KERATOKONUS

advertisement
Avrupagöz Engellileri
Yalnız Bırakmadı! Sayfa 38
6 Aylık Bebeğin
Dünyası Aydınlandı! Sayfa 40
Bahar Alerjilerine Dikkat!
Sayfa. 20
Makula Dejenarasyonu
Nedir? Sayfa 14
Benim Bebeğim
Görüyor mu? Sayfa 12
Göz Kuruluğu
Sayfa 26
KERATOKONUS
Keratokunus Nedir? Belirtileri ve Tedavileri Nelerdir? Sayfa. 16'da
MUTLULUĞUNUZ GÖZLERİNİZDEN OKUNSUN
Prof. Dr.
Ömer Kamil DOĞAN
[email protected]
Avrupagöz
Medikal Direktörü
Göz, doğumdan itibaren insan hayatını tüm renkleriyle tanıştıran, bilmek
istediklerini öğreten, tüm olayları, kişileri, yaşamın barındırdığı tüm sihri
anlamlandırmasını sağlayan tek organdır. Onlarla pek çok bilgi ediniyor;
doğadaki güzelliklerin farkına varabiliyoruz. Gözlerimiz, vücudumuzdaki
belki de en gelişmiş ve en değerli organımız…
İnsanın anlatmak istediklerine ruhuna ve kişiliğine dair her şey gözlerinden
okunabilir. Öyle ki bir bebeğin annesiyle ilk etkileşiminde sözler yoktur,
yalnızca bakışlar vardır ve o bakışlarda tanık olduğumuz kısacık sahne bile
bizi mutlu etmeye yeter. Kısacası göz; beş duyu organımız içerisinde en iyi
tanıdığıdır yaşadıklarımızın…
Sizler için hazırladığımız AVRUPAGÖZ mecmuamızın 6. sayısı ile yine
sizlerle beraber olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Sıcak yaz günlerinin kapıya
dayanmasıyla beraber güneşin tadını doyasıya çıkarmaya hazırlandığımız şu
günlerde dopdolu bir dergi hazırladık sizler için. Avrupagöz’ün sayfalarında
bebeğinizin doğumdan sonra ne kadar görebildiğinden sıkça karşılaşılan
keratokonusa, yaşla beraber ortaya çıkan sarı nokta hastalığından göz
kuruluğuna, baharın gelmesiyle baş gösteren göz alerjilerinden güneş
gözlüğü seçmenin püf noktalarına dair bulabileceğiniz pek çok bilgilendirici
konulara değindik dergimizde…
AVRUPAGÖZ grubu olarak; siz değerli halkımız için sağlık alanında
ulusal ve uluslararası yenilikleri, gelişmeleri yakından takip etmeye özen
gösteriyoruz. Çok yakında Diyarbakır ve Trabzon’daki göz hastanelerimizle
büyümeye ve göz sağlığı hizmeti vermeye devam edeceğiz.
Sizlere sağlık ve huzur dolu günler dilerim…
2
3
İçindekiler
Künye
İMTİYAZ SAHİBİ
AVRUPAGÖZ GRUP ADINA
CEO
Ousama Najjar
GENEL YAYIN MÜDÜRÜ
Tayyar Işıksaçan
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Benim Bebeğim Görüyor mu?
Syf.12
Makula Dejenerasyonu
(Sarı Nokta) Syf.14
Av. Hümeyra Çetin
YAYIN DANIŞMANI
Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan
YAYIN KURULU
Dr. Hakan Kazancı - Figen Yılmaz - Tahsin Kolsal
Serkan Oral - Harun Erdağı - Ali Salih Varınca
Yüksel Tuna - Özgür Çiçek - Nihat Gençgönül
Altan İşal - Mustafa Gökhan Bulut
Yunus Bülent Yazıcı - Hacı Yusuf İnal
Keratokonus Nedir? Syf. 16
Bahar Alerjileri Syf. 20
EDİTÖR
Sinem Alpkıray
GÖRSEL YÖNETMEN
Meryem Aravi
REKLAM VE SATIN ALMA
Emel Erbaş
YÖNETİM YERİ
Göz Kuruluğu Syf. 26
Yaz Güneşi Kabusa
Dönüşmesin Syf. 34
Yeşilova Mah. 1012 Sok. No:5
İstanbul / Küçükçekmece
Tel: 0 (212) 603 69 20
Faks: 0 (212) 603 69 24
[email protected]
www.avrupagoz.com.tr
BASKI
Elyaf Matbaa Baskı Hizm. San. Tic. Ltd. Şti
Yedikule Çırpıcı yolu Topkapı Ticaret Merkezi 2
No.81 Cevizlibağ / Topkapı / İSTANBUL
0212 699 99 70
Avrupagöz Engellileri Yalnız
Bırakmadı! Syf. 38
Medikal Direktörümüz
Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan'ın
objektifinden Şavşat Syf. 50
5
HAKKIMIZDA
2005 yılından bu yana, Türkiye’de özel zincir hastanecilikte önde gelen AVRUPAGÖZ Grubu
olarak; belirlediğimiz yatırım stratejisi doğrultusunda ulusal büyümeyi sürdürerek, genişleme
izlemi ve ileri atılımlarıyla topluma eşit hizmet sunmayı amaçlıyoruz.
Dünya üzerinde marka olma yolunda hedef belirleyen Avrupagöz; İstanbul’da Aksaray,
Küçükçekmece, Beşyüzevler, Esenyurt, Sultanbeyli, Bağcılar olmak üzere altı noktada faaliyet
göstermektedir. Ankara, Elazığ, Kütahya, Çorlu, Tekirdağ, Malatya ve Isparta’da oluşan
zincirimizle yüksek kalite standartlarında uzman doktor kadrosuyla sağlık hizmeti vermekten
onur duyarız.
Amacımız özgün olarak büyümeyi sürdürerek göz sağlık hizmetlerini, uluslararası platformlara
taşıyarak sağlık turizmine katkıda bulunmaktır.
AVRUPAGÖZ Grubu kendi uzmanlık alanında, herkese özel modern sağlık hizmeti ihtiyaçlarını
en iyi şekilde gidermek yönünde yenilikleri takip etmektedir. En iyi hizmet kalitesine ulaşmak
ve başarıyı sürekli kılmak adına teknolojik çağdaş ve güncel tutulan bir alt yapı ile çalışmalarını
sürdürmektedir.
Avrupagöz, bugün yalnızca tanı ve tedavi hizmeti veren bir kurum olarak değil, göz sağlığının
her alanında halkımıza kaliteli ve ekonomik koşullarda hizmet sunmaya ve üretmeye devam
edecektir.
AVRUPAGÖZ
6
MİSYONUMUZ
Uzmanlaştığımız göz sağlık hizmetlerinde tıbbi etik ilkelerden ödün vermeden, hasta haklarına değer
vererek, gelişmiş sağlık teknolojisi ile hastaların ve çalışanların memnuniyetine odaklı araştırmalarla
kendini sürekli yenileyen, yüksek kalitede güncel sağlık hizmetini, uygun ekonomik koşullarda sunuyoruz.
VİZYONUMUZ
Göz sağlık alanındaki ulusal ve uluslararası yenilikler ile topluma ulaşarak, güvenilir
‘’Referans Göz Grubu’’ olma özelliğini öngörüyoruz.
KALİTE POLİTİKAMIZ
Misyon, vizyon ve üstün niteliklerimiz yönünde ulusal standartlarda hizmet veren, hasta ve çalışan
memnuniyetini en üst düzeyde sağlayan, aktüel sağlık hizmetini yakından takip ederek, güvenilir sağlık
hizmetini tanıştırıyoruz.
İLKELERİMİZ
• Faaliyet kolunda bilimselliği ile en güncel yeni teknolojileri kullanmak.
• Tıbbi ahlâk kurallarından ödün vermemek.
• Hasta memnuniyetini arttırmak.
• Etik kurallara bağlı kalmak ve sağlık hizmetinde fark yaratmak.
• Gelişimde sınır tanımamak.
• Hasta ve hasta yakınlarının haklarına saygı göstermek.
7
Merkezlerimiz
Bizden Haberler
AVRUPAGÖZ'de
İki yıl
Medikal Direktörümüz Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan Avrupagöz’de ikinci
yılını kutladı. Uzun yıllardır oftalmoloji alanında görev yapan ve göz hastalıkları
dalında sayısız vaka deneyimine sahip Medikal Direktörümüz, yıl dönümü
dolayısıyla Avrupagöz Tekirdağ çalışanları tarafından hazırlanan sürpriz kutlama
karşısında mutluluğunu gizleyemedi.
2013 yılı itibariyle, AVRUPAGÖZ Grubunda Medikal Direktör ünvanıyla göreve
başlayan Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan’a özel bir kutlama sürprizi yapan
Avrupagöz Tekirdağ Hastanesi çalışanları, dolu dolu geçen koskoca iki yılın
emeğini hastane müdürü Yunus Bülent Yazıcı, hastane doktorları ve sağlık
personelleri ile birlikte kutladı. Duygu yüklü anlara sahne olan görüntülerde
Doğan, "Beni onurlandıran iki yıldan bu yana beraber olduğumuz ve bu süreç
içerisinde birlikte çalışmaktan, şu an burada bulunmaktan büyük mutluluk
duyuyorum" ifadesinde bulanarak pastasını kesti.
Aksaray Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız
Prof. Dr.
Kadircan Keskinbora
Avrupagöz Aksaray
Tıp Eğitimi:
Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi
geçen Aksaray Şubesi, göz sağlığı alanında “Hizmetin en kutsalı
Avrupagöz Grubu’nun ilk yatırımı olarak 1998 yılında faaliyete
insana verilenidir” anlayışı ile ilerlemektedir. 2400 m² alana kurulan
merkezimiz, modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
İstanbul Hastanesi
medikal kadrosu ile aylık ortalama 10000 hastaya muayene, 1000
hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir.
Op. Dr.
Mustafa Kizir
Op. Dr.
Sibel Pınar
Tıp Eğitimi:
Trakya Üniversitesi
Edirne Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
İstanbul Okmeydanı Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
19 Mayıs Üniversitesi
Op. Dr.
Berkant Bozdağ
Op. Dr.
Mustafa Sait Polat
Tıp Eğitimi:
Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
Cerrahpaşa
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
İzmir Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Haseki Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Aksaray Mah. Turgut Özal Millet Cad. No:5 Aksaray - Fatih / İstanbul
[email protected]
8
9
Merkezlerimiz
Küçükçekmece Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız
Prof. Dr.
Kadircan Keskinbora
Avrupagöz Küçükçekmece
2011 yılının Temmuz ayında faaliyete geçen Avrupagöz
Tıp Eğitimi:
Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Küçükçekmece Şubesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
İstanbul Hastanesi
medikal kadrosu ile aylık 5000 hastaya muayene, 800 hastaya da
insana verilenidir” anlayışıyla ilerlemektedir. 1950 m² alana kurulan
merkezimiz; modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman
ameliyat kapasitesine sahiptir.
Op. Dr.
Hasan Oğuzhan
Op. Dr.
Hatice Karakaya
Tıp Eğitimi:
İstanbul Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
Uludağ Üniversitesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Dr. Sadi Konuk Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Uludağ Üniversitesi Göz Kliniği
Op. Dr.
Okan Oral
Op. Dr.
İsmail Hakkı Dede
Tıp Eğitimi:
Gazi Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Beyoğlu Göz Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Ankara Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Yeşilova Mah. 1012 Sok. No:3 Küçükçekmece / İstanbul
[email protected]
11
Bakın bebeğiniz renkleri nasıl seçiyor!
Hastalıklar
Yeni doğan bebeğinizin renkleri seçebilme duyusu
zamanla gelişir. Hayata gözlerini açtığı ilk günden
bu yana bebeğiniz yetişkinlerde olduğu gibi pek çok
ayrıntıyı göremez. Doğum esnasında bebeğinizin
görüşünde bulanık olmasının yanı sıra, daha çok
siyah, beyaz ve gri tonlarını görür. Doğumdan
bir hafta sonra bebekler turuncu, sarı, kırmızı ve
yeşili görebilirler. Fakat mavi ve mor rengi görmek
biraz vakit alabiliyor. Çünkü, mavi renkteki ışık
daha kısa dalga boyludur ve insan retinasında
bu renge karşı daha az algılama reseptörü vardır.
Bebeğiniz doğumdan birkaç ay sonra renklerin
isimlerini bilmeden renkleri ayırt etmeye başlar.
Bebekler güçlü kontrastlar görür ve bu yüzden
annelerine baktıklarında annelerinin saç çizgisini
duvara karşı, arkasına ya da saç çizgisini yüzüne zıt
şekilde kontrastlı görürler ve yüzü iyice incelemeye
anlamaya, benimsemeye çalışırlar. Eğer annenin
başına bone veya eşarp gibi sınırları maskeleyici
başlıklar takılırsa, bebeğin annenin yüzüne bakma
tercihinin ortadan kalktığını gösterir.
Benim Bebeğim
Görüyor Mu?
A
nnelerin minik yavruları
için endişeye kapıldığı
ve sıkça sorduğu
sorulardan biri olan,
bebeğim doğduğu
andan itibaren ne görebiliyor, ne kadar
görebiliyor?
Bebekler ilk günlerinde kendilerine
yakın nesneleri gölgeler ve ışıltılar
halinde seçebilirler. İkinci aydan
itibaren nesnelerin biçimlerini ve insan
yüzünü fark ederler. Parlak bir ışık
karşısında gözlerini kırpıştırır, sıkıca
yumar veya kapalı tutarlar. Üçüncü
aydan sonra, yakınındaki nesne
leri belirgin bir ayrıntıyla görmeye
başlar. Biçimleri, desenleri ve çizgilerin
düzenlenişini ayırt edebilirler. Bebeğiniz
birinci yılını doldurduğunda ise, artık
cisimleri keşfetmeye başlar. Böylece
görme konusunda en büyük adımı
atmış olur.
Doğduğu anda bebeğinizin gözleri,
yetişkinlik dönemindeki büyüklüğünün
yaklaşık dörtte üçüne sahiptir. Sklera
dediğimiz gözün beyaz kısmı mavimsi
bir tonda olurken, renkli kısmı genellikle
kolay tanımlanamayan bir mavi renge
sahiptir.
12
Henüz yeni doğmuş
bir bebeğin
gözbebeği küçüktür
ve ışığa tepki olarak
hemen
büzülmeyebilirler.
Gözler her zaman ki
gibi birlikte hareket
eder şekilde görünmez.
Dolayısıyla bebeğiniz
muhtemelen gözlerini
kapalı tutacaktır.
Bu durum bebeğin göremediği
anlamına elbette ki gelmiyor.
Gerçekte, bugün doktorlar bebeklerin
bulanıkta da olsa doğumdan
hemen sonra görmeye başladığını
bilmektedirler.
Bebekler doğdukları zaman nasıl ki
hemen konuşup yürüyemezlerse,
bizim kadar net de göremezler. Görme
konusunda onu çevreleyen dünyayı
keşfettiğinde, o ana kadar her şeyi
yassı, renksiz, hacimsiz ve derinliksiz
gören bebek, iki gözü arasındaki
uyumun gelişmesiyle çevresini üç
boyutlu görmeye başlayacaktır.
Bebekler doğumdan sonra ne
kadar görebilir?
Bebeklerin, doğumdan sonra aslında
çok net ve çok uzağı görmeleri
gerekmiyor. Çünkü minik yavrunuz
için görme, tehlikeden korunmak ve
besin bulmak için gereklidir. Böylelikle
bebeğiniz tehlikeden korunmak
maksadıyla aniden gelen yabancıya
veya karartıya karşı gözlerini aralıksız
açıp kapatır ardından da ağlamaya
başlar.
Acıktığında ise, açlığını giderebilmek
için hemen hemen yarım metreden
annesini görmesi yeterlidir. Dolayısıyla
bebeğinizin görmesi 0.5-1 metre
civarındadır. Eğer, bebeğinizin
görmesini uyarmaya yardım etmek
istiyorsanız, odasını parlak ve neşeli
renklerle dekore edebilirsiniz.
Yanlış Bilinenler!
Önceden bebeklerin ilk doğduklarında duyu
organlarının az gelişmiş olduğu sanılırdı.
Bu yüzden de yeni doğanların ışık, ses,
dokunma gibi uyaranlara tek düze cevap
verdikleri zannedilirdi.
Bebeklerin doğduklarında ilk görmedikleri
ve görmeye başladıkları anda renkleri ayırt
edemedikleri düşünülürdü.
Bebeğinizin Görme Duyusu Gelişimi
Doğumda
Bebek karanlığın ve aydınlığın farkına varabilir.
İlk Haftasında
6 - 60 cm yakındaki cisimlere gözlerini dikerek bakar.
2 Haftalık Bebek
90 cm yakındaki cisimlere sabit bakar.
4 Haftalık Bebek
Tek göz etkendir. Büyük ve hareketli cisimleri gözleri ile izleyebilir.
6 Haftalık Bebek
Hareketli cisimleri gözüyle belirgin bir şekilde izler.
12 Haftalık Bebek
Baş ve göz hareketleri ile oynayan cisimleri seyredebilir.
16 Haftalık Bebek
Açık ve parlak renklerden hoşlanır, kendi elini incelemeye başlar.
20 Haftalık Bebek
Uyum refleksi gelişmiştir.
24 Haftalık Bebek
El ve göz uyumu başlar.
28 Haftalık Bebek
Her iki gözünü de bir cisim üzerinde sabitleştirerek bakar.
36 Haftalık Bebek
Cisimlerin derinliğini fark etmeye başlar.
40 Haftalık Bebek
Küçük cisimlere dikkat etmeye başlar. Başını arkaya eğerek bakar, görme oranı % 9’dur.
52 Haftalık Bebek
Basit geometrik şekilleri birbirinden ayırt etmeye başlar. Görme oranı %10’dur.
12-18 Aylık Bebek
İlgisini çeken resimlere bakmaya başlar.
2 Yaşında
Uyum iyi gelişmiştir. Cisimlere, ışığa göre uyum sağlayabilmektedir. Görme oranı % 50’dir.
3 Yaşında
Görme oranı % 70’dir.
4 Yaşında
Görme % 100’dür. Görme duyusu tamamlanmıştır.
13
Hastalıklar
Belirtiler ve Erken Teşhis
Makula Dejenerasyonu
(Sarı Nokta)
Makula Dejenerasyonu dediğimiz diğer adıyla yaşa bağlı sarı nokta hastalığı, retina tabakasında görme hücrelerinin en
yoğun olduğu, aynı zamanda keskin ve renkli görmeden sorumlu olan bölgedeki (Sarı nokta) hücrelerin fonksiyonlarını
kaybetmesidir. Makula dejenerasyonu tipik göz bulguları olan ve genetik ileri yaştaki kişilerde görülen bir retina hastalığıdır.
Makulada bulunan bazı özel pigmentler nedeniyle retina bu bölgede sarı göründüğü için bu şekilde anılmaktadır.
Günümüzde yaşa bağlı sarı nokta hastalığı 50 yaş üzerindeki kişilerde en sık körlük sebepleri arasındadır. Hastaların ilk
başvuru şikayeti görme düzeyinde azalma, orta noktayı görememe, düzensiz görme, görmede kırılma şeklindedir.
Hastalığın Görülme Sıklığı ve Risk
Faktörleri
Sarı nokta hastalığı (Yaşa bağlı
makula dejenerasyonu), ileri yaşlarda
ortaya çıkan bir hastalıktır. 50 yaş
üstü hastalarda görülmekte ve
sıklığı yaşla birlikte paralel bir şekilde
artmaktadır. Örneğin, 50’li yaşlarında
yüzde 2 - 5 oranında görülürken, 75
yaş ve üzerinde yüzde 30 oranında
görülmektedir.
Kadınlarda erkeklere göre biraz
daha yüksek görülür. Hastalığın risk
faktörleri arasında ileri yaş, genetik
faktörler, hareketsizlik, ultraviole ışık,
vitamin eksikliği ve sigara yer alırken
yaşa bağlı sarı nokta gelişiminde en
önemli iki risk faktöründen biri genetik
yapı, diğeri ise ileri yaştır.
Yaşa bağlı sarı nokta hastalığı iki
farklı şekilde gelişebilir:
1. Kuru Tip Makula
Dejenerasyonu:
Sıkça görülür ve yaşlanmaya bağlı
gelişme gösterir. İleri yaşta etkisini
gösteren hastalığın bu
tipinde makula
(Sarı nokta) dokusu
incelir ve bunun
sonucunda görme
merkezinde
bulanıklık
meydana gelir.
2. Yaş Tip Makula Dejenerasyonu:
Gözün arka bölgesinde gelişen
damarlanmalar ve bu bölgelerde
meydana gelen sızıntı ve kanamalarla
belirti verir. Bu durumda ani görme
kaybı gelişerek göz sağlığını tehdit
eder. Bu tip hastalarda oluşan
görme kaybı genellikle geri
döndürülememektedir.
Ancak iyi bir tedavi ile
görme kaybının
ilerlemesini
durdurmak ve
yavaşlatmak
mümkündür.
Sarı nokta hastalığı farklı kişilerde
değişik belirtiler ile ortaya
çıkabilmektedir. Bazen bir gözde
ileri derecede görme kaybı
yaşanırken diğer göz yıllarca sağlam
kalabilmektedir. Hastalık yavaş
ilerlediğinden erken evrelerde fark
edilmeyebilir.
Kuru tip makula dejenerasyonu;
başlangıç safhalarında genellikle
bulanık ve puslu görmeye neden
olmaktadır. Görme alanının merkezi,
bulanık ya da karanlık olabilmekte
ve bu alan hastalık ilerledikçe
büyümektedir. Kör noktalar giderek
genişleyebilmekte renkleri ve detayları
görmek zorlaşabilmektedir.
Yaş tip makula dejenerasyonunda;
yukarıdaki belirtilerin yanı sıra düz
çizgiler de dalgalı görülmektedir.
Ayrıca yine bu tip hastalıkta görüş
kaybı hızla artmaktadır. Renkler
gittikçe daha soluk biçimdedir.
Okuma sırasında harfler eğiktir. Işığa
hassasiyet ve gece görüşünde azalma
belirtileri ile seyreder.
Erken teşhis, sarı nokta hastalığının
tedavisindeki başarı ve hasarın
önlenmesi açısından çok önemlidir.
Düzenli olarak yapılan rutin kontroller
sayesinde erken tanı imkânı veriyor.
Bu nedenle bahsedilen belirtileri olan
kişilerin, özellikle 50 - 55 yaşından
sonra mutlaka bir göz hekimi
tarafından görülüp detaylı muayenenin
yapılması gereklidir.
Hastalar erken tedavi açısından
kendilerince evde günlük olarak
görme alan testi olan ‘Amsler Grid
Testi’ni (Kareli kğıt testi) yapmalıdır. Bu
yöntemde Mevcut çizgilerde kırılma,
eğrilme ya da kaybolma geliştiğinde
vakit geçirmeksizin acilen göz
hekimine görünmelidir.
Tedavide İzlenen Yollar
Sarı nokta hastalığında hastalığın
tipine göre tedavi uygulanmaktadır:
Kuru tipte hastalar; koruyucu
amaçla vitamin verilerek izlenir. A, C,
E vitaminleri, çinko, selenyum gibi
ağız yoluyla alınan ilaçlar kullanılır.
Vitamin ve antioksidanlarla yapılan
koruma amaçlı tedavide hastalığın
Tedavide koruyucu
olarak göz için gerekli
vitamin ve mineralleri içeren
antioksidan etkili ilaçlar
kullanımı önerilmektedir.
ilerlemesinin yavaşladığı görülmüştür.
Yaş tipe dönüşme riski olduğundan
doktor kontrolünde sık sık takip
önerilmektedir.
Yaş tipte hastalar; hastanın
gözünde damar tıkanıklığı varsa
ameliyathane koşullarında gözün
vitreus tabaka içerisine bazı ilaçlar
verilir. Burada vücudun damar üretici
madde salgılamasını engellemektir.
Yaş tipte uygulanan bir diğer yöntem
ise; ‘fotodinamik tedavi’dir. Bu
tedavide, hastaya damar yolu ile
verilen özel bir ilaç yardımıyla 83
saniye süreyle göze lazer uygulanır.
Lazer ışınları sayesinde içinde bir pıhtı
meydana getirilerek damar tahrip
edilir. Bu ilaç vücuttan 24 saatte
atıldığı için hastalar, ilk 24 - 48 saatte
gün ışığı ve parlak halojen lambalar
ile direkt temas etmemeli, uzun kollu
giysiler giymeli ve koruyucu gözlük
takmalıdırlar.
Takiplerde hastalığın tekrarlaması
durumunda fotodinamik tedavi
tekrar edilebilir. Ayrıca, sarı nokta
hastalığından korunmak için erken
yaşlardan itibaren güneş gözlükleri
takılmalı, yeşil yapraklı sebze
tüketimine ağırlık verilmeli ve özellikle
sigara
kullanılmamalıdır.
Sarı
nokta
hastalığı ihmal edildiğinde
ve tedaviye geç kalındığında ciddi
görme kayıplarıyla sonuçlanabiliyor.
Amsler Grid birbirine yakın paralel ve
dikey çizgilerden oluşan bir kağıttır.
Bir göz kapatılarak şemanın
merkezine baktığınızda çizgilerde
yamulma, eğrilme, siliklik veya
karanlık bölgeler görüyorsanız sarı
nokta hastalığından şüphelenilmelidir.
Normal Görme
14
Bozuk Görme
15
Keratokonus korneanın yaralanması,
bazı göz hastalıkları ve sistemik
rahatsızlıklarla birlikte olabilir.
Uygun olmayan gözlere "Excimer
Laser" ameliyatı yapılmasından sonra
gözün saydam tabakasının zayıflaması
durumunda da ortaya çıkabilmektedir.
Hastalıklar
Keratokonus
Nedir?
Keratokonus Şüphesi
20'li yaşlara kadar çoğunlukla hiç
belirti vermeyen ve nedeni bilinmeyen
keratokonus hastalığında:
Gözün ön bölümünde bulunan
korneanın (Saydam tabaka) deforme
olarak bombeliğini kaybetmesi ve
incelmesi durumudur. Keratokonusta
genetik geçiş özelliği var olur ve 2000
kişide bir görülür. Genelde 15 - 20
yaşlarında ortaya çıkan ve yavaş
ilerleyen bir hastalıktır. Keratokonus
teşhisi konan hastaların kardeşlerine
yapılan göz muayenelerinde aynı
hastalığa rastlanma olasılığı yüksek
olduğundan dikkatli olunması gerekir.
Keratokonus Belirtileri Nelerdir?
Keratokonus hastalığının en sık
yaşanan problemi bulanık görmedir.
Keratokonus rahatsızlığı olanlarda
kontrast duyarlılıkları bozulur. Renkleri
canlı görememe şikâyetleri artar. Işığa
karşı hassasiyet, baş ağrısı, gece
görmede sorunlar, ilerleyen evrelerde
okumada güçlük ve araba kullanırken
uzaktaki cisimleri görememe
yekınmaları ile doktora başvurulur.
Keratokonus hastalarında en sık
rastlanılan belirtiler arasında alerji yer
almaktadır. Alerjik konjonktivit olan
kişiler gözleri sık sık kaşıma ihtiyacı
duyar.
16
sebebiyle hastanın görmesi azalır.
Keratokonusun ilerlemesine bağlı
olarak hastanın görme yeteneği ileri
derecede kaybolur. Hastalar için 1 - 2
metre ötesini görme imkânsızlaşır.
Hastalığın derecesine ve süresine göre
belirtiler değişkenlik gösterir.
Hastaların en büyük yakınmalarında
sık sık gözlük değişimi olmaktadır.
Ancak bir süre sonra bu da yetmeyip
gözlüklerde yetersizlik ve görme
bozukluğu meydana gelmektedir.
Hafif düzeydeki keratokonus hastalığı
bazen hiçbir belirti vermeyebilir. Çünkü
hastanın görmesi normaldir. Genellikle
hasta gözlüklü görmede azalma
şikâyetiyle doktora başvurduğunda,
yapılan muayene sonucunda
korneanın yapısal analizini yapan
topografi yardım cihazı ile tanı koyulur.
Keratokonus hastalığı takipsiz
bırakılmamalıdır. Eğer hastalık takip
altında olmazsa korneada aşırı
incelme oluşarak ödem ve bulanıklık
• Yalnızca göz doktorunun
anlayabileceği gözün en önünde
yer alan saydam tabaka olan
korneanın simetrik ve yuvarlak
eğimini kaybederek öne doğru koni
şeklinde bombeleşmesi durumlarında
keratokonus hastalığından şüphe
edilmeli ve gerekli tetkikler yapılmalıdır.
Keratokonus’ta Tedavi Yöntemleri
• Hızla ilerleyen bulanık görme,
Kontakt Lens
• Sürekli artan miyop ve düzensiz
astigmat sonucu gözlük ile
düzeltilemeyen görme bozukluğu,
Başlangıç keratokonus olgularında
görme genellikle gözlük ile düzeltilebilir.
Ancak keratokonus ilerlediğinde
gözlükler yeterli olmamakta, özel
kontakt lens kullanımına ihtiyaç
olmaktadır.
• Gözlerde tekrarlayan alerji ve
kaşınma,
Bu da gözdeki kornea tabakasının
zamanla bozulmasına neden olarak
keratakonusu tetiklemektedir. Nadir
görülen keratokonus rahatsızlığı
hastalarda sürekli artan düzensiz
'astigmatizma' ve 'miyopi'ye sebep
olur. İki taraflı tutulum olur.
• Aile bireylerinde keratokonus
hastalığının bulunulması,
Hastaların görmesini arttırmak için
önerilen yöntemlerden biri kontakt
lens kullanmalarıdır. Hemen hemen
her hastada lenslerle görme ileri bir
düzeyde artar. Fakat lens kullanımının
hastalığı yavaşlatma ya da durdurma
ile hiçbir ilişkisi yoktur.
Hastalar kontakt lensi taktıklarında net,
çıkardıklarında ise bulanık görürler.
Erken keratokonus başlangıcı olan
hastalarda yumuşak torik lens kullanımı
önerilir. Ancak çoğu hastalarda kaliteli
bir görme için yarı sert kontakt lens
kullanımı gereklidir.
Yarı sert kontekt lens, korneanın
bombeleşmiş olan yüzeyi üzerine baskı
yaparak gözün ön kısmının düzelmesini
sağlamaya yardımcı olur.
17
Cross-Linking
(Çapraz Bağ Lazer) Tedavisi
Görme kalitesinde azalma,
korneasında giderek öne doğru
sivrileşme ve incelme olan hastalar
keratakonusu durdurmak için "CrossLinking" yöntemi için adaydır.
Cross-Linking yöntemi korneanın
direncini arttırarak, korneadaki
incelmeyi ve hastalığın ilerlemesini
durdurur.
Keratakonusta kornea tabakası
normalden daha zayıftır. Bu nedenle
kornea ilerleyen zamanla beraber
incelir ve bombeleşmiş bir hal
alır. İlerleyici olan bu hastalık, bazı
hastalarda ilerleme safhasında
durabilir.
Cross-Linking tedavisi, ilerleme
görülen hastalarda kornea liflerini
sağlamlaştırarak bu ilerlemeyi
durdurarak zaman içerisinde mevcut
gözlük numaralarında hafif bir düzelme
elde edilir.
Cross-Linking tedavisi tek göz için
yaklaşık 25 dakika, iki göz için 30 - 35
dakika sürmektedir. Cerrahi sırasında
göz damla ile uyuşturulur, genellikle
ameliyat sırasında hastalar ağrı
duymaz. Ameliyattan sonra yaklaşık üç
gün ağrılı bir dönem vardır. Genellikle
iyileşme beş günde tamamlanır.
Tedavinin etkinliği 24 - 60 ay sürer.
Korneal Halka (Ring) Tedavisi
Keratoplasti (Kornea Nakli)
Kornea içi halkalar kontakt lenslerde
olduğu gibi hastada görme artışı
sağlamak amacıyla uygulanır. Cerrahi
bir yöntem olan kornea içi halkalar
hastanın kontakt lens takamadığı
durumlarda tercih edilir.
Keratokonus hastalığında en
önemli tedavi seçeneklerinden biri
de kornea naklidir. Kornea nakli,
gözlük ve kontakt lenslerle yeterli
görmesi olmayan, Cross-Linking
ve kornea halka tedavilerinin sonuç
vermediği veya bu tedavilerden fayda
görmeyecek kadar ileri seviyede
keratokonus hastalığı olanlara
yapılmaktadır.
Sadece kornea tabakasını uyuşturan
damlalarla yapılan bu işlemde, kornea
içine yerleştirilen yarım daireler şeklinde
halkalar kornea tabakasının merkezi
kısmını gerginleştirerek düz bir hale
getirir.
Böylece keratokonusta oluşmuş
bombeliği azaltır. Kornea içi halka
uygulanan hastalarda ortalama yüzde
20 ile yüzde 30 oranında bir görme
artışı sağlanabilmektedir. Ancak
korneal halkalar hastalığın ilerlemesini
durdurmaz.
Kornea nakli yapılması gereken
durumları sıralamak gerekirse:
• Korneanın Cross-Linking
yapılamayacak kadar ince olması,
• Kornea merkezinde çatlaklar ve
skarlar oluşması,
• Kontakt lens kullanımına engel
olabilecek şekilde korneanın
sivrileşmesi durumlarında kornea
nakli uygulanır.
Sıkça Sorulan Sorular
1. Keratokonus her iki gözde
birden oluşur mu?
• Keratokonus olgularının % 95’ i
her iki gözde de görülür. Hastalık bir
gözde diğer gözden önce daha hızlı
ilerler.
• Keratokonus hastalığında birçok
tedavi seçeneği olmakta ve gözü
kör eden bir hastalık değildir. Fakat,
keratokonus tedavi edilmez ise
kornea nakli gerektiren ciddi görme
sorunlarına sebep olabilir.
2. Keratokonus hastalığının bir
yaşı var mıdır?
8. Korneal Cross-Linking
tedavisi keratokonus hastalığını
durdurabilir mi?
• Genellikle ergenlik döneminde
başlayan hastalık 20 - 40 yaş arasında
ilerleme gösterip 40 - 45 yaştan sonra
stabil bir evreye geçer. Genellikle 6 - 8
yaşlarında başlayan hastalık oldukça
yavaş ilerler.
• Korneaya uygulanan Cross-Linking
tedavisi keratokonusun ilerlemesini
durdurmada oldukça başarılı bir
yöntemdir. Bu tedavi bir kez yapılır
ve hastalığın ilerlemesini durdurmak
amaçlı uygulanır.
3. Keratokonus kadınlarda mı,
erkeklerde mi daha fazla görülür?
9. Kornea içine uygulanan halka
ameliyatları keratokonusun
ilerlemesini durdurur mu?
• Kadın-erkek hastalarının dağılımında
çok büyük bir fark yoktur. Yaklaşık her
2 bin kişiden birinde görülür.
4. Keratokonustan korunmak için
ne yapmalıyım?
• Gözünüzü ovalamayın, kaşımayın ve
mutlaka her yıl genel göz muayenenizi
yaptırmaya özen gösterin.
6. Keratokonusun tedavi
yöntemleri nelerdir?
• Kontakt lens, Cross-Linking, göz içi
halkalar ve çok ilerlemiş durumlarda
kornea nakli.
• Kornea içine uygulanan halka
ameliyatları öne doğru uzayan ve
bombeliği artan korneanın şeklini
düzelterek buna bağlı oluşan görme
bozukluğunu düzeltmeyi ve astigmatı
düşürmeyi amaçlar. Keratokonusun
ilerlemesini durdurmak için uygun
hastalarda Cross-Linking tedavisi ile
başarı sağlanabilmektedir.
10. Korneal Cross-Linking
tedavisi başka ameliyatlara engel
midir?
• Engel değildir. Bu tedavi sonrasında
eğer gerekirse kornea içi halka ya da
kornea nakli uygulanabilir.
Keratokonus Hastalarının Şikâyetleri
Nelerdir?
Sıklıkla doktora başvurulan birinci
temel nedende görme bulanıklığı
yatıyor. Bununla beraber çift görme,
ışık saçılmaları, okumada güçlük,
baş ağrıları, gece araç kullanmada
zorluk en sık görülen şikâyetler
arasında yer almaktadır. Bu belirtiler
keratokonus hastalığı riskinin yüksek
oranda olduğunun habercisidir. Bu
gibi durumlarda uzman bir hekime
muayene olmakta yarar vardır. Çünkü
keratokonus hastalığının erken tanı
ve tedavisi, ileride ortaya çıkabilecek
ciddi görme sorunlarının önlenmesi
açısından büyük önem taşır.
Keratonustan Nasıl Korunmalı?
Keratokonus hastalarında, çocukluk
dönemleri sorgulandığında genellikle
alerji öyküsü saptanmaktır. Çocukluk
döneminde mevsimsel alerjik
konjonktivit oldukça sık görülmekte
olup, alerji atakları sırasında
çocukların yoğun olarak gözlerini
kaşıması keratokonus hastalığını
tetikleyebiliyor. Bu nedenle alerjik
konjonktivit tanısı konan çocuklar
mutlaka tedavi edilmelidir. Ayrıca,
bahar aylarına girmeden önce
polenlerden korunmak için baskılayıcı
bir tedavinin yapılması bu hasta
grubunda sıklıkla tercih edilmektedir.
Yine ailesinde keratokonus bulunan
çocukların göz muayeneleri daha
sık ve düzenli aralıklarla yapılmalı
gerekirse "korneal topografi" gibi
testler ile ayrıntılı bir muayene
sonucunda "gizli keratokonus" varsa
açığa çıkartılmalı ve uygun tedaviye
başlanmalıdır.
7. Keratokonus hastalığı gözü kör
eder mi?
18
19
Baharın müjdecisi
polenler yolda
Hastalıklar
Bahar
Alerjileri
Baharın gelmesiyle doğanın
hareketlendiği, havanın, renklerin ve
insanların canlandığı tartışılmaz bir
gerçek. Havanın güzel olmasını fırsat
bilip pencerelerinizi sonuna kadar
açarsınız ya da yürümek istersiniz
yollarda. Ancak karşılaşacağınız
tek şey havanın güzelliği değildir;
baharın vazgeçilmezi alerjiler, yine
karşınızdadır…
Baharda alerji şikâyetleri neden
artar?
Bahar ayının gelmesiyle havada
polenler uçuşmaya başlar. Çiçeksiz
bitkilerin polenleşmeleri rüzgar
yardımıyla havada yoğun miktarda
yayılmasına baş gösterir.
Havadaki polenler, siz ne kadar
istemeseniz de soluma yoluyla
vücudunuza yerleşir. Bazı kişilerin
vücutları polenlere karşı alerji
geliştirirken hemen hemen hepsinde
göz ve burun belirtileri görülür.
Gözlerde sulanma, kaşıntı, kızarıklık,
burun akıntısı, tıkanıklık, hapşırık ve
burun kaşıntısı yakınmaları bahar
mevsimiyle artar. Çünkü bahar
mevsiminde Mart ayı ile birlikte
polenler ortaya çıkmaktadır.
Mevsimsel ilk ortaya çıkan
polenler 'ağaç polenleri'dir.
'Çimen polenleri' ilkbahar sonundan
yaz başına kadar, 'ot polenleri' yaz
sonundan sonbahar başına kadar
artan alerji sebebi olarak görülür.
Özellikle rüzgâr ve yağmur sonrası
polenler havaya daha çok dağıldığı için
şikâyetlerin artmasına etkendir.
Alerjik konjonktivit nedir?
İlkbaharda canlanan doğayla birlikte
ısınan hava bazı insanlarda daha aktif ve
enerjik olmalarını sağlarken, bazılarının da
alerjik tepkimelere neden olan "bahar alerjileri"
yaşamasına sebep oluyor…
20
Alerji günümüzün hızla yayılan
hastalıklarından biri. Özellikle duyarlı
olanlarda herhangi bir maddeye karşı
vücutta oluşan anormal bir tepki ve
hassasiyet reaksiyonudur. Alerjik
konjonktivit en sık rastlanan alerjik göz
hastalıklarından bir tanesidir.
Sıklıkla polen, tozlar ve kimyasal
maddelere karşı alerji gelişmesi
olarak tanımlanır. Verdiği rahatsızlık
nedeniyle bir ya da birden fazla organı
etkileyebilmektedir. Genellikle çocukluk
döneminde daha fazla görülmenin
yanı sıra gençlerde ve erkeklerde sıkça
rastlanmaktadır.
Alerjik konjonktivit belirtileri
nelerdir?
• Gözlerde kızarıklık:
Gözdeki iltihaba bağlı konjonktiva
damarlarının şişerek ödem oluşmasına
yol açar. Erken teşhis ve tedavide
görme hasarı gibi kalıcı zararlar
vermez.
• Şişkin kırmızı göz kapakları:
Sıklıkla tek gözde başlayan bu belirtiler
birkaç gün içerisinde diğer gözde de
görülmeye başlar. Göz kapaklarının
şişmesi bakteriyel ve alerjik
konjonktivit’te daha yaygındır.
• Gözlerde sulanma:
Viral ve alerjik konjonktivit normalden
daha fazla gözyaşı üretimine ve
gözlerde aşırı sulanmaya neden
olur. Kişiden kişiye farklı bulgular
gösterebilir.
• Kaşıntı ve gözlerde yanma:
Göz alerjilerinin çeşitleri nelerdir?
• Mevsimsel ve mevsimsel
olmayan alerjik konjonktivit:
Her iki gözde kaşıntı, sulanma ve
yanma ile başlar. Bu şikâyetlere
genellikle burundaki alerji eşlik eder.
Göz kapaklarında şişlik, gözün beyaz
tabakasında kabarıklıklar, su toplaması
ve kızarıklık görülür.
• Bahar keratokonjonktiviti:
Pek nadir görülür. Hastaların ilk
yakınması aşırı kaşıntıdır. Işığa karşı
hassasiyet artışı, yanma, yabancı cisim
hissi ve bulanık görme meydana gelir.
• Atopik keratokonjonktivit:
Körlük riski taşıyan alerji çeşididir.
Erişkinlerde sıkça görülür. Astım, nezle,
atopik dermatit ve yiyecek alerjisi gibi
durumlara eşlik ederek yıllarca sürebilir.
• Dev papiller konjonktivit:
Hastaların gözünde yoğun kaşıntı ve
kontakt lens kullanımına uyumsuzlukla
başlar. Göz kapaklarının altında papilla
denilen büyük kabarıklıklar görülür.
Korneada görme bulanıklığına yol
açabilir.
• Temas göz alerjisi:
İlaçlara ve ilaçların içindeki koruyucu
maddelere ya da makyaj ürünlerine
karşı gelişme gösterebilir. İleri
safhalarda gözyaşı kanalında tıkanıklık,
konjonktivada skarlaşma ve korneada
damarlanma oluşturabilir.
Alerjik konjonktivit’in en tipik
belirtilerinden biridir. Hastalar gözlerini
sürekli ovalar ve bu durum hastalığı
daha da şiddetlendirir.
• Çapak oluşumu:
Viral ve bakteriyel konjonktivitte yaygın
bir belirtidir. Çapak rengi yeşil-sarı
olduğunda bakteriyel konjonktivitin
belirtilerinden olabilir.
• Işık hassasiyeti:
Görme değişiklikleri, hafif ve şiddetli
ışık hassasiyeti ya da şiddetli ağrı gibi
ciddi belirtiler konjonktivitin ilerleyerek
kornea tabakasında enfeksiyonun
başladığının habercisi olabilir.
21
Tedavi yöntemleri nelerdir?
Göz alerjilerinin tedavilerine iki farklı
yönden yaklaşılması mümkündür.
İlk olarak, göz alerjisine neden olan
çevresel faktörlerin belirlenip, ortadan
kaldırılması gerekir.
Örneğin, açık bir alandaki polene ya
da herhangi bir bitkiye alerjiniz varsa
mümkün olduğu kadar bu ortamda
bulunulmamaya çalışılmalıdır. Aynı
şekilde evde beslenen evcil hayvanların
da evin belli bir bölümünde tutulması
göz alerjilerinin artması şikâyetinin
önüne geçer. Çiçeksiz bitkileri evde
bulundurmamakta bir diğer önlemler
arasındadır.
Göz alerjilerini ortadan kaldıracak
diğer bir yol ise ilaçlı tedavidir. Uzman
hekimler tarafından verilecek göz
damlaları ile gözdeki alerji hafifletilebilir.
Gözdeki şikâyetlerin bir nebzede olsa
rahatlatılması açısından gözleri soğuk
suyla yıkama ve suni gözyaşı damlaları
yararlı olabilir.
Çoğunlukla da antihistaminik ilaçlara,
damarları büzen ilaçlara, alerjik
şikayetleri ortaya çıkaran hücreleri
dengeleyici ilaçlara, iltihap giderici
ilaçlara ve kortizonlu ilaçlara ihtiyaç
duyulmaktadır. Polen döneminde
şikâyetleri uzun süren ve ilaç tedavisi
ile istenilen sonuç alınamayan
olgularda çok seyrek olarak halk
arasında alerji aşısı olarak bilinen özgül
immünoterapi yapılabiliyor.
Cilt altına injeksiyon şeklinde
uygulanabildiği gibi dil altına sprey
şeklinde de verilebiliyor.
İlkbaharda alerjiler çoğalıyor
Polen alerjiniz varsa eğer hayatınızı
kolaylaştırmak için bir takım tedbirler
alabilirsiniz. İşte bu tedbirlerden
bazıları:
Merkezlerimiz
Lens kullanıcılarına tavsiyeler
• Gözdeki lenslerle kesinlikle
uyunmamalıdır.
• Lenslerle havuza ve denize
girmemeye özen gösterilmelidir.
• Allerjik şikâyet olduğunda lens
kullanımına son verip tedaviye bir an
önce başlanılmalıdır.
• Solüsyon temizliğinin günlük olarak
yapılmasına dikkat edilmelidir.
• Sabahın erken saatlerinde mümkün
olduğunca dışarı çıkmayın.
• Uygun lensin alınması göz hekimi
tarafından belirlenmelidir.
• Bol soğuk suyla gözler gün aşırı
yıkayın.
Çocuklarda bahar alerjisine hangi
önlemler alınmalı?
2012 yılının Mart ayında faaliyete geçen Avrupagöz Beşyüzevler Şubesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir”
• Dışarıya çıkarken güneş gözlüğü,
şapka ve filtreli koruyucu maske takın.
Çocuklarda, bahar alerjisi konjonktivit
sık karşılaşılan bir durumdur. Bahar
alerjisi görülen çocukların dışarı
çıkarken koruyucu güneş gözlüğü
takmaları önerilir. Bir diğer önlem
ise, ağız ve burnu kapatan koruyucu
maskelerdir.
7500 hastaya muayene, 650 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir.
• Evde ya da arabadayken camları
açmamaya özen gösterin. Hava
değişimi için klimadan yararlanın.
• Gözlük kullanıyorsanız gözlüğünüze
yapışacak olan polenleri temizlemek
için düzenli olarak yıkamayı unutmayın.
• Eğer şikâyetler giderek fazlalaşıyorsa
hekim tavsiyesi ile antialerjik göz
damlaları kullanılması gerekmektedir.
Ayrıca, kıyafetlerin günlük olarak
değiştirilmesi, banyo yapılması, gün
içerisinde sık sık yüzün yıkanması, ağız
ve burnun bol su ile gargara edilmesi
dikkat edilecek hususlar arasındadır.
Avrupagöz Beşyüzevler
anlayışıyla ilerlemektedir. 2600 m² alana kurulan merkezimiz; modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık
Beşyüzevler Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız
Op. Dr.
Elvan Demiryay Öztürk
Op. Dr.
Yusufcan Yurtsever
Tıp Eğitimi:
Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
Uludağ Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Pamukkale Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
İstanbul Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Op. Dr.
Orkida Malile
Tıp Eğitimi:
Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Ankara Numune Hastanesi
Eski Edirne Asfaltı No: 183 Beşyüzevler - Bayrampaşa / İstanbul
[email protected]
23
Merkezlerimiz
Hastalıklar
10 Soruda Kornea Nakli
Bazı insanların çeşitli nedenlerle
korneası bulanıklaşıyor ve
görmesi azalıyor. Görülen bu
rahatsızlıkların tedavisinde
bireyler çareyi kornea naklinde
arıyor. Halk arasında ‘’göz nakli’’
olarak bilinen ameliyat, aslında
sadece gözün ön kısmındaki
camsı tabaka da denilen
korneanın naklidir. Birçok kişi için
görme umudu olan "keratoplasti"
(Kornea nakli) ile ilgili merak
edilen 10 soru…
Kornea nedir?
Kornea (Camsı tabaka) gözün ön kısmında
yer alan yüksek derecede kırıcılığı olan
şeffaf bir dokudur. Gelen ışınların retinaya
ulaştırılmasında ilk mercek görevini yapar.
Kornea hastalıkları nelerdir?
Korneanın çok sayıda hastalıkları vardır.
Kornea tabakasında korkulan göz
hastalıkları arasında keratit, keratokonus ve
kuru göz sendromu en sık karşılaşılanlarıdır.
Korneanın iltihaplanması yani keratitin
birçok çeşidi olup erken tanı konması
tedavide büyük ölçüde başarı sağlıyor.
Korneanın incelmesi ve sivrileşmesiyle
oluşan "keratokonus" hastalığında zaman
içerisinde ilerleyen miyop ve astigmatta,
kişiye özel tetkiklerle erken dönemde
teşhis konulabilir. Korneanın genetik
kökenli dediğimiz 'kornea distrofileri'nde
korneanın bulanıklaşmasına neden olan
bazı birikintiler görülür ve görme kaybı
ortaya çıkar.
Tedavi de hangi yöntem
kullanılıyor?
Günümüzde femtosecond lazer (intralase)
teknolojisinin gelişmesiyle birlikte korneada
her türlü kesi yapılabilir hale gelmiştir.
Intralase teknolojisinin kullanımı ilk olarak,
lazerle miyop, hipermetrop, astigmat
tedavisinde başlatılmıştır.
24
Kornea nakli neden yapılıyor?
Ameliyat nasıl gerçekleştiriliyor?
En büyük ameliyatlardan biri de kornea
naklidir. Görmeyi artırmak, korneada
mevcut olan hastalığı tedavi etmek ve dış
görüntüsünü düzeltmek amacı ile yapılır.
Öncelikle nakil öncesi kişinin görme
potansiyeli değerlendirilir. Birçok özel
testlerden geçerek, şaşılık, göz tembelliği
ya da göz tansiyonu, retina ve göz siniri
hastalıkları, viral hastalıklar araştırılır. Kornea
nakli ameliyatı genel anestezi altında
yapılır ve ortalama 1 saat sürer. Mikroskop
altında, yuvarlak özel bir bıçak ile hastanın
bulanık korneasının merkezinden 6,5 8 mm çapında bir pencere çıkarılır ve
kadavradan alınan şeffaf kornea dokusu
uygun boyutta kesilerek bu bölgeye dikilir.
Hangi durumlarda nakil gerekli?
Göz içi cerrahisi sonrası korneanın şeffaf
kalmasını sağlayan hücreler hasar görürse
ve kornea bulanıklaşırsa, korneanın
oval şeklinin bozulması konikleşirse
(Keratokonus), korneada madde birikimleri
ile ortaya çıkan distrofiler kalıtsal geçiş
gösteren bazı kornea hastalıklarında,
enfeksiyonlara bağlı korneada yara dokusu
ve yeni damarlanma olursa (Herpes - uçuk
virüsü - keratiti sonrası), kazalar nedeniyle
kornea bulanıklaşırsa veya bütünlüğünde
bozulma görülürse, kornea nakli sonrası
vücut dokuyu reddetmesi durumunda
kornea nakli gerekebilir.
Uygun doku kimden, nereden
alınabilir?
Kornea, hayatını kaybeden sağlıklı
kişilerden alınır. Kornea dokusu, göz
bankalarından temin edilir. Göz bankaları,
dokuyu ölüden almakla, uygun besleyici
ortamlarda saklamak, alınan dokunun
nakle uygun olup olmadığını belirlemek
ve doku nakli yapılacak merkezlere
ulaştırmakla yükümlüdür.
Göz yüzeyi kurumuş, hasar görmüş ve
herhangi bir göz ameliyatı geçirmemiş
ayrıca lösemi ve lenfoma gibi kanserden
hayatını kaybeden kişilerin korneaları
alınamaz. Korneanın kullanılabilmesi için
kişinin ölüm sebebinin bilinmesi gerekir.
Nakil yapılacak kişiye herhangi bir hastalık
bulaşmaması için vericinin kanında AIDS,
hepatit gibi bulaşıcı hastalıklar araştırılır.
Ayrıca ölüden alınan kornea dokusunun
tazeliği yani ölümü takip eden ilk 6 saat
içerisinde korneanın alınması ve vericinin
yaşı da nakle uygun kişinin yaşıyla orantılı
olması son derce önemlidir.
Eğer hastanın kataraktı varsa, kornea
nakli sırasında kataraktı da alınabilir.
Kişinin nakilden fayda görebilmesi içinse
gözün, kornea dışındaki tabakalarının
sağlam olması gerekir. Bunun yanı sıra göz
tansiyonu, damar tıkanıklıkları ve göz içi
kanaması olan kişiler de bu ameliyatlardan
yeteri kadar yararlanamaz.
Ameliyat yöntemi nelerdir?
Kornea nakli ameliyatı genellikle iki şekilde
yapılır. Penetran keratoplasti yönteminde
verici korneanın tüm katmanları, alıcı
korneaya nakledilir. Lameller keratoplastide
ise, korneanın bir bölümü alınarak hastaya
verilir.
Kornea naklinin riskleri var mıdır?
Her ameliyatta olduğu gibi kornea naklide
riskleri olan bir cerrahidir. Kornea naklinin
en büyük riski çok nadir olmakla beraber
enfeksiyondur. Nakil yapılan hastalarda
glokom ve katarakt ve geç dönemde
karşılaşılan doku reddi sayılabilir.
Nakil yapılan bir hastada doku reddi
nasıl anlaşılır?
Nakil yapılan hastanın gözlerinde kızarıklık,
ışık hassasiyeti, görmede azalma ve ağrı,
doku reddine işaret eder. Doku reddi
gelişen hastalarda steroidli damla tedavisi
uygulanarak başarılı sonuç elde edilir. Eğer
doku reddi tedavi edilemezse, kornea
naklini yinelemek gerekebilir.
Avrupagöz Esenyurt
2012 yılının Temmuz ayında faaliyete geçen Avrupagöz Esenyurt Şubesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir”
anlayışıyla ilerlemektedir. 1600 m² alana kurulan merkezimiz; modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık
4000 hastaya muayene, 450 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir.
Esenyurt Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız
Op. Dr.
Kazım Savcı
Op. Dr.
Zafer Söyük
Tıp Eğitimi:
Atatürk Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
Ondokuz Eylül
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Atatürk Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Beyoğlu Göz Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Op. Dr.
Gökhan Aktuna
Tıp Eğitimi:
Hacettepe Üniversitesi
İngilizce Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
19 Mayıs Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Fatih Mah. Bahçe Yolu Cad. No:14 Esenyurt / İstanbul
[email protected]
25
Göz kuruluğuna yol açabilen ilaçlar:
Hastalıklar
• Diüretikler,
Prof. Dr.
Kadircan Keskinbora
Göz
Kuruluğu
• Yüksek tansiyonu tedavi etmede
kullanılan ilaçlar,
• Antihistaminler ve dekonjestanlar,
• Uyku hapları,
• Trisiklik antidepresanlar,
• Bazı ağrı hafifleticiler.
Gözyaşı üretimi veya gözyaşı kalitesi
ile ilgili olmayan sorunlar da gözlerde
kuruluk ve kaşınmaya yol açabilir.
Bunlar:
• Göz kapakları kenarı boyunca olan
iltihaplanma (Blefarit),
Gözyaşı; su, yağlar, proteinler, elektrolitler, bakterilerle savaşan maddeler
ve çeşitli hücre süreçlerini düzenleyen büyüme etkenlerinden oluşan
karmaşık bir karışımdır. Bu karışım gözlerimizin yüzeyinin yumuşak ve temiz
olmasına yardımcı olur. Gözyaşı filmi tabakası olmadan iyi görüş imkânsızdır.
• Göz kapağının içe döndüğü
rahatsızlık (Entropion),
• Göz kapağının göz yuvarlağından
sarktığı rahatsızlık (Ektropion),
Gözyaşı zarı gözlerimizi korur, ıslatır ve yağlar. Göz kapaklarımız her kırpıldığında,
gözlerimizin her türlü kalıntıdan temizlenmesine yardımcı olarak göz infeksiyonu
riskini azaltır. Tozdan tahriş olduğunda, ya da rüzgar, duman veya isten zarar
gördüğünde, yabancı maddelerin yıkanmasına yardımcı olmak üzere fazladan
göz yaşı oluşur.
• Duman, güneş, rüzgar, nem
düşüklüğü, kapalı mekanda ısıtma
gibi çevresel tahriş ediciler,
Gözyaşı bezlerimizden gelen sıvıların üretiminde azalma gözyaşı zarının sağlamlığını
bozarak, hızla parçalanmasına ve korneanın üzerinde, tahrişe ve görüş azalmasına
neden olan kuru noktaların oluşmasına yol açar. Gözyaşı tabakasını oluşturan
maddelerdeki bir dengesizlik de gözlerimizin kurumasına neden olabilir.
• Göz kırpma refleksinde bozulma,
• Göz damlalarına veya
merhemlerine olan alerjik reaksiyon,
Göz kuruluğunun, genellikle iki gözde de olması beklenen
belirti ve bulguları arasında aşağıdakiler bulunabilir:
Bazı insanlarda, göz kuruluğunun nedeni gözyaşlarının
bileşimindeki dengesizliktir. Bazı insanlarda ise, gözler
yeterli biçimde yağlanmış ve ıslanmış olarak kalmasını
sağlayacak kadar gözyaşı üretmez. İlaçlar ve çevresel
etkenler gibi başka nedenler de göz kuruluğuna yol
açabilir. Gözyaşı üretiminde azalma veya kalitesinde
olumsuzluk gelişimiyle göz kuruluğu oluşur. Tıpkı cilt
ve saçta olduğu gibi, gözyaşı üretimimiz de genellikle
26
Çelişkili gelebilir, göz kuruluğuna
rağmen yine de zaman zaman
hastanın yanaklarından sicim gibi
gözyaşı akabilir.
Gözyaşlarının üretimi iki şekilde
olur:
• Akne tedavisine yönelik ilaçlar,
Normal gözler sürekli olarak, göz kırpmaları arasında sağlam
kalmak üzere tasarlanmış, kalıcı bir tabaka olan bir gözyaşı zarı
ile kaplıdır. Sağlam bir gözyaşı tabakası gözümüzün şeffaf ön yüzeyi
olan korneanın sinirlerinin tahriş olmasını engeller ve gözün net,
rahat görüşünü korumasına olanak sağlar.
• Gözde yabancı bir madde bulunduğu hissi,
• Gözde batma, yanma veya kaşıntı hissi,
• Gözün içinde ya da çevresinde ip gibi kalıntılar oluşması,
• Duman veya rüzgarda gözün tahrişinde artma,
• Uzun süren bir okumadan sonra göz yorgunluğu veya görme bulanıklığı,
• Kontak lens kullananlarda lens takmada güçlük çekme.
Ayrıca, romatoid artrit, sistemik
lupus eritematozus, skleroderma
ve sjogren sendromu gibi tıbbi
rahatsızlıklarla da göz kuruluğu
oluşabilir.
yaşımız ilerledikçe azalma olur. Gözler yeterince
gözyaşı üretmediği zaman, gözlerimiz kolayca tahriş
olur. Bu rahatsızlığın tıbbi adı ‘keratokonjonktivitis
sikka’dır. Gözyaşı zarının üç temel tabakası vardır:
Yağ, su ve mukoza. Bu tabakaların herhangi birinde
sorun olması göz kuruluğu semptomlarına yol açabilir.
Göz kapaklarımız kırpılarak, gözlerimizin yüzeyinin her
yanında, kesintisiz, ince bir zar halinde gözyaşını yayar.
• Bir şeye görsel olarak
yoğunlaştığınız zaman, söz gelimi
bilgisayarda çalışırken, araç
kullanırken veya bir şeyler okurken,
göz kırpma süreleri arasında geçen
sürenin uzaması.
Göz kuruluğu hem erkekleri hem de
kadınları her yaşta etkileyebilse de,
rahatsızlık kadınlar arasında özellikle
menopozdan sonra daha yaygındır.
Bunun nedeni hormonal değişiklik
olabilir. İltihaplanma veya
radyasyondan ötürü gözyaşı
bezlerinde meydana gelen hasar
gözyaşı üretimini sekteye uğratabilir.
1. Temel gözyaşı üretiminde
gözyaşları yavaş düzenli bir hızda
üretilir ve gözleriniz yağlı tutulur.
2. Refleksten ötürü gözyaşı
üretimi sürecinde, göz tahrişine
veya duyulara tepki olarak büyük
miktarlarda gözyaşı üretilir. Refleks
gözyaşları temel gözyaşlarına göre
daha fazla su içerir ve mukoza ile
yağ miktarları düşüktür. Gözlerde
kuruluktan ötürü tahriş olduğu
zaman, lakrimal bezler gözleri refleks
gözyaşlarından oluşan bir sele
boğabilir.
Sıvı, gözyaşı kanallarını doldurup
taşırır ve gözkapaklarından taşar.
Bu gözyaşları düşük kalitede
olduğundan dolayı kuruluğu
geçirmez. Bu da, daha fazla gözyaşı
üretimine neden olabilir.
Gözlerinizde uzun süren kızarıklık,
tahriş hissi, yorgunluk veya acı varsa,
yahut yukarıda belirtilen göz kuruluğu
belirti veya bulguları sizde de varsa
mutlaka doktorunuza görünün.
Doktorunuz, gözlerinize neyin zarar
verdiğini belirlemek için adım atabilir
veya sizi bir uzmana yönlendirebilir.
Göz kuruluğu olan çoğu insanda
bu kronik bir rahatsızlıktır. Tedavinin
amacı ‘kötü günlerin’ sayısını
azaltmak ve bu zamanlarda çekilen
sıkıntıların mümkün olduğunca aza
indirgenmesini sağlamaktır.
BİREYİN ALABİLECEĞİ ÖNLEMLER
Koruma tedaviden üstündür.
Önleyici adımlar atın. Her sıvı gibi,
gözyaşları da havaya maruz kaldığı
zaman buharlaşır.
Buharlaşmayı yavaşlatmak amacıyla
şu basit önlemler yararlıdır:
• Gözlerinize hava üflenmesinden
kaçının. Saç kurutma makinelerini,
otomobil radyatörlerini, klimaları veya
pervaneleri gözlerinize doğrultmayın.
• Rüzgarlı günlerde gözlük takın.
Gözlerin etrafını saran tarzdaki
gözlükler rüzgarın etkilerini azaltmaya
yardımcı olabilir.
• Evinizdeki nem oranını yüzde 30 ila
yüzde 50 arasında tutun.
• Kışın kullanılabilecek bir
nemlendirici içerinin kuru havasına
nem katabilir.
• Göz kırpmayı unutmayın. Bilinçli bir
biçimde tekrar tekrar göz kırpmak
kendi gözyaşlarınızın daha eşit olarak
göze dağıtılmasına yardımcı olabilir.
• Gözlerinizi ovmaktan kaçının.
Gözlerinizi ovarak daha fazla tahriş
edebilirsiniz.
27
Merkezlerimiz
AVRUPAGÖZ VE MEDYA
Sektörde olduğu kadar medya dünyasında da önemli ve saygın bir yere sahip
AVRUPAGÖZ.
Yazılı, görsel ve sesli medya dalında önemli bir yere sahip hekimlerimizin
alanlarında yaptıkları öğretiler ile halkımızı bilgilendirmeye özen gösteriyoruz.
Medyanın her alanında kurumsal çalışmalarımızı ile markamızı kitlelere ulaştırmak
adına kimi zaman bilgilendirici reklamlar kimi zamanda haberlerle kamuoyu önünde
yer alıyoruz.
Tayyar IŞIKSAÇAN
[email protected]
Avrupagöz
Kurumsal İletişim ve Medya Direktörü
Avrupagöz Kurumsal İletişim ve Medya Direktörlüğü olarak gerçekleştirdiğimiz
katılımlarda, medya ziyaretlerinde ve katıldığımızı programlarda markamıza
gösterilen ilgiyi daha yakından görme fırsatı buluyoruz. Ulusal medyada yaptığımızı
marka bilinirliğini arttıran ve bilgilendiren çalışmaları şubelerimizin bulunduğu
bölgelerde de yerel medya üzerinde tekrar ediyoruz. Gazete okuyucusunu,
televizyon seyircisini ve radyo dinleyicisini hem hizmet kalitemizden, hem de
kurumumuz hakkında bilgilendirmek amaçlı düzenli olarak servis ettiğimiz bültenler
medya sektöründe büyük ilgi görüyor.
Yapılan bu çalışmalar hem marka bilinirliğini arttırmak hemde kamuoyunu
bilgilendirmek amaçlı, sonuç odaklı çalışmalardır. Sadece medya üzerinde sektöre
sunduğumuzu hizmetleri bilgilendirmekle değil aynı zamanda medya sektörünün
kendi içinde düzenlediği etkinliklerde yer alarak katılımcı bir rol üstlenerek destek
veriyoruz.
Hızla gelişen ve geniş kitleler tarafından kullanılan sosyal medya üzerinde de
AVRUPAGÖZ Grup olarak marka bilinirliğini arttırmak ve yaptığımızı bilgilendirme
çalışmaları ile gün içinde milyonlarca insana ulaşıyoruz.
Gelişen piyasa ve dünya şartlarında markamızın daha geniş kitlelere ulaşması
açısından gerek sosyal medya, gerekse yazılı, görsel ve sesli medya üzerinde
gerçekleştirdiğimiz çalışmalar ile Avrupagöz’ü yurt içi ve yurt dışında yaptığımız
çalışmalar, geçtiğimiz üç ay raporlamasında 50 haber ulusal gazetede, 500 haber
yerel medyada ve 10 TV haber ve röportajı ile yer aldığımızı gösteriyor.
Bundan sonrada marka bilinirliğimizi artırmak ve medya ile yaptığımız bu
çalışmaları güçlendirmek adına atacağımız adımlar arasında kendi medya
gücümüzü oluşturmak adına girişimlerimiz olacak.
Avrupagöz Ankara
2013 yılının Şubat ayında faaliyete geçen Avrupagöz Ankara Şubesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir”
anlayışıyla ilerlemektedir. 2000 m² alana kurulan merkezimiz; modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık
2500 hastaya muayene, 250 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir.
Ankara Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız
Op. Dr.
Kubilhan Elmas
Op. Dr.
Ragıp Gürsel
Tıp Eğitimi:
Hacattepe Üniversitesi
İngilizce Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
Hacettepe Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Ankara Eğitim ve Araştırma
Hastanesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Ankara Numune Hastanesi
Göz Kliniği
Prof. Dr.
Mehmet Zeki Bayraktar
Op. Dr.
Tuğhan Duran
Tıp Eğitimi:
Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Gülhane Askeri Tıp Fakültesi
Göz Hastalıkları Anabilim Dalı
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Ankara Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Kocatepe Mah. Kızılırmak Sok. No:25 Kızılay / Ankara
[email protected]
28
29
11 Ayın Sultanı Ramazan
Ramazan, denince akla oruç gelir. Diğer aylar arasında seçkin bir yere sahip olan bu ayın yaşayışımız üzerinde
çok büyük etkisi vardır. Hepimizin içinde ayrı bir Ramazan, Ramazan’ı anlatan ayrı kelime ve cümleler vardır.
On bir ayın sultanı Ramazan duygu yüklü atmosferini dünyanın dört bir köşesinde yaşatıyor. Kardeşliğin,
hoşgörünün, arınmanın ve paylaşmanın doruğa çıktığı bu ayda tüm Türkiye farklı bir iklime bürünür. Uzun
sıcak yaz günlerinde tutulan oruçların bereketli iftar sofralarında açılmasının ardından sahur sonuna dek
sürecek bir hareketlilik işler. Ramazana özel kitap fuarlarından sergilere, konserlerden şiir dinletilerine,
geleneksel gösteri sanatlarından sohbetlere kadar onlarca etkinlik bu ayın bereket ve coşkusunu her yerde
hissettirir.
Minarelerde Ramazan ışıltısı
Kimi zaman yapıldığı dönemin
ihtişamını kimi zaman da sadeliğini
yansıtan, Türkiye'nin asırlık camileri
Ramazan ayında ibadet edeceklere
hizmet vermek için büyük bir özenle
hazırlanır. Ayrı ayrı her kentin o eşsiz,
o ihtişamlı camileri Ramazan’ın
gelmesiyle birlikte gece yıldızlarından
farksız ışıldar. Ramazan, kutlu bir
misafir gibi evimize, sokaklarımıza,
yüreğimize misafir oluyor. Her bir
ilde yemeğin çok ötesinde otuz gün
boyunca manevi bir paylaşım hazırlar
tüm insanlığa. Herkesi iftar sofralarında
bir araya toplar. İftarla birlikte ışıldayan
minarelere takılan geleneksel mahyalar
verdikleri mesajlarla Ramazan’ın
manevi atmosferini yaşatır. Sadece
Türklere has olan bu güzel gelenek
Ramazan gecelerini süsler.
İftarın ardından tarihi camilerinde
teravih coşkusu her yerde hissedilir.
Bunlardan bazıları olan İstanbul’da
Sultanahmet Camii, Kütahya’da
Ulu Camii, Ankara’da Kocatepe
Camii, Elazığ’da Harput Ulu Camii,
Tekirdağ’da Rüstempaşa Camii,
Malatya’da Yusuf Ziya Taş Camii,
Isparta’da Kutlubey Ulu Camii’nde her
biri birer mimari anıt olan muhteşem
camiler tüm insanlara Ramazan ayında
bambaşka bir ev sahipliği yapıyor.
Paylaşmanın, sevgi ve hoşgörünün
yansımasıyla her bir şehir ayrı ayrı
manevi huzuru tadar.
Ramazan’da bereket her kentte
yemeklerin malzemeleri önceden
alınır. Bunun yanı sıra, geleneksel
lezzetler tezgâhlarda arz-ı endam eder.
Eş, dost, akraba, komşu ziyaretleri
iftar yemekleriyle beraber bir arada
toplanır. Sokak iftarlarıyla insanlar
Ramazan coşkusunu hınca hıç tadar.
Özdeşleşmiş prestijli markaların yanı
sıra saygın Türk markalarının ürünleri
böyle bir ayda keşfedilme fırsatı
yakalar.
Onunla köyümüz, kasabamız,
caddemiz, sokağımız, yuvamız,
camilerimiz nur dolar. Geleneksel
değerlerin kaybolmaması için arzu
edilen ve meydanların Ramazan
ayı boyunca buluşma noktası
olmasındaki coşkusunu yaşayan
insanlar her yıl bu heyecanı iple
çekiyor. Ramazan’da çarşılar özellikle
sanat çarşıları, tezgahlar, meydanlar,
parklar, piknik alanları, sokaklar ve
caddeler her zamankinden daha renkli
bir hale bürünür. Ramazan ayında
öncesinde ve sonrasında en çok gıda
alışverişi yapılır. Bu ayın yaklaşması
ile birlikte telaşla hazırlıklara başlanır.
Ramazan boyunca yiyeceğimiz özel
Şehirlerin ve camilerin
ışıklandırılmasıyla birlikte bütün
şehirler tamamen farklı bir kimliğe
bürünür. Binlerce insana ev sahipliği
yapan meydanlar, camiiler, türbeler
ve sanatsal etkinlikler sayesinde iftar
yemekleri daha eğlenceli hale gelir.
Klasik Türk Müziği, Tasavvuf Müziği,
Osmanlı Ezgileri'ni taşıyan izler,
geleneksel Türk mutfağının binbir
yemek ve tatlı çeşitleri eşliğinde ya da
sokaklarda binlerce halkla dayanışma
içinde açılan iftarlar çok daha özeldir.
İftar yemeklerinden sonra başlayan
geleneksel şaşalı Ramazan kutlamaları,
ziyaretçilere güzel dakikalar geçirme
fırsatı verir.
İftara doğru Ramazan sofraları
Bu ayda kalabalık iftar sofralarının
güzelliklerini anlatmak kifayetsiz…
Kentin hemen her meydanına
kurulan iftar çadırları herkesi bir
araya getirirken, çeşitli restoranların
tamamında iftara özel menüler
hazırlanır. Her şehrin emsalsiz
manzarası eşliğinde nezih, ferah
ve sıcak bir aile ortamında hizmet
veren birçok mekân, Ramazan ayı
boyunca iftar sofralarını renklendiren
geleneksel tatlarla misafirlerini ağırlar.
İftardan birkaç saat önce hazırlanmaya
başlayan iftar yemekleri, iftarlıklar,
tatlılar Ramazan’ın en telaşlı, ancak
bir o kadar da neşeli geçen zaman
dilimini oluşturur. Bir davet havasında
donatılan iftar sofraları, doğudan
batıya doğru, tüm şehirlerde oruç
açıp lokmaların aynı anda yenildiği
bir şölene dönüşür. Kimi insanlar ise
oruçlarını camii, türbe gibi manevi
mekânların parklarında, çimenler
üzerinde bir piknik havasında keyifle
açarlar.
Fuarlar, kültürel etkinlikler
Ramazan ayı boyunca düzenlenen
çeşitli etkinliklerde, konserler,
tiyatrolar, temaşa sanatları, mehter
konserleri, eski meşhur davulcular,
şişme karakterler, Karagöz, Hacivat
ve hediyeli yarışmalar her yıl büyük
ilgi topluyor. Özellikle de çocuklar için
eğlence alanı oluşturuyor. Ramazan’da
düzenlenen kitap fuarları, sergi ve
konserler tüm şehirleri farklı bir cazibe
merkezi kılıyor. Dünyaca ünlü hafızların,
hat sanatkârlarının akın ettiği şehirler
de kültürel paylaşım da zirveye çıkıyor.
Ramazan ayının ilk gününden başlayan
etkinliklerde mehter konserleri,
heyecanlı yarışmalar, birbirinden
renkli gösteriler sunuluyor. Tasavvuf
müziğinin büyülü nağmeleri eşliğinde
gerçekleşen sema gösterileri de
manevi ruhu doruğa çıkarıyor.
İşte Ramazan’ın
vazgeçilmezleri…
İftar'ın değişmez misafiri: Pide
Her akşam iftar sofralarında ayrı
yemeklerin pişirilmeye çalışıldığı bu
kutsal aydaki olmazsa olmazlarından
biri olan "Ramazan pidesi" olur.
İftar saati ister bol susamlı, ister bol
yumurtalı mis gibi ramazan pidesinin
kokusu sofralara yerleşir. Adeta
Ramazanın anlamı onunla çıkıyor
gibi. Kokusunu içimize çekip, uzun
bir kuyrukta bekledikten sonra daha
da lezzetli olur sanki Ramazan pidesi.
Yılın bir ayı boyunca iftar ve sahur
sofralarımızdan eksik etmediğimiz
pidenin bizim için bu kadar özel
olması, sadece bu zaman dilimiyle
kısıtlı olmasında yatıyor belki de...
İftar sofrasına iftariyelikler dizildiğinde
beyaz peynirin, yöresel peynirlerin,
tulum peynirinin, kaşar peynirinin,
reçellerin, pastırmanın, tereyağının
yanında buram buram kokan sıcacık
Ramazan pidesi olmazsa, iftar
ve sahur sofralarımızın en önemli
konuğunun eksik olduğunu hissederiz.
Bu güzel geleneğimizin halen
süregelmesi, bazı insanlarımızın bazı
geleneklere ne kadar bağlı kaldığını da
ispatlıyor. Ramazan aylarının değişmez
pide sözcüğü, dilimize Yunanlılardan
geçmiştir. Pide, mayalı hamurdan
yapılır, genelde yuvarlak tiplidir, fakat
çeşitli yörelerimizde değişik şekillerde
yapıldığı da görülür.
Merkezlerimiz
düşünüldüğü için sair zamanlarda
bulmak pek de mümkün olmuyor.
Ramazan’ın gülü: Güllaç
İftar sofraları Ramazan’ın bereketini
yansıtırken tüm bu nimetlerin ardından
geleneksel bir Türk tatlısı olan "güllaç"
bize Osmanlı’nın armağanıdır.
Osmanlı sarayında, orucunu açan
şehzadelerin midesini yormayacak
bir tatlı olarak baş tacı edilmiştir
güllaç. Ramazan ayında klasik bir
adet olan güllaç kültürü incelikli bir
üretim aşamasından geçerek bizlerle
buluşturuluyor. Osmanlı döneminde
halk, mısır nişastasından yufka açıp
stoklar ve havayla temas halinde
olduğu için kuruyan bu yufkaları süt
ve şekerle ıslatıp yerdi. Zamanla içine
gülsuyunun da eklenmesiyle ortaya
"güllü aş" adı verilen tatlı çıkarak
adı "güllaç" olarak Ramazan ayında
sofralarımızda yer almaya başlamıştır.
Güllaç yaprakları, suyla karıştırılan mısır
nişastası ve unun tavada pişirildikten
sonra kurutulmasıyla yapılıyor.
İçerdiği protein, B ve E vitaminleri
nedeniyle güllacın bağışıklık sistemini
kuvvetlendirdiği, sakinleştirici ve stresi
azaltıcı etkileri olduğu, oruçtan ötürü
düşen kan şekerinin normal seviyesine
gelmesine yardımcı olmakta birebir. El
maharetiyle yapılan güllaç ne yazık ki
Ramazan haricinde tüketimi olmadığı
Vitamin deposu: Hurma
Ramazan’da alışveriş listesinin başında
"hurma" gelir. Hurma, Ramazan
ayında özellikle de iftar ve oruç açma
ile özdeşleşen tatlı meyvelerden bir
tanesidir. Hurma sıcak iklimlerde
yetişen bir meyvedir. İçerisinde çok
sayıda vitamin ve mineral bulunduran
hurmanın faydalarını saymakla
bitirebilmek pek de kolay değil. İftar
vakti, vücudun beyin ve sinir hücreleri
için gerekli olan glikozun en kolay
şekilde karşılanması gereken öğündür.
Hurma bunun için çok iyi bir kaynak
olup, dengeli bir kan şekeri artışı
sağlar. Kısacası; hurma kan şekerinin
aniden yükselmesini de engellediği
için iftar anında ve iftardan sonra belirli
rahatsızlıkların yaşanmasını önler.
Çocukluğumuzun şekeri: Osmanlı
macunu
Osmanlı’nın geleneksel lezzetlerinden
olan "Osmanlı macunu" Ramazan
ayıyla birlikte yine en çok rağbet gören
tatlılar arasında yer alıyor. Osmanlı
macunu birçok baharat ve meyvelerle
karıştırılıp, şekerle kaynatılıp tepsiye
dökülerek elde ediliyor. Soğuduktan
sonra özel macun kaşığıyla çubuğa
sarılıp ikram edilir. Ramazan
gecelerinde şehirler için ün salmış olan
bu lezzeti tattıran macuncular, Osmanlı
kıyafetleri içinde stantların olmazsa
olmazı. Küçükten büyüğe herkes
macuncu amcanın sehpasının başında
durup, üçgenlere ayrılmış tepsisinden
söktüğü macun parçasını maharetle
tahta çubuğa dolamasını hayranlıkla
seyrederdi. Tarihi bir yolculuk yapmak
isteyenler için sarı limonlu, turuncu
portakallı, kırmızı, bazen çilekli, bazen
vişneli, bazen güllü, bazen de yeşil
naneli macun kıvamına getirilmiş
boyalı şekerlere Ramazan gecelerinde
rastlamak mümkün.
Davul sesiyle sahura uyanmak
Osmanlı döneminden bu yana
devam ederek, bir gelenek halini
alan ve Ramazan’ın en heyecan
verici özelliğinden biride "Ramazan
davulcuları" oluyor. Ramazan ayı
geldiğinde, sahur vakti sokak
aralarında gezerek mani eşliğinde
ortaya çıkar davulcular. Uykunun en
derin ve tatlı olduğu bir zamanda,
sesleri duyulur. Davulcular neredeyse
her zaman erkektir. Günümüzde
çalar saat olmayan evin kalmaması
Ramazan davulcusunun gerekliliğini
ortadan kaldırdıysa da, geleneklerine
bağlı muhafazakar kesim bunu
nostaljik bulmakta ve halen davulun
sesini beklemektedir.
Avrupagöz Sultanbeyli
2013 yılının Aralık ayında faaliyete geçen Avrupagöz Sultanbeyli Şubesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir”
anlayışıyla ilerlemektedir. 2900 m² alana kurulan merkezimiz; modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık
2500 hastaya muayene, 400 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir.
Sultanbeyli Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız
Op. Dr.
Tansel Atgın
Op. Dr.
Halit Özhisar
Tıp Eğitimi:
İstanbul Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
İstanbul Üniversitesi
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Ankara GATA Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Göztepe Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Op. Dr.
Nihal Borataç
Op. Dr.
Selçuk Çekmeceli
Tıp Eğitimi:
Erciyes Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
İstanbul Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
İstanbul Göztepe
Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
İstanbul Beyoğlu
Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Abdurrahman Gazi Mah. Şanlıurfa Cad. No:70 Sultanbeyli / İstanbul
[email protected]
32
33
Güneş gözlüğü kullanmanın
yararları:
• Kontrast duyarlılığını artırarak net
görmeyi sağlar.
• Güneşli havada dışarı çıkıyorsanız
ve gözünüzde koruyucu güneş
gözlüğünüz yoksa karanlıkta görmeyi
azaltır. Ancak güneş gözlüğü takarak
bu sorun önlenebilir.
• Kontakt lenslerin çoğu ultraviyoleyi
süzme yeteneğine sahip ancak
lensler göz kapaklarının ışınlardan
etkilenmesine engel olamazlar. Bu
nedenle kontakt lens kullanıcılarının
güneş gözlüğü takmalarında fayda var.
• Güneş gözlüğü taktığımızda ışığın
görüntüdeki dağılması ortadan kalkar
ve keskin görmeyi sağlar.
• Ayrıca numaralı gözlük ya da lens
takıyorsanız, güneş gözlüklerini de
numaralı kullanabilirsiniz.
• Renklerde güneşin yarattığı
dağınıklığı önleyerek renk kontrastını
netleştirir.
Sahte güneş gözlüğü kullanmayın!
• Ayrıca, güneş gözlüğü yaş
ilerledikçe daha da belirginleşen göz
kenarlarındaki kırışıklıkları önler.
Yaz Güneşi Kabusa Dönüşmesin!
Yaşam süresi uzarken insanı ilk terk eden organlardan birisidir gözlerimiz. Güneşte, bilgisayar başında,
televizyon seyrederken, araba kullanırken, evimize veya ofisimize aydınlatma seçerken gözlerimizi pek de
önemsediğimiz söylenemez. Oysaki yaz aylarında güneş ışınları vücudumuzda sağlıktan çok birçok hastalığa
davetiye çıkarıyor. Güneşin tadını doyasıya çıkarmaya hazırlandığımız bol güneşli havalarda en yararlı
aksesuardır güneş gözlüğü...
Yaz ayları yaklaşıyor, uzun süren bir
kış mevsiminden sonra güneşin parlak
yüzünü görmek hepimizi mutlu ediyor.
Ancak dikkatli olmak gerek çünkü
bazen bu mutluluk yerini üzüntüye
bırakabilir.
Güneş ışınları vücudumuza pek çok
zarar verirken, göz hastalıklarına da
zemin hazırlıyor.
Güneşin tadını doyasıya çıkarmaya
hazırlandığımız yaz aylarında,
ultraviyole (UV) ışınları gözlerimizde
olumsuz etki gösteriyor.
34
Özellikle güneş gözlüğü takmadan
güneşe çıkmanın ciddi sorunlara
neden olabileceği görülüyor.
Son yıllarda ozon tabakasının
incelmesi nedeniyle güneşten gelen
zararlı ışınların miktarı daha da
artmıştır.
Bu nedenle, ultraviyolenin zararlı
etkilerinden korunmak için öncelikle
güneş ışınlarının en dik geldiği 10.0016.00 saatleri arasında olmak üzere,
güneşe asla çıplak gözle bakmamak
ve güneş gözlüğü kullanmak
gerekiyor.
Güneş gözlüğü alırken dikkat
edilmesi gerekenler:
• İyi bir güneş gözlüğü zararlı
ultraviyole ışınları süzebilmelidir.
• Gözlük camlarının renginin ve
koyuluğunun ultraviyole ışınlarını
kesme derecesiyle herhangi bir ilişkisi
yoktur.
• Kaliteli güneş gözlüklerinin birçoğu
ultraviyole ışınların (UV-A ve UV-B)
% 95’inden fazlasını süzerken bu oran
% 99 ve daha yüksek de olabilir.
Yazın özellikle alerjik göz
hastalıklarında ciddi bir artış
izlenmektedir. Ayrıca konjonktivit, göz
nezlesi bu aylarda daha sık görülür.
• Güneş gözlüğü seçimi, yüz şekline
göre yapılmalıdır. Yüzü saran yanlardan
ışık almayı engelleyen türdeki gözlükler
tercih edilmelidir.
Bunun yanında katarakt gelişimi ve
sarı nokta hastalığının oluşumunda da
güneş ışığı etkilidir.
• Güneş gözlüklerinin kalite belgesi
olması gerekir. Alınacak olan güneş
gözlüğünün ultraviyole ya da mor
ötesi ışınları kestiğine dair bir
sertifikası mutlaka olmalıdır.
Halk arasında gözde büyüyen et
oluşumu olarak bilinen göz yüzeyinde
kabarık kızarık kitleler de güneşle
beraber büyüme gösterir.
belli bir açıdan bakıldığında ekran
görüntüsü kaybolabileceği için
araçlarında bu tür göstergeleri olan
sürücüler daha dikkatli olmalıdır.
Sahte güneş gözlükleri farklı göz
hastalıklarına neden oluyor. İyi bir
güneş gözlüğünün ultraviyole ışınlarını
önlemesi gerekirken, önlemeyen
gözlüklerin kesinlikle takılmaması
gerekmektedir. Sahte güneş gözlükleri
kullananlar birçok göz problemleriyle
karşı karşıya kalmaktadır. Ucuz
olmasından dolayı kesinlikle sahte
güneş gözlükleri tercih edilmemeli.
Gözlük, mutlaka sertifikası olan
mağazalardan alınmalı.
Sahte güneş gözlükleri aldatıcı bir
karanlık oluşturarak, gözbebeğinin
büyümesine neden oluyor, büyüyen
gözbebeği, tüm ultraviyole ışınlarını
gözün içine alır. Bu da kısa süreli
kullanımda gözde kızarmaya neden
olurken, uzun süreli kullanımda
katarakt, göz bebeğinde
et yürümesi (Pterjium) ve retinada
yanıklara neden olabiliyor. Bu nedenle
gözleri korumak için sertifikalı
güneş gözlüğü kullanılmalı ya da hiç
kullanılmamalıdır.
Çocuklar daha hassas!
Çocuklarda göz merceğinin ultraviyole
ışınları süzebilme yeteneği yetişkinlere
göre daha azdır. Bu sebeple her
yaştaki çocuklar ultraviyole ışınlarından
korunmaya ihtiyaç duyar.
Çocuklarda gözleri korumak için her
türlü önlem alınmalı özellikle yüksek
miyop varsa mutlaka güneş gözlüğü
kullanılmalıdır. Ayrıca ebeveynler de
çocukları güneş ışığının dik geldiği
10.00-16.00 saatleri arasında dışarı
çıkarmamalıdırlar.
Çocuk güneş gözlüklerinde ise
%100 UV filtreli polarize camlar tercih
edilmelidir. Dolayısıyla ebeveynler
çocuklarda küçük yaşta güneş
gözlüğü alışkanlığı kazandırmalı ve
güneşin zararlı ışınlarından korunmak
için sokağa çıkarken geniş kenarlı
şapka takmaya özen göstermeleri
gerekiyor.
• Polarize camlı güneş gözlükleri
ultraviyole ışınları süzerken, düz
yüzeylerde oluşan ışık parlamalarını
engelleyerek daha kaliteli bir görüş
sağlama özelliğine sahiptir. Ancak
polarize camlarla LCD ekranlara
35
Merkezlerimiz
Bizden Haberler
Sanat Dünyası Yine Avrupagöz’ü Tercih Etti!
Avrupagöz Elazığ
2013 yılının Mayıs ayında faaliyete geçen Avrupagöz Elazığ Şubesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir” anlayışıyla
ilerlemektedir. 2700 m² alana kurulan merkezimiz; modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık 4000
hastaya muayene, 900 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir.
Elazığ Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız
Göz sağlığına önem veren ünlü sunucu ve manken
İpek Tanrıyar Avrupagöz’de muayene oldu.
Ünlü sunucu ve manken İpek Tanrıyar Avrupagöz
Küçükçekmece Göz Merkezine giderek genel göz
kontrolünden geçti. Herhangi bir göz şikâyeti olmadığını
söyleyen Tanrıyar’ın muayenesini yapan Op. Dr. İsmail Hakkı
Dede göz sağlığının yerinde olduğunun bilgisini verdi.
Daha sonra Op. Dr. Dede bir yandan Tanrıyar’ın göz
sağlığına dair merak ettiği soruları teker teker cevaplarken,
diğer yanda da göz çevresi ve bakımı hakkında bir takım
önemli bilgiler vermeyi de unutmadı.
Op. Dr.
Azat Alınak
Op. Dr.
Mehmet Kaan Kaya
Göz sağlığında Avrupagöz’ü tercih eden Tanrıyar, muayene
öncesinde Şube Müdürü Tahsin Kolsal ile bir araya gelerek
son derece keyifli bir sohbet geçirdi.
Tıp Eğitimi:
Gazi Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
Fırat Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Muayene sonrasında büyük bir keyifle hastaneyi gezen
Tanrıyar, başta Op. Dr. İsmail Hakkı Dede olmak üzere,
Şube Müdürü Tahsin Kolsal ve hastane çalışanlarına yoğun
ilgiden dolayı teşekkür ederek hastaneden ayrıldı.
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Fırat Üniversitesi Göz
Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Fırat Üniversitesi Göz
Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Op. Dr.
Sermal Arslan
Tıp Eğitimi:
Fırat Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Fırat Üniversitesi
Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı
Sürsürü Mah. Malatya Cad. No:1 Elazığ
[email protected]
36
37
Merkezlerimiz
Bizden Haberler
AVRUPAGÖZ ENGELLİLERİ YALNIZ BIRAKMADI!
Avrupagöz Isparta
2014 yılının Ocak ayında faaliyete geçen Avrupagöz Isparta Hastanesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir”
anlayışıyla ilerlemektedir. 1250 m² alana kurulan merkezimiz; modern hastane olarak yapılan binamızda, son teknoloji cihazları ve uzman
medikal kadrosu ile aylık 4500 hastaya muayene, 600 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir.
Isparta Hastanemizde Görev Yapan Doktorlarımız
AVRUPAGÖZ Grup Onursal Başkanı Ramazan Burak Telli’nin yönetim kurulu üyesi olduğu Engelsiz Yaşam
Vakfı, Ankara’da "Dünya Down Sendromlular Farkındalık Günü" organizasyonuna ev sahipliği yaptı. Ankara
Şube Müdürümüz Ali Salih Varınca ve ekibinin davet salonunda hazırladıkları Avrupagöz standını ziyaret eden
misafirler gece öncesinde Avrupagöz hakkında bilgi aldılar.
Op. Dr.
Neşe Erten
Op. Dr.
Yenal Erten
Tıp Eğitimi:
Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
Gazi Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
İzmir Atatürk Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
İzmir Atatürk Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Op. Dr.
Saadettin Özcan
Onursal Başkanımız Ramazan Burak
Telli ile Kurumsal İletişim ve Medya
Direktörümüz Tayyar Işıksaçan’ın da
katıldığı organizasyonda ayrıca TBMM
Başkanı Cemil Çiçek ve Eşi, Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık
ve Eşi, Fener Rum Ortodoks Patriği
Sayın Patrik I.Bartholomeos, Türk
Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar,
Kosova Sağlık Bakanı Imet Rrahmani
ve Down Sendromlular Dans Grubu
ile KKTC’den Down Sendromlu Dans
38
Grubu ile sanatçı Rafet ve Ceren
El Roman çifti de hazır bulundular.
Türkiye'de hizmet veren down
sendromlular eğitim merkezlerinin
yanı sıra geceye KKTC’den de katılım
gerçekleşti.
Geliri down sendromlu çocukların
eğitiminde harcanmak üzere
hazırlanan takvimde de yer alan Fener
Rum Ortodoks Patriği Sayın Patrik
I.Bartholomeos’a teşekkür plaketini
Onursal Başkanımız Ramazan Burak
Telli verdi.
AVRUPAGÖZ Grup olarak birçok
sosyal projenin destekçisi
olduğumuzun altını çizen Telli,
"AVRUPAGÖZ Grup üzerine düşen
görevi her alanda yerine getirmekten
gurur duyuyor. Bu kardeşlerimizin her
zaman yanında yer almak ve adımızın
onlarla anılmasıyla onurlanıyoruz" dedi.
Tıp Eğitimi:
Ankara Üniversitesi
Antalya Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Haseki Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Çelebiler Mah. 1414 Sk. No: 22 Isparta
[email protected]
39
Merkezlerimiz
Bizden Haberler
6 AYLIK BEBEĞİN
DÜNYASI AYDINLANDI
6 Aylık Miraç bebek, Tekirdağ Avrupagöz Hastanesi’nde gerçekleşen katarakt
cerrahisi ile sağlığına kavuştu.
Miraç bebek henüz 6 aylık. 20 bin de bir görülen bir rahatsızlıktan dolayı sağ gözünde
katarakt olduğu belirlendi. Aylardır çevresine puslu gözlerle bakan Miraç bebeğe Tekirdağ
Avrupagöz Hastanesi’nde katarakt ameliyatı yapıldı.
Türkiye’de göz sağlığı alanında hızla büyüyen Avrupagöz’ün, 2013 yılında Tekirdağ’da
hizmet vermeye başlayan hastanesinde ilk kez 6 aylık bir bebeğe katarakt ameliyatı
yapılmış oldu. Miraç bebek, genel anestezi altında 30 dakika süren bir ameliyatla görme
kabiliyetine kavuştu. Bebeğin sağ gözündeki katarakt tamamen temizlendi.
6 aylık bebeğin gözünde neden katarakt çıkar?
Operasyonu gerçekleştiren Tekirdağ Avrupagöz Hastanesi doktorlarından Op. Dr. Selim Serhan Aytekin, genellikle
yaşlılarda görülen kataraktın yeni doğan bebeklerde ve çocuklarda doğumsal olarak görülebildiğini açıkladı.
Op. Dr. Aytekin "20 binde bir olsa da bir yaşının altındaki bebeklerde de katarakt
görülebiliyor. Biz bunlara 'konjenital katarakt' diyoruz. Doğuştan katarakt bir veya iki
gözde görülebilir. Miraç bebek, iki yaşını geçtikten sonra ikinci bir operasyonla göz
içerisine mercek yerleştirilecek" şeklinde konuştu.
Avrupagöz Bağcılar
2013 yılının Eylül ayında faaliyete geçen Bağcılar Avrupagöz Şubesi, göz sağlığı alanında “Hizmetin en kutsalı insana verilendir” anlayışı ile
ilerlemektedir. 2000 m² alana kurulu Merkezimiz, modern binası, son teknoloji cihazları, alanında uzman medikal kadrosu ve güler yüzlü
personeli ile aylık ortalama 6000 hastaya muayene, 500 hastaya ameliyat kapasitesine sahiptir.
Bağcılar Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız
Op. Dr.
Celaleddin Nayman
Op. Dr.
Abdulkadir Oduncu
Tıp Eğitimi:
Trakya Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
Uludağ Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Haseki Eğitim ve
Araştırma Göz Kliniği
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Maltepe Üniversitesi
Miraç bebek, bundan sonraki süreçte gözünde
tembellik oluşmaması ve görmesinin düzene girmesi
için gözlük kullanımına devam edecek.
Mutluluk gözyaşlarına boğulan aile Miraç bebeğin
etrafına daha anlamlı baktığını söyleyerek Op. Dr.
Aytekin’e teşekkür etti. Hastanede ilgi odağı olan
Miraç bebeğin kontrolleri Avrupagöz Tekirdağ
Hastanesi’nde sıkı bir şekilde devam ediyor.
Yavuz Selim Mah. 26 / 1 Sok. No:29 Bağcılar / İstanbul
[email protected]
40
41
Merkezlerimiz
Etkinlik
Avrupagöz’e Bir Ödülde Magazincilerden
15.'si düzenlenen gecede internet medyası "Yılın En İyileri" ödül töreninde AVRUPAGÖZ Grubu yılın sağlık
kuruluşu ödülünü aldı.
Ataköy Sheraton İstanbul Hotel’de
düzenlenen magazinci.com internet
sitesinin gecesinde 2014’ün en iyileri
ödüllerini aldılar.
Buket Aydın Baykal, Cem Seymen,
Ece Üner, Gülay Afşar katıldı. İş ve
sanat dünyasının bir araya geldiği
gecede grubumuz adına ödülü Onursal
Başkanımız Ramazan Burak Telli aldı.
15.'si düzenlenen "Yılın En İyileri"
ödül töreninde Onursal başkanımız
Ramazan Burak Telli yılın girişimcisi
ödülünü alırken AVRUPAGÖZ Grup’da
yılın sağlık kuruluşu ödülünü aldı.
Televizyon, müzik, medya, internet,
siyaset, sinema, kategorilerinde ‘Yılın
En İyileri’nin ödüllendirildiği geceye
Türkiye’nin önde gelen sanat ve ekran
yıldızlarının yanı sıra birçok ünlü ve
seçkin davetli katıldı.
Sağlık sektöründe olduğu kadar
medya sektöründe de büyük ilgi
gören AVRUPAGÖZ Gruba bir ödülde
gazeteci Nurettin Soydan’ın sahibi
olduğu magazinci.com internet
sitesinden geldi.
Geceye katılan ve ödül alanlar arasında
Kadir İnanır, Serdar Gökhan, Muazzez
Ersoy, Kıraç, Hande Yener, Berksan,
Hande Subaşı, Ferman Toprak, Alişan,
Çağla Şikel, Mustafa Topaloğlu, Oya
Aydoğan, Pakize Suda, Zahide Yetiş,
Yudum, Olcay Bolelli, Elif Kaya ile
ekran yıldızları Ersin Düzen,
Avrupagöz Kütahya
2014 yılının Haziran ayında faaliyete geçen Kütahya Avrupagöz Şubesi, göz sağlığı alanında “Hizmetin en kutsalı insana verilendir”
anlayışı ile ilerlemektedir. 1500 m² alana kurulan merkezimiz, modern binası, son teknoloji cihazları, alanında uzman medikal kadrosu ve
güler yüzlü personeli ile aylık ortalama 2000 hastaya muayene, 250 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir.
Kütahya Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız
Op. Dr.
Hacı Koç
Ödül töreninde bir konuşma yapan
Telli, "Avrupagöz olarak medya
emekçilerinin her zaman yanında yer
aldık ve almaya devam edeceğiz.
Bu akşam burada ödül hanemize bir
yenisini ekliyoruz ve bunun bir medya
grubundan olması bizi çok mutlu etti"
dedi.
Tıp Eğitimi:
Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Ege Üniversitesi
Tıp Fakültesi
100. yıl Mah. Afyon Karayolu 3.km Süleymanoğlu Plaza Kütahya
[email protected]
42
43
Merkezlerimiz
Güncel
Akıllı Telefon ve Tabletleri
Çocuklarınızdan Uzak Tutun
Avrupagöz Küçükçekmece
Merkezi Göz Hastalıkları Uzmanı
Op. Dr. Hatice Karakaya son
yıllarda giderek daha yaygın
kullanılan, hatta günlük hayatın
parçası haline gelen akıllı telefon
kullanımının çocukların göz
sağlığını olumsuz etkilediğini
vurguladı.
Yeni nesil kuşakların küçük yaştan
itibaren akıllı telefon kullanmasının
göz rahatsızlıklarında negatif etkisi
olduğunu belirten Op. Dr. Hatice
Karakaya, sürekli telefon ekranına
yakın mesafeden bakmanın
miyopinin tetiklediğini ve artmasına
etken olduğunu açıkladı. Miyopi,
bir göz kusurudur. Miyopi gözlerin
yakındaki cisimleri net olarak gördüğü
ama uzaktaki cisimleri net olarak
göremediği bir durumdur.
Araştırmalara göre, "American
Academy Of Ophtthalmology"
dergisinde yayımlanan, son yıllarda
muayeneye gelen çocuklarda telefon
ve tablet kullanımından dolayı
miyopi rahatsızlığının artış gösterdiği
saptanmıştır.
Op. Dr. Karakaya
özellikle yeni kuşağın
hem okul hem
de evde, başta
bilgisayar, tablet ve
telefon olmak üzere
teknolojik aletlerle
zaman geçirmesinin
bu rahatsızlığı
bir alışkanlığa
dönüştürdüğünü
ve çocukların çok
yakın mesafeden
bu araçları
kullanmaması gerektiği yönünde
uyardı. Günümüzde gözlük kullanma
yaşının 4 - 5 yaşlara kadar indiğini
belirten Op. Dr. Karakaya, bunda en
büyük etkenlerden bir tanesi çocukların
yakın mesafeden telefon ya da tablet
kullanması olduğunu söyledi.
Okuma mesafesi 40 - 50 cm olmasına
karşın akıllı telefonları çok daha yakın
mesafeden kullanmak, küçük cisimleri
görmeye çalışmak, gözü yoruyor. Bu
da miyobun ortaya çıkmasında önemli
bir risk faktörü oluşturuyor.
Çocuğunuzla beraber tablet
kullanın
Zamanın büyük bir kısmını tablette ve
telefonda oyun oynayarak harcayan
çocuğun gözünde uyum kasılması
meydana geliyor. Göz içerisindeki
lensin kasılı kalmasından dolayı
miyop ortaya çıkıyor. Ebeveynler
olarak çocuğunuzun vakit geçirmesini
sağladığınız o akıllı telefonlar aslında
onların küçük yaşta göz sağlığını
tehlikeye atıyor. Bunun yanında
hem göz sağlığı, hem ruhsal hem
de bedensel sağlık sorunlarını da
beraberinde getiriyor. Tablet ve akıllı
telefon kullanımı 30’uncu aydan
13 yaşına kadar aile kontrolünde
44
Op. Dr. Hatice Karakaya
Avrupagöz Tekirdağ
2013 yılının Aralık ayında faaliyete geçen Avrupagöz Tekirdağ Hastanesi göz sağlığı alanında, “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir”
anlayışıyla ilerlemektedir. 3500 m² alana kurulan merkezimiz; modern hastane olarak yapılan binamızda, son teknoloji cihazları ve uzman
medikal kadrosu ile aylık 5000 hastaya muayene, 1200 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir.
gerçekleşmeli. Genellikle bu yaşlardaki
çocuklar otokontrol sağlayamadıkları
için gelişim sağlayamazlar. Bu nedenle
ailelerin özellikle altı yaşına kadar bu
araçları çocuklarıyla birlikte kullanmaları
gerekiyor.
Çocuğunuzun göz muayenesini
aksatmayın!
Çocuklarda çok sayıda göz
sorunlarının görülmesinin yanı sıra,
gözlük ihtiyacı olup kullanmamanın da
miyop rahatsızlığının artması yönünde
ciddi bir etken olarak kaydedilmektedir.
Bu sebeple göz sağlığında erken teşhis
ve tedavi önemli bir yer almaktadır.
Çocuklarda ilk muayene bir yaşında,
ikinci muayene üç yaşında, okul öncesi
muayene ise beş yaşında mutlaka
bir göz hekimi tarafından yapılmalıdır.
Çocuklarınızın okul ve sosyal başarı ve
gelişimini
engelleyen
göz hastalıkları
için zamanında
önleminizi
almada
fayda var.
Tekirdağ Hastanemizde Görev Yapan Doktorlarımız
Op. Dr.
S. Serhan Aytekin
Op. Dr.
Nurcan Sonat
Tıp Eğitimi:
İstanbul Üniversitesi
İstanbul Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
GATA Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
GATA Haydarpaşa Eğitim ve
Araştırma Hastanesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
GATA Tıp Fakültesi
Op. Dr.
Reya Çelebi
Tıp Eğitimi:
Trakya Üniversitesi
Tıp Fkültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Kartal Devlet Hastanesi
Hürriyet Mah. İstanbul Yolu Üzeri Dereağzı Yalıkolu Mevkii No: 4 Tekirdağ
[email protected]
45
Merkezlerimiz
Etkinlik
Galatasaraylı Eski Futbolculardan Anlamlı Maç
Avrupagöz Malatya
2014 yılının Ocak ayında faaliyete geçen Avrupagöz Malatya Şubesi, göz sağlığı alanında “Hizmetin en kutsalı insana verilenidir” anlayışı
ile ilerlemektedir. 2000 m² alana kurulan merkezimiz, modern binası, son teknoloji cihazları ve uzman medikal kadrosu ile aylık 3500
hastaya muayene, 250 hastaya da ameliyat kapasitesine sahiptir.
Malatya Göz Merkezimizde Görev Yapan Doktorlarımız
Galatasaraylı eski futbolcular,
down sendromlu çocuklarla
Florya Metin Oktay Tesisleri’nde
gösteri maçı yaptı.
Aşık, Ergün Penbe, Hakan Ünsal yer
alırken AVRUPAGÖZ Grup adına da
Onursal Başkanımız Ramazan Burak
Telli forma giydi.
AVRUPAGÖZ Grup ana
sponsorluğunda Engelsiz Yaşam
Vakfı'nın düzenlediği "21 Mart
Dünya Down Sendromu Farkındalık"
organizasyonuna iş ve spor dünyasının
ünlü isimleri katıldı.
Down sedromlu çocuklar ile eski
sarı kırmızılı yıldızların maçı adeta
bir eğlenceye dönüştü. Futbol
sahasında oldukça heyecanlanan
çocuklar yapılan karşılaşmada top
koşturdular. Renkli görüntülere sahne
olan mücadelede, çocukların eğlenceli
zaman geçirdikleri görüldü.
bir parçası olmaktan büyük mutluluk
duyduk. Keyifli dakikalar geçirdik.
Bugün onların heyecanına ortak olmak
bizi heyecanlandırdı" dediler.
Op. Dr.
Murat Uğuralp
Op. Dr.
Faruk Kapu
Tıp Eğitimi:
Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Tıp Eğitimi:
Erciyes Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Ankara Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Uzmanlığını Aldığı Klinik:
Ankara Ulucanlar
Göz Hastanesi
Oldukça keyifli geçen maç bitiminde
kameralar karşısına geçen Ramazan
Burak Telli, Hakan Ünsal, Bülent
Korkmaz ve Emre Aşık "Her zamanki
gibi bu sosyal sorumluluk projesinin
Galatasaray spor kulübünün Florya
Metin Oktay Tesisleri’nde "Sizinle
tamamız" sloganıyla gerçekleşen
organizasyonda, UEFA ve Süper
Kupa şampiyonluğu yaşayan takımın
oyuncularından Bülent Korkmaz, Emre
46
Efsanevi oyuncularımız, karşılaşmanın
ardından down sendromlu çocuklarla
hatıra fotoğrafı çektirdi.
Atatürk Cad. 1. Ara No: 14 Malatya
[email protected]
47
Müşteri temsilcilerimizin eğitimlerini
sürekli tazeleyerek onları donanımlı ve
yeterli hale getirmeye çalışıyoruz.
Yaptığımız hasta memnuniyeti
aramaları ile kendimizi ölçme ve
değerlendirme şansı buluyor ve
eksiklerimizi bu yönde tamamlıyoruz.
Şikâyet yönetimi konusunda özellikle
çok hassas davranıyoruz.
Röportaj
Çağrı Merkezi
Avrupagöz Grubu sağlık alanında yetkin, dinamik ve tecrübeli temsilcileri ile 7/24 0850 520 00 00 numaralı telefon
hattından "Çağrı merkezi" hizmeti sunuyor. Avrupagöz çağrı merkezini arayarak randevu alma, göz merkezi,
anlaşmalı kurumlar, doktorlar ve göz rahatsızlıkları hakkında bilgi edinme, öğrenme gibi pek çok hizmetten
faydalanmanız mümkün…
Avrupagöz Çağrı Merkezi Yöneticisi Beyza Denizhan ile hastane, hasta ve yakınları arasında köprü vazifesini
üstlenen "Çağrı merkezi çalışmaları ve önemini" sizler için derledik.
Ayrıca www.avrupagoz.com.tr
üzerinden gelen online randevu,
online iletişim ve doktorunuza sorun
bölümleri de çağrı merkezi tarafından
cevaplanmaktadır. Hastalarımızı
bilgilendirmek amacı ile belirli
dönemlerde sms çalışmaları da
yapmaktayız.
Bizlere çağrı merkezinin önemini
anlatır mısınız?
Beyza Denizhan kimdir?
1981 İstanbul doğumluyum.
Öğrenim hayatımın tamamını
İstanbul’da bitirdim. Çağrı merkezi
sektörü ile ilk tanışmam 2000 yılında
Telsim’de müşteri temsilcisi olarak
göreve başlamam ile oldu. Daha sonra
eğitmen, takım lideri ve yönetici olarak
kariyerime çağrı merkezi sektöründe
devam ettim. Şu anda Avrupagöz çağrı
merkezinde yönetici olarak kariyerime
devam etmekteyim.
Çağrı merkezi çalışmalarından
bahseder misiniz?
Avrupagöz çağrı merkezinde 24
saat İnbound çağrı karşılanmakta,
Outbound aramalarla hastanemizde
operasyon geçiren hastalarımızın
memnuniyetleri ölçülmekte. Sosyal
medya üzerinden gelen talepler
karşılanmakta.
48
90’lı yıllardan itibaren çağrı merkezleri
firmaların asıl yüzü olmuştur. Çünkü
firma ile aranızda ki bağ çağrı merkezi
ile kurulur. Aldığınız hizmetin iyi ya da
kötü olması durumunda bir şeyler
söylemek istediğinizde karşınızda
sadece bir kişiyle muhatapsınızdır.
Bu kişide çağrıyı karşılayan müşteri
temsilcisidir. Sizi yönlendirir, dilek ve
şikâyetlerinizi alır.
Müşteri temsilcisi, bir firmanın sese
bürünmüş halidir. Bu sebeple müşteri
temsilcisi sadece telefona bakan
kişi konumundan uzak olmalıdır. Bir
firmanın müşterilerine, hastanenin
hastalarına dokunduğu ilk birimlerin
başında çağrı merkezi gelir. Bu durum
firmalar açısından da oldukça önemli
bir yer tutar.
Çağrı merkezinden alınan olumlu
ya da olumsuz geribildirimlere göre
kendilerini hangi yönde geliştirmeleri
gerektiğini belirleyebilirler. Kısaca
özetlemek gerekirse çağrı merkezinin
hem hizmeti alanlar hem de bu hizmeti
verenler açısından önemi büyüktür.
Çağrı merkezi firma ile müşteriler
arasında köprü görevi görür, müşteri
sadakatinin artmasında olumlu yönde
etki sağlar, hizmet süreç iyileştirmeleri
için geri besleme oluşturur, müşteri
memnuniyetini artırır ve şirket imajına
olumlu katkıda bulunur.
Bana göre müşteri temsilcisinde olması
gereken en temel özellikler;
• İyi bir dinleyici olmalı,
• İhtiyaçları tanımlamalı,
• Hastaların kendilerini önemli ve
değerli hissetmelerini sağlamalı,
Sizce müşteri temsilcisinde hangi
nitellikler olmalıdır?
• Hastaların, nasıl bir sistemde hizmet
verdiğimizi anlamasına yardım etmeli,
Çağrı merkezinde çalışanların en
önemli özelliklerinin başında "empati
kurabilme" gelir. Bunun dışında sabırlı
ve pratik olunmalıdır. Karşınızda
ki kişiyi anlamalı, onu dinlerken
sabır göstermeli ve pratik çözümler
üretebilmelisiniz. Agent bir kalıba
konmamalıdır karşılaştığı duruma göre
şekil alabilmelidir.
• Nasıl özür dileyeceğinizi bilmeli
ve en önemlisi ‘Evet’in gücünü bilmeli.
Makul olduğu sürece hastalarımızın her
isteklerine karşılık verebilmeliyiz.
İşbaşı yapan personellere çağrı
merkezi ile ilgili gerekli eğitimler veriliyor
ama daha sonrası kişinin kendisiyle
bağlantılı. Yukarıda söylediğim
özelliklerin dışında en önemlisi bu işi ne
kadar severek yaptığınız.
Çünkü bizi bir adım daha öteye taşıyan
hastalarımızdan gelen geri dönüşler
olacaktır. Bu nedenle bize iletilen istek,
öneri, şikâyetleri oldukça dikkate
alarak değerlendiriliyor ve hastalarımıza
konu hakkında mutlaka geri
dönüş sağlıyoruz.
Avrupagöz çağrı merkezi
hizmetlerinden bahsedecek
olursak…
Hastanemizin web sitesi üzerinden
yapılan online randevu başvurularına,
çağrı merkezimizce titizlikle ve en hızlı
sürede dönüşler yapılıyor.
göz merkezlerimize ve hastanelerimize
nasıl ulaşacaklarına kadar pek çok
konuda bilgi alabiliyorlar.
Hasta ve hasta yakınları çağrı
merkezimiz aracılığıyla haftanın 7 günü
göz merkezleri ve hastanelerimize
ulaşabilirler.
Konusunda uzman ve eğitimli
temsilcilerimiz ile bu hizmeti etkin
ve hızlı bir şekilde veriyoruz. Bu da
hasta ve hasta yakınlarına zaman
kazandırıyor.
Öneri, şikâyet ve beklentilerini de bir
telefon ile kurumumuza iletebiliyorlar.
İletişim hızımızı arttırmak ve daha
verimli hale getirmek için sürekli
kendimizi geliştiriyoruz
Hasta ve hasta yakınları ile bilinçli
olarak kurulan, hızlı ve etkin iletişimin
kurumumuza olumlu etkilerini de
gözlemliyoruz.
Tıbbi hizmetlerimiz ile ilgili randevu
alma, bilgi edinme gibi işlemleri, çağrı
merkezimiz aracılığıyla yüksek standart
ve kalitede sunmayı önemsiyoruz.
Peki, çağrı merkezindeki
hedefleriniz nelerdir?
Çağrı merkezi hizmetini profesyonel
olarak yürütmenin yanında tüm
görüşmeler gizli tutularak kayıt altına
alınmaktadır.
Hedeflerimizin başında tabii ki
hastalarımıza hep daha iyi kalitede bir
hizmet sunmak geliyor.
Hasta ve hasta yakınları randevu
hizmetleri ve genel bilgiler dışından da,
Artık açıköğretim ve örgün öğretimde
eğitim veren üniversitelerde çağrı
merkezi bölümleri var, bu da yaptığımız
işin meslek olarak adlandırılması adına
olumlu bir gelişme.
Bu meslekte en iyi tecrübeyi tabii ki
çağrı merkezinde uzun süre çalışarak
ediniyorsunuz.
49
Medikal Direktörümüz Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan'ın objektifinden...
Doğu Karadeniz'in İncisi
ŞAVŞAT
O doğaya aşık bir doktor…
Yıllardır başarılı bir göz hekimi olarak görevini sürdüren ve Tıp fakültesini bitirdiği günden bu yana
yüzlerce kişinin gözlerini tedavi eden Avrupagöz Medikal Direktörü Prof. Dr. Ömer Kamil Doğan tam bir
doğa aşığı…
Yemyeşil yaylaları, karlı yüksek dağları, tepeleri, tarihi kiliseleri, köprüleri ve camileri, dağların
doruklarındaki doğa harikası Karagölleriyle Türkiye’nin saklı cennetleri arasında gösterilen Artvin, sessiz ve kendine özgü
bambaşka bir dünyanın kapılarını aralıyor bizlere.
1948 Artvin doğumlu olan Prof. Dr. Doğan, hekimliğin yanı sıra; doğa ile iç içe olmak, gezmek, fotoğraf çekmek onun için
bir yaşam tarzı. Prof. Dr. Doğan, adeta bir yeryüzü cennetini andıran, renklerin binbir tonunu barındıran Şavşat’ı; doğduğu
toprakları sizler için fotoğrafladı. İşte Karadenizin incisi Şavşat’tan mükkemmel kareler ve bilmediğiniz her şey...
50
Köylerden Ponoramik Görünüm
Şavşat, Doğu Karadeniz’in doğusunda
dört yanı sıra dağlarla çevrili, dört
mevsimin bir arada yaşandığı, Anadolu
ve Kafkas kültürünün harmanlandığı,
yoğrulduğu, beyaz köpüklü çağlayan
berrak sularında kırmızı benekli
alabalıkların oynaştığı, yemyeşil
tepelerin yıldızlarla buluştuğu, buz gibi
pınarlarının çağladığı, misafirperver
insanlarının yaşadığı, görülmeye değer
doğa harikası bir cennet.
Uzunluğu 35 km olan Artvin baraj
gölünü geçtikten sonra sizlere Şavşat
güzergâhını gösteren yeşilin değişik
tonlarıyla bezenmiş, o güzelim ağaçları
ve Çoruh nehrinin ana damarlarından
olan; Şavşat suyunu takiben Şavşat’a
ulaşabilirsiniz. Özellikle yaz ayları için
en uygun ulaşım ise Kars havalimanıdır.
Kars havalimanından çıkınca sizleri
selamlayan gelincik tarlalarını takiben,
yol boyunca hayvan sürülerinin
yayıldığı rengarenk çiçeklerle bezenmiş
otlakların, tarla ve çayırlıkların
arasından ilerleyerek, bol bol fotoğraf
çekebileceğiniz güzel yaylalardan
geçerek Ardahan iline ulaşırsınız.
Göl manzaralı seyahat etmek ve balık
yemek isterseniz Çıldır gölünden ve
Çıldır ilçesinden geçerek Ardahan’a
ulaşabilirsiniz. Yine burada ilçeye bağlı
tüm köylerin hemen hemen hepsinde
keşfedilmemiş nice doğal güzellikler
mevcuttur.
51
Karadeniz’i özgürce yaşayın...
Şavşat, doğuda Ardahan ili ve Hanak
ilçesi, Kuzeydoğuda Posof ilçesi,
güney ve güneybatısı Artvin ilinin
Ardanuç ilçesi, batısı Artvin merkez,
Borçka ilçesi ve Kuzeyden Gürcistan
Devleti ile çevrilmiştir.
Ciritdüzü Köyü Evleri
Ovadan ayrılıp Sahara dağına tırmanış,
çam geçidinin güzelliğini anlatmak
çok zor olsa da araçlardan inip o
havayı teneffüs etmek, bol bol fotoğraf
çekmek gelir içinizden.
Çam geçidini geçip Kocabey yaylasına
vardığınızda sizleri büyüleyen o
muhteşem doğayla göz göze gelirsiniz.
Sahara dağının kıvrılan yollarından
inerken, doğa harikası yaylaları,
mezraları ve köyleri geçerek Kars
havalimanına 137 km uzaklıkta ki bu
dünyanın ve Doğu Karadeniz’in cennet
köşesine varırsınız.
Bu cennet ilçeden direkt Artvin,
Ardahan, Rize, Trabzon ve Erzurum’a,
Ankara, Bursa, İstanbul ve Samsun
illerine ise Artvin merkez üzerinden
gidiş ve dönüş, otobüs - minibüs
seferleri bulunmaktadır.
Doğu Karadeniz'in en uzak yerleşim
yeri olan bu güzel bölgeye yolu
düşenler; kuş gözlemciliği,
bitki gözlemciliği, yaban hayvanları
gözlemciliği, doğa yürüyüşü, kaya
tırmanışı, av turizmi, dağ turizmi,
jeep safari, foto safari, kamp ve
karavan turizmi gibi pek çok
aktiviteler yapabilir.
Konaklama yapabileceğiniz otel, motel,
pansiyon gibi konaklama tesislerinin
yanında ev pansiyonculuğu da
yapılmaktadır.
Kocabey Kışlası
Şavşat’ta kaldığınız sürede kışın
üzerinde top oynayabileceğiniz
şekilde buz tabakası ile örtülü olan,
yaz aylarında ise görenleri büyüleyen
karagöl’ü, yüzen adalarında bulunduğu
boğa gölü, kız gölü gibi irili ufaklı
birçok gölleri olan arsiyan yaylası,
cancır yaylası, cengelek yaylalarını
gezebilirsiniz.
Yine cevizli köyündeki Tibet Manastırı
gibi tarihi yerleri, şellaleleri ve daha
birçok güzellikleri gezip görme fırsatı
bulabilirsiniz.
Özetle, tarihi varlıkları ve tabiat
güzellikleri ile Şavşat, Doğu
Karadeniz'de görülmesi gereken bir
ilçedir.
1317 km²’lik dağlık ve engebeli bir
arazi üzerine yayılmış bulunan Şavşat
ilçesinin dört yanı yüksek dağlarla
kaplıdır. 3537 metreye yükselen karçal
dağları, batı ve kuzeybatı yönünü
sınırlandırır.
Kuzeyde 3000 metreyi aşan göze dağı
ve cin dağları bulunmaktadır. Doğuda
Ardahan, Artvin sınırlarını teşkil eden
yalnızçam silsilesinden 2650 metre
yükseklikteki sahara dağları, Güneyde
ise 3050 metreyi bulan bilbilan dağları
vardır. Şavşat ardanuç sınırı teşkil
eden barevan sırtları 2000 metreyi
bulmaktadır.
Çevrede bulunan göllerin en büyüğü
bilbilan dağlarında bulunan bilbilan
karagöl’dür. Göl sularından sulama
suyu olarak da istifade edilir.
Meşeli Köyü orman içi mevkiinde Milli
parklar kapsamı içerisinde bulunan
ikinci bir Karagöl mevcut olup piknik
yapılarak rahatlanabilecek, şehrin
gürültüsünden kurtulup doğayla iç içe
olunabilecek, bir ortam özelliği içerir.
Tertemiz havası ve eşsiz güzelliği ile
insan kendisini ayrıcalıklı hisseder
burada.
Pınarlı köyü yakınlarında balık gölü
Arsiyan yaylasında ise Kız gölü, Boğa
gölü ve Koyun gölü isminde göller
bulunmaktadır.
İlçe dahilinde şifalı maden suları
mevcuttur. Bunlardan Çermik
Köyündeki sıcak su Romatizmal
hastalıklara çok iyi gelmektedir.
İlçe bitki örtüsü bakımından zengindir.
Zengin orman alanları mevcut olduğu
gibi alçak rakımlı yerlerde her türlü
geniş yapraklı ağaçlara da rastlanır.
Şavşat ilçesinde bulunan KaragölSahara Milli Parkı iki ayrı sahadan
oluşmaktadır.
Bunlar karagöl ve sahara yaylasıdır.
Karagöl, Şavşat ilçesinin 45 km
kuzeyinde meşeli köyü sınırları
içerisinde yer almaktadır.
Sahara ise Şavşat ilçe merkezine 17
km uzaklıkta bulunmaktadır. Karagöl
ve çevresinde genel olarak paleojen
ve neojen arazileri yer alır. Kayaçlar
genellikle sedimenter kökenlidir.
Göl çevresi ladin ve çamların meydana
getirdiği yoğun ormanlarla kaplıdır. Bu
doğal öğelerin ördüğü karagöl, ender
manzara güzelliklerine sahiptir.
Ayrıca gölün kuzeydoğusundaki bagat
mevkii ve çevresinde çim kayağı pisti
niteliğine sahip alanlar mevcuttur.
Tamamen doğal botanik park
konumunda olan bu güzel ilçede, yaz
ve kış turizminin yanında alternatif
turizm çeşitlerine de uygundur.
Kısacası Şavşat bir şehirden,
kasabadan, kent kültüründen yeni
medeniyetlere açılan bir kapıdır.
Sizi kendisine çağıran bu şirin
ilçenin baştan sona tüm doğal
güzellikleri size yorgunluğunuzu
unutturacak.
Karagöl
52
53
Yemek
KURU DOMATES ÇORBASI
Malzemeler
• 1 Kase domates kurusu
• 1 tatlı kaşığı biber salçası
• 1 tatlı kaşığı domates salçası
• 1 çorba kaşığı tereyağı
• 2 çorba kaşığı un
• 2 diş sarımsak
• 1 su bardağı et suyu
• 1 çay kaşığı tane karabiber
• Su
• Tuz
Hazırlanışı
Domates kurusunu üzeri biraz geçecek kadar soğuk suda yarım saat kadar bekletin. Bu arada tencereye tereyağını alarak
eritin. İçerisine unu ekleyip kavurmaya başlayın daha sonra sarımsağı rendeleyip ekleyin. Domates salçası ile biber salçasını
ekledikten sonra kavurmaya devam edin. Domates kurusunu suyu ile birlikte çorbaya ekleyin. Et suyu, tuz ve biraz daha su
ile pişirin. Çorba pişince domates kurularını robottan geçirin. Çorba piştikten sonra 3-4 dilim ekmeği küp şeklinde doğrayıp
1-2 kaşık tereyağında geniş bir tavada kızartın. Servis öncesi küp doğranmış ekmekleri üzerine ekleyerek yiyebilirsiniz.
ROKA SALATASI
Malzemeler
• 1 demet roka
• 2 adet orta boy domates
• 1 adet salatalık
• 1 adet küçük kuru soğan
• Yarım kahve fincanı zeytinyağı
• Yarım kahve fincanı sirke
• 1 çay kaşığı tuz
• 50 gr. ceviz içi (İsteğe bağlı)
Hazırlanışı
Rokanın kök kısmını kesip güzelce yıkayın ve bir müddet soğuk suyun içinde bırakın. Soğanı, domatesleri ve salatalığı dilim
dilim kesin. Sirkeyle zeytinyağını güzelce karıştırın. Rokayı süzüp servis tabağına aldıktan sonra dilimlediğiniz malzemeleri
ekleyin. Sosunu üstüne döküp bekletmeden servis yapın. İsterseniz üstüne ceviz de serpebilirsiniz.
GÜLLAÇ
Malzemeler
ÇÖKERTME KEBABI
Malzemeler
• 1 kilo biftek
• 6 adet patates
• 4 yemek kaşığı yoğurt
• Sıvı yağ
• 10 yaprak güllaç
• 1,5 litre süt
• 2 su bardağı şeker
• Çekilmiş ceviz
• 2 yemek kaşığı gül suyu (İsteğe göre)
Etleri marine etmek için:
• 3 - 4 yemek kaşığı sızma zeytinyağı
• 2 yemek kaşığı sirke
• 3 diş doğranmış sarımsak
• File Fıstık
• Ceviz
• Nar tanesi
Hazırlanışı
Etleri uzun şeritler halinde doğrayın ve bir kaba alın. Üzerine marine
etmek için gerekli olan malzemeleri koyup elinizle iyice yoğurun ve
kabın ağzını kapatıp buzdolabına kaldırın. 5 - 6 saat marine edin. Patatesleri incecik doğrayıp yağ kızdırdığınız genişçe bir
tavada kızartın. Yoğurdu ayrı bir kapta, bir tel çırpıcı ile iyice çırpın. Marine ettiğiniz etleri yağsız, iyice kızdırdığınız bir döküm
tavada pişirin. Tabağınıza önce kızarttığınız patatesleri, üzerine yoğurdu, en üste de pişirdiğiniz etleri koyup sıcak servis
yapın.
http://www.tumayinmutfagi.com/TarifYorum-627-yemek-tarifleri_cokertme-kebabi.htm
54
Üzeri İçin:
Hazırlanışı
Sütü ve şekeri tencereye alarak ısıtın, şekerler tamamen erisin. Sütü oda sıcaklığında ılınmaya bırakın. Güllaç yaprağının
parlak kısmı üste gelecek şekilde derince bir tepsiye koyun. Üzerine her yanı ıslanacak şekilde bir iki kepçe süt dökün.
Beş güllaç yaprağına aynı işlemi tekrarlayarak beşinci katı da ıslattıktan sonra bu kata ceviz serpin ve üzerine diğer güllaç
yapraklarını aynı şekilde ıslatarak serin. Kalan şekerli sütten bir su bardağı kadar alarak içerisine 2 yemek kaşığı gül suyu
ekleyip tatlının üzerine gezdirin. Sonra buzdolabında soğumaya bırakın. En az 2 - 3 saat dinlendirdikten sonra üzerini isteğe
göre süsleyerek servis edebilirsiniz.
.
AFIYET OLSUN...
55
Anlaşmalı Kurumlar
Özel Sigortalar
• Güneş Sigorta
• Demir Hayat Sigorta
• Ergo Sigorta
• Mapfre Genel Sigorta
• Mapfre Tamamlayıcı Sağlık
Sigortası
• Axa Sigorta
• Axa Tamamlayıcı Sağlık
Sigortası
• Allianz Sigorta
• Yapı Kredi Sigorta
• Acıbadem Sigorta
• Acıbadem Tamamlayıcı Sağlık
Sigortası
• Ray Sigorta
• Ray Tamamlayıcı Sağlık
Sigortası
• Türkiye Büyük Millet Meclisi
• Groupama Sigorta
• Groupama Tamamlayıcı
Sağlık Sigortası
• Anadolu Anonim Türk Sigorta
Şirketi
• Ak Sigorta
• Cgm Group Medical
• Fortis Bank Sandık (Çalışan
ve Bağımlıları)
• Eureko Sigorta
• Eureko Tamamlayıcı Sağlık
Sigortası
• Ziraat Sigorta
• Ziraat Tamamlayıcı Sağlık
Sigortası
• Sompo Japan Sigorta (Fiba)
• Zurich Sigorta
• Hdı Sigorta
• Halk Sigorta (Birlik)
• Generali Sigorta
• Ace European Sigorta
• Ankara Anonim Türk Sigorta
• Türk Nippon Sigorta
• Inter Partner Asıstance
• Işık Sigorta - Acil Tedavi
Sigortası
• Ray Sigorta - Acil Tedavi
Sigortası
• Ray Sigorta - Medline Acil
Tedavi Sigortası
• Axa Ppp
• Life Guıde Card (Ttı Grup)
• Sbn Sigorta Acil Tedavi
Sigortası
• Cenoa Sigorta Acil Tedavi
Sigortası
• Medline Sağlık Paketi ve
Acil Tedavi Sigortası
• Güneş Sigorta Acil Tedavi
Sigortası
• Deniz Emeklilik Acil Tedavi
Sigortası
• Metro Turizm Seyahat
Organizasyon
• Ing Emeklilik Acil Tedavi
Sigortası
• Mta Grup
• Benefit Card
• Benefit Global Aıg Card
• Benefit Global & Fortis Bank
İş Birliği İle İlaç Tasarruf
Planı Card
• Bank Asya Platinum Card
• Dr. Back-Up Kişisel Sağlık
Sistemi Temel Sağlık Paketi
Acil Tedavi Sigortası
• Halk Sigorta Acil Tedavi
Sigortası
• Türkiye Assist Card
• Safıran Travel Vip Assistance
Card
• Dr. Back-Up Kişisel Sağlık
Sistemi & Fortis Bank Card
• Life Center (Medikamed
Sağlık) (Medika Group)
• Dr. Back-Up Kişisel Sağlık
Sistemi
• Back-Up Kişisel Sağlık
Sistemi
• Ipa Card
• Ipa Privilege Card
• Türkiye Ekonomi Bankası
• Tıcket Restaurant - (Ipa)
Asistans Hizmetleri
• Life Partner Card
• Türkassistcard
• Allianz Sigorta Tamamlayıcı
Sağlık Sigortası
• Demir Hayat Sigorta
Tamamlayıcı Sağlık Sigortası
CGM Sağlıkta
Avantajlar Dünyası
• Medline Box Üyeleri Bireysel
• Medline Box Üyeleri Kurumsal
• Groupama Emeklilik
• Kobi Sağlık Paketi Üyeleri
• Roche Diagnostik
• Assist Line
• Ege Sigorta
• Hdı Sigorta Acil Sağlık
Sigortası
• Hdı-Gs Sigorta - Galatarasay
Aslan Yürek - Aslan Taraftarım
Güvende
• Ace Group Sigorta Üyeleri
• Care& Create (C&C)
• Mobile Plus Asist
• A-Prestige Card
• Türk Asist Card
Anlaşmalı Kurumlar
• Bilgi Ve Teknolojileri Kurumu
• Care & Create Kry Grup
• Remo Grup
Telekomünikasyon (Türkasist)
• Medical Life Group (Gökyüzü
Sağlık Yaşam Destek
Hizmetleri)
• Medilap Asist
• Luc Global (Vip Hayat)
• Benefit Global
• İstanbul Sanayi Odası
• İstanbul Ticaret Odası
• Tavşanlı Ticaret Odası
(Kütahya)
Özel Sandıklar
• Türkiye Halk Bankası Emekli
Sandığı Vakfı
• Şekerbank - Personeli Sosyal
Sigorta Sandığı Vakfı
• Ptt Sağlık Yardım Sandığı
• Türkiye İş Bankası Mensupları
Emekli Sandığı
• Yapı Kredi Bankası
Mensupları Emekli Sandığı
• Türk Telekom Sağlık ve
Sosyal Yardım Vakfı
• T.C. Ziraat Bankası Emekli
Sandığı Vakfı
Okullar
• Özel Uğur Dersanesi
• Kültür Koleji
• Aydın Üniversitesi
• Bank Street Dil Okulları
• Early Amerikan English
Spor Kulubü, Dernek,
Sendika ve Odalar
• Fiader
• Öz Gıda İş Sendikası
• Tes-İş Sendikası İstanbul
• Harb-İş Sendikası
• Çorlu Şehir Klübü Derneği
• Trakya Emlak Müşavirleri
Derneği
• Çorlu Gazeteciler Derneği
• Çorlu İş İnsanları ve
Sanayiciler Derneği
• Trakya Aktif Genç İş Adamları
Derneği
• Tuv-Sud Türkiye Emekliler
Derneği
Bankalar
• Denizbank
• Bankasya
• Şekerbank
• TEB
• Halk Bankası Emekliler
Sandığı
Şirketler
• İspark
• Spor
• Mercedes-Benz Türk
Electrolux
• Cisco Yazılım
• Derindere Turizm Otomotiv
• Hamidiye
• İstanbul Halk Ekmek
• Armada Otel
• Matraş Deri
• İstanbul Şehir Hatları İstanbul
• Deniz Otobüsleri Altur Turizm
• Horoz Lojistik
• Hürriyet Gazetecelik
• Kaya Ramada Plaza
• Samsung
• Eren Raf
• Bayer Kimya
• Sistem Alüminyum
• Korozo
• Pekom
• Ülker Çikolata
• Pelit
• Deva Holding
• Dizayn Grup
• Wyndham Hotel
• Wow Otel
• Anadolu Kimya
• Yaysat
• Altınbaş Altın
• Angora Halı
• İstanbul Seyahat
• İsmak
• İgdaş
• Beltur
• Kral Fm (Kral Tv)
• Türfad
• Pepsico Çorlu Fabrika
• LCW
• Hattat Holding
• Doğuş Otomotiv
• Şimşek Ege Etiket
• Akkim Yapı Kimyasalları
• Not: Alacağınız hizmet çeşitliliğine bağlı olarak sigorta koşulları değişiklik gösterebilir. Lütfen detaylı bilgi isteyiniz. 0850 520 00 00
Kültür / Sanat
MUCİZELER YAĞARKEN / KRİSTİN HANNAH
Bazen bağışlamak, umut etmek ve mucizelere inanmak gerekir.
Hayatının en büyük ihanetine uğrayan, terk edilen ve çok zor bir yıl geçiren Joy
Candellaro, noel yaklaşırken hep hayalini kurduğu maceraya atılmaya karar verir.
Joy hayallerle gerçeğin arasında bocalarken umudun peşinden gitmeyi seçer ve bir
mucizeye tanıklık eder.
BEN BENİM / EDDI ANTER
Ölümün varlığına rağmen "Ben kimim, nereden geldim ve nereye gideceğim"
sorularına cevap ararken kitap boyunca okuyucunun yaşayacağı serüven daha
anlamlı ve daha değerli bir hal alıyor.
"Kural olarak, insan, olmasını umduğu şeye inanır."
ALLAH SEVEN KALPLERDEDİR / GANİRE PAŞAYEVA
Allah'a ancak aşkla varılır… Allah aşkının var olan bütün sevgilerin kaynağı olduğu,
sevgisiz hiçbir kalpte Allah'ın var olamayacağı tezine dayanan "Allah Seven
Kalplerdedir" kitabı okurun kalbine dokunmayı, yüzünde bir tutam ümit yeşertmeyi
yeğliyor.
58
Esentepe Mahallesi T. Erdönmez Sokak No: 7 Esentepe - Şişli / İstanbul 0 (212) 288 19 60
Bizi Takip Edin!..
/avpgoz
/avrupagoz
/+avrupagoz
/avpgoz
/avrupagoz
/avrupagoz
Download