Göksu Deltası Kıyı Yönetiminin Dünü ve Bugünü

advertisement
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
197
GÖKSU DELTASI KIYI YÖNETİMİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ
Sibel MERİÇ
Jeoloji Yüksek Mühendisi
Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı
Ankara,TÜRKİYE
[email protected]
Seçkin ARAL KAVRUK
Şehir Plancısı
Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanlığı
Ankara, TÜRKİYE
[email protected]
ÖZET
Kıyı bölgeleri temelde çok kaynaklı sistemlerdir. Bu bölgeler, yaşam alanı ve insan
faaliyetleri için canlı ve cansız kaynaklar sağlamanın yanında doğal ve yapay çevreyi
düzenleyici bir fonksiyona da sahiptir. Kıyı şeridi, kıyı arazi şekilleri, kıyıya bağlanan yüzey
suları, drenaj havzası ve sulak alanlar bu çok kaynaklı sistemin birer parçasıdır. Sulak alanlar,
doğal olaylar ve insan etkilerine maruz kalan dinamik alanlardır. Alanların sahip oldukları
biyolojik çeşitlilik ve üretkenliklerinin devam etmesi için bir yönetim planı sürecinin
sürdürülmesi ve sulak alan yönetiminin Bütünleşik Kıyı Yönetimi ile birlikte düşünülmesi
gerekmektedir.1992 yılında Dublin Uluslar arası Su ve Çevre Konferansında kabul edilmiş
olan Bütünleşik Havza Yönetimi ve Bütünleşik Su Kaynakları Yönetimi konuları ülkemizde
son yıllarda önem kazanmıştır. Bu çalışma kapsamında da Göksu Deltası bütünleşik sulak
alanların yönetimi ile bütünleşik kıyı yönetiminin mevcut durumu, sorunları ve çözüm
önerilerine yer verilecektir.
GİRİŞ
Göksu deltası, Orta Torosların eteğinde bulunan İçel İl merkezinin yaklaşık 80 km. batısında,
Akdeniz’e dökülen Göksu ırmağının taşıdığı alüvyonların oluşturduğu bir kıyı ovasıdır.
Delta, sahip olduğu göller, sazlıklar, tuzlu bataklıklar, kumullar, kumsallar, önemli kuş türleri
ve diğer canlı türleri açısından ve sahip olduğu koruma statüleri nedeniyle de Türkiye için son
derece önemli olup bütünleşik kıyı yönetiminin gerçekleştirilmesi için son derece elverişli bir
alandır (Şekil 1).
Şekil 1 Göksu Deltasının Türkiye’deki konumu
(www.google.com.tr)
198
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
Deltanın sahip olduğu zengin biyoçeşitlilik ve koruma statüleri ile bu zenginliğin korunması
ve kullanılması ya da sürdürülebilir kullanımı için 1999 tarihinde Göksu Deltası Özel Çevre
Koruma Bölgesi Yönetim Planı hazırlanmıştır(Gürkan, F., Zorlu F., Kavruk S., Menengiç M.,
Yıldırım N., Erdoğan B., Direk Y., Buluş B., Sarıgül G..1999). Yönetim planı sonucunda
alanın kullanım ve koruma kararları belirlenmiştir. Yönetim planı için öngörülen süre 19992004 yılları arasında olduğundan ve uygulamada karşılaşılan sorunlar ve bölgeye ilişkin
yapılan yeni bilimsel çalışmalar ve elde edilen yeni verilerin değerlendirilmesi ve bütünleşik
kıyı yönetimi anlayışının da gözetilmesi için yönetim planında revizyona ihtiyaç duyulmuştur.
Bu çalışmada da Göksu Deltasının 1999-2004 yönetim planı çalışmalarının sonuçları ve
uygulamaları ve/veya uygulanamayan çıktıları ile revize yönetim planında yapılması
gerekenler etkinliklerin, plan ve politikaların, bütüncül bir yönetim planı anlayışı ile nasıl
gerçekleştirilmesi gerektiği üzerinde durulacaktır.
GÖKSU DELTASI BÜTÜNLEŞİK KIYI YÖNETİMİNİN PLANLANMASI
Göksu Deltası kıyı yönetiminin planlanması için öncelikle alanın sahip olduğu değerlerin
bilinmesi ve planlamanın bu doğal kaynaklara göre yapılması gerekmektedir. Bu nedenle
aşağıda öncelikle alanın korunmasında yasal dayanakları olan koruma statüleri, sahip olduğu
sulak alanları, sulak alanların ekosistemleri, alanın sosyo-ekonomik durumu ve yönetim
planlaması bölümleri yer almaktadır.
Deltanın Sahip Olduğu Koruma Statüleri
Göksu deltası, sahip olduğu doğal, tarihi ve kültürel değerlerinin korunması ve gelecek
nesillere aktarılmasının güvence altına alınması amacıyla aşağıda verilmiş olan koruma
statülerine sahiptir.
1)1989 yılında Orman Bakanlığı Milli Parklar Av ve Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü
tarafından Akgöl çevresi “Yaban Hayatı Koruma Sahası” olarak
2)1991 yılında, “Özel Çevre Koruma Bölgesi”olarak
3)1994 tarihinde yürürlüğe giren “Ramsar” ( Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak
Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanların Korunması) Sözleşmesi gereğince Ramsar
Listesine (Çevre Bakanlığı, 2000) alınarak,
4) Delta, 1996 yılında Kültür Bakanlığı Adana Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma
Kurulu’nun kararı ile alan “I. derece doğal sit” alanı olarak,
5) Ayrıca yaban hayatı açısından çok zengin olan Göksu deltası "Uluslararası Kuşları Koruma
Derneği Konseyi" (ICBP) tarafından Avrupa ve Ortadoğu'nun önemli kuş cennetlerinden biri
olarak, belirlenmiştir olup bu sınırlar Şekil 2’de gösterilmektedir..
Ayrıca Göksu Deltası ve çevresi;
Türkiye genelinde yapılan bilimsel çalışmalar doğrultusunda endemik, nadir, nesli tehlike
altında olan türlerin bulunduğu, genetik çeşitliliğin tespit edildiği, bitki, açısından önemli
türleri barındıran alanlar ÖBA (Önemli Bitki Alanı) olarak tespit ve ilan edilmiştir. Toplam
450 çeşit bitki türü bulunmaktadır.
Göksu deltası bu özelliklerinin yanı sıra doğallığını hala koruyabilmiş ÖDA(Önemli Doğal
Alan) olarak tespit ve ilan edilmiştir.
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
199
Şekil 2 Göksu Deltasının Koruma Kriterleri
Deltadaki Sulak Alanlar
Alanın sahip olduğu en önemli nehir Göksu Nehri olup, Seyhan ve Ceyhan Nehirlerin’den
sonra Akdeniz’e dökülen akarsuların en önemlisidir. Nehir, Taşeli Platosundan doğar ve
Toros dağları boyunca derin bir kanyondan akar. Taşeli yaylalarından geçerek ve Geyik
dağlarının sularıyla beslenerek Akdeniz’e dökülür. Göksu Nehri’nin denize döküldüğü yerin
batısında iki büyük göl yer almaktadır. Bunlardan biri denizle irtibatlı ve kum settiyle
denizden ayrılan tuzlusu gölü olan, 400 ha’lık Paradeniz Lagünüdür. Diğeri ise daha çok tatlı
su gölü karakteri taşıyan 1.200 ha’lık alana sahip Akgöl’dür (bkz Şekil 2). Diğer önemli
sürekli göller ise, bir dolgu lagünü olan ve Akgöl ile Paradeniz arasında yer alan Kuğu gölü,
Paradeniz’in doğusundaki aşırı tuzlu Arapalanı gölüdür (Çevre Bakanlığı, 1998). Göksu
deltası sulak alan ekosistemi, Akdeniz ile deltanın iç kesimlerinde yer alan tarım alanları
arasında bir tampon oluşturmakta ve denizden tuzlu su girişini engelleyerek bölgenin su
dengesini düzenlemektedir.
Delta Ekosistemi
Göksu Deltası biyoçeşitlilik açısından oldukça zengin bir alandır. Deltadaki flora ve fauna son
derece önemlidir. Deltadaki farklı habitatlara (Lagünler, tuzcul sulak alanlar, drenaj kanalları
vs.) göre bitki örtüsü de değişiklik göstermektedir. Önceki yönetim planında deltanın florası
IUCN kriterlerine göre; nesli tehlike altında (E), Hassas türler (V) ve ender nadir türler ( R)
den hassas türlerin ve ender nadir türlerin çoğunlukta oldukları şeklinde belirlenmiştir. Revize
yönetim planı çalışmasında, ender nadir türlerin sayısı yapılmış olan Biyotop haritalama
çalışmasındaki arazi incelemelerinde artmıştır. Ayrıca nesli tehlike altında olan türlerinde
dağılımda artış gözlenmiştir (Şekil 3).
Delta faunasına genel olarak bakacak olursak Türkiye'deki sulak alanlarda bulunan 450 kadar
kuş türünün 332'sini içermektedir. Ayrıca Türkiye'deki 140 uluslararası öneme sahip kuş
türünün 106'sı; dünya çapında yok olma tehlikesi altındaki 24 kuş türünün de 12'si Deltada
bulunmaktadır. Akdeniz Foklarının yanı sıra, su samuru, porsuk gibi memeli hayvanlarla,
sürüngenler Delta'da barınmaktadır. Delta, deniz kaplumbağalarının da üreme alanlarındandır
(Sekil 3).
200
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
Şekil 3 Göksu Deltasındaki flora ve faunaya ait örnekler
Deltanın Sosyo-Ekonomik Durumu
Göksu deltasında en önemli alan kullanımını tarım faaliyetleri oluşturmaktadır. Doğal su
kaynakları bakımından oldukça zengin olan yörede sulu tarım oldukça gelişmiştir. Özellikle
çilek bölge halkı için en önemli gelir kaynağıdır. Bunun yanı sıra turunçgiller, erik, kayısı,
bakla, böğürtlen diğer gelir kaynaklarıdır. Kıyı kesimler ile yüksek kesimler arasında geçit
teşkil eden bölgelerde ise, zeytincilik ve bağcılık yapılmaktadır. Seracılığın yaygın olduğu
alanda meyve yetiştiriciliği önemli bir yer tutar ve ova bağcılığı ile turfanda üzüm yetiştirilir.
Geçmiş yıllarda Göksu deltasında büyük öneme sahip olan hayvancılık, günümüzde otlakların
tarım ve yerleşim alanları şeklinde kullanılmasıyla önemini kaybetmiştir. Özellikle dağlık
kesimlerde yaşayan halkın geçim kaynağı hayvancılığa dayanmaktadır. Deltada, kıyı
balıkçılığı bütün yıl boyunca yapılmaktadır. Balıkçılığın yanı sıra yörede mavi yengeç ve
karides avcılığı da önemli bir yer tutmaktadır (Şekil 4).
Şekil 4 Deltadaki önemli geçim kaynakları
Bütüncül Kıyı Yönetim Planlaması:
En genel anlamı ile kıyı bölgelerindeki çevresel değişimleri planlamak ve bunlara karşı
harekete geçmek olarak tanımlanan kıyı yönetimi, siyasi belirleme ya da sorunların ortaya
konulması, planların yapılması ve uygulanması olarak üç aşamadan oluşmaktadır (Duru,
2001). Kıyı alanlarında yapılmış olan birçok yönetim planında, kıyı çizgisi esas alınarak
yalnızca kıyının kara yönü üzerindeki etkileri ve/veya karada gerçekleştirilen faaliyetlerin
kıyıya etkisi üzerinde durulmaktadır. Ancak Göksu Deltası gibi çok kaynaklı ve bu
kaynakların her birinin kıyı ile doğrudan bağlantısı olduğu düşünülürse, burada tüm
kaynakları birlikte değerlendirecek bütüncül bir yaklaşım gerekmektedir. Bu yaklaşım ile tüm
kaynakların devamlılığının ve etkin kullanımının sağlandığı aynı zamanda da alanda yaşayan
yerel halkın faydalarını da gözeten ve tüm sektörlerin birbirleriyle etkileşim içinde bulunduğu
yönetim planlarının uygulanması gerekmektedir.
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
201
1999-2004 yılları arasında yapılmış olan yönetim planı o yıllarda Türkiye için örnek bir plan
olmuş ve birçok alanda benzer şekilde planlar yapılmaya başlanmıştır. Yönetim planında
toplam 95 adet olarak belirlenen faaliyetlerden, mevcut durumları ile çözüm ve önerilerinden;
68’i gerçekleştirilmiş, 27 tanesi ise gerçekleştirilememiştir. Gerçekleştirilemeyen faaliyetler
ve alanda yapılan yeni bilimsel çalışmaların revize plana katkıları ve bütüncül plan ve
politikaların geliştirilmesi anlayışı revize yönetim planı sürecini başlatmıştır. Aşağıda
verilmiş olan çizelgede bütüncül bir yönetimde olması gereken süreçler ve aşamalar tek tek
verilmiştir.
Çizelge 1 Bütüncül kıyı alanları yönetimi (J. Van Der Weide, L.De Vrees; 1999)
BÜTÜNCÜL KIYI ALANLARI YÖNETİMİ
Örgütsel Yapı
Yasal Çerçeve
Sorunların
Belirlenmesi
Gelenekler ve Toplumsal
Kurallar
Kaynakların Korunması ve
Geliştirilmesi
Planlama
Veri Toplama
Siyasi Geliştirme
Karar Alma
Planın Yürütülmesi
Eğitim ve
Ekolojik
Sistem
Karar almaya
Düzenleyici ve
Biliçlendirme
Veritabanları
Çözümlenmesi
Katkıda bulunan
Araştırma
Düzenekler
Nüfus ve
Çok disiplinli
Maliyet/Yarar
Ekonomiye
işbirliği
Ekoloji/Ekonomik
İlişkin istatistikler
Halk Katılımı
Değerlendirme
Uygulama
Araştırma
Programları
Bütüncülleştirme, Uyum Sağlama
Katılım
Planın Uygulanması
Uygulama süreci
Düzenleyici
İzleme
Değerlendirme ve Gözden Geçirme
Amaca Dönük İzleme
Amaca Dönük
Çizgileri
Değerlendirme
olmayan işlemler
Akçal Araçlar
Planın Sürdürülmesi
Araştırma ve
Değerlendirmenin Halka ve Kıyıdan
Çözümleme
Yararlanıcılara açık olması
Kamuoyunu Bilgilendirme
Değerlendirmeler
Önderlik etme
Doğal ya da doğal
Uzaktan Algılama ve
yol gösterme
olmayan faktörler
CBS
Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesinde bütüncül bir yönetim planı anlayışı ile
çalışmaları başlatılan revize yönetim planı ile,
a) Göksu deltası özel çevre koruma bölgesindeki tüm doğal kaynakların koruma ve kullanım
ilkelerinin belirlenmesinde, bilimsel çalışmaların (su kaynaklarının kullanımı, biyotop
haritalaması ve mutlak koruma alanları ve tampon bölgelerin belirlenmesi, alanın sosyoekonomik analizleri vs.) yapılması, yapılacak diğer tüm çalışmaların başında gelmektedir.
Çalışmalar başlatılmış olup devam etmektedir.
b) Göksu deltası özel çevre koruma bölgesinde çeşitli yetki ve sorumlulukları olan kamu
kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve alan kullanıcılarının; koruma kullanma
kararlarının alınmasında, hedeflerin belirlenmesinde ve uygulanmasında yani planın her
aşamasında işbirliği ve koordinasyon içerisinde bulunmaları hedeflenmektedir.
c) Sürdürülen genel paydaş toplantıları ile yönetim planının revizyonunu anlatmak, sorun
analizleri yapmak ve odak grup toplantıları ile koruma kullanma kararlarının alınması ve
uygulanmasında, problemlerin tespiti ve doğru çözüm yöntemlerinin bulunması konularında
çalışmalar yapılmaktadır.
d) Her sektörün (tarım, turizm, balıkçılık, hayvancılık, ormancılık vs.) sadece kendi faydasını
gözettiği ve birbiriyle etkileşiminin göz ardı edildiği yönetim anlayışı ile uzun vadede doğal
kaynakların kaybına yol açacağı ilk yönetim planı ile gözlenmiş ve bu revize bütüncül
yönetim planında her bir yarar sağlayıcının ortak amaçları doğrultusunda yönetim, planlama
ve uygulama kararları alınması hedeflenmektedir.
202
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
SONUÇLAR
Göksu Özel Çevre Koruma Bölgesi için 1999-2004 tarihleri arasında yapılmış olan Yönetim
planı çalışmasında belirlenmiş olan yönetim planı çıktılarının tam olarak yerine
getirilememesi, alanda yeni bilimsel bir takım çalışmaların (su kaynaklarının kullanımı,
biyotop haritalaması ve mutlak koruma alanları ve tampon bölgelerin belirlenmesi, sosyoekonomik analizler vs.) yapılamamış olması bütünleşik kıyı yönetiminde eksikliklere neden
olmuştur.
Yapılan olan bu revize yönetim planı çalışmasında bir ilk olarak yönetim planı içinde biyotop
haritalamasının yapılması ve bu haritalama sonucunda bir IUCN kriterlerine göre habitat
haritası oluşturulması ve belirlenecek mutlak koruma alanları ve tampon bölgelere dikkat
edilerek planlama yapılması düşünülmektedir ve çalışmalar devam etmektedir. Böyle bir
planlama yaklaşımı, alanın koruma ve kullanım kararlarının belirlenmesinde hem bilimsel
hem de teknik olarak son derece uygun olacaktır. Ayrıca yine alanın su kaynaklarının
kullanımı ile ilgili olarak da yapılmaya başlanılan çalışmada mevcut su kaynaklarının
durumu, kullanımı, tuzlu su girişimleri, kuyulardan emniyetli yeraltı suyu çekim derinlikleri
gibi sulak alan koruma ve akılcı kullanımda “olmazsa olmaz” su planlamasının da
çalışmalarının ayrıntılı olarak yapılan çalışmalar Kurumlar arası birçok çalışma ve projeler ile
devam etmektedir.
Sonuç olarak, Göksu Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı çalışması ile Bütünleşik
Havza Yönetimi ve Bütünleşik Su Kaynakları Yönetimi bir arada düşünülerek yapılacak olan
bütüncül kıyı alanı yönetimi, kıyı bölgesinin korunması ve çok yönlü sürdürülebilir bir
biçimde kullanılması gerçekleştirecek sosyal, çevresel ve kurumsal kaynakların
geliştirilmesini ve uygulamasını sağlamayı amaçlayan bu çalışma dinamik bir süreç olup,
Türkiye’de bundan sonra yapılacak olan çalışmalara da örnek olacaktır.
TEŞEKKÜR
Bu çalışmaya olan katkılarından dolayı T.C. Çevre ve Orman Bakanlığı Özel Çevre Koruma
Kurumu Başkanlığına ve revize yönetim planı çalışmasında yer alan ekibe teşekkür ederiz.
KAYNAKLAR
Çevre Bakanlığı, 1998.Göksu Deltası, T.C. Çevre Bakanlığı Çevre Koruma Genel Müdürlüğü Yayını, Ankara.
Çevre Bakanlığı, 2000. Çevre koruma Genel Müdürlüğü, Ramsar Sözleşmesi El Kitabı Sulak Alanlar İçin
Rehberi, Ankara.
Duru B., 2001. Kıyı Yönetiminde Bütüncül Yaklaşımlar ve Ulusal Kıyı Politikası, Ankara Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Doktora Tezi, Ankara.
Gürkan, F., Zorlu F., Kavruk S., Menengiç M., Yıldırım N., Erdoğan B., Direk Y., Buluş B., Sarıgül G..1999,
Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesi Yönetim Planı, Ankara.
IUCN (Word Conservation Union ),1993. The National Environment Strategy Fiji, Gland Switzerland: Word
Conservation Union,
J. Van Der Weide, L.De Vrees; 1999. Perspectives on Integrated Coastal Zone Management Methods and Tools
to Support CZM, Springer, Berlin
Download