İslam içi Armageddon, Kasım Süleymani ve Kabe

advertisement
On5yirmi5.com
İslam içi Armageddon, Kasım Süleymani ve Kabe
Savaşı..
Bizim kıyamet savaşımız, bize dayatılan, altyapısı oluşturulan, inci ince işlenen,
mezhep savaşı projesiydi. Armageddon efsanesi İslam içi Armageddon'a
dönüştürülüyor, "Savaş İslam'ın kalbine yerleşecek, İslam kendi içinde savaşacak"
Yayın Tarihi : 22 Haziran 2016 Çarşamba (oluşturma : 10/9/2017)
İbrahim Karagül Yenişafak gazetesindeki yazısında İslam dünyasında gelişmekte olan "mezhepçilik"
tehlikesine ve İran faktörüne dikkat çekerek "İki yıl içinde Basra Körfezi karıştığında, hemen
ardından S. Arabistan savaşla yüzleştiğinde, Türkiye hem Doğu'dan hem de Batı'dan gelen
tazyiklerle sarsıldığında büyük şaşkınlık yaşayacağız." diyor. Umarız bu tehlikede sadece bir
öngörüden ibaret kalır ve gerçekleşmez. İşte İbrahim karagül'ün o yazısı...
Endişe ettiğim, ürktüğüm o tehlikeye çok önceden dikkat çekmiştim. Sadece bir endişe değildi
çünkü. Bölge, ülkelerimiz, hepimiz oraya doğru sürükleniyorduk. Bazılarının Armageddon diye
bilinen ve yıllardır beslenen kıyamet savaşı senaryosu yeniden formatlanıyordu çünkü.
ABD'li neoconların, İsrail aşırı sağının pompaladığı, "Tanrı'yı kıyamete zorlayarak" Armageddon
savaşını erkene alma düşüncesi, Müslümanların kendi içinde kıyamet savaşına dönüştürülüyordu.
Çok kirli, kanlı bir senaryo hazırlanıyordu ve bizler hala buna, bugün bile uyanabilmiş değiliz.
İslam içi Armageddon
Bizim kıyamet savaşımız, bize dayatılan, altyapısı oluşturulan, inci ince işlenen, mezhep savaşı
projesiydi. Armageddon efsanesi İslam içi Armageddon'a dönüştürülüyor, "Savaş İslam'ın kalbine
yerleşecek, İslam kendi içinde savaşacak" tezleri bu yollar gerçeğe dönüştürülmek isteniyor.
Maalesef, ne yazık ki, Türkiye ve bölgedeki gruplar, günübirlik kavgaların ötesine geçip resmin
tamamını göremiyorlar. Bu kadar savaş, acı, yıkım bile onları uyandırmaya maalesef yetebilmiş değil
. Bugün bile bu projeyi anlayabilmiş değiliz. Herkes birbirine küfrederken, herkes üç beş kuruşluk
hesaplarla Müslümanlar adına hükümler verirken bizim bu kaos fırtınasından kurtulmamız imkansız
görünüyor.
İnsanı üzen, korkutan, endişelendiren o büyük projeler değil. Müslümanların içinde bulunduğu
basiretsizlikler, coğrafyanın içine yuvarlandığı çaresizliklerdir.
Tanklar Kabe'ye dayanmadan
Buraya nereden geldim, anlatayım.
Bir süredir "Tanklar Kabe'ye dayanmadan, Mekke Savaşı başlamadan" başlıkları altında yazılar
yazıyorum. İlk başta bu yazılar, iddialar, uyarılar şaşırtıcı, şok edici oldu, rahatsızlık verdi. "Bu da
nereden çıktı" diyenler oldu.
Ama Irak işgalinin, Suriye savaşının nerelere uzanacağını bilmek kehanet değildi. Biraz dikkatli
okuyan, gözlemleyen, takip eden herkes gerçeği görecekti. Bir adım sonrasını, savaşın ve krizlerin
hangi bölgelere yöneleceğini, hangi ülkeleri vuracağını, kasıp kavuracağını bilecekti
Suriye'deki güçler savaşı ve İran'ın bütün gücüyle bu savaşın içinde yer alması, Yemen'e müdahalesi
ve oradaki iç savaşı körükleyerek Suudi Arabistan'ı çevrelemeye girişmesi, Irak'ı denetimi altına
alarak ülkeyi Sünniler için yaşanmaz hale getirmesi, aslında İran'ın öncülük ettiği mezhep
savaşlarının ilk adımlarıdır.
İran PKK ile ortak Türkiye'yi çevreliyor
Tahran, Yemen'den Suudi Arabistan'ı, Suriye üzerinden de Türkiye'yi kuşatmakta, çevrelemektedir.
Kuzey Suriye Koridoru, Türkiye ile Sünni Araplar arasına tampon bölge oluşturma ve Kürtleri
Türkiye'yle ve Araplara karşı kullanma hesapları tamamen Tahran'ın projeleridir. Bu amaçla PKK ile
ortak hareket etmektedir. İran Suriye üzerinden Türkiye ile açıktansavaşmaktadır. Yemen üzerinden
de S. Arabistan'la savaşmaktadır.
Yemen, Hizbullah üzerinden Lübnan ve Suriye. İran üç koldan savaş yürütmektedir. Ancak asıl savaş
bunlar değil, çok daha vahim bir Fars emperyal projesi vardır. İşte ben de tam burayı anlatmak
istiyorum.
Kasım Süleymani savaş suçlusudur
İran'ın Suriye'deki örtülü operasyonlarını komuta eden, mezhep savaşı, cinayet ve kıyımlarla anılan,
tipik bir savaş suçlusu olan Kasım Süleymani, artık ülkeleri tehdit etmeye başladı. Hamaney'e bağlı
Kudüs Kuvvetleri'nin komutanlarından Süleymani, Bahreyn'i açıktan tehdit etti, ülkede iç savaş
çıkaracaklarını söyledi.
Bahreyn hükümetinin, Süleymani'ye ve Devrim Muhafızlarına bağlılığı belli Şeyh İsa Ahmet Kasım'ı
vatandaşlıktan çıkarması, onun mezhepçilik ve şiddet propagandası yaptığını, dış güçlerin (Bu İran
oluyor) çıkarları için çalıştığını söylemesi, İran'ın ülke dışındaki silahlı unsurlarını harekete geçirdi.
Elbette İran derin devleti ve Hamaney'in talimatıyla. Dikkat ederseniz, Irak'ta da Muktada Sadr aynı
amaçla isyan ve protesto çağrıları yapıyor.
Bütün bölgeyi iç savaşla tehdit etti
Süleymani'nin tehdit dilini dikkatle değerlendirmek lazım. Gelecekte bu dil başka ülkeler için de
kullanılacak çünkü. "Bahreyn ve bölgeyi saracak yangının ilk kıvılcımının ateşleneceği, Bahreyn'in
görülmemiş bir silahlı direnişle yüzleşeceği, halkın silahlı direnişe geçeceği ve bu silahlı hareketin
bölgedeki başka ülkelere de sıçrayacağı" şeklinde. Bir mektupla bildirilen bu tehditler arasında,
silahlı direnişin Bahreyn'i meşru gören ülkelere (Bu Suudi Arabistan oluyor) de sıçrayacağı ifade
ediliyor.
Suriye'de sayısız insanın kanına girmiş bir savaş suçlusunun İran adına dünyaya ilan ettiği savaş
cümleleri bunlar. Herkesi tehdit ediyor. Bütün Körfez ülkelerini. Yarın Türkiye, "Ne oluyor, Bahreyn'e
dış müdahaleye karşıyız" türü bir açıklama yapsa, aynı savaş ilanı Türkiye'ye yönelecek. Zaten
Süleymani ve cinayet timleri Suriye üzerinden açıktan Türkiye ile savaşıyor.
Fars emperyalizmi her bölgeyi yakıyor
Peki ben "Tanklar Kabe'ye dayanmadan", "Mekke Savaşı çıkmadan" başlıklarıyla neden o yazıları
yazdım. Bunun için. Bölgede yüzlerce Kasım Süleymani olduğu için. İran'ın İslam'ı da Şiiliği de bir
Fars emperyal haritası için kullandığını bildiğim için. Bir iki yıl içinde savaşın Basra Körfezi'ne
yayılacağını, bütün Körfez ülkelerinin İran tehdidi altında olduğunu, Tahran'ın nihai hesabının
Kabe'ye dayanmak ve Suudi Arabistan'la hesaplaşmak olduğunu bildiğim için.
Ve bunu mezhep savaşı olarak formatlayıp öyle satacaklar bize. Şii-Sünni Savaşı olarak
pazarlayacaklar. O zaman hepimiz mezheplerimize göre saflar, taraflar tutacağız. Ama bu savaşın
İslam'la, mezheple hiç alakası yoktur. Batı'nın, neocon ve İsrail aşırı sağının "İslam içi savaş" savaş
tezi ile İran'ın Fars yayılmacılığı birleşip "İslam için Armageddon" projesine dönüştürüldü.
İki yıl içinde Basra Körfezi karışacak
Daha önceki cümlelerle tekrar edeyim: İki yıl içinde Basra Körfezi karıştığında, hemen ardından S.
Arabistan savaşla yüzleştiğinde, Türkiye hem Doğu'dan hem de Batı'dan gelen tazyiklerle
sarsıldığında büyük şaşkınlık yaşayacağız. Müslüman coğrafyanın en büyük zaafı siyasi
öngörüsüzlüğü, basiretsizliğidir. Bazı ülkelerin en büyük ihaneti, coğrafyamıza yönelen yüzyıllık
istila hesaplarının arkasına gizlenip, bu çirkinlikten pay kapma ahlaksızlığıdır.
Suriye savaşı bittiği anda, o uğursuz dalgalar Basra Körfezi'ne yönelecek, Körfez ülkeleri İran
tehdidiyle yüzleşecektir. Savaşın Körfez'e yerleşmesi ise İran-S. Arabistan savaşı demektir. Bu
sırada İran tanklarının Kabe kapılarına dayanacağına inanıyorum. İşte size İslam iç savaşı dedikleri
büyük felaket!
Körfez ülkeleri çok dikkatli olmalı!
1991 Körfez Savaşı'ndan başlayın, 2003 Irak işgaline ve bugünkü Suriye savaşına kadar hepsi
Arap-Fars savaşıdır. Irak'ın işgali, ülkenin İran'a teslim edilmesiyle sonuçlanmıştır. Suriye'de Rusİran işgali başarılı olursa Akdeniz'e kadar bütün bölge Tahran'ın denetimine geçecektir. Arap-Fars
sınırı önceleri İran- Irak sınırıydı. Ardından Irak-Suriye sınırına geriledi. Suriye işgali başarılı olursa
Arap dünyası Akdeniz'e kadar geriletilecektir.
yazının devamını okumak için...
Bu dökümanı orjinal adreste göster
İslam içi Armageddon, Kasım Süleymani ve Kabe Savaşı..
Download