röportaj / tzob başkanı şemsi bayraktar

advertisement
RÖPORTAJ / TZOB BAŞKANI ŞEMSİ BAYRAKTAR
TÜRKİYE
TARIMDA
TÜRKİYE ZİRAAT ODALARI
BİRLİĞİ (TZOP) GENEL BAŞKANI
ŞEMSİ BAYRAKTAR
Araştırma geliştirme
çalışmalarının hızlandırılması
ve sulama başta olmak üzere
tarımsal alt yapının
tamamlanmasıyla tarımda
özellikle ihracat
pazarlarında Türkiye’nin
hak ettiği yere
geleceğini söylüyor.
BÜYÜK BİR
POTANSİYELE
SAHİP
70
EKOV‹TR‹N EKİM 2013
Köksal BAYRAMOĞLU
[email protected]
EKOV‹TR‹N EKİM 2013
71
RÖPORTAJ / TZOB BAŞKANI ŞEMSİ BAYRAKTAR
EN ÖNEMLİ SORUN TARIM
ARAZİLERİNİN PARÇALANMASI
Tarımda en önemli sorun, tarım arazilerinin parçalı
olmasından dolayısıyla ekonomik işletme büyüklüğüne
ulaşılamaması dolayısıyla verimin düşük olmasında
yatıyor. Mecliste bekleyen mirasla ilgili kanun tasarısı,
bir an önce yasalaşmalı.”
“Tarımın ekonomi
içindeki payı % 8”
Bayraktar, tarıma yapılan desteklerin
artırılması ve tarımı geliştirecek projelerin
hayata geçirilmesiyle Türk tarımının
bölgesinde yıldız olacağının altını çiziyor.
T
ürkiye, dünya tarımında söz sahibi olan ülkeler arasında yer alıyor. Tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla
(GSYH) açısından dünyada 7. sırada yer alıyor.
Ekonomi içindeki tarımın payı yüzde 8 seviyelerinde. Tarım alanında yapılan projeler sektörün daha iyi bir noktaya gelmesinde en önemli etkenlerden biri.
Türk tarımının bugün geldiği noktayı Türkiye Ziraat
Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’a
sorduk. Bayraktar, tarıma yapılan desteklerin artırılması ve
tarımı geliştirecek projelerin hayata geçirilmesiyle Türk tarımının bölgesinde yıldız olacağının altını çiziyor.
72
EKOV‹TR‹N EKİM 2013
I Son yıllardaki istatistiklere göre Türk tarımı dünyada 7. sırada
yer alıyor. Bu sonucu nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce Türkiye bu
alanda hak ettiği konumda mı?
Türkiye tarımsal Gayri Safi
Yurtiçi Hasıla (GSYH) açısından
dünyada 7. sırada yer alıyor.
Ekonomimiz içindeki tarımın payı
yüzde 8. Türkiye çok daha büyük tarımsal potansiyel taşıyor. Her ne kadar orman ürünleri dahil 20 milyar
dolarlık ihracata ulaşsa da rahatlıkla 40-50 milyar dolarlık ihracat yapacak kapasiteye sahip. Araştırma geliştirme çalışmalarının hızlandırılması sulama başta olmak üzere tarımsal alt yapının tamamlanmasıyla
tarımımız özellikle ihracat pazarlarında hak ettiği yere gelecektir.
I T ür k i y e ’ ni n t a r ı m d a d ün y a
markası olabilmesi için nasıl bir yol
izlemesi gerekiyor?
Başta sulama yatırımları olmak
üzere yapısal sorunları çözüp, tarımsal teknolojinin üst seviyede kullanımıyla, sektörün verimliliğini sağ-
TARIMDA HEDEFLERE ULAŞMAK İÇİN NELER YAPILMALI?
“Gelecek 10 yılda tarım sektörüne ivme kazandıracak
ekonomik, sosyal ve politik kararların, kanunların çıkarılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi, tarımın yapısal
sorunlarının bir an önce çözüme kavuşturulması gerekiyor.”
ladığımızda üretim açısından dünyada çok önemli bir yere geleceğimiz
açık. Bunu yaparken ürün kalitesini iyileştirmeli, dünya standartlarında pazarlama hizmetlerini geliştirmeliyiz.
I Türkiye Ziraat Odaları Birliği
(TZOB) tarım ve hayvancılığın gelişimi için nasıl bir vizyona sahip?
Çevreye duyarlı, dünya standartlarında üreten, rekabet gücü yüksek,
yapısal sorunlarını çözmüş 85 milyonluk ülke nüfusunu, 50 milyon turisti besleyen, bulunduğu coğrafyanın,
yani Rusya, Kafkaslar, Orta Asya,
Ortadoğu ve Kuzey Afrika’nın gıda
açığını kapatan bir tarım sektörü ve
refah düzeyi yüksek yeni yatırımlar
yapabilen, sorunlarını kendi örgütüyle çözebilen modern tarımı bilen
eğitimli çiftçiler TZOB’un hedefi.
“KIRSAL KALKINMAYLA
İLGİLİ 200 PROJESİNİN
108’İ ONAYLANDI”
I Bu doğrultuda gerçekleştirilen
ve öne çıkan projelerinizden bahseder misiniz?
Türkiye genelinde il ve ilçelerin
yüzde 86'sında oda kurmuş durumdayız. 757 ziraat odamızın yüzde 65’i
kendi binasına sahip ve odalarımızın
75'inde toprak tahlil laboratuvarı
var. Yine odalarımızın yüzde 44’ünün
tarımsal araç ve makine parkı bulunuyor. Çiftçimize hizmet için bu im-
EKOV‹TR‹N EKİM 2013
73
RÖPORTAJ / TZOB BAŞKANI ŞEMSİ BAYRAKTAR
kanların daha da artırılması için çalışıyoruz.
Ziraat odalarımızın talepleri doğrultusunda çeşitli projeler hazırlandı
ve uygulandı. Odalarımız ve
Birliğimizin kırsal kalkınmayla ilgili
200 projesinin 108’i onaylandı ve bu
suretle Avrupa Birliği hibelerinden
çiftçilerimizin daha fazla faydalanması
sağlandı.
Bakanlıklarımızla eğitim konusunda çeşitli protokoller imzaladık.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak,
eğitime fevkalade önem veriyor, her
şeyin üzerinde tutuyoruz. Geçtiğimiz
ay Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanımız, Çevre ve Şehircilik
Bakanımız, Gıda, Tarım ve
Hayvancılık Bakanımız ile birlikte,
eğitim merkezi ve sosyal tesisimizin temelini attık. TZOB Eğitim Merkezi
ve Sosyal Tesisimizi çok amaçlı hizmet
verecek şekilde projelendirdik.
I Türk iş adamları son yıllarda tarım ve hayvancılığa ilgi duymaya başladı. Bu alandaki yatırımlar her geçen
gün artıyor. Bu gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
İş dünyasında son yıllarda tarım
sektörüne yatırım yapanların sayısı
ciddi biçimde arttı. Tarım sektörüne
yatırım yapmada en önemli gerekçe
sektörün stratejik önem kazanmasında yatıyor. Gelecekte nüfus artışı,
ekilebilir alanların sınırına gelinmesi, su kıtlığı, biyoyakıt üretimi, tarım
sektörünün öneminin anlaşılmaması,
küresel ısınma gibi nedenler gıda güvencesini olumsuz yönde etkileyecek. Bu yüzden bitkisel ve hayvansal
üretim ciddi bir potansiyel arz etmekte ve büyük gruplar sektörün
potansiyelinden pay almak istiyor.
Bazı iş adamları bu işe gerçekten
inanıyor, bazıları da kendi iş koluna
hammadde sağlamak için üretim yapmaya başlıyor. Hobi olarak başlayarak işi büyütenler de var. Fakat bazı
işadamları da işi bilmeden giriyor
hem kendileri sıkıntı çekiyor hem
de tedarikçilerini zora sokuyorlar.
Tarım, meşakkatli bir iş. Sıkıntılara göğüs geremeyecek, çiftçiyi kalkındırmayacak olanlar bu işe girmemeli.
74
EKOV‹TR‹N EKİM 2013
Genel istihdamın
yüzde 24,6’sı tarımda
I Tarım ve hayvancılık sektörü istihdama nasıl bir katkıda
bulunuyor? Ekonomideki yeri açısından değerlendirildiğinde
GSYH’de ne kadarlık bir paya sahip?
Tarım ve hayvancılık sektörü 6,5 milyona yaklaşan istihdamıyla genel istihdamın yüzde 24,6’sını teşkil ediyor. Tarım, sanayi sektöründen 1 milyon 459 bin, inşaattan 4 milyon 532 bin
daha fazla istihdam sağlıyor. Diğer yandan diğer sektörlere mal
ve hizmet sağlayarak o sektörlerin katma değer yaratmasına ve
istihdam sağlamasına da büyük ölçüde yardımcı oluyor. Tarım
sektörü, 2012 yılında GSYH içinde yüzde 8’lik bir paya sahip.
I Tarım ürünlerinin enflasyonun artışındaki etkisi ne yönde oluyor?
Üretici fiyat endeksine (ÜFE) baktığımızda,
tarım ürünlerinin enflasyona etkisi genel enflasyon rakamını azaltıcı yönde oluyor. Yani üreticinin eline geçen fiyatlar sektörün özelliğinden
dolayı az. Nitekim, tarımsal ÜFE 2012 yılında yüzde 4,17 azalış göstermiştir. Fakat üretilen ürünlerin
tüketiciye kadar olan safhasında, tarım ürünleri
özellikle mevsimselliğe bağlı olarak yılın birkaç
ayında artış gösteriyor. Bu da, o aylarda enflasyonu etkiliyor.
“MODERN TARIMI BİLEN EĞİTİMLİ
ÇİFTÇİLERİMİZ OLMALI”
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB)
Genel Başkanı Şemsi Bayraktar:
“Çevreye duyarlı, dünya standartlarında üreten, rekabet gücü yüksek, yapısal sorunlarını çözmüş 85 milyonluk ülke nüfusunu, 50 milyon turisti besleyen, bulunduğu coğrafyanın, yani
Rusya, Kafkaslar, Orta Asya, Ortadoğu
ve Kuzey Afrika’nın gıda açığını kapatan bir tarım sektörü ve refah düzeyi
yüksek yeni yatırımlar yapabilen, sorunlarını kendi örgütüyle çözebilen modern tarımı bilen eğitimli çiftçiler
TZOB’un hedefi.”
Yaşlı nüfus
tarımın geleceği
için bir tehdit
I Türk halkının sosyoekonomik
gelişimi kırsaldan kente olan göçü
hızlı bir şekilde artırıyor. Bu durum
tarım sektörünü ne yönde etkiliyor?
Özellikle genç nüfusun tarımdan ayrılarak kentlere göçmesi önemli bir sorun olarak karşımıza çıkıyor.
Genç çiftçileri kırsal alanda tutacak
önlemler alınmalı. Tarımda kalan
yaşlı nüfus tarımın geleceği için bir
tehdit oluşturuyor.
“AYÇİÇEĞİNDE
İTHALAT KAÇINILMAZ”
“Dünya fiyatlarının çok düşmesi nedeniyle iç
piyasada ay çiçeği fiyatları da geçen yılki fiyatların
yüzde 28 altına düştü. Bu nedenle zarar eden
çiftçi, gelecek yıl ayçiçeği ekimini azaltacağından
ithalata bağlı kalmamız kaçınılmaz olacak.”
I Türk ekonomisinin önündeki
en büyük engellerden biri olan cari
açık meselesinde birçok sektörde önlemler alınıyor. Tarım ve hayvancılıkta
durum nasıl? Bildiğimiz kadarıyla
ayçiçeği ve pamuk tarımda ithal edilen ürünler arasında başta geliyor.
Temmuz ayı itibarıyla tarım ve gıdada yıllık ihracat, 16 milyar 232
milyon dolar, ithalat 11 milyar 71 milyon dolar olarak gerçekleşti. Tarım ve
gıda, 5 milyar 160 milyon dolar dış ticaret fazlası vererek, ekonomimize
büyük katkı yaptı.
Pamuk, gümrük vergisinden muaf. Ayçiçeğinde ise gümrük vergisi düşük. Bu yüzden bu ürünlerde dünya
fiyatları düştüğünde üreticimizin rekabet gücü düşüyor. Diğer yandan
başta mazot ve gübre olmak üzere
girdilerin pahalılığı nedeniyle maliyetlerimizde ihracatçı ülkelere göre
oldukça yüksek. Bu durum rekabet
gücümüzü daha da olumsuz yönde etkiliyor, üreticilerimiz zarar etmesi nedeniyle söz konusu ürünleri üretmekten kaçınıyor. Geçen yıl ayçiçeği fiyatları yeterli olduğu, çiftçiler para kazandığı için, bu yıl ayçiçeği
ekim alanı genişledi, üretim yüzde
12,5 arttı. Dünya fiyatlarının çok
düşmesi nedeniyle iç piyasada ay çiçeği fiyatları da geçen yılki fiyatların
yüzde 28 altına düştü. Bu nedenle zarar eden çiftçi, gelecek yıl ayçiçeği
ekimini azaltacağından ithalata bağlı kalmamız kaçınılmaz olacak. Diğer
bazı ürünlerde de arz açığımız vardır
ve ithalatla karşılanıyor. Buğday gibi açığımız olmayan bazı ürünlerde
Dahilde İşleme Rejimi kapsamında
ithal edilip işlenerek tekrar satılıyor.
Yani sanayi ürünü olarak ihracat
bölümüne yazılarak dış ticaret dengesine dolayısıyla cari açığa olumlu
katkıda bulunuyor. Yine ithal edilen
pamuk işlenerek pamuklu ürünlerin
dışsatımından dış ticaret dengesine
olumlu katkı sağlıyor.
I Türkiye’de üretilen tarım ürünleri ağırlıklı olarak hangi ülkelere ihraç ediliyor?
Türkiye tarım ürünleri ihracatının
yaklaşık yarısını Avrupa Birliği (AB)
ülkelerine yapıyor. Daha sonra Türk
Cumhuriyetleri, Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti, Kafkasya, Afrika, Arap
ülkeleri ve ABD geliyor.
I Bugün Türk tarımının gelişmesindeki en önemli sorun nedir? Bu
konuda neler yapılmalı?
En önemli sorun, tarım arazilerinin parçalı olmasından dolayısıyla
ekonomik işletme büyüklüğüne ulaşılamaması dolayısıyla verimin düşük
olmasıdır. Mecliste bekleyen mirasla ilgili kanun tasarısı, bir an önce yasalaşmalı.
“TOHUMCULUK GELİŞME
GÖSTERİYOR”
I Özellikle tohumculukta arzu
edile n se viyede değiliz. Sizce neden?
Ülkemizde tohumluk üretimi son
yıllarda yapılan ıslah çalışmaları neticesinde gelişme gösteriyor, çeşit üretim
ve tescillerinde artış sağlandı. 2002
yılında 145 bin ton olan üretimimiz,
2012 yılında 647 bin tona ulaşarak yüz-
EKOV‹TR‹N EKİM 2013
75
RÖPORTAJ / TZOB BAŞKANI ŞEMSİ BAYRAKTAR
de 346 artış gösteriyor. Aynı dönemde
ithalatta yüzde 72, ihracatta ise yüzde
362 oranında artış gerçekleşti.
Ülkemizde hibrit sebze tohumlukları ile hibrit mısır ve patates gibi
bazı türlerde sertifikalı tohumlukların yurt içi üretimleri yetersiz olduğu
için ithalat yapılıyor. Hibrit tohumluğun üretimi güçlü bir Ar-Ge altyapısı ve uzun yıllar süren çalışmalar gerektirdiğinden ülkemizde henüz yeterli düzeyde üretilemiyor. Gelişmiş
ülkelerin sahip oldukları teknoloji
ve ekonomik koşullara sahip olmayan
ülkemizde bir süre daha bu grup tohumların ithalatına devam edilmesi şu
an için kaçınılmaz görünüyor.
HİBRİT SEBZE KULLANIM
ORANI % 30–35’LER
SEVİYESİNDE
Her ne kadar bu çeşitlerde ithalat yapıyor olsa da üretim rakamlarına baktığımızda ülkemiz üretiminin
bu çeşitlerde göz ardı edilmeyecek
noktaya geldiği görülüyor. Bugün
yerli hibrit sebze çeşitlerinin kullanım
oranı yüzde 30–35’ler seviyesine ulaştı. Ülkemiz tohumculuğunun gelişmesi bakımından, bu alanda çalışan
tohumculuk firmalarının gelişimlerini
sürdürebilmeleri için bilgi, deneyim
ve ekonomik yönden kamu ve üniversite işbirliği içerisinde olmaları ve
Ar-Ge desteklenmelerinin önemi
bir kez daha ortaya çıkıyor.
Sebze tohumluğu başta olmak
üzere, tohumculuk sektörümüzün
teknolojik olarak dışa bağımlılığının
azaltılması ve yerli teknoloji kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla araştırma ve geliştirmeye yönelik çalışmalara hız verilmesi son derece önemli. Ancak tüm sektörlerde olduğu gibi tohumculuk sektörü için de Ar-Ge
çalışmaları ciddi anlamda mali bir yük
getiriyor. Bunun için başlangıçta kamu araştırma kuruluşları, üniversiteler ve tohumculuk kuruluşları arasında
sıkı bir diyalog kurularak, kamunun
Ar-Ge altyapısından yararlanılmalıdır.
Araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin
yapılabilmesi için bütçeden yeterli
kaynak ayrılmalı.
76
EKOV‹TR‹N EKİM 2013
“ÜRETİCİ-TÜKETİCİ
FİYATLARI ARASINDAKİ
MAKAS AÇILIYOR”
I Tarım ürünleri sofralara gelene kadar fiyatları 4-5 kat artıyor.
Üreticinin yerine aracının kazandığı
bir sistem söz konusu. Bu durum çiftçinin en fazla rahatsızlık duyduğu konuların başında geliyor. Bu konudaki değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?
Ülkemizde, küçük hacimlerde
üretim yapılması, etkin bir pazarlama organizasyonlarının kurulamamış
olması, taşıma ve depolama sistemlerinin yeterince gelişmemiş olması,
mevcut sistemin aracılar tarafından
kontrol edilmesine olanak sağlıyor.
Bu da piyasa aktörlerinin işine yarıyor ve fiyatların bu aktörler tarafından speküle edilmesine zemin oluşturuyor.
Ayrıca, ülkemizde, üreticilerin
örgütlü bir güç haline gelememiş
olması, piyasada arzı düzenleyici değil, yalnız tedarikçi rolü üstlenmesi gibi nedenlerle piyasaya müdahale
edemediği gibi ve gelişmelerden
olumsuz etkileniyor. Bunun yanı sıra toplama, nakliye, ambalajlama, kanuni kesintiler nedeniyle çiftçiden çıkan ürün üzerine bir masraf ekleniyor. Özellikle yaş sebze ve meyvede
fire oranlarının yüksek olmasının
getirdiği risk de yine fiyata yansıyor.
Dolayısıyla, üretici-tüketici fiyatları
arasındaki makas açılmakta, pazarlamadaki sorunlar nedeniyle üretici
düşük fiyata ürün satarken, tüketiciler de daha pahalıya ürün tüketmek
durumunda kalıyor.
I Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı’nın çiftçiye sağladığı tarımsal desteklemeler sizce yeterli
mi?
Başta akaryakıt elektrik ve gübre olmak üzere tarımsal girdilerin pahalılığı göz önüne alındığında
Bakanlığın çiftçimize sağladığı desteklerin çok yeterli olduğu söylenemez. Üstelik bu destekleri ÇKS sitemine kayıtlı çiftçiler alabilmekte,
yaklaşık 2 milyon çiftçimiz bu desteklerden yararlanıyor.
I Birçok sektörde olduğu gibi tarım alanında da 2023 hedefleri belirlenmiş durumda. Bu hedefleri yeterli ve ulaşılabilir görüyor musunuz?
Evet, tarımsal potansiyelimiz göz
önüne alındığında yeterli görüyoruz. Ulaşılabilirliğine gelince; gelecek
10 yılda tarım sektörüne bu yönde ivme kazandıracak ekonomik, sosyal ve
politik kararların, kanunların çıkarılması, yatırım ortamının iyileştirilmesi, tarımın yapısal sorunlarının
bir an önce çözüme kavuşturulması
gerekiyor.
Download