İremnur Oruç SEVİYORUM DEME SEV Bir insanın ne söylediğine

advertisement
İremnur Oruç
SEVİYORUM DEME SEV
Bir insanın ne söylediğine değil ne yaptığına bakın demişler. Gerçekten de çoğu
durumda işe yarayan bir söz ve bir felsefe. Ne zaman şüphe etseniz karşınızdakinin
sevgisinden ve şefkatinden bir durup duruma bakmanızı sağlar. İnsanlar konuşur hem de çok
konuşur. Bildikleri, bilmedikleri ve en önemlisi bir fikre dahi sahip olmadıkları konular
hakkında bile konuşur, yorum yaparlar. Bu sebeple her şey konuşulur fakat her şey sevilmez,
her şey dile gelmez. Her şey dediğime bakmayın siz çok genel bir kavram oluyor. Kısaca
hissedilenler diyebiliriz ya da yaşanan fakat dile gelmeyen duygular. Kimisi muhtaçken
kimisi sahiptir. Kimisi hala ararken kimisi çoktan bulmuştur. Zordur bu nedenle bulması fakat
bir o kadar da kolaydır kaybetmesi.
Sevgi, anlamı çok derin olan bir sözcük. Çoğu zaman duyarız bu sözcüğü, toplulukta, sokakta,
okulda, evde ve kimi zaman hiç tahmin edemeyeceğimiz yerlerde. Gerçekten de konuşulur
mu sevgi? Bana sorarsanız cevabım hayır. Çünkü bazı terimler, kelimeler, hisler dilsizdir.
Sevgi de onlardan biridir. Sevginin dili yoktur. Sevgi boyutsuzdur. Arada mesafeler hatta
binlerce kilometreler dahi olsa hissedilir. O engelleri aşan, engelleri kaldırandır. İnsanoğlunun
sahip olduğu en güzel ortak özellik bile olabilir. Bu yüzden zordur bulması. Eşsiz bir inci
gibidir onca sıradanlığın içinde. Monoton ve yağmurlu bir hayata gelen gökkuşağı gibidir.
Sevginin kendisi güzeldir bu yüzden olsa gerek sevmek, sevilmek çok daha güzeldir. Bunu da
ancak yaşayan bilir. Düşünüyorum da yaşayan bilir derken aslında hayatta olan herkesi kast
ediyorum. Çünkü insanı yaşatan aslında sevgidir. Sevgisiz insan susuz ağaca benzer. Hepimiz
muhtacız aslında sevgiye. Ruhumuzu besleyen müziğe nasıl muhtaçsak sevgiye de aynı
derecede muhtacız. Bu yüzden sevgi bu kadar önemli, bu kadar değerli ve eşsizdir. Tam da bu
eşsiz duyguyu bulmuşken onu kelimelerle ifade etmek ona hakaret olur. Bu duyguyu
kelimelerle kirletmemeli, hissettirmeliyiz. Hissetmek, hissedebilmek insana verilmiş en güzel
duyulardır bu sebeple tıpkı elmas kadar değerlidirler. Bu durumun kıymetini bilip
karşınızdakine ya da sevdiklerinize onları sevdiğinizi söylemek yerine onlara bunu
gözlerinizle anlatmanız çok daha kıymetli olacaktır. Söylemek kolay olandır, zor olan
hissettirmektir bu yüzden hissedenler, hissettirenler bilirler ne kadar kıymetli olduğunu.
Gündelik hayatımızda da nasıl zor olan bir şey daha kıymetli geliyorsa gözümüze, söz konusu
sevgi olduğunda da durum aynıdır. Çoğu zaman düşünmeden edemem, görme engeli,
konuşma engeli ve duyma engeli olanlar nasıl anlatacak hislerini? Bir engeli olmadığı halde
sevgisini belli etme, hissettirme problemi yaşayan insanlar varken onlar için bu durum çok
daha zor gibi gözüküyor fakat çaresiz değiller çünkü çözümü var. Bu çözüm de elbette
kendileri ve sevgileri. Daha önce de belirttiğim gibi işin içinde sevgi olunca, o hiçbir engel
tanımaz. Kitapta ele alınan ana karakter de aynı şekilde sevgisini hissettirememesinin
sonuçlarıyla mücadele ediyor. (Aktaş Miraç Çağrı, (2015), Bana Seni Seviyorum Deme
Hissettir). Kitapta görme engeli olan bir insanın hislerini söylemeden nasıl ifade edilebileceği
sorusunun cevabı aranıyor. Görme engeli olsa dahi insanlarla, en önemlisi sevdiğiyle
anlaşabiliyor çünkü aynı dili değil aynı duyguları paylaşan insanlar anlaşabilir. Kendi
dillerinde, kendi dünyalarında paylaşıyor, o şekilde ifade ediyorlar sevgilerini. Tüm engeller
içi sevgi dolu olan kalpleri sayesinde kalkıyor, dilleri çözülüyor yalnız gözleriyle anlaşıyorlar.
Kendilerince sahipleniyor, kendilerince özlüyorlar kısacası tıpkı bizim de yaptığımız gibi
kendilerince seviyorlar. Hiçbir fark yok ortada, bir şanssızlık söz konusu bile değil. Sevgi
paylaşıldığında güzel ve özeldir. Paylaşılan bir sevginin tanıma, tanımlanmaya, konuşmaya ve
konuşulmaya ihtiyacı yoktur. İnsan yeter ki sevsin zaten dünyalar onun olur çünkü sevginin
tanımlanmaya değil tamamlanmaya ihtiyacı vardır.
Download