KAOS-GL Sığınmacı ve Mülteci Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans

advertisement
KAOS-GL Sığınmacı ve Mülteci Lezbiyen,
Gey, Biseksüel, Trans Bireyler Raporu
9 April 2012
SIĞINMACI VE MÜLTECİ LEZBİYEN, GEY, BİSEKSÜEL, TRANS BİREYLER
RAPORU
SIĞINMACI VE MÜLTECİ LEZBİYEN, GEY, BİSEKSÜEL, TRANS BİREYLER
Cinsel yönelimleri ve cinsiyet kimlikleri nedeniyle uğradıkları işkence, kötü muamele ve hayati
tehlikeden dolayı, çoğunlukla İran üzerinden Türkiye’ye giriş yapan sığınmacı ve mülteci LGBT
bireyler, yerleştirildikleri uydu kentlerde hem mülteci oldukları hem de LGBT oldukları için iki
kez ayrımcılığa, polisin ve yerli halkın homofobisine, fiziksel ve psikolojik tacizine ve şiddete
maruz kalmaktadır.
Heteroseksist toplum yapısı nedeniyle sığınmacı ve mülteci LGBT bireylerin karşılaştıkları
zorluklar katlanıyor. Çalışma hakkına yasal olarak erişimdeki zorluk, sığınmacı ve mülteci
LGBT bireyleri kayıt dışı çalışmaya itmektedir. Çoğu paralarını alamamakta, işyerinde sözlü ya
da fiziksel tacize ve şiddete maruz kalmaktadır.
Sığınmacı ve mülteci LGBT bireylerin haklarının güvence altına alınması konusunda yasal
düzenlemenin gerekliliği ortadadır. Ancak, yasalaşması halinde, sığınma prosedürü konusunda
ilk yasal düzenleme olacak olan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Tasarısı’ndan
“cinsel eğilim“ ibaresi çıkarılmıştır. Taslağın ilk halinde, ayrımcılığı düzenleyen 4. maddede
düzenlenen ayrımcılık yasakları arasında “Cinsel Eğilim“ ayrımcılığı yasağı mevcutken bu
konudaki ayrımcılık yasağının sonradan taslaktan çıkarıldığı gözlenmiştir. Mevzuattaki diğer
düzenlemelerde olduğu gibi LGBT bireyler görmezden gelinmiştir.
Kaos GL olarak bu 2007 yılından bu yana sığınmacı ve mülteci LGBT bireylere destek
veriyoruz. 2011 yılında yaptığımız görüşmelere dayanarak hazırladığımız bu raporla sığınmacı
ve mülteci LGBT bireylerin sorunları ile maruz kaldıkları hak ihlallerini kayıt altına almaya
çalıştık.
Sığınmacı ve mülteci LGBT bireylerle yapılan görüşmeler sırasında ve uydu kentlerde
sağladıkları destekten dolayı Sığınmacılar ve Göçmenler Dayanışma Derneği Ankara, Kayseri,
Isparta, Nevşehir, Niğde Ofisi ile İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı Ankara ve Eskişehir Ofisine,
işbirliği ve yardımlarından dolayı Iranian Queer Organisation ile Heartland Alliance’a, raporun
redaksiyonunu yapan Berk İnan Berkant’a ve son olarak görüşmeleri gerçekleştiren ve bu raporu
hazırlayan Mülteci Koordinatörümüz Av. Hayriye Kara’ya çok teşekkür ederiz.
KAOS GL
GİRİŞ
Bu rapor, sığınmacı ve mülteci LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans) bireylerin Türkiye’de
ikamet ettikleri süre boyunca karşılaştıkları sorunları ve hak ihlallerini kayıt altına almaktadır.
Rapor, 2011 yılı boyunca Sığınmacı ve mülteci LGBT bireylerin yaşadıkları uydu kentlerde ve
Ankara’da yapılan görüşmeler ile Kaos GL Derneği’ne telefon ya da e-mail yoluyla yapılan
başvurulara dayanılarak hazırlanmıştır.
2011 yılında genel olarak Sığınmacı ve mülteci LGBT bireylerin yerleştirildiği 5 uydu kente
(Kayseri, Isparta, Nevşehir, Eskişehir ve Niğde) toplam 18 ziyaret gerçekleştirilmiştir.
Sığınmacı ve mülteci LGBT bireylerin karşılaştıkları sorunlar ve hak ihlalleri; yasal süreç,
barınma, sağlık hizmetlerine erişim, şiddet ve ayrımcılık, polisin tavrı, ekonomik durum,
psikolojik ve sosyal destek şeklinde yedi başlık halinde incelenmiş ve değerlendirilmiştir.
Yasal Süreç
1951 Sözleşmesi ve 1967 protokolüne getirilen coğrafi sınır nedeniyle Türkiye, sadece Avrupa
ülkelerinden mülteci kabul etmektedir. Avrupa dışındaki ülkelerden gelen sığınmacı ve
mültecilerin BMMYK (Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği) tarafından sığınma
başvurusu kabul edilip üçüncü bir ülkeye yerleştirilene kadar Türkiye’de kalmalarına izin
verilmektedir. İkamet izninin verilmesi konusunda İçişleri Bakanlığı yetkilidir. Bu kapsamda
İçişleri Bakanlığı ile BMMYK olmak üzere paralel iki prosedür bulunmaktadır.
Başvuru sahiplerine ikamet izni verilip verilmeyeceği İçişleri Bakanlığı tarafından
değerlendirilirken mülteci statüsü verilip üçüncü bir ülkeye yerleştirip yerleştirilmeyeceği
BMMYK tarafından değerlendirilmektedir. BMMYK tarafından başvuru sahibine ilk olarak
kayıt günü verilmektedir. Kayıt yapıldıktan sonra mülteci statüsü belirleme görüşmesi için tarih
verilmektedir.
Bu süre zarfında mülteciler belirlenmiş olan uydu kentlere yönlendirilmektedir. Şu an için
toplamda 51 uydu kent bulunmaktadır. Uydu kente yönlendirilen sığınmacı ve mülteciler
Yabancılar Şube’ye kayıt yaptırmak zorundadır. Ardından polis tarafından kimlik tespitine ve
mülakata tabi tutulmaktadır.
Sığınmacı ve mülteci LGBT bireyler BMMYK tarafından “hassas gruplar“ içerisinde
değerlendirilmektedir. Bu nedenle kayıt tarihi ve mülteci statüsü belirleme görüşme tarihi genel
olarak yakın tarihlere verilmektedir. En fazla 6-8 ay içerisinde BMMYK’da dosyalar
sonuçlanmaktadır. Bu süre önceki yıllara nazaran oldukça azalmıştır.
Statü alanlar ise yaklaşık olarak 2 yıl içerisinde üçüncü bir ülkeye yerleştiriliyorlar. Sığınmacı ve
mülteci LGBT bireyler genel olarak Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’ne
yerleştirilmektedir. Yapılan görüşmelerde bazı sığınmacı ve mülteci LGBT bireyler, başvuru
dosyaları ülkeye gönderildikten sonra çok uzun süre beklediklerini sonrasında ülkenin
değiştirilmesini talep etmek zorunda kaldıklarını ifade ettiler. Mülteciler, özellikle Avustralya’ya
gönderilen dosyalarda 20 ay geçmesine rağmen incelemenin bitmediği ve yerleştirmenin
gerçekleşmediğini aktarmışlardır.
Yapılan görüşmelerde mülteciler çoğunlukla, genel olarak BMMYK’nın tavrından memnun
olduklarını belirtirlerken bazı sığınmacı ve mülteciler statü belirleme görüşmelerinde özel
hayatlarına ilişkin rahatsız edici sorularla karşılaştıklarını ve görüşme yapan kişinin kendilerine
sert davrandığını dile getirdiler. Bu gibi durumlar BMMYK’ya bildirildi.
Barınma
Türkiye’de bulunan sığınmacı ve mülteciler, Türkiye’de bulundukları süre boyunca genel olarak
barınma masraflarını kendileri karşılamak zorundadırlar. Barınma konusunda devlet tarafından
maddi yardım yapılmadığı gibi barınma ihtiyacının uygun ve güvenli bir şekilde karşılamak
konusunda danışmanlık veren herhangi bir mekanizma da bulunmamaktadır. Bu danışmanlık
bazı uydu kentlerde, mültecilere destek veren Sivil Toplum Örgütleri tarafından verilmektedir.
Şu anda Türkiye 51 uydu kent bulunmasına rağmen bunların hepsinde mültecilere destek veren
Sivil Toplum Örgütü bulunmadığı için bu danışmanlık hizmeti herkese ulaşmamaktadır.
Yaptığımız görüşmelerde, barınma, ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmıştır. Bazı uydu
kentlerde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarının sığınmacı ve mültecilerin ücretsiz
kalabileceği misafirhanesi bulunmaktadır. Ancak bu misafirhanelerde tüm sığınmacı ve
mülteciler birlikte kaldıkları için Sığınmacı ve mülteci LGBT bireyler homofobik ve transfobik
şiddetin hedefi olabildikleri için buralarda kalamadıklarını ve ev tutmaya yöneldiklerini dile
getirdiler. Ayrıca ev sahiplerinin kendilerine ev vermek istemediği, ev bulmuş olsalar bile
mütakiben ev sahipleri tarafından evden çıkarılmak istendiklerini belirttiler. Masrafları
karşılayabilmek için küçük evlerde çok sayıda kişi beraber kalıyorlar.
Bir diğer sorun da ev sahipleri tarafından kiraları altı aylık veya bir yıllık istemesidir. Özellikle
sığınma başvurusunu Ankara’da yapan sığınmacı ve mülteci LGBT bireyler, bir yıllık kirayı
peşin ödedikleri için uydu kente gittiklerinde ev kiralayacak paralarının kalmadığını belirttiler.
“Bu Türkiye’ye ikinci gelişim. İlk gelişimde iki buçuk ay kaldım. Ancak kalacak yerim ve param
olmadığı için İran’a dönmek zorunda kaldım. İran’da tekrar sorun yaşayınca yeniden Türkiye’ye
geldim. Şu anda beş mülteci ile birlikte yaşıyorum, çok zor şartlarda yaşıyoruz ama en azından
sokakta kalmıyorum.“
“Transseksüel olduğum için ev vermek istemediler. Zar zor bir tane ev bulduk. Şu anda
oturduğum evin sahibi sürekli telefonla arayıp evden çıkmam için tehdit ediyor, kiramızı düzenli
ödediğimiz halde evden çıkartmak istiyor. Evde fuhuş yapıyorsun, apartmandan imza toplayıp
seni savcılığa şikâyet edeceğim diyor. “
“Türkiye’ye ilk geldiğimde çok sıkıntı çektim. Param ve kalacak yerim yoktu. Param olmadığı
için iki erkekle aynı evde kalmak zorunda kaldım. Bir tanesi lezbiyen olduğuma inanmıyordu.
Benimle cinsel ilişkiye girmek istedi, kabul etmeyince beni evden attı.“
“7 aydır Ankara’dayım. Şimdi Eskişehir’e gitmem gerek; ama bir yıllık kirayı peşin verdim.
Elimdeki paranın büyük bir kısmını kiraya yatırdım. Oraya gittiğimde ev kiralayacak param
yok.“
Sağlık Hizmetlerine Erişim
Mevcut düzenlemeye göre sığınmacı ve mültecilerin tedavi giderlerini kendilerinin karşılaması
esastır. Tedavi giderlerini kendileri karşılayamıyorsa, bu giderler, imkânlar ölçüsünde devletçe
karşılanmaktadır. Buna göre sığınmacı ve mültecilerin tedavi giderlerine ilişkin yardımlar, her
ilde Valilik bünyesinde kurulan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları tarafından
sağlanıyor. Sağlık yardımlarından yararlanabilmeleri için sığınmacı ve mülteciler öncelikle
gönderildikleri uydu kentteki Yabancılar Şubesi’ne kayıt yaptırmak ve ikamet harçları ile defter
bedelini ödemek durumundalar.
Birden fazla yerde yardım alınmasını önlemek için sığınmacı ve mülteciler sadece ikamet
ettikleri uydu kentteki Sosyal Yardımlaşma Ve Dayanışma Vakfı’na başvurabiliyorlar. Eğer
tedavi için başka bir kente nakil gerekiyorsa sığınmacının öncelikle ikametgahının bulunduğu
uydu kentteki devlet hastanesine başvurması, bu hastanenin tedavisinin orada yapılamayacağı
gerekçesiyle sığınmacıyı tedavisinin gerçekleştirebileceği bir devlet hastanesine sevk etmesi
gerekmektedir.
Tedavi yardımı sağlama konusunda valiliğin, Yabancılar Şube’nin ve Sosyal Yardımlaşma Ve
Dayanışma Vakfı’nın geniş takdir yetkisi olduğu için uygulamalar, şehirden şehre farklılık
göstermektedir.
Türkiye’de bulunan sığınmacı ve mülteciler, bürokrasi nedeniyle sağlık hakkına erişim
konusunda çok ciddi sıkıntı çekiyorlar. Muayene olabilseler bile yeterince ilaç yardımı
alamadıkları için ilaç masraflarını kendileri karşılamak durumunda kalıyorlar. Defter bedelini
ödeyemeyenler ise çok sınırlı olan sağlık hizmetinden bile faydalanamıyorlar.
İlaç masrafları çok yüksek olan HIV ve Hepatit gibi kronik hastalıklar söz konusu olduğunda
Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı masrafları karşılamayabiliyor. İlaç temin etme
konusunda sıkıntılar yaşanması tedavinin yarım bırakılması anlamına da gelmektedir ki bu hayati
tehlikeyle sonuçlanabilecek durumlara sebebiyet vermektedir.
Özellikle trans sığınmacı ve mülteciler, cinsiyet geçiş sürecine ilişkin olarak, İran’dan yanlarında
getirdikleri hormon ilaçları tükendiğinde hormon yardımı alamadıklarını, ayrıca uydu kentlerde
bulunan doktorların cinsiyet geçiş süreciyle ilgili olarak yeterince bilgi sahibi olmadıklarını
belirttiler. Bazı trans mülteciler ise hastanede doktorlar tarafından “ilginç“ bulunduklarını, bu
doktorların daha detaylı muayene yapmak istediğini belirttiler.
“Hastaneye borçlandığım için şu anda tekrar gidemiyorum. Bana önce borcun öde dediler.
Kolumdaki rahatsızlık nedeniyle doktor fizik tedavi verdi. Fizik tedavi masraflarını kendim
karşılamak zorunda kaldım. “
“Bacağıma platin takılması gerekiyordu. Hastaneden ‘masrafları kendin karşılayacaksın’
dediler. Ameliyat oldum. Elimdeki bütün parayı ameliyat masrafları için harcadım.“
“Geçiş sürecine İran’da başladım. Yaklaşık 11 yıldır hormon kullanıyorum. Hormonu doktor
kontrolünde kullanmadığım için sıkıntılar yaşıyorum. Düzensiz hormon kullanımı kalp krizi riski
yaratıyor. Kalp krizi tehlikesiyle hastaneye kaldırıldım. Doktor ilaç verdi; ama ilaçlarımı alacak
param yok.“
“Ameliyatımı İran’da oldum. Ama şu anda sıkıntı yaşıyorum. Kanamam var. Çok acı çekiyorum.
Ağrı kesici alacak param da yok.“
“Partnerim rahatsızlandı. Hastaneye acile gittik. Ama acil bizi kabul etmedi. Kayıt yaptırmak
için 100-TL para vermemiz gerektiğini söyledi.“
“Kalçamda bulunan silikonlar hareket edip bacağıma kadar indi. Daha önce de aynı sorunu
diğer bacağımda da yaşamıştım. Doktor silikonun büyüdüğünü, eğer tedavi edilmezse damarı
tıkayabileceğini ve bacağımı kaybedebileceğimi söyledi. (...) Eskişehir’de bu tedavi sadece
Askeri Hastane’de yapılıyormuş. Daha önce kendi imkânlarımla tedavi olmuştum. Ama şimdi
param kalmadı.“
“Hormon almak için doktora başvurdum ve doktordan gerekli tahlilleri yapıp reçete yazmasını
istedim. Doktor, kadından erkeğe transseksüel birini ilk defa gördüğünü söyledi. Pantolonumu
çıkarmamı istedi ve beni muayene edeceğini söyledi. Pantolonumu çıkarmayı reddettim ve
oradan ayrıldım.“
Şiddet ve Ayrımcılık
Türkiye’de her il LGBT bireyler için eşit fırsatlar sunmadığı gibi LGBT bireylerin yaşamını da
farklı ölçülerde zorlaştırabilmektedir. Sığınmacı ve mülteci LGBT bireyler ise Türkiyeli LGBT
bireylerin görünür olamadıkları ve örgütlenemedikleri uydu kentlere yerleştirilmektedir.
Özellikle trans mültecilerin bu kentlerde barınma, çalışma imkânları nerdeyse imkânsız olurken
bütün LGBT mülteciler şiddete, tacize, ayrımcılığa uğrayabilmektedir.
Bu taciz, şiddet ve ayrımcılık hem uydu kentlerdeki yerel halk tarafından hem de LGBT olmayan
sığınmacı ve mültecilerden yönelebilir. Bu nedenle bazı sığınmacı ve mülteci LGBT bireyler
görünür olmamaya çalıştıklarını ve cinsel kimliklerini sakladıklarını belirttiler. Özellikle trans
kadınlar dikkat çekmemek için sokağa çıkmadıklarını ve kıyafetlerine dikkat ettiklerini
söylediler.
“Gey olduğum için saldırıya uğradım. Elim kırıldı ve omzum çıktı. Şikâyetçi oldum. Ama
saldıranlar dışarıda. Korkuyorum tekrar saldıracaklar diye.“
“Türkiye’de hiç kimse bizi kabul etmiyor. Kötü bakıyorlar, kötü konuşuyorlar. Her yerde bizimle
dalga geçiyorlar. Isparta’da istediğimiz gibi giyinemiyoruz. Ben taşlı saldırıya uğradım. Sonra
Sosyal Yardımlaşma’nın çalışanından şikâyetçi oldum. Ev sahibime gidip evinde ‘top’ yaşıyor
demiş.“
“Sosyal Yardımlaşma’nın misafirhanesinde kalıyordum. İranlı mültecilerle aynı yerde kalıyoruz.
Diğer İranlılar LGBT gruplara kötü davranıyorlar. Birden fazla kez şiddete uğradım.
Korktuğum için misafirhaneden ayrılmak zorunda kaldım. Şimdi yurtta kalıyorum.“
“İş arıyorum; ama bulamıyorum. Kimse bulamıyor. Buraya geldiğimde daha güvenli bir hayat
bekliyordum. Çünkü İran’da her şey gizli ve güvenli değil. Ama geldim gördüm ki Türkiye’de de
halk o kadar hoşgörülü değil."
“Saat 22.45 civarı internet kafeye gidiyordum. Aynı mahallede oturduğum, gey olduğumu bilen
birkaç kişi yolumu kesti. İçlerinden biri, sen ibnesin bizim mahallede ne arıyorsun, dedi. Başka
biri kolyemi çekip kırdı ve bana tokat attı. Çok korktum, kaçtım. Şimdi tekrar karşılaşırız diye
evime gidemiyorum. Arkadaşımda kalıyorum“
“Polisten baskı görüyoruz. Sözlü saldırıları oluyor, halktan da sözlü saldırılar oluyor. Halkın
doğrudan şiddetine maruz kalıyoruz. Geçenlerde bir arkadaşıma 4 kişi saldırdı. Halk bize ev
vermiyor, %99’u LGBT mültecilere ev vermiyorlar, %60’ı da İranlılara. Eğer iki erkek ev
tutmak istersek buna izin yok. (…) Yabancı düşmanlığı var, İran düşmanlığı da var, LGBT
düşmanlığı da var. Diğer mülteciler tarafından da saldırıya uğruyoruz. Küfrediyorlar,
konuşmamızı istemiyorlar.“
“Saçlarımı saklayarak geziyorum. Şapka takmadan dışarı çıkamıyorum. Hava çok sıcak; ama
ben hırka giyiyorum. Makyaj yapamıyorum.“
“Dışarı çıktığımızda rahatsız edici davranışlar var. ‘Erkek’ diyorlar bana. Uydu kentler küçük
yerler. Burada dikkat çekiyoruz. LGBT olmayan İranlı mülteciler de var burada, onlar da bizi
parmakla gösteriyor. Bu nedenle LGBT mülteciler büyük kentlere gönderilmeli. (…) Çok faza
fobi var. Hep partnerimle birlikte olduğum için benim başıma böyle bir şey gelmedi. Lut kavimi
ile ilgili hakaretlere maruz kaldım, eşime ‘gey’ diyorlar, ‘çocuk yapmak ister misin’ diye dalga
geçiyorlar. Ben kendime dikkat ediyorum. Kıyafetime dikkat ediyorum, yalnız gezmiyorum,
dikkat çekici şeyler giymiyorum.“
“Ben belli olmadığım için çok sorun olmuyor; ama geçişe yeni başlamış trans erkekler çok sorun
yaşıyor. Hormon tedavisinde değişim için bir yıl beklemek gerekiyor. Sürece yeni başlayan trans
erkekler hem LGBT olmayan mülteciler hem de halk tarafından taciz ediliyor, erkek olarak kabul
edilmiyor. Trans olduğumuzu anladıkları zaman kötü davranıyorlar.“
“Erkek gibi göründüğümü söyleyip kıyafetim ve saçıma takıyorlar. Partnerimle el ele
gördüklerinde kötü bakıyorlar. Lezbiyen olduğumuz için cinsel obje oluyoruz. En büyük
problemimiz bu. Eve hapsoluyoruz; ama alışığız İran buradan daha kötüydü. (…) Bana erkek
kadın arası bir şey deyip gülüyorlar.“
Polisin Tavrı
Sığınma başvurusunda bulunan bireylere ikamet izni İçişleri Bakanlığı tarafından verilmektedir.
Bunun ardından sığınmacı ve mülteciler yönlendirildikleri uydu kentteki Yabancılar Şubesi’ne
kayıt yaptırmak zorundadır. Kayıt yaptırdıktan sonra polis tarafından mülakata tabi tutulurlar.
Cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri polis tarafından bilindiği için Sığınmacı ve mülteci LGBT
bireyler polis tarafından ifşa edilebildiklerini ya da Yabancılar Şubesi’ne gittiklerinde
kendileriyle alay edildiğini ifade ettiler. Ancak bütün polis memurlarının bu tavırları
sergilemediğini belirttiler. Sığınmacı ve mültecilerin çoğu polisle iletişim kurabilmek için
tercümana ihtiyaç duymaktadır. Polise yardımcı olan tercümanlar genellikle sığınmacı ve mülteci
oldukları için sığınmacı ve mülteci LGBT bireyler kişisel bilgilerinin ifşa edilmesinden
korktuklarını dile getirdiler.
Şiddete, tacize maruz kalan LGBT mültecilerin, haklarını arayamadıkları; çünkü başvurulan
polislerin genellikle uzlaştırıcı bir tavır sergiledikleri ya da şikâyetleri ciddiye almadığı, çoğu
zaman da yeterli koruma sağlanmadığı için tekrar saldırıya uğrama korkusuyla mültecilerin
şikâyetten vazgeçtikleri görülmüştür.
Polisin sığınmacı ve mülteciler üzerinde geniş takdir yetkisi bulunması nedeniyle birçok
sığınmacı ve mülteci LGBT birey polisten şikâyetçi olamıyor. Üstelik bu takdir yetkisi ve ciddi
bir kontrol mekanizmasının olmaması uygulamada keyfiyete yol açmaktadır.
“İkamet harcından muafiyet için başvurdum; ama kabul edilmedi. Polisler kötü davrandı, tehdit
etti beni. Nasıl ödeyeceğimi bilmiyorum.“
“İmza için emniyete gittiğimde, polis herkesin önünde eşcinsel olduğumu söyletmeye çalıştı.
Diğer mültecilere bizim eşcinsel olduğumuz polis tarafından belli ediliyor“
“İmzaya gittiğimde polis benimle dalga geçiyor. Emniyetin tercümanı mülteci. Dosyama ait
bilgileri daha sonra başka kişilerden duydum.“
“Takip edildim. Issız bir yerde beni sıkıştırıp evimin adresini almak istediler. Polise söyledim;
ama ilgilenmedi.“
“Bir gece eve gidiyordum, -burada beni çok fazla adam görüyor ve benim trans olduğumu
biliyorlar- iki genç bana bıçak çekip ‘bizimle geleceksin’ dedi, beni gasp ettiler. O zamandan bu
yana akşam dışarı çıkmıyorum. Şikayetçi olmaya karar verdim. Karakola gidip polise anlattım
ve polis ‘şahit getireceksin’ dedi. Ben de şahidi götürdüm; ama herhangi bir işlem yapmadılar.
Eğer bir problem yaşarsan 155’i arayacaksın, dediler.“
Ekonomik Durum
Sığınmacı ve mülteciler çoğunlukla yanlarına çok az eşya alarak ve ne ile karşılaşacaklarını
bilmeden yeni bir hayat kurmak üzere Türkiye’ye gelmektedir. Yanlarında getirdikleri sınırlı
para ile hayatlarını devam ettirmeye çalışmaktadırlar.
İltica mevzuatına göre sığınmacı ve mültecilerin çalışma hakkı bulunmaktadır. Ancak çalışma
izni alabilmek çok karmaşık ve maliyetli bir süreçtir. İşveren için sığınmacı ve mülteci
çalıştırmak, Türkiye vatandaşı çalıştırmaya göre çok daha masraflı olmaktadır. Sığınmacı ve
mülteciler cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinden ya da Türkçe bilmediklerinden dolayı iş
bulamadıklarını, iş bulsalar bile çalışma izni almanın zorluğu nedeniyle kayıt dışı çalışmak
zorunda olduklarını, çok düşük ücret aldıklarını ve bazen paralarını alamadıklarını söylediler. İş
yerinde sözlü taciz ve hakaretlere maruz kaldıklarını, trans sığınmacılar da “görünürlük“
nedeniyle çalışamadıklarını belirttiler.
Her şeyden önce çalışma izni alabilmek için başvuru sahibinin ikamet iznine sahip olması
gerekmektedir. İkamet izni alabilmek için ikamet harcını ve defter bedelinin ödenmesi
gerekmektedir. Ancak sığınmacı ve mülteci LGBT bireyler ikamet için gerekli harçları ödemek
konusunda çok ciddi sıkıntı çekmektedir. İkamet harcını ödeyemeyecek durumda olan sığınmacı
ve mültecilerin harçtan muaf tutulmaları için başvuru hakkı bulunmaktadır. Genel olarak
sığınmacı ve mülteci LGBT bireyler ikamet harcından muaf tutulmak için yaptıkları başvurunun
kabul edildiğini ve ikamet harcından muaf olduklarını belirttiler; ancak başvuruya olumlu yanıt
verilmesi konusunda yetkili makamların geniş takdir yetkisi bulunmaktadır. Bu nedenle
uygulamada bir yeknesaklık yoktur ve bütün başvurular kabul edilmemektedir. Sığınmacı ve
mülteciler, ikamet harcından muaf olsa bile defter bedelini ödemek zorundadırlar. Aksi takdirde
yabancı kimlik numarası alamamaktadırlar.
İllerde bulunan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları çok sınırlı olarak maddi yardım
sağlamaktadır. BMMYK ise başvurusu kabul edilmiş, ekonomik açıdan kötü durumda olan
başvuru sahiplerine çok sınırlı maddi yardım yapmaktadır. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakıfları’ndan ve BMMYK’dan yapılan maddi yardımları alabilmek için “yabancı kimlik
numarası“ gerekmektedir. Defter bedelini ödeyemeyen Sığınmacı ve mülteci LGBT bireyler,
yardım başvuruları Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları ya da BMMYK tarafından
kabul edildiği halde, yabancı kimlik numaraları olmadığı için yardımları alamadıklarını
belirttiler. Yardımlardan faydalanabilseler bile bu yardımlar Sığınmacı ve mülteci LGBT
bireylerin hayatlarını idame ettirmeleri için yeterli değildir.
“Kış aylarında iş bulamıyorum. Bu nedenle kışın borç almak zorunda kalıyorum. Yaz dönemi iş
bulabiliyorum. Ancak çok ağır işlerde çok düşük ücretlere çalışıyoruz. Üstelik paramızı da
alamıyoruz. En son çalıştığım yerden paramı alamadım, beni silahla tehdit ettiler.“
“Eşcinsel olduğum için çalışamıyorum. İşe girdim; ancak iş yerinde aşağılamalara ve
hakaretlere maruz kaldım. Sözlü taciz, küfür, saldırı çok fazla..“
“Aylık 300-TL’ye çalışıyorum, harçtan muaf değilim. Çalışmamın karşılığını alamıyorum.“
“Kahvehanede çalışıyordum. Ama taciz ettiler, hakaret ettiler. Bu yüzden işimden ayrılmak
zorunda kaldım. İran’dan yanımda getirdiğim para da bitti. Şu anda param yok, iş de
bulamıyorum.“
“Aslında ben kuaförüm. Ama trans olduğum için burada kimse bana iş vermek istemedi. Zaten
evden dışarı bile çıkamıyorum.“
“Şu anda çıkış tarihimizi bekliyoruz. Polis eğer ikamet harcımızı ödemezsek çıkışımıza izin
verilmeyeceğini söyledi. İkamet harcından muaf tutulmak için başvurmuştuk; ama kabul
edilmedi. Elimizdeki bütün parayla partnerimin ve benim ikamet harcını yatırdık. Şu anda hiç
paramız yok.“
“Türkiye’ye legal yollarla geldim. Ne olacağını hiç bilmiyordum. Tek amacım kaçmaktı. İlk
geldiğimde tanıdığım kimse yoktu. Doğrudan Kayseri’ye geldim. Burada çok fazla sorun
yaşıyoruz. En başta yemek yok, kira parası yok, iş yok, yardım eden bir yer yok. Mülteci
olduğumuz için çalışamıyoruz. 3 yıldır bekliyorum. En zoru da bu sonucun ne olacağını
bilmiyorsun. (…) İş yerinde ve sokakta tacizler oluyor. Çalıştığımız yerlerden paramızı
vermiyorlar. Ve biz hiç bir şey yapamıyoruz. Bazı yerler az da olsa para veriyor.
Organizasyonlar biraz yardım ediyor. Kayseri’deki sığınmacılardan toprak parası (ikamet harcı)
pek almıyorlar.“
Psikolojik ve Sosyal Destek
Sığınmacı ve mülteci LGBT bireyler, gerek ülkelerinde maruz kaldıkları şiddet gerekse
Türkiye’de yaşadıkları adaptasyon sorunu, ayrımcılık ve şiddet nedeniyle psikolojik desteğe
ihtiyaç duymaktadır. Psikolojik yardım konusunda BMMYK bünyesinde bulunan psikiyatristler
ya da uydu kentlerdeki devlet hastanelerinde bulunan psikolog veya psikiyatristlerden yardım
almaktadırlar. Görüşmeler sırasında tercüman kullanıldığı için kendilerini rahat ifade
edemediklerini dile getirdiler.
Özellikle BMMYK bünyesindeki psikiyatristlerle görüşmeler sırasında, BMMYK’nın tercümanı
aracılığıyla görüşmeler gerçekleştiriliyor, anlattıklarının dosyalarını etkileyebileceğini
düşündükleri için de tedirgin olabiliyorlar. Bu da terapinin işlevsiz olması anlamına gelmektedir.
Psikolojik tedavileri için gereken ilaçların masrafları genel olarak BMMYK tarafından
karşılanıyor. Görüşme yapılan sığınmacı ve mülteci LGBT bireyler psikolojik tedavileri için ilaç
masrafları konusunda sıkıntı çekmediklerini ifade ettiler.
Sığınmacılara aynî ve nakdî yardımda bulunan bazı bireyler ve sivil kuruluşlar, homofobik ve
transfobik oldukları için Sığınmacı ve mülteci LGBT bireylere yardımda bulunmak istemiyorlar.
Bunun yanı sıra bazı Valilikler genel olarak ailelere kömür yardımı yaptığı için, Sığınmacı ve
mülteci LGBT bireyler bu yardımdan yararlanamıyorlar.
“Kışın kömür yardımı bizlere yapılmıyor.“
“Burada çok yalnızım hiç eşcinsel tanıdığım yok. Kimseyle konuşamıyorum. Diğer mülteciler
benimle dalga geçiyorlar, halk küfür ediyor. Sadece imzaya gitmek için dışarı çıkıyorum. (…)
Suriye’ye dönemem. Amcam ve kardeşim beni öldürmek istiyor. Suriye’deyken polise gittim,
‘beni öldürmek istiyorlar’ dedim, polis bana küfür etti; öldürsünler, dedi. Gey olduğum için
hapse girdim, kırbaç cezası aldım.“
“Psikolojik sıkıntılarım var. Ankara’ya geldiğim zaman kriz geçirdim ve hastaneye kaldırıldım.
Bir gün gözlem altında tutuldum.“
SONUÇ
Türkiye Cumhuriyeti, taraf olduğu ve ulusal hukukun bir parçası haline getirdiği Birleşmiş
Milletler Ekonomik ve Sosyal Haklar Sözleşmesi’nin, Birleşmiş Milletler Siyasi ve Medeni
Haklar Sözleşmesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin gereklerini yaparak tüm
sığınmacı ve mülteciler için İnsan Hakları alanında gerekli düzenlemeleri yapmalıdır. Bunun
için;
•
1951 Sözleşmesi ve 1967 Protokolüne getirilen coğrafi sınır kaldırılmalıdır. Türkiye
Avrupa dışındaki ülkelerden gelen sığınmacı ve mültecileri kabul etmelidir.
•
Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanun Tasarısı Taslağı’nın ayrımcılığı yasaklayan
maddesine “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği“ ibareleri eklenmelidir.
•
Sığınmacı ve mülteci LGBT bireylerin sürekli olarak yüz yüze geldiği, Yabancılar Şube’si
polis memurlarına, Valilik ve Sosyal Yardımlaşma çalışanlarına homofobi, transfobi ve
toplumsal cinsiyet konularında eğitim verilmelidir. Bu eğitimlerin verilmesinde LGBT örgütleri
ile iletişim halinde olunmalıdır.
•
Sığınmacı ve mülteci LGBT bireylerin ikamet edeceği şehir belirlenirken veya ikamet
ettiği şehirden başka bir şehre nakil talebi değerlendirilirken öznelerin fikirlerinin belirleyici
olmasını sağlayacak yasal altyapı hazırlanmalıdır.
•
Yeni Anayasa’nın eşitliği düzenleyen maddesine cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği
ayrımcılığı eklenmelidir.
•
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ek 12 No’lu protokol onaylanmalıdır.
•
Ayrımcılıkla Mücadele ve Eşitlik Kanun Tasarısı Taslağı’nın ayrımcılığı yasaklayan
maddesine “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği“ ibareleri eklenmelidir ve “cinsel yönelim ve
cinsiyet kimliği“ taslakta açıkça tanımlanmalıdır.
•
Türk Ceza Hukuku kapsamında nefret suçları tanımlanmalı ve LGBT bireylere yönelik bu
motivasyonla işlenen suçlar cezalandırılmalıdır. Bu konuda istatistiksel çalışma yapılmalıdır.
•
LGBT bireyleri suçları olmadığı halde suçlu konumuna getirerek homofobik ve ayrımcı
uygulamalara yol açan “genel ahlak“, “müstehcenlik“, “teşhircilik“, “doğal olmayan cinsel
ilişki“, “Türk Aile yapısı“ gibi kavramlar net bir şekilde açıklanmalı ve LGBT varoluşların
cezalandırılmasına son verilmelidir. Benzer muğlâk ifadeler sebebiyle LGBT bireylerin düşünce,
ifade ve örgütlenme özgürlüklerini kısıtlamaya yönelik yapılan düzenlemelere son verilmelidir.
LGBT bireylerin insan hakları alanında örgütlenmeleri desteklenmelidir.
•
İnsan haklarını ilgilendiren her konuda ve bilhassa ayrımcılığın önlenmesini konu alan
düzenlemeleri yaparken Birleşmiş Milletler, Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği’nin ilgili
birimlerinden görüş alınmalıdır. Tüm bu çalışmaları insan hakları örgütleri, kadın hakları
alanında çalışan örgütler, mülteci hakları alnında çalışan örgütler ve LGBT örgütleri ile işbirliği
içinde hareket ederek gerçekleştirmelidir.
•
Ayrımcılığın ortaya çıkarılmasına yardımcı olacak istatistiksel çalışmalar yapılmalıdır.
-Ek: 2011 yılı boyunca Kaos GL tarafından sığınmacı ve mülteci LGBT bireylere yapılan
yardımlar
2011 yılı boyunca Kaos GL tarafından sığınmacı ve mülteci LGBT bireylere yapılan
yardımlar
Ocak 2011 tarihinden bu yana Sığınmacı ve mülteci LGBT bireylerin genel olarak gönderildiği
uydu kentlere ziyaretler gerçekleştirip, sığınmacı ve mülteci LGBT bireylerle birebir görüşmeler
yapıldı. Bu görüşmeler ile hedeflenen, görüşme yapılan sığınmacı ve mülteci LGBT bireylerin
sosyal ve finansal konularda yaşadıkları sorunları BMMYK’ne bildirmek konusunda yardımcı
olmak ve görüşme yapılan bireylerin iletişim bilgilerini alınıp, aynı zamanda bize ulaşabilmeleri
için kendi iletişim bilgilerimizi görüşme yapılan bireylere vermek idi.
Bu kapsamda sığınmacı ve mülteci LGBT bireylerin gönderildiği 5 tane uydu kent belirlendi
(Kayseri, Isparta, Nevşehir, Eskişehir Niğde). Belirlenen uydu kentlere düzenli ziyaretler
gerçekleştirildi. Bu ziyaretler sığınmacı ve mülteci LGBT bireylerin yaşadıklarını birebir
kendilerinden dinleyip, Türkiye’de yaşadıkları sorunları yerinde tespit edilmesini sağladı.
Uydu kent ziyaretlerinin yanı sıra Kaos GL’ye yönlendirilen sığınmacı ve mülteci LGBT
bireylerle görüşmeler yapıldı.
Nisan ayından bu yana yapılan uydu kent ziyaretleri;
Tarih
31 Mart 2011
13 Nisan 2011
18 Nisan 2011
20 Nisan 2011
3 Mayıs 2011
25-26 Mayıs 2011
16 Haziran 2011
28 Haziran 2011
30 Haziran 2011
24-25 Ağustos 2011
14 Eylül 2011
15 Eylül 2011
22 Eylül 2011
24 Eylül 2011
29 Kasım 2011
1 Aralık 2011
Uydu Kent
Kayseri
Isparta
Niğde
Nevşehir
Eskişehir
Isparta
Kayseri
Isparta
Nevşehir
Isparta
Nevşehir
Kayseri
Isparta
Kayseri
Isparta
Kayseri
Yapılan uydu kent ziyaretlerinde ve Kaos GL’ye yönlendirilen Sığınmacı ve mülteci LGBT
bireylerle yapılan görüşmeler sonrasında düzenli olarak BMMYK’ne mail ile bilgi verildi. Acil
durumlarda ise telefon ile görüşmeler yapıldı.
Ocak 2011 tarihinden itibaren;
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
75 sığınmacı ve mülteci LGBT birey ile birebir görüşüldü (BMMYK tarafından
yönlendirilenler dahil). Sosyal hizmetlere ve sağlık hizmetine nasıl erişecekleri
konusunda kendileri bilgilendirildi.
10 mülteci e-mail yolu ile Kaos GL’ye ulaştı.
Birebir görüşme yapılan ve e-mail yolu ile tarafımıza ulaşan mültecilerin yaşadıkları
sorunlar e-mail, acil durumlarda telefon ile BMMYK’ne bildirildi.
Kaos GL, 50 sığınmacı ve mülteci LGBT birey tarafından BMMYK’ndeki dosyalarından
bilgi paylaşabilmek için yetkilendirildi.
Tarafımıza yetki belgesi veren mültecilerin dosyaları ile ilgili bilgi alındı ve kendileri
bilgilendirildi.
10 mülteciye uydu kentini değiştirmek için gerekli prosedürleri hakkında bilgi verildi ve
5 mülteci için Emniyet Müdürlüğüne vermesi için gerekli dilekçe hazırlandı ve telefonda
polis memurlarıyla görüşme yapıldı.
Hakkında devam eden bir dava olan bir mültecinin çıkışında problem yaşamaması için
Isparta’da hakim ile görüşüldü. Duruşma tarihinin çıkışından önceye alınması ve sorun
yaşamadan çıkış yapması sağlandı.
Cinsel saldırıya maruz kalan bir mültecinin konuyla ilgili devam eden kamu davası
konusunda hukuki danışmanlık vermek için dosyası incelendi ve mahkemeyle görüşülüp
gerekli hukuki danışmanlık verildi.
Konutuna girilip parası çalınan bir mülteciye şikayetçi olması konusunda yardımcı
olundu ve mülteciyle beraber karakola gidilip bilgi alındı.
Saldırıya uğrayan 4 trans mülteciye hukuki prosedür hakkında bilgi verildi.
Maddi destek için 13 tane mülteci BMMYK’ne yönlendirildi.
Hormon desteğine ihtiyacı olan 4 trans mülteci için BMMYK ile görüşüldü ve hormon
yardımı için yapılması gerekenler konusunda kendileri bilgilendirildi.
2 tane ret dosyasının itiraz sonrası yapılan görüşmesinde gözlemci olarak bulunuldu.
Sınırdışı tehlikesi olan 2 tane mültecinin durumu BMMYK’ne bildirildi ve sığınma
prosedürü konusunda kendileri bilgilendirildi.
Ev sahibi tarafından rahatsız edilen bir mültecinin, ev sahibi ile görüşüldü.
Sağlık problemleri yaşayan 15 tane mültecinin durumu BMMYK’ne bildirildi ve tedavi
için nereye başvuracağı konusunda kendileri bilgilendirildi.
Kalacak yeri olmayan bir mülteciye, SGDD Isparta şubesi ile görüşülüp sosyal
yardımlaşmanın misafirhanesinde kalacak yer ayarlandı. Durum BMMYK’ne bildirildi
ve mültecinin nakli Isparta’ya yapıldı.
Sığınma talebinde bulunmak isteyen bir mülteciye nereye başvuruyu yapabileceği ve
sığınma prosedürü hakkında bilgi verildi.
IRQO (IRanian Queer Organisation ve Heartland Alliance tarafından yürütülen proje
kapsamında bütün bu yardımların yanı sıra 23 sığınmacı ve mülteci LGBT bireye finansal
destek sağlanmıştır.
Kaos GL ofisine gelip kondom talebinde bulunan bütün mültecilere ücretsiz kondom
sağlanmıştır.
Download