LAR*NKS S*TOLOJ*S*

advertisement
Arkıdeşlee Hoca istisnasız bütün slaytları okudu. ( her bir
kelimesini.) Kolay gelsin
Baş ve Boyun
• Baş ve boyunun hastalıkları basit bir soğuk
algınlığından kulak ve burunun nadir
tümörlerine kadar değişir.
• Burada tartışılacak konular;
• Ağız mukozası hastalıkları
• Tükürük bezi hastalıkları
• Sinonazal ve larengeal hastalıklardır.
AĞIZ BOŞLUĞU
• Ağız boşluğunu etkileyen patolojik durumlar genel olarak, ağız
mukozasını, tükürük bezlerini ve çene kemiklerini etkileyenler
olarak gruplandırılırlar.
• Bu bölümde, bu bölgelerin daha sık olarak görülen
hastalıklarından söz edilmekte ve sık görülmekle birlikte,
dişlere ve destekleyici dokularına ait hastalıklardan
bahsedilmemektedir.
• Diş gelişimi ile ilgili epitelyal ve mezenkimal dokulardan
kaynaklanan odontojenik kistler ve tümörler de (benign ve
malign) burada kısaca konu edilmektedir.
AĞZIN iNFLAMATUAR
LEZYONLARI
• Aftöz Ülserler
• Bu sık görülen yüzeysel mukozal ülserasyonlar
popülasyonun %40’ında görülmektedir.
• Hayatın ilk iki dekadında daha sık olup, son
derece ağrılı ve tekrarlayıcı lezyonlardır.
Aftöz ülser
Aftöz ülser görüyorsunuz. Beyaz renkli, kabarık.
Herpes Simpleks Virusu
Enfeksiyonları
• Orofasial herpes enfeksiyonlarının büyük bir kısmı
Herpes simpleks virüsü tip I'in (HSV-1) neden olduğu
enfeksiyonlardır.
• Geri kalanı ise HSV-2 enfeksiyonudur (genital herpes).
• Cinsel ilişki çeşitlilikleri nedeniyle oral HSV-2
enfeksiyonları da sıkça görülmeye başlanmıştır.
• Primer enfeksiyonlar tipik olarak 2 ile 4 yaş arasındaki
çocuklarda görülür, bunlar genellikle asemptomatiktir.
• Bununla birlikte, primer enfeksiyon olgularının %1020'si akut herpetik jinjivostomatit şeklindedir.
Herpes Simpleks Virusu
Enfeksiyonları
• Yetişkinlerin büyük bir çoğunlugunda HSV-1 latent olarak
bulunur ve reaktive olabilir.
• Reaktive olması tekrarlayıcı herpetik stomatit ile sonuçlanır.
• HSV reaktivasyonu ile ilişkili faktörler; travma, alerjiler,
ultraviyole ışınlara maruz kalma, üst solunum yolu
enfeksiyonları, gebelik mensturasyon, immunsupresyon ve
çok yüksek ve çok düşük sıcaklıklara maruz kalma olarak
sıralanabilir.
• Primer enfeksiyonun meydana geldiği bölgede ya da bu
bölge ile aynı sinir ganglionunu paylaşan çevre mukozada
oluşan bu tekrarlayıcı lezyonlar tipik olarak küçük boyutlu (13 mm) vezikül grupları şeklindedir.
Herpes Simpleks Virusu
Enfeksiyonları
• Dudaklar (herpes labialis), burun delikleri, bukkal mukoza,
jinjiva ve sert damak en sık lezyon bölgeleridir.
• Lezyonlar 7-10 gün içinde iyileşmekle birlikte, bağışıklığı
baskılanmış kişilerde kalıcı olabilir.
• Bu kişilerde sistemik antiviral tedavi gereklidir.
• Morfolojik olarak, lezyonlar özofagusta (Resim 14-8) ve
genital bölgelerde görülen herpes lezyonlan ile benzer
yapıdadır.
• Enfekte hücreler balonlaşır ve geniş eozinofilik intranükleer
inklüzyonlar içerirler. Yanyana yerleşimli hücreler birleşerek
multinükleer hücreleri oluştururlar.
Oral Kandidiazis
(Pamukçuk)
• Kandidiazis ağız
boşluğunun en sık
görülen fungal enfeksiyonudur.
• Candida albicans normalde ağız florasında bulunur ve
ancak normal dışı durumlarda hastalık yapar.
• Bu durumlar:
• • immünsüpresyon
• • C. albicans SUŞU
• • Ağız içindeki mikrobik floranın (microbiota) yapısı
Oral Kandidiazis
(Pamukçuk)
• Normal mikrobiata yapısını bozan geniş
spektrumlu antibiyotikler de oral kandidiazis için
zemin hazırlar.
• Oral kandidiazisin üç ana klinik şekli vardır:
pseudomembranöz, eritematöz ve hiperplastik.
• Psödomembranöz kandidiazis en sık görüleni olup,
pamukçuk olarak bilinir.
• Bu tip kandidiazis yüzeysel, kesilmiş süt benzeri gribeyaz inflamatuar bir membran ile karakterizedir.
Ağızın inflamatuar
lezyonları: Özet
• Aftöz ülserler, nedeni tam olarak bilinmeyen yüzeysel ağrılı
ülserlerdir ve sistemik hastalıklar ile ilişkili olabilirler.
• Herpes simpleks virüsü;
• Veziküller ile karakterize, kendiliğinden geçen bir enfeksiyona
neden olur.
• Veziküller parçalanır ve iz bırakmadan iyileşir.
• Genellikle virus sinir ganglionlarında latent kalır.
• Reaktivasyon meydana gelebilir.
• Oral kandidiazis;
• Oral mikrobiata dengesi bozulduğunda (Örn; antibiyotik
tedavisinden sonra) meydana gelir.
• İmmünsuprese kişilerde invaziv hastalık görülebilir.
AĞIZ BOŞLUĞUNUN PROLiFERATiF
VE NEOPLASTiK LEZYONLARI
• Fibroz Proliferatif Lezyonlar:
• Fibromlar, kronik irritasyon nedenli reaktif bağ
dokusu gelişimi sonucu meydana gelen
submukozal nodüler fibröz doku kitleleridir.
• Genellikle, bukkal mukozada ısırma çizgisi
boyunca yerleşim gösterirler ve kronik
irritasyona karşı reaksiyon oldukları
düşünülmektedir.
• Tedavisi, lezyonun cerrahi olarak çıkarılması ve
irritasyon kaynağının yok edilmesidir.
Isırılmanın sık olduğu bölgede ona karşı fibröz doku artışı
meydana gelir.
Dudak mukozasında
fibroma
Pyojenik granulomlar
• Çocuklarda, genç erişkinlerde ve gebelerde jinjivada görülen saplı
kitlelerdir.
• Bu lezyonlar ileri derecede vasküler yapıda olup, ülserasyon gösterirler.
• Bazı durumlarda daha hızlı büyürler ve malignite kuşkusu doğururlar.
• Ancak, histolojik incelemede, granülasyon dokusundakine benzer şekilde
immatür damarların yoğun proliferasyonu saptanır.
• Pyojenik granülomlar regrese olabilirler, yoğun fibröz dokuya
matürleşirler, ya da periferik kemikleşen (ossifying) fibroma dönüşürler.
• Cerrahi olarak tamamen çıkanlmaları kesin tedavi sağlar.
Gingivada pyojenik
granülom
Lökoplaki ve Eritroplaki
• Lökoplaki, Dünya Sağlık Örgütü tarafından
”yüzeyden kazınamayan, klinik ve patolojik
olarak başka bir hastalık ile karakterize
olmayan beyaz leke ya da plak" olarak
tanımlanmıştır.
• Bu klinik terim ağız boşluğunda bilinen
herhangi bir etiyolojik faktör olmadan ortaya
çıkan lezyonlar için kullanılır.
Lökoplaki ve eritroplaki kanser öncülleridir. Önemli lezyonlardır.
Lökoplaki: iyi sınırlı ve
düz lezyon.
Bu resimdekinin ne olduğunu anlamak için biyopsi alınır.
Lökoplaki
• Buna göre, bilinen kronik irritasyona bağlı olarak ya da
liken planus, kandidiazis gibi nedenlerle oluşan beyaz
lekeler lökoplaki olarak adlandırılmazlar.
Neden? Çünkü lökoplakinin sebebi belli değildir…
• Dünya nüfusunun yaklaşık %3’ünde lökoplaki bulunur.
• Bunların %5-25'i premaligndir ve skuamoz hücreli
karsinoma progrese olur.
• Sonuç olarak, histolojik inceleme ile aksi
kanıtlanmadıkça tüm lökoplaki lezyonları prekanseröz
kabul edilmelidir.
Eritroplaki
• Lökoplaki ile ilişkili, ancak daha az görülen bir lezyon olan
eritroplaki ise kırmızı renkte, kadifemsi görünümde düz ya
da çevre mukozadan hafif kabarık bir alan şeklindedir.
• Eritroplakinin malign transformasyon riski
lökoplakininkinden daha yüksektir.
• Lökoplaki ve eritroplaki yetişkinlerde herhangi bir yaşta
görülmekle birlikte, tipik olarak 40-70 yaş arası kişilerde
daha sıktır ve 2/1 oranında erkeklerde daha fazla görülür.
• Etiyoloji multifaktoriyel olsa da, tütün kullanımı (sigara,
pipo, sigara, tütün çiğneme) lökoplaki ve eritroplaki
oluşumunda en sık risk faktörleridir.
MORFOLOJi
• Lökoplakide görülen histolojik özellikler
kalınlaşmış, akantotik, ancak düzenli mukoza
üzerinde hiperkeratozdan belirgin displaziye ve in
situ karsinoma kadar çeşitlilik gösterir.
• En ağır displazik degişiklikler eritroplaki ile
ilişkilidir. Bu olguların %50'sinden fazlasında malign
transformasyon görülür.
• Displazi ve anaplazi arttıkça, beraberinde sıklıkla
lenfositler ve makrofajlardan oluşan inflamatuar,
infiltrat mevcuttur.
Lökoplaki, şiddetli
displazi
Hücre sayısı artmış. Hücrelerin polarizasyonu değişmiş. Anarşik bir hal almış
Eritroplaki
Eritroplaki kırmızı alan
Eritroplaki; CIS
Skuamoz Hücreli
Karsinom (SCC)
• Ağız boşluğu kanserlerinin yaklaşık %95'i skuamoz hücreli
karsinomdur. Geri kalanını ise, tükürük bezlerinin
adenokarsinomları oluşturur.
• Bu agressif epitelyal malignite günümüzde dünyada en sık
görülen kanserler arasında altıncı sırada yer almaktadır.
• Tedavide bir çok ilerleme kaydedilmiş olmakla birlikte,
hayatta kalma oranı geçtiğimiz 50 yıl boyunca %50'den daha
düşük olmuştur.
• Bu olumsuz gidişte birkaç faktörün rolü vardır.
• Bunlardan en önemlisi ağız kanserlerinin ileri evrelerde
tanısının konabilmesidir.
Arkıdeşle kısaca tükrük deeyoz emmee yazılışı tükürükmüş. Hoca
dikkatimizi oraya vermemizi istedi
SCC
• Multipl primer tümörler, ilk tanı sırasında
saptanabilir, fakat bunlar daha sıklıkla
sonradan fark edilirler.
• Tahmini rastlanma oranı yılda %3-7'dir.
• İlk tanı konduktan sonra 5 yıl hayatta kalan
hastalarda bu süre içinde yeni bir primer tümor
gelişme riski %35' e kadar çıkmaktadır.
SCC
• Bu tümörlerin gelişmesi yıkıcı sonuçlar doğurabilir.
• Küçük tümörü olan hastaların 5 yıllık sağ kalım
oranı her ne kadar %50' den yüksek olsa da, bu
hastalar genellikle ikinci primer tümör nedeniyle
kaybedilirler.
• Sonuç olarak, yeni premalign lezyonların izlemi ve
erken saptanması, ağız skuamoz hücreli kanser
hastalarının uzun süreli sağ kalımı için kritik öneme
sahiptir.
SCC
• Oral skuamöz hücreli karsinomlar klasik olarak
tütün ve alkol kullanımı ile ilişkilidir, ancak HPV
ilişkili lezyonların insidansı artış
göstermektedir.
HPV daha çok genital organların virüsüdür.
PATOGENEZ
• Orofarenksin skuamoz hücreli kanserlerinin
gelişiminde iki farklı patojenik yolak mevcuttur.
• Ağız boşluğu tümörlerinin bir kısmı kronik alkol
ve tütün (içimi ya da çiğnenmesi) kullanan
kişilerde daha yoğun olarak görülür.
• Bu kanserlerin sekanslaması yapıldığında,
tütün içindeki karsinojenlere maruz kaldığında
görülen mutasyonların aynısı görülmüştür.
PATOGENEZ
• Bu mutasyonlar sıklıkla, TP53'te ve p63 ve
NOTCH1 gibi skuamöz hücrelerin
diferansiasyonunu regüle eden genlerdedir.
• İkinci tümor grubu ise daha çok tonsil ve dil
kökünde yer alır ve human papilloma virus'un
(HPV) onkojenik varyantlarını, özellikle de HPV16 içerir.
HPV ilişkili oral SCC
• Bu tümörler tütün kullanımı ile ilişkili
tümörlerden çok daha az sayıda mutasyon
içerirler ve sıklıkla bir siklin bağımlı kinaz
inhibitörü olan p 16 fazla ekspresyonu
(overekspresyon) gösterirler.
• Gelecek on yılda HPV ilişkili orofarengeal
skuamöz hücreli karsinom insidansının serviks
kanserininki geçeceği tahmin edilmektedir.
HPV ilişkili oral SCC
• Bunun nedeni kısmen, tümörün kaynaklandığı
anatomik bölgelerin –tonsil, dil kökü ve orofarenks(serviksten farklı olarak) sitolojik taramaya elverişli
olmaması iddia edilmektedir.
• Ancak, son zamanlarda bu bölgelerin sitolojik
taramasına yönelik çalışmalar yapılmaktadır.
• HPV pozitif tümörlerin prognozu, HPV negatif
tümörlerin prognozundan daha iyidir.
• Serviks kanserine karşı koruma sağlayan HPV aşısı,
artmakta olan HPV ilişkili orofarengeal skuamoz hücreli
karsinom sıklığını sınırlamada umut vaad etmektedir.
Hpv aşısı 11-26 yaş arası önerilir.
MORFOLOJi
• Skuamoz hücreli karsinom ağız boşluğunda
herhangi bir yerde gelişebilir.
• Yine de, en sık tümör gelişim bölgeleri dilin ventral
yüzü, ağız tabanı, alt dudak, yumuşak damak ve
jinjivadır.
• Bu kanserler erken evrelerde yüzeyden kabarık,
sert, parlak beyaz plaklar ya da düzensiz yüzeyli ya
da verrüköz mukozal kalınlaşmalar şeklinde izlenir.
• Her iki lezyon tipi de lökoplaki ya da eritroplaki
zemininde olabilir.
SCC
Morfoloji
• Bu lezyonlar genişlerken tipik olarak düzensiz, sert
ya da kıvrımlı kenarlara sahip, ülsere ve yüzeyden
çıkıntı oluşturan kitleler meydana getirirler.
• Histopatolojik inceleme, skuamöz hücreli
karsinomun displastik öncül lezyondan
kaynaklandığını gösterir.
• Histolojik patternler, keratinize iyi diferansiye
neoplaziden, anaplastik, bazen de sarkomatoid
tümöre kadar değişen bir çeşitliliğe sahiptir.
Skuamoz hücreli karsinomlarda keratin üretimi varsa iyi diferasiye denilir.
SCC
Kanser oluşmuş, dokuya invazyon göstermiş.
Morfoloji
• Ancak, keratinizasyon derecesine göre karar
verilen histolojik diferansiasyon derecesi, tümörün
biyolojik davranışı ile her zaman bağlantılı değildir.
• Tipik olarak, oral skuamöz hücreli karsinom
metastaz yapmadan önce lokal invazyon gösterir.
• Servikal lenf bezleri en sık bölgesel metastaz
yeridir; uzak metastazların sık görüldüğü yerler ise
mediastinal lenf bezleri, akciğerler ve karaciğerdir.
Oral normal mukoza
Normal histoloji
Hiperkeratoz
Hiperkeratoz
Hafif/orta displazi
Hafif/orta displazi
Şiddetli displazi
Şiddetli displazi
SCC
Oral SCC mikroskopi
SCC
Bu resim robinste yok. Hoca kendisi çekmiş.  İyi diferansiye yassı hücreli
karsinom.
Bu bir dil.
ÖZET: AĞIZ BOŞLUĞU
LEZYONLARI
• Fibromlar ve pyojenik granülomlar ağız mukozasının sık
görülen reaktif lezyonlandır.
unutmayın
• Lökoplaki malign transformasyon gösterme olasılığına sahip
mukozal plaklardır.
• Eritroplakide malign transformasyon riski lökoplakidekinden
daha yüksektir.
• Ağız boşluğu kanserlerinin büyük bir çoğunluğu skuamöz
hücreli karsinomdur.
• Oral skuamoz hücreli karsinomlar klasik olarak tütün ve
alkol kullanımı ile ilişkilidir, ancak HPV ilişkili lezyonların
insidansı da artış göstermektedir.
Odontojenik epitel
tümörleri
• Benign:
•
•
•
•
Ameloblastoma
Calcifying epithelial odontogenic tumor (Pindborg tumor)
Squamous odontogenic tumor
Adenomatoid odontogenic tumor
• Malign
•
•
•
•
•
Ameloblastic carcinoma
Malignant ameloblastoma
Clear-cell odontogenic carcinoma
Ghost cell odontogenic carcinoma
Primary intraosseous squamous cell carcinoma
Bunların detaylarını bilmenize gerek yok. İsimlerini bilin yeter.
Odontojenik
ektomezenşim tümörleri
• Odontojenik fibroma
• Odontojenik miksoma
• Cementoblastoma
Odontojenik epitel ve
ektomezenşimden gelişen tümörler
• Benign
•
•
•
•
•
•
•
Ameloblastic fibroma
Ameloblastic fibro-odontoma
Adenomatoid odontogenic tumor
Odontoameloblastoma
Complex odontoma
Compound odontoma
Calcifying cystic odontogenic tumor (calcifying
odontogenic cyst)
• Dentinogenic ghost cell tumor
Malign
• Ameloblastic fibrosarcoma
Ameloblastoma
• Odontojenik epitelden gelişir ve
ektomezenşimal diferansiasyon göstermez.
• Genellikle kistik, yavaş büyüyen, lokal invaziv
bir tümördür.
• Tedavi, nüksleri önlemek için geniş cerrahi
eksizyondur.
Odontoma
• Epitelden gelişen en sık görülen odontojenik
tümördür.
• Bol miktarda enamel ve dentin içerir.
• Odontomalar muhtemelen gerçek bir neoplazi
değil hamartomadır.
• Lokal eksizyon tam tedaviyi sağlar.
Download