1.DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİNDE BALABANLILAR, OSMANLI

advertisement
1.DÜNYA SAVAŞI ÖNCESİNDE BALABANLILAR, OSMANLI İMPARATORLUĞU ve
İTTİHAT-TERAKKİ İLE İLGİLİ BAZI BELGELER
Balabanlılar’ın bölgedeki devlet yetkilileri ile yakın ilişkileri olduğu hatta bazı bürokratik ya da
hukuki meselelerde yardım gördüklerini belgelerden anlıyoruz. 20 Temmuz 1908 yılında zamanın
Diyarbakır Valisi tarafından Balabanlılar’a gönderilen mektup bu konuda bir fikir vermektedir.
1. Dünya Savaşı ve sonrasında gelişen olayları anlamak açısından, aslında ilk olarak, İttihat ve
Terakki Cemiyeti’nin oluşum aşamalarını irdelemek gereklidir diye düşünüyoruz. Ancak bu olay tek
başına bile ele alınması zor ve yüklü bir konu olduğundan Genç Osmanlılar’dan İttihat-Terakki’ye olan
süreçten burada bahsetmeyeceğiz. Bizim açımızdan önemli olan noktalar, İttihat ve Terakki
Cemiyeti’nin 1. Dünya Savaşı’dan hemen önce ve sonrasındaki -genel anlamda- Dersim’deki aşiretlere
karşı olan tutumu ve bu arada Balabanlılar’la olan ilgisi ve o günkü şartlarda yürütülen örgütlü
mücadeledir.
1908 yılında bir cemiyet, 1913 yılında ise parti kimliği kazanan İttihat-Terakki’nin Balkanlar’dan
Doğu Anadolu’nun en ücra köşesine kadar ulaşan etkisi ilgi çekicidir. Zamanın ulaşım ve iletişim
olanaklarını da düşündüğümüzde örgütlenmedeki başarısına hayran olmamak içten değildir.
Siyasal alanda örgütlenmesindeki başarısının dışında ilgi çeken ancak İttihat-Terakki ile ilgili
birçok kaynakta vurgulanmayan bir olay vardır ki, o da İttihat-Terakki’nin Anadolu’da yaptırdığı etniksosyolojik alan araştırmalarıdır. O dönemde İttihat Terakki’de görevli bir araştırmacı-sosyolog olarak
Ziya GÖKALP, Anadolu’nun çeşitli dinsel inançları ve etnik grupları olduğunu vurguluyor ve bunların
incelenmesi gerektiğini söylüyordu. Bunun üzerine parti, Kızılbaşlar’ı ve Bektaşiler’i incelemek üzere
Baha Sait’i, Ahiler’i incelemek üzere Bursalı Mehmet Tahir ve Hasan Fehmi Hoca’yı, Ermeniler’i,
Çingeneler’i, Alevi ve Bektaşiler’i incelemek üzere Esat Uras Bey’i Anadolu’ya göndermiştir. Ayrıca
Ziya GÖKALP de Kürt Aşiretleri üzerine sosyolojik araştırma yapmıştır.
Bütün bu alan araştırmalarının sadece bir meraktan ileri geldiğini düşünmek akla pek yatkın
gözükmüyor. Bu araştırmalar ve İttihat-Terakki’nin Doğu’nun en ücra köşesindeki aşiret liderlerine
kadar ulaşıp örgütlemesi -daha doğrusu bu örgütlenmedeki başarısı- bütün bu gayretlerin belli bir
amaca yönelik, bilimsel-rasyonel bir tavır olduğu kanısını uyandırıyor. Nitekim bu anlatılanlar ile
Balabanlılar’ın İttihat-Terakki Cemiyeti’ne girişleri ve sonrasında ortaya çıkan gelişmelerde İttihatTerakki ile birlikte hareket etme bilinci, saf ve içten vatanseverlik duygusunun ilerisinde, örgütlü ve
bilinçli bir hareketin varlığını gösterdiğini söyleyebiliriz. Ekler kısmında sunacağımız 1. dereceden
kaynaklar (mektuplar, belge ve telgraflar) bu görüşümüzü destekler niteliktedir.
Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti Erzincan Kaza Merkeziyesi tarafından Balabanlılar’ın
liderine -büyük bir olasılıkla Gül Ağa’ya- gönderilen 25 Mayıs 1910 tarihli mektuptan, Balabanlılar’ın
İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne kabul edildiklerini anlıyoruz. Güllü Bey, tarihi belgelerde Gül Ağa, Gül
Ali Ağa (Bey), ya da Ali Ağa (Bey) olarak -ama en çok Gül Ağa olarak- geçmektedir. Asıl ismi
Güllü’dür. Yazı içerisinde biz de Gül Ağa ismini kullandık. Gül Ağa, Erzurum İspir Savaşı’nda bulunan
(Küçük) Gülabi Ağa’nın torununun torunudur.
Gül Ağa ve oğulları Kamer GÜLŞEN (soldaki) ve Halil GÜLŞEN (sağdaki)
İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin, gerçekleştirdiği etkinlikleri, devletin varlığı ve bütünlüğü ile
ilgili olayları, birlik ve beraberliği gerektiren önemli sosyal-psikolojik olayları, çeşitli zamanlarda
üyelerine telgraf ya da posta aracılığıyla bildirdiğini tespit ediyoruz. Aynı bağlamda Erzincan
Mutasarrıfı tarafından 23 Ekim 1912 tarihli bir yazı ile Balkanlar’da devam eden savaşta, Osmanlı
askerlerinin ihtiyacı olan bazı mühümmatın sağlanmasında yardımcı olunması için Gül Ağa’dan yardım
talep edilmiş, hatta bu yardımların toplanması için oluşturulan belediye komisyonuna, Gül Ağa’nın da
bizzat katılması istenmiştir. Bahsedilen Erzincan Mutasarrıfı, Esat Rauf Bey olsa gerektir. Kendisi 30
Ekim 1910 ile 31 Ağustos 1913 tarihleri arasında görev yapmıştır.
Görüldüğü üzere Gül Ağa namlı Balaban Aşireti liderinin önemli bir imajı vardır. Bu
görüşümüzü Nuri DERSİMİ de doğruluyor. Balaban Aşireti lideri Gül Ağa’nın Erzincan çevresinde
büyük bir etkinliğe sahip olduğunu söylüyor. Benzer etki Erzincan İttihat ve Terakki Cemiyeti üzerinde
de olmalı ki kendisine Merkezi Yönetim Kurulu Üyeliği görevi veriliyor. Demek ki Balaban Aşireti lideri
olarak Gül Ağa’ya güven duyuluyor ve yararlı hizmetler vereceğine inanılıyor. Balabanlılar’ın, Erzincan
ve Dersim bölgesine yayılmış çevre aşiretlere oranla fazla nüfusa sahip bir aşiret olduğu göze
çarpıyor. Ali KEMALİ’nin Erzincan (Merkez), Refahiye, Kemah, Kuruçay, Plümer ve Kiğı’yı ele alarak
hazırladığı tablodan o dönemde, Balabanlılar’ın en fazla nüfusa sahip 2. aşiret olduğu görülüyor.
Balabanlılar’ın yaşadığı bazı bölgelerin, yine Balaban adıyla anıldığını tespit etmek
mümkün. Zamanında Sansa deresi olarak adlandırılan derenin sonradan Balaban deresi olarak
adlandırıldığı bildirilmektedir. Adı geçen dere kenarına Balabanlılar’ın, Kanuni Sultan Süleyman
zamanında yerleştiği ileri sürülmektedir: “...Plümür yöresinden Dersim’in Kuzeydoğu hududunu
kucaklayarak, Sansa boğazından geçer ve Keçelan, Balaban Aşiretleri yörelerini kısmen
sulayarak...” Aşiretlerin yaşadıkları yerlere kendi isimlerini verme olgusunu -bir kolu Balabanlılar’a
bağlı olan- Balıyan Aşireti için de tespit etmek mümkün. 1830-1919 yılları arasında yazılmış devlet
salnâmelerinde Balyan Nahiyesi, Balyan Suyu ya da Balyan Dağları şeklinde Bal(ı)yanlar’ın yaşadığı
çevrede kendi adlarını anımsatır coğrâfi yerler ve yerleşim merkezlerinin adları kayıtlı idi. 6 Nisan
1912 tarihinde Halet Bey tarafından yollanan telgrafta da böylesi bir durum göze çarpmaktadır.
“Erzincan’da Balaban Nahiyesi Ağavatından Gül Ağa’ya...” Adı geçen Halet Bey’in, o dönemde
Erzincan milletvekili olan Halet Bey olduğunu zannediyoruz.
1913 senesine doğru Balabanlı Gül Ağa’nın İttihat ve Terakki üzerindeki etkisi oldukça
artmıştır. Belgelerden anladığımız kadarıyla Halet Bey, Gül Ağa üzerinde oldukça olumlu bir etki
uyandırmış. Halet Bey için çalıştığı anlaşılan Gül Ağa’dan, Erzurum’da bulunan İttihat ve Terakki
Cemiyeti Erzurum-Van Vilayetleri Müfettişi Hilmi Bey tarafından, 1914 senesi için de benzer gayreti
göstermesi isteniyor. Hilmi Bey, Halet Bey’in Erzincan’dan milletvekili olarak seçileceğini bildiriyor.
Erzincan Mutasarrıfı tarafından gönderilen 19 Ocak 1914 tarihli bir emir ile Ulukışla’dan Sivas
yolu ve Diyarbakır’dan Harput yolu ile Erzurum’a gidecek olan birliklerin -muhtemelen Ruslar’la
mücadeleye gidecek olan birliklerin- konaklaması ile ilgili konularda, konaklama yerlerindeki halkın
gerekli gayreti gösterip yardımda bulunması, aksi takdirde divan-ı harpce cezalandırılma durumunun
sözkonusu olduğu bildirilmekteydi. Bahsedilen Erzincan Mutasarrıfı, Süleyman Fethi Bey olsa
gerektir. Kendisi 13 Ocak 1913-28 Mayıs 1914 tarihleri arasında Mutasarrıflık yapmıştır.
5 Eylül 1914 tarihinde İttihat ve Terakki Cemiyeti Erzurum Müfettişi Hilmi Bey tarafından Gül
Ağa’ya gönderilen mektuptan daha önce Erzincan’da Gül Ağa ile Balabanlılar’dan asker alma
konusunda konuştuklarını anlıyoruz. Hilmi Bey, şartların çok kötü olmayıp sadece 50 askerin yeterli
olacağını, gönderilecek olan askerlerin Balaban Aşiretine mensup olduklarından, rahatlıkları için
ayrıca ilgileneceğini bildiriyor. İttihat ve Terakki Cemiyeti Erzurum Müfettişi Hilmi Bey, Balabanlılar’ın
önceki olaylarda göstermiş oldukları gayret ve başarıdan dolayı, böylesi bir iltifatta bulunuyor olsa
gerek.
EKLER 1
Balaban Aşireti Rüesâsına
Fütüvetli Efendiler,
Mazhar olduğum atifet seniyye-i hazreti
hilafiyetpenâhiden
dolayı
tebriği
mutazammın
telgrafnameniz
muhteviyyât ihlas âyâtından iktisap
memnûniyet
olunarak
adime-i
hayriyeleri tekrar kılındı. Gül Ağa’nın
biraderi ile İsmail Ağa’nın mahdumuna
ait vak’a neden ibâret ise tafsilatının ve
ne netice hâsıl olduğunun iş’ârı beyan
olunur. 7/Temmuz/1324
Diyarbakır Valisi
EKLER 2
Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti Âzâsından Halil Ağazade Gül Ağa’ya
Erzincan
6
Muhterem Kardeş,
Cemiyetimizin ittihat kulübüne âzâ intihap olundunuz. Kulübün reis ve âzâlar ile görüşülerek
mübârek vatanımızın her suretle teâlisine müttahiden ibzâl-i hamiyet etmenizi bekleriz. Aziz kardeş.
12 Mayıs 1326
Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti Erzincan Kaza Heyet Merkeziyesi
resmi mühürü
EKLER 3
Muhterem Vatandaşlar.
Vatanı bütün dünya biraraya gelse en son ferdine kadar müdafaa ettiğimizi isbat için teşkil
olunan Müdâfaa-i Milli Heyetleri’nin Umum Kumandanlığı’nı mücahid-i hürriyet Enver ve Niyazi ve
Eyyüp Sabri Beylerin merkezi umumiye kararı ile deruhte ettiklerini umum vatandaşlarımıza tebşir
eyleriz.
Kongre kemali muvaffakiyetle bu gece itmâm-ı vazife etti. Âzâyı sabıka ipka olunarak
Merkezi Umumi Paris AteĢe Militeri Fethi, Ġstanbul Mebusu Nesimi, Erkân-ı Harbiye Kol
Ağası Halil, Dahiliye Nazırı Sabıkı Talât, Tıp Fakültesi Müdürü Ali Bey’lerin ilavesi ile teĢkil
olundu.
Dün Trablusun (Selam) Nahiyesi Müdüriyetinden bugün (Derne) kaymakamı ile liman
reisinden merkezi umumiye gelen, resmi telgrafname ile İtalya’nın Trablus İstikâmı’ndan atılan
toplarla üç zırhlının hasara uğradığını ve Derneye alçak İtalyan donanması asker çıkarmak için vukua
getirdigi bombarduman ve hücumun merdane defedildiği ve ahâli İslamiye’nin kuvvet mâneviyesinin
fevkalade yerinde olarak Cenâb-ı Hakka bilistinat mukabeleye hazır olduğu tebşir olunur.
Şimdi Derne kumandanı Nazif Beyden alınan telgrafda İtalya’nın üç zırhlısının yalnız hasara
uğradığı değil büsbütün yanmış olduğu tebşir olunur. 29 Eylül 1327
Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti
Erzincan İdare Heyet Mühürü
EKLER 4
16 Mart 1328
Balaban Aşiret Reisi Gül Ağa’ya
Muhterem Kardeş,
Usuli dairesinde icra kılınan intihapta muntahibe-i sâniler tarafından intihap olunup heyet-i
merkeziyeye irsal olunan onbeĢ zatın esâmesinden heyet-i mezkurece idare azalığına zât-ı
âlileri tefrik ve tensip edilmiĢ olduğunuzdan yarından itibaren iĢe mübâĢeret buyurmaIarı
mercûdur.
Osmanlı İttihat ve Terakki Cemiyeti
Erzincan Kulüp Heyeti İdaresi
Resmi Mühürü
EKLER 5
Telgrafname
Devleti Aliye-i Osmaniye Telgraf İdaresi
Merci :Kemah
Numara :56
Kelimat:40
Tarih:24 /Mart/1328
Erzincan’da Balaban Nahiyesi Ağavatından Gül Ağa’ya,
Bir AĢiret reisine lâyık merdâne ve sebatkarâne hareketinizle isbat-ı esalet eylediğinizden ve
hüsnü kabulünüze mazhariyetten ciddi ve samimi mahzuziyetimi takdim eder ve efrâd-ı aĢairi muhteremenize selam-ı acizînin tebliğini ricâ ederim azizim.
Halet
EKLER 6
Erzincan Mutasarrıflığı
Numara: 913
Gül Ağa’ya
Rıfatlı Ağa,
Muhafazayı vatan için uhdelerine terettüp eden vezaif-i hamiyet ve muavenet-i ifaya müheyya
olduklarını her tarafta iĢ’ar ve tekrar etmekte bulunan ahali-i muhterememizin Bulgaristan ve
Sırbıstan ve Yunanistan ve Karadağ hududunda düĢmanlarımızla harp etmekte olan Asker-i
Osmaniye’nin eyyam-ı Ģitayyeden muhafaza-i sıhhatları için pamuklu yelek, aba, kalçın don,
gömlek, çorap gibi levazımın müddeti kalile tedarik ve i’tasına bezl-i himmet eylemeleri
vilayetten tebliğ buyrulan telgrafname-i sedaretpenâhide emir ve iĢ’ar buyrulmasına ve Ģu
sırada da her Osmanlı’ya terettüp eden vazifey-i vatanperveri pek büyük ve kıymetli
bulunduğuna mebni buracada bezl-i iane-i hamiyetzâneye fiilen ve lisânen teĢvikatta
bulunmak üzere daire-i belediyede teĢkil kılınan komisyonda zâtı vâlalarınında bulunması
tensip kılınmak hitamı muamaleye kadar beher gün devam ve ifayı vazifeye ihtimam
olunması hasseten rica olunur. 10/ TeĢrin-i Evvel/1328
Erzincan Mutasarrıfı
EKLER 7
Muhterem ağam.
Mektubunuzu aldım. Seve seve okudum. Size çok teĢekkür ederim. Devlet sizin gibi
namuslu aĢiret ağalarının gayretine itimat eder. Siz bu memleketin cidden
hâdimlerindensiniz. Bu güne kadar hepimizin bâhusus bizim çok noksanlarımız, çok
kusurlarımız oldu. Hazreti Musa’yı çocuk iken Mısır padiĢahının emri ile peygamber olması
memûl çocukların hepsini öldürüyorlardı. Hazreti Musa’yı anası sandık içine koydu, denize
attı. Firavunun karısı kendisini denizden kurtardı. Bu çocuğu imtihan için önüne iki tabak
koydular. Birinin içinde altın, diğerinin içinde ateĢ vardı. Hazreti Musa elini altına uzatmak
üzre iken Cebrail kandille çocuğun koluna dokunarak ateĢe sevk etti. Musa aleyhisselam ateĢi
aldı, ağzına götürdü. Hem eli ve hem de dili yandı. (ĠĢte Ģimidiye kadar biz de bu hikâye
gibi gün geçirdik. Anadolu’muzda sakin) sevgili Ġslamlar’ımızı kurtaracağız zannı ile
elimizi ateĢe uzattık. Her tarafımız yandı. Ne el ne de dil kaldı fakat artık fena
yandık. Birbirimize bakmazsak halimizin ne olacağını anladık. ĠnĢallah bundan sonra
birbirimizi himaye edeceğiz. Sizi rahatsız ettim. Halet Bey kardeĢimiz hakkındaki nokta-i
nazarınıza teĢekkür ederim. Allah sizi utandırmasın. Bâki siz ve namuskâr ağalarımızın
hepsine arz-ı ihtiram eder ve sevimli mektubunuzu her vakit beklerim. Gülağam. l9/kânun-u
evvel /1329
İttihat ve Terakki Cemiyeti
Erzurum Müfettişi
İmza
: Hilmi
EKLER 8
Muhterem Ağamız,
Sizi sevenler sizi arar bulur. Ben İstanbul’dan geldiğim halde yine sizin gibi muhterem aşiret
ağalarımızı arar bulur, hatırlarınızı sorarız. Bizimle çalışmaya ahdeden erbab-ı nâmustan biz uzak
yaşamayız.
Çünkü sizin fedakarlığınız, hamiyetiniz, memlekete muhabbetiniz bizce
müsellemdir. Bugün devletin Rumeli gibi zengin topraklarını karılar gibi silah atmadan verenlerle yüz
yüze gelmek istiyoruz. Bu mebusan bize bunu emrediyor. Memleketi ne zorluk gördüler de
verdiler? Bunu anlamak milletin her ferdinin borcu ve vazifesidir. Yer terk etmekle haris böyle bir kaç
adam acaba evlerinden bir fakire ekmek verecek kadar insan mıdırlar? Zannediliyor memleketi
verenler eshab-ı fakru ihtiyaca tekme vurmaktan lezzet duyarlar. Devletin idaresini kendilerine teslim
edenlerle teslim alanların mahşerde cezalarını Allah Zülcelal verecek. Dünya cezalarını da bizim
göndereceğimiz mebuslar tâyin edecek. Bizim Erzincan’dan çıkaracağımız mebus Halet Bey’dir. Siz
Halet Bey’i seversiniz. Geçen sene de Halet Bey için çok çalıştınız. Bu sene de çalışacağınızı ümit
ederiz. Kendisi İttihat ve Terakki için canını verenlerdendir. Biz İttihatcılar Edirne’nin camilerini,
medreselerini ve Müslümanları’nı kurtarmakla iftihar ederiz. Bu intihapta muvaffak olursak inşallah
Rumeli’ye yine gitmek ümidini Allah’tan kesmiyoruz. Şimdi gemi almakla meşgulüz. İnşallah köpek
Yunan’la boy ölçüşeceğiz. Sizden cevap bekliyorum. Bâki afiyetinizi Cenab-ı Hak’dan temenni ve
niyaz ederim.
28/Teşrin-i Sani/1329
Erzurum’da İttihat ve Terakki Cemiyeti
Erzurum-Van Vilayetleri Müfettişi
İmza :Hilmi
EKLER 9
Mahrem ve Müstaceldir
10790/378
Selepur Nahiyesi Müdürlüğü Vekâletine,
UlukıĢla’dan Sivas tarıki ile onaltıbin nefer, dörtbin hayvan ve Diyarbekir’den Harput tarıki
ile onaltıbin nefer, dörtbin hayvandan mürekkep kuvvetler alay alay Erzincan’dan geçerek
Erzurum’a gidecektir ve diğer kuvvetler gibi birinci konak Cimin’in PeĢkidağ, Kertağ,
Köleriç, Piteriç ve civar kurası ve ikinci konak Dalav Hanı, ġavĢek ve diğer kura
olacaktır. Bunların yevmi iaĢeleri için menzil nokta kumandanlığından gösterilen hesap ve
ihtiyaca nazaran nâhiyenize mürettep miktar ile vakit meyanında sevk ve ihzar edeceğini
mahal-i zirde gösterilmiĢtir. Bu kuvvetlere sıcak yemek yedirilerek iaĢelerinin temini ve
hayvanlarına iyi bakılması, aksi takdirde tebligâtı icra etmeyenlerin divân-ı harpce tecziyesi
vilayetin emir ve iĢ'arı iktizasındandır. Bu miktarın aĢardan amanet ve ya mültezim yedinde
ve ahâli uhdesinde bulunan kısımlardan ve âdem-i kifâyesi suretinde köylerin müdahhar
ambarlarından ve müdahhar ambarlar olmadığı halde köylünün kudret ve istitaatına göre Ģahsı tertip yapılarak teklif-i harbi sureti ile tedarik edilip mezkûr mahallere sevki ile serian
idharat yapılması ve ikâmet edeceği yerlerin ihzar kılınması ehemmiyetle tebliğ ve bir hafta
zarfında idharat vakıanın ikmal edildiği cevâbına Ģiddetle intizar olunur. 6/Kânun-u
Sani/1330
Erzincan Mutasarrıfı
Nahiye Hissesi:
Dakik ihzar olunacak. Vurudlarında ekmeğe tahvil olunacak.
Arpa
Saman
Ekmek(veya
peksimet) Bulgur
Et
Yağ
Tuz
15000 Kıyye 30000 K.
25000 K.
OnbeĢbin Kıyye Otuzbin K.
K.
Ġkiyüzelli K. Yüz K.
5000 K. 3000 K.
YirmibeĢbin K.
250.K.
100 K.
BeĢbin K.
Üçbin
Mahal-i Sevk İzharı: Çiçenek, Şartig, Dalav Hanları, Başköy nahiyesi de tertibini bu mevkilere
getirecektir. Ona göre takibat lazımdır.
EKLER 10
Kardeşim Gül Ağa,
Erzincan’dan ayrıldıktan sonra aĢiretiniz tarafından pek güzel bir istikbal gördük ve hepimiz
fevkalâde memnun kaldık. Erzincan’da görüĢtüğümüz meselenin zamanı gelmek
üzeredir. Orada sizden fazla adam istemek üzere konuĢtuk ise de bugün o kadar kuvvetli
olmaya lüzum görmüyoruz. Yalnız sizden elli yiğit isteyeceğim. Orada da söylediğim gibi
bu gelen atlıları ve yahut piyadeleleri kendi elinle seçersen burada kendilerinin her türlü
istirahatlarını hazırlayacağım ve sizin aĢiretin adamları olduğu için fevkalade teshilat
göstereceğim. Seçeceğin adamların gençliğine, orta yaĢta olmasına bakma. Memleketi ve
milleti için seve seve ölecek kadar metin ve azimli olsunlar. Bu eĢhası tefrik eder ve bizden
gelecek ilk haber üzerine yola çıkarırsınız. Bizde hazırlanmak ve yerlerimize gitmek
üzereyiz. Yalnız sen hazırla ve hazıladığını Bahattin ġakir Beyefendi hazretlerine haber
ver. ġimdilik arzu ihtiram ile gözlerini öperim. KardeĢim Bahattin beyefendi hazretleri de
selamı mahsus ederler. 23/Ağustos/1330
İttihat ve Terakki Cemiyeti
Erzurum Müfettişi
İmza: Hilmi
KISALTMALAR
a.g.e.
adı geçen eser
bkz.
bakınız
s.
sayfa
KAYNAKÇA
ALINTI YAPILAN KAYNAKLAR
1. KİTAPLAR:
ALİ KEMALİ, Erzincan Tarihi, Kaynak Yayınları, İstanbul, Aralık 1992.
BALABAN, Mehmet Ali, Balaban Aşireti Soy Seceresi, (Kendi Yayını), İstanbul, Ekim 1998.
DERSİMİ, Nuri, Hatıratım, Doz Yayınları, İstanbul, Ekim 1997.
DERSİMİ, Nuri, Kürdistan Tarihinde Dersim, Doz Yayınları, İstanbul, Ekim 1997.
FIRAT, M. Şerif, Doğu İlleri ve Varto Tarihi, Türk Kültürü Araştırma Enstütüsü Yayınları, 5. Baskı,
Ankara 1983.
IŞIK, Adnan, Malatya (1830-1919), (Kendi Yayını), İstanbul, 1998.
ŞAHHÜSEYİNOĞLU, Hasan Nedim, Anadolu Kültür Mozayiğinden Bir Kesit-BALIYAN, Ürün Yayınları,
Ankara, Nisan 1996
ŞAHİN, Erdoğan, Erzincan Tarihi, Erzincan Hayra Hizmet ve Dayanışma Vakfı Yayını, Erzincan, 1987.
ŞAPOLYO, Enver Behnan, Mezhepler Tarikatlar, Türkiye Yayınevi, İstanbul, 1974.
URAS, Esat, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, Belge Yayınları, İstanbul, 1976
2. BELGELER:
Telgraf, mektup, vesika, vs.ler. Bunları Gül Ağa’nın torunu Müslüm GÜLŞEN’den temin ettik
3. KAYNAK KİŞİLER:
GÜLŞEN, Müslüm. (yaş:66)
VURGU YAPILAN ve YARARLANILAN DİĞER KAYNAKLAR
1. KİTAPLAR:
AHMAD, Feroz, İttihat ve Terakki (1908-1914), Kaynak Yayınları, 4. Basım, Ġstanbul, Ekim
1995.
AKŞİN, Sina, Jön Türkler ve İttihat Terakki, İmge Kitabevi Yayını, 2. Baskı, Ankara, Kasım 1998.
BİRDOĞAN, Nejat, İttihat-Terakki’nin Alevilik Bektaşilik Araştırması (Baha Sait Bey), Berfin Yayınları, 2.
Basım, İstanbul, Ekim 1995.
GÖKALP Ziya, Kürt Aşiretleri Üzerine Sosyolojik Tetkikler, (Haz. Şevket BEYSANOĞLU), Sosyal Yayınları,
İstanbul, 1992.
TUNAYA, Tarık Zafer, Türkiye'de Siyasal Partiler (Cilt: III), Hürriyet Vakfı Yayınları, 1. Baskı, İstanbul,
Temmuz 1989.
3. MAKALELER:
ÖZGÜL, Vatan, Etimolojik Açıdan Balaban, Halkbilimi Dergisi, 12. Sayı, Ankara,
Yaz
1999.
ÖZGÜL, Vatan, Kızılbaşlık’ın Gelişimi ve Türkmenler Üzerine Bir Deneme, Folklor/Edebiyat
Dergisi, 23. Sayı, Ankara, Yaz 2000.
ÖZGÜL, Vatan, 19. Yüzyıl’dan Önce Balaban Aşireti, Hacı Bektaş Veli Araştırma Dergisi, 14. Sayı,
Ankara, Yaz 2000
DİPNOTLAR
Yardımlarından dolayı Müfit YÜKSEL ve Dr. Ali AKTAġ’a teĢekkür ederim. Balaban
sözcüğünün kökeni hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Vatan ÖZGÜL, Etimolojik Açıdan
Balaban; KızılbaĢlık ve Türkmenlik’in tarihsel geliĢimi hakkında genel bir bilgi için bkz.
Vatan ÖZGÜL, KızılbaĢlık’ın Tarihsel GeliĢimi ve Türkmenler Üzerine Bir Deneme; ayrıca
bkz. Vatan ÖZGÜL, 19. Yüzyıl’dan önce Balaban AĢireti
bkz.ekler 1
Ġttihat ve Terakki ile ilgili olarak bkz., Feroz AHMAD, Ġttihat ve Terakki; Tarık Zafer
TUNAYA, Türkiye’de Siyasal Partiler, Cilt 3; Sina AKġĠN, Jön Türkler ve Ġttihat Terakki
bkz. Nejat ,BĠRDOĞAN, Ġttihat-Terakki’nin Alevilik BektaĢilik AraĢtırması (Baha Sait Bey)
Enver Behnan ġAPOLYO, Mezhepler Tarikatlar, s. 2, 3; Esat URAS, Tarihte Ermeniler ve
Ermeni Meselesi, arka kapak; Vurgular bana ait
bkz. Ziya GÖKALP, Kürt AĢiretleri Üzerine Sosyolojik Tetkikler.
bkz. ekler 2
Bu bilgiyi torunu Gül Ağa’nın torunu Müslüm GÜLġEN’den aldık. (Müslüm GÜLġEN,
yaĢ:66)
bkz. Mehmet Ali BALABAN, Balaban AĢireti Soy Seceresi;
Resmi ve resim ile ilgili bilgileri Gül Ağa’nın torunu Müslüm GÜLġEN’den aldık (Müslüm
GÜLġEN, yaĢ:66)
bkz. ekler 3
bkz.ekler 6
bkz. Ali Kemali, Erzincan Tarihi, s. 70
bkz. Nuri DERSĠMĠ, Hatıratım, s. 71
bkz.ekler 4 ve 7
bkz. Ali Kemali, Erzincan Tarihi, s. 415-418. En fazla nüfusa sahip olan aĢiret yine bir
KızılbaĢ aĢireti olan ġadıllı aĢiretidir. (bkz. a.g.e. s. 415-418)
bkz. Mehmet Ali BALABAN, Balaban AĢireti Soy Seceresi, s. 38
bkz. M. ġerif FIRAT, Doğu Ġlleri ve Varto Tarihi, s. 101
Nuri DERSĠMĠ, Kürdistan Tarihi’nde Dersim, s. 22
bkz. Hasan Nedim ŞAHHÜSEYİNOĞLU, Anadolu Kültür Mozayiğinden Bir Kesit-BALIYAN
Adnan IġIK, Malatya (1830-1919), s. 181, 185, 197, 208, 231
bkz. a.g.e., s. 204, 277
a.g.e. s. 380
bkz. ekler 5
bkz.ekler 5,9,10; Ali Kemali, Erzincan Tarihi, s. 313
bkz. ekler 5 ve 7
bkz. ekler 8
bkz. ekler 9
bkz. Erdoğan ġAHĠN, Erzincan Tarihi, 2. cilt, s. 353
bkz. ekler 10
Elimizdeki kopyada parantez içindeki kısım maalesef gözükmemektedir. Ancak orijinalinde
bulunmaktadır.
Download