Hava Kirliliği ve Kardiyovasküler Sistem

advertisement
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2011: 10(1)
Derlem e/Re wi ev Articl e
TAF Prev Med Bull 2011; 10(1) : 97-106
Hava Kirliliği ve Kardiyovasküler Sistem
[Air Pollution and Cardiovascular System]
ÖZET
Toplum sağlığını tehdit eden çevresel sorunların başında hava kirliliği gelmektedir. Normalde soluduğumuz
hava bir gaz karışımından oluşmaktadır. Hava kirliliği ise, insan ve diğer canlılara zarar verecek miktardaki
kirleticilerin doğal aktiviteler veya insan aktiviteleri sonucu atmosfere karışması ve bu gaz oranlarının
değişmesidir. Kirliliğe neden olan partikülün sağlık üzerindeki olumsuz etkisi; partikülün kimyasal yapısı,
fibrotik reaksiyona yol açıp açmaması, partikülün amorf bir şekle sahip olup olmaması ve partikülün
aerodinamik çapı ile yakından ilişkilidir. Aerodinamik çapı 10 mikrondan daha büyük olan partiküller,
solunum yollarına girdikleri halde alveollere kadar ulaşamazlar, mukosiliyer sistem tarafından tutulur ve geri
atılırlar. 10 mikrondan daha küçük olan partiküller ise, alveollere kadar ulaşabilirler ve bu partiküller
kardiyovasküler sistem mortalite ve morbiditesi ile ilişkilidir. Bu boyuttaki partiküllerin solunan havadaki
konsantrasyonu kirliliğin derecesini belirler ve hava kalitesi indeksinin belirlenmesinde kullanılır. Hava
kirliliği, kardiyovasküler sistem üzerinde kan basıncı değişikliği, ateroskleroz, endotel disfonksiyonu,
otonomik disfonksiyon, inflamasyon, oksidatif stres, hemostatik sistem ve kalp hızı değişkenliği gibi birçok
mekanizmada rol alarak çeşitli klinik olayların oluşmasına neden olabilmektedir. Konuyla ilgili yapılmış çok
sayıdaki çalışma da hava kirliliği ile birçok klinik olay arasında ilişki bulmuştur. Dolayısıyla, hastalıkların
tedavileri ve prognozlarında çevresel etkenlerin yeri unutulmamalıdır. Bu nedenle, her geçen gün artan dünya
nüfusu ve çevresel sorunlardan dolayı daha da kirlenecek olan soluduğumuz havanın, sağlıklı seviyelerde
tutulması için yapılması gerekenler önemlidir.
Ejder Kardeşoğlu
Murat Yalçın
Zafer Işılak
SUMMARY
Air pollution is one of the environmental problems that threaten the public health. The air is a gas mixture.
Air pollution is defined as the existence in the amount of pollutants harmful to humans and other organisms
in the atmosphere as a result of the natural or human activity thereby changing to the gas rates in the air. The
negative effects of pollution-causing particles on the health are closely related to the chemical structure of
particles, whether causing a fibrotic reaction, whether having an amorphous shape and the aerodynamic
diameters of particles. The particles larger than 10 microns in aerodynamic diameter can not reach up to the
alveoli, and can be removed by mucociliary system. If the particles are smaller than 10 microns, these
particles can reach to the alveoli, and are closely associated with the cardiovascular mortality and morbidity.
The concentration of these particles (PM10) is used as an indicator of pollution, and creates the basis of air
quality index. Air pollution has several negative effects such as blood pressure changes, atherosclerosis,
endothelial dysfunction, autonomic dysfunction, inflammation, oxidative stress etc. In this review, the effects
of air pollution on the cardiovascular system will be examined, and the importance of this issue will be
emphasized.
Sorumlu yazar/
Corresponding author:
Ejder Kardeşoğlu
GATA Haydarpaşa Eğt.
Hast, Kardiyoloji Servisi,
Kadiköy, İstanbul,
Türkiye.
[email protected].
GİRİŞ
Toplum sağlığını koruma çabalarının en
önemlilerinden biri de çevre sağlığının korunmasıdır.
Bu amaçla, çevreyi oluşturan su, toprak, besin ve
hava gibi temel öğelerin sağlığı tehdit etmemesi
sağlanmalıdır. Solunan havanın kalitesi ve temizliği
sağlık için olmazsa olmaz koşullardandır. Hava
kirliliği “Doğal olarak havada bulunmayan
maddelerin havada bulunması ya da normalde zararlı
olmayan miktarlarda bulunan maddelerin havadaki
miktarının artmasına bağlı olarak; canlıların
yaşamının, insanların sağlığının olumsuz etkilenmesi,
fiziksel zararlara yol açması ve ekonomik kayıplara
yol açması” olarak tanımlanmaktadır. Nüfus artışı ve
teknoloji gelişimine paralel olarak artan enerji
tüketimi, kentleşme, ısınma gereksiniminde artış ve
artan sanayi hava kirliliğinin temel sebepleridir (1).
www.korhek.org
GATA Haydarpaşa Eğitim
Hastanesi,Kardiyoloji
Servisi, İstanbul.
Anahtar Kelimeler:
Hava Kirliliği,
Kardiyovaskuler Sistem,
Ateroskleroz.
Key Words:
Air Pollution
Cardiovascular System;
Atherosclerosis.
Hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkilerini önlemek,
nedenlerini ortadan kaldırmak ve alınması gereken
önlemleri uygulamak sadece iklim bilimcileri ve
çevre mühendislerini değil, sağlık personeli de dahil
olmak üzere birçok sektörden personeli ilgilendiren
ve ayrıntılı olarak bilinmesi zorunlu olan
konulardandır.
Ancak
bu
yolla
toplumun
korunmasına yönelik önlemlerin alınmasında etkin
katılım mümkün olabilecektir (2).
Hava kirliliği ile insan sağlığı arasındaki ilişki
önemlidir. Öyle ki hava kirliliği miktarı kritik
seviyeyi geçtiğinde özellikle çocuklar, yaşlılar ve
kronik hastalığı olanlar gibi duyarlı kişilerde olmak
üzere tüm toplumda pulmoner ve kardiyovasküler
sistem başta olmak üzere birçok sistem bu zararlı
etkilerden etkilenebilmektedir. Son yıllarda özellikle
Amerikan Kalp Cemiyeti ve diğer sağlık kuruluşları
çevresel sorunların kardiyovasküler sistem üzerine
97
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2011: 10(1)
olan etkileriyle ilgili birçok araştırma yayımlamıştır.
Yapılmış olan bu güncel çalışmaların sonuçlarının
incelenmesi ve önemlerinin ortaya konulmasının
gerekliliği bu derlemenin yazılmasına neden
olmuştur.
Hava, içindeki değişik gazlar (oksijen, azot,
karbondioksit vs.), su buharı ve partiküller (toz,
polen, tüy vs.) ile atmosferi dolduran renksiz ve
kokusuz bir gazdır. Havayı oluşturan başlıca gazlar
%78,08 azot, %20,95 oksijen, %0,93 argon, %0,03
karbondioksit ve eser miktarda neon, helyum, metan,
hidrojen, ksenon, ozon ve diğer gazlardır. Bu karışım
içinde canlı yaşam ve insan için en önemli gaz
oksijendir. Sadece kirletici gazların havada bulunması
değil, oksijenin azlığı, normal havanın bileşiminde
bulunan gazların oranlarındaki değişim de hava
kirliliği olarak adlandırılmalıdır (3).
Hava kirliliği, doğal aktiviteler veya insan
aktiviteleri sonucu olabilir. Örneğin orman yangınları
ve şimşekler gibi doğal aktiviteler atmosferin azot
oranının artmasına neden olur. Diğer taraftan, çeşitli
amaçlarla yakılan ateşler, fabrika ve ev bacalarının
dumanları ve araçların egzoz gazları havaya zehirli
gazlardan olan karbon monoksit, kükürt dioksit ve
nitrik asit gibi gazların bol miktarda karışmasına
neden olur. Dolayısıyla ister doğal yollarla isterse
insan kaynaklı oluşan gaz salınımları atmosferdeki
gaz oranlarını değiştirerek kirlenmeye neden
olabilmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri Çevre Koruma Ajansı
standartlarına göre, hava kirliliği, havadaki ozon
(O3), karbon monoksit (CO), sülfür dioksit (SO2),
nitrojen oksit (NO), likitler ve partiküller gibi
bileşenlerin miktarlarına göre belirlenir (4). Ancak
pratikte genellikle kirlilik, havadaki katı parçacıklar
(PM) ve kükürt dioksit miktarına göre belirlenir.
Çünkü özellikle PM ile kardiyovasküler mortalite ve
morbidite arasında belirgin ilişki vardır (5-7). PM’ler
içinde de bizim daha çok ilgimizi çeken PM’ler,
akciğerden kolayca geçebildikleri için çapları 10
µm’den küçük olanlardır (8). Bu küçük partiküller
egzoz gazları, orman yangınları, sigara dumanı, yol
tozları, rüzgarla taşınan toprak, volkanik gazlar ve
deniz buharlaşması gibi olaylar sonucu meydana
gelen solid ve likit bileşenlerin atmosfere karışması
ile oluşurlar ve çaplarına göre kaba (çapları 2,5 µm 10 µm arasında olan ), ince (çapları 2,5 µm’den
küçük olan) ve çok ince (çapları 0,1 µm’den küçük
olan) olmak üzere adlandırılabilirler. Bu PM’lerden
özellikle ince ve çok ince olanlarının myokard
infarktüsü, aritmi, kalp yetmezliğinin alevlenmesi ve
inme gibi kardiyovasküler mortalite ve morbidite ile
daha ilgili olduğu gösterilmiştir (9-11). PM ile
kardiyovasküler mortalite ve morbidite arasındaki
98
ilişkiye benzer bir ilişki de uzun süre ozona maruz
kalma ile artmış pulmoner sistem mortalitesi arasında
gösterilmiştir (12).
Son yıllarda hava kalitesinin düzeldiği söylense de
hala Birleşmiş Milletlerdeki insanların yarısından
fazlası hava kirliliği miktarının sağlıksız seviyede
fazla olduğu bölgelerde yaşamaktadırlar (13). Türkiye
İstatistik Kurumu verilerine göre, ülkemiz değerlerine
baktığımızda ise 2009-2010 kış sezonunda il
merkezlerinde ölçüm yapılan istasyonlardan elde
edilen PM10 ortalamaları incelendiğinde; Iğdır,
Karabük, Denizli, Çorum ve Bolu’da 15 gün ve daha
fazla süreyle sınır değerlerin aşıldığı görülmektedir.
Bu nedenle, çevresel koruma ajansları tüm toplumun
özellikle de duyarlı hastaların günlük yayımlanan
hava kalitesi indeksini (HKİ) dikkate almasını
önermektedir. Kesin sonuçlanmış çalışmalar olmasa
da HKİ’nin klinisyenlere, hastalarının sağlığını
korumada ve semptomlarını azaltmada yardımcı
olabileceği gösterilmiştir. HKİ, hava kirliliği kriteri
olarak birçok bölgede her bir kirletici için ayrı ayrı
belirlenir ve hava şartlarındaki değişiklikler gibi
nedenler dikkate alınarak sürekli güncellenir. Her bir
kirletici için hesaplanan en yüksek HKİ, o güne ait
HKİ değerini oluşturur. Örneğin, belli bir alandaki
HKİ değerleri, ozon için 90, kükürt dioksit için 88
ise, o güne ait HKİ değeri 90 olarak belirlenir.
Ülkemizde de benzer şekilde Meteoroloji İşleri Genel
Müdürlüğü tarafından günlük olarak belirlenen bu
indeks yayımlanmakta ve sürekli güncellenmektedir.
Her bir kirletici için hazırlanabilen bu indekste
kirlenme konsantrasyonu renk skalası ile 0-500’e
kadar seviyelerde belirlenmiş ve sağlık üzerine
etkileri tabloda yerini almıştır (Tablo 1,2).
Tablo 1. Hava Kalite İndeksi (HKİ).
Hava Kalitesi
İndeksi
(HKİ / AQI)
HKİ aşağıda
belirtilen
aralıkta
olduğunda
0 - 50
Sağlık
Seviyesi
Renkler
İyi
Aşağıda
belirtilen renkler
ile sembolize
edilir
Yeşil
51 - 100
Orta
Sarı
101 - 150
Hassas
gruplar için
sağlıksız
Turuncu
Hava Kalitesi
151 - 200
Sağlıksız
Kırmızı
201 - 300
Çok sağlıksız
Mor / Pembe
301 - 500
Tehlikeli
Kahverengi
www.korhek.org
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2011: 10(1)
Tablo 2. Katı Partiküller (PM) için hazırlanmış HKİ.
Hava Kalitesi İndeksi
(HKİ / AQI)
0 - 50 arasında
Sağlık Seviyesi
İyi
Uyarılar
Yok
51 - 100* arasında
Orta
Nadiren hassas olan kişiler, uzun süreli ve yoğun efor
sarfını azaltmayı dikkate almalıdır.
101 - 150 arasında
Hassas gruplar için
sağlıksız
Kalp veya solunum hastalığı (astım gibi) olan kişiler,
yaşlılar ve çocuklar uzun süreli ve yoğun efor sarfını
azaltmalıdır.
Sağlıksız
Kalp veya solunum hastalığı (astım gibi) olan kişiler,
yaşlılar ve çocuklar uzun süreli ve yoğun efor sarfından
kaçınmalıdır. Bunun dışında herkes, uzun süreli ve yoğun
efor sarfını azaltmalıdır.
201 - 300 arasında
Çok sağlıksız
Kalp veya solunum hastalığı (astım gibi) olan kişiler,
yaşlılar ve çocuklar dış ortamda yapılan tüm fiziksel
aktivitelerden kaçınmalıdır. Bunun dışında herkes, uzun
süreli ve yoğun efor sarfından kaçınmalıdır.
301 - 500 arasında
Tehlikeli
Kalp veya solunum hastalığı (astım gibi) olan kişiler,
yaşlılar ve çocuklar evlerinde kalmalıdır ve aktivite
seviyelerini düşük tutmalıdır. Bunun dışında herkes, dış
ortamda yapılan tüm fiziksel aktivitelerden kaçınmalıdır.
151 - 200 arasında
HKİ değerinin 100 olması, partikül çapı 2,5µm.’ye kadar olan partiküller için 40 µg/m3 'e, partikül çapı 10µm. 'ye
kadar olan partiküller için ise 150 µg/m3 'e karşılık gelir. (Ortalama 24 saat) (1 µm. = 0.001 milimetre).
Konsantrasyon değeri >100 olursa özellikle duyarlı
kişilerde, değerin daha da artması ile de bütün
bireylerde gerekli önlemler alınmalıdır. Nitekim
Amerikan Kalp Cemiyeti kalp hastalarında HKİ’nin
dikkate alınmasını önermektedir. Yapılan bir çalışma,
hava kirliliği miktarının azaltılması ile yaşam
kalitesinin düzeldiği, respiratuvar semptomların
azaldığı ve mortalitenin azaldığını göstermiştir (14).
Dolayısıyla bu sonuç klinisyenlere hastalarının
semptomlarının
azaltılmasında
hava
kirliliği
faktörünün önemini göstermektedir.
Özellikle dizel araç egzoz gazlarından salınan siyah
karbon ve NO2’in neden olduğu hava kirliliğinin
yoğun olduğu bölgelerde yaşayan kişiler ile ilgili
yapılmış epidemiyolojik çalışmalar ilginç sonuçları
karşımıza çıkarmaktadır. Örneğin Atlanta’da yapılmış
bazı çalışmalar egzoz gazı emisyonu ile
kardiyovasküler hastalıklar nedeniyle acil servise
başvurma arasında belirgin bir ilişki bulmuştur (15,
16). Bu sonuçlar egzoz gazlarının daha yoğun olduğu
otoyollara 100 metre ve daha yakın mesafede yaşayan
popülasyon için oldukça önemlidir. Çünkü yapılan
www.korhek.org
çalışmalar, bu popülasyonda, kardiyovasküler
mortalite ve morbidite artışının, artmış koroner
kalsifikasyon ve artmış koroner kalp hastalığı
insidansının rölatif olarak daha yüksek olduğunu
göstermiştir (17). Otoyollarda kat edilen kilometre
veya şehir içinde kat edilen kilometre arttıkça artan
trafik yoğunluğu dediğimiz yoğunluğa bağlı olarak bu
riskler daha da artmaktadır. Bu konuyla ilgili yapılan
çalışmalar trafik yoğunluğu yüksekliği ile koroner
kalp hastalığı sıklığının belirgin olarak arttığını
göstermiştir (18-20). Hatta Peters ve ark. ilk myokard
infarktüsünün çoğunlukla trafikle ilişkili olduğunu
göstermişlerdir (21). Şehir yaşamının arttığı ve
günden güne artan trafik yoğunluğu düşünüldüğünde,
alınan sonuçların ülkemiz için önemi daha da
artmaktadır.
Hava kirliliğinin kardiyovasküler sistem üzerine
yaptığı olumsuz etkilerin mekanizmasının anlaşılması
için pek çok çalışma yapılmış olup birçok mekanizma
öne sürülmüştür. Şöyle ki hava kirliliği; iskemi,
endotel disfonksiyonu, otonomik disfonksiyon,
inflamasyon, oksidatif stres, fibrinolitik sistem
99
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2011: 10(1)
aktivasyonu ve plak destabilizasyonu gibi
mekanizmalarda rol oynayarak çeşitli klinik
kardiyovasküler olaylarda tetikleyici faktör olarak rol
alabilmektedir. Bu mekanizmaların yanında hava
kirliliği gerek hayvanlarda gerekse erişkinlerde
aterosklerozun progresyonu gibi kronik olaylarda da
etkili olarak olayları tetikleyebilmektedir (22-33).
Birçok farklı mekanizma ile farklı klinik sonuçların
meydana gelmesine neden olan hava kirliliğinin
kardiyovasküler sistem üzerine olan etkilerini,
oksidatif stres, hemodinamik etkiler, inflamasyon,
ateroskleroz, kalp hızı değişkenliği, ST segment
değişikliği, hemostatik sistem, sol ventrikül
fonksiyonlarına olan etkileri ve genetik etkilerine
göre alt başlıklar altında inceleyebiliriz.
Oksidatif stres
Oksidatif stres hava kirliliğinin kalp yetmezliği ve
aritmiler gibi kardiyovasküler sistem üzerine
etkilerinde önemlidir. 4 hafta boyunca dizel egzoz
gazına maruz kalan farelerde yapılan bir araştırma
sonucunda egzoz gazının kardiyak mitokondriyal
oksidatif stresi artırarak gen ekspresyonuna neden
olduğunu gösterilmiştir (34). 48 saatten daha az
süreyle dizel egzoz gazına maruz bırakılan hipertansif
farelerde ise P dalga aritmileri gelişmiştir (35). 2008
yılında Los Angeles’te yaşayan sigara içmeyen
koroner arter hastalıklı yaşlı hastalarda yapılan bir
çalışmada azalmış anti-oksidan enzim seviyesinin
artmış siyah karbon, NO2 ve çok ince PM ile ilişkili
olduğunu gösterilmiştir (36). Bir diğer çalışma ise,
PM maruziyetinin süperoksit gibi PM’in indüklediği
serbest
radikallerin artmasıyla nitrik oksit
oksidasyonuna neden olduğu ve dolaysıyla NO
bağımlı vazodilatasyonu azalttığını göstermiştir (37).
Hemodinamik etkiler
Hava kirliliğinin kardiyovasküler morbidite ve
mortalitedeki önemi tartışılmaz olan kan basıncı
üzerine olan etkileri çok önemlidir. Bu nedenle hava
kirliliğinin vasküler tonus ve kan basıncı üzerine olan
etkileri yıllardır araştırılmıştır. PM2,5’e maruz
kalmanın vasküler endotelin-1 artışına neden
olduğunu ve endotelin bağımlı vasokonstriksiyonu
değiştirdiği gösterilmiştir (38). Özellikle çapları 10
µm’den küçük olan partiküllerin artmasıyla oluşan
hava kirliliğinin artmış sistolik ve diyastolik kan
basıncı ile ilişkili olduğu söylenmektedir (39).
Konuyla ilgili yapılmış bir çalışmada, organik
karbonlar, özelliklede fosil yakıt gazları ile sistolik ve
diyastolik kan basıncı artışları arasında belirgin bir
ilişki bulunmuştur (36). İtalya’da trafik polislerinde
100
yapılan bir çalışmada, yoğun egzoz gazına maruz
kalan polislerde kontrol grubuna göre egzersize bağlı
kan basıncı değişimi ve EKG değişikliğinde belirgin
farklar bulunmuştur (40). Fransa’da sağlıklı kişilerde
yapılan bir başka çalışmada ise, kirli havanın büyük
arterlerde endotel fonksiyonuna etki ettiği, küçük
arterlerde ise iskemiye karşı vazodilatatör yanıtı
arttırdığı bulunmuştur. Sağlıklı bireylerde bile şehir
bölgelerinde hava kirliliğinin arttığı günlerde
endotelial fonksiyonların % 50’ye kadar azalabildiği
söylenmektedir (41). Dolayısıyla özellikle büyük
şehirlerde sağlıklı bireylerin bile risk altında olduğu
unutulmamalıdır.
Diğer bir yandan, reaktif hiperemi ile PM10-2,5
arasında belirgin pozitif bir ilişki tespit edilmiş olsa
da hava kirliliği ile kan basıncı arasındaki ilişkiyi
açıklayabilecek en potansiyel mekanizma, sempatik
tonustaki artış ve/veya bazal sistemik vasküler tonus
değişikliğidir (42). Kirli hava ve filtrelenmiş hava
verilen anjiyotensin-2 ile hipertansiyonu indüklenmiş
iki fare grubunda yapılan bir çalışmada, kirli hava
verilen grupta kan basıncının normalleşme süresinin
filtrelenmiş hava verilen gruba göre daha uzun
olduğu gösterilmiştir (43). Aynı çalışma kirli havanın
Rho/Rho-kinaz
yolunun
süperoksid
bağımlı
upregülasyonu yoluyla
hipertansiyona neden
olduğunu göstermiştir. Ayrıca PM2,5 maruziyetinin
anjiyotensin-2’nin indüklediği kardiyak hipertrofiye,
kollojen depolanmasına ve kardiyak ve vasküler
RhoA aktivasyonuna neden olduğu bilinmektedir
(44).
Ateroskleroz
Hava kirliliğinin kardiyovasküler morbidite ve
mortalite
artışındaki
majör
etkisi;
çoğu
kardiyovasküler
hastalığın
temelinde
yatan
aterosklerozun başlangıcı ve ilerlemesine olan
etkisidir (45,46). Ateroskleroz arter lümeninde
daralma ve kan akımındaki azalmayla seyreden
kronik inflamatuar bir hastalıktır. Bu nedenle, hava
kirliliği ilişkili inflamasyon belki de kardiyovasküler
olayları açıklayabilecek mekanizmadır diyebiliriz.
Nitekim kısa süreli PM maruziyetinin özellikle riskli
popülasyonda kardiyovasküler mortaliteyi arttırırken
uzun süreli maruziyet aterosklerozun başlangıç
nedeni olarak karşımıza çıkabilmektedir (5). İnhale
edilen partiküllerin aterosklerozu nasıl başlattığı tam
olarak bilinmemektedir, fakat bu konuyla ilgili öne
sürülmüş görüşler vardır. Bunlardan birisi inhale
edilen partiküllerin akciğerde inflamatuar cevaba
neden olması ve daha sonra oluşan protrombik ve
inflamatuar sitokinlerin dolaşıma salınması ve
aterosklerozun başlatılmasıdır (47). Bir diğer görüş
www.korhek.org
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2011: 10(1)
ise, inhale edilen PM 0,1 ve PM 2,5’lerin direkt
dolaşıma karışarak hemostaz ve endotel bütünlüğüne
etki etiği ve aterosklerozun başlamasına neden
olduğudur (48). Gerek akciğer gerekse direkt
dolaşıma giren PM’ler endotelle etkileşime girerek
veya direkt aterosklerotik plağa etki ederek lokal
oksidatif strese ve proinflamatuar olaylara neden olur.
Yapılan bazı hayvan çalışmaları atmosferik PM2,5
maruziyeti sonrası aterosklerotik plak alanında
belirgin artış, makrofaj infiltrasyonu, nitrik oksit
sentaz salınımı ve reaktif oksijen türlerinin üretiminin
meydana geldiğini göstermiştir. Düşük miktarda
maruziyetin ise vazomotor tonusta değişikliğe,
vasküler inflamasyonun başlamasına ve ateroskleroza
neden olduğunu göstermiştir (49). Yine benzer
hayvan çalışmaları inhale edilen çok ince
partiküllerin ince partiküller veya filtre edilmiş
havaya göre daha erken ateroskleroza neden
olduğunu göstermiştir (31).
Los Angeles’te yapılan bir çalışma ise insanlarda
PM maruziyeti ile ateroskleroz arasındaki ilişkinin ilk
ipuçlarını vermiştir (50). Bu çalışma artmış PM 2,5
maruziyetinin karotis intima media kalınlığını
arttırdığını göstermiştir. Çok yakın zamanda
yayımlanan Heinz Nixdorf Recall çalışmasında
benzer sonuçlar gösterilmiştir. (51). Yapılan bir diğer
çalışma ise, yaşadığımız evin ana yola uzaklığının
yarı yarıya azaltılmasının % 10,2’lik bir koroner
kalsifikasyon artışına neden olduğunu göstermiştir
(52). Daha sonra yapılan benzer bir çalışmada da
uzun süre 10 µg/m PM2,5 maruziyetinin abdominal
aorta kalsifikasyonu ile ilişkili olduğunu ve bu
ilişkinin anayol yakınlarında uzun süreli oturanlarda
belirginleştiğini gösterilmiştir (53). Çalışmalardan
anlaşılacağı üzere, anayol yakınlarında yerleşimin
azaltılması toplum sağlığı açısından oldukça
önemlidir.
Kalp hızı değişkenliği
Hava kirliliğinin kalp hızı değişkenliği (KHD)
üzerine etkisi birçok çalışmada incelenmiştir. Kalp
hızı otonomik sinir sistemi tarafından kontrol edilir
ve zaman zaman atımlar arasında hafif değişkenlik
gösterebilir. Daha önceden myokard infarktüsü (MI)
geçirmiş veya kronik kalp yetmezliği olan hastalarda
KHD’nin yeniden MI geçirmek için bir prediktör
olduğu
söylenmektedir
(54).
Ortalama
konsantrasyonda PM2,5’e maruz kalma, azalmış
vagal tonus ve azalmış KHD ile ilişki bulunmuştur
(23). Diğer bir çalışmada ise, bir önceki gün
100µg/m3’den fazla PM10 maruziyeti, ortalama kalp
hızında 5-10 atımlık artışla ilişkili bulunmuştur ve bu
sonuçta bize otonomik disfonksiyonu yani
www.korhek.org
kardiyovasküler etkilerin mekanizmalarından birini
gösteriyor diyebiliriz (55). Ayrıca muhtemel diğer
mekanizmalar arasında kardiyak otonomik kontrol
düzensizliği, kardiyak vagal kontrolün azalması ve
parasempatik tonustaki azalma sayılabilir (56-58).
Benzer şekilde köpeklerde yapılan bir çalışmada;
konsantre atmosferik partiküllerin, baroreseptör
refleksini artırarak kan basıncı ve kalp hızında artışa
neden olduğu ayrıca koroner vasküler direnç artışına
neden olarakta koroner akımı azalttığı tespit
edilmiştir. (59,60). KHD ile ilgili 2004 yılında 643
sağlıklı kişi üzerinde yapılan bir diğer çalışmada ise,
aterosklerozun ilerlemesindeki subklinik inflamasyon
ile KHD arasında ilişki bulunmuştur (61). Yine bu
çalışma da bize farklı dolaylı bir mekanizma yoluyla
da KHD’nin ateroskleroz üzerine etkili olabileceğini
göstermiştir.
ST segment değişikliği
Yüzeyel EKG’de ventrikül depolarizasyonunu
yansıtan ST segmentindeki değişiklikler de
gelecekteki kardiyak olaylar için önemlidir.
Dolayısıyla, spesifik kirlenme sebeplerinin ST
segmenti üzerine etkileri bilinmelidir. Bu amaçla
yapılan ULTRA çalışmasında şehir bölgelerinde
artmış PM2,5 konsantrasyonu ile ST segment
depresyonu arasında ilişki bulunmuştur (62). Aynı
çalışmada ayrıca koroner arter hastalarında PM,
egzersize bağlı ST segment depresyonuna riskini
predikte etmiştir.
Sol ventrikül fonksiyonları
Diğer bir önemli nokta ise, bu spesifik gazların sol
ventrikül fonksiyonu üzerine olan etkileridir. Bu
etkilerin araştırılması amacıyla yapılan isoproterenol
ile kalp yetmezliği oluşturulmuş fareler üzerinde
yapılan bir çalışmada; dizel egzoz gazı
parçacıklarının sağlıklı farelerde sol ventrikül
çaplarını artırıp fonksiyonlarını azalttığı, myokardiyal
hasar oluşturulanlarda ise hasarı daha da arttırdığı
gösterilmiştir (63). Büyük yolların yakınlarında
yaşayan 3827 hasta üzerinde yapılan bir diğer
magnetik rozenans çalışmasında ise, PM2,5 ilişkili
olarak bu popülasyonda daha yüksek sol ventrikül kas
kitle indeksi tespit edilmiştir ve bu durum bize trafik
sebepli hava kirliliğinin kardiyovasküler sistemde
neden olduğu son organ hasarlarından birini daha
göstermektedir (64).
101
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2011: 10(1)
Hemostatik
reaktanları
sistem,
tromboz
ve
akut
faz
Hava kirliliğinin kardiyovasküler hastalıkların
hemen tamamının klinik sonuçlarının ortaya
çıkmasında önemli yeri olan hemostatik sistem ve
tromboz üzerine etkileri de önemlidir. Öyle ki PM
geçici olarak artmış plazma viskozitesi ile ilişkilidir.
İntravenöz veya intratekal verilen PM 2,5, dizel
egzoz gazı veya çok ince PM’ların trombüs
formasyonu üzerine ve hemostaz üzerine etkili
olduğu gösterilmiştir (65-70). Avrupa kaynaklı
benzer bir çalışma ise, dizel egzoz gazlarının trombüs
formasyonunun yanında platelet-nötrofil ve plateletmonosit agregasyonunu arttırdığını göstermiştir (71).
Ayrıca hava kirliliği hiperkoagülabiliteye neden
olarak, protrombin zamanı ve aktive parsiyel
tromboplastin zamanında değişikliğe neden olur (72).
Hava kirliliği ve akut faz reaktanları üzerine etkilerini
araştıran diğer bir çalışma ise, anstabil iskemik
sendromlu hastalarda PM maruziyetinin CRP
seviyelerini arttırdığını göstermiştir (73). CRP
yanında hava kirliliği artmış fibrinojen, platelet ve
beyaz küre sayısı ile de ilişkilidir (74,75).
gazları da yakından incelenmeli ve salınım miktarları
kontrol altına alınmalıdır. Ayrıca PM’lar kadar
araştırılmayan non-PM kirleticilerin de toplum
sağlığına etkileri araştırılmalı ve salınımları kontrol
altına alınmalıdır. Elde edilen bilgiler sonucunda
kentleşmenin ve kalabalık şehir sayısının her geçen
gün arttığı, her gün trafiğe binlerce yeni aracın
katıldığı, sürekli artan endüstrileşme, her yıl artarak
devam eden orman yangınları, küresel ısınma,
volkanik hareketler ve diğer doğal afetler
düşünüldüğünde, artan hava kirliliği ile beraber hava
kirliliğinin insan sağlığına olan zararlı etkileri ve
bunların ortaya çıkaracağı klinik sonuçları da
artacaktır.
Sonuç olarak, çevre kirliliği artarak devam eden
birçok nedenden dolayı gün geçtikçe artmaktadır. En
önemli çevre sorunlarından olan hava kirliliği ise kan
basıncı değişikliklerinden ateroskleroza, kalp hızı
değişkenliğinden inflamasyon ve hemostatik sisteme
kadar birçok sisteme etki ederek kardiyovasküler
mortalite ve morbidideyi artırmaktadır. Dolayısıyla
hastalıkların tedavi protokolleri ve prognozları
belirlenirken çevresel faktörler ve özellikle de hava
kirliliği mutlaka dikkate alınmalıdır.
Genetik etkiler
KAYNAKLAR
Hava kirliliğinin nasıl bir mekanizma ile zararlı
etkilerini oluşturduğu araştırılırken genetik etkileri
göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle bu konuyla ilgili
çok sayıda genetik araştırma yapılmıştır. 2009 yılında
yapılan VA Normative Aging Çalışması PM2,5’in,
kan basıncındaki postural değişiklikler ile ilişkili
olduğunu ve ayrıca KOAH ve Astım gelişmesinde
etkili olan genlerde single-nükleotid polimorfizmi
yoluyla değişiklik oluşmasında etkili olduğunu
göstermiştir (76). Yine benzer bir çalışmada, trafik
kaynaklı siyah karbon partiküllerinin kan basıncında
benzer değişikliklerde değişikliğe neden olduğu
gösterilmiştir (77). PM10 ile fibrinojen genleri ve
fibrinojen seviyesi arasındaki ilişkiyi gösteren ve
karbon monoksit ile interlokin-6 seviyesi arasındaki
ilişkiyi inceleyen Avrupa kaynaklı genetik
çalışmalara rağmen hala hava kirliliği ile tüm bu
insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkileri arasındaki
ilişkinin
genetik
mekanizması
net
olarak
aydınlatılamamıştır (78,79).
Tüm bu araştırmalar sonucunda farklı tip
kirleticilerin farklı etkileri olduğu ve bazılarının insan
sağlığı üzerine daha çok zararlı etkileri olduğu
soncuna varılabilir. Dolayısıyla hangi tip kirleticinin
hangi etkileri yaptıkları daha yakından araştırılmalı
ve bu kirleticilerin doğaya salınımları azaltılmalıdır.
Örneğin dizel egzoz gazları kadar benzinli araç egzoz
102
1
Koren H, Bisesi M. Handbook of Environmental
Health and Safety Principles and Practices. 3 rd
ed. Vol. I,II. Lewis Pub. CRC press, 1996.
2
Maxcy-Rosenau-Last.
Public
Health
and
Preventive Medicine. Eds.: R.B. Wallace. 15 th.
Edt. Connecticut. Appleton&Lange, 2007.
3
Tekbaş ÖF. Çevre Sağlığı. 1. basım. Ankara.
GATA Basımevi, 2010, p. 564-567.
4
Robert J. Lambach MD. Outdoor Air Pollutants
and Patient Health. American Family Physician.
2010; 81(2): 175-80.
5
Brook RD, Franklin B, Cascio W, et all. Air
pollution and cardiovascular disease: a statement
for healthcare professionals from the Expert
Panel on Population and Prevention Science of
the American Heart Association. Circulation.
2004; 109: 2655–2671.
6
Simkhovich BZ, Kleinman MT, Kloner RA. Air
pollution and cardiovascular injury epidemiology,
toxicology, and mechanisms. J Am Coll Cardiol.
2008; 52: 719–726.
7
Mills NL, Donaldson K, Hadoke PW, et all.
Adverse cardiovascular effects of air pollution.
Nat Clin Pract Cardiovasc Med. 2009; 6: 36–44.
www.korhek.org
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2011: 10(1)
8
US Environmental Protection Agency. Particulate
matter. http:// www.epa.gov/air/particlepollution/.
[Erişim Tarihi: 04.11.2009].
9
U.S. Environmental Protection Agency. Air quality
criteria
for
particulate
matter.
http://www.epa.gov/EPA-AIR/2004/October/Day29/a24232. htm. [Erişim Tarihi: 09.04.2009].
10 Dockery DW, Luttmann-Gibson H, Rich DQ.
Association of air pollution with increased
incidence
of
ventricular
tachyarrhythmias
recorded by implanted cardioverter defibrillators.
Environ Health Perspect. 2005; 113: 670–674.
11 Zanobetti A, Schwartz J. The effect of particulate
air pollution on emergency admissions for
myocardial infarction: a multicity case-crossover
analysis. Environ Health Perspect. 2005; 113:
978–982.
12 Jerrett M, Burnett RT, Pope CA, et all. Long-term
ozone exposure and mortality. N Engl J Med.
2009; 360: 1085–1095.
13 U.S. Environmental Protection Agency. National
air quality: status and trends through 2007.
http://www.epa.gov/airtrends/2008/index.html
[Erişim Tarihi: 29.10.2009].
14 Pope CA, Burnett RT, Krewski D, et all.
Cardiovascular mortality and exposure to
airborne fine particulate matter and cigarette
smoke: shape of the exposure-response
relationship. Circulation. 2009; 120(11): 924-927.
15 Tolbert PE, Klein M, Peel JL, Sarnat SE, Sarnat
JA. Multipollutant modeling issues in a study of
ambient air quality and emergency department
visits in Atlanta. J. Expo Sci Environ Epidemiol.
2007; 17: S29-35.
16 Sarnat JA, Marmur A, Klein M, Kim E, Russell
AG. Fine particle sources and cardiorespiratory
morbidity: an application of chemical mass
balance
and
factor
analytical
sourceapportionment
methods.
Environ
Health
Perspect. 2008; 116(4): 459-466.
17 Thomas J, Grahame R, Schlesinger B.
Cardiovascular health and particulate vehicular
emissions: a critical evaluation of the evidence.
Air Qual Atmos Health. 2010; 3(1): 3-27.
18 Kan H, Heiss G, Rose KM, Whitsel EA, Lurmann
F, London SJ. Prospective analysis of traffic
exposure as a risk factor for incident coronary
heart disease: the Atherosclerosis Risk in
Communities (ARIC) study. Environ Health
Perspect. 2008; 116(11): 1463-1468.
19 Lipfert FW, Baty JD, Miller JP, Wyzga RE. PM 2.5
constituents and related air quality variables as
www.korhek.org
predictors of survival in a cohort of U.S. military
veterans. Inhal Toxicol. 2006; 18(9): 645-657.
20 Medina-Ramón M, Goldberg R, Melly S,
Mittleman MA, Schwartz J. Residential exposure
to traffic-related air pollution and survival after
heart failure. Environ Health Perspect. 2008;
116(4): 481-485.
21 Peters A, Von Klot S, Heier M, et all. Exposure to
traffic and onset of myocardial infarction. N Engl J
Med. 2004; 351(17); 1721–1730.
22 Rajagopalan S, Sun QH, Chen LC. Particulate
pollution and endothelial function: deja vu all over
again in the air. Circulation. 2005; 111: 28692871.
23 Gold DR, Litonjua A, Schwartz J. Ambient
pollution and heart rate variability. Circulation.
2000; 101: 1267–1273.
24 Park SK, O’Neill MS, Vokonas PS, Sparrow D,
Schwartz J. Effects of air pollution on heart rate
variability: the VA normative aging study. Environ.
Health Perspect. 2005; 113: 304–309.
25 Schwartz J. Air pollution and blood markers of
cardiovascular risk. Environ Health Perspect.
2001; 109: 405–409.
26 Pope CA III, Hansen ML, Long RW. Ambient
particulate air pollution, heart rate variability, and
blood markers of inflammation in a panel of
elderly subjects. Environ Health Perspect. 2004;
112: 339–345.
27 Chuang KJ, Chan CC, Su TC, Lee CT, Tang CS.
The effect of urban air pollution on inflammation,
oxidative stress, coagulation, and autonomic
dysfunction in young adults. Am J Respir Crit
Care Med. 2007; 176: 370–376.
28 Ru¨ckerl R, Ibald-Mulli A, Koenig W. Air pollution
and markers of inflammation and coagulation in
patients with coronary heart disease. Am J Respir
Crit Care Med. 2006; 173: 432–441.
29 Künzli N, Tager I. Air Pollution: From Lung to
Heart. Swiss Med Weekly. 2005; 135(47-48):
697-702.
30 Suwa T, Hogg JC, Quinlan KB, Ohgami A,
Vincent R. Particulate air pollution induces
progression of atherosclerosis. J Am Coll Cardiol.
2002; 39(6): 935-42.
31 Araujo JA, Barajas B, Kleinman M, Wang X,
Bennett BJ. Ambient particulate pollutants in the
ultrafine range promote early atherosclerosis and
systemic oxidative stress. Circ Res. 2008; 102(5):
589-596.
103
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2011: 10(1)
32 Sun Q, Wang A, Jin X, Natanzon A, Duquaine D.
Long-term air pollution exposure and acceleration
of atherosclerosis and vascular inflammation in
an animal model. JAMA. 2005; 294(23): 30033010.
33 Künzli N, Jerrett M, Garcia-Esteban R, Basagana
X, Beckermann B. Ambient Air Pollution and the
Progression of Atherosclerosis in Adults. PLoS
ONE. 2010; 5(2): e9096.
34 Gottipolu RR, Wallenborn JG, Karoly ED, et all.
One-month diesel exhaust inhalation produces
hypertensive gene expression pattern in healthy
rats. Environ Health Perspect. 2009; 117: 38–46.
35 Farraj AK, Haykal-Coates N, Winsett DW, et all.
Increased nonconducted p-wave arrhythmias
after a single oil fly ash inhalation exposure in
hypertensive rats. Environ Health Perspect. 2009;
117: 709–715.
through reactive oxygen species-mediated
activation of Rho/ROCK. Arterioscler Thromb
Vasc Biol. 2008; 28: 1760–1766.
44 Ying Z, Yue P, Xu X, et all. Air pollution and
cardiac remodeling: a role for RhoA/Rho-kinase.
Am J Physiol Heart Circ Physiol. 2009; 296:
H1540–H1550.
45 Penn A, Snyder CA. 1,3 Butadiene, a vapor
phase component of environmental tobacco
smoke, accelerates arteriosclerotic plaque
development. Circulation. 1996; 93: 552–557.
46 Penn A, Snyder CA. Butadiene inhalation
accelerates arteriosclerotic plaque development
in cockerels. Toxicology. 1996; 113: 351–354.
47 Seaton A, MacNee W, Donaldson K, Godden D.
Particulate air pollution and acute health effects.
Lancet. 1995; 345: 176–178.
36 Delfino RJ, Tjoa T, Gillen DL, et all. Traffic-related
air pollution and blood pressure in elderly
subjects
with
coronary
artery
disease.
Epidemiology. 2010; 21(3): 396-404.
48 Tan HH, Fiel MI, Sun Q, et all. Kupffer cell
activation by ambient air particulate matter
exposure may exacerbate non-alcoholic fatty liver
disease. J Immunotoxicol. 2009; 6: 266–275.
37 Miller MR, Borthwick SJ, Shaw CA, et all. Direct
impairment of vascular function by diesel exhaust
particulate through reduced bioavailability of
endothelium-derived nitric oxide induced by
superoxide free radicals. Environ Health
Perspect. 2009; 117: 611–616.
49 Sun Q, Yue P, Kirk RI, et all. Ambient air
particulate matter exposure and tissue factor
expression in atherosclerosis. Inhal Toxicol.
2008; 20: 127–137.
38 Cherng TW, Campen MJ, Knuckles TL, Gonzalez
Bosc L, Kanagy NL. Impairment of coronary
endothelial cell endothelin b receptor function
after short-term inhalation exposure to whole
diesel emissions. Am J Physiol Regul Integr
Comp Physiol. 2009; 297: R640–R647.
50 Kunzli N, Jerrett M, Mack WJ, et all. Ambient air
pollution and atherosclerosis in Los Angeles.
Environ Health Perspect. 2005; 113: 201–206.
51 Bauer M, Moebus S, Möhlenkamp S, et all. Urban
particulate matter air pollution is associated with
subclinical atherosclerosis: results from the HNR
(Heinz Nixdorf Recall) study. J Am Coll Cardiol.
2010; 56(22): 1803-1808.
39 Chuang KJ, Yan YH, Cheng TJ. Effect of Air
Pollution on Blood Pressure, Blood Lipids, and
Blood Sugar: A Population-Based Approach.
JOEM. 2010; 52(3): 258-262.
52 Hoffmann B, Moebus S, Mohlenkamp S, et all.
Residential exposure to traffic is associated with
coronary atherosclerosis. Circulation. 2007; 116:
489–496.
40 Volpino P, Tomei F, La Valle C, et all. Respiratory
and cardiovascular function at rest and during
exercise testing in a healthy working population:
effects of outdoor traffic air pollution. Occup Med
(Lond). 2004; 54: 475–482.
53 Allen RW, Criqui MH, Diez Roux AV, et all. Fine
particulate matter air pollution, proximity to traffic,
and aortic atherosclerosis. Epidemiology. 2009;
20: 254–264.
41 Briet M, Collin C, Laurent S, et all. Endothelial
function and chronic exposure to air pollution in
normal male subjects. Hypertension. 2007; 50:
970–976.
42 Delfino RJ, Sioutas C, Malik S. Potential role of
ultrafine particles in associations between
airborne particle mass and cardiovascular health.
Environ Health Perspect. 2005; 113: 934–946.
43 Sun Q, Yue P, Ying Z, Cardounel AJ, et all. Air
pollution exposure potentiates hypertension
104
54 Tapanainen JM, Thomsen PE, Køber L, et all.
Fractal analysis of heart rate variability and
mortality after an acute myocardial infarction. Am
J Cardiol. 2002; 90(4): 347-352.
55 Pope CA III, Verrier RL, Lovett EG, et all. Heart
rate variability associated with particulate air
pollution. Am Heart J. 1999; 138: 890–899.
56 Schwartz J, Litonjua A, Suh H, et all. Traffic
related pollution and heart rate variability in a
www.korhek.org
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2011: 10(1)
panel of elderly subjects. Thorax. 2005; 60: 455–
461.
57 Routledge HC, Manney S, Harrison RM, Ayres
JG, Townend JN. Effect of inhaled sulphur
dioxide and carbon particles on heart rate
variability and markers of inflammation and
coagulation in human subjects. Heart. 2006; 92:
220–227.
58 Corey LM, Baker C, Luchtel DL.
variability in the apolipoprotein E
transgenic mouse following exposure
particulate matter. J Toxicol Environ
2006; 69: 953–965.
Heart-rate
knockout
to Seattle
Health A.
59 Bartoli CR, Wellenius GA, Diaz EA, et all.
Mechanisms of inhaled fine particulate air
pollution–induced
arterial
blood
pressure
changes. Environ Health Perspect. 2009; 117:
361–366.
60 Bartoli CR, Wellenius GA, Coull BA, et all.
Concentrated ambient particles alter myocardial
blood flow during acute ischemia in conscious
canines. Environ Health Perspect. 2009; 117:
333–337.
61 Sajadieh A, Nielsen OW, Rasmussen V, Hein
HO, Abedini S, Hansen JF. Increased heart rate
and reduced heart-rate variability are associated
with subclinical inflammation in middle-aged and
elderly subjects with no apparent heart disease.
Eur Heart J. 2004; 25(5): 363-370.
62 Pekkanen J, Peters A, Hoek G, et all. Particulate
air pollution and risk of ST-segment depression
during repeated submaximal exercise tests
among subjects with coronary heart disease: the
Exposure and Risk Assessment for Fine and
Ultrafine Particles in Ambient Air (ULTRA) study.
Circulation. 2002; 106: 933–938.
63 Yan YE, Wang H, Wang T, Zeng HG. Indole-3carbinol alters placental cytochrome P450 1A1
and P-glycoprotein levels in rats: a potential role
in intensifying fetal intrauterine growth-retardation
produced by tobacco smoke. Exp Toxicol Pathol.
2006; 58(1): 39-47.
64 Van Hee VC, Adar SD, Szpiro AA, et all.
Exposure to traffic and left ventricular mass and
function:
the
Multi-Ethnic
Study
of
Atherosclerosis. Am J Respir Crit Care Med.
2009; 179: 827–834.
65 Nemmar A, Hoylaerts MF, Hoet PH, et all.
Ultrafine particles affect experimental thrombosis
in an in vivo hamster model. Am J Respir Crit
Care Med. 2002; 166: 998–1004.
66 Nemmar A, Hoylaerts MF, Hoet PH, Vermylen J,
Nemery B. Size effect of intratracheally instilled
www.korhek.org
particles on pulmonary inflammation and vascular
thrombosis. Toxicol Appl Pharmacol. 2003; 186:
38–45.
67 Nemmar A, Hoet PH, Dinsdale D, Vermylen J,
Hoylaerts MF, Nemery B. Diesel exhaust particles
in lung acutely enhance experimental peripheral
thrombosis. Circulation. 2003; 107: 1202–1208.
68 Nemmar A, Nemery B, Hoet PH, Vermylen J,
Hoylaerts MF. Pulmonary inflammation and
thrombogenicity caused by diesel particles in
hamsters: role of histamine. Am J Respir Crit
Care Med. 2003; 168: 1366–1372.
69 Nemmar A, Hoylaerts MF, Hoet PH, Nemery B.
Possible mechanisms of the cardiovascular
effects of inhaled particles: systemic translocation
and prothrombotic effects. Toxicol Lett. 2004;
149: 243–253.
70 Nemmar A, Hoet PH, Vermylen J, Nemery B,
Hoylaerts MF. Pharmacological stabilization of
mast cells abrogates late thrombotic events
induced by diesel exhaust particles in hamsters.
Circulation. 2004; 110: 1670–1677.
71 Lucking AJ, Lundback M, Mills NL, et all. Diesel
exhaust inhalation increases thrombus formation
in man. Eur Heart J. 2008; 29: 3043–3051.
72 Baccarelli A, Zanobetti A, Martinelli I, et all.
Effects of exposure to air pollution on blood
coagulation. J Thromb Haemost. 2007; 5: 252–
260.
73 Peters A, Frohlich M, Doring A, et all. Particulate
air pollution is associated with an acute phase
response in men; results from the MONICAAugsburg Study. Eur Heart J. 2001; 22: 1198–
1204.
74 Pekkanen J, Brunner EJ, Anderson HR, Tiittanen
P, Atkinson RW. Daily concentrations of air
pollution and plasma fibrinogen in London. Occup
Environ Med. 2000; 57: 818–822.
75 Schwartz J. Air pollution and blood markers of
cardiovascular risk. Environ Health Perspect.
2001; 109: 405–409.
76 Wilker E, Mittleman MA, Litonjua AA, et all.
Postural changes in blood pressure associated
with interactions between candidate genes for
chronic respiratory diseases and exposure to
particulate matter. Environ Health Perspect.
2009; 117: 935–940.
77 Mordukhovich I, Wilker E, Suh H, et all. Black
carbon exposure, oxidative stress genes, and
blood pressure in a repeated-measures study.
Environ Health Perspect. 2009; 117: 1767–1772.
105
TAF Preventive Medicine Bulletin, 2011: 10(1)
78 Peters A, Greven S, Heid IM, et all. AIRGENE
Study Group. Fibrinogen genes modify the
fibrinogen response to ambient particulate matter.
Am J Respir Crit Care Med. 2009; 179: 484–491.
79 Ljungman P, Bellander T, Schneider A, et all.
Modification of the interleukin-6 response to air
pollution by interleukin-6 and fibrinogen
polymorphisms. Environ Health Perspect. 2009;
117: 1373–1379.
106
www.korhek.org
Download