EHL-İ BEYT SEVGİSİ

advertisement
EHL-İ BEYT SEVGİSİ
-------------------------------------------------------------------------------Resulullah(s.a.v.) şöyle buyuruyor
Ben sizin aranızda iki değerli şey bırakıyorum: ALLAH’ın Kitabı ve öz akrabalarımdan olan
Ehl-i Beytim. O ikisine sarıldığınız müddetçe, benden sonra asla (doğru yoldan) sapmazsınız.
Gerçekten o ikisi (Kevser) havuzun(un) yanında tekrar bana gelinceye kadar birbirinden
ayrılmazlar.”
Ehl-i Beyt (a.s), İslam semasının parlak yıldızları ve ışık saçan güneşleridirler. Onlar,
Resulullah (s.a.a)’a iktida eden (uyan) kâmil insanlık örnekleridirler. Onlar, Hz. Peygamber
(s.a.a)’in ilim kaynağından faydalanmış, risalet evinde büyümüş, onun yolunda hareket
etmişlerdir. Onlar, ümmeti ALLAH’ın Kitabı’na ve Hz. Peygamber’in sünnetine sarılmaya
davet ederek, kendi yaşantılarında da bunun en güzel örneğini sergilemişlerdir. Onlar, halkı
hakka çağırmış, bir an bile haktan uzak kalmamışlardır. Onlar, yukarıdaki hadisin açıkladığı
gibi, hiçbir zaman Kur’an-ı Kerim’den ayrılmamışlar, ayrılmazlar. Onlar, Kur’an-ı Kerim’de
açıklanan bütün değerlerin ve yüce makamların en güzel örnekleridirler. Kur’an-ı Kerim onlar
hakkında açıkça şöyle buyuruyor:
“ALLAH, ancak siz Ehl-i Beyt’ten her çeşit pisliği ve kötülüğü giderip sizleri tertemiz kılmak
ister.” (Ahzab/33)
Ehl-i Beyt’in üstün makamı ile ilgili olarak nazil olan ayetler ve rivayet edilen hadislerin
çokluğundan dolayı Ehl-i Beyt (a.s), tarih boyunca bütün Müslümanların yöneldiği tek mihver
durumuna gelmiş ve çeşitli kesimler, onların ilim ve marifet nurlarından faydalanmak için
onların kapısına gelmişlerdir.
Ehl-i Beyt’in tarihini ve onların ilmî siretini mütalaa edip araştıran kimse, Ehl-i Beyt
İmamları’nın (a.s) önemli rolünü ve taşıdıkları sorumlulukları iyice anlayabilir. Onlar,
mukaddes İslam şeriatını tahrif ve bidatlerden korumak, İslam akidesinin asaletini muhafaza
etmek, İslam’ın yüce ilkelerini uygulamak ve ümmeti hidayete erdirmek uğruna cihat etmiş,
canlarını bile bu yolda feda etmişlerdir.
İslam ümmetinin birliğinin yegane mihveri olabilecek Ehl-i Beyt’in tarihinin, her geçen gün
daha iyi anlaşılması ve insanların hidayet ve nura doğru yönelip saadete ulaşmalarında onlara
yardımcı olması, oldukça sevindirici bir gelişmedir.
Biz, Müslüman kardeşlerimizi Ehl-i Beyt’in makamlarını tanımaya davet ederken, aslında
onları Ehl-i Beyt’in yolunu takip etmeye ve emperyalizm ile Siyonizm’e karşı verdikleri
mücadelede, Müslümanları zaafa uğratmak, dağıtmak ve aralarına tefrika sokmak isteyen
güçlerin karşısında bilinçli ve uyanık olmaya çağırıyoruz.
Ey Muhammed (s.a.a) in ümmeti ve ey Ehl-i Beyt (a.s) dostları! Gelin Kur’an ve Ehl-i Beyt’te
birleşelim! Çünkü izzet, keramet ve şerefimiz, İslam’a sarılıp, ALLAH’ın (Celle Celâluh)
Kitabı, Peygamber’in sünneti ve Ehl-i Beyt’in sireti üzere amel etmektedir...
“De ki: Amel edin. Amellerinizi ALLAH da, Resulü de, müminler de görecektir.”
(Tevbe/105)
“Ehl-i Beyt” kelimesi, Hz. Peygamber (s.a.a)’i seven, ona iman eden, yolundan giden herkes
için sönmeyen nur ve sonsuz fazilet ve muhabbet kaynağının ifadesidir.
Müslümanlar, ilahî vahyin bu mübarek ismi andığı zamandan beri bu şanlı isimle
tanışmışlardır.
Download