Dengeli Ücretin (Adil Ücret)

advertisement
İNSAN KAYNAKLARI
YÖNETİMİ
ADANA MYO MUHASEBE VE VERGI
UYGULAMALARI PROGRAMI
Öğr. Gör. Dr. İnanç GÜNEY
ÜCRET VE ÜCRETLE İLGİLİ KAVRAMLAR
 Mal ve-veya hizmet üretimine doğrudan ya da dolaylı olarak katkıda bulunan
tüm düşünsel ve-veya fiziksel emek (çaba), karşılık olarak ücrete hak
kazanır. Ayrıca herhangi bir personelin elde ettiği ücret, o personelin ortaya
koyduğu üretken çabanın değerinin de bir göstergesi olmaktadır. Aylık ya da
maaş memurların, ücret ise daha çok işçilerin ve özel kesimde çalışanların
hizmetleri karşılığında elde ettikleri geliri anlatır. Ancak uygulamada ücret,
genellikle maaşı ve diğer ek olanakları da içerecek şekilde geniş anlamda
kullanılmaktadır.
 Ücret kavramının ve ücret yapısının daha iyi anlaşılmasını sağlamak için ilgili
bazı kavramların açıklanması yararlı olacaktır.
 • Ana-kök ücret: Bir üretim birimi başına ya da bir zaman birimi başına
ödenmesi gereken ya da kararlaştırılan ücret miktarıdır. Zaman esasına
dayanan ücret sistemlerinde bu tutar, saatlik, gündelik, haftalık ya da aylık
ücret şeklinde olabilir. Üretime dayanan ücretler ise parça başına, metre
başına, kilo başına, ton başına belirlenen ücret tutarlarıdır.
• Çıplak ücret ve giydirilmiş ücret: Çıplak ücret, bir
personelin işi görmesi karşı lığında kendisine
nakden ödenen tutardır, bir başka deyişle ana-kök
ücrettir. Giydirilmiş ücret ise asıl ücrete ek olarak
personele sağlanan para ya da parayla ölçülebilir
olan ve sözleşmeden veya kanunlardan
kaynaklanan ek olanakların, sosyal yardımların ve
performans ücretinin da dikkate alınarak
hesaplandığı ücrettir. Ancak ücret denildiğinde asıl
anlaşılması gereken çıplak ücrettir.
 • Brüt ücret ve net ücret: Brüt ücret, personele
tahakkuk ettirilen toplam ücrettir. Net ücret ise
brüt ücretten gelir ve damga vergileri, sosyal
güvenlik kesintileri, varsa borç taksitleri, sendika
aidatı vb. kesintiler yapıldıktan sonra kalan ve
personelin eline geçen ücret miktarıdır.



Ücret çok yönlü bir kavramdır. Ekonomik ve toplumsal
yaşamın hemen hemen tüm yönlerini etkilemektedir.
Personelin örgüte yaptığı katkılar karşılığı aldığı ücret
onların yaşamlarını devam ettirmesini sağlaması
yanında personele örgüt içinde bir statü ve saygınlık da
kazandırmaktadır. Ücret yönetimi bu yönleriyle karmaşık
bir görev olması yanında hem örgüt hem personel
açısından büyük önem taşımaktadır.
Personel açısından ücret hem ekonomik hem de sosyal
yönü bulunan bir kavramdır. Ücretin ekonomik yönü
ekonomik gücünü belirlediğinden personeli en çok
ilgilendiren yanıdır. Birey kendi çabası ile elde edeceği
ekonomik kaynakları yiyecek, barınma, tatil vb.
ihtiyaçlarının karşılanmasında ve diğer hizmetlerden
yararlanmasında kullanılır.
Diğer yönden ücret personelin örgüt ve sosyal
yaşantıdaki statüsünü belirleyen bir faktör
niteliği de taşımaktadır. Bireyler paraya onun
değişim gücünün gerektirdiğinden daha fazla
önem vermektedir. Çünkü para toplumda statü
elde etmek için gerekli olan önemli bir
faktördür.
 Yüksek statü daha çok saygı daha çok ilgi
topladığından bireyler için değerlidir. Yapıla
ücret ödemeleri artıp birey çevresindekilerden
daha fazla kazanç elde ettiğinde ise bu bireyde
başarı veya başarılı olma duygusu gelişir.




Ücret geliri: Genellikle bir yıl içinde personele ödenen ayni ve nakdî bütün
ödemelerin toplamını oluşturur. Personelin elde ettiği ücret gelirinin içine ana
(kök) ücretin yanı sıra sosyal yardımlar, fazla mesai, prim vb. şeklinde yapılan
doğrudan parasal ödemelere ilave olarak şirket arabası, telefon, hayat, sağlık
veya emeklilik sigortası gibi dolaylı parasal tüm ödemeler ile ayni yardımlar ve
şirketin mal ya da hizmetlerinden yararlandırma şeklindeki parasal olmayan
diğer unsurlar da girmektedir.
• Nominal ve reel ücret: Nominal ücret, para ile ifade edilen ücret miktarıdır.
Reel ücret: Nominal ücretin ülkede o anda geçerli olan fiyatların düzeyi dikkate
alınarak hesaplanan satın alma gücüdür. işveren bakımından önemli olan
nominal ücrettir. Çünkü işveren ücret olarak ödediği ve doğrudan maliyetleri
etkileyen, kasasından çıkan para miktarını önemser. Paranın satın alma gücü
işvereni doğrudan ilgilendirmez. Personel açısından ise elde ettiği paranın
miktarı değil satın alma gücü önemlidir.
• Ücret düzeyi: Bir işletmede çalışanlara ödenen ücretlerin oluşturduğu genel
ortalamadır. Ücret düzeyinin yüksek ya da düşük olduğunun anlaşılması için
ücretlerin bir ölçütle karşılaştırılması gerekir. Bu nedenle ücret düzeyi, ücret
karşılaştırmaları yapmak için kullanılır. Ücretleri iş alanı, bölge ya da
uluslararası düzey bakımından karşılaştırmak mümkündür. Bölgesel ve uluslar
arası düzeyde ücret karşılaştırmalarında ortalama ücretler kullanılır. Ortalama,
aritmetik ortalama ya da geometrik ortalama olarak ele alınabilir. Mod,
medyan gibi çeşitli istatistiksel yöntemlerle temsil edici ücret düzeyleri saptanır
ve bunlar arasında karşılaştırmalar yapılır. Aynı bölge ve aynı zaman dilimi
içinde yapılan karşılaştırmalarda nominal ücretlerin karşılaştırılması yeterlidir.
Farklı bölge, farklı ülke ya da farklı zaman dilimleri için yapı lan
karşılaştırmalarda ise reel ücretlerin esas alınması gerekir.


Ücret yapısı:
işletme içinde bir işe diğerlerine göreceli olarak ne kadar ücret ödeneceğini
ortaya koyar ve ücret farklılıklarının tümünü içerir. Uygulamada çalışanlar
genellikle birbirlerinden farklı ücretler alabilmektedirler. Aynı ya da benzer
işlere çeşitli işletmelerce ödenen ücretler farklılık gösterebilir.
Hatta bu durumu aynı işletme içinde bile görmek mümkündür ya da bunun
tamamen tersine, farklı önem ve güçlük derecesindeki işler için aynı ücretin
ödendiği de görülmektedir. Yani gerek piyasada gerekse işletmelerin
çoğunda ücretin hangi işe ve niçin verildiğinin belirli bir esası
bulunmayabilmektedir.
Ücret düzenlemeleri daha çok şahsi takdire ve subjektif görüşlere göre
yapılmaktadır. Bu arada adam kayırma ya da işe göre yetersiz ücret
saptama gibi uygulamaların da pek çok örneği vardır. Ülkemizde özellikle
niteliksiz iş gücü arzının fazlalığı bu eğilimin daha da artmasına yol
açmaktadır. Bütün bunlar, işletmeler arasında olduğu gibi işletme içinde de
adil ve dengeli bir ücret yapısının olması gereğini ortaya çıkartmaktadır. Bu
farklılıkların adil bir şekilde belirlenmesi için her ülkede, her bölgede ve her
iş kolunda farklılıkların esaslarının düzenlenmesi amaçlanır. Buna ücret
yapısının düzenlenmesi denir. Gerek sendikalar gerekse işverenler; ücret
politikalarını belirlerken ücret düzeylerini yükseltme ve düşürme
düşüncelerinin yanında ücret yapısını da düzenlemeyle ilgilenmek
zorundadırlar.

















Ücret yönetimi, stratejik bir bakış açısıyla tasarlanması ve yürütülmesi gereken temel bir insan
kaynakları işlevidir. Çünkü; 1) Bir işletmenin ücretlendirmede izlediği yaklaşım personelin işe
alınması, kariyerinin planlanması ve geliştirilmesi, tatmin edilmesi ve motive edilmesi üzerinde
derin bir etkiye sahiptir. 2) Ücretler işveren için önemli bir maliyet unsuru olarak kabul edildiği
için dikkatle planlanmalı dır. 3) Ücret yönetimi sistematik ve bütüncül bir yaklaşım gerektirir.
Ayrıca sağlam politikalara ve sürekli bir şekilde uygulanan kurallara göre idare edilmelidir.
Bu nedenle ücret sisteminin dikkatli bir şekilde tasarlanması ve örgütsel amaçlara ulaşmak için
etken bir şekilde kullanılması gerekir.
Ücret yönetimi, işletmelerin varlıklarını sürdürebilmeleri için çeşitli amaçlarla kullandıkları bir
araçtır. Bu amaçları aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:
• Nitelikli insanları cezbetmek ve ellerinde tutmak için diğer işletmelerle rekabet
etmek,
• Personelin güvenlik ve kendine saygı arzularını da kapsayan ihtiyaçlarını karşılamak,
• Morali/iş tatmini artırmak ve sürdürmek,
• Personeli istenen performans düzeyine ulaşması için teşvik etmek,
• Üst düzey performansı ödüllendirmek ve teşvik etmek,
• Adil ve dengeli bir ücret sistemi kurmak ve örgütün her yerinde sürekli bir şekilde uygulamak,
• Personel devir hızını düşürmek ve işletmeye bağlılığını artırmak,
• Ücret giderlerinin ödemeyi zorlaştırmayacak düzeyde olmasını sağlamak,
• Personelin bilgisini, becerilerini, yetkinliklerini ya da kıdemini ödüllendirmek,
• Ücretlerle ilgili şikâyetleri azaltmak,
• Örgüt kültürünü ve örgütsel değişimi desteklemek,
• Sendikalarla uyumlu çalışmak,
• Ücret yönetimiyle ilgili yasal düzenlemelere uymak.

Ücret kavramı örgüt açısından da büyük önem taşır.
Ücretlenme sürecinin örgüt açısından önemi şu
başlıklarda özetlenebilir.
Örgütte çalışmaya istekli personel potansiyelini
yaratmak: Örgütün personel sağlama ve seçme
etkinlikleri ile ilişkili olarak ücretleme programında en
uygun personeli işe alma, örgüte katma açısından çekici
olması gerekir. İnsanlar en çok kazanç
sağlayabilecekleri işleri yani en fazla ücreti alabilecekleri
işleri tercih ederler. Dolayısıyla kendi ihtiyaçlarına en
uygun personel potansiyelini yaratabilmesi için
tatminkar bir ücret önermesi gerekmektedir.


İyi personeli örgütte elde tutmak: Personelin örgütte
yaptığı katkılarla örgütten elde ettiklerini aynı örgütte
veya farklı örgütte çalışanların katkı ve kazanımlarıyla
karşılaştırması ve bu karşılaştırma sonucu bir eşitsizlik
görüldüğünde iş tatminsizliği algılaması çok doğaldır. Bu
tatminsizlik personelin verimsiz çalışmasına bazı
durumlarda örgüte maddi ve manevi zarar vermesine
hatta örgütten ayrılmasına yol açabilmektedir.
Personeli güdülemek: Personelin örgüte maksimum
katkı verme yönünde harekete geçirme sürecinde ücret
önemli rol oynar. Ücret bireyin temel ihtiyaçlarını
karşılamada en önemli araç olma özelliğini taşımakta ve
onun ekonomik gücünü olduğu kadar toplumsal
statüsünü de belirlemede ve değerlendirmede bir ölçüt
olabilmektedir. Ancak ücret önemli olmakla birlikte
güdülemedeki etkisi beklendiği kadar büyük değildir.

Ücretler örgütün en önemli maliyet öğesidir: Doğal olarak
tüm girişimcilerin en önemli amacı kar elde etmektir. Bu
nedenle işverenler mümkün olduğunca maliyetleri aşağıya
çekmek isterler. Özel girişimci hem yukarıda sıralanan
amaçların gerçekleştirilmesini sağlayan hem de kar düzeyini
olumsuz etkilemeyen örgütün yaşamını tehlikeye
sokmayacak bir ücret politikası belirlemek zorundadır. Özel
girişimci için ücret ekonomik bir anlam taşır. Ücret emeğin
fiyatıdır ve serbest ekonomilerde piyasa güçleri tarafından
belirlenir. Kamu kesiminde ise bu görüşün geçerliliği
sınırlıdır. Kamu kesiminde görülmekte olan işlerin çoğunda
tekel durumu söz konusudur. Devlet bu hizmetleri yerine
getirirken başka güçlerle yarışma halinde değildir.
Maaş ve Ücret Seviyesini Etkileyen Faktörler
Bir işletmenin ücret seviyesini ve bu ücret
seviyesindeki değişiklikleri etkileyen belli başlı dört
faktör vardır. Bunlar :
 İş kolunda ve iş piyasasında mukayese edilebilir
işler için ödenen ücretler
 İşletmenin mali durumu
 Fiyatlar genel seviyesi
 Kanun ve yönetmeliklerle düzenlenmiş ücrete
ilişkin hükümler iş kolu ve iş yeri seviyesinde
yapılmış olan toplu sözleşmelerde bir işletmenin
ödemekte olduğu ücret seviyesini etkiler.


İşletme yöneticilerin maaş ve ücret politika ve
uygulaması konusunda aydınlatılması gerekir.
Bu konuda personel yöneticisi ön plana çıkar ve
gerekirse danışmanlık hizmeti yapar. Toplu
sözleşme görüşmelerinde sözlü anlatma ile
karşı tarafı ikna etmek zordur, bu nedenle
görüşmelerde çok yönlü kanıtlar gerekmektedir.
Bir işletmenin yöneticileri çalışanlara ödenecek
ücret seviyesi hakkında belirli bir fikre
sahiptirler.

Ücret politikası esaslarının yazılı olarak saptanması belirli prensiplere
uyularak hareket edilmesini sağlar. Toplu sözleşme uygulaması
içindeki işletmelerde ücret seviyesine ilişkin politika kararları toplu
sözleşmenin getireceği değişikliklerin etkisi altındadır. Ülkemizde
sendikaların ücret istekleri genellikle zam denilen tüm çalışanlar için
eşit miktarda zam yapılması şeklindedir. Bu türlü zam uygulaması çok
düşük seviyede ücretlerin ödenmekte olduğu işletmelerde çalışanları
daha çok memnun bir uygulamadır. Ancak bunu yanında olumsuz
etkileri de vardır. Herkese aynı zammın uygulanması durumunda
daha çok mesleki yetişkinlik ve öğrenim gerektiren görevlerde
çalışanlar eşit miktarda ücret artışı almaktan memnun olmazlar ve
kendilerine ve uzmanlıklarına fazla önem verilmediğini düşünürler
buda başka iş aramalarına neden olur.
ÜCRET VE ÜCRET YÖNETİMİ
Ücret, geniş anlamda düşünsel ya da fiziksel işgücünün, yerine getirdiği iş
karşılığında aldığı değerdir. Ücret, emeğe düşen paydır.
Ücretler işçi açısından gelir niteliğindeyken, işletme açısından maliyet gideridir.
Dengeli Ücretin (Adil Ücret) Saptanması
Dengeli olarak belirlenen ücret, işinin değerine uygunluğu işçi tarafından kabul
edilen ücrettir.
Dengeli Ücretin (Adil Ücret) Saptanmasındaki Ölçütler:
a- İşin Güçlüğü
b- Eğitim ve Meslek Deneyimi
c- İşletme Çevresinin Koşulları
d- Düşünsel Ağırlık
ÜCRET DÜZENLERİ
A- Zaman Temeline Dayanan Ücret Düzeni
B- Parça Başı Ücret Düzeni (Akord Ücret)
C- Primli Ücret Düzeni
a-Halsey Ücret Düzeni
b-Rowan Ücret Düzeni
c-Gannt Ücret Düzen
d-Bedeaux Ücret Düzeni
e-Taylor Ücret Düzeni
ÜCRET DÜZENLERİ
ZAMAN TEMELİNE DAYANAN ÜCRET DÜZENİ
Zaman temeline dayanan ücret düzeninde ücretler, saate, güne ya da çalışma süresinin
başka birimlerine göre hesaplanır.
Uygulandığı Durumlar:
1. İşçi başına üretimin ölçülmesinin ya da hesaplanmasının güç olması
2. İşçilerin bireysel olarak özendirilmesine gerek bulunmaması
3. İşçilerin, ücret dışındaki yollarla özendirilmesi
4. Her işçinin üretiminin başka işçilerin çalışma çabukluğuna sıkı sıkıya bağlı olması
5. Üretimde yürüyen şerit düzeninin uygulanması
6. İşin çabuk yapılmasından çok malın niteliğinin önem kazanması.
Zamana Göre Ücret Düzeninin Üstünlükleri
1. Ücretlerin hesaplanması çok kolay ve yalındır. Hesaplama için fazla zaman harcanmaz.
2.İşçilerin aşırı ve hızlı çalışmasını gerektirmez. İşletmedeki çalışma büyük bir sessizlik ve
rahatlık içinde geçer.
3.Mallar daha yüksek nitelikte üretilir.
4.İşçinin işten zevk alma olanağı artar.
5.İşçi, her zaman için güven duyabileceği belirli bir gelire sahip olur.
6.Öbür ücret düzenlerinin doğurabileceği tartışmalar çok azalır.
Zamana Göre Ücret Düzeninin Sakıncaları
1. İşçi verimindeki gelişmelerin göz önünde tutulmaması
2. İşin düşük bir verimle yapılması nedeniyle karşılaşılabilecek zararların
işletmeye yüklenmesi
3. İşletmede iyi bir denetim ve gözetim sisteminin kurulmasını gerekli
kılması
4. İşçilerin, ürettikleri malın birim maliyeti ile kendilerine ödenen ücretler
arasında doğrudan doğruya bir ilişki kuramamaları
5. İşletmelerin işgücü giderlerinin malın birim maliyeti içindeki oranını
kolaylıkla hesaplayamamaları
6. Ücret nicelikleri bakımından işletme içersinde anlaşmazlıkların çıkması
ÜCRET DÜZENLERİ
Parça Başı Ücret Düzeni (Akort Ücret)
Yalnızca harcanan zamana bağlı olmadan, üretim birimine göre ücretlerin saptanması
temeline dayanır.
Parça ücretinin çeşitleri:
a-Bireysel parça ücreti: Doğrudan doğruya her işçinin ürettiği birim göz önünde
tutularak hesaplamaların her işçinin ürettiği birim sayısına göre yapılmasıdır.
b-Kümesel parça ücreti: Teker teker işçilerin yaptıkları üretim niceliğinin
ölçülmesinin ya da hesaplanmasının güç olduğu durumlarda, o kümenin yaptığı birim
sayısına göre kümeye ödeme yapılmasıdır.
Parça Ücret Düzeninin Yararları
1.İşletmede üretim artar
2.Makinalardan daha çok yararlanılır.
3. Fazla üretim nedeniyle ortalama değişmez maliyet giderleri düşer, birimsel maliyetler
azalır.
4. İşçilik maliyetlerinin ve birim maliyetlerinin hesabı kolaylaşır.
5. Daha yüksek ücret alma olanağı doğar.
6. Denetimcilerin sayısında azalma sağlanabilir.
Parça Ücret Düzeninin Sakıncaları
1.İşçiler daha çok ücret kazanmak için, dayanabileceklerinden daha
fazla çalışırlar ve yıpranırlar.
2.Malların niteliğine özen gösterilmez.
3.İşgücüne karşı talebin azalmasına yol açabilir.
4.Fazla üretim yapan işçilerle, daha az üretim yapan işçiler arasında
sürtüşmeler doğabilir.
5.Günlük çalışma süresi uzayınca, saat başına düşen kazanç büyük
ölçüde azalır.
6.Büyük oranda ücrete hak kazanan işçilere karşı işverenler ters bir
tutuma girebilirler.
7. Birim başına uygulanacak ücretin ve harcanacak zamanın iyi
saptanamaması durumunda o işletme içi düzen bozulur, ücret düzeni
işlemez olur.
ÜCRET DÜZENLERİ
Primli (Özendirmeli) Ücret Düzenleri
İşçiye fazla ürettiği her birim için ücretin toplamı ya da bir bölümüne göre hesaplanan tutarın
prim olarak eklenmesidir.
Çeşitleri
a- Halsey Ücret Düzeni
b- Rowan Ücret Düzeni
c- Gannt Ücret Düzen
d- Bedeaux Ücret Düzeni
e- Taylor Ücret Düzeni
Primli (Özendirmeli) Ücret Çeşitleri
a-Halsey Ücret Düzeni
İşçi söz konusu işi belirlenen süreden daha önce bitirirse, belirli bir zaman
tasarrufu sağlar. Sistemin özü, arttırılan bu zamana belirlenen ücretin
yanısıra ek bir ücretin de ödenmesidir. Toplam ücrete göre hesaplanan
primin bir bölümü işçiye verilirken bir bölümü işletmede bırakılmaktadır.
b-Rowan Ücret Düzeni
İşçi belirlenen süreden önce işi bitirdiğinde arttırılan zamana göre
hesaplanın primin tümü ek olarak işçiye ödenir.
c-Gannt Ücret Düzeni
Bu ücret düzeninde, işçinin yapması amaçlanan belli bir standart üretim
niceliği saptanmıştır. Bu niceliğe ulaşabilen işçiye, normal saat ücretine
göre hesaplanan bir ücret ve ayrıca bunun belli bir oranı kadar da ek ücret
ödenir. İşçi, standart üretime ulaşmıyorsa yalnızca saat başına verilen
ücrete hak kazanır.
Primli (Özendirmeli) Ücret Çeşitleri
d-Bedeaux Ücret Düzeni
Bu sistem zaman ölçüsünü 100 üzerinden değil 60 üzerinden hesaplamaktadır. Normal çalışan bir
işçinin üretebileceği niceliğe 1 saat için 60 Bedeaux (B)’lik bir puan verilmektedir. Prim işçinin
çalışması sırasında arttıracağı zamana göre Bedeaux (B) olarak hesaplanır.
e-Taylor Ücret Düzeni
Belirlenen standart üretim niceliğine varılana dek her parça için belli bir ücret, bu standart
üzerindeki üretim için de daha yüksek bir parça ücreti ödenir. Bu düzen, işçiye herhangi bir kök
ücret güvencesi vermez.
Ücret Düzeyini Etkileyen Unsurlar



Ücret düzeyleri belirlenirken bazı unsurların dikkate alınması gerekir. Bu
unsurlar; iş gücü piyasasındaki arz-talep dengesi, piyasada hakim olan ücret
düzeyleri yaşam standardı, kıdem, ekonomik faktörler ve toplu pazarlıklardır:
• iş gücü piyasasındaki arz-talep dengesi: iş gücü piyasasındaki arz ve talep
arasındaki dengenin bozulması, ücret düzeylerini artıracak ya da
düşürecektir. iş gücü arz-talep durumu ülkeden ülkeye, bölgeden bölgeye ya
da aynı ülkenin değişik şehirlerine ve bölgelerine göre farklılık gösterebilir.
Örneğin, genellikle gelişmekte olan ülkelerde nitelikli iş gücü arzı düşüktür,
nitelikli iş gücü arzının da kendi içinde daha az ya da daha çok olduğu
alanlar bulunur. Buna karşılık niteliksiz iş gücü arzı yüksektir. Bu nedenle
gelişmekte olan ülkelerde niteliksiz iş gücüne çok düşük ücretler
ödenmesine karşılık nitelikli iş gücü arzı için işletmelerin rekabet etmeleri
gerekir. Bu rekabetin nitelikli iş gücünün ücretlerine yansıması doğaldır.
işverenlerin ücreti iş gücü maliyetlerini çok fazla artırmaksızın nitelikli iş
gücünü cezbetmeye yetecek düzeyde belirlemeleri zorunludur.
Piyasada hakim ücret düzeyleri: işverenlerin ücret düzeylerini belirlerken
aynı alanda faaliyet gösteren diğer işletmelerin ne kadar ücret ödediklerini
bilmeleri gerekir. Bir başka deyişle, piyasa ücret araştırması yapmaları
zorunludur. Bu durum hem işletmenin nitelikli personeli cezbetmesi hem
nitelikli personelini elinde tutması hem de harici eşitliği sağlaması açısından
önemlidir.


• Yaşam standardı: Bireyin elde ettiği ücretle ne satın alabildiği onun yaşam
standardını gösterir. Daha önceden de söylendiği gibi teorik olarak
işverenler reel değil, daha çok nominal ücret düzeyiyle ilgilenirler. Fakat
sonuçta çalıştırdıkları insanların elde ettikleri paranın satın alma gücü
onların yaşam standartlarını düşürüyorsa bu durum performanslarını
etkileyeceği için işverenler görmezden gelemezler. Bu nedenle işverenler
ücret düzeylerini paranın satın alma gücünü de dikkate alarak belirlemek
zorundadırlar. Özellikle ülkemizde enşasyonun aşındırdığı satın alma
güçlerini geri kazanmaları için personele yardımcı olmak üzere ücret
düzeyleri periyodik olarak düzeltilmek zorundadır. Ücretlerin reel değerinin
ya da satın alma gücünün en kapsamlı göstergesi Devlet istatistik Enstitüsü
tarafından hazırlanan Tüketici Fiyat Endeksleri (TÜFE)’dir. Bu konuda
dikkate alınacak bir başka kaynak da istanbul Ticaret Odası’nın hesapladığı
Geçinme Endeksi’ dir.
• Kıdem: Bir personelin işletmeye çeşitli katkılarda bulunduğu çalışma
süresini tanımlamak için kullanılır. Personelin işletmeye bağlılığını artırmak
için kıdeminin ödüllendirilmesi gerekir. Bir başka deyişle işletmeye yeni giren
bir personelin aldığı ücretle, bu işletmeye uzun yıllar hizmet vermiş bir
personelin yaptıkları iş aynı olsa da aldıkları ücret farklı olmalıdır. Bazı ücret
sistemleri ücret düzeylerini belirlerken sadece kıdemi dikkate almaktadırlar.
(Örneğin, kamu personelinde olduğu gibi) Ancak günümüz koşullarında
kıdem tek başına yeterli bir kriter olmamalıdır, kıdemin yanı sıra
performansın da dikkate alınması gerekir.


• Ekonomik faktörler: Dış ekonomik faktörler işletmelerin ödeme güçlerini doğrudan
etkiler. Örneğin; ulusal ve uluslar arası rekabet, entegrasyon ya da ekonomik
durgunluk gibi dış ekonomik koşulların işletmelerin ödeyecekleri ücretlerin düzeyini
etkilemesi kaçınılmazdır. Bu koşullar ücretleri yukarı ya da aşağı çekebilir ve böylece
personele yapılan ödemelerden sonra işletmenin elinde kalacak gelir artabilir ya da
azalabilir. Örneğin, entegrasyon ücret düzeylerini yükseltiyorsa özellikle de başlangıç
düzeyindeki ücretler işletmenin ücret yapısında öngörülenden daha hızlı yükseliyorsa
işletmelerin çoğunun ücret yapılarında uygun dengeyi ve adaleti sürdürmeleri
mümkün olmayabilir. Bu durum iş düzeyleri arasındaki farkların daralmasına yol açar
ve işletmenin performansa dayalı ücret ödeme yeteneğini azaltır. Bunun sonucunda
baştan sona tüm ücret sisteminin düzenlenmesi gerekir ki bu, maliyeti oldukça
yüksek bir uygulamadır. işletmeler arasında ödeme güçleri bakımından da farklılıklar
vardır. Örneğin, serbest piyasa ekonomisinde uzun yıllar yüksek kâr elde etmiş olan
bir işletmenin üst-orta düzey ücretleri ödemesi doğaldır. Ancak zarar eden bir
işletmenin ücretleri düşürmekten ya da personel sayısını azaltmaktan başka bir
seçeneği olmayacaktır. Başlangıç veya olgunlaşma döneminde ya da yaşamının
sonunda bulunan işletmelerin ücret ödeme güçleri arasında da benzer farklar
bulunur.
Toplu pazarlıklar: Toplu pazarlık, işveren ile işçi sendikasının, işçilerin hangi koşullar
altında istihdam edileceklerini görüştükleri ve uzlaşılan sonuçları iş sözleşmesine
bağladıkları bir süreçtir. Ülkemiz yasalarına göre toplu pazarlık işletme ya da iş yeri
düzeyinde yapılabilmektedir. Pazarlıkta ele alınan konuların başında ücret gelir. Diğer
konular ise sosyal ödemeler, ikramiye, kıdem tazminatı, iş yeri disiplin süreci ve
kuralları, iş süresi ve fazla mesai, izinler, işçi sağlığına ve iş güvenliğine ilişkin
kurallar, sendika güvencesi, dinlenme süreleri vb. olabilmektedir.
Download