kontınas dergı sayı--8

advertisement
Kadýn ve Ýþlevsel Üroloji Bülteni
ÖN ÜRETRA DARLIKLARINDA ENDOSKOPİK TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Dr. Cihan Toktaş1, Dr. Ali Ersin Zümrütbaş2
Beyşehir Devlet Hastanesi, Üroloji Bölümü, Konya
2
Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, Denizli
1
A-ETİYOLOJİ, TANI, KOMPLİKASYONLAR
Üretra darlıkları tedavi ve takip açısından ürolojinin
sorunlu konularında birisidir. Etyolojisinde kronik
enfeksiyon, eksternal travma, üretral kateterizasyon ve
iyatrojenik nedenler ön plandadır.1 Ürolojide tanı
ve/veya tedavi amaçlı transüretral endoskopik
müdahalelerin yıllar içerisinde artış göstermesi sonrası
bu durum daha sık olarak karşımıza çıkmaktadır. Genel
olarak üretra darlığı, etiyolojik etkene bağlı üretral
mukozanın laserasyonu, buna enfeksiyonun eklenmesi
ve son olarak skar dokusunun gelişmesi ile oluşur.
Üretral darlık sıklıkla idrar kalibrasyonunda azalma
olarak belirti gösterir. Bu şikâyetleri olan bir hastada
darlığın tanısı retrograd üretrogram ve sonrasında da
tedavi için de gerekli olan üretroskopi ile konmaktadır.2
Üretral darlık nedeniyle Amerika Birleşik Devletlerinde
yıllık yaklaşık 1.5 milyon başvuru olmaktadır ve bu
hastaların sadece operasyon maliyetleri yaklaşık 200
milyon dolar olarak hesaplanmıştır. Bu başvuruların
sayısı yaş ilerledikçe transüretral girişim sayısının
artması nedeniyle 50 yaşından sonra ciddi oranda
yükselmektedir (Şekil-1). Üretral darlığı olan hastalarda
idrar yolu enfeksiyonu ve inkontinans daha yüksek
oranda saptanmaktadır. Dolayısıyla tedavi maliyetleri
daha da artmaktadır.3
Şekil 1:Yaşla üretral darlık oranlarındaki değişim4
Tablo -1. Üretral Darlık Komplikasyonları4
KOMPLİKASYON
ORAN
Mesane duvar
kalınlaşması ve
trabekülasyon
% 85
Akut retansiyon
% 60
Prostatit
% 50
Epididimoorşit
% 25
Periüretral abse
% 15
Taş oluşumu (mesane,
üretra)
% 10
Hidronefroz
% 20
B-TEDAVİ
Ön üretra darlıklarının tedavisinde üretroplasti dışında
birçok tedavi yöntemleri bulunmaktadır ve bu tedaviler
darlığın yerine, uzunluğuna göre değişmektedir.
Ür etr al dar l ık i nsi dansı
120
TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Hasta / 100000 kişi
100
1. Dilatasyon
80
60
−
Yumuşak dilatasyon: Üretral
−
sondalar ve semi - rijit bujilerle
yapılır.
Rijit bujilerle dilatasyon
40
20
0
15-24
25-34
35-44
45-54
55-64
65+
yaş
Üretral darlığın tedavisiz bırakılması hastanın işeme
şikâyetlerinin yanı sıra ileride tedavisi daha zor ve
maliyetli olan komplikasyonlara yol açabilmektedir
(Tablo-1).2
∼ 29 ∼
2.
Endoskopik üretrotomi
−
İnternal üretrotomi
−
Lazer üretrotomi
3.
Üretral stentler
4.
Açık cerrahi
Kadýn ve Ýþlevsel Üroloji Bülteni
1. Dilatasyon: Üretral darlıklarda dilatasyon yöntemi
600 seneyi aşkın bir süre önce Shusruta tarafından
tanımlanmıştır.5
Tablo -2. İnternal Üretrotomide başarı
oranları
Takip
Başarı
Hasta
Yazar
süresi
oranı
sayısı
(ay)
(%)
1.1. Yumuşak dilatasyon
Nelaton, Tiemann uçlu veya klasik Foley sondalarla
yapılabilir. Bu yöntemde mesaneye geçirilebilen en
inceden başlanarak sırayla daha kalın sondalar takılır. Bu
işleme 20–22 F kalibrasyona kadar devam edilebilir.
Yumuşak dilatasyon hekim tarafından uygulanabileceği
gibi hastaların kendisi de yapabilir. Hastaların
uyguladığı yöntem genelde primer bir darlığın
tedavisinden sonra darlığın tekrarlamaması veya
tekrarlamanın geciktirilmesi amacıyla kullanılabilir.
1.2. Rijid dilatasyon
Bu yöntem daha sert yapıda olan Hegar, Beniquet gibi
bujilerle yapılmaktadır. Bu yöntem hastane şartlarında
hekim
tarafınca
uygulanmaktadır.
Yumuşak
dilatasyonda olduğu gibi giderek kalınlaşan bujilerin
sırayla mesaneye geçirilmesi ile uygulanır. Fakat bu
yöntem kör bir yöntemdir bu yüzden basit bir darlığı
kompleks darlıklara çevirebilir, üretral travmalara ve
yalancı yol (false route) oluşumuna yol açabilir.
2. Endoskopik üretrotomi
2.1. İnternal üretrotomi
Hans Sachse tarafından 1974’te tanımlanmıştır ve bu
yöntem günümüzde sıklıkla kullanılmaktadır.6 18–20 F
üretroskop ve 0 derece optik kullanılarak direk görüş
altında
yapılır.
Bazen
üretroskopide
lümen
görülemeyebilir.
Bu
durumlarda
üretrotomi
uygulanmamalıdır. Eğer lümen görülebiliyorsa buradan
ince bir kateter ilerletilir. Kateter mesaneye ulaşıyorsa
üretrotoma monte edilmiş düz veya balta şeklindeki
bıçak ile darlık alanı saat 12 hizasından kesilir. Ardından
proksimaldeki normal üretral lümene ulaşılarak
mesaneye girilir ve sistoskopi yapılır.
İnternal üretrotomi 1 cm’den daha kısa, distal-proksimal
dislokasyon olmayan darlıklarda kullanılmalıdır. İnternal
üretrotomi sonrası foley kateter darlık alanının
uzunluğu ve periüretral fibrozisin derecesine göre 3 gün
ila 2 hafta arasında tutulabilir. Buradaki esas amaç
üretral epitelizasyonun sağlanmasıdır.7
İnternal üretrotomi ile ilgili yapılan çalışmalarda takip
süreleri uzadıkça genelde başarı azalmaktadır. 2010
yılında Santucci tarafından yapılan bir çalışmada,
ortalama 14 aylık takip sonrasında darlık tekrarlamayan
hastaların oranının %8 olduğu yayınlanmıştır. Bu
çalışmada üretrotomi sonrası darlık gelişimi için
ortalama sürenin 9 ay olduğu saptanmıştır. Ayrıca bu
çalışmada internal üretrotomi tekniğinin kesin tedavi
planlanmasına kadar geçen sürede kullanılabilecek
geçici bir yöntem olduğu yorumu yapılmıştır.8
Smith
39
12
82
Gaches
177
48
81
Chilton
151
60
50
Holm
Nielsen
225
--
77
Steenkamp
101
14.4
77
Albers
937
58
62
Pansodoro
224
96
32
Santucci
74
14
8
Kısa dönemde başarılı bir şekilde tedavi edilen üretra
darlıklarının uzun dönem nüks oranlarının yüksekliği
ürolojinin temel sorunlarından birisi olarak karşımıza
çıkmaktadır. Nüks oranlarının yüksekliği, üretra darlığı
için yapılan ameliyatlara alternatif arayışların temel
nedenini oluşturmaktadır.
3. Üretral stentler
İlk olarak lümenin devamlılığını sağlamak amacıyla
vaskuler kullanım için geliştirilen ve self-retaining (kendi
kendini tutan) olarak isimlendirilen endoprotezlerin
kullanılmasına 1969 yılında başlanmıştır. Alt üriner
sistem için kullanımı ise ilk kez 1980 yılında benign
prostat hipertrofisi olan hastalar için Fabian tarafından
tanımlanmıştır.9 Fabian tarafından tanımlanan bu
yöntemde metalik yapılı bir stent kullanılmıştır. İlerleyen
yıllarda üretral stentlerin endikasyonları genişleyerek
spinal kord travmasına bağlı detrusor sfinkter dissinerjisi
ve 1988 yılında da üretral darlıkları da içine almıştır.10
Üretral stentler ilk kullanıma girdiklerinde mükemmel
sonuçlar öngörülmüştür.10,11 Bununla birlikte, uzun
süreli sonuçlar, stentlerin primer tedavi olması
konusunda şüphelere yol açmıştır.12,13 Uzun takip süreli
çalışmalar migrasyon, enkrustasyon, enfeksiyon, ağrı ve
tekrar girişim gibi komplikasyonları ortaya koymuştur.
Takip süreleri 11 yıla kadar varan çalışmalarda bulbar
darlık tanısıyla üretral stent yerleştirilen hastalarda
tekrar girişim oranı %33-%45 oranında saptanmıştır.9,12,14
Yine bazı çalışmalarda prostat kanseri tedavisi nedeniyle
posterior üretral darlık gelişen ve UroLume® yerleştirilen
hastalarda tekrar girişim oranı %11-40 oranında
saptanmıştır.15,16 Bu komplikasyonlar ve yüksek tekrar
girişim oranları nedeniyle üretral stentler iyi seçilmiş
hastalarda primer tedavi modaliteleri yerine
uygulanabilecek bir yöntem olarak değerlendirilmeye
başlanmıştır.17 Bununla birlikte literatürde stent
∼ 30 ∼
Kadýn ve Ýþlevsel Üroloji Bülteni
uygulamalarının primer tedavi yöntemi olarak
değerlendirildiği çalışmalar da mevcuttur.2,3 Üretral
stentler her ne kadar cerrahiye uygun olmayan
hastalarda kalıcı kateterlere bir alternatif olabileceği
düşünülse de kalıcı kateterlerin tersine işlevsel bir
detrusor gerektirmektedir.5
Zamanla stentlerin endikasyonları genişlediği gibi
stentlerin yapıları da değişmiştir. İlk kullanılan metalik
stentlerin enkrustasyon, pozisyon kaybı ve sık
enfeksiyon gibi dezavantajları varken ilerleyen yıllarda
Milroy ve Allen tarafından üzerinde epitelizasyona izin
veren yani idrarla direk temas etmeyen ve dokuya daha
sıkı tutunan, daha geniş lümene sahip Urolume® stentler
geliştirilmiştir.18
Metalik stentlerden sonra geliştirilen bu tip stentlere ait
uzun süreli sonuçlar 1993 yılında Williams ve ark.
tarafından yayınlanmıştır. Bu çalışmaya Avrupa’dan 5
farklı merkezde üretral stent yerleştirilen 96 hasta
alınmış ve %84 oranında bir başarı rapor edilmiştir.19
1996 yılında ise Milroy ve Allen, üretral stent yerleştirilen
50 hastanın bilgilerini içeren çalışmalarında 27 hastayı 5
yıldan fazla takip etmişlerdir. Bu çalışmada, 5 hasta 4 yıl,
diğer 18 hasta ise daha kısa süre ile takip edilmiştir. Beş
yıldan fazla takip edilen 27 hastadan 8’inde stent
lümeninde, 9’unda ise stent dışı alanlarda tekrar darlık
oluştuğu ve bu darlıklarında başarılı bir şekilde yeni
stentlerle tedavi edildiği bildirilmiştir. Tekrar darlık
gelişen hastaların daha uzun bir dar segmenti ve darlık
alanında yoğun periüretral fibrozisi olan hastalar olduğu
belirtilmiştir.18 2000 yılında yine aynı tip stentlerin
kullanımıyla Türkiye’de yapılan başka bir çalışmada
tekrarlayan bulber darlığı olan 60 hastanın ortalama 3.8
yıllık takibi sonrası %87 oranında başarı bildirilmiştir.20
2007 yılında Armitage ve ark. tarafından yayımlanan bir
derlemede Urolume® stent kullanılan 20 çalışmaya ait
toplam 990 prostatik obstruksiyonlu hastanın verileri
incelenmiş ve 921 hastanın (%93) stent yerleştirilmesi
sonrası idrarlarını yapabildiği rapor edilmiştir. Fakat bu
hastaların yaklaşık yarısının stent öncesi dönemde de
idrarlarını yapabildikleri belirtilmiştir. Stent öncesi
dönemde kalıcı kateterle yaşayan 176 hastada ise idrar
yapabilme oranı %84 olarak saptanmıştır.21
Urolume® stentlerden sonra dokuya bu stentlerden
daha az tutunan, böylece endoskopik olarak tekrar
pozisyon verilebilen ve gerekli durumlarda da
çıkartılabilen ürolojik kullanım için Memotherm stentler
geliştirilmiştir.20 2005 yılında yayınlanan bir çalışmada,
tekrarlayan retansiyon hikâyesi olan 15 hastadan 12
tanesinin normal işeme parametrelerine geri döndüğü,
1 hastada stentin taşlaşma nedeniyle çıkartıldığı, 2
hastada ise retansiyonun tekrarladığı bildirilmiştir. Bu
çalışma sonucunda üretral stent kullanımının hastaların
yaşam kalitelerinin arttırdığı ve yüksek riskli hastalarda
devamlı kateterizasyon yerine kullanılabileceği
belirtilmiştir.22
2011 yılında tekrarlayan bulber darlığı olan 47 hastada
Memotherm stent kullanımı sonrası 7 yıllık takip
sonuçları yayınlanmıştır. Bu çalışmada, 37 (%78.7)
hastanın başarıyla tedavi edildiği, stent yerleştirilmesi
sonrası görülen işeme sonrası damlama tarzı idrar
kaçırmanın 32 hastada 3. ayda sona erdiği ve sadece 7
hastada 7. yıl sonunda devam ettiği bildirilmiştir. Ayrıca
darlık alanları eksternal sfinkter bölgesini de içeren 9
hastada (%14,9) 1. yıl sonunda stres tipi idrar kaçırma
olduğu, uzun dönem takiplerde ise bu oranın %10’un
altına indiği belirtilmiştir. Bu çalışma sonucunda
Memotherm
stentlerin
etiyolojiden
bağımsız
tekrarlayan bulber darlık tedavisinde iyi bir seçenek
olduğu yorumu yapılmıştır.20
Üretral stent yerleştirilmesi sonrası oluşabilecek
komplikasyonlardan belki de en önemlilerinden birisi
re-stenozistir. Bu komplikasyonun tedavisi konusunda
henüz bir fikir birliği sağlanamamıştır. Fakat bu konuda
oluşan genel kanı restenoz tedavi şeklinin darlık
segmentinin
uzunluğu
ile
bağlantılı
olması
gerekliliğidir. Stent sonrası tekrar gelişen darlıklarda
genellikle
öncelikle
endoskopik
girişimler,
endoskopinin başarısız olduğu durumlarda ise hastalara
üretroplasti gerekebileceği bildirilmektedir.23
Bu çalışmalar üretral stentlerin kullanımı konusunda
henüz bir görüş birliği sağlanamadığını fakat özellikle
invaziv
işlemler
açısından
riskli
hastalarda
düşünülebilecek bir tedavi yöntemi olduğu görüşünü
desteklemektedir.
KAYNAKLAR
1. Albers P, Fichtner J, Brühl P, Müler SC. Long-term
results of internal urethrotomy. J Urol 156: 1611-4, 1996
2. Armağan A, Soyupek S, Hoşcan MB, Perk H,Serel TA,
Koşar A. Comparison of the efficacy of internal
urethrotomy and Benique dilations in themanagement
of recurrent anterior and posterior urethralstrictures.
Türk Üroloji Dergisi 32: 404-10, 2006
3. Santucci RA, Joyce GF, Wise M. Male urethral stricture
disease. J Urol 77(5): 1667-74, 2007
4. Mundy AR, Andrich DE. Urethral strictures. BJU Int
107(1): 6-26, 2011
5. Das S. Shusruta of India, the Pioneer in the treatment of
urethral stricture. Surg Gynecol Obstet 157: 581-2, 1983
6. Sachse H. Treatment of urethral stricture:
transurethral slit in view using sharp section. Fortschr
Med 92: 12-5, 1974
7. Koraitim MM. Post-traumatic posterior urethral
strictures: preoperative decision making. Urology 64(2):
228-31, 2004
8. Santucci RA, Eisenberg L. Urethrotomy has a much
lower success rate than previously reported. J Urol 183:
1859-62, 2010
9. Shah D, Paul EM, Badlani GH. 11-year outcome analysis
of endourethral prosthesis for the treatment of recurrent
bulbar urethral stricture. J Urol 170: 1255-8, 2003
10. Milroy EJ, Chapple CR, Cooper JE, Eldin A, Wallsten H,
et al. A new treatment for urethral strictures. Lancet
1(8600): 1424-7, 1988
11. Shaw PJ, Milroy EJ, Timoney AG, el Din A and Mitchell
N. Permanent external striated sphincter stents in
patients with spinal injuries. Br J Urol 66(3): 297-302, 1990
∼ 31 ∼
Kadýn ve Ýþlevsel Üroloji Bülteni
12. Hussain M, Greenwell TJ, Shah J and Mundy A:
Long-termresults of a self-expanding wallstent in the
treatment of urethral stricture. BJU Int 94(7): 1037-9, 2004
13. Masood S, Djaladat H, Kouriefs C, Keen M and Palmer
JH. The 12-year outcome analysis of an endourethral
wallstent for treating benign prostatic hyperplasia. BJU
Int 94: 1271-4, 2004
14. Tillem SM, Press SM and Badlani GH: Use of multiple
UroLume endourethral prostheses in complex bulbar
urethral strictures. J Urol 157(5): 1665-8, 1997
15. Elliott DS and Boone TB. Combined stent and
artificial urinarysphincter for management of severe
recurrent bladder neckcontracture and stress
incontinence after prostatectomy: a long-term
evaluation. J Urol 165(2): 413-5, 2001
16. Konety BR, Phelan MW, O’Donnell WF, Antiles L and
Chancellor MB. UroLume stent placement for the
treatment of postbrachytherapy bladder outlet
obstruction. Urology 55(5): 721-4, 2000
17. Eisenberg ML, Elliott SP, McAninch JW. Preservation
of lower urinary tract function in posterior urethral
stenosis: selection of appropriate patients for urethral
stents. J Urol 178(6): 2456-60, 2007
18. Milroy E, Allen A. Long term results of Urolume
urethral stent for recurrent urethral strictures. J Urol
155(3): 904-8, 1996
19. Williams G, Coulange C, Milroy EJ, Sarramon JP,
Rubben H. The urolume, a permanently implanted
prostatic stent for patients at high risk for surgery.
Results from 5 collaborative centres. Br J Urol 72(3):
335-40, 1993
20. Sertcelik MN, Bozkurt IH, Yalcinkaya F, Zengin K.
Long-term results of permanent urethral stent
Memotherm implantation in the management of
recurrent bulbar urethral stenosis. BJU Int 108(11):
1839-42, 2011.
21. Armitage JN, Cathcart PJ, Rashidian A, De Nigris E,
Emberton M, et al. Epithelializing stent for benign
prostatic hyperplasia: a systematic review of the
literature. J Urol 177(5): 1619-24, 2007
22. Uchikoba T, Horiuchi K, Satoh M, Oka F, Saitoh Y, et
al. Urethral stent (Angiomed-Memotherm) implantation
in high-risk patients with urinary retention. Hinyokika
Kiyo 51(4): 235-9, 2005
23. Eisenberg ML, Elliott SP, McAninch JW. Management
of restenosis after urethral stent placement. J Urol
179(3): 991-5, 2008
∼ 32 ∼
Download