“Her Mecraya Ayrı Reklam”

advertisement
“Farklı Televizyon Yayın Ortamlarında Aynı Anda Farklı Reklam Yayını”
“Bir Koltuğa İki Karpuz Sığar mı?”
*Av.Erdal AKSU
17 Kasım 2008
KONU: Rekabet Kurulu’nun 03.07.2008 tarihinde Kablo TV şebekesine
entegre edilecek yazılım ve donanım ile ulusal kanallarda yerel nitelikte
bilgilendirme, haber ve reklam benzeri katma değerli hizmetlerin
sunulmasını sağlayan buluş hakkında verdiği karar çerçevesinde ulusal
yayın yapan bir televizyon kanalının iletildiği her mecraya ayrı reklam sinyali
göndermesinin Radyo ve Televizyon Üst Kurulu açısından sakıncalı olup
olmadığının değerlendirilmesidir.
Rekabet Kurulu Kararı’nın içeriği
Yaşam Televizyon Yayın Hizmetleri A.Ş. (Kanaltürk) ve buluş sahibi
olduğunu belirten Ar-Te Program ve Reklam Ajansı İnş. San. Tic. Ltd. Şti.
ünvanlı şirketlerin başvurusu üzerine Rekabet Kurulu 03.07.2008 tarihli
kararıyla sözkonusu şirketlerin Kablo TV şebekesini işleten Türksat Uydu
Haberleşme Kablo TV ve İşletme A.Ş. ünvanlı şirkete başvurularının
reddedilmesini rekabeti engelleyici nitelikte bulmamıştır.
Karara konu olan buluş sayesinde Kablo TV şebekesine entegre edilecek
yazılım ve donanım ile ulusal kanallarda katma değerli hizmetlerin
sunulmasının mümkün olduğu anlaşılmaktadır. Asıl yayından ayrı şekilde
yayını destekleyen yan unsurlar olarak nitelendirebileceğimiz “katma değerli
hizmetler” kapsamına “reklam” da dahildir.
Kararın “İnceleme ve Değerlendirme” başlıklı kısmında belirtildiği gibi,
sözkonusu buluşun kullanılması halinde Türksat’ın ilettiği yayınlar üzerinde
ekranın bir kısmı kullanılarak yerel reklamları ya da duyuruları da iletmek
mümkün olabilecektir.
Rekabet Kurulu kararın birçok yerinde konu hakkında Telekomünikasyon
Kurumu’nun görüş ve atıflarına yer vermişken, konu “yayın iletmek” ve
“bölünür ekran yoluyla reklam yayını yapmak” iken Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu görüşüne yer verilmemiş veya ilgili yayın mevzuatına
değinilmemiştir.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu tarafından geçici kullanım adı altında
verilen karasal yayın lisansı ile yayın yapan televizyon kanallarının
diğer yayın iletim şekilleri nelerdir?
Değerlendirmemize asıl teşkil eden yayın tipinin karasal yayın olmasının
sebebi, karasal yayın yapan kanalların genelde diğer yayın mecralarında da
yayın yapan geniş bir iletim yelpazesine sahip olmaları ve konumuz
açısından iyi bir örnek teşkil edecek olmalarıdır.
1) Karasal yayın yapan bir kanalın yayınlarını ilettiği ilk yöntem ülke
geneline yerleştirilen vericiler ile yayınların normal televizyon üstü antenlere
ulaştırıldığı yöntemdir.
2) Televizyon kanalının iletildiği ikinci yaygın yöntem uydu yoluyla sinyalin
eltilmesidir. Uydu ile şifresiz olarak tüm uydu alıcılara yayın iletilebilir.
Ayrıca, yayın sinyali şifrelenerek sadece belirli uydu alıcılara sinyal
indirilerek, şifresi çözülebilir. Aynı sinyalin hem genele şifresiz hem de özele
şifreli yayını aynı anda mümküdür.
3) Yayın sinyali Rekabet Kurulu’nun kararında olduğu gibi Kablo TV
şebekesinin merkezine de gönderilerek buradan abonelere dağıtılabilir.
4) Aynı sinyal, internet yayınına uygun şekilde bir internet sayfası üzerinden
“WEB TV” tabir edilen şekilde yayınlanabilir.
5) Sözkonusu sinyalin internetin kapalı devre çeşidi olan IPTV olarak
yayınlanması da mümkündür.
6) Sinyalin verildiği ortamlardan biri de mobil ortamlardır.
telefonlarından televziyon yayını da başlama aşamasındadır.
Cep
Yukarıda sayılan ve günden güne değişeek artan yayın mecralarının her biri
Rekabet Kurulu’nun kararında bahsedilen buluşun kullanılabileceği ortam
olabilir.
Bu anlatımım ile teknik olarak konuya vakıf olmamakla birlikte, buluşun
tüm mecralarda kullanılmasının mümkün olduğundan hareket ederek
varsayımsal bir sonuç çıkaracağım.
Karasal yayınların iletilmesi için kullanılan ülke çapına dağılmış antenlerin
her birine bulundukları bölgenin reklamlarını giren entegre bir cihaz
yerleştirildiğini varsayacağım.
Uydu sinyalinin uydu alıcıya inmeden önce, televizyon sinyalinin internete
ulaşmadan önce ve Rekabet Kurulu kararında sözkonusu olduğu gibi Kablo
TV merkezinden izleyiciye ulaşmadan önce kullanılacak bir cihaz ile
televizyon sinyaline reklam girilmesini değerlendireceğim.
Örneği somutlaştıracak olursak; “Show TV” bağlı bulunduğu mevzuattaki
reklam süreleri ve yerleştirme sıklığına uygun şekilde, yayının içeriğini
farklılaştırmadan, sadece reklamlar, telealışveriş ve özel tanıtıcı spot
reklamlar esnasında Ankara’da bulunan anteni sayesinde Ankara yöresine
yönelik reklam girişi yapabilecek midir? Ankara’daki izleyiciler Ankara’da
bulunan müzelerin giriş saatlerine ilişkin reklam izlerken, Show TV’nin uydu
yayınında “Nexstar uydu alıcısı reklamı”, kablo tv yayınında “deterjan”
reklamı, inetrnet sinyalinde “showtv.net reklamı” dijital platformlar
üzerindeki yayınlarında aynı anda başka başka reklamlar yayınlayabilecek
midir? sorularının hukuki anlamda cevabını arıyorum.
RTÜK’ten alınan lisans ile yapılan televizyon lisansının yayın sinyalinin
yayın esnasında farklılaştırılması mümkün müdür?
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu yukarıda bahsettiğimiz karasal geçici
kullanımı yanında, uydu ve kablo yayını için lisans tahsis etmektedir.
İnternet veya mobil cihazlar üzerinden televizyon yayıncılığı şu an için hiçbir
lisans gerektirmemektedir. Zira bu konuda yasal bir düzenleme yoktur.
Mevzuat Yokluğu
Önce basit ve açıkça mümkün olandan yola çıkarak, bir televizyon kanalının
sinyalinin reklamların başladığı esnada kesilerek aynı anda yayın yaptığı
internet yayınına başka reklam almak mümkündür. Web TV veya IPTV
olması farketmez. Bu durum cep telefonu üzerinden yayın yapan bir
televizyon kanalı için de geçerlidir.
RTÜK yetki alanı şimdilik televizyonlar ile kısıtlıdır. Dolayısyla yayın
bütünülüğü açısından aynı yayını yapsada internet veya mobil yayınları
sorgulamaya gerek yoktur.
Show TV ve Kanal D başta olmak üzere birçok kanal şu anda internetten
yayın yapmakta Turkcell’in deneme amaçlı sürdürdüğü mobil televizyon
platformunda yer almaktadır. Bu tür yayın yapan kanalların internetten
veya mobil ortamdan yayınları esnasında sözkonusu cihaz entegre edilsin
edilmesin sinyali reklam esnasında farklılaştırarak, ayrı reklam
yayınlamaları mümkündür.
Bilindiği üzere yayıncı kuruluşlar sponsorluk hariç yıllık brüt reklam
gelirlerinin yarısı eğitime katkı payı adı altında olmak üzere yaklaşık
%10’unu RTÜK’e reklam payı olarak ödemektedirler. İnternette veya mobil
cihazlar üzerinden yapılacak yayınlarda yer alacak reklamlardan mevzuat
boşluğu gereği RTÜK payı da doğmayacağından, bu tip bişr uygulamanın
finansal açıdan nasıl bir sorunsalı doğuracağı da merak konusudur.
Görüşüm reklam gelirinin televizyon lisans sahibi şirket dışında doğması
nedeniyle RTÜK payı ödenme zorunluluğunun olmayacağıdır.
3984 Sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında
Kanun ve bu kanuna dayanlıarak çıkarılmış olan Radyo ve Televizyon
Yayınlarının Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik açısından konunun
değerlendirilmesi
3984 Sayılı Kanun’da RTÜK tarafından verilen ve “lisans izni” olarak tabir
edilen iznin televizyon kuruluşuna mı yoksa televizyon yayınına mı verildiği
belli değildir.
Kanunun belli yerlerinde televizyon kuruluşuna belli yerlerinde televizyona
verilen izinden bahsedilmektedir.
RTÜK tarafından verilen izin televizyon yayınının kendisine değildir. Yani,
RTÜK yayın izni verirken yayın izni istenen televizyon yayın akışına
bakmadan sadece yapılacak yayın tipine bakarak izin vermektedir.
Bu bakış açısıyla RTÜK’ün yayın içeriği ile sadece Kanun’un “Yayın İlkeleri”
başlıklı 4. maddesi gereği ilgilendiğini ve bu ilkelere uygun yapılan yayının
belli yerlerine reklam yerleştirilebileceğini anlıyoruz.
Yukarıda bahsettiğimiz tüm yayın iletim şekilleri Kanun’da şu şekilde
tanımlanmıştır:
“İletişim ortamı: Radyo ve televizyon programlarının üretildiği merkez çıkışındaki sinyali
herhangi bir teknik kullanarak tek veya birden fazla radyo ve televizyon yayınını bir arada
olarak radyo, televizyon ve veri dağıtım sistemlerine ileten her nevi ortamı”
Varsayımımızda RTÜK’ten en geniş manada izin almış televizyon
kuruluşlarını değerlendirmeye aldığımızdan iletişim ortamı için izin alıdnığı
dolayısıyla yayını iletmekte değil yayının içeriğinde farklılığın neyi
doğuracağını belirleyeceğiz.
Farklı iletişim ortamlarından yapılan yayın ve yayının yapıldığı yer Televizyon
Yayını ve Televizyon Kanalı olarak Kanun’da şu şekilde tanımlanmıştır:
Televizyon yayını: Elektromanyetik dalgalar, veri şebekeleri ve diğer yollarla halkın
doğrudan alması maksadıyla yapılan, hareketli veya sabit resimlerin (görüntü) sesli veya
sessiz kalıcı olmayan yayınlarını,
TV kanalı: Televizyon ve veri yayını yapmak üzere bir televizyon vericisinden yayılan
elektromanyetik dalgaların işgal edeceği frekans alanını,
KANUN ne tanımları ile ne de diğer maddeleri ile “televizyon yayınının”
farklılaşmasını engellememektedir.
Radyo ve Televizyon Yayınlarının Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmelik
ve Özel Radyo ve Televizyon Kuruluşları İdari ve Mali Şartlar
Yönetmeliğinden de aynı sonuç çıkmaktadır.
Özel Radyo ve Televizyon Kuruluşları İdari ve Mali Şartlar Yönetmeliği
televizyon kuruluşlarının kuruluş için RTÜK başvurusu yapmalarından
daha sonra işleyişine kadar uymaları gereken kuralları içeren yönetmeliktir.
Ayrıca Uydu Yayını İzin ve Lisans Yönetmeliği ve ayrıca Kablolu Yayın İzin ve
Lisans Yönetmeliği de yayın yerine göre televizyon kanallarının kuruluş ve
işleyişini ayrıntılı olarak düzenlemektedir.
Yukarıda bahsedilen Kanun ve Yönetmelikler çerçevesinde RTÜK tarafından
yayın iznine konu olan ve daha sonrasında denetlenen hususlar şu şekilde
karşımıza çıkmaktadır;
Televizyon şirketinin;
*Hisse Yapısı
*Hissedarların Tabiiyeti
* Sorumlu Kişiler
*Kuruluş teknik altyapısı
*Sermayesi
*Yayın ilkelerine uygun yayını
*Yayın süresine uygun yayın
*Reklam sürelerine uygun yayını
*Reklam yerleştirme sıklığına uygun yayını
*Reklam gelirlerinden RTÜK payının zamanında ödenmesi
Ne kanunda ne de yönetmeliklerde tartıştığımız sorunsalı denetleyecek veya
engel olacak bir düzenleme içermemektedir. Zaten bir cihaz yardımıyla olsun
olmasın reklam yayını esnasında sinyalin farklılşatırılarak her iletim
ortamından farklı reklam yayını yapmak RTÜK tarafından denetlenen
yukarıdaki hususların hiçbirinde farklılık yaratmamaktadır.
SONUÇ:
Böyle bir uygulama, program süresini değiştirmeyecek, yayın ilkelerine
aykırılık teşkil etmeyecek veya yayın izni zaten alınmış bir ortamdan yapılan
farklı reklam yayını tüketici açısından da sorun teşkil etmeyecektir.
Sadece reklam verenlerin doğru ortamda doğru tüketici ile karşılaşmalarını
sağlayacak olan bu varsayımsal sistemin RTÜK ve bağlı mevzuat açısından
herhangi bir aykırılık teşkil etmeyeceği görüşündeyim. Yeter ki reklam
gelirlerinden doğan RTÜK paylarının her bir ortam için ayrı ayrı nasıl
ödeneceği konusunda konunun tarafları anlaşma sağlasın.
Download