peygamber, hususan Mekke'de iken müşrtW.erin ileri gelenlerinin Müslüman olmalanın çok arzu ediyordu. Ancak, Kur'an sıklıkla Hz. Muhammed
(a.s.)'i , kendisiyle sabah akşam birlikte olan toplumun orta ve alt kesimindeki
Müslümanlan ihmal etmemesi ve onlara yakınlıgıriı bozmaması konusunda
16
· 17
Şuara,26/214.
Hucürii.t, 49/10
Hz. Peygamber ve Toplum
427
uyanlıyordu. Bir defasında, ileri gelen Kureyşlilerle sohbet edip onlara İslam'ı
anlatmaya çalışırken Abdullah b. Ümmü Mektunı'un gelerek bir şeyler sorup
ögt-enmek istemesini, bu gelişin zamanlamasının yerinde olmadığı inancıyla,
hoş karşılamayıp, adeta; "bu da nereden çıktı" der gibi bir tavır sergilemişti.
Allah bu duruma müdahale etmiş ve Hz. Muhammed (a.s.)'in davranışını kı­
nayarak bir daha böyle yapmamasını emretmiştir. 18
Kuran gayet açık bir şekilde Hz. Muhammed'i, toplumun her kesimiyle
bir diyalog kurma husu;sunda yetiştiriyor ve yönlendiriyordu.
saglıklı
Herkese
Karşı Hoşgörülü
ve Merhametli ...
"Alemlere rahmet:" olmanın bir gere~ veyine ayetin bildirdi~ f1zere; "Rabbinin bir
nimeti olarak sen yumuşak kalpli ve merhametlisin. Şayet sert ve kaba bir insan olsa
idin, senin etrajindan dağılır giderlerdL Etrajinda kimse toplanmazdL " 19
Hem yaratılışı, hem de misyonu gereği hoşgörülü ve yumuşak kalpli, merhametli olan Hz. Muhammed, kölelerinden eşlerine, oradan da tümümmetine
!rnrşı hep sevgi ve merhamet ile muamelede bulunmuştur.
Kendisine on yıl hizmet eden ve bu hizmetine çocukluk yıllarında başlayan
Hz. Enes b. Malik; "Bana bir gün olsun kızmadı .. "20 demek suretiyle bu gerçeğe işaret etmiştir.
Her Zaman Öğretmeyi Hedeflemiştir ..
zaman orada olanlara, ya onların sorduldan şeyleri
veya onlara öğretmek istediği bir hususu; "Size şunu haber vereyim mi?", "Şu hususu kim biliyor?" gibi ifadeler ile Müslümanların ihtiyacı
olan bilgileri onlara vermeye çalışırdı.
Mescide
bulunduğu
açıklayarak
Onlara gösterdiği ömeklikte her zaman orta yolu ve mümkünse en kolay
tercih ederdi. 21 Bir gün mescide gelmiş bir bedevinin, idrarı geldiğinde
bunu mescidin uzak J:>ir köşesindeki duvar dibine yapması karşısında çok
sinirlenen aşhabına; "Kızmayın, öğretin ve oraya bir kova su dökün" buyurmuştur.22 Adab ve terbiyeden uzak olan bir çok bedeviye hep nfk ve hoşgö­
rüyle davranmıştır. Bir ganimet taksiminde kendisine; "Adaletli oll Adil dağıt­
mıyorsun" diyen bir bedeviye; "Allah'tan kork, ben de adil olmazsam kim adil
olabilir ki?l" 23 buyurmuştur. Kendisini zehirlernek isteyenlere ceza vermemiş
ve bu hoşgörülü ve merhametli tavrı o insanların gönüllerini fethetmiştir.
olanı
24
18
19
20
21
22
23
24
Bu konuda. "Abese" Süresi'nin tefslrlerlne
bakıldığında
oldukça geniş malumat elde edilebilir.
Al-ı İmran. 3/159.
İbn Kesir. el-Bidiiye ve·n-Nilıaye. VI. 37; İbn Sa'd, et-Tablciitü'l-Kübrd, VII. ll.
İbn Keslr, age.. VI, 36.
Bulıiiri, Vudü, 85; Edeb, 35, 80; Müslim, Tahare, 98-100; Ebü Diivüd, Tahare, 136; Tirmizi,
Tahare, 112; Nesôi, Tahare. 44; İbnMdce, Tahare, 78; Diirimi. Vudü, 62; İbn Hanbel, II, 239.
İbn Keslr, age., IV, 362.
İbn Keslr, age., IV, 230.
Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı Sempozywnu
428
insanlarla Sohbet Eder ve Latife Yapardı ..
Zeyd b. Sabit anlatıyor: Bir vahiy geldiğinde Rasulullah (a.s.) bizi çağınr
ve onu yazdınrdı. Daha sonra insanlar gündelik mevzulardan, yemekten içmekten konuştuklarında o da onlarla bu konulan konuşurdu. Onlar dünyevi
meseleleri anlattıklarında onlan dinlerdi. 25
Bir gün yaşlı bir hanıma; "Yaşlılar cennete giremeyecek" diye latife yapmış­
üzüldügünü görünce; "Yaşlı olarak degil, genç olarak girecekler"26 buyurarak hem latife yapmış hem de gönlünü almıştır.
tı. Kadııicağızın
Kaf'ırlere
ve
Düşmanıara Karşı
Sert ve Cesurdu ..
Kur"an mürninleri tavsif ederken onların; "Kafirlere karşı sert mi sert, kendi aralarında ise oldukça mütevazidirler" 27 şeklinde anlatmaktadır. Bu vasıf
en çok Hz. Muhanııned'in vasfı idi. Gerektiğinde savaş katan almış, bu savaş­
ta sonuna kadar direnmiş ve zaferler elde etmiş, hicret etmek zorunda kaldıgı
Mekke'ye orarıın fatihi olarak girmiştir. Fakat, ne zor günlerinde ne de zafer
günlerinde, asla doğruluktan, merhamet ve hoş görüden aynlmanıış ve her an
görevinirı bilincinde olınuştur.
"Rasulullah'm İslam'aDavet Metodıi' adlı doktora çalışmasında Ahmet Ön,kal; Hz. Muhanııned'in İslam'ı davet ettiği muhataplarına karşı takındıgı tutum ve davranışı şu maddeler halinde-tespit etmiştir:
1- Muhatabın özelliklerini tanıma,
2-
Kolaylaştırma,
3- Güzel muamelede bulunma,
4-
(Gerektiğinde)
5-
Değer
Sertlik, ceza,
vermek,
6- Yaklnlaşma tesis etmek,
7- Hislere, duygularahitap
8- Ortak noktalarda
etıne,
pirleşme,
9- Önemli mesajlan tekrarlama,
10- Hediyeler verme. 28
Hz. Muhanııned'in müşrikler ile olan münasebetlerini bir kitap olarak ele
alan M. Ali Kapar, hemen her açıdan Hz. Peygamber'in kurdugu ilişkileri araş­
tırınıştır. Açık ve gizli davetten, savaşa, oradan da diplomatik ve siyasi ilişki25
26
27
28
İbn Keslr, age.. VI, 42.
Nureddin el-Heysemi, Mecmııu'z-Zevtüd ve Menbau'l-Feviiid. X, 776.
Feth,48/29.
Bu konuda geniş bilgi için bkz. Ahmet Önkal, RasuluUah'uı İslam'a Davet Metoclu. Esre Y.• Konya 1989, s. 150-195. Aynca bkz. Sadık Eraslan- Ekrem Keleş, En Güzel Öinek Hz. Peygamber,
Türkiye Diyanet Yayınlan, Ankara 2003.
Hz. Peygamber ve Toplum
429
lere kadar girmesi gereken her Jürlü ilişkiyi kurmuş ve onların İslam Dinini
benimserneleri için çalışmıştır. 29
Sonuç
Ancak kapsamlı bir kitap ile ele alınabilecek böyle geniş bir konuyu, bir
teblig metninin hacmine sıgabilecı::k şekilde ele almaya çalıştık. Asr-ı Saadetten bu yana yazılan sayısız eserler, söylenen binlerce na't-ı şerifler ve kasideler ile hep onun güzellikleri ve insanlar ile kurdugu diyaloglan anlatılmıştır.
Bir kısım Batılı müellifler asırlar boyu bu mualla karnet ve kıymeti karalamaya çalışıp aleyhte propaganda yapmalarına ragmen, son yüz yıl içinde
yetiŞen bir çok oryantalist araştırmacı, Hz. Muhammed (a.s.)'ın insanlan bü. yüleyen güzelligini ve büyüklügünü itiraf etmek zorunda kalmışlardır. Burada
bir alıntıyla bu hususa işaret etmek istiyoruz:
"Dünyadaki büyük insanlardan hiçbiri Hz. Muhammed (a.s.) kadar iftlraya maruz
..... Şayet kendisi samimi olınasaydı, etrafındaki onca samimi insanlan
nasıl kazanacaktı? Diğer bir soru; nasıl oldu da Allah, İslam gibi bir dinin yalan ve
hile temelinde gerçekleşmesine izin verdi."'10
kalmamıştır
Watt'ın da ifcfde etmeye çalıştı@ gibi, onun güzelligi ve büyüleyiciligi o kadar açıktır ki, gözünü kapamayan ve kör bir önyargıyla kör alınayan herkes görebilir. İlk defa insanları İslam'a davet ettiginde nasıl insanlardan bir
insan olarak mütevazı idi ise, Mekke'nin fatihi olarak Kabe'ye girdiginde de
aynı tevazuuna sahipti. Bu da tüm insanların onun .etrafinda toplanmasına
ve ona inanmasına neden oluyordu. Ebü SüfYan gibi İslam davetinin en azılı
düşmanı bile, bu muhteşem tevazuu ve hoş görü karşısında teslim olınuş ve
Müslüman olınuştu.
Peygamberlige başladıgmdan bu fıini dünyaya veda ettigi ana kadar geçen sürede ortaya koydugu performans, samirniyet ve toplumun her kesimiyle
gerçekleştirdigİ diyalog ve ilişkiler ile yüz binierin göıılüne girmiŞ ve tarihte
emsali görülınenıiş bir degişiın ve dönüşümün mimarı olınuştur. Sözün özü
M. Akifin şu inısralarında yatmaktadır:
Medyundur o masuma bütün bir beşeriyet.
Ya Rabb bizi mahşerde bu ikrar ile haşret!
Hepinize
29
30
saygılar
sunuyorum, Allah'a emanet olunuz efendim ...
Bu konuda geniş bilgiiçin bkz. M. All Kapar, Hz. Muhammeii'in Müşrilclerle Münasebeti, İlırtı Y.,
İstanbul 1987.
W. MontgomeıyWatt, İslam Nedir?, (çev. EllfRıza), İstanbul 1993, s. 241.
Download