öğrenme yetersizliği olan öğrencilerin öğretim süreçlerinin

advertisement
ÖĞRENME YETERSİZLİĞİ OLAN ÖĞRENCİLERİN ÖĞRETİM
SÜREÇLERİNİN DESENLENMESİ
İnsanın öğrenme süreçlerinin salt bir uyaran tepki ilişkisiyle açıklanması gerçekten çok zor.
Zira öğrenme eylemi dışsal etkenlerden etkilendiği kadar içsel etkenlerden de etkilenmektedir.
Materyallerin uygunsuzluğu ve yetersizliği gibi çevresel faktörler öğrenme sürecini olumsuz yönde
etkileyebileceği gibi, kaygı, stres, korku gibi insani duygular da öğrencilerin öğrenim yaşantılarını menfi
yönde etkileyebilmektedir.
Öğrenme yetersizliği ise fizyolojik, zihinsel bir nedenle ortaya çıkan, kişinin öğrenme sürecini çeşitli
düzeylerde sekteye uğratan bir güçlüğü ifade etmektedir. Ancak kişi anlık gelişen, ortama mahsuss bir
gerginlikten dolayı o an için veya belli bir dönem için öğrenmeyle ilgili olumsuz yaşantılara da girebilir.
Kalıcı bir öğrenme yetersizliği olan kişiler için de, kaygı, korku gibi duygusal nedenlerden dolayı
öğrenme konusunda stresli bir döneme girmiş öğrenciler için de bazı hususlara dikkat ederek başarılı
bir öğretim süreci gerçekleştirmek mümkün olabilmektedir.
ÜNİTELERİN ANALİZ EDİLMESİ:
Ünitelerin analizinden birkaç şey anlamak mümkündür. Birincisi üniteyi oluşturan konuların parçadan
bütüne doğru yeniden sıralanması, ikincisi de dilin öğrencinin seviyesi dikkate alınarak
sadeleştirilmesidir.
Yine bu kapsamda konularda geçen ve ön koşul niteliği taşıyan kavramların ünitenin başında
öğretilmesi de çok önemlidir. Yani ünite içerisinde sıkça kullanılan, konun anlaşılması için şart olan
kavramlar en başta öğretilmelidir. Demokrasinin öneminden, özelliklerinden bahsetmeden önce
demokrasi kavramının öğrencide bulunup bulunmadığı mutlaka tespit edilmelidir.
Öğrenme yetersizliğinin ciddi boyutlara ulaştığı öğrencilerimizde dikkat etmemiz gereken bir konu da
bir cümlede, bir amaçta, bir yönergede iki bilginin bulunmamasıdır. Ayrıntı gibi görünse de bu durum
ağır düzeyde öğrenme sıkıntısı olan çocuklarımızı zorlayabilmektedir. “Atatürk 1881’de Selanik’te
doğdu” yerine “Atatürk 1881’de doğdu” “Atatürk SELANİK’te doğdu” şeklinde iki ayrı öğretimsel amaç
oluşturmak işinizi kolaylaştırabilir.
KAVRAM ÖĞRETİMİ:
Bu konunun dikkate alınması, öğretmenler tarafından kavram analizi ve kavram öğretimi bilgisinin
edinilmesi hayati önemdedir. Zira öğretimini gerçekleştireceğimiz her konu aslında belli kavramların
bir araya gelmesiyle oluşmaktadır. Dolayısıyla iyi bir kavram öğretimi gerçekleştirdiğimizde işimiz
büyük ölçüde kolaylaşacaktır. Bu durum matematikte de böyledir. Okuma yazma öğretiminde de
durum farklı değildir.
Birbirine benzeyen şekilleri, renkleri, harfleri, rakamları kesinlikle art arda öğretmemeliyiz. Bunları
birbiri ardına öğretmediğimiz gibi öğretimi desenlerken olumsuz örnek olarak dahi kullanmamalıyız. Bu
hususa dikkat etmemek ciddi manada özel öğrenme güçlüğü yaşayan öğrencilerle olumsuz yaşantılara
girmemize neden olabilir. Bu olumsuz yaşantı hem öğrenci için, hem öğretmen için söz konusudur.
Kırmızı kavramını çalışırken hemen ardından turuncuyu çalışmamalıyız. Kırmızının olumsuz örnekleri
arasına turuncu rengini koymamalıyız.
Aynı hassas durum harfleri ve rakamları öğretirken de geçerlidir. Bu konuya özen gösterdiğinizde,
gerekli kalıcılık ve genişletme çalışmalarıyla öğretiminizi desenleyip gerçekleştirdiğinizde işlerin ne
kadar kolaylaştığı sizleri de şaşırtacaktır.
BECERİ ANALİZİ:
Zihinsel rahatsızlığı olan çocuklarımızla beceri çalışırken olmazsa olmazlarımızdan biri beceri analizidir.
Beceri analizi, Öğretimi gerçekleştirilecek bir becerinin sanki bir bilgisayar programı
tasarlıyormuşçasına alt basamaklarına ayrılmış şekilde ifade edilmesidir.
Bu analizi doğru yapmakta zorlanıyorsanız bir arkadaşınız beceriyi gerçekleştirirken becerinin
basamaklarını yazabilirsiniz. Yada doğru şekilde gerçekleştirilmiş bir beceriyi videoda ağır çekimde
izleyerek beceriyi oluşturan basamakları kağıda aktarabilirsiniz.
Beceriyi oluşturan her bir basamak öğretimsel amaç olarak ele alınıp çalışıldığında öğretim süreci de,
ölçme de gözlenebilir, kontrol edilebilir olacaktır.
METİNLERİN DESENLENMESİ:
Öğretim sürecinde öğrenciyle birlikte kullanacağınız metinleri oluştururken gözlemlerinize, öğrenciyle
geçmiş yaşantılarınıza, öğrencinin seviyesine dikkat ederek öyküleyici üslupta veya bilgi verici üslupta
metinler oluşturabilirsiniz. Kimi öğrencilerinizin öykü formatında aktarılan metinleri daha iyi anladığını,
daha uzun süre hafızada tuttuğunu gözlemlemişsinizdir. Edilgen, kuru bilgi verici cümleler kimi
öğrenciler için anlamlı değildir. Ya tam anlaşılamaz, anlaşılsa da anlamlı görülmediği için unutulur.
Öyküleyici, bilgi verici şeklinde analiz ettiğiniz metinlerinizi resimlerle, videolarla, müziklerle, kokularla,
dokunsal materyallerle desteklerseniz başarıya ulaşma şansınız artacaktır.
OLUMLU YAŞANTI OLUŞTURMA:
Bu konu öğrenme yetersizliği olsun olmasın hepimizin öğrenme davranışını etkileyen bir konudur. Bir
seminere dinleyici olarak katıldığınız düşünün. Sahnedeki konuşmacı seminerin daha başında size
yönelse, hakkında bilgi sahibi olmadığınız bir konuda size birkaç soru sorsa sizde bilemeseniz nasıl olur?
Ne hissedersiniz? Seminerin devamı sizin için katlanılabilir olur mu? Birde tam tersini düşünün. aynı
konuşmacı seminerin daha en başında size yönelse, size hakkında çok iyi bilgi sahibi olduğunuz bir
konuda birkaç soru sorsa, söz söyleme şansınız, kendinizi ifade etme fırsatınız oluşsa ne hissedersiniz?
Bilmenin, bilgi sahibi olmanın, kendini ifade edebilmenin, takdir görmenin, beğenilmenin hazzını
yaşamaz mısınız? Koltuğunuza rahatça yerleşip dik bir duruşla, keskin bir dikkatle semineri takip etmez
misiniz?
Normal kabul edilen bireyler için durum böyle de akranlarından anlamlı farklılık gösteren bireyler için
durum farklı mı? İnanın öğrenme yetersizliği yaşayan çocuklarımız için de durum bundan farklı değil.
Aksine onlar bu tür süreçlerde daha fazla yaralanabiliyorlar.
Zaten engelliliğin getirdiği birçok zorlukla hassaslaşmış olan çocuklarımızı bilerek veya bilmeyerek
düşürdüğümüz olumsuz öğrenme yaşantılarıyla daha çok yaralıyoruz. Öğrenme süreci karşısında
yaşadıkları stresi kat kat artırıyoruz. Öğrenme süreci kaçınılması gereken bir durum haline geliyor onlar
için.
Öğretimin ilk birkaç dakikasında onun çok iyi bildiği, hakkında konuşmaktan zevk aldığı bir konuyu
gündeme getirebiliriz. Bu konu öğretimini gerçekleştireceğimiz konunun bir önceki basamağı olmak
zorunda değil. Çarpım tablosunu çalıştığımız bir çocukla onun başarabildiği toplama işlemiyle ilgili
birkaç dakika geçirerek süreci başlatabiliriz. Başarılı olduğu akademik bir konu bulmakta güçlük
çekiyorsak tuttuğu takımla ilgili, sevdiği yemekle ilgili soru sorarak, samimi bir şekilde becerisini,
başarısını takdir ederek onunda öğrenmenin hazzını hissetmesini sağlayabiliriz.
Samimi, sabırlı, şefkatli ve bilimsel temellere dayanan bir özel eğitim yaklaşımıyla yetersizlikten
etkilenen öğrencileri etkili ve nitelikli bir şekilde eğitim öğretim hayatında olumlu yaşantılara
sokabiliriz.
29.12.2015
Mahir SAYGI
05076175444
[email protected]
www.mahirinpenceresi.blogspot.com
Download