İhlası kazanmak için ne yapmamız gerekir, ihlaslı olmanın yolu

advertisement
Sorularlarisale.com
İhlası kazanmak için ne yapmamız gerekir, ihlaslı
olmanın yolu nelerden geçer?
İhlas ve samimiyet, ilim ve amelin bir neticesidir. Bu yüzden ilim ve amel, ihlasın
mukaddemesidir. Mukaddeme geçilmeden ihlasa ulaşılmaz.
Üstad İhlas Risalesinin başındaki hadis ile bu manaya şu şekilde işaret ediyor:
"İnsanlar helâk oldu-âlimler müstesna. Âlimler de helâk oldu-ilmiyle
amel edenler müstesna. Amel edenler de helâk oldu-ihlâs sahipleri
müstesna. İhlâs sahiplerine gelince, onlar da pek büyük bir tehlike
ile karşı karşıyadırlar."(1)
Hadisten de anlaşılacağı üzere ihlas, ilim ve amelin bir neticesi, bir meyvesi
hükmündedir. İlim ve amel eleği geçilmeden ihlasa ulaşmak olmaz. Ama buradaki
ilim ve amel, insanların seviye ve idrakine göre farklılık arz eder, yani izafidir.
Mesela; Üstad'ın da ilmi vardır, onun talebelerinin de ilmi vardır. Bu hadiste
kastedilen ilim, en yüksek ilim değil, her insanın kapasitesine uygun olan bir ilimdir.
Yani kim olursa olsun, önce ilim basamağını, sonra amel basamağını, en sonunda da
ihlas basamağını çıkıp maksuda ulaşabilir. Yoksa ilim, amel ve ihlas üçlüsünü
parçalamak ve ayrıştırmak mümkün değildir. Hiç ilmi olmayan amel edemez, amel
edemeyen de ihlasa erişemez.
İslam ilimleri içinde en mühim olanı imana ve akaide dair olan ilimlerdir. Sonra diğer
İslam ilimleri gelir. Mesela; Risale-i Nurlar imana dair bir tefsirdir, imani ilimleri talim
ettiriyor. Risale-i Nurlardaki ilimleri talim ve tatbik ederek ihlası elde edebiliriz. İlme
mecali ve gayreti olmayan bazı cahiller, ben ihlası elde etsem yeter, safsatasına
sığınıyorlar. Halbuki ihlas; ancak ilim ve amel ile elde edilebilecek bir hazinedir.
Kimsenin kalbine durup dururken ihlas enjekte edilmiyor. İhlası kazanmak için ilim
ve amel ateşinde yanmak gerekir, gerisi lafı güzaftır.
İnsanın manevi hali her an aynı olmayabilir. Bazen günah ve gaflet devreye girip
insanın manevi sıhhatini bozar ve huşu ve huzuruna zarar verebilir. Bu yüzden
insanın manevi haleti yeknesak bir şekilde sabit olmaz, sürekli olarak dalgalanır. Biz
bu dalgalanmalara değil, genel gidişatımıza bakmamalıyız. Şayet genel
gidişatımızda ciddi bir bozulma ve sapma varsa, o zaman telaşlanıp kaygılanmayız.
Yoksa insan her anında huşu ve huzuru bulamayabilir, bu sahabelerde bile böyle
olmuştur.
page 1 / 2
(1) bk. Lem'alar, Yirminci Lem'a.
page 2 / 2
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download