Slayt 1 - video.eba.gov.tr

advertisement
9. SINIF 5. ÜNİTE
1. DEĞERLER
1. Değer Nedir?
2. Değer Nasıl Oluşur?
2.1.Doğruluk ve Dürüstlük
Güzel ahlaklı olmak insana neler kazandırır?
•
•
•
•
•
•
Güzel ahlakla ilgili örnekler verelim.
………………………………….
………………………………….
………………………………….
………………………………….
………………………………….
………………………………...
• Dinlerin gönderiliş amacı, insanları mutluluğa
ulaştırmaktır.
• Peygamberler ahlakı en güzel kimselerdir.
• Peygamberler örnek-model olarak insanlar için
seçilmişlerdir.
• Ahlak, bir toplumda kişilerin iyi veya kötü olarak
nitelendirilmesine yol açan huylarıdır.
• Din ve ahlak arasında sıkı bir ilişki vardır.
• Din; insanın, zorlama olmadan, çıkar gözetmeden,
içtenlikle iyi ve güzel işler yapmasına katkı sağlar.
• Dinimizin amacı insanları iyiye, doğruya ve güzele
yönelterek onların mutlu olmalarını sağlamaktır.
• Bireyin ve toplumun huzur içinde yaşaması, güzel
ahlakın benimsenmesi ve yaygınlaşmasına bağlıdır.
• Din, öncelikle ahlak ilkelerinin davranışlara
yansımasını öğütler.
• İslam dininde ahlaka ve güzel davranışlara büyük önem
verilmiştir.
• Kur'an-ı Kerim, güzel ahlaklı olmayı tavsiye etmiştir. İyi
ve kötü ahlaklı kimselerin durumu Kur'an-ı Kerim'de
şöyle ifade edilmiştir: "Andolsun ki kim, özünü iyice
temizlemişse kurtulmuştur, kim de özünü kirletmişse
ziyan etmiştir.”
“...Muhakkak ki namaz hayasızlıktan ve
kötülükten alıkoyar...” Ankebût Suresi 45. Ayet
• İbadetler bizlerin ahlaklı olmasını sağlar.
• Peygamberimiz, “Ben yalnız güzel ahlakı
tamamlamak için gönderildim.” diyerek
davranışlarıyla bizlere örnek olmuştur.
Bir başka hadisinde de “Müminlerin iman
yönünden en üstünü, ahlakı en güzel olandır.”
buyurarak din ve ahlak arasındaki ilişkiye
dikkatimizi çekmiştir.
Hz. Ali de “Güzel ahlak sahibi olun; çünkü o sahibini yüceltir. Kötü
ahlaktan uzak durun; çünkü o soylu bir insanı dahi alçaltır.” diyerek
güzel ahlakın insanı yücelteceğine vurgu yapmıştır.
Kur'an-ı Kerim, ahlaki ilkeleri açıklarken
geçmiş topluluklardan örnekler verir.
Kur’an-ı Kerim’de kötü ahlaklı toplumlar cezalandırılmış,
iyi ahlaklı toplumlar ödüllendirilmiş ve övülmüştür.
• Allah, seçkin kulu Hz. Muhammedi insanlığa örnek ve model
insan olarak sunmuş ve onun güzel ahlakını övmüştür.
Nitekim Peygamberimiz hakkında, “Gerçekten sen büyük bir
ahlak sahibisin.” buyurmuştur.
Hz. Aişe de onun ahlakını soran bir kimseye, “Onun ahlakı
Kur’an’dı.” cevabını vermiştir.
• Ahlak ile din birbirini tamamlar. Dinin tavsiye ettiği
ahlaki kurallar, iş ve davranışlarımızı güzelleştirir.
• Din doğruluğu, yardımlaşmayı ve sabırlı olmayı öğütler
ve bunların güzel sonuçlarına dikkat çeker.
Dinimizce haram sayılan yalan söylemek, hırsızlık yapmak,
iftira etmek gibi davranışlar ahlaki olarak da kötü kabul edilir.
KONUŞALIM
"Güzel ahlak” denilince hangi davranışlar
aklınıza gelmektedir?
Dinimizce övülen güzel davranışları sıralayalım
• 1.Grup
• 2.Grup
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
…………………………………..
2.1 Doğruluk ve Dürüstlük
Kurtuluş doğruluktadır.
"İnsana sadakat yakışır görse de ikrah
Yardımcısıdır doğruların Hazreti Allah"
Ziya Paşa
Yukarıdaki dizelerde anlatılmak istenen nedir?
• Doğruluk ve dürüstlük, özü sözü bir olmaktır.
• Doğru sözlü olan ve dürüst davranan kimseye
güven duyulur.
• Düşüncesinde, sözünde ve davranışlarında
doğruluğu ve dürüstlüğü benimseyen kimse
Allah'ın hoşnutluğunu kazanır.
• Çevresi tarafından sevilir ve saygı görür.
• İnsanlar doğru kimseleri örnek alır.
“Ey iman edenler! Allah’ın emirlerine karşı
gelmekten sakının ve dürüst insanlarla
beraber olun”
• Dinin özü doğruluk ve dürüstlüktür, Yüce Allah, doğru
olmamızı ve dürüst kimselerle birlikte bulunmamızı
İstemiştir.
• Doğru ve dürüst insan, verdiği sözde durur, yaptığı
anlaşmalara sadık kalır, kimseye ihanet etmez ve
iyiliğin kıymetini bilir.
Peygamberimiz sözünde durmayan ve dürüst
davranmayanları ikiyüzlü kimselere benzetmiş ve
bu gibi kötü huylardan kaçınmamızı istemiştir.
O bir hadisinde, "Münafıklığın alameti (belirtisi) üçtür:
1. Konuştuğunda yalan söyler,
2. kendisine emanet edildiğinde hıyanet eder
3. ve söz verdiğinde sözünde durmaz.”
buyurmuştur.
• Doğru ve dürüst olmak suretiyle Allah'ın emrini yerine
getirmiş oluruz.
• Doğruluk ve dürüstlük; mutluluk, güven, emniyet ve
huzurun kaynağıdır.
• Allah, bu konuda bizlere şöyle buyurur: “Ey iman edenler!
Allah’a karşı gelmekten sakının ve doğru söz söyleyin ki
Allah sizin işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın.”
“Kim Allah'a ve Resulüne itaat ederse
muhakkak büyük bir başarıya ulaşmıştır.”
Hz. Peygamber, kendisinden öğüt almak
isteyen kimseye, "Allah'a inandım de, sonra
dosdoğru ol...” diye tavsiyede bulunmuştur.
Bir başka sözüyle de doğruluk ve dürüstlüğün
yararlarına dikkatimizi çekmiş ve şöyle buyurmuştur:
“Doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de cennete ulaştırır...”
Hz, Muhammed(s,a,v,)’in doğru ve güvenilir
kişiliği ile ilgili örnekler bulunuz.
Doğruluk ve dürüstlükle ilgili özdeyiş, atasözü
ve deyim bulalım. Bu konuyla ilgili bir afiş
oluşturalım.
Özü doğru olanın sözü de doğru olur
Doğru söz yemin istemez.
Doğruluk dost kapısı.
Dürüstlük bir hazineye benzer, ortaya çıktığında taraftarları
çoğalır;yalan ise gizli ateşe benzer, yanmaya başlayınca
kötülükler ortaya çıkar
BEYİN FIRTINASI
Tevbe suresinin 119.
"Allah niçin doğru ve dürüst kimselerle birlikte
olmamızı istemektedir?”
DEĞERLENDİRME
"İnsana sadakat yakışır görse de ikrah
Yardımcısıdır doğruların Hazreti Allah"
Ziya Paşa
Dizelerinden hareketle bir yazı yazalım.
SONRAKİ KONUYA HAZIRLIK
• Bir sonraki derse yardımlaşma kurumlarımız
hakkında bilgi toplayarak geliniz.
2.2. Başkalarına Maddi Yardımda
Bulunmak (İnfak)
2.3. Emaneti Korumak
KONUYA HAZIRLIK
Sizce hangi davranışlar yardım sayılır?
• İnfak, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla
kişinin servetinden harcamada bulunması, ihtiyaç
sahiplerine yardım etmesi demektir. Bu yönüyle
infak hem farz olan zekâtı hem de gönüllü olarak
yapılan her çeşit hayrı içerir.
Aynı toplum içinde bireylerin maddi kazanç, birikim ve
refah düzeyleri eşit olmayabilir. Sosyal adalet, barış ve huzurun
sağlanması için bireyler sevgi ve merhamet ile birbirlerine
yaklaşmalı ve destek olmalıdır.
Dinimiz sosyal yardımlaşma ve dayanışma üzerinde
önemle durmuştur. Bu amaçla zekâtın ve fıtır sadakasının
verilmesini istemiştir.
İnsanların fikir, düşünce ve yaşam
biçimlerine saygı göstermek, eşit
hak ve imkânlardan yararlanmaları için çaba harcamak, onların
yardımına koşmak, kardeşliğin
vazgeçilmez şartlarındandır.
Hz. Muhammed, “...Müslüman
Müslümanın kardeşidir. Ona
zulmetmez. Yardıma muhtaç
olduğunda onu yalnız ve
yardımsız bırakmaz. Onu hor
görmez, küçük düşürmez…”
buyurmuştur.
“.. .Hayırda yarışın...” Bakara Suresi 148. Ayet
“Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda)
harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz.
Her ne harcarsanız Allah onu bilir.” Âl-i İmrân Suresi 92. Ayet
• Dinimizin emrine uyarak başkalarına yardımda
bulunmak güzel bir davranıştır. Toplumdaki kimsesiz,
fakir ve düşkünlere yardım elini uzatmamız
istenmektedir.
• İyiliğe erişmek…
Allah, iyilik ve hayır yapmayı geciktirmenin
doğru olmadığını şu ayette bildirmiştir:
“Herhangi birinize ölüm gelip de ‘Ey Rabb’im!
Beni yakın bir zamana kadar geciktirsen de
sadaka verip (karşılıksız yardımlarda bulunup)
iyilerden olsam!' demeden önce size rızık
olarak verdiğimiz şeylerden (Allah yolunda)
harcayın...”
Ayrıca Kur'an'da cimriliğin kötü
olduğu vurgulanmış ve bundan
kaçınanların kurtulacakları şöyle
müjdelenmiştir: "...Kim nefsinin
cimriliğinden, (hırsından) korunursa
işte onlar kurtuluşa erenlerin ta
kendileridir.”
“...Din kardeşinin ihtiyacını karşılayanın, Allah da
ihtiyacını karşılar. Müslümandan bir sıkıntıyı
giderenin Allah da kıyamet günündeki
sıkıntılarından birini giderir. Bir Müslümanın
ayıbını örtenin, Allah da kıyamet gününde
ayıplarını örter. ” Hadis
• Buyurarak Peygamberimiz insanları yardımlaşma
konusunda teşvik etmiş ve onlara örnek olmuştur.
İnfak çeşitlerinden biri de sadaka-i cariyedir;
…….gibi hayır yaptıranlar, yapılmasına
sebep olanlar, yol gösterenler ve destek
olanlar gerek hayatlarında ve gerekse
vefatlarından sonra sevap kazanmaya
devam ederler.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Dinimizde çok sayıda hayır işleme ve iyilik yapma yolu
bulunmaktadır. Bunlardan bazıları;
helal yollarla çalışıp kazanmak,
insanlara iş imkânları hazırlamak,
ihtiyaç sahiplerine borç vermek ,
insanlara yol göstermek,
insanlar arasında adaletle hüküm vermek,
dargınları barıştırmak,
güzel söz söylemek,
iyilikleri emredip kötülüklerden sakındırmak,
sıkıntı ve eziyet veren engel ve pürüzleri ortadan
kaldırmak,
çevreye karşı duyarlı olmak,
insanlara olduğu gibi diğer canlı varlıklara da şefkat
ve merhamet göstermek …..vb.
• insanlara verilen her türlü nimetin emanet olarak
görülmesi gerekir ve bu emanetlerin en güzel
şekilde kollanması gerekir,
• Zenginlik de bir sınavdır, yardıma ihtiyacı olanların
paylarının ayrılması gerekir
BELİRTELİM
• Yardım yapılırken öncelikle yakın akraba ve çevreden
başlanılması öğütlenmiştir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim'de şöyle
buyrulmaktadır. "Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak
koşmayın. Anne ve babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara,
yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya,
sorumluluğunuz altında bulunanlara iyilik, edin...” Nisâ suresi,
36.ayet.
• Yardım, yapmaya yakınlarımızdan başlamanın ne gibi yararları
yardır? Belirtiniz.
Hz.Muhammed;
—Sadaka vermek her Müslumanın görevidir, buyurdu. Yanında
bulunanlar,
—Sadaka verecek bir şey bulamazsa, dediler.
—Bir yerde ücretle çalışır hem kendisine faydalı olur hem de sadaka
olarak verir.
—Buna gücü yetmezse,
—Darda kalana, ihtiyaç sahibine yardım eder.
—Buna da gücü yetmezse,
—İyilik yapmayı tavsiye eder.
—Bunu da yapamazsa,
—Kötülük yapmaktan uzak durur. Bu da onun için sadakadır, buyurdu.
Buhart, Zekât, 30.
Siz olsaydınız hangi iyilikleri yapabilirdiniz? Yukarıdaki
metinden hareketle son zamanlarda yaptığınız iyilikleri
listeleyiniz
• Hasta bir arkadaşımı ziyaret ettim.
• ……………………………………………………..
Bu iyilikleri artırma adına daha başka
nelerin yapılabiliriz?
Kendisine güvenebileceğiniz arkadaşınızda
en çok hangi özelliği arasınız?
2.3. Emaneti Korumak
• Geri alınmak ya da saklanmak üzere bir kimseye
bırakılan eşya ve benzerlerine emanet denir.
• Emanet; korumamız istenilen bir mal, eşya veya
para olabileceği gibi herhangi bir görev veya
saklı tutmamız gereken bir sır da olabilir.
• Emanet konusunda duyarlı davranan kimseye
emin (güvenilir kimse) denir.
Emaneti korumanın önemi ile ilgili Enfâl suresinin 27.
ayetinde şu uyarıda bulunulmaktadır: “Ey iman edenler!
Allah'a ve peygambere hainlik etmeyin. Sonra size
emanet edilen şeylere hıyanet etmiş olursunuz.”
Başka bir ayette de emaneti gerektiği gibi
koruyanların güzel bir karşılıkla ödüllendirileceği şöyle
müjdelenmektedir: “Emanetlerini koruyanlar, verdikleri
sözü tutanlar ve namazlarına devam edenler... İşte onlar
Firdevs cennetine vâris olacaklar ve orada ebedi olarak
kalacaklardır."
• Sahip olduğumuz her şey Allah'ın bize verdiği bir emanettir.
• Peygamberimiz bir sözünde emanet kavramının neleri
kapsadığına işaret ederek şöyle buyurmuştur: “Hepiniz çobansınız
(sorumlusunuz) ve her birinizin sorumlu olduğu alanlar vardır.
Herkes üstlendiği
görevden sorumludur. Kişi ailesinin
koruyucusu ve çoluk çocuğundan
sorumludur. Kadın, eşinin, evinin
koruyucusu ve ailede
bulunanlardan sorumludur...”
Görüldüğü gibi hadiste, kişilerin birbirlerine ve topluma karşı
yükümlü bulundukları görevlerin birer emanet olduğu ifade
edilmektedir, Ailemiz ve çocuklar da önemli emanetler
arasındadır.
Peygamberlerde bulunması gerekli
özelliklerden birinin "emanet" olması, emanetin,
önemini göstermektedir.
Hz. Muhammed, hayatı boyunca emaneti koruyan, sözü ve
davranışlarıyla çevresine güven veren biriydi. Bundan dolayı
kendisine “el-Emin" denmiştir. Güvensizliğin hâkim olduğu
dönemde Mekke halkı değerli eşyalarını, doğruluğuna güvendikleri
Hz. Muhammed'e teslim ederlerdi, O, söz ve davranışlarıyla
herkesin güvenini kazanmıştı.
Emanetin türü ne olursa olsun, bize verilen bir
eşya veya görevi, güvenilir bir insan olarak korumalı
ve sahibine teslim etmeliyiz. Verilen görev ve yetkileri
aksatmadan, emniyetle ve istenildiği şekilde yerine
getirmeliyiz.
• Emanet ne demektir?
• Allah'ın bizden korumamızı istediği emanetler
nelerdir?
• Sorumlulukla - emanet arasında ne tür bir ilişki
vardır?
KONUŞALIM
Arkadaşınıza teslim ettiğiniz bir eşyanın korunmadığını
öğrendiğinizde tepkiniz ne olurdu?
Din Güzel Ahlaktır
Din güzel ahlaktır;
Bil ki sana güven verir,
Din güzel ahlaktır;
Bütün güzellikleri öğretir.
Güvenilir olmayı,
Dürüst yaşamayı,
Doğrudan şaşmamayı,
Bil ki sana öğretir,
Öfkeni yenmeyi,
Doğruyu bilmeyi,
Hatalardan dönmeyi bil ki sana öğretir,
Sorumluluk almayı,
Verilen sözde durmayı, ihanet etmemeyi,
Bil ki sana öğretir,
Gıybetten kaçınmayı, iftiradan sakınmayı,
Zorluklarla baş etmeyi Bil ki sana öğretir,
Ayşe BOZKURT
Şiirde insanlardan hangi güzel davranışların yapılması istenmektedir?
YORUMLAYALIM
Yukarıdaki hadisi, emanet kavramıyla
ilişkilendirerek yorumlayınız.
DEĞERLENDİRME
Allah'ın emanetleri ehline vermemizi
istemesinden ne anlıyoruz?
Kutulardaki Hadis-i Şerifi bulalım!..
A
A
……………..
……………..
Z
……………..
……………..
……………..
Z
……………..
……………..
“Sizin en
hayırlınız
ahlakı,
en güzel
olanınızdır.”
SONRAKİ KONUYA HAZIRLIK
• Ders kitabının 125, sayfasındaki BULALIM
etkinliğini yaparak geliniz.
2.4. Adaletli Olmak
2.5. Hoşgörü ve Bağışlama
Ey iman edenler! Adaleti titizlikle ayakta tutan, kendiniz, anababanız ve akrabanız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik
eden kimseler olun. (Haklarında şahitlik ettikleriniz) zengin
olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden) daha yakındır.
Hislerinize uyup adaletten sapmayın, (şahitliği) eğer, büker
(doğru şahitlik etmez), yahut şâhidlik etmekten kaçınırsanız
(biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
Nisâ Suresi 135. Ayet
ayeti okuyalım ve verilmek istenen mesaj üzerinde
düşünelim
•
Adalet, her şeyin ve herkesin
hakkını vermek, orta yolu tutmak,
ölçülü ve dengeli davranmaktır.
•
Adaletin uygulanmadığı yerde
sosyal ve ekonomik dengesizlikler
baş gösterir.
•
Haksızlık ve kargaşa toplumu huzursuz eder.
•
Kur'an-ı Kerim'de bir ayette şöyle buyrulmaktadır: "Muhakkak ki
Allah; adaleti, iyiliği, yakınlara yardım etmeyi emreder…”
• Peygamberimiz de “... İki kişi arasında adaletle
hükmetmen sadakadır...” buyurarak adaletli
olmanın önemini vurgulamıştır.
“Bir topluluğa, bir millete olan kininiz, sizi
adaleti gerçekleştirmekten alıkoymasın...” Ayet
• İslam dini bu ilkeden hareketle din, can, mal, nesil
ve aklın korunmasını güvence altına alarak ahlaki
ilke ve değerlere dayalı bir anlayışı öğütlemiştir.
“Adil devlet başkanı ve idareciler mahşer yerinde
Allah’ın yüce lütfuna ve himayesine erecek olanların
öncüleridir.”
• Peygamberimiz adalete önem veren, adaletli davranan
yöneticileri övmüştür.
Peygamberimiz hem adaletli olmayı tavsiye etmiş hem de
adaletli davranmıştır. Ona inanmayan kimseler de onun
adaletle karar verdiğini kabul etmişlerdir.
Aile içi ilişkilerde ve çocuklara
yaklaşımda adaletli olmak çok önemlidir.
Anne ve babalar çocukları arasında ayrım
yapmamalı ve onların yetişmeleri için
gayret göstermelidir.
Eğitimciler öğrencileri arasında adil
davranmalı, yöneticiler emri altındakiler
arasında ayrım yapmadan görev aldıkları
işleri adaletle yürütmeli, işverenler de
çalışanlar arasında adaleti gözetmelidir.
Mal üretip satan kimse alım ve
satımda adaletten ayrılmamalı, ölçü
ve tartıyı düzgün yapmalıdır.
1- Adalet nedir?
2- “Adalet mülkün temelidir” sözünden ne anlıyorsunuz?
3- Adaletin olmadığı toplumlarda ne tür olumsuzluklar
doğar?
• Görev, sorumluluk ve adalet arasındaki sıkı bir ilişki
vardır.
• Adaletin uygulanmadığı durumlarda ortaya çıkabilecek
olumsuz sonuçlar;
• …………………………………………………….
• Siz de benzer örnekleri çoğaltınız…
• ………………………………… ………………..?
DEĞERLENDİRELİM
Bir gün Kureyş kabilesinin ileri gelenlerinden bir kadın hırsızlık
yapmıştı. Kadını cezalandırmaması için sahabelerden Üsame’yi
Peygamberimize gönderdiler. Bu duruma kızıp üzülen Hz. Peygamber
şöyle buyurdu:
“Nasıl oluyor da bazı kimseler, Allah’ın emri karşısında aracı
olmaya kalkışıyorlar. Sizden öncekilerin mahvolmasının sebebi şudur.
İçlerinden ileri gelen biri hırsızlık yapınca onu serbest bırakıyor, zayıf
ve fakir bir kimse hırsızlık yapınca onu cezalandırıyorlardı. Allah’a
yemin ederim ki Muhammed’in kızı Fatıma hırsızlık yapsaydı onun da
cezasını verirdim.” Buhari, Hudud, 11.
Yukarıdaki metni adaletli
davranmanın önemi açısından
değerlendiriniz
Yaptığı bir hatadan dolayı sizden özür dileyen bir
arkadaşınıza karşı nasıl bir tutum takınırsınız?
• Hoşgörü ve bağışlamanın kardeşliğin temel şartlarındandır.
• Aile içinde ve çevrede karşılaştığınız davranışlar karşısında
hoşgörü ve bağışlama ile ilgili olumlu örnekler veriniz.
• Hz. Muhammed'in bağışlama ve hoşgörü ile ilgili
davranışlarına örnekler;
Hoşgörü, farklı düşünce ve davranışları anlayışla karşılamak ve
bu kimselerle birlikte yaşama erdemini göstermektir.
Bağışlama ise, insanların hatalarını affetmektir, özür dilemesine
olumlu karşılık vermek ve kusurlarının telafisine imkân
tanımaktır.
Hoşgörülü olmak ve bağışlamak dinimizce övülen
davranışlardandır.
Hepimiz bilerek ya da bilmeyerek hata yapabilir veya kalp
kırabiliriz. Bu durumda özür dilemek erdemli bir davranış olur.
"...Bir kötülüğü bağışlarsanız şüphesiz Allah çokça
affedicidir, güçlüdür."
Kur'an-ı Kerim'de, insanları hoşgörülü olmaya ve
bağışlamaya teşvik eden pek çok ayet vardır.
"İyilikle kötülük bir olmaz. O hâlde sen kötülüğü en güzel
tarzda uzaklaştırmaya bak. O zaman bir de bakarsın ki
seninle kendisi arasında düşmanlık olan kişi candan,
sıcak bir dost oluvermiştir.”
Allah, iman eden kullarını hoşgörülü ve bağışlayıcı
olmaya davet etmiştir.
Allah(c.c.), hoşgörü ve bağışlama çağrısına vererek
bağışlama yolunu seçenleri ise ödüllendireceğini şöyle
müjdelemiştir: “O Allah’a karşı takvalı olan kimseler ki bollukta
da darlıkta da Allah için harcarlar; öfkelerini yutarlar ve
insanları affederler. Allah da (böyle) güzel davranışta
bulunanları sever.”
Ayette öfkenin hoşgörülü olmak ve bağışlamakla
ilişkilendirilmesi dikkat çekicidir. Ön yargıların kırılması için
öfkeden uzak karar verilmelidir.
“...Affetsinler ve hoş görsünler. Allah'ın sizi bağışlamasını
arzu etmez misiniz? Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.”
• İfadesiyle Allah'ın bizi bağışlaması için bizim de hoşgörülü
ve bağışlayıcı olmamız istenmiştir.
• Peygamberimizin özelliklerinden biri de müsamahalı
davranması, hoşgörülü ve affedici olmasıdır.
• Hz. Muhammed, kendisine ve yakınlarına, kaba ve kırıcı
davrananlara kin gütmemiş: sabır göstererek onları
bağışlamıştır.
• Mekke'de on üç yıl boyunca İslam'ı yaymaya çalışırken
çeşitli işkence ve baskılarla karşılaşmış ve inananlarla birlikte
göç etmeye zorlanmıştır.
• Daha sonra Mekke'yi fethettiğinde bütün bu kötülükleri
yapanları affetmiş ve yaptıklarından dolayı onları sorgulayıp
kınamamıştır.
• Peygamberimizin affedici tutumu sonucunda birçok kimse
yaptıklarından dolayı pişmanlık duymuş, tövbe ederek İslam
dinini kabul etmişlerdir.
“...Allah, affeden bir kimsenin ancak
şerefini artırır...” hadis
• Peygamberimiz yukarıdaki sözünde, bağışlama ve
hoşgörünün güzel bir davranış olduğunu belirterek
bağışlamanın insanı yücelttiğine dikkatlerimizi çekmiştir.
• Hoşgörü ve bağışlamanın hâkim olduğu aile ve toplumlarda
sevgi, saygı ve güven ortamı oluşur.
BULALIM
Adaleti ile tanınan Hz. Ömer'in hayatını
araştırarak çeşitli kaynaklardan adaleti
ile ilgili örnekler bulunuz
Yaptığı bir hatadan dolayı sizden özür dileyen bir
arkadaşınıza hoşgörüyle yaklaşıp bağışladığınızda
ikiniz de mutlu olur musunuz? Niçin?
sorusu etrafında bir tartışalım…
DEĞERLENDİRME
TARTIŞALlM
Gelin, tanış olalım,
İşi kolay kılalım,
Sevelim, sevilelim.
Dünya kimseye kalmaz.
Yunus Emre
Sizce dünyada barışın
yaygınlaşmasında hoşgörünün
önemi nedir? tartışınız.
V. SONRAKİ KONUYA HAZIRLIK
Alçak gönüllülük ve görgülü olmakla büyükleriyle
konuşarak geliniz.
2.6. Alçak gönüllülük (Tevazu)
2.7. Görgülü Olmak
2.8. Savurganlıktan Kaçınmak
KONUYA HAZIRLIK
Hz, Osman'ın, “Hoşgörülü olursan hürmet ve saygı
görürsün,” sözünden ne anlıyorsunuz.
Alçakgönüllü olmak, sahip olunan İmkânlar, iyilik ve
güzellikler karşısında gurura kapılmamaktır.
Alçak gönüllü olmaya “tevazu”, bunu benimseyip davranış
hâline getiren kimseye de “mütevazı” kimse denir.
Alçak gönüllü ; gerçeği hakkı ve adil olanı kabul eder. Herkesle
eşit olduğunu,
Allah katında ve hukuk önünde diğer insanlardan bir farkının
bulunmadığını bilir.
Kendini başkalarından üstün görmez, onlara karşı büyüklük
taslamaz,
Kimseyi yaratılışından, ırkından, renginden, ailesinden ve
işinden dolayı ayıplamaz; horlamaz ve küçümsemez.
Edindiği bilgi, tecrübe ve serveti büyüklük taslamak için
kullanmaz.
Kendi aleyhine de olsa hakikati kabul eder.
Alçak gönüllü olmanın karşıtı kibirlenmek, böbürlenmek ve
kendini beğenmektir. Bu tür davranışlar toplumda sevgi, saygı ve
güveni zedeler, insanlar arasında sağlıklı iletişim kurulmasını
engeller.
İslam dininde alçak gönüllü olmak, mütevazı davranmak
övülmüş, kibirlenmek ve büyüklük taslamak ise yerilmiştir.
Kur'an'da mümin kimselerin özellikleri sayılırken alçak
gönüllü olmaları öğütlenmiştir. “Rahman’ın has kulları o
kimselerdir ki onlar yeryüzünde tevazu ile yürürler...”
Peygamberimiz insanlara alçak gönüllü olmayı tavsiye etmiştir.
O, ev işlerinde eşine yardım etmiş ve hiç kimseye şahsi işlerini
yaptırmamıştır.
Yoksul, yetim ve yaşlılara yardımcı olmuştur.
Çocuklarla selamlaşmış, bazen de şakalaşmıştır.
Hastaları ziyaret etmiş, cenazelerde hazır bulunmuştur.
Bir gün kendisiyle görüşmeye gelen ve
heyecanlanan birisine, “Kardeşim, korkma,
ben de senin gibi anası kuru et yiyen bir
insanım.” diyerek mütevazı davranmış ve
yanına gelen o kimseyi sakinleştirmiştir.
Böylece o, alçak gönüllü olmanın
örneklerini en güzel şekilde vermiştir.
Gazali de "Erdemli insan, gücü
yeterken tevazu gösteren,
intikam almaya gücü yeterken
affeden kimsedir.” demiştir.
Bütün insanlar Hz. Âdem'in çocuklarıdır. Bu nedenle herkes
eşittir ve hiç kimsenin bir diğerine karşı üstünlük taslama
hakkı yoktur.
Yüce Allah da insanların kardeş
olduğunu bildirmiştir.
Alçak gönüllü olmak Allah'a ve
insanlara sevgi ile yaklaşmanın
gereğidir. Dolayısıyla insan, alçak
gönüllü olmalıdır.
O hâlde Allah'ın verdiği nimet
ve imkânlardan başkalarına da
vermeli, güçsüz ve kimsesizlere
yardımcı olunmalıdır.
Alçak gönüllü olmak Allah'a ve insanlara sevgi ile
yaklaşmanın gereğidir. Dolayısıyla insan, alçak gönüllü
olmalıdır.
O hâlde Allah'ın verdiği nimet ve imkânlardan
başkalarına da vermeli, güçsüz ve kimsesizlere yardımcı
olunmalıdır.
NOT EDELİM
• ''Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme!
Yeryüzünde böbürlenerek (şımarıkça) yürüme/ Hiç
şüphesiz Allah kendini beğenip övünen kimseleri
sevmez.”Lokman suresi, 18. ayet
Görgülü Olmak
• "Alçakgönüllü kimseler toplumda daha çok sevilir ve
saygı görürler.” görüşme, katılıyor musunuz?
• Arkadaşlarınızla tartışınız.
TARTIŞALIM
• Toplum içinde görgü kurallarına uymak niçin
gereklidir?
İnsanların günlük hayatta birbirleriyle olan ilişkilerinde
uymaları gereken kurallara görgü kuralları denir. İnsanlar, bu
kuralları aile, okul ve çevreden öğrenirler.
Toplumumuzda var olan görgü kurallarının birçoğunun
kaynağı dinimizin öğütleridir. Nûr suresinin 27. ayetinde görgü
kurallarından birine işaret edilmekte ve şöyle buyrulmaktadır;
“Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahiplerinden
izin isteyip onlara selam vermeden girmeyiniz!.."
Hz. Muhammed, “Kendisi
için istediğini din kardeşi için
de istemeyen kişi olgun
mümin olamaz." diyerek
İnsanlar arası ilişkilerde
uyulması gereken temel
ölçüyü belirtmiştir.
Peygamberimiz ayrıca yapmamızı istediği davranışlardan bazılarını
şöyle sıralamıştır: "Ey insanlar, birbirinize selam verin, akrabanızı
gözetin, yemek yedirin..”
Ailede, iş yerinde, okulda, yolculukta, çarşı-pazarda ve diğer sosyal
ortamlarda insanlara iyi davranmak en önemli ahlaki
erdemlerdendir. Peygamberimiz, “Şüphesiz sizin en iyiniz ahlak
bakımından en iyi olanınızdır...” buyurmuştur.
Görgü kurallarına uyarak diğer insanların ve canlıların haklarını
Gözetmiş oluruz.
Çevreyi rahatsız edecek şekilde bağırıp çağırmak, yüksek sesle satış
yapmak veya müzik dinlemek ve çöpleri insanlara eziyet verecek
şekilde atmak doğru değildir.
İnsan her şeyden önce toplum içindeki konuşmalarında,
tavır ve davranışlarında nazik, ölçülü ve saygılı olmalıdır.
"Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler..." ayeti
bu durumu açıklamaktadır.
Not Edelim
Uymamız gereken görgü kurallarından bazıları şunlardır.
• Bize veya toplum yararına yapılmış olan herhangi bir
iyiliğe karşı bu iyiliği yapan kişiye veya kuruma teşekkür
etmeliyiz.
• Karşılaştığımız kimselerle güzel bir biçimde selamlaşmalı,
tanıdıklarımızın hâlini, hatırını sormalıyız.
• Önemli bir mazeretimiz yoksa davet edildiğimiz törenlere
katılmalı, mümkünse bütçemize uygun bir hediye
götürmeliyiz.
• Hasta ziyaretini kısa tutmalı, hastayı yormamalı şifa
dileklerimizle birlikte ümit verici şekilde konuşmalıyız.
DEĞERLENDİRELİM
• "Başkalarının kusurlarım araştırmak yerine kendi hatalarınıza bakınız.
böyle yapmazsanız bunun zararı başkalarına değil, dönüp dolaşıp yine
size dokunur.”
Hz. Ömer
• İmam Cafer-i Sadık'a güzel ahlak sorulunca, şöyle cevap vermiştir.
"Çevrendeki insanlara karşı yumuşak huylu ol! Sözlerin temiz olsun,
insanların arasını bozmasın, insanlarla konuşurken güler yüzlü ol."
Kuleyni, el-Kâfi
• "Söz dinleyene göre söylenir; terzi elbiseyi adamın boyuna göre diker.”
Mevlânâ Mesnevi,
Yukarıdaki sözleri görgü kurallarını dikkate alarak
değerlendiriniz
DRAMA HAZIRLAYALIM
• Yolculukta uyulması gereken görgü kurallarına
uyulmadığında ortaya çıkabilecek olumsuzlukları
işleyen bir drama hazırlayınız
Savurganlıktan Kaçınmak
• Savurganlığın kişiye ve topluma zararlarının nelerdir?
• "Ayağını yorganına göre uzat." atasözüyle anlatılmak
istenen nedir?
• Tutumlu olmak çok önemlidir.
Kullandığımız kaynakların bir gün tükenecektir, insanlığın
ortak varlıklarının emanet olarak algılanması gerekir ve
bunlardan sorumluyuz.
• İnsanın sahip olduğu mal, sağlık, zaman gibi nimetleri
gereksiz yere ve aşın tüketmesine savurganlık denir.
Savurganlık, israf olarak da adlandırılmaktadır.
• Savurganlık, dinimizce hoş görülmemiştir. Allah' bir
ayette, “...Yiyiniz, İçiniz; fakat israf etmeyiniz. Şüphesiz
Allah israf edenleri sevmez.” buyurmuştur.
• İslam dini sosyal ve ekonomik dengeyi sağlamak için
bir yandan infakı, zekât ve sadakayı emretmiş, diğer
yandan savurganlığı yasaklamıştır. Çünkü savurganlık
hem bireyin hem de toplumun sağlıklı gelişmesine
engel olur.
• Ölçüsüz ve bilinçsiz tüketim, kaynaklan yok ederek
fakirleşmeye yol açar.
• İsrafla, cömertlik ve hayırseverlik birbirinden ayrı
tutulmalıdır. Dinimiz de bunları birbirinden ayırmıştır.
• Hayırseverlik; yoksullara, düşkünlere, yardıma muhtaç
olanlara yardım etme alışkanlığı kazanmak demektir.
• Para ve malı gerektiği yerde ve gerektiği ölçüde
esirgemeden vermeye de cömertlik denir.
• İslam'da zekât, fitre, sadaka, vakıf ve hayır İşleri
cömertliği gerektiren gerekli ve yararlı işlerdir.
İslam savurganlığı yasakladığı gibi cimriliği
de yasaklar. İkisi arasında dengeli bir yol
tutulmasını ister.
Dinimizin amacı insanları kendi imkânları
oranında dengeli harcamaya yöneltmektir.
Böylece ekonomik kaynaklar İsraf edilmemiş
olur. Allah bir ayette şöyle buyurmuştur: “Akrabaya, fakire ve
yolcuya hakkını veri Elindekini de saçıp savurma. Çünkü saçıp
savuranlar şeytanın kardeşleridir... Elini boynuna bağlayıp cimri
kesilme (Eli sıkı olma!), büsbütün de tutumsuz (müsrif) olma yoksa
pişman olur açıkta kalırsın.”
Başka bir ayette de israf etmeden, dengeli bir şekilde
harcama yapan kimseleri övmüştür. “Onlar, harcamalarında israf
etmezler, cimrilik de yapmazlar. Harcamalarında bu ikisi arası
orta bir yol izlerler."
• Savurganlık sadece aşırı şekilde para harcamak değildir.
• Zaman, sağlık, gençlik gibi nimetleri boşa harcamak da
savurganlık olarak görülmüştür.
• İnsana verilen her nimetin emanet olduğu bilinmeli ve
israf edilmemelidir. Peygamberimiz, “Sağlık ve boş vakit,
halkın çoğunun aldanıp değerlendiremediği İki nimettir.”
buyurarak sağlığımızın korunması ve zamanımızın
değerlendirilmesi konusunda dikkatimizi çekmiştir.
YORUMLAYALIM
• Peygamberimiz, "Irmak veya deniz kenarında abdest
alsanız bile suyu israf etmeyiniz.” buyurmuştur.
Ahmet bin Hanbel, Müsned, C Z, s. 121.
Kaynak israfının önlenmesi, bu bilincin kazandırılması ve
ekolojik dengenin korunması açısından yukarıdaki hadisi
yorumlayınız.
• Savurganlıkla cimrilik arasındaki ilişki vardır.
Ortayol ve ölçülü harcama konusunda duyarlı
olunması gerekir.
TARTIŞALIM
Yukarıdaki hadiste ifade edilen beş nimetin değeri nasıl bilinir?
Savurganlık yapmamak kavramıyla ilişkilendirerek tartışınız.
• Dinimizin öğüt ve uyarılarını dikkate alan bir insan gerek
zamanını gerek diğer imkânlarını saçıp savurmaktan
kaçınır.
• Zenginliğinin ve kendisine verilen nimetlerin Allah'ın bir
lütfü olduğunu bilir. Onları Allah'ın hoşnut olacağı
şekilde kullanır,
• Tüketim ve harcamalarında yalnızca kendi mutluluğunu
değil, başkalarının mutluluğunu da dikkate alarak
yaşamaya çalışır.
Mevlânâ, Abdal Musa ve Kaygusuz Abdal’dan. Sözler
Mevlâna Celaleddin-i Rûmî'nin Dilinden:
Abdal Musa'nın Dilinden:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Bir kimsenin musibetine (başına gelen felâkete) gülme.
Müstakim (dosdoğru) ol.
Musibete sabreyle.
Evvel fikredip (düşünüp), sonra söyle.
İbâdetine ve malına güvenme.
Halîm (yumuşak huylu) ve setim ol.
Her bulduğuna şükret.
Elden geldiğince, yalnız yemek yeme.
Ahde vefâ et (Verdiğin sözde dur).
Vaktini zâyi etme (boşa geçirme).
Resulullah ve Ali evladına cân-ı gönülden muhib ol (onları seven
ol) ve muhabbet eyle, daima salavât eyle (Hz. Peygamber ve ehl-i
beytine salavât getir)
Kaygusuz Abdal'ın Dilinden:
• Giydiğin insanlık elbisesini ganimet bil.
• Eğer Hakk'ı istiyorsan, git Muhammed’in ahlakıyla ahlaklan.
Hakk'ı tanı.
• Nimete minnet et.
• Tuzun ve ekmeğin hakkını unutma.
• İbret gözünü açık tut ve hikmetli konuş.
• Su gibi berrak, toprak gibi sabırlı, ateş gibi nurlu, rüzgâr gibi
hareketli ol.
• Hakk'ı gözeten ol.
• Gurulu ve kibirli olma çünkü kibir şeytanın işidir.
• Komşuna ve arkadaşına karşı dürüst ol. Çünkü Hak Teala dürüstlüğü
sever.
• Edepsiz olma. Edepli ol.
• Kendi ilminden söz etme.
• İnsanlara faydalı ol.
• Bildiğini yerinde söyle. Bilmediğini sor.
• Herkese dürüst davran. Kendini beğenmişlerden olma.
• Kimsenin kusurunu arama.
• Nefsini tamahtan (hırstan), heva ve hevesten (çirkin ve bayağı
işlerden) arındır.
• Büyüklere hizmet et, küçüklere karşı şefkatli ol. Bencil olma.
• Gaflet uykusundan uyan.
• Hakikati gördüysen, mert ol ve doğruyu söyle. Cömertlik huyuyla
huylan. Yardım eden ol. Engelleyici olma.
• Bütün ibadetlerin özü Hakk’ı aramaktır. Her şeyin iyisini Allah bilir.
ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM
• Bir sonraki derse ünite sonunda verilen açık uçlu soruların
cevaplarını yazarak geliniz.
ÜNİTEMİZİ DEĞERLENDİRELİM
Aşağıdaki açık uçlu soruları
cevaplayınız.
• Dinimiz güzel ahlaklı olmaya nasıl katkı sağlar? Açıklayınız.
• Doğruluğun ve dürüstlüğün yararları nelerdir? Belirtiniz.
• Maddi yardımda bulunmanın topluma ne gibi katkıları
vardır? Örnek veriniz.
• Emanet kavramını açıklayınız? Emanetin korunması niçin
gereklidir? Belirtiniz.
• "Adalet bir gün herkese lazım olur." sözünü adaletin fert ve
toplum için gerekliliğini düşünerek yorumlayınız.
Kutulardaki Yunus Emre’nin sözünü bulalım!..
C
…….…….
D
…….…….
D
…..…….
S
Ğ
…….…….
……..…….
…..…….
…….…….
…..…….
……..…….
B
…….…….
………………………………...………….….
………………………………………………..
Aşağıda boş bırakılan yerleri verilen kelimelerden
uygun olanları ile doldurunuz.
•
•
•
•
•
•
(Müslüman, hoşgörü, görgü kuralları, İnfak, savurganlık, kibir,
emanet.)
………………. elinden ve dilinden herkesin güven içinde olduğu
kimsedir.
Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak için kişinin servetinden
harcamada bulunması ve İhtiyaç sahiplerine yardım etmesine
….……… denir.
Geri alınmak ve teslim edilmek üzere bize bırakılan şeylere
……………. denir.
………………. insanların özür dileklerine olumlu karşılık vererek
kusurlarının telafisine imkân tanımak ve hatalarını affetmektir.
…………………kendini beğenme ve büyüklenme demektir.
İnsanların günlük yaşamda birbirleriyle olan ilişkilerinde uymaları
gereken kurallara …………………………. denir
Aşağıdaki kavramları karşıtlarıyla eşleştiriniz.
•
•
•
•
•
•
EMANET.
ADALET.
TUTUMLULUK
İNFAK
DOĞRULUK
TEVAZU
( 5 ) YALAN
( 4 ) CİMRİLİK
( 6 ) KİBİR
( 1 ) HIYANET
( 3 ) İSRAF
( 2 ) ZULÜM
“Yavrucuğum! Namaz kıl, iyiliği emret, kötülükten vazgeçirmeye
çalış, başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar azmedilmeye
değer işlerdir. Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme ve
yeryüzünde böbürlenerek yürüme…(Lokman suresi, 17 – 18. ayetler)
Fatih,Hasan ve Cengiz 7. sınıfta okuyorlar. Onlar
yukarıdaki ayetleri okuyarak aşağıdaki ilkeleri çıkarttılar. Bu
ilkelerden hangisinde yanılmışlardır?
A)
B)
C)
D)
İnsanlara iyiyi tavsiye etmek
Alçak gönüllü olmak
Sabırlı olmak
Fikrinde ısrarcı olmak
Din; insanları hem bu dünya hem de ahirette
mutluluğa ulaştırmayı amaçlar. Dürüstlüğü, temizliği,
çalışmayı, yardımseverliği, hoşgörüyü, tasarrufu,
herkesle iyi geçinmeyi öğütler.
Yukarıdaki bilgiler dikkate alındığında, aşağıdaki
atasözlerinden hangisi yukarıdaki açıklamalar uygun düşmez.
A) İşleyen demir ışıldar.
B) Damlaya damlaya göl olur.
C) Büyük balık küçük balığı yutar.
D) Komşu komşunun külüne muhtaçtır.
I
II
III
IV
Küçümseyerek insanlardan yüz çevirme.
Ey iman edenler yapmayacağınız şeyi niçin söylüyorsunuz
Allah affeden bir kimsenin ancak şerefini artırır.
Şüphesiz müminler kardeştir.
Aşağıda verilen hangi kavramla ilgili bir ayet yukarıda
verilmemiştir?
A)
B)
C)
D)
Hoşgörü
Sabır
Kardeşlik
Tevazu
…………………
İYİLİK
CENNET
YALANCILIK
……………………
CEHENNEM
Sevgili Peygamberimizin bir hadisi şematik olarak yukarıya
çıkarılmıştır. Şemadaki boşluklara aşağıdaki hangi şık gelirse
şema doğru tamamlanmış olur?
A)
B)
C)
D)
Cömertlik - Cimrilik
Doğruluk - Kötülük
Çalışkanlık - Kıskançlık
Kötülük - İyilik
Hz. Ömer, bir gece bir evin önünde otururken, içerden
sesler duyar. Bir anne kızından daha fazla para kazanmak için süte
su katmasını istemektedir. Kızı annesine Hz. Ömer’in böyle bir
davranışı yasakladığını söyler. Ancak annesi Hz. Ömer’in
kendilerini görmeyeceğini, süte su katabileceklerini
söylemelerine karşın kızı annesinin bu isteğini yine geri çevirir.
Yukarıda verilen olayda kız Hz. Ömer’in görmeyeceğini
bildiği halde yine de süte su katmamaktadır. Bunun sebebi
aşağıdakilerden hangisidir?
A)
B)
C)
D)
Hz. Ömer’den korkması
Annesine karşı çıkmak için
Birisinin görmesinden korkması
Kimse görmese dahi Allah görür diye inanması
Hacivat
Karagöz
Karagöz ile Hacivat arasında geçen konuşmada
Karagöz’ün vermiş olduğu cevap hangi davranışa örnektir?
A)
B)
C)
D)
Övünme
Alçak gönüllülük
Gururlanma
Sevinme
‘’Hayırda yarışın…’ (Bakara,148.ayet)
‘’ Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla
erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu bilir” (Ali İmran,92)
‘…Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa işte onlar
kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.’ (Haşr,9.ayet)
Yukarıda anlamı verilen ayetlerde teşvik edilen davranış türü
aşağıdaki seçeneklerden hangisinde doğru olarak yer alır?
A)
B)
C)
D)
Adalet
Emaneti korumak
Yardımseverlik
Doğruluk
“İyilikle kötülük bir olmaz. Ey inanan kişi! Sen kötülüğü
en güzel bir şekilde uzaklaştır. O zaman bir de bakarsın
ki, seninle arasında düşmanlık bulunan kimse candan,
sıcak bir dost oluvermiştir.” (Fussılet suresi, 34)
Ayette öğütlenen tutum aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kötülüğü engellemenin en iyi yolu; ona iyilikle karşılık
vermektir.
B) İnsanlarla candan dost olmak için çalışmalıyız.
C) Yapılan kötülüğü görmezden gelmeliyiz.
D) Kötülüğe kötülükle karşılık vermeliyiz.
Bireyin sahip olduğu maddi ve manevi imkânları gereksiz
yere harcaması, gelişi güzel dağıtması savurganlıktır.
Savurgan insan aklı başında harcama yapmaz
ne olacağını düşünmez.
Yukarıda verilen bilgiye göre, aşağıdakilerden hangisi savurganlıktır?
A)
B)
C)
D)
Gençlik yıllarında çok çalışıp emeklilikte dinlenmek
Her gün ihtiyacından fazla ürün almak
Her gün ihtiyaçlarını düzgün bir şekilde karşılamak
Her zaman temiz elbise giyinmek
Savurganlık; insanların sahip oldukları maddî ve
manevî varlıkları gereksiz yere harcaması, gelişigüzel
saçıp savurmasıdır.
Buna göre, aşağıdaki davranışlardan hangisi savurganlığa
örnek olarak gösterilemez?
A)
B)
C)
D)
Gereksiz yere para harcamak
Ellerimizi yıkarken gereğinden fazla su kullanmak
Gündüz vakti oda aydınlıkken ışık yakmak
Bize ait olan bir şeyi başkalarıyla paylaşmak
“Irmak veya deniz kenarında bile abdest alsanız,
suyu israf etmeyiniz.”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Yukarıdaki Hadis – i Şerif’te
bizlere neyi tavsiye etmektedir?
A)
B)
C)
D)
Abdestin her yerde alınabileceğini
Deniz suyunun içilemeyeceğini
Savurgan olmamamızı
Abdestsin namaz olmayacağını
Download