Hipertansiyon ve Hipertansif Hastalarda Anestezi

advertisement
İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi 2012; 2: 6-8.
Derleme
Hipertansiyon ve Hipertansif Hastalarda Anestezi
Hypertension and the Anesthesia in Hypertensive Patients
Ahmet Selim ÖZKAN1
Kırklareli Devlet Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kliniği, Kırklareli
Özet
Tüm dünyada yapılan araştırmalara göre hipertansiyon, en sık rastlanan hastalıklardan biri özellikle yaşlı cerrahi hasta grubunda en
sık görülen yandaş hastalık olarak bildirilmektedir. Genel anestezi altında elektif ameliyat geçiren hastalarda kardiovasküler
nedenlerle görülen morbidite ve mortalitenin en önemli risk faktörü hipertansiyondur. Hipertansif hastalarda laringoskopi sonrası
arter basıncı ve kalp atım hızındaki dalgalanmalara özellikle dikkat edilmelidir.
Anahtar Kelimeler: Hipertansiyon, Anestezi, Cerrahi.
Abstract
According to research from all over the world hypertension, is one of the most common diseases, especially in elderly surgical
patients has been reported as the most common co-morbid diseases. Cardiovascular reasons in patients undergoing elective surgery
under general anesthesia, the most important risk factor for morbidity and mortality in hypertension. Arterial pressure and heart rate
in hypertensive patients after laryngoscope should pay particular attention to fluctuations.
Key Words: Hypertension, Anesthesia, Surgery.
Hipertansiyon
Hipertansiyon; ardışık ölçümlerde sistolik arter
basıncının ≥140 mmHg veya diyastolik arter basıncının
≥ 90 mmHg olması olarak tanımlanır. Sistolik arter
basıncı ≥210 mmHg ya da diyastolik arter basıncı ≥120
mmHg ise, özellikle semptomlar varsa tek ölçüm
yeterlidir. Sistolik arteriyel kan basıncının 120139mmHg ve diyastolik arter kan basıncın 80-89
mmHg üzerindeki değerlerine sahip olgular prehipertansif olarak tanımlamıştır. Kardiyovasküler
riskin 115/ 75 mmHg değerinde başladığı ve her 10–20
mmHg
yükselmede
riskin
ikiye
katlandığı
belirtilmektedir (1) (Tablo 1).
Giriş
Tüm
dünyada
yapılan
araştırmalara
göre
hipertansiyonun en sık rastlanan hastalıklardan biri
olduğu belirtilmektedir. Sanayileşmiş ülkelerdeki
yetişkin nüfusun %10-20 kadarında hipertansiyon
bulunduğu tahmin edilmektedir. Siyah ırkta ve
kadınlarda daha sık görülmektedir. Hipertansiyon
özellikle yaşlı cerrahi hasta grubunda en sık görülen
yandaş hastalık olarak bildirilmektedir (1). Altmış yaş
üstü her 2 hastanın birinde hipertansiyon olduğu kabul
edilmektedir (2). Özellikle bu hasta grubunun orta ve
ileri yaşta olması, hipertansiyona ek hastalıkların
eklenmesine ve prognozun kötüleşmesine neden
olmaktadır.
Tablo 1. Erişkinlerde Kan Basıncı Sınıflandırması (1)
Evre
Sistolik
Diyastolik
Normal
<120mmHg
<80 mmHg
Prehipertansiyon
120-139mmHg 80-89 mmHg
Evre I
140-159mmHg 90-99 mmHg
Hipertansiyon
Evre II
≥160 mmHg
≥100 mmHg
Hipertansiyon
Kanın damar duvarına yaptığı basıncın normal
değerlerin üzerine çıkmasına hipertansiyon denir.
Hipertansiyon olgularının % 90 ile % 95’inde sebep
bilinmez ve bu tip hipertansiyona “esansiyel
hipertansiyon” veya “primer (birincil) hipertansiyon”
denir. Geri kalan % 5 veya % 10’luk hipertansiyon
grubunda ise altta yatan başka bir hastalık veya
hastalıklar vardır. Bu hastalıklar dolaylı olarak
hipertansiyona sebep olur. Bu tip hipertansiyona
“sekonder (ikincil) hipertansiyon” denir. Sekonder
hipertansiyona böbrek hastalıkları (en sık) ve böbrek
üstü bezi tümörleri, oral kontraseptif ve kortikosteroid
ilaçlar,nazal dekonjestanlar, tiroid hormonları, trisiklik
antidepresanlar,
monoaminoksidaz
inhibitörleri,
nonsteroid antienflamatuar ilaçlar ve kalp hastalıkları
neden olabilir. Yaş, obezite, aşırı alkol kullanımı, stres,
insülin direnci, sigara kullanımı, hiperlipidemi,
diyabet, düşük K, Ca, Mg alımı ve yüksek miktarda tuz
alımı risk faktörleri olarak sıralanabilir.
Hipertansiyon ve Anestezi
Genel anestezi altında elektif ameliyat geçiren
hastalarda
kardiyovasküler nedenlerle
görülen
morbidite ve mortalitenin en önemli risk faktörü
hipertansiyondur (3).Cerrahi girişim amacıyla yatırılan
hastalarda hipertansiyon sıklığı % 25 olarak
saptanmıştır ve cerrahi hastalarında görülen en sık
perioperatif hastalık olarak kabul edilmektedir(4). Çok
merkezli ve 17201 olguyu kapsayan bir çalışmada,
hipertansiyonun perioperatif morbidite ve mortalitenin
belirleyicisi olduğu ve riskin yüksek olmasının
6
Özkan;Hipertansif Hastalarda Anestezi
özellikle hipertansiyon kaynaklı son organ hasarına
bağlı olduğu bildirilmektedir (5).
Posteroanteriyor akciğer grafisi genellikle dikkat çekici
değildir. Fakat bot şeklinde kalp görüntüsü sol
ventrikül hipertrofisini akla getirir. Pulmoner vasküler
konjesyon görülebilir. Benzer şekilde akciğer
grafisinde normal kalp boyutları mutlak şekilde
ventriküler
hipertrofi
olmadığını
göstermez.
Ekokardiyografi sol ventrikül hipertrofisi için daha
duyarlı bir testtir ve kalp yetmezliği semptomları olan
hastada ventriküler sistolik ve diyastolik fonksiyonları
değerlendirmek için kullanılabilir (9).
Hipertansiyon, hastaların preoperatif değerlendirilmesinde sık karşılaşılan ve preoperatif planlama
yapılması gereken hastalıklardan biridir. Hasta;
hastalığın ne zaman başladığı, ne şiddette devam ettiği,
uygulanan ilaç tedavisi ve koroner arter hastalığı, renal
hastalıklar, periferik hastalıklar, konjestif kalp
yetmezliği gibi karşılaşılabilecek komplikasyonlar
açısından preoperatif değerlendirilmelidir.
Hipertansif Hastaların Anestezisinde Böbrek
Fonksiyonları
Hipertansif hastalarda böbrek fonksiyonlar gözden
geçirilmelidir. Bu hastalarda kan üre nitrojen ve serum
kreatinin değerleri ölçülmelidir. Diüretik veya digoksin
kullanan hastalarda serum elektrolit değerleri de
değerlendirilmelidir. Hafif ve orta derecede
hipokalemi, diüretikalan hastalarda sık görülür (33,5mEq/L). Fakat genellikle sonucu olumsuz yönde
etkilemez. Potasyum replasmanı sadece semptomatik
olan ya da digoksin alan hastalarda yapılmalıdır.
Hipomagnezemi de sık görülebilir ve perioperatif
aritmilerin önemli bir sebeblerinden biridir (9).
Potasyum tutucu diüretik ya da ACE inhibitörü
alanlarda özellikle bozulmuş renal fonksiyonla
birlikteyse hiperkalemiye rastlanabilir(9).
Antihipertansif tedavide diüretikler, vazodilatatörler,
beta blokerler, renin anjiotensin inhibitörleri ve
kalsiyum kanal blokerleri olmak üzere çok çeşitli ve
farklı gruptan ilaç tek başına veya birlikte
kullanılmakta ve ilaç seçiminde hipertansiyonun
şiddeti, aciliyeti, hipertansiyonun etyolojisi, kalp atım
hızı, sol ventrikül fonksiyonu ve pulmoner hastalık rol
oynamaktadır (6). Ameliyat öncesinde bu ilaçların
kullanıldığı dozda devam edilmesi gerekir(7).
Kullanılan antihipertansif ilaç tedavisinin yan etkileri
de mutlaka bilinmelidir.
Hipertansiyonu olan ve tedavi alan hastalarda serebral
otoregülasyon bozulabilir. Bu hastalarda ortalama arter
basıncının 60 mmHg üstünde tutulması özellikle önem
arz eder. Hipertansiyonun özellikle taşikardi ile birlikte
olduğu durumlarda miyokardiyal iskemi ve ventriküler
disfonksiyon gelişebilir ya da var olan iskemi daha da
kötüleşebilir (7).
Hipertansif Hastaların Anestezisinde Entübasyon
Anestezi indüksiyonu ve endotrakeal entübasyon
hipertansif hastalar için hemodinamik olarak
kararsızlık periyodudur (8).Yani preoperatif kan
basıncı kontrol düzeylerinden bağımsız olarak
hipertansiyonlu bazı hastalar anestezi indüksiyonuna
belirgin hipotansif yanıt gösterebilir ve bunu
entübasyona karşı oluşan abartılmış hipertansif yanıt
takip eder (8,9). İndüksiyona hipotansif yanıt,
anestezik ve antihipertansif ilaçların dolaşımı
baskılayan etkilerine bağlıdır. Antihipertansif ilaçlar ve
genel anesteziklerin birçoğu vazodilatör ve/veya
kardiyak depresan etki gösterirler. Ek olarak çoğu
hipertansif hastada zaten volüm açığı vardır (7).
Elektif girişim planlanan hastalarda hipertansiyonun
derecesi ve preoperatif değerler gözden geçirilerek
operasyonun başlamasına karar verilmelidir. Diyastolik
arteryel kan basıncının 120 mmHg’nin üzerinde olduğu
ve tedavi edilmemiş şiddetli hipertansiyonu olan
hastalarda elektif cerrahi ertelenmelidir. Kan basıncının
stabil ve diyastolik arter basıncının 110 mm Hg veya
daha düşük olduğu, komplike olmayan, hafif veya orta
derecede hipertansiyonu olan kişiler anesteziyi iyi
tolere ederler ve cerrahiyi ertelemeye gerek yoktur(13).
Sürekli olarak diyastolik arter basıncı 110 mmHg'dan
daha yüksek olan hastalarda cerrahi işlemler, özellikle
son organ hasarı varsa kan basıncının kontrolü için
ertelenmelidir (8).
Anesteziklerin veya diğer ilaçların etkisi ile gelişen
vazodilatasyon, kan basıncı normal olan kişilere göre
hipertansif hastalarda daha fazla hipotansiyona yol
açabilir (8,9). Hipertansif hastalara indüksiyondan önce
en az 200 mL Ringerlaktat solüsyonu verilmesi
önerilmektedir (9). Sempatolitik ajanlar sempatik
tonusu azaltarak ve vagal aktiviteyi arttırarak normal
koruyucu dolaşımsal refleksleri de azaltırlar (7).
Hipertansif hastalarda, kan basıncı hem sırtüstü
yatarken hem de ayakta durur pozisyonda ölçülmelidir.
Ortostatik
değişiklikler;
volüm
açığı,
aşırı
vazodilatasyon ya da sempatolitik ilaç tedavisinden
dolayı olabilir. Preoperatif sıvı verilmesi bu hastalarda
anestezi
indüksiyonunda
görülebilecek
ciddi
hipotansiyonu önleyebilir (9).
Endotrakeal entübasyon ile larinks ve trakeadaki
reseptörler uyarılır, bunun sonucu olarak da sempatik
aminler salgılanır. Oluşan sempatik uyarılma ile
taşikardi ve kan basıncında artış oluşur. Normotansif
hastalarda bu kan basıncı artışı 20-25mmHg iken
hipertansif hastalarda bu artış daha fazladır (7,9,10).
Entübasyona ve laringoskopiye bağlı gelişen
hiperdinamik kardiyovasküler yanıt sağlıklı kişilerde
Uzun süreli hipertansiyon anamnezi olan hastalarda
genellikle iskemi, iletim anomalileri, eski enfarktüs
veya sol ventrikülhipertrofisi ile ilgili belirtiler görülür.
Normal bir EKG koroner arter hastalığının ya da sol
ventrikül hipertrofisinin olmadığını göstermez.
7
Özkan;Hipertansif Hastalarda Anestezi
herhangi bir problem oluşturmazken; semptomatik aort
ya da serebral anevrizması, anstabil koroner sendromu
veya intrakraniyal hipertansiyonu olan hastalarda
yaşamı tehdit edebilecek potansiyele sahiptir (9,11).
Entübasyon sırasında sistemik kan basıncındaki artışın
yanı sıra pulmoner kan basıncında da artış meydana
gelir. Bu durum, pulmoner ödem ve kardiyak
yetmezlik riskini ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca oluşan
intrakraniyal basınç artışı da serebral kanama riskini
arttırmaktadır (12).
pressure: The JNC 7 Report. JAMA 2003; 289:
2560-72.
3. Howell SJ, Sear YM, Yeates D, Goldacre M, Sear
JW, Foex P. Risk factors for cardiovascular death
after elective surgery under general anesthesia. Br
JAnaesth 1998; 80: 14-9.
4. Kaplan MN, Weber AM, Karpuz H. (Çev. Ed.)
Hipertansiyona Genel Bakış. Hipertansiyon Esasları
El Kitabı. İstanbul, Avrupa Yayıncılık; 2003: 1-4.
5. Murray MJ. Perioperative hypertension: elavation
and management In: Schwartz AJ (ed.).
Refreshercourse in Anaesthesiology XXVIII.
Philadelpheia, Lipincott Williams &Wilkinspres.
1998: 125-35.
6. Akgün G, Bozkırlı F. İntraoperatif ve Postoperatif
Hipertansiyon. XXXIV Türk Anesteziyoloji ve
Reanimasyon Kongresi. Kuşadası. Kongre Özet
Kitabı. 2000: 90-9.
7. Esener Z. Kardiyovasküler Sistem ve Anestezi.
Klinik Anestezi. İstanbul, Logos Yayıncılık 1997:
289-90.
8. Spahn DR, Priebe HJ. Preoperative hypertension:
remainwary? Br JAnaesth 2004; 60: 461-63.
9. Morgan GE, Mikhail MS. Anaesthesia for Patients
with
Cardiovascular
Disease.
Clinical
Anesthesiology, 4th Ed. Appleton&Langepres. 2002;
389-95.
10. Low JM, Harvey JT, Prys-Roberts C, Dognino J.
Studies of anaesthesia in relation to hypertension. Br
J Anaesth 1986; 58: 417-77.
11. Priebe HJ. The aged cardiovascular risk patient. Br
J Anaesth 2000; 85: 763-78.
12. Bansal S, Pawar M. Hemodynamic responses to
laryngoscopy and intubation in with pregnancyinduced hypertension; effect of intravenous esmolol
with or without lidocaine. Int J Obstet Anesth 2002;
11: 4-8,
13. Kim HS, Kim CS, Yum MK. Abnormal cardiac
autonomic activity and complexity in newly
diagnosed and untreated hypertensive patients after
general anaesthesia. Clinical Exp Hypertens 1999;
21: 1357-72.
14. Pryes-Roberts C, Greene LT, Meloche R, Foex P.
Studies of anaesthesia in relation to hypertension II:
Haemodynamic consequences of induction and
endotracheal intubation. Br J Anaesth 1998; 80: 10622.
Hipertansif hastalarda anestezide kullanılan ilaçların
seçimi önemlidir. Prensip olarak tüm anestezik ajan ve
yöntemler hipertansiyonlu hastalarda uygulanabilir.
Bunun tek istisnası ketamindir; sempatik sistemi
uyarıcı
özelliğinden
ve
hipertansiyonu
arttırabileceğinden
dolayı
hipertansiyonu
olan
hastalarda elektif uygulamalarda kullanılmaz.
Hipertansif hastalarda, genel anestezinin erken
evrelerinde kan basıncı dalgalanmalarının çok daha
belirgin olduğu bilinmektedir (13). Kan basıncı
ameliyat öncesi kontrol altına alınmış olsa da, bu
hastalarda ameliyat sırasında % 25 oranında
hipotansiyon veya hipertansiyon gelişebilmektedir.
Tüm hipertansif hastalar arter kan basıncı iyi kontrol
altında olsun ya da olmasın, entübasyona yanıt olarak
benzer
düzeyde
kan
basıncı
yükselmesi
göstermektedirler (14). Anestezi indüksiyonundan
hemen sonra gelişen sistolik ve diyastolik arter basıncı
farkı hipertansif hastalarda çok daha büyüktür(9).
Öncelikle anestezi derinliğinden emin olunmalıdır.
Daha sonra hipoksemi ve hiperkapni gibi düzeltilebilir
sebepler antihipertansif tedavi başlanmadan önce
ekarte edilmelidir. Buna rağmen hipertansiyon söz
konusu
ise
intravenöz
yolla
uygulanabilen
antihipertansif ajanlar kullanılabilir (7,9).
Sonuç
Hipertansif hastalarda laringoskopi sonrası arter
basıncı ve kalp atım hızındaki dalgalanmalar bazı
ilaçlar ve teknikler kullanılarak azaltılabilir.
Anestezinin derinleştirilmesi, ek opioid uygulamaları,
entübasyon öncesi lidokain uygulanması, beta
adrenerjik bloker uygulanması, nitroprussid, verapamil,
diltiazem uygulanması, topikal hava yolu anestezisi
sağlanarak taşikardi ve hipertansiyon kontrol altına
alınabilir. Entübasyon sırasında ve sonrasında taşikardi
veya hipertansiyon ile sol ventrikül ejeksiyon
fraksiyonunda azalma olacağından koroner arter
hastalarında özellikle dikkat edilmelidir.
İletişim Yazarı
Uzm. Dr. Ahmet Selim Özkan
Kırklareli Devlet Hastanesi Anesteziyoloji ve
Reanimasyon Uzmanı, KIRLARELİ
Tel: +905057729060
E-mail: [email protected]
Kaynaklar
1. Howell SJ, Sear JW, Foex P. Hypertension,
hypertensive heart disease and perioperative cardiac
risk. Br J Anaesth 2004; 92(4): 570-83.
2. Chobonian AV, Bakris Gl, Black HR. The seven
threport National Commitee on prevention,
detection, evaluation and treatment of high blood
8
Download