Gencay Yetkin Üvez Cennet Biz kimiz? - Bilkent University

advertisement
Gencay Yetkin Üvez
Cennet
Biz kimiz? Neden bu kadar çokuz? Evet, savaşı biz kazandık. Geriye ne neandarteller
kaldı ne dinozorlar. İnsanlık olarak biz, kendimizden başka bize aşık atabilecek hiçbir canlı
tanımıyoruz. Besin zincirinin en üstündeyiz. Bizim iznimiz dışında hiçbir hayvan özgür
olamaz. Hiçbir ağaç bizim istemediğimiz bir yerde filizlenemez. Tartışmasız olarak zafer
bizim ve en şanlı bizleriz. Fakat ne yazık ki zafer sarhoşuyuz ve artık çok kibirliyiz. Bir
galibin sahip olmaya mecbur olduğu alçak gönüllüğümüzü kaybettik. Bütün dünyayı
sahiplendik. Karaları ve denizleri çizgiler çekip bölüştük. Kulağa hoş gelen hikayeler
uydurup, bu dünyanın gelmiş geçmiş yegane efendileri olduğumuza, mükemmel olduğumuza
kendimizi inandırdık. Dünyanın bize değil bizim dünyaya ait olduğumuzu çabucak unuttuk.
Evdeki hesap çarşıya uymuyor. Artık çok fazlayız. Emektar dünyamızda yedi milyar
insana yer yok. Herkes bu dünyada yaşayamayacak. Dünyanın bize sunduğu su ve yiyecek bu
kadar insanı besleyemeyecek. Şu anda bile dünyamızda, insanların yaşamaya çalıştığı birçok
bölge yetersiz temiz su, ölümcül salgın hastalıklar veya savaşlar yüzünden yaşanmayacak
halde. Elbette insanoğlu bu kadar kalabalık olmasaydı herkes dünyada huzur içinde
yaşayabileceği bir yer bulabilirdi. Bunu söylemek çok kolay, başarmak ise imkansıza yakın
gözüküyor.
Dan Brown Cehennem kitabında bu sorunu insanların üreme yeteneklerini üçte bir
oranında kısıtlayacak bir virüs ile çözüyor. Bütün insanlığa kendi sınırlarını, sorumluluklarını
öğretebilmek, hızla artan insan nüfusunun nelere yol açtığını ve açabileceğini öğretmek çok
zor. Ancak bunlar öğretilmezse insan ırkı geri dönüşü olmayan bir yok oluş girdabına
girebilir. Bu durum ise bizi etik bir soru ile karşı karşıya bırakıyor; insanların rızası dışında
bile olsa bir çözüm için harekete geçilmeli mi? Dan Brown romanında bu soruyu "evet"
olarak yanıtlamış. Dahi bilim adamı kimseye söylemeden insanlara virüsü bulaştırıyor ve
insanoğlunun olağan dışı nüfus artışına kesin çözüm getiriyor. Şöyle bir düşünecek olursak bu
denli büyük çaplı hayali bir girişimin çok benzeri aslında her gün daha küçük çaplarda da olsa
yaşanıyor. Hastane acil servislerinde ölmek üzere olan hastalara, hatta intihar bile etmiş
olsalar, en ağır tedaviler uygulanabiliyor. Kurtarılamayacak derecede yaralanmış bir uzuv
tereddüt edilmeden kesilebiliyor. Hastanın rızası dışında yapılan müdahale ne kadar ağır
olursa olsun doktorlar iyi bir amaca hizmet ettiğini bildikleri için vicdan azabı çekmiyor.
Dünyanın her yeri bizim için yaşanabilir değil. En azından insanların huzur ve
mutluluk içinde yaşaması dünyanın her yerinde mümkün değil. Aç gözlülüğümüz bizi
dünyanın her yerine yayılmaya itti. Doğayı umarsızca katlettiğimiz gerçeği değişmeyecek.
İnsanlık hem düşüncesizce çoğalıyor, hem de içinde yaşadığı evi mahvederken ümitli bir
gelecek hayali kurmak mümkün değil.
Romanda virüsü yaratan dahi bilim adamı, Dan Brown'un romanı yazarken esinlendiği
Dante'nin epik şiiri İlahi Komedya'dan alıntılar yapıyor ve insanoğlunun kurtuluşa, yani
cennete ulaşması için cehennemden geçmesi gerektiğini söylüyor. İnsanoğlunun belki de
gerçekten büyük bir felakete ihtiyacı var.
Sınırlarımızı hatırlamamız lazım. Ölümsüz olmadığımızı, yenilmez olmadığımızı fark
etmemiz lazım. Bizi cömertçe kucaklayıp en gelişmiş tür yapan doğadan özür dilemek ve
yaralarını sarmak hayatta kalabilmek için tek çaremiz. Acılar içinde yaşayan kalabalıkları
bolluk ve mutluluk içinde yaşayan azınlıklara çevirmek insanoğlunun cenneti olacaktır.
İnsanoğlunun bunu anlaması belki çok uzun sürecek belki de hiç anlayamayacak. Ancak biz
içinde olsak da olmasak da doğa bir şekilde kendi dengesini yeniden kuracaktır. Bilgelikle
kibrini yenemeyen insanoğlunu bir felaketten başka ne kurtarabilir?
Download