Su tasarrufu gıda ile başlar

advertisement
Su tasarrufu gıda ile başlar
Kişisel hijyenimizin ve içtiğimiz suyun genel tüketimimizde çok küçük bir etkisi
vardır. Su dengesi üzerindeki ağırlık, aslında gıda üretimindedir. Su tasarrufu
konusunda bardaklarımıza değil, tabaklarımıza bakmalıyız.
Günde 425 litre su… Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, bu, bir Amerikan
vatandaşının günlük ihtiyacı olan su miktarı. Ancak, yine WHO verilerine göre,
Madagaskar’da günlük kişi başı 10 litre su kullanılıyor. Daha zengin ülkelerde
ortalama günlük tüketim yaklaşık 300 litre. OECD'ye göre, 2050 yılına kadar su
ihtiyacımız % 55 oranında artış gösterecek ve dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisi
2025 yılında zaten su sıkıntısı çekmeye başlamış olacak.
Su, yarının petrolü... Su miktarı azalırken, tüm dünyada suya duyulan talep
artmakta ve sonuç olarak ekonomik, sosyal (yetersizliği arttıkça insanların yaşam
şartlarının iyileşmesi yavaşlamakta) ve siyasi maliyetler (su kaynaklarının
kontrolü için gerilimler ve sıcak savaşlar) artmaktadır.
Kirlilik ve küresel ısınma
Kısmen kalkınmanın artması sebebiyle oluşan kirlenme, su kaynaklarının
kalitesini tehdit etmesi bakımından su yetersizliğinin ana nedenleri arasında yer
alıyor. Sanayi atıklarının % 70’i, hiçbir arıtma işleminden geçmeden su kanallarına
boşaltılıyor. Diğer bir neden de yağışları azaltan aynı zamanda tayfun ve
kasırgalar sırasında sellere ve toprak kaybına yol açan ve gezegenin geniş
topraklarını çölleştiren küresel ısınmanın etkisi.
Başka kaynaklardan enerji üretmenin yolları bilindiği için, petrol olmadan
yaşamak olası ancak su olmadan bu gezegende yaşam mümkün değil.
Dengesiz dağılım
Aynı petrol yataklarında olduğu gibi, su da dünya üzerinde dengeli bir dağılım
göstermez. Dünya su kaynaklarının % 64’ü sadece 13 ülkede bulunuyor. Yıllık kişi
başı 100 metreküpten az suya sahip ülkelerin sayısı yıldan yıla artıyor. Bu miktar,
su için “yoksulluk eşiğidir”. Bu miktardan az su ile ne kişisel ihtiyaçlar ne de
endüstriyel ve tarımsal ihtiyaçlar karşılanabilir.
Dişlerimizi fırçalarken musluğu kapatmak veya duşta daha az kalmak su tasarrufu
açısından iyi tedbirler olmasına karşın, bunların etkisi genel su tüketiminde
oldukça az. Temiz su kaynaklarının % 70’i tarımda kullanılıyor. Bu oranı % 22 ile
sanayi takip ediyor. Ev kullanımı “sadece” % 8 oranında ve bu da sadece gelişmiş
ülkelerde. Yoksul veya su yetersizliği bulunan ülkelerde su tüketiminin % 95’i
yiyecek üretimine ayrılmış durumda. Birleşmiş Milletlere (BM) göre, dünya
üzerinde her 6 kişiden birinin, kişisel hijyen için gerekli olan 20-50 litre suya
erişimi bulunmuyor.
Gizli tüketim
Coğrafyacı olan ve Londra King’s College’dan emekli profesör Tony Allan, bu
durumu şu şekilde anlatıyor: “Tabaklarımıza koyduğumuz yiyeceklerin tüketilen
su miktarı üzerinde önemli bir etkisi vardır. Her gün yaklaşık iki litre su içersek,
aslında dolaylı olarak bunu üretmek için kullanılan suyla birlikte, 5 bin litre su
tüketmiş oluyoruz.” Allan farkına varmadan tükettiğimiz su miktarını göstermek
için “virtual water” (gerçek su miktarı) kavramını ortaya atıyor. Allan şu şekilde
devam ediyor: “Biz insanoğlu suyun gerçek değerini anlayamıyoruz ve doğanın
engin ancak sonsuz olmayan su kaynakları ile olan ilişkimizin öyle bir
noktasındayız ki bu konuda daha fazla bilgisizliği artık kaldıramıyoruz.”
Peki su tüketimimizi nasıl azaltabiliriz? Yanıtı: Tercih ettiğimiz yiyeceklerin nasıl
üretildiğini öğrenmekten geçiyor.
Aslında su tasarrufu yapan üretim yöntemleri ve gıda seçenekleri mevcut. Bir
örnek verelim: Çiftlikte yetiştirilen sığırlardan elde edilen 1 kg et, otlaklarda
beslenen sığırlardan elde edilen 1 kg etten beş kat fazla su tüketimine yol açıyor.
Bir kilo patates üretimi 250 litre su gerektiriyor.
Kaynak: barillacfn.com/food-for-all
Download