iş hukukunda güncel gelişmeler

advertisement
İŞ HUKUKUNDA GÜNCEL
GELİŞMELER
Güncel Gelişmeler
• İş Hukuku diğer hukuk dallarından farklı olarak oldukça
dinamik bir yapı gösterir.
• Gerçekten, üretim sistemlerinde meydana gelen değişimler,
ekonomik alanda yanan gelişmeler İş Hukukunda da
doğrudan yansıma bulur.
• Öte yandan İş Hukukundaki değişiklikleri sadece yasal
değişiklikler olarak algılamamak gerekir
• Gerçekten diğer hukuk dallarından farklı olarak İş
Hukukunda işçi-işveren ilişkisinin şekillenmesinde yargının
önemi çok büyüktür.
• Bu nedenle Yargıtay uygulamasındaki değişiklikler de
güncel gelişme olarak dikkate alınmalıdır.
Güncel Gelişmeler
• İş Hukukunda güncel gelişme denilince kuşkusuz pek
çok konunun ele alınması mümkündür.
• Ancak bu konuda her zaman güncelliğini koruyan;
– asıl işveren-alt işveren ilişkisinin,
– özürlülerin istihdamına ilişkin olarak yaşanan son
gelişmelerin,
– işe iade davası sonrasında yaşananların,
– ve nihayet yıllık izinlerin kullanımında yaşanan
sorunların,
• öncelikle ele alınması gerekir.
Alt işveren kavramı
• Alt işveren; bir işverenden,
– işyerinde yürüttüğü mal ve hizmet üretimine ilişkin
yardımcı işlerde
– veya asıl işin bir bölümünde
– işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren işlerde
• İş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu
işyerinde aldığı işte çalıştıran
• Diğer işverendir.
Alt işverenin işyerinin tescili
• Alt işveren;
– kendi işyerinin tescili için
– asıl işverenden aldığı yazılı alt işverenlik sözleşmesi
ve gerekli belgelerle birlikte,
• bildirim yapmakla yükümlüdür.
• Bölge müdürlüğünce tescili yapılan bu işyerine ait
belgeler gerektiğinde iş müfettişlerince incelenir.
• İnceleme sonucunda muvazaalı işlemin tespiti halinde,
bu tespite ilişkin gerekçeli müfettiş raporu işverenlere
tebliğ edilir.
Alt işverenin işyerinin tescili
• Bu rapora karşı tebliğ tarihinden itibaren altı işgünü içinde
işverenlerce yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir.
• İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir.
• Rapora ,
– altı iş günü içinde itiraz edilmemiş veya
– mahkeme muvazaalı işlemin tespitini onamış ise
•
tescil işlemi iptal edilir ve
• alt işverenin işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin
işçileri sayılır.
Muvazaa nedir?
• Muvazaa Alt İşverenlik Yönetmeliğinde tanımlanmıştır.
• Buna göre;
– Asıl işin bir bölümünde uzmanlık gerektirmeyen işlerin
alt işverene verilmesi,
– Daha önce o işyerinde çalıştırılan kimse ile alt
işverenlik ilişkisi kurulması,
– Asıl işveren işçilerinin alt işveren tarafından işe
alınarak hakları kısıtlanmak suretiyle çalıştırılmaya
devam ettirilmesi,
– Kamusal yükümlülüklerden kaçınmak veya işçilerin
bazı haklarını kısıtlamak ya da ortadan kaldırmak gibi
tarafların gerçek iradelerini gizlemeye yönelik
işlemleri,
• Muvazaayı gösterir.
Muvazaa nedir?
• Kural: İşverenin kendi işçileri ve yönetim organizasyonu
ile mal veya hizmet üretimi yapması esastır.
• Ancak asıl iş;
– İşletmenin ve işin gereği,
– Teknolojik sebeplerle uzmanlık gerektirmesi,
• şartlarının birlikte gerçekleşmesi hâlinde bölünerek alt
işverene verilebilir.
• Belirtelim ki, Yargıtay da aynı görüşte.
• Yönetmeliğe göre, asıl işin bir bölümünde iş alan alt
işveren, üstlendiği işi bölerek bir başka işverene
veremez.
Muvazaa nedir
• Alt işveren, daha önce o işyerinde çalıştırılan bir
kimse olmamalıdır.
• Daha önce de belirtildiği gibi, bu husus gerek
Kanunda gerekse Yönetmelikte muvazaa olarak
düzenlenmiştir.
• Ancak daha önce o işyerinde çalıştırılan işçinin daha
sonra BİR TÜZEL KİŞİ ŞİRKETİN YA DA ADİ
ORTAKLIĞIN HİSSEDARI OLMASI,
• alt işveren ilişkisi kurmasına engel teşkil etmez.
Alt işverenin işyerinin tescili
• Bir işyerinde her ne suretle olursa olsun asıl işveren-alt
işveren ilişkisinin kurulması yeni bir işyeri kurulması
olarak değerlendirilir.
• Alt işveren;
• işyerinin tescili için işyeri bildirgesi ile birlikte
– Tüzel kişiler için Ticaret Sicil Gazetesi sureti,
– İmza sirküleri,
– Alt işverenlik sözleşmesi ve ekleri,
• bölge müdürlüğüne verir.
Alt işverenlik sözleşmesinde bulunması
gereken hususlar
• Yönetmeliğe göre, Sözleşmede,
– Tarafların (gerektiğinde) işveren vekillerinin adı
soyadı ve adresi,
– İşyerinde yürütülen asıl işin ne olduğu,
– Alt işverene verilen işin ne olduğu,
– Alt işverene asıl işin bir bölümü veriliyor ise; verilen
işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik sebeplerle
uzmanlık gerektirme koşuluna ilişkin teknik açıklama,
– Alt işverenin faaliyetlerini işyerinin hangi bölümünde
gerçekleştireceği,
• gibi hususlar yer alır.
Alt işverenlik sözleşmesinde bulunması
gereken hususlar
• Bir işyerinde, işletmenin ve işin gereği ile teknolojik
sebeplerle uzmanlık gerektiren bir işin alt işverene
verilmesi hâlinde,
• alt işverenin uzmanlığını belgelendirmesi amacıyla
• sözleşme kapsamındaki işe uygun;
– iş ekipmanı listesi,
– iş bitirme belgesi,
– operatör ve teknik eleman sertifikaları
• SÖZLEŞMEYE EKLENİR.
Muvazaanın incelenmesi
• Muvazaanın incelenmesinde özellikle;
• Alt işverene verilen işin, yardımcı iş olup
olmadığı, asıl iş ise teknolojik nedenlerle
uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığı,
• Alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir
kişi olup olmadığı,
• Alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile
tecrübeye sahip olup olmadığı, istihdam edeceği
işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup
olmadığı,
Muvazaanın incelenmesi
• Alt işverene verilen işte asıl işveren adına
koordinasyon ve denetimle
görevlendirilenlerden başka asıl işverenin
işçisinin çalışıp çalışmadığı,
• Yapılan alt işverenlik sözleşmesinin kamusal
yükümlülüklerden kaçınmak ya da işçilerin
haklarını kısıtlamak veya ortadan kaldırmak
amacıyla yapılıp yapılmadığı,
• gibi hususlar göz önünde bulundurulur.
Muvazaanın incelenmesi
• GELİŞME: 5838 SAYILI KANUN
• Bilindiği gibi, 1.8.2009 tarihinden itibaren artık
işyerinin tescili Bölge Çalışma Müdürlüğüne
yapılmıyor
• SGK’na yapılan bildirim BÇM’ye yapılan
bildirim yerine geçiyor.
• Bu durumda muvazaa denetimi nasıl
yapılacak?
Muvazaanın incelenmesi
• Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği 20.08.2009 tarihinde
değiştirildi.
• Buna göre, işverenden iş alan alt işverenler,
• Kanundan doğan yükümlülükleri başlamadan önce,
– işyeri bildirgesi hariç
– İkametgah, imza sirküleri, defter türünü ve
– asıl işverenle yapmış olduğu sözleşmenin bir örneğini,
• KURUMA elden veya posta yoluyla ya da elektronik
ortamda GÖNDERİRLER.
Muvazaanın incelenmesi
• SONUÇ: Muvazaa tespit edilirse,
• Rapor bölge müdürlüğünce işverenlere tebliğ edilir.
• 6 işgünü içinde iş mahkemesinde dava açılmaz ya da
mahkeme itirazı reddederse tescil işlemi bölge
müdürlüğünce iptal edilir
• Alt işveren işçileri başlangıçtan itibaren asıl işverenin
işçileri sayılır.
• Her iki işveren hakkında da İPC uygulanır
• MİKTARI: 2008 yılı için 10.000’ner TL.
2010 yılı için 11.452 TL.
Sözleşme yapma zorunluluğu
• Özel sektör işverenleri için Kanunda öngörülen
sözleşme yapma zorunluluğu hallerinden en
önemlisi özürlü çalıştırma yükümlülüğüdür.
• 5763 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle özel sektör
işverenlerinin eski hükümlü ve terör mağduru
çalıştırma zorunluluğu kaldırıldı
• Kanuna göre, elli veya daha fazla işçi çalıştıran özel
sektör işverenleri YÜZDE ÜÇ ORANINDA özürlü
çalıştırmak zorundadırlar.
• Kamu kurumları ise, yüzde dört özürlü, yüzde iki
eski hükümlü çalıştırmak zorundadırlar.
Elli işçi sayısının hesabında dikkate
alınacak işçiler
• İşverenin aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri varsa,
toplam işçi sayısına göre sonuca ulaşılır.
• Elli sayısının hesabına sadece işverenin kendi işçileri dahil
edilir, alt işverenin işçileri ve geçici işçiler dikkate
alınmazlar
• Kısmi süreli işçiler, elli sayısının hesabında tam süreliye
dönüştürülürler.
• Buna göre, altı gün üzerinden çalışılan bir işyerinde, üç
işçi haftada sadece iki gün çalışmak üzere istihdam
edilmişlerse, bu işçiler elli sayısının hesabında bir işçi
olarak dikkate alınırlar.
Elli işçi sayısının hesabında dikkate
alınacak işçiler
• Çalıştırılan özürlü, toplam işçi sayısının hesabında
dikkate alınmaz.
• Kanuna göre, işçi sayısının tespitinde yer altı ve su altı
işlerinde çalışanlar hesaba katılmaz.
• 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanuna
göre kurulan özel güvenlik şirketleri ile kurumların
kendi ihtiyacı için kurduğu güvenlik birimlerinde
güvenlik elemanı olarak çalışan işçiler özürlü ve eski
hükümlü işçi sayısının tespitinde dikkate alınmaz.
Özürlü işçinin temin edilmesi
• Özürlü işçilerin işe yerleştirilmeleri, 25.4.2009
tarihli “Yurtiçinde İşe Yerleştirme Hizmetleri
Hakkında Yönetmelik”te düzenlenmiştir.
• İşveren çalıştırmakla yükümlü olduğu özürlü
işçileri, kural olarak, işyerinin bulunduğu
yerdeki İş-Kur aracılığıyla sağlar.
• Ancak işveren kendi olanakları ile de özürlü
işçi istihdam edebilir.
Özürlü işçinin temin edilmesi
• Kurum aracılığı olmadan özürlü işçiyi işe alan
özel sektör işvereni bu durumu
– en geç 15 gün içinde
– Kuruma
bildirmeli
ettirmelidir.
ve
işçiyi
tescil
– Süresinde tescil ettirilmeyen özürlüler
özürlü istihdamı olarak değerlendirilmezler
Özürlü işçinin temin edilmesi
• İşveren çalıştırmakla yükümlü bulunduğu özürlüleri,
yükümlülüğün doğmasından itibaren BEŞ GÜN
içinde niteliklerini de belirterek Kurumdan yazılı
olarak talep eder.
• İşveren talebinde, işyerinde yapılan işin gerektirdiği
ağırlıklı vasıfların üstünde istihdamı zorlaştırıcı
şartlar öne süremez.
• Özel sektör işvereni, özürlü açığını yükümlülüğün
doğduğu andan itibaren otuz gün içinde karşılamak
zorundadır.
Özürlü işçinin temin edilmesi
• Kurum, özel sektör işvereninin özürlü talep tarihinden
itibaren en geç on gün içinde, başvuranlardan
nitelikleri uygun özürlüleri durumlarını ve niteliklerini
belirten belgelerle birlikte işverene gönderir.
• İşveren özürlü açığını, en geç on beş gün içinde,
Kurum tarafından gönderilenler ya da Kurum
portalında kayıtlı diğer özürlü iş arayanları bizzat
seçerek veya kendi imkanlarıyla temin edeceği
özürlüler arasından karşılar.
• İşveren işe alınanları ve alınmayanları, alınmayış
nedenlerini de belirterek Kuruma bildirir.
Özürlü çalıştırma yükümlülüğüne
aykırılığın yaptırımı
• Kanuna göre; özürlü çalıştırmayan işveren veya
işveren vekiline
– çalıştırmadığı her özürlü ve eski hükümlü ve
– çalıştırmadığı her ay için
• 750 TL idari para cezası verilir (2003 yılı itibariyle).
• 2010 yılı için bu idari para cezası 1.552 TL’dir.
Yıllık izin verilmesi konusunda yaşanan
gelişmeler
• İş Kanununa göre;
• En az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir.
• Yıllık ücretli izne hak kazanmak için gerekli sürenin
hesabında,
• işçilerin aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde
çalıştıkları süreler BİRLEŞTİRİLEREK göz önüne alınır.
• Yine Kanuna göre, işçilerin yıllık izin süreleri işçinin
işyerinde geçirdiği kıdeme göre belirlenir.
Yıllık izin verilmesi konusunda yaşanan
gelişmeler
• Bu durumda işverenin yanında çalışan
bir işçi işten ayrılır, daha sonra aynı
işyerinde tekrar çalışmaya başlar ise
kıdemi toplam süreye göre mi
belirlenir.
• Kanuna göre EVET.
Yıllık izin verilmesi konusunda yaşanan
gelişmeler
• Yargıtay, 1986-1990 yılları arasında aynı işverenin bir başka
işyerinde çalışan ve iş sözleşmesinin sona ermesi sırasında
tüm hakları ödenen ve işçiden ibraname alınan bir olayda;
• “İşçinin 1992 yılında yeniden aynı işverene ait işyerinde
çalışmaya başlaması yeni bir hizmet akti niteliğindedir.
• İşçilik hakları hesabında tasfiye edilen çalışmaların, bu yeni
hizmet akti çerçevesinde yeniden değerlendirmeye alınması
doğru olmaz.
• 4857 sayılı İş Kanununun 54. maddesi hükmünün, işçinin
önceki dönem çalışmalarının tasfiye edilmediği hizmet
süreleri bakımından bir anlamı bulunmaktadır” demiştir.
Yıllık izin verilmesi konusunda yaşanan
gelişmeler
• Yıllık izin konusunda uygulamada yaşanan en büyük
sorun işçilerin yıllık izinlerin tamamının aynı yıl içinde
kullandırılmamasında, yıllık izin sürelerinin
birikmesidir.
• Önemle belirtelim ki, yıllık izin hakkına sahip bir kişiye
izin ücreti ödenerek bu süre TASFİYE EDİLEMEZ.
• Buna iznin satılmazlığı denir!
• Aksi halde işçi parasını alıp, sağlığını satmış olur.
• Yargıtay da, iş sözleşmesi devam ederken iznin
paraya dönüştürülemeyeceğini belirtmektedir.
Yıllık izin verilmesi konusunda yaşanan
gelişmeler
• Yıllık izin hak kazanılan dönemi takip eden yıl içinde
kullandırılmak zorundadır.
• İznin tamamının aynı anda kullandırılması şart değildir.
• Ancak yıllık iznin bölümler halinde kullandırılmasında
sınırlamalar vardır.
• Kanuna göre, yıllık izin süresi bir bölümü 10 günden az
olmamak üzere en fazla üçe bölünebilir.
• Yıllık izin Kanuna aykırı olarak bölünürse ne olur?
Yıllık izin verilmesi konusunda yaşanan
gelişmeler
• 1475 sayılı Kanun döneminde olan bir uyuşmazlıkta;
• Yerel mahkemeye göre, işçinin kullandığı 12 günden az
olan izinlerin, yıllık izinden sayılamaz, izin ücreti
ödenmesi gerekir.
• Yargıtaya göre ise,”…Eğer işçi verdiği dilekçelerle
kendisi birkaç günlük yıllık izin taleplerinde bulunmuşsa,
daha sonra bu izinleri Kanuna aykırı olarak kullandığını
ileri sürerek, yıllık izin parası isteyemez”.
Yıllık izin verilmesi konusunda yaşanan
gelişmeler
• Bizim önerimiz yıllık izinlerin Kanuna uygun olarak
kullandırılmasıdır
• Zira konu sadece işçinin yıllık izin parası talep
hakkından dolayı önem taşımaz.
• İşveren İş Kanunu uyarınca yapılan bir denetim
sonucunda İPC ödemek zorunda da kalabilir.
• Gerçekten, yıllık izni Kanuna aykırı olarak bölen
işverene, bu durumdaki her işçi için 204 TL idari
para cezası verilir.
Yıllık izin verilmesi konusunda yaşanan
gelişmeler
• Yıllık izne rastlayan ulusal bayram ve diğer tatil
günleri izne eklenir.
• Ancak Cumartesi günü çalışılmayan işyerlerinde bu
sürenin de izin süresine ayrıca ilave edilmesine gerek
yoktur.
• Çünkü hukukumuzda Cumartesi işgünü olup, işçi
diğer günlerde Cumartesi gününün de çalışmasını
yapmaktadır.
• Ayrıca işveren tarafından yıl içinde verilmiş olan diğer
ücretli ve ücretsiz izinler yıllık izne mahsup edilemez.
İşe iade işçilik hakları
• İşe iade davaları da uygulamada en fazla
uyuşmazlık yaratan konulardandır.
• Yargıtay özellikle 2008 ve 2099 yıllarında verdiği
kararlar ile işe iade sonrası işçinin haklarını
daha belirgin hale getirmiştir.
• Bu konuda sorunlar da özellikle işe iade sonrası
işçinin işe başlayıp başlamaması ve işçilik
alacaklarının hangi tarihteki ücrete göre
ödeneceği konusunda yoğunlaşmaktadır
İşe iade işçilik hakları
• Yargıtaya göre; işçinin, süresi içinde işe iade yönünde
başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe
başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe
başlamak olmadığı kabul edilmelidir.
• Bu durumda işverence yapılan fesih, geçerli bir feshin
sonuçlarını doğurur.
• Bunun sonucu olarak da, işçi işe başlatmama tazminatı
ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakları talep
edemez.
• Ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve
koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmelidir
(18.3.2009 tarihli karar).
İşe iade işçilik hakları
• İşverenin daveti üzerine işçi makul bir
sürede işe başlamalıdır.
• Makul süre;
• işçinin işyerinin bulunduğu yerde ikamet
etmesi durumunda en fazla 2 günlük süre,
• işyerinden farklı bir yerde alması halinde
ise, en çok 4 gündür.
İşe iade işçilik hakları
• Boşta geçen süreye ait 4 aya kadar ücret ve diğer haklar
için ise, feshi izleyen dönem ücretlerine göre hesaplama
yapılmalıdır.
• Bu ücrete ikramiye, gıda yardımı, yol yardımı, yakacak
yardımı ve servis gibi parasal haklar dahil edilmelidir.
• Bu dönemde işçi işyerinde çalışıyormuş gibi para ile
ölçülebilen tüm değerlerin dikkate alınması gerekir.
• Buna karşılık, işçinin ANCAK ÇALIŞMASI İLE ORTAYA
ÇIKABİLECEK olan arızi fazla çalışma ücreti, hafta tatili ile
bayram ve genel tatil günlerinde çalışma karşılığı ücret ile
satışa bağlı prim gibi ödemeler, en çok 4 ay kadar boşta
geçen süre içinde ödenmesi gereken diğer haklar
kavramında değerlendirilmez.
İşe iade işçilik hakları
• İşçinin işverence işe başlatılmaması halinde,
– işe başlatılmayacağının sözlü ya da eylemli
olarak açıklandığı tarihte veya
– bir aylık başlatma süresinin sonunda
• iş sözleşmesi işverence feshedilmiş sayılır.
• İşe başlatmama tazminatı FESİH
TARİHİNDEKİ ÜCRETE GÖRE ödenmelidir.
İşe iade işçilik hakları
• Yargıtaya göre, boşta geçen süreye ait ücret
ve diğer haklar ile işe başlatmama tazminatı
brüt olarak hüküm altına alınmalı ve kesintiler
infaz sırasında gözetilmelidir.
• Bilindiği gibi, dört aylık boşta geçen sürenin
ücretinden sosyal sigorta primi ve vergi
kesilmektedir
• Buna karşılık işe başlatmama tazminatından
prim de vergi de kesilmemesi gerekmektedir.
İşe iade işçilik hakları
• İşe iade davası ile tespit edilen en çok 4 aya
kadar boşta geçen süreye ait ücret ve diğer
haklar için de 4857 sayılı Kanunun 34.
maddesinde sözü edilen özel faiz türü
uygulanmalıdır.
• Yani mevduata uygulanan en yüksek faiz
oranı uygulanmalıdır.
• Ancak işe başlatmama tazminatı niteliği
itibarıyla tazminat olmakla uygulanması
gereken faiz, yasal faiz olmalıdır.
Download