Solunum Sıkıntısı Olan Hastaya İlk Yardım

advertisement
Doç. Dr. Onur POLAT
Bu ünitede;
Solunum sıkıntısı olan hastaların değerlendirilmesi
ve bu hastaların tedavi yaklaşımları anlatılacaktır.
Solunum sıkıntısının patofizyolojisi ve etiyolojik
incelemeye
göre
tedavi
yaklaşımları
değerlendirilmiştir.
Hayatı tehdit eden solunum sıkıntılarında tedavi
yaklaşımlarının nasıl planlanacağı ve tanısal
işlemlere
başlamadan
önce
hastanın
stabilizasyonun önemi anlatılacaktır.
Terimler
Dispne; soluk alıp vermenin sıkıntılı ve güç olmasına veya
hasta tarafından hissedilmesine denir.Kişinin soluk alma
çabası içinde olmasına rağmen bunu sağlayamadığının
bilincine
varmasıdır.
Dispnesi
olan
hastalarda
bazı
tanımlamalar;
Taşipne; normal olan solunum sayısının (yeni doğanda 44
/dk, erişkin 14-18/dk) artmasıdır.
Hiperpne;
Metabolik
ihtiyaca
göre
hipokapni
oluşturmayacak şekilde solunumun dakikadaki miktarının
artmasıdır.
Terimler
Hiperventilasyon;
Hipokapni
oluşturacak
şekilde
solunumun ve pH’nın artması ancak kandaki parsiyel
oksijen basıncının normal olmasıdır.
Efor
dispnesi;
hastanın
nefes
darlığının
eforla
olmasıdır.
Ortopne; pozisyona bağlı dispnenin olmasıdır.
Paroksismal
nokturnal
dispne;
gece
uyurken
birden nefes darlığı ile hastanın uyanıp oturmak
zorunda kalmasıdır.
Terimler
Horlama ( Snoring ): Üst soluk yolunun, dil ile kısmen
tıkanmasıdır.
Çağıldama ( Gurgling ): Kan, kusmuk veya diğer sekresyonların
üst soluk yolunda birikmesi sonucu gargara yapar gibi duyulan
sestir.
Stridor
tanımlanır):
(horoz
ötüşü
Larenks
veya
ödeminde
köpek
veya
havlaması
soluk
şeklinde
yolunun
aşırı
daralmasında, soluk alırken ( inhalasyon ) duyulan kaba, yüksek
sestir.
Sessizlik: Solunum sesinin olmamasıdır. Oldukça kötü bir
bulgudur, soluk yolunda veya solunumda ya da her ikisinde
birden sorun olduğunu gösterir.
Terimler
Ronküs; Gürültülü, kaba, düşük frekanslı, horlama sesine
benzeyen, hem inspiryum hem de ekspiryum sırasında duyulan
devamlı seslerdir. Öksürükle kaybolur.
Ral; Akciğer oskültasyonunda genellikle inspiryum sırasında
duyulan çıtırtı sesine benzeyen anormal solunum sesleridir.
Wheezing; Sibilan ral, wheezing, sibilan ronküs ya da hırıltılı
solunum daha çok distal hava yolu obstrüksiyonlarında olmak
üzere
solunum
yollarındaki
kısmi
obstrüksiyonların
klinik
bulgusudur. Kısmi obstrüksiyon sonucunda havayollarının içinden
hızla
geçen
hava
akımının
oluşturduğu
titreşimle
duyulur.
Wheezing, kulakla duyulabilen şiddettedir. Sıklıkla, astım ve
bronşiolit gibi distal hava yolu obstrüksiyonlarında görülür.
Solunum Yetersizliği
Oda havası soluyan bir kişide, gaz değişimi
bozukluğu sonucu ortaya çıkan arteriyel hipokseminin
(PaO2< 60 mmHg, sO2< %85) ve hiperkapninin
(PaCO2> 45 mmHg)
yetersizliği denir.
birlikte bulunmasına solunum
PATOFİZYOLOJİ
Normal
solunum,
medulla
merkezi
tarafından
solunum
Periferdeki
kontrol
ise
oblangatada
kontrol
karotise
bulunan
edilmektedir.
yakın
yerleşim
gösteren kemoreseptörler ile diyafram ve iskelet
kaslarında
bulunan
mekanoreseptörler
aracılığıyla
sağlanmaktadır. Nefes darlığı bu denge sisteminde
ortaya çıkan bozukluktan kaynaklanmaktadır.
PATOFİZYOLOJİ
Nefes darlığı; normal solunumun
bilinç düzeyine
çıktığı, solunum işinin arttığı (ventilasyonun efor,
hiperkapni,
artması;
hipoksemik
göğüs
yollarındaki
akım
duvarı
hipoksi
esnek
direncinin
gibi
nedenlerle
direncinin,
artışı
ve
hava
akciğer
kompliansının azalması ile solunum sistemi fiziksel
özelliklerinin değişmesi) ve solunum kaslarının iş
yapma yeteneğinin azalması sonucu gelişir.
TANIMLAMALAR
Hiperkapnik
solunum
yetersizliği;
başlıca
solunum
merkezini, solunum dürtüsünü ileten sinirleri, solunum
kaslarını ve göğüs duvarını ilgilendiren hastalıklarda gelişen
ventilasyon bozukluklarında görülür. Hipoksemik solunum
yetersizliği ise başlıca alveol boşluğunun dolduğu, ciddi
ventilasyon-perfüzyon (V/Q) dengesizliğinin geliştiği veya
alveo-kapiller yüzey kaybına bağlı fonksiyonel şant gelişen
hastalıklarda görülür. Bunlar “Akut Akciğer Hasarı” (ALI) ve
“Akut
Respiratuar
hastalıklardır.
Distress
Sendromu”
(ARDS)
gibi
TANIMLAMALAR
Etyopatogeneze göre nefes darlığı 3 ana gruba ayrılabilir:
A. Solunum sistemi ile ilgili olanlar; üst solunum yolu
obstrüksiyonu (tümör, yabancı cisim ve mediastende
bası yapan durumlar), alt solunum yolu obstrüksiyonu
(astım, atelektazi), akciğerde yaygın hastalık varlığı,
akciğer
genişlemesini
sınırlayan
durumların
varlığı
(plevra boşluğunda sıvı, pnömotoraks, karında asit,
şişmanlık, gebelik, diafragma felci, kot kırığı, vertebra
ve kaburga deformitesi), pulmoner arter dallarında
tıkanma.
TANIMLAMALAR
B. Kardiyovasküler nedenler; akut ve kronik sol kalp
yetmezliği
(perikardit
veya
tamponad),
doku
perfüzyonunu bozan durumlar, şantlar.
C. Solunum ve dolaşımda sorun yok iken oluşan nefes
darlığı; ağır anemi, oksijen taşınma bozukluğu
(karboksihemoglobin),
ortamdaki
oksijenin
azalması, oksijen gereksinimini arttıran dururmlar
(ateş, efor, hipertiroidi), zehirlenmeler.
ANAMNEZ ve FİZİK MUAYENE
Anamnez ve fizik muayene bu hastaların tanı
aşamasında önemlidir. Hastanın anlatacağı klinik
kadar özgeçmişindeki hastalıklar, kullandığı ilaçlar,
şikayetini arttıran ve azaltan nedenler de önemli
olup sorgulanmalıdır.
ANAMNEZ ve FİZİK MUAYENE
• Anamnezde solunum sıkıntısının zamanı önemli olup;
ani
gelişen
solunum
sıkıntısı
genelde
pulmoner
emboli, yabancı cisim, alerjen, inhalasyona bağlı
hasar,
astım,
anaflaksi,
psikojenik
durumları
düşündürür. Kronik hastalıkların (KOAH gb) akut
alevlenmelerinde de solunum sıkıntısında ani artış
olabilir. Gebelerde, şişmanlarda, asiti olan hastalarda
solunum
sıkıntısı
gösterir.Ayrıcasolunum
pozisyonla
sıkıntısı
değişkenlik
varlığında
travma
öyküsü de sorgulanmalıdır. Travma sonrası gelişen
pnömotoraks, hemotoraks, kot kırığı ve kardiyak
tamponanda bağlı solunum sıkıntısı gelişebilir.
ANAMNEZ ve FİZİK MUAYENE
• Hastada
solunum
sıkıntısına
eşlik
eden
semptomlar olup olmadığı sorgulanmalıdır. Göğüs
ağrısı, ateş, siyanoz, anksiyete gibi durumlar
araştırılmalıdır.
• Fizik muayene
a) Vital bulgular; taşipne (pnömöni, pnömötoraks),
hipopne (intrakranial hadiseler, zehirlenmeler),
taşikardi (travmatik göğüs yaralanması pulmoner
emboli), hipotansiyon (tansiyon pnömötoraks),
ateş ( pnömöni, pulmoner emboli).
ANAMNEZ ve FİZİK MUAYENE
b) Genel görünüm; travmatik (pnömötoraks, yelken göğüs,
pulmoner kontuzyon)
c) Göğüs muayenesi; Krepitasyon, cilt altı amfizem varsa
pnömötoraks; ral, wheezing varlığında astım, pulmoner
emboli,KOAH
akut
alevlenme
düşünülmelidir.
Ayrıca
sessiz akciğer ciddi astım ataklarını işaret edebilir.
d) Kardiyovasküler sistem muayenesi; göğüs ağrısına eşlik
eden
üfürüm
varlığında
kardiyojenik
şok,
kapak
durumlar
düşünülebilir.
Kalp
sesinin
yetmezliği
gibi
derinden
gelmesi,
hipotansiyon
getirmelidir.
varlığı
boyun
venöz
kardiyak
dolgunluğu
tamponandı
ve
akla
ANAMNEZ ve FİZİK MUAYENE
e) Ekstremite muayyenesi; bacaklarda şişlik olması
kalp yetmezliği, çap farkına homan’s belirtisinin
eşlik etmesi pulmoner emboliyi düşündürür.
f) Nörolojik muayene; fokal defisit varlığı intrakranial
hasara
halsizlik
bağlı
solunum
varlığı
ise
yetmezliğini;
elektrolit
genel
bir
bozukluğu
(hipokalsemi, hipomagnezemi, hipofosfatemi) veya
anemiyi düşündürür.
TANI
Tanı hastanın anamnez, fizik muayene, laboratuar, radyolojik
bulgularının yorumlanmasıyla konur. Hastanın anamnez ve fizik
muayenesi hastalığın tedavisi aşamasında yol göstericidir.
1. Anamnez ve fizik muayene bulgularına göre gerekli tetkikler
istenmelidir.
2. Laboratuar:
a) Pulse oksimetre, arteriyel kan gazı; pO2, pCo2, pH,
değerlendirilir.
b) Tam
kan
sayımı:
Anemi-polistemi,
trombositopeni,
lökositoz (enfeksiyon, sepsis), hakkında bilgi verir.
c) Biyokimya: Glükoz, Kan üre azotu/kreatinin, D-dimer,
elektrolitler
TANI
3. Kardiyak inceleme: Elektrokardiyografi (EKG) incelemesi ile
iskemi ve ritim bozukluğu değerlendirilirken Ekokardiyografi
(EKO) ile kalp, duvar hareketleri ve perikardiyal efüzyon
açısından incelenir.
4. Radyolojik inceleme:
a) Akciğer filmi(PAAG): Diafragma ve sinüsler, mediasten,
hiluslar,akciğer parankimi ve plavra,göğüs kafesi (kemik
kısımlar ve yumuşak doku) incelenmelidir
b) Tomografi; kitle, travma ve emboli düşünülen hastalarda
istenmelidir.
5. Bronkoskopi: Yabancı cisim aspirasyonu düşünülen hastalarda
istenir.
TANISAL İŞLEMLER
Hastalıklara göre tanısal işlemler:
•
Pulmoner emboli: Anamnezde ani başlangıçlı plöretik
ağrı
ve
nefes
(immobilizasyon,
darlığı,
obesite,
predispozan
gebelik,
oral
faktörler
kontraseptif
kullanımı, ileri yaş, cerrahi operasyon, DVT/PTE öyküsü)
bulunması, well’s skorunun hesaplanarak risk seviyesinin
belirlenmesi; terleme, hareketle artan nefes darlığı gibi
eşlik eden semptomlar bulunması; fizik muayenede
taşikardi, takipne ve ateş saptanması sonucunda PTE
düşünülmeli ve test olarak D Dimer, arteriyel kan gazı
gönderilmeli
çekilmelidir.
kesin
tanı
için
pulmoner
anjiyografi
TANISAL İŞLEMLER
•
Pnömöni: Anamnezde ateş, öksürük, balgam ve göğüs
ağrısı şikayetleri bulunması, fizik muayenede
ateş,
taşikardi, takipne, ral tespit edilmesi veya solunum
seslerinde azalma olduğunun saptanması sonucunda
pnömoni düşünülmeli hastadan kan ve balgam kültürü
alınarak akciğer grafisi istenmelidir.
•
Pnömotoraks: Anamnezde ani gelişen nefes darlığı ve
göğüs ağrısı şikayetleri mevcuttur. Spontan pnömotoraks
zayıf ve sigara kullanım öyküsü olan erkek hastalarda
daha sık gözlenmektedir. Fizik muayenede solunum
seslerinde azalma, subkütan amfizem, göğüs duvarında
palpasyonla ağrı saptanır. Tanı akciğer grafisi ile konur.
TANISAL İŞLEMLER
•
Astım, KOAH: Anamnezde genellikle sigara içme öyküsü
vardır. Öksürük ve balgam tükürme başlıca şikayetlerdendir.
Fizik muayenede ise hastaların siyanotik görünümlü olduğu,
yardımcı solunum kaslarını çalıştırdıkları dikkati çeker. Akciğer
oskülte edildiğinde wheezing ve ronküs duyulur.
•
Pulmoner ödem: Anamnezde yeni geçirilmiş MI, diabet veya
kalp yetmezliği öyküsünün olması, tedavide aksama, diyete
uymama veya araya giren bir enfeksiyon varlığı tanı için
önemlidir. Fizik muayenede juguler venöz dolgunluk, ortopne,
periferik ödem, paroksismal nokturnal dispne, S3/S4, gallop,
yeni kardiyak ritim bozukluğu saptanabilir. Akciğer grafisinde
plevral
efüzyon,
gözlenebilir.
intestisyel
ödem
ve
kardiyomegali
Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı
Solunumun değerlendirilmesi ilk muayene ile başlar.
Amaç, ilk anda hastanın yaşamını tehdit eden bir sorun
varsa
saptayıp
ortadan
kaldırmak
ve
solunumun
devamlılığını sağlamaktır. Yaralanma (travma) söz konusu
ise,
hasta
değerlendirilmeden
önce
kesinlikle
hareket
ettirilmemeli ve sabitlenmelidir. Çünkü spinal omurlarda
zedelenme olabilir. Bu nedenle hemen boyunluk takılmalı ve
hasta sırt tahtasına alınmalıdır. Solunum, birinci derece acil
olan ve hemen düzeltilmesi gereken bir yaşam belirtisidir,
o nedenle çok hızlı hareket edilmelidir.
Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı
Baş,
boyun
veya
düşündürebilecek
omurga
durumlar
yaralanması
(özellikle
olasılığını
hastanın
bilincinin kapalı olması ) söz konusu ise dikkatli
olunmalı,
boynu ve omurgayı mutlaka korumalıdır
(bunun için baş, sırt, kalça ve bacaklar aynı düzlemde
olacak şekilde aynı anda çevrilerek sırt üstü yatırılabilir
ve taşınabilir). İlk muayeneyi
pratik açıdan uygunsa
baştan ayağa (ikinci ) muayene takip etmelidir.
Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı
İlk
bakı; Amaç, hastanın yaşamsal fonksiyonlarını tehdit
eden bir unsur varsa onu saptamaktır. Sırasıyla ABC
işlemleri yapılmalıdır.
• Havayolu açıklığı: Hastanın ağzında yabancı cisim
varlığına bakılmalıdır. Hava yolu açıklığı travma şüphesi
olmayan hastalarda baş-çene pozisyonu (head tilt chin
lift) ile yapılırken travma şüphesi olanlarda alt-çene
pozisyonu( yani çeneyi sadece yukarı kaldırma-jaw trust)
ile
hava
açıklığından
yolu
emin
açıklığı
sağlanabilir.
olunduktan
değerlendirilmesine geçilmelidir.
sonra
Havayolunun
solunumun
Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı
• Solunum: Öncelikle bak-dinle-hisset yöntemiyle solunum
değerlendirilir. Kişinin solunumu horlama veya hırıltı
şeklindeyse, muhtemelen soluk yolunda
İkinci
olarak
değerlendirilir.
solunumun
Hasta
konuşabiliyorsa,
solunumu
hastalarda
ileri
bilinçli
hastanın
yeterli
yeterli
ise
hava
demektir.
değerlendirme
sorun
olup
ve
yolu
Bilinç
vardır.
olmadığı
zorlanmadan
açık
ve
düzeyi
değişken
yapılmalıdır.
Hastanın
göğüs hareketleri değerlendirilmelidir. Düzensiz solunum,
ciddi bir sorun olabileceğini düşündürmelidir ve oksijen
desteği gerektirir.
Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı
Chyne Stokes Solunumu: Tedrici olarak artan ve
sonra tedrici olarak azalan solunumu takiben apne
ataklarının
esnasında
gözlenmesidir.
Çocuklarda
ve
uyku
görülebilir. İlerlemiş kalp hastalıklarında,
ağır böbrek hastalıklarında, kafa içi basınç artışında
(KİBAS ), ağır pnömoni ve menenjitte tespit edilebilir.
Biot solunumu: Derin ve hızlı solunumu apnelerin
takip ettiği solunum tipi olup özellikle kafa içini
ilgilendiren olaylarda gözlenmektedir.
Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı
Kussmaul solunumu: Derin, hızlı ve sürekli bir solunumdur.
Diabetik ketoasidoz, ağır anemi, yorucu egzersiz, pnömoni,
metabolik asidoz, ishal ve dehidratasyon da görülebilir. Göğüs
bölgesi asimetrik hareketler açısından izlenmelidir. Göğsün bir
tarafı yükselirken diğer tarafı yükselmiyorsa buna paradoksal
solunum denir ve yelken göğsü düşündürür. Hastanın solunumu
yoksa ya da soluk yolunda bir sorun olduğu düşünülüyorsa,
yaralanma
durumuna
uygun
olarak
başa
pozisyon
manevralardan birini kullanılır ve hava yolu açılır.
açıklığı
sağlandıktan
sonra
solunum
verilen
Hava yolunun
değerlendirilir.
Solunum
yeterliyse, oksijen verildikten sonra dolaşım değerlendirilir.
Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı
Solunum
yetersizse
veya
yoksa,
suni
solunuma
başlanır ve hastanın solunumunu desteklenir (balon
maske, nazofarengeal airway, orofarengeal airway,
endotrakeal tüp gibi araç gereçler kullanılabilir).
a) Dolaşım:
Hastanın
kardiyovasküler
sistemi
değerlendirilmeli, nefes darlığı yapan; tamponad,
kardiyojenik pulmoner ödem, kalp yetmezliği, Akut
MI komplikasyonu (kapak yetmezliği) gibi tanılar
düşünülerek hastanın nabzı ve juguler ven
dolgunluğuna bakılmalıdır.
b) Nörolojik muayene: Hızlı bir şekilde yapılmalıdır.
c) Hastanın tüm vücuduna bakılmalıdır.
Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı
İkinci
bakı; Hastanın ABCDE değerlendirmesi bitirilip
gereken resüsitatif işlemler de tamamlandıktan sonra ikincil
bakıya geçilir. İkincil bakı tam öykü alınması, tam fizik bakı
ve vital bulguların tekrar değerlendirilmesini içerir.
Öykü Alma: Öncelikle var olan sorunla ilgili kısa bir öykü
almaya çalışılır.
Henüz
yenilmiş
veya
içilmiş
bir
şeyin
ardından
mı
gerçekleşmiş? Yaralanma olmuş mu? Bu sorulara alınan
yanıtlar, soruna yol açan nedeni bulmaya yarayabilir.
Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı
Sorun aniden mi
yoksa artarak mı
ortaya çıkmış?
Allerji veya anaflaksi öyküsü var mı? Yaralanma söz
konusu ise nasıl olmuş? Bu sorulara alınan yanıtlar
sorunun tedavisini etkileyebilir. Örneğin, boyundaki
künt bir yaralanma, larengeal yaralanmaya dolayısıyla
solunum sıkıntısına neden olabilir.
a) Hava
yolu:
Orofaringeal
veya
nazofaringeal
patoloji, nazal pasaj veya farinksin büyük oranda
tıkanmasıyla ilişkilidir.
Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı
b) Solunum:
Solunumun
yeterliliğini
değerlendirirken
deri
de
incelenmelidir. Çünkü deri rengi, hastanın oksijenlenme durumu
hakkında oldukça önemli bilgiler verecektir. Solunumun bozulduğu
erken dönemde, oksijen eksikliği sempatik sinir sistemini uyarır.
Daha sonra deri rengi soluk bir hal alır ve terleme görülür.
Solunum
sayısının
doğru
belirlenmesi
önemlidir.
Solunum
sayısındaki artma ya da azalma solunum yetmezliğinin en erken
bulguları olabilir.
Solunum yetmezliğinin bir başka belirtisi ise,
yardımcı solunum kaslarının kullanılmasıdır. İnterkostal veya
suprasternal
çekilmelerin
olması
ya
da
karın
kaslarının
kullanılması, yardımcı solunum kaslarının solunuma katıldığını
gösterir. Bebek ve çocuklarda, burun kanatlarının solunuma
katılması ve hırıltılı solunum, yetmezlik belirtisidir.
Yapılması Gerekenler ve Tedavi Yaklaşımı
c) Dolaşım: Nabızların, boyun venöz dolgunluğunun
ve
kardiyak
ayrıntılı
yapılmalıdır.
saptanması
parmak,
üfürümün
değerlendirilmesi
Hepatojuguler
daha
reflünün
yetmezlik tanısında önemlidir. Çomak
özellikle
uzun
süreli
kalp
yetmezliği
ve/veya solunum yetmezliği olan hastalarda görülür.
Alt ekstremiteler ödem ve bacaklar arası çap farkı
açısından dikkatle değerlendirilmelidir.
SPESİFİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
1. Pulmoner emboli: Pulmoner arter veya dallarının aniden
pıhtı veya kanla taşınan diğer küçük partiküller tarafından
tıkanmasıdır. Pulmoner embolide klinik şüphe tanı koymamıza
yardımcı önemli faktörlerdendir. Predispozan faktörler göz
önünde bulundurulmalıdır.
Hastanın
vital
bulguları
hızlıca
değerlendirilip monitörize edilmeli ve intravenöz damar yolu
açılmalıdır. Hasta oksijenize edilmelidir. Hipotansiyonu varsa
düzeltecek ölçüde sıvı verilmelidir. Hasta anfraksiyone heparin
ile antikoagüle edilmeli veya düşük molekül ağrılıklı heparin
verilmelidir. Masif emboli vakalarında ise hasta hemodinamisi
göz önüne alınarak trombolitik tedavi verilmelidir
SPESİFİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
2. Akut pulmoner ödem: Çoğunlukla kronik bir sol kalp
yetersizliğinin dekompansasyonu sonucu, sıvının akciğer
akış yatağından hücreler arası dokuya veya alveollerine
geçmesi ile meydana gelir. Olası nedenleri; hipertansif
kriz, miyokard enfarktüsü, kardiyomyopati, kalp kapak
hastalığı, kalp veya böbrek yetmezliğine bağlı aşırı sıvı
yüklenmesi ve kalp ritim bozukluklarıdır. Hastanın ABC
kontrolü yapıldıktan sonra hastanın oturur pozisyonda
olması ve kollarını sarkıtması istenir. Oksijen verilmesi ve
ajite olan hastanın sedatize edilmesi önemlidir. Hastaya
nitrogliserin, diüretik ve morfin verilebilir.
SPESİFİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
3. Pnömötoraks:
Plevra
boşluğunda
havanın
toplanmasıdır. Tansiyon pnömötoraksta ise subap
mekanizmasının yol açtığı plevra boşluğunda artan
bir basınç söz konusudur.. Buna bağlı mediasten ve
trakea sağlam tarafa itilir. Büyük damarlar basya
uğrar. Hastada ani gelişen solunum sıkıntısı, göğüs
ağrısı ve şok bulguları vardır.Juguler dolgunluk
vardır. Acil olarak iğne torakostomi yapılmalıdır.
SPESİFİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
4. Astım: Bronkospazmla giden bronşiyal aşırı duyarlılık,
aşırı bronş sekresyonu ve bronşiyal duvar ödemi sonucu,
geriye dönüşümlü olarak hava yollarının tıkanmasıdır.
Hastada
hızla artan solunum güçlüğü,
aşırı
korku,
bitkinlik, mavi-gri cilt rengi, bradikardi, bilinç kaybı ve
solunum seslerinin duyulmaması çok önemlidir. Hasta
oturur pozisyonda olmalı ve kolları desteklenmelidir.
Siyanozda olan hastaya oksijen dikkatli verilmelidir aksi
takdirde CO2 narkozuna yol açılabilir. Tedavide B2
sempatomimetikler,
inhaler steroidler
ataklarda intravenöz uygulanabilir.
verilebilir. Ağır
SPESİFİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
5. Kalp tamponandı: Perikard içinde sıvı artışı yada
kan toplanmasının neden olduğu konsantrik kalp
basısıdır.
Tansiyon
amfizemde
de
pnömötoraks
tamponand
ve
mediastinal
gelişebilir.
Hastada
solunum sıkıntısı ve juguler venöz dolgunluk vardır.
Kalp sesleri pek duyulmaz, hipotansiyon vardır.
Hasta oturtulur, damar yolu açıklığı sağlanır, oksijen
ve sıvı desteği yapılır. Hasta kısa sürede transport
edilmelidir.
SPESİFİK TEDAVİ YAKLAŞIMLARI
6. Toksik akciğer ödemi (tahriş edici gaz inhalasyonuna
bağlı):Alveolar
membranların
ve
pulmoner
kapiller
duvarların toksik hasarıdır. Ödem hemen oluşabileceği
gibi birkaç saat sonra da oluşabilir. Hastalar 24-36 saat
izlenmelidir.
Hastada
öksürük,
giderek
artan
nefes
darlığı, ortopne, siyanoz, fokurdama, köpüklü kırmızı
balgam, şok olabilir. Hasta oturur pozisyonda daha rahat
nefes alır. Oksijen verilmeli
ve damar yolu açıklığı
sağlanmalıdır. Hastaya morfin yapılabilir. Enflamasyon
önleyici
steroid
verilebilir.
Diğer
diüretik
sempatomimetikler tedaviye eklenebilir.
ve
B2
İLGİNİZE TEŞEKKÜR EDERİM
Download