Makbule YILDIRIM - Ulusal Tez Merkezi

advertisement
T.C
BEYKENT ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME YÖNETİMİ ANABİLİM DALI
HASTANE VE SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ BİLİM DALI
ONKOLOJİ VE HEMATOLOJİ HEMŞİRELERİNİN
BAKIM DÜZEYLERİNİN ÖLÇÜLMESİ VE MUKOZİT
SORGULAMA
Yüksek Lisans Tezi
Tezi Hazırlayan:
Makbule YILDIRIM
İSTANBUL, 2015
T.C
BEYKENT ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
İŞLETME YÖNETİMİ ANABİLİM DALI
HASTANE VE SAĞLIK KURUMLARI YÖNETİMİ BİLİM DALI
ONKOLOJİ VE HEMATOLOJİ HEMŞİRELERİNİN
BAKIM DÜZEYLERİNİN ÖLÇÜLMESİ VE MUKOZİT
SORGULAMA
Yüksek Lisans Tezi
Tezi Hazırlayan:
Makbule YILDIRIM
Öğrenci No:
130746046
Danışman:
Prof. Dr. Abdülkadir IŞIK
İSTANBUL, 2015
YEMİN METNİ
Yüksek Lisans Tezi olarak sunduğum “ONKOLOJI ve HEMATOLOJİ
HEMŞİRELERİNİN BAKIM DÜZEYLERİNİN ÖLÇÜLMESİ ve MUKOZİT
SORGULAMA” başlıklı bu çalışmanın, bilimsel ahlak ve geleneklere uygun şekilde
tarafımdan yazıldığını, yararlandığım eserlerin tamamının kaynaklarda gösterildiğini
ve çalışmamın içinde kullanıldıkları her yerde bunlara atıf yapıldığını belirtir ve bunu
onurumla doğrularım. 11/09/2015
Aday: Makbule YILDIRIM
Adı ve Soyadı
: Makbule YILDIRIM
Danışmanı
: Prof. Dr. Abdülkadir IŞIK
Türü̈ ve Tarihi
:Yüksek Lisans, 2015
Alanı
: Hastane ve Sağlık Kurumları Yönetimi
Anahtar Kelimeler
: Ağız Bakımı, Hematoloji, Kemoterapi, Mukozit, Onkoloji,
Sodyum bikarbonat
ÖZ
ONKOLOJİ VE HEMATOLOJİ HEMŞİRELERİNİN BAKIM
DÜZEYLERİNİN ÖLÇÜLMESİ VE MUKOZİT SORGULAMA
Tanımlayıcı tipte olan bu çalışma onkoloji ve hematoloji hemşirelerinin
bakım düzeylerinin ölçülmesi ve mukozit sorgulama amacıyla yapılmıştır.
Yapılan çalışma 100 hemşireden oluşmaktadır. Bu çalışmanın örneklemini
Haziran 2015- Ağustos 2015 tarihleri arasında Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi ve
Özel
Hastaneler
oluşturmaktadır.
Verilerin
toplanmasında
sosyodemografik
özellikleri içeren anket formu kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS
programı ile t testleri, anova testleri ve çoklu regresyon testleri kullanılmıştır.
Çalışmaya katılan 100 hemşirenin % 84’ ü lisans mezunudur. Servislerde oral
mukozit ölçeğinin varlığı sorgulandığı zaman %42’si servislerinde bu ölçeğin
olmadığını dile getirmiştir. Hemşirelerin % 73 ‘ü daha önce mukozit ile ilgili
herhangi bir eğitime katılmadığını belirtmiştir. Hemşirelerin % 93’ ü eğitim ile oral
mukozitin önlenebileceğini düşünmektedir. Hemşirelerin tecrübeleri arttıkça mukozit
değerlendirme oranı da artış göstermektedir. Eğitim durumu ile mukozit
değerlendirme aynı oranda çıkmıştır.
Sonuç olarak; sağlık sektörü her geçen gün bir adım ileri taşınmaktadır.
Birçok hastalığın kesin çözümüne ulaşılabildiği gibi ağız mukozitinin de yakın
gelecekte kesin çözümlerine ulaşacağı öngörülmektedir.
Name and Surname
:Makbule YILDIRIM
Supervisor
: Prof. Dr. Abdülkadir IŞIK
Degree and Date
: Master, 2015
Major
: Hospital and Health Care Management
Key Words
: Oral Care, Hematology, Chemotherapy, Mucositis,
Oncology, Sodium Bicarbonate
ABSTRACT
NURSES IN ONCOLOGY AND HEMATOLOGY MUCOSITIS
MEASUREMENT OF LEVEL CHECKING AND MAINTENANCE
This descriptive study was conducted to mesaure level of oncologic and
hemotologic nurses patient care and investigates mucositis.
The sample of this study consisted of 100 nurses. Who are working at
Anadolu Sağlık Merkezi hospital and private hospitals. Between June 2015 and
August 2015 in order to collect datas. Survey from that includes feautres of
sociodemografic was used. T tests with SPSS, anova tests and multiple regresyon
tests were used to evaulate datas.
84 percent of 100 nurses who are participation of this study are bachleors’ s
degree. 42 percent of nurses declared that there is no scale factor while oral mucosit
scale is investigated. Nurses’ 73% declared that they had not participated in the
training about mucosit already. Nurses’ 93% thinks that oral mucosit has been
prahibited with training about this area. Valves of mucosit increases while
experience of nurses increase. There is directly proportional relationship between
education level and values of mucosit.
As a result; health sector go forward day by day. It is predicted that it can
be reached exact solution about mouth mucosit as exact soluation of many diseases
has found in the near future.
İÇİNDEKİLER
Sayfa No.
ÖZ
ABSTRACT
TABLOLAR LİSTESİ .......................................................................................... v
RESİMLER LİSTESİ ......................................................................................... vii
KISALTMALAR LİSTESİ ................................................................................ viii
GİRİŞ ...................................................................................................................... 1
BİRİNCİ BÖLÜM
ONKOLOJİK HASTALIKLAR VE TEDAVİ
1. HEMATOLOJİ ve ONKOLOJİ ................................................................. 3
1.1. Hematoloji ............................................................................................ 3
1.2. Onkoloji ................................................................................................. 4
2 KANSER ...................................................................................................... 5
2.1. Kanserde Tanı Yöntemleri ..................................................................... 6
2.2. Kanser İnsidansı .................................................................................. 12
3 KANSER TEDAVİ YÖNTEMLERİ ........................................................ 13
3.1 Kanser Cerrahisi .................................................................................. 13
3.2 Radyoterapi ........................................................................................... 13
3.3 Biyolojik Tedavi Ajanları ..................................................................... 14
3.4 Monoklonal Antikorlar ......................................................................... 15
3.5 Kemoterapi ........................................................................................... 16
iii
İKİNCİ BÖLÜM
ORAL MUKOZİT
1. MUKOZİT ................................................................................................. 18
1.1.Mukozitlerin Etiyolojisi ve Bulgular .................................................... 19
1.2. Mukozitlerin Sınıflandırılması ve Değerlendirilmesi ........................... 22
1.3. Mukozitten Korunma ve Tedavisi ....................................................... 25
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
MUKOZİT SORGULAMA VE KARŞILAŞTIRMA
1. GEREÇ VE YÖNTEM ............................................................................ 27
1.1. Araştırmanın Hipotezleri ..................................................................... 27
1.2. Araştırmanın Yapıldığı Yer ve Özellikleri ........................................... 27
1.3. Araştırmanın Evreni ve Örneklemi ....................................................... 27
1.4. Araştırmanın Sınırlılıkları .................................................................... 28
1.5. Veri Toplama Tekniği ve Araçları ....................................................... 28
1.6. Araştırmanın Etik Boyutu .................................................................... 28
2. BULGULAR ............................................................................................. 29
2.1. Demografik Özelliklere Ait Bulgular .................................................... 29
2.2. WHO Ölçeği Hakkındaki Bulgular ....................................................... 33
2.3. Mukozit Ölçeğine Ait Bulgular ............................................................ 36
2.4. Karşılaştırmalar .................................................................................... 40
SONUÇ ........................................................................................................... 58
KAYNAKÇA .................................................................................................. 60
EKLER
Ek.1: Anket Formu……………………….......................……………………. 62
Ek.2: Etik Kurul Formu…….....……………………………………………… 67
Ek.3: Anket İzin Formu…………………………………….…………………. 68
iv
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 1. Kanser Türlerinin Dağılımı ..................................................................... 12
Tablo 2. Mukozitlerin Sınıflandırma Ölçeği ve Bakım Sıklığı ............................... 22
Tablo 3. WHO Değerlendirmesi ............................................................................ 23
Tablo 4. Lokalizasyon Değerlendirmesi ................................................................ 23
Tablo 5. Ağız Değerlendirme Rehberi ................................................................... 24
Tablo 6. Ölçeklerin Karşılaştırılması ..................................................................... 24
Tablo 7. Yaş Dağılımı ........................................................................................... 29
Tablo 8. Cinsiyet Dağılımı .................................................................................... 29
Tablo 9. Eğitim Dağılımı ...................................................................................... 30
Tablo 10. Çalışılan Kurum Dağılımı ..................................................................... 30
Tablo 11. Çalışılan Servis Dağılımı ....................................................................... 30
Tablo 12. Kurumdaki Mevki Dağılımı .................................................................. 31
Tablo 13. Hemşirelik Tecrübesi Dağılımı .............................................................. 31
Tablo 14. Çalışılan Ünitedeki Tecrübe Dağılımı ................................................... 32
Tablo 15. Çalıştığınız Birimde Mukozit Değerlendirme Ölçeği Bulunmakta Mıdır
Sorusu Cevap Dağılımı .......................................................................................... 32
Tablo 16. Daha Önce Mukozit İle İlgili Herhangi Bir Eğitime Katıldınız Mı Sorusu
Cevap Dağılımı ...................................................................................................... 33
Tablo 17. Soru 1 Cevap Dağılımı .......................................................................... 34
Tablo 18. Soru 2 Cevap Dağılımı .......................................................................... 34
Tablo 19. Soru 3 Cevap Dağılımı .......................................................................... 35
Tablo 20. Soru 4 Cevap Dağılımı .......................................................................... 35
v
Tablo 21. Soru 5 Cevap Dağılımı .......................................................................... 36
Tablo 22. Ağız Bakımı Eğitimi Mukoziti Önleyebilir Mi Sorusu Cevap Dağılımı . 36
Tablo 23. Hastanın Oral Mukozit Evresi 4 İse Hangisi Yapılmaz Sorusu Cevap
Dağılımı ................................................................................................................ 37
Tablo 24. Ağız Bakımında Alınacak Önlemlerden Değildir Sorusu Cevap Dağılımı
............................................................................................................................... 37
Tablo 25. Evre 4’te 6 Saatte Bir Ağız Bakımı Yapılır Sorusu Cevap Dağılımı ...... 38
Tablo 26. Onkoloji ve Hematoloji Alanında Çalışan Her Hemşire Mukozit İle İlgili
Eğitime Katılmalı Mıdır Sorusu Cevap Dağılımı ................................................... 38
Tablo 27. Mukozit Olan Hasta İçin Hangisi Yanlıştır Sorusu Cevap Dağılımı ....... 39
Tablo 28. Oral Mukozitler Hangilerine Sebep Olmaz Sorusu Cevap Dağılımı ....... 39
Tablo 29. Cinsiyete Göre Mukozit Değerlendirmeleri Analizi ............................... 40
Tablo 30. Yaşa Göre Mukozit Ölçeği Analizi ........................................................ 42
Tablo 31. Eğitim Durumuna Göre Mukozit Değerlendirmeleri Analizi ................. 45
Tablo 32. Çalışılan Servise Göre Mukozit Değerlendirmeleri Analizi ................... 48
Tablo 33. Tecrübeye Göre Mukozit Değerlendirmeleri Analizi ............................. 50
vi
RESİMLER LİSTESİ
Resim 1. Spiral Bilgisayarlı Tomografi Görüntülemesi ......................................... 10
Resim 2. Dilde Renk Değişimi .............................................................................. 20
Resim 3. Ağız Mukozası ....................................................................................... 21
vii
KISALTMALAR LİSTESİ
PET-CT
=
Pozitron Emisyon Tomografi + Bilgisayarlı Temografi
DNA
=
Deoksiribonükleik Asit
DMARD
=
Hastalığı Modifiye Eden Antiromatizmal İlaçlar
RA
=
Romatoid Artrit
TNF
=
Tümör Nekrozu Faktörü
OM
=
Oral Mukozit
KMT
=
Kemoterapi
RT
=
Radyoterapi
KHN
=
Kök Hücre Nakli
WHO
=
Dünya Sağlık Örgütü Kriterleri
OAG
=
Oral Değerlendirme Ölçeği
OMN
=
Oral Mukozit İndeksi
OMRS
=
Oral Mukoza Sınıflama Ölçeği
OMAS
=
Oral Mukozit Değerlendirme Ölçeği
viii
GİRİŞ
Kanser bütün dünyada ve ülkemizde sağlık problemleri içinde, önemli bir yeri
oluşturmakta ve gelişmiş ülkelerde ölüme yol açan nedenler arasında kalp
hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almaktadır. Zamanla bu hastalığın önemi
daha da artış gösterecektir. Kanser tedavisinde amaç, tüm diğer hastalıklarda olduğu
gibi hastalığın tümüyle ortadan kaldırılması veya yaşam süresinin uzatılmasıdır.
Tedavide yol alınmış olmasına rağmen, ne yazık ki bu amaçlar her zaman mümkün
olamamaktadır. Tıp alanındaki gelişmeler sonucunda, bazı kanser olgularında, tedavi
şansı yakalanmış, diğerlerinde ise yaşam süresi uzatılarak kanser kronik bir süreç
kazanmıştır. Bu nedenle kanser tanısı konan hastalar, hastalık sürecinden
kaynaklanan semptomlar kadar kemoterapi ve radyoterapinin yan etkileri nedeni ile
ağrı, anoreksiya, kaşeksi, tat değişiklikleri, alopesi, bulantı, kusma, dehidratasyon,
mukozit, ağız kuruluğu, yorgunluk, dispne, kemik iliği supresyonu, depresyon,
anksiyete gibi fiziksel ve emosyonel sorunları yoğun bir şekilde yaşamaktadır. Bu
semptomların kanserli hastaların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilediği, hasta ve
sağlık ekibi üyeleri için öncelikli bir konuyu oluşturduğu bilinmektedir. Bu nedenle
verilen bakımda semptomların azaltılması veya yok edilmesi esas alınmaktadır.
Kanser hastalığının tedavisinde kullanılan kemoterapi ilaçları kişilerde
bulantı-kusma, alopesi, halsizlik, zayıflama, oral mukozada bozulma, yutma
zorlukları, konuşma zorlukları gibi komplikasyonlara sebep olmaktadır. Ağız
boşluğunda meydana gelen enflamasyonlara oral mukozit denilmektedir. Oluşan bu
enflamasyonlar ağrılıdır ve kişinin ağız yolu ile beslenmesini sınırlandırmaktadır.
Kanser tedavisinde hem akut hem de kronik oral sorunlar sıkça ortaya çıkar. Mevcut
mukozit kişilerde enfeksiyon gelişmesine sebep olabilir. Bu süreçler kişinin
yaşamını, tedavisini, hastanede kalma süresini ve beslenmesini olumsuz yönde
etkiler. Mevcut süreç kemoterapi ve radyoterapi dozunda azalmaya, tedaviyi
ertelemeye sebep olabilmektedir. Kişilerin yaşam kalitelerinde değişim söz konusu
olmaktadır. Ağız içinde oluşan yaralardan ve enflamasyonlardan ötürü kişilerin
yemek yemelerinde, konuşmalarında olumsuz değişimler ortaya çıkmaktadır. Bu
1
durumlar kişinin psikolojik durumunu da negatif yönde etkilemektedir. Kişilerin
beden imajlarında değişimler oluşmaktadır.
Mukozitlerde asıl amaç; mevcut risk faktörlerinin doğru şekilde belirlemesi
ve buna yönelik koruyucu önlemlerin alınmasıdır. Değerlendirilmesi gereken risk
faktörleri; kişinin yaşı, cinsiyeti, ağız hijyeni, genetik faktörleri, beslenme durumu,
ağız içi fonksiyonları, immün sistemin baskılanması, sigara-alkol kullanımı gibi
faktörlerdir. Kişinin yapması gerekenlerin başında değiştirilebilen risk faktörlerini
düzeltmek ilk sırada yer almaktadır. Kişide mukozit oluşsa bile kişi ağız bakımını
sürdürmelidir. Antiseptik ve analjezik içerikli gargaralar kullanılmalıdır. Ağrılı bir
süreç söz konusu ise narkotik analjezikler ile bu bakım desteklenmelidir. Kişinin
beslenmesinde azalma varsa mutlaka beslenmesi de desteklenmelidir.
Artan teknoloji ve her geçen gün daha da kirlenen dünya ile birlikte sağlık
alanında karşılaşılan sorunlarda, hastalıklarda artış meydana gelmiştir. Mevcut
şartlarda pozitif bir durum var ise o da teknolojik gelişmelerdir. Bu sayede hastalık
çeşitleri ve sıklıkları artış gösterse de tespiti ve çözümleri de bir o kadar artış
göstermiştir. Bu doğrultuda ele aldığımız onkoloji ve hematoloji hemşirelerinin
mukozit sorgulama ve bakım düzeylerinin ölçülmesi isimli çalışmanın ilk bölümünde
onkolojik
hastalık
ve
tedavi
yöntemlerinden,
kanserden,
kanserin
tanı
yöntemlerinden ve tedavi yöntemlerinden bahsedildi.
Çalışmanın ikinci bölümünde mukozit kavramı üzerinde dururken oral
mukozitlere odaklanarak mukozitlerin sınıflandırılmasının ve değerlendirilmesinin
yanı sıra korunma ve tedavi yollarından bahsedildi.
Çalışmanın üçüncü ve son bölümünde ise gerçekleştirdiğimiz anket çalışması
sonucunda elde edilen verilen eşliğinde analiz çalışması gerçekleştirildi ve elde
edilen bulgular doğrultusunda genel bir değerlendirme yaparak çalışma tamamlandı.
2
BİRİNCİ BÖLÜM
ONKOLOJİK HASTALIKLAR VE TEDAVİ
1. HEMATOLOJİ VE ONKOLOJİ
1.1.HEMATOLOJİ
Bu bölüm kan hastalıkları ve kemik iliğinden kaynaklanan kanserleri
inceleyen bilim dalıdır. Lösemi, lenfoma gibi kanserler ve anemiler gibi hastalıkların
tanı ve tedavisi ile ilgilenir. Hematoloji genetik dalı ile iç içedir. Çünkü hematolojik
hastalıkların önemli bir kısmında genetik rol oynamaktadır. Hematolojik kanserler 3
başlık altında toplanabilir. Bunlar; lösemi, lenfoma ve myelomadır.
Hematolojik hastalıklar sistemik belirtilere, organların fonksiyonlarında
bozulmalara, kan hücrelerinde de değişikliklere sebep olarak, kişinin immün
sisteminde bozulmalara, kanama eğilimde artışa ve metabolik bozukluklara sebep
olarak klinik belirtiler gösterebilir. Kişinin şikâyetleri göz önünde bulundurulduğu
zaman ortaya çıkan şikâyetler; çabuk yorulma, solukluk, halsizlik, dispne, sürekli
tekrarlayan ateş, trombositopeni kaynaklı kanamalar, kiloda azalma, enfeksiyona
yatkın olma, kemiklerde ağrı, eklem şişliği gibi yakınmalardır. Kişiler muayene
edildiği zaman lenf bezlerinde şişlikler, karaciğer ve dalakta büyümeler görülür (
Teke, ve Keskin, 2008).
Bu hastalıkların teşhisi çeşitlilik göstermektedir. Kan sayımı, periferik yayma,
kemik iliği biyopsisi ve aspirasyonu, kanama pıhtılaşma zamanları, demir, B12, folik
asit gibi tahlillerin yapılması gerekmektedir. Bazı hastalarda ise FISH testleri
uygulanmaktadır. Bu sayede kromozom analizi ile saptanması güç olan değişiklikler
bulunabilmektedir. Çoğu kanserde PET-CT yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntem
tedaviye yanıt olup olmadığını ve nüks olup olmadığını erken belirleyen bir
taramadır. PET-CT sayesinde gereksiz tedavi ve cerrahi işlemler yapılmamış olur (
Ali, 2010).
Tedavi yöntemi olarak ilaç tedavisi, kök hücre nakli ve destek tedaviler
kullanılmaktadır. Kişilere tedavi başlanması kararı alındıktan sonra kemoterapi veya
3
monoklonal antikor tedavisi verilir. Kök hücre nakli yapılacaksa kişiyle kök hücresi
uyumu olan sağlıklı bireyler bulunur. Daha sonra lösemik kemik iliği ile sağlıklı
iliğin kök hücreleri yer değiştirilir. Genellikle 55 yaş altında kişilerde ve doku
gurubu uygun kardeşi olan kişilerde bu yöntem tercih edilmektedir. Destek
tedavilerde ise kişilere immünglobulin desteği yapılmaktadır. Eğer kişilerde
enfeksiyon ortaya çıkarsa antibiyotik, antifungal ajanlarla tedavi süreci gecikmeden
başlanmalıdır. Genellikle her yıl grip aşısı olmaları önerilir ve 5 yılda bir kere
akciğer enfeksiyonu oluşumunu engellemek için pnömokok aşısı yaptırılmalıdır (
Teke, ve Keskin, 2008).
1.2. ONKOLOJİ
Bu bilim kanserin oluşumunu incelemektedir. Hastalığın sebeplerini,
genetikle ilişkisini, tanı ve teşhisini, tedavisini, kanser ile ilgili verileri ve kanserden
korunma yöntemleri ile ilgilenir. Onkoloji birim olarak değerlendirildiğinde genel bir
bilim dalıdır. Genel bir bilim dalı olduğu için hastalara alt gruplar halinde hizmet
vermektedir. Günümüzde onkolojinin alt dalları mevcuttur. Bunlar; jinekolojik
onkoloji, medikal onkoloji, pediatrik onkoloji, radyasyon onkoloji ve cerrahi
onkolojidir. Jinekolojik onkoloji; kadın üreme organlarında meydana gelen kanser
hastalıklarının tanı ve tedavisi ile ilgilenmektedir. Medikal onkoloji; kanser
tedavisinde uygulanan kemoterapi ilaçları ile ilgilenen birimdir. Pediatrik onkoloji;
çocukların tanı ve tedavisi ile ilgilenmektedir. Radyasyon onkolojisi; radyoterapi
alanında uzmanlaşılmış birimdir. Bu birimde kişinin tedavisi planlanır ve tedavileri
uygulanır. Cerrahi onkoloji; tümörlerin çıkarılması veya biyopsi yapılması gibi
operasyonları içeren birimdir (Topuzlu, 2000).
Her türlü kanserin tanı ve tedavisi farklılık göstermektedir. Kişilere tedavi
uygulanmasının amacı tümörü yok etmek, yayılmasını engellemek, büyümesini
durdurmak, büyümesini yavaşlatmak ve hastayı iyileştirmektir. Bazı durumlarda
oluşan tümör yok edilememektedir. Bu durumlarda amaç kişinin rahat yaşamasını
sağlamak ve yaşam kalitesini en üst düzeylerde tutmaktır.
4
2.KANSER
Kanser günümüzde toplumların yaşadığı en önemli sağlık problemlerinden
birisi halini almaktadır. Kanser günümüzde halk sağlığı sorunu halini almıştır. Çünkü
öldürücülüğü yüksek ve çok sık görülmektedir. Teknolojideki gelişmeler arttıkça ve
insanların buna ulaşması kolaylaştıkça teşhis edilen vaka sayısı gün geçtikçe
artmaktadır. Kanser tedavisinde amaç, her hastalıkta olduğu gibi hastalığı ortadan
kaldırmak veya kişinin yaşam süresini uzatmaktır. Ne yazık ki her hastalıkta bu
amaçlara ulaşılamamaktadır.
Vücudumuzdaki tüm organların oluşumu hücrelerden meydana gelmektedir.
Hücreler vücutta var olan en küçük yapıtaşıdır ve mikroskop olmadan
görüntülenmeleri mümkün değildir. Sağlıklı hücreler bölünerek ölen hücrelerin
yenilenmesi ve yaralı dokuların iyileşmesi sağlanılır. Kanser; hücrelerin kontrol dışı
büyümeleri, normal olmayan biçimde yayılımı ile uyumlu bir hastalık olarak
tanımlanabilmektedir. Burada hücreler kontrol dışı hareket etmeye başlarlar. Bu
hastalık bütün dünyada sağlık sorunları içerisinde önemli bir yere sahiptir.
Ülkemizde bu hastalık sebebiyle hastaneye yatış süresi son 10 yıl içerisinde 2 kat
artmıştır. Bu süreyi tanı yöntemleri ve tedavi süreçleri uzatmaktadır. Kanser hücresi
incelendiği zaman olay içinde farklı gen gruplarının rol oynadığı görülmektedir.
Bunlar onkogenler, tümör supressör genler ve DNA onarım genleridir. Bu hücrelerin
gruplaşmasının sebebi mutasyon, kontrol dışı çoğalma, genlerde meydana gelen
bozukluklardır (Yılmaz, 2014).
Kansere sebep olan bazı etkenler vardır. Bunlar; yaş, cinsiyet, çevresel
faktörler, fiziksel faktörler, bakteriler, virüsler, parazitler, sigara, alkol, beslenme
özellikleri, hormonsal faktörlerdir (Topuzlu, 2000).
Günümüzde teknoloji koşullarına bakıldığı zaman bazı kanser olgularında
tedavi mümkün olabilmektedir. Fakat bazı kanser olgularında ise bu kronik bir hal
olmuştur ve kişinin yaşam süresinin uzatılması hedef alınmıştır. Eğer kişi tedavi
edilemiyorsa tıbbın hedefi hastanın sıkıntısını azaltmaya, yaşam kalitesi yükseltmeye
yönelik yaklaşımları uygulamaktır. Bu zamanlarda hasta ve hasta yakınlarına
psikoloji destek çok önemlidir. Bu süreçte aileler umutsuz, çaresiz, bilgisiz
olabilmektedirler ve beklentileri oldukça artış göstermektedir ( Khan, 1984).
5
2.1 KANSERDE TANI YÖNTEMLERİ

Anamnez

Fizik muayene

Tam kan sayımı

Kan biyokimyası

Akciğer grafisi

Tümör markerleri

Mamografi

Sintigrafi

Endoskopi

Görüntüleme yöntemleri (tomografi, ultrason, manyetik rezonans imaging
(MRI).)
 Tümör Markerleri:
Kanserli hastaların değerlendirilmesinde son yıllarda büyük ilgi görmeye
başlayan tümör markerleri tümör tarafından yapılan veya en azından tümörün varlığı
ile yakından ilgili çeşitli maderdir; onkofetalproteinler, hormonlar, enzimler,
immünoglobülinler, tümörle ilgili antijenler gibi ( Önder, 2015) .
Tümör markerleri, kanser hücreleri tarafından ya da konağın kanserli dokuya
yanıtı ile sentezlenip salınan biyolojik maddeler olarak da tanımlanabilir. Tümör
markerleri:

Kanda

Tümör tarafından yapılan veya tümörle birlikte bulunan vücut sıvılarında

Tümör dokusunda ölçülebilir.
İntakt hücrelerin veya doku kesitlerinin immunofloresansla incelenebilmesi
yanında, fiske ve boyanmış doku kesitlerinde ışık mikroskopisi ile de markerler
araştırılabilir.
Bu markerler ya tümör dokusunun kendisi tarafından ya da tümör dokusunun
neden olduğu metabolik değişiminin sonucu olarak vücut sıvılarına salgılanırlar. Asıl
6
önemli olan ve ölçülen tümör dokusunun kendi tarafından direkt olarak salınan tümör
markerlarını ölçmektir. Ölçülen bu değerler malign bir oluşumun göstergesi olabilir
ancak kesin sebebi değildir. Bunlar inflamatuar enfeksiyonlar gibi tamamen beningn
sebeplerle de salınabilirler. En sık ölçülen tümör markerları:

AFP(Alfa feto protein); karaciğer tümörleri

CEA(Karsino embriyonejik antijen); kolon, meme, akciğer tümörleri

PSA(Prostat spesifik antijen); prostat

Ca15-3; meme

Ca19-9; pankreas, safra kesesi ve kanalı tümörleri

Ca125; over

Ca50; pankreas, safra yolları tümörleri

Ca72-4; mide ve over tümörleri

NSE(Nöron spesifik enolaz)

SCC(Squomaz cell carsinom)

Beta2-mikroglobulin; multiple myeloma, nonhodgin lenfoma

Thyreoglobulin; tiroid tümörleri
Nonspesifik tümör markerlarının artışının görüldüğü bazı durumlar:

İnflamatuar enfeksiyonlar

Kolestaz

Karaciğer sirozu

Böbrek yetmezliği
Tümör markerlerinin (belirteçlerinin) klinik kullanım amaçları:

Neoplazi taranması

Kanser tanısı

Kanserin sınıflandırılması

Prognozun belirlenmesi

Tedavi takibi

Rekürrens takibi

Metastaz takibi ( Önder, 2015)
7
En sık görülen kanser türlerinde kullanılan başlıca kanser tanı yöntemlerine
aşağıda değinilmiştir:
Meme Kanseri

Kendi kendine meme muayenesi: Kişinin kendi kendine memelerini
muayene etmesidir. 20 yaşından sonra ayda bir kere yapılmalıdır. Elle meme
muayenesinin yapım aşamaları aşağıda belirtilmiştir.
 ‘Bir aynanın önünde durarak meme başından akıntı, çekinti, memede
çukurlaşma, buruşma ya da kabuklaşma gibi normal dışı bir durum olup
olmadığına bakın.
 Ellerinizi başınızın arkasında birleştirin ve başınızı öne doğru iterek kasların
gerilmesini sağlayın. Bu sürede aynaya bakarak normal dışı bir durum olup
olmadığını inceleyin.
 Sonra ellerinizi belinize doğru kuvvetlice bastırın. Öne doğru hafifçe eğilin,
omzunuzu ve dirseklerinizi öne doğru itin. Memenin boyutlarında ve
biçiminde bir değişme olup olmadığına bakınız. Bunu yaparken göğüs
kaslarının gerilmiş olması gerekir.
 Sol omuzunuzu kaldırın. Sağ elinizin üçüncü ve dördüncü parmakları ile
memeye bastırarak dış uçtan başlayıp meme üzerinde küçük daireler yapacak
biçimde bütün memeyi, meme ile koltuk altı arasındaki bölgeyi inceleyin.
Aynı işlemleri sırayla diğer memenize de uygulayın.
 Memenizin başını nazikçe sıkın ve bir akıntı gelip gelmediğine dikkat edin.
Aynı işlemleri sırayla diğer memenize de uygulayın.
 Sırt üstü yatın, sol kolunuzu başınızın üstüne doğru getirin, sol omuz altına
ufak bir yastık ya da bükülmüş havlu koyun. Bu şekilde yatış, incelemeyi
kolaylaştırır. Dairesel hareketlerle bütün memenizi parmaklarınızın ucu ile
hissedin’ ( Raşa, 2015).

Klinik meme muayenesi: Doktor tarafından memelerin ve koltuk altlarının
muayene edilmesidir. 20-40 yaş arasında üç yılda bir kere 40 yaşından sonra
ise yılda bir kere yapılmalıdır.

Mamografi: Memelerin X ışını ile görüntülenmesidir. 40 yaşından sonra
yılda bir kere uygulanmalıdır.
8

Ultrason: Yukarıda sayılan üç tarama yönteminde herhangi bir anormallik
saptanırsa daha detaylı bilgi edinebilmek için ultrason kullanılır.

Manyetik rezonans görüntüleme (MRG): Tümörleri bulma konusunda
mamografiye göre daha hassastır. Mıknatıs, radyo dalgaları ve bilgisayar
kullanılarak görüntü elde edilir.

Doku örneklemesi (Biyopsi): Yukarıdaki yöntemlerde herhangi bir
anormallik saptanırsa ya da bir şüphe oluşmuşsa uygulanır. Mikroskop
altında incelenmek üzere meme dokusundan hücreler alınmasıdır ( Tezel,
2013).
 Prostat Kanseri

Parmakla rektal muayene: Doktor, parmağıyla rektumun alt tarafından
prostatı muayene eder. 50 yaşından sonra yılda bir kere, eğer risk faktörleri
varsa doktor istemine göre 40 yaşından itibaren yılda bir kere yapılmalıdır.

Prostat spesifik antijen (PSA) testi: Bu test ile kandaki prostat spesifik antijen
miktarı ölçülür. PSA testi 50 yaşından sonra yılda bir kere uygulanmalıdır.
Eğer risk faktörleri varsa 40 yaşından itibaren yılda bir kere uygulanmalıdır (
Öbek, 2011).
Akciğer Kanseri

Göğüs grafisi: X ışını ile göğüs kafesindeki organlar ve kemiklerin
görüntülenmesidir.

Balgam sitolojisi: Balgam örneğinin mikroskop altında incelenmesiyle
kanser hücrelerinin araştırılmasıdır.

Spiral bilgisayarlı tomografi görüntülemesi: X ışınları kullanılarak iç
organ ve dokuların kesit görüntülerinin elde edilmesi yöntemidir ( Aydın,
2007)
9
Resim 1. Spiral bilgisayarlı tomografi görüntülemesi
Kolorektal Kanser
Gaitada gizli kan testi: Sadece mikroskop altında gözlenebilecek kan, gaitada
araştırılır. 50 yaşından sonra yılda bir kere yapılmalıdır.
Sigmoidoskopi: Rektumdan ilerletilen sigmoidoskop (lens ve ışık) ile rektum
ve sigmoid kolon (kolonun aşağı kısımları) görüntülenir. Beraberindeki aparat ile
doku örneği de alınabilir ve mikroskop altında incelenebilir. 50 yaşından sonra
beş yılda bir kere uygulanmalıdır.
Barium enema: Baryumlu sıvı rektuma verilir. Baryum alt gastrointestinal
sistemi kaplar ve alt gastrointestinal sistem X ışınları ile görüntülenir. 50
yaşından sonra beş yılda bir kere uygulanmalıdır.
Kolonoskopi: 50 yaşından sonra on yılda bir kere uygulanmalıdır.
Parmakla rektal muayene: 50 yaşından sonra yılda bir kere, eğer risk
faktörleri varsa doktor istemine göre 40 yaşından itibaren yılda bir kere
yapılmalıdır.
Virtual kolonoskopi: Bilgisayarlı tomografi ile kolonun görüntülenmesidir.
10
DNA gaita testi: Gaita hücrelerindeki DNA incelenir. Buradaki genetik
değişiklikler kolorektal kanserin işareti olabilir ( Büyükdoğan, 2009)
Rahim Kanseri
Pap smear testi: Rahim ağzından ve vajenden sürüntü alınır. Alınan hücreler
mikroskop altında incelenir. Vajinal ilişkiye başlandıktan üç sene sonra her kadın
Pap test yaptırmaya başlamalıdır ama Pap test yaptırmaya başlama yaşı 21’i
geçmemelidir. Yılda bir kere yapılır. 30 yaşından sonra peş peşe üç normal Pap
smear testi olanlar iki yılda bir yaptırmaya başlayabilir. Herhangi bir risk faktörü
olanlar yılda bir yaptırmaya devam etmelidir.
Transvajinal
ultrason: Görüntü elde edilerek organ ve dokulardaki
değişiklikler tespit edilir.
Endometrial örnekleme(Biyopsi) : İnce bir tüple rahim ağzından rahim içine
girilir ve endometriumdan (rahmin yüzeydeki tabakası) doku örneği alınır.
Mikroskop altında incelenir ( Ulukuş, 2015)
Mesane Kanseri
 Tam idrar testi: İdrar mikroskop altında incelenir. Strip ile idrarda kırmızı kan
hücrelerinin olup olmadığına bakılır.
 İdrar sitolojisi: Mikroskop altında idrarın incelenmesidir. Anormal hücreler
araştırılır.
 Sistoskopi: İnce ışıklı bir tüp üretradan geçerek mesanenin içine sokulur.
Mesane görüntülenmiş olur. Doku örneği de alınabilir ( Aslan- Mammadov,
2010)
Deri Kanseri
Deri muayenesi: Doktor tarafından çıplak gözle yapılan muayenedir. Kişinin
kendiside deride olan değişikliklerin kanser belirtisi olabileceğini bilmelidir.
Şüpheli bir alan varsa biyopsi alınır ve mikroskop altında kanser hücreleri
araştırılır. Risk faktörleri bulunan kişilerin doktorlarına danışarak tarama
11
yöntemlerine belirtilen yaşlardan daha erken başlamaları gerekebilmektedir (
Genç, 2006).
2.2. KANSER İNSİDANSI
Kronik hastalık olarak tanımlanan kanser dünyada ve ülkemizde önemli bir
sağlık sorunudur. Kanser oranı erkek ve kadın olarak incelendiği zaman ortaya çıkan
veriler şunlardır.
Birleşik Veri Tabanından alınan bilgilere göre 2009 yılında erkeklerde
görülen kanser türleri; %25, 7 trakea bronş ve akciğer, %14,8 prostat, %8mesane,
%7,3 kolorektal, %6,2 mide kanserine yakalanmaktadır. Kadınlarda görülen kanser
türleri ise; %23,4 meme, %8,5 tiroid, %7,9 kolorektal, % 5 uterus korpusu, %4,8 i ise
trakea bronş ve akciğerdir.
Tablo 1. Kanser Türlerinin Dağılımları
Lokalize
Bölgesel
Uzak Yayılımlı
Akciğer Kanseri
%15,7
%26,4
%57,9
Meme Kanseri
%47,6
%44
%8,4
Kolorektal
%29
%48,7
%22,3
Mide Kanseri
%27,1
%47,5
%25,4
Servikal Kanser
%52,1
%37,3
%10,6
Uterus Korpusu
%72,6
%21,8
%5,6
Kanseri
Kaynak: Türkiye Halk Sağlığı Kurumu
12
Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Kanser Daire Başkanlığı verilerine göre;
Ülkemizde görülen kanser sıklığı dünya ve gelişmekte olan ülkelerle benzer oranlara
sahiptir. Kanser en çok erkeklerde görülmektedir. Kanserin erkeklerde görülme
sıklığı yılda 98 bin iken kadınlarda ise 63 bindir. Erkeklerde en sık görülen kanser
akciğer ve prostat, kadınlarda ise meme kanseridir. Sağkalım süresi en kötü olan
kanser türü ise akciğer kanseridir.
3. KANSER TEDAVİ YÖNTEMLERİ
3.1. KANSER CERRAHİSİ
Cerrahi kısmı kanser tedavisinin en önemli yöntemlerinden birisidir. Kanser
cerrahisi bölgesel tedavidir ve sadece ameliyat edilen bölümü kapsar. Bu sebeple
kişinin tek tedavi yöntemi olabilir. Bölgesel bir tedavi olduğu için yayılmamış olan
kanseri tedavi edebilir. Bu sebeple erken tanı ve tedavi çok önemlidir. Cerrahi
işlemin kullanıp kullanılamayacağı kanserin türüne, pozisyonu ve evresine, kişinin
genel durumu gibi faktörlere bağlıdır. Mevcut kanser ileri evredeyse veya yayılmışsa
bu yöntem kişi için uygun bir yöntem olmayabilir (Topuzlu, 2000).
3.2.RADYOTERAPİ
Kanser hastalığının tedavi yöntemlerinden birisidir. Bazı kanserler tek başına
radyoterapi ile tedavi edilebilmektedir. Bazen de kemoterapi ve cerrahi işlemle
tedavi etkinliği arttırılabilmektedir. Tedavi esnasında yüksek enerji veren X ışınları
veya partiküller kullanılmaktadır. Bu aşamada normal hücrelerde bu ışınlardan kötü
yönde etkilenebilir. Fakat normal hücrelerin kendini onarma yetenekleri mevcuttur.
Bu sebeple bu tedaviye bağlı olan çoğu doku hasarları geçici bir süreçtir (Khan,
1984).
Radyoterapi tedavisi seanslara bölünerek planlanmaktadır. Çoğunlukla
haftanın 5 günü tedavi 2 günü ise dinlenme şeklinde planlanmaktadır. Dinlenme
süreleri esnasında normal olan hücrelerin iyileşmesine fırsat tanınmış olunur.
13
Bu tedavide 2 hedef vardır.

Küratif ( iyileştirici): Hastalığın tamamen ortadan kaldırılmasının mümkün
olduğu durumlarda yapılır. Tek başına kullanıldığı gibi ameliyat veya
kemoterapi ile birlikte de kullanılabilir.

Şikayetlere yönelik (palyatif): Burada amaç yaşam kalitesini arttırmak ve
hastalığın belirtilerini hafifletmektir. Bu sayede kanama, ağrı gibi şikayetler
kontrol altına alınabilmektedir. Küratif tedaviye göre seans sayıları daha
azdır.
Bu tedavi süreci kişilerde bazı yan etkilere sebep olabilmektedir. Bu yan
etkiler; ağız kuruluğu, deride hassasiyet, mukozit, tat kaybı gibi yan etkilerdir
(Yılmaz, 2014).
Radyoterapi süreci 3 aşamadan oluşmaktadır. Bunlar simülasyon, planlama
ve tedavi aşamalarıdır. Simülasyonda; kişilerin görüntülemeleri alınır ve verilecek
hedef dozlar belirlenir. Planlamada: tedavi süreci belirlenir, radyasyon yoğunluğu
ayarlanır ve planlama değerlendirilip onaylanır. Tedavi aşamasında ise; hastaya ait
ayarlar belirlenir, kişiye uygun pozisyon verilip tedavisi uygulanır (Khan, 1984).
3.3. BİYOLOJİK TEDAVİ AJANLARI
Biyolojik DMARD’lar olarak da adlandırılan biyolojik tedavi ajanları,
inflamasyonun özgün yollarını ve sinyallerini bloke eden bir tedavi yöntemidir. Bu
tedavi ajanları,romatizmal hastalıklarda inflamasyonun farklı noktalarında etkili
olurlar. Etanercept, Infliksimab, Adalimumab;TNF-α'yı Abatecept, makrofaj ile T
hücre etkileşimini bloke eder. Rituksimb ise birkaç ay süreyle B hücrelerinin
sayılarını azaltır ( Yavuz, 2014)
Öncelikle romatoid artrit tedavisinde dikkati çeken ancak,ankilozan
spondilit,psöriatik artrit gibi eklem hastalıklarında da kullanım alanı bulan biyolojik
DMARD'larla ilgili olarak ACR 2008 yılında, kullanım endikasyonları, klinik
sonuçları, tüberküloz riski, yan etkileri ve fiyat etkinliği açılarından değerlendirme
yapıp biyolojik DMARD'ların ve biyolojik olmayan DMARD'ların kullanımları
14
doğrultusunda öneriler geliştirmiştir. Bu önerilerde RA için biyolojik DMARD'lar 3
grupta toplanmıştır:
 Anti-TNF'ler: İnfliksimab, Adlimumab, Etanersept
 B hücre inhibitörleri: Rituksimab
 T Hücre inhibitörü: Abatesept
Biyolojik DMARD'ların , erken RA'lı hastalarda, eğer metotreksat ile hastalık
yüksek aktiviteli seyrediyor ve kötü prognoz kriterleri taşıyorsa, 6 aydan önce
başlanabilecği,onun dışında 6 aydan daha uzun süreden beri varolan,orta hastalık
aktivitesi ile seyreden ve metoreksat ile beraber bir biyolojik olmayan DMARD
verildiği halde hastalık aktivitesi kontrol altına alınamayan hastalarda verilebileceği
öngörülmektedir.
Aslında
RA
tedavisinde
artık
remisyon
hedeflenmektedir.Remisyona ulaşmanın ve sürdürülebilmenin koşulları saptanmaya
çalışılmaktadır. Orta hastalık aktivitesinde T hücre inhibisyonu (Abatesept) ve en az
bir anti-TNF ile tek başına ya da beraberinde biyolojik olmayan bir DMARD ile
kombine tedaviye rağmen yüksek aktiviteli seyreden, kötü prognoz kriterleri
bulunduran RA'lı hastalarda B hücre inhibisyonu (Rituksimab) öngörülmektedir. Bu
grup ilaçlar, infeksiyonların varlığı, gebelik, cerrahi uygulamalar ile yakın zaman
içinde,
kanser
demiyelinizan
tanısı
alanlarda
hastalıkların
verilmemelidir.
gelişmesine
Tüberküloz,
yatkınlık
malignite
yaratabilirler.
ve
Biyolojik
DMARD'ların kombinasyonu, ciddi yan etkilerin ortaya çıkmasına neden
olacağından önerilmemektedir ( Buğdacı, 2008).
3.4 MONOKLONALANTİKORLAR
Monoklonal antikorlar bir protein olup vücudun savunma mekanizmasında
yer almaktadır. İstilacılara karşı vücudu koruma görevi üstlenmişlerdir. Vücut için
önemli 2 özelliği mevcuttur.
1. Her bir antikor sadece tek bir antijene bağlanma özgüllüğü gösterir.
2. Bazın antijenlerin bağışıklık sistemini bir kez uyarmaları sonrasında o
hastalık için ömür boyu dayanıklılık sağlar.
15
Özellikle ikinci özelliği sayesinde monoklonal antikorlar birçok aşının
yapımında yer almışlardır. Son yıllarda kanser tedavi için yürütülen çalışmalarda da
monoklonal antikorlardan yararlanılmaktadır.
İlk kez 1997 yılında klinik çalışmalarda kullanılmıştır. Yine ilk kez folliküler
lenformaların tedavisi amacıyla onaylanmıştır.
Monoklonal antikorların vücut için yeni önemli etkileri tespit edilmiştir.

Antijene bağlandığında kompleman komponentlerini aktive ederler. Bu da
kanser hücrelerinin opsonizasyonuna neden olur . Kompleman reseptörlerinin
açığa çıkması ile birlikte fagostik hücreler tümör hücrelerini direkt lizise
uğratır.

Hedef hücre aktivasyonunu baskılar.

Direk olarak büyüme faktörüne bağlanırlar ve bu şekilde kanser hücrelerinin
ölümüne neden olurlar.
3.5 KEMOTERAPİ
En basit anlatım ile kemoterapi, ilaçlar ile tümör hücrelerini öldürmek için
uygulanan tedavi şeklidir. Kanser sırasında hücreler, bir hücre yığını oluşana kadar
bölünmeye devam ederler. Bu hücre yığını bir yumru oluşturur. Bu yumru ise tümör
olarak adlandırılır. Kanser hücreleri, normal hücrelere göre çok daha sık bölünürler.
Kemoterapi kan dolaşımına girer ve bölünmeye devam eden hücrelere zarar verir.
Bölünme sürecindeki hücreler kemoterapiden zarar görme konusunda daha fazla risk
altındadırlar. Kemoterapi, hücre bölünmesi gerçekleştiren her bir hücre içindeki
kontrol merkezine zarar vererek hücreleri öldürür ya da hücre bölünmesi sırasında
gerçekleşen kimyasal süreçleri sekteye uğratır. Kanser tedavisinde sadece kemoterapi
kullanılabildiği
gibi
cerrahi
yöntem
kullanılabilmektedir.
16
veya
radyoterapi
ile
birlikte
de
Başlıca kemoterapi alma yolları :
1. Kan dolaşımına enjeksiyon
2. Kan dolaşımına damar yoluyla serum
3. Tablet
4. Kapsül
Kemoterapi ilaçları kan dolaşımı sayesinde vücudun her yerine ve vücudun
hemen hemen her yerindeki kanser hücrelerine ulaşabilir. Bu sistemik tedavi olarak
bilinmektedir. Kemoterapi ilaçları hastalara evde, hastane ortamında verilmektedir.
Bu tedavinin nerde ve nasıl alınacağına karar verecek kişi hastanın doktorudur (
İlgenli, Ören ve Uysal, 2011)
Kemoterapinin yan etkileri oldukça fazladır. Bu istenmeyen yan etkiler
kişilerin günlük yaşantılarını fazlaca etkileyebilmektedir. Kişilerin kendi ateşlerini
takip etmeleri gerekir. Çünkü tedavi sonrası kan değerlerinde düşmeler görülebilir.
Kan değerlerindeki bu değişimler hem ateşe sebep olabilir hem de kişilerin
enfeksiyona daha açık olmalarına sebep olabilmektedir. Hastalar enfeksiyonu olan
kişilerden uzak durmalıdırlar. Bununla birlikte etraflarındaki kişilerle yakın temastan
kaçınmalıdırlar. Mümkünse bu süreçlerde fazla sayıda kişilerle görüşülmemlidir.
Havasız, sigara içilen veya yoğun tozu olan ortamlardan uzak durmalıdırlar. Kişiler
sigara kullanıyorlarsa sigarayı azaltmalı hatta bırakabiliyorlarsa bırakmalıdırlar.
Kişiler çiğ besinleri tüketmeden önce iyice yıkamalıdırlar ve kabuklarını
soymalıdırlar. Kişilerin dışarıdan yemek yemeleri önerilmemektedir. Eğer dışarıdan
yemek yenecekse temizliğine güvendikleri yerleri tercih etmelidirler. Bol sıvı
tüketilmesi önemlidir. Tedavi sonrası kişilerde iştahsızlık görülmesi beklenen bir
süreçtir. Fakat kişiler buna rağmen az az ve sık sık yemek yemeye çalışmalıdırlar.
Kişilerin hijyenlerine dikkat etmeleri gerekir ( Yılmaz, 2014).
17
İKİNCİ BÖLÜM
ORAL MUKOZİTLER
1. MUKOZİT
Oral mukozit (OM), kemoterapi (KMT) ve radyoterapi (RT) alan kanser
hastalarında görülen ülseratif ve inflamatuar bir süreçtir. Akut ve kronik
semptomlarla
ilişkili olan mukozit
anoreksiya, kaşeksi, dehidratasyon ve
malnütrisyona neden olur, parenteral beslenmeye yol açar. Mukozitle birlikte
çiğneme, yutma ve konuşmada güçlükler yaşanır, inflamasyon, ödem ve ağız içinde
lezyonlar gelişir. Mukozitle ilişkili ağrı hastalar tarafından en sık bildirilen yan
etkidir. Kök hücre nakli (KHN) yapılan hastaların % 75-100’ünde, RT alan başboyun tümörlü hastaların % 80’inde, pediatrik onkoloji hastalarının hemen hemen %
90’ında OM görülür (Stone, Fliedner ve Smiet, 2005).
Kanser tedavisi sırasında, ağız-diş bakımına gerekli özenin gösterilmemesi,
oral mukosit gelişimini tetikleyici en önemli faktördür. Oral mukozitin şiddeti; ağız
kuruluğu, yüzeyi düzensiz dişler, plak ve diş taşı birikimi, kötü dolgular ve protezler
gibi lokal irritanlarla artmaktadır. Malinitenin tipi, kullanılan kemoterapötik ilaç (doz
ve uygulama döngüsü dahil), kemik iliği baskılanmasının varlığı ve ciddiyeti ile
ışınlama alanının lokasyonu diğer faktörlerdir (İlgenli, Ören ve Uysal, 2001).
Oral
mukozit
lezyonları,
enflamasyonlu
ve
kanamalı
ülserasyonlar
şeklindedirler ve ağrılıdırlar. Ülserler, keratinize olmayan yanak, ventral lingua ve
ağız tabanı gibi bölgelerde gözlenmekle birlikte; dorsum lingua gibi keratinize
bölgeler de görülebilirler. Fliform papillerde bariz bir kayıp söz konusudur.
Mitotik oranın ve epidermal büyüme faktör reseptörlerinin daha fazla oluşunun,
çocuklarda ve 20 yaşın altındaki bireylerde, oral mukozit gelişme riskini artırdığı
ifade edilmektedir. Ancak, bu hastalarda lezyonların daha çabuk iyileştiği de
unutulmamalıdır (İlgenli, Ören ve Uysal, 2001).
Oral mukozit için çeşitli derecelendirme sistemleri mevcut olmakla birlikte;
Dünya Sağlık Örgütü'nce önerilen, sıklıkla kullanılmaktadır. Oral mukozit, başlangıç
enflamatuar/vasküler fazı (Faz I), epitelyal faz (Faz II), ülseratif/bakteriyolojik faz
18
(Faz III) ve iyileşme fazı (Faz IV) olmak üzere dört fazlı bir fonksiyon bozukluğudur
(Brown, Yoder ve Stomatitis, 2002). Kemoterapi başladıktan birkaç gün sonra veya
konvansiyonel
radyoterapinin
ardışık
protokollerinin
(yaklaşık
2
Gy/gün)
uygulandığı hastalarda tedavi başladıktan 1-2 hafta sonra, genellikle asemptomatik
kırmızılık ve eritem şeklinde başlar (Faz I). Daha sonra, hafif ağrılı beyaz yamalı
lezyonlardan (Faz II) akut ağrılı, geniş, bulaşıcı lezyonlara dönüşür. Kemoterapi
uygulandıktan 6-12. günlerde gözlenen ülseratif/bakteriyolojik faz (Faz III), oral
mukozitin en karmaşık ve semptomatik dönemi olarak kabul edilir. Lokalize erozyon
alanlarından fibrinöz bir pseudomembran gelişir ve bakteri kolonizasyonu oluşur.
Enfeksiyon, oral mukozit patofizyolojisinde önemli bir role sahiptir. Gram-pozitif ve
Gram-negatif bakteriler, yapısal bütünlüğü bozulmuş mukoza üzerinde çoğalarak
sekonder enfeksiyona neden olurlar ve submukoza yoluyla sistemik dokulara da
yayılabilirler. Kandida ve herpes simplex de ana enfeksiyon kaynaklarıdırlar.
Ülseratif/bakteriyolojik faz, genellikle 12-16. günlere kadar devam eder. Epitelin
yeniden oluşumu, tedaviye başlandıktan 3-5 gün sonra gerçekleşmekle birlikte;
mukoza hasarı, tedavi sona erdirildikten 2-4 hafta sonrasına kadar kalıcı
olabilmektedir (Yılmaz, 2014).
1.1. MUKOZİTLERİN ETİYOLOJİSİ VE BULGULAR
Mukozit, günlük hayatta birçok zorluğu da beraberinde getirmektedir. Bu
zorluk
kişileri
sosyal
ve
psikolojik
yöntem
olumsuz
bir
şekilde
etkilemektedir.

Şiddetli acı ve ağrıya

Yeme, içme ve yutma zorluklarına

Konuşma zorluklarına

Kanama ve sistematik enfeksiyonlarda artışa

Kemoterapi ya da radyoterapi dozunda azalmaya neden olarak günlük insan
yaşamını zorlaştırmaktadır.
19
Mukozitler ayrıca;

Hastanede kalış süresinde

Hastane maliyetlerinde

Ağrı için narkotik kullanımında

Parenteral beslenmede artışa neden olan kişiye zarar vermektedir.
Mukozit
belirtileri dilde renk değişimi,
nem değişiklikleri,
hijyen
değişiklikleri, dudaklarda ağız mukozasında ve dilde değişmeler ve duyusal
değişmeler şeklinde olmaktadır (Yılmaz, 2014).
Renk Değişimi

Çeşitli derecede eritem oluşumu

Solukluk

Beyaz noktalar

Renksiz lezyonlar veya ülserasyonlar
Resim 2. Dilde Renk Değişimi
20
Nem Değişimi

Tükürük salgısının artması veya azalması

Yoğun veya yapışkan sekresyonlar
Hijyen Değişiklikleri

Dişlerde aşınmalar

Kötü koku
Dudaklarda, Ağız Mukozasında ve Dildeki Değişiklikler

Kanama

Kabarcıklar

Çatlaklar

Ödem

Yarıklar

Lezyonlar

Ülserler
Resim 3. Ağız Mukozası
Duyusal Değişiklikler

Tat duyusunda azalma veya kayıp

Protez takmada veya yutmada güçlük
21

Ses kısıklığı veya sesteki nitelik kaybı

Kaşıntı

Yanma hissi

Ağrı
1.2 MUKOZİTLERİN SINIFLANDIRILMASI VE DEĞERLENDİRİLMESİ
Mukozitlerin sınıflandırılması ve değerlendirilmesinde uluslararası düzeyde
kabul görmüş farklı kurum ya da kuruluşların farklı standartları mevcuttur. Bu
farklılıklar mukozitlerin değerlendirilmesi kısmında daha çok ön plana çıkarken,
mukozitlerin sınıflandırılmasında evrensel standartlar söz konusudur desek yanılgıya
düşmüş olmayız.
Tablo 2. Mukozitlerin Sınıflandırma Ölçeği ve Bakım Sıklığı
Mukozit Sınıflandırma
Derece 0:Problem yok
Bakım Sıklığı
Günde 3 kez ağız bakımı
Derece 1 :Ağızda eritem ve inflamasyon 6 saatte bir ağız bakımı (dişetlerinde ağrı ve
vardır, ülser yoktur
irritasyon varsa diş fırçalanmaz)
Derece 2 :Ağızda ağrılı eritem, ödem,
2 – 4 saatte bir ağız bakımı (diş fırçalama
inflamasyon ya da ülserler vardır. Ancak önerilmez)
hasta sıvı ve katı besinleri yiyebilir
Derece 3 :Ağrılı eritem, ödem ve ülserler 2 – 4 saatte bir ağız bakımı (diş fırçalama
vardır, hasta sadece sıvı besinleri alabilir
önerilmez)
Derece 4 :Hasta ağız yoluyla herhangi bir 1 – 2 saatte bir ağız bakımı
şey yiyemez. Parenteral ya da enteral destek
gereklidir
Kaynak : Kızıl ve Soydemir, 2013
Mukozitin değerlendirilmesinde ise daha önce de bahsedildiği üzere farklı
kurum ya da kuruluşların farklı standartları söz konusudur.
22

WHO
=
Dünya Sağlık Örgütü Kriterleri

OAG
=
Oral Değerlendirme Ölçeği

OMN
=
Oral Mukozit İndeksi

OMRS
=
Oral Mukoza Sınıflama Ölçeği

OMAS
=
Oral Mukozit Değerlendirme Ölçeği
Tablo 3. WHO Değerlendirmesi
DERECE
BELİRTİ VE BULGULAR
0
Normal
1
Ağızda eritem, inflamasyon
2
Ağızda eritem, ödem, inflamasyon ya da ülser
3
Ağızda ülserasyonlar
4
Yaygın mukozit
Kaynak : Kızıl ve Soydemir, 2013
Tablo 4. Lokalizasyon Değerlendirmesi
LOKALİZASYON
ÜLSERASYON
ERİTEM
DUDAKLAR
0,1,2,3
0,1,2
MUKOZA
0,1,2,3
0,1,2
DİL
0,1,2,3
0,1,2
AĞIZ TABANI
0,1,2,3
0,1,2
DAMAK
0,1,2,3
0,1,2
Kaynak: Kızıl ve Soydemir, 2013
Ülserasyon 0=yok, 1<1
Eritem
, 2=1-3
, 3= 3
0=yok, 1=şiddetli değil, 2=şiddetli
23
Tablo 5. Ağız Değerlendirme Rehberi
Kategori
Ses
1
2
Normal
3
Boğuk veya çatlak
Konuşmada
zorlanma
Yutkunma
Normal
Hafif ağrı
Yutkunamıyor
Dudaklar
Pembe, nemli
Kuru veya çatlamış
Yara veya kanama
Dil
Pembe, nemli
Kızarık veya kirli
Çatlamış
sarı tabakayla kaplı
Tükürük
Oral mukoza
Sulu
Koyu veya yapışkan
Yok
Pembe, nemli
Kırmızı veya beyaz
Yara, kanama
tabakayla kaplı
Diş etleri
Dişler / protez
Pembe normal
Ödemli, kızarık
Kanama
Temiz, ölü doku yok
Plak veya ölü doku
Kaynak : Kızıl ve Soydemir, 2013
Tablo 6. Ölçeklerin Karşılaştırılması
Eritem
WHO
OAG
OMN
OMRS
OMAS
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
+
Ödem
Ülserasyon
+
+
Kanama
Beslenme
+
+
Ağrı
+
+
+
+
+
+
S
S
S
+
Diğerleri
Oral kavite
+
G
G
G=genel
S=belirli
Kaynak : Kızıl ve Soydemir, 2013
24
1.3 MUKOZİTTEN KORUNMA VE TEDAVİSİ
Kemoterapi ve radyoterapi alan hastalarda mukozit kaçınılmazdır. Ancak iyi
bir ağız hijyen politikası ve sık sade su veya salin, bikarbonatlı su ile yapılan
gargaraların yararı unutulmamalıdır. Çocuk hastalarda oral mukozitin önlenmesi ve
tedavisi için önerilen çok sayıda ajan olmasına karşın bunların etkinliğine dair güçlü
bilimsel kanıtlar bulunamamıştır, onkoloji merkezleri deneyimlerine dayanarak
mukozite yönelik farklı protokolleri kullanmaktadırlar (İlgenli, Ören ve Uysal,
2001).
Mukozit gelişmesine yol açan kemoterapi ilaçları; methotrexate, 5fluorouracil gibi antimetabolitler, dactinomycin, adriamicin, bleomycin gibi
antibiyotikler ve vinblastine gibi bitki alkoloidleridir. Bu ilaçların stomatit gelişimi
üzerine iki kat daha fazla etkiye sahip olduğu düşünülmektedir. Diğer yandan
modern kanser tedavisi kemoterapi ilaçlarının ya da kemoterapi ilaçları ile
radyoterapinin kombine kullanımını içermektedir. Bu kombine tedavi ise, mukozit
riskini daha da arttırmaktadır. Ayrıca verilen kemoterapi ilaçlarının yanı sıra hastaya
ait bazı bireysel özellikler de mukozit gelişimini kolaylaştırmaktadır. Mukozitten
korunmak için günlük ağız bakımı düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Mukozit
oluştuğunda ise ona yönelik ağız bakım tedavisi uygulanmalıdır (Kamberk, 2001).
Günlük Ağız Bakımı İçin :
 Diş fırçasının sıcak suda tutularak yumuşaması sağlanmalıdır. Bu sayede
ağızda oluşabilecek enfeksiyonların önüne geçilmektedir.
 Kapaklı diş fırçaları tercih edilerek havadaki bakterilerin diş fırçası ile
temasının önüne geçilmesi sağlanmalıdır.
 Diş fırçasının 3 ayda bir yenilenmesi gerekmektedir.
 Dişin fırçalanmasının ardından karbonatlı su ile ağızın çalkalanması
gerekmektedir.
Ağız bakımının yapılabilmesi yolunda farklı adımlar mevcuttur.
25
1. Tuzlu Su ile Ağız Bakımı
Kaynamış soğumuş bir bardak su içerisine yarım çay kaşığı tuz eklenir ve
karıştırılır. 5 yaş üzeri kişiler bu gargarayı 4 ile 6 kez yapabilir. Fakat eğer
gargara yapacak kişi 5 yaşından küçük ise gazlı bez hazırlanan gargara ile
ıslatılır ve çocuğun ağız içi bu şekilde silinir.
2. Karbonatlı Su ile Ağız Bakımı
Kaynamış soğumuş bir bardak su içerisine bir çay kaşığı karbonat eklenir ve
karıştırılır. 5 yaş üzeri kişiler bu gargarayı 4 ile 6 kez yapabilir. Fakat eğer
gargara yapacak kişi 5 yaşından küçük ise gazlı bez hazırlanan gargara ile
ıslatılır ve çocuğun ağız içi bu şekilde silinir. Tuzlu su ile gargara da yapılan
yöntemin aynısı uygulanır.
3. Benzidamine Hidroklorür (Tantum)
Bu gargara ağız içerisinde yara oluştuğu zaman enfeksiyonu önlemek için ve
ağrıyı azaltmak için kullanılmaktadır. Küçük çocukların kullanması
önerilmemektedir. 15 ml gargara ağız içinde 30 saniye çalkalanır ve
tükürülür.
4. Nistanin
Mantar enfeksiyonu ve ağızda pamukçuk oluşumunu engellemektedir. İlacın
damlalığı kullanılarak günde 4 kez 4 ile 6 damla arası verilmektedir.
Uygulama sonrasında yemek yenmesi için 30 dakika beklenmelidir. Etkinliği
30 dakika bekleyerek sağlanmaktadır.
5. Glutamin
Ağız içerisinde oluşan yaraların iyileşme sürecini hızlandırmaktadır.
Kullanım dozu doktor direktiflerine göre belirlenir. Belirlenen doz ağız içine
alınır ve 2-3 dakika boyunca çalkalanır ve yutulur. Günde 2 kere yapılması
önerilmektedir (İlgenli, Ören ve Uysal, 2001).
26
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
MUKOZİT SORGULAMA VE KARŞILAŞTIRMA
1. GEREÇ VE YÖNTEM
Tanımlayıcı tipte olan bu çalışma onkoloji ve hematoloji hemşirelerinin bakım
düzeylerinin ölçülmesi ve mukozit sorgulama amacıyla yapılmıştır. Çalışma, Haziran
2015 – Ağustos 2015 tarihleri arasında Anadolu Sağlık Merkezi hastanesi ve Özel
hastanelerde gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemi bu hastanede çalışan
hemşireler olup 18-55 yaş aralığındaki 100 katılımcı tarafından oluşturulmuştur.
Araştırmanın bağımlı değişkeni mukozit ölçeği, bağımsız değişkenleri ise
sosyodemografik özellikler, tecrübe ve sosyal sorulardır. Veriler yüzyüze görüşme
tekniği ile elde edilirken, Spss programı doğrultusunda t testleri, anova testleri ve
çoklu regresyon testleri kullanılmıştır.
1.1.ARAŞTIRMANIN HİPOTEZLERİ
2. Cinsiyete göre mukozit değerlendirmeleri farklılık göstermektedir.
3. Yaşa göre mukozit değerlendirmeleri farklılık göstermektedir.
4. Eğitim durumuna göre mukozit değerlendirmeleri farklılık göstermektedir.
5. Çalışılan servise göre mukozit değerlendirmeleri farklılık göstermektedir.
6. İş tecrübesine mukozit değerlendirmeleri farklılık göstermektedir.
1.2. ARAŞTIRMANIN YAPILDIĞI YER VE ÖZELLİKLERİ
Anadolu Sağlık Merkezi hastanesi ve özel kamu kuruluşlarında hematoloji ve
onkolojine sahip olan hastanelerde Haziran 2015- Ağustos 2015 tarihleri arasında
yapılmıştır.
1.3.ARAŞTIRMANIN EVRENİ ve ÖRNEKLEMİ
Araştırmanın evrenini Anadolu Sağlık Merkezi hastanesi ve özel kamu
kuruluşlarında bulunan hemşireler oluşmaktadır.
27
Araştırmanın örneklemini Haziran 2015- Ağustos 2015 tarihleri arasında
Anadolu Sağlık Merkezi hastanesi ve özel kamu kuruluşlarında bulunan hematoloji,
onkoloji ve medikal onkoloji servislerinde görev yapan 100 hemşire oluşturmaktadır.
1.4.ARAŞTIRMANIN SINIRLILIKLARI
Araştırmaya, 18-55 yaş aralığında meslek lisesi, lisans, yüksek lisans ve doktora
eğitimine kadar farklılık gösteren, farklı servislerden 0 ile 15 yılın üstünde tecrübeye
sahip Anadolu Sağlık Merkezi hastanesi ve özel kamu kuruluşlarında çalışan
hemşireler katılmışlardır.
1.5.VERİ TOPLAMA TEKNİĞİ VE ARAÇLARI
Araştırma verileri toplanmasında görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırma
onkoloji ve hematoloji hemşirelerinin mukozit sorgulama ve bakım düzeylerinin
ölçülmesi isimli anket formu ile yapılmıştır.
1.6.ARAŞTIRMANIN ETİK BOYUTU
Araştırmada katılımcıların verdikleri cevapların analiz dışında paylaşılmaması
üzerine güvence verilmiştir. Kurumlardan yazılı etik kurul izinleri alınmıştır.
Araştırmaya katılmayı kabul eden hemşireler ile görüşmeler yapılmıştır. Çalışma
yapılan kurumlara sonuçlar hakkında geri bildirimde bulunulacağı konusunda bilgi
verilmiştir.
28
2. BULGULAR
2.1. Demografik Özellikler
Tablo 7. Yaş Dağılımı
Yaşınız
sıklık
Yüzde
18-25
25
25,0
26-35
61
61,0
36-45
12
12,0
46-55
2
2,0
100
100,0
Toplam
Ankete katılan hemşirelerin 25’i (%25) 18-25, 61’i (%61) 26-35, 12’si (%12) 36-45
ve 2’si (%2) 46-55 yaş aralığındadır. Anketleri cevaplayan hemşirelerin çoğunluğu
26-35 yaş aralığındadır.
Tablo 8. Cinsiyet Dağılımı
Cinsiyet
sıklık
Yüzde
Erkek
13
13,0
Kadın
87
87,0
100
100,0
Toplam
Ankete katılan hemşirelerin 13’ü (%13) erkek iken 87’si (%87) kadındır.
Araştırmaya katılan hemşirelerin çoğunun cinsiyeti kadındır.
29
Tablo 9. Eğitim Dağılımı
Eğitim
sıklık
Yüzde
Lisans
84
84,0
Sağlık Meslek Lisesi
13
13,0
3
3,0
100
100,0
Yüksek Lisans
Toplam
Katılımcıların 13’ü (%13) Sağlık Meslek Lisesi mezunu iken, 84’ü (%84) Lisans
mezunu ve 3’ü (%3) de Yüksek Lisans mezunudur. Hemşirelik alanında lisans
mezunu sayısı oldukça yüksektir.
Tablo 10. Çalışılan Kurum Dağılımı
Kurum
sıklık
Yüzde
Vakıf Hastanesi
55
55,0
Özel Hastaneler
45
45,0
100
100,0
Toplam
Ankete katılan hemşirelerin 55’i (%55) vakıf hastanelerinde çalışırken, 45’i (%45)
özel hastanelerde çalışmaktadır.
Tablo 11.Çalışılan Servis Dağılımı
Servis
sıklık
Yüzde
Hematoloji
43
43,0
Medikal Onkoloji
16
16,0
Onkoloji
41
41,0
Toplam
100
100,0
Ankete katılan hemşirelerin 43’ü hematoloji servisinde, 16’sı medikal onkoloji
servisinde, 41’i (%41) ise onkoloji servisinde çalışmaktadır. Diğer bölümlere göre
medikal onkoloji bölümünden araştırmaya katılan hemşire sayısı daha azdır.
30
Tablo 12. Kurumdaki Mevki Dağılımı
Mevki
Sıklık
Yüzde
Ekip Lideri Hemşire
8
8,0
Kemoterapi Hemşiresi
4
4,0
Servis Hemşiresi
85
85,0
Sorumlu Hemşire
3
3,0
100
100,0
Toplam
Ankete katılan hemşirelerin 8’i (%8) Ekip lideri hemşiresi, 4’ü (%) Kemoterapi
hemşiresi, 85’i (%85) Servis hemşiresi ve 3’ü (%3) sorumlu hemşiredir. Araştırma
en çok katılım sayılan hemşire statüsü servis hemşireleridir.
Tablo 13. Hemşirelik Tecrübesi Dağılımı
Hemşirelik Tecrübesi
0-3 Yıl
sıklık
Yüzde
28
28,0
2
2,0
3-8 Yıl
47
47,0
8-15 Yıl
23
23,0
Toplam
100
100,0
15+
Ankete katılan hemşirelerin 28’i (%28) 0-3 yıldır, 47’si (%47) 3-8 yıldır, 23’ü (%23)
8-15 yıldır ve sadece 2’si (%2) 15 yılı aşkın bir süredir bu mesleği yapmaktadır. 15
yıldan fazla bu mesleği yapan hemşire sayısı oldukça azdır. Ankete katılan
hemşirelerin çoğunluğunu 3 ile 8 yıl arasında bu görevi yapmakta olan hemşireler
oluşturmaktadır.
31
Tablo 14. Çalışılan Ünitedeki Tecrübe Dağılımı
Ünitede tecrübe
Sıklık
Yüzde
0-3 Yıl
37
37,0
3-8 Yıl
55
55,0
8-15 Yıl
8
8,0
Toplam
100
100,0
Hemşirelerin 37’si (%37) bulundukları ünitede 0-3 yıldır, 55’i (%55) 3-8 yıldır ve 8’i
(%8) 8-15 yıldır bulundukları ünitede çalışmaktadır. Hemşirelerin bulundukları
bölümdeki tecrübelerine bakıldığı zaman çoğunluğu 3-8 yıl arasında tecrübeye
sahiptirler.
Tablo 15. Çalıştığınız Birimde Mukozit Değerlendirme Ölçeği Bulunmakta
Mıdır Sorusu Cevap Dağılımı
Ölçek var mı?
Sıklık
Yüzde
Evet
58
58,0
Hayır
42
42,0
100
100,0
Toplam
Katılımcıların 58’i (%58) Çalıştığınız birimde mukozit değerlendirme ölçeği
bulunmakta mıdır sorusuna evet cevabını verirken, 42’si (%42) hayır cevabını
vermiştir. Oral mukozit kanser tedavisinde önemli bir sorun iken servislerde oral
mukozit değerlendirme ölçeği olmayışı önemli bir sorundur. Hemşirelerin bakım
planlaması için öncelikle bir değerlendirme yapmaları gerekmektedir. Bu
değerlendirme sayesinde yapılan bakımın etkinliği takip edilebilir.
32
Tablo 16.Daha Önce Mukozit İle İlgili Herhangi Bir Eğitime Katıldınız Mı
Sorusu Cevap Dağılımı
Eğitime Katılım
sıklık
Yüzde
Evet
27
27,0
Hayır
73
73,0
100
100,0
Toplam
Ankete katılan hemşirelerin 27’si (%27) daha önce mukozit ile ilgili herhangi bir
eğitime katıldınız mı sorusuna evet cevabı verirken, 73’ü (%73) hayır cevabını
vermiştir. Hemşirelerin çoğu alanları hakkında önemli bir konu olan oral mukozit
hakkında eğitim almamıştır.
2.2. WHO ÖLÇEĞİ HAKKINDAKİ BULGULAR
Ankete katılan hemşirelere ağız mukozasının değerlendirilmesi adına çeşitli sorular
yöneltilmiş ve derecelendirmeleri istenmiştir. Bu amaçla yöneltilen sorular şunlardır:
S1. Kızarıklık, inflamasyon, ülsarasyon, ağrı ve kanama yok ve pembe renkte ise
S2 Kızarıklık, inflamasyon ve ağrı var ülsarasyon yok ve lezyon sayısı 1-4 ise
S3. Ağızda ağrıya neden olan kızarıklık, ödem, inflamasyon, kanama ve
ülserasyon var ve hasta sıvı ve katı gıdalarla besleniyor ise
S4. Kişi ağızdan beslenemiyor (paranteral yada enterel besleniyor) ise
S5. Ağrılı kızarıklık, ödem inflamasyon, kanama ve ülsarasyon var ve hasta
sadece sıvı gıdalarla besleniyor ise
33
Tablo 17. Soru 1 Cevap Dağılımı
S1 Kızarıklık, inflamasyon, ülsarasyon, ağrı ve kanama yok ve
pembe renkte ise
S1
sıklık
Yüzde
Derece 0
89
89,0
Derece 1
8
8,0
Derece 2
3
3,0
100
100,0
Toplam
Katılımcıların Kızarıklık, inflamasyon, ülsarasyon, ağrı ve kanama yok ve pembe
renkte ise ağız mukozası değerlendirmeleri incelendiğinde 89’u (%89) derece 0, 8’i
(%8) derece 1, 3’ü (%3) derece 2 şeklinde değerlendirdiği görülmektedir.
Katılımcıların 89’ u bu soruya doğru cevap vermiştir.
Tablo 18. Soru 2 Cevap Dağılımı
S2
Kızarıklık, inflamasyon ve ağrı var ülsarasyon yok ve lezyon
sayısı 1-4
S2
sıklık
Yüzde
Derece 0
4
4,0
Derece 1
70
70,0
Derece 2
22
22,0
Derece 3
3
3,0
Derece 4
1
1,0
100
100,0
Toplam
Katılımcıların Kızarıklık, inflamasyon ve ağrı var ülsarasyon yok ve lezyon sayısı 14 ise ağız mukozası değerlendirmeleri incelendiğinde katılımcıların 4’ü (%4) derece
0, 70’i (%70) derece 1, 22’si (%22) derece 2, 3’ü (%3) derece 3 ve 1’i (%1) derece 4
şeklinde değerlendirdiği görülmektedir. Hemşirelerin 70’ i bu soruya doğru cevabı
vermişlerdir. Kişiler bu konuda eğitim almasa da çoğunluk sorulara doğru yanıtları
vermiştir.
34
Tablo 19. Soru 3 Cevap Dağılımı
S3
Ağızda ağrıya neden olan kızarıklık, ödem, inflamasyon, kanama
ve ülserasyon var ve hasta sıvı ve katı gıdalarla besleniyor
S3
sıklık
Yüzde
Derece 0
4
4,0
Derece 1
10
10,0
Derece 2
68
68,0
Derece 3
8
8,0
Derece 4
10
10,0
100
100,0
Toplam
Katılımcıların Ağızda ağrıya neden olan kızarıklık, ödem, inflamasyon, kanama ve
ülserasyon var ve hasta sıvı ve katı gıdalarla besleniyor ise ağız mukozası
değerlendirmeleri incelendiğinde katılımcılardan 1’i (%1) derece 0, 10’u (%10)
derece 1, 68’i, (%68) derece 2, 8’i (%8) derece 3, 10’u (%10) derece 4 şeklinde
değerlendirdiği görülmektedir. Katılımcıların 68 tanesi soruya doğru bir şekilde
cevap vermişlerdir.
Tablo 20. Soru 4 Cevap Dağılımı
S4 Kişi ağızdan
S4
beslenemiyor (paranteral yada enterel besleniyor
sıklık
Yüzde
Derece 0
1
1,0
Derece 1
6
6,0
Derece 2
8
8,0
Derece 3
27
27,0
Derece 4
58
58,0
100
100,0
Toplam
Katılımcıların Kişi ağızdan beslenemiyor (paranteral yada enterel besleniyor) ise ağız
mukozası değerlendirmeleri incelendiğinde katılımcılardan 1’i (%1) derece 0, 6’sı
(%6) derece 1, 8’i (%8) derece 2, 27’si (%27) derece 3, 58’i (%58) derece 4 şeklinde
35
değerlendirdiği gözlemlenmiştir. Bu soruda doğru cevabın verilme yüzdesi olduk
azalmıştır. 58 hemşire bu soruya doğru cevabı vermiştir.
Tablo 21. Soru 5 Cevap Dağılımı
S5
Ağrılı kızarıklık, ödem inflamasyon, kanama ve ülsarasyon var ve
hasta sadece sıvı gıdalarla besleniyor
S5
sıklık
Yüzde
Derece 0
1
1,0
Derece 1
6
6,0
Derece 2
8
8,0
Derece 3
27
27,0
Derece 4
58
58,0
100
100,0
Toplam
Katılımcıların Ağrılı kızarıklık, ödem inflamasyon, kanama ve ülsarasyon var ve
hasta sadece sıvı gıdalarla besleniyor ise ağız mukozası değerlendirmeleri
incelendiğinde katılıımcıların 1’i (%1) derece 0, 6’sı (%6) derece 1, 8’i (%8) derece
2, 27’si (%27) derece 3, 58’i (%58) derece 4 şeklinde değerlendirdiği
gözlemlenmiştir. Bu sorununda doğru cevap yüzdesi azalmıştır. 58 hemşire bu
sorunun doğru cevabını bilmektedir.
2.3. MUKOZİT ÖLÇEĞİNE AİT BULGULAR
Tablo 22. Ağız Bakımı Eğitimi Mukoziti Önleyebilir mi Sorusu Cevap Dağılımı
Eğitim önler mi?
sıklık
Yüzde
Evet
93
93,0
Hayır
7
7,0
100
100,0
Toplam
Katılımcıların 93’ünün (%93) bu soruya cevabı evet olur iken 7’sinin (%7) cevabı
hayır olmuştur. Buradan çıkan sonuç eğitimin olumlu yönde etkilerinin
olabileceğidir. Yani hemşireler kişilerin bu yönde eğitilmesi sayesinde mukozit
oluşumunun önüne geçilebileceğini düşünmektedirler.
36
Tablo 23. Hastanın Oral Mukozit Evresi 4 ise Hangisi Yapılmaz Sorusu Cevap
Dağılımı
Önlem
Sıklık
Yüzde
Antifungal ajan kullanımı
36
36,0
Diş fırçalama önerilir
55
55,0
9
9,0
100
100,0
Kanama kontrolü
Toplam
Katılımcıların 36’sının (%36) bu soruya cevabı antifungal ajan kullanımı yapılmaz
şeklinde olurken, 55’i (%55) diş fırçalama önerilir seçeneğini yapılmaz olarak ifade
etmiştir. Katılımcıların 9’u (%9) işe kanama kontrolü yapılmaz şeklinde görüş
belirtmiştir. Bu soruya % 55 kişi doğru cevap vermiştir. Hemşirelerin nerdeyse yarısı
bu soruya doğru cevabı verememiştir.
Tablo 24. Ağız Bakımında Alınacak Önlemlerden Değildir Sorusu Cevap
Dağılımı
Ağız bakımı
Sıklık
Yüzde
Dudak
1
1,0
Hidra
8
8,0
Sert
82
82,0
Şeker
4
4,0
Yemek
5
5,0
Toplam
100
100,0
Katılımcıların 1’i (%1) dudak nemlendiricileri kullanımının, 8’i (%8) hidrasyon tam
sağlanılmalı, 82’si (%82) sert diş fırçası kullanımının, 4’ü (%4) şekersiz ürünler
kullanımının, 5’i (%5) ise yemek seçimine dikkat edilmesinin ağız bakımında
alınabilecek önlemlerden biri olmadığını ifade etmiştir. Hemşirelerin çoğunluğu bu
soruya doğru cevabı vermiştir.
37
Tablo 25. Evre 4’te 6 Saatte Bir Ağız Bakımı Yapılır Sorusu Cevap Dağılımı
Eğitime katılım
sıklık
Yüzde
Evet
53
53,0
Hayır
47
47,0
100
100,0
Toplam
Araştırmaya katılan hemşirelerin 53’ü (%53) Evre 4’te 6 saatte bir bakım yapılır
görüşüne katılırken, 47’si (%47) bu görüşe katılmamaktadır. Bu sorunun cevabında
sayısı nerdeyse yarı yarıya bir oran halini almıştır. 53 hemşire doğru cevabı
vermiştir. Fakat yanlış cevap verenlerin sayısı da oldukça fazladır.
Tablo 26. Onkoloji ve Hematoloji Alanında Çalışan Her Hemşire Mukozit ile
İlgili Eğitime Katılmalı Mıdır Sorusu Cevap Dağılımı
Seçenek
Eğitim alınmalı mı?
sıklık
Yüzde
boş
1
1,0
Evet
97
97,0
Hayır
2
2,0
100
100,0
Toplam
Araştırmaya katılan hemşirelerin 97’si (%97) bu soruya evet şeklinde cevap verirken,
2’si (%2) hayır şeklinde cevap vermiştir. Buradan hemşirelerin aslında verilebilecek
eğitimlere katılma isteklerinin olduğu ortaya çıkmıştır.
38
Tablo 27. Mukozit Olan Hasta İçin Hangisi Yanlıştır Sorusu Cevap Dağılımı
sıklık
Acılı, ekşili, tuzlu
Yüzde
75
75,0
6
6,0
14
14,0
5
5,0
100
100,0
gıdalar yenir
Küçük loklamalar
halinde yemek yenir.
Soğuk gıdalar ve
buz rahatlatır
Yumuşak gıda, püre,
sulu gıda tüketilir.
Toplam
Katılımcıların 75’i (%75) ağız mukoziti olan hastaların acılı, ekşili, tuzlu gıdalar
yememesi gerektiği görüşündedir. 14
(%14) katılımcı soğuk gıdalar ve buz
kullanmaması gerektiğini görüşünde iken 6 (%6) katılımcı küçük lokmalar halinde
yemek yenmesinin, 5 (%5) katılımcı ise yumuşak gıda, püre, sulu gıda tüketmenin
yanlış olduğu görüşündedir. Katılımcıların % 75 i bu sorunun doğru cevabını doğru
şekilde yanıtladıkları görülmüştür.
Tablo 28. Oral Mukozitler Hangilerine Sebep Olmaz Sorusu Cevap Dağılımı
Sıklık
Yüzde
Ağız
6
6,0
Fizik
33
33,0
Kemot
42
42,0
Konuş
10
10,0
Yeme,
9
9,0
100
100,0
Toplam
39
Katılımcıların 42’si (%42) kemoterapi ve radyoterapide doz değişiminin oral
mukozite sebep olmadığı görüşündedir.
33’ü (%33) fiziksel hareketlerde
kısıtlanmanın oral mukozite sebep olmadığı görüşünde iken, 10 (%10) katılımcı
konuşmada zorlanmanın, 9 (%9) katılımcı yeme, içme, yutma bozukluğunun, 6 (%6)
katılımcı da oral mukozitin ağız kuruluğuna neden olmadığı görüşündedir.
2.4. KARŞILAŞTIRMALAR
Tablo 29. Cinsiyete Göre Mukozit Değerlendirmeleri Analizi
ANOVA
Toplam
Soru 1
Soru 2
Soru 3
Soru 4
Soru 5
Soru 6
Between Groups
df
Mean Square
,059
1
,059
Within Groups
17,981
98
,183
Toplam
18,040
99
,021
1
,021
Within Groups
39,689
98
,405
Toplam
39,710
99
1,635
1
1,635
Within Groups
71,365
98
,728
Toplam
73,000
99
1,114
1
1,114
Within Groups
85,636
98
,874
Toplam
86,750
99
1,114
1
1,114
Within Groups
85,636
98
,874
Toplam
86,750
99
,326
1
,326
Within Groups
63,114
98
,644
Toplam
63,440
99
Between Groups
Between Groups
Between Groups
Between Groups
Between Groups
40
F
Sig.
,324
,570
,052
,819
2,245
,137
1,275
,262
1,275
,262
,506
,479
41
:Cinsiyete göre mukozit ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktur.
:Cinsiyete göre mukozit ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır.
Görsel
olarak
da
görüldüğü
üzere
cinsiyete
göre
değerlendirmelerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır.
42
yapılan
mukozit
Tablo 30. Yaşa Göre Mukozit Ölçeği Analizi
ANOVA
Sum of Squares
S1
S2
S3
S4
S5
S6
Between Groups
df
Mean Square
,319
3
,106
Within Groups
17,721
96
,185
Toplam
18,040
99
1,845
3
,615
Within Groups
37,865
96
,394
Toplam
39,710
99
2,554
3
,851
Within Groups
70,446
96
,734
Toplam
73,000
99
,829
3
,276
Within Groups
85,921
96
,895
Toplam
86,750
99
,829
3
,276
Within Groups
85,921
96
,895
Toplam
86,750
99
5,040
3
1,680
Within Groups
58,400
96
,608
Toplam
63,440
99
Between Groups
Between Groups
Between Groups
Between Groups
Between Groups
43
F
Sig.
,577
,632
1,559
,204
1,160
,329
,309
,819
,309
,819
2,762
,046
44
: Yaşa göre mukozit ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktur.
: Yaşa göre mukozit ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır.
Görsel olarak da görüldüğü üzere yaşa göre yapılan mukozit değerlendirmelerinde
istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır.
45
Tablo 31. Eğitim Durumuna Göre Mukozit Değerlendirmeleri Analizi
ANOVA
Sum of Squares
S1
S2
S3
S4
S5
S6
Between Groups
df
Mean Square
,461
2
,231
Within Groups
17,579
97
,181
Toplam
18,040
99
1,241
2
,621
Within Groups
38,469
97
,397
Toplam
39,710
99
1,990
2
,995
Within Groups
71,010
97
,732
Toplam
73,000
99
1,505
2
,752
Within Groups
85,245
97
,879
Toplam
86,750
99
1,505
2
,752
Within Groups
85,245
97
,879
Toplam
86,750
99
,385
2
,193
Within Groups
63,055
97
,650
Toplam
63,440
99
Between Groups
Between Groups
Between Groups
Between Groups
Between Groups
46
F
Sig.
1,273
,285
1,565
,214
1,359
,262
,856
,428
,856
,428
,296
,744
47
: Eğitim duumuna göre mukozit ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark
yoktur.
: Eğitim durumuna göre mukozit ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark
vardır.
Görsel olarak da görüldüğü üzere eğitim durumuna göre yapılan mukozit
değerlendirmelerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır.
48
Tablo 32. Çalışılan Servise Göre Mukozit Değerlendirmeleri Analizi
ANOVA
Sum of Squares
S1
S2
S3
S4
S5
S6
Between Groups
df
Mean Square
,049
2
,025
Within Groups
17,991
97
,185
Toplam
18,040
99
,110
2
,055
Within Groups
39,600
97
,408
Toplam
39,710
99
,633
2
,317
Within Groups
72,367
97
,746
Toplam
73,000
99
1,054
2
,527
Within Groups
85,696
97
,883
Toplam
86,750
99
1,054
2
,527
Within Groups
85,696
97
,883
Toplam
86,750
99
,555
2
,278
Within Groups
62,885
97
,648
Toplam
63,440
99
Between Groups
Between Groups
Between Groups
Between Groups
Between Groups
49
F
Sig.
,133
,875
,135
,874
,424
,655
,596
,553
,596
,553
,428
,653
50
: Çalışılan servise göre mukozit ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark
yoktur.
: Çalışılan servise göre mukozit ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark
vardır.
Görsel olarak da görüldüğü üzere çalışılan servise göre yapılan mukozit
değerlendirmelerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır.
51
Tablo 33. Tecrübeye Göre Mukozit Değerlendirme Analizi
ANOVA
Sum of Squares
S1
S2
S3
S4
S5
S6
Between Groups
df
Mean Square
,412
3
,137
Within Groups
17,628
96
,184
Toplam
18,040
99
1,688
3
,563
Within Groups
38,022
96
,396
Toplam
39,710
99
2,092
3
,697
Within Groups
70,908
96
,739
Toplam
73,000
99
,206
3
,069
Within Groups
86,544
96
,901
Toplam
86,750
99
,206
3
,069
Within Groups
86,544
96
,901
Toplam
86,750
99
2,728
3
,909
Within Groups
60,712
96
,632
Toplam
63,440
99
Between Groups
Between Groups
Between Groups
Between Groups
Between Groups
52
F
Sig.
,747
,526
1,421
,241
,944
,423
,076
,973
,076
,973
1,438
,237
53
: Tecrübeye göre mukozit ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktur.
: Tecrübeye göre mukozit ölçeklerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır.
Görsel
olarak
da
görüldüğü
üzere
tecrübeye
göre
değerlendirmelerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark vardır.
54
yapılan
mukozit
Tablo 34. Evre 4’teki Davranış Sorusunun Eğitim Düzeyine Göre Dağılımı
Eğitim * Evre4 Çapraz Tablolama
Evre4
Evet
Eğitim
Hayır
Lise
Lisans
9
4
13
41
43
84
3
0
3
53
47
100
Y.Lisans
toplam
toplam
Katılımcıların evre 4’te 6 saatte bir bakım yapılım görüşüne verdikleri cevaplar
incelenmişti ancak bu kez eğitim durumuna göre bu cevaplar analiz edilmiştir. Buna
göre yüksek lisans mezunu 3 katılımcının tamamı bu görüşe katılırken, lise
mezunlarının 9’u katılmakta, 4’ü katılmamaktadır. Lisans mezunlarının ise
çoğunluğu katılmamaktadır ve 43 lisans mezunu katılımcı bu görüşe katılmadığını
belirtmiştir. 41 lisans mezunu katılımcı ise bu görüşe katılmaktadır. Bu sorunun
doğru cevabının eğitimle ilişkisi olduğu gözlenememektedir. Lisans mezunlarının
evet veya hayır cevaplarının sayısını birbirine çok yakındır.
Katılımcıların ağız mukozası değerlendirme sorularına verdikleri cevaplar eğitim
düzeylerine göre incelenmiştir.
Değerlendirme1 * Eğitim Çapraz
Tablolama
Değerlendirme1
toplam
Eğitim
Lise
Lisans
Y.Lisans
toplam
Derece 0
10
76
3
89
Derece 1
2
6
0
8
Derece 2
1
2
0
3
13
84
3
100
Buna göre ilk soru için verdikleri cevaplar incelendiğinde 13 lise mezunundan 10’u
“kızarıklık, inflamasyon, ülsarasyon, ağrı ve kanama yok ve pembe renkte ise”
derece 0, 2’si derece 1 ve 1’i derece 2 olarak yorumlamıştır. Lisans mezunlarından
76’sı derece 0, 6’sı derece 1 ve 2’si derece 2 olarak yorumlarken yüksek lisans
mezunlarının tamamı derece 0 olarak yorumlamıştır.
55
Eğitim
Değerlendirme2 * Eğitim Çapraz
Tablolama
Değerlendirme2
Lise
Lisans
Y.Lisans
toplam
Derece 0
1
3
0
4
Derece 1
7
60
3
70
Derece 2
3
19
0
22
Derece 3
1
2
0
3
Derece 4
1
0
0
1
13
84
3
100
toplam
Buna göre 2. soru için verdikleri cevaplar incelendiğinde 13 lise mezunundan 1’i
“Kızarıklık, inflamasyon ve ağrı var ülsarasyon yok ve lezyon sayısı 1-4 ise” derece
0, 7’si derece 1, 3’ü derece 2, 1’i derece 3 ve 1’i derece 4 olarak yorumlamıştır.
Lisans mezunlarından 3’ü derece 0, 60’ı derece 1, 19’u derece 2 ve 2’si derece 3
olarak yorumlarken yüksek lisans mezunlarının tamamı derece 1 olarak
yorumlamıştır.
Eğitim
Değerlendirme3 * Eğitim Çapraz
Tablolama
Değerlendirme3
toplam
Lise
Lisans
Y.Lisans
toplam
Derece 0
0
3
1
4
Derece 1
3
8
0
11
Derece 2
7
58
2
67
Derece 3
0
8
0
8
Derece 4
3
7
0
10
13
84
3
100
Buna göre 3. soru için verdikleri cevaplar incelendiğinde 13 lise mezunundan 3’ü
“Ağızda ağrıya neden olan kızarıklık, ödem, inflamasyon, kanama ve ülserasyon var
ve hasta sıvı ve katı gıdalarla besleniyor ise” derece 1, 7’si derece 2ve 3’ü derece 4
olarak yorumlamıştır. Lisans mezunlarından 3’ü derece 0, 8’i derece 1, 58’i derece 2,
8’i derece 3 ve 7’si derece 4 olarak yorumlamıştır. Yüksek lisans mezunlarının ise
1’i derece 0, 2’si derece 2 olarak yorumlamıştır.
56
Eğitim
Değerlendirme4 * Eğitim Çapraz
Tablolama
Değerlendirme4
Lise
Lisans
Y.Lisans
toplam
Derece 0
0
1
0
1
Derece 1
0
5
1
6
Derece 2
2
6
0
8
Derece 3
5
21
1
27
Derece 4
6
51
1
58
13
84
3
100
toplam
Buna göre . soru için verdikleri cevaplar incelendiğinde 13 lise mezunundan 2’si
“Kişi ağızdan beslenemiyor (paranteral yada enterel besleniyor) ise” derece 2, 5’i
derece 3 ve 6’sı derece 4 olarak yorumlamıştır. Lisans mezunlarından 1’i derece 0,
5’i derece 1, 6’sı derece 2, 21’i derece 3 ve 51’i derece 4 olarak yorumlamıştır.
Yüksek lisans mezunlarının ise 1’i derece 1, 1’i derece 3 ve 1’i derece 4 olarak
yorumlamıştır.
Eğitim
Değerlendirme5 * Eğitim Çapraz
Tablolama
Değerlendirme5
toplam
Lise
Lisans
Y.Lisans
toplam
Derece 0
0
2
0
2
Derece 1
0
3
0
3
Derece 2
1
3
0
4
Derece 3
11
45
3
59
Derece 4
1
31
0
32
13
84
3
100
Buna göre . soru için verdikleri cevaplar incelendiğinde 13 lise mezunundan 1’i
“Ağrılı kızarıklık, ödem inflamasyon, kanama ve ülsarasyon var ve hasta sadece sıvı
gıdalarla besleniyor ise” derece 2, 11’i derece 3 ve 1’i derece 4 olarak yorumlamıştır.
Lisans mezunlarından 2’si derece 0, 3’ü derece 1, 3’ü derece 2, 45’i derece 3 ve 31’i
derece 4 olarak yorumlamıştır. Yüksek lisans mezunlarının ise 3’ü de derece 3 olarak
yorumlamıştır.
57
SONUÇ
Yapılan anket çalışmamıza 18-55 yaş Aralığında 100 hemşire katılmıştır.
Çalışanların çoğunluğu çalıştıkları birimde mukozit değerlendirme ölçeğinin
bulunduğunu belirtmiş ancak çok büyük bir çoğunluğu da daha önce bu alanda bir
eğitim almadıklarını belirtmiştir. Hemşireler, ağız mukozası değerlendirmelerinde
ağırlıklı olarak ortak fikirlere sahipken, hemşireler ağız bakımı eğitimi sayesinde
ağız mukozitinin önlenebileceği inanmaktadır. Hemşireler, ağız mukozitini önlemede
sert diş fırçası kullanımına karşı çıkarken, her hemşirenin de onkoloji ve hematoloji
alanındaki eğitimlere katılması gerektiğini belirtmişlerdir.
Anket analizi sonucunda elde edilen bulgular göstermektedir ki mukozit
hakkında hemşirelerimiz dahi yeterli bir bilgi birikimine sahip değildir. Bu alanda
eğitim eksikliğinin de olduğu ortaya çıkarken, hastalığı yaşamayan sivil halkın bu
konuda bilgisiz olduğu yorumunu getirmek yanlış olmamaktadır.
Sağlık sektöründe dünya üzerinde devam eden gelişim ülkemizde de devam
ediyor olmasına karşın eğitim eksikliğimiz gözler önüne serilmiştir. Buna karşın
endişe verici bir bakış açısı olmayıp, hastalığın çözüm süreci olduğuna
inanılmaktadır. Hemşirelerin eğitimlere katılması gerektiği yönündeki görüşü de
hemşirelerin istekliliğini ve eğitime verdikleri önemi göstermektedir. Bu alanda
bilinçli olduğunun görülmesi ileride ki gelişimler adına umut vericidir.
Hemşireler arasında çoğu konuda ortak fikir olması ile birlikte demografik
özellikler olan cinsiyet, eğitim, tecrübe, çalışılan servis gibi değişkenler
doğrultusunda fikir farklılıklarının olduğu görülmektedir.
Hastanın tedavisinden ve bakımından sorumlu olan sağlık ekibi üyeleri;
kanser hastalarının tamamlayıcı yöntem kullanım nedenlerini ve bunu etkileyen
faktörleri bilmeli ve günümüz modern tıbbın olanakları ile tedavi olabilecek kanser
hastalarının
sağlık
bakım
sisteminin
içerisinde
kalmalarını
sağlamalıdır.
Konvansiyonel tedavileri uygularken hastaların tedavi kararlarına katılımı ve
tedavileri üzerinde daha çok kontrol olanağı sağlanmalı ve hasta ile olumlu, insancıl
ve saygılı bir iletişim kurulmalıdır. Eğer hasta tamamlayıcı yöntem kullanmak
istiyorsa ya da kullanıyorsa ve bunu ekip üyeleri ile paylaşıyorsa, hasta ile olan
58
iletişimde kabullenici, açık ve net olunmalıdır. Hastanın kullandığı tamamlayıcı
yöntem ile ilgili ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Hastanın bu yöntemi ne sıklıkta
kullandığı, güvenli olup olmadığı bilimsel olarak yararının var olması ve yöntemin
hasta tarafından ne şekilde algılandığını ekip üyelerinin bilmesi oldukça önemlidir.
Aksi takdirde hasta konvansiyonel tedavilerle birlikte tamamlayıcı yöntem
kullandığını sağlık ekip üyelerine söylememekte ve bu durum da istenmeyen
olumsuz etkilere neden olmaktadır. Bu nedenle hizmet sunulan toplumun kültürel
geçmişi, sağlık, hastalığı nasıl yorduğu, hastalık nedeni olarak neleri düşündüğü ve
hastalıktan kurtulmak amacıyla neler yaptığı/kimlere başvurduğu, yardım arayışları
bilinmelidir. Çünkü yargılanmaktan korktukları için kullandıkları geleneksel
uygulamaları açıklamayan birçok hasta olabilir ve kullandıkları bu yöntemler modern
tıbbın öngördüğü ve hastaya uygulanan tedavileri olumlu/olumsuz etkileyebilir.
Sonuç olarak sağlık sektörü her geçen gün bir adım daha ileri taşınmaktadır.
Hemşireler üzerinde yaptığımız bu çalışmada ağız mukozitine karşı bir endişenin
olmadığı ve hemşirelerin dahi bu sorunun çözümü adına istekli oldukları
görülmektedir. Buradan şu sonuca varmak mümkündür: Birçok hastalığın kesin
çözümüne ulaşılabildiği gibi ağız mukozitinin de yakın gelecekte kesin çözümlerine
ulaşılabileceği ve örneğin zamanında ölümcül bir hastalık olmasına rağmen bugün en
basit hastalıklardan biri haline gelen grip hastalığı gibi bir hal alacaktır.
59
KAYNAKÇA
Ali, R., Hematolojide Hastalığa Hedeflenmiş Yeni Tedaviler, Türk Hematoloji
Derneği, 2010, 20-21
Aslan, G., ve Mammadov, E., Mesane Kanserinde Yaş ve Cinsiyetin Klinik
Patalojik Sonuçlar Üzerindeki Belirleyici Rolü, Dokuz Eylül Üniversitesi,
2010.
Aydın, G., Akciğer Kanserlerinde Tanı Yöntemleri, İ.Ü. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi,
2007.
Brown CG, Yoder L. Stomatitis: an overview protecting the oral cavity during
cancer treatment. Oncol Nurs Update 2002
Buğdacı, M.S, Monoklonal Antikolotlar, 2008
Büyükdoğan, M., Kolorektal Kanserde Genetik ve Etyolojik Faktörler, Selçuk
Tıp Dergisi, 25, 3, 2009, 171-180.
Can G, Durna Z, Aydiner A. Assessment of fatigue in and care needs of Turkish
women with breast cancer. Cancer Nursing. 2004;27(2): 153-161.
Demirelli, F. Hedefe Yönelik Kanser Tedavisi ve Monoklonal AntikorlarAnkem
Dergisi, İstanbul, 2005
Genç, B., Yüzdeki Malign Deri Tümörleri ve Tedavisi, Uzmanlık Tezi, Vakıf
Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi
Kliniği, 2006.
Hall, E.J., Radiobiology for the Radiologist. Philadelphia JB Lippincott, 1988.
İlgenli T,, Ören H, Uysal K. The acute effects of chemotherapy upon the oral
cavity: prevention and management. Turkish J Cancer 2001
Khan F.M,. The Physics of Radiation Therappy. Minneapolis, Williams and
Wilkins, 1984.
Kılınç G., Kemoterapi Gören Çocuklarda Ağız Diş Sağlığı.TDBD Bilimsel 2007
60
Kınıklı, G.,Romatoid Artritin Biyolojik Ajanlarla Tedavisi, 2001
Kızıl, E. ve Soydemir, D., Oral Mukotitte Ağız Bakımı, 2013
Miller M, Kearney N. Oral care for patients with cancer: a review of the
Literature. Cancer Nurs. 2001;24: 241-254.
Öbek, C., Organa Sınırlı Prostat Kanserine Yaklaşım, İ.Ü., Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi, 2011.
Önder, A., Tümör Belirleyicileri, http://www.dicle.edu.tr/Contents/f26b2283-59e043bf-b537-6bf4b1ae342a.pdf, ( 04.06. 2015)
Raşa, K., Kendi Kendine Meme Muayenesi Nasıl Yapılır,
http://kizsalsorunlar.com/meme-muayenesi-yapilisi, ( 22.05.2015)
Scalliet, P. Cosset, J.M, Wambersie A. Application of LQ Model of Absorted Dose
Distribution in the Daily Practice of Radiotheraphy, Radiother Oncol
1991.
Stone, R, Fliedner MC, Smiet ACM. Management of oral mucositis in patients
with cancer. Eur J Oncol Nurs 9: 24-32, 2005
Teke,Z., Keskin, A., Hematolojik Hastalıklarda Acil Cerrahi, Pamukkale Tıp
Dergisi, 2008.
Tezel, E., Aile Hekimleri İçin Meme Kanseri Tanı Algoritmaları, Gazi
Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2013.
Topuzlu,C., Cerrahi Onkolojinin Temel İlkeleri, Klinik Onkoloji, Tunç Maatbası,
İstanbul, 2000.
Ulukuş, Ç., Serviks Kanseri, http://www.turkpath.org.tr/files/serviks, ( 08.05.2015)
Yavuz, Ş. “Biyolojik Ajanlar”, 2014
Yılmaz, S. Onkolojide Destekleyici Bakım, 2014
Zeybekçi, S. Mukozit Önlenmesi ve Tedavisi, Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi,
İzmir, 2013
61
EKLER
Ek.1: Anket Formu
ONKOLOJİ VE HEMATOLOJİ HEMŞİRELERİNİN MUKOZİT SORGULAMA
VE BAKIM DÜZEYLERİNİN ÖLÇÜLMESİ
Bu anketin yapılmasının amacı onkoloji ve hematoloji alanında çalışan
hemşirelerin mukozit sorgulama düzeylerini ölçmektir. Vereceğiniz bilgiler bu
konudaki eksiklerin giderilmesinde bizler için bir ölçüt olacaktır. Sonuçta çıkacak
veriler bizim için ve hastalar için değerli verilerdir. Bu sebeplerden ötürü sizlerin
katkılarıyla oluşacak bu veriler sadece bu araştırmada kullanılacaktır. Lütfen her
soruyu dikkatlice okuyup size en yakın gelen seçeneği işaretleyiniz. Zamanınızı
ayırdığınız ve katkı sağladığınız için teşekkürler.
1. Yaşınız:
2. Cinsiyetiniz:
a. Kadın
b. Erkek
3. Eğitim Durumunuz:
a. Sağlık Meslek Lisesi
b.Lisans
c.Yüksek Lisans
d. Doktora
4. Çalıştığınız Kurum:
a.Vakıf Hastanesi
b.Özel Hastane
5. Çalıştığınız Servis:
a. Hematoloji
b.Onkoloji
c. Medikal Onkoloji
62
6. Kurumdaki Mevkiiniz:
a.Sorumlu Hemşire
b. Ekip Lideri Hemşire
c.Yönetici Hemşire
d.Kemoterapi Hemşiresi
e. Servis hemşiresi
7. Kaç Yıllık Hemşirelik Mesleğini Yapmaktasınız?
8. Kaç Yıldır Bu Ünitede Çalışmaktasınız?
9. Çalıştığınız Birimde Mukozit Değerlendirme Ölçeği Bulunmakta Mıdır?
a.Evet
b.Hayır
9.1. Evet İse; Bu Ölçeği Kullanma Sıklığınız Nedir?
a.Günde 1
b.İhtiyaç Halinde
c.Dr İstemine Göre
d.Hasta Şikâyetlerine Göre
9.2. Bu Formda Neleri Değerlendiriyorsunuz?
10. Daha Önce Mukozit İle İlgili Herhangi Bir Eğitime Katıldınız Mı?
a.Evet
b.Hayır
11. Oral Mukozit İle İlgili Neleri Öğrenmek İstersiniz?
…………………………….
63
12. Aşağıdaki Sorular Oral Mukozitin Sınıflandırılması İle İlgilidir. Lütfen
İfadelerin Karşısına Size Uygun Gelen Derece Seçeneğini İşaretleyiniz
Mukozasının Derece 0
Ağız
Derece 1
Değerlendirilmesi
kızarıklık, inflamasyon,
ülsarasyon,
ağrı
ve
kanama yok ve pembe
renkte ise
Kızarıklık, inflamasyon
ve ağrı var ülsarasyon
yok ve lezyon sayısı 1-4
ise
Ağızda
ağrıya
neden
olan kızarıklık, ödem,
inflamasyon, kanama ve
ülserasyon var ve hasta
sıvı ve katı gıdalarla
besleniyor ise
Kişi
ağızdan
beslenemiyor
(paranteral yada enterel
besleniyor) ise
Ağrılı kızarıklık, ödem
inflamasyon, kanama ve
ülsarasyon var ve hasta
sadece
sıvı
gıdalarla
besleniyor ise
64
Derece2
Derece3
Derece4
13. Sizce ağız bakımı eğitimi vermek mukozitleri önleyebilir mi?
a.Evet
b.Hayır
14. Hastanın oral mukozit evresi 4 ise hangisi yapılmaz?
a.Antifungal ajan kullanımı
b.Kanama kontrolü
c.Diş fırçalama önerilir
d.Total enteral, parenteral beslenme
e.Ağrı kontrolü
15. Seçeneklerden hangisi ağız bakımında alınacak önlemlerden birisi değildir?
a.Sert diş fırçası kullanmak.
b.Hidrasyon tam sağlanmalıdır.
c. Dudak nemlendiriciler kullanılmalıdır.
d. Şekersiz ürünler kullanılmalıdır.
e.Yemek seçimine dikkat edilmelidir.
16. Evre 4 de 6 saatte bir ağız bakımı yapılır.
a.Evet
b.Hayır
17. Onkoloji ve hematoloji alanında çalışan her hemşire mukozit ile ilgili eğitime
katılmalı mıdır?
a.Evet
b.Hayır
18. Mukoziti olan hastalar için hangi seçenek yanlıştır?
a.Yumuşak gıda, püre, sulu gıda tüketilir.
b.Küçük loklamalar halinde yemek yenir.
c.Acılı, ekşili, tuzlu gıdalar yenir.
d.Soğuk gıdalar ve buz rahatlatır.
65
19. Mukozit yönetiminde hemşirelerin rolü nedir?
…………………………………………………….
20. Oral mukozitler hangilerine sebep olmazlar?
a.Yeme, içme, yutma bozuklukları
b.Konuşmada zorlanma
c.Fiziksel hareketlerde kısıtlanma
d.Ağız kuruluğu
e.Kemoterapi ve radyoterapide doz değişimleri
KATKILARINIZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.
MAKBULE YILDIRIM
66
Ek.2: Etik Kurul Formu
67
Ek.3: Anket İzin Formu
68
ÖZGEÇMİŞ
25 Haziran 1988 tarihi, Konya İli Seydişehir ilçesi doğumluyum. İlk, Orta ve
Liseyi
İstanbul’
da
okudum.
Daha
sonra
Koç
Üniversitesi
Hemşirelik
Yüksekokuluna kayıt oldum. Bu bölümden 2012 yılında mezun olduktan sonra
Amerikan Hastanesinde onkoloji hemşiresi olarak çalışmaktayım. 2014 yılında da,
Beykent Üniversitesi, İşletme Anabilim Dalında yüksek lisans eğitimine başladım.
Yabancı dilim İngilizce ve amacım yüksek lisans eğitimim bittikten sonra
doktora eğitimine devam etmektir.
Aday: Makbule YILDIRIM
Download