Selefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1

advertisement
Selefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1
Pazartesi, 01 Aralık 2014 20:46
Selefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1
Müslümanlar farklı kültürlerle olan ilk karşılaşmalarında -müktesabatı geniş alimler vasıtasıylafarklılaşmadan var olmayı başardılar. Başka milletlerin medeni birikimlerini özposa ayırımına
tabi tuttular. İlmen ve siyaseten güçlü olmaları yüreklerine güven aşıladı.
İslam düşünce tarihinde değişenler ya da “hakikat”in müşrik kültürler esas alınarak
değiştirilmesini talep edenler de vardı. Fakat Sünnet ve Cemaat alimlerinin bereketli çalışmaları
onları etkisiz hale getirdi. Yunan İlahiyatına ait malumatı olduğu gibi kopyalayıp İslami inanış
sistemine uygulayan “Meşşai” ekolu Gazali gibi muazzam bir zekanın eleştirilerine verecek
cevap bulamadı. Bulduysa da (İbn Rüşd’ün Gazali’nin Tehafüt’üne1 yaptığı eleştirileri ihtiva
eden çalışması gibi) inandırıcı olamadı.İslami mirasın Modern zamanda Batı Medeniyetiyle
karşılaşması ise Müslümanların aleyhine gelişti. Çünkü yeni dönemde İslam coğrafyası istila
edilen-yenilen-ezilen insanların yurduydu. Bu psikoloji genç insanların sahih geleneği
sorgulamasına ve hatta ondan kopmasına zemin hazırladı. Galip gelen Batı gibi olmak
isteyenler onun değer yargılarını benimsemenin bütün sıkıntılara çare olacağını düşündü.
Müstemleke Ülkelerin Cesareti Yitik Aydınları
1 / 10
Selefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1
Pazartesi, 01 Aralık 2014 20:46
Sefaleti çağıran belki de Alem-i İslam’ın başına musallat eden tek nedenin İslam-i ruhtan kopma
olduğunu fark edemeyenler sağlam iradeli Sünnet ve Cemaat alimlerinin Müslümanlara İslam’a
dönmeyi yegane kurtuluş yolu olarak göstermelerini müstehzi ifadelerle karşıladılar.
Müstemleke ülkelerin cesareti yitik aydınları geleneği temsil eden ulemanın İslami eğitim veren
fakültelerden tecrit edilmesini modernitenin zaferi, mukallit fakihlerinse hezimeti kabul
ettiklerinden hezimete uğrayanların içtihatlarından oluşan sahih geleneği dikkate almayı zaman
israfı olarak telakki ettiler. Bu yüzden “Kur’an’a göre İslam”, “Gerçek İslam”, “Kur’an’da Kadın”,
“Kur’an’da Zekat” gibi başlıklar altında yaptıkları yeni çalışmalarla klasik İslami anlayış usulünü
ve o usul çerçevesinde telif edilen eserleri reddettiler. Bir anlamda her şeyi yeni baştan ele
aldılar. İmam-ı Azam gibi muazzam zekalarının içtihatlarına şüphe ile yaklaşanlar Batının
anlayış usulunün etkisiyle bütün hükümleri Kur’an ve Sünnet’ten istinbat(!) ettiler.
Fukaha Hangi Sorunu Çözümsüz Bıraktı?!
Müstakil anlamda içtihat yapma yerine müçtehit imamların içtihat usullerinden hareketle ta’lil,
tahric ve tercih gibi fıkhi dirayet isteyen çalışmalara imza atan Serahsi ve Mergınani gibi
allameler İslam toplumun her hangi bir sorununu mezhepleri taklit ederek çözümsüz mü
bıraktılar?! Ya da toplumsal hayata ilgisiz mi kaldılar?! Yaşadıkları devirde vuku bulan ve onlar
tarafından cevaplanamayan tek bir mesele gösterilebilir mi? Bu nokta da kim onlar hakkında
menfi bir kanaatte bulanabilir? Tarihi hakikatler bütün bu sualleri allameler lehine
cevaplamaktadır. Batı Medeniyeti karşısındaki yenilginin sorumluluğunu Müçtehit İmamları taklit
eden ve avamı da onları taklit etmeye teşvik eden fakihlere çıkaranlar bilmelidirler ki;
Müslümanların ilmen ve siyaseten en güçlü idareye sahip olduğu yıllar Ebu Hanife’yi taklit eden
Fakihlerin Şeyhu’l-İslam olduğu zamanlara (Devlet-i Aliye’nin yükseliş devri) tekabül etmektedir.
2 / 10
Selefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1
Pazartesi, 01 Aralık 2014 20:46
O halde Batı karşısındaki yenilginin gerçek nedeni müçtehit imamları taklit etmek değil, onların
içtihatlarını gereği gibi anlayıp-yaşamamak yani fıkhı devre dışı bırakarak dünyevileşmektir.
Yargısız İnfaz
Taklit devri fakihlerinin telifatını sırf müçtehit imamların içtihat usullerini benimsemelerinden
dolayı “gereksiz malumat, hurafe, israiliyyat, bidat…” gibi menfi anlam taşıyan kavramlarla
nitelemek ise en basit ifadeyle yargısız infazdır.
Mukallit fakihlerin bir kısmını müçtehit kabul eden ve bu yüzden müçtehit imamları taklit
etmelerine bir anlam veremeyen selefilere; Fetvalarıyla meşhur olan müçtehit sahabi İbn
Mes’ud’un Hz. Ömer’in, Ebû Musa el-Eş’ari’nin (ö. 44/665) Hz. Ali’nin, Zeyd b. Sabit’in de Ubey
b. Ka’b’ın (ö. 21/642) içtihadıyla, kendi görüşünü terk ettiğini2 hatırlatmayı bir vazife telakki
ederiz. Bu nevi bir bilgi akışına, başta Allah Resulu olmak üzere kimse itiraz etmemiştir.
Selefi Tavrın Nesebi
3 / 10
Selefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1
Pazartesi, 01 Aralık 2014 20:46
Taklidin var oluşuna itiraz eden ve mukallitleri “atalar geleneğini izleyen müşrikler”le eş değer
kabul eden muarızlar listesinde meşreb ve şahıs olarak şu isimler öne çıkmaktadır: Mutezile’nin
Bağdat ekolü, İmamiye’nin önemli bir bölümü, Zahiriler ve bu mezhebi eserleriyle günümüze
taşıyan İbn Hazm (ö.456/1064).3 Taklidi reddedenlerin istisnasız her görüşünü taklit ettikleri İbn
Teymiye (ö. 728), talebesi İbn Kayyım (ö. 751) ve Zeydi Şevkani’de (ö. 1250) avamın müçtehidi
taklit etmesini delili olmayan bir ameliye kabul etmektedir.
Çağımızda bu anlayışın en etkin bağlıları selefi etiketiyle yazıp-çizenlerdir: “Ben Ezher’in çatısı
altında taklidin kendilerine haram olduğu nice müçtehitler görüyorum” diyen Şeyh Meraği’den,
Moritanya’lı “Şenkiti’ye (ö. 1393), Hanefi ya da Şafi olmak Muhammedi olmaya engeldir.” diyen
Hocendi’den Suud’un allamesi Abdulaziz b. Abdillah bin Baz’a, Şeyh Nasırüddin’den “Ehl-i
Hadis” bağlılarına kadar yığınla insan taklidin haram olduğunu iddia etmektedir.4
Bu anlayışın en etkin savunucularından İbn Hazm, usûlü fıkha dair kaleme aldığı “el-İhkâm fî
Usûli’l-Ahkâm”5 adlı eserinde konuyu özel bir başlık altında -neredeyse bir cilde ulaşacak bir
boyutta- ele almış ve taklidin hem itikadi hem de fıkhi manada caiz olmadığını savunmuştur.
Ona göre bütün insanlar karşılaştıkları problemleri çözebilmek için içtihat yapmaya ve
içtihatlarının gereği gibi amel etmeye mecburdur.6
İbn Hazm, hadiseyle alakalı temel düşüncesini şu şekilde ifade etmektedir:
4 / 10
Selefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1
Pazartesi, 01 Aralık 2014 20:46
“İlkinden sonuncusuna kadar bütün dinlerde taklit haramdır. Tevhit, nübüvvet, kader, iman, va’d,
vai’d, üstünlük, bütün ibadet ve hükümler bu kapsamdadır. Bundan dolayıdır ki, Allah
Resulü’nün dışında, delil olmaksızın bir başkasının görüşünü alıp ona göre hareket etmek
haramdır.” 7
Üslubunun sertliğinden dolayı kalemi kılıca benzetilen8 İbn Hazm, taklidi kabul eden Sünnet ve
Cemaat alimlerini ağır bir dille tenkit eder. Ona göre, bir mezhebe bağlanan mukallit, Kur’an’ın
ayetlerini ve Hz. Resullah’ın (s.a.v.) sünnetini, bağlı bulunduğu mezhebin imamına arz ederek
değerlendirir. Eğer Allah ve Rasulü’nün ifadeleri, taklit ettiği imamın görüşüyle örtüşürse,
mukallit bunları kabul eder. Aksi halde, -imamın görüşü ile amel ederek- Allah ve Rasulü’nün
hükümlerini terk eder.9
KONUŞMA
Mutezile’den Ehl-i Hadis’e, İbn Hazm’dan Hocendi’ye uzanan retçi çizgide yer alan ve bu yer
alışını temellendirebilmek için söz konusu şahıs ve anlayışların usul ve delillerini sıkı sıkıya taklit
eden bir “selefi” ile taklit ve mezhepler üzerine yaptığımız bir konuşmanın (belki de
münazaranın) metnini kapsamlı bir tasarrufla arz ediyorum:
5 / 10
Selefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1
Pazartesi, 01 Aralık 2014 20:46
Selefi: Adınız?
Hanefi: ….
Hanefi: Ya sizin ki?
Selefi: İbn Teymiye.
Hanefi: Al, benimki de İbn Hacer-i Mekki.
Selefi: Meşrebin?
Hanefi: Mahza Sünnet ve Cemaat anlayışı… Adınızı bildirişteki taassuptan menhecinizin ne
olduğu aşikar. Bu durumda sorunuzu size iade etmem söz israfı olur. Dilerseniz asıl
mevzumuza gelelim.
Selefi: Size göre taklit nedir?
Hanefi: “Delillerini bilmeden bir müctehidin görüşüyle amel etmek”tir.
Selefi: Söylediğiniz anlamda bir taklit ancak, taklit edilen Hz Resulullah (s.a.v.) olursa meşru
kabul edilir. Aksi bir ameliye kör taklit olur ki bu da müşriklerin atalarını taklit etmeleriyle ayniyet
arz eder.
6 / 10
Selefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1
Pazartesi, 01 Aralık 2014 20:46
Tashihe Muhtaç İfadeler
Hanefi: Öncelikle şu noktayı tashih edeyim ki; Allah Resulü’nün (s.a.v.) söyledikleriyle amel
etmek ya da yaptıklarını hayatımıza taşımak taklit değil ittiba/iktidadır. Çünkü taklit; ”Delilini
bilmeden bir müçtehidin görüşüyle amel etmektir.” Oysa Allah Resulu’nun bizzat kendisi delildir.
Delile delil aramak ise mantıksız bir ameliyedir.
Selefi; Söylediğinizi bir an doğru kabul edelim. Bu durumda -Sünnet ve Cemaat alimlerine görekimler taklit edilebilir?
Hanefi: Sünnet ve Cemaat alimlerinin içtihat için gereken, Ayrıca varlığını ispat etmeye
çalıştığın taklit İslam’ın ilk asırlarında mevcut değildi. Dolayısıyla isbata yönelik bütün gayretlerin
gerçekte nafile bir ameliye gibi görünüyor. Bu bağlamda Üstadım İbn Hazm şunları
söylemektedir:
“Sahabe, tabiin ve tabiinin takipçilerinin yaşadıkları asırlar İslam’ın altın devirleriydi. Bu
devirlerde hiç kimse, kendinden önce yaşayan bir alimi bütün görüşleriyle taklit edilir bir
konumda görmezdi. Taklit, dördüncü kuşak tarafından başlatıldı. Fakat, Hz. Peygamber’in
7 / 10
Selefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1
Pazartesi, 01 Aralık 2014 20:46
sünnetini okuyup-yaşayanlar, Kur’an fıkhına vakıf olanlar, sayıları az da olsa, hiç kimseyi taklit
etmediler. Onlar, sahabe ve onu takip eden diğer iki kuşağın izinde yürüdüler. Onlar, her asırda
varolacak Hakk’ın temsilcileridirler.”10
Hakikat
Hanefi: İlk cümlenizdeki “neden taklit” sorusunun cevabı saadet asrında mevcuttur. Şöyle ki;
Eğer Kur’an’ın hükümleri sıradan insanların anlayacağı derecede açık olsaydı Allah Teala’nın
Hz Resulullah’ı mübeyyin (açıklayıcı) sıfatıyla göndermesi anlamsız olurdu. Fakat O (s.a.v.)
Kur’an’ın mübeyyinidir. Bu da gösteriyor ki Kur’an anlaşılabilmek için bir açıklayıcıya muhtaçtır.
Cenab-ı Peygamber Efendimiz’in yirmi üç yıllık risalet hayatı baştan sona Kur’an’ı açıklamaya
hasredilmiştir. O bazen İslami bir meselenin izahını saatlerle ifade edilecek kadar uzun yapardı.
Nitekim Medine’ye gelen “Sakif” kabilesine günlerce İslam’ı anlattı. Bu yetmedi giderken de
yanlarında Muğire b. Şu’be ve Ebu Sufyan b. Harb’i muallim olarak gönderdi.
Efendimiz’in (s.a.v.) bu uygulaması Kur’an’ın “bir açıklayıcı” olmaksızın anlaşılabileceği iddiasını
tekzip etmektedir.
8 / 10
Selefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1
Pazartesi, 01 Aralık 2014 20:46
Sakif kabilesini temsil eden heyetle birlikte gönderilen iki sahabi gittikleri yerde öğretmen
olacaklar/içtihat edecekler avamda onları taklit edecekti. Aksi takdirde gönderilmelerinin bir
anlamı olmazdı. Bütün bunlar Kur’an’ın ancak açıklayıcılar vasıtasıyla manalarının
keşfedilebileceğini ispat etmektedir.
İbn Hazm’ın taklitle ilgili iddiasına gelince; Eğer bu iddia doğru Sahabe asrında avam nasıl fetvâ
ve içtihatta şöhrete ulaşanları taklit etmişse sonraki dönemlerde de aynı anlayışla hareket etmiş
ve çağdaşları olan büyük müçtehitleri taklit etmiştir. Bu hakikati anlayamamanın tek nedeni
vardır ki o da kör taklittir.
Taklidin Yoğun Olduğu Devir: Saadet Asr-ı
Selefi: Ashabın birbirini taklit ettiğini söylüyorsunuz. Halbuki onlarda şunlar mukallit şunlar ise
müçtehittir diye bir ayırım mevcut değildir. Söyledikleriniz sırf iddiadır. Bunlara şahit getirmenizin
ise mümkünatı yoktur.
Hanefi: Saadet Asrında taklit öylesine yoğundur ki; avamın müçtehidi taklit etmesi şöyle dursun
müçtehit olanlar bile birbirlerini taklit etmiştir. Bundan başka çıkar yolları da yoktu. Aksi takdirde
9 / 10
Selefi İle Taklit ve Mezhepler Üzerine 1
Pazartesi, 01 Aralık 2014 20:46
İslam’ı anlama ve yaşamaları güçleşirdi. Çünkü müçtehitlerin sayıları oldukça sınırlıydı (8 ya da
10). Buna mukabil ashabın genel toplamıyla alakalı 60 ile 140 bin arasında çeşitli rakamlar
telaffuz edilmektedir. Bunların sadece 30 bini Medine’de ikamet etmekteydi. Geriye kalanlar ise
farklı bölgelere dağılmışlardı. On binlerle ifade edilen bunca insanın her hadisede Hz Resullah’ı
görerek Ona ittiba etmesi mümkün değildir. Zira içlerinde Efendimizi sadece bir defa görebilen
sahabi çoktur. Bu yüzden Sevgililer Sevgilisi Hz. Ali ile Muaz b. Cebel’i Yemen’e diğer müçtehit
sahabileri de farklı bölgelere gönderdi. Müçtehit sahabilerin -yöre halkı tarafındansöylediklerinin kabul edilmesi saadet asrında taklidin cari olduğunu göstermektedir.
(devam edecek)
10 / 10
Download