Hücreler de Ramazanı Beklerler! | Hanımlar.com

advertisement
Hücreler de Ramazanı Beklerler!
Sep 20, 2006
İnsan sağlığının başında, hücre hayatının sağlıklı bir şekilde de yürümesi gelir. Gerçek odur ki,
yaşlılık ve onun kaçınılmaz sonucu olan ölüm, hücrelerdeki çöküşün, tükenişin ve sessiz bir
şekildeki ölüşün ifadesidir.
Hücrenin ve onun bir bakıma toplum yapısı sayılan dokuların çöküşündeki ana unsur şüphesiz
yorgunluktur.
Dokuların ve hücrelerin yorgunluğu, bugün başlı başına bir ilim dalı olarak ele alınmaktadır.
Bir hücre ne kadar ağır bir yükün altında ise, o kadar kolay yıpranır. Bu açıdan bakılınca bütün
ilim adamları, karaciğer hücrelerini yaşlanmanın tek sorumlusu saymaktadır.
Karaciğer hücreleri, birbirinden farklı onaltı grup görevi yürütmek için 24 saat aralıksız
çalışırlar. Keyfe bağlı ağır beslenmeler ve içki, bu dayanılmaz yükün altında ezilen karaciğer
hücreleri için, gerçekten bir azap, bir zulümdür.
İnsan hayatının vefakâr hizmetkârları olan bu hücrelerin bîr tek ümidi var, oruç! Çünkü karaciğer
hücresi bir mü`minin vücudunda mekân tutmuşsa, yorgunluğu arttıkça âdeta yalvaran bir sesle
sorar:
- ramazan ne zaman?
Evet sevgili okuyucularım, oruç, bu hücreler için özlenen bir bayramdır. Bu gerçeği
anlamak için, orucun karaciğere getirdiği nimetlere bir göz atalım :
a- Karaciğerin çeşitli görevleri arasında safra yapmak ve besinler depo etmek, son derece önemli
bir yer tutar. Çünkü bu görevler, süresiz devam eder. Hücrelerin bu yükü, onların çok değerli ve
hayatî görevi olan globülin (kandaki protein) yapımı büyük ölçüde zorlaşır. Bu sebeple aşırı
beslenenler, karaciğerin bu çok gerekli biyolojik hizmetinden mahrum kalırlar.
Efendimizin: "Sofradan doymadan kalkın" şeklindeki emri, böylesine hayatî bir mucize
mesajıdır.
İşte oruç, besin hizmeti açısından karaciğere ortalama 8-10 saat istirahat sağlar.
Bu sayede oruç tutanın karaciğeri, daha rahat globülin ve benzeri biolojik maddeler üretir ki, bu
nimeti başka bir yoldan elde etmenin imkânı yoktur.
b- Karaciğer için çok zor ve önemli bir görev, vücuttakî iyon alışverişlerinin elektronik dengesini
kurmaktır.
Suyun iyon köklerinden başlayarak asit, metil ve azotlu iyon dengeleri, karaciğerin akıl almaz
hünerleri sayesinde ayarlanır. Bu görev sırasında vena-porta dediğimiz özel kan sisteminden her
an gelen yeni besin maddeleri, çok zor şartlar ortaya koyar. Halbuki ramazanda, bu kan
sisteminde 10 saat süre ile ciddi bir sabit denge meydana gelir. Böylece karaciğerin iyon
görevleri, son derece rahatlar.
c- Oruç esnasında karaciğerin glikoz depolama görevinde de aşikâr bir rahatlama olur.
Karaciğerin dokulardaki gerginliği kalkar. Karaciğerin hücre içi basıncı düşerek, emsalsiz bir
biolojik zindelik doğurur.
Bütün bu gerçekler yanında çağımızın insanı, sırf kendini tatmin için karaciğer testleri yaptırıyor.
Ve her gün değişen rejim testlerinin peşinde koşuyor.
Yarının insanı, inansın veya inanmasın, harika bir laboratuvar olan karaciğerini korumak için
oruç tutacak.
Şimdi çok önemli bir başka dokuya ait hücrelerin birbirleriyle konuşmalarını dinleyelim:
Damarın iç yüzündeki hücreler, eğer dile gelseler, birbirleriyle şöyle konuşacaklar:
-ramazan ne zaman gelecek? Kanda dolaşan besin artıkları üzerime öylesine yığıldı ki, artık
öleceğim ve benim yerime yine bu ölü besin artıkları çökecek. Bunun sonucunda şimdiye kadar
lastik gibi tuttuğum damar çeperi eğer oruç imdada da yetişmezse daracık, bir kireç boruya
benzeyecek ve beslediğim organ ölüme mahkûm olacak.
Sevgili okuyucularım. Damar yüzeyinin hücreleri acaba neden ramazanı bekliyor?
a- Oruç sırasında, özellikle iftara birkaç saat kala, kandaki besin maddeleri en az seviyeye
ineceğinden, damarlarda hiç besin artığı kalmayacak, böylece damar yüzeylerinde besin artığı
birikmeyecektir. Bunun sonucunda damar hücreleri hayat bulacak, damar sertleşmeyecek ve
ihtiyarlık kesin olarak gecikecektir.
b- Kan hacminde iftara doğru görülen sıvı azalması, kan basıncını azaltacak ve damar hücreleri,
üzerinden kalkan baskıdan dolayı âdeta bayram yapacaklardır. Bu arada hücre ve hücre arası su
azalacağından, küçük tansiyon düşecek ve gerçek gençlik doğacaktır.
c- Kanda, bazı insanlarda bir türlü düşmeyen Lipid ve Kollesterol düşecek ve damarlar, yine akıl
almaz bir mutluluğa kavuşacaktır.
Damar hücreleri, orucu nasıl beklemesin?
Çağımızın insanı, kan basıncını düşürmenin ve kandaki besin artıklarını her ay ölçtürmenin telâşı
içindeler.
Bu yüzden tekrar ediyoruz.
Yarının insanı, inansın veya inanmasın, yaşlanmayı geciktirmek ve damarlarını sağlığa
kavuşturmak için oruç tutacaktır.
Bir de oruç açısından kemik iliğini gözleyelim:
Özellikle yetersiz güneş ve sağlıksız hava şartları, şehirlerde yaşayan insanların kemik iliğini
tembelleştirir. Bu yüzden bu insanlar hem kansız, hem dermansız hem de hastalıklara karşı
dayanıksızdır. Kemik iliğini harekete geçirip, güçlü bir çalışmaya sevk eden en iyi üç faktör:
Güneş, bol oksijenli hava ve hücre beslenmesindeki zorlanmadır.
Evet evet, yanlış anlamadınız. Son maddede "hücre beslenmesindeki zorlanma", dedik. Bu
husus, tıp ilminin en önemli tespitlerinden biridir. Eğer hücrelerde beslenme zorlanırsa, vücut
kan yapımını arttırarak oksijen taşıma faaliyetini hızlandırır. İşte oruç, bu tesiri sağlayan akıl
almaz bir uyarıcıdır. İftara doğru hücre beslenmesindeki zorlanmalar, kemik iliğine uyarı yapar,
bu yüzden oruç tutan herkeste bariz bir güç artışı olur.
Evet sevgili okuyucularım, orucun insan sağlığına verdiği hikmetleri saymakla bitiremeyiz.
Sadece ana başlıklar olarak birkaç önemli noktaya temas edeceğim.
1- Oruç sırasında bütün hormon sistemi,bir ay süre ile dengeli ve zinde bir çalışma düzenine
geçer.
2- Sindirim sistemi ve özellikle onun korunma sistemi olan peyer plâkları, bu ay zarfında
revizyona girer ve bütün aksaklıklar düzeltilir.
3- Orucun kan basıncı ve damarlar üzerindeki müsbet tesiri böbrek ve kalp üzerinde de otomatik
bir sağlık teminatıdır.
4- Ve nihayet oruç, insanların manevî bünyelerine yaptığı harika tesir ile bütün vücut sisteminin
mutlu bir ahenge kavuşmasını sağlar.
Allah`a karşı kulluk vazifelerini yapmış insanların duyduğu mutluluk, bütün dertleri alır,
götürür. Ve müslüman, stressiz, taptaze bir biolojik mekanizma ile yeni bir yıla girer.
Hem gençleşmiş olarak, hem de Cennette kendisine verilecek olan ebedî gençliğin
müjdesini ruhunda duyarak...
Download