Rosa Luxemburg Kitabı

advertisement
Hazırlayanlar
Peter Hudis - Kevin B. Anderson
Rosa Luxemburg Kitabı
Seçme Yazılar
Ingilizceden çeviren
Tunç Tayanç
dipnot yayınları
Rosa Luxemburg: 1871 yılının 5 Marfında Yahudi bir ailenin çocuğu olarak
Polonya'da doğdu. Genç yaşta sosyalizmle tanıştı ve dönemin sol grupla­
rında yer aldı. Daha 18 yaşındayken içinde bulunduğu gruplar ve politik
görüşü yüzünden isviçre'ye kaçmak zorunda kaldı. 1889'da Zürih Üniversitesi'ne kaydoldu. Burada felsefe, tarih, politika, ekonomi ve matematik
öğrenimi gördü, hayatında büyük etki bırakacak isimlerle tanıştı.
1898 yılında Gustav Lübeck ile evlenerek Berlin'e taşındı, Alman vatan­
daşlığını kazandı. SPD'nin (Alman Sosyal Demokrat Parti) aktif bir üyesi
oldu. 1900 yılına gelindiğinde Luxemburg'un fikirleri tüm Avrupa'nın
sosyalist çevrelerinde büyük yankı uyandırmakta, yazdığı makaleler ilgi
görmekteydi. Özellikle Eduard Bernstein'm düşüncelerine getirdiği eleşti­
rilerle öne
çıkıyordu.
Alman
militarizminin
yükselen
değer
olması
Luxemburg'u ziyadesiyle rahatsız ediyordu, bu konuda partiyle de ters
düşmüştü. 1904 ile 1906 yıllan arasında siyasi faaliyetleri ve görüşleri ne­
deniyle üç kez hapse girdi. Aldığı hapis cezalan onu yıldırmadı, faaliyetle­
rine devam etti.
Savaşın başlamasıyla esen milliyetçi rüzgar SPD'nin de milliyetçi eğilime
yönelmesine neden oldu, bu durum Luxemburg'un fikirleri ile tamamen
tezatlık oluşturuyordu; bu sebeple partiyle olan tüm ilişkisini kesti. 5
Ağustos 1914'de Karl Liebknecht ile beraber Internationale grubunu kur­
du. 1 Ocak 1916'da grubun adı Spartakus Birliği oldu. Grubun devlete kar­
şıt tutumu yüzünden 28 Haziran 1916'da Luxemburg hapis cezasına çarp­
tırıldı. Hapiste geçirdiği yıllarda birçok makale kaleme aldı. 1918 Kasım'ında hapisten çıktı. Faaliyetlerine devam etti ve Liebknecht ile birlikte
Alman Komünist Parti'sini kurdu. 15 Ocak 1919'da Rosa Luxemburg, Karl
Liebknecht ve Wilhelm Pieck, Freikorps tarafından tutuklandılar; Pieck
kaçmayı başarırken, Luxemburg ile Liebknecht yedikleri darbelerle bilinç­
lerini kaybettiler. Aynı gün, Luxemburg ölene kadar dövüldü ve cesedi
nehre atıldı, Liebknecht ise başından yediği kurşunlarla hayatını kaybetti.
Rosa Luxemburg, Birinci Dünya Savaşı ertesi Almanya'yı sarsan devrimci
ayaklanmanın önde gelen figürlerinden biri oldu. Polonya sosyal demok­
rasisindeki ulusala eğilimlere, Almanya sosyal demokrasisi içindeki sos­
yal reformizme karşı tavizsiz mücadelesiyle öne çıktı. Birinci Dünya Savaşı'ndaki II. Enternasyonal ihanetine ve "vatan savunması" yalanlarına kar­
şı işçi sınıfını emperyalist savaş aleyhine örgütlemeye çalıştı. Bolşevik dev­
rimini büyük bir coşkuyla karşıladı; parti-kitle ilişkisi, sosyalist demokrasi
gibi konularda Bolşevikleri eleştirdi. Ardında yüzlerce makale, onlarca ki­
tap ve broşür, iktisat teorisinden ulusların kendi kaderini tayin hakkı ko­
nusuna kadar pek çok önemli teorik/politik tartışma ve zaman zaman kar­
şıtlarını çileden çıkartan sert polemikler bıraktı.
İÇİNDEKİLER
G İ R İ Ş Peter Hudis - Kevin B. Anderson
9
1. K I S I M
SİYASAL İKTİSAT, EMPERYALİZM
VE BATI DIŞI TOPLUMLAR
1 BİRİKİMİN TARİHSEL KOŞULLARI
43
Sermaye Birikimi'nden
43
Genişletilmiş Yeniden Üretim Semasındaki Çelişkiler
44
Sermayenin Yeniden Üretimi ve Toplumsal Ortamı
66
Doğal Ekonomiyle Mücadele
89
2 İLKEL KOMÜNİZMİN ÇÖZÜLÜŞÜ:
ESKİ
CERMENLER VE İNKALARDAN HİNDİSTAN,
RUSYA VE GÜNEY
AFRİKA'YA
107
Eski Cermenlerin "Mark" Topluluğu
108
Inka İmparatorluğu
113
Eski Yunan
119
Kuzey ve Güney Amerika'da İspanyol Sömürgeciliği
124
Hindistan Köyleri
134
Rus Köyü
143
Genel Bir Olgu Olarak İlkel Komünizmin Çözülüşü
153
Güney Afrika
158
3 KÖLELİK
16/
Girit ile Sparta'run Farkı Nedir?
170
Greklerde Köleliğin Gelişmesi
172
Köleliğin Kapsamının Göstergeleri
177
Sonuçlar
181
4 MARTİNİK
183
2. K I S I M
DEVRİM POLİTİKASI REFORMCULUĞUN
ELEŞTİRİSİ
KİTLE GREVİ K U R A M I
KADIN SORUNU ÜZERİNE YAZILAR
5 T O P L U M S A L R E F O R M YA DA D E V R İ M
191
Önsöz
192
1. Oportünist Yöntem
195
2. Kapitalizmin Uyumu
200
Revizyonizmin Pratik Sonuçları ve Genel Niteliği
208
İkinci Bölüm: İktisadi Gelişme ve Sosyalizm
217
Sendikalar, Kooperatifler ve Siyasal Demokrasi
227
Siyasal İktidarın Ele Geçirilmesi
233
Çöküş
239
Teoride ve Pratikte Oportünizm
244
6 KİTLE GREVİ, SİYASAL PARTİ
VE SENDİKALAR
253
Kitle Grevi: Yapay Değil Tarihsel Bir Sonuç
254
Rusya'da Genel Grev Hareketinin Gelişmesi
260
Siyasal ve İktisadi Mücadelenin Etkileşimi
286
7 RUS SOSYAL DEMOKRAT İŞÇİ PARTİSİ'NİN
BEŞİNCİ KONGRESİ'NDE KONUŞMA
8 T E O R İ VE P R A T İ K
299
311
9 KADIN SORUNU ÜZERİNE
YAZILAR, 1902-1914
347
9a. Taktik Bir Sorun
348
9b. Enternasyonal Sosyalist Kadınlar
Konferansı'ndaki (1907) Konuşma
354
9c. Kadınların Oy Hakkı ve Sınıf Mücadelesi
355
9d. Proleter Kadın (1914)
363
3. K I S I M
LENİN'LE TARTIŞMALAR:
KENDİLİĞİNDENLİK, ÖRGÜTLENME VE
DEMOKRASİ
10 RUS SOSYAL DEMOKRASİSİ'NİN
ÖRGÜTSEL SORUNLARI
369
11 KREDO: RUSYA'DA SOSYAL
DEMOKRASİ'NİN DURUMU ÜZERİNE
12 RUS DEVRİMİ
395
417
Rus Devriminin Temel Önemi
418
Bolşevik Toprak Siyaseti
430
Uluslar Sorunu
435
Kurucu Meclis
444
Seçme Hakkı Sorunu
448
Diktatörlük Sorunu
452
Demokrasi ve Diktatörlük
456
4. K I S I M
DÜNYA SAVAŞI'NA MUHALEFETTEN
DEVRİMİN
GÜNCELLİĞİNE
13 JUNİUS BROŞÜRÜ: ALMAN SOSYAL
DEMOKRASİSİ'NİN BUNALIMI
463
14 SAVAŞ VE D E V R İ M Ü Z E R İ N E
KONUŞMALAR VE MEKTUPLAR
507
14a. Başlangıç
508
14b. Toplumun Sosyalizasyonu
513
14c. Spartaküs Birliği Ne İstiyor?
517
14d. Programımız ve Siyasal Durum
529
14e. Berlin'de Düzen Egemen
553
5. K I S I M
"GÖK GÜRÜLTÜSÜ GİBİ"
15 SEÇİLMİŞ M E K T U P L A R 1899-1917
AD DİZİNİ
563
589
GİRİŞ
Peter Hudis - Kevin B. Anderson
12 Ocak 2003'de, Berlin'in varoşu Friedrichsfelde'de, Rosa Luxemburg
ile Karl Liebknecht'ın yaşamlarını ve miraslarını anmak üzere düzenle­
nen gösteriye 100.000 kişi katıldı. Seksen dört yıl önce proto-faşist
güçler tarafından öldürülen bu insanları anmak üzere bu kadar kişinin
bir araya gelmiş olması şaşırtıcı gelebilir. Ancak böyle bir katılım hiç de
beklenmeyen bir şey değildi; çünkü ABD'nin Irak'a müdahalesinin her
an beklenmekte olduğu, askeri müdahalenin bu yeni evresine karşı
muhalefetin bütün dünyada yükselmekte olduğu bir zaman dilimiydi.
Rosa ile Liebknecht de, Avrupa tarihinin en önemli antimilitarist figür­
leri arasındaydılar; bu kadar insanın emperyalist savaşa ve terörizme
meydan okumalarının ortasında onları bir öncü olarak görmeleri bu
devrimcilerden kalan mirasın kanıtıydı.
Ancak Rosa Luxemburg'un (1871-1919) mirası antimilitarist katkısı­
nın çok ötesindeydi. Yaşamı ve eseri, sermayenin küreselleşmesine
karşı özgürleştirici bir seçenek arayışını seslendirmekteydi. Rosa kendi
kuşağındaki Marksistlerin hepsinden çok, sermayenin kendini sürekli
genişletmesini, özellikle de teknolojik açıdan gelişmemiş dünya üze­
rindeki yıkıcı etkisini kuramlaştırmıştır. Sermayenin, kapitalist olmayan
ortamları yıkmaya yönelik girişimlerine yönelttiği eleştirileri ve emper­
yalist yayılmacılığa ateşli karşı çıkışı, küresel sermayeye karşı çıkan yeni
kuşak eylemciler ile düşünürlerin ortaya çıkışıyla yeniden önem ka­
zanmıştır. Aynı zamanda, reformcu uzlaşıya, bürokratik entrikalara ve
seçkinci örgütlenme yöntemlerine şiddetli karşı çıkışı da, baskıcı ve
hiyerarşik oluşumları önleyen, radikal hareketleri ve geride kalan yüz­
lerce yılda sosyalist toplumlar yaratma çabalarını tanımlayan antikapi-
10
I
Rosa Luxemburg Kitabı/Seçme Yazılar
talist bir seçenek arayışını seslendirmiştir. İktidar alındıktan sonra dev­
rimci demokrasiye duyulan gereksinme konusundaki ısrarı, zamanımı­
zın yanıtsız kalan başlıca sorunlarının bir bölümüne değinmektedir:
Kapitalizmin alternatifi var mıdır? Bürokratik şiddet ve totalitarizmi
yeniden üretmeden küresel sermayenin kendi kendini genişletmeye
yönelik atılımını durdurmak olası mıdır? Küreselleşen sermaye ve terö­
rizmin belirleyici olduğu bir çağda insanlık özgür olabilir mi? Nihayet,
büyük ölçüde erkek egemen bir nitelik taşıyan sosyalist hareket içinde
bir kadın önder ve kuramcı olması toplumsal cinsiyet ile devrim üze­
rinde bazı yeni düşünceleri özendirmiş midir?
Bu Kitap, onun ekonomik ve siyasal yazılarından önemli parçaları
tek bir ciltte ilk kez bir araya getirerek Rosa Luxemburg'un katkılarını
bütün boyutlarıyla göstermektedir. 1) Kapitalist küreselleşmenin, top­
lumsal örgütlenmenin kapitalizm öncesi komünal biçimleri üzerindeki
etkisi, 2) Sosyalist dönüşümün ayrılmaz bir boyutu olarak kadınların
kurtuluşu ve 3) Marksizmin tarihini büyük ölçüde tanımlayan hiyerarşik
örgütlenme yöntemlerinin eleştirisi üzerine olan bazı temel metinler ilk
kez burada İngilizceye çevrilmişlerdir. Nihayet, yazışmalarından yapmış
olduğumuz seçme de insancıllığını ve öngörüsünün derinliğini gös­
termeye yaramaktadır. Bir bütün olarak bu kitap, günümüzde radikal
toplumsal dönüşümün sorunları üzerine yeniden düşünmeye çalışan­
lara bir kaynak olmayı amaçlamaktadır.
I
Rosa Luxemburg, sosyalist harekete katılan en özgün karakterlerden
biridir. 5 Mart 1871'de, Polonya'nın Rusya'nın işgali altındaki toprakların­
da bulunan Zamosc'da Yahudi bir ailede dünyaya geldi; ergenlik çağla­
rında devrimci harekete katıldı, Polonyalı Marksistlerin ilk örgütlenmele­
rinden biri olan Proletarya içinde etkin oldu. 1889'da, hükümet güçleri
grubu dağıttıklarında Polonya dışına kaçtı. 1889'dan 1897'ye kadar Zürih
Üniversitesi'ne devam etti; Polonya'nın Sınai Gelişmesi başlıklı doktora
tezini orada yazdı. 1890'h yılların başlarında ve ortasında, İsviçre ile Fran­
sa'da sürgünde bulunan Polonya devrimci çevrelerindeki etkinlikleri,
sonradan ünleneceği siyasal bağımsızlık ve kuramsal iddiacılık nitelikle­
rini gözler önüne serdi. 1893'te, Frederick Engels ve Rus Marksizminin
kurucusu Georgi Plekhanov gibi parlak kişilerle karşılaştığı, Zürih'te top­
lanan İkinci Enternasyonalin Üçüncü Kongresi'ne katıldı. Polonya'nın
kendi kaderini tayinine ilişkin tezlerin milliyetçi niteliğine karşı çıktı, onun
Giriş I
11
yerine "katı" proletarya enternasyonalizmini savundu -bu onu, Marx'in
Polonya üzerine yazdıklarının yanı sıra zamanının önde gelen sosyalist
figürlerine de doğrudan karşı çıkan bir konuma yerleştirdi.
Rosa Luxemburg'un, sonraki on yedi yıl boyunca hem yoldaşı hem
de sevgilisi olacak, yaşamının sonuna kadar da yakın bir meslektaşı ola­
rak kalacak olan Polonyalı devrimci Leo Jogiches (1867-1919) ile tanış­
ması da 1890'da Zürih'te gerçekleşti. Sosyalist harekete 1885'te Vilna'da
katılan Jogiches, Polonya'da, Rusya'da, sonra da Almanya'da devrimci
hareketlerin çarpıcı bir stratejisti ve örgütleyicisiydi. Yazdığı makalelere
ve denemelere yapıcı eleştirilerde bulunmaktan yeraltındaki devrimci
örgütleme çalışmalarının perde arkasında yorulmak bilmeden düşünce­
lerini yaymaya kadar birçok cephede Rosa Luxemburg ile çok yakın
çalışmalar yaptı. Rosa konusunda uzman Felix Tych'ın değindiği üzere,
kendi adını kullanarak çok az yazmış olduğundan Jogiches'ın katkılarına
gereken önem verilmemiştir.1 Ancak o da özgün biriydi. Luxemburg'un
yakın arkadaşı, sosyalist feminist Clara Zetkin bir keresinde, Jogiches'ın
"önemli bir kadın şahsiyete hoşgörüyle bakabilen az sayıdaki erkekten
biri" olduğunu (o zamanlar çok ender görülen bir durumdu bu) söyle­
mişti.2 Rosa ile Jogiches arasındaki tutkulu ve fırtınalı ilişki, hem birlikte
oldukları dönemde, hem de sonrasında, bir kadın, düşünür ve devrimci
olarak Rosa'ya esin kaynağı olmuştu. Bir zamanlar şöyle demişti: "Bir
kadının karakterinin aşk başladığında değil, ama sona erdiğinde kendini
gösterdiği düşüncesini benimsiyorum."3
Rosa'nın bağımsız karakteri, 1898'de Almanya'ya geçmesi ve o ta­
rihlerde dünyanın en büyük sosyalist örgütlenmesi olan Alman Sosyal
Demokrat Partisi'nde (SPD) etkin olması üzerine ortaya çıkmıştı. Polonyalı-Musevi bir kadın olarak, onu "konuğumuz olan ve düzenimizi
bozan"4 biri olarak nitelendiren Parti'nin birçok önderinin alınganlıkları
1
Bkz. Luxemburg,
Briefe an Leon jogiches'e (Frankfurt, Europäische Ver­
lagsanstalt 1971) Tych'in yazdığı giriş.
2
Aktaran Paul Frölich,
Rosa Luxemburg: Her Life and Work
(New York,
Monthly Review Press, 1972), s. 14.
3
Mathilde Jacob'a yazılan 9 Nisan 1915 tarihli mektup,
sa Luxemburg,
The Letters of Ro­
ed. Stephen Eric Bronner (Boulder, Westview Press, 1978)
içinde s. 163.
4
Nitelemeyi Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin ana yayın organı olan
Vorwärts'in
yayın yönetmenlerinden Richard Fischer kullanmıştır. Bkz.
12
I
Rosa Luxemburg Kitabı/Seçme Yazılar
ve muhalefetiyle yüz yüze kalmıştı. Bu tür engellere kulak asmayarak o
günün en önemli tartışmalarından birine, Eduard Bernstein'ın Marksizmi "revize" etme çabalarına doğrudan katılmıştı.
O sıralarda Bernstein, Marksizmin önde gelenlerindendi; Engels
onu, kendinin yazınsal uygulayıcısı olarak göstermişti. Bu nedenle de
Bernstein'ın 1896-1898'de yazdığı bir dizi makalede Marx'in eserlerin­
deki temel tezlerin eskimiş olduğunu ileri sürmesi tam bir şaşkınlık
yarattı. Bernstein, Marx'in kapitalizmin yıkılmasının ve çökmesinin
kaçınılmaz olduğuna ilişkin öngörüsünün doğrulanmadığını, ekono­
mik bunalımların sıklığındaki azalmanın deneylerle kanıtlandığını iddia
etti. Kredi düzeni, tröstler ve tekellerin oluşmasının kapitalist piyasalar­
daki "anarşi"nin üstesinden gelindiğini gösterdiğini ve kapitalizmin
kendi "toplumsallaşmış" üretimine doğru yöneldiğini savunuyordu.
Ayrıca, sendikaların daha yüksek ücret elde edebilme yeteneklerinin
de giderek kar oranlarını baskılayarak, bir toplumsal devrime gerek
kalmadan kapitalist sömürüyü sona erdirecek noktaya gelebileceğini
ileri sürmüştü. Görüşlerini, ekonomik olduğu kadar siyasal düşüncelere
de dayandırıyordu. SPD'nin milyonlarca üyesi ve destekleyeni olan bir
kitle partisi olması Sosyal Demokrasi'nin artan gücünün, kapitalist
düzenin yasal ve parlamenter yollardan reform yapabildiğini gösterdi­
ğini savunmuştu. "Benim için hareket her şey, amaç ise hiçbir şeydir"
diye noktayı koyuyordu.
Protokoll über die Verhandlungen des Parteitages der Sozialdemokratischen Partei
Deuschlands, September 22-28,1901 (Berlin, SPD, 1901), s. 191.
Download