doktora tezi - Gazi Üniversitesi Açık Arşiv

advertisement
AYBEGÜM GÜNGÖRDÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
İŞLETME BİLİM DALI
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
DOKTORA
TEZİ
TÜRKİYE'DE YENİ ORTA SINIF:
PAZARLAMA BAKIŞ AÇISIYLA BİR ARAŞTIRMA
AYBEGÜM GÜNGÖRDÜ
ŞUBAT 2016
İŞLETME ANABİLİM DALI
İŞLETME BİLİM DALI
ŞUBAT 2016
TÜRKĠYE’DE YENĠ ORTA SINIF: PAZARLAMA BAKIġ AÇISIYLA BĠR
ARAġTIRMA
Aybegüm GÜNGÖRDÜ
DOKTORA TEZĠ
ĠġLETME ANABĠLĠM DALI
ĠġLETME BĠLĠM DALI
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
ġUBAT 2016
AYbegüın cÜNGÖRDÜ taraflndaı-ı
l,ıazırlanaıı "Ttirkil,e,de yeııi
orta Sınıf: pazarlaına Bakış
Açıslyla Bir Araştırır-ıa" adlı tez
çalışıııası aşağıdaki .ji.iri tarafiııclaıı oY gİnLİĞi
ile Gazi
Üniversitesi İşletıne Anabiliın
Dalında işletme Bilin-ı Dalında DoKToRA
TEZİ olarak
kabuI
edilın iştir.
Danışman: Prof. Dr. Melınıet Mithat
ÜNEll
İşletn-ıe Aııabilinı Dalı. Cazi
Üniversitesi
l}ıı tt,zin, kapsanl ı,c kalite olarak
Dokttıriı l czi oIcluğuıırı
Başkan: P,-,rt.
1,1.
Doğaıı Yaşar
tıı]ı1.1 lı-r
tırrılıı
AYHAN
Ticaı,i Bilin-ıler Fakiiltesi. Başkent
Üııiversitesi
Bu tezin. kapsam ve kalite olarak
.l-ezi
Doktora
olduğunu ona1,|ıyorun-ı/
Üye : Prof. Dr. Nezir KÖSE
Ekonoıııetri Anabilin-ı Dalı. Cazi
Üniversitesi
Bu tezin, kapsam ve kalite olarak
Doklora'l'czi olduğunu onaylı1,orunı/
Üye: Doç. Dr. Metelıaıı .fOLON
İşletn-ıe Anabilin-ı
Dalı, Cazi Üııiversitesi
Bu tczin. kapsan-ı ve kalite cılaı.ak
Doktorıı l.czi olduğunu
Üye : Doç. or. peİıae
tına,r.|11,1.11xn17
BAHAR KURTULMUşOĞLU
İşletıne Anabilinı Dalı, Başkeııt
Üniversitesi
Bu tczin. kapsanı vc kalite olarak
Doktora'l.ezi o|ıJuğunu tına,ı,lı_ı,orunı/
..
Tez Savuııına Tarihi: 24.02.20l6
Jüri tarafından kabul edilen bu
teziıı Doktora Tezi olıııası için gerekli
şartları yerİııe getİrdİğİnİ
onaylıyoruın.
Prof. Dr.9una
BAŞAK
Scısyal tJiliıııler l]ılstitıisii Mıicliirii
iv
TÜRKĠYE‟DE YENĠ ORTA SINIF: PAZARLAMA BAKIġ AÇISIYLA BĠR ARAġTIRMA
(Doktora Tezi)
Aybegüm GÜNGÖRDÜ
GAZĠ ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
ġubat 2016
ÖZET
Yükselen pazarlarda önemini artıran yeni orta sınıflar, ulusal ve uluslararası iĢletmelerin
dikkatini çekmektedir. ġu anki çalıĢma, yeni orta sınıf tüketicilerin tüketimci değerlerinin, dini
değerlerinin, mesleklerinin, eğitimlerinin, sahip oldukları varlıklarının keyfi tüketimleri
üzerine etkisini incelemektedir. ÇalıĢma, Ankara‟daki 391 yeni orta sınıf tüketiciye
yapılmıĢtır. ÇalıĢmada, geçerlik ve güvenilirlik analizi, açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi,
yapısal eĢitlik modeli ve tanımlayıcı istatistiklere yer verilmiĢtir. Yapısal eĢitlik modeli
sonucunda, dini değerlerin tüketimci değerler üzerinde negatif ve anlamlı etkileri olduğu,
tüketimci değerlerin de keyfi tüketim üzerinde pozitif ve anlamlı etkilerinin olduğu
bulunmuĢtur.
Bilim Kodu
: 1127
Anahtar Kelimeler : Yeni orta sınıf, tüketimci değerler, dini değerler, Buzdağı modeli.
Sayfa Adedi
Tez DanıĢmanı
: 226
: Prof. Dr. Mehmet Mithat ÜNER
v
THE NEW MIDDLE CLASS IN TURKEY: A STUDY WITH A MARKETING
PERSPECTIVE
(Ph. D. Thesis)
Aybegüm GÜNGÖRDÜ
GAZI UNIVERSITY
INSTITUTE OF SOCIAL SCIENCES
February 2016
ABSTRACT
The new middle class which enhanced their importance in emerging markets, gets both
national and international companies‟ attention. The present study explores the effect of
consumerist values, religious values, occupation, education and possessions on discretionary
consumption. We carried out our study on 391 new middle class consumers in Ankara,
Turkey. We performed validity and reliability analyses, exploratory factor analyses,
confirmatory factor analyses, descriptive statistics and structrual equation modelling. As a
result of our study, we found that there is a negative and significant relationship between
consumerist values and religious values. Furthermore, there is a positive and significant
relationship between consumerist values and discretionary consumption.
Science Code
Key Words
:
:
1127
New middle class, consumerist values, religious values, Iceberg model.
Page Number
Supervisor
:
:
226
Prof. Mehmet Mithat ÜNER
vi
TEġEKKÜR
Tezin hazırlanması sürecinde en büyük paya sahip danıĢmanım, hocam, Prof. Dr. M. Mithat
Üner baĢta olmak üzere, Prof. Dr. Nezir Köse‟ye, Prof. Dr. S. Tamer ÇavuĢgil‟e, Doç. Dr.
Metehan Tolon‟a, Doç. Dr. Ferudun Sezgin‟e, Prof. Dr. Doğan YaĢar Ayhan‟a ve Doç. Dr.
Feride Bahar KurtulmuĢoğlu‟na teĢekkürlerimi sunarım.
ÇalıĢmamı inceleyen ve çalıĢmama yönelik fikirlerini sunan Yrd. Doç. Dr. Kadri Gökhan
Yılmaz‟a, Dr. Tuba Tokuçoğlu YumuĢak‟a ve Dr. Sedat Belbağ‟a minnettarım. ÇalıĢmanın
gözden geçirilmesine sabırla katkı sağlayan Dr. Cihat Erbil‟e müteĢekkirim. Doktorant Emre
Burak Ekmekçioğlu‟na, doktorant Gülfiz Ergin Demirdağ‟a, doktorant Burcu Zengin‟e de
katkıları için teĢekkür ederim.
AraĢtırmamın belirli bir kısmında kullandığım veri setini bana sağlayan TÜĠK‟e de teĢekkür
ederim.
Canım aileme…
vii
ĠÇĠNDEKĠLER
Sayfa
ÖZET .........................................................................................................................................iv
ABSTRACT ................................................................................................................................ v
TEġEKKÜR ...............................................................................................................................vi
ĠÇĠNDEKĠLER ........................................................................................................................ vii
ÇĠZELGELERĠN LĠSTESĠ......................................................................................................... x
ġEKĠLLERĠN LĠSTESĠ ...........................................................................................................xiv
1. GĠRĠġ .............................................................................................................. 1
2. ORTA SINIF KAVRAMI VE DÜNYADA ORTA SINIF ............................ 7
2.1. Sınıf AnlayıĢı ve Klasik Orta Sınıf ................................................................................ 10
2.1.1. Marksist yaklaĢım .................................................................................................... 11
2.1.2. Weberci yaklaĢım .................................................................................................... 14
2.2. Marx ve Weber sonrası orta sınıf yaklaĢımları .............................................................. 17
2.2.1. Wright‟ın yaklaĢımı ................................................................................................. 18
2.2.2. Goldthorpe‟un yaklaĢımı ......................................................................................... 19
2.2.3. Bourdieu‟nün yaklaĢımı .......................................................................................... 19
2.2.4. Warner‟ın yaklaĢımı ................................................................................................ 22
2.3. Dünya‟da Yeni Orta Sınıf Kavramı ve GeliĢimi ............................................................ 23
2.4. Literatürde Orta Sınıf ve Yeni Orta Sınıf Tanımları ...................................................... 26
2.5. Orta Sınıfın Önemi ......................................................................................................... 35
2.6. Dünya Ekonomileri ve Orta Sınıflar .............................................................................. 36
2.6.1. GeliĢmiĢ, geliĢmekte olan, yükselen ekonomiler ve özellikleri .............................. 38
2.6.2. Yükselen Pazarlardan BRIC Ülkelerinde Orta Sınıf ............................................... 41
2.7. Sosyal Sınıfların Ölçümü ............................................................................................... 56
3. TÜRKĠYE‟DE ORTA SINIF ....................................................................... 59
3.1. Osmanlı Devleti‟nde Orta Sınıf...................................................................................... 59
3.2. Cumhuriyet‟in KuruluĢundan Günümüze Orta Sınıf ..................................................... 66
3.2.1. 1923-1980: Ulusalcı kalkınmacı dönem .................................................................. 66
3.2.2. 1980-2001: KüreselleĢmeye geçiĢ ........................................................................... 71
viii
Sayfa
3.3. Günümüz Türkiye‟sinde Orta Sınıf: 2001 Sonrası Dönem-Ak Parti Dönemi ............... 76
3.4. Yakın Türkiye Tarihinde Yeni Orta Sınıf Tanımlamaları .............................................. 80
4. TÜRKĠYE‟DE ORTA SINIFIN ÖZELLĠKLERĠ ........................................ 85
4.1. Pazarlama BakıĢ Açısından Orta Sınıfların Kullanımı .................................................. 85
4.2. Orta Sınıfın Büyüklüğü .................................................................................................. 91
4.3. Orta Sınıf ve Ekonomi ................................................................................................... 92
4.4. Orta Sınıfın Kendini Kimliklendirme/Değerlendirmesi ................................................. 98
4.5. Orta Sınıfın Karakteristikleri .......................................................................................... 99
4.5.1. Eğitim, meslek ve sahip olunan varlıklar .............................................................. 100
4.5.2. Değerler ................................................................................................................. 105
4.5.3. Beklentiler ............................................................................................................. 123
4.5.4. Tutumlar ................................................................................................................ 124
4.6.1. Keyfi tüketim ......................................................................................................... 130
4.6.2. Tüketim harcamaları .............................................................................................. 132
5. TÜRKĠYE‟DE YENĠ ORTA SINIF: PAZARLAMA BAKIġ AÇISIYLA
BĠR ARAġTIRMA ............................................................................................ 139
5.1. AraĢtırmanın Amacı ..................................................................................................... 140
5.2. AraĢtırmanın Yöntemi .................................................................................................. 140
5.2.1. Anket sorularının hazırlanması .............................................................................. 142
5.2.2. AraĢtırma modeli ................................................................................................... 143
5.3. Verilerin Analizi ve Bulgular ....................................................................................... 146
5.3.1.Keyfi tüketim gruplarının belirlenmesi .................................................................. 147
5.3.2. Güvenilirlik analizi ................................................................................................ 153
5.3.3. Açıklayıcı faktör analizi ........................................................................................ 154
5.3.4. Doğrulayıcı faktör analizi ...................................................................................... 159
5.3.5. Yapısal eĢitlik modeli ............................................................................................ 170
5.3.6. Tanımlayıcı istatistikler ......................................................................................... 176
6. SONUÇ VE ÖNERĠLER ............................................................................ 181
KAYNAKLAR ....................................................................................................................... 187
ix
Sayfa
EKLER .................................................................................................................................... 209
EK-1. Anket formu ................................................................................................................. 210
EK-2. Literatür taraması tablosu ............................................................................................. 214
ÖZGEÇMĠġ ............................................................................................................................ 225
x
ÇĠZELGELERĠN LĠSTESĠ
Çizelge
Sayfa
Çizelge 2.1. TabakalaĢmanın objektif ve subjektif faktörleri………………………………..
10
Çizelge 2.2. Eski ve yeni orta sınıf ………………………………………………………...
26
Çizelge 2.3. Literatürde yer alan orta sınıf tanımlarından örnekler………………………….
28
Çizelge 2.4. Literatürde yer alan yeni orta sınıf tanımlarından örnekler………………………..29
Çizelge 2.5. Üç ana ülke grubu arasındaki temel farklılıklar………………………………...
38
Çizelge 2.6. Ana ülke gruplarıyla ticaret durumları………………………………………...
39
Çizelge 2.7. Ana ülke gruplarının ulusal özellikleri………………………………………...
39
Çizelge 2.8. Her bir analist grubuna göre yükselen pazarlar………………………………...
40
Çizelge 2.9. BRIC ülkeleri ve Türkiye……………………………………………………..
40
Çizelge 2.10. 6,000 $ ve 30,000 $ arasında gelire sahip nüfusun payı………………………
42
Çizelge 2.11. BRIC ülkeleri ve türkiye için orta sınıf nüfusunun büyüklüğü………………..
42
Çizelge 2.12. BRIC ve türkiye için varlıklı orta sınıf ve kitlesel orta sınıf sıralaması……….
43
Çizelge 2.13. BRIC ülkeleri ve Türkiye‟de tahmini tüketim………………………………..
43
Çizelge 2.14. Çin orta sınıfının bölümlendirilmesi…………………………………..........
51
Çizelge 2.15. 2012 yılı ses grupları ve özellikleri……………………………………….…
57
Çizelge 3.1. 1947 yılında Ankara‟da tabakalar ve tüketim normları..................................….
68
Çizelge 4.1. ÇeĢitli iĢletmelerin orta sınıfa yönelik pazarlama stratejileri..........................….
88
Çizelge 4.2. Türkiye için orta sınıfın büyüklüğüne yer veren çalıĢmalardan örnekler........….
91
Çizelge 4.3. Ekonomik göstergeler, Türkiye ....................................................................….
94
Çizelge 4.4. EĢdeğer hanehalkı kullanılabilir gelire göre sıralı yüzde 20‟lik gruplar itibarıyla yıllık
eĢdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirin dağılımı (Türkiye) ................................................….
96
xi
Çizelge
Sayfa
Çizelge 4.5. EĢdeğer hanehalkı kullanılabilir gelire göre Gini Katsayısı .........................….
97
Çizelge 4.6. Orta sınıfın kendini kimliklendirmesinden söz eden çalıĢmalardan örnekler-Türkiye
.........................................................................................................................................…. 99
Çizelge 4.7. Orta sınıfın eğitiminden söz eden çalıĢmalardan örnekler-Türkiye ................…. 101
Çizelge 4.8. Orta sınıfın mesleklerinden söz eden çalıĢmalardan örnekler-Türkiye ...........…. 102
Çizelge 4.9. Orta sınıfın sahip olduğu varlıklar üzerine çalıĢmalardan örnekler-Türkiye…….. 105
Çizelge 4.10. Dini değerlerden söz eden çalıĢmalardan örnekler-Türkiye .........................…. 118
Çizelge 4.11. Orta sınıfın beklentilerinden söz eden çalıĢmalardan örnekler-Türkiye .......…. 123
Çizelge 4.12. Politik katılımdan söz eden çalıĢmalardan örnekler-Türkiye .......................…. 125
Çizelge 4.13. En büyük 20 tüketim pazarı ........................................................................…. 129
Çizelge 4.14. Hanehalkı tüketim harcamasının dağılımı, Türkiye geneli, % cinsinden......…. 132
Çizelge 4.15. Orta sınıfın tüketimine yer veren çalıĢmalardan örnekler-Türkiye ...............…. 133
Çizelge 4.16. Orta sınıfın kendisine yakın hissettiği markalar ..........................................…. 135
Çizelge 4.17. Türkiye‟deki yeni orta sınıfın özellikleri .....................................................…. 138
Çizelge 5.1. AraĢtırmada kullanılan ifadeler ve dayanakları .............................................…. 142
Çizelge 5.2. Çoklu bağlantı probleminin araĢtırılması ......................................................…... 147
Çizelge 5.3. Tüketim grupları ..........................................................................................…. 148
Çizelge 5.4. Türkiye geneli için tüketim grupları bazında gelir ve fiyat esneklikleri .........…. 150
Çizelge 5.5. 1.yüzdelik dilim için tüketim grupları bazında gelir ve fiyat esneklikleri….. 150
Çizelge 5.6. 2. yüzdelik dilim için tüketim grupları bazında gelir ve fiyat esneklikleri…. 151
Çizelge 5.7. 3. yüzdelik dilim için tüketim grupları bazında gelir ve fiyat esneklikleri……... 151
Çizelge 5.8. 4. yüzdelik dilim için tüketim grupları bazında gelir ve fiyat esneklikleri… ..…. 152
Çizelge 5.9. 5. yüzdelik dilim için tüketim grupları bazında gelir ve fiyat esneklikleri .....…. 152
xii
Çizelge
Sayfa
Çizelge 5.10. 2.,3., ve 4. yüzdelik dilimlerin toplamı için tüketim grupları bazında gelir ve fiyat
esneklikleri.......................................................................................................................…. 153
Çizelge 5.11. Güvenilirlik analizi.....................................................................................…. 154
Çizelge 5.12. Tüketimci değerler ölçeğinin değiĢkenlerine iliĢkin KMO örneklem
yeterliliği ölçeği ve Bartlett Küresellik Testi değeri .......................................................…. 155
Çizelge 5.13. Tüketimci değerler ölçeğinin faktörlerine iliĢkin açıklanan toplam varyans ...156
Çizelge 5.14. Tüketimci değerler bileĢenlerine iliĢkin dönüĢtürülmüĢ faktör matrisi ....…... 156
Çizelge 5.15. Faktör korelasyon matrisi .........................................................................…. 157
Çizelge 5.16. Ġslami Dindarlık Endeksi ölçeğinin değiĢkenlerine iliĢkin KMO örneklem
yeterliliği ölçeği ve Bartlett Küresellik Testi değeri……………………………………..
157
Çizelge 5.17. Ġslami Dindarlık Endeksi ölçeğinin faktörlerine iliĢkin açıklanan toplam varyans
.........................................................................................................................................…. 158
Çizelge 5.18. Ġslami Dindarlık Endeksi bileĢenlerine iliĢkin dönüĢtürülmüĢ faktör matrisi
............................................................................................................................................. 158
Çizelge 5.19. Faktör korelasyon matrisi ............................................................................. 159
Çizelge 5.20. EFA sonrası güvenilirlik analizi sonuçları.................................................... ...159
Çizelge 5.21. Uyum indeksleri ve yorumları ...................................................................... 161
Çizelge 5.22. 1. Düzey DFA modeli sonuçları (Tüketimci Değerler Ölçeği) ................... 164
Çizelge 5.23. 1. Düzey DFA modeli uyum ölçütleri (Tüketimci Değerler Ölçeği) ............ ...164
Çizelge 5.24. 2. Düzey DFA modeli sonuçları (Tüketimci Değerler Ölçeği) ................... 166
Çizelge 5.25. 2. Düzey DFA modeli uyum ölçütleri (Tüketimci Değerler Ölçeği) ............ 166
Çizelge 5.26. 1. Düzey DFA modeli sonuçları (Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeği) ............ 167
Çizelge 5.27. 1. Düzey DFA modeli uyum ölçütleri(Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeği)……168
Çizelge 5.28. 2. Düzey DFA modeli sonuçları (Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeği)…………169
Çizelge 5.29. 2. Düzey DFA modeli uyum ölçütleri(Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeği)……169
xiii
Çizelge
Sayfa
Çizelge 5.30. DFA sonrası güvenilirlik analizi sonuçları, AVE, CR değerleri .................. 169
Çizelge 5.31. Pearson korelasyon sonuçları........................................................................ 170
Çizelge 5.32. Yapısal eĢitlik modeli için hipotezlerin kabulü/reddi……………………...
171
Çizelge 5.33. Anlamlı iliĢkilerin olduğu YEM sonuçları ................................................... 172
Çizelge 5.34. Anlamlı iliĢkilerin olduğu YEM uyum ölçütleri........................................... 172
Çizelge 5.35. Anlamlı iliĢkilerin olduğu YEM sonuçları (2. Model) ................................. 175
Çizelge 5.36. Anlamlı iliĢkilerin olduğu YEM uyum ölçütleri (2. Model) ........................ 176
Çizelge 5.37. Frekans analizi sonuçları .............................................................................. 177
Çizelge 5.38. Otomobil ve akıllı telefon markaları ............................................................. 178
Çizelge 5.39. Ortalama gelir, tasarruf ve harcama .............................................................. 178
Çizelge 5.40.KiĢilerin kendilerini toplumda gördükleri yer, frekans analizi sonuçları…..
179
Çizelge 5.41. Orta sınıf denildiğinde iliĢkilendirilen kavramlar ......................................... 179
Çizelge 5.42. Tüketimci Değerler Ölçeği, faktör ve maddelerin ortalamaları .................... 180
Çizelge 5.43. Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeği, faktör ve maddelerin ortalamaları ........... 180
xiv
ġEKĠLLERĠN LĠSTESĠ
ġekil
Sayfa
ġekil 2.1. Buzdağı Modeli ..................................................................................................
34
ġekil 4.1. Türkiye‟deki yoksul nüfus, kırılgan nüfus ve orta sınıf, 2002 - 2011 (%) .........
92
ġekil 4.2. Hofstede‟nin 6 boyutlu modeli Türkiye sonuçları.. ............................................
120
ġekil 5.1. AraĢtırmanın teorik modeli .................................................................................
146
ġekil 5.2. 1. Düzey DFA modelinde standartlaĢtırılmıĢ katsayılar için yol diyagramı
(Tüketimci Değerler Ölçeği) ............................................................................................... 163
ġekil 5.3. 2. Düzey DFA modelinde standartlaĢtırılmıĢ katsayılar için yol diyagramı
(Tüketimci Değerler Ölçeği) ............................................................................................... 165
ġekil 5.4. 1. Düzey DFA modelinde standartlaĢtırılmıĢ katsayılar için yol diyagramı (Ġslami
Dindarlık Endeksi Ölçeği) ................................................................................................ 167
ġekil 5.5. 2. Düzey DFA modelinde standartlaĢtırılmıĢ katsayılar için yol diyagramı (Ġslami
Dindarlık Endeksi Ölçeği) ................................................................................................ 168
ġekil 5.6. Anlamlı iliĢkilerin olduğu YEM .......................................................................
171
ġekil 5.7. Anlamlı iliĢkilerin olduğu YEM (2. Model) .....................................................
175
1
1. GĠRĠġ
Büyük servet olan yerde büyük eşitsizlik vardır.
Bir kişinin çok zengin olabilmesi için en az beş yüz fakir gerekir.
Adam Smith
İnsanlar sembol üreten, sembol tüketen varlıklardır.
Robert Bocock
Günümüzün postmodern toplumları çok katmanlı bir yapıya sahiptir. Bir sosyal sınıf ya da
katman, sosyal anlamda eĢit bireyler kümesidir. Sosyal sınıf, aynı toplumsal saygınlığa sahip,
birbirleriyle sıkı iliĢkileri olan ve davranıĢsal beklentileri benzer olan kiĢilerin oluĢturduğu bir
sosyal yapıdır (Oluç, 1987: 7). Postmodern tüketim toplumlarında, sosyal sınıflara ait sınırlar,
akıĢkandır ve kimlikler devamlı değiĢir. Grupların ihtiyaçlarını tespit etmek için yakından
takip edilmeleri gerekir.
Sosyal sınıflar içerisindeki her bir sınıfın üyeleri giyimleri, konuĢma Ģekilleri, eğlence
tercihleri, tüketim eğilimleri, meslekleri, eğitimleri, gelirleri, sahip oldukları varlıklar, zevkleri
gibi değiĢkenler açısından farklılaĢmaktadır. Her bir sosyal sınıf, kendi içerisinde değerleri,
ilgi alanları ve davranıĢları benzer üyeleriyle homojen gruplar olarak görünür. Sosyal sınıfların
üyeleri, bulundukları sınıfa göre üst veya alt düzeyde konumlarda olduklarını düĢünürler ve
farklı sosyal sınıflardaki tüketiciler, farklı satın alma davranıĢlarına itilirler. Sosyal sınıfların
belirleyicileri, meslek, gelir, servet, eğitim, ikamet ettikleri yerler, yaĢam koĢulları, yaĢam
görüĢleri, yaĢam davranıĢları ve değer yönelimi gibi birden fazla unsurdan ve belirtilen
unsurların çeĢitli kombinasyonlarından oluĢmaktadır ve bireyler, yaĢamları boyunca sınıflar
arasında geçiĢ yapabilir.
Sosyal sınıflara iliĢkin çalıĢmalar, 17. Yüzyıldan itibaren günümüze kadar gelmektedir. Marx,
iki kutuplu burjuva ve proleteryadan oluĢan toplum yapısından söz ederken orta sınıfların
proleteryaya dönüĢeceği hükmüne varır. Weber ise dört sınıflı toplum yapısına iĢaret ederek
orta sınıflardan da söz eder. Günümüzde birçok orta sınıf analizi Weber‟e dayanmaktadır.
Warner, sosyal sınıfların ölçümünde, Statü Özellikleri Endeksi‟ni ortaya koyarken, Mills,
2
50‟lerde yeni orta sınıfı tanımlar. Goldthorpe ise sosyal sınıfları meslek değiĢkeni ile alır. 80‟li
yıllarda Bourdieu, günümüzde araĢtırmacıların sıklıkla kullandığı, sosyal sınıfların ölçümünde
kültürel sermaye, sosyal sermaye ve ekonomik sermaye kavramlarını ortaya koyar. Yakın
Türkiye tarihindeki çalıĢmalara bakıldığında ise, araĢtırmacıların eski ve yeni orta sınıfları
ayırmada ideolojik bakıĢ açısını öne koydukları görülmektedir. Bazı yazarlar yeni orta
sınıfların çoğunluğunun seküler olduğunu belirtirken diğer bazıları yeni orta sınıfın
çoğunluğunun dindar olduklarını söyler. Yeni orta sınıf içerisinde dindar grupların da seküler
grupların da olduğunu belirten görüĢ, tarafımızdan da benimsenmektedir. Sosyal sınıflar,
genellikle alt, orta ve üst sınıflar olarak ayrılmaktadır. Orta sınıf ya da bazı yazarlara göre orta
sınıflar, tanımlanmasında ve ölçülmesinde genellikle güçlük yaĢanan bir konudur. Boratav
(2005: 10), kol emekçisi olarak belirtilen gruptan ayrılan orta sınıfın üstünde kimin
olduğunun, kural olarak belirli olmadığını belirtir. Orta sınıfın, ara tabakalar ya da Marksist
yazında küçük burjuvazi biçiminde adlandırıldığı da görülmektedir. Yeni orta sınıfa ise yeni
küçük burjuvazi de denilebilmektedir. Sosyolojik araĢtırmalarda sosyal sınıflar, eğitimleri ve
meslekleri ile ön plana çıkarken; iktisadi araĢtırmalar hanehalkı gelirine, hanehalkı
harcamalarına, kiĢi baĢına gelire ya da kiĢi baĢına harcamalara odaklanır. Pazarlama bakıĢ
açısından yapılmıĢ çalıĢmalar ise 1957 yılında baĢlamıĢ ve oldukça az sayıdadır. Belirtilen
çalıĢmalar, orta sınıf bireylerin tüketimlerini inceler ve sosyal sınıfın önemine dikkat çeker.
Orta sınıf, çoğunlukla gelir bazlı ya da meslek bazlı tanımlanabilmekte ve tanımlar, ülkeden
ülkeye değiĢebilmektedir. Dolayısıyla, tüm dünyada geçerli tek bir orta sınıf tanımı yapılması
mümkün değildir. Böylesi bir tanımın verilemeyiĢi, esasında, ülkeler arasındaki orta
sınıf(lar)ın değiĢkenliğiyle örtüĢtüğünde, konunun geliĢimini zenginleĢtirmektedir.
Yükselen pazarlarda, 2030 yılı itibarıyla orta gelir seviyelerine 1,6 milyar kiĢinin katılması
beklenmekte ve belirtilen rakamın 2050 yılında 2,6 milyara çıkması öngörülmektedir; söz
konusu rakam, günümüz dünya nüfusunun üçte birine karĢılık gelmektedir (Ward ve
Neumann, 2012: 20). Geçtiğimiz on yılda, milyonlarca insanın küresel orta sınıfa dâhil
olmasıyla yükselen pazarlarda yeni tüketici pazarlarının yaratılmasına neden olunmuĢtur.
Böylece, Dunkin‟ Donuts‟ın Hindistan‟a girmesi örneğinde olduğu gibi, küresel iĢletmeler
3
yeni pazarlara açılmıĢtır (Birdsall, 2012b). Orta sınıflar, küresel iĢletmeler için yeni pazarlar
ve yeni fırsatlar anlamına gelmektedir.
1980‟leri takiben özellikle 1990‟lar tüm dünyada ve Türkiye‟de yeni orta sınıflar ortaya
çıkmıĢtır. Bir orta sınıf demokrasisi olan Amerika, yeni orta sınıfın üst kademelerindeki
yönetici adaylarını, finans uzmanlarını; sermayedarlar kendi saflarına kazandırmıĢ ve onlar da
sermaye sahibi olmaya baĢlamıĢlardır (Keyder, 2014). Benzer biçimde Türkiye‟deki yeni orta
sınıf da aynı yönde ilerlemektedir. Genel anlamda bakıldığında, Türkiye‟deki çalıĢmalarda,
yeni orta sınıf, geleneksel alıĢkanlıklardan bilinçli biçimde kurtulmuĢ ve kendi kimliklerini
sürdürmek için tüketimle yakından ilintili bireyselleĢmiĢ yaĢam tarzlarını sürdüren bireyler
olarak sunulmaktadır (Karademir, 2009: 1).
AraĢtırmanın amacı, yeni orta sınıf tüketicilerin tüketimci değerlerinin, dini değerlerinin,
mesleklerinin, eğitimlerinin, sahip oldukları varlıklarının keyfi tüketimleri üzerine etkisini
incelemektir.
AraĢtırmanın problemleri ise aĢağıdaki gibidir:
1- Yeni orta sınıf, kendisini hangi kavramlarla kimliklendirmektedir?
2- Yeni orta sınıfın tüketim harcamaları nasıl sıralanmaktadır?
3- Yeni orta sınıfın eğitimi, meslekleri, sahip olunan varlıkları nelerdir?
4- Yeni orta sınıfın tüketimci değerleri ve dini değerleri nelerdir?
5-Yeni orta sınıfın mesleklerinin, eğitimlerinin, sahip olduğu varlıkların, tüketimci
değerlerinin ve dini değerlerinin keyfi tüketimleri üzerinde etkisi var mıdır? Varsa belirtilen
etki nasıldır?
Orta sınıf üzerindeki çalıĢmalar, disiplinler ötesi olup sosyoloji, antropoloji, iĢletme,
pazarlama, tarih, iletiĢim, siyaset bilimi, iktisat dallarında yer alan araĢtırmaları da içerir.
ÇeĢitli bilim dallarından yararlanarak (sosyoloji, istatistik, iktisat, tarih, ilahiyat, iĢletme)
pazarlama bakıĢ açısıyla yeni orta sınıfın değerlendirilmesine çalıĢması ve pazarlama
disiplininde yer alan az sayıdaki orta sınıf çalıĢmalarından birisi olması nedeniyle, yapılan
araĢtırma önemlidir.
4
AraĢtırmanın sınırlılıkları, il olarak Ankara‟nın ve üç ilçesinin seçilmiĢ olması, içsel değiĢken
olarak eğlence ve kültür harcamalarının alınması, çalıĢmada üst ya da alt sınıftan tüketicilerin
katılmayıĢı, hanehalkı gelirinin katılımcının sınıfını tam anlamıyla yansıtabilmesi için 25 yaĢ
ve üzeri bireylerin araĢtırmaya alınmasıdır. AraĢtırmanın varsayımı ise, yeni orta sınıfın,
“serbest pazar reformlarıyla birlikte 1980‟lerden sonra ortaya çıkmaya baĢlayan, boĢ zaman
aktiviteleri gibi keyfi tüketim harcamalarında bulunabilecekleri harcanabilir gelire sahip,
beyaz yakalı, iyi eğitimli, kentli” kimselerden oluĢtuğudur.
ÇalıĢmanın giriĢi takiben yer alan ilk bölümünde, orta sınıf kavramı ve dünyada orta sınıf
anlatılmaktadır. Marx ve Weber‟le baĢlayan sınıf çalıĢmalarından günümüze orta sınıf
açısından önem teĢkil eden yazarların çalıĢmalarına yer verilmiĢtir. Dünyada yeni orta sınıf ve
geliĢimi anlatılarak literatürdeki ortasınıf ve yeni orta sınıf tanımlarına yer verilmektedir.
Dünyada orta sınıf tanımı açısından kesin bir tek tanım olmasa da yeni orta sınıf tanımları
benzerdir. Orta sınıfın yükselen pazarların ayırt edici bir özelliği olmakla birlikte diğer önemli
olduğu hususlara da yer verilmektedir. BRIC ülkeleri olarak adlandırılan yükselen pazarların
en önemli ülkeleri ile Türkiye karĢılaĢtırması da farklı kriterler cinsinden yapılmıĢtır.
Bir sonraki bölümde, tarihsel bakıĢ ile günümüz orta sınıflarını daha iyi anlayabilmek adına
Osmanlı‟dan baĢlayarak Cumhuriyet döneminden günümüze orta sınıfın geliĢimi tarihi
toplumsal geliĢmeler ıĢığında verilmektedir. Dahası yakın Türkiye tarihindeki yeni orta sınıf
tanımlamalarına yer verilerek açıklanmaktadır.
Dördüncü bölümde, Türkiye‟deki orta sınıfın özellikleri, pazarlamada orta sınıfın nasıl
kullanıldığına iliĢkin bir baĢlık ile anlatılmaya baĢlanmaktadır. Pazar potansiyelinin göstergesi
olan orta sınıfın büyüklüğüne yer verilmiĢ, farklı gelir tanımları üzerinde duran çeĢitli
çalıĢmaların orta sınıflara farklı büyüklükler verdiği görülmüĢtür. Ekonomik istikrarı elde
etmede önemli olmaları nedeniyle orta sınıfların ekonomiyle olan iliĢkisine de yer verilmiĢtir.
Diğer objektif değerlendirmeler olan, mesleği, geliri, eğitimi değiĢken olarak kullanan
değerlendirmelere nazaran subjektif bir değerlendirme yöntemi olan orta sınıfın kendini
kimliklendirmesi de anlatılmıĢtır. Belirtilen değerlendirme, ülkelerde kimi zaman objektif
büyüklükleri geçebilmektedir çünkü kiĢiler kendilerini çoğunlukla orta sınıflar olarak görme
5
eğilimindedir. ÇalıĢmada bütüncül bakıĢ açısı ve kapsayıcılığıyla öne çıkan Buzdağı Modeli
(ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a) kapsamında orta sınıfın karakteristikleri içerisinde öncelikle
eğitim, meslek ve sahip olunan varlıklara değinilmiĢtir. Eğitim açısından lisans ve üzeri
bireyler ele alınmıĢ, meslek ise kamu sektöründe çalıĢanlar ve özel sektörde çalıĢanlar olarak
incelenmiĢtir. Sahip olunan varlıklar ise, araba sahibi olup olmama ve ev sahibi olup olmama
cinsinden incelenmiĢtir. Sonrasında aynı model içerisinde verilen, Buzdağı‟nın en dibinde yer
alan değerler anlatılmıĢtır. Değerler, Türkiye‟deki orta sınıfın tüketimci değerlerinin ve dini
değerlerinin öne çıktığının düĢünülmesiyle söz konusu bağlamda incelenmiĢtir. Zira
Türkiye‟deki orta sınıfın tüketimci değerler boyutları olarak yer alan gösteriĢçi tüketim
eğiliminde oldukları, kendini gerçekleĢtirme ve rahatına düĢkün oldukları ile Batılı yaĢam
tarzlarına hayran oldukları, çalıĢmanın ilerideki kısımlarında belirtilmektedir. Özellikle 80
sonrası Türkiye‟de satın alma güçlerinin artıĢıyla birlikte tüketim pazarı sahnesine çıkan yeni
dindar orta sınıf bireylerin de tüketim harcamalarında bulunmaları, Ģu anki çalıĢmada yeni orta
sınıfın değerleri içerisinde dini değerlerin de öne çıktığını göstermiĢtir. Ayrıca, orta sınıf için
önem arz eden bireyci-kolektivist değerler, materyalistik değerler ile beklentiler ve tutumlara
da literatür kısmında yer verilmiĢtir.
ÇalıĢmada, son olarak, yeni orta sınıf tüketicilerin tüketimci ve dini değerlerinin, sahip
oldukları varlıkların, mesleklerinin, eğitimlerinin keyfi tüketimlerine etkisi yapısal eĢitlik
modellemesi yardımıyla araĢtırılmaktadır. Memur Ģehri olarak ön plana çıkması ve baĢkent
olması nedeniyle seçilen Ankara‟da nüfus büyüklüğü açısından en büyük üç ilçe olan
Çankaya, Yenimahalle ve Batıkent‟te yapılan çalıĢma 391 tüketici üzerinden gerçekleĢmiĢtir.
Güvenilirlik, geçerlilik analizleri; açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri; frekans analizi ve
yapısal eĢitlik modellemesi kullanılmıĢtır. Nihayetinde bulguları takiben sonuca ve akademik
araĢtırmalar ile birlikte iĢletmelere yönelik öneriler sunulmuĢtur.
6
7
2. ORTA SINIF KAVRAMI VE DÜNYADA ORTA SINIF
Türkiye‟nin sınıfsal yapısını (daha çok orta sınıf özelinde) çözümlemek için tarihi geliĢmeler
ıĢığında sınıf tetkiklerinin yapılması elzemdir. Nitekim, tarihsellik, bir diğer deyiĢle, sosyal
yaĢam, olay ve süreçlerin zamanla gerçekleĢmesi durumu, toplumsal hayatın varoluĢsal bir
gerçeği olduğundan günümüzü anlamak için gereklidir (Demirezen, 2015: 29). Sınıf tetkikleri
yapılırken, Osmanlı Dönemi, Cumhuriyet Dönemi, özellikle Atatürk, Demokrat Parti, Turgut
Özal dönemleri ve belirtilen dönemlere iliĢkin toplumsal yapılar incelenmelidir. Osmanlı‟dan
günümüze gerek dünyadaki gerek Türkiye‟deki ekonomik, sosyolojik ve kültürel geliĢmeler
Türk toplumunu da etkilemiĢ ve değiĢikliklere uğratmıĢtır. Kapitalizmin etkileri, daha 18.
yüzyılda hissedilmeye baĢlanmıĢ ve tarımın hızla ticarileĢmesine, devlet topraklarının
özelleĢtirilmesine, vakıf, imaret vb. kurumların ekonomik temellerinde değiĢikliklere yol
açmıĢtır (Karpat, 2013a: 6).
Her toplumda kiĢiler arasında çeĢitli eĢitsizlikler, belirli toplumsal roller ve söz edilen farklı
rollerle iliĢkilendirilen farklı gelir, saygınlık gibi ödüller vardır (Tolan, 1996: 257). YaĢ,
cinsiyet, din, dil, ırk, etnik köken, meslek, gelir, servet düzeyi gibi olgular, eĢitsizliklerin
belirleyicilerindendir (Yıldırım, 2011: 7). Söz konusu eĢitsizliklerin, toplumsal tabakalaĢmayı
ve bir toplumsal tabakalaĢma modeli olan sınıf kavramlarını ortaya çıkardığı bilinmektedir.
Toplumsal tabakalaĢma kavramı; bireylerin toplumda eĢit olmayan konumlarına, bir baĢka
deyiĢle eĢitsizlik olgusuna dikkat çeker ve bireylerin mesleklerine, toplumsal hiyerarĢideki
konumlarına ve bireylerin mesleklerine toplumun gösterdiği tepki olan toplumsal
değerlendirmeyi yansıtır (Erdem, 2010: 285). Sınıf ise, belirli özelliklere sahip olan kiĢilerden
oluĢan bir kategori olmakla birlikte bir toplumsal sınıftan söz edebilmek için gerçek toplumsal
grupların bir makro grup oluĢturmaları ve grubun, birlik ve bütünlüğünü çeĢitli yollarla
kanıtlaması gerekir (Tolan, 1996: 259).
Sosyal 1 sınıflar; üyeleri benzer değerleri, menfaatleri ve davranıĢları paylaĢan, kısmen
değiĢmez ve düzenli bölümlerdir: Sosyal sınıflar gelir gibi tek bir faktörle ölçülmeyip meslek,
1
Kimi yayınlarda farklı kullanımlar söz konusu ise de bu çalıĢma için sosyal ve toplumsal kelimesi, aynı anlamda
kullanılmaktadır.
8
gelir, eğitim, servet ve diğer değiĢkenlerin bir kombinasyonu ile ölçülmektedir (Kotler ve
Armstrong, 2010: 164). Batı toplumlarında bulunan önemli sınıflar, yukarı sınıf [varlıklı
sanayici ve iĢverenler, üst düzey yöneticiler (üretken kaynaklara doğrudan sahip olan ya da
onları denetleyenler)], orta sınıf (beyaz yakalı iĢçilerin çoğunluğuyla profesyonelleri içeren)
ve iĢçi sınıfı (mavi yakalı ya da el emeğine dayalı iĢlerde çalıĢanlar) biçimindedir; ayrıca
dördüncü bir sınıf olarak köylüler (geleneksel tarımsal üretim biçimlerini sürdüren insanlar) de
önemli sayılmıĢtır (Giddens, 2000: 259). Sınıf kavramı, sınırları belirsiz ve anlaĢılması güç bir
konu olarak karĢımıza çıkmaktadır; öyle ki içerisinde birtakım tutarsızlıkları taĢıyabilir. Daha
düĢük statülü bir gruptan gelen bir kimse, yüksek statülü bir iĢe sahip olabilir ya da liseyi bile
bitirememiĢ bir kiĢi Ģehrin daha iyi kısmında yaĢayabilir, sosyal bilimciler söz edilen durumu
yani sosyal sınıftaki iç tutarsızlığı açıklamada, statü kristalizasyonu kavramını kullanmaktadır
(Solomon, 2015: 475).
Sonuçta, kiĢilerin kendilerini daha mutsuz hissetmelerine neden
olunur; bazı kimseler içinde bulundukları sınıftakilerden medyan olarak en az % 25-30 daha
fazla kazanırken -“imkânları fazla olanlar-overprivileged”, diğer bazıları içinde bulundukları
sınıftan medyan olarak en az % 15 daha az kazanır –“imkânları az olanlar-underprivileged” ve
ev fakirleri “house-poor” böyle oluĢur, içini döĢemeye paraları yetmeyecek bir eve çok para
öderler (Solomon, 2015: 475). Devlet okulu öğretmenleri gibi profesyonellere göre, bazı mavi
yakalı çalıĢanlar (tesisatçı ve elektrikçiler), daha fazla kazanabilir (Hawkins vd., 2007:136).
Yine de sınıf çalıĢmaları, toplumları anlamada ve pazarlama disiplini açısından pazarları
tanımada yol göstericidir.
Türk kültürü, tarihi ve insanları, her zaman bilim adamlarını etkilemiĢ olup yakın zamanlarda
ülke, aynı zamanda Batılı iĢletmelerin ve yatırımcıların dikkatini çekmiĢtir (ÇavuĢgil vd.,
2003: 467). GeniĢleyen orta sınıfın yarattığı tüketim talebi, söz edilen dikkatin önemli
nedenlerinden birisidir. Esasen Sanayi Devrimi‟nden sonra, tüm dünyada sanayileĢme,
ĢehirleĢme sürecinde çok sınıflılık, çoğulcu tabakalaĢma, artan ve geniĢleyen orta sınıflaĢma
ve beyaz yakalılar dikkat çekmiĢtir (Erkal vd., 1997: 258).
Günümüz Türkiyesi‟nin sınıf yapısının daha iyi anlaĢılması için konunun geçmiĢten günümüze
getirilmesi ve geleceğe dair tahminlerle geniĢletilmesi gerekmektedir. GeçmiĢe bakıldığında,
Osmanlı Devleti‟nde milli (Türk-Müslüman) orta sınıf, 18. yüzyılda pazar ekonomisinin
9
devleti etkisi altına almaya baĢlamasıyla geliĢen, tarım alanında oluĢan, özel mülkiyet, piyasa,
talep ve fiyat güçleriyle ortaya çıkan ekonomik kökenli yeni bir sınıf olarak karĢımıza çıkar
(Karpat, 2010c). Osmanlı‟da mevcut olan yerli orta sınıfın yanı sıra, özellikle II. Abdülhamid
döneminde yapılan reformların bir sonucu olarak, 19. yüzyılda ortaya çıkan “yeni” orta sınıfın
istekleri ve büyüklüğü zaman içerisinde giderek artmıĢ ve Cumhuriyet Dönemi‟yle birlikte
orta sınıfın önemi pekiĢmiĢtir. Takip eden dönemlerde ise özellikle 1980‟li yıllarda orta sınıf
güçlendirilmiĢtir. Türkiye‟de 1980‟ler sonrasında, ama daha da hızlanarak son 10-15 yılda,
yeni tür bir orta sınıfın oluĢmaya baĢlaması, kendi yaĢam koĢullarına, bilgi alanlarına,
uzmanlık sahalarına önceki nesillerin eskimiĢ kurallarının hükmetmesine razı olmayacak
gençlerin sayısını artırmıĢtır (Keyder, 2013). Bugün Türkiye, aynı zamanda, orta sınıfın üst
kademesi sayılabilecek büyük sermayedar bir grup da yetiĢtirmiĢtir (Karpat, 2010d). Bilgi
çağına uygun toplumsal yapılarda orta sınıflardan oluĢan hizmet sektörü, nüfusun yüzde 85‟ini
kapsar hale gelmiĢtir (Altan, 2012). Bilgi teknolojisi devrimi, üretim, dağıtım ve malların
tüketim biçimlerinde embiryonik bir değiĢime yol açmıĢtır (Castells, 1997‟den aktaran Aydın,
2006: 463).
Orta sınıflar, geliĢmiĢ toplumlarda değiĢimi tetikleyebilecek güce de sahip olabilmektedir. Bir
toplumdaki değiĢme, o toplumdaki mevcut çıkar dengesinin ya da egemenliğinin değiĢmesi
demektir (Kongar, 2011: 286). GeliĢmiĢ toplumların çoğunda, hem pazar ekonomisinin hem
de demokrasinin bel kemiğinin orta sınıflar (Birdsall vd., 2000) olması ve aynı zamanda orta
sınıfların pazar potansiyelinin de bir göstergesi kabul edilmesi, orta sınıfa verilen önemin
gerekçeleri olarak kabul edilebilir. Orta sınıfın çoğunluğu oluĢturduğu ülkelerde demokrasi
sağlam temellere dayanabilir (Turgut, 2009). Bir toplumda orta sınıfın, diğer iki sınıfa göre
çoğunlukta olması, o toplumun istikrarının bir göstergesidir (Erdem, 2010: 287). Orta sınıflar,
toplumsal statüleri itibariyle özgür bireylerden oluĢan, yaratıcılıkları, giriĢimcilikleri
bakımından büyük bir değiĢim misyonerleri gibidir (Bilgin, 2007: 27).
Temel konu, değiĢimin büyüklüğü ve türüdür; dolayısıyla öncelikle orta sınıfın kimlerden
oluĢtuğunun anlaĢılması gerekir (Wheary, 2009: 76). Her ne kadar durum böyle olsa da, Ģu
anda geniĢlemekte olan orta sınıf, dünyanın topluca demokrasiye ilerlediği veya hükümetlerin
ve geliĢmiĢ ülkelerdeki yeni zenginliğin zenginler, fakirler ve arasındakiler için sürdürülebilir
10
büyümeyi desteklemeye neden olacağı anlamına gelmez (Wheary, 2009: 76). En zengin yüzde
1‟e hatta yüzde 0,1‟e odaklanılmadığında ise, “orta sınıfın” “korunmasız çalıĢanlar sınıfına”
dönüĢtüğü gözlemlenemeyecektir (Bauman, 2013: 16).
Yeni orta sınıfı hesaba katmayan hiçbir ekonomik program, üretim ve pazarlama stratejisi ve
de sosyal-siyasi proje, bugünün Türkiye‟sinde baĢarılı olamayacaktır (Büyükuslu, 2011).
2.1. Sınıf AnlayıĢı ve Klasik Orta Sınıf
EĢitsizlik her toplumda karĢılaĢıldığı gibi beraberinde toplumsal tabakalaĢmayı 2 da getirir.
Toplumsal tabakalaĢmayı belirleyen özellikler, objektif ve subjektif olmak üzere ikiye
ayrılmaktadır (Tumin, 1985‟den Aktaran, Erdem, 2010: 286). Ġfade edilen faktörler, bireylerin
hangi tabaka ve sınıfta yer aldığını, yani bireyin hatta toplumun dıĢında dıĢtan gözleyerek bir
hükme varmak ile iliĢkilendirilen objektif faktörler ve bireyin kendisini hangi tabakaya ve
sınıfa ait hissettikleriyle iliĢkili subjektif faktörlerdir (Erkal, 2009: 215). Genel olarak
toplumsal tabakalaĢma, otorite, prestij, statü ve güce göre nüfusun farklılaĢmasının hiyerarĢik
bir sıralanıĢıdır (Erkal, 2009: 215).
Çizelge 2.1. TabakalaĢmanın objektif ve subjektif faktörleri
TabakalaĢmanın objektif faktörleri
TabakalaĢmanın subjektif faktörleri
1. Ortalama eğitim ve meslek düzeyi
1. Önemli sosyal konular hakkındaki değerler, tutumlar, ideolojiler ve inançlar.
2. Ortalama mülkiyet, prestij ve iktidar toplamı
2. Bilinçlilik türü; kendilerini diğerlerinden ayıran benzer objektif Ģartlar
altında var olarak birbirlerinin karĢılıklı olarak farkında olma
3. Bireylerin yaĢam Ģansları (ortalama yaĢam ve sağlık)
3. Bir tabakanın üyeliğini benimseme (belirtilen durum, verilen bir tabakayı
kabul etmedir ve uygun bir atama olarak kabul edilir).
4. Kurumsal kalıpların yürütülmesi, sürdürülmesi (çocuk
4. Ortak kader hissi; bir tabakaya ait bütün insanların ortak bir kadere sahip
büyütme biçimi, evlilik iĢleri ve politik katılım).
oldukları inancı.
5. YaĢam tarzları veya kültürel kalıplar (giyinme, yeme,
5. Tabaka dayanıĢması;kendi kaderlerini kolektif bir çabayla geliĢtirebilme
eğlenme, ev dekore etme ve medya tüketim biçimi)
(Üstesinden gelmek zorunda oldukları güçler ya da düĢmanlar için böyle bir
duygu önemlidir).
6. Fiziksel özellikler (cilt rengi gibi)
Kaynak: Tumin, 1985‟den Aktaran, Erdem, 2010: 286.
2
Kimi sosyologlar ise tabaka ve sınıfı eĢ anlamlı kullanmaktadır fakat bu halde birtakım farklar gözden
kaçabilmektedir; bu sebeple “tabakalar”ı sosyal yapının evrensel bir niteliği, “sınıf”ları ise bu olgunun öznel bir
görüntüsü olarak kabul etmek en tutarlı yol olarak gözükmektedir (Aslantürk ve Amman, 1992: 329,330).
11
Ġnsan toplumlarında dört ana tabakalaĢma sisteminden söz edilir, bunlar: Kölelik (diğerinin
kimi insanlara ait olduğu aĢırı bir eĢitsizlik biçimi), kast (Hindu inancıyla özdeĢleĢmiĢ,
kiĢilerin kendi kastındaki görevleri yerine getirmekle yükümlü olduğu biçim), toplumsal
konumlar (Avrupa feodalizminin bir parçası olup aristokrasi, rahipler ve ortakçılardan -serfler,
tüccar, zanaatkarlar- oluĢan konumlar) ve sınıftır (sürdürebildikleri yaĢam tarzı türünü çok
güçlü etkileyen, ortak ekonomik kaynakları paylaĢan büyük ölçekli ekonomik insan grubu)
(Giddens, 2005: 282).
Sınıflar içerisinde konumuzu ilgilendiren orta sınıflar, devlet, kilise ve aristokratik değerlere
dayalı Batı toplumsal yapısında eski denge sistemini kuran ve sürdüren unsurlara karĢı yeni bir
toplumsal iliĢki oluĢtururlar ve yeni bir toplumsal düzenin temsilcileri rolündedirler (Bilgin,
2007: 27). Tarih sahnesine çıkıĢlarıyla birlikte çeĢitli yazarlar tarafından orta sınıflara atıflarda
bulunulmuĢ; kimileri onların gücünün Ģiddetinden söz ederken, bir kısmı da orta sınıfların
zaman içerisinde yok olup gideceğini ileri sürmüĢtür. Toplumsal sınıflar konusundaki
anlayıĢlara yönelik tarihsel geliĢime bakıldığında temelde Marx ve Weber‟in görüĢleri ön
plana çıkmaktadır. Söz konusu kısımda çeĢitli yazarların orta sınıf görüĢlerine değinilecektir.
2.1.1. Marksist yaklaĢım
Marx için sınıf, üretim araçları –insanların yaĢamlarını kazanmak için kullandıkları araçlar- ile
ortak bir iliĢki içerisinde bulunan insanların oluĢturduğu bir gruptur (Giddens, 2005: 283).
Marx, Kapital adlı eserinde, en ileri düzeyde geliĢmiĢ olan Ġngiliz kapitalizmini ele alıp
kapitalist üretim sisteminde sınıfların hangi maddi temeller üzerinde yükseldiğini araĢtırır
(Öngen, 2002: 20). Marx, kapitalizmi üretim düzeyinde bir sistem olarak ele alarak üretim
araçlarına sahip olanlar-sanayiciler ya da kapitalistler- ile üretim araçlarına sahip olmayanlar –
iĢçi sınıfı ya da proleterya- olmak üzere toplumda iki ana sınıftan söz eder (Giddens, 2000:
261). Burjuvazi ekonomik yatırımlardan olan kârını artırmaya çalıĢır. Proleterya da emeği
karĢılığında aldığı ücretin artmasını istemektedir. Daha çok kentlerde görülen ve sınıflar arası
sınırları silikleĢtiren ara sınıflar ise zaman içerisinde birtakımı burjuvaziye, diğerleri
proleteryaya katılarak ortadan kalkacaktır (Arslan, 2012: 1; Bozkurt, 2004: 200).
12
Giddens (2005: 284), Marx‟a göre sınıflar arasındaki iliĢkinin sömürüye dayandığını
belirtmektedir. Dahası, yazar, Marx‟ın modern kapitalist toplumlarda sömürünün kaynağının
daha az açık oluĢuna açıklık getirmek için Ģöyle düĢündüğünü ifade etmektedir:
ĠĢçiler bir iĢ günü boyunca, iĢverenlerin onların ücretini ödemesi için gereken
miktardan daha fazla üretim yaparlar. Kapitalistlerin kendi kullanımları
alıkoyabildikleri artık değer, kârın kaynağıdır. Sözgelimi bir elbise fabrikasındaki bir
grup iĢçi, günde yüz elbiseyi üretebiliyor olsun. Elbiselerin %75‟ini satmak, üretici için
iĢçilerin ücretlerini ödemesine ve fabrika ile malzeme fiyatlarını çıkarmasına yetecek
kadar gelir getirmektedir. Geri kalan elbiselerin satıĢından elde edilen gelir, kâr olarak
alıkonur.
Öngen (2002: 21), Marx‟ın emek ve sermayeden oluĢan iki kutuplu-dikotomik sınıf modeli
biçiminde sınıf iliĢkilerini basite indirgeyerek vermesinin sebebinin, kapitalist sınıf
iliĢkilerinin özünü (bağımlılık ve karĢıtlık) göstermek olduğunu vurgulamaktadır. Yazar, aynı
zamanda, Marx‟ın modeline göre sınıfın, bir karĢıtlığın yani kutuplaĢmanın ifadesi olup bir
sınıftan söz edebilmek için önce onun karĢıtı olan bir baĢka sınıfın varlığını kabul etmek
gerektiğini belirtmektedir. Marx‟a göre sınıf, meslek yoluyla tanımlanamaz; çünkü sınıflar
arasında birtakım çatıĢmalar vardır ve bireyler, sınıf olarak gösterilebilecek geniĢ bir makro
gruplaĢma oluĢturmazlar; ayrıca Marx, cüzdan ağırlığının yani gelirin, sınıfları birbirinden
farklılaĢtırıcı bir değiĢken olarak ele alınamayacağını ileri sürer (Tolan, 1996: 261). Marx‟ın
tanımları açık olmamakla birlikte Marx kimi yazılarında, iĢçi sınıfı, sermayedar ve toprak
sahipleri diye üç sınıftan söz ederken kimi yazılarında, geniĢ bir sınıf tanımı yapar, bazen de
sınıfın tanımını daraltır (Burke, 2005: 58; Aktaran, Yıldırım, 2011: 13). Marx, iĢçi sınıfını
imalatta çalıĢan üretken emek ile sınırlandırmaz; beyaz yakalıların önemli bir bölümü gibi
üretken olmayan emek türlerini de iĢçi sınıfı içerisinde değerlendirir; aynı zamanda
kapitalizmin geliĢmesiyle birlikte iĢçi sınıfının üretken emekten (kol etkinliği) üretken
olmayan emeğe (kafa etkinliği) doğru geniĢleyeceğini, dolayısıyla iĢçi sınıfının giderek daha
büyük bir bölümünün üretken olmayan emek biçimlerinde çalıĢmaya baĢlayacağını belirtir
(Öngen, 2002: 22).
Marx orta sınıfı bir sınıf olarak görmez, bir ara tabaka olarak görür; çünkü orta tabakaların
çıkarlarının nerede olduğuna karar vererek, sınıf mücadelesinde alacakları pozisyon ve yerin
olmadığını belirtir (Arslan, 2012: 1). Marx‟a göre, küçük burjuvazi olarak adlandırılan
eski/geleneksel orta sınıflar, kapitalistler gibi üretim araçlarının sahibiydiler; fakat
13
baĢkalarının
emeğini
sömürerek
değil,
kendi
emeklerini
kullanarak
üretim
gerçekleĢtiriyorlardı: Özetle, kapitalist ya da iĢçi değillerdi (Arslan, 2004: 136). Marx ayrıca
maaĢlı orta sınıfları, burjuvanın uĢakları olarak da niteler (Yıldırım, 2011: 15).
Marx, Artı Değer Teorileri‟nde orta sınıfları, küçük üreticilerden; küçük burjuvaziden;
pazarlama, satın alma, satıĢ iĢleri ile uğraĢanlardan; aracılardan (toptancılar, dükkan sahipleri,
spekülatörler); sermaye adına kumanda edenler (yöneticiler, denetçiler) ile onların
yardımcıları, muhasebeciler, sekreterler ve son olarak hukukçulardan; gazetecilerden; ruhban
sınıfı ve ordu ile polis gibi devlet görevlilerinden oluĢan geniĢ bir yelpaze içinde değerlendirir
(Öngen, 2002: 21). Marx, küçük burjuvazinin yaptıklarını küçük üretim olarak adlandırır
(Arslan, 2004: 136). Marx, küçük burjuvazinin, yani eski orta sınıfın büyük burjuvalarla olan
rekabete dayanamayarak yok olacağını ve toplumun burjuva ve proleterya olarak iki sınıfa
ayrılacağını belirtir (Yıldırım, 2011: 12). Marx, kimi zaman orta sınıfları geçici sınıflar olarak
isimlendirir; aynı zamanda orta sınıflar, orta burjuvazi, orta katman gibi birçok kelimeyi de
orta sınıf anlamında kullanır (Yıldırım, 2011: 15). Boratav (2013) ise, geleneksel Marksist
sınıflaĢma çerçevesi içerisinde yer alabilecek tek orta sınıflar kategorisinin, bağımsız
profesyoneller (hekim, avukat, danıĢman, mimar, mühendis, mali müĢavir gibi genellikle
eğitim yoluyla edinilmiĢ becerilerini iĢverenlere değil, “müĢterilere” satarak geçimlerini
sağlayan) olduğunu düĢünür.
Marx‟taki müphemlik, Marksistlerin yeni orta sınıf tanımlamasında güçlük çekmesine neden
olmuĢtur. Halihazırdaki sınıflardan oldukça farklı bir görünüm sergileyen yeni orta sınıfın
üyeleri; akademisyenlerden, kamu görevlileri ve bürokratlardan, sayıları ve çeĢitleri gün
geçtikçe artan profesyonel meslek mensuplarından, yöneticilerden ve diğer beyaz yakalı
çalıĢanlardan, yani baĢkasının iĢinde çalıĢan fakat belirli bir seviyede yetki ve sorumluluk
sahibi çalıĢanlardan oluĢmaktaydı (Arslan, 2004:136; Yıldırım, 2011: 12). “Yeni küçük
burjuvazi (the new petty bourgeoisie)” ya da “profesyoneller sınıfı” olarak adlandırılan maaĢlı
orta sınıflar Marx tarafından da fark edilmiĢtir; fakat o dönemde yeni yeni toplumsal yapıda
boy göstermeye baĢladığı için olsa gerek, Marx tarafından yeterince incelenmemiĢlerdir
(Arslan, 2004:130). Sözü geçen sınıflar, üretim araçlarına sahip olmadıklarından ne
14
burjuvayla, artık değer 3 ortaya koymadıklarından ne de iĢçi sınıfıyla bir tutulmamıĢlardır
(Yıldırım, 2011: 17).
Marx‟a göre kapitalizmde bilinçli denetimi devre dıĢı bırakarak etkili insan müdahalesini
sınırlayan çok sayıda engel mevcuttur. Engellerden birisi, serbest çalıĢanlar ve küçük ölçekli
kapitalistleri içine alan “orta sınıf” dilimleri ile geniĢleyen mülksüz orta sınıfların kapitalist
rekabetin etkisi altında sınıf atlama, mesleki rekabet veya kariyerist saikler doğrultusunda
sınıfsal çıkarlardan uzaklaĢması, burjuvazinin egemenlik anlayıĢı ve siyasal ideolojisiyle
bütünleĢmesidir (Öngen, 2002: 25). Marksist teorinin sadece teorik olarak güçlü durması
ancak hiçbir zaman pratikte yaĢam alanı bulamamasının temel nedenlerinden birisi, orta sınıfın
baĢta Amerika, Avrupa ve diğer kapitalist rejim, liberal ekonomi ve nihayet hukuk devleti
yapılanmalarında olmak üzere tüm dünyada gözlemlenen önlenemez yükseliĢidir (Büyükuslu,
2011). Burada vurgulanması gereken, çağdaĢ toplumların Marksist anlamda bir sınıf
oluĢturmayan bir orta sınıf gerçeği ile karĢı karĢıya oluĢudur (Tolan, 1996: 263).
Nihayetinde Marx‟ın görüĢlerini belirttiği döneme nazaran, günümüzde, kapitalizm de
farklılaĢmıĢtır. Marx‟ın görüĢlerinde orta sınıfa ne derecede yer verdiği ya da yer verip
vermediği tartıĢılsa da, orta sınıf analizlerini kavramada, anlatılan görüĢler, bir baĢlangıç
noktası olarak sayılabilmektedir.
2.1.2. Weberci yaklaĢım
Toplumsal bilimlerde sınıf kavramı evrensel olup sınıf kavramı ve hatta sınıf çatıĢması
kavramı Marx‟tan baĢka düĢünürler (Marx‟ın tabiriyle burjuva sosyologları) tarafından da
kullanılmaktadır (Kongar, 2011: 285). En önemlileri arasında Alman Sosyolog Max Weber
gelmektedir. Weber‟in yaklaĢımı, modern kapitalizmin Marksist analizine bir alternatif olarak
değil, ona bir katkı olarak düĢünülmelidir (Bocock, 2009: 16). Bazen burjuva kavramını orta
sınıf anlamına gelecek Ģekilde kullansa da orta sınıf kavramını doğrudan hiç kullanmamasına
rağmen orta sınıf analizlerinin çoğunluğu Weber‟e dayalıdır (Yıldırım, 2011: 21). Weber‟e
3
Zorunlu olandan daha fazlasının üretilmesi anlamındadır.
15
göre toplumsal tabakalaĢma sadece bir sınıf konusu değildir, statü ve parti ile biçimlenen, üst
üste binen üç tabakalaşma ögesi ile oluĢan bir olgudur (Giddens, 2005: 285).
Weber‟e göre sınıflar, sosyal topluluklar olmayıp sadece toplumsal eylemin mümkün ve
muhtemel temellerini teĢkil eder ve sınıf, aynı ekonomik durumda bulunan kimselerin
oluĢturduğu gruptur (Dolunay, 1997: 92, 93). Sınıfı yaratan etmen, doğrudan doğruya
ekonomik çıkardır. Sınıf gerçeğinin temelinde bireyin ekonomik varlık kazanma mücadelesi
yatmaktadır (Dolunay, 1997: 93). Belirtilen anlayıĢ, yalnızca üretim araçlarının denetiminden
ya da denetiminin olmamasından değil mülkiyetle doğrudan iliĢkisi olmayan ekonomik
etkenlerden de kaynaklanmaktadır; bunlar arasında özellikle insanların elde edebildikleri
iĢlerin türünü belirleyen becerileri, referansları ya da nitelikleri bulunmaktadır (Giddens, 2005:
285). Weber‟e göre sınıftan söz edilebilmesi için birincisi, bir grup insanın yaĢam
olanaklarının belli bir nedensel ögesinin ortaklığı; ikincisi, belirtilen ortak ögeyi mal sahibi
olmak ve gelir sağlamak gibi ekonomik çıkarların temsil etmesi ve üçüncüsü, belirtilen
ögenin, meta ve iĢgücü piyasalarının koĢullarında temsil edilmesi gerekir (Bozkurt, 2004: 1).
Weber, sınıfı vurgulamak yerine modern toplumun oluĢmasında iktisadi farklılıkların yanı sıra
ahlaki, yasal ve kültürel farklılıkları da dikkate alan toplumsal statü hiyerarĢilerinin altını
çizmektedir (Balkan ve Öncü, 2014: 254). Weber‟e göre statü, toplumsal gruplara, baĢkaları
tarafından yüklenen toplumsal onur ve saygınlık arasındaki farklılıklardır; parti ise ortak
kökenleri, çıkarları ve hedefleri olduğu için bir arada çalıĢan bir grup bireydir; her iki kavram
da sınıfı etkileyebilir (Giddens, 2000: 263). Weber, eleĢtirdiği Marx‟ın iki kutuplu sınıf
yapısına karĢı dört sınıflı toplum yapısından söz eder: Büyük giriĢimciler ve mülk sahipleri,
küçük burjuva (eski orta sınıf), gördükleri eğitimle ayrıcalık kazanmıĢ yetkili çalıĢanlar (yeni
orta sınıf) ve iĢçi sınıfı (Aslantürk ve Amman,1999:346; Yıldırım, 2011: 18). Yeni orta
sınıfların tanımlanmasında bazı Weberci düĢünürler “servis sınıfı” ifadesini kullanmıĢlardır
(Arslan, 2004: 138).
Statü ise, toplumsal saygınlık açısından toplumsal gruplar arasındaki farklılıkları gösterir; artık
insanlar yaĢam biçimleri; eğitim, miras, konut, giyinme, konuĢma biçimi, meslek gibi statü
semboller ile ifade edilmektedir (Giddens, 2005: 285). Statü konusunda değinilmesi gereken
bir konu da, Marx‟ın statü ayrımlarının toplumdaki sınıfsal bölümlerin bir sonucu olduğuna
16
inanırken, Weber‟in statülerin genellikle sınıfsal bölünmelerden bağımsız olduğunu
düĢünmesidir: Örneğin, kibar yoksulluk olarak adlandırılan, Britanya‟da aristokrat ailelerin
servetlerinin yok olmasına rağmen yüksek toplumsal saygınlığa devam etmesi ya da köklü
servetleri olan yeni zenginlerin çoğunlukla küçümsenmesi birer örnektir (Giddens, 2005: 285).
Parti kavramı ise, ortak kökenleri, çıkarları ve hedefleri olduğu için bir arada çalıĢan bir grup
bireyi tanımlamakla birlikte gücün önemli bir yönü olup sınıf farklılıklarını aĢan çıkarlara
seslenebilir ve tabakalaĢmayı sınıf ve statüden bağımsız biçimde etkiler (Giddens, 2005: 286).
Weber‟e göre aynı sınıfa ait bireyler zayıf bir sınıfsal kimlik paylaĢır, aynı statüye sahip
bireyler ise sınıf kimliğinden çok daha güçlü bir aidiyete sahip olup belli bir topluluğa ait
bireyler gibi aynı yaĢam tarzlarını ve tüketim alıĢkanlıklarını paylaĢır (Arslan, 2012: 60). Orta
sınıf ise; ticaretle uğraĢanlar, küçük toprak sahibi ve topraksız köylüler, zanaatkârlar, kamu ve
özel sektörde çalıĢan memurlar, mülk sahipleri, ticari sınıflar için yetiĢmiĢ elemanlardan
oluĢur (Weber, 1978: 303-306, Aktaran, Arslan, 2012: 60).
Weberci geleneği izleyen Giddens‟a göre ise toplumda üç tür sınıf vardır (Arslan, 2004: 133):
Birincisi, üst sınıf (mülk sahipleri sınıfı), ikincisi orta sınıf (göreceli olarak heterojen bir
yapıya sahip, belirli bir uzmanlaĢma ve eğitim seviyesine sahip bireylerin/profesyonellerin
oluĢturduğu sınıf), üçüncüsü ise alt sınıftır (ücretli iĢçilerin oluĢturduğu oldukça geniĢ
kapsamlı bir sınıf). Sözü edilen sınıflara yol açan ise, mülkiyet, eğitim veya profesyonel
beceriler, fiziksel emek gibi temel sosyal unsurlardır (Aydın, 2006: 467). Giddens‟a göre orta
sınıf, mal mülk sahibi olmayan fakat sahip olduğu özel eğitim ya da beceriler sayesinde,
sosyal hiyerarĢide kendisine güçlü bir konum yaratan bireylerden oluĢur (Aydın, 2006: 467).
Marx ve Weber‟in orta sınıf anlayıĢlarının karĢılaĢtırılması yapıldığında ise, Marx‟ın, üretim
tarzı ve üretim iliĢkilerini temel alarak, sınıfı açık bir biçimde teorisinin merkezine koyarken
Weber‟in kapitalizmin “genesis”ine yoğunlaĢtığı, sistemin nasıl çalıĢtığıyla değil nasıl
oluĢtuğuna çözümler aramaya çalıĢtığı ve sınıfı, geçmiĢ toplumdan gelen, mülkiyet sahipliğine
bağlı olarak ele aldığı görülmektedir (KurtuluĢ ve Türkün, 2006: 241). Marx‟ta sınıfları
belirleyen mücadeleler iken, Weber‟e göre pazarda veya pazara göreli olarak sınıfsal bir
17
durum bulunması, sınıfsal mücadeleleri doğurur (Dolunay, 1997: 94). Weber‟in anlayıĢında
sınıflar, Marksist anlayıĢın aksine, homojen gruplar değildir. Orta sınıf analizleri, sınıfların
oluĢumunda üretim araçlarının mülkiyetini temel almayan Weber üzerinde kuruludur. Weber,
Marx‟ın iki temel sınıfı olan büyük giriĢimciler ve iĢçi sınıflarının arasına, küçük burjuva ve
yetkili çalıĢanlar olmak üzere iki sınıf daha eklemiĢtir (Yıldırım, 2011: 149).
Hem Marksist yaklaĢım hem de Weberci yaklaĢım küçük mülk sahipleri, bağımsız esnaf ve
zanaatkârlar ile bazı profesyonel meslek gruplarından oluĢan diğer adıyla “küçük burjuvaziyi”
Ģöyle ya da böyle incelemiĢler ve belirtilenleri “geleneksel orta sınıf” kavramının çatısı altında
toplamıĢlardı (Arslan, 2004: 136). Yeni orta sınıf konusunda ise her iki düĢünürün ve
izleyicilerinin net bir fikir birliğine varamadıkları görülmektedir.
Not edilmesi gereken bir konu da, sınıflar piramidinin Maslow‟un Ġhtiyaçlar HiyerarĢisi‟ne
dayanan bir sembol oluĢudur; toplumsal sınıf ve tabakaların incelenmesinde belirtilen model,
Amerikan sosyoloji ekolünün Weber ve Webercilerin etkisinde yeniden yapılandırılması ve
kuramsallaĢtırılmasında bir yöntem olarak kullanılmıĢ ve yaygınlaĢtırılmıĢtır (Ergünalp,
2015).
Buraya kadar anlatılanlardan çıkarılabilecek özet Ģudur: ÇalıĢanların proleterleĢeceği, orta
sınıfın ortadan kalkacağı, zamanla insan emeği yerine geçecek makine dolayısıyla çalıĢanlarda
yabancılaĢmanın artacağı, sınıfsız bir toplum yaratılacağı varsayımları 19. Yüzyıl
düĢünürlerini fazlasıyla meĢgul etmiĢtir; oysaki çalıĢanlarda vasıf gerilemesi yerine vasıf
kademelenmesi görülmüĢ, ikili tabakalaĢma yerini çoğulcu tabakalaĢmaya bırakmıĢtır (Erkal,
2009: 304).
2.2. Marx ve Weber sonrası orta sınıf yaklaĢımları
Bazı çağdaĢ araĢtırmacılar, bireyleri sadece ekonomi ve istihdam bağlamında birer sınıf üyesi
olarak değil; tüketim ögeleri ve yaĢam biçimi gibi kültürel faktörleri de göz önüne alınarak
değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiĢlerdir (Giddens, 2005: 295). Sosyal sınıfların üretim
araçlarına daha fazla/az sahip olması (ekonomik sermaye), burjuva toplumunun dinamiklerini
açıklamada gerçekte yetersiz kalmaktadır (Blunden, 2004: 1). Kavramsal yaklaĢımı
18
berraklaĢtırmak için araĢtırmacıların ilgili görüĢlerinin ele alınmasının uygun olduğu
düĢünülmektedir. ÇalıĢmanın belirtilen kısmında, söz konusu görüĢlere yer verilmektedir.
2.2.1. Wright’ın yaklaĢımı
Klasik iki kutuplu Marksist teoriye sığmayan orta sınıf(lar), 1970‟lerden günümüze Marksist
sosyal bilimcilerin ilgilendiği bir alan olmuĢtur. Marksist geleneği takip eden Amerikan
sosyolog Eric Olin Wright, orta sınıf(lar)a yönelik geliĢtirilen stratejilerin dört baĢlıkta
toplanabileceğini belirtmektedir (Balaban, 2013: 66):

Ġleri kapitalist toplumların sınıf yapısı kutuplaĢmıĢ olup orta sınıf ideolojik bir
yanılsamadır.

Orta sınıf baĢka bir sınıfın parçasıdır ve yeni küçük burjuvazi4 ya da yeni işçi sınıfı5 olarak
görülmelidir.

Orta sınıf, burjuvazi ve proleteryadan farklı kendi baĢına yeni bir sınıftır (farklı isimler
alabilir: profesyonel menajerler sınıfı6, yeni sınıf7 vb.).

Orta sınıf adı altında bir araya gelen sınıfsal ilişkiler içerisindeki çelişkili mevkiler
(örneğin, menajerler hem ücretli olmaları sebebiyle iĢçi sınıfında hem de üretimi ve iĢçileri
denetledikleri ölçüde kapitalist sınıfta görülmelidir), aslında tam anlamıyla bir sınıf
değildir.
Wright, sınıf kuramında Marx ve Weber‟in yaklaĢımlarının kimi yönlerini bir araya getirir ve
ekonomik kaynaklar üzerindeki denetimin üç boyutu (yatırım ya da parasal sermaye üzerindeki
denetim, toprak ya da fabrika ve büro gibi fiziksel üretim araçları üzerindeki denetim, emek
gücü üzerindeki denetim) olduğunu ve belirtilen boyutların sınıfları belirlediğini vurgular
(Giddens, 2005: 286).
Wright, kuramında kapitalist sınıftan (her üç boyut üzerinde denetimi vardır), iĢçi sınıfından
(hiçbir boyutta denetimi yoktur) ve çeliĢkili sınıf konumları olarak adlandırdığı, konumları
daha belirsiz olan yöneticiler ve beyaz yakalı iĢçilerden söz eder (Giddens, 2005: 286).
4
Bu terim, Nicos Pulantzas‟a aittir (Balaban, 2013: 66).
Bu terim, Serge Mallet‟e aittir (Balaban, 2013: 66).
6
Bu terim, Barbara ve John Ehrenreich‟a aittir (Balaban, 2013: 67).
7
Bu terim, Alvin W. Gouldner‟a aittir (Balaban, 2013:67).
5
19
ÇeliĢkili sınıf konumları hem sömüren (yüksek ücret ödemesi ve düzenli kıdem artıĢıyla
ödüllendirilme nedeniyle) hem de sömürülen (sermaye sahiplerinin kontrolü altında olma
nedeniyle) durumundadırlar (Giddens, 2005: 286). Wright, sınıfsal konumları birbirinden
ayırmak için otoriteyle iliĢki ve bir alanda yeteneğe ve uzmanlığa sahip olmayı kullanır
(Giddens, 2005: 286).
2.2.2. Goldthorpe’un yaklaĢımı
John Goldthorpe, toplumsal hareketlilik üzerine deneysel bir araĢtırma yapmak için yeni
Weberci sınıf Ģemasının bir örneği olarak düĢünülen, meslekleri baz alan Goldthorpe sınıf
Ģemasını ortaya koymuĢtur (Giddens, 2005: 287). Belirtilen Ģemada sınıflandırma hizmet sınıfı
(üst düzey profesyoneller, yöneticiler, görevliler, büyük yöneticiler, mülk sahipleri vb.), ara
(orta) sınıf (yönetim ve ticaretteki rutin kol emeği dıĢında olan çalıĢanlar vb.) ve çalıĢan sınıf
(vasıflı kol iĢçileri vb.) olmak üzere üç ana sınıf tabakasına göre yapılır (Giddens, 2005: 288).
2.2.3. Bourdieu’nün yaklaĢımı
Bourdieu, 1984 yılında yayımladığı “Ayrım: Zevkin Değerlendirilmesine Yönelik Toplumsal
Bir EleĢtiri8” isimli eserinde toplumsal tabakalaĢmaya yönelik teoriler geliĢtirmiĢtir.
Bourdieu, toplumsal sınıf yapılarından söz ederken çeĢitli sermaye yapılarına yer verir.
Sermaye, mübadele için üretilmiĢ olan metaların üretimi, dağıtımı ve dönüĢümü için gerekli
malzeme, bilgi ve fikirlerdir (Balkan ve Öncü, 2014: 256). Sermayeler sınıflandırması farklı
alanlardan sınıfsal fraksiyonları anlamlandıran ilke olan habitus kavramı ile iliĢkilidir
(Blunden, 2004: 3); habitus kavramı, Bourdieu‟nun çalıĢmalarında önemli bir yer teĢkil eder.
Sözü geçen sermaye yapıları; ekonomik sermaye, kültürel sermaye, eğitim sermayesi, sosyal
sermaye, beden sermayesi, dilsel sermaye ve politik sermayedir. Ekonomik, kültürel ve sosyal
sermayenin dıĢında kalan sermaye türleri, ekonomik ve sosyal sermayenin üretim koĢullarını
paylaĢtığından belirtilen sermaye türleri üzerinde detaylı biçimde durulmamıĢtır (Blunden,
2004: 5). Yine aynı nedenle, ekonomik, kültürel ve sosyal sermaye vurgusu yapılacaktır.
8
Ġngilizcesi “Distinction: A Social Critique of the Judgement of Taste”.
20
Ekonomik (iktisadi ya da klasik) sermaye, 19. ve 20. yüzyıllarda sosyal sınıflar arasındaki
uçurumun temel nedeni olarak görülmüĢtür; örneğin Marksist teori, ekonomik sermayeye
sahip olanlar ve olmayanlar arasındaki farklılığa (burjuva ve proleterya) iĢaret eder (Balaban,
2013: 73). Ekonomik sermaye; ekonomik kaynaklara eriĢme ve sahip olma biçiminde
anlaĢılmalıdır (Balaban, 2013: 73). Ekonomik sermaye; fabrikalar, mal stoku, fikri haklar,
hisseler, finansal sermaye vb. gibi çeĢitli biçimlerde yer alabilir (Blunden, 2004: 1). Kavram,
servetin ve gelirin ölçümü ile iliĢkilidir; ölçüm için, hane halkı geliri, hane halkı tasarrufları ve
ev fiyatı sorulabilir (Savage vd., 2013: 5,9).
Bourdieu, kapitalist toplumda egemen olmanın baskın prensibinin ekonomik sermaye
olduğunu kabul etmekle birlikte ekonomik sermayenin baskın prensip oluĢunun devamlılığının
etkinliğinin, egemen sınıfın ekonomik sermaye bakımından görece fakir fakat toplumsal
rolleri sayesinde kültürel sermaye veya diğer sermaye biçimleri açısından zengin kesimlerin
(örneğin, sanatçılar, uzmanlar/fikir iĢçileri, akademisyenler vb.) engeliyle karĢı karĢıya
olduğunu belirtir (Blunden, 2004: 3). Özetle, günümüzde ekonomik sermaye, sınıf
analizlerinde yetersiz kalmaktadır.
Kültürel sermaye, kültürel ürünlerin kıymetini bilmek ve kültürel ürünlerle yakından
ilgilenmekle ilintili olup eğitimsel baĢarı ile kurumsallaĢarak yeterli hale gelinirken; kültürel
sermayeyi ölçen sorular; insanların boĢ vakitlerinde neler yaptıkları, müzik zevkleri, medyanın
kullanımı ve yiyecek tercihleridir (Savage vd., 2013: 5). Sahip olanların diğerlerinden üstün
görüldükleri sembolik ve kültürel değerlerin birikimidir (Balaban, 2013: 74). Kültürel
sermaye, bireylerin ya da grupların eğitim baĢarısı ve sosyal statülerine ailenin geçmiĢinin ve
eğitimin katkısını ifade etmektedir (Güllüpınar, 2013: 88). Bourdieu, kültürel sermaye
biçimini iki baĢlık altında inceler: Birincisi, formel eğitim sonucunda kazanılan ve
diplomalarla nesnel bir görünüme bürünen okul sermayesi, diğeri de aileden kaynaklanan ve
miras yoluyla edinilen kültürel sermayedir (Balaban, 2013: 74).
Bilimsel gözlemler, kültürel ihtiyaçların yetiĢtirilme tarzının ve eğitimin bir ürünü olduğunu
göstermektedir; anketler, tüm kültürel uygulamaların (müze gezileri, konsere gitmek, kitap
okumak vb.) ve edebiyat, resim, veya müzikteki tercihlerin eğitim seviyesiyle (eğitimin süre
21
olarak uzunluğu veya nitelikleri ile ölçülür) yakından, ikinci olarak da sosyal kökenle iliĢkili
olduğunu göstermektedir (Bourdieu, 1984). Ayrıntılandıracak olursak kültürel sermaye, bir
romandaki kinayeleri, bir sanat eserinde neyin alıntılandığını ya da kırpıldığını ayırt edebilme;
gerekliyse bir sorudan nasıl kaçınılacağını, popüler olsun olmasın filmlerin yönetmenlerini
(veya aktörlerini) bilme; birisine vaktini harcamak/harcamamak vb. gibi kiĢiyi baĢkalarına
göre tanımlayan tüm davranıĢlar; politik meselelerde daha fazla/az doğru fikre sahip olmak vb.
olarak tanımlanır (Blunden, 2004: 3). Bourdieu, kültürel sermayenin öneminin giderek
arttığını belirtirken, ekonomik sermayenin tüm eĢitsizlik biçimlerinde en önemli temel
olduğunu da kabul eder (Aydın, 2006: 467,472). Fakat, kültürel sermaye, zevki tahmin
etmede, gelirden daha önemlidir (Aydın, 2006: 472).
Bourdieu (1984), sanatla iliĢkili „yüksek‟ kültür ve „popüler‟ kültürü birbirinden ayırmaktadır
(Savage vd., 2013: 8). Belirtilen ayrım birçok çalıĢmada tartıĢılmıĢ; elit/seçkin kültürü daha
liberal ve anlayıĢlı hale gelirken, orta ve daha üst sınıfların daha „omnivor9‟ olup hem yüksek
hem de popüler kültür biçimlerini yemeye hevesli oldukları görülmektedir (Savage vd., 2013:
8).
Sosyal (bir diğer adıyla toplumsal) sermaye, kiĢilerin/grupların farklı sermayeleri dolaĢıma
sokma ve dönüĢtürmede kullanabileceği sosyal iliĢki ağlarıdır (Balaban, 2013: 74). Sosyal
sermaye, Bourdieu‟nun teorisinde ikincil bir rol oynarken (Blunden, 2004: 9), kısaca
insanların kendi sosyal Ģebekelerini kullanmalarına izin veren irtibatlar ve bağlantılardır
(Savage vd., 2013: 5).
Sosyal sermaye bağlamında Dünya Değerler AraĢtırması‟na göre Türkiye, dünyada kiĢiler
arasında güvenin en düĢük olduğu (insanlar aileleri, yakınları, birebir tanıdıkları dıĢındaki
kimselere güven duymamaktadır) ülkelerden biri olup insanlara genel olarak güvenebileceğini
söyleyenlerin oranı 1990‟larda % 8 - % 10 civarında iken son araĢtırmada % 15 olarak
ölçülmüĢtür (Esmer, 2011).
9
Her Ģeyi yiyen, hepçil.
22
Bourdieu (1984) çalıĢmasında; orta sınıfı küçük burjuva olarak ele alır ve kültürel burjuva da
diyebileceğimiz orta sınıfın kültür ve yaĢam tarzı pratikleriyle kendisini üstünde ve altında yer
alan sınıflardan ayırdığını, her üç sermayeyi de kullanarak belirtir.
Bourdieu‟ye (1984) atıfta bulunarak çalıĢmasını temellendiren Savage vd. (2013) de BirleĢik
Krallık‟ta yürüttüğü kültürel sınıf analizi olarak da adlandırılabilen çalıĢmasında Büyük
Britanya toplumunu ekonomik sermaye, kültürel sermaye ve sosyal sermaye açısından yedi
sınıfa ayırmıĢtır: elitler, yerleĢik orta sınıf, teknik orta sınıf, yeni varlıklı iĢçiler, geleneksel
iĢçi sınıfı, yeni hizmet sınıfı ve prekarya. YerleĢik orta sınıf, yüksek ekonomik sermaye,
yüksek irtibat ortalamaları, yüksek kültür ve yükselen kültürel sermayeye sahiptir. Teknik orta
sınıf ise, yüksek ekonomik sermaye, oldukça yüksek irtibat ortalamaları, görece düĢük
irtibatlara, orta derecede kültürel sermayeye sahiptir.
Özetle, Bourdieu‟nun sosyolojisinde, üretim araçlarıyla iliĢkili Marksist bir nesnel sınıfsal
konumlar teorisi, Weberci statü grupları (hayat tarzları, beğeniler, prestij) ve siyaset (sınıfsal
kültürü hakim kılma yönündeki örgütlü mücadeleler) analiziyle birleĢmiĢtir (Balaban, 2013:
74). Bourdieu‟ya göre tüketim kalıplarını etkileyen tek Ģey, tek baĢına gelir değil, gelirle
birlikte ailenin kültürel ve sembolik değerleridir (Bocock, 2009: 71).
2.2.4. Warner’ın yaklaĢımı
W.L.Warner de sınıf analizleri konusunda önde gelen Amerikalı bir sosyologdur. Warner‟in
sosyal sınıf kavramı, aynı toplumsal saygınlığa sahip, birbirleriyle çok sıkı iliĢkileri olan ve
davranıĢsal beklentileri benzer olan kiĢilerin oluĢturduğu bir sosyal yapıyı açıklar (OdabaĢı ve
BarıĢ, 2014: 296). Sosyal sınıf, farklı yaĢam biçimlerine sahip farklı sosyal grupların bir sosyal
düzen ve hiyerarĢi içinde bölümlenmesidir (OdabaĢı, 2013: 146). Pazarlamada sınıfların
etkisinin incelenmesinde bir ilki gerçekleĢtiren Martineau (1958) da çalıĢmasında, Warner‟in
yaklaĢımını kullanmıĢtır. Sözü geçen indekste incelenen değiĢkenler Ģunlardır (OdabaĢı ve
BarıĢ, 2014: 297):
meslek, gelir seviyesi, gelirin kaynağı, eğitim, yaĢanılan evin tipi,
yaĢanılan çevrenin yapısı.
23
YaklaĢıma göre, sosyal sınıf katmanları “Statü10 Özelliklerinin Endeksi” yöntemi kapsamında
6‟ya ayrılır, bunlar; En üst, üstün altı, ortanın üstü, ortanın altı, altın üstü, altı altıdır (BarıĢ,
2012: 137; OdabaĢı, 2013: 147; Hawkins vd., 2007: 145):
1. En üst sınıf: Diğer toplumsal sınıflardan daha az üyesi olup çok zengin, aristokrat ailelerden
oluĢur. Az sayıdaki köklü aileler, mülkiyet, prestij ve güç açısından da en zengin gruptur.
2. Üstün altı: Aristokrat aileleri ve yaĢam tarzlarını yakından takip edeler ve üyeleri yeni
zenginler olarak da görülebilmektedir
3. Ortanın üstü: Eğitim hayatları baĢarılı geçmiĢ, üst düzey yöneticiler, avukatlar, bürokratlar,
mühendisler, orta büyüklükteki iĢletme sahipleri, ortanın üstü sınıfın aile babalarıdır.
4. Ortanın altı: Yönetici olmayan beyaz yakalı çalıĢanlar, küçük iĢ sahipleri, yüksek ücretli
mavi yakalılar ortanın altı sınıfın çoğunluktaki üyeleridir. Ġyi semtlerde, iyi koĢullarda
yaĢamak isterler. Üst düzeyde eğitimleri olmayabilir, ancak maharetleri nedeni ile gelirleri
iyidir.
5. Altın üstü: Mavi yakalı çalıĢanlar, kalifiye ve yarı kalifiye iĢçiler gibi meslek gruplarından
oluĢan, toplumun kalabalık bir kesiminin var olduğu en büyük sosyal sınıftır.
6. Altın altı: Kalifiye olmayan çalıĢanlar, düĢük gelir sahipleri, altın altı sınıfını oluĢturur ve
üyeleri, günlük yaĢamı sürdürmek, temek fiziksel ihtiyaçları (ısınma, barınma gibi) karĢılama
endiĢesindedirler, doğal olarak da fiyata hassastırlar.
Bu kısma kadar verdiğimiz sınıf analizlerinin sonucu Ģudur: Sınıflar içerisindeki ve sınıflar
arasındaki ayrımlarla ilgili konuĢmak güç olsa da Ģunu söyleyebiliriz ki sınıf konusu, hem
mesleki hem de tüketim ve yaĢam tarzındaki farklılıklara bağlıdır.
2.3. Dünya’da Yeni Orta Sınıf Kavramı ve GeliĢimi
Bir bütünsel sistem olarak kapitalizm, Marx‟ın öngördüğünün aksine sınıf çatıĢmalarına ve iç
çeliĢkilerine rağmen güçlenerek ve liberal felsefeden ayrılıp güdümlü, tekelci ve uluslararası
bir nitelik alarak yeni bir toplumsal model oluĢturmuĢtur (Tolan, 1996: 265). Eski orta
sınıfların da proleterleĢeceği iddiası bugüne kadar gerçekleĢmediği gibi eski orta sınıflara bir
10
Statü, uygun sosyal farklılıkların belirlenmesini ve bu farklılıkların bir hiyerarĢi içerisinde prestij ve sosyal
onur bağlamında düzenlenmesini gerçekleĢtirmektedir (OdabaĢı, 2013: 146).
24
de yeni orta sınıflar eklenmiĢtir. Yeni orta sınıfın doğuĢuyla hizmetler sektörü 11 de ortaya
çıkmıĢtır (Erkal, 2009: 225, 331). Sermaye bileĢiminin değiĢmesi, mülkiyet ve yönetimin
farklılaĢması, sermayesiz fakat bilgi ve kabiliyet ile fonksiyona kavuĢulması, emeğin vasfının
geliĢmesi, farklılaĢması ve yeni meslek dalları yeni orta sınıfların doğuĢunu ortaya çıkarmıĢtır
(Erkal, 2009: 331). Sanayi döneminde oldukça kolay tanımlanabilmekte olan orta sınıf
(nitelikli iĢçi ve serbest meslek sahipleri), bürokrasi ve teknokrasiyi kapsarken, sanayi sonrası
dönemde yeni orta sınıflardan söz edilmeye baĢlanmıĢtır (Altan, 2012). Ellerinde herhangi bir
üretim aracı ve sermaye olmaksızın eğitim yoluyla statü kazanan ve sosyal hareketliliğe
uğrayan, vasıflı yeni orta sınıflar, sanayileĢme süreci içinde önemli bir yer tutmakla birlikte
toplumda denge ve istikrarı sağlayan, yaratıcılık ve yeniliği muhafazakâr bir temelden
destekleyen tabakalardır (Erkal, 2009: 10, 331).
Yeni orta sınıf kavramı 1950‟li yıllarda, kavramın esnaf, küçük giriĢimciler ve çifçilerden
oluĢan eski orta sınıftan farkının belirtilmesi amacıyla ortaya atılmıĢtır (Lopez ve Weinstein,
2012). Erkal (2009: 10, 46) da eski orta sınıfların, “esnaf, sanaatkar, küçük çiftçiler”den
oluĢurken; yeni orta sınıfların, ülkelerin sanayileĢme-ĢehirleĢme süreci içindeki yerleri
hakkında önemli ipuçları veren mühendis, teknisyen, planlamacı, iĢletmeci, programlamacı,
teknik muhasebeci, yönetici, müdür, aydınlar gibi kimselerden oluĢtuğunu belirtir. Erdem
(2010) de yeni orta sınıfın tek, homojen bir bütün olarak görmenin mümkün olmadığını belirtir
çünkü kavramın kapsadığı kitlenin-tabakanın dikkate değer farklılıkları vardır; belirtilen
farklılıklar, gelir düzeyleri, meslek, sahip olunan entelektüel sermaye, eğitim düzeyi vb.
olabilir.
Konuyla ilgili en eski çalıĢmalardan birisine sahip olan Mills (1951), küçük iĢletme sahibi,
dükkan sahibi, çiftçi ailesi ve kendi hesabına çalıĢanları eski orta sınıfın tipik örnekleri olarak
gösterir (Aktaran; Erdem, 2010: 291). Sözü edilen mesleklerdeki insanların tipik nitelikleri
Ģunlardır (Erdem, 2010: 291):
1. Kendi iĢlerinin patronu olmanın verdiği özgürlük duygusu;
2. Küçük ölçekli iĢletme olmaları;
11
Eğitim, sağlık vb. hizmetlerde çalıĢanlar, doktorlar, bürokratlar, mağaza müdürleri vb. gibi devamlı geniĢleyen
ücretli bir grup burada yer alır.
25
3. Kendi geçimlerini sağlamak için kendi araç gereçlerini, binalarını vb. kullanmaları.
Mills (1951)‟e göre yeni orta sınıf; yönetici, mühendis, avukatlarla; eğitim, bilim ve teknoloji,
sağlık ve kiĢisel bakım sektörü çalıĢanlarını içeren beyaz yakalılardan oluĢur. Arslan (2012:
65) da yeni orta sınıfın çoğunlukla yenice ortaya çıkmıĢ yüksek pozisyonlarda çalıĢanları
tanımlamadığını belirtmektedir. Yeni orta sınıf terimi, çoğunlukla yeni kapitalizmde ortaya
çıkan yeni mesleklerde çalıĢan beyaz yakalıları, yani yeni küçük burjuvaziyi ve hatta çeliĢkili
sınıf konumlarını belirtir (Arslan, 2012: 66). Yeni orta sınıfın ortaya çıkmasında ön plana
çıkan meslekler ise daha çok teknik konularda uzman teknisyenler, mühendisler, bilgisayar
operatörü gibi mesleklerdir (Erdem, 2010: 291). Yeni orta sınıf tanımları, sıklıkla müdürleri,
teknisyenleri, bilimle uğraĢanları, iĢverenleri içermekle birlikte içerisinde hayat karĢısında
bilgilenmeye yönelik bir tutum benimseyen, entelektüel hayat tarzını geniĢ bir izlerkitleye
aktaran, yeni kültür aracıları (yeni entellektüeller) grubunu da barındırmaktadır (Featherstone,
2013: 91). Sözü edilen kimseler, pazarlama, reklam, halkla iliĢkiler uzmanları, radyo ve
televizyon
yapımcıları,
sunucular,
magazin
muhabirleri,
moda
yazarları,
yardım
uzmanlarından (sosyal yardım çalıĢanları, evlilik danıĢmanları vb.) oluĢur (Featherstone, 2013:
91).
1980‟lerden itibaren tüm dünyada, öncelikle ABD ve Ġngiltere‟de neoliberal politikaların
uygulanmasıyla birlikte toplumsal, kültürel ve ekonomik yapılarda önemli değiĢim ve
dönüĢümler meydana gelmiĢtir (Arslan, 2012: 61). Yeni orta sınıf, birçok yükselen pazarda,
1980‟lerden beri gerçekleĢtirilen neoliberal reformlar ile tanımlanmaktadır: ÖzelleĢme ve
ticaret engellerinin kaldırılması özel sektörün büyümesine, devletin kontrol ettiği bir pazar
yerine eğitimli çalıĢanları talep eden iĢler yaratan bir pazar ekonomisine geçiĢi sağlamıĢtır
(Kravets ve Sandıkçı, 2014: 128). Yeni orta sınıflar, ellerinde herhangi bir üretim aracı ve
sermaye olmaksızın eğitim yoluyla statü kazanan ve sosyal hareketliliğe uğrayan vasıflı
kimseler olup sanayileĢme süreci içinde önemli bir yer tutar (Erkal, 2009: 10). Önceleri orta
sınıfı tanımlamaya, orta sınıfın ayırt edici özelliklerini tespit etmeye odaklı çalıĢmalar,
günümüzde, yeni orta sınıfa yönelmiĢtir (Kravets ve Sandıkçı, 2014: 129). Yeni orta sınıf,
giderek artan satın alma güçleri; Batılı yaĢamı taĢımaları ve teĢvik etmeleri; sürdürülebilir bir
gelecek için gerekli olanlarla çeliĢen tüketim yırtıcısı (consumerist predator) bir yaĢam tarzına
26
sahip olmayla betimlenir (Lange ve Meier, 2007: 1). Yeni orta sınıf, yeni “aylak yaĢam tarzı”
ve tüketimiyle birçok sosyoloğun analizinde yer almıĢtır (Aydın, 2006: 464). Büyüyen yeni
orta sınıf, küresel ürünleri satın almak için gerekli satın alma gücünü kullanarak,
McDonaldlaĢmayı (bknz. Ritzer, 2014) en çok teĢvik edenlerdir (Lange ve Meier, 2007: 6).
Eski ve yeni orta sınıf ayrımı, aĢağıdaki çizelgede, daha net biçimde görülmektedir.
Çizelge 2.2. Eski ve Yeni Orta Sınıf
Değişken
Aktör
Eski Orta sınıf
Tarihsel
olarak,
kent
hayatının
yeĢermesiyle geliĢen giriĢimci sınıf, tüccar
ve zanaatkârlar.
(Eski orta sınıf aynı zamanda mülksüz el
emekçisi olmayan iĢçiler ya da beyaz
yakalı iĢçileri kapsar)
Yeni Orta sınıf
Geç 19. Yüzyıl ve sonrasında ortaya çıkan meslekler. Enformasyon ve
hizmetler sektöründe çalıĢanlar, kısacası Dr, Mühendis, Bilim Adamı
vb. gibi beyaz yakalı çalıĢanlar.
Mülkiyet
Büyük ölçüde giriĢimci mülkiyet sahibi
burjuvazi. Mülkiyet-zenginlik çocuklarına
miras yoluyla geçer
(Beyaz yakalı iĢçiler için mülkiyet söz
konusu değildir)
Mülkiyetin yerini eğitim almıĢtır. Üyelerinin sahip olduğu nitelikler
çocuklarına iletilemez. Uzmanlık her kuĢağın bireysel çabasıyla
yeniden elde edilmek zorundadır.
Sermaye türü
Sahip olunan sermaye maddi sermayedir.
ÇalıĢanların maddi
avantajları
Beyaz yakalı iĢçiler için: Daha düĢük
maddi çıkara sahiptirler.
Sahip olunan sermaye maddi sermaye değil. Kültürel sermayeye –
vasıf-uzmanlık-eğitsel eriĢime- göre tanımlanır. Yüksek eğitim ve
yetiĢme düzeyi ona kültürel avantajlar sağlar.
Daha iyi maddi avantajlar; daha iyi ücret, daha güvenceli iĢ, daha iyi
sağlık, eğitim, konut imkanı, sağlığa daha az zararlı iĢlerde çalıĢma
imkanına sahiptirler.
Kaynak: Marger (2002), Giddens (1999), Kerbo (1996)‟dan Aktaran Erdem (2010: 291).
Her iki orta sınıfın da sendikalı çalıĢma istekleri ve oranları azdır; çünkü onlar tecrübe, birikim
ya da eğitimden elde ettikleri güç, güven ve pazarlık imkânı sayesinde grup dayanıĢması içine
girmeye ihtiyaç duymaksızın kendi pazar paylarını yaratabileceklerini ve hak ettiklerini
kazanabileceklerini düĢünmektedirler (Erdem, 2010: 291). Sözü edilen sınıfların, iĢleri
sembollerle veya soyut düĢüncelerle, sayılarla, rapor yazmayla veya insanlarla konuĢmayla
ilgilidir, mavi yakalı iĢçilere göre daha yüksek statülüdürler; nihayetinde, beyaz yaka iĢ‟i
ortalamanın üzerinde bir eğitim gerektirmektedir (Erdem, 2010: 291).
2.4. Literatürde Orta Sınıf ve Yeni Orta Sınıf Tanımları
“Ortadaki gruplar”ın yükselmesi ilk olarak 19. Yüzyıldaki gözlemcilerin dikkatini çekmiĢ ve
heterojenliği ifade etmek için çoğul olarak “orta sınıflar” kavramı kullanılmıĢ; daha sonra orta
sınıfı ifade etmek için yeni küçük burjuvazi, yeni isçi sınıfı, hizmet sınıfı, profesyonel sınıf,
yeni orta sınıf, bilgi sınıfı, yeni sınıf, maaĢlı orta sınıf ve yönetici sınıfı gibi yeni kavramlar
icat edilmiĢtir (Yıldırım, 2011: 7; Featherstone, 2013: 216).
27
Orta sınıf, kendi zihinsel ve fiziksel güçlerini yaĢamlarını kazanmak için satar, fakat mesleki
yapının dinamik doğası ve aĢağı ve yukarıya doğru akıĢkanlığın olanağı, orta sınıfın sınırlarını
kesin olarak belirlemeyi güçleĢtirir (Giddens, 2005: 292). Orta sınıfı tanımlamadaki güçlük,
orta sınıf kategorisinin ifade edilmesi güç doğasından, çeĢitli sosyoekonomik konumları içeren
bir sosyal tabaka oluĢundan ileri gelir (Kravets ve Sandıkçı, 2014: 125). Orta sınıf, genel
itibarıyla memur, emekli, küçük esnaf, iĢçi gibi grupların oluĢturduğu, çoğunlukla sabit
gelirlilerden oluĢan, alt ve üst gelir grupları arasında yer alan, toplumun en geniĢ ve en
istikrarlı sınıfı olarak bilinir (Seyidoğlu, 2002: 466). Sabit gelirli olmaları dolayısıyla
enflasyondan büyük ölçüde etkilenen ve toplumun asıl kesimini oluĢturan orta sınıfın
güçlendirilebilmesi için öncelikle enflasyonun önlenmesi gereklidir (Seyidoğlu, 2002: 466).
Orta sınıflar, sadece orta halli insanlar olarak değil modern toplumu biçimlendiren, toplumsal
koordinatlarını oluĢturan ve toplumsal sistemi yeniden kuran aktörler olarak görülmelidir
(Bilgin, 2007: 27).
Literatüre göz gezdirildiğinde, orta sınıfa dair mutlak bir tanımın yapılmadığı 12, tanımların
yazarların bakıĢ açısına göre değiĢtiği, hem yazarlar hem de ülkeler açısından orta sınıf
konusunda bir fikir birliği bulunmadığı, kısaca göreceli olduğu, ayrıca kolaylıkla
tanımlanamadığı görülmektedir. Ayrıca, yapılan orta sınıf tanımlarının, içinde bulunulan tarih
dönemine ve ülkeye göre değiĢtiği de gözlemlenmektedir. Orta sınıfın ne anlama geldiğine
dair tanımın mekândan mekâna, ekonomiden ekonomiye değiĢmesi dalgalanma etkisi olarak
adlandırılmaktadır (Wheary, 2009: 76). Tüm dünyada, daha fazla insan orta sınıfa katıldıkça,
kendi kendini yenileyebilen dalgalanma etkisi, milyonlarca insanı yoksulluktan çıkarmakta ve
daha önceleri oldukça küçük olan bir fırsatı yaratmaktadır (Wheary, 2009: 77). Yine orta sınıf,
farklı kurumlarca farklı istatistiki yöntemlerle de tanımlanabilmektedir; örneğin nüfusun en
zengin ve en fakir yüzde 20‟lik grupları dıĢında kalan kesimi yaygın tanımlar arasında
bulunmaktadır (Ercan, 2013). Yapılan tanımlamalarda genellikle üç temel kriter kullanılır
(Hayashi, 2007: 31): Birincisi, ekonomik faktörler (gelir seviyesi ve mal mülk sahipliği gibi),
12
Ekonomistler arasında, orta sınıfı belirlemek için uygun gelir/tüketim eĢiklerinin ne olduğu; ayrımın ülke,
bölge ya da küresel standartta mı yapılması gerektiği üzerine bir fikir birliği bulunmamaktadır (Birdsall, 2012b).
28
ikincisi, meslek ve (eğitim seviyesini içeren) profesyonel statü, üçüncüsü, (sübjektif bir ölçüm
olan) kendini kimliklendirme/değerlendirmedir.
Her ne kadar durum böyle olsa da konunun daha iyi anlaĢılması açısından çeĢitli yazarlara ait
orta sınıf tanımlarına bir özet çizelgede yer verilmesinin önem arz ettiği düĢünülmüĢ,
dolayısıyla aĢağıda verilen çizelgede orta sınıf tanımlarına yönelik bir çerçeve verilmiĢtir.
Tanımlara genel olarak bakıldığında, değiĢkenlerden en çok kullanılanlar; gelir, meslek ve
eğitim olmuĢtur.
Çizelge 2.3. Literatürde Yer Alan Orta Sınıf Tanımlarından Örnekler
Yazar(lar), Yıl
Birdsall vd., 2000
Easterly, 2001
Milanovic ve Yitzhaki,
2002
Cohen, 2004
Wright, 2006
Sekulic ve Wong,
2007
Sekulic ve Sibley,
2007
Banerjee ve Duflo,
2008
Cashell, 2008
Ravallion, 2009
Birdsall, 2010
Kharas, 2010
Kharas ve Gertz, 2010
Foroohar ve Margolis,
2010
Jin vd., 2010
Cardenas vd., 2011
Birdsall, 2012a
Lopez ve Weinstein,
2012
Lopez-Calva vd., 2012
Ward ve Neumann,
2012
Savage, 2013
13
ORTA SINIF TANIMI
Ortanca (medyan) geliri, % 75 ve % 125 arasında olanlardır (ülkeler içinde).
KiĢi baĢına tüketim harcamalarının dağılımında ikinci, üçüncü ve dördüncü dilimde yer alanlar orta sınıftır
(ülkeler içinde).
12 $ ve 50 $ arası (küresel çapta)
Banliyö evi, ev eĢyaları, otomobile sahip olmak Amerikalıların orta sınıf iddiasında bulunma durumlarıdır.
Orta sınıfın büyük miktarda harcanabilir geliri vardır; senede iki ya da üç kez tatile giderler; çocukları özel okula
gider; iki arabaları vardır. Sanayicilerden, profesyonellerden, iĢ adamlarından ve yöneticilerden oluĢurlar.
Yıllık 7500 $-25000 $ arasında gelire sahip hanehalklarıdır.
Yıllık 6000 $-25000 $ arasında gelire sahip hanehalklarıdır.
Satınalma gücü paritesine göre13 günlük kiĢi baĢı harcamanın 2 $ ve 4 $ (alt orta sınıf) arasında olduğu veya 6 $
ve 10 $ (üst orta sınıf) arasında olan sınıflardır. Ortalama orta sınıf beklemede bir giriĢimci değildir; bir iĢletme
iĢletebilir fakat iĢletme, genellikle küçük ve pek kârlı olmayan bir iĢletmedir. Düzenli bir iĢleri vardır. Az sayıda,
daha sağlıklı ve daha eğitimli çocukları vardır. (13 geliĢmekte olan ülkede)
KiĢinin orta sınıf olması için minimum 4000 $ gelire sahip olmalıdır.20000 $ gelire sahip olanlar da orta sınıf
olarak düĢünülebilir.
2 $ ve 13 $ arasında olması (küresel çapta)
(Küresel çapta) 10 $, (ülkeler içinde) kiĢi baĢına gelirin/tüketimin % 95‟i.
Satın alma gücü paritesine göre günlük kiĢisel harcamaları 10$ ile 100$ arasında değiĢen hane halkları küresel
orta sınıftır (küresel çapta).
Satın alma gücü paritesi cinsinden kiĢi baĢına günlük en az 10 $ harcayan hane halklarıdır.
6000 $ ile 30000 $ arasında gelire sahip kiĢilerdir.
Yıllık geliri 10.000 $‟ı aĢan hanehalklarıdır.
Satın alma gücü paritesine göre kiĢi baĢına günlük geliri 10 $ ve 100 $ arasında olan kiĢiler, orta sınıftır.
Günlük 10 ile 50 dolar arasında satınalma gücü paritesine göre düzeltilmiĢ kiĢi baĢına gelirle hanelerde yaĢayan
kiĢilerdir14.
(Sahip olunan) mallar seti, eğitim, boĢ zaman aktiviteleri, orta sınıf yaĢamı için kesin bir standart oluĢturur.
Hanehaklarından 4 $ ve 10 $ arasında gelire sahip olanlar, alt-orta sınıf;10 $ ve 20 $ arasında gelire sahip olanlar
orta sınıf; 20 $ ve 50 $ arasında gelire sahip olanlar üst-orta sınıftır.
Orta sınıf, 3000 $ ve 15000 $ arası gelir grubundaki kimselerden oluĢur (alt orta sınıf, 3000-5000 $ arası; üst orta
sınıf, 5000-15000 $ arası)15.
YerleĢik orta sınıf, yüksek ekonomik sermaye, yüksek irtibat ortalamaları, yüksek kültür (highbrow) ve yükselen
Satınalma gücü paritesi oldukça önemlidir; örnek verilecek olursa, Çin‟de, mütevazı 5000 dolarlık bir maaĢ,
20000 Amerikan dolarına mal olacak bir yaĢam tarzını satın alabilir (Fulton vd., 2014: 7).
14
Latin Amerika için tanımlanmıĢtır.
15
Bu tanım, satınalma gücü paritesine göre değil; sabit 2000 Amerikan dolarına göre temellenmiĢtir. Aynı
çalıĢmada yüksek gelir grubu, 15000 Amerikan doları ve üzeri; düĢük gelir grubu ise 3000 Amerikan dolarından
daha az gelire sahip kimseler olarak tanımlanmıĢtır.
29
ÇavuĢgil, 2013
ÇavuĢgil ve KardeĢ,
2013b
Barton vd., 2013
OECD
World Bank,2013
Azevedo ve
Atamanov, 2014
kültürel sermayeye sahiptir. Teknik orta sınıf ise, yüksek ekonomik sermaye, oldukça yüksek irtibat ortalamaları,
görece düĢük irtibatlara, orta derecede kültürel sermayeye sahiptir16.
Batılı markaların sembollerinin, konforun, yaĢam tarzının keyfine varmayı isteyen oldukça büyük, yukarı doğru
hareketli hanehalklarıdır. Toplam hanehalkı gelirinin en az % 30‟u keyfi tüketim için kullanılabilir. Ev aletleri,
çocuklar için özel eğitim, daha iyi barınma, boĢ vakit vb. için kullanılabilecek istikrarlı harcanabilir gelire
eriĢebilen hanehalklarıdır.
7. ve 8. gelir ve harcama dilimlerinde (ondabirlik dilimler -decile) yer alanlar varlıklı (üst orta) sınıf, 5. ve 6. gelir
ve harcama dilimlerinde yer alanlar kitlesel (alt orta) sınıftır17.
Orta sınıf, hane halkı gelirinin % 50‟sinden daha azını zorunlu ihtiyaçlara harcar ve ayırt edici tüketici davranıĢı
gösterir. Yıllık hanehalkı harcanabilir geliri 16000 $ ve 34000 $ arasında olanlar, üst orta sınıf; 9000 $ ve 16000 $
arasında olanlar alt orta sınıftır.
Günde 10 $‟dan fazla harcayabilenler orta sınıftır.
Günde 2 $ ile 13 $ arasında kazanan kiĢilerdir.
Satınalma gücü paritesine göre kiĢi baĢına tüketimi 10 dolar üzerinde olanlardır.
Çizelge 2.4. Literatürde Yer Alan Yeni Orta Sınıf Tanımlarından Örnekler
Yazar(lar),Yıl
Mills, 1951
Erkal vd., 1997:
56
Harvey, 2005
Karademir, 2009
Erdem, 2010
Arslan, 2011
Arslan,2012
Kravets ve
Sandıkçı, 201418
Balkan ve Öncü,
2014
Fulton vd., 2014
16
YENİ ORTA SINIF TANIMI
Yönetici, mühendis, avukat; eğitim, bilim ve teknoloji, sağlık ve kiĢisel bakım sektörü çalıĢanlarını içeren beyaz
yakalılardan oluĢur.
SanayileĢme ve bilgi ekonomisinin geliĢmesiyle çeĢitli firmalarda ya da kendi hesabına çalıĢan beyaz yakalılardır.
Yeni orta sınıf, 1980‟li yılların neoliberal reformları sonucunda oluĢan profesyonel-yönetsel bir bölümdür.
Türkiye‟deki çalıĢmalarda yeni orta sınıf, geleneksel alıĢkanlıklardan bilinçli biçimde kurtulmuĢ ve kendi kimliklerini
sürdürmek için tüketimle yakından ilintili bireyselleĢmiĢ yaĢam tarzlarını sürdürmek biçiminde sunulmaktadır. Yeni orta
sınıfı devlette çalıĢan yöneticiler ve profesyoneller, orta seviyedeki kamu görevlileri, profesyonel askeri çalıĢanlar,
devletteki öğretmenler, özeldeki yöneticiler ve profesyoneller, özeldeki orta seviyeli beyaz yakalılar oluĢturmaktadır.
Beyaz yakalı, kendi hesabına çalıĢan yeni orta sınıfın yanısıra yeni bir giriĢimci orta sınıf vardır. Kendi yaĢam tarzını,
tüketim alıĢkanlıklarını üreten yeni muhafazakâr bir orta sınıftan bahsetmek mümkündür. Yeni orta sınıfla ifade edilmek
istenen aslında üst orta sınıfta yer alanlardır. Çünkü yeni orta sınıf, biliĢim sektöründeki geliĢmelerle yakından
bağlantılıdır, hizmetler sektörüne kaymayla birlikte yeni orta sınıfın varlığı daha da belirginleĢmiĢtir. Doktor, avukat,
mühendis, bilimadamı, teknisyen, üniversite profesörleri, medya editörleri, yöneticiler, Ģirket yöneticileri, finansal
yöneticiler, yüksek mevkideki hükümet bürokratları gibi çeĢitli kurumlarda anahtar karar verme pozisyonlarını elinde
tutan orta sınıf, bazen, yeni orta sınıf olarak adlandırılır.
Yeni orta sınıf ayrımı, kapitalist adına karar veren ve iĢ süreçlerine müdahale eden, yüksek gelir ve prestije sahip eğitimli
profesyonel yöneticiler, ortada, farklı seviyelerdeki alt düzey yöneticiler, sosyal çalıĢmacılar, borsa brokırları,
reklamcılar, iletiĢim ve bilgisayar mühendisleri gibi yükseköğrenim/üniversite mezuniyeti gerektiren çalıĢanlardan
oluĢmaktadır. Yani, yeni orta sınıf, günümüz iĢ ve istihdam koĢullarına bağlı olarak ortaya çıkan yeni toplumsal grupları
kapsamaktadır
En az kolej olmak uzere universite ve ustu eğitimli, evi ve araba sahibi, yıllık 6000 $‟ın ustunde gelirli, orta sınıf ya da
isci sınıfı kokenli, yuksek pozisyonlu ve prestijli bir iste maaslı calısanlardır.
Kendilerini orta sınıf olarak tanımlayan, gelirlerini rahat olarak tarif eden, üniversite diplomasına sahip, Ġngilizce bilen,
(kurumsal) bir kariyeri olan veya (kurumsal) bir kariyer isteyen genç 19, kentli profesyoneller yeni orta sınıftır.
Ġslami ve laik fraksiyonlar içerisinde, kendisini diğerlerinden ayıran ve neoliberal değerleri ve yaĢam tarzını benimseyen
bir yeni orta sınıf vardır. Çoğu neoliberal dönemde büyümüĢ, eğitim almıĢ ve mesleklerini de neoliberal dönemde
geliĢtirmiĢ kiĢiler, yeni orta sınıftır. Eski orta sınıf ise, ulusalcı kalkınma döneminde kalma sanayi profesyonelleri ve
kamu iĢletmeleri yöneticileridir.
Orta sınıf, bir kiĢinin “rahat bir yaĢam” sürebilmesidir. Ġstikrarlı biçimde barınma, sağlık ve çocukları için eğitim
(üniversite dahil) fırsatları, makul emeklilik ve iĢ güvenlikleri, tatile ve boĢ zamana ayrılacak keyfi gelirleri vardır.
BirleĢik Krallık için tanımlanmıĢtır. Yazar, sözünü ettiği ekonomik sermaye, kültürel sermaye ve sosyal
sermaye kavramlarını, Bourdieu (1984)‟den esinlerek kullanmıĢtır.
17
Bu hesaplamada, hanehalkı harcanabilir geliri, hanehalkı harcamaları kullanılmıĢ ve kentli hanehalkları
seçilmiĢtir.
18
Fernandes (2006)‟ten yararlanmıĢtır.
19
Gençlerin önemsenmesi Ģu biçimde de açıklanabilir: Örneğin, Ward ve Neumann (2012), bireylerin en çok 1640 yaĢları arasında tükettiğini belirtir. Bu yaĢ aralığı, gelir seviyelerinin yükseldiği, ev ve ailelerin oluĢtuğu,
bireylerin emeklilik için tasarrufa yönelmelerinden önceki dönemdir. Xiao ve Kim (2009: 610) ve Paek ve Pan
(2004) de genç, görece yüksek gelirli ve iyi eğitimli kimselerden söz eder. Bocock (2009: 37) da kimlik
duygusunun oluĢumunun, belirli giyim eĢyaları ve ayakkabılar gibi tüketim mallarının kullanımıyla, belirli müzik
gruplarının/Ģarkıcıların/futbol takımlarının taraftarlığıyla, müzik/spor etkinlikliklerine katılmla da elde
edilebileceğini belirtirken, böyle tüketim kalıplarının kimin grup üyesi olduğunu ya da olmadığını
tanımlayabilecek temel unsurlar olarak kullanılabilmesine en çok 14-30 yaĢları arasında rastlandığını söyler.
30
Yukarıdaki her iki çizelge incelendiğinde, yer alan tanımlarda ön plana çıkan özellikler
aĢağıdaki gibidir:
1. Gelir, hanehalkı geliri, hanehalkı harcanabilir geliri (household disposable income).
Birçok araĢtırmacı orta sınıfları nicel verilerle tanımlamakta ve orta sınıfı, gelirle
iliĢkilendirmektedir. Kimi tanımlarda kiĢi baĢına gelir, kimisinde hanehalkı geliri, kimisinde
ise hanehalkı harcanabilir geliri (Barton vd., 2013 –yıllık almıĢlardır-; ÇavuĢgil ve Guercini,
2014) gözönünde bulundurulmaktadır. Harcanabilir gelir (disposable income) kiĢilerin vergi
sonrası ellerinde kalan gelirdir. Orta sınıf tanımlarında farklılaĢtırıcı etken olarak temelde
gelire dayanıldığında bazen orta gelir terimi de kullanılmaktadır (Cashell, 2008). Birçok
araĢtırmacı geliri, orta sınıfı sayısallaĢtırmada ve diğer ülkelerle karĢılaĢtırabilmek için
kullanmaktadır (Fulton vd., 2014: 5). Orta sınıf ölçümlerinin en sık karĢılaĢılanlarından birisi,
düzeltilmiĢ hanehalkı baĢına ortanca (medyan) gelirin %75 ve %125 arasında olması; diğeri
ise gelirin üçüncü ve dördüncü yüzdelik dilimler arasında yer almasıdır (Fulton vd., 2014: 15).
Yükselen pazarlarda, orta sınıf, genellikle, 6.000 ve 30.000 dolar arasında yıllık gelire sahip
olan kiĢiler olarak tanımlanmaktadır (Foroohor vd., 2010: 42). Turkishtime (2013: 14), 2011
yılı sonu itibarıyla Orta Anadolu‟da yaĢayan orta sınıf hanehalkının gelirinin ortalamasının
17500 TL; Ortadoğu Anadolu‟dakinin 14589 TL; Ġstanbul‟dakinin ise 25000 TL olduğunu
belirtir. Cunha vd. (2013: 5) ise, kimi tanımlarda, hanehalkı gelirine dayanılarak tüketicilerin
A, B, C, D, E biçiminde gruplara ayrıldığına iĢaret eder. Yazarlar, böylesi bir ayrımın
iĢletmelere yeterli bilgi vermeyeceğini de vurgularlar (örneğin, belirli mal ve hizmetlerin satın
alınmasını, hangi noktaların artırdığı bilgisini vermez). Orta sınıf tanımlarında sadece gelirin
kullanılması yeterli değildir. Gelir, hareket edilmesi zor bir değiĢkendir; özellikle daha ucuz
mallarda gelirin önemi diğer değiĢkenlere göre (tükecinin duyguları, alıĢveriĢ deneyimi –
mağaza ortamı-) azalır; müĢterilerin neyi satın alabileceği, belirli mal ve hizmetlere ne kadar
ödemeye istekli olduklarını belirtmez ve iĢletmeler, müĢterileri neyin tetikleyebileceğini
bilmelidir; yaĢ, tüketicinin kariyerindeki aĢama, satın alma yeri de satın alma kararlarını
etkileyebilir (Song ve Cui, 2009). Harcanabilir gelir gibi objektif bir kriterin kullanımı bile
tanımlama ve ölçümleme değiĢikliklerine açıktır (Fulton vd., 2014: 5).
2.
Harcama,
tüketim
harcamaları,
keyfi
tüketim/harcama
(discretionary
consumption/spending). KiĢi baĢına ve/veya hane halkı harcamaları kullanılabilmektedir.
Keyfi tüketim kavramı, kiĢilerin harcanabilir gelirleri ile yaptıkları tüketimleri içerir. Keyfi
31
tüketim; araba, daha iyi sağlık hizmetleri, tatil gibi; temel gereksinimleri (Maslow‟un
Ġhtiyaçlar HiyerarĢisi‟nin birinci basamağında yer alan hayatta kalmak için temel gereklilikler
yani fizyolojik ihtiyaçlar: gıda, giysi, su, barınak vb.) dışındaki, birçok tüketim grubuna hitap
edebilir (Diamond, 2006: 74, 84; Sekulic ve Sibley, 2007). Keyfi gelir (discretionary income)
ise, pahalı mücevherat ve tasarımcı kıyafetleri gibi daha lüks mallar için ayrılan gelirdir
(Diamond, 2006: 84). BCG‟nin raporuna göre (Jin vd., 2010: 13), hanehalkları orta sınıfa
girdikçe, lüks mallar ve ev dekoru gibi mallara ait tüketimin hızla arttığı görülmektedir.
Sekulic ve Sibley (2007), orta sınıfın yıllık hanehalkı gelirinin % 35‟ini keyfi tüketime
ayırdığını belirtirken; ÇavuĢgil ve KardeĢ (2013b), belirtilen oranın en az % 30 olduğunu ifade
eder. Fakat Ģunu da eklemek gerekir ki, tüketim normları ve yaĢam düzeyi, gelir değiĢmedikçe
yerinde saymaktadır (Kıray, 2005: 109).
3. Eğitim. Üniversite derecesinin yanında yabancı dil bilme (özellikle Ġngilizce) ve kiĢinin
kendi geliĢimi ile ilgilidir. Özetle, eğitsel ve profesyonel baĢarıdır (ÇavuĢgil ve KardeĢ,
2013a). Eğitim, bireyin kendisini orta sınıf olarak kimliklendirmesinde, büyük rol oynayan bir
faktördür (Hayashi, 2007: 34). Yeni orta sınıfların ayırt edici özelliği ise, geldikleri konumu
eğitim ile elde etmiĢ olmalarıdır (Bıçakçı, 2008).
4. Kendini orta sınıf olarak görme (kendini kimliklendirme/değerlendirme). Yükselen
pazarlarda orta sınıf, kendini kimliklendirmede güçlü bir kategori haline gelmiĢtir (Kravets ve
Sandıkçı, 2014: 125). KiĢilere kendilerini hangi sınıfa ait hissettikleri sorulduğunda, kiĢiler,
kendilerini, nicel verilerin onları gerçekte sınıflandırdığı sınıf seviyesine göre daha yüksek
oranlarda orta sınıf olarak görmektedir (Fulton vd., 2014: 15). OECD (2011) de
hanehalklarının gelir dağılımında kendilerinin algıladığı konumlarının gerçek konumlarından
farklılaĢtığını belirtir. Subjektif bir kriter olarak “kendini orta sınıf görme” kavramı da,
Hayashi (2007)‟nin çalıĢmasında da olduğu gibi, tek baĢına ya da diğer bazı kriterlerin
yanısıra orta sınıfın sınıflandırılmasında kullanılabilmektedir. Orta sınıf, kendi statüsünü
görece yüksek belirlemekle birlikte konumunun durağanlığını garantileyemez ve diğer sosyal
gruplara nazaran daha aktif bir sosyo-ekonomik strateji izleyerek konumu için savaĢ verir
(Hayashi, 2007: 34).
5. Kentli olma/Kentleşme. Türkiye yeni orta sınıfın doğuĢunu gösteren iĢaretlerden biri,
Avrupa‟da da orta sınıfın geliĢmesine zemin hazırlayan kent hayatının yaygınlaĢmasıdır;
dolayısıyla kendi kültürünü yaratan orta sınıflar doğmuĢtur (Erdem, 2010: 292). Zechmeister
32
vd. (2012: 76) de kentlerde yaĢayan kimselerin kırsalda yaĢayanlara nazaran kendilerini orta
sınıf olarak kimliklendirmelerinin daha olası olduğunu belirtir. ġehir yaĢamı, bir tarza sahip
olma bilincini, diğer bir deyiĢle, belli bir gruba has belirleyici özellikleri ve bireysel seçimleri
yansıtabilecek bir alan içinde tüketme gereksinimini artırır (Bocock, 2009: 27). Ekonomik
geliĢme ve yükselen gelirler, artan kentleĢmeyle örtüĢmektedir; 2011 yılında Türkiye‟de %
70‟in üzerinde olan kentleĢmenin 2050‟de % 80‟in üzerine çıkacağı öngörülmektedir (Ward
ve Neumann, 2012: 12). ÇavuĢgil ve KardeĢ (2013b), ÇavuĢgil ve Guercini (2014) gibi
birtakım yazarların çalıĢmalarında, orta sınıflar, kentli hanehalkları olarak belirtilmektedir.
ÇalıĢmalar (Barton vd., 2013; Cunha vd., 2013), sadece büyük Ģehirlerden değil ülkelerin daha
iç kısımlarında yer alan (daha küçük) Ģehirlerde artan refaha da dikkat çekmektedir. Barton vd.
(2013); 1.düzeydeki Ģehirlerde orta sınıfın payının azalacağını; 2., 3., 4. düzeydeki Ģehirlerde
ve özellikle 3.düzeydeki Ģehirlerde artacağını öngörür. Jin vd. (2010) de yükselen pazar
Ģehirlerinden söz eder: MegaĢehirler (megacities), uydu Ģehirler veya küme merkezleri
(satellite cities, cluster capitals), uzman merkezler (specialist hubs), ufuk Ģehirler (horizon
towns).
6. Meslek. Özellikle yeni orta sınıf tanımlarında, çoğunlukla beyaz yakalı olma biçiminde
ortaya çıkmaktadır. Orta sınıflar incelenirken kiĢinin mesleği sorusunun yanında, kiĢilere
mesleklerindeki düzeyleri de sorulabilmektedir (Song ve Cui, 2009; Ivanova vd., 2013).
Dahası, kiĢilere, istihdam edildikleri sektör de sorulabilmektedir. Yeni orta sınıf, profesyonel
yöneticiler, mühendisler, doktorlar ve iletiĢim sektöründe çalıĢanlar, kamu yönetiminde
çalıĢanlar, öğretmenler vb.den oluĢur
7. Değerler, tutumlar, beklentiler. Politik katılım, yaĢam tarzları, harcama-tasarruf eğilimleri,
borçlanmaya yönelik tutumlar, iĢ-yaĢam dengesi, baĢarının tanımı, din, bireyselcilik yönelimi;
değerler, beklentiler ve tutumlar içerisinde yer almaktadır (ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a).
Değerler, beklentiler ve tutumlar da keyfi tüketime etki edebilmektedir (ÇavuĢgil ve KardeĢ,
2013a).
8. Sahip olunan varlıklar. Kıray (2005); Cohen (2004); Yılmaz (2007); Yılmaz (2012); Jin vd.
(2010); Sekulic ve Wong (2007); ÇavuĢgil ve KardeĢ (2013b); Ipsos KMG (2012); Barton vd.
(2013); Fulton vd. (2014)‟nin çalıĢmalarında belirttiği gibi sahip olunan varlıklar, orta sınıfın
karakteristiklerindendir. Varlıklar içerisinde, hanede yer alan mallar, ev/araba sahipliği
33
sayılabilir. Birçok araĢtırmacı, sahip olunan varlıkları, tıpkı gelir gibi, orta sınıfı
sayısallaĢtırmada ve diğer ülkelere kıyaslama yapmada kullanmaktadır (Fulton vd., 2014: 5).
Tanımların20 özetinden de anlaĢıldığı üzere, bir grubu sadece gelirine bakarak değerlendirmek
pazarlamacılar açısından oldukça yetersizdir; çünkü pazarlamacılar, orta sınıfa ulaĢmak için
onların maaĢlarından daha fazlasını, tüketicileri neyin harekete geçirdiğini bilmelidirler (Song
ve Cui, 2009). Her ne kadar gelir önemli olsa da diğer unsurlar, bazen, satın alma kararında
daha önemli bir rol oynayabilmektedir; örneğin bir çikolatayı satın alma kararında tüketicilerin
duyguları ve alıĢveriĢ deneyimleri [bir mağazanın atmosferinde yer alan unsurlar, örneğin,
satıĢçıların davranıĢları. Belirtilen konuda Martienau (1958), yüksek statülü departmanlı
mağazalara girmeye çalıĢan düĢük statülü kadınlara, satıĢ temsilcilerinin zerre kadar değerleri
yokmuĢ gibi davrandıklarını belirtir] ne kadar para kazandıklarına nazaran daha önemli bir yer
tutar (Song ve Cui, 2009). Yukarıda verilen unsurların yanısıra, kimi çalıĢmalarda da, sosyal
sınıfı ortaya koyan bir değiĢken olarak, yerleĢim yerine değinilmektedir. Posta kodunun ya da
mahallelerin, semtlerin, sosyal sınıfların bir aynası olduğu, dolayısıyla böyle bir kullanımın
uygun düĢeceği görüĢüne dayandırılan söz konusu araĢtırmalarda bir baĢka üstünlük ise söz
konusu bölgeleri teĢhis etme, bölgenin büyüklüğünü belirleme ve bölgeden örneklem
seçmedeki kolaylıklardır (OdabaĢı ve BarıĢ, 2014: 298). Nihayetinde, tek değiĢkenli araĢtırma
sonuçlarının ve sosyal sınıflara yönelik bulguların doğruluk ve güvenilirlik dereceleri azaldığı
için eleĢtirilebilmektedir (OdabaĢı ve BarıĢ, 2014: 297).
Yer verilen tanımların özetleri, bizlere orta sınıfı ve karakteristiklerini anlamamızda daha iyi
bir çerçeve sunacak bir araç olan Buzdağı Modeli‟ne götürmektedir. (ÇavuĢgil ve KardeĢ,
2013a). Yazarlara göre, orta sınıf çok boyutlu bir yapı olarak düĢünülmelidir. Orta sınıfın
görünen yönleri tüketim ile iliĢkili iken, daha derinde, daha az görünen kısımlar da aynı
20
Kimi tanımlarda (Ivanova vd., 2013), yeni orta sınıfın, düĢük gelir gruplarından orta sınıfa yeni geçmiĢ
kimseler anlamında da kullanıldığını belirtmekte yarar vardır. Ivanova vd. (2013), yeni orta sınıfı, yeni girenler
(new entrants) olarak adlandırır ve olgunlaĢan orta sınıfa (maturing middle class) nazaran yaĢam standardını
yakalama çabasında olduklarını belirir. Yazarlar, ayrıca, yeni girenlerin, gelirlerini sınırlayan, erken bir kariyer
aĢamasında olan, iyi eğitimli bireyler olduğunu da eklerler. “Yeni”, bütünüyle, yukarı doğru hareketliliğe iĢaret
etmeyebilir (Kravets ve Sandıkçı, 2014: 128). Değerler ve ilgiler setini paylaĢan ve ekonomik yeniden
yapılanmanın baĢarısıyla kimliklenen ve bundan faydalanan, varolan orta tabaka içerisindeki ayırt edici bir grup
anlamını taĢır (Kravets ve Sandıkçı, 2014: 128). Jin vd. (2010) ise, köyden kente geçenlerin “yeni” olarak
görüldüğünden söz eder. Erdem (2010) ise, orta sınıfın, üst orta sınıf, orta orta sınıf, alt orta sınıf olmak üzere üçe
ayrıldığını belirterek; yeni orta sınıf ile ifade edilmek istenenin üst orta sınıfta yer alanlar olduğunu vurgular.
34
zamanda anlamlıdır. Orta sınıf hanehalklarının eğitimi, sahip oldukları varlıklar, meslekleri,
değerleri, beklentileri ve tutumları; keyfi tüketimlerinde etkili olmaktadır.
Keyfi tüketim
Eğitim, Meslek, Sahip olunan varlıklar
Değerler, Beklentiler, Tutumlar
ġekil 2.1. Buzdağı Modeli
Kaynak: ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a
Belirtilmesi gereken bir diğer konu da, tek bir orta sınıftan bahsetmenin, orta sınıfların 21
çeĢitliliğini gizleyeceğidir: Orta sınıfta yer alanların gelir düzeyleri, meslekleri, eğitim
düzeyleri vb. birbirinden farklıdır; böylece üst-orta,orta-orta ve alt-orta biçiminde ayrımlar
yapılabilir (Erdem, 2010: 289):
1-Üst orta sınıf: Üst orta sınıflar, orta sınıfın en üstünde yer alan ve doktor, avukat,
muhasebeci, mimar, yüksek düzeydeki bilim adamı ve mühendis gibi meslek
sahiplerinin oluĢturduğu gruptur . Beyaz yakalı üst orta sınıf üyesi çalıĢanlar, orta
tabakadaki diğerleri gibi zihinsel iĢ yaparlar, diğerlerinin emirlerine rutin olarak cevap
vermek yerine kararları bağımsız olarak verebilirler. Eğitim ve mesleki tecrübeler üst
orta sınıf üyelerini, örneğin profesyoneller ve yöneticiler gibi, diğerlerinden ayıran bir
yaĢam tarzı ve tüketici tercihleri yaratır.
2-Orta-orta sınıf: Orta sınıfın ortasında hangi meslek gruplarının yer aldığı konusu
oldukça tartıĢmalı görünmektedir. Orta sınıfın ortasını, yine beyaz yakalı ama
kazandıkları ancak mütevazi hayatlarını devam ettirmeye yarayacak kadar kazanan
meslek gruplarını kapsayacak biçimde görmek mümkündür.
21
Lange ve Meier (2007: 3,7) de, orta sınıfın homojen olmadığını ifade eder; çalıĢmalarında, Hindistan‟daki yeni
orta sınıfın “yüksek vasıflı çalıĢanlar” kısmına odaklanır. Buradaki yüksek vasıflı çalıĢanlar, iyi bi eğitime ve
gelire sahiptir; geleneksel olmayan bir hayat yaĢarlar; sosyal ve ekolojik kaygıları vardır; çok uluslu iĢletmelerde
çalıĢırlar.
35
3-Alt-orta sınıf: Büro iĢçileri, büro çalıĢanları, yine kısmen beyaz yakalı, eğitim ve
uzmanlık gerektiren mesleklerden oluĢur. Gelir düzeyi açısından, aĢağı orta sınıf,
mesleklere göre geniĢ bir aralığa yayılır, fakat onların ortak noktası anlamlı bir Ģekilde
zenginlikten mahrum olmalarıdır. Onlar öncelikle iĢlerine ve gelire bağlıdırlar ve
evlerinden baĢka önemli mal varlıkları yoktur.
Özetle, çalıĢmamızda yeni orta sınıf, “serbest pazar reformlarıyla birlikte 1980‟lerden sonra
ortaya çıkmaya baĢlayan, boĢ zaman aktiviteleri gibi keyfi tüketim harcamalarında
bulunabilecekleri harcanabilir gelire sahip, beyaz yakalı, iyi eğitimli, kentli” kimselerden
oluĢmaktadır.
2.5. Orta Sınıfın Önemi
Sınıfların toplumsal ve ekonomik değiĢmeye karĢı tutumlarını belirleyen iki temel değiĢken
vardır: Birincisi, bir sınıfın nüfus içindeki yüzdesi ile ulusal gelirden aldığı pay arasındaki
iliĢkidir. Bir sınıfın ulusal gelirden aldığı pay, nüfus içindeki payından düĢükse büyük
olasılıkla değiĢmeden yana olacaktır. Ġkincisi ise, geleceğe iliĢkin beklentilerdir; örneğin, bir
sınıf ulusal gelirden aldığı payın, oransal olarak yükseleceğini umut ediyorsa değiĢmeden yana
olacaktır (Kongar, 1999: 643). Dolayısıyla, serbest piyasa ekonomilerinde, orta sınıfın nüfus
içerisindeki payı ve beklentileri, önemini artırmaktadır.
“Orta sınıflar, neden önemlidir?” sorusuna verilecek cevapları aĢağıdaki Ģekilde sıralayabiliriz
(ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a). ÇavuĢgil ve KardeĢ (2013a)‟e göre, orta sınıflar;

Ekonomik büyümenin motorudur.

Rekabeti ve kaliteli ürünleri teĢvik eder.

GiriĢimci sınıf ve daha yüksek verimlilik için kaynaktır.

Neticede gelir eĢitsizliğini (GINI katsayısı) düzeltmelidir.

Daha sesli ve politik olarak aktif vatandaĢlar ile daha Ģeffaf bir hükümeti savunur.
Dahası orta sınıf, ekonominin geliĢmesini sağlayacak giriĢimcilik ve yenilikçi küçük iĢletme
fikirleri vermede ve tüketicilik hareketi (consumerism) için bir kaynaktır (Fulton vd., 2014: 4).
36
Yeni orta sınıf ise, sadece tüketen nüfusun ölçülebilir bir yüzdesini oluĢturmakla kalmayıp
“düzgün”, “normal”, “alınmalı”, “iyi yaĢam”ı oluĢturan kavramları temsil eden, medyadaki
güçlü temsilleri sayesinde tüketim talebini Ģekillendiren (Kravets ve Sandıkçı, 2014: 126),
yoksulluğun istikrarlı gerilemesinin bir sembolü; küresel ekonominin motoru; istihdamın
yaratıcısı; yeni bir tüketici pazarı; devletler için kamusal altyapıya, yollara, okullara yatırım
yapmada bir güdü olmakta; toplumsal istikrarın ve bazı durumlarda bütünüyle bir siyasi
değiĢimin savunucusu olarak görülmektedir (Wheary, 2009: 75).
Bilgin (2007: 25)‟e göre, orta sınıflaşma özünde üç özelliği barındırır: Birincisi, orta
sınıflaĢma insanların kendi baĢarı ve emeklerinin sonucunda, toplumsal statülerinin
belirlendiği bir iliĢki biçimidir. Ġkincisi, orta sınıflaĢma, her Ģeyden önce devletin gücüne karĢı
sivil alandan yükselen sivil toplumun talep ettiği özgürlüklerle siyasal gücü sınırlayıcı,
dolayısıyla toplumsal merkezden yükselen bir siyasal katılım dalgasıdır. Üçüncüsü, orta
sınıflaĢmanın bir değiĢim gücü olarak ifade ettiği en önemli etkenlerden birisi, ideolojik ve
entelektüel alandaki yaratıcılığıdır.
2.6. Dünya Ekonomileri ve Orta Sınıflar
Dünyadaki ekonomilere bakıldığında, temelde, üç grup altında toplanmaktadırlar: GeliĢmiĢ,
geliĢmekte olan ve yükselen ekonomiler. Sözü geçen ekonomiler, ekonomik geliĢmiĢliğin
derecesine ve kiĢi baĢına düĢen gelire göre ayırt edilmektedir.
McKinsey ve Groningen Üniversitesi tarafından hesaplanan ve ülkelerin coğrafi alanlarının
ağırlık merkezlerinin GSYĠH tutarlarıyla ağırlıklandırılması sonucu elde edilen dünyanın
ekonomik ağırlık merkezi, sanayi devriminin baĢından beri Avrupa kıtası ve Atlantik
Okyanusu –sanayi sonrası ekonomiler olan ABD, Almanya, BirleĢik Krallık ve Japonya‟danüzerindeyken 2000‟li yıllarda geliĢmekte olan ekonomilerin ağırlıkta olduğu doğu Asya‟ya
doğru kaymıĢtır (Ercan, 2013; ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a). ÇavuĢgil ve KardeĢ (2013b: 2)‟e
göre, sözü geçen kaymanın nedenlerinden birincisi, 1960‟lardan 1980‟lere kadar geliĢmiĢ
ekonomilerde devam eden pazar patlamasının Ģimdi olgunlaĢmıĢ olmasıdır. Ġkincisi, bugünün
oldukça yüksek nüfuslu yükselen pazar tüketicilerinin yıllarca kapalı, korunmuĢ ekonomilerde
37
yaĢamıĢ olmalarıdır22. Belirtilen kayma ile birlikte, yükselen pazar ekonomilerinin önemi fark
edilmiĢtir.
Yükselen pazarların büyümesinin birkaç nedeni vardır (Sheth, 2011: 166, 167): BRIC
ülkelerindeki ekonomik reformların, ideoloji ve sosyalizmle korunan pazarları açması 23 ;
geliĢmiĢ ekonomilerin yükselen pazarların genç nüfuslarına karĢın hızla yaĢlanıyor oluĢu ve
sonucunda, yerel pazarların durgun/yavaĢ büyüyor oluĢu; dünya çapında ticaret ve yatırımın
liberalleĢmesi ve ASEAN, Avrupa Birliği gibi bölgesel ekonomik entegrasyonların oluĢumu
ve yeni orta sınıfların ortaya çıkıĢıdır. GeliĢmiĢ ülkeler, kendi orta sınıflarının büyüklüğü ve
etkisi hususunda azalmalar yaĢarken; yükselen pazarların çoğu, kendi orta sınıflarının sayısı ve
tüketimlerinde güçlü artıĢlar yaĢamaktadır (Fulton vd., 2014: 14).
Yükselen pazarlar, artan müĢteri talebiyle genç 24 , dinamik, yetenekli insan kaynakları ve
zengin doğal kaynaklar gibi değerli kaynakları nedeniyle ticaret, yatırım ve tedarik için
çekicidir (ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013b: 2). Türkiye ABD ticaret bakanlığı ve diğer birçok
endeks tarafından yükselen pazarların önde gelen ülkelerinden biri olarak kabul edilmektedir
(ÇavuĢgil vd., 2003: 467). Ülke, “istikrarlı ve iĢ dostu bir devlet” olarak algılanmakta
(ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013b: 9); giderek artan genç nüfusu, değerli kaynakları, ekonomik
geliĢimindeki iyileĢmeler, iĢletmelere sağladığı kolaylıklar sayesinde uluslararası pazarlarda
yer alan iĢletmelerin dikkatini çekmektedir. Hızla iyileĢen yaĢam standartları ve artan
ekonomik istekleriyle büyüyen orta sınıf, yükselen pazarların temel ayırt edicisi olarak kabul
edilebilir (ÇavuĢgil vd., 2012: 294). Yükselen pazarlarda orta sınıfın giderek artan talebi ise
en çok temel tüketici mallarında görülmektedir (Jin vd., 2010: 14).
ÇalıĢmanın bu kısmında, geliĢmiĢ, geliĢmekte olan ve yükselen ekonomilerden/pazarlardan
kısaca
22
söz
edilip
aralarındaki
farklılık
ve
benzerliklere
değinilerek,
yükselen
Ġthalat üzerindeki kısıtlamalarla, dıĢ rekabetten ayrı tutulmaları, serbest pazarın eksikliğiyle düĢük kaliteli ve
kısıtlı çeĢitlilikteki ürünlerin bulunması, ürünlerde küresel standartların yıllarca yoksunluğu yabancı markaların
ani kabulüne yol açtı (ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013b: 2).
23
Bunun sonucunda, günümüzdeki en iyi kapitalist pazarların bazıları, eski komünist veya eski sosyalist
ülkelerdir (Sheth, 2011: 166).
24
Yükselen pazarlarda kırsal göç ve kentsel nüfus artıĢındaki geliĢim süreci, diğer ülkelerdekine benzese de
burada farklı olan nokta, bu geliĢimin ölçeği ve hızıdır (Jin vd, 2010: 8).
38
ekonomilerin/pazarların
baĢlıcaları
olan BRIC
ülkelerinde
yer alan orta sınıflara
değinilecektir.
2.6.1. GeliĢmiĢ, geliĢmekte olan, yükselen ekonomiler ve özellikleri
Gelişmiş ekonomiler, yüksek kiĢi baĢına düĢen gelir, son derece rekabetçi endüstriler ve iyi
geliĢmiĢ ticari altyapılarla nitelendirilmiĢ sanayi sonrası ülkeler, dünyanın en zengin
uluslarıdır (Avustralya, Kanada, Japonya, Yeni Zelanda, BirleĢik Devletler ve birçok Avrupa
ülkesi) (ÇavuĢgil vd, 2012: 290). Gelişmekte olan ekonomiler ise sınırlı sanayileĢme ve
durgun ekonomilerle nitelenen, ülkelerin çok büyük bir grubunu oluĢturan düĢük gelirli
ülkelerdir (BangladeĢ, Nikaragua ve Zaire) (ÇavuĢgil vd, 2012: 290). Yükselen pazar
ekonomileri veya yükselen pazarlar25 1980‟lerden beri önemli sanayileĢme, modernleĢme ve
hızlı ekonomik büyümeyi baĢarmıĢ, daha önceleri geliĢmekte olan ülkeler olarak ifade edilen
ülkelerdir. Mevcut durumda, yaklaĢık 27 ülke yükselen pazarlar olarak dikkate alınmakta ve
belirtilen pazarlar, ağırlıklı olarak Asya, Latin Amerika ve Doğu Avrupa‟da bulunmaktadır.
En büyükleri Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin‟dir26 (ÇavuĢgil vd, 2012: 290). Üç ekonomi
türü arasındaki temel farklılıklar ise, aĢağıda verildiği gibidir.
Çizelge 2.5. Üç Ana Ülke Grubu Arasındaki Temel Farklılıklar
Gelişmiş Ekonomiler
Gelişmekte
Olan
Ekonomiler
Angola,
Bolivya,
Nijerya, BangladeĢ
Yükselen Pazarlar
150
% 24
4,968 $
27
% 62
13,620 $
% 48
%9
% 43
896
1,369
1,473
726
1971
355
355
148
3912
724
810
400
Boyut
Temsilci Ülkeler
YaklaĢık ülke sayısı
Nüfus (dünyanın %‟si)
Ortalama kiĢi baĢına gelir (Amerikan doları; satınalma
gücü paritesi bazında)
Dünya
Gayrisafi yurtiçi hasılasında yaklaĢık payı (Satınalma gücü
paritesi bazında)
Nüfus (milyon)
Her 1000 kiĢi baĢına düĢen telefon hattı (sabit ve mobil)
Her 1000 kiĢi baĢına düĢen kiĢisel bilgisayar
Her 1000 kiĢi baĢına düĢen internet kullanıcıları
Kanada,
Japonya,
Krallık,
Devletler
30
% 14
33,750 $
Fransa,
BirleĢik
BirleĢik
Brezilya,
Çin,
Hindistan,
Endonezya, Türkiye
Kaynak: ÇavuĢgil vd., 2012: 294
25
ÇavuĢgil ve KardeĢ (2013b), yükselen pazarların – hızlıca dönüĢen ekonomilerin- en yaygın unsurunun
“sürdürülebilir büyüme” olması nedeniyle “büyüyen pazarlar (growth markets)” olarak adlandırılmasının daha
uygun olacağından söz etmiĢlerdir.
26
„BRIC‟ olarak kısaltılır.
39
Yükselen pazarlar, geliĢmekte olan pazarlardan geliĢmiĢ pazarlara geçiĢ evresinde olan
pazarlardır; böylelikle yoksulluk, zayıf altyapı ve aĢırı nüfus gibi sorunları azaltmak amacıyla
ekonomik reform süreci baĢlatan; kiĢi baĢına gayrisafi yurtiçi hasılada istikrarlı bir büyüme
yakalamıĢ, küresel ekonomide artan bütünleĢmeye sahip pazarlar, gerçek anlamda yükselen
pazar olarak adlandırılabilir (ÇavuĢgil vd., 2013: 5).
Çizelge 2.6. Ana Ülke Gruplarıyla Ticaret Durumları
Ticaret Durumu
Gelişmiş Ekonomiler
Endüstri
Rekabet
Ticaret Engelleri
Ticaret Hacmi
Ġçe Doğru Doğrudan Yabancı Sermaye
Yatırımı
Oldukça geliĢmiĢ
Önemli
Asgari düzeyde
Yüksek
Yüksek
Gelişmekte
Ekonomiler
Zayıf
Sınırlı
Ortadan yükseğe
DüĢük
DüĢük
Olan
Yükselen Pazarlar
Hızla gelişmekte
Orta ama artıyor
Hızla serbestleşiyor
Yüksek
Ortadan Yükseğe
Kaynak: ÇavuĢgil vd., 2012: 295
Dünyadaki ekonomilerin ulusal özellikleri ise aĢağıdaki gibidir.
Çizelge 2.7. Ana Ülke Gruplarının Ulusal Özellikleri
Özellik
VatandaĢların ortalama yaĢı
BaĢlıca sektörlerin odağı
Eğitim seviyesi
Ekonomik ve politik özgürlük
Gelişmekte
Olan
Ekonomiler
26 yaĢ
Tarım, ticari mallar
DüĢük
Çoğunlukla baskı altında
Ekonomik/Politik çevre
Gelişmiş Ekonomiler
40 yaĢ
Hizmetler, markalı ürünler
Yüksek
Özgür veya çoğunlukla
özgür
Kapitalist
Düzenleyici çevre
Asgari düzenlemeler
Otoriter, Sosyalist veya
Komünist
Oldukça düzenlenmiĢ, ağır
Ülke riski
Fikri Hakların Koruması
Altyapı
DüĢük
Güçlü
Ġyi geliĢmiĢ
Ortadan yükseğe
Zayıf
Yetersiz
Yükselen Pazarlar
34 yaş
Üretim, bazı hizmetler
Orta
Orta derecede özgür veya çoğunlukla
özgür değil
Hızla kapitalizme dönüşüyor
Ekonomik serbestleşmenin
başarmış
Değişken
Orta derecede ve artıyor
Orta derecede ama iyileşiyor
çoğunu
Kaynak:ÇavuĢgil vd., 2012: 296
Türkiye de yükselen pazarlar içerinde yer almaktadır. Çizelge 2.8.‟de verilen listede, her bir
analist grubuna göre yükselen pazarlar verilmiĢtir.
40
Çizelge 2.8. Her Bir Analist Grubuna Göre Yükselen Pazarlar
Goldman Sachs
BangladeĢ
Brezilya
Çin
Mısır
Hindistan
Endonezya
Ġran
Meksika
Nijerya
Pakistan
Filipinler
Rusya
G. Kore
Türkiye
Vietnam
FTSE
Brezilya
ġili
Çin
Kolombiya
Çek C.
Mısır
Macaristan
Hindistan
Endonezya
Malezya
Meksika
Fas
Pakistan
Peru
Filipinler
Polonya
Rusya
G. Afrika
Tayvan
Tayland
Türkiye
UAE
MSCI
Brezilya
ġili
Çin
Kolombiya
Çek C.
Mısır
Macaristan
Hindistan
Endonezya
Malezya
Meksika
Fas
Peru
Filipinler
Polonya
Rusya
G. Afrika
G. Kore
Tayvan
Tayland
Türkiye
S&P
Brezilya
ġili
Çin
Kolombiya
Çek C.
Mısır
Macaristan
Hindistan
Endonezya
Malezya
Meksika
Fas
Peru
Filipinler
Polonya
Rusya
G. Afrika
Tayvan
Tayland
Türkiye
Grant Thornton
Cezayir
Arjantin
BangladeĢ
Brezilya
ġili
Çin
Kolombiya
Mısır
Macaristan
Hindistan
Endonezya
Malezya
Meksika
Nijerya
Pakistan
Filipinler
Polonya
Romanya
Rusya
G. Afrika
Tayland
Türkiye
Ukrayna
Venezuela
Vietnam
CIVETS
Kolombiya
Mısır
Endonezya
G. Afrika
Türkiye
Vietnam
DOW JONES
Brezilya
ġili
Çin
Kolombiya
Çek C.
Mısır
Macaristan
Hindistan
Endonezya
Malezya
Meksika
Fas
Peru
Filipinler
Polonya
Rusya
G. Afrika
G.Kore
Tayvan
Tayland
Türkiye
Belirtilen ülkelerdeki yükselen artan talep ve değerli kaynaklar yabancı yatırımcıların iĢtahını
artırsa da yatırımcılar, söz konusu ülkelerdeki iĢ çevresini (politik istikrarsızlık, yozlaĢma, iĢ
yapma kolaylığı, yabancı yatırımlara açık olma, altyapı, telif haklarının korunması, ülkedeki
yerel rakipler gibi unsurları) de ciddi biçimde düĢünmelidirler (ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013b: 2).
Çizelge 2.9‟a göre BRIC ülkeleri ile karĢılaĢtırıldığında, Türkiye, altyapı dıĢında tüm
gruplarda önde gözükmektedir.
Çizelge 2.9. BRIC Ülkeleri ve Türkiye27
Brezilya
Çin
Hindistan
Rusya
Türkiye
Altyapı28
Puan
ĠĢ Yapma Kolaylığı
Sıralama
Ekonomik Özgürlük
Sıralama
Ticaret Özgürlüğü29
Puan
Yatırım Özgürlüğü30
Puan
YozlaĢma
Sıralama
GINI31
Endeks
3.10
3.54
2.91
2.38
3.08
126
91
132
120
71
113
135
124
143
67
69.8
71.6
64.2
68.2
85.4
50
25
35
25
70
69
78
87
154
56
51.8
51.3
39.5
42.3
39.2
Kaynak. ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013b: 10
27
Hesaplamada, ABD, referans ülke olarak alınmıĢtır.
Yüksek olması daha iyidir.
29
Yüksek olması daha iyidir.
30
Yüksek olması daha iyidir.
31
DüĢük olması daha iyidir.
28
41
2.6.2. Yükselen Pazarlardan BRIC Ülkelerinde Orta Sınıf
Pazar araĢtırmasının erken aĢamalarında, yöneticiler pazar potansiyelini tahmin etmede
inceledikleri üç önemli istatistikten birisi orta sınıfın büyüklüğüdür (ÇavuĢgil vd., 2012).
Yükselen orta sınıf, yaĢam standartlarında iyileĢmeye ve tüketicilerin satın alma gücündeki
artıĢa iĢaret eder (ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013b: 2). BRIC ülkeleri birlikte, 60 trilyon dolarlık
küresel ekonominin % 15‟ini oluĢtururken; gelecek 20 yılda Avrupa ve Amerikan
ekonomilerini geçeceği tahmin edilmektedir (Solomon, 2015: 477). Bu kısımda, yükselen
pazarların önde gelenlerinden BRIC ülkelerinin orta sınıflarına değinilecektir.
Yükselen pazarlar için hazırlanan Global Edge Market Potential Index (2013)‟te, Türkiye,
genelde sekizincidir. Sekiz değiĢkenli endekse göre Çin, Türkiye‟den öndedir; fakat Rusya,
Hindistan ve Brezilya, Türkiye‟nin gerisindedir. Endekste, pazarın tüketim kapasitesi, tüketim
harcamaları ve orta sınıfın gelir payı ile ölçülmektedir. Pazarın tüketim kapasitesi, bir ülkenin
orta sınıfının büyüklüğü ve büyüme oranı ile tanımlanır (Cavusgil vd, 2012). Türkiye‟nin
pazar tüketim kapasitesi puanı, Çin, Rusya, Brezilya ve Hindistan‟dan daha büyüktür. 2015
yılına gelindiğinde yükselen pazarlardaki Ģehirlerde toplam küresel giyim ve hane
maddelerinin % 30‟u tüketiliyor olacaktır (Jin vd., 2010:14). Jin vd. (2010: 14)‟ne göre,
tüketim grupları bazında yükselen pazarlara bakıldığında, eğitim (özel sektöre eğilim), sağlık
hizmetleri (özel sektöre yönelim, sağlık sigortalarının yaygınlığı, organik gıdalarda artıĢ ve
sağlık merkezlerinin çoğalması) ve finansal hizmetlerin (mortgage ve/veya araba kredileri) ön
plana çıktığı görülmektedir. 2030‟a gelindiğinde her on telefondan dokuzuna, Hindistan ve
Çin‟in baĢı çektiği yükselen pazarlardaki tüketiciler tarafından sahip olunacaktır (Foroohar ve
Margolis, 2010). Bu sebeple yükselen pazarlardaki orta sınıfların büyüklüğü ve potansiyel
büyüme hızları, iĢletmelerin artan talebi hızlı ve zamanında karĢılayabilmeleri için önemlidir.
Yükselen pazarlarda yer alan orta sınıf nüfusunun gerçekleĢen ve tahmini payları ise aĢağıdaki
çizelgede verilmektedir.
42
Çizelge 2.10. 6,000 $ ve 30,000 $ arasında gelire sahip nüfusun payı (Satınalma gücü
paritesine göre)
%
2009
2015
2025
2040
Brezilya
46
52
59
57
Rusya
71
71
56
29
Hindistan
6
16
46
89
Çin
37
59
75
53
Türkiye
79
81
70
35
Kaynak: Lawson ve Gilman, 2009
Çizelgeye göre, orta sınıfın payının zaman içerisinde azaldığı bir döneme gelineceği
görülmektedir. Lawson ve Gilman (2009), bunun büyüyen yüksek gelir (30.000 dolar ve üzeri)
grubunu yansıttığını belirtmektedir. AĢağıdaki çizelgede, BRIC ülkeleri ve Türkiye için orta
sınıfın büyüklüğü görülmektedir. KiĢi baĢına düĢen GYSĠH‟ye bakıldığında Türkiye,
Rusya‟nın arkasında; Brezilya, Çin ve Hindistan‟ın önündedir.
Çizelge 2.11. BRIC Ülkeleri ve Türkiye için Orta Sınıf Nüfusunun Büyüklüğü, 2012
Ülke
Brezilya
Çin
Hindistan
Rusya
Türkiye
Orta
Sınıf
Nüfusu
(milyon) 32
70
589
397
71
35
Orta Sınıfın
Yüzdesi33
39
46
47
40
46
Elde
Tuttuğu
Gelirin
Kişi Başına GSYİH (Satınalma gücü paritesi, Amerikan
Doları) 34
11273
7544
3408
15612
13577
Kaynak: ÇavuĢgil vd., 2014: 256; World Data Bank World Development Indicators.
ÇavuĢgil ve KardeĢ (2013b) tarafından ortaya çıkarılan Middle Class Scorecard (Orta Sınıf
Karnesi), orta sınıfı, varlıklı orta sınıf (gelir ve harcama dilimleri 7-9) ve kitlesel orta sınıf
(gelir ve harcama dilimleri 3-6) Ģeklinde ikiye ayırmaktadır. Söz konusu durum, aĢağıda
görülmektedir.
32
Cavusgil vd., 2014: 256
World Data Bank World Development Indicators. Ġkinci, üçüncü, dördüncü dilimlere ait gelir paylarının
toplulaĢtırılmıĢ halidir.
34
Cavusgil vd., 2014: 256
33
43
Çizelge 2.12. BRIC ve Türkiye için Varlıklı Orta Sınıf ve Kitlesel Orta Sınıf Sıralaması,
Middle Class Scorecard, Genel Endeks, 2012
No
1
2
3
6
7
Varlıklı (Üst) Orta Sınıf
Çin
Brezilya
Rusya
Türkiye
Hindistan
No
1
2
3
6
7
Kitlesel (Alt) Orta Sınıf
Çin
Brezilya
Rusya
Türkiye
Hindistan
Kaynak: ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013b.
AĢağıdaki çizelgeye göre Türkiye‟nin tahmini en çok tüketim büyümesi restoran ve otellerde
olurken, Çin, Hindistan, Brezilya ve Rusya‟nınki boĢ zaman etkinlikleri ve kültürdedir.
Tüketim modellerindeki en büyük değiĢim ise Hindistan‟da görülmektedir.
Çizelge 2.13. BRIC ülkeleri ve Türkiye‟de tahmini tüketim
Giyim ve ayakkabı
Barınma ve enerji
Mobilya
Sağlık
UlaĢım
ĠletiĢim
BoĢ zaman ve kültür
Eğitim
Restoranlar ve oteller
Çin
Hindistan
Brezilya
Türkiye
Rusya
Gıda
BileĢik yıllık büyüme
oranı Ģimdi-2050 (%)
2.2
3.5
2.7
3.2
0.9
4.6
4.8
2.7
4.5
3.3
7.3
6.3
3.1
4.8
5.9
5.8
5.0
3.1
4.6
4.5
6.4
6.2
2.6
5.1
5.1
5.3
7.3
2.8
4.7
4.0
3.8
5.8
3.2
3.8
2.5
7.8
7.8
4.2
5.1
6.4
5.9
5.9
2.1
4.0
4.6
7.4
7.3
3.1
5.2
6.0
Kaynak: Ward ve Neumann, 2012: 10
Euromonitor (2013)‟ın raporuna göre giyim ve elektronik, BRIC ülkeleri ve Türkiye‟de
eğitime nazaran daha değerli hanehalkı harcaması hedefleri olarak görünmektedir. Yine aynı
raporda orta sınıfın ev ile diğer mal ve hizmetler arasındaki finansal önceliğine bakıldığında,
hem BRIC ülkeleri hem Türkiye için evin daha önemli olduğu görülmektedir. Burada her iki
grup için diğer finansal öncelikler, boĢ zaman gezileri, otomobil ve dıĢarıda yeme içme olarak
yer almaktadır. Ayrıca, raporda Türkiye‟deki orta sınıf için malları indirimliyken veya değer
fiyatlı olduklarında satın almak önem taĢırken, belirtilen durum, BRIC ülkeleri için tam
tersidir. BRIC ülkelerinde, bir malı normal fiyatıyla satın almak kiĢinin hisleri veya o malı hak
ettiğini düĢünmesi gibi konular nedeniyle daha önemlidir. BRIC ülkeleri ve Türkiye arasında
yapılan söz konusu genel karĢılaĢtırılmalardan sonra çalıĢmanın bu kısmında, her bir BRIC
ülkesinin orta sınıf tüketicileri incelenecektir.
44
2.6.2.1. Brezilya
Brezilya, zengin doğal kaynakları (demir cevheri, boksit; en büyük yenilenebilir su kaynakları,
tropik ormanları); soya fasulyesinin bol oluĢu; alüminyum, portakal suyu ve kahve üretiminde
öncülüğü, zengin büyüyen kiĢi baĢına GSMH‟sı, dünyanın en büyük yedinci ekonomisi oluĢu
ile önde gelen yükselen pazarlardan bir tanesidir (ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013b: 4).
15 yıldan daha fazla bir süredir Brezilya‟nın bütçe açığı ve kamu borcunun gayrisafi milli
hasıladaki yüzdesi oldukça küçülmüĢ, enflasyon tek haneli rakamlarda tutulmuĢ ve özel
yatırımlar ile tüketici kredileri yükselmiĢtir, iĢsizlik oranı ise oldukça küçülmüĢtür (Cunha vd.,
2013: 4). Tüm bunların yanında toplum sağlığı, eğitim ve yoksulluk karĢıtı programlar
sayesinde Brezilya, kiĢi baĢına gelire göre yaĢam koĢullarında dünyanın en güçlü
iyileĢtirmelerini yaĢamıĢtır (Cunha vd., 2013: 4). Ülke, doğrudan yatırımlarda yükselen
pazarlar arasında Çin‟den sonra ikinci en büyük ülkedir (ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013b: 4).
Brezilya‟da daha önceleri geçim derdinde olan milyonlarca aile, günümüzde, mutfak aletleri
ve cep telefonu hizmeti satın alabilmekte; özel okul ve ikinci bir arabaya yetecek derecede
para kazanmaktadır (Cunha vd., 2013: 2). Brezilya‟da orta sınıf, C sınıfı olarak bilinmekle
birlikte orta sınıfın satın alma gücü artmıĢtır. Elektronik ev aletleri alabilen orta sınıfın önünde
gezi fırsatları vardır. Dahası ülkede popüler olan Ģık düğünler yapabilmektedirler. Brezilya
orta sınıfı politikada da söz sahibi olmak istemektedir. Ne var ki “favela” olarak bilinen
gecekonduların % 60‟ı da orta sınıfa aittir (Carneiro, 2013). Brezilyalı hane halklarının
harcamaları, hane halkı harcanabilir gelirlerini 2010 yılından beri aĢmaktadır ve bunun sebebi
ise, ülkedeki kayıtdıĢı ekonominin varlığı ve tüketici kredilerinin yaygın kullanımıdır
(ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013b: 11). Bir hane halkının geliri yıllık 15000 $‟ı geçtiğinde ailenin
faturalı hatlı cep telefonu planları üzerinde harcamalarını artırması olasıdır; bu noktada daha
az içecek konsantreleri ve daha pahalı hazır meyve suları satınalmaya baĢlamaktadırlar (Cunha
vd., 2013: 4). 2010-2012 yılları içerisinde neredeyse 17 milyon Brezilyalı, özel sağlık sistemi
kullanmaya baĢlamıĢtır (Ward ve Neumann, 2012: 8).
45
GSU-CIBER araĢtırmasına göre, Brezilyalı orta sınıf tüketicilerin harcamalarına barınma, gıda
ve alkollü olmayan içecekler hakim olsa da, belirtilen durum, 2005 itibariyle gerilemeye
baĢlamıĢtır (ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a). Cunha vd. (2013: 4)‟nin araĢtırmasında da gıda ve
aletler gibi ürünler yakın zamanda en büyük büyümeyi gösterse de tüketici harcamalarında en
hızlı yükselmeyi göstermesi olası sektörler, kiĢisel hizmetler, finansal hizmetler ve özel
eğitimdir. Ayrıca giyim, market, telekomünikasyon, ulaĢım ve boĢ zaman ve eğlence sektörleri
de aynı zamanda dikkate değer bir büyüme yaĢayacaktır. ÇavuĢgil ve KardeĢ (2013b:7),
Brezilyalı orta sınıf tüketicilerin harcamalarında barınma, gıda ve alkolsüz içeceklerin baskın
olduğunu belirtir; miktar anlamında böylesi bir hakimiyet olsa da cüzdan içerindeki payı, hem
üst orta hem de alt orta sınıf için gerilemektedir, barınma ise sabittir. Ayrıca, ulaĢım ile
(mücevher, finansal hizmetler vb. gibi) katma değere sahip mal ve hizmetlere yönelik
harcamalarda artıĢ görülmektedir. Yazarlar, geliĢtirdikleri Middle Class Scorecard‟ı temel
alarak, Brezilya‟daki hane halkları harcamasının 2010 yılından beri hane halklarının gelirini
aĢtığını ve söz konusu durumun en büyük sebebinin, kayıtdıĢı ekonomi ile tüketici kredilerinin
yaygın kullanımı olduğunu belirtmiĢlerdir.
ĠĢletmeler belirli mal ve hizmetlere yönelik hızla artan talebi tahmin edebilmeli; pazar
stratejilerini ve ürün portföylerini uyarlamalıdırlar (Cunha vd., 2013: 2). Brezilya Ģu an
otomobilde dünyanın sekizinci pazarı, kiĢisel bilgisayarlarda dördüncü pazarı; Fiat‟ın en
büyük, Unilever‟in ise ikinci en büyük pazarıdır (Cunha vd., 2013: 4). Mücevher iĢletmesi
Tiffany‟nin ise birçok ülke arasında en çok Brezilya‟nın Sao Paolo kentinde fazla sayıda
mağazası vardır (ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013b: 7).
Cunha vd., (2013: 3)‟nin araĢtırmalarında, Brezilya toplumu beĢ gelir bölümüne ayrılmıĢtır:
yoksulluk içinde yaĢayan ve sadece en önemli ihtiyaçlarını karĢılamak için satınalma yapan
kıt kanaat geçinen hanehalkları (yılda 3000 $‟dan az gelire sahip), artık fakir olmayan ve
karĢılayabilecekleri temel malların satınalımlarını artıran kısıtlanmış hanehalkları (yılda 3000
$ ile 15000 $ arasında gelire sahip), orta sınıfa katılmıĢ ve temel mallarla aynı kategoride yer
alan daha yüksek değere sahip malları tercih eden yeni hanehalkları (yılda 15000 $ ve 30000
$ arasında gelire sahip) ve yeni ürün kategorilerinde harcamayı artıran yerleşik hanehalkları,
lüks malların tüketimini çarpıcı biçimde artıran varlıklı hanehalkları (yılda 30000 $ ve 45000
46
$ arasında gelire sahip)35. ÇalıĢmada, beĢ Ģehirde çeĢitli gelir bölümlerinde yer alan ailelerle
mülakat yapılmıĢtır. Bölümlendirme yapılırken ise, hanehalkı baĢına aylık gelir ile hanehalkı
baĢına tüketimi kıyaslayan tüketim eğrileri oluĢturulmuĢtur ve ayrıca her bir hanehalkı gelir
bölümü için 2020 yılı için tahminler yapılmıĢtır. Tüketim eğrilerinin oluĢturulmasında
yaklaĢık 60.000 hanehalkı ile yapılan Tüketim Harcamaları Anketi (Consumer Expenditure
Survey) kullanılmıĢtır. Söz konusu çalıĢmanın (Cunha vd., 2013: 5) sonucunda Brezilya‟daki
tüketimin dört ayırt edici eğilimi takip ettiği görülmüĢtür : Tüketim harcamalarının % 40‟ı,
sürekli büyüme (tuzlu çerezler, çocuk giyimi, küçük ev aletleri, sağlık sigortası gibi ürünlerde)
göstermekte; üçte biri, yükseliş sonrası durağan bir noktaya gelmekte (alkolsüz içecekler, et,
bisküvi, bira, deodorant, lastik pabuçlar); dörtte biri tüketim keskin biçimde arttığı, sonra
durduğu, daha sonra ise gelirler yükselmeye devam ettikçe sıçradığı çoklu dönüm noktalarında
bulunmakta (kadın giyim, parfüm, dondurma, dil okulları, ithal otomobiller); % 2‟si ise,
gelirle değişmezdir (un, Ģeker, kahvaltılık gevrekler, yumurtalar). Aynı çalıĢmada bölgeler ve
Ģehirler arası farklılıklar da gözlemlenmiĢtir: Örneğin, kuzeydoğudaki ortalama hanehalkları
güneydoğudaki muadillerinden daha fazla parfüm satın almaktadır; ayrıca daha içteki Ģehirlere
nazaran diğer Brezilyalılar gelirleri arttıkça, sağlık sigortasına daha çok yatırım yapmaktadır
(Cunha vd., 2013: 6). Brezilya‟nın geçtiğimiz on yılda en ciddi büyümesini, yeni orta sınıf,
yerleĢik orta sınıf ve varlıklı hanehalklarında yaĢayacağı; 5,3 milyon kiĢinin kısıtlanmıĢ
hanehalkı durumundan yeni orta sınıf durumuna geçeceği öngörülmektedir (Cunha vd., 2013:
3).
2.6.2.2. Çin
Nüfus büyüklüğü açısından üç büyük ülkeden (Çin, Hindistan, Endonezya) biri Çin‟dir. Kültür
Devrimi sırasında Mao‟nun Kızıl Muhafızları, sahip olunan en ufak eĢyaları (cep saati ya da
ipek bir eĢarp) dahi “burjuva bilinci” olarak saymıĢ; 1990‟ların baĢındaki değiĢimle, Mao‟nun
yerine gelen Deng Xiaoping, hızla yeni Çin‟i ifade eden cümleyi söylemiĢtir: “Zengin olmak
muhteĢemdir” (Solomon, 2015: 470).
35
Ġngilizceleri, “subsister households, restricted households, emergent households, established households,
affluent households” Ģeklindedir.
47
2020‟de dünyada yaklaĢık 4 milyar orta sınıfın olacağı ve söz konusu nüfusun 600
milyonunun Çin‟de, 600 milyonunun da Hindistan‟da olacağı beklenmesi (Altan, 2012) göz
önünde bulundurulduğunda, Çin‟in orta sınıf tüketicisi, iĢletmeler için cazip bir hedef pazar
haline gelmektedir. Barton vd. (2013)‟ne göre, 2022 yılına gelindiğinde Çinli kentli
tüketicilerin % 75‟i yılda 9000 $- 34000$ arasında (yıllık hanehalkı harcanabilir geliri
cinsinden) kazanıyor olacaktır. 2005 yılında, Çin‟in orta sınıfının %80‟ine ulaĢmayı
hedefleyen bir iĢletmenin 60 Ģehirde yer alması yeterliyken, belirtilen sayı, 2020‟de 212 Ģehre
çıkacaktır (Jin vd., 2010: 15). Çin‟de maliyetlerin düĢük olması nedeniyle 14000 $‟lık fakirlik
eĢiğini geçen kimseler, modaya uygun kıyafetler, DVD oynatıcılar, cep telefonları, Çin yapımı
televizyonlar gibi orta sınıf rahatlıklarının zevkine varmaktadır (Solomon, 2015: 470).
Çin nüfusunun % 25‟ini son 10 - 15 senede yükselen yeni orta sınıf oluĢturmakta ve yeni orta
sınıfın çoğunun evi ve arabası olmakla birlikte, tasarruf yapmamakta, aĢırı derecede tüketim
yapmaktadırlar (Luhby, 2012). 1980-2004 yılları arasında, her 100 kırsal hanehalkının
buzdolabı sahipliği 0,1‟den 17,4‟e çıkmıĢtır; aynı dönemde, klimaların sahipliği de kentli
hanehalklarında 0‟dan her 100 hanehalkında 69‟a çıkmıĢtır (Ward ve Neumann, 2012: 12).
Ülkede geliĢmekte olan orta sınıfla birlikte, üst orta sınıf, önümüzdeki on yılda, tüketici
harcamalarının temel motoru haline gelmeye hazır durumdadır (Barton vd., 2013: 2). Çin‟in
ekonomisi büyüdükçe, daha fazla insan Çin‟in metropollerine daha iyi ücret ödeyen iĢler
bulmak için göç etmektedir (Song ve Cui, 2009). Yine de orta sınıftaki büyümenin, kentli
doğu deniz kıyısına nazaran daha küçük, ülke içindeki Ģehirlerde olacağını belirtmektedir
(Barton vd., 2013). Fulton vd. (2014) de, yeni orta sınıfın “ülke kasabalardan (country towns)”
yani 1 milyon veya daha fazla sakine sahip Ģehirlerden gelmekte olduğunu ileri sürer.
Mastercard Worldwide araĢtırmasına göre (Sekulic ve Wong, 2007), Çin orta sınıfı, hanehalkı
geliri yıllık 7500 $ -25000 $ arasındaki kiĢilerden oluĢur. Yazarlara göre, 2006‟da 35 milyon
olan orta sınıf hanehalkları, 2016‟da 120 milyona çıkacaktır. Ayrıca yazarlar, çalıĢmalarında,
Çin orta sınıfının iki önemli altgrubunun “Çin‟in modern kadınları” ve “çocuk sahibi olmayan
ve çifte gelire sahip hanehalkları” olduğunu belirtmiĢtir. Nihayetinde, söz konusu altgrupların
birbirine oldukça benzediği, öyleyse, her iki grubun da ortak noktalarının gelir, yaĢ ve kentli
48
olma gerçeğinden hareketle, belirtilen faktörlerin tüketim eğilimleri ve yaĢam tarzı
geliĢiminde daha önemli olduğu sonucuna varılmıĢtır.
Orta sınıf, 1995‟te neredeyse sıfıra yakın büyüme gösterirken, 2005‟te tahmini 87 milyonluk
büyüme gerçekleĢtirmiĢtir (Sekulic ve Sibley, 2007). Aynı zamanda, Çin orta sınıfının satın
alma gücü
36
de büyümektedir (Song ve Cui, 2009). Örneğin, 2009 yılında Çinliler,
Amerikalıların aldıklarından daha fazla araba satın almıĢlardır (Foroohar ve Margolis, 2010).
Gucci, Çin‟in, beĢ yıl içinde bir numaralı pazarları olmasını beklemektedir (Ward ve
Neumann, 2012: 11).
“Mapping China‟s Middle Class (Çin Orta Sınıfını Haritalamak)” isimli çalıĢmada da (Barton
vd., 2013: 2), orta sınıfın evriminin, sofistike ve deneyimli alıĢveriĢçiler anlamını taĢıdığını
belirtmektedir. Yazarlar, kalite için daha yüksek fiyatlar ödemeye razı olan ve sadece temel
ihtiyaç maddelerini değil, keyfi malları da göz önünde bulunduran, söz konusu alıĢveriĢçilerin
yakında baskın bir güç olarak ortaya çıkacaklarını belirtmekte ve söz konusu kimseleri “yeni
ana akım (new mainstream)” olarak adlandırmaktadırlar. Fakat yazarlar, konuyu daha da
basitleĢtirmek adına, 2022‟de kentli hanehalklarının % 54‟ünü oluĢturacak olan söz konusu
grubu, üst orta sınıf ve kitlesel (alt) orta sınıf olarak bölmekle yetinirler. Üst orta sınıf, lüks
malların tüketimini de canlandırmaktadır.Yazarlara göre, 2015 yılında, dünyada lüks marka
çanta, ayakkabı, saat, mücevher ve hazır giyime harcanacak paranın üçte birinden fazlasının
yerel pazardan veya anakara dıĢındaki Çinli tüketicilerden geleceği belirtilmektedir. Yazarlar,
yeni orta sınıfın farklı nesillere ayrıldığından da söz eder: İkinci neslin (Generation 2)
önemine değinirler; tıpkı bebek patlaması neslinin (baby boomers) Amerika‟yı Ģekillendirdiği
gibi, Ġkinci Nesil de Çin nüfusunu Ģekillendirecektir. Yazarlara göre (Barton vd., 2013: 4), 2.
nesil tüketiciler, 2012 yılında yaklaĢık 200 milyon olup 1980‟li yılların ortalarından sonra
doğmuĢ, görece bolluk içinde yaĢamıĢ, kentli bir orta sınıftır. Ġkinci nesil, kısıntıyla ve
ekonomik güvenlik endiĢesiyle yaĢamıĢ ailelerinin aksine kendilerine güvenli, bağımsız ve
bağımsızlıklarını tüketimle gösteren bir sınıftır. Hükümetin tek çocuk politikası nedeniyle,
ailelerinin tek çocuğu olup oldukça Batılıdırlar. Ward ve Neumann (2012: 18)‟a göre, ülkedeki
ortanca yaĢ 39 olup 2050‟de 49‟a yükselecektir; fakat yaĢlanma onları zenginleĢmekten
36
Satınalma gücü, harcanabilir gelirden, tasarrufların çıkarılmasıyla bulunur (Song ve Cui, 2009).
49
alıkoymayacaktır, çünkü Çin gençlerinin potansiyel verimlilik kazançları oldukça yüksektir.
Solomon (2015: 481) da Çin‟de (kısmen, ailelerin tek çocuğa sahip olabilmeleri nedeniyle)
çocukların statü sembolleri olduğunu belirtir; aileler çocuklarını, “küçük imparatorlar”ını, lüks
mallarla donatmayı isterler; harcanabilir gelirlerinin üçte birinden yarısına kadar olan kısmını,
çocuklarına harcadıklarını ifade eder. Doctoroff (2012) ise Çinli ebeveynlerin, çocukları için
gizli öğrenmeyi vaadeden markalara çekildiklerini belirtir; örneğin Mc Donald‟s restoranları,
Çin‟de eğitsel oyun alanlarına (Happy Meal menülerinden biriktirilebilir, dünyanın her
yanından çeĢitli kostümler giyen, Snoopy figürlerinin çıkması gibi) dönüĢmüĢtür. Orta sınıf
tüketiciler her ne kadar satın alma güçleri yükselse de; daha yüksek kalite, marka isimleri ve
farklılaĢtırılmıĢ özellikler için daha fazla ödemeye istekli olsalar da, hala fiyat odaklıdırlar
(Song ve Cui, 2009).
Çin‟de orta sınıf, politik ve toplumsal değiĢimlerde bir itici güç olmamakla birlikte daha çok
kendi sosyal ve ekonomik statüsü ile ilgilenmektedir (Xin, 2013). Esasen tüm sosyoekonomik
seviyelerdeki Çinliler kazanmaya çalıĢmaktadır ve belirtilen durum, baĢarı merdivenini
sisteme karĢı değil, sistemle birlikte çalıĢarak tırmanmak anlamına gelmektedir (Doctoroff,
2012). Ülkenin hızla yükselen, bir zamanların fakir ama Ģimdilerde gelir merdivenini
tırmanmıĢ çok yüzlü orta sınıfı (Song ve Cui, 2009), yerel rakiplerine nazaran Batılı markaları
tercih etmektedir, fakat yine de Çin orta sınıfı, Batılı olmamakta ayırt edici bir biçimde Çinli
kalmaktadır (Doctoroff, 2012). Süper güç konumuna yükselmekte olan Çin, Konfüçyüsçü bir
toplum olup tepeden aĢağı bir hiyerarĢiye ve aĢağıdan yukarıya bir sosyal hareketliliğe sahiptir
ve Batının bireyselcililiğine (kiĢinin kendini toplumdan bağımsız tanımlaması durumu) sahip
değillerdir (Doctoroff, 2012).
Orta sınıf tüketiciler, artan satınalma güçlerine ve daha yüksek kalite, marka isimleri ve
farklılaĢtırılmıĢ özellikler için daha fazla ödemeye giderek artan isteklerine rağmen hala fiyata
duyarlıdırlar (Song ve Cui, 2009). E-ticaret 37 konusunda bütün iĢlemler online olarak
tamamlansa da, birçok satın alma, alıĢveriĢçilerin ürünü incelediği ve nakitlerini çevrimdıĢı
verdikleri biçimde Ģahsen tamamlanmaktadır (Doctoroff, 2012). Çin‟in büyük sahil
Ģehirlerinde online alıĢveriĢ popülerken (örneğin, ġangay ve Pekin‟de yaĢayanların yarısından
çoğu satınalımlarını online olarak gerçekleĢtirmektedir), daha küçük Ģehirlerde yaĢayan
37
Orta sınıfın % 68‟inin internete eriĢimi vardır (Barton vd., 2013: 2).
50
tüketiciler, online alıĢveriĢe daha az açıktırlar (Jin vd., 2010: 17). Orta sınıf hanehalklarının
sahip oldukları varlıklara bakıldığında ise 1980-2004 yılları arasında klima sahipliğinin
sıfırdan, her 100 hanede 69 olmak üzere arttığını görmekteyiz (Ward ve Neumann, 2012: 12).
Çin‟de en üst (high end), kentli bir mutfakta, pahalı bir soya sütü makinesi, pirinç piĢirici, fırın
ya da otomatik bulaĢık makinesi olmamakla birlikte, modern bir gaz ocağı ve yerleĢik içme
suyu filtreleme sistemi vardır (Jin vd., 2010: 16). Sözü geçen durum, yerel mutfağı (pirinç,
soya sütü, piĢirme yerine kızartılan yiyecekler), yerel ekonomiyi (bir bulaĢık makinesi için
gereken alana nazaran düĢük ücretli bir hizmetçi daha düĢük maliyetlidir) ve yerel çevresel
kaygıları (suyun arıtılması bir zorunluluktur) yansıtır (Jin vd., 2010: 16).
Çin‟de badminton endüstrisi, statü mallarına yönelik ipuçları sunmaktadır. Çin‟de, okula
giden Çinli çocuklar ve ayrıca iĢ adamı ve profesyoneller, badminton oynamaktadır. Çocuklar,
görece ucuz raketler kullanıp profesyonel olmayan badminton giysileri giyerken; iĢ adamları
ve profesyoneller, arkadaĢ edinmek veya iĢ iliĢkilerini geliĢtirebilmek adına badminton
oynarlar, raket markalarının farkında olup sosyal statülerini göstermek için profesyonel spor
giysileri giyerler (Song ve Cui, 2009).
IKEA, Çin pazarına 1998‟de ilk girdiğinde stratejisi, yüksek fiyatlarda modaya uygun
mobilyalar sunmaktır; fakat orta sınıf tüketiciler mağazayı etrafa bakınmak için doldurup
beklenenden daha az satın alım yapınca, belirtilen strateji, bir fiyasko ile sonuçlanmıĢtır.
Sonrasında IKEA, hanehalkı yıllık geliri 5857 $ ve üzeri bölümleri hedefleyen bir marka
olarak yeniden konumlandırdı; yerelleĢme sayesinde 2005‟ten beri 1000 kategoride fiyatlarını
yaklaĢık % 54 indirdi ve baĢarıyı yakaladı (Song ve Cui, 2009). Çin‟de baĢarılı olan iĢletmeler
(Apple, Starbucks, Nike vb.) mesajlarını birer “yabancı” olarak değil “küresel” olarak
iletmiĢlerdir (Doctoroff, 2012). 2010‟un ilk yarıyılında BMW, BirleĢik Krallık‟ta sattığından
daha fazla araba satmıĢ; Mercedes Benz ise satıĢlarında % 120‟lik bir artıĢ elde etmiĢtir (Jin
vd., 2010: 14).
Çin‟in alt orta sınıfı, varlıklarını ve statülerini gösteren üst düzey ürünler almaya eğilimliyken
üst orta sınıf, farklı markalarla tecrübe edinmiĢ olup markalara çok dikkat etmeden görece
yüksek kalite ürünleri arar veya sadece kiĢisel zevkleri yansıtan ürünleri seçer (Song ve Cui,
51
2009). Üst orta sınıf tüketiciler daha çok dizüstü bilgisayar, dijital kameralar, çamaĢır
yumuĢatıcıları gibi özelleĢtirilmiĢ hanehalkı maddelerini satın almaya eğilimli olup aynı
zamanda lüks malların tüketimine de ilgi gösterirler (Barton vd., 2013: 2,3). Çinliler dünyanın
en istekli lüks mal alıĢveriĢçileridir ve lüks mallar, statü yatırımları olarak görülür (Doctoroff,
2012).
Monitor, yapmıĢ olduğu bir araĢtırmada tüketicilerin meslekleri ve turizm endüstrisindeki
satın alma kararları arasındaki korelasyonu incelemiĢ ve Çinli turistleri üç bölüme ayırmıĢtır:
ĠĢ gezginleri, boĢ vakit gezginleri ve sırt çantalı gezginler (Song ve Cui, 2009). ĠĢ gezginleri,,
boĢ vakit gezginlerinden daha fazla harcarken; boĢ vakit gezginleri, maliyet bilincine sahip ve
organizedirler, turistik yerleri gezip görmeyi severler. Sırt çantalı gezginler ise eĢsizlik ve
deneyimi önemserler ve daha fazla harcamaya isteklidirler, özel eğitimli tur rehberleri gibi
kiĢiselleĢtirilmiĢ hizmetleri isterler (Song ve Cui, 2009).
Monitor, yapmıĢ olduğu bir diğer araĢtırmada eyleme göre bölümlendirme (action
segmentation) yöntemini kullanmıĢ ve Çin orta sınıfı; eĢsiz ihtiyaçları ve tüketim
davranıĢlarına göre erken ağırlıktaki (early heavy) alıcılar, akıllılar, kalite yönelimliler, moda
takipçileri, hırslı iĢ adamları, değer arayanlar olmak üzere altı alt gruba ayrılmıĢtır (Song ve
Cui, 2009):
Çizelge 2.14. Çin Orta Sınıfının Bölümlendirilmesi
Erken
ağırlıktaki
alıcılar
Moda
takipçileri
Değer
arayanlar
Akıllılar,
Hırslı
adamları
Kalite
yönelimliler
iĢ
Temelde üçüncül sanayilerde çalıĢan profesyonellerden ve çok uluslu iĢletmelerde alt kademedeki müdürlerden oluĢan
enerjik, genç, iyi eğitimli, Çin dıĢındaki dünyaya açık, son ürünleri erken uyarlayan, modayı belirleyen ve özellikle moda
ürünleri ve yaĢam tarzı mal ve hizmetleri gibi keyfi mallara harcamaya yüksek bir istekleri olan tüketicilerdir.
Biraz boĢ vakitleri ve düzenli bir maaĢları olan, orta sınıfa yeni girmiĢ, keyfi tüketime daha az yerleri olan, alt kademedeki
beyaz yakalı çalıĢanlar ve devlet memurlarından oluĢur. Sözü geçen grup, erken ağırlıktaki alıcılara göre daha az bilgili
olup alıĢveriĢ deneyime daha fazla önem verirler; daha fazla fiyat duyarlılığına sahiptirler; indirimleri bekleyip
promosyonlardan faydalanırlar.
Moda takipçileri gibi genellikle alt kademedeki ofis çalıĢanları veya devlet çalıĢanlarıdır. Gelirleri arttıkça, artan biçimde
daha iyi kalite ve hizmet isterler fakat fiyata duyarlı kalırlar; diğer orta sınıf bölümlerine göre değerle daha çok ilgilidirler;
alacakları mal o sırada ne kadar popular olursa olsun fiyata göre en iyi kaliteyi isterler.
Akıllılar, kalite yönelimliler, hırslı iĢ adamları daha yaĢlıdır ve orta sınıfta daha uzun süredir vardır. Akıllılar, daha tecrübeli
alıĢveriĢçilerdir; büyük outletler yerine özellikli mağazaları ve butikleri tercih ederler; kulaktan kulağa iletiĢime güvenirler;
düzenli biçimde iĢ ve moda dergileri alırlar.
Akıllılar gibi rahatlık için fazla ücret ödemeye meyillidirler. Daha varlıklı olup oldukça meĢgul bir hayat sürerler; farklı
markalar ve giysiler hakkında bilgi toplamaya ya da onları karĢılaĢtırmaya vakitleri yoktur; fakat daha yüksek satın alma
gücüne sahiptirler; genellikle arkadaĢların önerilerine güvenirler; satın almadan once marka tercihleri geliĢtirirler ve fiyata
duyarlılıkları yoktur; özellikle modada yüksek marka sadakatine sahip tecrübeli tüketicilerdir; fiyata nazaran mal ve hizmet
kalitesini daha fazla önemserler.
Akıllılar ve hırslı iĢ adamlarıyla çok fazla ortak noktaya sahip olup daha fazla boĢ vakte sahiptirler; aile, satınalma
kararında önceliklidir; büyük marketler ve departmanlı mağazalardan alıĢveriĢ taparlar; televizyon yeni ürünler için bilgi
kaynağı edinmede onların en baskın bilgi kaynağıdır.
Kaynak: Song ve Cui, 2009
52
Doctoroff (2012)‟a göre, Çinli alıcılar arasında kazanmak için markalar konumlandırmada üç
kuralı benimsemelidir:
1. Toplum içinde tüketilen ürünler, özel tüketilen mallara görece oldukça yüksek
fiyatları kontrol etmektedir. Önde gelen mobil telefon markaları uluslararasıdır. Önde gelen ev
eĢyası markaları ise aksine ucuz, yerel markalardır. Lüks mallar, statü yatırımları olarak
görülür.
2. Bir ürünün faydaları içsel değil dıĢsal olmalıdır. Örneğin çocuklar Pizza Hut‟a
pizzanın tadına varabilsinler diye değil, akademik baĢarı ziyafetleriyle ödüllendirildiklerinden
götürülürler. Bireyselliği öven, alıĢık olduğumuz Batılı kavramlar (istediğim Ģey, nasıl
hissettiğim vb. gibi) Çin‟de iĢe yaramamaktadır.
3. Ürünler, isteklere ve müdahale ihtiyacına hitap etmelidir, bir yandan bulunulan
gruba uygun düĢerken bir yandan da dikkat çekilmelidir. Örneğin erkekler, oyunun kurallarını
ihlal etmeden baĢarılı olmayı istemektedirler; dolayısıyla, daha varlıklı bireyler, gösteriĢli
Maseratiler yerine Audi veya BMW‟yi tercih ederler.
2.6.2.3. Hindistan
Orta sınıf nüfusu büyüyen bir diğer ülke, Kast sisteminin de etkilerinin azaldığı, Hindistan‟dır
(Ward ve Neumann, 2012: 23). Kast sistemi, Hindu inancıyla eĢleĢmiĢ olup kiĢinin kendi
kastındaki ritüel ve görevleri baĢarıyla yerine getirmemesi sonucunda bireylerin bir sonraki
yaĢamlarında Ģu anda bulunduklarından daha aĢağı bir konumda olacaklarına inanıldığı,
bulunulan kastın doğumla kazanıldığı ve bir kasttan diğerine bireysel hareketliliğin38 imkansız
olduğu bir sistemdir (Giddens, 2005: 282). Hint kast sisteminde sosyal yapının temel özelliği,
kastların dini inançlarla doğrudan bağlantılı olarak ortaya çıkmıĢ olması olup ortaya çıkan
kastların her biri din adamları, paryalar, savaĢçılar vb. gibi meslek adlarıyla anılmaktadır
(Aslantürk ve Amman, 1999: 338). Kast sisteminde, kastlar arasında evlilik hoĢ
karĢılanmamakta ve kiĢi, doğumuyla birlikte kendisini içinde bulduğu kasta ait mesleği
yürütmekle yükümüdür; ayrıca kast sistemi, hukuk sistemi tarafından da tanınmıĢtır
(Aslantürk ve Amman, 1999: 339).
38
Toplumsal hareketlilik (social mobility), sınıf yapısı içerisindeki aĢağı ve yukarı doğru hareketleri tanımlar
(Giddens, 2005: 282). Bir tüketiciler toplumunda, “yukarı” ve “aĢağı” katmanları belirleyen, tüketicilerin
hareketlilik dereceleri, olmak istedikleri yeri seçme özgürlükleridir (Bauman, 2012: 90).
53
Hindistan‟daki yeni orta sınıfın üyeleri, kast sistemi ve din ile yetiĢtirilseler de büyüyüp iyi bir
eğitim aldıktan sonra, kast sisteminin onlar için önemli olmadığını belirtmektedir (BBC
Türkçe, 2013). Hindistan toplumunda değiĢim süreci, son yirmi yılda, eğitimin
kamusallaĢtırılması, hızlı ekonomik büyüme, Mumbai gibi kent merkezlerine göç, daha liberal
bir ekonomi gibi iyileĢtirmelerle baĢlamıĢtır. 2027 yılında Hindistan‟ın Çin ve Amerikan orta
sınıflarını geride bırakacağı tahmin edilmektedir (BBC Türkçe, 2013). Hindistan‟ın 1.6
milyarlık nüfusu 2050‟de bugünkü ücretlerinin altı katı bir gelire sahip olacaktır (Ward and
Neumann, 2012). Ülke, Amerika‟daki kadar fazla sayıda internet kullanıcısına sahip olmakla
birlikte (Foroohor vd., 2010:44), ülkede, bilgisayar satın alan, tatillere çıkan 150-200 milyon
kiĢilik bir orta sınıf vardır (Watson, 2008: 8). Jin vd. (2010: 7)‟ne göre, Hint orta sınıfı,
gelirinin ikiye katlanmasını beklenmektedir; böyle bir durumda önce barınmaya sonra sağlık
ve eğitime harcama yapılacaktır. Hint nüfusunun % 40‟ının tasarrufları için resmi bir kanalı
olmamakla birlikte, paralarını nakit olarak yastık altında tutmaktadırlar (Ward ve Neumann,
2012: 15). GeçmiĢ 30 yılda, Hindistan‟da 8 milyon ev, mortgage kredisi ile finanslanmıĢtır
(Ward ve Neumann, 2012: 15).
Uluslararası iĢletmeler için oldukça fırsat sunan ülkede,
örneğin, IKEA, 2013 yılında 25 mağaza açmayı planlamıĢtır (Ward ve Neumann, 2012: 12).
Orta sınıf gezginler için konaklamaların eksikliği üzerine gitmek için Hindistan‟da Tata, orta
fiyatlı oteller zinciri olan Ginger‟ı kurmuĢtur (geceliği 20 $ ile 40 $ arasıdır) (ÇavuĢgil vd.,
2013). Hindistan‟dakı orta sınıf tüketiciler iĢletmeleri çekse de, nüfusun neredeyse yarısı
günde 1,25 dolardan azla geçinmektedir (Solomon, 2015: 472). Hindistan‟da yeni orta sınıfın
bir sembolü de Çağrı Merkezi Çifti‟dir (Call Center Couple). Sözü geçen evli çiftin, üniversite
dereceleri vardır; ekonomik olarak hayatta kalmak ve isteklerini gerçekleĢtirmek için
çalıĢmaktadırlar; cep telefonsuz, kredi kartsız, düz ekran televizyonsuz, dizüstü bilgisayarsız,
tercihen araba gibi bir motorlu araçsız yaĢayamazlar ve birbirleriyle sürekli mesajlaĢırlar;
geçmiĢ nesillerin istekleri, arzuları ve hayalleri birer zorunluluktur (Sheth, 2009).
2.6.2.4. Rusya
Petrol bolluğu neticesinde, Rusya‟da en az 25 milyarder ve 88000 milyoner bulunmaktadır;
Moskovalılar, yeni buldukları refahı göstermek için lüks mallara karĢı oldukça isteklidirler
(Solomon, 2015: 481). Samson ve Krasil Nikova (2014), çalıĢmalarında Rusya‟daki orta sınıf
54
tartıĢmalarına yönelik çalıĢmaları gözden geçirmiĢtir. ÇalıĢmalar, dört farklı görüĢ altında
toplanmaktadır:
1. Rusya‟da büyümekte olan bir orta sınıf vardır.
2. Rusya‟da orta sınıf olsa da orta sınıf, daha embriyo aĢamasındadır.
3. Rusya‟nın orta sınıfı yoktur.
4. Rusya‟nın bir orta sınıfı vardır fakat fakirdir.
Samson ve Krasil Nikova (2014), Rusya‟nın bir orta sınıfı olmadığını ileri sürenler arasındadır
ve söylemlerini, Gini katsayısının ikiye katlanması, yarı demokratik Rusya‟ya nazaran totaliter
Çin gibi ülkelerde pazar ekonomilerinin daha iyi geliĢmesi, orta sınıf terimini ortaya çıkaran
Batılı toplumlara göre Rusya‟nın toplumsal yapısının farklılaĢması gibi göstergelerle
desteklemektedirler. Hayashi (2007: 43), Rus orta sınıfı üzerine iki farklı görüĢten söz eder:
(1) DönüĢümden sonra erimeye baĢlayan, Sovyet Döneminde var olan büyük orta sınıf; (2)
dönüĢümle ortaya çıkan, Sovyet döneminde var olmayan orta sınıf39. Fakat her iki görüĢ de
gerçek kanıtlara dayanmamaktadır. Ivanova vd. (2013) ise Rusya‟da bir orta sınıf olduğunu
belirtmektedir ve çalıĢmalarında, arkasında Sovyet sonrası 20 yıllık bir geçmiĢ bırakmıĢ
Rusya‟daki orta sınıfını Ģu Ģekilde tanımlamaktadırlar:
Rus orta sınıfı, Sovyetler Birliğinden sonra, pazar ekonomisi koĢullarına uymaya
çalıĢan ve aileleri için uygun tüketim seviyesini ve yaĢam tarzını sağlamaya çalıĢan
kimselerdir. Uygun tüketim seviyesiyle anlatılmak istenen, ailenin bir apartmanda
yaĢaması (kira, mortgage kredisiyle alınmıĢ veya miras yoluyla edinilmiĢ), ailede en az
bir arabanın olması, (eğitim, sigorta, eğlence gibi) hizmetler için kullanılacak dikkate
değer bir harcama yapmaları, tasarruf yapmaları, yılda bir iki defa yurtdıĢında tatil
yapmalarıdır.
Rusya‟da, orta sınıfın çoğunluğu bir eve sahiptir ve orta sınıfın % 60‟ının harcamaları,
kendisini alıĢveriĢ merkezlerinin patlamasıyla gösteren perakendecilik sektörüyle iliĢkilidir
(Kramer, 2013). Ivanova vd. (2013), Rus orta sınıfının yeni girenler ve olgun orta sınıf olmak
üzere ikiye ayrıldığını, her iki grubun da farklı istek ve ihtiyaçları olduğunu; örneğin, yeni
girenlerin olgun orta sınıf gibi ekolojik bir yaĢam tarzını benimsemeyebilme yerine yeni
39
Söz konusu durum, Rus orta sınıfının Batı Avrupalı orta sınıflar ile benzer olduğu anlamını taĢır (Hayashi,
2007: 43).
55
edindikleri servetleriyle, daha materyalist davranacaklarını ve bir yaĢam standardını
yakalayabilmek için tüketeceklerini belirtmektedir. Hayashi (2007: 34, 39) ise Rus orta sınıfını
“Rus tarzı orta sınıf” olarak isimlendirir ve Rus orta sınıfının üç özelliği bakımından eĢsiz
olduğunu iddia eder:
1. Orta sınıfı, kendisini diğer sınıflardan, yaĢamdan genel anlamda yüksek seviyede tatmin
duyması ve dayanıklı tüketim mallarının sahipliğiyle ayrılmaktadır.
2. BaĢarı faktörleri olarak, gayretli ve sıkı çalıĢma yerine bağlantılar, insan ağları ve
benzerleriyle sosyal sermayenin büyük kısmını oluĢtururlar.
3. Orta sınıf, diğer bir sosyal sınıftan daha fazla pazar ekonomisini destekler görünse de, orta
sınıf, pazar ekonomisi ile uyumlu olmayan, ağlar ve bağlantıları içeren değerlere sahip sosyal
gruplardan oluĢmaktadır.
Gilbert ve Kahl (1982‟den Aktaran Fulton vd., 2014:8), Rus orta sınıfının üst orta sınıf ve alt
orta sınıf olmak üzere iki segmentten oluĢtuğunu ifade eder. Yazarlara göre, üst orta sınıf,
yüksek seviyede eğitime sahip nitelikli uzmanlardan ve yüksek seviyeli yöneticilerden
oluĢurken; alt orta sınıf, daha az nitelikli, zanaatkarlar ve orta seviyeli yöneticilerden oluĢur.
Hayashi (2007: 42) ise, yaklaĢık % 20 ile % 30 arasında bir büyüklüğe sahip Rus orta sınıfını
sınıflandırmada ekonomik kriter veya profesyonel statüden ziyade kendini kimliklendirme
kriterinin daha önemli olduğunu vurgular ve böylelikle (potansiyel) Rus orta sınıfının daha
büyük olacağını belirtir. Yazar, orta sınıfın, ekonomik büyümeyle hızlıca büyümediğini, orta
sınıfın, Batı Avrupa‟daki orta sınıf gibi benzer bir türe dönüĢmesinin garanti olmadığını
söyler. Ward ve Neumann (2012), Rusya‟nın restoran ve boĢ zaman etkinliği sektörlerinde
iĢletmelere fırsat sunduğunu belirtir. Ivanova vd. (2013) ise Rus orta sınıfının, % 95‟i
çalıĢmaktadır (çoğunluğu iĢ sözleĢmesiyle çalıĢmaktadır), yüksek eğitime sahiptir, çocuklar
için ödemeli eğitim sistemlerine ve yurtdıĢı eğitime önem verirler. Yazarlara göre, 10 yaĢ
üzerindeki okul çağındaki çocuklar için dil, spor, yaz kampları; ailesiyle tatile gelen çocuklar
için kısa dönemli eğitim programları; Ġngilizce eğitim veren yüksek öğretim programları;
Ġngilizce stajlar veya kısa dönemli kurslar ön plana çıkacaktır.
Yükselen pazarların en önemlileri olan BRIC ülkelerinin yanısıra birkaç yükselen pazardan da
kısaca söz edebiliriz. Örneğin, Meksika‟nın yaklaĢık olarak çeyreği olan 105 milyon insan,
56
BirleĢik Devletler‟deki orta sınıfa denk refahın keyfini sürmektedir (ÇavuĢgil vd., 2013).
Ġslami bir yükselen pazar olan Malezya‟da orta sınıf, ev, araba, eğitim vb. gibi birçok Ģeyi elde
edebilmektedir; ayrıca bugün Ġslam, ülkedeki tüketimin her alanında görülebilmektedir:
Malezya‟da Müslümanlar sadece helal gıda tüketmektedir; nitekim, Burger King, Mc Donalds
vb. gibi iĢletmeler sadece helal gıda ve alkollü olmayan içecekler sunmaktadır (Wong, 2007).
2.7. Sosyal Sınıfların Ölçümü
Toplumsal sınıfların ölçülmesinde en geçerli ölçüm, 1970‟lerde geliĢtirilen Nuffield Sınıf
ġeması olup, Ġngiltere‟nin Ulusal Ġstatistik Sosyo-Ekonomik Sınıflandırması‟na (NS-SEC)
göre kodlanmıĢ ve insanlar, mesleklerine ve istihdam durumlarına göre yedi temel sınıftan
birinde yer almıĢlardır (Savage vd., 2013: 2). Ġlerleyen yıllarda Bourdieu (1984), toplumsal
sınıflandırmada ekonomik, kültürel ve sosyal sermayenin birer araç olarak kullanılabileceğini
belirtir ve toplumu, belirttiği sermaye türlerinin derecelerine göre sınıflara ayırır. Hawkins vd.
(2007: 144), sosyal sınıfların ölçümünü tek maddeli endeksler ve çok maddeli endeksler
olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Tek maddeli endekslerde, bireylerin eğitim, meslek, gelir gibi
değiĢkenlerden bir tanesine göre konumları belirlenmektedir. Çok maddeli endeksler ise,
eğitim ve mesleğe göre belirlenen Hollingshead‟in Sosyal Konum Endeksi (The Hollingshead
Index of Social Position -ISP); meslek, gelir kaynağı, ev tipi ve ikametgah yeri Ģeklindeki dört
sosyoekonomik faktöre dayanan Warner‟ın Statü Özellikleri Endeksi (Warner‟s Index of
Status Characteristics-ISC); Sosyoekonomik Statü Ölçeği (SES) olarak adlandırılabilen
eğitim, meslek ve gelire dayanan Census Bureau‟nun Sosyoekonomik Statü Endeksi (Census
Bureau‟s Index of Socioeconomic Status)‟dir. Sosyoekonomik statü grupları, toplumlarda
yaygın biçimde kullanılmaktadır. Sosyoekonomik statü grupları, sosyal sınıflar ile aynı
olmamakla birlikte çalıĢan kesimin bir sosyal derecelendirmesini vermektedir. Cunha ve
diğerleri (2013: 5) çalıĢmalarında, dünyada nüfusun geniĢ kesimlerini tanımlamak için gelir
seviyesine göre tanımlamanın yapıldığını ve hane halklarının A,B,C,D,E Ģeklinde
gruplandığını fakat böylesi bir sınıflandırmanın iĢletmelere yeterli bilgiyi sağlamadığını
belirtmektedir. Örnek olarak ise, Brezilya toplumu üzerinden giderek ailelerin gelir
piramidinde yukarı çıkarken ikinci bir araba, uçakla ulaĢım, fona yatırım yapma gibi belirli
mal ve hizmetleri satın almalarını hangi noktada artırdıklarını sorgular ve söz konusu
durumun, böyle bir sınıflandırma ile tahmin edilemeyeceğini ileri sürer (Cunha vd., 2013: 4).
57
Eksilerine rağmen, sosyoekonomik statü grupları, sınıfları anlamada yardımcı bir araçtır.
Türkiye‟de, 2012 yılında TÜAD‟ın yapmıĢ olduğu SES (Sosyoekonomik Statü) Grupları
çalıĢmasının sonuçlarına göre C1 ve C2‟nin, orta sınıfa tekabül ettiği belirtilmektedir (bknz.
Çizelge 2.15.).
Çizelge 2.15. 2012 yılı SES Grupları ve Özellikleri
A
B
C1
C2
D
E
Hemen hepsi üniv. Mezunu. %30‟u lisansüstü mezunu.
Yarıya yakın kısmı ücretli çalıĢan nitelikli uzman (Avukat, doktor, mühendis vb.)
%10‟a yakını 20‟den fazla çalıĢanı olan beyaz yakalı.
¼‟ü irili ufaklı iĢyeri sahibi (bunların yarıya yakınının yanında çalıĢanı yok).
EĢi olanların %40‟a yakının eĢi çalıĢıyor.
Hanelerin %20‟si para biriktiriyor.
%30‟u tatilini tatil köyü/otele giderek değerlendiriyor.
Hanelerin yarısına yakınında kitaplık/kütüphane var.
Üniversite/lisansüstü oranı %60‟larda. %35 civarında 2 yıllık veya lise mezunu.
%60‟ı memur, teknik personel, uzman (yönetici olmayan).
%15‟i irili ufaklı iĢyeri sahibi (bunların çoğunun yanında 1-5 arası çalıĢanı var.)
EĢi olanların %30‟unun eĢi çalıĢıyor.
Hanelerin %13‟ü para biriktiriyor.
%20‟sinin tatilini tatil köyü/otele giderek değerlendiriyor.
Hanelerin %30‟unda kitaplık/kütüphane var.
%60‟ı lise mezunu (bunun içinde %20‟si meslek lisesi); %10‟u yüksekokul ve üstü.
%40‟ı esnaf, dükkan sahibi, %30‟u kalifiye iĢçi (lise eğitimli)
%15‟e yakın memur, teknik eleman
%15‟e yakını emekli
EĢi olanların %13‟ünün eĢi çalıĢıyor
Hanelerin %5‟i para biriktiriyor
%20‟si tatilini tatil köyü/otele giderek, %40‟a yakını yakınlarını ziyaret ederek değerlendiriyor.
Hanelerin %20‟ye yakınında kitaplık/kütüphane var.
%20‟ye yakını lise mezunu. Ortaokul ve daha düĢük eğitimli oranı %80.
Çoğunlukla ilkokul mezunu, düzenli çalıĢan iĢçi (%60‟lar dolayında)
%10 kadarı tek baĢına seyyar olarak çalıĢıyor.
%20‟si emekli, çalıĢmıyor
EĢi olanların eĢinin çalıĢma oranı %10‟un altında
%70‟i tatile çıkmıyor, çıkanlar yakınlarını ziyaret etmek için memleke gidiyorlar (%25)
Hanelerin %10‟unda kitaplık/kütüphane var
%70‟in üzerinde ilkokul mezunu veya ilkokul terk, gerisi ortaokul.
%30‟u kadar emekli, çalıĢmıyor
%20‟nin üzerinde iĢçi (çoğunlukla parça baĢı çalıĢan)
%30‟u küçük çaplı çiftçi
%10‟a yakını ev kadını
%80‟i tatile çıkmıyor, gerisi memlekete gidiyor.
%95‟i ilkokul mezunu veya ilkokul terk
%30‟a yakını iĢsiz (ve çoğu yardımla geçiniyor)
%40‟ı emekli, çalıĢmıyor
%30‟u emekli, iĢçi olarak çalıĢıyor
Geri kalan %20‟nin üzerinde hanede ev kadını (düzenli geliri olmayan yardımla geçinen).
Kaynak: TÜAD, SES 2012 lansmanından elde edilen verilerle yazar tarafından oluĢturulmuĢtur40.
Buraya kadar belirtilen ölçümler, objektif ölçümleri içermektedir. Sosyal sınıfların
ölçümlerinde objektif ölçümlerin yanısıra tanınmıĢlığa dayalı ve sübjektif ölçümler de vardır.
Böylesi bir ölçümde, kiĢiye kendisini hangi sosyal sınıfta (üst, orta, alt) gördüğü sorularak
kendi kendini değerlendirmesi istenmektedir. KiĢi, aitlik, diğerleriyle özdeĢleĢme hissi ve sınıf
40
Bu hesaplama, haneye asıl geliri getiren kiĢinin mesleği ve eğitimine bakılarak elde edilmektedir. Bu durumda
hanehalkı içerisinde tek kiĢinin sosyal statüsü, ailenin sınıfsal statüsünü belirlemektedir (Turkishtime, 2013).
58
bilinciyle soruya yanıt verir. Söz konusu durumun sakıncası, birçok cevabın orta sınıf
aralığında yer almasıdır. TanınmıĢlığa dayalı ölçümlerde ise, toplumdaki bağımsız
deneklerden, topluluk içerisindeki kiĢilerin sosyal sınıf üyelikleri hakkında yorumlar
yapmaları istenmektedir (Schiffman ve Kanuk, 2000: 300).
Orta sınıfın büyüklüğünün ve büyüme potansiyelinin ölçümüne bakıldığında ise, ÇavuĢgil ve
KardeĢ (2013)‟e göre; satın alma gücü paritesi (PPP), medyan, hane halkı geliri, harcanabilir
gelir, gerçek harcama ve kentsel nüfus kullanılmalı ve kayıt dıĢı ekonomi hesaba katılmalıdır.
Ward ve Neumann (2012: 22)‟a göre ise, orta sınıfın büyümesine yönelik tahminler, her bir
ekonomideki gelir dağılımına karĢı oldukça hassastır. Ölçümler sadece zor olmakla kalmayıp
–sık olmayan anketlerle ölçüm yapılır- aynı zamanda zaman içerisinde çeĢitlilik gösterir:
Birçok ekonomide anketler, en azından birkaç yıllıktır. Nitekim, sosyal sınıflar, üzerinde
çalıĢılması güç konulardan birini teĢkil etmektedir.
59
3. TÜRKĠYE’DE ORTA SINIF
Sınıflar içindeki ve sınıflar arasındaki tabakalaĢmayla ilgili konuĢmak genellikle güçse de
esasında tabakalaĢma, hem mesleki farklılıklara hem de tüketim ve bireyin nasıl yaĢadığını
tüketim açısından irdeleyen, benliğin dıĢa yansıması olarak tanımlanan yaĢam tarzındaki
farklılıklara bağlıdır (Giddens, 2005: 295; OdabaĢı, 2013: 151). Sınıfların birbirleriyle olan
rekabet ve çatıĢmanın derecelerini belirli tarihsel koĢullar ortaya koyar (Balkan ve Öncü,
2014: 255). Dolayısıyla, dünyada orta sınıfı ortaya çıkaran geliĢmelerin söz edilmesini
takiben, Türkiye‟de orta sınıfın doğuĢundan söz etmek için Osmanlı Devleti‟nden günümüze
toplumsal sınıflara, özellikle orta sınıf vurgusuna ve her döneme has tüketim özelliklerine yer
verilecektir.
3.1. Osmanlı Devleti’nde Orta Sınıf
Sınıf kavramı, Osmanlı sosyal yapısında meslek gruplarını ifade etmektedir (Erkal, 2009:
233). Karpat (2010a)‟a göre, Osmanlı döneminde toplum, kılıç erbabı (ordu), kalem erbabı
(ulema, yazarlar vb. fikir iĢçileri), tüccar-sanatçılar ve reaya (din farkı gözetmeksizin üretici,
köylü yani tarım iĢçisi) olmak üzere dört sınıfa ayrılmaktaydı. Ticaret erbabı ve sanatçılar,
orta sınıfı oluĢturmaktaydı; fakat önünde sonunda onlar da reaya olarak görülmekteydi.
Kongar‟a (1999: 609) göre ise, Osmanlı‟da üç temel sınıf vardır: Sultan-halife ve onun asker
ve sivil bürokratlarından oluĢan yönetici sınıf, tarımsal nüfus ile kentlerdeki tüccar ve
zanaatkârlardan oluĢan yönetilenler (sözü geçenlerin bir kısmı, sonradan ara sınıflara
katılmıĢtır) ile eĢraf ve ayan denilen yerel önderlerden oluĢan ara sınıflar.
Kongar (1999: 131), sınıfsal çözümlemeye yardımcı bir unsur olarak Türk siyasal yaĢamında
Osmanlı Ġmparatorluğu‟nun son yıllarını kapsayan ve Cumhuriyet Döneminde de devam ettiği
gözlemlenen, Batı‟dakinin aksine yönetilen sınıf yerine yöneten sınıfın kendi arasında
farklılaĢmaya baĢladığını belirterek, iki taraftan söz eder: Devletçi-seçkinci cephe ve
gelenekçi-liberal cephe. Devletçi-seçkinci cepheyi oluĢturanlar, kendi içinde bir sınıf olma
niteliği kazanan, baskıcı tutum içinde, batı tipi toplum modeline inanan, yenilikler için
devletin gücünü kullanan, ekonomik etkinlikler kadar toplumsal ve kültürel yaĢamın da devlet
tarafından denetlenmesinden yana devletçi kimselerdi. Gelenekçi-liberal cephe ise, devletçi-
60
seçkinci cepheye bir tepki olarak doğmuĢ, hem siyasal hem ekonomik anlamda “liberal” ve
BatılılaĢma yönünde topluma baskı ile benimsetilmek istenen yeniliklere karĢı bir direniĢi
ifade eden biçimde geleneksel kiĢilerdi (Kongar, 1999: 131, 610). Kongar (1999: 24)‟a göre,
pek çok düĢünürün Cumhuriyet‟in kuruluĢundan itibaren burjuva egemenliğinde olduğuna dair
düĢüncesi bir yanılsamadır. Yazar, iktidarda olanların, burjuvazi değil onların ideolojilerini
benimsemiĢ bürokratlar olduğunu belirtir.
Osmanlı Devleti‟nde orta sınıflardan söz etmeye 16. Yüzyılla baĢlayan Karpat (2010a) ise,
dönemdeki orta sınıf oluĢumunun baĢlangıcına Ģu açıdan dikkat çeker: 16. yüzyılda Osmanlı
Devleti, savaĢları finanse edebilmek için ekonomiyi kontrol ettiğinden orta sınıfın serbest
büyümesi engellenmiĢti ve orta sınıf devletin emrinde çalıĢan bir grup haline gelmiĢti. 17.
yüzyılda ise ġeyhülislamlar devlet idaresinin ortağı haline gelmiĢ ve din devlete itaati
sağlamak için bir araç olmuĢtur. 18. yüzyılda yeni geliĢmekte olan sivil orta sınıf, Rus
savaĢları sonunda devletin askeri ve siyasi gücünü kaybetmesi nedeniyle devlet kontrolünden
kurtulmada kısmen baĢarı sağlamıĢtır. 1718 - 1730 arasında geçen Lale Devrinde, Osmanlı
Ġmparatorluğu‟nda ilk kez büyük boyutta farklı bir tüketim talebi çıkmıĢtır (Orçan, 2008: 52).
1726‟da ilan edilen Nizamname,
halkın tüketimde değiĢmelere henüz açık olmadığını
doğrulamıĢtır; kadınların geleneksel giyimden çıkarak lüks tüketim ürünlerine yönelmesi, halk
tarafından dini duyarlılıklar ve maddi imkânsızlıklar neticesinde ayıplanmıĢtır (Orçan, 2008:
59). 1774-1815 arası olan Küçük Kaynarca‟dan II. Mahmud‟un ayanları yok etmesine kadar
olan dönem ise Ayanlar dönemi olarak bilinir.
Sultan II. Mahmud (saltanatı: 1808 - 1839), tahta çıkıĢıyla birlikte ayanlarla anlaĢma yaparak
Sened-i Ġttifak adlı bir siyasi sözleĢme olan belgeyi imzalamıĢtır. Belge, hukuki bakımdan
padiĢahın mutlak otoritesine getirilmiĢ bir sınırlama olup ayan bir taraf olarak kabul edilmiĢ,
onunla yetki paylaĢımına gidilmiĢ, yetki alanına padiĢahın müdahalesi önlenmiĢtir (Armaoğlu,
2007: 219). Senedin ana hükümlerinden biri, ayanların idare ettikleri miri yani devlet arazisini,
onların özel mülkü olarak tanımaktır (Karpat, 2010a). Karpat (2010a), sözü geçen durumu, 19.
yüzyılın baĢında devletin karĢısında kolayca yok edebileceği ve malına el koyacağı bir paĢa
veya taĢra zengini yerine ekonomik koĢulların yarattığı yeni doğmakta olan bir orta sınıf
olduğu ve devletin, belirtilen orta sınıfı doğuran köklü sosyal-ekonomik güçlerin yok
61
edemeyip ancak geçici olarak güç kazanmalarını engelleyebildiği Ģeklinde yorumlar. II.
Mahmut döneminde, giyim tarzında devlet destekli bir değiĢim anlayıĢı vardır kısaca tavandan
tabana tüketim yönlendirilmektedir; hâlbuki Avrupa‟da durum tam tersidir (Orçan, 2008: 36).
Abdülmecid (saltanatı: 1839 - 1861) döneminde ise, 1839 yılında çıkartılan Tanzimat Fermanı
ile eĢitlik fikri ortaya çıkmıĢ, birey hakları (özellikle mülkiyet hakları) teminat altına
alınmıĢtır. (Karpat, 2013a: 151). Bir baĢka deyiĢle, Hristiyan ve Müslüman bütün Osmanlı
uyrukları eĢit sayılmıĢtır41. Tanzimat Fermanı‟nın en önemli yanı, padiĢahın geniĢ yetki ve
bağımsızlığını sınırlandırmasıdır (Kaçmazoğlu, 2013: 76). Tanzimat Döneminde Avrupalı
güçlerle imzalanan ticaret anlaĢmaları, yabancı sermayenin ülkeye girmesini hızlandırmıĢ,
yerli sanayi zarar görmüĢ ve ticaretin azınlıkların eline geçmesiyle azınlıklar, Müslümanlardan
daha iyi bir konuma gelmiĢlerdir (Kaçmazoğlu, 2013: 79). Tanzimat Dönemindeki romanlarda
dahi BatılılaĢma ön plana çıkmakta, ideal insan, Batıda eğitim görmüĢ, Fransızca‟yı iyi bilen,
Batılı adab-ı muaĢeret kurallarını bilen ve yerine getiren, markalı elbise giyen ve eĢya kullanan
tipler olarak betimlenmektedir (Orçan, 2008: 95). Yine aynı dönemde çıkartılan ve Tanzimat
Fermanı‟nın daha geliĢtirilmiĢ ve netleĢtirilmiĢ Ģekli olan (Kaçmazoğlu, 2013: 79) 1856
yılındaki Islahat Fermanı ise, yabancı devletlerin baskısı ile çıkarılmıĢ olup fermanın bizim
açımızdan önemli noktaları Ģunlardır: Bütün uyruklara dinsel ibadet ve tören serbestisi
sağlaması, bütün uyruklar için vergi eĢitliği, Müslüman olmayanların da yerel mecliste temsil
edilmesi, bütün uyrukların eĢit ve serbest Ģekilde ticari ve ekonomik faaliyette bulunabilmesi,
Müslüman olmayanların da askere alınması, bütün memurlukların ve okulların bütün
uyruklara açık olması, bütün cemaatlerin okul açabilmesi, Hristiyanları küçültücü söz
söylenilememesi ve böylesi muamelede bulunulamamasıdır (Armaoğlu, 2007: 258, 259).
Vatan hainliği, Avrupa‟ya taviz verilmesi gibi oldukça sert eleĢtirilerle karĢılaĢan ferman,
Mardin‟e (1991: 16, Aktaran, Kaçmazoğlu, 2013: 81) göre gerçekte o zamana kadar hâkim
millet olan Müslümanlardan belirtilen imtiyazı alıp din farkı gözetmeksizin bir Osmanlı
vatandaĢlığı kurmaya çalıĢmıĢtır.
41
Askerlik meselesi söz konusu olduğunda ise Hristiyanların askerliğinden vazgeçildi böylece MüslümanHristiyan eĢitliği ilk darbeyi yemiĢ oldu (Karpat, 2013a). Her ne kadar Müslüman tebaa ile Hristiyan tebaa
birbirine yakınlaĢtırılmaya çalıĢıldıysa da Tanzimat‟la birlikte Hristiyan halklar uluslaĢma ve bağımsızlaĢma
sürecine girdiler (Kaçmazoğlu, 2013: 77). Fermanın amacının, devletin yapısını yeniden düzenlemek olup
herhangi bir yabancı baskısının olmadığını, devletin kendisinin teĢebbüs ettiği bir reform hareketi adeta bir insan
hakları demeci olduğunu da belirtmek gerekir (Armaoğlu, 2007: 221, 222, 259).
62
Tanzimat Dönemindeki BatılılaĢma çabaları, Osmanlı sisteminin tümünü, özellikle ekonomik
yapısını etkilemiĢtir (Kaçmazoğlu, 2013: 82). 1858 Arazi Kanunnamesi, özel toprak mülkiyeti
yasalaĢtırılması hareketinde ilk kilometre taĢı olmuĢtur (Karpat, 2013a: 149). Kanunnameye
göre miri topraklar, bireysel tasarruf kabul edilerek özel mülkiyete geçilmiĢ ve belirtilen
tarihten sonra miri topraklar hızla el değiĢtirmiĢtir (Kaçmazoğlu, 2013: 82).
Osmanlı‟da orta sınıf esasen Müslüman ve gayrimüslim olmak üzere ikiye bölünmüĢtür
(Karpat, 2010b). Gerek Sened-i Ġttifak, gerekse Tanzimat ve Islahat fermanları neticesinde,
Müslüman bir orta sınıfa nazaran gayrimüslim bir orta sınıfın giderek büyümesinden söz
edilebilir. Gayrimüslim orta sınıf içerisinde daha çok Hristiyan orta sınıfı büyümüĢtür.
Özellikle 1856 Islahat Fermanı ile birlikte getirilen “eĢitlik” sayesinde, Müslüman orta sınıfa
nazaran daha çok büyümüĢ; Müslümanlar da Hristiyanlara tanınan imtiyazlı statüyü öfke ile
karĢılayarak milliyetçi-Ġslamcı çağrılarda bulunmuĢlardır. Muhalefet hareketinin en büyük
temsilcileri ise Genç Osmanlılar, yani yeni oluĢmaya baĢlayan orta sınıf entelektüelleridir
(Karpat, 2013a: 153; Karpat, 2010a). 1865‟te kurulan Genç Osmanlılar aynı zamanda Osmanlı
devrinde bir siyasal parti olarak nitelenebilecek ilk siyasal varlık olarak nitelendirilmektedir
(Kongar, 1999: 132).
Abdülmecid‟den sonra yerine gelen padiĢah Abdülaziz (saltanatı: 1861-1876), Mithat PaĢa ve
arkadaĢları (Genç Osmanlılar) tarafından indirildi ve yerine V. Murat (saltanatı: 30 Mayıs
1876-31 Ağustos 1876) getirilmiĢtir. V. Murat‟ın ruh sağlığı bozuk olması ve II.
Abdülhamid‟in MeĢrutiyeti ilan edeceği sözünü vermesiyle, V. Murat tahttan indirilerek
yerine II. Abdülhamid çıkarılmıĢtır.
19. yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde, Osmanlı Devleti, Ġslam dünyasının dini merkezi
olmuĢtur. O esnadaki padiĢah II. Abdülhamid (saltanatı: 1876 - 1909) ise dini lider olmuĢtur.
Abdülhamid Batı‟ya hayran olmasına rağmen Batı onu medeniyet, aydınlanma düĢmanı olarak
damgalamıĢtır. Abdülhamid, çeĢitli reformlar (modern eğitim) yapmıĢ ve bir yandan dini,
geleneği savunmuĢtur. Ġslam‟ın bilim ve ilerleme ile bağdaĢtırılabileceğine inanmıĢ ve
değiĢim, yenilenmeden yana olmuĢtur. Aynı zamanda OsmanlılaĢtırma süreci kapsamında
ortak bir Osmanlı siyasi kimliği yaratmak için çalıĢmıĢtır (Karpat, 2013a: 2, 3).
63
Tarih boyunca Müslüman toplumlar hep değiĢime uğramalarına rağmen durumu ilahi iradeye
bağlamıĢ ve ilahi, değiĢmez bir düzen kavramını savunmuĢlardır. Dahası, kendi ekonomik ve
politik üstünlüklerini devam ettiren düzene meĢruiyet kisvesi giydirmek için Ġslam‟ı
kullandıkları görülmektedir. II. Abdülhamid de benzer biçimde, Ġslam‟ı kullanmıĢtır42 (Karpat,
2013a).
Fakat 19. yüzyılda Avrupa‟nın Osmanlı Devletini iĢgali sonucu, Ġslam‟ı kullanarak otoriteyi
meĢrulaĢtırma kalkmıĢ ve bir anlamda Ġslam Devleti sona ermiĢtir. Yine de Müslüman
kurumlar ve Müslüman hayat tarzı ayakta kalmıĢ, kendi devlet seçkinlerinin hâkimiyetinden
kurtulmuĢlar ve modern bir toplum anlayıĢı doğmuĢtur. Ġngiltere, Rusya, Fransa, Ġtalya‟nın
baskısı, kapitalizmin benimsenmesini kolaylaĢtıracak reform talepleri, orta sınıfı geliĢmiĢ
Hristiyan tebaasına özerklik, bağımsızlık tanınmasının talep edilmesi Ģeklinde ortaya çıkmıĢtır
(Karpat, 2013a).
Tarımsal ürünlerin üretiminin artması, Ģehirlerin büyümesi, okuma yüzdesinin artması,
modern (Avrupai) eğitim sistemi, basın, ilkel bir kapitalizmin ortaya çıkıĢı, devlet arazilerinin
özelleĢtirilmesi, akılcı düĢünce tarzları, göç ve iskân politikaları, kitap, gazete, dergi telgraf
merkezi sayılarının artıĢı vb. etkenler ile esasen Abdülhamid‟in yaratmıĢ bulunduğu yeni
Müslüman orta sınıf ortaya çıktı (Karpat, 2013a: 1, 144, 154, 162).
Osmanlı‟da eskiden beri mevcut olan, devletin emrinde çalıĢan, geleneksel kültüre, tarihe,
dine dayalı; genelde Ģehirde ev, köyde arazi sahibi, ulema, emekli ya da memur ailelerinden
oluĢan kısaca “milli geleneksel”, yerli bir orta sınıf vardı. Sözü geçen sınıfın karĢısına
özellikle Ģehirlerde ticari, dıĢ sermaye ve Avrupa kültürüyle beslenen, oldukça kozmopolit
nitelikteki, Avrupai modernist, kapitalist kültürlü, devletçi, yeni bir orta sınıf çıkmıĢtı (Karpat,
2013b: 180).
Osmanlı dönemindeki yeni orta sınıfın özellikleri, kısaca aĢağıda yer aldığı gibidir (Karpat,
2013a: 141, 155; Karpat, 2013b: 180):
42
II. Abdülhamid bir yandan istibdat idaresini güçlendirirken diğer yandan siyaset dıĢında her yayına ve
düĢünceye serbesti tanıyarak kurduğu istibdadı temelinden yıkmıĢtır (Karpat, 2010d).
64

Akılcı düĢünce tarzına sahiptirler; kendi pragmatik değerleri vardır.

Tarım kökenlidirler; tarımda devlet müdahalesine karĢıdırlar.

Toprak sahibi olduklarından nüfuz ve iktidar sahibidirler.

Kendi sosyal durumlarını ve Ġslam kültürünü eleĢtirel ve dünyevi yaklaĢımla
değerlendirmektedirler; Osmanlı dini bakıĢ açısını değiĢtirmiĢlerdir.

Modernist Ġslami kimliğe sahiptirler. Güçlü dini bilinci, liberal ekonomik eğilimleri
olan ekonomik zihniyetli toplumsal gruplardır. Kültür, inanç ve sosyal iliĢkiler
konusunda muhafazakâr görüĢleri olsa da ekonomik meselelerde liberaldiler ve mahalli
özerkliği desteklemekteydiler.

NakĢibendilerin etkisi altındadırlar (Dönemde NakĢibendi Ģeyhleri, dünyevi taleplere
özellikle özel mülkiyete meĢru bir zemin aramaktaydılar).

Modern (batılı) eğitim sistemiyle yetiĢmiĢlerdir.

Gücünü
tarımdan,
özel
mülkiyetin,
dıĢ
ticaretin
ve
pazarın
alabildiğine
geniĢlemesinden almaktadırlar.
Orta sınıfın geliĢimine katkıda bulunan II. Abdülhamid ile birlikte (Abdülaziz döneminde de
kendisinden söz ettirmiĢ) Mithat PaĢa‟dan bahsetmek gerekir. Mithat PaĢa‟nın orta sınıfın
geliĢmesini ve siyasi güç sahibi olmasını sağlayan en köklü giriĢimi -devletçi-seçkinciler için
bir baĢarı (Kongar, 1999: 132) olan- 1876 Anayasası ve Mebusan Meclisi‟dir. Vilayet meclisi
tarafından seçilen ve çoğu taĢra ileri gelenleri, yani ayan ve eĢraftan olan mebuslar, yeni
geliĢmekte olan orta sınıfın temsilcileri idi. Abdülhamid‟in anayasayı 1878‟de askıya alması
ve Meclis‟in dağıtılması “hürriyet” istekleri demokrasinin simgesi ve her yerde olduğu gibi
orta sınıfın ideolojisi haline geldi (Karpat, 2010b).
Orta sınıfların hâkim olduğu bir ülkede, devletin millî olduğu görüĢünden hareketle, Osmanlı
Devleti‟nin Türklüğü de orta sınıfların ortaya çıkması ile baĢlamıĢtır. Orta sınıfın yeni milli
kimliği edebiyat ve okullar sayesinde “Türk” olarak Ģekil almıĢtır. Eğitimin üç kademeli
olarak geliĢtirilmesi ve meslek yüksekokullarının kurulması, yeni bir entelektüel grubunun
tabandan yükselmesine yol açmıĢtı. 19. Yüzyıl biterken türeyen grup, yeni bir ideolojiye
modernizme sahipti; nitekim, milliyetçilik, halkçılık gibi yeni düĢünceler, daha açık bir Ģekilde
oluĢarak yaygınlaĢmıĢ ve meĢrutiyet, ön plana çıkmıĢtır (Karpat, 2010b).
65
Ġkinci MeĢrutiyet (1908); sivil ve askerin birleĢerek orta sınıfı iktidara getirmesi, anayasanın
yürürlüğe konması, Mebusan Meclisi‟nin toplanmasının sağlanması sonucunda ilan edilmiĢtir
(Karpat, 2010b).
Ġttihat ve Terakki döneminde, milli, modern ve laik (sonra pozitivist) bir orta sınıfın
entelektüel bürokrat kanadı iktidara gelmiĢ ve devlet millileĢmiĢtir (TürkleĢmiĢtir) (Karpat,
2013b: 181). Osmanlı‟da yerli, yani Müslüman bir orta sınıf tarımdan ticaret alanına kaymıĢ
ve millileĢmiĢ, yani ülke çapında etkili hale gelmiĢtir (Karpat, 2010c). Belirtilen dönem, her
ne kadar “BatılılaĢma” ve “ulusçuluk” akımlarıyla belirlense de Osmanlı toplum yapısı,
ulusçuluğun ardında yatan toplumsal-ekonomik değiĢme aĢamalarını geçirmediği için her iki
akım da tutarlı bir ideoloji olmaktan uzaktır (Kongar, 1999: 135). Devletin Balkan SavaĢı‟nda
(1912-1913) yenilmesi, yerli yani Müslüman milliyetçilerinin etkisini geniĢlettiği gibi
gayrimüslim azınlıkların durumunu sarsmıĢtır (Karpat, 2010c). Hızla geliĢen milliyetçi
(Türkçü) olarak yayına baĢlayan Genç Kalemler, Türk Yurdu gibi kuruluĢlar ve dergiler
1913‟ten sonra gittikçe siyasi Türkçülük-milliyetçiliğe önem verdikleri gibi ekonomik
milliyetçiliği de ön plana çıkarmıĢlardır (Karpat, 2010c). Yusuf Akçura, açıkça bir “milli orta
sınıfın” bir an evvel oluĢması için gereken tedbirlerin alınmasını öne sürmüĢtür; çünkü, ona
göre millileĢme ve TürkleĢme, devlete bağlı bir orta sınıf ile gerçekleĢecektir (Karpat, 2010c;
Karpat, 2013b: 181). Milliyetçiliğin rağbet görmesi, milliyetin yani siyasi kimliğin orta
sınıfların hâkim olduğu milli devlet için can alıcı önem taĢımasıdır (Karpat, 2010b).
1918 yılında Türk ve Müslüman tüccarlar ve üreticiler, ekonomide önemli bir mevkiye geçmiĢ
bulunuyorlardı, yani Türkler ekonomik giriĢimciliğe büyük bir ilgi göstermiĢlerdi; örneğin
1908‟de ancak 9 Osmanlı hisseli Ģirket bulunmasına karĢılık 1918‟de sayı, 129‟a yükselmiĢti
(Karpat, 2010c).
Yeni orta sınıfın Osmanlı‟da karĢılaĢtığı sorunlar ise, aĢağıdaki gibi kısaca özetlenebilir
(Karpat, 2010e: 124):

Yeni sosyal grupların devlet tarafından açık veya örtülü olarak tanınmasını ve yönetim
yapısına dâhil olmasını sağlamak.
66

Grup çıkarlarının ve görüĢlerinin, baskı görme ve kötü bir damga yeme korkusu
olmaksızın rahatça ifade edilebildiği bir tartıĢma alanının kurulmasını kabul ettirmek.

Böyle çıkar ve görüĢlerin, siyasal araçlarla meĢru bir Ģekilde ifade edilmesini ve
siyasal sürecin gruba açık olmasını resmen kabul ettirmek.
Osmanlı tüketim kültürünün özelliklerine bakıldığında ise, üretim gibi tüketimin de sınırlı
olduğu bir savaĢ ekonomisinin bulunması nedeniyle daha çok temel ihtiyaç maddelerine, mal
ve eĢyalara yönelinmesi, mümkün olduğu kadar mal arzını yüksek tutarak bol, ucuz ve kaliteli
malların edinilmesini sağlayan iaĢe politikası, nüfusun çoğunluğunun köylerde yaĢaması
nedeniyle oluĢan taĢra tüketim tarzı, mütevazı bir yalam biçimini benimseyen kanaatkar
tüketim anlayıĢı ve erkek egemenliğine dayalı pazar ortamı görülmektedir (Orçan, 2008: 44 51). Osmanlı tüketim kültüründe, bedenin değil elbisenin önemli olmasıyla giyim, fes, kahve,
tütün, (çoğunlukla yeme içme anlamında) eğlence tüketimi ön plana çıkmaktadır (Orçan,
2008: 54, 55, 57, 69).
3.2. Cumhuriyet’in KuruluĢundan Günümüze Orta Sınıf
3.2.1. 1923-1980: Ulusalcı kalkınmacı dönem
Modern Türkiye‟nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti‟ni
kurmakla birlikte Batılı kültürel normları kurumsallaĢtırma amacını gütmüĢtür (Üstüner ve
Holt, 2010: 251). 1920-1923 yıllarında imparatorluk devletinden milli devlete geçiĢin acil bir
hal alması ile halkçı, demokratik bir ruha sahip olan, orta sınıfların devlet kimliğini yani milli
devleti tarif eden bir ideolojinin ana hatlarını çizmek isteyen Ziya Gökalp‟in görüĢlerinden
faydalanılmıĢtır (Karpat, 2010b). Cumhuriyetin ilk yıllarında ulusal bir ekonomi yaratmak ve
geliĢtirmek için izlenen yol ise ülkenin yabancı denetiminden kurtarılarak, devletin, sermaye
sınıfını desteklemesi ve ulusal bir burjuvazinin yaratılmasıydı (Kongar, 1999: 611). Dönemde,
devlet ihaleleri, tüccarlar için önemli bir destekti (Kongar, 1999: 620). Nitekim 1923 ile
baĢlayan ve 1980‟e kadar devam eden dönem, ulusalcı kalkınmacı dönem olarak bilinir
(Balkan ve Öncü, 2014: 252).
67
Cumhuriyetin ilk yıllarında kültür alanında yapılan inkılaplarla birlikte tüketim kültüründe
önemli değiĢiklikler yaĢanmıĢtır, fakat inkılaplardan hemen sonra savaĢ baskısı nedeniyle
1945‟lere kadar kıtlık yılları yaĢanmıĢtır (Orçan, 2008: 121). 1923-1930 yılları arasında, Ġttihat
Terakki döneminde oluĢan orta sınıfın kendiliğinden büyüyerek ekonomik geliĢme yaratacağı
ümit edilmiĢse de büyüme gerçekleĢmemiĢtir; çünkü devletçilik ve CHP içerisindeki
geliĢmeler, halk kökenli orta sınıfın tabandan büyümesine yardım edecek tedbirler almasını
engellemiĢtir (Karpat, 2010d). 1928-1930 yıllarındaki ekonomik buhranın etkisiyle Türkiye‟de
yaygınlaĢan ekonomik devletçilik sayesinde, devlet emrinde ve devletin çizdiği siyasi-sosyal
yoldan yürüyecek bir orta sınıf yaratılmaya çalıĢılmıĢtır (Karpat, 2010d). 1930‟larda devlet
iĢletmeleri ile iĢbirliği yapan, arkasını devlete vermiĢ yeni bir orta sınıf oluĢmaya baĢlamıĢ;
diğer yandan Ġttihat Terakki devrinde güçlenen orta sınıf varlığını koruduğu gibi Ġkinci Dünya
SavaĢı koĢullarının da etkisiyle büyümüĢtür (Karpat, 2010d). Devletçilik, dünyadaki ilk
ulusalcı kalkınma modellerinden birisidir (Balkan ve Öncü, 2014: 261).
Cumhuriyetin ilk yıllarında, gazetelerde sık sık otomobil, daktilo, gramafon ve radyo, mağaza,
ilaç, saat, banka, araba ve yedek parçaları reklamları yayınlanmaktadır (Orçan, 2008: 132).
Belirtilen dönemde, en önemli gösteriĢ ve imaj aracı, sınıflar arası farklılığa en fazla vurguda
bulunan, tüm parçaları yurtdıĢından gelen, alafrangalığın göstergesi, zenginler tarafından
tercih edilen otomobillerdir (Orçan, 2008: 133). Diğer lüks ve moda olan Batılı tüketim
ürünleri ise, orta sınıf ve üstü için prestij ürünü teknolojik araçlar olan radyo ve gramafondur
(Orçan, 2008: 133). 1938‟de ise reklamlarda, varlıklı ailelerin bile henüz çok azının
edinebildiği, yeni ürün olan, buzdolabı tanıtımları yapılmaya baĢlanmıĢtır (Orçan, 2008: 137).
Cumhuriyet Dönemine bakıldığında, iki orta sınıf görülmektedir. Bir tanesi, devlete bağlı
bürokrasiden destek gören, daha fazla Ankara, Ġstanbul, Ġzmir gibi Ģehirlerde kümelenmiĢ,
devletçi, “laik” milliyetçi orta sınıf, diğeri ise tarihi, tarıma ve tarım ürünleri ticaretine bağlı,
geleneksel, halk kökenli, taĢralı, Anadolu‟nun her tarafına yayılmıĢ bir orta sınıftı (Karpat,
2010d). Sözü geçen iki sınıf arasındaki mücadele, 1945 yılı Toprak Reformu Kanun
tasarısıyla, tarıma bağlı orta sınıfın ekonomik gücünü elinden almak istenmesi nedeniyle
patlak vermiĢtir (Karpat, 2010d). Muhalefetin etkili olması sayesinde yasada değiĢiklik
yapılmıĢ ve tarımsal orta sınıfın belkemiği olan küçük ve orta büyüklükteki toprak sahipleri
68
zarar görmemiĢtir (Karpat, 2010e: 124). Toplumun tüketim anlayıĢına bakıldığında,
Cumhuriyet‟in ilk dönemlerinden, II. Dünya SavaĢı sonrasına kadar olan süreçte, tüketimde
gerçekleĢen çoğu değiĢmeler, siyasal yaptırımların ve eğilimlerin birer sonucu olarak ortaya
çıkmıĢtır (Orçan, 2008: 123).
Dönemdeki toplumsal tabakalaĢmayı ve tüketim normlarını aydınlatacak bir çalıĢma,
Mübeccel Kıray‟ın 1947 yılında gerçekleĢtirdiği “Tüketim Normları Üzerine KarĢılaĢtırmalı
Bir AraĢtırma” isimli eseridir. Yazar, tabakalaĢmayı ayırt etmede meslek gruplarını
kullanmamıĢ; bunun yerine oturulan ev, ev eĢyaları, oturulan semt, kahvaltıda yer alan
besinler, sahip olunan giysiler vb. gibi varlıklarla tabakaları farklılaĢtırmıĢtır. Dönemde orta
sınıfın modayı, ekonomik olmayan güçlerini göstermede kullandıkları, görünümlerine önem
verdikleri, hediye/bahĢiĢ vermekten hoĢlandıkları ve eğlence anlayıĢlarının sinemaya gitmek
olduğu görülmektedir. Sözü geçen çalıĢmada yer alan tabakaların ve tabakalara ait tüketim
normlarının özetine aĢağıdaki çizelgede yer verilmektedir.
Alt Orta
Alt
Çizelge 3.1. 1947 yılında Ankara‟da Tabakalar ve Tüketim Normları
Semt
Ev
Giyim
Diğer Özellikler
Çoğunlukla
Yenidoğan,
Altındağ,
Yiğitler ve
Hacettepe.
Gecekondu mahallerinde kaçak
yapılar, çoğunlukla tek katlı, tek
odalı, su, havagazı yok. Bazılarında
elektrik var. Ev eĢyaları, çoğunlukla
birkaç
yataktan
ve
Ģiltesiz
sedirlerden oluĢur. BaĢlıca mutfak
eĢyaları, toprak tencere, çinko,
bakırdır. Çoğunluğun ayrı bir
mutfağı yoktur.
Çoğunlukla eski elbiseleri
vardır. Eskimeden yeni elbise
alınmaz.
Ellerinde
para
olursa oğullarına fazla bir
gömlek ya da gelinlik
kızlarına çeyizlik alırlar.
ġehre
inecekleri
zaman
ödünç ayakkabı, manto,
baĢörtüsü isterler.
Çoğunlukla
Hacettepe,
Hisar,
Aslanhane,
Ġsmet PaĢa.
Çoğunlukla iki odalı evlerdir.
Yarısından fazlasının mutfağı ve
elektriği vardır. Daha az bir kısmın
suyu ve çok azının havagazı vardır.
Ev eĢyaları çoğunlukla kumaĢ
örtülü sedirler ve yataklardan
oluĢur. Mutfak eĢyaları, porselen ve
cam birkaç bardak, kahve fincanı,
çinko bakır kap kaçaktan oluĢur.
Toplulukta saygınlığı olan bir
statü edinmek ve korumak
giyimlerinde
gözükür.
Kadınların
tamamında
gezme, düğün vb. yere
gitmede giyilecek diğerlerine
göre biçimli en az bir elbisesi
vardır. Çoğunluğun eskinin
yanında
yeni
elbiseleri,
manto ve ayakkabıları vardır.
Gelirlerin hemen hepsi besine harcanır.
Et çok seyrek yenir. Bayramlarda ve
misafir geldiğinde bulamaç, pekmez,
pestil yenir. Ekmek tüketimi fazladır.
Beslenme düzensizdir. Çoğunlukla
kahvaltıda
bulunanla
yetinilir.
KomĢular birbirlerine bir iĢleri olmadan
gitmez (çocuk bakmak, suya giderken
uğramak, ateĢteki yemeğe bakmak vb.).
BoĢ zaman faaliyetleri oldukça dardır.
Alt tabakaya düĢmemeye çalıĢan bir
geçiĢ tabakasıdır. Düzenli yemek
saatleri vardır. Yarısından fazlası ya
zeytin ya peynir ya da çayla kahvaltı
eder. Yemeğe misafir çağırmak az
görülmekle birlikte bu tabakada baĢlar.
Et, Ģeker, meyve hala seyrek yenir.
Porselenler misafir gelince kullanılır.
Az da olsa ziynet eĢyaları kullanılır.
Sünnet, düğün, doğum vb. olaylarda
hediye götürülür. BoĢ zaman faaliyetleri
sınırlıdır.
69
Ev odaları çoğunlukla üç veya
dörttür. Mutfağı olmayan ev yoktur.
Yer döĢemeleri çoğunlukla ahĢap
veya
betondur. Çoğunluğunda
elektrik, su, havagazı ve çok azında
kalorifer
vardır.
Çoğunluğun
yalnızca misafir odasındaki eĢyaları
takımdır ve en iyi eĢyalar bu odada
durur. Yatak ve yatak odasının
döĢenmesi doğum, sünnet, hastalık
gibi durumlarda tanıdıkların odaya
girip çıkması nedeniyle oldukça
önemlidir. Çoğu evde radyo vardır.
Sofrada çoğunlukla bakır ve
porselen kullanılır ama porselenler
bir takım halinde değildir.
Kadınlar evde basit giysiler
giyerken, sokağa çıkarken iĢ
yaptığını en az gösteren
biçimde, eli saçı düzgün,
yüzü boyanmıĢ, korseli,
yüksek topuklu ve en iyi
elbiseleriyle
çıkarlar.
Modanın fonksiyonu olan
ailenin ekonomik olmayan
gücünü
gösterme
yani
toplumda ailenin statüsünü
sağlama işlevi, ortaya çıktığı
üst tabakadan ziyade burada
daha net görülür.
Çoğunlukla
YeniĢehir,
Anafartalar,H
amamönü
Evler en az üç odalıdır. Yer
döĢemesi çoğunlukla beton veya
muĢambadır. Hepsinde banyo,
mutfak, elektrik, havagazı vardır.
Hepsinde
radyo,
yarısından
çoğunda telefon ve buzdolabı
vardır.
Buzdolabı,
statü
değiştirenler için bir gösterişçi
tüketim vasıtasıdır. Yarısından
çoğunda üç esas odada iyi cins
takımlar vardır. Porselen yemek,
çatal, bıçak, içki, çay takımları
vardır.
Giyimleri ortanın üstündedir.
Ayakkabı, çanta, şapka gibi
giyim eşyalarının elbiselere
göre olması bu dönemde
önem kazanır. Her Zaman iyi
cins bir kürk mantoları
vardır.
Çoğunlukla
Çankaya,
Kavaklıdere,
YeniĢehir.
Çoğu beĢ odalıdır. Yer döĢemesi
çoğunlukla muĢamba veya parkedir.
Tamamında banyo vardır. Bütün
odalar iyi cins takımlarla döĢelidir.
Radyo, telefon, buzdolabı her evde
vardır bunlar tabaka değiştirmekte
olanlarınki
gibi
gösterişçi
tüketimden
çok
konfor
içindir.Yemek, çay, içki takımları,
gümüĢ, altın yaldızlı eski ve meĢhur
porselenler, el kesmesi kristalleri
vardır.
GösteriĢçi tüketimin en fazla
belirdiği yerdir. Elbise ve
ayakkabılarının
sayılarını
bilmezler.
Elbiseler,
Ġstanbul‟un birinci sınıf
terzilerinden model alınmıĢ
veya dıĢarıdan gelmiĢtir.
Elbise, çanta ve Ģapkalar
Paris‟ten gelmedikçe bir Ģey
ifade etmez. Kürkler önemli
bir yer tutar.
Üst
Üst Orta
Orta
Çoğunlukla
YeniĢehir,
ĠsmetpaĢa,
Anafartalar,
Hamamönü,
Hisar.
Kurban bayramında ailenin her bireyine
kurban keserler. Hizmetkârlara (hamam
ustası, bohçacı vb.) bol bahĢiĢ verirler.
Çok değerli Ģeyler hediye ederler.
Nesiller boyunca biriken gümüĢ eĢya ve
mücevherleri vardır. Yabancı yanında
yapılan tüketim ailenin mevkiini
yükseltmesi için gösterişçidir (örn;
misafir odası ve yatak odası). Yemek
koĢulları daha düzgündür. Reçel,
bisküvi vb. besinler misafire saklanır.
Çoğunlukla çay, peynir, zeytinle
kahvaltı edilir. Misafire günlük
yemeklerden farklı yemekler (börek,
baklava, salçalı etler vb.) ikram edilir.
Sinema
tam
bir
orta
tabaka
eğlencesidir.
Üst orta geçiĢ düzeyidir. Hem üst hem
orta
tabakanın
niteliklerini
yaĢarlar.Sahip oldukları değerler ve
yaĢam tarzı bakımından daha çok orta
tabakaya
benzemekle
birlikte
tüketimleri onlardan daha fazla
gösteriĢçidir.
Besin
koĢulları
düzelmiĢtir. Çoğunluğu her gün meyve
ile iki üç türlü yemek yer. Sık gelen
misafirlere çok pahalı ve emekli
yemekler ikram edilir. Kadınların,
pırlanta, tek taĢ yüzük, broĢ ve
bileziklere kadar mücevherleri vardır.
BoĢ zaman faaliyetleri sinema, tiyatro,
evde yemek davetleridir. Bu tabakanın
misafir ağırlaması, kendisini bir tabaka
olarak ayırt eden tüketimin başında
gelir. Seyahatler, özellikle yazları
Ġstanbul‟a gitmek yaygındır.
Tüketimleri yaĢamsal ihtiyaçlarını
faaliyetleri olmaktan çok toplumdaki
statülerini sağlayacak, sahip oldukları
kontrol gücünü ve varlığını gösterecek
derecede gösteriĢçidir. Aile reislerinin
mesleği, tüccar, müteahhit, büyük
memur arasında değiĢmektedir. Hem
aĢçı hem hizmetçileri vardır. BoĢ zaman
faaliyetleri
(ziyafetler,
çay
ve
kokteyller,balolar) eğlence için değil
mecburidir ve davet edilmek bir
ayrıcalıktır. Tamamı seyahat eder.
Kaynak: Kıray (2005: 85)‟ın eserinden edinilen bilgiler vasıtasıyla yazar tarafından oluĢturulmuĢtur.
II. Dünya SavaĢı‟nın bitimiyle birlikte, BatılılaĢma sadece bir devlet politikası olmaktan çıkıp
bir toplum tercihi olarak da gündeme girmeye baĢlamıĢtır (Orçan, 2008: 32). Türk toplumunun
tüketimle BatılılaĢması belli döneme kadar üst sınıflar ve imkanlarının elverdiği kadar Ģehirli
orta sınıflarla gerçekleĢmiĢ, II. Dünya SavaĢı sonrasında süreç kitleselleĢmiĢ ve halka mal
olmuĢtur (Orçan, 2008: 34). SavaĢın sonrasında, 1947 yılında önerilen ve 1948-1951 yılları
arasında yürürlüğe konan ABD kaynaklı bir ekonomik yardım paketi olan Marshall yardımları
sayesinde, Türk pazarı o yıllarda Amerikan mallarıyla (Amerikan pazarı) dolmuĢtur (Orçan,
2008: 139). Malların çoğunluğu ise, orta ve alt gelir grubundaki kimseler tarafından satın
70
alınmıĢtır (OdabaĢı, 2013: 57). 1950 yılına gelindiğinde, Demokrat Parti (% 52,7) halkoyuyla
iktidar olmuĢ ve Aydınlı toprak ağası varlıklı bir çiftçinin oğlu olan Adnan Menderes ise
BaĢbakan olmuĢtur. 1950‟lerde Türkiye‟deki kapitalist geliĢmenin toplumu iki kesime nasıl
ayırdığı oldukça belirgindir: Ulusalcı kalkınma modelini destekleyen laik kesim ve laik
kesime karĢı olan Ġslami kesimdir (Balkan ve Öncü, 2014: 260). Gerçek anlamda Türk
ekonomisinin dünyayla bütünleĢmesi, Menderes Döneminde (ve daha sonraları Özal
Döneminde) baĢlayıp yoğunlaĢmıĢtır. 1960‟a kadar iktidarda kalan Demokrat Parti, tek parti
döneminden bıkmıĢ geleneksel-liberal gruplar (içlerinde büyük toprak sahipleri/ağaları,
tüccarlar, iĢadamları vardı) tarafından desteklenmekte, devletçi-seçkinci yaklaĢıma karĢı
durmakta, Batı dünyasıyla ekonomik ve siyasal bütünleĢmeye kesin bir inanç beslemekteydi
(Kongar, 1999: 149-151, 612). Cumhuriyet döneminde ilk kez halk ve köylü kendisini
hükümetle özdeĢleĢtirmiĢti; bürokrasi ve aydınlara karĢı ise olumsuz bir yaklaĢım vardı
(Kongar, 1999: 151). Sözü geçen dönemde gerçek bir orta sınıftan bahsetmek zordu;
Menderes güçlü bir orta sınıf kurulamazsa sağlıklı bir ekonominin de kurulamayacağını
biliyordu (Laçiner, 2013). Ayrıca belirtilen dönemde, ulusal burjuvazi sınıfı, yabancı firma
temsilcilikleri ve ithalat-ihracat Ģirketleri biçiminde geliĢmekteydi (Kongar, 1999: 612).
Menderes, halkın katılımını da içeren seçkin karĢıtıdır (Yetkin, 2010: 139). Menderes‟in “Her
mahallede bir milyoner yaratacağız!” sloganı o dönemde oldukça ünlüdür; ifade, Menderes‟in
orta sınıfın zenginleĢmesi isteğiyle özdeĢleĢtirilir (Laçiner, 2013). 27 Mayıs 1960 darbesi,
sözü geçen dönemin sonu olmuĢtur. 1961 yılında kurulan Adalet Partisi de, 1961 seçimleri
sonucu CHP-AP koalisyonu kurularak hükümette yer almıĢtır, 1965 seçimlerinde ise, AP en
yüksek oyları almıĢ ve partinin baĢındaki Süleyman Demirel, baĢbakan olmuĢtur.
Demirel,
Müslüman-Türk halkı imgesini inĢa etmiĢtir, benzer bir imgelemeyi Özal da yapmıĢtır
(Yetkin, 2010: 156). 1950-1970 yılları arasında yayınlanan magazin dergileri yoluyla da alt ve
orta sınıf üyeleri egemen sınıfın yaĢam biçimine özendirilmiĢ, sınıf atlama güdüsü
kıĢkırtılmıĢtır (Oktay, 1993: 71; Aktaran, Bıçakçı, 2008: 19). Dönemin önemli dergilerinden
birisi olan Hayat dergisi (1956 - 1980‟lerin sonuna kadar), özendirme güdüsünü kamçılayan
araçlardan biri olmuĢ; sınıfsal yaĢam bilincinden hareketle diğer dergiler (Salon, Kadın Moda
Albümü, Moda Albümü, Model, Hanımeli, Modern Türk Kadını, Yeni Familya) gibi özellikle
Avrupa ve Amerikan modasını takip etmek amacıyla faaliyet göstermiĢ; üst ve ortanın üstü
sınıflara hitap etmiĢtir (Orçan, 2008: 148). 1970‟li yıllarda, televizyon herkesin evinde
71
bulunmamakla birlikte, televizyonu olan hanelere sıkça ziyaretler yapılmaktaydı (Orçan, 2008:
189).
1950 - 1980 yılları arasındaki dönemde ise tüketim, iletiĢim araçlarının ve reklam sektörünün
geliĢmesiyle kitlesel görünüm kazanmıĢ; Amerikan tarzı yaĢamın taklit edildiği söz konusu
süreçte, yabancı ürünlere duyulan hayranlık artmıĢ; yerli ürünlerden kaçıĢ baĢlamıĢtır.
“Amerikan ya da Avrupa malı” söylemi satıcılar ile üst ve orta sınıf tüketiciler tarafından
benimsenmiĢ ve yaygınlık kazanmıĢtır. 80‟li yıllarla birlikte mallar, ulusal (modern) kimlikleri
ile değil, küresel (postmodern) marka kimlikleri ile anılır olmuĢtur (Bıçakçı, 2008: 19).
1960-1980 arası dönem, planlı kalkınma dönemi, ithal ikame dönemi gibi isimlerle de
anılmaktadır. Dönemde birçok Batılı marka ve firmaların montaj fabrikaları kurmalarıyla
öncelikli olarak toplumun orta ve alt kesimlerinden olan iĢçilerin ve memurların Batı yönünde
yapılandıkları söylenebilmektedir (Orçan, 2008: 35). Belirtilen dönemdeki planlar, karma
ekonomi ve bütüncül olarak nitelendirilmektedir (Kalkınma Bakanlığı, 2015). 80‟lerde
tüketim kültürü artık erginleĢmiĢ ve “Çağ Atlayan Türkiye” olarak simgeleĢmiĢtir; artık
istenen markalı, markasız ürünler yaygın biçimde bulunmaktadır (OdabaĢı, 2013: 57).
3.2.2. 1980-2001: KüreselleĢmeye geçiĢ
1980 sonrası dönem, neoliberal dönem ya da küreselleĢme dönemi olarak bilinmektedir. 19802000 planları, liberal ve stratejik olarak nitelendirilmektedir; dönemde açık ekonomiye geçiĢ
yönlendirici olmuĢtur (Kalkınma Bakanlığı, 2015). Türk toplumunda tüketim konusunda
değiĢim taleplerinin halk tarafından veriliĢi, 1980‟ler ile baĢlamıĢtır; belirtilen tarihe kadarki
talepler, Osmanlı‟dan beri siyasal irade yani merkez tarafından belirlenmiĢtir (Orçan, 2008:
36). Dönemdeki sosyal, ekonomik, kültürel ve siyasi alana yönelik köklü değiĢimler,
küreselleĢme, serbest piyasa ekonomisi ve Anavatan Partisi‟nin dıĢa dönük politikalarıyla
baĢlayan süreç, 2002 yılı Adalet ve Kalkınma Partisi (Ak Parti) iktidarıyla birlikte hız
kazanmıĢ, sözü geçen geliĢmelere paralel olarak Türkiye‟nin son yirmi-otuz yıllık döneminde
Ġslâmi kesim de köklü bir dönüĢüm yaĢamıĢtır (Özbolat, 2014). Nitekim, Türkiye orta
sınıfından söz ederken, belirtilen yıllarda ön plana çıkan Siyasal Ġslam meselesine de
değinmek yerinde olacaktır.
72
Gerek 12 Eylül yönetiminin gerekse [liberal bir devlet adamı olarak tanınan (Yetkin, 2010:
155)] Özal‟ın döneminin devlet desteğiyle güçlendirdiği (Kongar, 1999: 37) siyasal Ġslam
mevzusuna bakıldığında, Türkiye yakın tarihindeki en önemli sözcüsünün Necmettin Erbakan
olduğu görülür. Erbakan, 1970 yılında Milli Nizam Partisini kurmuĢ, partinin kapatılmasıyla
1973 yılında Milli Selamet Partisini kurulmuĢ, bu parti de 1980‟deki askeri darbe ile
kapatılmıĢtır. 1983‟te Refah Partisi kurulmuĢ, bu parti de 1998 tarihinde kapatılınca, 1998
yılında Fazilet Partisi kurulmuĢ, daha sonra o da 2001‟de kapatılarak yerine aynı yıl Saadet
Partisi kurulmuĢtur.
Milli GörüĢ ideolojisinin yaratıcısı Erbakan, önceki dönemde ekonomiye hâkim olan
kozmopolit finans ve sanayi çevrelerine karĢı Anadolu Kaplanları olarak adlandırılan
Anadolu‟daki küçük iĢletmeleri desteklemiĢtir (Karpat, 2010e: 289). Gumuscu ve Sert (2009:
953, 955, 956), Milli GörüĢ düĢüncesini ve Refah Parti‟sini Ģöyle özetler:
Milli GörüĢ‟e göre topluluk, bireyden önce gelmelidir. Erbakan‟a göre Türkiye‟nin %
99‟u Müslüman olduğundan ülkeyi yöneten politikacıların dini bütün ve imanlı
olmaları gerekmektedir, aynı zamanda Refah partisine oy vermek demek Ġslam‟a oy
vermek ve Allah‟ın kurallarına uymak, Cennet‟e gidebilmek demektir, aksi takdirde
kiĢilerin duaları kabul olmaz, çünkü parti tek gerçeği yani Allah‟ın mesajlarını iletiyor
ve onun kurallarına uyuyordu. 28 ġubat 1997‟de Siyasal Ġslam oldukça büyük bir
kısıtlama ile karĢılaĢmıĢtır. ġubat sürecinde, Refah Partisi kapatılmıĢ, birkaç politikacı
yasaklanmıĢ, üniversitelerde türban yasağı yeniden baĢlamıĢ ve zorunlu eğitim sekiz
yıla çıkarılmıĢtır.
Türkiye‟de Ġslami sermayenin geliĢmesi beĢ evreye ayrılmaktadır (Bulut, 1997: 256 - 263‟tan
Aktaran Kongar, 1999: 623):
Birinci evre, 1923 - 1950 arasıdır. Ġslami sermaye, belirtilen dönemde devlet tarafından
denetlenmektedir. İkinci evre, 1950-1973 arasıdır. Demokrat Parti ve onun devamı olan
Adalet Partisi, iktidar ile Ġslami çevreleri bütünleĢtirmiĢtir. Ġslami sermaye küçük ve
orta ölçekli iĢletmeler kurar ve böylece, hizmet, yönetim, bankacılık, ithalat, ihracat
sektörlerinde örgütlenirler. Üçüncü evre, 1973 - 1983 arasıdır. Ġslami sermaye, küçük
ve orta çaplı iĢletmelerden büyük sermaye haline dönüĢmüĢtür. Dördüncü evre, 1983-
73
1994 arasıdır. Özal‟ın önderliğinde Müslüman sermayenin önü açılmıĢtır. BeĢinci evre
ise 1994‟ten sonraki dönemdir. Ġslami sermaye Refahyol hükümetinin kurulmasıyla
daha da güçlenmiĢtir.
1980 sonrası döneme göz gezdirildiğinde, Türk ekonomisinin 80‟lerden beri hızla
modernleĢen toplumla birlikte hareketli liberal bir pazara dönüĢtürüldüğü görülür (ÇavuĢgil
vd., 2003: 467). 1980‟lerin sonundan itibaren renkli televizyon, video, müzik seti, walkman,
cd player gibi eğlence araçları günümüze kadar gelmiĢlerdir (Orçan, 2008: 180). Her yeni
kuĢakla birlikte Türk toplumu, elektronik tüketim eĢyaları sayesinde mütevazı yaĢamdan
gösteriĢçi tüketim toplumuna 43 biraz daha yakınlaĢmıĢtır (Orçan, 2008: 181). 1980‟lerde
otomobil, orta sınıfta yaygın biçimde kullanılmaya baĢlanmıĢtır (Orçan, 2008: 187).
McDonald‟s, Burger King gibi yemek yerlerinin açılmasıyla beslenme mekânları da
değiĢmeye baĢlamıĢtır; orta sınıf ve üst sınıf aileler, çocuklarını söz konusu yerlere götürür
olmuĢ, hatta sözü geçen tercih, bir kültür tercihi, sınıfsal bir durum olarak görülür olmuĢtur
(Orçan, 2008: 227, 240). KüreselleĢen dünya ile birlikte geliĢen teknoloji devrimi, sermayenin
uluslararası mobilitesi, iĢgücünün serbest dolaĢımı, nitelikli ve meslek sahibi insan
kaynaklarının açılan mesleki eğitim kanalları ve insan kaynağı geliĢim programları ile belirli
bir seviyeye gelmesi, ayrıca, tarım, sanayi, hizmet ve bilgi sektörüne geçiĢ, hizmet sektörünün
payının artması, üretim birimlerinin büyümesi, büyük Ģehirlerle beraber Anadolu kentlerinde
de daha profesyonel iĢ yönetimi normlarının yerleĢmesi, giderek “uzman”lara ihtiyaç duyan
bir yönetimin ve piyasa mekanizmasının her alanda hâkim olması vb. gibi konularda hızlı bir
değiĢim yaĢanarak orta sınıf yaşamı olarak adlandırabileceğimiz toplumsal koĢullar
yaygınlaĢmıĢtır (Keyder, 2013; Büyükuslu, 2011). 1980 sonrasında küreselleĢme sürecinin
belirlediği neoliberal politikalar egemendir. Dönemin en önemli isimlerinden birisi Turgut
Özal‟dır.
Geleneksel bir ortamdan çıkan, dini dindarlıktan ayırarak Müslüman hatta NakĢibendi
olduğunu açıkça belirten, ekonomist, Turgut Özal, Anavatan Partisi‟ni kurarak 1983‟te iktidar
43
Tüketim toplumları ve tüketici toplumları arasında fark vardır. Tüketim toplumlarında, üst sınıfla birlikte orta
sınıf, hatta bazen alt sınıf bireyler de yeni tüketim tarzı karĢısında tepkisiz kalamazken; tüketici toplumlarında
gelir ve gider dengesinin olduğu tek sınıf olan üst sınıfın dıĢında kalan orta sınıf bile yeni tüketim tarzına katılma
konusunda zorlanmaktadır (Orçan, 2008: 30).
74
olmuĢtur (Karpat, 2010d). Yetkin (2010), Özal ve Demirel gibi politikacıların halkla
özdeĢleĢtiğini ve orta sınıfın duygularına hitap eden politikacılar olduğunu belirtir. Özal da
Menderes‟ten aldığı fikirler ile güçlü bir temel atarak orta sınıfı güçlendirmek ve büyütmek,
en altta kalanların oranını da azaltmak için çalıĢmıĢtır (Laçiner, 2013). Dönemde orta sınıf,
orta direk44 olarak isimlendirilmiĢtir. Özal‟ın “Ben zenginleri severim” sözü, günümüzde, orta
sınıfın zenginleĢmesine olan arzusu ile bağdaĢtırılır (Laçiner, 2013). Altan (2006), orta sınıfın,
Özal döneminde, devletin bürokrasisi etrafında mevzilenmiĢ bir zümre olduğunu (elit
bürokratlar, üniversite hocaları, aydınlar) ve devletin piyasanın önüne geçtiği, bürokratik
çember etrafında kümelenmiĢ olanların orta sınıfı temsil ettiği, daha eğitimli, daha nitelikli
ancak geçimini devlete bağlamıĢ bir kesim olduğunu belirtir. Belirtilen sınıf, Türkiye‟nin
sanayileĢmesi, hizmet ve bilgi toplumuna dönüĢmesi ve küçük iĢyeri, iĢletme sahibi, esnaf,
tüccar, kendi hesabına çalıĢan, iĢveren vekili, yönetici ve nispeten daha yüksek ücretle beyaz
yakalı çalıĢan insanların oluĢturduğu bir sınıf olarak tasvir edilmiĢtir (Büyükuslu, 2011).
Özal dönemine TÜSĠAD ve TOBB da destek vermiĢ; siyasal Ġslam‟la güçlenen Ġslami
sermaye de 1990‟da MÜSĠAD altında örgütlenmiĢtir (Kongar, 1999: 619). MÜSĠAD, Ġslami
değerler ile tüketim kodlarını bağdaĢtıran yeni bir burjuva sınıfı olarak ortaya çıkmıĢtır
(Demirezen, 2015: 64). Özal, ANAP içerisinde dört eğilimi (liberal sağ, mukaddesatçı sağ,
milliyetçi sağ, demokratik sol) birleĢtirdiğini öne sürmüĢtür (Kongar, 1999: 218). Özal‟ın
yabancı sermaye üzerindeki kısıtlamaları kaldırması, kar payı hesabına göre hizmet veren
finans kurumlarının açılmasına izin vermesi (Albaraka Türk Katılım Bankası gibi),
muhafazakar kesimi ekonomik anlamda büyütmüĢtür ve aynı zamanda muhafazakar bir
burjuva sınıfı doğmuĢtur (Demirezen, 2015: 63). 1990‟lı yıllar yeni yönetici, giriĢimci, yaratıcı
ve üretici düĢünen orta sınıfın yükseliĢine Ģahitlik yapmıĢtır (Büyükuslu, 2011). Orta sınıfın
alım gücü özellikle 1989 ve 1990‟da ücretlerin artmasıyla artmıĢtır; ihracatın artıĢı ve
ekonomik büyümenin de söz konusu duruma etkisi vardır (Demirezen, 2015: 63). Dönemde,
neoliberal politikaların benimsenmesi ise, hizmet ve tüketici malları sektörlerinde hızlı bir
yayılıma neden olmuĢtur (Kravets ve Sandıkçı, 2014: 129). Söz konusu yıllarda, Türk
44
Orta direk terimi, dönemde, kullanım açısından bakıldığında, ekonomik ve ekonomik olmayan anlamlarla da
kullanılarak, insanın kendisini, toplumu ayakta tutan temel bir unsur ya da bir unsurun parçası olarak görmesiyle
olanaklı olduğu ile de iliĢkilidir: Bu durumda, bir büyük iĢveren, memur, iĢçi ya da köylü de orta direk olduğunu
söyleyebiliyordu (Yetkin, 2010: 167).
75
tüketicileri kendilerini, daha önce duymadıkları ya da sadece kara borsadan satın alabildikleri
yabancı mallarla çevrili bulmuĢlardır (Kravets ve Sandıkçı, 2014). Dahası, tüketim
toplumunun kodları, çocukluktan itibaren reklamlar üzerinden dindar insanlara da ulaĢmaya
baĢlamıĢtır; 1990‟lardan önce evine televizyon sokmayan ailelerin evinde artık dini kanalları
izlemek üzere, esasında tüketim kodlarını da aktarmada bir araç olan, televizyon yavaĢ yavaĢ
yer almaya baĢlamıĢtı; ayrıca dini musiki, yeĢil pop da ön plana çıkmıĢtı (Demirezen, 2015:
66, 83). Dönemin tüketim alıĢkanlıklarını, Vehbi Koç, 15 yıldır tatilini hem ucuz hem güzel
olduğu için Erdek‟te geçirdiğini belirterek Ģöyle özetler (Günaydın Gazetesi, 1983):
“Avrupa‟da tatil yapacak kadar zengin değilim… Renkli televizyon lükstür. Benim
evimde yok”.
1991‟de Sovyet Birliği‟nin Soğuk SavaĢ‟ta mağlup olması ekonomik devletçiliği savunan
rejimleri zayıflatmıĢ, Türkiye‟de geleneksel orta sınıf bir kat daha güçlenmiĢ, halk ise DP, AP
vb. isimlerle ortaya çıkan orta sınıfı temsil eden partileri desteklemiĢtir (Karpat, 2010d). 1995
yılında Gümrük Birliği‟ne girilmiĢ; böylece, korumacı gümrük duvarları kaldırılmıĢ ve
Avrupa pazarları ile bütünleĢilmiĢtir (Kongar, 1999: 616). Orta sınıf da böylelikle küresel
ekonomi ile bütünleĢmiĢtir. 1996‟da Refah Partisi‟nin genel baĢkanı Necmettin Erbakan
baĢbakan olmuĢ ve Ġslamcılığın yanında aĢırı devletçi bir politika izlemiĢtir; sonuçta
demokrasi ve modernite çıkmaza girmiĢtir (Karpat, 2010d). Erbakan diğer partilerin “üyeleri”
olduğunu, kendi partisinin ise “inananları” olduğunu belirtiyordu ve bu da üyelerin, parti
liderinin davranıĢlarını sorgulamadan itaat etmeleri anlamına geliyordu (Gumuscu ve Sert,
2009: 956). Erbakan partisiyle birlikte, Ġslam‟ı referans kabul eden; laiklik, demokrasi,
özgürlükler ve çoğulculuğa Ģüpheyle yaklaĢan bir politik vizyona sahipti (Gumuscu ve Sert,
2009: 957). Refah Partisi‟ndeki üç tür gruptan (eski Ġslamcılar, genç kuĢak ve diğer farklı
kesimler) biri olan ve kendilerini Genç Yenilikçiler olarak adlandıran kesimin baĢını Abdullah
Gül ve Recep Tayyip Erdoğan çekiyordu (Karpat, 2010e: 287, 290). Sözü geçen Yenilikçi
grup, demokrasiyi, insan haklarına saygıyı ve çoğulculuğu savunmaktaydılar (Gumuscu ve
Sert, 2009: 954). Yenilikçiler aday olarak 2000 yılındaki kongrede seçimde Abdullah Gül‟ü
göstermiĢler (Gumuscu ve Sert, 2009: 954) fakat Abdullah Gül kaybetmiĢ ve Recai Kutan
delegelerin oylarının neredeyse yarısını alarak Erbakan‟ın vekili olarak partinin baĢına
geçmiĢtir; sonuçta, AK Parti‟nin kuruluĢunu doğuran bir süreç, meydana gelmiĢtir (Karpat,
76
2010e: 290). Refah partisinin kapatılmasıyla partide var olan bölünme de ortaya çıkmıĢ ve
gelenekçiler milli görüĢ geleneğini sürdürerek Saadet Partisini kurmuĢ, yenilikçiler ise AK
Parti‟yi kurmuĢlardır (Gumuscu ve Sert, 2009: 954). Ġslami değerlerin giderek yükselmesi
sonucu, 1996 yılında Ġslami tüketicilere hitap eden Caprice Hotel‟in reklamları, otel içerisinde
beĢ vakit ezan okunduğunu, mescidinin olduğunu, haremlik ve selamlık plajı olduğunu
bildiriyordu (Demirezen, 2015: 17). Dahası, 2000‟li yıllarda ön plana çıkan V.I.P hac
organizasyonları ve tesettür defileleri de giderek yükselen tüketim furyasının bir sonucuydu
(Demirezen, 2015: 16). Tüm geliĢmeler, Ġslami kesimin de tüketim pazarındaki payını
artırdığına iĢaret ediyordu. 2001 krizinin sebep olduğu alım gücündeki zayıflama, tüketimin
orta sınıfta yayılımını ertelese de kültür endüstrisi tarafından tüketim kodları, içselleĢtirilmeye
devam etmiĢtir (Demirezen, 2015: 73).
3.3. Günümüz Türkiye’sinde Orta Sınıf: 2001 Sonrası Dönem-Ak Parti Dönemi
Türkiye‟nin yakın geçmiĢine bakıldığında, 2002, 2007, 2011, 2015 seçimlerinde, 2001 yılında
kurulan Adalet ve Kalkınma Partisi iktidara gelmiĢtir. 3 Kasım 2002‟de ilk defa iktidar olan
AK Parti, yolsuzluğa bulaĢmamıĢ olarak diğer partilerden kendisini farklı konumlandırmak
adına “kirlenmemiĢ” veya “temiz” anlamında AK parti olarak da isimlendirilmiĢtir (Yavuz,
2010: 7).
Karpat (2010e: 288)‟a göre Recep Tayyip Erdoğan, yirminci yüzyılda Türkiye‟de ortaya çıkan
yeni tip popülist Ġslamcı liderliği en iyi temsil eden kiĢidir 45 . Erdoğan, halkın büyük
çoğunluğunun (% 34,6) desteğini kazanmıĢ 2011‟de ise oy oranını artırmıĢtır (% 49,83).
Erdoğan da, Menderes ve Özal gibi popülist söylemlere sahip bir politikacıdır, nitekim halkın,
seçkinlere nazaran çoğunluk olması sonucu böyle söylemler doğaldır (Yetkin, 2010: 13, 33).
45
Sülün Ergül (2013: 838) çalıĢmasında, AK Parti‟nin baĢörtüsü, kutsal yerlerin tanınması, helal yaĢam tarzının
önemi gibi konularda önemli geliĢmeler kaydettiğini belirtmekle birlikte aynı zamanda baĢörtüsünün sadece
üniversitelerle sınırlı kaldığını, kutsal yerlerin ise tuvaletlerinin bile bedava olmadığı ticari mekanlara dönüĢtüğü,
helal gıda sektörü sebebiyle de Müslüman yaĢam tarzının kapitalist etkilere sahip bir trend yani moda anlayıĢı
haline geldiğini vurgulamaktadır. Yine aynı çalıĢmada toplumu dini söylemlerle ikna etmenin Türkiye‟de bir
kültür haline geldiği ve helal gıdaların ithali konusunda hükümetin bunu önemsediği mi yoksa ithal edilen malları
topluma helal olarak duyurmayı yeterli mi gördükleri sorgulanmıĢtır. Aynı zamanda çalıĢmada hükümetin
ekonomik kriz veya yerel isyan korkusu nedeniyle ekonomik geliĢme arayıĢında olduğu belirtilmiĢtir.
77
Berkan‟a (2007) göre AK Parti, konjonktürün ve Cumhuriyet Dönemi‟nin 80 yılda
biriktirdiklerinin sayesinde, 'orta sınıf' diyebileceğimiz orta gelir grubunu en fazla geliĢtiren,
en fazla gelir transfer eden merkez sağ parti olmuĢtur. Yavuz (2010: 7)‟a göre AK Parti,
Türkiye‟de sessizce gerçekleĢen bir dönüĢümün sonucudur. Söz konusu durumun birinci
nedeni, dönemin baĢbakanı Turgut Özal‟ın neoliberal ekonomik devriminin sonucu olarak
ortaya çıkan Anadolulu iĢ adamı sınıfı yani Anadolu‟da kök salan yeni burjuvazidir. Ġkinci
nedeni ise, devlet kontrolü dıĢındaki yeni entelektüel sınıftır.
AK Parti‟nin, siyasi Ġslam geleneğinin devamı olup olmadığı tartıĢılmıĢ, AK Parti‟nin türban
konusundaki görüĢleri sonuçta AK Parti‟nin kapatılma davasını gündeme getirse de parti
kapatılmamıĢtır (Gumuscu ve Sert, 2009: 954). Belirtilen sonuç, AK Parti‟nin iĢ çıkarlarını ve
muhafazakâr değerleri temsil eden bir sağ-kanat partisi olduğunu, ekonomik liberal kimliğini
inĢa etmede baĢarılı ve tutarlı olduğunu, fakat muhafazakâr kimliğini inĢa etmede tutarsız ve
kesin olmadığını doğrulamıĢtır (Gumuscu ve Sert, 2009: 966). AK Parti, mortgage sistemi ile
geniĢ kitleleri ev sahibi olabilme rüyasının içine çekmekle birlikte orta sınıfı sağlamlaĢtırma
ve kendisine bağlama yolunda büyük adım atmıĢtır (Turgut, 2009). AK Parti‟nin kitlesel
desteğini sağlayan orta sınıf hareketinin, partiyi iktidara getiriĢi ve desteğin, devam eden yıllar
boyunca süreceği, Laçiner (2001) tarafından da partini ilk yıllarında, öngörülmüĢtür.
Egemen BağıĢ, New York Times Gazetesi‟ne gönderdiği mektupta AK Parti'nin son 10 yıllık
iktidarı süresinde, milyonlarca kiĢinin orta sınıfa dahil olduğunu, sosyoekonomik dönüĢüm,
demokratikleĢmeyle birlikte olduğunu, böylece kiĢilerin haklarını talep etmeye baĢladıklarını,
söz konusu durumun da Türk toplumunun Avrupalı kimliğini ortaya koyduğunu belirtmiĢtir
(Medya faresi websitesi, 2013). Ali Babacan da Türkiye‟de çok hızlı büyüyen bir orta sınıf
bulunduğunu ve orta sınıfın, ekonomideki ağırlığını artıracağını öngördüklerini belirtmiĢtir
(Bozkurt, 2011).Söz konusu orta sınıf, dünyada son 25 yıldır yaĢanan ve ekonomik anlamda
refah ve de zenginlik getiren, tüketim eğilimini harekete geçiren, yeni yaĢam kalitesi ve
standart talebini oluĢturan, boĢ zaman, hobi ve eğlence kültürünü tetikleyen, sağlıklı yaĢam,
iyi yaĢam, iyi konut, iyi araç ve yüksek teknoloji kullanımını teĢvik eden unsurlar olarak
karĢımıza çıkmıĢtır (Büyükuslu, 2011).
78
Türkiye‟nin yakın tarihinde gerçekleĢen Cumhuriyet Mitingleri ve Gezi Olayları vb. gibi kimi
olayların da temelde Fukuyama (2013) gibi bazı yazarlarca birer orta sınıf devrimi olarak
görüldüğü bilinmektedir. Buradaki esas önerme, siyasî-hukukî yapıların toplumsal
modernleĢmeye koĢut bir geliĢme göstermesi gerektiği, aksi takdirde toplumda yeni ağırlık
kazanan kesimlerin geliĢmelerin gerisinde kalan iktidarı ve siyasî yapıları dönüĢtürmek için
çaba gösterecekleri, direnmeyle karĢılaĢtıkları takdirde söz konusu çabanın kabul edilen
mecraların dıĢına çıkabileceği Ģeklindedir (Keyder, 2013).
Ayata (2007), cumhuriyet mitinglerindeki esas gövdeyi sosyolojik anlamda "yeni orta sınıf"
olarak tanımlamaktadır. Verdiği tanımı ise, Ģu örnekler ile açıklıyor:
“Üç farklı iĢyerinde mitinglere iliĢkin tutumları araĢtıralım. Örnek olarak Ġzmir'in en
büyük banka Ģubelerinden birisini alalım. Hatta yabancı sermaye ağırlıklı bir banka
olsun. Ġkinci olarak Bursa'nın en çok ihracat yapan otomotiv tesisinin tüm
yöneticilerini yani beyaz yakalılarını alalım. Üçüncü olarak biliĢim sektörünün en önde
gelen merkezlerinden birisi olan ODTÜ Teknokent'in giriĢimcilerini alalım. Bu üç
iĢyerinde mitingleri onaylama oranı üçte iki, hatta dörtte üçün altında olmayacaktır
sanıyorum. ġunu da ekleyeyim. Büyük mağazalarda çalıĢan kadın servis personeli
arasında da benzer oranları yakalayabilirsiniz. HemĢireler arasında da. Yalnızca miting
için olumsuz değerlendirme yapanlar da, mitingi en çok alkıĢlayanlar da bu olgu
üzerinde titizlikle durmalıdır”.
Ayata (2007), “Baksana, kaç kiĢiyiz saysana!” sloganının yeni orta sınıfın kendi gücünü
görmesiyle iliĢkilendiriyor ve ayrıca çoğunlukçu anlayıĢtaki bir siyaset üslubuyla belirtilen
merkeziyetçi yapının bir araya gelmesi ile siyasi gücün tekelleĢtiğini, ciddi siyasi
kutuplaĢmalar olduğundan söz etmektedir. Ayrıca zaten ekonomiyi, dıĢ iliĢkileri, toplumu
yöneten hükümetin doğrudan denetimi dıĢında, anayasal özerkliği olan alanları (üniversiteler,
mahkemeler) istediği gibi düzenleyen bir güç yapısı kurma çabalarının, yeni orta sınıfı ciddi
olarak rahatsız ettiğini sözlerine eklemektedir. Yeni orta sınıfın laik rejimin korunması
konusunda gösterdiği duyarlılık ile askerlerin duyarlılığının birbirine paralel olduğunu
belirterek mitinge katılanların çoğunluğunun elektronik bildiriden memnun olmadığı kanısında
ve askerlerin sivil görüntülü bir hareketin belirtilen ölçüde gerisinde kalmaktan rahatsız
79
olmadıklarını belirtmiĢtir. Ayata (2007) ayrıca "Aile içinde eĢitlik, bireyin özgürlüğü, bireyin
hakları, insan hakları, toplumsal çeĢitliliğe saygı, hukuk devletine verilen önem, sivil iradenin
üstünlüğü, serbest seçimler, toplumu çoğunluğun yönetmesi, iktidarın demokratik kurumlarca
sınırlandırılması gibi demokratik değerler açısından ele alındığında mitinge katılan kesimin
Türkiye'nin en demokratik toplum kesimi olduğu kanısındayım, bunu açıkça söyleyebilirim”
demiĢtir.
Keyder (2013)‟e göre Gezi Olayları‟nın siyasî yönelimi ve üslubu devleti ele geçirmeye değil,
devletin demokratikleĢmesine, yurttaĢlık haklarını ve temel özgürlükleri tanımasına, birtakım
kurallarını gevĢetmesine yöneliktir. Keyder (2014), hareketi baĢlatanlar ve esas karakterini
belirleyenlerin Yeni Orta Sınıf ve müstakbel Yeni Orta Sınıf 46 olduğunu, Gezi‟nin sonraki
döneminde ise daha alt sınıflardan, iĢ bulamayan, polis baskısı yaĢayan, kendilerini
aĢağılanmıĢ hisseden grupların ön plana çıktığını söylemektedir.
30 Mart yerel seçimleri sonrasında Keyman (2014), Türkiye manzarasını kimlik temelli
(kutuplaĢmıĢ), yeni Türkiye olarak özetlemektedir: Laik orta sınıf (belirli yerlere sıkıĢmıĢ ama
sıkıĢma içinde oylarını artırmıĢ), ortada muhafazakâr ve milliyetçi katmanlar, Güneydoğu ve
Doğu Anadolu‟da etnik (milliyetçi) kimlik. Keyman‟ın yaptığı önemli bir vurgu, CHP‟ye
nazaran “Gezi DireniĢi”, “Oy Ver Oyuna Sahip Çık”, “Occupy CHP” ile ön plana çıkan
CHP‟nin üzerinde oturduğu katmanın daha önemli olmasıdır; ekonomik, sosyal ve insani
sermayeleri yüksek, laik ve eğitimli orta sınıf, CHP‟den daha etkili muhalefet yapmaktadır.
Aynı çalıĢmada, BaĢbakanın oylarını 2002‟den beri hem yerelde hem genelde artırarak
muhalefete karĢı alternatifsiz olduğu ve baĢka kesimlere gerek duymadığı, askeri vesayet
rejimini ve Gülen hareketinin etkisini bitirdiği vurgulanmıĢtır. 30 Mart yerel seçimleri sonrası
Türkiye haritasında AK Parti, Türkiye genelinde görünmektedir. CHP, orta, kuzey, doğu ve
güneydoğu Anadolu‟da yok olarak kıyılara sıkıĢmıĢ ve oylarının % 65‟ini üst ve orta
sınıflardan elde etmiĢ; MHP Anadolu‟da varlığını sürdürmüĢ ve BDP, Kürt sorununun
yaĢandığı on üç ilde belediye baĢkanlığı elde etmiĢtir. MHP ve BDP gelecek seçimlerde kilit
partiler olmakla birlikte oylarını artırmaları sebebiyle baĢarılı olmuĢ; BaĢbakanın ulusal
46
Keyder (2014), yeni orta sınıfa katılacak olan müstakbel yeni orta sınıftan da söz eder. Müstakbel yeni orta
sınıf, yabancı dil bilen, muhtemelen yurtdıĢı iliĢkileri sağlam, diploma gerektiren mesleklere sahip insanlar ya da
iyi okullara giden ve söz konusu mesleklere sahip olacak öğrencilerdir.
80
güvenlik, ekonomik büyüme ve kutuplaĢma stratejisi baĢarılı olmuĢ ve CHP‟nin yolsuzlukla
mücadele stratejisi ise baĢarısız olmuĢtur (Keyman, 2014). Kazanan seçim stratejilerinin
temelinde tüm ülkelerde genellikle ekonomik büyüme vurgusu yatar; James Carville‟in ortaya
attığı, Bill Clinton‟ın George H.W.Bush‟a karĢı kampanyasındaki sloganda olduğu gibi: “Asıl
olan ekonomidir, gerisi teferruat” (Bauman, 2013: 32). Zira 1950‟lerde Menderes‟in,
1980‟lerde Özal‟ın ve günümüzde Erdoğan‟ın söylemleri de ekonomi üzerine odaklanmıĢtır.
Keyder (2014), AK Parti‟ye verilen desteğin nedeninin otoriter popülizm olduğunu
düĢünüyor; partinin ekonomiyi ya da siyaseti modernleĢtirici taleplerde bulunan kesimleri
marjinalize edip, sayılara bağlı olarak anlık politika yaptıklarını, örneğin gıda yardımını
yurttaĢlık hakkı yerine anlık taleplere karĢılık olarak verdiğini belirtiyor. Yazar, aynı zamanda
Avrupa sosyal demokrasisinin tabanının yeni orta sınıf olduğunu belirterek, Türkiye‟de er geç
sosyal demokrat bir partiye yönelik siyasi bir platformun oluĢacağını da sözlerine ekliyor.
Türkiye‟de neoliberalizmin 1980‟lerde Turgut Özal‟ın Anavatan Partisi hükümetleriyle
baĢlayıp 2000‟lerde Erdoğan‟ın AK Parti hükümetleriyle derinleĢen en önemli baĢarısı, refah
ve geliri yaratmak yerine dağıtımını sağlamak olmuĢtur (Balkan ve Öncü, 2014: 263).
3.4. Yakın Türkiye Tarihinde Yeni Orta Sınıf Tanımlamaları
1980 sonrasında yavaĢ yavaĢ ortaya çıkan ve 1990‟larla kendinden söz ettiren yeni orta sınıf
konusunda, Türkiye‟de son 10 yılda bazı yönleriyle çeliĢkili bazı yönleri ile benzer yeni orta
sınıf tanımları yapılmaktadır. Türkiye‟deki yeni orta sınıf konusunda yer alan literatüre
bakıldığında tanımlamalar, benzerliklerin çokluğu ile birlikte muhafazakârlaĢma derecesi ve
politik katılım açısından farklılaĢmaktadır. Sözü geçen farklılıklara bakıldığında, üç tür
görüĢten söz edilebilir. Birinci görüş, yeni orta sınıfın çoğunlukla laik kimselerden
oluĢtuğunu; ikinci görüş; yeni orta sınıfın çoğunlukla muhafazakâr kimselerden oluĢtuğunu;
üçüncü görüş ise, yeni orta sınıf içerisinde hem muhafazakâr hem laik kimseler olduğunu
belirterek, söz edilen ayrım üzerine yoğunlaĢır.
Birinci görüşü benimseyen yazarlar arasında Ayata (2007) ve Keyder (2013) yer almaktadır.
Ayata (2007), orta sınıfları, geleneksel ve yeni olmak üzere ikiye ayırır. Geleneksel/eski orta
81
sınıfın “çiftçi, esnaf, sanatkâr, mahalli tüccarlar”dan oluĢtuğunu, 1946 - 1950‟den beri merkez
sağın bugün de AK Parti‟nin tabanının çoğunlukla geleneksel/eski orta sınıf olarak belirtilen
gruptan olduğunu, daha çok mülk sahipliği ve giriĢimcilikle tanımlandıklarını, geleneksel/eski
orta sınıfın yavaĢ yavaĢ küçüldüğünü belirtir. Yazar, yeni orta sınıfın ise, sanayi firmalarını
yöneten beyaz yakalılar; kendi hesabına çalıĢan doktorlar, mimarlar, diĢçiler, avukatlar;
profesyoneller; öğretmenler, mağazalarda çalıĢan Ģık giyimli tezgahtarlar, bürolarda çalıĢanlar,
sekreterler, hemĢirelerden oluĢtuğunu ifade eder. Ayrıca, elde ettikleri konuma eğitimle
geldiklerini, genellikle bir veya iki çocuk sahibi olan çekirdek aileler olduklarını, her Ģeyin
merkezinde çocukları olan, uydu kentlerde yaĢayan kimseler olarak niteler. Dahası,
yaĢamlarının tüketim merkezli olduğunu; alıĢveriĢ merkezlerinin çoğalmasıyla yeni orta
sınıfın büyümesi arasında çok yakın bir iliĢki olduğunu; yeni yaĢam biçimlerini televizyondan,
kitaplardan, magazinlerden, yurtdıĢı seyahatlerden öğrenip hızla topluma yaydıklarını; ev,
araba, giyim-kuĢam, yeme içme, seyahat alanlarındaki tüketim alıĢkanlıklarının ve yaĢam
biçimlerinin birey için serbesti öngördüğünü ifade eder. Ayata (2007), yeni orta sınıfta yer
alanların hepsinin aynı siyasi görüĢü paylaĢmadığını, yeni orta sınıfta yer alanların tamamının
laik, cumhuriyetçi bir siyasi eğilime sahip olduğunu söylemenin yanlıĢ olacağını, AK Parti‟nin
de giriĢimci yeni orta sınıf yaratma konusunda adımlar attığını söylemektedir.
Keyder (2014) ise, yeni orta sınıfın yöneticiler, mühendisler, muhasebeciler, doktorlar,
avukatlar, bankacılar ve benzer mesleklerde çalıĢanlar, öğretmenler, yöneticilerden oluĢan;
statülerini eğitimli olmalarına borçlu olan, yüksek eğitimden kazanılmıĢ bir becerisi olan
insanlar olarak ifade eder. Yazara göre, sözü geçen bireyler, standart iĢçiden daha fazla gelire
sahiplerdir; baĢka türlü mahalle ve konutlarda oturmak, baĢka türlü hayat sürdürmek isterler.
Yazar, ayrıca, yeni orta sınıfın özelliklerine sahip olup muhafazakâr olan insanların da
olduğunu not düĢer. Keyder (2014) yeni orta sınıfın baĢlangıçta daha çok devlet için
çalıĢtıklarını fakat Türkiye ve Türkiye gibi birçok ülkede 1960 - 70‟lerden sonra yeni orta
sınıfın devlet dıĢında da istihdam imkânının ortaya çıktığını belirtmektedir. Keyder (2014)‟e
göre, 2000‟li yıllarda süreç hızlanmıĢ; ekonomide modernleĢmeyle birlikte üniversite eğitimi
geliĢme göstermiĢtir (örneğin, Ģu anda yılda yaklaĢık 500 bin kiĢi üniversiteden mezun
olmaktadır ve mezunların % 47‟si kadındır) ve mobiliteyi sağlamaktadır. Sözü geçen yeni orta
sınıf, Avrupa‟yı görmek istemekte; dil bilme oranı yükselmekte; küreselleĢmeyle birlikte,
82
özellikle internet sayesinde dünyadan daha fazla haberdar olmakta; böylece yeni orta sınıf,
kendisini daha fazla dünyaya ait hissetmekte; belirtilen durumda dünyada kendisi gibi olan
kesimlerle daha fazla iliĢkide bulunma talebine yol açmaktadır (Keyder, 2014).
İkinci görüşü benimseyen yazarlar arasında, Keyman (2010, 2012, 2014) ve Karpat (2009)
bulunmaktadır. Yazarlar, eski orta sınıfın daha eğitimli kimselerden oluĢtuğunu; devlet
yardımıyla etki kazandıklarını; daha yüksek ekonomik, kültürel ve sosyal sermayeye sahip
olduklarını; laik; Ġstanbul sermayesi ile ittifak yapan; CHP‟ye oy veren kimseler olduklarını
belirtmektedir. Yazarlara göre, yeni orta sınıf ise daha muhafazakâr (Ġslami); AK Parti‟ye oy
veren; Anadolu sermayesi (çevre Ģehirlerdeki) ile ittifak yapan kimselerdir. Dahası, Karpat
(2010), hızlı ekonomik kalkınmanın ve sanayileĢmenin, orta sınıfın üstü olarak nitelenebilecek
giriĢimci bir sınıf yaratığını ifade eder. Keyman (2012: 26, 27) da yeni orta sınıf tipolojisini Ģu
Ģekilde ortaya koymaktadır:
1) KüreselleĢmeyi, dünyada karĢılıklı bağımlılık iliĢkilerini yaygınlaĢtıran ve
derinleĢtiren, sermaye ve ticaret iliĢkilerini ulus-devlet sınırlarının dıĢına taĢıyan,
özünde ekonomik ama toplumlar üzerinde siyasi ve kültürel etkileri olan bir süreç
olarak görür. KüreselleĢme, tarihsel bir gerçeklik ve yeni ekonomik yaĢamın tarihsel ve
kurucu bağlamıdır.
2) Türkiye‟nin AB bütünleĢme sürecinin destekleyicisidir. 2001 krizinden baĢlayarak,
IMF‟ye karĢı oldular.
3) Yeni anayasa sürecini desteklemekte ve yeni anayasanın Türkiye‟nin siyasi,
ekonomik ve toplumsal istikrarı için gerekli olduğunu vurgulamaktadırlar.
4) Dini, Ġslami ya da muhafazakar ilkeler temelinde hareket eden, güven ve dayanıĢma
duyguları temelinde bir „organik topluluk‟ kurmaya çalıĢan bir hareket tarzı
içindedirler.
5) Modernite tek değil, artık sadece Batı‟yla özdeĢleĢtirilmemeli, alternatif ve farklı
modernite modelleri olasıdır.
6) Tercih ettiği devlet düzenleyici ve kalkınmacı bir devlet, dolayısıyla, küçük ve orta
ölçekli Ģirketlerin sorunlarına duyarlı, onlarla Ģefkatle yaklaĢacak, sorunlarını
anlayacak ve müzakere sürecine girecek bir devlet. Bu devlet, hem kalkınmacı ve
düzenleyici ama hem de serbest pazar kurallarını destekleyen bir niteliktedir.
83
7) Benimsediği devlet anlayıĢına uygun vatandaĢlık anlayıĢı da bireysel özgürlüklerden
daha çok, ahlakı ve etik kodları taĢıyan, kalkınmacı ve organik topluma üyelik
temelinde hareket eden bir vatandaĢlık anlayıĢı vardır.
8) Kalkınmacı ve ahlaki devlet ve vatandaĢlık anlayıĢı, iĢçi haklarına, kadın haklarına,
farklı cinsel, kültürel kimliklerin haklarına ve çevre haklarına bakıĢlarında, ciddi
eksiklikler göstermektedir, çoğulculuğu gerçek anlamda desteklemeyen bir hareket
tarzı sergilemektedir.
9) Gerek kültürel sermayenin önemli bir boyutu tüketim toplumuna, gerekse sosyal
sermaye diyebileceğimiz hayırseverlik ve sivil topluma önem vermektedir. Yeni orta
sınıfların kültürel kimlik boyutu giderek önem ve ilgi kazanmaktadır.
Yukarıdakilere ek olarak Keyman (2012: 25), yeni orta sınıfların yaygınlaĢıp güçlenmesinde
beĢ önemli unsurdan söz eder: Türkiye‟nin küreselleĢme süreci, Türkiye‟nin AB‟yle
bütünleĢme süreci, KentleĢme ve Anadolu‟nun kentsel dönüĢüm süreci, AK Parti iktidarı,
Türkiye‟nin aktif dıĢ politikası. Yetkin (2010: 181) de Ġnsel (2002: 22, 23)‟den alıntılama
yaparak, Erdoğan‟ın yeni orta sınıfı temsil ettiğini belirtir; çünkü kendisi, Erbakan, Çiller,
Yılmaz, Ecevit ve Bahçeli gibi, senelerce egemen iktidar sınıfında yer alan Cumhuriyet eliti
imajına uymamaktadır.
Üçüncü bir görüş olarak ise, Balkan ve Öncü (2014: 256), Türkiye burjuvazisinin laik ve
Ġslami fraksiyonları arasında çeliĢkiler bulunduğunu ve her iki fraksiyonun içinde
bulunduğumuz neoliberal dönemde, orta sınıfın oluĢumu ve yeniden üretimi bakımından etkisi
olduğunu belirtir. Laik kesim, Cumhuriyet‟in kurucularının topluma sunup dayattıkları laik
kurumlara bağlı olanlar olup kurucu kadronun arzu ve amaç edindiği yeni toplumsal düĢünüĢ
ve eylem biçimlerini içselleĢtirmiĢlerdir; bunların çoğu kentlidir (Balkan ve Öncü, 2014: 258).
Ġslami/muhafazakâr kesim ise çoğu Anadolu‟nun dört bir yanına yayılmıĢ, kırsal kökenli, laik
kurumlara Ģu veya bu nedenlerle karĢı çıkan ve asırlardır süregelen dini öğretilere, pratiklere
ve iliĢki ağlarına sadık kalmıĢ kiĢilerdir (Balkan ve Öncü, 2014: 258). Kırsal kesimlerden
Ģehirlere giderek artan göçler, sosyal hareketliliği garantilemiĢ, Anadolu‟nun muhafazakârlığı,
büyük Ģehirlere taĢınmıĢ, Ġslami burjuvazi ile bütünleĢen yeni Ġslami bir orta sınıf ortaya
çıkmıĢtır (Balkan ve Öncü, 2014: 275). Ġslami orta ve üst sınıflar, kültürel ürün ve hizmetleri
tüketmede önemli eğilimler gösterirler (Sandıkçı ve Ger, 2007: 207). Sandıkçı ve Ger (2007:
84
207) belirtilen durumun sebebinin, kendilerinin diğerleri (sekülerler) tarafından, zevk
yönünden eksik olarak algılanlamaları olduğunu belirtirler; aynı zamanda, Ġslami orta ve üst
sınıflar, böylesi bir basmakalıp yargıdan hoĢlanmamaktadırlar. Ġslami orta ve üst sınıfların
tüketimleri de giderek artmaktadır. Bir moda dergisi olan, Âlâ‟da Ġslami iĢletmeler, Gucci ve
Louboutin gibi tasarımcı markalar ile yanyana verilmektedir (Letsch, 2012). Âlâ dergisi
yöneticileri, eleĢtirilseler de derginin ve modanın tesettüre hizmet ettiğini ve bir nevi “cihad”
ettiklerini düĢünmektedirler (Demirezen, 2015: 88). Türkiye‟de 1990‟lardan beri giderek
büyüyen bir türban pazarı vardır (Topol, 2013; Sandıkçı ve Ger, 2010). Kadınlar ve erkekler
için ayrı plajlar, muhafazakâr yaĢam tarzına yönelik oteller (örneğin, Angel's Peninsula),
restoranlar (örneğin, Huqqa) ve helal gıda giderek yaygınlaĢmaktadır. Vali Nasr (2009) da
Ġslam, kapitalizm ve modernizmi bütünleĢtiren yükselen Müslüman orta sınıfa dikkat
çekmektedir.
Akyol
(2013),
Türkiye‟de
muhafazakârlığın
artarken
bir
yandan
muhafazakârlığın içerisinde modernleĢmenin ve sekülerleĢmenin de arttığını belirtmektedir.
Benzer biçimde, Sandıkçı ve Ger (2007), üst orta sınıf muhafazakâr kadınların hem Ġslami
hem seküler zevkleri olduğuna değinmektedir. Üstüner ve Holt (2010: 265) da Ġslami kimliğin
az sanayileĢmiĢ birçok ülkede, tüketici kimliği projelerinin giderek önemli bir boyutu haline
geldiğini belirtmektedir. Böylelikle, tüketime en fazla direnen kitlelerin de etkilendikleri, yeni
tüketim değerlerine ve örüntülerine uyum sağlamaya çalıĢtıkları görülmektedir (Orçan, 2008:
223). Mütevazılık, yerini giderek gösteriĢçi tüketime bırakmaktadır.
Öyle ise hem eski hem yeni orta sınıf içerisinde hem muhafazakar/Ġslami hem de laik
kimselerin bulunduğunu söylemek, Balkan ve Öncü (2014: 254)‟nün da önerdiği üzere daha
yerinde olacaktır. Benzer Ģekilde Karademir (2009) de yeni orta sınıf içerisinde seküler ve
muhafazakâr olmak üzere iki fraksiyonun bulunduğundan söz eder. Burada belirtilmesi
gereken, sözü geçen kesimler içerisinde muhafazakâr kesimde son yıllarda gerçekleĢen
büyümedir.
85
4. TÜRKĠYE’DE ORTA SINIFIN ÖZELLĠKLERĠ
GeliĢmiĢ ülkelerde, hizmet ve tüketimin ağırlık kazandığı bir postmodern47 tüketim kültürünün
içine girildiği bilinmekle birlikte, söz konusu dönemde, harcama kolaylıkları, boĢ zaman
tüketimi, kültürün popülerleĢmesi, sembolik ve hazcı tüketimler ön plana çıkmaktadır
(OdabaĢı, 2013: 45). Postmodern dönemde toplum, üyelerini, tüketiciler olarak değerlendirme
ihtiyacındadır (Bauman, 2012: 84). Tüketimin ağırlık kazanmasıyla, tüketim davranıĢlarıyla
toplumu etkileme gücüne sahip orta sınıf tüketiciler izlenir olmuĢtur. Zira, toplumsal sınıf ve
toplumsal roller, bireyin hangi kimlikle yaĢaması ve neleri yapması gerektiğini belirleyen
önemli etkenlerdendir (OdabaĢı, 2013: 146). Pazarlama yöneticileri, insanların ait oldukları
sosyal sınıfa göre benzer satın alma davranıĢı sergilemeleri nedeniyle sosyal sınıflarla
ilgilenmektedir (Eser vd., 2011: 296). Pazarlama yöneticileri, her sosyal sınıftaki insanın
yaĢam görüĢünü ve çeĢitli davranıĢlarını belirleyebilirse, hedef pazarın yapısına uygun
pazarlama
stratejilerini
daha
sağlıklı
geliĢtirir
(Yükselen,
2013:
125).
ÇalıĢmanın ilgili kısmında, öncelikle pazarlama bakıĢ açısından orta sınıfların kullanımına yer
verilmektedir. Sonrasında, Türkiye‟deki orta sınıf büyüklüklüklerine iliĢkin farklılıklara, orta
sınıfın ekonomiyle iliĢkisine yer verilmektedir. Son olarak ise, orta sınıf özelliklerinin
pazarlama bakıĢ açısından anlaĢılabilir kılınmasına yardımcı olan Buzdağı Modeli‟nden
(ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a) yola çıkılarak, Türkiye orta sınıf tüketicilerinin özellikleri
incelenmektedir.
4.1. Pazarlama BakıĢ Açısından Orta Sınıfların Kullanımı
Orta sınıf konusu, sosyoloji ile birlikte iktisat, uluslararası iliĢkiler, antropoloji, tarih,
pazarlama, iĢletme vb. çeĢitli disiplinler tarafından da önem verilen bir konu olmuĢtur. Sınıfsal
analizlerin pazarlama bilim dalıyla etkileĢime geçmesiyle birlikte seneler içerisinde, tüketim
sosyolojisi, pazarlama sosyolojisi gibi kavramlar ortaya çıkmıĢtır.
Orta sınıflar, kendilerini daha alt sınıflardan farklılaĢtırmak için üst-sınıf tüketim stillerine
özenmektedirler (Kravets ve Sandıkçı, 2014: 127); belirtilen yönüyle orta sınıflar, pazarlama
47
Postmodern kavramını, Giddens, “geçmodern”; Beck, “ikincimodern”; Balandier, “sürmodern” olarak
isimlendirir (Bauman, 2012: 84).
86
bilim dalının ilgisini çekmektedirler. Fakat böyle bir durum söz konusu olduğunda, üst sınıflar
da kendilerini farklılaĢtırmak adına tüketim stillerini değiĢtirir. Pazarlamacıların sosyal
sınıflarla ilgilenmelerinin bir diğer nedeni de belirli bir sosyal sınıf içerisindeki insanların
benzer satın alma davranıĢı gösterdiğinin düĢünülmesidir. Neticede, sosyal sınıflar, tüketim
tercihleri, harcama ve tasarruf eğilimleri, marka bağımlılıkları, medya alıĢkanlıkları, giyim, ev
dekorasyonu, boĢ zamanlarda yapılan faaliyetler, otomobiller vb. gibi alanlarda farklı ürün ve
marka tercihleri gösterirler (Kotler ve Armstrong, 2010: 164). Ġstikrarlı tüketim
alıĢkanlıklarına sahip bir hedef kitleye sahip olmak isteyen pazarlama departmanları, orta
sınıfı yakından takip etmektedir (Turkishtime, 2013: 16). Orta sınıfın incelenmesi, iĢletmelere,
ürün portföyü yönetimi, konumlandırma stratejileri, pazar bölümlendirme, pazarlama karması
adaptasyonu kararlarında yardımcı olur (Kotler ve Armstrong, 2010: 164; Kravets ve
Sandıkçı, 2014: 125). Meslek, eğitim, sahiplik, gelir, miras gibi sosyoekonomik faktörlerden
etkilenen sosyal konumlar (üst, orta, alt sınıf), eĢsiz davranıĢlara (tercihler, satın almalar,
tüketim, iletiĢim) yol açar (Hawkins vd., 2007: 135). Pazarlamacılar, orta sınıflara, sınırlı
olarak daha düĢük fiyatlı lüks mallar sunabilir; istek uyandıran markalamayı (aspirational
branding) kullanabilir; fısıltı pazarlaması (buzz marketing) araçlarını doğru kalabalığa
ulaĢmada kullanabilir; seçkin kimseleri iĢe alarak onları fısıltı ajanları yapabilir ve böylelikle
son moda tarzda giyinen bu kimseler sayesinde markaların yeni koleksiyonlarının yayılımını
sağlayabilirler (Fulton vd., 2014: 12). Ayrıca iĢletmeler, prestij ve statü değerlerini artırmak
için ünlüleri kullanabilir; az sayıdaki mağazalarla seçimli dağıtım yapabilir; yerel davranıp
küresel olabilirler; ağızdan ağıza pazarlamayı ve sosyal medyayı kullanabilirler (Fulton vd.,
2014: 13).
Yükselen pazar ekonomilerinde ihtiyaçları tam anlamıyla anlaĢılamayan ve karĢılanamayan
yeni bir orta sınıfın devam etmekte olan yükseliĢi söz konusudur. Economist‟in 2008 yılında
yöneticilerle gerçekleĢtirdiği “Rakiplerin Önünde: Yükselen Pazarlarda BaĢarılı Olmak” isimli
çalıĢmada, tüm dünyada farklı lokasyonlardaki 48 çeĢitli iĢletmelerin geçmiĢ yıllara nazaran
Ģimdilerde hedef pazarlarında orta sınıfa öncelik vermeye baĢladıkları görülmektedir (Watson,
2008: 67). Orta sınıfı dikkate alan iĢletmelerin yükselen pazarlarda yer alan Ģehirlerde hizmet
48
ÇalıĢmadaki iĢletmeler, Çin, Hindistan, Tayland, Türkiye, Polonya, Rusya, Brezilya, ġili, Meksika, Mısır,
Suudi Arabistan, BirleĢik Arap Emirlikleri, Angola, Nijerya, Güney Afrika‟dan seçilmiĢtir.
87
verirken, göz önünde bulundurması gerekenler ise, beĢ maddede özetlenebilir (Jin vd., 2010:
15):
1. Yükselen pazarlardaki Ģehirlerin ölçeğinin ve hızının, eĢi benzeri görülmemiĢtir.
Dolayısıyla, iĢletmeler hızlı hareket etmelidir. Çünkü birçok tüketici, marka tercihlerini
Ģekillendirmenin başlangıç aĢamasındadır. Tüketiciler gelir merdiveninde üste çıktıkça en
güçlü konuma sahip ve en çekici ürünleri sunan iĢletmeler kazanacaktır.
2. Yükselen pazarlardaki tüketici talebini yakalamak, oldukça yüksek sayıdaki her Ģehirle tek
tek ilgilenmeyi gerektirecektir.
3. Yerel yaĢam çevresi (örneğin, belirli bir alanın tipik özelliği olarak barınma türü) yaĢam
tarzlarını biçimlendirir ve satın alma davranıĢı ile tüketim eğilimlerini etkiler. Örneğin Çin‟de
kentli bir mutfakta, kapuçino makinesi yerine soya sütü makinesi olacaktır.
4. Hareketlilik farklılıkları, satın alma davranıĢını etkiler. Dar veya kötü biçimde asfaltlanmıĢ
yollar, büyük Ģehirlerde hareketliliği kısıtlayan bir trafik sıkıĢıklığına neden olmaktadır.
Genellikle kiĢiler, sık gerçekleĢtirdikleri alıĢveriĢlerde, mahalle mağazalarını tercih ederler.
5. Tüketiciler birçok yöneticinin hayal edebileceğinden hızlı biçimde “bağlan”maktadır.
Ġnternet kullanımı giderek artmaktadır. ĠĢletmeler, dijital alıĢveriĢ kanallarına önem
vermelidir.
Yükselen pazarlardaki orta sınıf tüketicilerin gelirlerindeki ve satınalma güçlerindeki hızlı
değiĢiklikler,
farklılaĢtırılmıĢ
pazar
stratejilerinin
ihtiyacını
artıracaktır;
böylelikle
iĢletmelerin, sosyal medya, geodemografik bölümlendirme, lüks markalama, veri analizi, istek
uyandıran markalama gibi konulara yönelmeleri gerekecektir (Fulton vd., 2014: 15). Mey
Ġçki'yi satın alan Diageo'nun Avrupa BaĢkanı Andrew Morgan da “Türkiye'deki marka bilinci
yüksek geliĢen orta sınıfın, kendilerine fantastik büyüme fırsatı sunduğunu” belirtmiĢtir
(Güldağ, 2011). ĠĢletmeler, orta sınıf tüketicilerin neyi satın almaya güçlerinin yeteceğini ve
belirli mal ve hizmetler için ne kadar ödemeye istekli olduklarını tahmin etmek için anlamlı
alternatifler bulmalıdırlar (Song ve Cui, 2009). Belirtilen noktayı, her tüketim grubunda
bulmak önem taĢımaktadır. Fulton vd (2014: 10)‟ne göre, orta sınıf kavramını tanımlamadaki
güçlükler ve orta sınıf içerisindeki altgrupların çeĢitliliği nedeniyle, orta sınıf için kapsamlı bir
pazarlama stratejisi kullanılamayacaktır; belirtilen durumun istisnası ise, Coca Cola gibi
sınıfsız, evrensel mesajlar veren iĢletmelerdir (örneğin, Coca Cola‟nın Dünyaya bir Coca Cola
88
almak istiyorum –I‟d like to buy the World a Coke- kampanyası). Hawkins vd. (2007: 139),
orta sınıfa yönelik iĢletmelerin kullanabilecekleri yukarı doğru bir itme stratejisinden söz
etmektedir. Yazarlara göre, orta sınıfın üst orta sınıfa dahil olma yönünde istekleri vardır; üst
orta sınıf tarafından tüketilen ürünler tercih ederler; orta sınıf ürünler, üst sınıf sembolizminin
yansıtılmasıyla konumlandırılabilirler. Nielsen TGI Türkiye AraĢtırması‟na göre ise,
iĢletmelerin orta sınıflara yönelik gerçekleĢtirdikleri pazarlama stratejileri, aĢağıdaki çizelgede
verildiği üzeredir4950:
Çizelge 4.1. ÇeĢitli ĠĢletmelerin Orta Sınıfa Yönelik Pazarlama Stratejileri
ġirket
BSH
Ford
Citibank
YaĢar Gıda
Grubu
Boyner Grubu
Home Store
Teknik Yapı
Homend
AXA
Zurich Sigorta
Medline Sağlık
VIP Turizm
Bellona
Mondi
King Paolo
VitrA
Coca Cola
Orta Sınıfa Yönelik Stratejisi
MüĢterilerinin yüzde 90‟ını orta sınıf oluĢturuyor. Orta sınıfın ihtiyaçlarını karĢılamak için AR-GE çalıĢmalarına hız
veriyor ve sürekli kampanyalar yapıyor.
Orta sınıfa hitap eden sektörde üst segment otomobillerdeki güvenlik ve konforu sunuyor, otomobil teknolojilerini
demokratikleĢtiriyor.
Üst gelir ile orta sınıf arasında yeni geliĢen bir kitle olduğuna inanıyor ve bankanın uluslararası ağ ve deneyimine dayanan
ürünler geliĢtiriyor.
Farklı kategorilerde orta sınıfın alımının 3‟te 1 arttığı verisiyle alım miktarını arttıracak farklı oranlarda promosyonlar
sunuyor.
MüĢterinin ayağına gidiyor. Bu yıl sonuna kadar orta sınıfa ait semtlerde, toplam 7 mağaza açacak.
Orta sınıfa ürün çeĢitliliği sağlayarak daha uygun fiyatlarla ürün satıyor. Yurtiçinde üretime ağırlık vererek fiyatlarını
yüzde 50 aĢağı çekti.
2012‟de her dört konuttan birinin orta gelir tarafından alınacağı tahmin ediliyor. Ġstanbul Tuzla‟daki Evora Ġstanbul gibi
projeler üretiyor.
Belli bir sınıfa yönelik değil, benzer ihtiyaçlara sahip insanlara ürün geliĢtiriyor. Fiyatlarını da pazarın yüzde 70‟ine, orta
ve üst sınıfa göre belirliyor.
Orta sınıfa katılacakların sigortalanmasında fiyatın öncelikli olacağını öngörerek plan yapıyor. Yatarak tedavi sağlık
sigortalarına odaklanmasının da nedeni budur.
Orta gelirli müĢterilerin banka dağıtım kanalıyla ürün aldığı düĢüncesiyle banka sigortacılığına yatırım yapıyor, orta sınıfa
hizmetlerini sürekli geliĢtiriyor.
Stratejisi, her gelir grubundan hastaya tüm hizmet yaklaĢımıyla ulaĢabilmek ve her zaman eriĢilebilir kurum olmak üzere
Ģekilleniyor.
Orta sınıfa özel „EkoVIP‟ konseptini yarattı. Avantajlı yurtdıĢı tur paketleri ve gizli masraf olmadan tatil yapma imkânı
sunuyor.
Orta sınıfın konfor ve farklı tasarım talebi üzerine, tasarım ve üretimde Ģirket dıĢından hizmet almaya baĢladı. Farklı
beğenilere hitap etmeyi amaçlıyor.
Orta sınıfa yönelik çalıĢan marka, AR-GE çalıĢmalarıyla konsept içerikli ürünler tasarlıyor. Taleplere daha hızlı ve
dinamik yanıt vermeyi hedefliyor.
ÇalıĢan kesimi hedefleyen Ģirket, AR-GE çalıĢmalarıyla klimalı ayakkabı ve deĢarj ayakkabı gibi modellerle bu pazardan
daha büyük pay almak istiyor.
Orta sınıfın ihtiyacına uygun, tasarımcı imzalı seriler hazırlanıyor. YavaĢ kapanan çekmeceler gibi üst segmente yönelik
ürünlerin bazıları orta sınıfa da sunuluyor; örneğin SESYOK isimli yavaĢ kapanan klozet kapağı orta sınıfa sunuluyor. Ev
kredilerine ürünlerini dâhil ettikleri programlar geliĢtiriyorlar. Cazip peĢin ödeme avantajları ve banka kampanyaları
sunuyorlar. Orta sınıfın hayatını kazanmak için çok çalıĢtığından ve bütçesinin değerli olduğundan hareketle dayanıklı
ürünleri uygun kampanyalarla sunuyorlar.
Markalarını tüketicilerle birlikte inĢa ediyor, doğru paketlerde ve uygun fiyatlarda sunmak üzere çalıĢıyor. Piyasaya yeni
soğutucular yerleĢtiriyor, insana yatırım yapıyor. Sokakta, piyasada var olmayı önemsiyor. SatıĢ noktalarını teker teker
faaliyete geçirerek tüketicilerin ürünlere kolayca eriĢebilmelerini sağlıyor.
Kaynak:
Nielsen
TGI
Türkiye
AraĢtırması,
CEO'ların
orta
sınıf
heyecanı,
http://www.capital.com.tr/ceolarin-orta-sinif-heyecani-haberler/23846.aspx; Turkishtime, 2013; Bozer, 2012.
49
VitrA Türkiye‟den olup Turkishtime (2013) dergisinde EczacıbaĢı Yapı Ürünleri Grubu VitrA banyo
pazarlama direktörü Arzu Uludağ Elazığ ile yapılan söyleĢinden alıntılanarak tabloya eklenmiĢtir. Nielsen TGI
Türkiye araĢtırmasından bağımsızdır.
50
Coca Cola, Coca Cola International BaĢkanı Ahmet Bozer (Bozer, 2012) ile yapılan söyleĢiden alıntılanarak
tabloya eklenmiĢtir. Nielsen TGI Türkiye araĢtırmasından bağımsızdır.
89
Yukarıda
verilen
çizelgeye
bakıldığında,
pazarlama
stratejilerinde,
kampanyalar,
promosyonlar, fiyat indirimleri, dayanıklı ürünler, kolay eriĢilebilirlik ve üst sınıfların tüketim
stillerini yakalayan ürünlere yer verildiği görülmektedir.
Literatürde ise, sosyolojik (Ayata, 2007; Karademir, 2009; Rutz ve Balkan, 2010; Balkan ve
Öncü, 2014; Keyder, 2013a, 2013b, 2014) ve tarihi (Karpat, 2009, 2010; Keyman, 2010, 2012,
2014; Kongar, 1999; Laçiner, 2013) bakıĢ açısıyla orta sınıf bağlamında yeni orta sınıfa yer
veren birçok çalıĢma bulunmaktadır. Pazarlama bakıĢ açısıyla yapılan sosyal sınıf çalıĢmaları,
Martineau (1957, 1958); Rich ve Jain (1968); Cunningham vd. (1974); Griffin ve Sturdivant
(1973); Coleman (1983); Williams (2002); Sandıkçı ve Ger (2007); Üstuner ve Holt (2010);
ÇavuĢgil ve KardeĢ (2013b); Kravets ve Sandıkçı (2014)‟nın eserlerinde görebileceğimiz
üzere literatürde oldukça sınırlıyken, orta sınıf üzerine yapılanlar (Sandıkçı ve Ger, 2007;
ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a; Kravets ve Sandıkçı, 2014) ise oldukça azdır. Ölçüm sorunları,
ekonomik istikrar sorunları ve sınıflar ile ilgili araĢtırmaların büyük örneklemler ile yapılması
zorunluluğu nedeni ile maliyetli olmaları, sosyal sınıflar üzerine sınırlı sayıdaki araĢtırmayı
açıklayabilecek güçlüklerdendir (BarıĢ, 2012: 140). ÇavuĢgil ve Guercini (2014) de üst sınıfa
nazaran orta sınıf üzerinde çalıĢmanın zorluğundan bahsederek böylesi bir çalıĢmanın elitlerin
lüks mallarının tedarikçilerinin edindiğinden farklı beceriler gerektiren koordine, standart bir
yaklaĢımı içerdiğini ifade etmektedir.
Sosyal sınıf ve tüketim iliĢkisi ile ilgili çalıĢmaların pazarlama literatürüne giriĢi, Pierre
Martineau (1957) ile baĢlar. Martineau (1957, 1958), pazarlamacıları sosyal sınıf değiĢkeni
üzerine konuĢmaya, makaleler yazmaya teĢvik eder. Dahası, Martinaeau (1958), pazarlamada
gelirin bir davranıĢ göstergesi olarak yaygın biçimde kullanılmasına rağmen, sosyal sınıf
üyeliğinin daha zengin bir anlam sağladığını belirtir ve sınıf üyeliğini tanımlamada tüketim
biçimlerinin, prestij sembolleri olarak kullanıldığından söz eder. Rich ve Subhash (1968),
sosyal sınıf ve yaĢam döngüsünü, alıĢveriĢ davranıĢının yordayıcıları olarak görür. Coleman
(1983) ise,
orta sınıfın ölçümü zor olsa da, pazarlamacıların, tüketici amaçlarının bir
Ģekillendiricisi ve pazar seçiminde bir etkileyici olarak orta sınıfın öneminin olup olmadığını
veya varsa öneminin nasıl olduğunun sürekli kaydını tutmaları gerektiğini belirtir. Sandıkçı ve
Ger (2007), üst orta sınıf muhafazakâr kadınların tüketim davranıĢlarını incelerken; Üstuner ve
90
Holt (2010), dinselliğin etkisini kontrol etmek adına üst orta sınıf seküler kadınların tüketim
davranıĢlarını inceler. ÇavuĢgil ve KardeĢ (2013a), yükselen pazarlar için Orta Sınıf Puan
Kartı (Middle Class Scorecard) geliĢtirmiĢlerdir. ÇavuĢgil ve KardeĢ (2013a), orta sınıf
kavramının yavaĢlatıcıları (inhibitörleri)51, öncülleri52 ve sonuçlarına53 değinir. Yazarlara göre,
artan ücretler, [vergiler sonrası elde edilen gelirle oluĢan] önemli bir harcanabilir gelire
(disposable income), harcanabilir gelir de keyfi tüketime (discretionary consumption) yol
açacaktır. ÇavuĢgil ve KardeĢ (2013a), çalıĢmalarında, yükselen pazarlar için varlıklı
(affluent- üst orta) ve kitlesel (mass- alt orta) sınıfa iĢaret ederler. Kravets ve Sandıkçı (2014)
ise, yeni orta sınıfın modayla iliĢkili tüketimlerinde formülsel yaratıcılık adını verdikleri bir
tüketim modunu kullandıklarını ileri sürer. Belirtilen kavram, esasında, Giorgio Armani‟nin
“moda bitti” sözünü açıklar niteliktedir; insanlar artık kendisini bir modacıya teslim etmek ya
da moda diye bir Ģeyi üzerlerine geçirmek yerine, bir yerden aldıkları eteği bir baĢka
modacının bluzuyla tamamlayabilmektedir (OdabaĢı, 2013: 171).
Son yıllarda orta sınıf konusu, uluslararası pazarlama kitaplarında (ÇavuĢgil vd., 2014)
yükselen pazarlar konusunda yer almaya baĢlamıĢtır; fakat detaylı bilgilere yer
verilmemektedir. Diğer pazarlama (Wright, 2006; Eser vd., 2011; Yükselen, 2013: 125;
AltınbaĢak vd., 2008: 149; Torlak ve AltunıĢık, 2009: 119; Armstrong vd., 2003; OdabaĢı ve
BarıĢ, 2014; Solomon, 2015) kitaplarında orta sınıfın kullanımı, tüketici davranıĢını etkileyen
belirleyicilerden kültürel değiĢkenler (bazı kitaplarda sosyal faktörler altında kültür
konusunda, bazı kitaplarda ise sosyokültürel faktörler baĢlığında) içerisinde yer alan sosyal
sınıfın alt baĢlığı olarak yer almaktadır. Dahası sosyal sınıf, pazar bölümlendirme ile
iliĢkilendirilmektedir. Dolayısıyla, sosyal sınıf, psikografik bölümlendirme (yaĢam tarzı
bölümlendirmesi) içerisinde yer alır (Eser vd., 2011: 237). Örneğin, besin maddeleri ve alkollü
içkilerde satın alma davranıĢlarında sosyal sınıfa göre pazar bölümlendirme önemli olmasına
rağmen ev eĢyası satın almada gelire göre pazar bölümlendirme önemli olmaktadır (Oluç,
1991‟den Aktaran, Eser vd., 2011: 296). Bazı pazarlama kitaplarında (Eser vd., 2011; OdabaĢı
ve BarıĢ, 2014), sosyal sınıf içerisinde sosyo-ekonomik statü anlatılır. Yine, pazarlama
kitaplarında, sıklıkla Mehmet Oluç‟un 1987 yılında Pazarlama Dünyası Dergisi‟nde
51
Ġnhibitörler; kaynaklar, çevre ve demografidir.
Öncüller; pazarların serbestleĢmesi, reformlar, üretkenlik, politik istikrar, küreselleĢme, teknolojideki
geliĢmeler (iletiĢim, ulaĢım, vb.)dir.
53
Sonuçlar; iĢletmelerin ve ekonominin dönüĢümünü, toplumsal, politik ve kültürel dönüĢümünü (demokrasi,
politik bilinç, Ģeffaflık, eğitim ve sağlık hizmeti, kent tasarımı, çevre, gelir eĢitsizliği vb.) içerir.
52
91
yayımladığı ''Sosyal Sınıflar (Sosyal Katmanların) Pazarlama Açısından Önemi'' isimli
makalesine, Warner‟ın “Statü Özellikleri Endeksi”ne ve Coleman‟ın 1983 yılındaki “The
Continuing Significance of Social Class in Marketing (Pazarlamada Sosyal Sınıfın Devam
Eden Önemi)” isimli makalesine sıklıkla atıf vardır.
4.2. Orta Sınıfın Büyüklüğü
Uzman, yönetici ve idareci konumundaki meslekler geliĢtiğinden, sanayileĢmiĢ pek çok ülkede
bugün orta sınıf, nüfusun büyük bir bölümünü oluĢturmaktadır ve orta sınıflar, genellikle
yaĢamlarını kazanmak için zihinsel ve fiziksel iĢ güçlerini satmaya izin veren eğitime ve
teknik bakımdan belirli niteliklere sahip olan bireylerden oluĢur (Giddens, 2005: 304). Pazar
araĢtırmasının erken aĢamalarında, yöneticilerin pazar potansiyelini tahmin etmede
inceledikleri kiĢi baĢına düĢen milli gelir ve pazar potansiyeli göstergelerinin yanısıra önemli
istatistiklerden birisi de sözü geçen orta sınıfın büyüklüğüdür (ÇavuĢgil vd., 2012). Çizelge
4.2.‟de, çeĢitli çalıĢmalarda verilen Türkiye‟nin orta sınıf büyüklükleri belirtilmektedir. Söz
konusu çalıĢmalarda, Türkiye‟de orta sınıfın büyüklüğü farklı hesaplanmıĢtır.
Çizelge 4.2. Türkiye için orta sınıfın büyüklüğüne yer veren çalıĢmalardan örnekler
Yazar(lar), Yıl
GerçekleĢen (%), Yıl
Beklenen (%),Yıl
Yılmaz, 2007
45, 2007
---
Jin vd., 2010
44, 2010
59, 2015
Ipsos KMG, 2012
59, 2012
---
Ward ve Neumann, 2012
60, 2011
---
TÜAD, 2012
22, 2012
---
Cavusgil vd., 2012
---
44, 2009
Turkishtime, 201354
---
30, 2018
Azevedo ve Atamanov, 2014
41, 2011
---
Dünya Bankası‟nın raporuna göre (Azevedo ve Atamanov, 2014: 10), 2002 - 2011 arasındaki,
Türkiye‟deki orta sınıf değiĢimini izlemek için aĢağıdaki Ģekle yer verilmiĢtir:
54
Nüfus artıĢ hızı tahmini yüzde 0,8 olarak alındığında orta sınıf hanelerin sayısının 2018 yılında 4,7 milyon
civarında olacağı yani Türkiye‟deki hanelerin % 30‟unu oluĢturacağı düĢünülmektedir (Turkishtime, 2013). Bu
açıdan bakıldığında orta sınıfın büyümesi, ekonomik büyümenin yanısıra nüfusun büyümesi ile de yakından
iliĢkilidir.
92
ġekil 4.1. Türkiye‟deki yoksul nüfus, kırılgan nüfus ve orta sınıf, 2002 - 2011 (%)
Kaynak: Azevedo ve Atamanov, 2014: 10
Yazarlara göre, 2002 yılında % 21‟i oluĢturan orta sınıfın, 2011 yılında iki katına çıkarak %
41‟e ulaĢtığı görülmektedir. 2002 - 2011 arasında, yoksul grubun % 40‟ı kırılgan gruba
geçerken; yoksul grubun % 20‟si ve kırılgan grubun % 40‟ı orta sınıfa geçmiĢtir. 2002-2011
zaman diliminde, orta sınıfın sadece % 6‟sı, yoksul gruba geçmiĢtir. Orta sınıf, belirtilen
çalıĢmada, satınalma gücü paritesine göre kiĢi baĢına tüketimi 10 dolar üzerinde olanlardır.
Tüketim harcamalarının toplamı, hanehalklarının gıda, giyim, kamu hizmetleri, ulaĢım, eğitim,
iletiĢim, gezi, boĢ zaman etkinliği, diğer harcamalar, sağlık, kira ve zorunlu mal
harcamalarıdır. Aynı çalıĢmada, kiĢi baĢına gelir, yetiĢkinlerin payı (15 yaĢ ve üzeri) ve
yetiĢkin baĢına gelir ile hesaplanır. YetiĢkin baĢına gelir, yetiĢkin baĢına emek geliri (iĢ sahibi
yetiĢkinlerin payı ve iĢ sahibi yetiĢkin baĢına emek geliri) ve yetiĢkin baĢına emeksiz gelir
(yetiĢkin baĢına maaĢ, yetiĢkin baĢına transferler, yetiĢkin baĢına para transferleri, yetiĢkin
baĢına diğer) ile hesaplanır.
4.3. Orta Sınıf ve Ekonomi
Güçlü bir orta sınıfa sahip ülkelerin güçlü ekonomileri olacağı ifade edilmektedir. Orta sınıfın
geliĢmesinin temel nedeni, ekonomik büyüme ya da bireylerin ekonomik büyüme yönünde
taĢıdıkları algılar olmakla birlikte kendi gelirlerinde gözle görülen bir artıĢ yakalayan ya da
ekonomiye güven duyduğu için geleceğe borçlanarak tüketim yapısını değiĢtiren tüketiciler,
orta sınıfın dinamik kesimini oluĢturmaktadır (Turkishtime, 2013). Orta sınıfın yükselmesi,
93
her zaman makroekonomik değiĢiklikler sonucunda olur (Kravets ve Sandıkçı, 2014: 128).
Ernst & Young‟ın raporuna göre, orta sınıfa terfi etmenin ekonomik büyümeyle en önemli
iliĢkisi, orta sınıfı tanımlayan gelir düzeylerine ulaĢılmasının tüketim seviyesi ve
alıĢkanlıklarını etkilemesi olup tüketimin kazandığı ivme ile ekonomik büyüme tetiklenerek
daha fazla kiĢi orta sınıf eĢiğini geçmektedir; yani olumlu bir döngü oluĢmaktadır; fakat diğer
taraftan ülkelerin içinde orta sınıfa atlayanlar ve atlayamayanlar arasındaki gelir uçurumunun
artacağı beklentisi dikkat çekmektedir (Ercan, 2013). Günümüzde, uluslararasında artıp
ulusların kendi için sabit kalan veya azalan eĢitsizlikten, uluslararasında azalıp ulusların kendi
içinde artan eĢitsizliğe geçiĢ trendi gözlemlenmektedir (Bauman, 2013: 15).
Ekonomik büyüme oranlarına bakıldığında, Dünya Bankası‟na göre Türkiye, dünyanın 18.
büyük ekonomisine sahip ülkesi olup 2012 yılı itibariyle yıllık gayrisafi yurt içi hasılası 789,3
milyar dolardır, belirtilen rakamın % 9,14‟ü tarım, % 27,88‟i sanayiiden (aynı rakam
içerisinde % 18,59‟luk kısım imalat sanayiine 55 aittir), % 62,98‟i hizmetler sektöründen
gelmektedir (The World Bank, World Development Indicators, 2013). Satınalma gücü paritesi
yöntemiyle gayri safi yurtiçi hâsıla hesaplamasına bakıldığında, 2000 - 2012 arasında satın
alma gücü paritesinde ve aynı zamanda, kiĢi baĢına reel gayri safi yurtiçi hasılada artıĢ
gözlemlenmektedir (OECD, 2013). Türkiye ekonomisi 2013 yılında Orta Vadeli Program‟da
(2014 - 2016) belirtilen % 3,6‟lık gerçekleĢme tahmininin üstünde % 4 oranında büyümüĢtür.
IMF, Türkiye‟nin 2014 yılında % 2,3 oranında büyüyeceğini tahmin etmektedir. Aynı yıl Çin
% 7,7, Hindistan % 4,4 büyümüĢtür. 2014 - 2016 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programın
temel amacı; potansiyel büyüme hızına ulaĢmak, cari iĢlemler açığını daha da azaltmak,
enflasyonu düĢürmek, kamu mali dengelerini iyileĢtirmek ve böylece makroekonomik ve
finansal istikrarı güçlendirmektir. 2013 yılı cari fiyatlarla GSYH, 820 milyar dolar olup kiĢi
baĢına gayrisafi yurtiçi hâsıla 10.782 dolardır; satın alma gücü paritesine göre milli gelir
18.000 doları aĢmıĢtır. Türkiye; Rusya, Almanya, Ġngiltere ve Fransa‟dan sonra Avrupa‟daki
5. büyük iĢgücüne sahip ülkedir
(Ekonomi Bakanlığı, 2014). 2013 tahminiyle Türkiye,
gayrisafi yurtiçi hasıla sıralamasında IMF verilerine göre, dünyada 17. olup (Cari fiyatlarla,
821,80 milyar dolar), dünya GSYH‟ndeki payı % 1,12‟dir, kiĢi baĢına GSYH sıralamasında
55
Ġmalat sanayii katma değeri: gıda, meyve suları ve tütün; tekstil ve giyim sanayii; makine ve ulaĢtırma sanayii;
kimya sanayii ve diğer imalat sanayiinden oluĢmaktadır (World Bank, World Development Indicators, 2013).
94
66.dır (10.744,70 ABD doları, cari fiyatlarla); Dünya Bankası verilerine göre ise sıralamada
17., dünya GSYH‟ndeki payı ise % 1,10‟dur, 2012 tahminiyle kiĢi baĢı GSYH sıralamasında
57. (10.666,06, cari fiyatlarla ABD doları)‟dir (IMF World Economic Outlook Database,
2013; World Development Indicators, 2013).
Türkiye‟de iĢsizlik oranı 2013 yılında % 9,7, iĢgücüne katılma oranı % 50,8‟dir. Ġstihdamın %
50‟si hizmet, % 26,4‟ü sanayi, % 23,6‟sı tarım sektöründedir (Hanehalkı iĢgücü araĢtırması,
2013). Toplam istihdam sıralamasında 14. olan Türkiye‟de 2012 yılında 24,82 milyon kiĢi
istihdam edilmiĢ, toplam istihdamın nüfus içindeki payı ise % 33,16‟dır (IMD World
Competitiveness Yearbook 2013). 2011 yılında kamu istihdamının toplam istihdama oranı %
12,77; iĢgücü verimliliği 24,25 dolardır (IMD World Competitiveness Yearbook 2013, IMD
World Competitiveness Database). ĠĢ yapma kolaylığına bakıldığında ise, bir iĢletme açma
süresi, Türkiye‟de sadece 6 gün sürmekteyken, kalifiye iĢgücüne eriĢim imkânı 10 üzerinden
6,2‟dir (Ekonomi bakanlığı, 2014).
Çizelge 4.3. Ekonomik Göstergeler, Türkiye
Yıll
ar
GSYH
Cari
fiyatla
rla,
Milyar
Dolar
KiĢi
BaĢı
GSYH
Cari
fiyatla
rla,
Milyar
Dolar
200
2
200
3
200
4
200
5
200
6
200
7
200
8
200
9
201
0
201
1
201
2
232,5
3.522,
8
4.531,
1
5.790,
6
7.044,
1
7.650,
7
9.216,
5
10.272
,5
8.529,
8
10.015
,3
10.477
,0
10.526
,8
303,0
392,2
483,0
530,9
647,1
730,3
614,6
731,1
774,8
788,3
Mal
ihracatı
nın
GSYH‟
ya
oranı(
%)
Mal
ithalatı
nın
GSYH
‟ya
oranı(
%)
Cari
ĠĢlemler
Dengesi
nin
GSYH‟
ya oranı
(%)
ĠĢsizl
ik
oranı
(%)
15,51
22,17
-0,3
15,59
22,88
-2,5
16,11
24,87
-3,6
8,4
15,21
24,18
-4,4
6,9
16,11
26,29
-6,0
4,7
16,58
26,28
-5,8
0,7
18,08
27,65
-5,5
-4,8
16,62
22,93
-2,0
9,2
15,58
25,38
-6,2
8,8
17,41
31,09
-9,7
10,3
3
10,5
0
10,2
5
10,5
9
10,2
1
10,2
4
10,9
5
14,0
3
11,8
9
9,79
2,2
19,34
30,01
-6,1
9,21
Reel
GSYH
(Yıllık
%
DeğiĢ
me)
Genel
Devlet
Brüt
Borç
Stokun
un
Gsyh‟
ya
Oranı(
%)
74,00
Uluslara
rası
Yatırım
Durumu
(
Fark) /
Gsyh
Kamunun
tüketimi/G
SYH
Özel
tüketim/G
SYH
Yurtiçi
tasarruf
lar
-37,1
12,73
68,02
17,35
67,70
-34,8
12,20
71,25
15,10
59,61
-32,8
11,95
71,29
15,77
52,71
-36,2
11,79
11,79
15,55
46,52
-39,1
12,33
70,52
16,06
39,91
-48,4
12,79
71,31
15,23
39,99
-27,0
12,80
69,85
16,25
46,07
-44,9
14,70
71,47
12,96
42,34
-49,3
14,34
71,69
13,31
39,14
-41,5
13,93
71,19
13,86
36,18
-52,8
14,85
70,23
14,01
Kaynak: IMF-IFS Yearbook, 2013; World Economic Outlook Database, 2013, Kalkınma Bakanlığı, 2013.
95
Ernst & Young‟ın raporunda, 2030 yılı itibariyle gelir düzeyi bazında iki ayrı dünya (kiĢi
baĢına geliri, 25 bin dolar civarında olan geliĢmiĢ ülkeler ve kiĢi baĢına geliri 2 ile 5 bin dolar
arasında değiĢen geliĢmekte olan ülkeler) görüntüsünün ortadan kalkacağı ve kiĢi baĢına
gelirlerin birbirine yaklaĢacağı tahmin edilmekte olup söz konusu değiĢime paralel olarak
geliĢmekte olan ülkelerde orta sınıf isimli sosyoekonomik grubun büyüyeceği ve gelirini
artıracağı öngörüsünde bulunulmaktadır (Ercan, 2013). Ülkelerin sanayileĢmelerinde insan
gücü kaynaklarının geliĢip geliĢmediği hakkında beyaz yakalı yeni orta sınıflar gerek sayı ve
gerek nitelik olarak dikkati çekmektedir (Erkal, 2009: 10). Beyaz yakalılar, sanayileĢmeye
paralel olarak önem kazanan ve orta sınıfları yaygınlaĢtıran ve kalabalıklaĢtıran bir sosyal
gruptur (Erkal vd., 1997: 26). Ercan (2013)‟a göre orta sınıfın yükseliĢi, ülkeler arası kiĢi
baĢına milli gelir farklılıklarını ortadan kaldırırken, ülkelerin içindeki gelir uçurumları
Ģiddetlenebilecektir.
Ekonomik krizler, toplumların yaklaĢık % 60‟lık kesimini oluĢturan orta sınıfları derinden
etkileyebilmektedir. Bugün itibariyle baktığımızda, tüketimdeki azalmanın, toplam talebin
düĢmesinin, sanayi üretiminin gerilemesinin ve nihayet iĢsizliğin patlamasının önemli
nedenlerinden birisinin dünya tarihinin en büyük finansal ve küresel krizinden (2008 krizi) en
derin haliyle orta sınıfın etkilenmesinin, önemli bir kısmının iĢini ya da iĢyerini
kaybetmesinin, bir kısmının daha düĢük ücret ile varlığını devam ettirmeyi kabullenmesinin ve
tüm bunlara bağlı olarak da satın alma gücünü ve kabiliyetini kaybetmesinin çok önemli bir
rolü vardır (Büyükuslu, 2011). Çizelge 4.4‟e göre orta sınıflar, Türkiye‟nin ikinci, üçüncü ve
dördüncü yüzde 20’lik kısımlarını oluşturmaktadır (Bozkurt, 2011; Erdem, 2010: 293). 2013
yılı itibariyle belirtilen dilimlerin, toplam gelirden aldıkları pay, % 47,3‟tür. Hanehalkı toplam
kullanılabilir geliri, hanedeki fert sayısını dikkate alarak bireysel gelire dönüĢtürülmektedir.
Kısaca, eĢdeğerlik ölçeği kullanılarak aslında her bir hanehalkı büyüklüğünün, kaç yetiĢkine
eĢdeğer olduğu tespit edilmekte ve hanehalkı toplam kullanılabilir geliri eĢdeğer hanehalkı
büyüklüğüne bölünerek, her bir hanehalkı için “bireysel eĢdeğer gelir (fert baĢına düĢen
eĢdeğer gelir)” hesaplanmaktadır; söz konusu gelir, hanehalkında bulunan tüm fertlere
kaydedilmektedir (TÜĠK, 2008).
96
Çizelge 4.4. EĢdeğer Hanehalkı Kullanılabilir Gelire Göre Sıralı Yüzde 20‟lik Gruplar
Ġtibarıyla Yıllık EĢdeğer Hanehalkı Kullanılabilir Gelirin Dağılımı (Türkiye) 56
Yüzde 20‟lik fert grupları
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
Toplam
Ġlk %20(*)
Ġkinci %20
Üçüncü %20
Dördüncü %20
Son %20(*)
Yüzde
100,0
5,1
9,9
14,8
21,9
48,4
Ortalama (TL)
6 395
1 615
3 157
4 727
6 989
15 487
Medyan (TL)
4 702
1 666
3 146
4 702
6 899
12 264
Yüzde
100,0
5,8
10,6
15,2
21,5
46,9
Ortalama (TL)
8 050
2 340
4 251
6 121
8 675
18 870
Medyan (TL)
6 082
2 440
4 242
6 084
8 604
14 544
Yüzde
100,0
5,8
10,4
15,2
21,9
46,7
Ortalama (TL)
8 372
2 427
4 342
6 347
9 185
19 560
Medyan (TL)
6 328
2 523
4 354
6 329
9 059
15 637
Yüzde
100,0
5,6
10,3
15,1
21,5
47,6
Ortalama (TL)
9 396
2 617
4 832
7 083
10 085
22 368
Medyan (TL)
7 044
2 730
4 815
7 044
9 939
17 690
Yüzde
100,0
5,8
10,6
15,3
21,9
46,4
Ortalama (TL)
9 735
2 841
5 151
7 457
10 658
22 573
Medyan (TL)
7 429
2 924
5 131
7 429
10 511
17 927
Yüzde
100,0
5,8
10,6
15,2
21,7
46,7
Ortalama (TL)
10 774
3 129
5 698
8 178
11 693
25 172
Medyan (TL)
8 139
3 247
5 692
8 139
11 533
20 039
Yüzde
100,0
5,9
10,6
15,3
21,7
46,6
Ortalama (TL)
11 859
3 468
6 301
9 055
12 850
27 624
Medyan (TL)
9 030
100,0
3 619
6,1
6 294
10,7
9 030
15,2
12 772
21,4
22 042
46,6
13 250
4 016
7 076
10 080
14 193
30 889
10 024
4 188
7 080
10 024
14 000
24 726
Yüzde
Ortalama (TL)
Medyan (TL)
Kaynak: TÜĠK, Gelir ve YaĢam KoĢulları AraĢtırması, 2006-2012
56
Çizelgedeki rakamlar, yuvarlamadan dolayı toplamı vermeyebilir. Gelirlerin referans dönemi bir önceki takvim
yılıdır. Fertler eĢdeğer hanehalkı kullanılabilir gelirlerine göre küçükten büyüğe doğru sıralanarak 5 gruba
ayrıldığında; "ilk yüzde 20'lik grup" geliri en düĢük olan grubu, "son yüzde 20'lik grup" ise geliri en yüksek olan
grubu tanımlamaktadır.
97
Gini katsayısı, bir gelir dağılımının, mutlak eĢitlik veya mutlak eĢitsizliğine ne derece yakın
olduğunu göstermeye yarayan bir ölçüdür; belirtilen katsayı sıfıra yaklaĢtıkça gelir dağılımı
mutlak eĢitliğe yönelir, 1‟e doğru gittikçe gelir dağılımı mutlak eĢitsizliğe yaklaĢmıĢ olur
(Seyidoğlu, 2002: 231). AĢağıdaki çizelgeden de görüleceği üzere, 2006 yılında 0,428 olan
Gini katsayısı, 2013 yılında 0,40‟a gerilemiĢtir.
Çizelge 4.5. EĢdeğer Hanehalkı Kullanılabilir Gelire Göre Gini Katsayısı (Türkiye, Kent, Kır,
ĠBBS, 1. Düzey)
Gini katsayısı
2007
2008
0,406
0,405
Türkiye
2006
0,428
2009
0,415
2010
0,402
2011
0,404
2012
0,402
Kent
0,415
0,394
Kır
0,406
TR1 Ġstanbul
2013
0,395
0,405
0,389
0,394
0,391
0,375
0,378
0,380
0,379
0,385
0,377
0,375
0,346
0,362
0,363
0,373
0,371
0,384
0,392
TR2 Batı Marmara
0,350
0,321
0,331
0,361
0,360
0,365
0,356
0,337
TR3 Ege
0,426
0,376
0,387
0,381
0,387
0,397
0,382
0,370
TR4 Doğu Marmara
0,392
0,393
0,335
0,368
0,341
0,326
0,344
0,322
TR5 Batı Anadolu
0,413
0,379
0,402
0,408
0,367
0,374
0,369
0,396
TR6 Akdeniz
0,421
0,418
0,387
0,403
0,397
0,404
0,407
0,399
TR7 Orta Anadolu
0,342
0,328
0,339
0,395
0,362
0,366
0,360
0,342
TR8 Batı Karadeniz
0,372
0,360
0,366
0,382
0,348
0,335
0,338
0,331
TR9 Doğu Karadeniz
0,378
0,346
0,365
0,359
0,327
0,327
0,309
0,315
TRA Kuzeydoğu Anadolu
0,381
0,405
0,436
0,407
0,404
0,390
0,393
0,398
TRB Ortadoğu Anadolu
0,404
0,397
0,405
0,415
0,417
0,427
0,386
0,373
TRC Güneydoğu Anadolu
0,396
0,366
0,400
0,392
0,365
ĠBBS, 1. Düzey
0,395
0,411
0,404
0,396
0,375
0,380
Türkiye
P80/P20 - S80/S20
9,5
8,1
8,1
8,5
8,0
8,0
8,0
7,7
Kent
Kır
8,6
8,3
7,5
6,8
7,9
7,2
7,3
7,1
7,4
7,4
7,2
7,2
7,2
6,5
7,5
6,9
Kaynak: TÜĠK, Gelir ve YaĢam KoĢulları AraĢtırması, 2006 - 2012
Türkiye açısından bakıldığında, orta sınıfın ekonomik kaynağını oluĢturan iki önemli unsur
banka kredileri ve kredi taksitleri olmaktadır. Turkishtime (2013)‟a göre, orta sınıf banka
kredisi kullanımında tedbirlidir. En önemli kredi gruplarından birisi konut kredileridir.
AraĢtırma sonucuna göre orta sınıfın % 70‟e yakınının ev sahibi olduğundan yola çıkılarak
kredilere gösterilen ilgi dikkat çekicidir. 2003 yılında verilen konut kredilerinin tamamı 506
milyon TL iken, 2012 yılında söz konusu rakam, 85 milyar TL‟ye çıkmıĢtır. Benzer biçimde
aynı oranda olmasa da, araĢtırmaya göre, taĢıt kredilerinde de artıĢ gözlenmiĢtir. 2006 yılında
98
taĢıt kredileri 6,2 milyar TL iken 2012 yılında belirtilen rakam, 8 milyar TL‟nin üzerine
çıkmıĢtır.
Kredi kartlarının ise toplam hacmi, 2003 yılında 7 milyar TL iken; 2012 yılında belirtilen
rakam 58,3 milyar TL‟dir. Taksitli kredi kartlarının hacmi ise 2005 yılında toplam 4,6 milyar
TL iken; 2012 yılında söz konusu rakam 45 milyar TL‟ye çıkmıĢtır (Turkishtime, 2013).
Yılmaz (2012)‟ın araĢtırmasına göre de, katılımcıların % 41,6‟sının kendi kullandığı bir kredi
kartı vardır. Özetle, Türkiye‟de hanehalkı kazanmadığını tüketmektedir (Demirezen, 2015:
21). Yakın zamanda BDDK‟nin tüketicileri tasarrufa yöneltme, harcamaları kontrol altına
alma ve borçlanmayı azaltma amacıyla yaptığı kredi kartı taksitlerini sınırlandırması
sonucunda, orta sınıfın tüketimini ne denli etkileyebileceği de ayrı bir tartıĢma konusudur57.
Dahası, dönemin TÜSĠAD baĢkanı Ümit Boyner, Orta Vadeli Program‟ı değerlendirirken,
dolaylı vergilerin, toplum vergilerinin büyük bir bölümünü oluĢturmasının, özellikle düĢük
gelir gruplarının zarar görmesine, vergi adaletinin olumsuz etkilenmesine neden olduğunu
belirterek, belirtilen eğilimin orta sınıf üzerine etkisine yer vermiĢtir (Bozkurt, 2011).
4.4. Orta Sınıfın Kendini Kimliklendirme/Değerlendirmesi
Bireylerin kendilerini orta sınıf olarak kimliklendirmesi/değerlendirmesi de ayrı bir önem
taĢır. Ülkelere göre, orta sınıfın kapsamı değiĢmektedir. Batı Avrupa ülkelerinde nüfusun %
45‟i, ABD nüfusunun % 70‟i, Rusya‟nın % 22‟si kendisini orta sınıfta görmektedir (Samson
vd., 2014: 43). Kimi zaman subjektif orta sınıf (kendini kimliklendirerek orta sınıf olduğunu
belirleyenler), objektif orta sınıftan daha büyük olabilmektedir (Hayashi, 2007). Örneğin,
Amerikalılar kendilerini büyük Amerikan orta sınıfının bir parçası olarak tanımlama
eğilimindedir; günlük yaĢam deneyimlerinin etkilediği kendi sınıfsal kimliklerini tanımlarken
57
Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelikte DeğiĢiklik Yapılmasına ĠliĢkin Yönetmelik,
32.12.2013 tarihli 28868 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanarak 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir.
DeğiĢiklik yapılmasına dair Yönetmeliğin 1. maddesinde, 10.03.2007 tarihli 26458 sayılı Resmi Gazete‟de
yayımlanan Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmeliğin 26. maddesine yeni 7. fıkra eklenmiĢtir.
Yönetmeliğin 26. maddesine eklenen fıkraya göre, “Mal veya hizmet alımı sonrası belli bir ücret karĢılığı borcun
taksitlendirilmesi veya ödemenin ertelendiği dönemler de dahil olmak üzere, kredi kartları ile gerçekleĢtirilecek
mal ve hizmet alımları ile nakit çekimlerinde taksitlendirme süresi dokuz ayı geçemez. Kredi kartlarıyla
gerçekleĢtirilecek telekomünikasyon ve kuyumla ilgili harcamalar ile yemek, gıda ve akaryakıt alımlarında taksit
uygulanamaz”.
99
(etiketleme yaparken), ev seçimi gibi yaĢam tarzı pratiklerinin öneminin farkındadırlar ve
ekonomik durumlarına bakmaksızın kendi tutum ve değerlerine göre kendilerini, bir sınıf
içerisine yerleĢtirirler; böylelikle kendi yaĢam hikayelerini betimlerler (Erdem, 2010: 286).
Zechmeister vd. (2012: 75) de Latin ve Güney Amerika ülkelerinde yaptıkları çalıĢmalarında,
Amerikalıların gelir veya sahip olunan varlıklar gibi objektif ölçülere nazaran daha büyük
oranda kendilerini orta sınıf olarak tanımlama eğiliminde olduklarını belirtmektedir.
KiĢilerin kendilerini hangi sınıf içerisinde gördüklerine ve ne tür kriterlere göre içinde
bulundukları sınıfı belirlediklerine yönelik yapılan çalıĢmalar aĢağıdaki çizelgede yer
almaktadır.
Çizelge 4.6. Orta Sınıfın Kendini Kimliklendirmesinden Söz Eden ÇalıĢmalardan örneklerTürkiye
Yazar(lar), Yıl
Bulgular
Doğuç, 2005
Katılımcılara hayali bir toplumsal merdiven oluĢturmaları ve kendilerini belirtilen merdivenin neresinde gördükleri
sorulmuĢtur. Burada iki karĢıtlık vardır; biri eğitimsiz ve kültürsüzlere atfedilen kolay ve haksız zenginleĢme; diğeri
ise sahip olunan eğitim ve yapılan iĢle orantısız olduğu düĢünülen bir gelir seviyesidir.
Yılmaz, 2007
Maddi durumlar ve hayat seviyeleri açısından, katılımcıların % 58,3‟ü kendilerini tam ortada, % 24,8‟i ortanın biraz
altında, % 8‟i ortanın biraz üstünde görmektedir. Algılar- beklentiler bazında kümeleme yapıldığında kendilerini orta
sınıf görenler % 27,8‟lik kesimi, ortanın üstünde görenler % 25,2‟lik kesimi, ortanın altında görenler % 26,8‟lik
kesimi oluĢturmaktadır. 35 yaĢ altında olanların % 54‟ü kendisini orta sınıf, % 56‟sı orta üst sınıf, % 46‟sı orta alt
sınıfta görmektedir. 1200 TL üzerinde aylık gelire sahip olanların %44‟ü kendisini orta sınıf, % 40‟ı orta üst sınıf
görenlerin, % 18‟i orta alt sınıf olarak görmektedir. Orta hallileri tanımlayan özellikler; kazandıkları para (% 55,3),
oturdukları semt veya mahalle (% 55,2), oturdukları ev (% 37,9), çalıĢtıkları iĢ veya sahip oldukları meslek (% 30,2),
aldıkları eğitim ve mezun oldukları okullar (% 26,5), çocuklarının gittiği okullar (%25,5), giyim-kuĢam tarzı (% 22,3),
dünya görüĢü ve değerleri (% 15,5), kültürlü ve zevk sahibi bir insan olmaları (% 8,7), dini inançları (% 3) biçiminde
belirlenmiĢtir.
Esmer, 2011
1996-2011 yılları arasında kendisini orta sınıf görenlerde % 22‟lik artıĢ gözlemlenmektedir. 2011‟de toplumun %
69‟u kendini orta sınıf olarak görmektedir.
4.5. Orta Sınıfın Karakteristikleri
Orta sınıfın gelire indirgenmiĢ tanımlarının, pazarlama üzerine çalıĢanlar için iĢlevsel
olmadığı, yapılan çalıĢmalarda izlenmektedir. Farklı ölçütlerin tanımlanması, orta sınıfın
kompozisyonunun çözümlenmesinde yarar sağlayacaktır. Pazarlama stratejilerinin de söz
konusu ölçütler çerçevesinde formüle edilmesi etkinliği artırır. Böylece orta sınıf tüketicilerin
karakutusu çözümlenebilir. Monitor Group‟un yürütmüĢ olduğu çalıĢmalarda, gelirle iliĢkili
100
olmayan özelliklerin (yaĢ, tüketicinin kariyerinde bulunduğu aĢama, satın almanın yapıldığı
yer) de satın alma kararını etkilediği belirtilmiĢtir (Song ve Cui, 2009). Orta sınıf tüketicilerin
satınalma kararlarını yorumlamanın ön koĢulunun orta sınıf tüketicileri anlamak oluĢundan
hareketle ilgili kısımda, daha önce söz ettiğimiz Buzdağı Modeli (ÇavuĢgil ve KardeĢ,
2013a)‟ni bizlere orta sınıfı çerçevelemede önemli bir yol gösterici olması nedeniyle
çalıĢmamızda kullanmaktayız.
4.5.1. Eğitim, meslek ve sahip olunan varlıklar
Eğitim, orta sınıfın oluĢumuna yardımcı olan önemli bir araçtır 58 . Eğitim, orta sınıfların
sınıfsal karakteristiklerini kazandıkları temel değiĢkendir (Erdem, 2010: 292). Eğitim
sayesinde (özellikle test sistemi), maddi ve sosyal sermayenin kültürel olarak yeniden
üretimini sağlayan bir sınıf sistemi yaratılmaktadır (Rutz ve Balkan, 2010: 126). Birçok
yükselen pazarda eğitim önceliklidir hatta bazı durumlarda en büyük, tek harcama
olabilmektedir (Jin vd., 2010: 14). Türkiye‟de eğitim, örgün ve yaygın eğitim biçimindedir.
Örgün eğitim içerisinde yer alan mesleki ve teknik ortaöğretim okullarına değinmek önem arz
etmektedir; çünkü söz konusu okullardan mezun olanların % 90‟ı hemen iĢ bulabilmektedir
(Turkishtime, 2013). 2001 yılında belirtilen okulların ortaokullar içerisindeki payı % 28,9
iken, 2011-2012 eğitim ve öğretim yılında söz konusu sayı % 47,95‟e çıkarılmıĢtır (Mesleki
ve Teknik Eğitim ÇalıĢtayı, 2012). Türkiye‟de belirtilen okullar, teknik ve endüstri meslek
liseleri, kız teknik ve meslek liseleri, otelcilik ve turizm liseleri, ticaret meslek liseleri sağlık
meslek liseleri, mesleki ve teknik eğitim merkezleri ve çok programlı liselerden oluĢmaktadır.
Milli Eğitim Bakanlığı‟nın 2010 yılı verilerine göre söz konusu okullarda okuyan öğrenci
sayısı 1.819.448 olup okul sayısı ise 4846‟dır; aynı okullarda eğitim veren öğretmen sayısı ise
94.966‟dır. Söz konusu programlardan mezun olanları büyük bir çoğunluğu ÖSYS ile ön
lisans programlarına yerleĢtirilmektedir (Mesleki ve Teknik Eğitim ÇalıĢtayı, 2012). Söz
konusu öğrenciler, sosyokültürel ve ekonomik düzeyi zayıf ailelerden gelmektedir. Belirtilen
okullardan mezun olup iĢgücüne katılanlar, orta sınıfı büyüten kesimlerden bir diğeridir
(Turkishtime, 2013). Ġyi eğitim, gidilen okul yılları ve Ġngilizceye hâkim olma ile ölçülür
(Rutz ve Balkan, 2010).
58
Yeni orta sınıfın iĢleri, hemen hemen üniversite derecesiyle
Eğitim, varlıklı sınıf için sosyal statü algısını etkileyen en önemli dördüncü faktördür (Sekulic ve Sibley,
2007).
101
tanımlanır (Erdem, 2010: 289) ve orta sınıfın daha eğitimli çocukları vardır (Banerjee ve
Duflo, 2008). Çocuğun geleceği için eğitim, bir yatırım olarak görülmektedir ve orta sınıf
çocuklarını, daha pahalı, özel okullara yollamaktadır (Jin vd., 2010: 14). Eğitim, bireyin
kendisini orta sınıf olarak kimliklendirmesinde de, büyük rol oynayan bir faktördür (Hayashi,
2007). Bir yabancı dil, özellikle Ġngilizce konuĢma (Fernandes, 2006; Rutz ve Balkan, 2010;
Balkan ve Öncü, 2014; Kravets ve Sandıkçı, 2014) da orta sınıf için önemli bir özelliktir.
Çünkü sosyal çevrelerde, yabancı dil bilmek, kiĢinin üst orta sınıftan geldiğini sembolize eder
(Balkan ve Öncü, 2014). Dahası eğitim konusunda bir önceki neslin yani kiĢinin ebevynlerinin
eğitimi de incelenebilmektedir (Yılmaz, 2007; Yılmaz 2012; Balkan ve Öncü, 2014). Algısal
anlamda bakıldığında ise, Dünya Değerler AraĢtırması‟nın (Esmer, 2011) sonuçlarına göre,
Türkiye‟de, eğitimi, toplumsal statü kazanmanın bir yolu olarak görenlerin oranı % 27‟dir.
Çizelge 4.7. Orta Sınıfın Eğitiminden Söz Eden ÇalıĢmalardan Örnekler-Türkiye
Yazar(lar), Yıl
Bulgular
Rutz ve Balkan, 2010
Orta sınıf aileler, çocuklarını iyi okullara sokmayı amaçlamakta; kendilerini sürekli diğer ailelerle kıyaslamaktadır.
Okulun yanında eve Matematik ya da Türkçe dersleri için ayrıca öğretmen gelmektedir. Birer test makinesi haline
gelen çocukların anneleri, onların menajerleri olmuĢ gibidir. Aileler, özel eğitim talep etmektedir.
Yılmaz, 2012
Orta sınıfın % 14‟ü Ġngilizce bilmektedir. % 10,9‟u üniversite, % 31,2‟si lise, % 48,6‟sı ilköğretim mezunudur. %
60,8‟inin babası; % 52,9‟unun annesi lise mezunudur.
Turkishtime, 2013
Orta sınıfın % 22,3‟ü normal lise, % 39,9‟u ise meslek lisesi mezunu, % 15,5‟i ilkokul mezunu, % 4,2‟si üniversite
mezunu, % 0,3‟ü lisansüstü mezunudur. Aileler, çocuklarının eğitimini ön planda tutmaktadırlar. Trend Group‟un
2013 yılında 562 öğrenci velisi ile 8 ilde yaptığı araĢtırmaya göre, okul öncesi çocuğu olan ebeveynlerin % 60‟ı
çocuklarını devlet okuluna vermeyi planlamaktadır; fakat fiyatlar eĢit olursa % 67‟si özel okulları tercih edeceğini
belirtmiĢtir.
Balkan ve Öncü, 2014
Bir önceki kuĢağa bakıldığında, laik hanelerdeki hanehalkı reislerinin babalarının % 24‟ü; Ġslami hanelerdeki
hanehalkı reislerinin babalarının % 4‟ü üniversite mezunudur. Laik hanelerdeki hanehalkı reislerinin annelerinin %
7‟si; Ġslami hanelerdeki hanehalkı reislerinin annelerinin % 1‟i üniversite mezunudur. Laik hanelerdeki hanehalkı
reislerinin % 51‟i; Ġslami hanelerdeki hanehalkı reislerinin % 35‟i Ġngilizce bilmektedir. Laik hanelerdeki hanehalkı
reislerinin % 45‟i çocuklarını ilkokulda özel okullara, % 41‟i lisede özel liselere, % 29‟u üniversitede yurtdıĢına
(ABD), % 60‟ı lisansüstünde yurtdıĢına (ABD) göndermeyi istemektedir. Ġslami hanelerdeki hanehalkı reislerinin
% 53‟ü çocuklarını ilkokulda özel okullara, % 36‟sı lisede özel liselere, % 24‟ü üniversitede yurtdıĢına (ABD), %
63‟ü lisansüstünde yurtdıĢına (ABD) göndermeyi istemektedir.
Meslek de orta sınıfın karakteristiklerinden bir tanesidir. Bir kiĢinin mesleği, boĢ zamanını
nasıl kullandığı, aile kaynaklarının dağıtımı, estetik tercihleri, politik yönelimi ile güçlü
biçimde ilintili olduğundan, birçok sosyal bilimci tarafından sosyal sınıfın en iyi belirleyicisi
olarak kabul edilir (Solomon, 2015: 463). Song ve Cui (2009)‟ye göre, profesyoneller arasında
102
bile tüketiciler, mesleklerine ve kariyerlerinde bulundukları seviyeye göre ayırt edici satınalma
davranıĢları gösterirler; örneğin mühendisler ve pazarlama profesyonellerinin satın alma
davranıĢı birbirinden farklıdır. Yazarlara göre, aynı zamanda üst düzey yöneticiler, yükselen
sosyal statülerini göstermek için ünlü markaları alma eğilimindeki daha kıdemsiz yöneticiler
kadar markaları önemsemeyebilir. Sekulic ve Sibley (2007) araĢtırmalarında, orta sınıfın iĢ
durumunu (tam zamanlı, serbest meslek, diğer) ve çalıĢtıkları sektörü (üretim, finans, biliĢim
teknolojileri, gayrimenkul, ticaret, sağlık, turizm, perakende ve toptancılık, eğitim medya ve
bilim) sormuĢtur. OdabaĢı ve BarıĢ (2014: 298)‟a göre, meslek, gelir ve eğitim arasında bir
iliĢkinin olduğunu söylenebilir; örneğin, eğitim düzeyi arttıkça bireyin kazancı da artar; fakat
her zaman aradaki iliĢki doğrusal bir iliĢkidir denilemez; zira ilkokul mezunu olup, badana
yaparak hayatını kazanan biri, üniversite mezunu matematik öğretmeninden daha fazla
kazanıyor olabilir. Tüketimin küresel çaptaki değerleri ve alıĢkanlıkları yaymanın tek yolu
olmadığını belirtmek gerekir. Örneğin, çok uluslu Ģirketlerde çalıĢma da değerlerin ve
alıĢkanların yayılımında önem taĢır (Lange ve Meier, 2007: 6).
Çizelge 4.8. Orta Sınıfın Mesleklerinden Söz Eden ÇalıĢmalardan Örnekler-Türkiye
Yazar(lar), Yıl
Bulgular
Boratav, 2005
Orta sınıftan ara tabakalar olarak söz eden yazara göre orta sınıf, bürokrasi, profesyonel gruplar, kentsel küçük üreticiler,
küçük ticaret grubu ve marjinallerden oluĢur. Küçük burjuvazi içerisine ise, küçük üreticileri, esnaf ve sanaatkarları,
profesyonel grupları (nitelikli serbest meslek sahiplerini) katar. Yazar, devlet memurları ve hizmet sektörü emekçilerinden
oluĢan beyaz yakalı ücretlileri ayrıca ele almıĢ; belirtilen gruplar içerisinde incelememiĢtir. Fakat, ücretli beyaz yakalılar
grubunun yüksek tüketim kalıplarını temsil ettiğini ve kentli profesyonel –serbest meslek grupları ile bu bakımdan
yakınlık gösterdikleri de belirtilmektedir. Yazar, söz konusu gruplarca temsil edilen tüketim kalıplarını da kentli orta
tabakanın hayat biçimi olarak niteler.
Yılmaz, 2007
Orta sınıfı, çalıĢtığı iĢ veya sahip olduğu mesleğin belirlediğini düĢünenlerin %34‟ü, kendisini orta sınıf; % 31‟i orta üst
sınıf; % 29‟u orta alt sınıf görmektedir.
Yılmaz, 2012
Katılımcıların % 41,8‟i bir iĢte çalıĢmaktadır.
Turkishtime,
% 32.2‟si düzenli aylık alan iĢçiler, % 13,5‟i yönetici olmayan memur ya da teknik eleman, % 30.9‟u tek baĢına ya da
2013
ailesi ile çalıĢan esnaf veya iĢletmeci, % 6,8‟i 1-5 çalıĢanı olan iĢyeri sahibi, % 0,7‟si yöneticidir. Vasıflı yöneticiler, orta
sınıfta bir süre kalıp daha sonra bir üst sınıfa atlamaktadırlar.
Sahip olunan varlıklar, birçok çalıĢmada orta sınıfın önemli özelliklerinden birisi olarak
belirtilmektedir. Kitlesel pazarlanan materyalist malların sahipliği, giderek yukarı doğru
hareketliliğin, saygınlığın ve orta sınıf olmanın anahtarı haline gelmektedir (Fulton vd., 2014:
2). Dahası, içinde bulunduğu sınıfa nazaran bir üst sınıfa ait olma isteği, statü sembolleri
durumundaki tüketim ürünleriyle giderilmeye çalıĢılır; örneğin mesleğinde yükselen kimseler,
103
önce giysilerini ve otomobillerini değiĢtirmeyi isterler (OdabaĢı, 2013: 154). Kristal avize ve
Ġskandinav koltuk takımlarının, yeni orta sınıfın ürünleri olarak aktarılıp kabul edildiği
dönemlerde, aynı semtte oturanların birbirine benzer avize ve koltuk takımlarına sahip olması
rastlantı değildir (OdabaĢı, 2013: 66). Sahip olunan varlıklar ile bireyin kendini algılaması ve
benliğini geniĢletmesi arasında da yakından bir iliĢki vardır (OdabaĢı, 2013: 136). ÇeĢitli
koleksiyonlar, araba, evcil hayvanlar vb. gibi materyalist tüketim objeleri, tüketicinin
geniĢletilmiĢ benliğinin bir parçası halindedir ve bunların kaybedilmesi ya da istenmeden
elden çıkartılması, benliğin azalması olarak düĢünülebilir (OdabaĢı, 2013: 137). Küresel lüks
markaların pazarlamacıları, tüketicilerin materyalistik ihtiyaçlarını karĢılamada markalarını
yüksek statülü prestij imgeleri haline getirmeye odaklanmalıdır (Fulton vd., 2014: 13). Benzer
biçimde, bir gencin, Adidas, Nike vb. gibi markalı spor ayakkabılar için ailesine baskı
yapması, markalı ürünlere eklemlenen “sosyal pasaport” görevinin bir sonucudur (OdabaĢı,
2013: 67). Sahip olunan varlıklar sadece statüyü belirtmekle kalmaz; aynı zamanda sahip olan
kiĢinin zevkini ve değerlerini de belirtmektedir (Page, 1992). Boratav (2005: 111)‟a göre,
belirli bir eĢik aĢıldıktan sonra dayanıklı tüketim malları, önemli ölçüde standartlaĢır. Malların
kalite farklarından doğan hayat standardı farklılaĢması, mala sahip olma ile olmama arasındaki
farklılaĢmanın yanında önemsiz kalır. Dayanıklı tüketim malları sahipliğinin yaygınlaĢması,
sınıflar arası hayat tarzları ve düzeyleri arasında önemli bir tekdüzeleĢmeyi de beraberinde
getirir.
Orta sınıfların sahip oldukları varlıklar, sayı açısından ve hanedeki varlıkların markaları
cinsinden (markaların uluslararası olup olmadığı) önem taĢır (Jin vd., 2010: 8). Kullanılan
markalar aracılığı ile yaĢam tarzlarının çevreye yansıtılması yani “yaĢam tarzı markalaĢması”,
sosyal sınıflar arasında görülür; örneğin, üst sınıf Hermes Kelly kullanırken, alt sınıf Kathie
Lee çantaları kullanır (OdabaĢı, 2013: 84). Bourdieu‟nün (1984) ekonomik sermayesinde de
ev, otomobil vb. sahipliği ile hanehalkı gelirleri ve tasarruflarından söz edilir. Elektronik eĢya
sahipliği vb. gibi hanehalkı eĢyaları sahipliği de ayrıca önemlidir (Fulton vd., 2014: 6). Jin vd.
(2010: 6)‟nin çalıĢmalarında, orta sınıfın sahip olduğu mallar arasında TV seti, mobil telefon,
buzdolabı, çamaĢır makinesi, klima, DVD oynatıcı, bilgisayar ve minivan sayılmıĢtır. Sekulic
ve Sibley (2007), renkli TV, klima, çamaĢır makinesi, kurutma makinesinin, orta sınıfın
parasını karĢılayabildiğinde alacakları ilk mallar olduğunu belirtir. Barton vd. (2013) de 100
104
ve üzeri ürün kategorisinde, tüketicilerin tutumları ve harcama davranıĢlarını incelenmiĢtir:
Yazarlara göre, üst orta sınıf tüketiciler, daha çok dizüstü bilgisayar, dijital kameralar, çamaĢır
yumuĢatıcıları gibi özelleĢtirilmiĢ hanehalkı maddelerini satın almaya eğilimli olup aynı
zamanda lüks malların tüketimine de ilgi gösterirler. Zhang vd. (2012‟den Aktaran, Fulton vd.,
2014: 8), Çin‟in kırsal kesiminde yaptıkları çalıĢmalarında, lüks mallar (klima, buzdolabı,
çamaĢır makinesi) ve sıradan dayanıklı mallar (TV ve bisiklet) ayrımını yapmıĢ ve sonuçta,
hanehalklarının % 3‟ünden azının klimaya, % 93‟ünün TV‟ye sahip olduğunu bulmuĢlardır.
Yazarlar, en az iki lüks mala sahip olan hanehalklarının orta sınıf; ikiden az dayanıklı mala
sahip olanları yoksul; en az iki sıradan dayanıklı mala ve en fazla bir lüks mala sahip olanları
alt sınıf; üç veya daha fazla lüks mal sahibi olanları varlıklı olarak nitelemiĢtir. Zechmeister
vd. (2012: 75) ise Latin ve Güney Amerika‟da, belirli mal ve hizmetlerin sahipliğini ölçmüĢler
ve ölçümlerine “tüketici elektroniği malları indeksi” adını vermiĢlerdir; düz ekran/LCD
televizyon, bilgisayar ve/veya evde internet eriĢimi sahipliğine bakmıĢlar ve orta sınıf
konumunun bunlardan iki veya daha fazlasına sahip olmayla elde edildiğini ve ayrıca
kendilerini orta sınıf olarak algılamayla elektronik malların sahipliği arasında bir iliĢki
bulunduğunu da belirtmiĢlerdir.
Arabalar ise, modernitenin ve refahın tüm dünyada en kabul görmüĢ sembolleridir (Lange ve
Meier, 2007: 10). Lange ve Meier (2007: 10) çalıĢmalarında, orta sınıf tarafından, arabaların,
gürültüye karĢı korumalı, iyi donanımlı, tüm aileyi sığdıracak kadar geniĢ iç hacimli, makul
fiyatlı olmasının; Avrupa, Amerikan ya da Japon malı olmasını (yani yerli mal olmamasını);
havayı çok az kirletmesinin istendiğini bulmuĢlardır.
Sekulic ve Wong (2007) ise çalıĢmalarında, orta sınıfın ev sahipliğini incelenmiĢ; eğer yoksa
evlerinin neden olmadığı (karĢılayamama, gerçekçi olmayan yüksek fiyatlar, aileyle yaĢama)
ve gelecek 2-3 yılda yeni ev almayı düĢünüp düĢünmediklerini incelemiĢtir. Belirtilmesi
gereken bir nokta da, bir eve sahip olmakla birlikte, nerede yaĢandığının (neighbourhood) da
önemli oluĢudur. Lange ve Meier (2007: 10) çalıĢmalarında, yaĢanacak yer seçiminde etkili
faktörler arasında; apartmanın mimarisi ve mobilyaları, “çoğunlukla benim gibi insanların
yaĢaması (people like me)”, büyük bir alana sahip olması gibi özelliklerin yer aldığını
bulmuĢlardır.
105
Özetle, tüketim kültürü içerisinde modern birey, elbiseleri, evi, dekorasyonu, otomobili, diğer
faaliyetleriyle konuĢur ve kendi bireyselliklerini ortaya koymuĢ olur (OdabaĢı, 2013: 151).
Günümüzde, eĢyaların var olup olmamasındansa kaç adet bulunduğu ve nitelikleri (örneğin,
buzdolabının no-frost olup olmaması), kalitesi, markaları ön plana çıkmaktadır (Orçan, 2008:
253, 254). AĢağıdaki çizelgede de belirtildiği üzere, ev sahipliği, araba sahipliği, hanede sahip
olunan eĢyalar ve markaları, orta sınıfın konumu için ön plana çıkmaktadır.
Çizelge 4.9. Orta Sınıfın Sahip Olduğu Varlıklar Üzerine ÇalıĢmalardan Örnekler-Türkiye
Yazar(lar), Yıl
Bulgular
Kıray, 1947
Çoğunluğun yalnızca misafir odasındaki eĢyaları takımdır ve en iyi eĢyalar, bu odada durur. Yatak ve yatak odasının
59
döĢenmesi doğum, sünnet, hastalık gibi durumlarda tanıdıkların odaya girip çıkması nedeniyle oldukça önemlidir. Çoğu
evde radyo vardır. Sofrada çoğunlukla bakır ve porselen kullanılır ama porselenler bir takım halinde değildir.
Capital, 199860
C grubunun % 99‟unun buzdolabı,
% 86‟sının elektrikli süpürgesi, % 61‟inin otomatik çamaĢır makinesi, %
16‟sının merdaneli çamaĢır makinası, % 9‟unun telsiz telefonu,% 5‟inin mikrodalga fırını ve % 2‟sinin video kamerası
vardır.
Boratav, 2005
Mavi yakalı iĢçiler ile kentli orta tabaka arasında dayanıklı tüketim mallarının bir bölümü (Buzdolabı, fırın, TV ve çamaĢır
makinesi) için tüketim kalıplarında benzeĢme ve yaklaĢma eğilimleri ağır basmaktadır. Fakat video, otomobil ve telefon
bakımından iki grup arasında geniĢ farklar söz konusudur.
Yılmaz, 2012
% 95,1‟i otomatik çamaĢır makinesine, % 86,2‟si cep telefonuna, % 59‟5‟i bulaĢık makinesine, % 52,9‟u evde kullanılan
masaüstü veya dizüstü bilgisayara, % 44‟ü ev telefonuna, % 28,6‟sı plazma veya LCD televizyona, % 27,1 otomobile, %
56‟sı bir eve sahiptir.
Ipsos
KMG,
C1 SES grubunun % 59‟u; C2 SES grubunun % 60‟ı ev sahibidir.
2012
Turkishtime,
Orta sınıfın % 7.8‟i iĢyeri sahibi, % 67.3‟ü ev sahibi , % 30‟u avize kullanmakta, % 45‟i çıplak ampul veya floresan
2013
kullanmakta, % 25‟i parke kullanmaktadır, yarıya yakını araç sahibi olup genellikle ikinci el araç almaktadır, % 67‟si ev
sahibidir. Orta sınıfın tasarrufları da orta büyüklükteki mevduat rakamlarına doğrudan yansımaktadır; 2010 yılında 10-50
bin TL arasındaki mevduatın büyüklüğü yaklaĢık 51 milyar TL iken 2012 yılında belirtilen rakam 300 milyar TL‟ye
ulaĢmıĢtır.
Kravets
ve
Samsung televizyon, iPhone, Volkswagen araba, Louis Vuitton çanta gibi mallara sahiptirler.
Sandıkçı, 2014
4.5.2. Değerler
Orta sınıf, toplumsal değerler, tüketimcilik, harcama eğilimleri, satın alma gücü paritesi, rahat
bir yaĢama sahip olmayla tanımlanabildiği gibi davranıĢlarıyla, toplumu istikrara kavuĢturma
kabiliyeti ve orta sınıf olmanın orta sınıfa göre ne anlama geldiği gibi değerlendirmelerle de
59
60
ÇalıĢmanın yeni baskıları günümüzde yapılmıĢtır, tezde 2005 baskısı kullanılmaktadır.
A, B, C, D, E sosyo-ekonomik statü grupları incelenmiĢtir. C grubunun orta sınıfı temsil ettiği belirtilmiĢtir.
106
nitel olarak tanımlanabilir (Fulton vd., 2014: 5). Orta sınıfın toplumda ne tür bir rol oynadığını
netleĢtirmek adına, sadece nicel yönlerindense (örneğin, büyüklük gibi) nitel yönlerini (baĢarı,
kendini kimliklendirme vb.) de dikkate almak oldukça önemlidir (Hayashi, 2007: 33). Söz
konusu nitel yönler, değerler, (geleceğe dair) beklentiler ve tutumları içerir. Buzdağının en
dibinde yer alan belirtilen yönler, politik katılım, yaĢam tarzı, tasarruf-harcama eğilimi,
borçlanmaya yönelik tutumlar, iĢ-yaĢam dengesi, baĢarının anlamı, din ve bireyselcilik
anlamında oldukça büyük neticelere yol açar (ÇavuĢgil ve Guercini, 2014: 8).
Değerler, kalıcıdır, bir inançtır, bir tercihtir, kiĢisel-sosyal tercih edilebilirdir ve bir davranıĢ
biçimidir (Silah, 2005: 277). Değer, bazı davranıĢ ve amaçları diğer davranıĢ ve amaçlardan ya
bireysel ya da sosyal olarak daha tercih edilebilir bulan, sürekliliği olan inanıĢlardır; bireyin
tutum ve davranıĢlarına etki eder (OdabaĢı ve BarıĢ, 2014: 212). Değerler, tutumlardan daha
önemlidir; çünkü davranıĢ ve tutumları tayin ederler; davranıĢların hem sebebi hem de
sonucudurlar (Ünal ve ErciĢ, 2006: 361). Değerler, psikografik kriterlerin bir alt değiĢkenidir
(Ünal ve ErciĢ, 2006: 361). Değerlerin bir öğrenme süreciyle kazanılmasından hareketle
öğrenme süreci, üç yolu içerir: (1) Bireyler toplumsal talepleri içselleĢtirir ve kendi ihtiyaçları
hayat deneyimleri boyunca tanırlar (2) BaĢkalarının tekrar eden deneyimlenmiĢ davranıĢlarını
model alırlar ve söz konusu davranıĢları, tercih edilen davranıĢ biçimi olarak sabitleĢtirirler (3)
SosyalleĢme ile değerleri nesiller boyunca aktarırlar (Wei ve Pan, 1999: 76).
Orta sınıfın değerleri, beklentiler ve tutumları, buzdağının en derininde yer alan özellikler
olarak oldukça geniĢ bir konudur. Orta sınıfın değerleri, uzun zamandır toplumsal uyumun ve
büyümenin öncüleri olarak görülmüĢtür (Lopez-Calva vd., 2012: 1). Ġnsanoğlunun temel
değerleri, tüketim kültürünün ve yaĢam biçiminin taarruzu altındadır (OdabaĢı, 2013: 193).
Cohen (2004)‟e göre orta sınıfın değerleri, bireycilik ve çalıĢkanlık, rasyonalizm ve teknolojik
geliĢim, giriĢkenlik ve serbest teĢebbüstür. Yılmaz (2007) da orta sınıfın değerlerini, ölçülülük
(kutuplaĢmalarda her iki kutbun iyi yanlarını alma eğilimi gösterme, aĢırılıklardan uzak
durma), kamusal sorumluluk (hakkına razı olmak ve baĢkalarının haklarına saygı göstermek),
liyakatı esas alma (meritokrasi, hayatta edindiklerini ve kazandıklarını destek veya miras
yoluyla değil kendi çabası ve yetenekleriyle edinmiĢ ve kazanmıĢ olmayı daha değerli bulmak,
toplumun da böyle Ģekillenmesini istemek), bireysellik (kimliğini devlet, cemaat, yöre gibi bir
107
kollektiviteye referansla değil, kendi edinimiyle ve kazanımıyla tanımlamak), akılcılık (akla
ve bilime güvenmek) olarak sıralar. PRC (2009)‟ye göre, orta sınıf, demokratik kurumlara ve
bireysel özgürlüklere daha fazla önem verir; dini yaĢamlarında daha az merkezde düĢünür;
daha liberal sosyal değerlere sahip olur. Kharas (2010: 7), orta sınıf değerlerini, eğitim, sıkı
çalıĢma ve tutumluluk olarak belirtir. Lopez-Calva vd. (2012), değerlerin göstergeleri olarak
çalıĢmalarında, kurumlara güven, siyasi yabancılaĢma, (toplumsal) hareketlilik ve fırsat algısı,
bireysel haklara destek, siyasi Ģiddetin yasallaĢması, oy verme, toplumsal hoĢgörü,
milliyetçilik, siyasi ideoloji, kiĢiler arası güven ve kiĢiler arası yabancılaĢmaya yer verir.
Birdsall (2012b), orta sınıfın burjuva değerlerini benimsediğini ifade eder. Birdsall (2012b),
genellikle, orta sınıfların tasarrufa ve gelecek için yatırım yapmaya (eğitime ve doğrudan
üretken faaliyetlere yatırım) eğilimli olduklarını; pazar yanlısı ekonomi politikalarını
desteklediklerini; sorumlu, becerikli ve Ģeffaf hükümetleri istediklerini ve bütün bunların
istikrarlı, refah sahibi bir demokratik sistem için orta sınıf açısından vazgeçilmez olduğunu
belirtir. Lopez-Calva vd. (2012: 1), orta sınıf değerlerinin net olmadığını belirtmekle birlikte
(artan refah ve değiĢen iĢler, yeni değerleri getirebilir), altı Latin Amerika ülkesinde yaptıkları
çalıĢmalarında, orta sınıfın değerlerinin gelirle birlikte yavaĢça dönüĢtüğünü ve belirtilen
değerlerin daha alt ve daha üst sınıflarda da yer aldığını belirtir; yani orta sınıfa tikelci bir
yaklaĢımı (middle class particularism) dayanaklandıramazlar. Yazarlar, ayrıca bireysel
değerlerin her toplumun sınırları içerisinde değiĢtiğini; ülkeler arasındaki değerlerdeki
değiĢimin gelir, eğitim, bireysel özelliklerden daha fazla büyüklüğe sahip olduğunu
bulmuĢlardır. Balkan ve Öncü (2014) de, yeni orta sınıf için neoliberal değerlerin
benimsenmesinden söz eder.
Değerler konusunda önde gelen, en kapsamlı çalıĢmalardan birisi olan, 80 ülkede yapılan
Dünya Değerler AraĢtırması (World Values Survey)‟nın Türkiye kısmına göre (Esmer, 2011)
ise, güven (geleneksel toplumda güven, modern toplumda kiĢiler arası güven, kurumlara
güven), dini değerler, siyasal ideoloji (sol, sağ yelpazesi), kimlik, aidiyet, milliyetçilik, kadın
erkek iliĢkileri incelenmiĢ ve ayrıca bir muhafazakârlık ölçeği kullanılmıĢtır. ÇalıĢmada,
sınıfsal bir analiz yapılmadan, toplumun tamamı incelenmiĢtir. ÇalıĢmanın sonuçlarına göre,
10 kiĢiden biri, genelde insanlara güvenebileceğini söylemekte, en çok orduya güvenilmekte
(% 76), büyük çoğunluğu dini bu dünya ile değil, ölümden sonrası ile iliĢkilendirmekte; %
108
29‟u 30 gün oruç tutup 5 vakit namaz kılmakta; % 85‟i kendini dindar olarak tanımlamakta;
çoğunluğu sağ görüĢe yakın; toplumun dörtte üçü Türk olmaktan son derece gururlu olmakta;
% 68‟i kadının her zaman kocasına itaat etmesi gerektiğini düĢünmektedir. Yine aynı
çalıĢmada, Türkiye 100 üzerinden 63,00 puanda muhafazakârdır ve 10 üzerinden 6,94 puanla
dindardır.
Değer araĢtırmalarında, pazarlama disiplini açısından bakıldığında, Rokeach Değerler Sistemi,
Değerler ve YaĢam Biçimi Sistemi (VALS), Değerler Listesi (LOV) olmak üzere üç tür ölçek
kullanılır (OdabaĢı ve BarıĢ, 2014: 213). Fakat her üç ölçek de orta sınıf değerlerini
açıklamada gerek sosyolojik açıdan gerekse tüketim açısından bakıldığında kapsayıcılığı temel
alındığında uygun düĢmemektedir. Değerler içerisinde, çalıĢma kapsamında, dini değerlere,
tüketimci değerlere, bireyselci ve kolektivist değerlere ve materyalistik değerlere yer
verilmektedir.
4.5.2.1. Tüketimci değerler
Tüketim, postmodernizmin baĢlıca özelliklerinden bir tanesidir. Postmodernizmde, üst sosyal
statü gruplarının yaĢam tarzlarını ve tüketim kalıplarını taklit etmek yerine, kendi tarzını
bulma, eğlence, heyecan, iĢte veya oyunda sıkıntıdan kaçma, insanın kendisi ve baĢkaları için
çekici olması gibi konular önemli yaĢam kaygıları haline gelerek tüketim kalıplarını
etkilemektedir. Farklı tarzlar karıĢtırılabilir, esnek yaklaĢımlar vardır; evde klasik müzik
dinleyen bir kiĢi, bir akĢam pop müzik konserine baĢka bir gün camiye gidebilir (Bocock,
2009: 83, 87). Tüketim kültürü içerisinde yaĢam tarzları bireyselleĢtirilir, bireyler kendini
geliĢtirmeyi ve ifade etmeyi ister, yeninin ve en son modanın peĢinde koĢar, maceradan
hoĢlanır, risk alır, yaĢanacak tek bir hayat olduğu için hayattan zevk alır (Featherstone, 2013:
155).
Sosyal ve kültürel değerler, tüketicinin zihniyetinin çekirdeğini yansıtırken, tüketici değerleri
(consumer values), pazar iĢlemleri sırası ve sonrasındaki bireysel davranıĢla iliĢkilidir
(Hawkins vd. 2004‟den Aktaran Xiao ve Kim, 2009: 612). Tüketici değerleri, verimlilik,
mükemmeliyet, oyun ve estetik boyutlarından oluĢur (Kim, 2002: 597). Ülkenin sosyal ve
kültürel değerleri, o ülkedeki tüketici değerlerinin geliĢimi ile oldukça ilgilidir (McGregor,
109
2000‟den aktaran, Xiao ve Kim, 2009: 611). Tüketim değerleri (consumption values),
tüketicinin bir mal veya hizmete atfettiği algılanan önemdir (Tse vd. 1988‟den aktaran Xiao ve
Kim, 2009: 611). Sheth vd. (1991) tarafından incelenen tüketim değerleri, satınalma
motivasyonunu etkiler ve ürün gruplarına atfedilen değerleri içerir. Belirtilen değerler,
fonksiyonel (nesnenin algılanan faydası; performans, güvenilirlik, dayanıklılık ve fiyatla
iliĢkilidir), duygusal (tüketicinin belirli bir ürüne yönelik duygusal tepkisi), epistemik (merakı,
yeniliği veya bilgi arayıĢını tatmin etmek için bir ürünü elde etme) değeri içerir. Tüketimcilik
(consumerism) ise, Batılı ve diğer toplumsal oluĢumlarda yaĢayan milyonlarca kiĢinin günlük
yaĢamında/uygulamalarında kapitalizmi meĢrulaĢtıran bir kapitalizm ideolojisiyken (Bocock,
2009: 120), tüketimci değerler (consumerist values) ise, yaĢamın anlamının ve tatminin,
tüketici mallarının satın alınması ve kullanılmasıyla bulunulacağına dair inançtır (Goodwin
vd., 2008: 4). Wei ve Pan (1999) tarafından kullanılan tüketimci değerler, “gösteriĢçi tüketim,
kendini gerçekleĢtirme ve rahatına düĢkün olma istekleri ve Batılı yaĢam tarzlarına
hayranlık”dan oluĢmaktadır. Yazarlar makalelerinde, Çin‟de devam eden ekonomik reformları
bağlamında, Çin‟in sosyal dönüĢümünün değiĢen sosyal ve kültürel çevresini tartıĢmıĢlardır.
Dahası tüketimci değerlerin, bireyselcilik ile de ilintili olduğunu belirtmiĢlerdir. Çin de
Türkiye‟ye benzer biçimde, 80‟lerle birlikte ekonomik reformların ve modernleĢme
süreçlerinin bir sonucu olarak pazar odaklı bir ekonomiye dönüĢmüĢ; temelde kolektivist
olarak adlandırılan Çin toplumunda yeni nesillerin, bireyselciliği de benimsediği
gözlemlenmiĢtir (Xiao ve Kim, 2009: 612). Çin toplumu bireyselciliğin bazı açılarını ve
materyalizmi kucaklamaktadır (Xiao ve Kim, 2009: 612). Paek ve Pan (2004) da
makalelerinde tüketimci değerler içerisinde, yenilikçi tüketim ve kalite tüketimine yer
vermiĢlerdir. Kalite ve yenilikçilik tüketimi, bireysel kimlik ve farklılığa dayalı ve onunla
uyumlu olarak ürün tercihleri ve satınalmalar özelinde, tüketimci kültürün derin psikolojik
temellerini yansıtmaktadır (Paek ve Pan, 2004: 496). Bu çalıĢmada, Wei ve Pan (1999)‟ın
belirttiği üç boyut, yani gösteriĢçi tüketim, kendini gerçekleĢtirme ve rahatına düĢkün olma
istekleri, Batılı yaĢam tarzlarına hayranlık, tüketimci değerler içerisinde incelenmektedir. Sözü
geçen değerler, bireyselleĢme temelinde BatılılaĢmayı, materyalizmi ve hedonistik tüketim
değerlerini içermektedir (Wei ve Pan, 1999: 83, 85). Wei ve Pan (1999) ve Paek ve Pan
(2004)‟ın makalelerinde yer verdikleri ifadeler, yeni orta sınıf tüketicileri çağrıĢtırmaktadır.
Wei ve Pan (1999) Çin‟de yükselmekte olan söz konusu tüketimci değerlerin, daha çok genç,
110
daha iyi eğitimli ve finansal anlamda daha iyi durumda olan kısaca daha yüksek gelirli ve
tüketim ürünlerine daha çok harcayan kimseler tarafından taĢındığını belirtmiĢlerdir. Paek ve
Pan (2004) ise, Çin‟in kentli, iyi eğitimli, finansal anlamda iyi (yüksek harcanabilir geliri
olan), genç kimseler üzerinde çalıĢmalarını gerçekleĢtirmiĢlerdir. Zira yeni orta sınıf
tüketiciler de “genç, iyi eğitimli, yüksek gelirli” kimseler (Xiao ve Kim, 2009: 610) Ģeklinde
ifade edilmektedir. Paek ve Pan (2004)‟e göre belirtilen kimseler, tüketim kalitesi ve yaĢam
kalitesini onaylamaya daha eğilimlidir. Türkiye özelinde bakıldığında, orta sınıfın tüketimci
değerlerine söz konusu değerlerin uygun olduğu düĢünülmüĢtür. Ġfade ettiğimiz duruma
dayanağımız ise, yapılan çeĢitli çalıĢmalarda Türkiye‟deki orta sınıfın gösteriĢçi tüketim
gösterdiğinin (OdabaĢı, 2013: 158; Hız, 2011), kendini gerçekleĢtirme ve rahatına düĢkün
olma isteğinde olduğunun (Kravets ve Sandıkçı, 2014), Batılı yaĢam tarzlarına hayranlığına
(Ger vd, 1993; Arslan, 2012: 79) dair bulgulara yer verilmesidir. Tüketimci değerler, tüketici
davranıĢını göz ardı etmeden bireylerin benliklerinin uyanıĢını ve bireyselliğini temsil
etmektedir (Wei ve Pan, 1999: 80). Kongar da, tüketimci değerler ifadesine benzer biçimde
tüketim toplumunun yarattığı değerlerden söz eder ve belirtilen değerlerin, geliĢmiĢ
teknolojilerin ürünü olmakla birlikte mal ve hizmetlere olan talebin üretimden fazla artmasına
yol açtığını; parayı yüceleĢtirdiğini ifade eder (OdabaĢı, 2013: 39). Dahası tüketim toplumu,
metalaĢmayı, kültür endüstrisini, kültürel emperyalizmi, tüketim metalarının kültürleĢmesini,
ihtiyaçların oluĢturulması ve medyayı içermektedir (Demirezen, 2015: 41). Tüketim
kültürünün değerleri, bireyselliği, parayı, gösteriĢi ön plana çıkarmakta; göstererek, hemen ve
daha fazla tüketim yapılmasına yol açmaktadır (OdabaĢı, 2013: 58). Devam eden kısımda,
tüketimci değerleri oluĢturan değerler, aurıntılı biçimde incelenmektedir.
4.5.2.1.1. GösteriĢçi tüketim
Çağcıl toplumlar, tüketim toplumları haline gelmektedir; insanlar daha fazla mal tüketirler
(Giddens, 2005: 295). Tüketim teorisyenlerinin
61
baĢlıcaları, Jean Baudrillard, Pierre
Bourdieu, George Ritzer, George Simmel ve Thorstein Veblen‟dir. Baudrillard, tüketimin,
basit maddi nesnelerin değil, gösterge ve sembollerin tüketilmesi anlamını taĢıdığını
61
Tüketim, eleĢtirel kuramcılar ve 70‟ler ve 80‟lerde yapısalcılar tarafından incelenmiĢtir. Her iki sosyal kuram
da Marx ve Freud‟dan esinlenmiĢtir.Hegelci fikirlere sahip EleĢtirel kuram, tarihsel olaylarda bir neden-sonuç
iliĢkisi ararken; yapısalcı kuram, tarihselci olmayan, bilimsel bir yaklaĢım arar. Baudrilliard, yapısalcılar
arasındadır (Bocock, 2009: 10).
111
belirtmektedir (Orçan, 2008: 23; Bocock, 2009: 75). Farkedilir olma savaĢı içerisinde, orta ve
daha alt düzeyde sosyal statüye sahip sınıflarla iĢçi tabakası, daha yüksek statüye sahip
grupların alıĢkanlıklarını taklit ettikçe (Ģampanya ve malt viskisi içmenin bir zamanlar sadece
Ġngiliz aristokrasisinin tekelinde olması örneğinde olduğu gibi) daha yüksek statülü sınıflar da
tüketim alıĢkanlıklarını ya değiĢtirirler ya da tükettikleri ürünlerin daha özel ve pahalı
versiyonlarını tüketmeye baĢlarlar (Bocock, 2009: 27). Seçkin sınıfın kendi farklılığını ortaya
koyma hızı, böylelikle artar (Demirezen, 2015: 87).
Thorstein Veblen (2015)‟in “Aylak Sınıfın Teorisi 62 ” isimli kitabında belirttiği gösteriĢçi
tüketim kavramı da, kullanılan mal, araç ve gereçle statü sağlanmak istenmesiyle ilgili olup
malların fonksiyonel olmaktan çok sembolik değerleri söz konusudur; belirtilen sonuç, alt
tabakaların üst tabakaların statüsüne özenmesiyle ortaya çıkmaktadır (Erkal vd., 1997: 130).
Onyedinci yüzyılın sonuna kadar israf olduğu ve ekonomiye zarar verdiği düĢünülen söz
konusu tüketim biçimi, Veblen‟den daha önce de ifade edilmiĢtir ve mevcuttur; fakat kavramı
ilk defa kullanan Veblen‟in kendisidir (Açıkalın ve Erdoğan, 2004: 2, 6). Veblen, kıskandırıcı
bir ayrım yaratmak için bir Ģeyler satın aldığımızı belirtir ve gösteriĢçi tüketim kavramını,
kiĢilerin lüks malları satın alma kabiliyetinin görsel bir kanıtını sağlamak isteyen kiĢilerin
istekleri olarak atfeder (Solomon, 2015: 482). Veblen‟in çalıĢmasının ana konusu, çalıĢmayan
sınıf yani aristokrat sınıfın ekonomik faktör olarak yeri ve önemidir (Açıkalın ve Erdoğan,
2004: 6). Ġmalat ve ticaret yaparak oldukça büyük servetler oluĢturan Kuzey Amerika‟nın yeni
zengin orta sınıfı, üst sınıfların yaĢam tarzlarını taklit etmeye çalıĢan yeni bir aristokrasi sınıfı
olarak ortaya çıkmaktadır (Bocock, 2009: 25) Benzer grupları gözlemleyen Bourdieu ise,
Avrupa ve Fransa‟da, (Türkçe‟de “sonradan görme” olarak belirtilebilecek) yeni zengin
sınıfın, eğitimsiz, geliĢmemiĢ zevklere sahip ve fazlasıyla gösteriĢçi olduğunu, bu nedenle
paralı eski ailelerin daha az dikkat çekme ve gösteriĢçilik eğiliminde olduğunu belirtir
(Bocock, 2009: 69). Yeni zenginlerin kültürel pratikleri de yerleĢik üst sınıflar, aristokrasi ve
kültürel sermaye açısından zengin olanlar tarafından bayağı ve zevksiz bulunmaktaydı
(Featherstone, 2013: 50). Veblen‟e göre, eĢler (kadınlar) ekonomik kaynaklardır ve dekoratif
bir role sahiptir; zengin adamlar, kendi zenginliklerini göstermek için, onları pahalı kıyafetler,
62
Aylak kavramı, boĢ zamanın verimli kullanılmaması anlamında kullanılmıĢtır (OdabaĢı, 2013: 157). Kitabın ilk
basım yılı 1899‟dur.
112
gösteriĢçi evler, boĢ zaman yaĢamıyla donatır (Solomon, 2015: 482). Yine de düĢük dereceli
sınıfların da taklit etme, benzemeye çalıĢma, özenti gibi nedenlerle gösteriĢçi tüketim
yaptıkları Veblen tarafından vurgulanmıĢtır (Açıkalın ve Erdoğan, 2004: 9).
Veblen‟in
zamanında, gösteriĢçi tüketim, (sağladığı faydaya göre) daha yüksek fiyatlı tüketici mallarına
yönelik taleple ortaya çıkmakla birlikte, servetin toplanması veya lüks mallar aracılığı ile
baĢkaları tarafından prestij kazanma arzusudur (Etta vd., 2008: 686). Aynı zamanda, Veblen
için, boĢ vakit gösterip çalıĢmaya ihtiyacı olmadığını göstermek de baĢlı baĢına bir gösteriĢçi
tüketimdir (Açıkalın ve Erdoğan, 2004: 11). Günümüzde kullanılan gösteriĢçi tüketim ölçeği
Marcoux, Filiartault ve Cheron (1997)‟a aittir. Fakat, Etta vd. (2008: 686)‟nin de belirttiği
üzere, toplumların ve tüketin değerinin evrimleĢmesiyle birlikte, gösteriĢçi tüketim ve
bileĢenleri de zamanla değiĢmiĢtir. Buradan hareketle, Etta vd. (2008: 686), gösteriĢçi tüketimi
“kiĢinin sosyal statüsünü, servetini, zevkini, öz benliğini kiĢi için önemli referans gruplarına
açıkça görünen ürünlerin tüketimi yoluyla gösterme Ģeklindeki davranıĢsal eğilimi” olarak
tanımlamaktadırlar.
Bir üst sınıfta yer alamasanız bile onlardanmıĢ gibi görünmenin en kolay yolu onların harcama
alıĢkanlıklarını taklit etmektir. (Açıkalın ve Erdoğan, 2004: 11). Veblen her ne kadar gösteriçi
tüketimi aylak sınıflara (aristokrat sınıfa) ithaf etmiĢse de, Page (1992)‟in de belirttiği gibi,
20‟li yıllarda gösteriĢçi tüketim, bir seçkin davranıĢı iken, Sanayi Devrimi sonrasında ortaya
çıkan finansal ve politik anlamda güçlenmiĢ orta sınıf da gösteriĢçi tüketim göstermeye
baĢlamıĢ; 80‟ler sırasında, gösteriĢçi tüketim, bir orta sınıf fenomeni olarak gösterilmeye
devam edilmiĢtir. Dahası, statü malları, kiĢinin sosyal pozisyonunu onayladığından bir ticari
malın sosyal değerinin tutundurması, giderek önem kazanmaktadır (Page, 1992).
Batı kapitalizmini benimsemiĢ toplumlarda, üretilen malların gösterge ve semboller
kullanılarak tüketicilerin çoğuna satılmasıyla, tüketim ile arzular arasında bir bağlantı
kurulmuĢ olur (Bocock, 2009: 13). Satın alınan giysiler ya da belli tarzda mobilyalar
aracılığıyla belli bir kiĢilik kalıbına girebilme arzusu, ekonomik durgunluk dönemlerinde bile
kaybolmamaktadır (Bocock, 2009: 13). Tüketim, eskisi gibi temel ihtiyaç giderme eylemi
olmanın yanısıra, bir eğlence ve dinlence tarzı haline gelmiĢtir (Orçan, 2008: 24).
Baudilliard‟a göre, günümüzdeki tüketim, mal ve hizmetler aracılığıyla bireylerin
113
ihtiyaçlarının tatmin edilmesinin ötesinde bir gösterge sistemidir (OdabaĢı, 2013: 31). Fakat,
gösteriĢçi tüketim yoluyla kaynak israfı ve yanlıĢ kaynak kullanımı ise, geliĢme gayretleri
içindeki ülkeleri olumsuz olarak etkilemektedir (Erkal vd., 1997: 130).
Statü doğuĢtan gelmiyorsa ve tabakalaĢma sisteminde düĢey hareket olanağı varsa yani
statünün çalıĢılarak kazanılma olasılığı varsa, gösteriĢçi tüketim, hem daha yüksek tabakalara
eriĢmek için bir araç, hem de rekabetçi ve taklitçi özellikler gösterir (Kıray, 2005: 120). Statü,
bir sosyal hiyerarĢide kiĢilerin belli kriterde göre derecelenmesidir (OdabaĢı ve BarıĢ, 2014:
295). Statü sembollerinden kaçınmak için gösteriĢçi tüketimin sofistike bir yolu, statüyü
onunla dalga geçerek elde etmektir –parodi teĢhiri “parody display”: Yırtık kotlar ya da Red
Wing botları gibi mavi yakalı geçmiĢine sahip markalar, bunun örnekleridir (Solomon, 2015:
484).
Solomon (2015: 457), ayrıca, birçok moda tutkununun (fashionistas), günümüzde,
tutumlulara (frugalistas) yani stilden vazgeçmeden, bütçeleri dahilinde baĢaranlara
dönüĢtüğünü belirtir. Solomon (2015: 459), gösteriĢçi tüketimden (aldırmadan satın alım
yapmak) hesaplı tüketime (calculated consumption) geçen bir toplumda yaĢadığımızı, son
yıllarda tüketicilerin objelere nazaran deneyimleri (boĢ zaman aktiviteleri: tatiller, eğlence,
golf klüpleri vb. gibi) tercih etme eğiliminde olduklarını ve hedonik adaptasyon (paralarını
büyük tek bir satın alıma harcamak yerine zamana yayarak daha küçük Ģeyler satın alarak
istikrarlı bir mutluluğa sahip olma) yaĢadıklarını belirtir. Tüketim, sosyal sınıfların kendilerini
ifade etme biçimi olarak da karĢımıza çıkmaktadır: Prestij, göstergeler, imajlar, sembol ve
imgelerle bireyler, kendilerinin bireysel, etnik, siyasal, sosyal ve kiĢisel kimliklerini
sunmalarına imkan tanımaktadır ve böylece bir açıdan değerlerin de tüketimi söz konusu
olmaktadır (Orçan, 2008: 24).
Özetle, gösteriĢçi tüketim, tüketici mallarını sosyal semboller ve statü belirleyicileri olarak
görme eğilimini ifade etmektedir; dahası sosyal görünürlük, ürün seçimlerinde ve tüketim
tercihlerinde bir kriter haline gelmektedir (Wei ve Pan, 1999: 80).
4.5.2.1.2. Kendini gerçekleĢtirme ve rahatına düĢkün olma istekleri
Daha önce söz ettiğimiz Değerler Listesi de, Maslow‟un Ġhtiyaçlar HiyerarĢisi (1943)‟nden
yola çıkılarak oluĢturulmuĢtur. Söz konusu hiyerarĢi, orta sınıf değerler sistemini
114
yansıtmaktadır (Demir ve Okan, 2009: 128). Maslow‟un Ġhtiyaçlar HiyerarĢisi, küresel orta
sınıf değerlerini belirlemede, bir yöntem olarak da kullanılmaktadır (bknz. Wikistrat, 2013).
Toplumlara bakıldığında, geliĢmiĢ ülkelerin orta sınıf tüketicileri, Maslow‟ un ihtiyaçlar
hiyerarĢisinde üst basamaklarını yaĢarken, diğer ülkelerin tüketicileri orta basamaktaki
ihtiyaçlarını gidermeye çalıĢmaktadırlar (Dergil,
2010). Kısaca, toplumda bireyler
zenginleĢtikçe, ihtiyaçlar hiyerarĢisinde üst sıralara çıkmaktadırlar. Kendini gerçekleĢtirme
kavramı, söz konusu hiyerarĢide en üst düzeyde yer alan bir ihtiyaçtır. Kendini gerçekleĢtirme,
insanın sahip olduğu tüm potansiyelleri en üst düzeyde gerçekleĢtirebilmesidir (Ayten, 2004:
14). Seçme ve tüketme özgürlüğü de kendini gerçekleĢtirme içerisinde yer almaktadır
(OdabaĢı, 2013: 196). Tüketim toplumunda yaĢayan kiĢinin en önemli amacı kendini
gerçekleĢtirme olmaktadır; böylelikle kiĢi, kendisini sürekli merkeze alarak her Ģeye kendi
mutluluğunu, arzu ve isteklerini gerçekleĢtirmede araç olarak bakar (Demirezen, 2015: 99).
Nihayetinde, kültür ve değerler dâhil her Ģey tüketim toplumunda metalaĢır (Demirezen, 2015:
99). Kendini gerçekleĢtirme, en kapsamlı olarak Abraham Maslow tarafından dillendirilmiĢtir;
Maslow‟un yanısıra Alfred Adler, Otto Rank, Carl Gustav Jung, Kurt Goldstein, Erich
Fromm, Carl Rogers, E. Viktor Frankl da kendini gerçekleĢtirmeyle söz konusu
yaklaĢımlardan söz etmiĢlerdir (Ayten, 2004: 14). Eğitimli, nitelikli, kendine güvenen,
özgüveni geliĢmiĢ yeni orta sınıf bireylerin, kendini gerçekleĢtirme ve rahatına düĢkünlük
istekleri doğaldır. Demirezen (2015: 35) ise, tüketim toplumunda istek ve arzuları kendisi
dıĢındaki güçler ve süreçler tarafından belirlenen bireylerin, kendi istek ve arzularına
yabancılaĢmakta olduğunu belirtmektedir. Sosyal tabakalaĢmanın belirginleĢmesi de kiĢiyi,
diğer insanlara da esasında yabancılaĢtırmaktadır. Rahata düĢkünlük ise, orta sınıfın rahat bir
yaĢam sürme isteğiyle (Rutz ve Balkan, 2010; Fulton vd., 2014:5) ilintilidir. Kravets ve
Sandıkçı (2014) da yeni orta sınıfın “rahat”ına düĢkünlüğüne sıklıkla yer verir.
Özetle, kendini gerçekleĢtirme ve rahatına düĢkünlük boyutu, kendini gerçekleĢtirmenin
peĢinde olma ve bireyin içsel benliğini tatmin etme isteği olarak tanımlanmaktadır (Wei ve
Pan, 1999: 80). Söz konusu durum, bir bireyin, yaptığı Ģeylerde doğrudan ve birinci el tecrübe
arama eğiliminin yanısıra, içsel benliğini tatmin etmeyi arzu edilir bir durum olarak
değerlendirmesini yansıtır (Wei ve Pan, 1999: 80). Nitekim, pazarlamacılar da tüketicilere,
115
ürünleri ne kadar güzel gerçekleĢtirdiklerinden çok ürünlerin tüketicileri ne kadar
gerçekleĢtirdiğinin anlatılmasını ifade etmektedirler (OdabaĢı, 2013: 95).
4.5.2.1.3. Batılı yaĢam tarzlarına hayranlık
Batılı yaĢam tarzlarına hayranlık da tüketimci değerler içerisinde yer almaktadır (Wei ve Pan,
1999; Paek ve Pan, 2004). Batılı yaĢam tarzlarına hayranlık kavramı, bariz bir biçimde Batılı
veya yabancı markaları, yerli markalar pahasına, kiĢinin arzusunun bir belirtisi olarak
görülmesini ifade eder (Wei ve Pan, 1999: 80). Her ne kadar kiĢinin Batı‟yı içselleĢtiriĢi,
kendisinin Batılı yaĢam tarzlarını onaylamasıyla basitçe tahmin edilemese de, ürün seçiminde
Batı‟yla birliğin ayırt edici bir değer yönelimi olduğunu anlamaktayız (Wei ve Pan, 1999: 80).
Yabancı markalar, Batılı yaĢam tarzlarıyla iliĢkileri nedeniyle daha üstün kaliteli olarak
düĢünülür ve sembolik temsil sağlarlar (Xiao ve Kim, 2009:613). Orta sınıfın BatılılaĢma
arzusuna, Lange ve Meier (2007) ve Orçan (2008)‟in eserlerinde de rastlanmaktadır. Buraya
kadar bahsedilen üç tüketimci değer, bireyselliğin uyanıĢı ve tüketimde bireysel seçimin haklı
çıkarılmasını yansıtmaktadır.
4.5.2.2. Dini değerler
Din konusu, orta sınıfın hem değerleri hem de tutumları içerisinde yer alabilmektedir.
Türkiye‟nin % 99,8‟i Müslüman‟dır (çoğunlukla da Sünnidir) (CIA, The World Fact Book).
Din, toplumsal hayata gömülü bir semboller sistemidir ki, insanoğlunda güçlü, kapsamlı ve
uzun süre devam eden halet-i ruhiyeleri ve güdülenmeleri oluĢturup bunu genel bir varoluĢ
düzeninin kavramlarını formüle ederek ve bu kavramlara gerçeklik elbisesi giydirerek yapar
(Demirezen, 2015: 24). Dini bağlılık ise, insanların yaĢamında onların inançlarını, bilgi ve
tutumlarını biçimlendirme bakımından önemli bir rol oynamaktadır (Rehman ve Shabbir,
2010: 63).
SekülerleĢmeden söz eden çalıĢmalarına bakıldığında, Marx, dinin afyon olduğunu,
proleteryanın kapitalist sistemdeki sefaleti olduğunu, dinin yok olacağını; Durkheim,
kaynağını toplumdan alan dinin yok olmayıp yeni ilahların ve yeni kutsal kitapların
doğacağını; Weber, dinin, olayları açıklamadaki otoritesinin zayıflayacağından söz eder
116
(Demirezen, 2015: 102-108). Klasik sekülerleĢme kuramları dinin canlılığını kaybedeceğinden
söz etse de, Demirezen (2015:130)‟in Dünya Değerler AraĢtırması verilerini kullanarak
yaptığı çalıĢmaya göre, Türkiye‟de dini canlılık korunmuĢ; hatta bazı yıllarda artıĢ
gözlemlenmiĢtir. Aynı çalıĢmada, dini canlanma artıĢını, dinin devlet tarafından daha az regüle
edilmesi (örneğin, Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı kaldırılırsa, zorunlu din dersi seçmeli hale
getirilirse) anlamına geldiğini belirten Rasyonel Tercih kuramı da test edilmiĢ; sonuçta, dini
marketin regülasyonuyla dini canlılık arasında bir bağ bulunamamıĢtır. Demirezen
(2015:134)‟in çalıĢmasının sonuçlarına göre, Türkiye‟de, tüketim kodlarıyla desteklenen,
dindar kesimin seyahat mekânı olan, umre gibi dini değerler ön plana çıkmaktadır.
Dini değerler, toplumdaki değiĢmeyen ve farklılaĢmayan katmanlardan birisidir (Khraim,
2010). Weber (2014), dinin ekonomik büyüme ve endüstriyel geliĢmeyi harekete geçirdiğine
değinmiĢtir. Günümüzde, dinin bireyselleĢtiği, bireylerin kendi ihtiyaçlarına göre ayarlamalar
yaparak dini, kutsal bir Ģemsiyeye dönüĢtürdükleri belirtilmekte; kafeterya Katoliklik ve açık
büfe din kavramlarının ortaya çıktığından söz edilmektedir (Demirezen, 2015: 110).
Orta
sınıf, diğer sınıflara kıyasla daha fazla muhafazakâr bir yaĢam tarzına sahip olmakla birlikte
belli dengeleri gözetmektedir (Turkishtime, 2013). Türkiye açısından bakıldığında, ülkedeki
dini inancın Ġslamiyet olmasından hareket ile helal gıda ve örtünme ön plana çıkmaktadır.
Helal gıda. Dini bağlılıklar ve inançlar, kiĢilerin tüketime yönelik hislerini ve tutumlarını
etkilemektedir (Jamal, 2003). Dahası, tüketicinin tüketim kararlarını etkileyen yasaklı ve
yasaklı olmayan Ģeyleri belirleyen de dindir (Rehman ve Shabbir, 2010: 63). Helal gıdanın
tüketimi, gıda endüstrisinde etnik bölümlendirmenin bir çeĢidini ortaya çıkarmıĢtır (Wong,
2007). Helal ifadesi dinin kurallarına aykırı olmayan, dini bakımdan yasaklanmamıĢ olan
anlamına gelmektedir (Türkçe Sözlük, 2005: 874). Helal kelimesi Ġslam dininde ruhsal bir
temizliği ifade etmektedir ve helal gıda, Ġslam hukukunda izin verilmiĢ gıda anlamına gelir:
“Ölü hayvan (leĢ), (çıkmıĢ) kan, domuz eti, Allah‟dan baĢkası adına boğazlanan; henüz
canı çıkmadan yetiĢilip Ģartlarına uygun tarzda kesilenler dıĢındaki boğulmuĢ, (taĢ veya
sopa vb. ile) vurulup öldürülmüĢ, yukarıdan yuvarlanıp ölmüĢ, baĢka bir hayvan
tarafından boynuzlanma neticesinde ölmüĢ ve yırtıcı hayvanlarca parçalanmıĢ; bir de
dikili putlaĢtırılmıĢ taĢlar için boğazlanmıĢ hayvanların etlerini yemeniz ve fal
oklarıyla kısmet (Ģans) aramanız size haram kılındı. ĠĢte bunları yapmak, Allah‟a
itaatsizliktir. Bugün küfre sapanlar/inkârcılar dîniniz(i ortadan kaldırıp sizi kendilerine
çevirmek)ten ümidi kestiler, artık onlardan korkmayın, benden korkun! Bugün dîninizi
117
hükümleriyle kemâle erdirdim, size nimetimi tamamladım, sizin için din olarak (hayat
tarzı olan) Ġslâm‟ı beğenip seçtim. ĠĢte dindeki bu yasaklara uymakla beraber kim
açlıktan çaresiz kalırsa, günaha meyletmeksizin/istek duymaksızın bu sayılan haram
etlerden yiyebilir. Çünkü Allah, çok bağıĢlayıcı ve çok merhamet edicidir." Maide 3
Türkiye‟de de helal gıda sektörü oluĢmaya baĢlamıĢtır. Yakın zamanlarda helal gıda sertifikalı
ürünlerin ve iĢyerlerinin arttığını, restoranların sertifikaları var ise, sertifikalarını
müĢterilerinin görebilecekleri konumlarda sergilediklerini görmekteyiz. Türkiye‟de helal
sertifikalı ürünler yalnızca et ile sınırlı olmayıp belirtilen ürünler arasında çay, bal, diĢ
macunu, çikolata, fındık, reçel, kozmetik ürünleri, un, salça, temizlik maddeleri, kuruyemiĢ,
makarna, maya, meyve suyu, Ģekerleme, su, dondurma, çiğ köfte, bitkisel yağlar vb. gibi ürün
gruplarının da yer aldığı görülmektedir (GĠMDES helal sertifikalı firmaların resmi web
sayfası, http://www.helalgidasertifikasi.info/).
Dini değerler, markaların tüketiciler tarafından algılanma biçiminde de rol oynamaktadır.
Hedef pazardaki algının yönetilmesinde belirleyicidir. Sülün Ergül
(2013: 837), Ülker
ürünlerinin daha muhafazakâr sahipleri olduğunun düĢünüldüğüne rakip firma Eti‟nin ise helal
olmayan üretim teknikleri kullanmakla suçlandığına ve ayrıca saf inananlar tarafından ortaya
atıldığı söylenen birtakım ürünleri boykot listelerine 63 dikkat çekmiĢtir. Ayrıca çalıĢmada
Türkiye vatandaĢı için helal gıda tüketmeye yönelik yazılı kanun olmasa da ruhunun otomatik
olarak bir dini ihtiyaç ile kiĢiyi belirli kısıtlı gıdalara standardize etmekte olduğu söylenmiĢtir.
Örtünme 64 de din konusu içerisinde yer alır. Tesettür, seküler, Batılı yaĢam tarzına karĢı
büyüyen Ġslami bir sembol olarak görülmüĢ ve son senelerde yayılmıĢtır. 1990‟larla birlikte,
tesettürün tekdüze görüntüsü çoklu stillere bölünmüĢtür ve kazançlı, küresel bağlantılı bir
tesettür modası pazarı geliĢmiĢtir; bugün tesettürün farklı birçok stili ve ifadesi kamusal alanda
yayılmaktadır (Sandıkçı ve Ger, 2010). Tesettürün, gizlenme yerine görünür/fark edilir olma
boyutlarını ön plana çıkararak kullanan orta sınıf dindar kadınlar, (kimliğin belirleyicilerinden
birisi olarak görülebilen) baĢörtüsüyle birlikte giyimde modern, Ģık ve zevk sahibi insanların
kendi tarzını oluĢturması gerektiğini vurgulamaktadır (Özbolat, 2014). Tüketim kültürü ile
63
Ġnternette dolaĢan bu listelerde yer alan mallardan birkaçı Danone, Coca Cola ve Nestle‟dir.
Bu çalıĢmada, örtünmenin gerekliliğine ya da Ġslam‟daki yerine iliĢkin bir tartıĢma yapılmamakta ve çalıĢma
için bu konuda herhangi bir önkabul yoktur.
64
118
Ġslami değerlerin kombine edilmesi, gösteriĢe kapılmamayı öğütleyen Ġslam dini açısından
ironiktir (Demirezen, 2015: 15). Her ne kadar Ġslam dini, inananlarına mütevazı olmayı ve
Allah‟a Ģükür etmeyi öğütlese de giyimin materyalize edilmesi sonucu, türban üzerine kurulu
büyük bir sektör Türkiye‟deki marka alıĢveriĢ merkezlerinde binlerce dolar kazanmaktadır
(Sülün Ergül, 2013: 838). Özbolat (2014) da, dindar orta sınıf bireylerin, tüketim kültürü
sürecinin imkânları/meydan okumaları arasında kalarak Batılı yaĢam tarzı ve dindarlıkmuhafazakârlık arasında gelgitler yaĢadıklarını belirtmektedir. Dahası, yazar, dindar orta sınıf
bireylerden, “Dindar, evine, köĢesine çekilmemeli, dindar birey, gündelik hayatın her alanında
bulunmalı […..] helalinden kazanıldıktan sonra istenildiği gibi harcanabilir” söylemleriyle
dindarlığın, toplumsal hayatla iç içe olmasını savunanların da olduğunu, tüketimi de
“meĢrulaĢtırdıklarını” belirtir ve dinsel ile seküler arasındaki karĢıtlıkların tüketimin (bazı
gruplarında) belirsizleĢtiğini vurgular. Böylesi bir tavır ile Ġslam ve modern dünyanın
entegrasyonu düĢüncesi, Ġslami hassasiyetlerin beraberinde, gerçekleĢtirilir. Bocock (2009:
120) da, aĢırı tüketimin önüne geçmede, tek güçlü, sosyo-kültürel kurumun din olduğunu
belirtir ve böylelikle doğa da korunacaktır. AĢağıdaki çizelgede orta sınıfın dini değerlerine
yer veren çalıĢmalar bulunmaktadır.
Çizelge 4.10. Dini değerlerden söz eden çalıĢmalardan örnekler-Türkiye
Yazar(lar),
Bulgular
Yıl
Karademir,
Ayrancı‟da yeni orta sınıfın seküler fraksiyonu, Keçiören‟de ise yeni orta sınıfın muhafazakâr fraksiyonu yaĢamaktadır.
2009
Sandıkçı ve
Örtünmenin seküler/Batılı bakıĢ açısından kadının ezilmiĢliğinin ve ataerkil toplumun simgesi, yerel bakıĢ açısından bir direniĢ
Ger, 2010
hareketi ve kimlik simgesi olduğunu belirtmiĢlerdir. Daha önceleri tesettürün büyük bir baĢörtüsü ve uzun, bol bir mantodan
oluĢan daha tekdüze bir görünüĢü olduğunu; sonraları yeni örtünme biçiminin, özellikle anneleri genellikle örtünmemiĢ ve
kendileri de önceleri örtünmemiĢ olan genç, kentli, eğitimli orta sınıf kadınlar tarafından edinildiğini belirtmiĢtir.
Yılmaz,
Katılımcıların % 48,3‟ü kendisini tamamen dindara yakın; % 40,6‟sı ortaya yakın; % 8,6‟sı hiç dindar değile yakın
2012
görmektedir. Katılımcıların % 57,8‟si tatillerde Ġslami kurallara göre tatil yapabilecekleri otel, tatil köyü, tatil bedellerini tercih
etmektedir.
Ipsos
Türkiye genelinde,
kamu kurum ve kuruluĢlarında kadın çalıĢanların baĢlarını örtmelerine izin verilmesi gerektiğini
KMG,
düĢünenlerin oranı % 57, dini inançlarının hayatlarına yön verdiğini söyleyenlerin oranı % 66, Allah‟a olan inancının
2012
kendilerine huzur verdiğini söyleyenlerin oranı % 84, dinin gereklerini yerine getirdiğini söyleyenlerin oranı %71, kadınların
%37‟si evde baĢını hep örtmekte, kadınların % 60‟ı dıĢarı çıkarken örtünüyor, erkeklerin %46‟sı evleneceği kiĢinin veya
eĢinin baĢının örtülü olmasına önem veriyor.
Balkan ve
Hem laik hem Ġslami kesimde, neoliberal değerleri ve yaĢam biçimlerini yansıtan bir yeni orta sınıf bulunmaktadır ve bu sınıf
Öncü, 2014
kendisini diğerlerinden ayırmaktadır. Bu her iki kesim farklı ideolojik ve kültürel geçmiĢlere sahip olmakla birlikte, yeni bir
statü grubunda birbirlerine yakınlaĢmaktadır.
119
Dindarlık bireyin “belli bir dini geleneğin kuralları (inanç sistemleri) içinde hayatı
anlamlandırması (anlam) ve yaĢamasıdır (ritüel)”dir (Seyhan, 2015: 402). Dindarlık, bir
kiĢinin mensubu olduğu dine ait inanç, ibadet ve sembollere iliĢkin kabul, yoğunlaĢma ve
meĢgul olma derecesi olarak tanımlanmaktadır (Kurt, 2009:2; Aktaran, Demierezen, 2015:
25). Demirezen (2015) de temelde dindarlığın inanç (Allah‟a, ahiret gününe, cennete ve
cehenneme iman), pratik/davranıĢ (ibadetler) ve değerler (Tanrıya ve dine önem verme
derecesi) olmak üzere üç boyutu olduğundan söz eder. Dindarlık ile ilgili ölçümlerde öncü
gelen ölçeklerden bir tanesi Allport ve Ross (1967)‟un “Ġçsel-DıĢsal Dini Yönelim” ölçeğidir.
Ölçek, içsel dini yönelim ve dıĢsal dini yönelim olmak üzere iki alt ölçekten oluĢmaktadır.
Ġçsel olarak motive olmuĢ dindar bireyler, kendilerini inançlarına tümüyle adarken ve dinlerini
yaĢarken; dıĢsal olarak motive olmuĢ bireyler, dinlerini kullanırlar (Allport ve Ross, 1967:
434). Söz konusu ölçek, her ne kadar farklı dinlere sahip ülkelerde dahi sık kullanılsa da,
Hristiyanlığa göre oluĢturulması nedeniyle eleĢtirilmiĢtir. Rehman ve Shabbir (2010)‟in
belirttiği “Ġslami Dindarlık Endeksi” ise, Ġslam dinine göre hazırlanmıĢtır. Belirtilen ölçeğe
göre, yazarın esinlendiği Glock (1972) modelinden hareketle, dindarlık; fikirsel boyut, ibadet
boyutu, düĢünsel boyut, izleyen boyut ve deneyimsel boyut olmak üzere beĢ boyuttan
oluĢmaktadır. Fikirsel boyut, Tanrı, peygamber ve kader gibi dinle ilgili genel inançları
içerirken; ibadet boyutu, din tarafından tarif edilen namaz kılma, oruç tutma, hac gibi
eylemleri içerir. Düşünsel boyut, bireyin din hakkındaki bilgisini ifade ederken; izleyen
(dolaylı) boyut, dinin önemini belirtir; deneyimsel boyut ise dinin uygulanabilirliğini tanımlar.
Rehman ve Shabbir (2010), çalıĢmalarında, dindarlıkla, yeni ürün benimsenme iliĢkisini erkek
öğrenciler üzerinde ölçmüĢler; daha eğitimli, daha yüksek harcanabilir gelire sahip, farklı
yaĢlardaki kiĢiler ile daha belirleyici sonuçlara ulaĢılabileceğini öngörümlemiĢlerdir. Bu
çalıĢmada da dini değerleri ölçebilmek adına, Rehman ve Shabbir (2010)‟in belirttiği “Ġslami
Dindarlık Endeksi”nden yararlanılmaktadır.
4.5.2.3. Bireyci-kolektivist değerler
Tüketici davranıĢının farklı kültürlerde hangi Ģekillerde ortaya çıktığını inceleyen
çalıĢmalardan bir tanesi Geert Hofstede (1980)‟ye aittir. Söz konusu çalıĢmada yer alan
bireyselci-kolektivist değerler, toplumların refah düzeylerinin bir göstergesi olabilmektedir.
120
Değerler ve değer sistemleri içerisinde önemli bir araĢtırma alanı, bireyselcilik ve
kolektivizmdir (Xiao ve Kim, 2009: 612). Ülkelerin bireysel veya kolektivist toplumlar oluĢu,
devlet adamlarının sözlerinde de izlenebilmektedir. Margaret Thatcher‟ın her bireyin farklı
olması nedeniyle bireylere değer verdiklerini ve her vatandaĢın potansiyelini tam olarak
kullanabileceği bir toplum yaratmaları gerektiğini belirtmesi, kendi tabiriyle “bazılarının
uzayarak diğerlerini geçmesine izin vermeleri” gerektiğini ifade ediĢi, bir örnektir (Bauman,
2013: 24).
Hofstede (1980) 40 ülkeden 116000 çalıĢanın katıldığı çalıĢmasında kültürü dört boyut altında
incelemiĢtir: Bireycilik ve toplulukçuluk, kadınsı ve erkeksi değerler, güç mesafesi,
belirsizlikten kaçınma. Türkiye hakkında ise, söz konusu çalıĢmadan, aĢağıda yer alan
bulgular elde edilmiĢtir:

Toplulukçu değer ve normlar egemendir.

Kadınsı değerler biraz daha ön plandadır.

Güç mesafesi fazladır.

Belirsizlikten kaçınma eğilimi yüksektir.
Aynı çalıĢmanın son versiyonu (Hofstede‟nin 6 boyutlu modeli) ise bize daha ayrıntılı bilgiler
sunmaktadır.
Türkiye
100
50
0
66
85
37
46
45
49
Türkiye
Güçmesafesi
Bireycilik
Erillik
Belirsizlikten Pragmatizm
kaçınma
Müsamaha
ġekil 4.2. Hofstede‟nin 6 Boyutlu Modeli Türkiye Sonuçları65
Kaynak: The Hofstede Centre, http://geert-hofstede.com/turkey.html
Yer verilen bulgular bizlere Türkiye toplumu hakkında Ģunları söylemektedir (The Hofstede
Centre, http://geert-hofstede.com/turkey.html):
65
Ġngilizcesi, “Hofstede‟s 6-D Model”dir. Burada boyutların Ġngilizce isimleri ise sırasıyla “power distance,
individualism, masculinity, uncertainty avoidance, pragmatism, indulgence” Ģeklindedir.
121
Güç mesafesi: Bir ülke içerisindeki kurumlardaki ve organizasyonlardaki daha az güçlü
üyelerin gücün eĢit olmayan bir biçimde dağıtıldığını bekleme ve kabul etme ölçüsüdür.
Belirtilen boyuta göre Türkiye bağımlıdır, hiyerarĢiktir, üstler sıklıkla ulaĢılamazdır, ideal
patron bir baba figürüdür. Güç merkezileĢmiĢtir, yöneticiler patronlarına ve kurallara bel
bağlarlar. ÇalıĢanlar, ne yapacaklarının söylenmesini bekler. Kontrol beklenir ve yöneticilere
yönelik tutum formeldir. ĠletiĢim dolaylıdır ve bilgi akıĢı seçimlidir. Benzer yapı ailede de
gözlenebilir, burada baba diğerlerinin itaat ettiği aile reisidir.
Bireycilik: Bir toplumun üyeleri arasında süren karĢılıklı bağımlılık derecesidir. Belirtilen
durum, insanların benliklerini “ben” ya da “biz” olarak tanımlamaları ile ilgilidir. Bireysel
toplumlarda kiĢilerin kendilerine ya da ailelerine bakmaları beklenir. Kolektivist toplumlarda
kiĢiler, sadakat karĢılığında kendilerine bakan “gruplar”a aittir. Türkiye kolektivist bir
toplumdur. Söz konusu durum, “biz”in önemli olduğu, insanların gruplara (aileler, klanlar
veya iĢletmeler) ait olduğu, iletiĢim dolaylı olduğu, grup uyumunun sürdürülmesinin gerekli
olduğu ve açık çatıĢmalardan kaçınıldığı bir durumdur. Güven iliĢkisi kurmada zamana
yatırım yapılmalıdır. Kayırmacılık sıklıkla görülür.
Erillik/DiĢilik: Söz konusu boyutta en iyi olmayı istemek, erilliği (yüksek puan), hoĢlandığın
Ģeyi yapma diĢiliği (düĢük puan) temsil eder. BaĢkalarıyla samimi olma, fikir birliği, ezilenlere
karĢı sempatiye değer verilir ve teĢvik edilir. Özel hayatta ve iĢ yaĢamında anlaĢmazlıklardan
kaçınılır ve nihayetinde uzlaĢma önemlidir. BoĢ zamanlar Türkler için önemlidir; söz konusu
zaman, bütün ailenin, klanın, arkadaĢların hayattan zevk almak için bir araya geldikleri
zamandır.
Belirsizlikten kaçınma: Bir kültürün üyelerinin bilinmeyen durumlar tarafından tehdit edilme
ölçüsü ve söz konusu durumlardan kaçınmak için inançlar ve kurumlar yaratması, belirtilen
puanı ortaya çıkarır. Türkiye‟de kurallara ve kanunlara oldukça ihtiyaç vardır. EndiĢeyi
minimize etmek için insanlar birçok ritüelden faydalanır. Yabancılara göre belirtilen durum,
“Allah” kelimesi belirtilen ritüellerde çok geçtiğinden, dini gözükebilir; fakat sıklıkla bunlar
sadece geleneksel toplumsal kalıplardır ve belirli durumlarda gerginliği azaltmak için
kullanılırlar.
Pragmatizm: Bugün olduğu kadar geçmiĢte de insanların ne kadar etrafımızda olanların
açıklanamayacağı ile iliĢkili olduklarını tanımlar. Türkiye‟nin puanı ortadadır, dolayısıyla
belirtilen konuda baskın bir tercih yoktur.
122
Müsamaha: Ġnsanların yetiĢtirilme tarzlarına dayanarak isteklerini ve dürtülerini kontrol
etmeye çalıĢma ölçüleridir. Türkiye için, belirtilen boyutla ilgili bir özellik belirlenmemiĢtir.
Bireycilik, bireyler arasındaki bağların gevĢek olduğu bir toplumu tanımlarken; kolektivizm,
gruplar içerisinde güçlü, birbirine bağlı olmayı içerir (Xiao ve Kim, 2009: 612). Bireyselci
toplumlarda bireylerin kendilerine ve yakın ailelerine bakmaları beklenirken; kolektivist
toplumlarda, kiĢiler kendilerini kolektiflerin parçası olarak görür ve temelde, belirtilen
grupların normları ve görevleri tarafından motive edilirler (Tirandis, 1990,1995‟ten aktaran
Xiao ve Kim, 2009: 612). Bireyselcilik, genel itibariyle, daha zengin ülkelerde hâkim iken;
kolektivism daha fakir toplumlarda gözlenmektedir (Guarin ve Knorringa, 2013: 201). Ipsos
KMG (2012)‟nin çalıĢmasına göre, Türkiye genelinde, kadınların % 63‟ü erkeklerin % 60‟ı
baĢkalarının kendisi hakkındaki düĢüncelerini önemsiyor, kadınların % 56‟sı erkeklerin % 55‟i
kendi mutluluğunu çevresindekilerin mutluluğuna bağlı görüyor, kadınların % 76‟sı erkeklerin
% 74‟ü ise çevresinde uyumu korumayı kendisi için önemli görüyor. Ayrıca, toplulukçuluk
değerleri genelde yaĢla birlikte yükseliyor. Gençlerin yaĢlılara göre daha bireyselci olduğu
gözleniyor. “Etrafım ne der, diye düĢünmeden dilediğim gibi yaĢarım” diyenlerin oranı
erkeklerde % 44 kadınlarda % 33, erkeklerin % 49‟u kadınların % 50‟si kendi önceliklerinin
her Ģeyden önce geldiğini düĢünüyor, erkeklerin % 72‟si kadınların % 71‟i genelde fikirlerini
rahatça ifade edebiliyor.
4.5.2.4. Materyalistik değerler
Günümüzde, tüketmekten alınan zevk, hayatın doluluğu ile eĢ anlamlı hale gelmekle birlikte
hoĢumuza gitmeyen eĢyalardan kurtulmak en çok heyecan veren duygular haline gelmiĢtir ve
“AlıĢveriĢ yapıyorum, öyleyse varım!” durumu söz konusudur (Bauman, 2013: 51). Zira
çağdaĢ toplumlar, materyalist, paraya dayalı, sahip olmayı öne çıkaran, hedonist toplumlardır
(OdabaĢı, 2013: 47). Tüketicinin dünyevi değerlere verdiği önem olarak ifade edilen
materyalizm66, kitle iletiĢim araçları vasıtasıyla yaygın hale gelmektedir (OdabaĢı, 2013: 128).
Materyalist bireyler sahip olmayı yaĢamlarının merkezine koyarlar; mal ve mülk edinmekten
mutlu olurlar; edindiklerinin sayısına ve kalitesine göre baĢkalarının ve kendilerinin
66
Materyalizmi kesin olarak reddeden yaklaĢıma ise, gönüllü sadelik adı verilmektedir (OdabaĢı, 2013: 199).
123
baĢarılarını değerlendirirler (OdabaĢı, 2013: 133). Ülkemizde cep telefonları, adeta sınıfsal bir
sembol olarak kabul edilmektedir (OdabaĢı, 2013: 148). Yeni zenginlerin aniden ortaya çıkan
antika merakı gibi baĢkalarının geçmiĢine sahip olma özlemi; kendi kimliklerini markada
arama güdüsü, materyalizm çerçevesinde değerlendirilmektedir (OdabaĢı, 2013: 138). Dahası,
kitle iletiĢim araçları da materyalistik değerlerin oluĢmasında önemli katkılarda bulunmaktadır
(OdabaĢı, 2013: 140).
4.5.3. Beklentiler
Beklentiler, karĢımıza orta sınıfın geleceğe yönelik beklentileri olarak çıkmaktadır. Daha iyi
veya geçmiĢten kötü olmayan durumlardır. KiĢinin kendi durumundan, ülkeden ve
ekonomiden beklentileri olabilir. Liu vd. (2007; Aktaran, Fulton vd., 2014: 5)‟ne göre,
beklenti, bir kiĢinin istek ve ihtiyaçlarını gerçekleĢtirmesiyle, kiĢiye adil davranılması, yerel
hükümet hizmetlerinin toplumu iyi halde tutmaya yardımcı olmasıyla iliĢkilidir. Tüketici
güveni de söz konusu durumla yakından iliĢkilidir. Tüketici güveni, tüketicilerin, tüketici
güveninin bir belirleyicisi olarak geleceğin neler getireceğine dair tüketicilerin inançlarıdır
(Solomon, 2015: 457). PRC (2008), Amerikan orta sınıfının neredeyse % 80‟inin Ģimdiki
yaĢam tarzlarını sürdürmede zorlandıklarını belirtir. Zechmeister vd. (2012: 75), Latin ve
Güney Amerikadaki orta sınıfın diğer sınıflara nazaran kiĢisel ekonomik durumları anlamında
pozitif bir bakıĢ açısına sahip olduğunu belirtir. Jin vd. (2010: 7), Hindistan orta sınıfının,
gelirlerinin ikiye katlanmasını beklediklerini; belirtilen durumda önce barınmaya sonra sağlık
ve eğitime harcama
yapacaklarını
belirtmiĢtir.
AĢağıda Türkiye‟deki
orta sınıfın
beklentilerinden söz eden çalıĢmalardan örnekler verilmektedir.
Çizelge 4.11. Orta sınıfın beklentilerinden söz eden çalıĢmalardan örnekler-Türkiye
Yazar, Yıl
Turkishtime, 2013
Yılmaz, 2007
Bulgular
Gelecekte, Ģehir hayatını terk etme eğilimi vardır.
% 70‟i hayatından genel olarak memnundur. Ellerine 100.000 TL geçse katılımcıların % 51,5‟i bunu gayrimenkul
alarak, % 14,4‟ü yeni bir iĢ kurarak, % 11,6‟sı bankada değerlendireceğini belirtmiĢtir. 25.000 TL ile ne yapardınız
Ģeklinde bir soru sorulduğunda ise katılımcıların % 28,9‟u ev alacaklarını, % 20,8‟i araba alacaklarını, % 14,1‟i
çocuklarının ihtiyaçları için kullanacaklarını, % 12,8‟i varolan borçlarını ödemede kullanacaklarını belirtmiĢtir.
124
4.5.4. Tutumlar
Tutum, kiĢinin nesne, kanı ya da ortamlara yönelik olumlu ya da olumsuz biçimde tepkide
bulunma eğilimidir (OdabaĢı ve BarıĢ, 2014: 157). Tutum, bir nesne ya da olaylara karĢı
sürekli olarak aynı biçimde davranmaya neden olan öğrenilmiĢ bir eğilimdir (Silah, 2005:
307). Lange ve Meier (2007: 6), çalıĢmalarında, orta sınıfın sosyal sorumluluğa yönelik
tutumlarına ve tüketimci tutumlarına yer vermiĢtir. Sekulic ve Wong (2007), herhangi bir mal
veya hizmeti satınalmaya yönelik tutumları incelemiĢtir: Kalite, çevreyi koruma, fiyat, marka
ve moda. OECD (2011), Latin Amerikalı orta sınıfın demokrasi, mali politika, yeniden
dağıtıma (redistribution) yönelik tutumlarını incelemiĢtir; demokrasiyi desteklediklerini fakat
demokrasinin gerçekte nasıl iĢlediğinden tatmin olmadıklarını; vatandaĢların vergilerini
ödemeleri gerektiğini diğer sınıflara göre daha çok düĢündüklerini; vergilerin yüksek
olduğunu daha az düĢündüklerini; kamu hizmetlerinin temininden daha az memnun
olduklarını belirtir. Zechmeister vd. (2012) ise, çalıĢmalarında orta sınıfın demokrasiye
yönelik tutumlarından, (muhalif politik görüĢlere karĢı) politik müsamahadan, politik
katılımından (oy verme ve protestolara katılma), politikaya ilgisinden söz etmiĢlerdir.
Türkiye‟de yapılan çalıĢmalarda da benzer durumlar gözlenmektedir. Ipsos KMG (2012)‟nin
çalıĢmasına göre, Türkiye genelinde en güçlü beĢ tutumu, inançlı olmak, çevre duyarlılığı,
geçmiĢe özlem / geçmiĢ bağlantısı, küçük lüksler / küçük mutluluklar aramak, evde yaĢam
olarak sıralar. En zayıf beĢ tutumun ise, formda olmak, teknoloji tutkusu, reklam etkisi, zevkin
intikamı, özel hizmet arayıĢı olduğunu belirtir. Aynı çalıĢmada, alıĢveriĢe yönelik tutumlardan
da söz edilmiĢtir.
Özetle orta sınıfın tutumları oldukça geniĢ bir konu olmakla birlikte hem satınalmaya yönelik
tutumları hem de politik ve toplumsal meselelere yönelik tutumları içerebilmektedir.
Dolayısıyla, tutumlar konusu içerisinde; politik katılım, aile odaklılık ve kadınların rolünden
söz edilecektir.
Politik Katılım. Politik katılım konusu orta sınıfın hem değerleri (siyasi değerler anlamında)
hem tutumları arasında yer alabilme niteliğine sahiptir; esasında siyasi değerler sosyal
sınıfların tutumunu yansıtır. Böylece, oy verme, politik tolerans, demokrasiyi destekleme,
politikaya ilgi, oy vermeye konuları incelenebilir. Demokrasi her yerde pazar ekonomisinin
125
yarattığı bir orta sınıfa dayanır (Karpat, 2013b: 180). Alt sınıf ile üst sınıf arasında bir yere
takılıp kalmıĢ olan orta sınıflar, kendilerine üst sınıfa yükselme imkânını verecek (söz konusu
durumu, sınıf atlama özlemi olarak adlandırabiliriz) ve de alt sınıfa inmeleri olasılığını ortadan
kaldıracak her siyasi oluĢuma büyük destek verir; belirtilen durum da siyasi oluĢumun
oluĢturduğu ekonomik program ile bağlantılıdır (Turgut, 2009). Politik olarak üst orta sınıf,
çocuk düĢürme ve insan hakları gibi konularda karakteristik olarak liberaldir; fakat vergi ve
ücret gibi ekonomik konularda genel olarak tutucudur; diğer sınıflara göre politik olarak daha
aktiftir ve sivil toplum kuruluĢlarında daha aktif olarak görev alır (Erdem, 2010: 289).
Zechmeister vd. (2012: 75), Latin ve Güney Amerikalı orta sınıflarla yaptıkları çalıĢmada, orta
sınıfın alt sınıflara nazaran çok az bir farkla demokrasiyi daha fazla desteklediklerini
bulmuĢlar ve tüm sınıflardaki demokrasiye olan inancın neredeyse evrensel olduğunu
belirtmiĢlerdir. Yazarlar, ayrıca, orta sınıfın alt sınıflara nazaran muhalif görüĢlere karĢı daha
az müsamaha gösterdiklerini; protestolara daha az katıldıklarını; politikaya daha fazla ilgili
olduklarını; oy vermeye daha çok katıldıklarını belirtmiĢlerdir. AĢağıdaki çizelgede orta
sınıfın politik katılımına yer veren çalıĢmalar bulunmaktadır.
Çizelge 4.12. Politik katılımdan söz eden çalıĢmalardan örnekler-Türkiye
Yazar(lar),
Yıl
Yılmaz,
2012
Bulgular
Ipsos
KMG,
2012
Türkiye genelinde, katılımcıların % 38‟i toplumun farklı unsurlarının barıĢması için yeni bir anayasanın gerekli olduğunu
düĢünüyor, % 58‟i oy verirken baĢkalarının fikrini önemsiyor ve yalnızca kendi fikrine önem veriyor, % 58‟i oy verirken
partinin adını değil adayın kim olduğunu önemsiyor, % 45‟i oy verdiği partinin seçimden seçime değiĢebileceğini belirtiyor, %
45‟i seçim döneminde gazete ve TV tartıĢmalarını takip ediyor.
Katılımcıların % 45‟i politikayla biraz veya çok ilgilenmektedir.% 31,6‟u sağ görüĢe, % 18,4‟ü sol görüĢe; % 42,6‟sı ise hem
sağın hem solun değerlerini uzlaĢtıran merkeze yakındır. % 44,7‟si laikliği hiç değiĢtirmeden uygulamadan yana olurken, %
31,8‟i her etnik grubun Türk kimliğini eksiksiz kabul etmesini istemekte; % 51,7‟si AB‟yi desteklemektedir. % 53,3‟ü
kendisini tamamen milliyetçi görmektedir.
BarıĢ (2012: 139), sosyal sınıflar kavramının, pazarlama akademisyenleri ve yöneticileri için
farklı ihtiyaç ve istekleri olan grupları anlamaktan, onlara daha iyi mal ve hizmetler
sunabilmekten baĢka bir anlam taĢımadığını; dolayısıyla, sınıf kavramının sosyolojik
çözümlemelerinin, siyasal boyutları içermeyecek biçimde incelendiğini belirtir. Nitekim bu
çalıĢmanın literatür ve yöntem kısmında da orta sınıfın politik katılımından söz edilse de siyasi
anlamda sınıfsal çözümlemelere yer verilmemiĢtir.
126
Belirtilmesi gereken bir diğer konu da, bireyleri orta sınıfta tutma ya da orta sınıfa geçirme
konusunda hükümetlere düĢen görevdir. Sosyoekonomik koĢullardaki en büyük değiĢiklikler,
eğitim (okul öncesi, ilköğretim, lise, üniversite) ve yaĢam (bekar annelerde doğum öncesi
bakım hizmetleri) müdahaleleri; hükümetin vergi ve harcama politikaları; güvenlik ağları ve
sosyal hizmetler; sosyal sigorta programları (iĢsizlik, engelli sigortaları; doğum hakları;
yaĢlılıkta emekli aylığı; çocuk yardımı) ile olmaktadır (Sawhill vd., 2013; Pressman, 2007;
Bradley vd., 2003; Western ve Ehaly, 1999‟dan Aktaran, Fulton vd., 2014: 9). Bu kapsamda
Türkiye‟de
AK
Parti
hükümeti,
2023
hedeflerini
ortaya
koymuĢtur
(http://www.akparti.org.tr/site/hedefler). AK parti hükümetinin 63 maddelik 2023 hedefleri
arasında, iĢsizliğin % 5‟e indirilmesi, bölgeler arası geliĢmiĢlik farklarının azaltılması,
dünyanın ilk 10 ekonomisine girilmesi, kiĢi baĢı gelirin 20 bin doları geçmesi, yoksulluğun
giderilerek gelir farkının azaltılması, kadınların iĢgücündeki payının yüzde 38‟e çıkarılması,
kayıt dıĢılığın yüzde 15‟e düĢürülmesi, iĢ ve meslek danıĢmanı sayısının 4 bine çıkarılması,
yeni kamu personel sistemi geliĢtirilmesi, 50 yaĢ altının yüzde 100 okuryazar olması, genç
nüfusun asgari lise mezunu olması, isteyen lise mezununa üniversite kapısının açılması,
nüfusun çoğunluğunun büyükĢehirlerde yaĢaması yer almaktadır. Belirtilen hedeflerin
gerçekleĢtirilmesiyle orta sınıf daha da büyüyecektir.
Aile odaklılık. Her ne kadar neoliberal reformların din, aile ve evlilik gibi sosyal kurumları
çökerteceği düĢünülse de aksine, geleneksel kurumların etkisi, Türkiye‟de devam etmektedir
(Kravets ve Sandıkçı, 2014: 133). Rutz ve Balkan (2010:54), orta sınıfın yeniden üretiminde
ailenin önemli bir rol oynadığını belirtmektedir. Lareu (2003, Aktaran, Fulton vd., 2014: 5),
orta sınıf ebevynlerin genellikle çocuklarını geliĢtirmeye odaklarını belirtir; belirtilen
yaklaĢımla ebevynler, güçlü dil becerilerini, kiĢisel yaratıcılıkta bağımsızlığı ve güveni teĢvik
eder. Orta ve üst sınıfların alt sınıflara nazaran daha az, çoğunlukla bir çocukları vardır; nüfus
bilimciler, söz konusu duruma, ayrımsal doğurganlık (differential fertility) adını vermektedir
(Solomon, 2015: 462). Dahası, kiĢinin ailesinin (özellikle babasının) ait olduğu sınıf da kiĢinin
sınıfını etkilemede önem taĢımaktadır (beyaz yakalıların çocukları da genellikle beyaz
yakalıdır); “Sindirella fantazileri” (örneğin, Pretty Woman-Özel Bir Kadın filmi) yani kiĢinin
kendisinden daha zengin bir kimse ile evlenmesi ise belirtilen durumdan hariçtir (Solomon,
2015: 462). Kravets ve Sandıkçı (2014), Türkiye‟deki yeni orta sınıf kadınların, tarzlarını
127
belirlerken babalarına, erkek kardeĢlerine, partnerlerine danıĢtıklarını; erkeklerin de
giyimlerinde annelerinden ve partnerlerinden tavsiyeler aldıklarını vurgulamaktadır. Ipsos
Kmg (2012), Türkiye‟deki katılımcıların % 70‟i “çocuklarına ve ailelerine aldıkları ürünlere
çok dikkat ettiklerini” belirtmektedir. Söz konusu haliyle orta sınıf, aile odaklı oluĢuyla da ön
plana çıkmaktadır.
Kadınların Rolü. Kadınlara verilen roller de giderek değiĢmektedir. Ipsos KMG (2012)‟nin
araĢtırmasına göre, Türkiye genelinde,
kadınların iĢ yaĢamında daha aktif olmasını
destekleyen erkeklerin oranı % 59 iken, kadınlarda söz konusu oran % 75‟tir; gelecekte
kadının hayatında, kariyerin bugünkünden daha ön plana çıkacağı inancına katılım oranı
kadınlarda % 75, erkeklerde ise % 64; erkeklerin % 69‟u ve kadınların % 57‟si kadının
çalıĢması için erkeğin rızası gerektiğini düĢünmektedir. Yılmaz (2012)‟ın araĢtırmasına göre
ise, Türk orta sınıfının % 91,2‟si kadınlar ve erkekler hem toplum hayatında, hem de aile
hayatında tam anlamıyla eĢit olmalı ve hayatı her bakımdan eĢit olarak paylaĢmalıdır
düĢüncesine ve % 87,6‟sı kadınlar ve erkekler siyasette, iĢ hayatında, toplum içinde ve aile
hayatında her bakımdan eĢit haklara sahip olmalıdırlar düĢüncesine sahiptir.
4.6. Orta SınıfınTüketimi
Üretim iliĢkileri düzlemi, toplumsal hayatın, günlük insan iliĢkilerinin temel bir ögesi olsa da
tek ögesi değildir; zira tüketim kalıpları, biçimleri ve günlük hayat tarzı üretimle bağlantılıdır
(Boratav, 2005: 109). Çağımız tüketimle ilgili sembollerin ve iĢaretlerin günlük yaĢamda
büyük rol oynadığı bir çağdır (Giddens, 2005: 295). Tüketim, mal ve hizmetlerin insan
ihtiyaçlarını karĢılayacak biçimde kullanılması olup belirtilen ihtiyaçların karĢılanması, insana
bir fayda sağlar (Seyidoğlu, 2002: 648). Tüketim, mal ve hizmetlerin bir iĢlemeye tabi
tutulmak veya yeniden satılmak üzere değil doğrudan doğruya insan ihtiyaçlarının
karĢılanması için satın alınmasıdır (Seyidoğlu, 2002: 648). Bireyin sadece fiziksel ihtiyaçlarını
karĢılamakla kalmayan tüketim, içinde yaĢanılan sosyal, kültürel ve sembolik dünyadaki
ihtiyaçlarını da tatmin etmektedir (OdabaĢı, 2013: 176). Diğer bir ifade ile tüketim, iletiĢim
sürecinde bir aĢama, bir Ģifre veya kodun nesnel veya belirgin üstünlüğü ön Ģartına dayanan
bir Ģifreyi/kodu çözme eylemidir (Bourdieu, 1984). Özetle tüketim, ihtiyaç, istek, arzu gibi
128
taleplere ve söz konusu taleplerin karĢılanması için gerekli olan mal, hizmet gibi üretim
çeĢitlerine ve paraya ya da bunun yerini alacak bir değere dayalı, ayrıca zaman ve mekana
bağlı olan, sosyal ve ekonomik bir iliĢki biçimidir (Orçan, 2008: 23). Tüketimin bir türü de
sınıflandırma olarak tüketim olup belirtilen durum, tüketicinin, kendini uygun gördüğü
tüketicilerle aynı sınıfta konumlandırmak için tüketim objelerini kullanması olarak
açıklanmaktadır (OdabaĢı, 2013: 136). Belirtilen duruma örnek olarak, üst sınıf bireylerin, orta
sınıf bireyleri tarafından taklit edildiklerinde söz konusu ürünlerden derhal vazgeçmeleri,
tüketim biçimlerini değiĢtirmeleri verilebilmektedir (OdabaĢı, 2013: 136). Pek çok insanın
yaĢamlarında bilinçli olarak seçtikleri anlam, ürettiklerinden çok tükettikleriyle oluĢmaktadır
yani tüketim sembolik değerleri için satın alınan malların yalnızca maddi kullanım değerlerini
değil onların tüketici için anlamını da içermektedir (Bocock, 2009: 100). Türkiye özelinde
bakıldığında, Çizelge 4.13.‟de görüldüğü üzere, hanehalklarının nihai tüketim harcamaları
önemli düzeylerdedir.
Ġnsanlar daha fazla kazandıkça, etraflarında olup bitenler içerisinde kendi fırsatlarını, kiĢisel
olumlu yanlarını daha net biçimde görmektedir (Wheary, 2009: 78). Belirtilen durum temel
ihtiyaçlarını karĢılamaktan daha fazlasını elde etme safhasına geçenlerin bakıĢ açısından bir
“ĠĢte bu! (That‟s it!)” durumudur; söz konusu durum, bir milyarla çarpıldığında böylesi büyük
bir grubun kendi tercihlerini öne alarak yarattığı etki, çığır açmaktadır (Wheary, 2009: 78).
Orta sınıf tüketiciler yaĢam kalitesinin peĢindedirler; aileleri için daha iyi sağlık bakımı,
çocukları için daha pahalı eğitim, daha iyi barınma, daha pahalı yiyecekler, daha fazla eğlence,
tütün ve içki (Banerjee ve Duflo, 2008: 7) isterler. Özellikle televizyonun yaygınlaĢması, orta
sınıfların geliĢmesine bağlı olarak ortalama bir kültürün kitleselleĢmesine neden olmuĢtur
diğer deyiĢle, beğeniler ve yaĢam biçimleri giderek standartlaĢmıĢtır (Bıçakçı, 2008: 10).
Tüketime istikrarın yanısıra bir istikrar ihtiyacı da getiren söz konusu tüketiciler, olanı
muhafaza eder ve diğer sosyal statü gruplarına göre belirgin tüketim kalıplarına sahiptir; aynı
zamanda bir hayat dengesi oluĢur ve tüketiciler, mutlu ve tatminkâr hale gelir (Turkishtime,
2013).
129
Çizelge 4.13. En Büyük 20 Tüketim Pazarı
Sıra No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
Ülke
ABD
Çin
Japonya
Almanya
BirleĢik Krallık
Fransa
Brezilya
Ġtalya
Hindistan
Rusya
Kanada
Meksika
Avustralya
Ġspanya
Güney Kore
Türkiye
Endonezya
Arjantin
Hollanda
Nijerya
Hanehalkı nihai tüketim harcaması (Amerikan Doları cinsinden)
11,484,300,000,000
3,446,754,849,700
3,007,814,130,060
2,086,558,907,966
1,736,556,916,082
1,553,257,303,630
1,406,180,587,745
1,300,337,330,547
1,119,305,349,870
1,089,144,425,843
1,018,482,708,779
869,475,403,226
858,100,010,818
810,338,657,099
665,760,761,103
582,721,184,526
484,750,795,242
405,455,298,550
384,477,819,536
376,427,639,936
Kaynak: Household final consumption expenditure, http://data.worldbank.org/indicator/NE.CON.PRVT.CD/
countries?order=wbapi_data_value_2013%20wbapi_data_value%20wbapi_data_value-last&sort=desc&display
=default
KüreselleĢmenin de etkisiyle küresel bir orta sınıftan da söz edilmektedir. Küresel orta sınıflar
kendilerini giderek daha kültürler ötesi bulmakta; standart küresel tüketime ulaĢarak bir
yandan standartlaĢmada etkiliyken diğer yandan kültürel farklılıkların nedeniyle de
adaptasyona ihtiyaç duymaktadır (ÇavuĢgil ve Guercini, 2014: 9). KüreselleĢme, popüler
kültürün unsurları olarak, maddelerin (Lee, Levi‟s, Adidas, Mc Donald‟s vb.
67
)
yaygınlaĢmasını sağlamakla birlikte aynı zamanda değerlerin (maddeci ve faydacı değerler,
demokratik değerler, insan hakları, çevre Ģuuru, teknolojik geliĢme, mal ve hizmet kalitesinde
standartlaĢma vb.) de yaygınlaĢmasını sağlar (Erkal, 2009: 55). Benzer tüketim tercihlerinin
sergilendiği global tüketim kültürü, “McDonaldlaĢtırma” ya da “Coca ColalaĢtırma” olarak da
ifade edilebilmektedir (OdabaĢı, 2013: 54). Burada kısaca küreseleĢmenin kültürel olarak
birbirine zıt iki ayrı sonuç verdiğinden söz etmek gerekir (Kongar, 1999: 41):
“Söz konusu, birbirine zıt sonuçlardan birincisi, bilgi ve iletiĢim devrim ile uluslararası
sermayenin de etkisiyle bir örnek tüketim davranıĢlarını evrensel bir kültür olarak tüm
dünyaya yaymaktadır. Böylece dünya, aynı marka gazoz içen, aynı marka ayakkabı
giyen, aynı tür köfte yiyen bir pazar haline gelmekte; insan davranıĢları da ırk, dil, din
ve ülke farkı gözetmeksizin birbirine benzemektedir. Ġkinci olarak ise, hem insan
67
Orçan (2008: 26), Batılı tüketimin Avrupa‟ya nazaran daha çok Amerikan kültürünün etkisinde olmasının
nedenini, Amerika mallarının daha genele (kitleye), Avrupa mallarının ise aristokrat ve seçkinci bir yapıya hitap
ettiğini belirterek açıklar.
130
haklarının daha geniĢ bir kabul görmesi, hem de her türlü mikromilliyetçi kültürel
kimliğin evrensel olarak önem kazanmasıdır”.
Yeni tüketim kültürü, insanların kendilerini kendi statülerinde yer alanlarla mukayese etmek
yerine daha üsttekilere özenmesine, orta ve alt sınıfların hep daha fazla tüketmek için
çabalamalarına neden olmakta; kendi sınıfsal konumlarının üzerinde bir hayatı ve tüketim
alıĢkanlığını sürdürmeye çalıĢmaktadır (Erdem, 2010: 296). Yeni orta sınıflar, hem yüksek
derecede önemli statü sembolleri olan hem de daha hoĢ bir hayatı yaratan ürünleri satın almayı
karĢılayabilirler (Lange ve Meier, 2007: 6). Araba, TV, pahalı kıyafetler, mutfak eĢyaları satın
alma; pahalı ve kaliteli restoranları, alıĢveriĢ merkezlerini, tema parkları, sinemaları ziyaret
etme Batılı bir yaĢam tarzı sürme anlamına gelmekle birlikte bir Ģekilde Batı‟nın da bir parçası
olma anlamını taĢımaktadır (Lange ve Meier, 2007: 6). Geleneksel kamusal mekânların yerini
(genelde kamu desteğiyle) özel olarak inĢa edilen, özel olarak sahiplenilen ve yönetilen,
tüketim mekânları almaktadır; belirtilen mekânlardaki ödeme gücüne bağlı dıĢlayıcılık etkisi,
bir denetim görevi görmektedir (Bauman, 2012: 28).
Ayata (2007), yeni orta sınıfın tüketimi üzerine Ģu görüĢlerde bulunmaktadır:
“Yeni orta sınıf yaĢamı tüketim merkezlidir. AlıĢveriĢ merkezlerinin mantar gibi
çoğalmasıyla yeni orta sınıfın büyümesi arasında çok yakın bir iliĢki var […] Yeni orta
sınıflar yeni yaĢam biçimlerini televizyonlardan, kitap ve magazinlerden, birbirlerinden
ve yurtdıĢı seyahatlerinden öğrenip, bunları da hızla topluma yayıyorlar. Ev, araba,
giyim kuĢam, yeme içme, seyahat [...] Bu alanlardaki tüketim alıĢkanlıkları ve yaĢam
biçimleri birey için bir serbestiyi öngörüyor Ġstediğini giyme, istediği gibi gezip
dolaĢma, istediği ile beraber olma.”
4.6.1. Keyfi tüketim
Keyfi tüketim (discretionary consumption), kiĢilerin ellerine geçen gelirden vasıtasız vergiler
düĢüldükten sonra ellerinde kalan gelir (AltınbaĢak vd., 2008: 64) olan harcanabilir gelirleri
(disposable income) ile yaptıkları tüketimleri içerir. Keyfi tüketim; araba, daha iyi sağlık
hizmetleri, tatil gibi; temel gereksinimleri (gıda, ulaĢım vb.) dıĢındaki (Sekulic ve Sibley,
2007) birçok tüketim grubuna hitap edebilir. Harcanabilir gelir, bir hanehalkına rahat bir
131
yaĢam için gerekli para miktarıdır; harcanabilir gelir arttıkça hanehalklarının gıda ve giysiye
ayırdıkları para miktarı (ürünlerin sıklığı değil, bütçeden ayrılan pay) azalmaktadır (Solomon,
2015: 456). BCG‟nin raporuna göre (Jin vd., 2010: 13), hanehalkları orta sınıfa girdikçe, lüks
mallar ve ev dekoru gibi mallara ait tüketimin hızla arttığı görülmektedir. Sekulic ve Sibley
(2007), orta sınıfın yıllık hanehalkı gelirinin % 35‟ini keyfi tüketime ayırdığını belirtirken;
ÇavuĢgil ve KardeĢ (2013b), söz konusu yüzdenin en az % 30 olduğunu ifade eder. Fakat Ģunu
da eklemek gerekir ki, tüketim normları ve yaĢam düzeyi, gelir değiĢmedikçe yerinde
saymaktadır (Kıray, 2005: 109). Zira artan harcanabilir gelirle birlikte ekonomik büyüme,
tüketicileri, yüksek fiyatlardaki daha fazla mal ve hizmeti satın almaya teĢvik edecektir (Xiao
ve Kim, 2009: 611).
Tüketim toplumlarında, tatmin vaadi ve umudu, tatmin edileceği vaat edilen ihtiyaçtan önce
gelir ve daha çekicidir; “daha hiçbir Ģey görmemiĢ” tüketiciler, aktif olarak baĢtan çıkarılma
peĢindedirler ve belirtilen durumu, sırf farklılık ve değiĢiklik olsun diye yaparlar (Bauman,
2012: 87). Tüketim toplumu, Schor (1998: 217) tarafından “keyfi tüketimin kitlesel bir
fenomen haline geldiği bir toplum” olarak tanımlamaktadır. Yeni tüketici toplumunun temeli,
ayrıcalıklı azınlığın aksine orta sınıf tüketicilerin çoğunluğu tarafından sahip olunan keyfi
gelirdir (Katona, 1975: 20). Katona (1975: 29)‟nın keyfi harcamalar kavramı, gezi ve sıklıkla
rekreasyon ve lüks ile iliĢkili maddelerin satın alımını içermektedir. Keyfi harcamalar, üç
özellikle nitelendirilmiĢtir (Katona, 1975: 29–30); belirtilen özellikler, belirli bir zamanda söz
konusu harcamaları yapmaya zorunlu olunmaması, genellikle alıĢkanlıkla yönetilmemesi, ve o
anın dürtüsüyle değil ailece düĢünülerek ve planlanarak yapılıyor olmasıdır. Katona (1975:
29–30), görece ucuz malların (mobilya, masa radyosu vb.) sıklıkla yaygın bir planlama
dönemi olmadan satın alındığını gözlemlemiĢtir.
Katona (1975), keyfi tüketici harcamalar ve keyfi gelir kavramını temelde dayanıklı tüketim
malları bağlamında detaylandırmıĢtır; belirtilen tartıĢmanın çekirdeğini „zorunlu olmayanların‟
satın alınması çerçevelemektedir. Zorunlu/zorunlu olmayan ayrımı dinamik olup tarihsel
zaman ve yere, toplumsal bağlama (özellikle sınıf ve statü) ve bireysel tercihlere bağlıdır; bir
mal veya hizmete bağlı keyfi harcama, planlanmamıĢ biçimde yapılan, acil bir ihtiyacın
olmadığı harcamadır. Keyfi harcamalar, yeni alınacak mallar için planlama yapmayı içerirken
132
(örneğin, yeni ve iyileĢtirilmiĢ bir elektronik eĢya); daha az planlama gerektiren satınalmaları
da içerebilir; belirtilen durum da aniden satınalmaları akla getirmektedir.
4.6.2. Tüketim harcamaları
Orta sınıfın tüketim harcamaları da, iĢletmelere, hangi tüketim gruplarına yönelindiği üzerine
fikirler vermektedir. Zira, insanlar, tüketimlerini artırarak sınıf atladıkları algısını yaratmaya
çalıĢmaktadır; böylelikle görünmeyen duvarlar görünenlere (ev, otomobil, kıyafet vb.) sahip
olarak yıkılmaktadır (OdabaĢı, 2013: 150). Türkiye geneline bakıldığında, hanehalklarının en
çok harcama yaptıkları tüketim grubunun 2013 yılı itibarıyla konut ve kira olduğu; konut ve
kira grubunu, gıda ve alkolsüz içecekler ile ulaĢtırmanın izlediği görülmektedir. Yükselen
pazarlardaki, hizmet sektörünün giderek artan büyümesi (Ward ve Neumann, 2012: 2),
Türkiye‟de de hizmet sektörü gruplarına yönelik tüketimlerin artacağı izlenimini
doğurmaktadır. Ward ve Neumann (2012)‟ın tahminlerine göre Türkiye‟nin en çok tüketim
büyümesi restoran ve otellerde olurken, Euromonitor (2013), giyim ve elektronik için eğitime
nazaran daha değerli olduğunu belirten hanehalkı harcaması hedefi tahminini yapmakta ve
finansal önceliklerde evin geldiğini belirtmektedir.
Çizelge 4.14. Hanehalkı tüketim harcamasının dağılımı, Türkiye geneli, % cinsinden
Harcama türleri
Toplam - Total
Gıda ve alkolsüz
içecekler
Alkollü içecekler,
sigara ve tütün
Giyim ve ayakkabı
Konut ve kira
Mobilya, ev aletleri ve
ev bakım hizmetleri
Sağlık
UlaĢtırma
HaberleĢme
Eğlence ve kültür
Eğitim hizmetleri
Lokanta ve oteller
ÇeĢitli mal ve hizmetler
Hanehalkı tüketim harcamasının dağılımı (%)
2002
2003
2004
2005
2006
2007
2008
2009
2010
2011
2012
2013
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
100,0
26,7
27,5
26,4
24,9
24,8
23,6
22,6
23,0
21,9
20,7
19,6
19,9
4,1
4,1
4,3
4,1
4,1
4,3
3,8
4,1
4,5
4,1
4,2
4,2
6,3
27,3
6,2
28,3
6,5
27,0
6,2
25,9
5,9
27,2
5,9
28,9
5,4
29,1
5,1
28,2
5,1
27,1
5,2
25,8
5,4
25,8
5,3
25,0
7,3
5,7
6,6
6,8
6,2
5,9
5,8
6,2
6,3
6,4
6,7
6,6
2,3
8,7
4,5
2,5
1,3
4,4
4,6
2,2
9,8
4,3
2,2
2,0
4,1
3,5
2,2
9,5
4,5
2,5
2,1
4,5
3,9
2,2
12,6
4,3
2,5
1,9
4,4
4,1
2,2
13,1
4,2
2,2
2,1
4,2
4,0
2,4
11,1
4,5
2,1
2,5
4,5
4,2
1,9
14,1
4,4
2,5
2,0
4,4
4,1
1,9
13,6
4,2
2,6
1,9
5,2
4,0
2,1
15,1
4,1
2,8
2,0
5,4
3,7
1,9
17,2
4,0
2,7
2,0
5,7
4,3
1,8
17,2
3,9
3,2
2,3
5,8
4,2
2,1
17,4
4,0
3,1
2,4
5,9
4,3
Kaynak: Hanehalkı Bütçe Anketleri 2002-2013, TÜĠK
Orta sınıfın gerçekleĢen ve beklenen tüketim harcamalarına iliĢkin kısa özet de aĢağıdaki
çizelgede yer almaktadır.
133
Çizelge 4.15. Orta sınıfın tüketimine yer veren çalıĢmalardan örnekler-Türkiye
Yazarlar, Yıl
BULGULAR
Turkishtime, 2013
Orta sınıfın on tüketim kodundan söz edilir: Otomobil faktörü, tatil alıĢkanlıkları, ev trendi, ailenin gücü,
eğitim farkı, avm etkisi, ev dıĢı aktivite, internet ve sosyal medya, kültürel aktivite ve e-ticaretin yükseliĢi.
Euromonitor, 2013
Giyim ve elektronik, eğitime nazaran daha değerli hanehalkı harcaması hedefleri olarak görünmektedir.
Türkiye‟deki orta sınıf için malları indirimliyken veya değer fiyatlı olduklarında satın almak önem taĢır.
Kravets ve Sandıkçı,
Orta sınıf, giyim tüketiminde, pragmatik olmakla birlikte modayı takip etmekte ve hem pahalı hem ucuz
2014
markalara sahiptir. Düz giysilere ya da “büyük markalı” mevsimsel tasarımlara (modası çabuk geçen) harcama
yapıp paralarını çöpe atmayı istememektedirler. Yeni orta sınıf, bilerek ve yöntemsel biçimde koleksiyonlar
oluĢturur ve giysileri birçok Ģekilde kombinler.
KiĢilerin tüketim grupları bazında neleri tükettiği ve tüketimdeki değiĢimin nedenleri orta
sınıfı anlamada bizlere yol göstermektedir. Örneğin, Turkishtime (2013)‟ın araĢtırmasına göre
otomobil, orta sınıf aile için bir sınıf atlama sembolüdür. Otomobilin sedan yerine hatchback
olması, orta sınıf erkeklere genç olduklarını hissettirmekte; orta sınıf kadınlar içinse araba
istedikleri gibi giyinmek ve istedikleri saatte eve gidebilmek anlamını taĢımaktadır. EĢya ve
yük taĢıma derdi ortadan kalkmakta ve aileler, böylelikle sosyalleĢebilmektedir. Kendinden
önceki nesillerden daha iyi bir hayat isteyen orta sınıf, evinde huzur aramakta huzuru denge ve
düzende görmekte, kalıcı tasarımlar aramaktadırlar. Farklı renklerdeki mobilyaları beğenseler
de kir göstermeyecek eĢyalara yönelmektedirler. Anadolu‟da teknoloji marketlerinin
ilerlemesi öncelikle TV olmak üzere ev içi elektronik kullanımını artırmıĢtır.
Yükselen pazarlardaki yüksek teknoloji ve becerilerin, verimliliği artıracağı, dolayısıyla
gayrisafi yurt içi hasılanın büyüyerek, gelirlerde güçlü kazançlara yol açacağı ve dahası birçok
yükselen pazarın günümüzde düĢük gelirden daha yüksek gelir ekonomilerine geçmekte
olduğu belirtilmektedir (Ward ve Neumann, 2012: 3). 2050 yılına kadar, 97 milyon nüfusa
ulaĢacağı tahmin edilen Türkiye genelinde, ortalama gerçek kiĢi baĢına gelirlerde % 3 ile % 4
arasında bir büyüme öngörülmektedir (Ward ve Neumann, 2012: 3).
Engel Yasasına göre,
gelir arttıkça, gıdaya yapılan toplam harcama artsa bile, gelirden gıdaya harcanan oran
azalmaktadır. Dolayısıyla, orta sınıf tüketicilerin gelirlerinden ne kadar payı hangi tüketim
grubuna harcadıkları ve tüketim grupları içerisinde hangi maddeleri ne oranda tükettikleri
oldukça önemlidir. Belirtilen duruma örnek olarak tahıllı gıdalardan ete doğru bir değiĢim
gösterilebilir (Guarin ve Knorringa, 2013: 200).YaĢam standardının artmasıyla birlikte gıdaya
bütçeden harcanan pay düĢmektedir (Banerjee ve Duflo, 2008: 6). Turkishtime (2013)‟ın
134
araĢtırmasına göre, orta sınıfın dıĢarıda daha çok vakit geçirmesiyle birlikte 2008 - 2010
döneminde toplam tüketim harcamalarının % 3,2‟si olan otel-lokanta harcamaları 2009 - 2011
döneminde % 3,5‟e yükselmiĢtir. Bozer (2012)‟e göre, harcanabilir gelir arttıkça ve orta sınıf
yükseldikçe ambalajlı içeceklere olan talep artmaktadır.
Tatil Alışkanlıkları. Turkishtime (2013)‟ın araĢtırmasına göre, orta sınıf aileler giderek daha
fazla tatil yapmaktadır. Refahları yükseldikçe yurtdıĢı tatilleri de denemektedir. Tatillerde
bütçelerine uygun hareket etmekte bunun için öğretmenevlerinde ya da bir akrabanın/yakının
yanında kalmaktadır. Ayrıca yakınları bir baĢka Ģehirdeyse yakınları ziyaret amaçlı seyahatler
de yapmaktadır.
Yükselen orta sınıfın yüzleĢtiği birçok engel olsa da bunlar arasından belki de en büyük tehdit
teĢkil edeni esasen grubun kendisinin yükseliĢinin ortaya çıkardığı tehdittir. ĠĢletmelerin,
milyonlarca yeni tüketiciye mal ve hizmetlerini satma fırsatı karĢısında ağızları sulanmasına
rağmen büyüyen bir orta sınıf aynı zamanda çevre üzerinde artan vergi anlamına gelmektedir.
Daha fazla araba havayı daha çok kirletir ve gürültü kirliliğine sebep olur ve daha fazla yol ve
otobanların inĢasını gerektirir. Benzer biçimde, artan mal üretimi daha fazla fabrika, daha
fazla elektrik üretimi ve böylece daha fazla karbon emisyonu anlamına gelmektedir. Orta
sınıfın zevki değiĢtikçe ve daha çok tüketici beslenmesine eti dâhil etmeye parası yettikçe
küresel gıda ve su stoğu üzerinde ek baskılar göreceğiz (Wheary, 2009: 82).
Markalar. Orta sınıfın geniĢlerken kendini yakının hissettiği markaları da büyüttüğü de
belirtilmektedir, ayrıca, orta sınıfın marka sadakatinin ve bilincinin arttığı, fiyat duyarlılığına
sahip olduğu da vurgulanmaktadır (Turkishtime, 2013). Aynı çalıĢmada, orta sınıfın kendisine
en yakın hissettikleri markalar Çizelge 4.16‟da verildiği üzeredir.
135
Çizelge 4.16. Orta Sınıfın Kendisine Yakın Hissettiği Markalar
Markalar
Adidas
Arçelik
Nokia
Nike
LCW
Ülker
Mercedes
BMW
Pınar
Levis
Mavi
Vestel
Eti
Bosch
Samsung
Sony
Beko
Coca-Cola
Renault
Sarar
BAZ
C168 (%)
9,6
9,4
5,2
4,2
4,2
4
3,1
2,7
2,3
1,7
1,7
1,7
1,5
1,5
1,5
1,3
1,3
1
0,8
0,6
477
Toplam (%)
9,5
9,6
5,5
3,6
3,2
5,5
3,5
2,2
2,6
1,6
1,5
1,1
1,4
1,3
1
1,6
1,4
1,3
1,1
1,1
1413
Kaynak: Turkishtime dergisi (2013).
Adidas‟ın çok çeĢitli ürünlerinin oluĢu da ilk sırada yer alma nedenlerindendir. Marka
algısında baĢta gelenlerden birisinin Arçelik oluĢunun nedenlerinden birisi Arçelik
servislerinin Türkiye çapında yaygın olması ve söz konusu servislerle kolay iletiĢime
geçilmesidir (Turkishtime, 2013). Yine 2010 yılı Nielsen Markalar AraĢtırması sonuçlarına
göre Türk tüketicilerinin genelinde (burada herhangi bir sınıf ayrımı yoktur) ilk hatırlanan
marka Arçelik, ikincisi Adidas, üçüncüsü ise Ülker‟dir. En yakın hissedilen markalar ise
sırasıyla Arçelik, Ülker ve Adidas‟tır (Nielsen, 2010). Ipsos KMG (2012)‟ye göre ise,
katılımcıların % 64‟ü “yabancı markalar yerine yerli markaları tercih ederim” ifadesini
kullanmakta, % 63‟ü “bilinen markaları almayı tercih ederim” ifadesini kullanmaktadır.
Alışveriş tutumlarına bakıldığında, Ipsos KMG (2012)‟nin araĢtırmasına göre, Türkiye
genelinde, alıĢveriĢte yeni ürün ve markalar denemeyi sevenlerin oranı % 42, % 40‟ı istediği
ürünü almak için daha fazla para ödeyebileceğini belirtiyor,% 44‟ü promosyonlu ve indirimli
ürünleri takip ediyor, Her zaman için en ucuz ürünü almaya çalıĢanların oranı % 30, prestijli
ürünleri tercih etme oranı Türkiye genelinde % 40 (C1 SES grubunda,% 44; C2 SES grubunda
% 38), mağaza kartı kullananların oranı C1 SES grubunda % 43 iken C2 SES grubunda %34,
% 63‟ü ihtiyaç duymadığı Ģeyleri satın almadığını belirtirken, % 31‟lik bir kesim ise alıĢveriĢ
68
C1 ve C2, TÜAD (2012)‟ye göre orta sınıfa tekabül etmektedir.
136
sırasında önceden hazırladığı listeye sadık kalıyor. Kadınların % 56‟sı ürünlerin kullanma
talimatlarını incelediğini ifade ederken, belirtilen oran, erkeklerde % 48, ürün-marka
seçiminde TV reklamlarından etkilenme oranı C1 SES grubunda % 40 iken C2 SES grubunda
% 39; ürün-marka seçiminde gazete-dergi reklamlarından etkilenme oranı C1 SES grubunda
% 44 iken C2 SES grubunda % 42, ürün-marka seçiminde radyo reklamlarından etkilenme
oranı C1 SES grubunda % 27 iken C2 SES grubunda % 29, ürün-marka seçiminde mobil
reklamlardan etkilenme oranı C1 SES grubunda % 29 iken C2 SES grubunda %28‟dir. TV
reklamlarını ilgiyle izleyenlerin oranı % 26 iken kadınların % 61‟i evlerine gelen ürün
broĢürlerini ilgiyle inceliyor. Gazetelerle birlikte ek olarak verilen alıĢveriĢ eklerini inceleme
oranı da kadınlarda erkeklere kıyasla daha yüksektir.
E-ticaret, Sosyal Medya ve Internet. Turkishtime (2013)‟a göre, internetten alıĢveriĢ
yapanların % 37‟si orta sınıftandır. Yine, orta sınıfta yer alan ve ayda bir kez veya daha fazla
internetten alıĢveriĢ edenlerin oranı % 15‟lerdedir. Anadolu‟nun perakende mecralardan uzak
orta sınıfı da yükselen tüketim ihtiyaçlarını e-ticaret sayesinde karĢılamıĢlardır. Ayrıca, orta
sınıf, alıĢveriĢlerinde fiyata oldukça duyarlıdır; özellikle marka promosyonlarını, fiyat
indirimlerini oldukça önemserler. Yine aynı araĢtırmaya göre, orta sınıfın %54‟ü interneti
hemen her gün ve % 46‟sı Facebook‟u kullanmaktadır, % 14‟ü ise her gün Twitter
kullanmaktadır. Yılmaz (2012)‟ın araĢtırmasına göre, katılımcıların % 40,6‟sının evinde
ADSL veya herhangi bir geniĢ bant internet bağlantısı vardır.
AVM’ler. Turkishtime (2013)‟a göre, orta sınıfın % 35‟i neredeyse hemen her gün ya da iki
günde bir alıĢveriĢ merkezlerine gidiyor. Yerel perakende zincirleri ve AVM yatırımları
sayesinde orta sınıfın tüketimi artıĢ göstermiĢtir. Burada, Bauman (2012: 31)‟ın sözlerine not
düĢmek gerekmektedir: “AlıĢveriĢ merkezleri öyle düzenlenmiĢtir ki, insanların vakitlerini
ticari değeri olmayan Ģeylere harcamalarına imkân yoktur”.
Boş Zaman Aktiviteleri. Sanayi toplumunun ve modern kitleselliğin doğuĢuyla birlikte,
gündelik hayatın geleneksel yapısı değiĢime zorlanmıĢ; mekan, zaman ve edimler, yeniden
inĢa edilerek, egemen geleneksel değerler baĢkalaĢıma uğrayıp yeni bir “boĢ zaman toplumu”
doğmuĢtur (Orçan, 2008: 233). Her türlü tüketimin vakit istemesi, tüketim toplumunun baĢının
137
belası ve tüketim malları satıcılarının baĢlıca kaygısıdır (Bauman, 2012: 85). Tüketici, hareket
halindeki insandır ve öyle kalmaya mecburdur (Bauman, 2012: 88). Keyfi tüketim
kalemlerinden bir tanesi olan boĢ zaman aktiviteleri, tiyatroya, sinemaya, müzeye gitme; tatile
gitme; restoranlara gitme gibi aktiviteleri içerir. BoĢ zaman, bir orta sınıf ayrıcalığı ve
beklentisi olarak, egzersiz, dinlenme, tatil, çocukların hobilerine katılma, ilgi alanları için
zaman verir (Fulton vd., 2014: 5). Refahın ve seçme olanağının fazla olduğu toplumlarda
alıĢveriĢ yapma ve tüketme temel boĢ zaman faaliyetleri haline gelmiĢtir (OdabaĢı, 2013: 146).
Özetle, boĢ zaman da günümüzde metalaĢmıĢtır (Demirezen, 2015:17). Ivanova vd. (2013),
orta sınıfın, toplam bütçelerinin % 10-30‟unu eğlence ve boĢ zamana ayırdıklarını, bazılarının,
paraları olsa da boĢ zamanlarının olmadığını belirtmiĢtir. Orta sınıfın % 35 - 40‟ı ayda en az
bir kere tiyatroya, müzeye, galeriye gittiğini; % 77‟si ayda en az bir kere cafeye gittiğini; %
64‟ü fast food restoranlara gittiğini; orta sınıfın yarısından çoğunun fitness merkezlerine
gittiğini belirtmiĢlerdir. Sekulic ve Sibley (2007), çalıĢmalarında haftada uygun olan boĢ vakit
saati ve boĢ vakit saatinin ne kadarının aileyle geçirilmek istendiğini incelemiĢler; her haftada
boĢ zaman aktivitelerine kaç saat ayrıldığını sorarak, en önemli aktivitelerin TV/Müzik,
internette dolaĢma, kiĢisel gezi ve alıĢveriĢ olduğunu görmüĢlerdir; en yaygın eğlence ve spor
aktiviteleri ise, badminton, koĢu-yürüyüĢ, yüzme, dağa tırmanma, aerobik, dans ve yogadır.
Ipsos KMG‟nin (2012) yaptığı çalıĢmaya göre ise, Türkiye genelinin % 84‟ü her gün TV
izlemekte, % 39‟u en az iki haftada bir akraba-dost ziyaretlerine gitmekte, % 39‟u en az iki
haftada bir arkadaĢlarıyla evde buluĢmakta, % 41‟i senede bir veya daha seyrek de olsa yurtiçi
tatile çıkmakta, % 35‟i en az iki haftada bir alıĢveriĢe gitmektedir. ġimdiye kadar belirtilenler,
Çizelge 4.17‟de özetlenmektedir.
138
Çizelge 4.17. Türkiye‟deki Yeni Orta Sınıfın Özellikleri
Temel Bulgular
Hem seküler hem muhafazakar unsurlara sahiptir.
Dini açıdan temelde muhafazakardır.
Ġyi eğitimlidir.
Çocuklarını özel okula yollamak ister.
1980‟lerden (neoliberal reformlar ile) sonra ortaya çıkmıĢtır ve
serbest pazar değerlerini benimser.
Çoğunlukla beyaz yakalı profesyonellerden oluĢur.
Hanehalkı reisleri, özelleĢen ekonomide büyüyen, bankacılık,
sigortacılık, muhasebe, emlakçılık, reklamcılık, pazarlama, tıp, bilgi
teknolojisi, medya ve eğlence, turizm, ihracat gibi sektörlerdeki
mesleklerde yer alır.
Üyeleri, kentlidir.
Tüketimle iliĢkilidirler.
Ekonomik iyileĢme beklemektedirler.
Çoğunlukla bir evleri vardır.
Evden sonra ikinci olarak bir arabaları vardır.
Samsung TV ve iPhone gibi mallara sahiptir.
Ev sahibi olmak ilk finansal öncelikleridir.
Aile odaklı oldukları için çocuklarının eğitimini önemserler.
Satın alımlarında ailelerinin önerilerine değer verirler.
Aileleri ve çocukları için aldıkları ürünlere dikkat ederler.
Üyeleri arasında, marka sadakati ve bilinci artmıĢtır.
Malların fiyatlarına karĢı hassastırlar.
Üçte biri, her gün veya en az iki günde bir alıĢveriĢ merkezine
gitmektedir. Ġnternetten alıĢveriĢ yapanların da üçte biri, söz konusu
sınıftandır.
Avrupa Birliği‟ni desteklerler.
Orta gelire sahiptirler.
Rahat bir yaĢam istemektedirler.
Yazarlar
Balkan ve Öncü, 2014; Karademir,
2009; Kravets ve Sandıkçı, 2014;
Sandıkçı ve Ger, 2007; Üstüner ve Holt,
2010
Erdem, 2010; Ipsos KMG, 2012;
Keyman, 2012; Turkishtime, 2013;
Yılmaz, 2007
Ayata, 2007; Balkan ve Öncü, 2014;
Bıçakçı, 2008; Keyder, 2014; Kravets
ve Sandıkçı, 2014; Rutz ve Balkan, 2010
Rutz ve Balkan, 2010
Rutz ve Balkan, 2010; Balkan ve Öncü,
2014; Kravets ve Sandıkçı, 2014
Erdem, 2010; Erkal vd., 1997;
Karademir, 2009; ġimĢek, 2005
Rutz ve Balkan, 2010
Keyman, 2012; Kravets ve Sandıkçı,
2014
Karademir, 2009; ġimsek, 2005;
Turkishtime, 2013; Rutz ve Balkan,
2010; Kravets ve Sandıkçı, 2014
Yılmaz, 2007
Ipsos KMG, 2012; Turkishtime, 2013
Turkishtime, 2013
Kravets ve Sandıkçı, 2014
Euromonitor, 2013
ġimĢek, 2005; Turkishtime, 2013
Kravets ve Sandıkçı, 2014
Ipsos KMG, 2012
Turkishtime, 2013
Ipsos KMG, 2012; Turkishtime, 2013;
Euromonitor, 2013
Turkishtime, 2013
Yılmaz, 2007; Keyman,2012
Yılmaz, 2007
Rutz ve Balkan, 2010; Kravets ve
Sandıkçı, 2014
139
5. TÜRKĠYE’DE YENĠ ORTA SINIF: PAZARLAMA BAKIġ AÇISIYLA
BĠR ARAġTIRMA
Bu çalıĢmada, daha önce yürütülmüĢ çalıĢmalardaki orta sınıf tanımlarına uyan kimseler
örneklem prototipi olarak belirlenmiĢtir. Tanımlarda standart bir gelir rakamına yer
verilmemiĢtir; çünkü, gelire dayalı orta sınıf tanımları (Kharas, 2010) değiĢkendir. Örneğin,
Song ve Cui (2009) çalıĢmasında, orta sınıfı anlamanın temel ölçümleri olarak, gelire nazaran,
satın alma davranıĢı ve demografik özelliklere odaklandığını belirtir. Yine de çalıĢmamızın
örnekleminin gelir dağılımına bakıldığında, bireylerin TÜĠK tarafından belirlenen ikinci,
üçüncü ve dördüncü yüzdelik dilimlerine girdiği de görülmüĢtür. ÇalıĢmada baz alınan
tanımlara (Kravets ve Sandıkçı, 2014; Balkan ve Öncü, 2014; Çavusgil, 2013; ÇavuĢgil ve
Guercini, 2014; ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a) göre, yeni orta sınıf, “serbest pazar reformlarıyla
birlikte 1980‟lerden sonra ortaya çıkmaya baĢlayan, boĢ zaman aktiviteleri gibi keyfi tüketim
harcamalarında bulunabilecekleri harcanabilir gelire sahip, beyaz yakalı, iyi eğitimli, kentli”
kimselerden oluĢmaktadır. Ayrıca, hane halkı gelirinin katılımcının sınıfını tam anlamıyla
yansıtabilmesi için 25 yaĢ ve üzeri bireyler ile seçim sınıflandırılmıĢtır. Aynı sınırlandırmayı,
Lopez-Calva vd. (2012: 8) de yapmıĢtır. Katılımcılar, Ankara ilinin Çankaya, Keçiören ve
Yenimahalle ilçelerinde ikamet etmektedir. Burada, bölgesel faktörlerin karĢılaĢtırmalı
üstünlük içerdiğini, dolayısıyla Güneydoğu Anadolu Bölgesi gibi bölgelerle Ġç Anadolu
Bölgesi arasında farklılıklar bulunduğunu belirtmek gereklidir (Aydın, 2006: 470).
ġu ana dek yapılan çok az sayıdaki çalıĢmalar, konunun daha iyi anlaĢılmasını sağlamakta ve
bu tezin yapısına temel olmaktadır (ayrıntılı literatür tablosu için Ek-1‟e bakınız). ÇavuĢgil ve
KardeĢ, 2013 yılında yaptıkları “Quantifying the Size of Middle Class in Emerging Markets:
GSU-CIBER Middle Class Scorecard (Yükselen Pazarlarda Orta Sınıfın Büyüklüğünü
Ölçmek: GSU-CIBER Orta Sınıf Puan Kartı)” isimli sunumda, orta sınıfın keyfi tüketimini
etkileyen faktörlerin eğitim, meslek, sahip olunan varlıklar, değerler, beklentiler ve tutumlar
olduğunu belirtmiĢ ve söz konusu çerçeveye “Buzdağı Modeli” adını vermiĢtir. Bu çalıĢmada
da Buzdağı Modeli çerçeve alınmıĢ ve orta sınıf tüketicilerin keyfi tüketimlerine, değerlerinin,
meslek, eğitim ve sahip oldukları varlıkların etkisi incelenmiĢtir. Türkiye‟deki orta sınıfın
değerleri arasında dinin ön plana çıkıĢı çeĢitli çalıĢmalarda (Balkan ve Öncü, 2014; Yılmaz,
140
2007; Ipsos KMG, 2012) da belirtilmiĢtir. Yine orta sınıfın giderek artan tüketimleri, akla
tüketimci değerlere sahip olduklarını getirmektedir. Diğer bazı çalıĢmalarda (Turkishtime,
2013; Kravets ve Sandıkçı, 2014) orta sınıfın tüketimine yer verilmiĢtir.
Toplumların sınıflandırılmasında ise günümüzde daha çok Bourdieu (1984)‟nün sermaye
türleri yardımıyla, üzerinde çalıĢmalar yürütülen toplumlarda anketler uygulanarak Savage
(2013)‟ın çalıĢmasında olduğu gibi ölçümleri yapılmakta ve bir toplum içerisindeki sınıflar ve
özellikleri tanımlanabilmektedir. Ayrıca, literatürde geçen bir tanım baz alınarak (Kravets ve
Sandıkçı, 2014‟nın yaptığı gibi-nitel) da nitel ve/veya nicel çalıĢmalar yürütülebilir.
5.1. AraĢtırmanın Amacı
AraĢtırmanın amacı, yeni orta sınıf tüketicilerin tüketimci değerlerinin, dini değerlerinin,
mesleklerinin, eğitimlerinin, sahip oldukları varlıklarının keyfi tüketimleri üzerine etkisini
incelemektir. Bu amaçla, araĢtırmada, aĢağıdaki sorulara cevap aranmaktadır ve aynı sorular,
araĢtırmanın problemlerini oluĢturmaktadır:
1- Yeni orta sınıf kendisini hangi kavramlarla kimliklendirmektedir?
2- Yeni orta sınıfın tüketim harcamaları nasıl sıralanmaktadır?
3- Yeni orta sınıfın eğitimi, meslekleri, sahip olunan varlıkları nelerdir?
4- Yeni orta sınıfın tüketimci değerleri ve dini değerleri nelerdir?
5-Yeni orta sınıfın mesleklerinin, eğitimlerinin, sahip olduğu varlıkların, tüketimci
değerlerinin ve dini değerlerinin keyfi tüketimleri üzerinde etkisi var mıdır? Varsa söz konusu
etki nasıldır?
5.2. AraĢtırmanın Yöntemi
Farklı coğrafyalarda karĢılaĢtırmalar yapabilmek adına, orta sınıfı tanımlamada “profilleri”
formülleĢtirme, stratejik pazarlamada pazarın temsili için oldukça önemlidir (ÇavuĢgil ve
Guercini, 2014). ÇalıĢmada, literatürde yer alan orta sınıfın özelliklerini inceleyen çeĢitli
kavramsal, nicel ve nitel çalıĢmalar tekrar gözden geçirilerek bir anket formu hazırlanmıĢtır.
AraĢtırmanın uygulanmasında veri toplama yöntemlerinden anket yönteminin seçilme nedeni,
diğer yöntemlere nazaran daha güvenilir olmasıdır. Hazırlanan ön anket formları, pilot çalıĢma
ile 100 kiĢiye yüz yüze uygulanmıĢtır. Ön çalıĢmanın sonucunda, gübvenilirlik analizim
141
yapılmıĢtır ve Buzdağı Modeli (ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a) temelinde teorik araĢtırma modeli
ortaya konmuĢtur. Sonrasında ise, içsel değiĢken olan keyfi tüketimini oluĢturan grupları
belirlemek için tüketim gruplarına yönelik olarak gelir esneklikleri hesaplanmıĢtır. Dini
değerler ve tüketimci değerler üzerinde, öncelikle açıklayıcı faktör analizleri ve sonrasında
birinci düzey ve ikinci düzey doğrulayıcı faktör analizleri yapılmıĢtır. Nihayetinde, tüketimci
değerler, dini değerler, meslek, sahip olunan varlıklar ve eğitimin keyfi tüketim üzerindeki
etkisi, yapısal eĢitlik modeli yardımıyla incelenmiĢ ve yapısal model ortaya konmuĢtur. Aynı
zamanda, tanımlayıcı istatistiklere ve frekans analizine yer verilmiĢtir.
Şehir stratejisi, yükselen pazarlarda büyümeye bir anahtar olmakta ve söz konusu meydan
okumayı kabul eden iĢletmelerin baĢarılı olacağı ifade edilmektedir (Jin vd., 2010: 6).
Dolayısıyla, çalıĢma için Ankara ili seçilmiĢtir. Ankara ili, baĢkent olmasının yanısıra, memur
Ģehri olarak bilinmektedir; Türkiye‟deki memurlar en çok Ankara‟da çalıĢmaktadır ve Ģehir
nüfusunun yaklaĢık yüzde altısı memurdur (Zaman Gazetesi, 2014). Memur Ģehri oluĢu,
bünyesindeki orta sınıfların çokluğuna iĢarettir. AraĢtırmanın evrenini, Ankara‟nın Çankaya,
Yenimahalle, Keçiören ilçelerinde yaĢayan yeni orta sınıf tüketiciler oluĢturmaktadır. Söz
konusu üç ilçe, Ankara‟nın nüfus açısından en büyük üç ilçesidir. AraĢtırmada olasılığa dayalı
örnekleme yöntemlerinden kümelere göre örnekleme metodu seçilmiĢtir. AltunıĢık ve
diğerlerine (2007: 131) göre, kümelere göre örnekleme, elemanların değil de grupların
tesadüfi seçildikleri örnekleme türüdür. Grubun bir üyesi olabilmek için ortak bir özelliğe
sahip olmak gerekir. Örnek olarak, coğrafi bölgeler, iĢletmeler, departmanlar vb.
düĢünülebilir. Kümelere göre örnekleme ile seçilen üç ilçeden sistematik örnekleme ile
tüketiciler seçilmiĢtir.
Ankara‟nın Çankaya,
Keçiören ve Yenimahalle ilçelerinde toplamda 410 kiĢiyle
görüĢülmüĢtür. Katılımcıların seçiminde, üç ilçedeki mahalle sayılarını belirleyerek her
sokaktan bina numarası tek rakam olan binalarla görüĢülmüĢtür. Her görüĢmede ilk gidilen tek
numaralı binadan sonra üç bina atlayarak bir sonraki tek numaralı binadaki kiĢi ile görüĢme
yapılmıĢtır. Her binaya girildiğinde birinci binada alttan 3. kattaki kiĢilerle ikinci binada üstten
3. kattaki kiĢilerle anket yapılarak atlamalı Ģekilde görüĢme yapılmıĢtır. Her binada bir kiĢiyle
görüĢülmeye özen gösterilmiĢtir. Bir anket ortalama 15 dakika sürmüĢtür. ÇalıĢmada 4
142
anketöre görev verilmiĢtir. Kullanılabilir anket sayısı, 399‟dur. Normal dağılımı araĢtırmak
için yapılan analizler sonucunda kalan anket sayısı ve dolayısıyla analize katılan anket sayısı
ise 391‟dir. 17.08.2015 ile 04.09.2015 tarihleri arasında saha kısmı tamamlanmıĢtır.
AraĢtırmanın sınırlılıkları, il olarak Ankara‟nın ve üç ilçesinin seçilmiĢ olması, içsel değiĢken
olarak eğlence ve kültür harcamalarının alınması, çalıĢmada üst ya da alt sınıftan tüketicilerin
katılmayıĢı, hanehalkı gelirinin katılımcının sınıfını tam anlamıyla yansıtabilmesi için 25 yaĢ
ve üzeri bireylerin araĢtırmaya alınmasıdır. AraĢtırmanın varsayımı ise, yeni orta sınıfın,
“serbest pazar reformlarıyla birlikte 1980‟lerden sonra ortaya çıkmaya baĢlayan, boĢ zaman
aktiviteleri gibi keyfi tüketim harcamalarında bulunabilecekleri harcanabilir gelire sahip,
beyaz yakalı, iyi eğitimli, kentli” kimselerden oluĢtuğudur.
5.2.1. Anket sorularının hazırlanması
Literatüre göz gezdirildiğinde orta sınıf tanımlarının ve özelliklerinin gelir ekseni etrafında
döndüğü gözlemlenmektedir. Hâlbuki, pazarlamacılar açısından gelirden öte özellikler çeĢitli
durumlarda daha etkili olmaktadır. Böylece, orta sınıfın çeĢitli özellikleri dikkate alınmasıyla
oluĢan Buzdağı Modeli‟nden (ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a) yararlanılarak, bir anket formu
hazırlanmıĢtır. Çizelge 5.1.‟de anket soruları ve soruların kaynaklarına yer verilmektedir.
Çizelge 5.1. AraĢtırmada Kullanılan Ġfadeler ve Dayanakları
İfade
Kendisini hangi sınıfta gördüğü
Orta sınıf olmada önemli unsurlar
Hanehalkı gelirinden ayrılarak yapılan
harcamalar
Değerler
Tüketimci Değerler
Ġslami Dindarlık Endeksi
BoĢ zaman aktiviteleri
Tatil alıĢkanlığı
Sahip olunan varlıklar
Meslek
Eğitim
Kendini muhafazakâr görme derecesi
Çocuk sayısı
Oturulan semt
Kaynak/Dayanak
Fulton vd., 2014; Hayashi, 2007; Yılmaz, 2007
Shediac vd., 2012; Fernandes, 2006; Kravets ve Sandıkçı, 2014; Rutz
ve Balkan, 2010
Shediac vd., 2012; Cunha vd., 2013; ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a
ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a
Wei ve Pan,1999
Rehman ve Shabbir, 2010
Ipsos KMG, 2012
Turkishtime,2013; Rutz ve Balkan, 2010
Yılmaz, 2012; Fulton vd., 2014; ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a
ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a
Rutz ve Balkan, 2010; ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a
Balkan ve Öncü, 2014
Ivanova vd, 2013
Rutz ve Balkan, 2010
143
5.2.2. AraĢtırma modeli
Buzdağı Modeli (ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a) temelinde, araĢtırmanın teorik modeli ġekil
5.1.‟deki gibi oluĢturulmuĢtur. ÇalıĢmamızda, keyfi tüketim (eğlence kültür harcamaları
alınmıĢtır) ve tüketimci değerler, içsel değiĢkenler olup, dindarlık ise dıĢsal değiĢkendir.
Meslek, eğitim ve sahip olunan varlıklar (ev ve araba sahipliği) de dıĢsal değiĢkenlerdir ve
kukla değiĢken Ģeklinde tanımlanmıĢtır. Buzdağı Modeli‟nde yer alan değerler kısmı için
çalıĢmamızda tüketimci değerler ve dindarlık incelenmiĢtir. Bir bireyin tutuma göre daha az
değere sahip olma eğiliminde olduğu düĢünüldüğünde, değer kavramını kullanmak, bireyler,
gruplar veya kültürler arası farklılık ve benzerlikleri tanımlamada ve açıklamada daha tutarlı
bir yoldur (Rokeach, 1968 ve Long ve Schiffman, 2000‟den aktaran Xiao ve Kim, 2009: 611).
Tüketimci Değerler Ölçeği (Wei ve Pan, 1999) ile Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeği (Rehman
ve Shabbir, 2010) 5‟li Likert tipi sorular ile ölçülmüĢtür (1= Kesinlikle Katılmıyorum,
5=Kesinlikle katılıyorum). Ev sahipliği ve otomobil sahipliği 1=var, 0=yok Ģeklinde
ölçülmüĢtür. Meslek ise, 1=Kamu, 0=özel Ģeklinde ölçülmüĢtür.
Keyfi tüketim ve tüketimci değerler: Keyfi tüketim (discretionary consumption), kiĢilerin
ellerine geçen gelirden vasıtasız vergiler düĢüldükten sonra ellerinde kalan gelir (AltınbaĢak
vd., 2008: 64) olan harcanabilir gelirleri (disposable income) ile yaptıkları tüketimleri içerir.
Keyfi tüketim; araba, daha iyi sağlık hizmetleri, tatil gibi; bireylerin temel gereksinimleri
(gıda, ulaĢım vb.) dıĢındaki (Sekulic ve Sibley, 2007) birçok tüketim grubuna hitap edebilir.
Keyfi tüketim ve tüketimci değerler arasında, pozitif bir iliĢki söz konusudur. Tüketimci
değerler (Wei ve Pan, 1999), gösteriĢçi tüketim, kendini gerçekleĢtirme ve rahatına düĢkünlük
ve Batılı yaĢam tarzlarına hayranlık boyutlarından oluĢur.
Keyfi tüketim ve dindarlık: Buzdağı Modeli (ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a)‟ne göre değerler,
keyfi tüketimi etkileyen unsurlardandır. ÇalıĢmada değerler, dini ve tüketimci değerler olmak
üzere incelenmektedir. Ġslam dini, ihtiyaçtan fazlasını tüketmemeyi öğütlerken, Ġslam dinine
inananlarda, keyfi tüketimin düĢmesine neden olur. Dini değerler ile keyfi tüketim arasında
negatif bir iliĢki söz konusudur. Daha dindar olan bireyler indirimli fiyatlardan harcama
yaparlar, savurgan bir biçimde harcama yapmazlar kısaca gereksiz harcama yapmazlar
144
(Stillman vd, 2012: 2). Orta sınıftan Müslümanlar arasında, orta yol bulanlar; inandıkları din
modern tüketimciliğin sunduğu maddi zevkler ve konfor düĢkünü yaĢamlara karĢı açıkça
Ģüpheler taĢıyor olsa da, dinlerine bağlı kalırken, modern kapitalizmin zevk ve ürünlerini de
oldukça yüksek bir düzeyde tüketmeyi baĢaranlar vardır (Bocock, 2009: 61).
Dindarlık ve tüketimci değerler: Dindarlık ve tüketimci değerler arasında negatif bir iliĢki söz
konusudur. Zira gösteriĢçi tüketim, Batıya hayranlık ve kendini gerçekleĢtirme ve rahatına
düĢkünlük
boyutlarından
oluĢan
tüketimci
değerler,
Ġslam
dini
tarafından
hoĢ
karĢılanmamaktadır. Ġslam dini, takipçilerine mütevazı olmayı, azla yetinmeyi ve ihtiyaçtan
fazlasını tüketmemeyi öğütler. Hâlbuki tüketimci değerler, kiĢilerin kimliklerini tüketimle
bağdaĢlaĢtırır; böylece, bireyselleĢme, tüketim vasıtasıyla ön plana çıkar. Tüketimci değerler,
materyalizme olan yönelimi de artırır. Dini yönelim, gösteriĢçi tüketimi azaltır (Stillman vd,
2012: 2; Schwartz, 1992, 1994). Schwartz (1992, 1994) insan değerlerindeki kültürler arası
benzerlik ve farklılıkları araĢtırmıĢ ve kendini geliĢtirme değerlerinin (gösteriĢçi tüketim gibi
materyalistik uğraĢlarla temsil edilen değerler), öz aĢkınlık değerleriyle (dinsellik ve din ile
temsil edilen değerler) zıt ve çeliĢkili olduğunu belirtmektedir. Belirtilen durumda bir kiĢi,
aynı zamanda her ikisini de sürdüremez. Tüketim toplumunda dini semboller iki yönlü olarak
etkilenmektedir; bunlardan birincisi, dini sembol ve değerlerin anlamlarından soyutlanarak
metalar sistemiyle bütünleĢmesi (dini musiki, yeĢil pop; tesettür moda, markalaĢma, defile;
V.I.P. Hac ve Umre organizasyonları); ikincisi ise, tüketim toplumunda yetiĢerek tüketim
kodlarını içselleĢtiren bireylerin dini inançlara ve ibadetlere, diğer tüketim ürünlere
yaklaĢtıkları gibi yaklaĢmasıdır (kültür ve inanç turizmi, dini metinlerin tüketim
alıĢkanlıklarıyla yorumlanması) (Demirezen, 2015: 81).
Keyfi tüketim ve meslek, eğitim ve sahip olunan varlıklar: Buzdağı Modeli (ÇavuĢgil ve
KardeĢ, 2013a) çerçevesinde, eğitim, meslek, sahip olunan varlıkların keyfi tüketim üzerinde
bir etkisi olduğu belirtilmektedir.
Tüketimci değerler, dindarlık ve meslek, eğitim, sahip olunan varlıklar: Buzdağı Modeli
(ÇavuĢgil ve KardeĢ, 2013a) çerçevesinde, eğitim, meslek, sahip olunan varlıkların değerler
üzerinde bir etkisi olduğu belirtilmektedir. AraĢtırmada değerler, tüketimci değerler ve
145
dindarlık olmak üzere iki farklı tipte incelendiğinden her bir değerin meslek, eğitim ve sahip
olunan varlıklar ile iliĢkisine bakılmıĢtır.
AraĢtırmanın temel hipotezleri ise aĢağıdaki biçimdedir:
H1: Dindarlık ile tüketimci değerler arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
H2: Dindarlık ile keyfi tüketim arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
H3: Tüketimci değerler ile keyfi tüketim arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
AraĢtırmada incelenen diğer hipotezler ise aĢağıdaki gibidir:
H4: Meslek ile keyfi tüketim arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
H5: Eğitim ile keyfi tüketim arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
H6: Ev sahipliği ile keyfi tüketim arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
H7: Otomobil sahipliği ile keyfi tüketim arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
H8: Tüketimci değerler ile meslek arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
H9: Tüketimci değerler ile otomobil sahipliği arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
H10: Tüketimci değerler ile ev sahipliği arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
H11: Tüketimci değerler ile eğitim arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
146
GÖSTERĠġÇĠ
TÜKETĠM
H8
KENDĠNĠ
GERÇEKLEġTĠRME
RAHATINA
DÜġKÜNLÜK
BATILI YAġAM
TARZLARINA
HAYRANLIK
Eğitim
Meslek
H4
H11
H5
Otomobil
Sahipliği
H9
TÜKETĠMCĠ
DEĞERLER
H7
Ev
Sahipliği
ği
H10 H6
KEYFĠ TÜKETĠM
H3
H1
FĠKĠRSEL
H2
ĠBADET
DÜġÜNSEL
DĠNĠ
DEĞERLER
DOLAYLI
DENEYĠMSEL
ġekil 5.1. AraĢtırmanın Teorik Modeli
5.3. Verilerin Analizi ve Bulgular
Verilerin analizinde, SPSS 18.0 ve AMOS 18.0 programlarından yararlanılmıĢtır. Verilerin
analiz edilmesinden önce, verilerin betimlenmesi ve analize uygunluğunun gözden geçirilmesi
gerekmektedir (Seçer, 2015: 19). Öncelikle hatalı girilen verilerin olup olmadığı incelenmiĢ;
hatalı girilen veriye rastlanmamıĢtır. Çokluk vd. (2014: 10)‟nin de önerdiği üzere,
verisetindeki kayıp değerlere, ortalama değerler (series mean) atanmıĢtır. Tek yönlü uç
değerlerin incelenmesinde, ham puanlar, standarlaĢtırılmıĢ Z puanlarına dönüĢtürülmüĢtür. +3
ve -3‟ten büyük gözlemler, verisetinden çıkarılmıĢtır. Çok yönlü uç değerlerin incelenmesinde
ise, Çokluk vd. (2014: 14)‟nin de önerdiği üzere, Mahalanobis uzaklığından faydanılmıĢtır.
Toplamda 8 gözlem uç değerler olarak, verisetinden çıkarılmıĢ, geriye 391 gözlem kalmıĢtır.
Verilerin normal dağılıp dağılmadığına bakmak için her iki ölçek için (tüketimci değerler ve
Ġslami dindarlık ölçeği) çarpıklık ve basıklık değerlerine bakılmıĢtır. Her iki ölçek için de
çarpıklık ve basıklık değerleri, -1 ve +1 arasındadır. Ayrıca, değiĢkenler arası çoklu bağlantı
147
(multicollinearity), varyans ĢiĢmesi (VIF) ve tolerans değerleri de incelenmiĢtir (Çokluk vd.,
2014: 30). 0,10‟dan küçük tolerans, 10‟dan büyük VIF ve 30‟dan büyük koĢul indeksine (CI)
rastlanmamıĢtır. Ġslami Dindarlık Ölçeği‟nin “Fikirsel ve Deneyimsel” boyutuna ait CI
değerinin 30‟dan yüksek çıkması üzerine, Durbin Watson testi yapılmıĢ ve Durbin Watson
değeri 2‟den küçük (Kalaycı, 2010: 228) çıktığı için (“eğlence ve kültür” içsel değiĢkeniyle,
1,556) belirtilen durum önemsenmemiĢtir.
Çizelge 5.2. Çoklu Bağlantı Probleminin AraĢtırılması
1 (Sabit)
GösteriĢçi tüketim
Batılı yaĢam tarzlarına hayranlık
Kendini gerçekleĢtirme ve rahatına düĢkünlük
DüĢünsel ve dolaylı
Ġbadet
Fikirsel ve deneyimsel
ToleransVIF KoĢul Ġndeksi
1,000
,5011,996
5,149
,5601,786
9,459
,7921,263
13,035
,4362,294
18,115
,7071,415
26,892
,4392,279
33,434
ÇalıĢmamızda içsel değiĢken olan keyfi tüketim gruplarını belirlemek için öncelikle TÜĠK‟den
edinilen verilerle gelir esnekliği hesaplanmıĢtır; böylelikle keyfi tüketim grupları bulunmuĢtur.
Daha sonra tüketimci değerler ve Ġslami Dindarlık ölçeklerine açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör
analizi yapılmıĢ, güvenilirliklerine hem analizlerden önce hem de sonra bakılmıĢtır.
Sonrasında tüketimci değerler ve dini değerlerin keyfi tüketim grupları üzerindeki etkilerine
yapısal eĢitlik modellemesiyle bakılmıĢtır. Ayrıca, tanımlayıcı istatistiklere, frekans
tablolarına yer verilmiĢtir.
5.3.1.Keyfi tüketim gruplarının belirlenmesi
ÇalıĢmamızda, “keyfi tüketim” içsel değiĢkendir. Keyfi tüketimin belirlenmesinde ise,
GeniĢletilmiĢ Doğrusal Harcama Sistemi Modeli‟nden yararlanılmıĢtır. TÜĠK‟in 2013 yılı
"Hanehalkı Bütçe Anketi Mikro Veri Seti" verilerine dayanarak tüm tüketim grupları için hem
genel (tüm Türkiye) hem de yüzdelik dilimler bazında gelir ve fiyat esneklikleri tahmin
edilmiĢtir. Tahminde, “GeniĢletilmiĢ Doğrusal Harcama Sistemi”69 (Lluch,1973‟dan Aktaran,
Saraçoğlu vd., 2001: 16) kullanılmıĢtır. Model kapsamında öncelikle tüm Türkiye için
TÜĠK‟in belirlemiĢ olduğu tüketim gruplarında gelir esneklikleri hesaplanmıĢtır. Sonrasında,
69
Ġngilizcesi: Extented Linear Expenditure System
148
küçükten büyüğe hanehalkı gelirlerinin sıralanmasıyla yüzdelik dilimler elde edilmiĢ ve her
bir yüzdelik dilim için tüketim gruplarında gelir esneklikleri hesaplanmıĢtır. Sözü geçen
tüketim grupları ise aĢağıdaki gibidir:
Çizelge 5.3. Tüketim Grupları
Tüketim Grubu
1
Gıda ve alkolsüz içecekler
2
Alkollü içecekler, sigara ve tütün
3
Giyim ve ayakkabı
4
Konut ve kira
5
Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri
6
Sağlık
7
UlaĢtırma
8
HaberleĢme
9
Eğlence ve kültür
10
Eğitim hizmetleri
11
Lokanta ve oteller
12
ÇeĢitli mal ve hizmetler
Kaynak: TÜĠK Hanehalkı Bütçe Anketi Mikro Veri Seti, 2013
Gelir esnekliklerinin 1‟in üzerinde çıktığı tüketim grupları, lükse girmesi nedeniyle keyfi
tüketim grubu olarak belirlenmiĢtir. Tez kapsamında incelenen yüzdelik dilimler, TÜĠK
tarafından ortada yer aldığı kabul edilen ikinci, üçüncü ve dördüncü yüzdelik dilimlerdir.
GeniĢletilmiĢ Doğrusal Harcama Sistemi, hanehalklarının fayda ençoklaması davranıĢı üzerine
kurulmakla birlikte belirtilen sistemde hanehalkı tüketim davranıĢı aĢağıdaki gibidir
(Saraçoğlu vd., 2001: 16):
Ci=piqi=piλi+βi(y-∑pjλj)
j
Formülün açıklaması ise aĢağıdaki gibidir:
i,j=1,2,……,n
Ci= KiĢi baĢına i malı tüketimi
pi = i. malın fiyatı
qi=KiĢi baĢına i malı tüketim miktarı
y= KiĢi baĢına kullanılabilir gelir
λ ve β, bilinmeyen parametrelerdir.
βi katsayıları, alt tüketim grupları için marjinal tüketim eğilimlerini vermekte ve ∑ β i= δ
değeri, toplam tüketim maddeleri için marjinal tüketim eğilimine karĢılık gelmektedir.
149
Yukarıda tüketim grupları için verilen eĢitliklerin toplanması sonucunda toplam tüketim
fonksiyonuna ulaĢılır (Saraçoğlu vd., 2001:17).
C= (1- δ) ∑ piλi + δy
i
Belirtilen denklemde, C toplam tüketim harcamalarıdır. Fiyat verileri olmadan da ∑ piλi
hesaplanabilmektedir. c= 1,2,…..k kiĢinin yatay kesit veri kümesinden hareketle i=1,2,…n
tüketim alt grupları için aĢağıdaki regresyon eĢitlikleri En Küçük Kareler yöntemi ile tahmin
edilir (Saraçoğlu vd., 2001:17):
Cic= αi + βiyic +uic
Formülün açıklaması ise aĢağıdaki gibidir:
Cic = i. tüketim alt grubu için kiĢi baĢına aylık ortalama toplam harcama (TL)
yic = KiĢi baĢına aylık ortalama kullanılabilir gelir (TL)
Yukarıdaki formülde, αi = λi - βi ∑λj* eĢitliği geçerlidir ve EKK yöntemi ile δ, λi*, ∑λi*
değerlerinin tahminleri aĢağıdaki gibi hesaplanmaktadır:
δ =∑ βi
∑λi*=∑ αi/(1- δ)
λi*= αi + βi ∑λi*
Tüketim maddeleri alt grupları için tahmin edilen parametreler için esnekliklerin
hesaplanmasında aĢağıdaki eĢitlikler kullanılmaktadır (Saraçoğlu vd., 2001: 17):
βi / δ = i. tüketim alt grubu için marjinal bütçe payı
βi (y/Ci) = i. tüketim alt grubu için gelir esnekliği
(1- βi ) (λi* / Ci) – 1 = i. tüketim alt grubu için fiyat esnekliği
Türkiye geneli için hesaplanan gelir ve fiyat esneklikleri ise aĢağıdaki gibidir.
150
Çizelge 5.4. Türkiye Geneli için Tüketim Grupları Bazında Gelir ve Fiyat Esneklikleri
Tüketim Grupları
Marjinal
Marjinal
Gelir
Fiyat
tüketim
bütçe payı
esnekliği
esnekliği
eğilimi
Gıda ve alkolsüz içecekler
0,0829
0,0791
0,3985
-0,5882
Alkollü içecekler, sigara ve tütün
0,0161
0,0153
0,2728
-0,3962
Giyim ve ayakkabı
0,0643
0,0613
0,9064
-1,3214
Konut ve kira
0,1449
0,1382
0,5540
-0,7997
Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri
0,0753
0,0718
1,0220
-1,4133
Sağlık
0,0225
0,0214
0,7247
-1,0437
UlaĢtırma
0,3413
0,3253
1,7135
-1,9634
HaberleĢme
0,0298
0,0284
0,6592
-0,9464
Eğlence ve kültür
0,0567
0,0541
1,1730
-1,7858
Eğitim hizmetleri
0,0966
0,0921
1,1596
-1,9245
Lokanta ve oteller
0,0557
0,0531
0,7658
-1,1241
ÇeĢitli mal ve hizmetler
0,0629
0,0599
1,2860
-1,7871
Yukarıdaki çizelgeye bakıldığında, Türkiye geneli bazında, “mobilya, ev aletleri ve ev bakım
hizmetleri”, “ulaĢtırma”, “eğlence ve kültür”, “eğitim hizmetleri”, “çeĢitli mal ve hizmetler”
gruplarında gelir esnekliği 1‟den büyük çıkmıĢtır. Söz konusu grupların talebi, gelirdeki
değiĢime karĢı duyarlıdır.
Çizelge 5.5. 1. Yüzdelik Dilim için Tüketim Grupları Bazında Gelir ve Fiyat Esneklikleri
Tüketim Grupları
Marjinal tüketim eğilimi
Marjinal bütçe payı
Gelir esnekliği
Fiyat esnekliği
Gıda ve alkolsüz içecekler
0,140205
0,11899
0,416498
-0,48572
Alkollü içecekler, sigara ve tütün
0,042709
0,036247
0,443656
-0,4768
Giyim ve ayakkabı
0,048199
0,040906
0,641768
-0,72174
Eğlence ve kültür
0,033161
0,028143
0,664836
-0,80398
Konut ve kira
0,396725
0,336695
1,03103
-0,99553
Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri
0,052012
0,044141
0,667782
-0,70322
Sağlık
0,017889
0,015182
0,432672
-0,45569
UlaĢtırma
0,116385
0,098774
0,922508
-0,97732
HaberleĢme
0,020983
0,017808
0,427069
-0,47117
Eğitim hizmetleri
0,156569
0,132877
1,784368
-2,12101
Lokanta ve oteller
0,025775
0,021875
0,338634
-0,39247
ÇeĢitli mal ve hizmetler
0,127683
0,108363
2,304414
-2,27056
151
1.yüzdelik dilim için “konut ve kira”, “eğitim hizmetleri”, “çeĢitli mal ve hizmetler”
gruplarında gelir esnekliği 1‟den büyük çıkmıĢtır. Belirtilen grupların talebi, gelirdeki
değiĢime karĢı duyarlıdır.
Çizelge 5.6. 2. Yüzdelik Dilim için Tüketim Grupları Bazında Gelir ve Fiyat Esneklikleri
Tüketim Grupları
Marjinal tüketim eğilimi
Marjinal bütçe payı
Gelir esnekliği
Fiyat esnekliği
Gıda ve alkolsüz içecekler
0,182301
0,172864
0,672036
-1,26478
Alkollü içecekler, sigara ve tütün
0,031639
0,030001
0,460435
-0,92005
Giyim ve ayakkabı
0,059508
0,056427
0,937838
-1,84112
Eğlence ve kültür
0,034742
0,032943
0,945746
-1,89872
Konut ve kira
0,10969
0,104011
0,348005
-0,71945
Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri
0,081234
0,077029
1,202054
-2,27038
Sağlık
0,02513
0,023829
0,81777
-1,62329
UlaĢtırma
0,347342
0,329361
2,421878
-3,50268
HaberleĢme
0,026208
0,024851
0,659549
-1,30145
Eğitim hizmetleri
0,065569
0,062175
1,138917
-2,35592
Lokanta ve oteller
0,031926
0,030273
0,503662
-1,00882
ÇeĢitli mal ve hizmetler
0,059306
0,056236
1,562553
-2,98917
2.yüzdelik dilim için “mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri”, “ulaĢtırma”, “eğitim
hizmetleri”, “çeĢitli mal ve hizmetler” gruplarında gelir esnekliği 1‟den büyük çıkmıĢtır.
Belirtilen grupların talebi, gelirdeki değiĢime karĢı duyarlıdır.
Çizelge 5.7. 3. Yüzdelik Dilim için Tüketim Grupları Bazında Gelir ve Fiyat Esneklikleri
Tüketim Grupları
Marjinal tüketim eğilimi
Marjinal bütçe payı
Gelir esnekliği
Fiyat esnekliği
Gıda ve alkolsüz içecekler
0,114262
0,109728
0,497273
-0,95868
Alkollü içecekler, sigara ve tütün
0,017049
0,016372
0,253412
-0,49729
Giyim ve ayakkabı
0,092738
0,089059
1,424987
-2,62487
Eğlence ve kültür
0,107402
0,103141
2,554377
-4,61196
Konut ve kira
0,067605
0,064923
0,246358
-0,50825
Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri
0,076111
0,073091
1,113542
-2,05891
Sağlık
0,01153
0,011072
0,395495
-0,7725
UlaĢtırma
0,352951
0,338947
2,047398
-2,9177
HaberleĢme
0,032494
0,031205
0,739948
-1,41377
Eğitim hizmetleri
0,031349
0,030105
0,722809
-1,44015
Lokanta ve oteller
0,038438
0,036913
0,603631
-1,15829
ÇeĢitli mal ve hizmetler
0,099386
0,095443
2,270066
-4,04901
152
3.yüzdelik dilim için “giyim ve ayakkabı”, “eğlence ve kültür”, “mobilya, ev aletleri ve ev
bakım hizmetleri”, “ulaĢtırma”, “çeĢitli mal ve hizmetler” gruplarında gelir esnekliği 1‟den
büyük çıkmıĢtır. Söz konusu grupların talebi, gelirdeki değiĢime karĢı duyarlıdır.
Çizelge 5.8. 4. Yüzdelik Dilim için Tüketim Grupları Bazında Gelir ve Fiyat Esneklikleri
Tüketim Grupları
Marjinal tüketim eğilimi
Marjinal bütçe payı
Gelir esnekliği
Fiyat esnekliği
Gıda ve alkolsüz içecekler
281,184
0,100656
0,494026
-1,79609
Alkollü içecekler, sigara ve tütün
100,2052
0,02324
0,38752
-1,47149
Giyim ve ayakkabı
-20,2565
0,068433
1,069126
-3,89147
Eğlence ve kültür
-50,7144
0,051053
1,429114
-5,27738
Konut ve kira
511,6637
0,060807
0,247261
-0,94652
Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri
-53,6233
0,092207
1,224468
-4,34126
Sağlık
34,24428
0,016748
0,563029
-2,14106
UlaĢtırma
-771,402
0,448105
2,458734
-5,63535
HaberleĢme
47,83021
0,026961
0,602724
-2,26591
Eğitim hizmetleri
53,54905
0,0264
0,546404
-2,09963
Lokanta ve oteller
92,10208
0,029725
0,466129
-1,76077
ÇeĢitli mal ve hizmetler
-91,6095
0,072794
1,747889
-6,26617
4.yüzdelik dilim için “giyim ve ayakkabı”, “eğlence ve kültür”, “mobilya, ev aletleri ve ev
bakım hizmetleri”, “ulaĢtırma”, “çeĢitli mal ve hizmetler” gruplarında gelir esnekliği 1‟den
büyük çıkmıĢtır. Söz konusu grupların talebi, gelirdeki değiĢime karĢı duyarlıdır.
Çizelge 5.9. 5. Yüzdelik Dilim için Tüketim Grupları Bazında Gelir ve Fiyat Esneklikleri
Tüketim Grupları
Marjinal tüketim eğilimi
Marjinal bütçe payı
Gelir esnekliği
Fiyat esnekliği
Gıda ve alkolsüz içecekler
0,052504
0,050404
0,347493
-0,48454
Alkollü içecekler, sigara ve tütün
0,003933
0,003776
0,095973
-0,13008
Giyim ve ayakkabı
0,057132
0,054846
0,827541
-1,10112
Eğlence ve kültür
0,056241
0,053992
1,159022
-1,53587
Konut ve kira
0,134241
0,128871
0,609803
-0,82705
Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri
0,075717
0,072689
1,042206
-1,34844
Sağlık
0,022893
0,021977
0,799502
-1,0647
UlaĢtırma
0,395083
0,37928
1,697461
-1,75106
HaberleĢme
0,020138
0,019333
0,46884
-0,62363
Eğitim hizmetleri
0,11552
0,110899
1,344759
-1,81525
Lokanta ve oteller
0,05156
0,049498
0,712423
-0,94927
ÇeĢitli mal ve hizmetler
0,056704
0,054436
1,04566
-1,35762
153
5.yüzdelik dilim için “eğlence ve kültür”, “mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri”,
“ulaĢtırma”, “eğitim hizmetleri”, “çeĢitli mal ve hizmetler” gruplarında gelir esnekliği 1‟den
büyük çıkmıĢtır. Söz konusu grupların talebi, gelirdeki değiĢime karĢı duyarlıdır.
Çizelge 5.10. 2.,3., ve 4. Yüzdelik Dilimlerin Toplamı için Tüketim Grupları Bazında Gelir ve
Fiyat Esneklikleri
Tüketim Grupları
Marjinal tüketim eğilimi
Marjinal bütçe payı
Gelir esnekliği
Fiyat esnekliği
Gıda ve alkolsüz içecekler
0,118309143
0,112493627
0,508465
-0,59028
Alkollü içecekler, sigara ve tütün
0,016289111
0,015488416
0,226548
-0,30867
Giyim ve ayakkabı
0,075892933
0,072162396
1,146214
-1,2434
Eğlence ve kültür
0,067074301
0,063777246
1,695324
-1,85529
Konut ve kira
0,08525791
0,081067036
0,307977
-0,3816
Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri
0,084784614
0,080617004
1,168481
-1,22347
Sağlık
0,064397063
0,061231608
2,112829
7,556443
UlaĢtırma
0,357661874
0,340080913
2,052776
-1,7506
HaberleĢme
0,03300783
0,031385322
0,744914
-0,80219
Eğitim hizmetleri
0,03366928
0,032014258
0,651004
-0,79772
Lokanta ve oteller
0,038848983
0,036939352
0,590571
-0,65526
ÇeĢitli mal ve hizmetler
0,076503365
0,072742823
1,803753
-1,86134
2., 3. ve 4. yüzdelik dilimlerin toplamı için “giyim ve ayakkabı”, “eğlence ve kültür”,
“mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri”, “sağlık”, “ulaĢtırma”, “çeĢitli mal ve hizmetler”
gruplarında gelir esnekliği 1‟den büyük çıkmıĢtır. Söz konusu grupların talebi, gelirdeki
değiĢime karĢı duyarlıdır. Bu çalıĢmada, orta sınıfa tekabül etmesi nedeniyle, 2.,3. ve 4.
dilimin tamamından elde edilen analizlerde ortaya çıkan tüketim grupları, içsel değiĢkenin
grupları olarak kullanılabilir. Bu çalıĢmada, belirtilen gruplardan sadece “eğlence ve kültür
harcamaları” içsel değiĢken olarak kullanılmıĢtır.
5.3.2. Güvenilirlik analizi
Güvenirlik analizi, ölçmede kullanılan testlerin, anketlerin ya da ölçeklerin özelliklerini
güvenilirliklerini değerlendirmek üzere geliĢtirilmiĢ bir yöntemdir (Kalaycı, 2010: 403). Soru
grupları içinde en yaygın kullanılan içsel güvenilirlik indeksi Cronbach Alpha‟dır. CronbachAlpha değeri 0,70‟in üzerinde olan ölçeklerin içsel tutarlılığa sahip olduğu yani ele alınan
ölçeğin güvenilir olduğu söylenir (Bayram, 2004: 127-128; Büyüköztürk, 2010: 171). Bu
154
çalıĢmada kabul edilen, Cronbach Alpha katsayısının değerlendirilmesinde uyulan
değerlendirme ölçütü, Özdamar (2002: 673)‟a göre, aĢağıdaki gibidir:
0,00 ≤ α < 0,40 ise ölçek güvenilir değildir.
0,40 ≤ α < 0,60 ise ölçek düĢük güvenilirliktedir.
0,60 ≤ α < 0,80 ise ölçek oldukça güvenilirdir.
0,80 ≤ α < 1,00 ise ölçek yüksek derecede güvenilirdir.
AraĢtırmada öncelikle, 100 kiĢilik bir pilot çalıĢma yapılmıĢ. Sonrasında, tüketimci değerler
değiĢkenlerine verilen cevapların ve Ġslami dindarlık endeksi değiĢkenlerinin tümüne de bir
güvenirlik analizi yapılmıĢtır. Pilot çalıĢmada kullanılan 100 kiĢilik veriseti, esas analizde
kullanılmamıĢtır. Ölçeklerin tümüne bakıldığında, yüksek derecede güvenilir olduğu
görülmektedir.
Çizelge 5.11. Güvenilirlik Analizi
Tüketimci Değerler Ölçeği Tümü
Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeği Tümü
Cronbach's Alpha
N
Cronbach‟s Alpha
N
0,953
29
0,935
20
5.3.3. Açıklayıcı faktör analizi
Pilot çalıĢma sonrası yapılan esas çalıĢmada yer alan her iki ölçeğe (Tüketimci değerler ve
Ġslami Dindarlık Endeksi) öncelikle açıklayıcı faktör analizi yapılmıĢtır. Faktör analizi, çok
sayıda değiĢkeni özetleyerek, aralarındaki ortak özellikler itibariyle sınıflandırır (Nakip, 2006:
423). Faktör analizinde amaç, değiĢken sayısını azaltmak ve değiĢkenler arası iliĢkilerdeki
yapıyı ortaya çıkarmak, bir baĢka ifade ile değiĢkenleri sınıflandırmaktır (Kalaycı, 2010: 321).
Açıklayıcı (keĢfedici) faktör analizi, daha çok yeni oluĢturulan ölçeklerin yapı geçerliliğini test
etmekte kullanılan bir yöntem olmakla birlikte ölçekteki gözlenen değiĢkenlerden hareketle
gözlemlenemeyen daha az faktöre ulaĢmayı amaçlamaktadır (Meydan ve ġeĢen, 2015: 21).
Teori sınırlı bir bilgi verdiğinde, açıklayıcı faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizinden önce
kullanılır. Doğrulayıcı faktör analizi için, açıklayıcı faktör analizi oldukça kullanıĢlı bir ilk
basamaktır (Gerbing ve Hamilton, 1996). ÇalıĢmamızın araĢtırma kısmında da aynı sıra
izlenmektedir.
155
5.3.3.1. Tüketimci değerler ölçeği için açıklayıcı faktör analizi
Tüketimci Değerler ölçeği için yapılan açıklayıcı faktör analizi sonuçları aĢağıdaki gibidir.
Çizelge 5.12. Tüketimci Değerler Ölçeğinin DeğiĢkenlerine ĠliĢkin KMO Örneklem
Yeterliliği Ölçeği ve Bartlett Küresellik Testi Değeri
KMO Örneklem Yeterliliği Ölçeği
0,910
Bartlett Küresellik Testi Değeri
Yaklasık Ki-kare
6050,789
Serbestlik Derecesi
210
Önem Düzeyi
,000
Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) örneklem yeterlilik testi (MSA), faktör analizinin uygunluğunu
gösteren bir indistir (AltunıĢık ve diğerleri, 2007: 226). KMO değerleri ve yorumları su
Ģekildedir; 0,9 ve üzeri değerler mükemmel, 0,8 ve üzeri değerler yüksek, 0,7 ve üzeri iyi, 0,6
ve üzeri orta, 0,5 ve üzeri zayıf, 0,5‟in altı ise kabul edilemez Ģeklindedir (Kalaycı, 2010:
322). Genel olarak araĢtırmalarda tatminkâr olarak düĢünülen asgari KMO değeri 0,7‟dir
(AltunıĢık ve diğerleri, 2007: 226). Çizelge 5.12‟de görüldüğü üzere, veri setinin faktör
analizine uygunluğunu test eden KMO değeri (0, 910), faktör analizi yapılabilmesi için uygun
ve yüksek bir değerdir. Yine aynı amaca hizmet eden Bartlett testi sonucu da manidar
bulunmuĢtur [χ2=6050,789; p<0.01]. Böylelikle verilerin faktör analizi için uygun olduğuna
karar verilmiĢtir. Her iki ölçeğin analizinde, Maximum Likelihood kullanılmıĢ ve ölçekler,
Direct Oblimin rotasyonuna tabi tutulmuĢtur. Maximum Likelihood seçeneğinin kullanılma
nedeni, AMOS‟taki uygulamalarımızda da Maksimum Likelihood kullanacak olmamızdır.
Faktör analizi çalıĢmalarında, çoğunlukla Temel BileĢenler Analizi kullanılsa da, verinin
gerisinden var olduğu farz edilen örtük değiĢkenlerin belirlenmesinde Faktör Analizi daha
uygundur (ġimĢek, 2007: 100). Varimax yerine eğik döndürme tekniği olan Direct Oblimin
kullanılma nedeni ise, maddelerin çoğunluğunun birbirleriyle 0,20 üzerinde korelasyona sahip
olması ve Direct Oblimin‟in faktörlerin birbirleriyle iliĢkili olmalarına daha çok izin
vermesidir (ġimĢek, 2007: 100). “Communalities” tablosunda her bir maddenin açıkladığı
varyans oranının 0,10 üzeri olması istenirken; açıklanan toplam varyans oranının ise 0,52‟yi
geçmesi beklenir (Seçer, 2015: 163, 164).
156
Çizelge 5.13. Tüketimci Değerler Ölçeğinin Faktörlerine ĠliĢkin Açıklanan Toplam Varyans
BileĢen
BaĢlangıç Özdeğerleri
Kareler Toplamı
Toplam % Varyans Kümülatif % Toplam % Varyans Kümülatif %
GösteriĢçi tüketim
9,106
43,361
43,361 8,217
39,131
39,131
Batılı yaĢam tarzlarına 2,781
13,241
56,602 2,581
12,292
51,423
hayranlık
Kendini GerçekleĢtirme 1,482
7,059
63,660 1,503
7,158
58,581
ve Rahatına DüĢkünlük
DönüĢtürülmüĢ
Kareler Toplamı
Toplam
7,825
6,436
4,377
Çıkarma Yöntemi: Maximum Likelihood.
Çizelge 5.13‟e bakıldığında, 1.faktör, toplam varyansın % 43,361‟ini, 2.faktör, toplam
varyansın % 13,241‟ini, 3. faktör, toplam varyansın % 7,059‟ünü açıklamaktadır. Üç faktör
birlikte toplam varyansın % 63,660‟sini açıklamaktadır. Ayrıca, “communalities” tablosunda
her bir maddenin açıkladığı varyans oranı, 0,10 üzerindeyken; açıklanan toplam varyans oranı
0,52 üzeridir.
Çizelge 5.14. Tüketimci Değerler BileĢenlerine ĠliĢkin DönüĢtürülmüĢ Faktör Matrisi
Pattern Matrisi
GösteriĢçi Tüketim
,986
,793
Son moda elbiseler bana büyük zevk verir
Yeni ve modaya uygun ürünleri denemekten
zevk alırım.
Pratik kıyafetlerdense modaya uygun kıyafetleri
tercih ederim.
Süslü ve ayırt edici bir yaĢam benim için
çekicidir
Modadaki trendlere dikkat ederim.
En son saç stillerini denemekten hoĢlanırım
Giyinme Ģeklim kiĢiliğimin bir yansımasıdır
BaĢkalarının gözünde Ģık bir kimseyim.
Zarif ve romantik bir yaĢam isterim.
Pahalı olmasına rağmen Batılı ürünleri tercih
ederim
Batılı ürünler beni daha fazla tatmin eder.
Batı kültürünü ve sanatını tercih ederim
Batıyı örnek alan bir yaĢam tarzını arzularım
Hayat risk almak ve zorlukların üstesinden
gelmek demektir.
Neler baĢarabileceğime iliĢkin büyük
beklentilerim vardır.
YaĢamımı kendime göre sürdürmek isterim.
Zevk, neyi yapmaktan hoĢlanıyorsam odur.
ġık bir evim olsun isterim.
Çıkarma Yöntemi: Maximum Likelihood.
Döndürme Yöntemi: Oblimin, Kaiser Normalizasyonu ile.
Faktör
Batılı yaĢam tarzlarına
hayranlık
Kendini GerçekleĢtirme ve Rahatına
DüĢkünlük
,788
,761
,730
,629
,616
,598
,452
,946
,927
,925
,913
,857
,832
,655
,638
,500
Direct Oblimin rotasyonuna tabi tutulan matriste yer alan yüklemelerin anlamlılığını sınamada
0,30‟dan yüksek değer alan yüklemeler anlamlı sayılmaktadır (Gegez, 2004: 289). Yukarıdaki
çizelgede verilen faktör analizinde, Seçer (2015: 166)‟in belirttiği üzere, 0,40‟luk faktör yükü
157
altındaki maddeler (47., 48. ve 49. maddeler) anketten çıkartılmıĢtır. Faktör yükleri 0,45 ile
0,98 arasında değiĢmektedir. Faktörler, orijinal ölçekte olduğu gibi üç tanedir.
Faktörlere isim verme iĢi, her zaman kolay olmamaktadır. Bazen ilgisiz değiĢkenler de bir
faktörde toplanabilir. O zaman faktör yükü en fazla olan değiĢkeni esas alarak adlandırma
yapılabilir (Nakip, 2006: 436). AraĢtırmaya katılanlar, tüketimci değerlerin çeĢitli
değiĢkenlerini, Çizelge 5.14‟te göründüğü üzere, farklı bileĢenler içerisinde algılamıĢlardır.
Dolayısıyla, her bileĢen için faktör yükü en fazla olan değiĢken dikkate alınarak ve ayrıca
literatürdeki kavramlardan da uzaklaĢılmayarak faktörlere isimleri verilmiĢtir. Faktör
korelasyon matrisi Çizelge 5.15‟te göründüğü üzeredir.
Çizelge 5.15. Faktör Korelasyon Matrisi
Faktör
GösteriĢçi Tüketim
Batılı yaĢam tarzlarına hayranlık
Kendini GerçekleĢtirme ve
Rahatına DüĢkünlük
GösteriĢçi
Tüketim
1,000
-,635
,439
Batılı yaĢam
tarzlarına hayranlık
-,635
1,000
-,224
Kendini GerçekleĢtirme ve
Rahatına DüĢkünlük
,439
-,224
1,000
Faktör korelasyon matrisi incelendiğinde, faktörler arası korelasyonların 0,70‟i aĢmadığı
görülmektedir. Ayrıca, Pattern matrisinde, birden fazla yüke sahip madde bulunmamaktadır.
Böyle bir durum söz konusu olduğunda, madde yükleri arasındaki farkın 0,20‟den fazla
olmasına dikkat edilir (Seçer, 2015: 167).
5.3.3.2.Ġslami dindarlık endeksi ölçeği için açıklayıcı faktör analizi
Ġslami Dindarlık Endeksi ölçeği için yapılan açıklayıcı faktör analizi sonuçları, Çizelge
5.16‟da görülmektedir.
Çizelge 5.16. Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeğinin DeğiĢkenlerine ĠliĢkin KMO Örneklem
Yeterliliği Ölçeği ve Bartlett Küresellik Testi Değeri
KMO Örneklem Yeterliliği Ölçeği
Bartlett Küresellik Testi Değeri
YaklaĢık Ki-kare
Serbestlik Derecesi
Önem Düzeyi
,896
5540,668
190
,000
158
Çizelge 5.16‟da görüldüğü üzere, veri setinin faktör analizine uygunluğunu test eden KMO
değeri (0, 896), faktör analizi yapılabilmesi için uygun ve yüksek bir değerdir. Yine aynı
amaca hizmet eden Bartlett testi sonucu da manidar bulunmuĢtur [χ2=5540,668; p<0.01].
Böylelikle verilerin faktör analizi için uygun olduğuna karar verilmiĢtir.
Çizelge 5.17. Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeğinin Faktörlerine ĠliĢkin Açıklanan Toplam
Varyans
BileĢen
BaĢlangıç Özdeğerleri
Toplam %Varyans Kümülatif%
ve 9,333
46,665
46,665
DüĢünsel
Dolaylı
Ġbadet
1,999
9,993
56,659
Fikirsel
ve 1,316
6,578
63,236
Deneyimsel
Çıkarma Yöntemi: Maximum Likelihood.
Kareler Toplamı
Toplam %Varyans
8,889
44,443
Kümülatif%
44,443
DöndürülmüĢ
Kareler Toplamı
Total
7,687
1,666
,915
52,773
57,346
4,450
6,892
8,330
4,573
Yukarıdaki çizelgeye bakıldığında, 1.faktör, toplam varyansın % 46,665‟ini, 2.faktör, toplam
varyansın % 9,993‟ünü, 3. faktör, toplam varyansın % 6,578‟ini açıklamaktadır. Üç faktör
birlikte toplam varyansın % 63,236‟sını açıklamaktadır. Ayrıca, “communalities” tablosunda
her bir maddenin açıkladığı varyans oranı, 0,10 üzeriyken; açıklanan toplam varyans oranı
0,52 üzeridir.
Çizelge 5.18. Ġslami Dindarlık Endeksi BileĢenlerine ĠliĢkin DönüĢtürülmüĢ Faktör Matrisi
Pattern Matriksi
Faktör
DüĢünsel ve Dolaylı Ġbadet Fikirsel ve Deneyimsel
BaĢkalarını inciten her türlü faaliyetten kaçınmaya çalıĢırım.
,925
Benim yardımıma ihtiyaç duyanlara her zaman yardım etmeye çalıĢırım.
,915
BaĢkalarına karĢı dürüst ve adil olmaya çalıĢırım.
,812
Haram kazançtan her zaman uzak dururum.
,647
Ġslami emirlere göre baĢkalarına saygı göstermek ve hakkını vermek görevimdir
,641
Büyük ve küçük günahtan her zaman kaçınmaya çalıĢırım.
,610
Hayatımın her alanında her zaman Ġslami emirleri takip etmeye çalıĢırım.
,582
Dinimle ilgili temel ve gerekli bilgiyi biliyorum.
,523
Düzenli biçimde Kuran-ı Kerim‟i okurum
,884
Düzenli biçimde günde beĢ vakit namaz kılarım
,836
Düzenli biçimde Ramazan boyunca oruç tutarım
,691
Hz. Muhammed Allah‟ın son peygamberidir
,836
Ġslamın tüm temel fikirsel boyutlarına sarsılmaz bir inancım var
,731
YanlıĢ bir Ģey yaptığımda Allah tarafından cezalandırılacağıma dair hislerim var
,717
BaĢkalarının Ġslami öğretiyi takip ettiklerini görmekten keyif alırım
,589
Ġnancıma karĢı gelen bir Ģey yaptığımda üzüntü duyarım.
,482
Tek bir Allah olduğuna inanıyorum
,420
Çıkarma Yöntemi: Maximum Likelihood.
Döndürme Yöntemi: Oblimin, Kaiser Normalizasyonu ile.
159
Çizelge 5.18‟de verilen faktör analizinde, 0,40‟luk faktör yükü altındaki maddeler (68, 69, 79
ve 80. maddeler) anketten çıkartılmıĢtır. Faktör yükleri 0,42 ile 0,92 arasında değiĢmektedir.
Faktörler, orijinal ölçekte 5 adetken; çalıĢmamızda üç adettir. AraĢtırmaya katılanlar, Ġslami
dindarlık endeksinin çeĢitli değiĢkenlerini, Çizelge 5.18‟de de göründüğü üzere, farklı
bileĢenler içerisinde algılamıĢlardır. Dolayısıyla, her bileĢen için faktör yükü en fazla olan
değiĢken dikkate alınarak ve ayrıca literatürdeki kavramlardan da uzaklaĢılmayarak faktörlere
isimleri verilmiĢtir. Faktörlerin korelasyon matrisi ise Çizelge 5.19‟da göründüğü gibidir.
Çizelge 5.19. Faktör Korelasyon Matrisi
Faktör
DüĢünsel ve Dolaylı
Ġbadet
Fikirsel ve Deneyimsel
DüĢünsel ve Dolaylı
1,000
-,383
,696
Ġbadet
-,383
1,000
-,361
Fikirsel ve Deneyimsel
,696
-,361
1,000
Faktör korelasyon matrisine bakıldığında, faktörler arası korelasyonlar 0,70‟i aĢmamaktadır.
Ayrıca, Pattern matrisinde, birden fazla yüke sahip madde bulunmamaktadır. Ayrıca her iki
ölçeğe, EFA sonrası güvenilirlik analizi yapılmıĢtır.
Çizelge 5.20. EFA Sonrası Güvenilirlik Analizi Sonuçları
Tüketimci Değerler
Ölçeği
Cronbach Alpha
N
İslami
Dindarlık
Endeksi Ölçeği
Cronbach Alpha
N
GösteriĢçi
Tüketim
0,923
9
DüĢünsel
Dolaylı
0,920
8
Kendini GerçekleĢtirme
Rahatına DüĢkünlük
0,833
5
ve
Batılı
YaĢam
Tarzlarına Hayranlık
0,961
4
ve
Ġbadet
0,876
3
Fikirsel ve Deneyimsel
0,856
6
Ölçeğin
Bütünü
0,929
18
Ölçeğin
Tümü
0,922
17
5.3.4. Doğrulayıcı faktör analizi
Doğrulayıcı faktör analizi (DFA) modelleri, çeĢitli gizil yapılar arasındaki iliĢkilerin
örüntülerini açıklama amacı güderken sadece belirli bir yöne ait iliĢkiler değil yapılar
arasındaki iliĢkiler ve sadece potansiyel olarak birbiri ile korelasyonlu iliĢkiler ele
alınmaktadır (Bayram, 2010: 15). DFA, genellikle ölçek geliĢtirme ve geçerlilik analizlerinde
kullanılmakta ve önceden belirlenmiĢ ve kurgulanmıĢ bir yapının doğrulanmasını
amaçlamaktadır (Bayram, 2010: 42). Böylelikle, daha önce keĢfedilmiĢ ve daha az faktör
160
altında birleĢtirilmiĢ ölçeklerin, araĢtırmanın yapıldığı örneklemde benzer olup olmadığı test
edilmiĢ olur (Meydan ve ġeĢen, 2015: 21).
Doğrulayıcı faktör analizi sonucunda verilen uyum ölçütleri, modelin bir bütün olarak
uyumluluğunu göstermektedir. Her gizil faktörün uygunluğu, ayrı ayrı değerlendirildiğinde,
ilk olarak gizil değiĢkenler altında tanımlanan gözlenen değiĢkenlerin faktör yüklerinin
istatistiksel olarak anlamlı olması gerekmektedir. Ġkinci olarak gizil faktörlerin güvenilirliğinin
ve açıklanan varyansın değerlendirilmesi gerekir. Her bir gözlenen değiĢkenin, faktör yükü
için hesaplanan t değeri, kritik t değerinden büyük ise faktör yükünün istatistiksel olarak
anlamlı olduğuna karar verilir (0,05 anlamlılık düzeyinde kritik t değeri 1,96‟dır). Doğrulayıcı
faktör analizinde, her bir soru (madde), gözlenen değişkenleri; gözlenen değiĢkenler
yardımıyla ölçülebildikleri varsayılan yapılar ise, örtük (gizil) değişkenleri oluĢturur. Gizil
değiĢkenler, klasik faktör analizinde faktörlere denk gelen ögelerdir (ġimĢek, 2007: 8). Örtük
değiĢkenler, tamamen teorik yapılar oldukları için, belirli bir ölçme birimine sahip olamazlar
ve ölçme modeli test edilirken her birisinin en iyi Ģekilde tanımladığı düĢünülen bir gözlenen
değiĢkene sabitlenirler (her bir faktörde en yüksek faktör yüküne sahip değiĢken referans
değiĢken olarak kullanılabilir, böyle bir bilgi yoksa teorik bilgi çerçevesinde de karar
verilebilir); söz konusu değiĢken, referans değişkeni olarak adlandırılır (Byrne, 2010 : 35;
Kline, 2011: 128; Schumacker ve Lomax, 2004: 217; ġimĢek, 2007: 8). Referans değiĢken
tamamen keyfi olarak da belirlenebilmektedir (ġimĢek, 2007: 59). Yapısal eĢitlik
modellemesinde, bağımlı ve bağımsız değiĢken kavramları yerine, içsel (etkilenen) ve dıĢsal
(etkileyen) değiĢken kavramlarının kullanılması daha uygundur (Meydan ve ġeĢen, 2015: 11).
T değerlerine bakıldıktan sonra, modelin bütün olarak kabul edilebilir olup olmadığının
ölçütü, uyum iyiliği istatistikleridir (ġimĢek, 2007: 10).
Yapısal eĢitlik modellerinde χ2
(Kikare) değerinin, anlamsız çıkması istenir; fakat χ2 değeri, örneklem büyüklüğüne oldukça
duyarlı olduğu için, büyük örneklemlerde neredeyse her zaman anlamlı çıkar. Dolayısıyla
uyum ölçütlerinde, χ2/sd değerine bakılır ve aynı zamanda, baĢka ölçütler de kullanılır
(ġimĢek, 2007: 14). Yapısal eĢitlik modellemelerinde, hata terimleri temelinde modifikasyon
önerileri de oluĢturulur. Söz konusu önerilerin, kuramsal bir gerekçeye dayanması gerekir
(Meydan ve ġeĢen, 2015: 38). Belirtilen kuramsal gerekçe, hata terimlerinin bağlı olduğu
161
gözlemlenen değiĢkenler (soru maddeleri) arasında aynı boyutu ölçümleyebileceği, birbiri
yerine kullanılabileceği, aynı anlama gelmiĢ olabileceği ya da bu soruların farklı çalıĢmalarda
birbiri yerine kullanılmıĢ olduğu gibi bir kuramsal gerekçe olmalıdır (Meydan ve ġeĢen, 2015:
113). Yapılacak iyileĢtirmeler, yalnızca benzer Ģeyleri ölçümlemeyi hedeflemeleri nedeniyle
aynı faktörü yordayan maddelerin hata terimlerinin iliĢkilendirilmesiyle sınırlıdır (Meydan ve
ġeĢen, 2015: 82). Çizelge 5.21‟de, uyum ölçütlerine ait değerler verilmiĢtir.
Çizelge 5.21. Uyum Ġndeksleri ve Yorumları
Model Uyum Kriteri ve yorumu
0,05≤p değeri≤1 iyi uyum
0,01≤p değeri≤0,05 kabul edilebilir uyum
2≤ χ2/sd ≤ 3 kabul edilebilir uyum
χ2/sd ≤ 3
χ2/sd ≤ 4-5
χ2/sd ≤ 5 kabul edilebilir uyum
Yakın uyum testi için p değeri (RMSEA <0,05)
0,01≤p ≤1 iyi uyum
0,05≤p ≤0,1 kabul edilebilir uyum
70
RMSEA ≤ .05 mükemmel uyum
RMSEA ≤ .05 iyi uyum
RMSEA ≤ .08 iyi uyum
RMSEA ≤ .08 kabul edilebilir uyum
.08 ≤ RMSEA ≤ .10 orta derecede uyum
RMR ≤ .05 iyi uyum
RMR ≤ .08 kabul edilebilir uyum
72
SRMR < .10 iyi uyum
SRMR < .05 mükemmel uyum
SRMR < .05 iyi uyum
SRMR < .10 kabul edilebilir uyum
71
NFI ≥ .95 mükemmel uyum
NFI ≥ .90 iyi uyum
NFI ≥ .90 kabul edilebilir uyum
NFI ≥ .95 iyi uyum
74
NNFI ≥ .95 mükemmel uyum
NNFI ≥ .90 iyi uyum
NNFI≥ .95 kabul edilebilir uyum
NNFI≥ .97 iyi uyum
CFI ≥ .90 iyi uyum
CFI≥ .95 kabul edilebilir uyum
CFI≥ .97 iyi uyum
75
GFI ≥ .90 iyi uyum
73
70
Kaynak
Bayram, 2010: 78; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Bayram, 2010:78; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Bayram, 2010: 78; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Bayram, 2010: 78; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Meydan ve ġeĢen, 2015: 32
ġimĢek, 2007: 14
Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Sümer, 2000
Bayram, 2010: 76; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Sümer, 2000
Bayram, 2010: 76; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
MacCallum vd., 2001: 621; Byrne, 2010: 80; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Meydan ve ġeĢen, 2015: 37
Olivares ve diğ., 2004
Heubeck ve Neill, 2000
Bayram, 2010: 72; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Sümer, 2000
Sümer, 2000
Bayram, 2010: 75; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Bayram, 2010: 75; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Sümer, 2000
Sümer, 2000
Bayram, 2010: 78; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Bayram, 2010: 78; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Sümer, 2000
Bayram, 2010: 76; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Bayram, 2010:76; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Sümer, 2000; Olivares ve diğ., 2004; Meydan ve ġeĢen, 2015 : 34
Serbestlik derecesi (sd) küçük ve örneklem hacmi büyük olmadığı zaman RMSEA (yaklaĢık hataların ortalama
karekökü) değeri yanıltıcı olabilir. Bu indeksin en büyük avantajlarından biri, güven aralığının
hesaplanabilmesidir (Bayram, 2010: 76).
71
Hata kareleri ortalamasının karekökü
72
StandartlaĢtırılmıĢ hata kareleri ortalamasının karekökü
73
Küçük örneklemlerde belirlenen model doğru olsa bile, 1 değerine ulaĢmaz. Ölçümün dezavantajı, modele
ilave parametreler olduğunda NFI (normlaĢtırılmıĢ uyum indeksi) değerinin daha küçük olamamasıdır. Modele
ilave dilen parametreler, daha büyük indeks değerinin ortaya çıkmasına neden olur. Bu sebeple, bu ölçüm çok
fazla önerilmez (Bayram, 2010: 75).
74
Örneklem hacmi çok büyük olmadığında, model doğru olsa bile, NFI değeri 1‟e yaklaĢmadığından; NNFI
(normlaĢtırılmamıĢ uyum indeksi) değeri, bu olumsuzluğu, modele serbestlik derecesini ilave ederek kaldırır
(Bayram, 2010: 75).
75
GFI (uyum iyiliği indeksi) değeri, örneklem hacmi yükseldikçe yükselir. Bu durum doğru sonuç alınmasını
önleyebilir (Bayram, 2010: 74).
162
GFI ≥ .90 kabul edilebilir uyum
GFI≥ .95 iyi uyum
GFI≥ .85 kabul edilebilir uyum
76
AGFI≥ .85 kabul edilebilir uyum
AGFI≥ .90 iyi uyum
AGFI≥ .85 kabul edilebilir uyum
77
AIC
Hipotez edilen modelin değeri, hem
78
CAIC
bağımsız hem de doymuĢ modelden daha
79
ECVI
küçük olmalıdır.
IFI≥ .95 mükemmel uyum
IFI≥.90 iyi uyum
Bayram, 2010: 78; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Bayram, 2010: 78; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Meydan ve ġeĢen, 2015: 34
Bayram, 2010: 78; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Bayram, 2010: 78; Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Meydan ve ġeĢen, 2015: 34
Bayram, 2010: 78
Çelik ve Yılmaz, 2013: 39
Meydan ve ġeĢen, 2015: 33
DFA, Açıklayıcı Faktör Analizi (AFA) modelinin doğal bir uzantısı olmakla birlikte, yapısal
eĢitlik modelinin (YEM) bir türüdür (Çelik ve Yılmaz, 2013: 43). Örneklem hacmi açısından
bakıldığında ise, yapısal eĢitlik modellerinde, 100‟den az örneklem hacmi küçük, 100-200
örneklem hacmi orta ve 200‟den fazla örneklem hacmi büyük olarak tanımlanmaktadır
(Bayram, 2010: 51). Ayrıca, YEM‟e ait tüm açıklamalarda ve gösterimlerde, gizil ve gözlenen
değiĢkenlerin sürekli olduğu varsayımı kabul edilmiĢtir (Çelik ve Yılmaz, 2013: 58). Birincil
seviye doğrulayıcı faktör analizi, gizil değiĢkenler arasındaki iliĢkiyi de modele dâhil eder
(Meydan ve ġeĢen, 2015: 76). Ġkincil seviye doğrulayıcı faktör analizinde ise, gizil
değiĢkenlerin yordadığı bir üst seviye gizil değiĢken daha modele dâhil edilir (Meydan ve
ġeĢen, 2015: 83). YEM‟de görünen, iki veya çok değiĢken arasındaki nedensel iliĢkilerin test
edilmesinde, doğrudan ve doğrudan olmayan iliĢkilerin karĢılaĢtırılmasında yol analizi adı
verilen istatistiksel bir teknik kullanılır. Yol analizlerinde, değiĢkenlerin birbirleri üzerindeki
etkilerini göstermek amacıyla yol diyagramı olarak adlandırılan resimsel gösterimler yer
almaktadır (Meydan ve ġeĢen, 2015: 28).
ÇalıĢmamızda kullanılan her iki ölçek (tüketimci değerler ve Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeği)
için ayrı ayrı yapılan birinci düzey ve ikinci düzey DFA modelleri, yol diyagramıyla birlikte
sunulmaktadır.
Orijinal ölçeği geliĢtiren Paek ve Pan (2004: 83), her üç faktör arasında yüksek korelasyon
bulmaları nedeniyle, üç faktörün birleĢtirilerek bireyselliğe dayalı bir “BatılılaĢma” olarak da
76
AGFI (düzeltilmiĢ uyum iyiliği indeksi) değeri de örneklem hacmi yükseldikçe, GFI değeri gibi artar (Bayram,
2010: 74).
77
Akaike bilgi kriteri
78
Tutarlı akaike bilgi kriteri
79
Beklenen çapraz geçerlilik indeksi
163
isimlendirilebileceğini belirtmiĢler, fakat sonrasında yaptıkları analizlerle tek faktörün uyum
iyiliğinin düĢük olduğunu belirterek, analizlerine faktörleri birleĢtirmeden devam etmiĢlerdir.
Dolayısıyla, çalıĢmada, öncelikle tüketimci değerler ölçeği için tek faktörlü model
denenmiĢtir. Uyum indekslerinin düĢük çıkması nedeniyle (χ2 = 2259,933; χ2/sd= 16,74;
RMSEA = 0,2; GFI = 0,507), çalıĢmaya EFA sonuçlarına göre oluĢturulan üç faktörlü model
ile devam edilmiĢtir.
ġekil 5.2. 1. Düzey DFA Modelinde StandartlaĢtırılmıĢ Katsayılar için Yol Diyagramı
(Tüketimci Değerler Ölçeği)80
Yapılan DFA analizi sonucunda, t değerleri anlamlıdır (t>1,96). 33., 41. ve 46. maddeler
birden fazla faktöre yüklenmeleri nedeniyle analizden çıkarılmıĢtır. 37, 42 ve 57. maddeler,
referans değiĢkenlerdir. Sonuçlar ve uyum ölçütleri aĢağıdaki gibidir:
80
Madde isimlerinin açılımları için bknz: Ek 1-Anket formu
164
Çizelge 5.22. 1. Düzey DFA modeli sonuçları (Tüketimci Değerler Ölçeği)
Yol
K.34
<---
GOSTERIS
K.35
K.36
K.37
K.38
K.39
K.40
K.42
K.43
K.44
K.45
K.50
K.51
K.52
K.53
<--<--<--<--<--<--<--<--<--<--<--<--<--<---
GOSTERIS
GOSTERIS
GOSTERIS
GOSTERIS
GOSTERIS
GOSTERIS
KENRAH
KENRAH
KENRAH
KENRAH
BATI
BATI
BATI
BATI
StandartlaĢtırılmıĢ Standart
yükler
hata
,787
,036
t
değerleri
p
20,986
***
,612
,747
,920
,040
,041
13,934
19,087
***
***
,374
,558
,846
,809
,844
,709
,860
,856
,637
,552
,915
,913
,953
,929
,042
,038
,046
22,170
24,254
17,430
***
***
***
,057
,048
,050
,026
,027
17,377
13,009
10,983
34,976
34,643
***
***
***
***
***
,027
37,196
***
,654
,712
,502
,739
,733
,406
,305
,837
,833
,909
,864
R2
,619
Uyum ölçütleri ise, modelin kabul edilebilir olduğunu göstermektedir.
Çizelge 5.23. 1. Düzey DFA modeli uyum ölçütleri (Tüketimci Değerler Ölçeği)
Uyum ölçüsü
X2 (p=0,00)
X2/ (sd= 87)
RMSEA
NFI
CFI
GFI
AGFI
IFI
Değeri
338,406
3,890
0,086
0,928
0,945
0,896
0,857
0,946
Uyum
--Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
165
ġekil 5.3. 2. Düzey DFA Modelinde StandartlaĢtırılmıĢ Katsayılar için Yol Diyagramı
(Tüketimci Değerler Ölçeği)
Yapılan DFA analizi sonucunda, bütün t değerleri anlamlıdır (t>1,96). Uyum ölçütlerini
iyileĢtirmek adına 52. ve 53., 44 ve 45. maddeler arasında modifikasyon yapılmıĢtır.
“Tüketimci Değerler” gizil değiĢkeni, en çok “kendini gerçekleĢtirme ve rahatına düĢkünlük”
gizil değiĢkeniyle açıklanmaktadır (R2=0,46). Kravets ve Sandıkçı (2014) da, yeni orta sınıf
tüketicilerle yaptıkları çalıĢmada “rahat” kelimesine sıklıkla yer verir. ÇalıĢma sonuçlarına
göre, yeni orta sınıf tüketiciler; rahat bir yaĢam, rahat bir gelir, rahat giysiler isterler ve rahat
tüketimci yaĢam tarzlarını benimserler. Yazarlar, gösteriĢçiliği tüketicilerin giysilerinde
dengelediklerini belirtirken (bir kombinde tamamen Burberry‟den giyinmek yerine
Burberry‟den tek bir parça örneğin fular kullanmak gibi); Batılı yaĢam tarzlarına maruz kalan
yeni orta sınıftan söz eder. Ġkinci düzey doğrulayıcı faktör analizine ait sonuçlar ve uyum
ölçütleri Çizelge 5.24‟teki gibidir:
166
Çizelge 5.24. 2. Düzey DFA modeli sonuçları (Tüketimci Değerler Ölçeği)
Yol
GOSTERIS <--- TUKETIMCI
KENRAH <--- TUKETIMCI
BATI
<--- TUKETIMCI
K.34
<--- GOSTERIS
K.35
<--- GOSTERIS
K.36
<--- GOSTERIS
K.37
<--- GOSTERIS
K.38
<--- GOSTERIS
K.39
<--- GOSTERIS
K.40
<--- GOSTERIS
K.42
<--- KENRAH
K.43
<--- KENRAH
K.44
<--- KENRAH
K.45
<--- KENRAH
K.50
<--- BATI
K.51
<--- BATI
K.52
<--- BATI
K.53
<--- BATI
StandartlaĢtırılmıĢ yükler
,663
,678
,555
,770
,593
,729
,911
,791
,822
,684
,909
,887
,639
,547
,882
,880
,960
,927
Standart hata
,042
,042
,042
,039
,043
,044
t değerleri
17,077
17,077
17,077
19,734
13,188
17,935
p
***
***
***
***
***
***
,046
,042
,050
20,725
22,314
16,202
***
***
***
,044
,039
,040
,029
,030
20,948
13,983
11,424
30,560
30,349
***
***
***
***
***
,027
36,349
***
R2
,439
,460
,308
,594
,352
,531
,829
,626
,676
,468
,826
,787
,409
,299
,778
,775
,922
,858
Çizelge 5.25. 2. Düzey DFA modeli uyum ölçütleri (Tüketimci Değerler Ölçeği)
Uyum ölçüsü
Değeri
Uyum
2
339,257
---
2
X / (sd= 87)
3,900
Kabul edilebilir uyum
RMSEA
0,086
Kabul edilebilir uyum
NFI
0,928
Kabul edilebilir uyum
CFI
0,945
Kabul edilebilir uyum
GFI
0,895
Kabul edilebilir uyum
AGFI
0,856
Kabul edilebilir uyum
IFI
0,945
Kabul edilebilir uyum
X (p=0,00)
Uyum ölçütleri ise, modelin kabul edilebilir olduğunu göstermektedir.
ÇalıĢmada, Ġslami Dindarlık Endeksi ölçeği için tek faktörlü model denenmiĢtir. Uyum
indekslerinin düĢük çıkması nedeniyle (χ2 = 2024,364; χ2/sd= 11,908; RMSEA = 0,167; GFI =
0,641), çalıĢmaya EFA sonuçlarına göre oluĢturulan üç faktörlü model ile devam edilmiĢtir.
167
ġekil 5.4. 1. Düzey DFA Modelinde StandartlaĢtırılmıĢ Katsayılar için Yol Diyagramı (Ġslami
Dindarlık Endeksi Ölçeği)81
Yapılan DFA analizi sonucunda, t değerleri anlamlıdır (t>1,96). 63., 64., 71., 73., 74., 78.
maddeler birden fazla faktöre yüklenmeleri nedeniyle analizden çıkarılmıĢtır. 62., 67. ve 75.
maddeler, referans değiĢkenlerdir. Sonuçlar ve uyum ölçütleri aĢağıdaki gibidir:
Çizelge 5.26. 1. Düzey DFA Modeli Sonuçları (Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeği)
K.67 <---
IBADET
2
StandartlaĢtırılmıĢ yükler Standart hata t değerleri p R
,918
,054
20,520
*** ,843
,763
,052
17,156
*** ,582
,841
,708
K.62 <---
FIKDEN
,763
K.81 <--K.82 <---
FIKDEN
FIKDEN
,796
,755
,077
,092
14,560
13,956
K.70 <---
DUSDOL
,672
,048
15,014
K.72 <---
DUSDOL
,678
,054
15,205
K.75 <--K.76 <---
DUSDOL
DUSDOL
,874
,850
,041
21,583
*** ,459
,765
*** ,723
K.77 <---
DUSDOL
,837
,041
21,033
*** ,701
Yol
K.65 <--- IBADET
K.66 <--- IBADET
81
,582
Madde isimlerinin açılımları için bknz: Ek 1-Anket formu
*** ,633
*** ,570
*** ,451
168
Çizelge 5.27. 1. Düzey DFA Modeli Uyum Ölçütleri (Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeği)
Uyum ölçüsü
X2 (p=0,00)
X2/ (sd=41)
RMSEA
NFI
CFI
GFI
AGFI
IFI
Değeri
164,960
4,023
0,088
0,936
0,951
0,928
0,884
0,951
Uyum
--Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Ġyi uyum
Ġyi uyum
Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Ġyi uyum
ġekil 5.5. 2. Düzey DFA Modelinde StandartlaĢtırılmıĢ Katsayılar için Yol Diyagramı (Ġslami
Dindarlık Endeksi Ölçeği)
Yapılan DFA analizi sonucunda, t değerleri anlamlıdır (t>1,96). “Dini değerler” gizil
değiĢkeni, en çok “fikirsel ve deneyimsel” gizil değiĢkeniyle açıklanmaktadır (R2=0,85).
Sonuçlar ve uyum ölçütleri, Çizelge 5.28‟deki gibidir.
169
Çizelge 5.28. 2. Düzey DFA Modeli Sonuçları (Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeği)
DUSDOL
FIKDEN
IBADET
K.65
K.67
K.62
K.81
K.82
K.75
K.77
K.72
K.76
K.66
K.70
Yol
<--<--<--<--<--<--<--<--<--<--<--<--<--<---
DIN
DIN
DIN
IBADET
IBADET
FIKDEN
FIKDEN
FIKDEN
DUSDOL
DUSDOL
DUSDOL
DUSDOL
IBADET
DUSDOL
StandartlaĢtırılmıĢ yükler
,749
,924
,611
,918
,841
,763
,796
,755
,874
,837
,678
,850
,763
,672
Standart hata
,044
,045
,075
,054
t değerleri
12,462
12,709
10,257
20,520
P
***
***
***
***
,077
,092
14,560
13,956
***
***
,041
,054
,041
,052
,048
21,033
15,205
21,583
17,156
15,014
***
***
***
***
***
R2
,560
,854
,373
,843
,708
,582
,633
,570
,765
,701
,459
,723
,582
,451
Çizelge 5.29. 2. Düzey DFA Modeli Uyum Ölçütleri (Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeği)
Uyum ölçüsü
X2 (p=0,00)
X2/ (sd=41)
RMSEA
NFI
CFI
GFI
AGFI
IFI
Değeri
164,960
4,023
0,088
0,936
0,951
0,928
0,884
0,951
Uyum
--Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Ġyi uyum
Ġyi uyum
Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Ġyi uyum
Uyum ölçütleri ise, modelin kabul edilebilir olduğunu göstermektedir. Her iki doğrulayıcı
faktör analizi sonrasında, ölçeklere tekrar güvenilirlik analizi yapılmıĢtır. Her bir boyut ve
ölçeklerin bütünü için yapılan güvenilirlik analizlerine göre, ölçekler, yüksek derecede
güvenilirdir. Güvenilirlik analizi sonuçları, Ortalama açıklanan varyans, bileĢik güvenirlik
(CR) değerleri, çizelge 5.30‟da verilmektedir.
Çizelge 5.30. DFA sonrası Güvenilirlik Analizi Sonuçları, AVE, CR değerleri
Tüketimci Değerler
Ölçeği
Cronbach Alpha
N
AVE
CR
İslami
Dindarlık
Endeksi Ölçeği
Cronbach Alpha
N
AVE
CR
GösteriĢçi
Tüketim
0,916
7
0,58
0,90
DüĢünsel
Dolaylı
0,883
5
0,62
0,88
Kendini GerçekleĢtirme
Rahatına DüĢkünlük
0,826
4
0,59
0,84
ve
Batılı
YaĢam
Tarzlarına Hayranlık
0,961
4
0,83
0,95
ve
Ġbadet
0,876
3
0,71
0,87
Fikirsel ve Deneyimsel
0,805
3
0,60
0,81
Ölçeğin
Bütünü
0,917
15
Ölçeğin
Tümü
0,884
11
-
170
Doğrulayıcı Faktör Analizi sonrasında, modele katılacak tüm değiĢkenler arasında Pearson
korelasyonlarına bakılmıĢtır. Korelasyonlar 0,80‟in altındadır (Çizelge 5.31.). Yapı
güvenirliği, birleĢik güvenirlik ile ölçülmüĢ ve 0,70‟in üzerindedir (Nunnally ve Bernstein,
1994). Yakınsama geçerliği için AVE değerleri 0,50‟nin üzerindedir (Hair vd., 1998; Bagozzi
ve Yi, 1988). AyrıĢma geçerliği için, her bir boyutun AVE değerinin karekökü, o boyutun
diğer boyutlarla korelasyonundan büyüktür (Fornel ve Larcker, 1981).
Çizelge 5.31. Pearson Korelasyon Sonuçları
KENRAH BATI GOSTERIS
IBADET DUSDOL FIKDEN
EK
KENRAH
1
BATI
,183**
1
GOSTERIS
,317** ,636**
1
IBADET
-,124* -,265**
-,148**
1
DUSDOL
,027 -,108*
-,033
,442**
1
FIKDEN
,056 -,188**
-,138**
,509**
,617**
1
EK
,091
,079
,138**
,013
-,080
-,097
1
ES
,089
-,022
-,049
,021
-,091
-,002 ,245**
OS
,077
,091
,182**
,054
-,030
-,037 ,215**
Egitim
-,027
,105*
,005
-,151**
-,121*
-,057
-,001
Meslek
-,136** -,119*
-,102*
,157**
,266**
,233** -,157**
*p<0,05 **p<0,01; EK=Eğlence ve Kültür; ES= Ev sahipliği; OS= Otomobil Sahipliği
ES
OS
1
,295**
1
-,099* -,180**
-,034
-,014
Egitim
Meslek
1
-,104*
1
5.3.5. Yapısal eĢitlik modeli
Yapısal eĢitlik modellerinde, kavramsal model, veri yardımı ile test edilir (Bayram, 2010: 48).
Yapısal eĢitlik modelinin güçlü yanı, regresyon analizinin testlerde değiĢkenlere ait
ortalamaları kullanmasına nazaran, yapısal eĢitlik modelinin ölçüm ve artık hataları da
hesaplamaya dahil etmesidir (Meydan ve ġeĢen, 2015: 131). Modelde çizilen iliĢkiler,
regresyonla yapılmak istendiğinde, yapılması gereken birçok regresyon vardır ve regresyon
analizinde, dolaylı etkiler görülememektedir (Meydan ve ġeĢen, 2015: 122).
Bu kısımda katılımcıların, tüketimci değerleri ve dini değerlerinin keyfi tüketim grupları
üzerindeki etkisi yapısal eĢitlik modellemesi yardımıyla incelenmektedir. Keyfi tüketim
grupları, tezin önceki kısmında hesaplanmıĢ olmakla birlikte; “giyim ve ayakkabı”, “eğlence
ve kültür”, “mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri”, “sağlık”, “ulaĢtırma”, “çeĢitli mal ve
hizmetler” gruplarından oluĢmaktadır. Belirtilen gruplardan ön plana çıkan “eğlence ve
kültür” içsel değiĢken olarak alınmıĢtır. YEM oluĢturulurken, ölçeklerin alt boyutlarının faktör
skorları, gözlenen değiĢken verilerini oluĢturmuĢtur. Ayrıca, demografik değiĢkenlerin ya da
doğrudan gözlenen herhangi bir değiĢkenin model için önemli olduğu durumlarda,
171
araĢtırmacılar modellerini melez (hybrid) yol modeli olarak kurabilirler; böylelikle, çoklu içsel
ve dıĢsal değiĢkenler olarak gizil ve gözlenen değiĢkenlerin her ikisi de birlikte kullanılmıĢ
olur ve aynı zamanda tek bir modelde yapısal ve ölçme modelleri bir arada test edilebilir
(Çokluk vd., 2014: 343).
Çizelge 5.32. Yapısal EĢitlik Modeli Ġçin Hipotezlerin Kabulü/Reddi
H1
H2
H3
H4
H5
H6
H7
H8
H9
H10
H11
Hipotez
Dindarlık ile tüketimci değerler arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
Dindarlık ile eğlence ve kültür harcamaları arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
Tüketimci değerler ile eğlence ve kültür harcamaları arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
Meslek ile eğlence ve kültür harcamaları arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
Eğitim ile eğlence ve kültür harcamaları arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
Ev sahipliği ile eğlence ve kültür harcamaları arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
Otomobil sahipliği ile eğlence ve kültür harcamaları arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
Tüketimci değerler ile meslek arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
Tüketimci değerler ile otomobil sahipliği arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
Tüketimci değerler ile ev sahipliği arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
Tüketimci değerler ile eğitim arasında anlamlı bir iliĢki vardır.
Kabul/RED
KABUL
RED
KABUL
KABUL
RED
KABUL
KABUL
RED
KABUL
KABUL
RED
Yapısal eĢitlik modellemesinde ilk önce Buzdağı Modeli çerçevesinde, yollar analiz edilmiĢtir.
Elde edilen ilk modelde anlamsız iliĢkiler meydana gelmesi sonucu, anlamsız yollar
çıkarıldıktan sonra elde edilen nihai YEM modeli ve uyum ölçütleri aĢağıdaki gibidir:
ġekil 5.6. Anlamlı ĠliĢkilerin Olduğu YEM
172
Çizelge 5.33. Anlamlı ĠliĢkilerin Olduğu YEM Sonuçları
TUKETIMCI
TUKETIMCI
TUKETIMCI
GOSTERIS
Eglencekultur
Eglencekultur
Eglencekultur
KENRAH
BATI
Eglencekultur
FIKDEN
DUSDOL
IBADET
Yol
<--<--<--<--<--<--<--<--<--<--<--<--<---
DIN
Otomobil
Ev
TUKETIMCI
TUKETIMCI
Otomobil
Meslek
TUKETIMCI
TUKETIMCI
Ev
DIN
DIN
DIN
StandartlaĢtırılmıĢ yükler
-,174
,219
-,115
,934
,115
,130
-,135
,328
,690
,207
,833
,739
,608
Standart hata
,032
,032
,028
,608
,614
,287
,285
t Değerleri
-2,683
3,380
-2,006
6,183
2,094
2,546
-2,820
P
,007
***
,045
***
,036
,011
,005
,608
,277
,117
6,183
4,116
11,340
***
***
***
,158
10,433
***
Modelde tüm değerler 0,05 anlam düzeyinde anlamlıdır (t>1,96). Uyum ölçütleri, modelin
kabul edilebilir olduğunu göstermektedir.
Çizelge 5.34. Anlamlı ĠliĢkilerin Olduğu YEM Uyum Ölçütleri
Uyum ölçüsü
X2 (p=0,00)
X2/ (sd=27)
RMSEA
NFI
CFI
GFI
AGFI
IFI
Değeri
74,917
2,77
0,067
0,903
0,934
0,965
0,928
0,936
Uyum
Ġyi uyum
Ġyi uyum
Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Ġyi uyum
Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Yapısal eşitlikler ise aşağıdaki gibi yazılabilir:
Tüketimci Değerler = -0,174 x Dini Değerler + 0,219 x Otomobil sahipliği -0,115 x Ev
sahipliği
Eğlence ve Kültür Harcamaları = 0,115 x Tüketimci Değerler + 0,130 x Otomobil Sahipliği +
0,207 x Ev Sahipliği -0,135 x Meslek
Ġlk yapısal eĢitliğe göre, dini değerlerdeki 1 standart sapmalık artıĢın tüketimci değerlerdeki
0,174 standart sapmalık bir azalıĢa neden olması beklenir. KiĢinin otomobil sahibi olması,
otomobil sahibi olmamasına göre tüketimci değerlerin ortalamasını 0,219 artırır. Otomobil
173
sahipliği, tüketimci değerlerin ortalama puanını istatistiki olarak anlamlı bir Ģekilde
farklılaĢtıran bir etkendir. Bu nedenle, otomobil sahipliği (1=var, 0=yok) tüketimci değerler
üzerinde etkili bir değiĢkendir. KiĢinin ev sahibi olması, ev sahibi olmamasına göre tüketimci
değerlerin ortalamasını 0,115 azaltır. Ev sahipliği, tüketimci değerlerin ortalama puanını
istatistiki olarak anlamlı bir Ģekilde farklılaĢtıran bir etkendir. Bu nedenle, ev sahipliği (1=var,
0=yok) tüketimci değerler üzerinde etkili bir değiĢkendir. Tüketimci değerlere en çok etki
eden dıĢsal değiĢken, standardize edilmiĢ regresyon katsayılarına göre mutlak değer olarak
otomobil sahipliğidir.
Ġkinci yapısal eĢitliğe göre, tüketimci değerlerdeki 1 standart sapmalık artıĢın eğlence ve
kültür harcamalarında 0,115 standart sapmalık bir artıĢa neden olması beklenir. KiĢinin
otomobil sahibi olması, otomobil sahibi olmamasına göre eğlence ve kültür harcamalarının
ortalamasını 0,130 artırır. Otomobil sahipliği, eğlence ve kültür harcamalarının ortalama
puanını istatistiki olarak anlamlı bir Ģekilde farklılaĢtıran bir etkendir. Bu nedenle, otomobil
sahipliği (1=var, 0=yok) eğlence ve kültür harcamaları üzerinde etkili bir değiĢkendir. KiĢinin
ev sahibi olması, ev sahibi olmamasına göre eğlence ve kültür harcamalarının ortalamasını
0,207 artırır. Ev sahipliği, eğlence ve kültür harcamalarının ortalama puanını istatistiki olarak
anlamlı bir Ģekilde farklılaĢtıran bir etkendir. Bu nedenle, ev sahipliği (1=var, 0=yok) eğlence
ve kültür harcamaları üzerinde etkili bir değiĢkendir. KiĢinin kamu sektöründe çalıĢması, özel
sektörde çalıĢmasına göre eğlence ve kültür harcamalarının ortalamasını 0,135 azaltır. Meslek,
eğlence ve kültür harcamalarının ortalama puanını istatistiki olarak anlamlı bir Ģekilde
farklılaĢtıran bir etkendir. Bu nedenle, meslek (1=kamu, 0=özel) eğlence ve kültür harcamaları
üzerinde etkili bir değiĢkendir. Eğlence ve kültür harcamalarına en çok etki eden dıĢsal
değiĢken, standardize edilmiĢ regresyon katsayılarına göre mutlak değer olarak ev sahipliğidir.
Eğlence ve kültür harcamaları üzerinde, tüketimci değerlerin, otomobil ve ev sahipliğinin
pozitif; mesleğin negatif ve anlamlı etkileri vardır. Burada dini değerler, eğlence ve kültür
harcamaları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olmadığından yer almamıĢtır. Fakat dini
değerler, tüketimci değerleri negatif etkilemekte; tüketimci değerler de eğlence ve kültür
harcamalarını pozitif etkilemektedir. Bireylerin dindarlıklarının tüketimci değerlere olan
negatif etkisinin düĢüklüğü, çocukluklarından beri tüketim toplumu kodlarıyla yetiĢmeleriyle
174
(Demirezen, 2015: 30) açıklanabilmektedir. Ev ve otomobil sahipliğinin eğlence ve kültür
harcamalarını pozitif etkilemesi, bireylerin ancak ev ve otomobil sahibi olduktan sonra
eğlence ve kültür harcamalarını artırdıkları gerekçesine dayandırılabilir. Zira Yılmaz
(2007)‟nin de çalıĢmasında belirttiği üzere, kiĢilerin ellerine fazladan geçecek bir parada,
paralarını öncelikle bir ev sonrasında araba almak için harcayacakları görülmektedir. Söz
konusu durumda, ilk kısacakları tüketim grubunun da eğlence ve kültür harcamaları olacağı
söylenebilir. Eğlence ve kültür harcamalarının bir özelliği de, kültürel ürünlerin ve kültürel
ürünleri tüketenlerin standartlaĢmasıdır (Demirezen, 2015: 42). Söz konusu harcamalar,
Baudrilliard (2015)‟ın da ifade ettiği gibi iĢaret değeri kazanmaktadır. ĠĢaret değerleri de
saygınlık ve statü sistemindeki konumlarına göre anlam kazanmaktadır. Özellikle din ile
bağlantısı kesilmiĢ bireyler, tüketim mallarının iĢaret değerlerini kendilerine kimlik, kiĢilik ve
statü kazandırdığı düĢüncesi ile kurtarıcı olarak görürler (Demirezen, 2015: 46). Tüketim
alıĢkanlıkları, böylelikle bireylerin ikinci doğası, habitusu (Bourdieu, 1984) haline gelir.
Mesleğin eğlence ve kültür harcamalarını negatif etkilemesi ise, kamuda çalıĢanların eğlence
ve kültür harcamalarını azalttığı olarak yorumlanabilir. Tüketimci değerleri otomobil
sahipliğinin pozitif, ev sahipliğinin negatif etkileri vardır. Söz konusu durum, otomobillerin
sıklıkla statü sembolleri olarak, evlerin ise yatırım aracı olarak görülmesi olarak açıklanabilir.
Dini değerlerin eğlence ve kültür harcamalarında doğrudan bir etkisinin olmaması ise, Özbolat
(2014)‟ın belirttiği gibi, dindar orta sınıfın, din anlayıĢı gereği birçok sosyal aktiviteden ve
eğlenceden uzak durulduğunu belirterek, içsel müzakere sürecinin “sınır aĢılmadığı sürece”
hem modern, hem de Müslüman olmaya izin verdiğini ileri sürmesiyle açıklanabilir. Böylece,
tüketim ideolojisi, kimlik inĢâsı bağlamında kültürel ve dinsel kodlara aktarılmakta, tüketim
meĢrulaĢtırılmaktadır (Özbolat, 2014).
Tüketimci değerlerin eğlence kültür harcamaları üzerindeki pozitif ve anlamlı etkisi ise,
tüketimci değerlerin alt boyutlarından Batılı yaĢam tarzlarına hayranlığın ülkemizdeki eğlence
ve kültür faaliyetlerinde yer alması ve bu faaliyetlerin iĢaret değeri kullanılarak gösteriĢçi
tüketimde bulunulması ve kiĢinin kendisini kültür ve eğlence ile gerçekleĢtirmesi, seçme ve
tüketme özgürlüğü olarak yorumlanabilir. Zira, postmodern toplumda tüketiciler, iĢaret
değerleri için ürünleri satın almakta, tüketim malları üzerinden kimlik inĢa çabalarına
175
girmekte, mutluluğa ulaĢma çabaları içerisindedir, dini değerleri metalaĢmakta, hedonistik bir
varoluĢ içerisinde bulunmakta, birey kendisine yabancılaĢmakta, tüketim kodlarını
içselleĢtirmektedirler (Demirezen, 2015: 53).
Buzdağı Modeli çerçevesinde verilen meslek, eğitim, sahip olunan varlıklar ve eğitim
değiĢkenleri olmadan da bir model çıkarılmıĢtır. Belirtilen modelin yol analizi, sonuçları ve
uyum ölçütleri aĢağıdaki gibidir:
ġekil 5.7. Anlamlı ĠliĢkilerin Olduğu YEM (2. Model)
Çizelge 5.35. Anlamlı ĠliĢkilerin Olduğu YEM Sonuçları (2. Model)
Yol
TUKETIMCI
IBADET
DUSDOL
FIKDEN
KENRAH
BATI
GOSTERIS
Eglencekultur
<--<--<--<--<--<--<--<---
DIN
DIN
DIN
DIN
TUKETIMCI
TUKETIMCI
TUKETIMCI
TUKETIMCI
StandartlaĢtırılmıĢ yükler
-,167
,606
,722
,851
,328
,672
,947
,146
Standart hata
,034
,162
t Değerleri
-2,482
10,353
p
,013
***
,130
10,656
***
,596
,770
,639
6,080
4,967
2,556
***
***
,011
Çizelge 5.37 ve Çizelge 5.38‟den de görüleceği üzere tüm değerler, 0,05 düzeyinde anlamlı
olup (t>1,96) uyum ölçütleri kabul edilebilirdir.
176
Çizelge 5.36. Anlamlı ĠliĢkilerin Olduğu YEM Uyum Ölçütleri (2. Model)
Uyum ölçüsü
X2 (p=0,00)
X2/ (sd=13)
RMSEA
NFI
CFI
GFI
AGFI
Değeri
50,412
3,878
0,086
0,92
0,938
0,966
0,927
Uyum Ölçütü
--Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Kabul edilebilir uyum
Ġyi uyum
Kabul edilebilir uyum
Görüldüğü üzere, meslek, otomobil sahipliği, ev sahipliği değiĢkenleri modele dahil
edildiğinde, model, daha iyi uyum ölçütleri göstermektedir.
5.3.6. Tanımlayıcı istatistikler
ÇalıĢmanın tanımlayıcı istatistikleri ise, aĢağıdaki gibidir. Belirtilen kısımdaki analizler,
demografik bilgilerin yanısıra diğer bilgileri de kapsamaktadır. Dolayısıyla, frekans
analizinden ve ortalamalardan yararlanılmıĢtır.
Frekans analizi sonuçları, yeni orta sınıf tüketicilerin bir profilini vermektedir. Katılımcıların
çoğunluğu kadın, 25-30 yaĢ arası, lisans mezunu, otomobil, ev ve akıllı telefon sahibi, her sene
tatile giden, özelde çalıĢan, evli, bir çocuğu olan, Ġngilizce bilen, üç kiĢilik ailelere mensup,
sağ görüĢlü, kendisini kısmen muhafazakâr gören kimselerden oluĢmaktadır. Belirtilen
kimseler, çoğunlukla Opel araba ve Samsung cep telefonu kullanmaktadırlar.
177
Çizelge 5.37. Frekans Analizi Sonuçları
Frekans
Cinsiyet
Kadın
200
Erkek
191
İkamet Edilen İlçe
Çankaya
128
Yenimahalle
133
Keçiören
130
Yaş
25-30
143
31-35
98
36-40
75
41-45
39
46 ve üzeri
36
Kredi Borcu
Var
192
Yok
199
Yabancı Dil Bilgisi
Ġngilizce biliyor
255
Ġngilizce bilmiyor 136
Medeni Durum
Bekar
10
Evli
381
Eğitim
Lisans
334
Lisansüstü
57
Her sene tatile gitme
Evet
239
Hayır
152
Otomobil Sahipliği
Var
232
Yok
159
Ev Sahipliği
Var
200
Yok
191
Akıllı Telefon Sahipliği
Var
391
Yok
0
Akıllı Telefon Adedi
1 adet
6
2 adet
272
3 adet
81
4 adet
26
5 adet
5
6 adet
1
%
51
48
32
34
33
36,6
25,1
19,1
9,9
9
49
50
65,2
34,8
2,6
97,4
85,4
14,6
61
38
59
40
51,2
48,8
100
0
1.5
69.5
20.7
6.6
1.2
0.2
Frekans
Yurtdışına tatile gitme
Evet
190
Hayır
201
Meslek
Kamu
121
Özel
270
Çocukları yollamak istedikleri okul
Devlet
238
Özel
153
Kendini muhafazakar görme derecesi
Tamamen
108
Kısmen
151
Hiç
132
Çocuk Sayısı
Yok
126
1
126
2
110
3
21
4
8
Hanedeki toplam kişi sayısı
1
1
2
123
3
126
4
99
5
25
6
17
Siyasi görüş
Milliyetçi
56
Sağcı
105
Solcu
58
Muhafazakâr
42
Atatürkçü
23
Sosyal demokrat 41
Liberal
7
Belirtmedi
59
Otomobil adedi
1 adet
212
2 adet
20
Ev adedi
1 adet
182
2 adet
18
%
48,5
51,4
30,9
69,1
60.8
39.1
27,9
38,6
34,1
32
32,22
28,13
5,37
2,04
2,5
31
32
25
0,6
0,4
0,14
0,26
0,14
0,10
0,5
0,10
0,17
15
54,2
5,1
46,5
4,6
178
Çizelge 5.38. Otomobil ve Akıllı Telefon Markaları
Otomobil markası
Ford
Wolswagen
Nissan
Audi
Citroen
Ceat
Fiat
Honda
Renault
Opel
BMW
Toyota
Mercedes
Peugeot
Diğer
Frekans
11
17
6
6
11
17
27
20
32
30
4
18
6
8
29
%
4
7
2
2
4
7
11
8
13
12
1
7
2
3
12
Akıllı cep telefonu markası
Iphone
Samsung
HTC
LG
Diğer
Frekans
143
158
15
53
22
%
36
40
3
13
5
Çizelge 5.39‟a bakıldığında tüketicilerin en çok gıda ve alkolsüz içeceklere harcama yaptığı,
en az sağlığa harcama yaptıkları görülmektedir. Gelirlerinin % 10‟unu ise tasarrufa
ayırmaktadırlar. Tasarruf kimi durumlarda ertelenmiĢ tüketimdir ve er-geç dayanıklı tüketim
malları ya da konuta yönelecektir (Boratav, 2005: 113). Boratav (2005: 118)‟a göre dayanıklı
tüketim malları edinme çabaları kısmen taksitli alıĢveriĢ sayesinde ve artan borçlanmayla
sürdürülmektedir, yumuĢak modern tüketim biçimleri ise belirgin biçimde kısılmaktadır.
AlıĢılmıĢ tüketim normları yaĢamın niteliği ve aile refahı bozularak sürdürülebilmektedir.
Çizelge 5.39. Ortalama Gelir, Tasarruf ve Harcama
Hanehalkı Geliri
Tasarruf edilen miktar
Gıda ve Alkolsüz İçecekler
Alkollü içecekler, sigara ve tütün
Giyim ve ayakkabı
Konut ve kira
Mobilya, ev aletleri ve ev bakım hizmetleri
Sağlık
Ulaştırma
Haberleşme
Eğlence ve kültür
Eğitim
Lokanta ve oteller
Çeşitli mal ve hizmetler
Aylık Ortalama
4088,36
408,38
845,70
242,68
478,89
344,43
180,70
111,13
367,26
298,41
262,74
180,94
215,80
151,31
KiĢilerin kendilerini kimliklendirmeleri de yine frekans analiziyle incelenmiĢtir. Bireylere
kendilerini toplumsal sınıflandırmaya tabi tutulduklarında hangi grup içerisinde gördükleri
sorulmuĢtur. Dahası orta sınıfın hangi unsurlar ile daha çok ön plana çıktığı da belirlenmeye
çalıĢılmıĢtır.
179
Çizelge 5.40. KiĢilerin Kendilerini Toplumda Gördükleri Yer için Frekans Analizi Sonuçları
Kendini Gördüğü Grup
Alt
Orta Alt
Tam ortada
Orta üst
Üst
Frekans
7
33
220
115
16
%
1.79
8.43
56.2
29.4
4.09
TÜĠK‟in hesaplamaları temel alındığında, yapmıĢ olduğumuz çalıĢmanın katılımcıları, 2., 3.,
ve 4. Dilimlerde yer almaktadır. Belirtilen dilimler, orta gelir dilimini oluĢturmaktadır.
Katılımcıların çoğu kendisini tam ortada görürken, büyük bir kısmı da orta üst sınıfta
görmektedir. Katılımcıların orta sınıf ile iliĢkilendirdikleri kavramlar da aĢağıdaki gibidir.
Çizelge 5.41. Orta Sınıf Denildiğinde ĠliĢkilendirilen Kavramlar
Maddeler
YaĢam standardı anlamında ortalama olma
Eğitimi
Kültürlü olma
Meslek
Düzenli aylık maaĢ
Harcanabilir geliri
Rahat bir yaĢam
Ev sahipliği
Araba sahipliği
Hanede sahip olunan eĢyalar
Dünya görüĢü ve Değerleri
Dini inançları
Oturduğu semt
Giyim kuĢam tarzı
Sahip olunan markalar
Ortalama
4.1100
4.2506
4.2532
4.0434
4.1560
4.0920
4.1790
4.0485
3.9002
3.8209
3.8439
3.4526
3.8337
3.9130
3.6854
Çizelge 5.43‟e göre, orta sınıf denildiğinde en çok iliĢkilendirilen kavramın “kültürlü olma”
olduğu görülmektedir. Tüketicilerin boĢ zaman faaliyetlerine gelindiğinde ise, ilk üç faaliyet
sırasıyla “TV izleme”, “alıĢveriĢ merkezine gitme” ve kitap okuma olarak sıralanmaktadır.
180
Çizelge 5.42. Tüketimci Değerler Ölçeği, Faktör ve Maddelerin Ortalamaları
GOSTERIS
Ortalama
3,0413
Yeni ve modaya uygun ürünleri denemekten zevk alırım.
Giyinme Ģeklim kiĢiliğimin bir yansımasıdır
Pratik kıyafetlerdense modaya uygun kıyafetleri tercih ederim.
Son moda elbiseler bana büyük zevk verir
Süslü ve ayırt edici bir yaĢam benim için çekicidir
Modadaki trendlere dikkat ederim.
En son saç stillerini denemekten hoĢlanırım
KENRAH
Hayat risk almak ve zorlukların üstesinden gelmek demektir.
Neler baĢarabileceğime iliĢkin büyük beklentilerim vardır.
YaĢamımı kendime göre sürdürmek isterim.
Zevk, neyi yapmaktan hoĢlanıyorsam odur.
2,6925
Batıyı örnek alan bir yaĢam tarzını arzularım
Batı kültürünü ve sanatını tercih ederim
Pahalı olmasına rağmen Batılı ürünleri tercih ederim
Batılı ürünler beni daha fazla tatmin eder.
3,1560
3,5985
3,0895
2,9847
2,8696
2,8082
2,7826
4,0825
4,0026
3,9872
4,1432
4,1969
2,7621
2,6829
2,6343
2,6905
Maddelerin ve faktörlerin ortalamalarına bakıldığında, kendine gerçekleĢtirme ve rahatına
düĢkünlük ön plana çıkmaktadır. Zira tüketimci değerler ölçeğinde de, ikinci düzey
doğrulayıcı faktör analizi sonuçlarına göre en çok açıklayan değiĢken, kendini gerçekleĢtirme
ve rahatına düĢkünlüktür.
Çizelge 5.43. Ġslami Dindarlık Endeksi Ölçeği, Faktör ve Maddelerin Ortalamaları
IBADET
Düzenli biçimde günde beĢ vakit namaz kılarım
Düzenli biçimde Ramazan boyunca oruç tutarım
Düzenli biçimde Kuran-ı Kerim‟i okurum
DUSDOL
Haram kazançtan her zaman uzak dururum.
Dinimle ilgili temel ve gerekli bilgiyi biliyorum.
BaĢkalarını inciten her türlü faaliyetten kaçınmaya çalıĢırım.
Benim yardımıma ihtiyaç duyanlara her zaman yardım etmeye çalıĢırım.
BaĢkalarına karĢı dürüst ve adil olmaya çalıĢırım.
FIKDEN
Ġslamın tüm temel fikirsel boyutlarına sarsılmaz bir inancım var
YanlıĢ bir Ģey yaptığımda Allah tarafından cezalandırılacağıma dair hislerim var
BaĢkalarının Ġslami öğretiyi takip ettiklerini görmekten keyif alırım
Ortalama
3,4041
3,2967
3,7519
3,1637
4,3974
4,4859
4,2916
4,3402
4,3964
4,4731
4,3947
4,5192
4,4373
4,2276
Ölçeğin faktör ortalamalarına bakıldığında, en yüksek ortalamaya düĢünsel ve dolaylı boyutun
sahip olduğu görülmektedir.
181
6. SONUÇ VE ÖNERĠLER
Yükselen bir pazar olan Türkiye, Avrupalı olmakla birlikte yoğunlukla Müslümanların
yaĢadığı bir ülkedir. 1940‟larla birlikte II. Dünya SavaĢı‟nın bitimini takiben BatılılaĢma
sadece devlet politikası değil aynı zamanda toplum tercihi olmuĢtur. Marshall yardımları ve
Amerikan mallarının geliĢi ile tüketiciler kendilerini çeĢitli mal ve hizmetlerle donatılmıĢ bir
tüketim pazarı içerisinde bulmuĢlardır. Menderes, söz konusu dönemde her mahallede bir
milyoner yaratacağını belirterek orta sınıfların zenginleĢme isteğini vurgulamıĢtır. 1980‟lerle
birlikte neoliberal politikalarla orta sınıf güçlenmiĢtir.Dönemin aktörü Turgut Özal sayesinde
daha Ġslami bir orta sınıf yavaĢ yavaĢ ortaya çıkmıĢtır. Belirtilen Ġslami orta sınıf, Menderes
döneminde de hissedilmiĢtir. Turgut Özal döneminde, orta direk söylemi ön plana çıkmıĢtır.
Dahası tüketimci bir kültür ve siyasal Ġslam mevzuları ön plana çıkmıĢtır. 80‟lerle birlikte,
özellikle 90‟larda yeni orta sınıflardan söz edilir olmuĢtur. Yeni orta sınıflar, sanayi sonrası
toplumun üyeleridir. Söz konusu yeni orta sınıf, “serbest pazar reformlarıyla birlikte
1980‟lerden sonra ortaya çıkmaya baĢlayan, boĢ zaman aktiviteleri gibi keyfi tüketim
harcamalarında bulunabilecekleri harcanabilir gelire sahip, beyaz yakalı, iyi eğitimli, kentli”
kimselerden oluĢmaktadır. Dönemde orta sınıfın alım gücü artmaktadır. Ġslami televizyon
kanalları, MÜSĠAD, yeĢil pop, dini musiki ve Caprice Hotel gibi dindar tüketiciye yönelik
oteller ortaya çıkmıĢtır. Evlerine daha önceleri televizyon almayan tüketicilerin Ġslami
televizyon kanallarının çıkıĢıyla televizyon almaya baĢlamaları, televizyonla birlikte
reklamların da evlerine girmesiyle tüketimci değerleri içselleĢtirmelerine neden olmuĢtur.
Tüketim kodları dini değerler ile bütünleĢmeye baĢlamıĢtır. Tesettür defileleri, V.I.P hac
organizasyonları ve umre gezileri ortaya çıkmıĢtır. 2001‟den günümüze ise AK Parti‟nin
hükümete gelmesi ile desteklenen Ġslami burjuva ile iletiĢim içerisindeki Ġslami bir orta sınıfın
büyümekte olduğu görülmüĢtür. Dahası, mortgage sistemi ile kitleler ev sahibi olmuĢtur.
BaĢka bir deyiĢle, seküler ve muhafazakâr orta sınıflardan oluĢan ülkede, özellikle AK
Parti‟nin hükümete gelmesini takiben Osmanlıdan günümüze Ģeklini değiĢtirerek gelen
muhafazakâr orta sınıf daha da büyümüĢtür. Köyden kente göçlerle yeni Ģehirler oluĢmuĢ ve
toplumun modernleĢmesi sonucu orta sınıflar değiĢim göstermiĢtir. Ülkede nüfus artmıĢ,
ekonomi geliĢmiĢ ve tüm söz konusu geliĢmeler, orta sınıfı büyütmüĢtür. Yükselen
182
pazarlardaki yeni orta sınıfların mal ve hizmetlere yönelik olarak giderek büyüyen istek ve
ihtiyaçları küresel pazarlardaki iĢletmelerin dikkatini çekmektedir çünkü iĢletmeler için yeni
tüketici pazarları olarak ortaya çıkmaktadırlar. Yükselen pazarlar içerisinde yer alan
Türkiye‟de de büyüyen yeni bir orta sınıf bulunmaktadır. Orta sınıfın diğer sınıflara nazaran
davranıĢ farklılıklarını tespit etmek, Türkiye pazarı için oldukça gereklidir. Zira orta sınıflar
tüketim biçimleriyle toplumu etkileyebilecek büyüklükte toplumun en geniĢ grubudur. Dahası,
istikrarlı, demokrasi yanlısı, ekonomik büyümeye katkıda bulunan, gelir eĢitsizliğini azaltan
gruplardır.
AraĢtırmanın amacı, yeni orta sınıf tüketicilerin tüketimci değerlerinin, dini değerlerinin,
mesleklerinin, eğitimlerinin, sahip oldukları varlıklarının keyfi tüketimleri üzerine etkisini
incelemektir. Ġçsel değiĢken olarak alınan keyfi tüketim gruplarını belirlemek amacıyla
çalıĢmada TÜĠK Hanehalkı Bütçe Anketi Mikro Veriseti‟nden edinilen veriler ile gelir
esnekliği hesaplanmıĢtır. Gelir esnekliği 1‟in üzerinde çıkan gruplar keyfi tüketim grubu
olarak ele alınmıĢ ve söz konusu gruplar içerisinden eğlence ve kültür harcamaları içsel
değiĢken olarak çalıĢmada yer almıĢtır. 100 kiĢiye uygulanan pilot çalıĢma sonrasında
güvenilirlik analizi gerçekleĢtirilmiĢ ve Tüketimci Değerler ölçeği ve Ġslami Dindarlık Endeksi
ölçekleri güvenilir bulunmuĢtur. Verilerin seçilen örnekleme uygulanmasıyla elde edilen
verilere öncelikle frekans analizi yapılmıĢtır. 391 kiĢinin verilerinden elde edilen frekans
analizi sonuçları, yeni orta sınıf tüketicilerin bir profilini vermektedir. Katılımcıların
çoğunluğu kadın, 25-30 yaĢ arası, lisans mezunu, otomobil, ev ve akıllı telefon sahibi, her sene
tatile giden, özelde çalıĢan, evli, bir çocuğu olan, Ġngilizce bilen, üç kiĢilik ailelere mensup,
sağ görüĢlü, kendisini kısmen muhafazakâr gören kimselerden oluĢmaktadır. Belirtilen
kimseler, çoğunlukla Opel araba ve Samsung cep telefonu kullanmaktadırlar.
Frekans analizi sonuçlarına göre, yeni orta sınıf tüketicilerin en çok gıda ve alkolsüz
içeceklere harcama yaptığı, en az sağlığa harcama yaptıkları görülmektedir. Eğlence ve kültür
harcamaları ise ortalama hanehalkı gelirinden yaklaĢık %5‟lik bir pay almıĢtır. Yeni orta sınıf
tüketiciler kendilerini toplum içerisinde tam ortada görmektedirler. Yeni orta sınıflar
kendilerini en çok “kültürlü olma” ile iliĢkilendirmektedir. Yeni orta sınıf tüketicilerin boĢ
183
zaman faaliyetlerine gelindiğinde ise, ilk üç faaliyet sırasıyla “TV izleme”, “alıĢveriĢ
merkezine gitme” ve kitap okuma olarak sıralanmaktadır
Daha sonra, Tüketimci Değerler ölçeği ve Ġslami Dindarlık Endeksi ölçeklerine öncelikle
açıklayıcı faktör analizi yapılmıĢtır. Açıklayıcı faktör analizi sonucunda, Tüketimci değerler
ölçeğinin gösteriĢçi tüketim, kendini gerçekleĢtirme ve rahatına düĢkünlük, Batılı yaĢam
tarzlarına hayranlık boyutlarından oluĢtuğu görülmüĢtür. Belirtilen değerler, yeni orta sınıf
bireyler tarafından benimsenmektedir. Ġslami Dindarlık Endeksi ölçeğine yapılan açıklayıcı
faktör analizi sonuçlarına göre ise, düĢünsel ve dolaylı, ibadet, fikirsel ve deneyimsel olmak
üzere üç boyut ortaya çıkmıĢtır. Söz konusu boyutlar, yeni orta sınıf bireylerin dindarlıklarını
yansıtmaktadır. Her iki ölçeğe de öncelikle 1. düzey ve sonrasında 2. düzey doğrulayıcı faktör
analizleri yapılmıĢtır. Tüketimci değerler gizil değiĢkenini en çok açıklayan gizil değiĢken,
kendini gerçekleĢtirme ve rahatına düĢkünlüktür. Ġslami Dindarlık Endeksi gizil değiĢkenini
ise en çok açıklayan gizil değiĢken, fikirsel ve deneyimsel gizil değiĢkenidir. Nihayetinde,
yapısal eĢitlik modeli yardımıya gizil değiĢkenler arasındaki nedensellik iliĢkileri test
edilmiĢtir. Testin yapılmasında öncelikle dıĢsal gizil değiĢkenler olan meslek, eğitim, sahip
olunan varlıklar olmadan model test edilmiĢtir ve uyum indisleri kabul edilebilir çıkmıĢtır.
Ġkinci olarak modele söz konusu değiĢkenler katılmıĢ ve test edilmiĢtir. Ġkinci modelin birinci
modele göre daha iyi uyum göstermesi nedeniyle ikinci model kabul edilmiĢtir.
Ekonomik büyümeyle birlikte bireylerin daha materyalistik ve bireyci olmaları beklenir.
Bireysellik ve materyalizmle iç içe geçmiĢ tüketimci değerler ile dini değerler, negatif ve
anlamlı bir iliĢki içerisindedir. Materyalizmin de dini değerlerle ters bir iliĢki içerisinde
olmasından hareketle tüketimci değerlerin de dini değerlerin arasında negatif bir iliĢki olması
doğaldır. Yeni orta sınıf tüketicilerin eğlence ve kültür harcamalarına, tüketimci değerler,
meslek, ev sahipliği, otomobil sahipliği değiĢkenleri etkide bulunmaktadır. ÇalıĢmada da söz
konusu durumun izleri görülmektedir. Dini değerler, keyfi tüketimin bir grubu olan eğlence ve
tüketim harcamalarıyla anlamlı bir iliĢki içerisinde bulunmasa da, tüketimci değerleri negatif
etkilemekte, tüketimci değerler de eğlence ve kültür harcamalarını pozitif etkilemektedir.
Bireylerin
dindarlıklarının
tüketimci
değerlere
olan
negatif
etkisinin
düĢüklüğü,
çocukluklarından beri tüketim toplumu kodlarıyla yetiĢmeleriyle açıklanabilmektedir. Tüketim
184
kodlarını içselleĢtiren bireyler, dini de metalar sistemiyle bütünleĢtirmekte ve dine de bir
metaymıĢcasına yaklaĢmaktadır.
AraĢtırmanın sınırlılıkları, il olarak Ankara‟nın ve üç ilçesinin seçilmiĢ olması, içsel değiĢken
olarak eğlence ve kültür harcamalarının alınması, çalıĢmada üst ya da alt sınıftan tüketicilerin
katılmayıĢı, hanehalkı gelirinin katılımcının sınıfını tam anlamıyla yansıtabilmesi için 25 yaĢ
ve üzeri bireylerin araĢtırmaya alınmasıdır. AraĢtırmanın varsayımı ise, yeni orta sınıfın,
“serbest pazar reformlarıyla birlikte 1980‟lerden sonra ortaya çıkmaya baĢlayan, boĢ zaman
aktiviteleri gibi keyfi tüketim harcamalarında bulunabilecekleri harcanabilir gelire sahip,
beyaz yakalı, iyi eğitimli, kentli” kimselerden oluĢtuğudur.
Yükselen orta sınıf içerisindeki en büyük küme içerisinde yer alan bireyler, günde sadece 2
Amerikan Doları kazanmaktadırlar; kısaca söz konusu ücretler, aslında orta sınıf bireylerin
rahat yaĢamları için yeterli değildir. ĠĢletmeler orta sınıfa yönelik stratejiler oluĢtursa da
küresel iĢletmelerin dikkatini çekmeyen ve orta sınıfların altında kalan kesimlerin açmazdan
kurtulmalarına yönelik stratejilerle de ilgilenilmelidir. Zira yoksullara da yani piramidin en
altında kalanlara da yönelik pazarlama çalıĢmalarının da önemi büyüktür. Dahası, boĢ zaman
ve eğlence, sağlık, restoran ve oteller tüketim gruplarındaki büyüme yani yeni fırsatlar
yakından takip edilmelidir.
Yükselen pazarlarda orta sınıf tüketicilerin incelenmesi, esasında, oldukça geniĢ bir konudur.
ĠĢletmeler, orta sınıfların tüketimci değerlerini ve dini değerlerini göz önünde bulundurmalıdır.
Bu çalıĢmada, orta sınıf tüketicilere yönelik verilen her bir karakteristik baĢlı baĢına ayrı bir
araĢtırmanın konusu olabilecektir. Orta sınıf ve orta sınıfın tüketimi konusu, hem nitel hem
nicel araĢtırmalara oldukça açık ve geliĢmeye yönelik bir konudur. Konunun akademik olarak
geliĢimine katkıda bulunacak birtakım önerilere, aĢağıda, yer verilmektedir:
1. Ġleride yapılacak çalıĢmalarda orta sınıf tüketicilerin tüketim grupları bazında neleri
tükettiği ve bu tüketimdeki değiĢimin nedenleri incelenebilir. Örneğin kiĢilere gıda
tüketiminde, elektronik eĢya tüketiminde, giyimde ve benzerlerinde, neleri ve hangi
markaları tükettikleri sorulabilir. Söz konusu sorular, toplu halde sorulabileceği gibi
185
her bir tüketim grubu ayrı bir çalıĢma konusu da olabilir. Hanehalklarına kahvaltıda Ģu
an ve geçmiĢte tükettikleri ürünler hakkında sorular sorularak çıkarımlar yapılabilir.
2. Orta sınıfın boĢ zaman aktivitelerinde gerçekleĢtirdikleri tüketimler de ayrı bir çalıĢma
konusu olabilir.
3. Özellikle son yıllarda önemi artan, Ġslami tüketim konusu, orta sınıflar özelinde
incelenebilir.
4. Yakınlarda yapılan BDDK düzenlemesiyle kredi kartı taksitleri sınırlandırılmıĢtır. Orta
sınıf tüketicilerin de kredi kartıyla borçlanma eğiliminde olduklarından hareketle
Türkiye‟deki kredi kartı taksit sınırlandırmalarının orta sınıf üzerine olası etkileri
incelenebilir.
5. Tüketimci değerler konusu bireysellik ve materyalizmle içiçe geçmiĢtir. Söz konusu
değerlerin yayılımında kitle iletiĢim araçlarının önemi yadsınamazdır. Kitle iletiĢim
araçların öne çıkardığı reklamlar, orta sınıf bireylerin çocukluklarından itibaren
tüketim kodlarını içselleĢtirmelerini sağlamaktadır. Orta sınıf bireyler tüketimleriyle
daha iyi bir yaĢama ulaĢmayı istemektedirler. Dolayısıyla, tüketimci değerler,
reklamlara maruz kalma, materyalizm, yaĢam kalitesi gibi değiĢkenler de katılarak
incelenebilir.
6. Keyfi tüketim gruplarından sadece eğlence ve kültür harcamalarını almak yerine diğer
keyfi tüketim grupları da ayrı ayrı içsel değiĢkenler olarak modelde yer alabilir.
ĠĢletmelere yönelik öneriler ise aĢağıda verildiği üzeredir:
1. ĠĢletmeler, tüketicilerin daha yüksek kalite için daha fazla para ödeyebileceklerinin farkında
olmakla birlikte söz konusu yüksek ödemenin, varlıklı sınıfın ödeyeceği değer ile aynı
olmayacağını bilmelidir.
2. ĠĢletmeler orta sınıfın her bir alt bölümünün farklı alıĢveriĢ davranıĢlarına karĢı tedbirli
olmalıdır.
3. Orta sınıf tüketicilerin satıĢlarının nerede ve ne zaman hareketleneceği tahmin edilmelidir.
4. Orta sınıf tüketicilerin istek ve ihtiyaçlarını karĢılayacak uyarlama ve özel üretim
yapılmalıdır.
5. Belirli mal ve hizmetlere yönelik hızla artan, orta sınıf tüketici talebini tahmin edilmesi
gerekir.
186
187
KAYNAKLAR
Açıkalın, S., Erdoğan, L. (2004). Veblen‟ci GösteriĢ Amaçlı Tüketim, SÜ İİBF Sosyal ve
Ekonomik Araştırmalar Dergisi, S.7, ss.1-18
Allport, G.W., Ross, J.M. (1967). Personal religious orientation and prejudice. Journal of
personality and social psychology, 5(4), 432-443.
AltınbaĢak, Ġ., Akyol, A., Alkibay, S., Arslan, F. M., Cengiz, E., Erdil, S., Gegez, A. E.,
Günay, N., Madran, C., ġekerkaya, A., Uydacı, M., Ünüsan, Ç., Yalçın, F. A., Yolaç,
G. (2008). Küresel Pazarlama Yönetimi, Ġstanbul: Beta Yayınevi.
AltunıĢık, R., CoĢkun, R., Bayraktaroğlu, S., Yıldırım, E. (2007). Sosyal Bilimlerde Araştırma
Yöntemleri SPSS Uygulamalı, Sakarya, Sakarya Yayıncılık.
Armaoğlu, F. (2007). 19. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1789-1914) (Üçüncü Baskı), Ġstanbul: Alkım
Yayınevi.
Armstrong, G., Kotler, P., Cunningham, P., Mitchell, P. (2003). Marketing an introduction,
Canada: Pearson education.
Arslan, A. (2004). Temel Sorunları ve Açılımları ile Sınıf Teorisi, Sınıf Bilinci ve Orta
Sınıflar, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı: 4, s. 126-143.
Arslan, Z. (2011). Urban Middle Class, Lifestyle and Taste in Kecioren and Cankaya, Ankara:
Distinction through Home Furniture and, Furnishing and Decoration,Yayınlanmamıs
Doktora Tezi, Orta Doğu Teknik Universitesi, Ankara.
Arslan, Z. (2012). GeçmiĢten Bugüne EleĢtirel Bir Orta Sınıf Değerlendirmesi, Toplum ve
Demokrasi, Yıl 6, Sayı 13-14, s.55-92.
Aslantürk, Z., Amman, Z. (1999). Sosyoloji Kavramlar Kurumlar Süreçler Teoriler, Marmara
Üniversitesi İlahiyat Fakütesi Vakfı Yayınları:166, Ġstanbul.
Aydın, K. (2006). Social Stratification and Consumption Patterns in Turkey, Social Indicators
Research, 75, pp.463-501.
Ayten, A. (2004). Kendini gerçekleĢtirme ve dindarlık iliĢkisi, Yüksek Lisans Tezi, Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ġstanbul.
Azevedo, J. P., Atamanov, A. (2014). Pathways to the Middle Class in Turkey: How Have
Reducing Poverty and Boosting Shared Prosperity Helped?, World Bank Policy
Research Working Paper No. 6834.
188
Bagozzi, R.P., Yi, Y. (1988). On the Evaluation of Structrual Equation Models, Journal of the
Academy of Marketing Science, 16 (1), 74-94.
Balaban, U. (2013). Faburjuvazi ve Ġktidar Yakın Türkiye Tarihinde Sınıf ve Siyasal Ġslam,
PRAKSİS Dört Aylık Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 32, s.11-63.
Balkan, E., Öncü, A. (2014). Ġslami Orta Sınıfın Yeniden Üretimi, Neoliberalizm, İslamcı
Sermayenin Yükselişi ve AKP içerisinde, Hazırlayanlar: NeĢecan Balkan, Erol Balkan,
Ahmet Öncü, Ġstanbul: Yordam Kitap, s.251-290.
Banerjee, A. V., Duflo, E. (2008). What is Middle Class About the Middle Classes Around the
World?, Journal of Economic Perspectives, Vol. 22, No. 2, pp.3-28.
BarıĢ, G. (2012). Tüketici Davranışları (Editör: Yavuz OdabaĢı), Anadolu Üniversitesi Yayını
No: 2604, Açiköğretim Fakültesi Yayını No: 1572.
Barton, D., Chen, Y., Jin, A. (2013). Mapping China‟s Middle Class, McKinsey Quarterly, 17.
Barwick, C. (2013). Residential Choice in the Light of Educational Aspirations of the TurkishGerman Middle Classes in Berlin, International RC21 Conference, Berlin, Germany.
BaĢ, T. (2008). Anket Nasıl Hazırlanır Uygulanır Değerlendirilir, 5. Baskı, Seçkin Kitabevi,
Ankara.
Baudrillard, J. (2015). Tüketim Toplumu, Ġstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Bauman, Z. (2012). Küreselleşme, Ġstanbul: Ayrıntı Yayınları.
Bauman, Z. (2013). Azınlığın Zenginliği Hepimizin Çıkarına mıdır?, Ġstanbul, Ayrıntı
Yayınları.
Bayram, N. (2004). Yapısal Eşitlik Modellemesine Giriş AMOS Uygulamaları, Ezgi Kitabevi
Yayınları.
Bayram, N. (2010).Yapısal Eşitlik Modellemesine Giriş AMOS Uygulamaları, Ezgi Kitabevi.
Bıçakçı, Ġ. (2008). Sanayi Toplumundan Bilgi Toplumuna Tüketimin Evrimi ve Türkiye‟deki
Yansımaları, Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, Cilt:5, Sayı:1, s.1-25.
Bilgin, V. (2007). Türkiye’de Değişim Dinamikleri Köylülükten Çıkış Yolları, Lotus Yayınevi.
Birdsall, N. (2010). The (Indispensable) Middle Class in Developing Countries; or, the Rich
and the Rest, Not the Poor and the Rest, Center for Global Development Working
Paper 207, pp.1-36.
189
Birdsall, N. (2012a). A Note on the Middle Class in Latin America, Center for Global
Development Working Paper 303, pp. 1-23.
Birdsall, N. (2012b). Oops: Economists in Confused Search for the middle class in the
developing
world,
Center
for
Global
Development
Websitesi,
http://www.cgdev.org/blog/oops-economists-confused-search-middle-classdeveloping-world
Birdsall, N., Graham, C., Pettinato, S. (2000). Stuck In The Tunnel: Is Globalization Muddling
The Middle Class?, Center on Social and Economic Dynamics Working Paper No. 14,
pp. 1-36.
Bocock, R. (2009). Tüketim, Dost Kitabevi, Ankara.
Boratav, K. (2005). 1980’li Yıllarda Türkiye’de Sosyal Sınıflar ve Bölüşüm (Ġkinci Baskı),
Ġstanbul: Ġmge Kitabevi.
Bourdieu, P. (1984). Distinction: A Social Critique of the Judgement of Taste, (Çev. Richard
Nice), Massachusetts: Routledge Classics.
Bozkurt, V. (2004). Değişen Dünyada Sosyoloji Temeller Kavramlar Kurumlar, (Ġkinci
Baskı), Ġstanbul, Alfa Yayınları.
Bradley, D., Huber, E., Moller, S., Nielsen, F., Stephens, J. (2003). Distribution and
redistribution in postindustrial democracies, World Politics, 55 (2), 193-228.
Bulut, F. (1997). Tarikat Sermayesinin Yükselişi, Doruk Yayıncılık, 2. Basım, Ġstanbul.
Burke, P. (2005). Tarih ve Toplumsal Kuram., (çev. M. Tunçay), Tarih Vakfı Yurt Yayınları,
Ġstanbul.
Büyüköztürk, ġ. (2010). Sosyal Bilimler için Veri Analizi El Kitabı İstatistik, Araştırma
Deseni, SPSS uygulamaları ve yorum, Pegem Akademi.
Büyükuslu, A. R. (2011). Yeni Orta Sınıf. Subconturkey Websitesi, http://www.subconturkey.
com/2011/Nisan/koseyazisi-Yeni-Orta-Sinif.html.
Byrne, B. M. (2010). Structural Equation Modeling with AMOS Basic Concepts Application
and Programming (Second Edition), Routledge Taylor and Francis Group.
Capital Dergisi (1998). “Türk Evi 1998”, Yıl 8, Sayı 9, s. 94.
Cárdenas, M., Kharas, H. and Henao, C. (2011). Latin America’s Global Middle Class,
Working Paper, Washington, D.C.: Global Economy and Development at Brookings.
Cashell, B. W. (2008). Who Are the “Middle Class”?, CRS Report for Congress.
190
Castells,M. (1997). The Power of Identity, Blackwell, Malden, Mass.
ÇavuĢgil, T. (2013). Middle Class Phenomenon in Emerging Markets: Multi Disciplinary &
Multi Country Perspectives, 1st Middle Class Phenomenon in Emerging Markets
Conference, Atlanta: Georgia State University J. Mack Robinson College of Business.
ÇavuĢgil, T., Civi, E., Tutek, H.H., Dalgic, T. (2003). Doing Business in Turkey, Thunderbird
International Business Review, 45 (4), 467-479.
Çavusgil, T., Ghauri, P. N., AKCAL, A. A. (2013). Doing Business in Emerging Markets
(Second Edition), New York: Sage Publications.
ÇavuĢgil, T., Guercini, S. (2014). Trends in Middle Class as a Driver for Strategic Marketing,
Mercati e Competitiva, no.3, pp.7-10.
ÇavuĢgil, T., KardeĢ, Ġ. (2013a). Quantifying the Size of Middle Class in Emerging Markets:
GSU-CIBER Middle Class Scorecard, 1st Middle Class Phenomenon in Emerging
Markets Conference, Atlanta: Georgia State University J. Mack Robinson College of
Business.
ÇavuĢgil, T., KardeĢ, Ġ. (2013b). Brazil: Rapid Development, Internationalization, And Middle
Class Formation, Revista Eletrônica De Negócios Internacionais, v.8, n.1, Art.1, p.116.
ÇavuĢgil, T., Knight, G., Riesenberger, J. H. (2012). International Business: New Realities
(Second Edition), New York: Pearson Prentice Hall.
ÇavuĢgil, T., Knight, G., Riesenberger, J. H. (2014). International Business the New Realities
(Third Edition), New York: Pearson Prentice Hall.
Çelik, E., Yılmaz, V. (2013). Lisrel 9.1 ile Yapısal Eşitlik Modellemesi, Anı Yayıncılık,
Ġstanbul.
Cohen, L. (2004). A Consumer’s Republic. New York: Vintage Books.
Çokluk, Ö., ġekercioğlu, G., Büyüköztürk, ġ. (2014). Sosyal Bilimler için Çok Değişkenli
İstatistik SPSS ve LISREL Uygulamaları, 3. Baskı, Ankara.
Coleman, R. P. (1983). The Continuing Significance of Social Class to Marketing, Journal of
Consumer Research, 10(3), 265–280.
Cunha, O., Cheng, S., Abida, R. (2013). Redefining Brazil‟s Emerging Middle Class, BCG
Group Report, ss.1-16
191
Cunningham, W.H., Russell, M.M, Cunningham, C.M. (1974). Urban Markets in
Industrializing Countries, Journal of Marketing,38, April, pp.2-12.
Demir, H., Okan, T. (2009). Motivasyon Üzerinde Ulusal Kültür Etkisi, Gazi Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, 11/1, 121-142.
Demirezen, Ġ. (2015). Tüketim Toplumu ve Din, Değerler Eğitimi Merkezi, Ġstanbul.
Diamond, E. (2006). Fashion Retailing: A Multi-Channel Approach, Upper Saddle River.:
Pearson Education.
Doğuç, S. (2005). Yeni Orta Sınıfların Gözünden Zenginlik ve Yoksulluk, Toplum ve Bilim,
Sayı: 104, s. 73-91.
Dolunay, E. (1997). Max Weber Sosyolojisi Üzerine Bir Çalışma, Cumhuriyet Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans Tezi, Sivas.
Easterly, W. (2001). The middle class consensus and economic development. Journal of
Economic Growth, 6(4), 317–355.
Erdem, T. (2010). Türkiye‟de ModernleĢme ve DemokratikleĢmenin Bir ĠzdüĢümü olarak
Yeni Orta Sınıf, Erol Güngör’ün Anısına Türkiye’de Değişim Sempozyumu, ss.285304.
Erkal, M. E. (2009). Sosyoloji (Toplumbilimi) (On Dördüncü Baskı), Ġstanbul: Der Yayınları.
Erkal, M. E., Baloğlu, B., Baloğlu, F. (1997). Ansiklopedik Sosyoloji Sözlüğü, Ġstanbul: Der
Yayınları.
Eser, Z., Korkmaz, S., Öztürk, S. A.(2011). Pazarlama Kavramlar İlkeler Kararlar (Ġkinci
Baskı) Ankara: Siyasal Kitabevi.
Etta Y.I. Chen, Y., N.C., Wang, C. P. (2008). Conspicuous Consumption: A Preliminary
Report of Scale Development and Validation, Advances in Consumer Research,
Volume 35, ss. 686-687.
Euromonitor
International Consumer Survey (2013). Middle Class Home, Reaching the
Emerging Middle Classes Beyond BRIC.
Featherstone, M. (2013), Postmodernizm ve Tüketim Kültürü (Üçüncü Baskı), Ġstanbul:
Ayrıntı Yayınları.
Fernandes, L. (2006). India’s New Middle Class: Democratic Politics in an Era of Economic
Reform. Minneapolis: University of Minnesota Press.
192
Fornell, C., Larcker, D.F. (1981). Evaluating Structrual Equation Models with Unobservable
Variables and Measurement Error, Journal of Marketing Research, 18 (1), 39-50.
Foroohar, R., Margolis, M. (2010). The Scary New Rich: Global middle class is more unstable
and less liberal than we thought, Newsweek.
Fulton, D., Furman, D., Finlay, N. (2014). A Longitudinal Study of the middle class: growth,
size and marketing strategies, Research in Business and Economics Journal.
Gegez, E. (2004). Pazarlama Araştırmaları, Beta Yayınları.
Ger, G., Belk, R. W., Lascu, D.N. (1993). The Development of Consumer Desire in
Marketizing and Developing Economies: the Cases of Romania and Turkey, NA Advances in Consumer Research, Volume 20, editörler. Leigh McAlister and Michael
L. Rothschild, Provo, UT : Association for Consumer Research, ss: 102-107.
Gerbing, D.W., Hamilton, G.J. (1996). Validity of exploratory factor analysis as a precursor of
confirmatory factor analysis. Structural Equation Modeling, 3, 62-72.
Giddens, A. (1999). İleri Toplumların Sınıf Yapısı (Çev. Ö. Baldık), Ġstanbul: Birey
Yayıncılık, Ġstanbul.
Giddens, A. (2000). Sosyoloji, Ankara: Ayraç Yayınevi.
Giddens,, A. (2005). Sosyoloji, Ankara: Ayraç Yayınevi..
Gilbert, D., Kahl, J. (1982). The American Class Synthesis, Homewood, IL: Dorsey Press.
Glock, C. Y (1972). On the study of religious commitment, editör. J. E. Faulkner Religion’s
Influence in Contemporary Society, Readings in the Sociology of Religion, Charles E.
Merril, Columbus, OH, ss.38-56.
Goldman Sachs. Cavusgil, T., Ghauri, P. N., Akcal, A. A., Doing Business in Emerging
Markets (Second Edition), USA: Sage Publications.
Goodwin, N., Nelson, J. A., Ackerman, F., Weisskopf, T. (2008). Consumption and the
Consumer Society, A GDAE Teaching Module on Social and Enviromental Issues in
Economics, Tufts University, Medford.
Griffin, W.D., Sturdivant, F.D. (1973). Discrimination and Middle Class Minority Consumers,
Journal of Marketing, 37, July, 65-68.
Guarin, A., Knorringa, P. (2013). New Middle Class Consumers in Rising Powers:
Responsible Consumption and Private Standards, Oxford Development Studies, pp.
196-215.
193
Güllüpinar, F. (2013). Türkiye’nin Toplumsal Yapısı, T.C. Anadolu Üniversitesi Yayını No:
2665, Açıköğretim Fakültesi Yayını No: 1631.
Gumuscu, S., Sert, D. (2009). The Power of the Devout Bourgeoisie: The Case of the Justice
and Development Party in Turkey, Middle Eastern Studies.
Hair, Jr JF, Anderson, RE, Tatham, RL, Black WC (1998). Multivariate data analysis. New
Jersey: Prentice-Hall.
Harvey, D. (2005). A Brief History of Neoliberalism, Oxford, UK, Oxford University Press.
Hawkins, D. I., Best, R. J., Coney, K. A. (2004). Consumer behavior: Building marketing
Hawkins, D. I., Mothersbaugh, D. L., Best, R. (2007). Consumer Behavior Building Marketing
Strategy 10/e , USA: McGraw Hill.
Hayashi, H. (2007). Uniqueness of Russian Middle Class and its Future, The Journal of
Comparative Economic Studies, ss.29-45
Heubeck, B. G., Neill, J.T. (2000). Confirmatory Factor Analysis and Reliability of the Mental
Health Inventory for Australian Adolescents, Psychological Reports, 87, pp.431-440.
Hız, G. (2011), GösteriĢçi Tüketim Eğilimi Üzerine Bir Alan AraĢtırması (Muğla Örneği),
Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Dergisi, Vol. 3., No. 2, s. 117-128.
Hofstede, G. (1980). Culture‟s Consequences: International Differences in Work-Related
Values. Sage, California.
IMF International Financial Statistics (IFS) Yearbook (2013). International Monetary Fund.
Statistics Dept.
Ġnsel, A. (2002). Olağanlaşan Demokrasi ve Modern Muhafazakarlık, Birikim Dergisi,
No.163-164.
Ivanova, D., Malevskaya-Malevich, E., Karvonen, E., Poljatschenko, K.M., Reizman, E.
(2013). Future of Middle Class, Tekes team.
Jin, D., Michael, D.C., Foo, P., Guevara, J., Pena, I., Tratz, A., Verma, S.(2010), Winning in
Emerging Market Cities a Guide to the World’s Largest Opportunity, Boston
Consulting Group.
Kaçmazoğlu, H. B. (2013). Türk Sosyoloji Tarihi-I Ön Koşullar (Üçüncü Baskı), Ġstanbul:
Doğu Kitabevi.
Kalaycı, ġ. (2010). SPSS Uygulamalı Çok Değişkenli İstatistik Teknikleri, 3. Baskı, Asil yayın
dağıtım.
194
Karademir, I. (2009). Different Facets of New Middle Classness: a Case Study in the City of
Ankara, Master Thesis, Middle East Technical University.
Karpat, K. H (2013a). İslam’ın Siyasallaşması (BeĢinci Baskı), Ġstanbul: TimaĢ Yayınevi.
Karpat, K. H. (2010e). Osmanlı’dan Günümüze Elitler ve Din, (Dördüncü Baskı), Ġstanbul:
TimaĢ Yayınevi.
Karpat, K. H. (2013b). Kısa Türkiye Tarihi 1800-2012, (Ġkinci Baskı), Ġstanbul: TimaĢ
Yayınevi.
Katona, G. (1975). Psychological economics, Elsevier Scientific Publishing Company, New
York.
Kerbo, H. R. (1996), Social Stratification and Inequality (Third Edition), New York:
McGraw-Hill Companies.
Keyder, Ç. (2013). İstanbul Küresel ile Yerel Arasında, Ġstanbul: Metis Yayınları.
Keyman F. (2012). Türkiye‟nin Geleceğini Orta Sınıf Belirleyecek (Middle class will
determine the future of Turkey), TÜSİAD Görüş Dergisi, sayı 76, pp.23-27
Keyman, F. (2014). 30 Mart Sonrası Yeni Türkiye, KutuplaĢma ve Demokrasi, Görüş Dergisi,
TÜSĠAD, Nisan 2014, Sayı 83, s. 57-63.
Kharas, H. (2010). The Emerging Middle Class in Developing Countries, OECD Development
Centre Working Paper No.285, January 2010, pp.1-61.
Kharas, H., Gertz, G. (2010). The New Global Middle Class: A Cross-Over from West to East,
Wolfensohn Center for Development.
Khraim, H. (2010). Measuring Religiosity in Consumer Research from Islamic Perspective,
International Journal of Marketing Studies, Vol.2, No.2, pp.166-179.
Kim, Y.K., (2002), Consumer value: An application to mall and internet shopping,
International Journal of Retail & Distribution Management, 30(12), 595-602.
Kıray, M. B. (2005). Tüketim Normları Üzerine Karşılaştırmalı Bir Araştırma, Ġstanbul:
Bağlam Yayıncılık.
Kline, R. B. (2011). Principles and Practice of Structural Equation Modeling (Third Edition),
The Guilford Press.
Kongar, E. (1993). Türkiye Üzerine Araştırmalar (Ġkinci Baskı), Ġstanbul: Remzi Kitabevi.
Kongar, E. (1999). 21. Yüzyılda Türkiye 2000’li Yıllarda Türkiye’nin Toplumsal Yapısı,
Ġstanbul: Remzi Kitabevi.
195
Kongar, E. (2011). Toplumsal Değişme Kuramları ve Türkiye Gerçeği (On BeĢinci Baskı),
Ġstanbul: Remzi Kitabevi.
Kotler, P., Armstrong, G. (2010). Principles of Marketing (Thirteenth Edition), New York:
Pearson.
Kravets, O., Sandıkçı, Ö., (2014). Competently Ordinary: New Middle Class Consumers in the
Emerging Markets, Journal of Marketing, Vol. 78, No. 4, pp. 125-140.
Kurt, A. (2009). Dindarlığı etkileyen faktörler, Uludağ
Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Dergisi, 18 (2), 1-26.
KurtuluĢ, H., Türkün, A. (2006). 2. Sınıf ÇalıĢmaları Sempozyumu, Türkiye‟yi Sınıf
Gerçeğiyle Anlamak, Sosyal Araştırmalar Vakfı Türkiye Sınıf Araştırmaları Merkezi.
Lange, H., Meier, L. (2007). Consumerist predators?: emerging lifestyles between
McDonaldization and sustainability perspectives; the case of highly qualified
employees (HQEs) in India, Working Paper for the International Conference on
Environmental Sociology, pp.1-16.
Lareau, A. (2003). Unequal Childhoods. Berkeley: University of California Press.
Lawson, S., Gilman, D. B. (2009). The power of the purse: Gender Equality and Middle-Class
Spending, Goldman Sachs Global Markets Institute.
Liu, W., Pickett, T., Ivey, A. (2007). White middle class privilege, Journal of Multicultural
Counseling and Development, 35, s. 194-206.
Lluch, C. (1973). The Extented Linear Expenditure System, European Economic Review, 4,
ss.21-32.
Long, M., Schiffman, L. G. (2000). Consumption values and relationship: Segmenting the
market for frequency programs, Journal of consumer marketing, ss.214-232
Lopez, A.R., Weinstein, B. (2012). The Making of the Middle Class: Toward a Transnational
History. Durham, NC: Duke University Press.
Lopez-Calva, L. F., Rigolini, J., Torche, F. (2012). Is there such thing as middle class values?
Class Differences, Values and Political Orientations in Latin America, Working Paper,
Discussion Paper series, Forschungsinstitut zur Zukunft der Arbeit, No. 6292.
MacCallum, R. C., Widaman, K. F., Preacher, K. J., Hong, S. (2001). Sample Size in Factor
Analysis: The Role of Model Error, Multivariate Behavioral Research, 36:4, 611-637.
196
Marcoux, J.S., Filiatrault, P., Cheron, E. (1997). The attitudes underlying preferences of young
urban educated polish consumers towards products made in Western countries. Journal
of International Consumer Marketing. 9 (4).
Mardin, ġ. (1991). Türk ModernleĢmesi, ĠletiĢim Yayınları, Ġstanbul,
Marger, Martin N. (2002), The Middle Classes and the Changing Economy, Social InequalityPatternes and Processes (Second Edition), Boston: McGraw Hill.
Martineau, P. (1957). The pattern of social classes, Proceedings of the American Marketing
Association.
Martineau, P. (1958). Social Classes and Spending Behaviour, The Journal of Marketing,
October, pp.120-130
Maslow, A.H. (1943), A Theory of Human Motivation, Psychological Review, 50, pp.370–
396.
McGregor, S. L.T. (2000). Using social and consumer values to predict marketplace
behaviour: Questions of congruency. Journal of Consumer Studies and Home
Economics, 24, 94–103.
Meydan, C. H., ġeĢen, H. (2015). Yapısal EĢitlik Modellemesi AMOS Uygulamaları, Detay
Yayıncılık, Ankara.
Milanovic, B., Yitzhaki, S. (2002). Decomposing World Income Distribution: Does the World
Have a Middle Class?, Review of Income and Wealth, 48(2): 155-178.
Mills, C.W. (1951). White Collar: The American Middle Classes. Oxford, UK: Oxford
University Press.
Nakip, M. (2006).
Pazarlama Araştırmaları Teknikler ve (SPSS Destekli) Uygulamalar,
Ankara, Seçkin Kitabevi, 2. Baskı, 2006
Nunnally, J. C., Bernstein, I. H. (1994). Psychometric Theory, 3rd ed., New York,
McGrawHill.
OdabaĢı, Y. (2013). Tüketim Kültürü Yetinen Toplumdan Tüketen Topluma, Ġstanbul:
OdabaĢı, Y., BarıĢ, G. (2014). Tüketici Davranışı, Mediacat yayıncılık, Ġstanbul.
OECD (2011). Latin American Economic Outlook 2011. How Middle-Class Is Latin
America?,OECD, Paris
Oktay, A. (1993). Türkiye’de Popüler Kültür, Ġstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
197
Olivares, J., García-López, L. J., Hidalgo, M. D., Caballo, V. (2004). Relationships among
social anxiety measures and their invariance. European Journal of Psychological
Assessment, 20(3), 172-179.
Oluç, M. (1987). Sosyal sınıflar (sosyal katmanların) pazarlama açısından önemi, Pazarlama
Dünyası, Ġstanbul.
Oluç, M. (1991). Satınalıcıların DavranıĢlarının Dinamikleri I, Pazarlama Dünyası Dergisi.
Öngen, T. (2002), Marx ve Sınıf, Praksis Dört Aylık Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 8, s.9-28.
Orçan, M. (2008). Osmanlı’dan Günümüze Modern Türk Tüketim Kültürü (Ġkinci Baskı),
Ankara: Harf Eğitim Yayıncılığı.
Özdamar, K. (2002). Paket Programlar İle İstatistiksel Veri Analizi, Kaan Kitabevi, EskiĢehir.
Paek, H.J., Pan, Z. (2004). Spreading Global Consumerism: Effects of Mass Media and
Advertising on Consumerist Values in China, Mass Communication and Society,
pp.491-515
Page, C. (1992). SV - Meaning, Measure, and Morality of Materialism (Editörler: Floyd W.
Rudmin and Marsha Richins), Provo, UT : Association for Consumer Research, Pages:
82-87.
Pew Research Center (2008). Inside the Middle Class: Bad Times Hit the Good Life,
Washington, D.C., Pew Research Center.
Pew Research Center (2009). The Global Middle Class Views on Democracy, Religion,
Values, and Life Satisfaction in Emerging Nations, Washington, D.C., Pew Research
Center.
Pressman, S. (2007). The decline of the middle class. Journal of Economic Issues. 16 (1). 181201.
Ravallion, M. (2009). The Developing World‟s Bulging (but Vulnerable) Middle Class, Policy
research working paper, no:4816, The World Bank, ss.1-30.
Rehman, A., Shabbir, M. S. (2010). The relationship between religiosity and new product
adoption, Journal of Islamic Marketing, 1( 1), 63-69.
Rich, SU., Jain, SC. (1968). Social class and life cycle as predictors of shopping behavior,
Journal of Marketing Research, pp.41-49.
Ritzer, G. (2014). Toplumun McDonald'laştırılması, Ġstanbul:Ayrıntı Yayınları.
198
Rokeach, M. J. (1968). A Theory of Organization and Change Within Value-Attitude
Systems, Journal of Social Issues, 24, ss. 13-22.
Rutz H.J., Balkan E.M. (2010). Reproducing Class Education, Neoliberalism and the Rise of
the New Middle Class in Istanbul, Oxford: Berghahn Books.
Samson, I., Krasil‟Nikova, M. (2014). The middle class in Russia An Emerging Reality or an
Old Myth?, Russian Social Science Review, vol. 55, no. 5, September–October 2014,
pp. 42–64.
Sandıkçı, Ö., Ger, G. (2007). Constructing and Representing the Islamic Consumer in Turkey,
Fashion Theory, Volume 11, Issue 2/3, s.189-210.
Sandıkçı, Ö., Ger, G. (2010). Veiling in Style: How Does a Stigmatized Practice Become
Fashionable?, Journal of Consumer Research, 37 (1), 15-36.
Saraçoğlu, B., AydoğuĢ, O., Köse, N., ĠĢgören, D. (2001). Türkiye‟de Su Ürünleri Sektörü:
Üretim, Talep ve Pazarlama, Proje Raporu 2001-19, Ankara.
Savage, M., Devine, F., Cunningham, N., Taylor, M., Yaojun, L., Hjellbrekke, J., Le roux, B.,
Friedman, S., Miles, A. (2013). A New Model of Social Class? Findings from the
BBC’s Great Class Survey Experiment, USA: SAGE Publications, pp. 1-32.
Sawhill, I., Winship, S., Grannis, K. (2013). Pathways to the middle class. Issues in Science &
Technology, 29 (2), 47-54.
Schediac, R., Bohsali, S., Samman, H. (2012). The Bedrock of Society Understanding and
Growing the MENA Region‟s Middle Class, Booz&Company.
Schiffman, L. G., Kanuk, L.L. (2000). Consumer Behavior (Seventh Edition), USA: Prentice
Hall.
Schor, J. B. (1998). The Overspent American: Upscaling, Downshifting, and the New
Consumer, Basic Books, New York.
Schumacker, Randall E., Lomax, Richard G. (2004). A Beginner’s Guide to Structrual
Equation Modeling (Second Edition), USA: Lawrence Erlbaum Associates Publishers.
Schwartz, S.H. (1992). Universals in the content and structure of values: Theoretical advances
and empirical tests in 20 countries, Advances in Experimental Social Psychology, M.
Zanna, San Diego: Academic Press
199
Schwartz, S.H. (1994). Beyond individualism/collectivism: New dimensions of values,
Individualism and Collectivism: Theory Application and Methods. U. Kim, H.C.
Triandis, C. Kagitcibasi, S.C. Choi and G. Yoon, Newbury Park, CA: Sage
Seçer, Ġ. (2015). SPSS ve LISREL ile Pratik Veri Analizi Analiz ve Raporlaştırma (Ġkinci
Baskı), Ankara: Anı Yayıncılık.
Sekulic, A., Sibley, N. (2007). Understanding the affluent consumers of china, Mastercard
Worldwide Insights.
Sekulic, A., Wong, P. (2007). Dynamic Drivers of China‟s Consumer Market, the middle
class, modern women and DINKS, Mastercard Worldwide Insights, ss.1-24
Seyhan, B. Y. (2015). Dini ġuur Ölçeği: Geçerlilik ve Güvenilirlik ÇalıĢması, EKEV Akademi
Dergisi, Yıl:19, Sayı:61, ss.399-414.
Seyidoğlu, H. (2002). Ekonomik Terimler Ansiklopedik Sözlük (Üçüncü Baskı), Ġstanbul:
Güzem Can Yayınları.
Sheth, J. N. (2011). Impact of Emerging Markets on Marketing: Rethinking Existing
Perspectives and Practices. Journal of Marketing: July 2011, Vol. 75, No. 4, pp. 166182.
Sheth, J. N., Newman, B. I., Gross, B. L. (1991). Why we buy what we buy: A theory of
consumption values. Journal of Business Research, 22, 159–170.
Silah, M. (2005). Sosyal Psikoloji Davranış Bilimi (Ġkinci Baskı), Ankara: Seçkin Yayıncılık.
ġimĢek, A. (2005). Yeni Orta Sınıf, Ankara: L&M Yayınları..
ġimĢek, Ö. F. (2007). Yapısal Eşitlik Modellemesine Giriş (Temel İlkeler ve Lisrel
Uygulamaları), Ankara: Ekinoks.
Solomon, M.(2015). Consumer Behaviour: Buying, Having and Being, Prentica Hall.
Song, K., Cui, A. (2009). Understanding China‟s Middle Class, China Business Review, 1-6.
Stillman, T. F., Fincham, F. D., Vohs, K. D., Lambert N. M., Phillips, C. A. (2012), The
material and immaterial in conflict: Spirituality reduces conspicuous consumption,
Journal of Economic Psychology, 33, 1-7.
Sülün Ergül, H. (2013). Religious Industry in Halal Food Consumption (Distribution of
Knowledge), International Journal of SocialScience, Volume 6, Issue 2, pp. 831-841.
Sümer, N. (2000). Yapısal EĢitlik Modelleri: Temel Kavramlar ve Örnek Uygulamalar. Türk
Psikoloji Yazıları, 3(6), 49-74.
200
Tolan, B. (1996). Toplum Bilimlerine Giriş (Dördüncü Baskı), Ankara: Murat & Adım
Yayınevi.
Torlak, Ö., AltunıĢık, R. (2009). Pazarlama Stratejileri Yönetsel Bir Yaklaşım, Ġstanbul: Beta
Yayınevi.
Triandis, H. C. (1990). Cross-cultural studies of individualism and collectivism. In J. Berman
(Ed.), Nebraska symposium on motivation (pp. 41–133). Lincoln: University of
Nebraska Press.
Triandis, H. C. (1995). Individualism and collectivism. Boulder, CO: Westview.
Tse, D. K., Wong, J. K. and Tan, C. T. (1988). Toward some standardized cross-cultural consumption values. Advances in Consumer Research, 15, 387–395.
TÜĠK Hanehalkı Bütçe Anketi Mikro Veri Seti (2013).
Tumin, M. M. (1985). Social Stratification The Forms and Functions of Inequality (Second
Edition), New Jersey: Prentice Hall.
Türkçe Sözlük (2005). Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara.
TURKISHTIME Aylık Ekonomi ve ĠĢ Kültürü Dergisi (2013). Orta Sınıfın YükseliĢi, Ekim
sayısı.
Ünal, S., ErciĢ, A. (2006). Pazarın Satın Alma Tarzlarına ve KiĢisel Değerlere Göre
Bölümlendirilmesi, Marmara Üniversitesi İİBF Dergisi, Cilt XXI, (1), 359-382.
Üstüner, T., Holt, D. (2010). Toward a Theory of Status Consumption in Less Industrialized
Countries, Journal of Consumer Research, Vol. 37.
Veblen, T. B. (2015). Aylak Sınıfın Teorisi Kurumların İktisadi İncelemesi, Ankara: Heretik
Basın Yayın.
Ward, K., Neumann, F. (2012), Consumer In 2050 The Rise Of The EM Middle Class, HSBC
Global Research.
Watson, J. (2008). Ahead of the Game: Succeeding in Emerging Markets, The Economist,
2008, p. 1-76.
Weber, M. (1978). Economy and Society: An Outline of Interpretive Sociology, University of
California Press.
Weber, M. (2014). Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu, Tutku Yayınevi, Ankara.
Wei, R., Pan, Z. (1999). Mass Media and Consumerist Values in the People‟s Republic of
China, International Journal of Public Opinion Research, Vol.11, No.1, pp. 75-96.
201
Western B.,Healy, K. (1999). Explaining the OECD wage slowdown: Recession or labour
decline? European Sociological Review, 15,233-249
Wheary, J. (2009). The Global Middle Class is Here: Now What?, World Policy Journal,
2009, pp. 75-83.
Williams, T.G. (2002). Social class influences on purchase evaluation criteria, Journal of
Consumer Marketing, pp.249-276
Wong, L. (2007). Market cultures, the middle classes and Islam: consuming the market?,
Consumption Markets & Culture, Volume 10, Issue 4, pp.451-480.
Wright, R. (2006). Consumer Behaviour, Thomson Learning, Thomson Learning.
Xiao, G.E, Kim, J.O. (2009); The Investigation of Chinese Consumer Values, Consumption
Values, Life Satisfaction and Consumption Behaviors, Psychology and Marketing,
Vol. 26 (7), pp.610-624.
Xin, W. (2013). Desperately Seeking Status: Political, Social and Cultural Attributes of
China‟s Middle Class, Modern Chinese Studies, Vol.20, No.1, p. 1-44.
Yavuz, H. (2010). Ak Parti Toplumsal Değişimin Yeni Aktörleri (Editör: Hakan Yavuz),
Ġstanbul: Kitap Yayınevi.
Yetkin, B. (2010). Popülizm ve Özal-Erdoğan, Yeniden Anadolu ve Rumeli Müdafaa-ı Hukuk
Yayınları.
Yıldırım, C. (2011). Neoliberal İktisat Politikalarının Türkiye’de Orta Sınıfa Etkisi, Abant
Ġzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Ġktisat Anabilim Dalı, Doktora
Tezi, Bolu.
Yükselen, C. (2013). Pazarlama Ilkeler-Yönetim-Örnek Olaylar, Ankara: Detay Yayıncılık.
Zechmeister, E.J., Sellers, L., Seligson, M.A. (2012). Assessing the impact of the new middle
class on politics and democracy, Americas Quarterly, 6 (4), 74-76.
Zhang, Y., Wan, G., Khor, N. (2012). The rise of middle class in rural China. China
Agricultural Economic Review, 4 (1), 36-51.
202
Ġnternet Kaynakları
Ġnternet: AK Parti Web Sitesi (2014). Hedefler, http://www.akparti.org.tr/site/hedefler, EriĢim
Tarihi:: 13.07.2014
Ġnternet:
Akyol,
T.
(2013).
Muhafazakar
Burjuvazi
(Conservative
bourgeois),
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/25199857.asp, EriĢim Tarihi: 25.07.2014
Ġnternet: Altan, M. (2012). “Çağı anlamanın sihirli çilingiri: Yeni orta sınıflar”, Mehmet Altan
Web Sitesi, http://www.mehmetaltan.com/?sayfa= sureliyayin& icerik=2284, EriĢim
Tarihi: 25.07.2014.
Ġnternet: Altan, M.(2006). “Türkiye aslında 26 yaĢında…”, Sabah Gazetesi Web Sitesi,
http://arsiv.sabah.com.tr/2006/04/15/altan.html, EriĢim Tarihi: 25.07.2014.
Ġnternet: Ayata, S. (2007). Meydandakiler Yeni Orta Sınıftır (The people in the events are
from the new middle class), http://www.milliyet.com.tr/2007/05/21/siyaset/asiy.html,
EriĢim Tarihi: 15.07.2014
Ġnternet: BBC Türkçe Web Sitesi (28 Haziran, 2013). Hint Toplumunda Yeni Orta Sınıf (The
New Middle Class in the Indian society), http://www.bbc.co.uk/turkce/multimedya/
2013/06/130628_dg_hindistan_orta_sinif.shtml?ocid=socialflow_twitter_bbcturkce,
EriĢim Tarihi: 25.06.2014
Ġnternet:
Berkan,
Ġ.
(2007).
Orta
Sınıf
Parti
Arıyor,
Radikal
Gazetesi,
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=221350, EriĢim Tarihi: 23.12.2013
Ġnternet:
Blunden,
A.
(2004).
Bourdieu
on
Status,
Class
and
Culture,
http://home.mira.net/~andy/works/bourdieu-review.htm, EriĢim Tarihi: 21.09.2014.
Ġnternet: Boratav, K. (2013). Korkut Boratav, Gezi DireniĢi‟ni değerlendirdi: “OlgunlaĢmıĢ bir
sınıfsal baĢkaldırı…”, http://sendika9.org/2013/06/her-yer-taksim-her-yer-direnis-buisci-sinifinin-tarihsel-ozlemi-olan-sinirsiz-dolaysiz-demokrasi-cagrisidir-korkutboratav/
Ġnternet:
Bozer, A. (2012). Yeni Orta Sınıf Yeni Fırsatlar, Serdar Turan‟ın yazısı,
http://www.hbrturkiye.com/dergi/2012-10/yeni-orta-sinif-yeni-firsatlar, EriĢim Tarihi:
08.09.2014.
Ġnternet: Bozkurt, R.(2011). Orta sınıf aynasından bakarak gelecek inĢa etmeliyiz, Dünya
Gazetesi Web sitesi.
203
Ġnternet: Büyükuslu, A. R. (2011) .Yeni Orta Sınıf, Subconturkey Yan Sanayi ve Tedarikçi
Gazetesi Web Sitesi, http://www.subconturkey.com/2011/Nisan/koseyazisi-Yeni-OrtaSinif.html EriĢim Tarihi: 08.09.2014.
Ġnternet:
Carneiro,
J.
(2013).
Brezilya'nın
'isyan
eden'
yeni
orta
sınıfı,
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/07/130715_brezilya_ortasinif.shtml, EriĢim
Tarihi:: 12.07.2014
Ġnternet:
CIVETS. http://eu.spindices.com/indices/equity/sp-civets-60-index EriĢim Tarihi:
5.5.2014
Ġnternet: Dergil (Lojistik ve Tedarik Zinciri Yönetimi Dergisi) (Temmuz-Ağustos 2010),
Tedarik Zinciri‟nin Arka Kapısı; Pazarlama, http://www.dergil.com/tr/dergi/temmuzagustos-2010/tedarik-zinciri-nin-arka-kapisi-pazarlama/192.aspx,
EriĢim
Tarihi:
08.09.2014.
Ġnternet:
Doctoroff, T. (2012). What the Chinese Want, The Wall Street Journal,
http://www.wsj.com/articles/SB10001424052702303360504577408493723814210.
EriĢim Tarihi: 08.09.2014.
Ġnternet:Dow
Jones,
http://www.djindexes.com/mdsidx/downloads/brochure_info/
Dow_Jones_Indexes_Country_Classification_System.pdf EriĢim Tarihi: 5.5.2014
Ġnternet:
Ekonomi
Bakanlığı
(16
Nisan,
2014).
Ekonomik
Görünüm,
http://www.ekonomi.gov.tr/files/Ekonomik_Gorunum.pdf, EriĢim Tarihi: 18.04.2014
Ġnternet:Ercan, M. (2013). Orta Sınıfın YükseliĢi, Radikal Gazetesi Web Sitesi,
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/metin_ercan/orta_sinifin_yukselisi-1133018
Ġnternet:Ergünalp, S. (2015). Gündem DıĢı bir TartıĢma veya Yeni Sınıf KeĢifleri,
https://yalansz.wordpress.com/2014/01/17/gundem-disi-bir-tartisma-veya-yeni-sinifkesifleri/ EriĢim Tarihi: 08.09.2014.
Ġnternet:Esmer,
Y.
(2011).
Dünya
Değerler
AraĢtırması,
BahçeĢehir
http://www.slideshare.net/nihansu/trkiye-deerler-aratrmas-2011
Üniversitesi,
EriĢim
Tarihi:
08.09.2014.
Ġnternet:FTSE (2010). FTSE Global Equity Index Series Country Classification,
http://www.ftse.com/Indices/Country_Classification/Downloads/Sept%202010/FTSE_
Country_Classification_Sept_2010_Update.pdf, EriĢim Tarihi: 25.05.2014
204
Ġnternet:FTSE
Emerging
Index,
http://www.ftse.com/Indices/FTSE_Emerging_
Markets/Downloads/AWALLE.pdf EriĢim Tarihi: 5.5.2014
Ġnternet:Fukuyama,
F.
(2013).
The
Middle
Class
Revolution,
http://online.wsj.com/news/articles/SB100014241278873238739045785714727003480
86, EriĢim Tarihi: 18.07.2014
Ġnternet:Gimdes
helal
sertifikalı
firmaların
resmi
web
sayfası,
http://www.helalgidasertifikasi.info/, EriĢim tarihi: 6.7.2014
Ġnternet: Global Edge Market Potential Index (2013). http://globaledge.msu.edu/mpi, EriĢim
Tarihi:: 7.7.2014
Ġnternet:Grant
Thornton
Emerging
Markets
Opportunity
Index,
http://www.
grantthornton.at/files/GTI%20IBR/ibr2012_em_report_2012_final.pdf EriĢim Tarihi:
5.5.2014
Ġnternet:
Güldağ,
H.
(2011).
Orta
Sınıf,
Dünya
E-Gazete
Web
Sitesi,
http://www.dunya.com/orta-sinif-140251yy.htm EriĢim Tarihi: 18.07.2014
Ġnternet: Günaydın Gazetesi (1983). Vehbi Koç Avrupa‟da tatil yapacak kadar zengin değilim
dedi.
http://www.gecmisgazete.com/haber/vehbi-koc-avrupa-da-tatil-yapacak-kadar-
zengin -degilim-dedi?tamBoyut, EriĢim Tarihi: 18.07.2015
Ġnternet:Hanehalkı
ĠĢgücü
AraĢtırması
(2013).
TÜĠK,
EriĢim
http://www.tuik.gov.tr/jsp/duyuru/upload/yayinrapor/HIA_2013.pdf
Tarihi:
18.07.2015
Ġnternet: IMD World Competitiveness Yearbook (2013). http://www.imd.org
Ġnternet: IMF World Economic Outlook Database (2013). http://www.imf.org
Ġnternet:Ipsos
KMG
(2012).
“Türkiye‟yi
Anlama
Kılavuzu”,
http://www.turkiyeyianlamakilavuzu.com/Turkiyeyi_Anlama_Kilavuzu_EKitap.pdf,
EriĢim Tarihi: 16.06.2014
Ġnternet:
Kalkınma Bakanlığı Web Sitesi (2013). http://www.kalkinma.gov.tr/Pages/
EkonomikSosyalGostergeler.aspx EriĢim Tarihi: 18.07.2015
Ġnternet:Kalkınma
Bakanlığı
Web
Sitesi
http://www.kalkinma.gov.tr/Pages/BesYillikKalkinmaPlani.aspx
18.07.2015
(2015).
EriĢim
Tarihi:
205
Ġnternet: Karpat, K.H. (2009).Türkiye‟de Laiklik Perdesi Altında Ġktidar Kavgası Var (There
is
a
fight
for
power
behind
the
curtain
of
secularism
in
Turkey),
http://www.sabah.com.tr/Gundem/2009/06/15/turkiyede_laiklik_perdesi_altinda_iktida
r_kavgasi_var, EriĢim Tarihi: 27.05.2014
Ġnternet: Karpat, K. H. (2010a). “Osmanlı Son Dönemi-Arazi Mülkiyeti ve Yeni Bir Orta
Sınıfın DoğuĢu”, http://www.zaman.com.tr/yorum_yorum-osmanlidan-gunumuze-ortasiniflar-siyaset-ve-demokrasi-osmanli-son-donemi-arazi-mulkiyeti-ve-yeni-bir-ortasinifin-dogusu_961686.html, eriĢim tarihi: 29.12.2013.
Ġnternet: Karpat, K. H. (2010b). “Birinci MeĢrutiyet‟ten Ġkinci MeĢrutiyet‟e Kadar Orta
Sınıflar”,
http://www.zaman.com.tr/yorum_yorum-kemal-hkarpat-birinci-
mesrutiyetten-ikinci-mesrutiyete-kadar-orta-siniflar_962035.
html,
eriĢim
tarihi:
29.12.2013.
Ġnternet: Karpat, K.H. (2010c). “Ġttihat ve Terakki Dönemi”, http://www.zaman.com.tr/
yorum_yorum-kemal-hkarpat-ittihat-ve-terakki-donemi_962550.html,
eriĢim
tarihi:
29.12.2013.
Ġnternet: Karpat, K.H. (2010d). Cumhuriyet Dönemi ve Orta Sınıflar, http://www.zaman.
com.tr/yorum_yorum-kemal-hkarpatcumhuriyet-donemi-ve-orta-siniflar_962952.html,
eriĢim tarihi: 29.12.2013.
Ġnternet: Keyder, Ç. (2013a). Yeni Orta Sınıf. Bilim Akademisi Derneği Websitesi,
www.bilimakademisi.org.
Ġnternet: Keyder, Ç. (2013b). Çağlar Keyder: Gezi olaylarının seyrini Türkiye'de yükselmekte
olan yeni orta sınıf değiĢtirmiĢtir (Çağlar Keyder: Emerging middle class has changed
the course of Gezi events in Turkey), http://t24.com.tr/haber/keyder-gezi-olaylarininseyrini-turkiyede-yukselmekte-olan-yeni-orta-sinif-degistirmistir,238849,
EriĢim
Tarihi: 8.7.2014
Ġnternet:
Keyder, Ç.(2014). “Yeni Orta Sınıfa Dikkat”, Taraf Gazetesi Web Sitesi,
http://www.taraf.com.tr/haber-yeni-orta-sinifa-dikkat-157992/,
EriĢim
Tarihi:
16.06.2014
Ġnternet: Keyman, F. (2010). Türkiye‟de üç orta sınıf kavga ediyor (Three middle classes
quarrel in Turkey), http://www.taraf.com.tr/yazilar/nese-duzel/fuat-keyman-turkiyedeuc-orta-sinif-kavga-ediyor/9923/, EriĢim Tarihi: 6.5.2014
206
Ġnternet:
Kramer, A.E. (2013).Orta sınıf ülkesi haline gelen Rusya‟da AVM patlaması
(Explosion of Shopping centers in Russia which is a middle class country),
http://www.sabah.com.tr/NewYorkTimes/2013/01/21/orta-sinif-ulkesi-haline-gelenrusyada-avm-patlamasi EriĢim Tarihi: 8.7.2014
Ġnternet: Laçiner, Ö. (2001). “Adalet ve Kalkınma Partisi: “Orta Sınıf“ın Sahneye ÇıkıĢı”,
Birikim
Dergisi
Web
Sitesi,
http://www.birikimdergisi.com/sayi/149/adalet-ve-
kalkinma-partisi-orta-sinifin-sahneye-cikisi, EriĢim Tarihi: 12.02.2015
Ġnternet: Laçiner, S. (2013). “Yükselen Orta Sınıf ve Yeni Türkiye”, Star Gazetesi, 17 Mayıs,
http://haber.stargazete.com/yazar/yukselen-orta-sinif-ve-yeni-turkiye/yazi-798259,
eriĢim tarihi: 23.12.2013.
Ġnternet: Letsch, C. (18 Aralık 2012).Turkey's middle-class women mix fashion with Islamic
piety,The Guardian,
http://www.theguardian.com/world/2012/dec/18/turkey-women-
fashion-islam EriĢim Tarihi: 12.02.2015
Ġnternet:Luhby,
T.
(2012).
China's
growing
middle
class,
http://money.cnn.com/2012/04/25/news/ economy/china-middle-class/, EriĢim Tarihi:
8.7.2014
Ġnternet: Medyafaresi web sitesi (2013).
http://www.medyafaresi.com/haber/ak-parti-
doneminde-milyonlar-orta-sinif-olmustur/119977
Ġnternet:Mesleki
ve
Teknik
Eğitim
ÇalıĢtayı
(2012).
Antalya.http://mtegm.meb.gov.tr/tr/dokumanlar/calistay/index.html#/6/ EriĢim Tarihi:
12.02.2015
Ġnternet:
MSCI, http://www.msci.com/products/indices/country_and_regional/em/ EriĢim
Tarihi: 5.5.2014
Ġnternet: Nasr, V. (2009).Yeni Müslüman Orta Sınıf (The New Muslim Middle Class),
http://www.ekopolitik.org/public/printnews.aspx?id=4358, EriĢim Tarihi: 14.5.2014
Ġnternet: Nielsen Markalar AraĢtırması (2010). http://www.retailturkiye.com/fmcg-ve-retailpazari/nielsen-markalar-arastirmasi-yayinlandi EriĢim Tarihi: 12.02.2015
Ġnternet:
Nielsen
TGI
Türkiye
AraĢtırması,
CEO'ların
orta
http://www.capital.com.tr/ceolarin-orta-sinif-heyecani-haberler/
Tarihi: 14.5.2014
sınıf
heyecanı,
23846.aspx
EriĢim
207
Ġnternet: OECD (2013). http://www.tuik.gov.tr/UstMenu.do?metod= temelist EriĢim Tarihi:
12.02.2015
Ġnternet: Özbolat, A. (2014), Tüketim Bağlamında Dindarlığın DönüĢümü, Birikim Dergisi
Web
Sitesi,http://www.birikimdergisi.com/guncel/tuketim-baglaminda-dindarligin-
donusumu, eriĢim tarihi:12.02.2015
Ġnternet:
S&P
Emerging
BMI,
https://www.sp-indexdata.com/idpfiles/citigroup/prc/
active/factsheets/fs-sp-global-bmi-ltr.pdf EriĢim Tarihi: 5.5.2014
Ġnternet:
Sheth, J.(2009). Call Centre Couple trend is inevitable, The Economic Times
Websitesi,http://articles.economictimes.indiatimes.com/2009-01-09/news/27639942_1
_nmc-independence-ccc EriĢim Tarihi: 12.02.2015
Ġnternet: The Hofstede Centre, http://geert-hofstede.com/turkey.html
Ġnternet:The
World
Bank,
World
Development
Indicators
(2013).
http://data.worldbank.org/country/turkey EriĢim Tarihi: 12.02.2015
Ġnternet:
The World Fact Book, CIA, https://www.cia.gov/library/publications/the-world-
factbook/geos/tu.html EriĢim Tarihi: 12.02.2015
Ġnternet: Topol, S. A. (18 April 2013). Turkish Fashion Designers Make Muslim Style Chic,
http://mobile.businessweek.com/articles/2013-04-18/turkish-fashion-designers-makemuslim-style-chic,EriĢim Tarihi: 25.07.2014
Internet: TUAD (2012). SES 2012, tuad.org.tr/upload/dosyalar/SES_2012-Lansman-SunumREV.ppsx
Ġnternet: Turgut, S. (2009). “AKP Amerikan rüyasının peĢinde”, AkĢam Gazetesi Web Sitesi,
http://aksam.medyator.com/2009/08/13/yazar/4067/aksam/ yazi.html EriĢim Tarihi:
25.07.2014
Ġnternet: TÜĠK (2008). Tüketim Harcamaları,Yoksulluk ve Gelir Dağılımı Sorularla Resmi
Ġstatistikler Dizisi 6.
Ġnternet: TÜĠK (2016-2012). Gelir ve YaĢam KoĢulları AraĢtırması.
Ġnternet: Wikistrat 2013, New Wikistrat Simulation: “Global Middle Class Values 2033″,
http://www.wikistrat.com/tag/global-middle-class-values-2033/
25.07.2014
EriĢim
Tarihi::
208
Ġnternet:
Yılmaz, H. (2007). Türkiye‟de orta sınıfı tanımlamak, Açık Toplum Vakfı ve
Boğaziçi
Üniversitesi,
http://www.osiaf.org.tr/images/basin/pdf/OSI_OrtaSinif_
Sunus.pdf, EriĢim Tarihi: 5.5.2014
Ġnternet:
Yılmaz, H. (2012). Türkiye‟de orta sınıfı tanımlamak, Açık Toplum Vakfı ve
Boğaziçi Üniversitesi, http://www.aciktoplumvakfi.org.tr/pdf/muhafazakarlik/05.pdf,
eriĢim tarihi: 9.03.2015
Ġnternet: Zaman Gazetesi (2014). http://www.zaman.com.tr/gundem_ankara-memur-kentiunvanini-kaptirmadi_2262720.html
209
EKLER
210
EK-1. Anket formu
Sayın katılımcı, bu araĢtırmanın amacı Ankara‟da yaĢayan orta sınıfın özelliklerinin
belirlenmesidir. Elde edilen bilgileriniz kesinlikle gizli tutulacaktır. Zaman ayırıp doğru ve
samimi bilgiler verdiğiniz için teĢekkür ederiz.
Gazi Üniversitesi ĠĠBF ĠĢletme Bölümü AraĢtırma Görevlisi Aybegüm Güngördü
[email protected]
1. KISIM KENDĠNĠ KĠMLĠKLENDĠRME
1.Toplumumuzda yaĢayan insanlar, maddi durumları ve hayat seviyeleri bakımından aĢağıdaki
gibi çeĢitli gruplara ayrılabilir. Siz, kendinizi bu gruplardan hangisine ait görüyorsanız
iĢaretleyiniz.
Alt sınıf
orta alt sınıf
Tam
orta üst
üst
ortada
sınıf
sınıf
2. Sizin için bir kiĢinin orta sınıf olmasında aĢağıdaki unsurlar ne derecede önemlidir? (1=
Kesinlikle önemli değil, 5= Kesinlikle önemli)
YaĢam standardı anlamında ortalama olma 1 2 3 4 5
Eğitimi
1 2 3 4 5
Kültürlü olma
1 2 3 4 5
Meslek
1 2 3 4 5
Düzenli aylık maaĢ
1 2 3 4 5
Harcanabilir geliri
1 2 3 4 5
Rahat bir yaĢam
1 2 3 4 5
Ev sahipliği
1 2 3 4 5
Araba sahipliği
1 2 3 4 5
Hanede sahip olunan eĢyalar
1 2 3 4 5
Dünya görüĢü ve Değerleri
1 2 3 4 5
Dini inançları
1 2 3 4 5
Oturduğu semt
1 2 3 4 5
Giyim kuĢam tarzı
1 2 3 4 5
Sahip olunan markalar
1 2 3 4 5
Diğer……………………………………
1 2 3 4 5
2. KISIM HARCANABĠLĠR GELĠR VE TÜKETĠM HARCAMALARI
3. Aylık hanehalkı geliriniz (siz ve hanenizdeki
bireylerin aylık gelirlerinin toplamı). (MaaĢlar,
………………………………………..
ücretler, kira geliri, gayrimenkullerden elde edilen
gelirler dahildir. Bu rakamdan tüketim dıĢı
harcamalar çıkarılmalıdır.)
4. AĢağıdaki kategorilere son 1 yılda hanehalkı gelirinizden parasal anlamda ne kadar pay
ayırdığınızı yüzde olarak belirtir misiniz? Harcama yapmadığınız bir kategori varsa
lütfen o kategoriyi boĢ geçiniz.
Kategori
%
Tasarruf edilen miktar
Gıda ve alkolsüz içecekler
Alkollü içecekler, sigara ve tütün
Giyim ve ayakkabı
Konut ve kira
211
Mobilya, ev aletleri ve ev bakım
hizmetleri
Sağlık
UlaĢtırma
HaberleĢme
Eğlence ve kültür
Eğitim hizmetleri
Lokanta ve oteller
ÇeĢitli mal ve hizmetler
TOPLAM
100
5.Kredi borcunuz var mı? (ev ya da
6.Kredi borcunuz varsa aylık toplam ne kadar
araba)
ödüyorsunuz?
( ) Evet ( ) Hayır
…………………………………………..
3. KISIM DEĞERLER
7.AĢağıdaki her bir yargıyı derecelendiriniz. (1= Kesinlikle katılmıyorum, 5= Kesinlikle
katılıyorum)
Madde Ġsmi
K.33
BaĢkalarının gözünde Ģık bir kimseyim.
1 2 3 4
K.34
Yeni ve modaya uygun ürünleri denemekten zevk alırım.
1 2 3 4
K.35
Giyinme Ģeklim kiĢiliğimin bir yansımasıdır
1 2 3 4
K.36
Pratik kıyafetlerdense modaya uygun kıyafetleri tercih ederim. 1 2 3 4
K.37
Son moda elbiseler bana büyük zevk verir
1 2 3 4
K.38
Süslü ve ayırt edici bir yaĢam benim için çekicidir
1 2 3 4
K.39
Modadaki trendlere dikkat ederim.
1 2 3 4
K.40
En son saç stillerini denemekten hoĢlanırım
1 2 3 4
K.41
Zarif ve romantik bir yaĢam isterim.
1 2 3 4
K.42
Hayat risk almak ve zorlukların üstesinden gelmek demektir.
1 2 3 4
K.43
Neler baĢarabileceğime iliĢkin büyük beklentilerim vardır.
1 2 3 4
K.44
YaĢamımı kendime göre sürdürmek isterim.
1 2 3 4
K.45
Zevk, neyi yapmaktan hoĢlanıyorsam odur.
1 2 3 4
K.46
ġık bir evim olsun isterim.
1 2 3 4
K.47
KiĢinin zevk için kendisine para harcaması buna değerdir.
1 2 3 4
K.48
KarĢı cinsin dikkatini çekmekten hoĢlanırım.
1 2 3 4
K.49
ArkadaĢlarla kolayca iyi vakit geçiririm.
1 2 3 4
K.50
Batıyı örnek alan bir yaĢam tarzını arzularım
1 2 3 4
K.51
Batı kültürünü ve sanatını tercih ederim
1 2 3 4
K.52
Pahalı olmasına rağmen Batılı ürünleri tercih ederim
1 2 3 4
K.53
Batılı ürünler beni daha fazla tatmin eder.
1 2 3 4
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
5
8. AĢağıdaki her bir yargıyı derecelendiriniz. (1= Kesinlikle katılmıyorum, 5= Kesinlikle
katılıyorum)
Madde
Ġsmi
K.62
Ġslamın tüm temel fikirsel boyutlarına sarsılmaz bir inancım var 1 2 3 4 5
K.63
Hz. Muhammed Allah‟ın son peygamberidir
1 2 3 4 5
212
K.64
K.65
K.66
K.67
K.68
K.69
K.70
K.71
K.72
K.73
K.74
K.75
K.76
K.77
K.78
K.79
K.80
K.81
K.82
Tek bir Allah olduğuna inanıyorum
Düzenli biçimde günde beĢ vakit namaz kılarım
Düzenli biçimde Ramazan boyunca oruç tutarım
Düzenli biçimde Kuran-ı Kerim‟i okurum
Belirtilen kriteri karĢılamak için Hac yapmakla yükümlü
olduğuma inanırım
Evliyaların türbelerinde hiçbir zaman secde etmem.
Haram kazançtan her zaman uzak dururum.
Büyük ve küçük günahtan her zaman kaçınmaya çalıĢırım.
Dinimle ilgili temel ve gerekli bilgiyi biliyorum.
Hayatımın her alanında her zaman Ġslami emirleri takip etmeye
çalıĢırım.
Ġslami emirlere göre baĢkalarına saygı göstermek ve hakkını
vermek görevimdir
BaĢkalarını inciten her türlü faaliyetten kaçınmaya çalıĢırım.
Benim yardımıma ihtiyaç duyanlara her zaman yardım etmeye
çalıĢırım.
BaĢkalarına karĢı dürüst ve adil olmaya çalıĢırım.
Ġnancıma karĢı gelen bir Ģey yaptığımda üzüntü duyarım.
ġeytan tarafından cezbedilmeye dair hislerim var
Allah‟tan korkmaya dair hislerim var
YanlıĢ bir Ģey yaptığımda Allah tarafından cezalandırılacağıma
dair hislerim var
BaĢkalarının Ġslami öğretiyi takip ettiklerini görmekten keyif
alırım
1
1
1
1
1
2
2
2
2
2
3
3
3
3
3
4
4
4
4
4
5
5
5
5
5
1
1
1
1
1
2
2
2
2
2
3
3
3
3
3
4
4
4
4
4
5
5
5
5
5
1 2 3 4 5
1 2 3 4 5
1 2 3 4 5
1
1
1
1
1
2
2
2
2
2
3
3
3
3
3
4
4
4
4
4
5
5
5
5
5
1 2 3 4 5
4. KISIM TATĠL VE BOġ ZAMAN AKTĠVĠTELERĠ
10.BoĢ zamanlarınızda yaptığınız ilk üç faaliyet için en çoktan en aza bir sıralama verebilir
misiniz? En çok yaptığınız faaliyet 1 olmak üzere, 1‟den 3‟e kadar baĢlayarak sıralayınız.
AlıĢveriĢ merkezine gitme
tiyatro
müzeye gitmek
Tv izleme
opera-bale
gazete okuma
kitap okuma
sinemaya gitmek
sosyal medyada vakit geçirme
bilgisayar oyunu oynama
evde arkadaĢlarla
akraba dost ziyaretleri
oturma
koĢu-yürüyüĢ
11.Her
sene 12.YurtdıĢı tatillerine
tatile
gider gider misiniz?
misiniz?
( )Evet
( ) Evet
( )Hayır
( ) Hayır
13.YurtdıĢı tatillerine gidiyorsanız hangi sıklıkta
gidersiniz?
( ) Senede bir defa
( ) Diğer
………………………………………………
213
5. KISIM SAHĠP OLUNAN VARLIKLAR
14.AĢağıdaki tüketim gruplarından hanenizde sahip olduğunuz (size ve hanenizdeki diğer
bireylere ait olan) ürünlerin adedini ve markalarını yazınız.
Adet
Akıllı telefon marka ve modeli
Otomobil marka ve modeli
Ev
Marka
-------------------------------------
6. KISIM DEMOGRAFĠK BĠLGĠLER
15.Kendinizi ne derecede muhafazakâr görüyorsunuz?
20. Eğitim
( ) Tamamen
( ) Ġlköğretim
( ) Kısmen
( ) Ortaöğretim
( ) Hiç
( ) Lisans
16.Siyasi görüĢ olarak hangi kavram sizi daha iyi
( ) Lisansüstü
tanımlıyor?
-------------------------------------------------------------------- 21.Yabancı dil bilginiz
17.Çocuklarınızı daha çok hangi okullara yollamayı
( ) Ġngilizce biliyor
tercih edersiniz?
( ) Devlet okulu
( ) Ġngilizce bilmiyor
( ) Özel okul
22.Medeni Durum
18.Çocuk sayınız?
( ) Bekar
( ) Yok
( ) Evli
( ) 1 tane
( ) Dul/BoĢanmıĢ/Ayrı yaĢıyor
( ) 2 tane
23.YaĢınız
…………………………………
( ) Diğer…………..
19.Siz dahil hanenizdeki kiĢi sayısı
24.Mesleğiniz
…………………………………
()1
()2
25.Oturduğunuz semt
………………………………..
( ) Diğer ……………..
214
EK-2. Literatür taraması tablosu
Yazar(lar),
Yıl
AraĢtırmanın Adı
Yayınlandığı Yer
Konusu ve Amacı
Yöntem ve
Örneklem
Temel Bulgular ve
Sonuç
Kıray, 1947
Tüketim Normları
Üzerine
KarĢılaĢtırmalı Bir
AraĢtırma
Bağlam Yayıncılık
Üç kültür (Çin
Çun Çan, Ngoni,
Ponape) ile
Ankara‟yı
tabakalaĢma
açısından
karĢılaĢtırmak.
Ankara iline ait
yapılan
uygulamada
tabakalar en alt
tabaka, alt orta
tabaka, orta tabaka,
üst orta tabaka, en
üst tabaka Ģeklinde
ayrılmıĢtır.
Ankara‟da aileler
alt orta tabakadan
baĢlayarak komĢu
ve arkadaĢlarından
daha iyi Ģeyler
sahip olmaya
çalıĢmakta ve
tüketimlerini
yabancıların
yanında yapılan
tüketim ve yalnız
yapılan tüketim
olarak
sınıflandırmaktadır
ve böylelikle saygı
duydukları üst
tabakalara
benzemeye
çalıĢmaktadırlar.
Martineau, 1958
Social Classes and
Spending Behavior
The Journal of
Marketing
Bireyin geliĢimini
incelemek ve
çoğunlukla bireyin
mesleğini
babasınınki ile
karĢılaĢtırarak
toplumsal analiz
seviyesinde
hareketliliğin
dinamiklerini
anlamak.
Nicel araĢtırma.
Anketler, serbest
görüĢmeler ve
genel gözlemlerle
toplanmıĢtır.
KarĢılaĢtırma
metodu
kullanılmıĢtır.
Korelasyon ve
frekans analizleri
yapılmıĢtır.
Örneklem:
1946-1947
yıllarında
Ankara‟daki 500
aileye uygulama
yapılmıĢtır. Bu
aileler rastgele
seçilmiĢtir.
Sonuçlar diğer üç
kültür ile
karĢılaĢtırılmıĢtır.
Bu kültürlerin
seçimi rastgele
değildir her kültür
diğerine
benzememektedir
(ayrıntılı bilgi için
bknz. Kıray,
2005:31).
Tabakaların ayırt
edilmesinde
tüketim konuları
kullanılmıĢtır.
(ayrıntılı bilgi için
bknz. Kıray,
2005:82).
Nicel çalıĢma.
Örneklem:
Chicago‟da 3880
hanehalkı.
Wei ve Pan, 1999
Mass Media and
Consumerist Values
International Journal of
Public Opinion
Çin bireyselciliği
içerisindeki
Nicel araĢtırma.
Örneklem:
Metropolitan
pazarlarda
faaliyette olan,
tanımlanabilen ve
soyutlanabilen bir
sosyal sınıf vardır.
ÇeĢitli sınıflar
arasında psikolojik
farklılıklar vardır.
Sınıf üyeliğini
tanımlamada
tüketim biçimleri,
prestij sembolleri
olarak görev görür
ve bunlar sadece
gelire nazaran
ekonomik
davranıĢın önemi
bir belirleyicisidir.
Her mağazanın
farklı statü
gruplarına yönelik
bir çekme stratejisi
vardır.
Genç, yüksek
seviyede geliri ve
215
in the People‟s
Republic of China
Research
tüketimci
değerlerin neler
olduğunu ve bu
değerlerin
yükselmesi ile
kitlesel medyaya
maruz kalma
iliĢkisinin
araĢtırılmasıdır.
Çin‟de ġangay
(998 kiĢi) ve
Pekin (970 kiĢi)
Ģehirlerinde.
Doğrulayıcı faktör
analizi, hiyerarĢik
regresyon modeli,
paralel regresyon
modeli
kullanılmıĢtır.
Milanovic,Yitzhaki,
2002
Decomposing World
Income Distribution:
Doesthe World Have
a Middle Class?
Review of Income and
Wealth
111 ülkeye ait
milli gelir harcama
dağılımı verilerini
kullanarak
dünyadaki bireyler
arasındaki kıtalar
ve bölgeler olarak
toplam eĢitsizliği
dağıtmak.
Nicel araĢtırma.
Yitzhaki‟nin Gini
ayrıĢtırması
kullanılmıĢtır.
Paek ve Pan, 2004
Spreading Global
Consumerism:
Effects of Mass
Media and
Advertising on
Consumerist Values
in China
Mass Communication
and Society
Reklamların ve
medya içeriği
türlerinin
tüketimle iliĢkisini
ve kökenini
Batıdan almıĢ
olmanın Çin‟in
kentli sakinleri
üzerindek
tüketimci
yönelimleri
Ģekillendirmede
nasıl bir etkisinin
olduğunu
Nicel araĢtırma.
Örneklem:
Çin‟de ġangay
(995 kiĢi) ve
Pekin (1068 kiĢi),
Guangzhou
(1029)
Ģehirlerinde.
Açıklayıcı faktör
analizi, hiyerarĢik
regresyon modeli,
kullanılmıĢtır.
eğitimi olan,
tüketim mallarına
daha çok harcayan
kimseler; tüketimci
değerlere sahiptir.
Bu değerler,
bireysellik ve
materyalizmle
ilintilidir.
Televizyon izleme
en çok yapılan boĢ
zaman aktivitesidir.
Asya en heterojen
kıtadır; ülkeler arası
eĢitsizlik, ülkeler
içindeki gelir
eĢitsizliklerinden
daha önemlidir.
Ülkeler arası
farklılıkların ufak
olduğu Latin
Amerika‟da ise
ülkeler içindeki
eĢitsizlikler
büyüktür.
Batı Avrupa ve
Kuzey Amerika,
her iki açıdan da
ülkelerin ortalama
gelirleri ve bireyler
arası gelir
farklılıkları
bakımından adil
biçimde
dağılmaktadır.
Dünya nüfusu üç
gruba
bölünmektedir:
zenginler
(Ġtalya‟nın ortalama
gelirinden daha
büyük gelire sahip
olanlar), fakirler
(Batılı ülkelerin
fakirlik sınırından
daha az gelire sahip
ülkeler) ve orta
sınıftır. ÇalıĢmada,
“dünya orta
sınıfı”nın %11‟lik
bir dilimi, fakirlerin
%78‟lik bir dilimi,
zenginlerin %11‟lik
bir dilimi
oluĢturduğu
bulunmuĢtur.
Yeni ortaya çıkmıĢ
olan iki tüketimci
değerin (kalite
tüketimi ve
yenilikçi tüketim)
kabulünün reklam
ve medyaya maruz
kalma ile nasıl
iliĢkili olduğu
incelenmiĢtir.
216
Doğuç, 2005
Yeni Orta Sınıfların
Gözünden Zenginlik
ve Yoksulluk
Toplum ve Bilim
Dergisi
Yılmaz, 2007
Türkiye‟de Orta
Sınıfı Tanımlamak:
Ekonomik Düzeyler,
Siyasal Tutumlar,
Hayat Tarzları,
Dinsel-Ahlaki
Yönelimler
Açık Toplum EnstitüsüBoğaziçi Üniversitesi
Hayashi, 2007
Uniqueness of
Russian Middle Class
and its Future
The Journal of
Comparative Economic
Studies
araĢtırmaktır.
Orta sınıf
değerleri, kültürel
pratikleri ve
yaĢam tarzları
hakkında fikir
sahibi olmak ve
söz konusu
değerler, pratikler
ve yaĢam
tarzlarının bu
kesimleri
toplumsal
hayattaki hangi
kesimlerle
yakınlaĢtırıp hangi
kesimlerden
uzaklaĢtırdığını ve
yeni orta sınıf
mensuplarının bu
sınıflandırma
sistemleri,
sınıflayan ve
sınıflanmıĢ
pratikler ve
temsiller
aracılığıyla ne tür
bir simgesel
mücadele
yürüttüğünü
anlamak.
Günümüz
Türkiye‟sinde
sosyal ve
ekonomik
bakımdan ortada
yer alan, siyasal ve
kültürel tutumları
bakımından ise
“medeni
değerler”e sahip
bir “orta sınıf”ın
olup olmadığını
araĢtırmaktır.
Rus orta sınıfının
büyüklüğünü,
kompozisyonunu
ve değerlerini,
özellikler olarak
netleĢtirmek ve
orta sınıfın yakın
zamandaki
ekonomik
büyümeyle
iliĢkisini
incelemek.
Nitel araĢtırma.
Derinlemesine
görüĢme.
Örneklem:
Ġstanbul‟da özel
sektörde çalıĢan
yeni orta sınıf
üyeleri. 25-35
yaĢları arasında,
özel sektörde
yönetici ve
profesyonel
konumlarda
çalıĢan, üniversite
mezunu ve en az
bir yabancı dil
bilen, tercihen lise
ya da üniversite
eğitimini yabancı
dil ile eğitim
yapan eğitim
kurumlarından
mezun, 24 kadın
ve erkek.
Katılımcılara hayali
bir toplumsal
merdiven
oluĢturmaları ve
kendilerini bunun
neresinde
gördükleri
sorulmuĢtur.
Burada iki karĢıtlık
vardır; biri
eğitimsiz ve
kültürsüzlere
atfedilen kolay ve
haksız zenginleĢme
diğeri ise sahip
olunan eğitim ve
yapılan iĢle
orantısız olduğu
düĢünülen bir gelir
seviyesidir.
Nicel çalıĢma.
Anket. Ayrıca
derinlemesine
görüĢme.
Örneklem:
Türkiye‟nin 18
yaĢ ve üstü
kentsel nüfusunu
temsil eden
18 ildeki rassal
örneklem
yöntemiyle
seçilen 1809 kiĢi
(anket). Ayrıca 8
ilde 56 kiĢi
(derinlemesine
görüĢme)
Günümüz
Türkiye‟sinin
kentsel
bölgelerinde üç ana
sınıfsal küme
ortaya çıkarılmıĢtır.
Kentsel nüfusun
yaklaĢık yüzde
22‟sini üst sınıf,
yüzde 33‟ünü alt
sınıf, yüzde 45‟ini
ise orta sınıf
oluĢturmaktadır.
Orta gelirli, modern
dindar, yeni sağ
eğilimli, gelecekten
iyimser beklentiler
içinde olan
Türkiye‟nin orta
sınıfı, AB üyeliğine
de en güçlü desteği
veren toplumsal
kesim olarak ortaya
çıkmıĢtır.
Orta sınıfın
büyüklüğü %20%30 arasındadır.
Büyüklük, materyal
durum, meslek ve
profesyonel statü,
kendini
kimliklendirme
açılarından
ölçülmüĢtür.
Subjektif orta sınıf,
objektif orta
sınıftan daha
büyüktür. Rus orta
sınıfı, eĢsizdir.
Kavramsal
çalıĢma.
217
Cashell, 2008
Who Are the Middle
Class?
CRS Report for
Congress
Banerjee ve Duflo,
2008
What is Middle Class
About the Middle
Classes Around the
World?
Journal of Economic
Perspectives
Karademir, 2009
Different Facets of
New Middle
Classness: A Case
Study in the City of
Ankara
Yüksek Lisans Tezi,
ODTÜ
Xiao ve Kim, 2009
The Investigation of
Chinese Consumer
Values, Consumption
Phsychology &
Marketing
Orta sınıfın
oluĢturulmasında
gelir dağılımı
verilerini
kullanarak hangi
gelir seviyelerinin
orta sınıf olduğunu
göstermek için
çeĢitli
araĢtırmaların
incelenmesi.
Orta sınıfların
tüketim tercihleri,
sağlık ve eğitim
yatırımları,
istihdam biçimleri
ve ekonomik
hayatlarının diğer
özelliklerini
tanımlayan 13 tane
geliĢmekte olan
ülkenin
(Guatemala,
Hindistan,
Endonezya, FildiĢi
Sahili, Meksika,
Nikaragua,
Panama, Pakistan,
Papua Yeni Gine,
Peru, Güney
Afrika, Tanzanya,
Doğu Timor) hane
halkı
araĢtırmalarının
incelenmesi.
Sınıf literatüründe
çoğunlukla beyaz
yakalılar olarak
tanımlanan yeni
orta sınıfın sınıf
karakterini
anlamaktır.
Kavramsal
çalıĢma.
KiĢinin orta sınıf
olması için
minimum 40000$
gelire sahip
olmalıdır.200000$
gelire sahip olanlar
da orta sınıf olarak
düĢünülebilir.
Kavramsal
çalıĢma.
Satınalma gücü
paritesine göre
günlük kiĢi baĢı
harcamanın 2$ ve
4$ arasında olduğu
veya 6$ ve 10$
arasında olan
sınıflardır.
Ortalama orta sınıf,
beklemede bir
giriĢimci değildir;
bir iĢletme
iĢletebilir fakat bu
genellikle küçük ve
pek kârlı olmayan
bir iĢletmedir.
Düzenli bir iĢleri
vardır. Az sayıda,
daha sağlıklı ve
daha eğitimli
çocukları vardır.
Nitel ve nicel
çalıĢma.
Örneklem:
Örneklemedeki
bireyin seçimi için
Kish metodu. 596
kiĢi ile nicel,
Altındağ,
Çankaya,
Etimesgut,
Keçiören,
Mamak, Sincan,
Yenimahalle,
GölbaĢı
semtlerinde.
Ayrancı semtinde
31 yeni orta sınıf
üyesi ile nitel.
Kartopu
örneklemesi.
Yapılan nicel
çalıĢma ile sosyal
tabakalar elde
edilmiĢtir. Yeni
orta sınıfı devlette
çalıĢan yöneticiler
ve profesyoneller,
orta seviyedeki
kamu görevlileri,
profesyonel askeri
çalıĢanlar,
devletteki
öğretmenler,
özeldeki yöneticiler
ve profesyoneller,
özeldeki orta
seviyeli beyaz
yakalılar
oluĢturmaktadır.
Ayrancı‟da yeni
orta sınıfın seküler
fraksiyonu,
Keçiören‟de ise
yeni orta sınıfın
muhafazakâr
fraksiyonu
yaĢamaktadır.
Modern Çin
tüketicilerinin
değiĢen değer
Nicel çalıĢma.
ġangay‟da 481
kiĢiye yapılmıĢtır.
Fonksiyonel, sosyal
ve duygusal tüketici
değerlerinin
218
Values, Life
Satisfaction and
Consumption
Behaviors
sistemlerinin,
tüketim değerleri
aracılığıyla
tüketim
davranıĢlarını ve
yaĢam tatminlerini
nasıl etkilediğini
araĢtırmaktır.
Bu kiĢiler,
yabancı marka
satın alan; görece
genç, iyi eğitimli,
yüksek hanehalkı
gelirine sahip,
orta sınıf
tüketicilerdir.
Açıklayıcı ve
doğrulayıcı faktör
analizi ve
güvenilirlik
analizlerinden
sonra çok
değiĢkenli
regresyon analizi
yapılmıĢtır.
Erdem, 2010
Türkiye‟de
ModernleĢme ve
DemokratikleĢmenin
Bir ĠzdüĢümü olarak
Yeni Orta Sınıf
Erol Güngör‟ün Anısına
Türkiye‟de DeğiĢim
Sempozyumu
TabakalaĢmanın
önemli bir unsuru
olan orta sınıfları
ele alıp
incelemektir.
Kavramsal
çalıĢma.
Rutz ve Balkan,
2010
Reproducing Class
Education,
Neoliberalism and
the Rise of the New
Middle Class in
Istanbul
Berghahn Books
Ġstanbul‟daki
ailelerin
çocuklarına
kaliteli eğitim
sağlamada
yaĢadıkları
dinamikler.
Nitel araĢtırma.
Etnografik vaka
çalıĢması.
Örneklem:
Ġstanbul‟daki
aileler.Yuva Sitesi
ve
BahçeĢehir.
2ayda
500
hanehalkı.
yabancı marka satın
alma ile pozitif
iliĢkili olduğu
bulunmuĢtur.
Kolektivizm ve
fonksiyonel değer
arasındaki iliĢki, en
yüksektir.
Bireysellik ve
kolektivizmin her
ikisi de yabancı
marka satın alma
ile pozitif olarak
iliĢkilidir.
Kolektivistlerle
kıyaslandığında,
bireyselciler Ģu anki
yaĢamlarından daha
az memnundur ve
yabancı markalara
daha olumlu bir
tutumları vardır.
Türkiye için
Batı‟daki eski ve
yeni orta sınıf
açıklamalarından
farklı bir
değerlendirme
yapılmalıdır. Beyaz
yakalı, kendi
hesabına çalıĢan
yeni orta sınıfın
yanısıra yeni bir
giriĢimci orta sınıf
vardır. Kendi
yaĢam tarzını,
tüketim
alıĢkanlıklarını
üreten yeni
muhafazakâr bir
orta sınıftan
bahsetmek
mümkündür.
Eğitim sayesinde
(özellikle test
sistemi), maddi ve
sosyal sermayenin
kültürel olarak
yeniden
üretiminisağlayan
bir sınıf sistemi
yaratılmaktadır. Ġyi
eğitim, gidilen okul
yılları ve
Ġngilizceye hâkim
olma ile ölçülür.
Orta sınıf aileler,
çocuklarını iyi
okullara sokmayı
amaçlamakta;
kendilerini sürekli
diğer ailelerle
kıyaslamaktadır.
Okulun yanında eve
Matematik ya da
Türkçe dersleri için
ayrıca öğretmen
gelmektedir. Birer
test makinesi haline
gelen çocukların
219
Sandıkçı ve Ger,
2010
Veiling in Style:
How Does a
Stigmatized Practice
Become
Fashionable?
Journal of Consumer
Research
Tüketicilerin
giyim pratiklerini
incelemek.
Nitel araĢtırma.
Etnografik
çalıĢma. 4 yıl
sürmüĢtür.
Örneklem;
Ankara ve
Ġstanbul‟da
toplam 73 (42
baĢörtülü kadına
ek olarak 10 açık
kadın, 7 baĢörtülü
kadın, 3 tesettür
firması yönetici
ve sahibi, 11
tesettür giyim
mağazası satıĢ
elemanı) kiĢi olup
kartopu
örnekleme
yöntemi
kullanılmıĢtır. Ġki
araĢtırma.
Birincisi, 5
derinlemesine
görüĢme. Ġkinci
araĢtırmada;
Ģehirli, eğitimli,
orta ve üst/orta
sınıf, özgür
iradeleri ile
örtünmeyi
seçtiğini ifade
eden kadınlarla
görüĢme.
Lopez-Calva vd.,
2012
Is there such thing as
middle class values?
Class
differences, values
and political
orientations in Latin
America
Discussion Paper series,
Forschungsinstitut zur
Zukunft der Arbeit, No.
6292
Gelir ve sınıf
arasında politik ve
sosyal değerler
nasıl
çeĢitlenmektedir?
Sınıfın (eğitimin
ve sosyal kökenin
aksine) ne
dereceye kadar,
değerlerle net bir
iliĢkisi vardır?
Latin Amerika
orta sınıfı,
kendisini daha üst
ve alt sınıflardan
ayıran belirli
değerlere sahip
midir yoksa sosyal
sınıflar ve değerler
arasındaki iliĢki
tekdüze midir?
Nicel araĢtırma.
Örneklem: 6 Latin
Amerika
ülkesindeki
(Arjantina,
Brezilya, ġili,
Kolombiya,
Guatemala,
Meksika, Peru)
yetiĢkin (18 yaĢ
ve üzeri), büyük
kent
merkezlerinde
yaĢayan kimseler.
Ecosocial değer
anketlerinden yola
çıkılmıĢtır.
Bağımlı
DeğiĢkenler (11
tane): Politik,
anneleri, onların
menajerleri olmuĢ
gibidir. Aileler,
özel eğitim talep
etmektedir.
ġık ve değiĢik
tesettür biçimlerini
ve tesettür moda
Ģovlarını
gözlemlemiĢlerdir.
Örtünmenin
seküler/Batılı bakıĢ
açısından kadının
ezilmiĢliğinin ve
ataerkil toplumun
simgesi, yerel bakıĢ
açısından bir
direniĢ hareketi ve
kimlik simgesi
olduğunu
belirtmiĢlerdir.
Tüketim
dinamikleri ve
pazardaki aktörler
gözlemleyerek
“Tesettür neden ve
nasıl moda ile
etkileĢiyor?”
sorusuna cevap
aramıĢlardır. Daha
önceleri tesettürün
büyük bir baĢörtüsü
ve uzun, bol bir
mantodan oluĢan
daha tekdüze bir
görünüĢü olduğunu;
sonraları yeni
örtünme biçiminin,
özellikle anneleri
genellikle
örtünmemiĢ ve
kendileri de
önceleri
örtünmemiĢ olan
genç, kentli,
eğitimli orta sınıf
kadınlar tarafından
edinildiğini
belirtmiĢtir.
Kalıcı gelir ölçümü
gerçekleĢtirilmiĢtir
(sahip olunan
varlıklara dayalı
olarak). KiĢilerin
gelir dağılımında
görece konumları
(relative position)
ve kesin gelir
seviyelerine
(absolute income
level) yer
verilmiĢtir. Gelir ve
değerler arasındaki
sapma olasılıkları
araĢtırılmıĢtır.
Değerlerin diğer
belirleyicileri olan
köken, eğitim ve
mesleğin de aynı
zamanda orta sınıf
220
ekonomik, sosyal
meseleleri içeren
değerler ve
tutumlardır.
Tematik değer
endeksleri
oluĢturulmuĢtur
(Temel bileĢenler
analizi ile). Bu
endeksler,
kurumlara güven,
siyasi
yabancılaĢma,
(toplumsal)
hareketlilik ve
fırsat algısı,
bireysel haklara
destek, siyasi
Ģiddetin
yasallaĢması, oy
verme, toplumsal
hoĢgörü,
milliyetçilik,
siyasi ideoloji,
kiĢiler arası
güven, kiĢiler
arası
yabancılaĢmadır.
Arslan, 2012
GeçmiĢten
Günümüze Bir Orta
Sınıf
Değerlendirmesi
Toplum ve Demokrasi
Nalçaoğlu, 2012
Türkiye‟yi Anlama
Kılavuzu
Ipsos KMG
Ward ve Neumann,
2012
Consumer in 2050
the rise of the EM
middle class
HSBC Global Research
Orta sınıfı
kuramsal ve
kavramsal
düzeyde tartıĢarak
toplumsal ve
kültürel değiĢim
ve dönüĢüm
dinamiklerinin
yanısıra ekonomik
ve politik
dinamikleri de
dikkate alarak
belli tarihsellik
içinde
konumlandırmaya
çalıĢmak.
Türkiye
toplumunun tarihi
geliĢimini
yakından izleyen
bir tanık haline
dönüĢürken,
bugünü anlamak
isteyenler için de
temel bir kaynak
olmak.
2050 yılındaki
ülkelerin
tüketicilerinin ve
Bağımsız
değiĢken:
katılımcının sınıf
konumu
(hanehalkının kiĢi
baĢına
gelir
seviyesine
dayalıdır.
Hanehalkının
varlıkları ve geliri
kullanılmıĢtır).
Kavramsal
çalıĢma.
Nicel çalıĢma.
Kümeleme
analizi.
Örneklem:
Türkiye‟de 14 yaĢ
üstü 15.953 kiĢi.
Nicel çalıĢma.
ÇalıĢmada,
statüsü ile iliĢkili
olduğu düĢünülmüĢ
ve bireylerin
değerleriyle gelire
göre daha fazla
iliĢkili olup
olmadıkları
değerlendirilmiĢtir.
Orta sınıf olarak
isimlendirilen ara
kesimin geniĢlediği
bir gerçektir ve
Türkiye‟de Batılı
orta sınıf
özelliklerine doğru
bir yönelim vardır.
Türkiye tutum ve
davranıĢlar eksenli
beĢ ana kümeye
ayrılmıĢtır: yeni
muhafazakarlar,
geleneksel orta
sınıf, geleneksel
milliyetçiler, tepkili
modernler,
tutunamayan
yoksullar.
ABD, Japonya gibi
ülkelerden notların
yanı sıra özellikle
221
tüketicilerin
davranıĢları
üzerine tahmin
yürütmek.
tüketimi
etkileyebilecek
kültürel ve dini
faktörler hariç
tutulmuĢtur.
Farklı gelir
gruplarındaki, 50
ülkenin verileriyle
tüketim tahmini
yapılmıĢtır.
Nitel çalıĢma.
Mülakat.
Örneklem:
Berlin‟deki orta
sınıf iĢlerinde
çalıĢan –avukat,
vergi danıĢmanı,
sigorta danıĢmanı,
serbest meslek,
finansal
danıĢman, kafe
sahibi, ehliyet
kursu sahibi,
tiyatro sahibi,
emlakçı yöneticisi
vb.- 42 Türk orta
sınıf göçmeni.
Nicel,
tümevarımsal
çalıĢma. BBC
web sitesi
üzerinden online
anket ve ayrıca
yüz yüze anket.
Örneklem:
Britanya‟da BBC
web sitesi
üzerinden ankete
katılan 161400
Barwick, 2013
Residential choice in
the light of
educational
aspirations of the
Turkish- German
middle classes in
Berlin
International RC21
Conference
Berlin‟deki TürkAlman ailelerin,
yerleĢim
hareketliliği,
mahalle seçimi,
kaynak eriĢimi
incelenmiĢtir.
Savage, Devine vd.,
2013
A New Model of
Social Class:
Findings from the
BBC's Great British
Class Survey
Experiment
Sage Publications
Ekonomik,
kültürel ve sosyal
sermaye
ölçümlerinin
modern bir sınıf
oluĢturmada yeni
bir sosyal sınıf
bölümlemelerini
haritalamak için
güçlü bir yol
sağlamada nasıl
bütünleĢtirildiğini
yükselen pazar
ülkeleri
incelenmiĢtir.
Ayrıca, giyimden,
geziye, biliĢim
teknolojilerinden,
finansal hizmetlere
kadar çeĢitli
sektörlere yönelik
talebin değiĢimini
gözlemlemiĢlerdir.
Yazarlara göre,
Türkiye‟nin orta
sınıfının nüfusu 44
milyon olup
nüfusun % 60‟ını
oluĢturmaktadır ve
yazarlara göre
Türkiye‟de nüfusun
önemli bir kısmı
2030‟da orta gelir
grubuna geçecektir.
Yükselen pazarların
toplam küresel
tüketime katkısı,
günümüzde üçte
birden az olmakla
birlikte 2050‟de
yaklaĢık üçte ikiye
çıkacaktır.
“Threshold effecteĢik etkisi”
neticesinde, bir
gelir grubundan
büyük bölümlerin
bir diğerine aniden
geçmesini
tetiklerken; yeni
istenen ürünler için
talepteki patlamayı
ifade eder.
Türk-Alman orta
sınıflar için kaynak
açısından zayıf bir
yerden daha zengin
bir yere taĢınmanın
en önemli sebebi
iyi bir okul ve genel
eğitim çevresi
bulmaktır.
TaĢınırken belirli
bir yer seçmek
terine iyi bir okul
seçerler burada
istenen düĢük
oranda göçmenin
bulunduğu yerdir.
Büyük Britanya
toplam yedi sınıfa
ayrılmıĢtır: elitler,
yerleĢik orta sınıf,
teknik orta sınıf,
yeni varlıklı iĢçiler,
geleneksel iĢçi
sınıfı, yeni hizmet
sınıfı ve precariat.
Burada, yerleĢik
orta sınıf, yüksek
ekonomik sermaye,
222
göstermek
üzerinde
durmaktır. Bu
kapsamda Pierre
Bourdieu‟dan
esinlenilmiĢtir.
ÇavuĢgil, KardeĢ,
2013
Quantifying the Size
of Middle Class in
Emerging Markets:
GSU-CIBER Middle
Class Scorecard
1st Middle Class
Phenomenon in
Emerging Markets
Conference, Georgia
State University, Bildiri
Sunumu
Yükselen
pazarlardaki orta
sınıfların
büyümesini
gözlemlemek.
ÇavuĢgil, KardeĢ,
2013
Brazil: Rapid
Development,
Internationalization,
And Middle Class
Formation
Revista Electrônica De
NegóciosInternacionais
Brezilya‟daki
geliĢimleri, iĢ
fırsatlarını
vurgulamak ve
ülkenin rekabet
edebilirliği
açısından
karĢılaĢabileceği
güçlüklere iĢaret
etmek.
Turkishtime, 2013
Orta Sınıfın YükseliĢi
Turkishtime Aylık
ekonomi ve iĢ kültürü
dergisi
Bugünün ailelerini
anlamak için orta
sınıfı doğru
okumak.
kiĢi. Ayrıca GfK
firması tarafından
yüz yüze yapılan
ankete katılan
1026 kiĢi.
DeğiĢkenler:
Ġrtibatların puan
ortalamaları,
irtibatların toplam
sayısı, highbrow
kültürel sermaye,
yükselen kültürel
sermaye, gelir ve
varlıklar.
Analiz: Standart
sapma, ortalama,
Çoklu uyum
analizi (multiple
correspondence
analysis), Gizli
sınıf analizi
(Latent Class
Analysis -kmeansclustering-)
Nicel araĢtırma.
Euromonitor‟den
elde edilen
verilerle
2005,2020
(beklenti) yılları
arasındaki,
yükselen
pazarlarda yer
alan orta sınıf
büyüklüklerine,
geliĢtirdikleri
Middle Class
Scorecard ile yer
verilmiĢtir.
Nicel araĢtırma.
Euromonitor‟den
elde edilen
verilerle
2011,2015
(beklenti)
yıllarındaki,
yükselen
pazarlarda yer
alan orta sınıf
büyüklüklerine
yer verilmiĢtir.
Ayrıca Brezilya
orta sınıfının
hanehalkı geliri ve
harcaması
karĢılaĢtırılmıĢtır.
Brezilya için
tüketim grupları
bazında hanehalkı
baĢına harcamalar
da incelenmiĢtir.
Nicel araĢtırma.
yüksek irtibat
ortalamaları,
yüksek highbrow
ve yükselen
kültürel sermayeye
sahiptir. Teknik
orta sınıf ise,
yüksek ekonomik
sermaye, oldukça
yüksek irtibat
ortalamaları, görece
düĢük irtibatlara,
orta derecede
kültürel sermayeye
sahiptir.
GeliĢtirilen
endekste yükselen
pazar ülkeleri,
varlıklı orta sınıf ve
kitlesel orta sınıf
açısından
incelenmiĢtir. 2012
yılı için, Türkiye,
her iki orta sınıf
için 6.dır. Kentli
hanehalkı
harcamaları ve
gelirleri ise
kullanılan
değiĢkenlerdir.
7. ve 8. gelir ve
harcama
dilimlerinde
(ondabirlik dilimler
-decile) yer alanlar
varlıklı (üst orta)
sınıf, 5. ve 6. gelir
ve harcama
dilimlerinde yer
alanlar kitlesel (alt
orta) sınıftır.
Ülkede hanehalkı
harcamaları,
hanehalkı
gelirlerini 2010‟dan
beri geçmektedir.
Orta sınıfın en çok
harcama yaptığı
gruplar, gıda ve
alkolsüz içecekler,
barınma, ulaĢım,
katma değerli mal
ve hizmetlerdir.
Orta sınıfın,
finansal eğilimleri,
orta sınıfı
tanımlayan
özellikler; orta
sınıfın tüketim
kodları, markaları,
beklentileri ve
223
Balkan ve Öncü,
2014
Ġslami Orta sınıfın
Yeniden Üretimi
Yordam Kitap
Yeni laik ve yeni
Ġslami orta sınıf
fraksiyonlar arası
farklılık ve
benzerlikleri
belirlemek. (2009
yılı)
Kravets ve Sandıkçı,
2014
Competently
Ordinary: New
Middle Class
Consumers in the
Emerging Markets
Journal of marketing
Yeni orta sınıf
tüketicilerin,
yükselen
pazarlardaki
neoliberal
reformlardan
etkilenen yeni,
paylaĢılan sosyoideolojik
eğilimlerini ayırt
etmek ve bu
hassasiyetlerin
tüketimde nasıl
gerçekleĢtiğini
araĢtırmak.
Nitel araĢtırma.
434 aile.
Ġstanbul‟daki laik
ve Ġslami orta
sınıf hanehalkları
(278 Ġslami, 156
laik). Soruları
hanehalkı reisleri
(Türk
geleneklerine göre
erkekler)
cevaplamıĢtır.
Hanehalkı reisleri
ve eĢlerinin çoğu
neoliberal
dönemde
büyümüĢ, eğitim
almıĢ ve
mesleklerini de bu
dönemde
geliĢtirmiĢ kiĢiler
olduğundan yeni
orta sınıf olarak
görülmüĢlerdir.
Eski orta sınıf ise,
ulusalcı kalkınma
döneminde kalma
sanayi
profesyonelleri ve
kamu iĢletmeleri
yöneticileridir.
Nitel araĢtırma.
Moda tüketimi
üzerine yapılan
etnografik
çalıĢma. Kartopu
örneklemesi.
Örneklem: 28
yeni orta sınıf
tüketici.
Kendilerini orta
sınıf olarak gören,
gelirlerini rahat
olarak tanımlayan,
üniversite
derecesine sahip,
Ġngilizce konuĢan,
kurumsal bir
kariyere sahip
olan/olmak
isteyen, genç
kentli
profesyoneller.
yaĢam tarzına yer
verilmiĢtir.
Hem laik hem
Ġslami kesimde,
neoliberal değerleri
ve yaĢam
biçimlerini yansıtan
bir yeni orta sınıf
bulunmaktadır ve
bu sınıf kendisini
diğerlerinden
ayırmaktadır. Bu
her iki kesim farklı
ideolojik ve
kültürel geçmiĢlere
sahip olmakla
birlikte, yeni bir
statü grubunda
birbirlerine
yakınlaĢmaktadır.
ÇalıĢmada
neoliberal dönüĢümle
birlikte üç eğilimin
ortaya çıkmasından
söz
edilmektedir:Proje
bireyler, ortalama
bireysellik
ve
kuĢkulu
kozmopolitan. Bu
üç eğilim birlikte
formüllü yaratıcılık
ismindeki tüketim
biçimini meydana
getirmektedir. Proje
bireyler, modaya,
her
anlamda
planlamayı,
rasyonelleĢmeyi,
çıktıları maksimize
etmeyi
içeren
yönetsel
bir
yaklaĢımdadır.
Ortalama
bireysellik,
bireyselleĢme
ve
ortayla uyumlaĢma
zorunluluğunu
dengeleme
kaygılarını içerir.
KuĢkulu
kozmopolitan,
küresel orta sınıfın
bir parçası olma
hissi hakkındadır.
Formüllü yaratıcılık
ise, bireyselleĢmiĢ,
224
yetenekli yine de
sıradan
çıktıları
baĢarmak
için
standart ürünler ve
kurallar seti ile
çalıĢmaktır. Yeni
orta sınıf, bilerek ve
yöntemsel biçimde
koleksiyonlar
oluĢturur
ve
giysileri
birçok
Ģekilde kombinler.
Gardıroplarını iki
fonksiyonel
kategoriye bölerler:
Temel,
klasik
ürünler ve özel, son
moda ürünler.
225
ÖZGEÇMĠġ
KiĢisel Bilgiler
Soyadı, adı
Uyruğu
Doğum tarihi ve yeri
Medeni hali
Telefon
Faks
e-mail
: Güngördü, Aybegüm
: T.C.
: 1986, Zonguldak
: Bekâr
: 03122161212
:: [email protected]
Eğitim
Derece
Yüksek lisans
Eğitim Birimi
Gazi Üniv. SBE
Mezuniyet tarihi
2010
Lisans
Gazi Üniv. ĠĠBF
2008
Lise
Çankaya Atatürk Anadolu Lisesi
2004
ĠĢ Deneyimi
Yıl
2011- Günümüz
Yer
Gazi Üniversitesi
Görev
AraĢtırma Görevlisi
Yabancı Dil
86,25
Yayınlar

Zengin, Burcu, Güngördü, Aybegüm (2014). Kredi Kartları Kullanımının Tüketim
Harcamaları Üzerine Etkilerine Yönelik Ampirik Bir ÇalıĢma, 13. Ulusal İşletmecilik
Kongresi Bildiri Kitabı, Antalya/Kemer.

Ekmekçioğlu, Emre Burak, ġimĢek , Tuğçe (2014). Ġçsel Pazarlama Bağlamında ĠĢveren
Markalaması Üzerine Ampirik Bir ÇalıĢma, 13. Ulusal İşletmecilik Kongresi Bildiri
Kitabı, Antalya/Kemer.

Zengin, Burcu, Güngördü, Aybegüm (2013). Marka Değerinin Hesaplanması Üzerine
Ampirik Bir ÇalıĢma: Finans Ve Pazarlama Boyutu, 12. Ulusal İşletmecilik Kongresi
226
Bildiri Kitabı, Muğla/Marmaris.

Güngördü, Aybegüm, Ekmekçioğlu, Emre Burak, ġimĢek, Tuğçe (2014). An empirical
study on employer branding in the context of internal marketing. Journal of Management,
Marketing and Logistics, 1(1-15).

Zengin, Burcu, Güngördü, Aybegüm (2015). Marka Değerinin Hesaplanması Üzerine
Ampirik Bir ÇalıĢma: Finans ve Pazarlama Boyutu. Gazi Üniversitesi İİBF Dergisi, 2(282298).

Zengin, Burcu, Güngördü, Aybegüm (2013). Elektronik Ödeme Sistemlerinin Olası
Etkileri Üzerine Bir Ġnceleme. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Dergisi, 3(129-150).
Hobiler
Kitap okumak, yağlıboya resim yapmak, film izlemek, müzik dinlemek.
GAZĠ GELECEKTĠR...
AYBEGÜM GÜNGÖRDÜ
İŞLETME ANABİLİM DALI
İŞLETME BİLİM DALI
T.C.
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
DOKTORA
TEZİ
TÜRKİYE'DE YENİ ORTA SINIF:
PAZARLAMA BAKIŞ AÇISIYLA BİR ARAŞTIRMA
AYBEGÜM GÜNGÖRDÜ
ŞUBAT 2016
İŞLETME ANABİLİM DALI
İŞLETME BİLİM DALI
ŞUBAT 2016
Download